Fethi GedikliFethiGedikli.com
  • Twitter
  • Facebook

G...

...

g günü s saati | Üstelik bunlar, sadece o karargâhta değil, aslında TSK'nın o seviyelerdeki tüm birimlerinde, kurmay subayların üzerlerinde yıllarca çalışarak resmî plânlara dönüştürdükleri; ardından da, hazırlamış oldukları o plânlardaki Harekât Emirlerinin durum maddesinde öngörülen koşullar fiilen gerçekleşince, G günü S saatinde icra edilmek üzere ast birliklerin sevk edilecekleri; hiyerarşik olarak işleyen, devamlı emir ve talimatlardır., | NÇınar, T, 19.9.2011

a.






g noktası | Afrika'da kadınların sünnetinin yaygın olduğu bazı bölgelerde, küçük gruplardaki kadınlar şimdilerde G noktalarını nasıl uyarabileceklerini öğreniyorlar., | M, 28.9.2015

a.






g-string | g-string | Sanırım en çok da kendi kızlarının g-string giymesine ses çıkaramayan anne ve babalar kızıyor başörtüsüyle dolaşan | öteki kızlara., | NecdetŞen, 2.9.2009 | Erol'un geçmiş biyografisini (sic) yeniden masaya yatırdılar, Erol'a bir g-string don giydirmedikleri kaldı, Erol'a sağ çıkma şansı vermediler., | NGenç, isenç, 106

a.


ing.



gaban | bk. kaban. sert ve dik yamaç | gömülü dururken gabanın / olorta yerinde upuzun / korkucuklar ararken onu / çiğli ve yapyalnız buldum // iki çakal gibi / kara kasketli / taşlı gabanlardan / kopa kopa kaçmada, | YMiraç, 1981, 34/42

a.






gabar sendromu | Gece binaların içinde uyuyamama, dağları özleme, parkta uyuyup sabahlama şeklinde kendini gösteren eski militanlarda görülen sendrom. | Amerikan askerlerinin yakalandığı Vietnam Sendromu böyle bir şey, sonra Avrupa'da Gabar Sendromu adıyla keşfedilen yeni bir sendromdan da söz ediliyor., | OMiroğlu, T, 29.9.2011

a.






gabî | / | (Ar. gabavet | kalın kafalı olmaktan gab?) Anlayışı kıt olan, kalın kafalı (kimse), bön, ahmak. | Musikiyi çok fazla saz aleti kullanılarak yapıldığında makbul, daha az saz aleti kullanıldığında daha az makbul zanneden cühela zihniyeti, bir opera aryasından, bir tar icrasından, bir ney taksiminden anlamayan gabilerdir., Ö T İnançer, M Tatçı, 05.01.2025, FB

s.a.






gabi | Bu merhametsiz yahut pek merhametli kanun-ı tabiat daha iyiyi yaşatmak için iyiyi ortadan kaldırır, kuvvetliyi yaşatmak için zayıfı ezer, pakı yaşatmak için nâ-pakı öldürür, zekiyi yaşatmak için gabiyi kahreder-., | ACevdet, MveRAdab-ıMuaşeretRehberi, 1914/İKalın, SAçıkGörüş, 23.12.2012

a.






gabicar gebiç alan. | Bu değirmencinin aldığı emek hakkının adı GABİÇ idi, dolayısıyla da değirmenci GABİCAR olarak bilinirdi..., Hasan Öztürk, 27.01.2025, TÖL whatsapp








gabiristan | kabristan, mezarlık, sinlik. | Ama herkesten istediğimiz bir şey var. O da ülkemizin isminin değiştirilmemesi. Biz hep GARİBİSTAN olarak anılmayı istiyoruz. Sakın kimse ülkemizi GABİRİSTAN yapmaya KALKMASIN!, S Düzgün Bakır, 2007, 112

a.






gacı | Onları ilk kez Ukrayna parlamentosunun önünde memelerini açtıkları halleriyle tanıyıp (kimileri çırılçıplak dese de, sadece yarı çıplak, memeli resimlerine tanık oldum) | Ukraynalı kadınlar fahişe, Ukrayna genelev değildir sloganlarıyla görüp | ters köşe bir et ve turizm reklamı diye düşünüp, uluslararası platformda dikkat çekip ünlü olmaya çalışan bir grup gacı olarak yargılamıştım, mahkeme duvarı beyin çeperlerimde., | AyçaŞen, T, 29.2.2012 gacu | Çıksa da hiç görmediğim, giymediğim gacuların sütyenleri gibi alsam., | AdnanGündüz, KüçükFahişe,1980? , 48

a.argo






gacır etmek ses taklidi kapı vs. gacır gacır ses çıkarmak | Yavaş yavaş kendimi kaybediyorum. Kaybettim demeye kalmadı, kapı gacııırrrrr etti., | Gürman, 81








gacır gucur

s.



"Tam o sırada başlarının üstünde gacır gucur bir gürültü kopmuş | gök tellalı sanmışlar.", H Aycın, Esrarname, 77"



gacır gucur | Sonra da, ormanın içinden, karlara gacır gucur bata çıka, çığlık çığlığa bağırarak koşturdu eve., | DCeyhun, 119








gacurt gucurt | Böylece iyice yağlanan teneke adam gacurt, gucurt sesleri ile karışık yürümeye başlar., | Fırt, S 434, 03.07.1984, 14

a.






gada | Kazâ. | Sana gelen gadalar bana geleydi sürmeli yavrum., | ACılga, Sıpanın, 11 | gadasını almak / gadanı alayımBirisinin yerine ölmek anlamında kullanılan cümle genç ve fit erkeğe göz dikmiş yaşlı teyzelerin pek bir kullandığı sözdür., | onedio, 12.8.2015g




ar.



gada keçım ol

dey.



" "Deniz suyunu içenin kanmaması ve daha çok içmek istemesi gibi kendisine verilen ömür sermayesini hep daha fazla pokemon yakalamak (Gada keçım ol' felsefesi der ecnebi) ve turnuvadan turnuvaya koşturmakla harcadı.", Cafcaf, H Öztürk, Bahar 2013/54, 13"



gada keçım ol | Deniz suyunu içenin kanmaması ve daha çok içmek istemesi gibi kendisine verilen ömür sermayesini hep daha fazla pokemon yakalamak (Gada keçım ol' felsefesi der ecnebi) ve turnuvadan turnuvaya koşturmakla harcadı., | Cafcaf, HÖztürk, Bahar2013/54, 13








gaday | qazâ/gada-y. senin gadanı, kazanı, senin başına gelecek kazayı. | Harman yerini sürseler / Oy Sanem vay Sanem / Yerine gül dikseler / Esmer gaday ben alim., Şanlıurfa




ar.



gaddare | iri bir tür çift el kılıcı. (bkz: pala), tsan chan,28.11.2001, EkşiS | [K]abadayılara ait, maddi ve manevi değeri fazlaca ustura, gaddare, piştov, saldırma, yatağan gibi pekmez akıtmaya mahsus cins cins emanet demir ile,-. İOAnar, GK, 15

a.




GTS-



gaddarlaşmak | Fakat bense biliyorum ki Rus milletine, gittikçe daha gaddarlaşan zulümleri irtikâp etmeye mecbur olmamak için yalnız bir çare vardır: Halkm arzusunu gaye edinmek ve bu süprüntü arabası yuvarlanıp bacaklara çarpmamak için onu bizzat..., | Bir dönem bir çocuk, Ruşen Eşref Ünaydın, ?N Birinci, ?N Sağlam, Bütün Eserleri, 2002, C 1, 107 | Anadolu kıyısına vardığımızda yağmur inatçılığın ötesinde, hainleşti, gaddarlaştı doğrusu. Üstelik sileceklerin teki çalışıyordu., | Hürriyet ansiklopedik yıllığı, 1979, 277

f.






Gadillakçı | Cadillac'tan | Bunun bir çaresini bulmalılar ki, ben o zaman gadillakçılara gadillakçı diyeyim. , UsturaD, 1970*, 69, 2




ing.



gafçı a.çok gaf yapan kimse | ...misafir yeni gaflarından birini ağzından kaçıracağı sırada etekçi ceketinin ucundan çekme vazifesi yapması üzerine, gafçı: | -Ne çekiyorsunuz eteğimi? diye ona dönmesin mi? , | FRAtay, MütarekeD, 128








gafillik -ği

a.



"Gafillik –ği a. "Fakat Salahattin Bey gibi aklınca "bir aile yuvası kurmak!" isteyenler, işlerin bu şekli alıverdiğini, çok gafillik ettiklerini görünce büyük bir hayal inkisarına uğruyorlardı.", Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 19 | "Kendinde ibadete karşı bir gevşeklik ve ilgisizlik, nefsanî zevk ve arzular ve gafillik hali gördüğün zaman bu senin kötülüğündendir.", Gelin Tacı, 31"



Gafillik –ği | Fakat Salahattin Bey gibi aklınca | bir aile yuvası kurmak! isteyenler, işlerin bu şekli alıverdiğini, çok gafillik ettiklerini görünce büyük bir hayal inkisarına uğruyorlardı., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 19 | gafillik -ği | gafil olma hali, gaflet. | Bakmasaydı o şeytanın sözüne / Gafillik perdesi indi gözüne / Âdem Serendipten dünya yüzüne / İptida bastığı kadem burada., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 102-3

a.






gafman | gah+ | man (adam) gafcı | Bugüne dek bu şekilde pek çok gafa imza atan Arınç, 'gafman' olarak hatırlanacak., T, 5.8.2014

a.


ing.



gaftici | Bu isimde, ünlü olaraktan Fethi Naci, Fethi Okyar bir de gaftici fethi vardır., | tsan chan, 28.02.2002, EKşiS

s.






gaful | fundalık, çalılık. | Ummaduğun gafuldan tavşan çıkar atasözü.

a.






gafulluk -ğu | bk. kafulluk. | 1. Diken yığını | Bir sahamız vardı Trabzonda, sahanın kenarına fazla yanaştığınızda ya siz gafulluğa (yabani diken yığını) dalardınız ya da top dereye inerdi., | STunalı, T, 9.1.2013 | 2. Komar ve cifin ocaklarının birbirine geçerek oluşturduğu yığın. | Hava açmadan elimizde fener dere boyuna 'gafulluk' dediğimiz çalılıkların içine yola çıkarız, diğer elimizde uzun bir sopaya takılı ağ, bir kımıltı hissettiğimizde kuşun tepesine geçireğiz. / Yılan gibi kalas gibi kazma gibi çükler gırla gidiyor, mağara gibi ayı kürkü gibi gafulluk çalılık gibi amlar bin çeşit, ama bir dudak resmi bir 'buse'nin izini kayıtlarda bulmak neden mümkün değil, sikle ulaşmayı hayal ettikleri yere dudaklarını neden hiç uzatmadılar? , | NGenç, isenç, 34/52

a.






gaga Aşkale | karışık kuru yemiş.

a.






gagalamak | Rüzgâr suyun sathını hafif hafif gagalar., R Ilgaz, | Sularda Güneş, Türkçü Kopuz M, 15 Eyl 1939, S 6, ?

f.






Gagalı | Gagası olan. | ...serinletici rüzgâr, hamile bırakan rüzgâr, kavuran, çölleştiren rüzgâr, rahmet yağmurlarını getiren rüzgâr, toprağın engebeleri, uçan kuş, yırtıcı gagalı şahin, feza, akan yıldızlar, akıl almaz ışık yılı uzaklıktaki Güneş Sistemleri, cevher ve köpük..., | S Karakoç, İnsanın dirilişi, ? , 41 | Son bir defa, karanlıkta iki ayaklı birer pamuk yumağına benzeyen sarı gagalı yavrularını çağırdı., | H Balıkçısı, MA, 1962, 8

s.






gagalık -ğı | Yok bir gagalık nemiyle bir damla yemi.../ Rengiyle çekip tığıyla vursun diye mi / Seçtin gülü sen: gülde ne buldun? dediler... / Bülbül dedi: | buldum onda ben, kafiyemi., A N Asya, ?

a.






gagarinleşmek | uzaya ilk giden Sovyet kozmonotu Yuri Gagarin'in soyadından. gagarin gibi uzaya gitmek | ve gagarinleşmeyip ama kırlangıçlaşıp şöyle bir dolaştı yedi denizi, | NBüyüm, 1968, 47

f.






gagauz s ve | Moldovya içinde yaşayan bir Türk halkından kimse ve bu halktan olana ait.

a.






gagauzluk -ğu | Gagauz Yeri. Gagauzların yaşadığı yurt. | Gagauzluktaki bu modayı başlatan Levente Borbely isimli bir Sekel aktivisttir., | GYAbdurrezzak, 26.7.2011 eposta

a.






Gağurdağı lahanası | Trabzon. Gağurdağı dağ adından. lahanaya benzer bir ot | , | A H Gedikli, 1.7.2009, Akçaabat

b.a.






gaile / gayle | 1. Sıkıntı, dert, keder, üzüntü. 2. | Uğraştırıcı iş, çekilmesi zor yük. 3. | İstenmeyen durum.




ar.



gaileli | 1. Başa dert olan, üzüntü veren, gaile çıkaran. 2. | Sıkıntısı olan, dertli. | Çok gaileli bir zamanda isyanlarla ve gailelerle çalkalanan bir coğrafyada uğraştığı başka bir mesele de eşrafın arasındaki hudutsuz rekabetler ve çekişmeler olmuştu. Ailesini Tokat'ta bırakarak 21 Mart 1923 tarihinde at ile yolculuğa çıktı ve Sivas'tan sonra yaylı araba ile yolculuğuna devam etti. Kendi ifadesiyle | Adana ilbaylığında on dokuz ay kaldı., | Ali Birinci, Mustafa Reşat Mimaroğlu hayat hikâyesi ve hâtıraları, 2021? , C I, ? | Eşim, oğullarım, gaileli, mutlu yıllarım / Sırayla yuvadan uçan kuşlarım., | N Ö Arpacı, 2006, 57

s.






gajık gujjuk | Su dolabı, tek başına, 'gajık gujjuk', inildeyerekten dönüyordu., | DCeyhun, 81

z.






gak dedi mi guk demekTürklerde ben yok biz vardı. Hakan gak dedi mi herkes guk derdi., | ÜKıvanç, T, 27.8.2011

dey.






gak guk geçiştirme sözleri | Sürekli olarak belediyeye şikayette bulunduk. Aldığımız cevap 'gak' ve 'guk' şeklinde oldu., | Aaktar, T, 24.10.2011








gakgaklamak

f.
gaklamak. karga gak gak bağırmak.


"Tavşan seslendi: "Gakgaklayacağına buraya gel' dedi. ", İzgü, Güldüren u, 1983, 39"



gakgoluk -ğu

a.



"Gelenek ve göreneklerin müthiş bir zevkle sergilendiği, gösterişten uzak mütevazı insanların eldeki imkanlarla maksimum huzuru ve eğlenceyi yakalayabildiği, izledikçe keşke o günlere geri dönebilsek dedirten ve buram buram Gakgoluk kokan 90'lı yıllarda bir Elazığ düğünü..", @gazicaddesi 4.7.2022, Twitter"



gakguklamak | Bu arada hakiki kahramanlık, cam kafesinin arkasında gakguklamakla olmuyor./ Hakiki kahramanlık ÂNINDA ve GERÇEK HAYATTA karşı koyma pratiğin varsa mümkün. Yoksa kargalar gibi gakguklarken peynirleri patır kütür düşürdüğünle kalırsın dalının altında bekleyen resmî ideolojinin tilkilerine., | PMağden, T, 25.12.2011

f.






gakkoş | kardeş. elazığlğların birbirine sevecen hitap sözü. | Diz vur gakkoşum! / | Hey! de... Kükresin halay kolu / Kövenk'in pınar başı, görünsün Saray yolu..., | N Y Gençosmanoğlu, ? | | Gakkoşlar diyarı aziz şehir Elazığ'ın yeni hizmetkârı Mücahid Yanılmaz kardeşimizin adaylığını tebrik ediyorum, | EBağış, 5.12.2013twitter | gakkoşlar diyarı | Elazığ ve muzafatı.

b.a.ünl.






gaklama | karganın çıkardığı ses | Şafak sökmeden onlarca serçe cik ciklemesi, kumru guguklaması, karga gaklaması..., | BTSalihoğlu, 2014, 47

a.




GTS-



gaklamak | karga gak diye ses çıkarmak | Ormandan bir karga sürüsü havalandı. Kanat çırpıp kuru sesleriyle gaklayarak tekrar ormana daldı., | AErgenekon, 61

f.






gaku

a.



"a. "Gış geldi gayığa safarı vurdum... / Gızlar gayasından akındım durdum, / Buydum da soğuktan, dondum ha dondum / Evde gaku yemenin gorkusuyum ben.", http://www.basciftlik.com/siiroku.asp?id=48, 20.1.2014"



gal

a.
yara, çıban?

?
"Yanıma geldi bir hoş er / Tabib-i aşkımız meğer / Elinde ateşten neşter / Vurdu sînemdeki gala. // Aldı sînemdeki galı / Basiretten açtı halı / Baş gösterdi hikmet gülü / Bezendirdi sağa sola", Bayburtlu Hicranî/San, 16"



gâl Hatay güya SNal, 16.3.2015








Gala | halk galası | Burak Tozkaparan ve Hayal Köseoğlu'nun başrollerini paylaştığı 'Sesinde aşk var' filminin halk galası önceki gün Bursa Zafer Plazada gerçekleştirildi., | HrKlbk, 26.8.2019, 3

a.






galaktik yıl | Galaktik Yıl kavramı tüm uzayı da kapsamaz, sadece Samanyolu Galaksisi'ne özgüdür. Uzayda milyarlarca belki de trilyonlarca galaksi olduğu tahmin ediliyor. Özetle, bizim zavallılığımızdan dolayı ancak algılayabildiğimiz | Dünya Yılına göre 250 milyon yıl uzunlukta olan | Bir Galaktik Yıl bile uzayın sonsuzluğu içinde sıfırdır!

b.a.






galaktofor | Ürünün içeriği galaktofor ve acinus'un tekrar yapılandırılmasında ve genişlemesinde östreojeni taklit ederek yardımcı olur., | NadideMemdik 12.7.2011 eposta








galan | Kalan. Artık. | Bu sevda denilen yaman şey imiş / Saatler gün olur, günler ay imiş / Yetti galan, bu hasretlik neyimiş / Salına salına gel yârim gayrı., M F Köksal, Türk Dili, Şub 2025

z.






galatakârî | Galata işi, tarzı, biçimi. | Ayakları galatakârî, az üstlü, zarif kırmızı yemenilere alışıktır., | M Naci, 1969, 14

s.






galatlaşma | | Kreşendo (crescendo), bir müzik terimi. Müziğin akışına ait bin bir değişkenden | dinamiğin, yani sesin şiddetinin artması anlamına geliyor. Öğrendiğime göre, tiyatro ve sinemada da kullanılıyormuş; ekşi sözlük'te bir arkadaş | oyunun tirmanarak en yukariya ciktigi, tepe noktasi[na] kreşendo dendiğini yazmış, ama ya aslında tepe noktasına doğru tırmanışı kastetmiş veya orada bir galatlaşma olmuş., | https://programnotlari.blogspot.com/2010/11/hncal-uluc-ve-kresendo.html, 09.11.2010

a.






galatlaşmak | | suhte: medrese öğrencisi. Sözcük anlamı | yanmıştı. Bilim aşkıyla yanmayı düşündüren bir addı. Zamanla galatlaştı ve softa oldu., Tolga Ersoy, Sinop'un hanı: Sinop Hapishanesinin tarihi ve edebiyattaki yeri, 1997, 93

f.






galatlaşmak | Galat haline gelmek | Onun ilkelerinden bazılarının değişikliğe uğramış (tahrif, tebdil edilmiş, galatlaşmış) olmakla beraber halk içinde, günlük konuşmalarda dile getirilmekte olması da bunun en kesin kanıtıdır., | HNDemirtaş, xııı, MecelleninDoksanDokuzİlkesi, Cİlhan, ist 2003-2010

f.






galaz | Rusyada bir şehir. | Dolanır Rusyanın Galaz şehrine çıkarlar., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 139

a.






galeyancılık -ğı | Milli iradenin keşfinden milli galeyancılığa, ulu öndercilikten yeni devlet tapınmacılığına kadar bunun bir dizi emaresini görüyoruz., | MBilici, T, 3.1.2015

a.






galgımak

f.
zıplamak, hoplamak, 22.3.2021+





galibarda | Öykülerin tümü düş ve koyu galibarda kızılı ile boyanmıştır., | SalahBirsel, Bitliler, NisanKitapDört, 4

s.






galisizm | GALİSİZM (İng. GALLICISM) Bu terimi bugün öğrendim. Meğer son dönem Osmanlıca metinlerde bile geçiyormuş. / Galisizm, kısaca, başka dillerde Fransızcadan alınan herhangi bir ifade, deyim, dil özelliği vb. veya Fransızlara özgü gelenek veya özellik anlamındaymış., Süer Eker, @CuriousTurkish, 07.01.2025, X

a.


ing.



galli | Birleşik Kırallığın Galler ülkesinden alan. | Galli başbakanın elleri Clemanceau'nun yakasına yapışmıştır: -Özür dile, özür dile!, | SalahBirsel, Bitliler, NisanKitapDört, 8

s.






galoçoş





"Kartol yahnısı da boynunu burar / Mercimek galoçoş sofraya sürer / Ander lobiya da kendini kurar / Nice kişileri tulhan eyledik.", ?, 3 Eki 2020 20:47"



Galoçoş | Kartol yahnısı da boynunu burar / Mercimek galoçoş sofraya sürer / Ander lobiya da kendini kurar / Nice kişileri tulhan eyledik., | Türk halk kültüründen derlemeler, 1991, 27

a.






Galoş / fotoğraf | Destârı [sarık] ekseriyâ beyaz, fesi kulaklarda, orta boy, tıknaz, oldukça melih, esmer yüz, kestane karası gözler, zülfün fevkinde, bıyık sakal, sırta cübbe, âba, ayakta potin, mest ve galoş yuvarlanır gibi bir reftâr, şeyhin acemi bir fotoğraf tarafından alınmış timsâlidir., | A Rasim/Kolcu, Muharrir, Şair, Edib, 92








galuç -cu | Eskiden giyilen bir çeşit kadın ayakkabısı. boğazlı kadın çizmesi. | Aman dama çıkma, baş açık / Haydi dama çıkma, baş açık / Arpalar karakılçık / Aman arpalar karakılçık / Aman eğer gönlün var ise / Haydi eğer gönlün var ise / Gey galucu (Al bohçanı) yola çık., Ankara, halk türküsü

a.






Galvanometre | Bitki çılgınca galvanometrenin ibresini tavan yaptırdı., | Bitkilerin Gizli Yaşamı, P Tompkins / C Bird, 1973, Çev: Sulhi Dölek

a.






galyalı | Keza, Fransız milleti Galyalı, Romalı, Frank, Burgond, Vizigot ve Norman kavimlerini eritmek suretiyle teşkil edilen bir millettir. Tarihî milletlerin çoğu başlangıçta imparatorluk şeklinde teşekkül etmiş devletlerin kalıntısıdır (Arsal 1979: 67)., | SMArsal/NErgan, 2016








gam | Gamme1. | Sekiz notanın kalın sesten inceye veya inceden kalına gitmek üzere sıralanmış dizisi | Sonra, titrek titrek, ilk gamlarını sıraladığı piyanoyu hatırlıyor, do, re, mi, fa, sol... - | İlhan 2. Ürün dizisi, yelpazesi | Ürün gamının son halkası: V40, | T, 5.3.2012 | TAI'nin F-16'dan tutun Turna ve ANKA'ya kadar insanlı-insansız araçları gamına danışman desteğiyle ancak kendi kabiliyetiyle ürettiği bir yenisi eklendi..., | MYülek, Z, 1.7.2012

a.

müz.
fr.



gama ışınları | fiz. Radyoaktif cisimler tarafından yayılan ve x ışınlarından daha kısa dalgalı olan ışınlar. GTS | Diyeceğim odur ki, alfa ve gama ışınlarıyla dünyamızı ziyaret eden saygın uzaylılar güzel haberler verip, gelecekteki uzay üslerindeki varlığımızın dünyadaki varlığımıza armağan olması konusunda dostane destekler verdiler., | AyçaŞen, T, 28.3.2012

a.






gamato/gamata 1960/1969 | (argo) küfretmek, sövmek. Gamatoyu vermek, gamatoyu basmak gibi kullanılır. gamata da derler. Pencere amelesi peterpan, 3.4.2003, EkşiS. | Pişti'de çaylar gene onda kalınca, Allahlı, kitaplı bir gamato salladı kahvenin rutubetli alacakaranlığına., | O Kemal, Küçücük, 1969, 3

a.






gambacı gamba müziği icra eden | Mozart uzmanı olan müzikolog, klavsenci ve org icracısı babası Helmuth Perl'le müzik eğitimine başlayan sanatçı, beş yaşındayken bir konserde izlediği ünlü gambacı Wieland Kuijken'den etkilenip viola da gamba çalmaya başladı., | T, 15.2.2012








gambot | Deniz | Bafra gambotu süvarisi İsmail Kapudan Beğin de limanda vazifeten bulunduğu ve kaimmakamın emrine amade olduğunu mahalli metropolidine ityân etmesi üzerine ahali hükûmet konağına gelerek haklarında icra ve tatbik edilecek olan muamele-i askeriyeye muvafakata mecbur olmuşlardı..., | İlkul42

a.






game changer | oyun değiştirici. | Çünkü PYD'nin PKK'yla çok yakın ilişkisi var. Dolayısıyla süreç başarılı olursa zaten o bir game changer (oyun değiştirici) olacaktır, sadece Türkiye ve Suriye için değil, bütün bölge için., YaşarYakış, R, 29.7.2013

s.


ing.



game over ing.Oyun bitti. | Game over demek için daha çok erken, bilmem farkında mısınız? , | AÖzçer, T, 21.4.2012

dey.






gameboy | Oku: geymboy 1990? | Dün akşam 'Made in Dagenham' diye bir film seyretmeye çalışırken Memo aylardır biriktirdiği parasını ikinci el sitelerinden birinden aldığı gameboya yatırmanın ne kadar kârlı bir yatırım olduğunu anlatıyordu, nefes almadan., | AyçaŞen, T, 29.1.2012

a.


ing.



gametçi/kametçi a.* Van meyve bahçesinde komisyoncu AAYörük, 9.2.2014








gamhane | 1. Gam evi 2. mec. Dünya | Olur mu efendimiz, ben bir gamhanede bir taife biliyorum ki huzur ve rahat içinde, bir eli yağda bir eli balda, mesut bahtiyar., | İPala, Z, 1.5.2012

a. mec.






gamlanma BTS+ | +-Sen gamlanma... dedi, yürüdü gitti., | ÖFToprak, 1979,33

a.




bts+



Gamlanmak | Gamına gamlanıp olma mahzun / Demine demlenip olma mağrur / Ne dem baki ne gam baki ya hu., | Yavuz Sultan Selim | gamlanmak | Ömrümde bu kadar gamlandığımı hatırlamıyorum., | MYağmur, 63

f.






gamlaşmak | gamlanmak, bir kimseyi gam basmak, üzülmek | Bit ve pire görmek aman bulmak ve gamlaşmak ola., | Tuhfetülmüluk, 1331, 39

f.






gamma-bütirolaktan | Yeni uyuşturucu madde: gamma-bütirolaktan Tüfenkci tespiti çok zor olan sıvı eroin de yakaladıklarını anlatırken, gamma-bütirolaktan adı verilen uyuşturucuyu Türkiyede ilk olarak Gümrük Bakanlığının yakaladığını, İçişleri Bakanlığı ve diğer kurumları da bu konuda bilgilendirdiklerini söyledi., | HaberTürkG, 24.6.2017

a.






gamzede | gam vurmuş, gam çarpmış kimse | Şimdi her afetin peşinde afetzede, arabesk bir dünya algısıyla, 'gam'zedesin; gördüğün her 'gamze'ye fit oluyorsun. | , | DirilişP, 28.5.2016

s.






gamzelenmek

f.
yanağı çukur olmak.


"Pembe beyaz karışımı teninle, / Gülüşlerle gamzelenen beninle,", F Telatar, Onlar, 18"



GAN

a.
"GAN, iki yapay sinir ağı kullanmak suretiyle mükemmel gerçekçi sahte çoklu ortam eseri oluşturmayı sağlayan bilgisayar tekniğidir. Bkz. Birinci Bölüm, V. Başlık, B. Alt başlığı, GAN.", Kanan İbrahimli, İÜSBE, ylt, 2024, 13"

İNG. KIS.
"2014 yılında Google Araştırmacısı Ian Goodfellow tarafından 2014 yılında geliştirilmiş iyi bilinen derin öğrenme tekniklerinden biri olan Generative Adversarial Networks (GAN), gerçekçi görüntüler üretmek için iki yapay sinir ağını üzerine kurulu bir makine öğrenmesine dayalı bir tekniktir. Bu teknik gerçek görüntülerden öğrenerek gerçek görüntülerden farkı insan gözüyle ayırt edilemeyecek sahte görüntüler üretmektedir. İki yapay sinir ağına dayalı bu teknikte ilk yapay sinir ağı üretici, diğer ise ayrıştırıcı görevi görür.", Kanan İbrahimli, İÜSBE, ylt, 2024, 15"



ganbatte | emir başar | Mektuplar arasında 5 yaşındaki bir çocuğun 'Ganbatte Türkiye –Başar Türkiye' notu da posta kutusuna atılan zarflar arasında dikkat çekenlerden., | T, 27.9.2011




jap.



gandalf | J. R. R. Tolkien'in kurgusal Orta Dünya evreninin önemli bir kesitini anlattığı Yüzüklerin Efendisi adlı fantastik üçlemesindeki önemli karakterlerden biri, bir Istari ya da Orta Dünya büyücüsü. | Ak saçlı ve ak sakallı bir dede var arkanda. | Gandalf? | O ne kız? | Boş ver. Eee, adam ne yapıyor arkamda? | Başına çok hayırlı bir olay gelcek iki vakte. Onu müjdeliyo., Şebnem Burcuoğlu, Kocan kadar konuş, 9

a.






Gandici | Hindistanı İngiliz egemenliğinden barışçı yolla bağımsızlığına eriştiren Mahatma Gandi yanlısı. | [H]int halkı, Müslümanıyla, Hindusuyla pek de öyle Gandici bir şiddetsizlikle taçlandırılmış bir bağımsızlık mücadelesi vermemiş., | LYılmaz, T, 23.5.2012

s.






Gani gönüllü | En gani gönüllüleri Hacı Rifat'ın İhsan isminde birisi idi. Bir sene evvel babası avda kaza neticesinde vurulup ölünce (bu ölümün kaza olmayıp, bir zeytinlik meselesi yüzünden araları açık bulunan Arnavut Galip Ağa'nın intikamı olduğunu söyleyenler de vardı) evin erkekliği ve bütün mallar bu on dört yaşındaki çocuğa kalmışti., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 30

s.






Ganimetçi | Sel önünden kütüp kapmak: ganimetçi [olmak]., | İbrahim Arslanoğğlu, 1978, S 24-47, ? | Ganimetçi Burjuvazi Önce temel hak ve özgürlüklere sınırlamalar getirmeye açık bir anayasa gerekiyordu., | Özker Özgür, Kıbrısta demokrasi bunalımları, 1992, 165








Ganos yer/dağ adı Tekirdağ yakınlarında bir dağ | Keşan DOÇEK Ganos dağlarındaydı, | 3.5.2016, GündemSaros, 8








ganyan Özön 1961 | 1. at yarışlarında birinciliği kazanan at 2. | Bu at için alınan bilet. | ganyan bayii | İlk ganyan bayiini kimin açtığını da yazmışlardır diye gerisini okuyamadım., | RamazanRasim, T, 9.8.2011

s.a.






ganyotçu | Kolpaçino' sinema filmi serisinde canlandırdığı 'Ganyotçu' karakteriyle tanınan Ebubekir Öztürk'ün İzmir Marşı'na küfür ettiği görüntüler sosyal medyada büyük tepkilere neden oldu., | Cum, 18.5.2017 | Ganyotçuya bir şok daha, Hr,1.8.2017 | Eveeeet ganyotçu it velisi bu defa oluklu çatı paneli dileniyor... oldukça zengin bir hanım 150 tanesinin parasını gönderdim diyor ganyotçu diyor ki 15 gönderdin tşk, kadın başka bir yoruma tekrar diyor ki 150 tane aldım..., @Koios_w, 06.11.2024, X

a.






garaç | bk. garaj | İlin girişindeki büyük garaç kimin. Yılmaz Beyin., | ANesin, ŞAvrupa, 87

a.






Garagesmennek (garagasbennek) | Garagesmennek yatagodu, goyuna getmedi.Ali Avcı | karakaş bennak belkide sert sözünden geri adım atmayan birinin anlatımı .köyümüzde hiç korkmadan utanmadan inatla yapacağını yapma ,ters düşen sözünü tekrar cesurca kişinin yüzüne karşı saygısızca konuşma eylemi için söylerler.hep merak etmişimdir karakasbennek utanmadan karşımda hala konuşuyor gibi, beyşehir üstünler.Nazir Akcan | bilerek isteyerek Mustafa Arı, Köyden sözcükler Y.T. 25.04.2025, Facebook

a.






garaj arabası

b.a.
çok fazla yol gitmeyen, daha çok garajda kalıp ara sıra kullanılan binek arabası.


"garaj arabası, çok uygun fiyata ... @me AMPEC", Cinemascope: aylık sinema dergisi, 2006, 22"



garajcı | Yahut da her vakit yaptığı gibi yine garajcı ile bir olup kendinden birkaç yüz lira çarpmak istediğine hükmediyordu., YKK, Panorama, 1953, C 1, 197

a.






garalok -ğu | az. Tr. Trabzon hurmasının bir türü.

a.






garame | Garame İpoteği, C Pekmez, İstanbul AydınÜHF Teminat Hukuku Sempozyumu, 15-16 nisan 2021




ar.



garameten | oranlı biçimde. | Emlakin satılmasından hâsıl olacak miktar Ziraat Bankasına konur ve onlar arasında nispet dairesinde garameten taksim olunur. Bir müddet böyle satılan emlâkin parasını Ziraat Bankasında bırakmışlar. Nihayet toplanan para 200 300 bin lira olmuş. Şu halde sekiz yüz 22 milyona üç yüz bin lirayı taksim etmek icap eder., Cümhuriyet Halk Fırkası Büyük kongre, C.H.F. Üçüncü Büyük Kongre zabıtları, 10-18 Mayıs 1931, 1931, 138

z.






garanti belgesi garanti belgeli | Garanti belgesi... Adama garanti belgeli gideceğim ya, dişli, çocuk doğurur, hiç bozulmaz hep çalışır diye..., | Mİzgü, 77

a.






garantici | sınav yerini bir gün önceden gidip yoklayan garantici öğrenciler gibi, düşeceğimiz tuzakları kendi elimizle kurup, sonra o patikayı ilk kez görüyormuşuz hayretine düşmek bize özgüdür., | MEsayan, T, 20.5.2012

s.






garantili

s.
güvenceli, güvence edilmiş, güvence altında.


"Benim babam da Sivastopol muharebesinde varmış. o halde dostluğumuz garantili artık değil mi?", Kaptan Paşa, 1954, 101"



garantör | garanti belgesi işareti? | Tamiri yapılan cihaza yapıştırılan garantörün yırtılması veya yıpratılması cihaza verilen garanti süresini iptal eder., | REM Dış Ticaret ve Paz. Ltd. Şti., 28.12.2011

a.






garavilik -ği | bk. garabilik**. overlok dikiş. | İş öncesi yüksükle elimi bağladılar. Daha sonra iğne çekmeye başladım. İğne çekmeyi öğrendikten sonra garabiliğe başladım. Ustamız orijinal ismiyle overlok görevi yani garabilik işi verdi. Bu iş el marifeti ile yapıldığı için bu işleme garavilik denilirdi. Ortalama 1 yıl boyunca bu işi yaptım. Ardından pantolonların düz dikişlerini sökme ve ütü işini yaptım., İşinin Erbabı Terzi Metin Atacan, 07.10.2013, | https://www.vansesigazetesi.com/isinin-erbabi-terzi-metin-atacan/11565/, 23.11.2024g

a.






garaz | Gaye, maksat, istek, arzu: Garazım bu risâleden hâşâ / Ellerin aybını değil ifşâ, (Âlî Mustafa Efendi).

a.






garazsız | garazı olmaksızın. | Sultanımızdan rica olunur, garazsız ağa kulunuzu gönderip kızı ve anasını hapisten kurtarınız., R Durbaş, Şaka-nâme, 1983, 37

s.






garbi

a.
batı yönünden esen sıcak bir rüzgar.


"Yüce dağda bir bölücek kar idim / Garbi değdi erim erim eridim / Evvel muhabbetli yarim ileydim / Sanki köşelerde bakan ben oldum.", Karacaoğlan, M Yardımcı, Halk edebiyatı ürünlerinde âşıkların dilinde ve Köroğlu'nda dağ"



garbiyatçılık -ğı

a.
Doğuda Batı araştırmaları.





garblı | Kendi görüş ve düşünüşlerini hiçbir zaman indî bir mahiyette ileri sürmiyen, tam Garblı bir tefekkürün bitaraf ve ince tetkiki ile meşhurları söyletmesini ve dünya fikri olan esaslı düşünceyi tebarüz ettirmesini başaran bu konferans her itibarla örnek bir ilmî konuşma idi.

s.






garç diye 1981, ses taklidi | Kapının dibindeki karyolaya garç diye kendini attı., | HKıyafet, 26








gardı düşmek | Baktığım noktada, kendi gerçekleriyle, hayatla eskisi gibi didişmeyen, daha bir geriye çekilmiş, daha bir gardı düşmüş, toleransları artmış bir yerde görüyorum kendimi., | FatihVural, www.frmtr.com, 24.8.2007

f.






gardist | Fakat o melun gardist kelime yerine hangi kelimeyi kullanalım? , | İnsanlara numara koymak gibi dahiyane bir icadın bazı mürteciler, yobazlar ve gardistler elinde suistimal olunmaması için insanlık tarihinde değeri olmayanlara numara verilmemesini, böylece onların sınıf döndürülerek beşeriyet kadrosundan çıkarılmasını teklif ediyorum. Atsız, Z Vitamini, 98 ve 106

s.


fr.



gardiyan | Zabtiye neferleri, rüsumat kolcuları ve gardiyan gibi eratdan bulunan ve hademeden sayılan memurların töhmetleri bir aya [kadar] habs veya iki yüzlük altına kadar para cezasını veya tazminatı müstelzim ise muhakemelerinin kaza idare meclisinde rü'yet ve icra olunması., | EÇora, tez, 80 (1288 (1872) t. Nizamname?

a.






gardner sendromu | Sağlık Bakanlığı ...'Gardner Sendromu' hastası Refiye Yılmaz ile ilgili bundan sonraki süreçte her şeyi Tekirdağ İl Sağlık Müdürlüğünün takip edeceğini bildirdi., | T, 16.1.2013

a.

tıp




garez olmak (garaz) –e deyim birine kin ve öfke duymak | Evvelleri felaketimden yalnız kendimi mesul tutuyordum. Şimdi bütün insanlara garez olmuştum., | Güntekin, Damga, 85








Gargalak Yer: Espiye sahil. (Kumsalımız da var:)





Dereler ile dağlardan sürüklenerek kıyıya vuran ağaç, odun parçaları (gargalak) var sahilde. Çocukluğumuzda sonbahar yağmurları ve dere taşkınları ile denize gelip, kıyıya vuran gargalakları toplardık, çok eğlenceli olurdu bazılarını dalgaların içinden almak. Kış için iyi ve bedava yakacak stoğu olurdu.K Beşirli, 22.7.2018, TÖL



gargamel | Şirinler çizgi filmindeki kötü niyetli karakter* | Hem de aşağılık bir kara pelerin içinde ve 'Gargamel' yüzüğüyle!, | AFIşık, T, 11.8.2011

a.






gargantua | François Rabelais ve 'Gargantua'yı bugün okumak!, | PBarışta, T, 18.9.2011

a.






gargar | suyu yudum yudum döken süzgeçli şişe veya desti, kumkuma. Ş Sami, Kamus-ı Türki, 965

a.






gargat ağacı | Mor/eflatun renkli çiçeği olan, kırmızı renkli ve yuvarlak meyvesi olan dikenli bir ağaç türü. Yahudi ağacı olarak da bilinirmiş, ki zaten İsrail ve çevresinde çokça mevcutmuş. 29.4.2012, avrenezis, EkşiS | Hadis-i Şerif'te, Yahudilerin taşların ve ağaçların bile arkasına saklanacağı, buna karşın Gargat ağacından başka bütün taş ve ağaçların: | Ey Müslüman, Ey Allahın kulu, Yahudi arkamdadır, gel onu öldür diyeceği ifade ediliyor. (Buhârî, Tecrid, IX, 73; Tirmizî, Birr, 25; Fiten, 2; et-Tâc, I, 25). | , | OsmanÖzsoy, | http://www.haber7.com/yazarlar/prof-dr-osman-ozsoy/369423-iste-yahudileri-korkutan-hadis, 5.1.2009, 24.7.2015g

a.






garibanlaştırmak | Bildiği bir şey varsa o da pencerelerden yansıyan ve aşağılara doğru soluklaşıp düşen tek tük ışığın da zaten kasvetli ve kederli görünen şu meydanı daha da garibanlaştırdığıydı., | Ayşegül Özcanoğlu, Vaveyla, S 4, 24

f.






garibimtırak | garibi andırır. | Bu arada bazı garibanlar savaşı engellemek amacıyla GarimtIRAK'a giderek canlı kalkan dahi olmak istemişler. Ama Bust 'Nuh demiş de Peygamber dememiş' ve bu ülkeyi vurmuş., S Düzgün Bakır, 2007, 73

s.






garibistanlılar | garibistan memleketi sakinleri. | Hem Garibistanlılar hem iktidarları; aslında bu Savaşı kimse istemiyormuş ama çıkıp da; 'Savaş istemiyoruz!' diyemiyorlarmış., S Düzgün Bakır, 2007, 67

a.






garibiye | Garibistanda yaşayan kadın. | Garibistan'da yaşayan bazı garibiyeler saçlarını, başlarını örtmek isterlermiş. / Amaçları da hani, Garibistan'da erkeklerin kadınları dövmeleri mecburiymiş ya, hatta garibVEKİL'ler bile karılarını döverlermiş ya, bu dövme esnasında en çok yapılan eylem de kadınların saçlarının çekilmesi olduğu için ve garibiyelerin canları çok yandığı için, bazı garbiyelerin saç çekilmesine karşı önlem olarak geliştirdikleri bir yöntemmiş, bu saçlarını başlarını sımsık örtme çabaları. Hatta bazı garibiyeler bu amaçla peruk bile takıyorlarmış., S Düzgün Bakır, 2007, 83/84

a.






garipli | 1. Bir oymak adı. 2. | Uzaklarda yurdum! burdan çok uzak / Her mevsim güneşli, masmavi göklü / Camili, kubbeli, kümbetli, köşklü / Ozanlı, garipli, kervansaraylı / Hele insanları: Alplı, Giraylı / Yok haber onlardan, baba evinden / Bu yüzdendir hâlim, kopuk bir yaprak / Her şey çok uzakta benden çok uzak., Buğra Alpgiray, Paris akşamları, 1972

a.






garipsenme | Aslında benim beyaz smokinim garipsenmede ondan aşağı kalmaz., | S Şengil, 1983, 35

a.






gark gark demek yans. Kuluçka tavuğu ses çıkarmak. | Hemen o yedi kişi, birer iri piliç olup çu çu demeğe başladı. Yaşlı kadın külden birazını kendi başına saçınca da, kendisi bir büyük kuluçka tavuk olup gark gark diyerek kapıdan dışarı çıktı. Ardı sıra da o yedi piliç çıktı., R Durbaş, Şaka-nâme, 1983, 34








garklamak | Garklayan Gamze, | Michael Rosen, Mavibulut yay, 12.8.2014g

f.






garmagudal / karmakutal / karmakudal | kapkarışık, karmakarışık. | pencerelerden içeri / atlayıverdim mereğin / karmakudal denizine / kuru otların yeşillerin, | YMiraç, 1981, 67 | Dedelerin en güzeli, sevgi dolusu ve sinirlisi Hacı Murat her seferinde dere ile kavga eder ve | Oyle diysun he mi, bakalum kim kimun ula... gibi karışık garmagudal cümleler kurardı., | STunalı, T, 18.8.2012

s.






garni I garnitürün kısaltılmışı. | Amsterdam'da gittiğim seminerde verilen öğle yemeğindeki tatlıların yanına garni olarak konulan meyve imiş, başbakanımız sayesinde gazetede resmini gördüm de, öğrenmiş bulundum., | neelie, EkşiS, 24.07.2010








garni II Gömleğin yakasının ve bilekliğinin içine dikilen siyah parça. 3.12.2011 Merter








garpçı | batıcı, Batı taraftarı. | Aziz Yaşar Nabi: görüyorsun ki, hayatım gecikmelerle doludur. Buna bir yığın düşünce cezir ve meddini de ilave ediniz. 1932ye kadar çok cezrî bir garpçı idim. Şarkı tamamiyle reddediyordum. 1932den, sonra, bir Şarkta yaşadım. Asıl yaşama iklimimimizin böylesi bir terkip olacağına inanıyorum., Tanpınar, EK, 1953, 64

a.






garpperestlik

a.
batıseverlik.

ar.garb: batı far. perest + tr. -lİk
"Akif'in davranışını başka türlü izah etmek kolay olmaz. Garpperestlik" gibi, Batı'ya husumet de aynı kaynaktan gelir. Yüzyılın başından Meşrutiyet'in ilanına kadar geçen yedi-sekiz yıl içinde edebî, fikrî alanda, genel olarak da yayın alanında hissedilir bir durgunluk vardır.", F Emecen, Osmanlı devleti ve medeniyet tarihi, 1994, 216



garrâlanmak | Bir letâfet var sanır hüsnünde mâh-ı çâr-deh / Öykünür hurşîd-i âlem-tâbına garrâlanır (Rûhî-i Bağdâdî).KubbealtıL

f.






garsoniye | Garson hakkı, garsonluk. | Kodaman, yarısından coğu sisesinde duran rakıyla yediği yemeklerin tutarı olan on altı kusura yuzde on eklenmemis olduğunu gorerek sordu:— Nicin garsoniye eklemediniz? Şef garson patronuna baktı., | OKemal, 1966, 39

a.






Garsoniyer | Onun yüzünden oturduğum o birlik evinden ayrılmak zorunda kaldım, yeni yapılan evlerde bir garsoniyer istediğim zaman sendikadakiler hemen surat astılar., Ladislav Mnacko / O Akbal, Cumartesi akşamı, ÇHA, 140

a.






garzane | Bitlis ekibi sahneye kükreyen aslanlar takımı gibi çıkar, son derece tempolu, figürleri, jest ve mimikleri neredeyse vücut diliyle oynanan hızlı bir pandomim tiyatrosuna dönüşür. Sepe, Meyroke, Harkuşla, Garzane diye diye bir hışım ile gelip geçer oyunlar, seyredenler de müthiş keyif alır tıpkı ekipteki elemanlar gibi., | SavaşAy, Takvim, 2.3.2012

a.






gasalmak

f.
övünmek.


"(Prestij kitapları göstererek) gasalma derler buna Konyada.", Adem Esen, 16.04.2024"



gastris | yaprak helva | Anasonlu peksimet/paxsimadi Beyaz Fırın, mercimek genetiği değişmemiş Antep mercimeği, yaprak helva/gastris Safranbolu Safrantat'tan alındı' diye anlatıyor Aylin Öney tan., | NÇintay, 17.7.2016, SabahPzr, 5

a.






gastrit | İçtiğim çaylar ve sigaralar yüzünden hiç hesapta yokken bir de gastrit edindiğim halde, Salih bana uygun görevi bir türlü bulamıyordu., | S Dölek, Kirpi, 44

a.






gastroenteroloji | gastro-entérologie sindirim bilimi

a.


fr.



gastronomik | Gastronomi ile ilgili. | Kendisini gastronomik atölye olarak tanımlayan Kök Tu Cocina'da terbiye edilmiş somon, yumurta salatası ve tost (13 TL) atıştırın., | S Fowler/S Yedig, HrSeyahat, 24.6.2018, 11

s.






gastroösofageal | Minikler neden uyumaz / ... gastroösofageal reflü hastalığı ..., | Hkelebek, 19.7.2016

s.

tıp




gaşşak





"Şimdi kölgeliğim gaşşak olukdur.", Koca Tahir, Gündeşlioğlu ağzından, Andırın (Kahramanmaraş) derlenen Ağıtlar, ylt, Mehmet Temiz, Fırat Ü SBE, 2005, 530"



gaşşak -ğı | kamış cinsinden bir bitki. | Şimdi baş gölüğüm eşşek olukdur. / Şimdi kölgeliğim gaşşak olukdur., ? | ...Gaşşak» adını verir . Beyşehir Gölü kenarındaki bu Kürt köyü ile , süpürge otu ve saz arasında münasebet olduğu düşünülmelidir. Yörük ve Türkmen olarak gösterilen diğer | Kürt oymaklarının adını vermekle yetinelim ..., M Eröz, Doğu Anadolunun Türklüğü, 1982, 43 | gaşşak [bk. başşak], TDK, Türkiyede halk agzindan söz derleme dergisi, 1957, C 5, 5

a.






gato | Gateâu pasta çörek.GTS | Nerde o mutfak perisi hanımlar? ! (...) En zor yemekleri, börekleri, tatlıları, tuzluları, pastaları, hatta gatoları ikram ederken çekingen dururlar, övgüleriniz karşısında yüzleri kızarırdı., | Sİleri, ZPazar, 7.4.2012

a.


fr.



gattırmak

f.
büyük bir güçle yüklenmek, abanmak.*


"Selâmi ter içinde: 'Niye takıldı ki pulluk, o kadar da gattıryoz.' dedi, Yüksel'e. 'En iyisi rasim'ayı da yanımıza katmak.'./ Gelsene bi yardıma. Pulluk gitmiyor ileriye, gel de gattıram şu meredi.", İ F Ceylan, Bir Garip Adam, 2002, 73/74"



Gaulliste | de Gaulleci. | Hatta son zamanlarda Türkiye, bağımsız bir dış politika, yani, | gaulliste özerk bir şekilde hareket etme kabiliyetine ulaşmıştı., | BayramBalcı, Bugün, 10.9.2012

s.


fr.



gavara far | 1. yellenme, osuruk. 2. | Mec. İçi boş, kof. | Ülkede ahlak ve namus orta malına dönüştürülürken kalemlerini  ahlaksızların pisliğini temizleyen | kıvırtkan vidanjörlere dönüştüren yazar taifesinin söylediği hiçbir şey gavaradan hallice olamaz., | STunalı, T, 18.8.2012

a. mec.






gavaracı | boş ve gürültülü konuşan kimse. | ... de burada, Ankara'da her biri ayrı kıymet taşıyan bu güzel lakaplardan bir kaç örnek vermek suretiyle, dedelerimizin ruhunu şad etmiş olalım. Türkmen Yusufun İbrahim Gavaracı Hacı Mehmed Ağaçoğlu Molla Temiz bakkalın ..., Şeref Erdoğdu, Ankaram, 1999, 390

s.






gavat


pezevenk.
a.
hakaret yollu, Ar. ḳavvād
"Her camide aynı muhabbet olunca adamımız sonunda patlamış ve sofu arkadaşına, “Ula gavat! Erzurum’da cami mi yoktu da beni Bursa’ya getirdin, cami cami dolaştırirsan!” demiş.",
Şaban Abak, 03.07.2025 e-posta



gâvur | gâvur etmek -iboşu boşuna harcamak, ziyan etmek. | Uykunun da en civcivli zamanı; / Hoca gâvur eder mi böyle anı, / Şöyle cevap verir bir aralıkta:, Kanık, NH, 66

dey.a.






gavur küfü günü

b.a.



"Bugün gavur küfü günü Unutuldu bu adet. Renkli yumurtalar pişirilir, mahallede gençler tokuşturuydu. ve gençler ateşin üzerinden atlayarak | 'Üfürü üfürü bu gün gavur küfürü... Galın inne dizine İnce inne gözüne Bizim günahlarımız gavurlan üsdüne.." diye, tekerleme soylerdiler..", 2.4.2021, ?"



gavurca

a.



"Batılıların konuştuğu yabancı dillerden herhangi biri. "İstiklal ve İstiklalimiz Tehlikededir!" yazı dizimizden olarak bu ikinci yazımızda, Edirne'den Kars'a kadar bütün şehirlerimiz ve bölgelerimize yayılmaya çalışıldığı halde, işyeri isimlerimize İngilizcesini (ve diğer yabancı isimleri de) koymak yanında, şehir ve bölge isimlerimizin de bilinçli veya bilinçsiz olarak bir çeşit "kafirlere benzemek" kabilinden "gavurcaları" yla nasıl değiştirilmek istenildiği üzerinde duracağız. Bunun en çarpıcı ve başta gelen hali "Kayseri örneği" üzerinde duracağız."



gavurluk -ğu | Bir şapkası eksikti, gavurluk meydan aldı demekte kimi asılacaklar? , | KTahir, KurtKanunu, 157, İthaki/Bilgi 2005

a.






gayda | Tuluma benzer iskoç halk çalgısı. | İçeri odalardan birinde birkaç sarhoş gayda ile hora tepiyorlardı., | Güntekin, Damga, 86

a.

müz.




gaydırı guppak | Gaydırı guppak Cemilem denerek, tüm gaydırı guppaklar Cemile'ymiş imajı yaratıldı. Ne yapılmak, nereye varılmak istendiği anlaşılamadı., | Cyrano de Bergerac @SerdalAcar5, twitter, 20.11.2019








gayelemek | Yusuf, mütemadiyen efendisiyle birlikte bulunmuş ve vatanı tefrik için yapılan hareketi gayeleyen ef'ali bizzat ihtiyar etmiştir., | Şeyh Said İstiklal Mahkemesi T, 450

f.






gayesiz | Bazen gayesiz, hevessiz / Boşuna geçer günlerim, sessiz., | N Ö Arpacı, 2006, 50

s.






gaylesiz | gailesiz. Dertsiz tasasız. | Koyununu seçer ele katarsan / Gaylesiz olarak evde yatarsan / Fukaranın arkasından yetersen / Arkası möhlüzlüğe varılır oğul, | Geycekli 1977, 3

s.






gayp âlemi | Bunun ötesinde, sırları insana kapalı olan bir 'gayp âlemi' (görünleyen âlem) vardır., K Canatan, 2005, 20

b.a.






gayretlenmek

f.
çaba sarfetmek.*


"Gayretlendikçe azıcık ilerlemiş, ilerledikçe in* daralmış, daraldıkça sıkışırmış. Sıkıştıkça gene.", H Aycın, Esrarname, 68"



gayretli | gayret sahibi,gayret gösteren kimse | Her iki filmin verdiği mesajla ettiği hizmet, kanaatimizce birçok kitabın verdiği malumattan, birçok gayretlinin tebliğ faaliyetlerden daha kıymetliydi., | İKüçükkılınç, 23.10.2011 eposta

s.






gayrı mevkuf, gayrimevkuf | tutuksuz. | ...hâkim gayrı mevkuf olarak muhakeme etmişse idare âmirile arasında bir tezat aramak doğru olamaz. Vatandaşların en mukaddes haklarının hürriyet olduğu muhakkaktır. Fakat bu herkesin istediğini yapması ve yapabilmesi demek değildir., Ayın Tarihi, 1930, S 75-81, 6821

s.






gayrılık -ğı | başkalık. | [E]ğer biz daha hızlı davranıp pencereye kocaman, şöyle bizim tüm gayrılığımızı örtecek kadar koskocaman bir bayrak asarsak, belki yağmadan kurtulabiliriz., | Mesayan, T, 21.5.2012

a.






gayrımeşrulaştırmak | Bu toprakları modernleştirmek uğruna hallaç pamuğu gibi atmış, halkın tamamını gayrımeşrulaştırmış olan İttihatçı-Kemalist ideoloji ve bu ideolojinin cismanî vasıtası olan askeriyeye kafa tutmakla kalmadı.  Bunların gayrımeşrulaştırdığı mütedeyyin kitleye iade-i itibarda bulundu ve böylece o ideolojinin temel varlık nedenlerinden en önemlisini yerinden oynattı., | CAktar, T, 3.8.2012

f.






gayri | 1. Başka, özge 2. Artık, bundan sonra | Ne mümkün gitmezem gayri kalıp bunda temelleştim., | Hengamî, 36

z.






gayricentilmen | Ali Adem Yörük birinde duymuş. 18.02.2025 kaba, zarif değil.

s.






gayrihukuki | Sonuçta eğer başbakanımıza yönelik bu gayrimeşru ve gayrihukuki darbe planı işlemeye devam ederse demokratik düzen ne gerektiriyorsa o yapılır., | HBağdat, 10.12.

a.






gayrimekşuf | mekşuf olmayan. Keşfedilmiş olmayan, gizli. | İçimde birşeyler vardır, müphem alacakaranlık hayaller, fikirler; yazmağa başladığım zaman bütün bu -gayrimekşuf malzeme- muvazenet maktaını bulan ırmaklar gibi kendine bir mecra seçer, akar gider., B S Ediboğlu, EK, 1953, 122

s.






gayrimeşrulaştırma | Zira son iki aydır, Silvan'da on üç askerin yakılmasından Siirt'te dört kadının katledilmesine varan saldırılar, PKK'nın ihtiyacı olan hayat nefesini sağlamıyor; tam tersine Kürt meselesinde, devletin durduğu zeminin meşruiyetini pekiştirip, örgütün konumunu gayrımeşrulaştırmaya hizmet ediyor., | YÇongar, T, 23.9.2011 | Gayrimeşrulaştırma | Bir şeye, böyle bir konuda, karşı olmak için rakam çarpıtmaya, muhatabı gayrimeşrulaştırmaya gerek yok., | G Karakullukçu, Rindan WhatsApp, 23.11.2024+

a.






gayrimüslümsüzleşme özşavlı ++








gaz | *şeyl gazı | Şeyl gazı (organik malzeme yönünden zengin tortulu kayalardan elde edilen gaz) konusuna da değinen Uysal, TransAtlantic şirketiyle Trakya'ya şeyl gazı konusunda çalışmalar yapıldığını söyledi., | T, 10.4.2011 yastık gazı | BOTAŞ'a ait Silivri doğalgaz deposundaki 500-600 milyon metreküp civarındaki yastık gazını (deponun çalışması için orada muhakkak durması gereken gaz) satın aldıklarını..., | T, 10.4.2011 kaya gazı / kayagazı yeni | Kaya gazı nasıl çıkarılır? , | 29.6.2011, www.youtube.com/watch? v=griBg_1yik0 gaz şarkı | Sonra atılan gollerden sonra çalabilecekleri on binlerce gaz şarkı var. MForutan, Akşam, 4.10.2008, 2

a.






Gaz boyaması | Fakat Ali'lerin evinde nişan hazırlığı başlamış, hatta nişanda gönderilmesi adet olan baklava tepsisini örtecek kırmızı gaz boyaması bile bir kenara ayrılmıştı., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 90

a.






gazali /gazzali | İslam filozofu | Ümmetin kıvılcımı için bir Gazali lazımdır, | DirilişP, 28.5.2016

a.






gazaplandırmak | Üniversite haftalarının aramızda yarattığı samimiyete dayanarak vakit vakit baba nasihati verir, politikacıları gazallandıran(? ) bu gibi şeylere karşı ne kadar haklı olursak olalım lâkayıt kalmanın daha doğru olacağını, bu işler için yıpranmanın biraz da lüzumsuz olduğunu söyler her şeyi zamana bırakmanın daha doğru olduğunu anlatırdı., | Fındıkoğlu, Ordinaryüs profesör dr. Cemil Bilsel merhumu anma merasimi, 21

f.






gazata | Şimdi bizim böyyük gazataların böyyük köşe yazarları bu kez de Tenten münasebetiyle yine muhabirliği övmeye kalkmasalar gayrı., | AŞen, T, 13.11.2011








gazatacılık -ğı | En azından Tenten Sovyetler'de macerasındaki gibi komünizmyeni kurulduğu zamanlarda kıyasıya dalga geçerek çizdiği faşist ve küstah tavrıyla, ki kapitalist köşe yazarlığı (gazatacılık) anlayışı tam da 1917'den hemen sonraki Rus düşmanlığı içeren Tenten'le aynı mantıktadır:, | AŞen, T, 13.11.2011

a.






gazbeton inş. isim Gözenekli hafif ısıya ve depreme dayanıklı bir yapı malzemesidir. Hacim olarak %70-80 gözeneklerden oluşur. Ekşi S 19.3.2001'de girdi. Gözenekler küçük, yuvarlak, homojen dağılımlıdır. Yoğunluğu düşük masif bir malzemedir.








gazebo | kameriye. kamelya da hatalı olarak bu manada kullanılır. | Hani kefere dilinde 'gazebo' diyorlar., | EArdıç, Sabah, 20.8.2016

a.


fr.



gazel

a.
gazel


"Ben bir Mecnûn isem sen de bir güzel / Yaradan aşkını işlemiş ezel / Söylenir şiirler, yazılır gazel / Sevda denilen şey tatlı bir rüya", Yasin Şen, Bir Sevda türküsü, 35"



gazel dökmek





"Ömür kütah ettim bir bağ yetirdim / Felek soldurmaya sazak edindi / Geçti civan ömrüm döktü gazelim / Gören kan ağlayıp fırak edindi.", San, Hicranî, Celâlî, 235"



gazelhan | gazel okuyan | Bir Amerikalı şair kendini nasıl Hıristiyan hissediyorsa ben de Müslüman bir şairim ve kimisi beni gazelhan görüyor., | Nurullah Genç, Vaveyla, S 4, 21

a.






gazellenmek

f.



"Bağlar gazellendi meyveler mayhoş / Alıp koklayacak reyhan mı kaldı?", San, Hicranî, 132"



gazeteci | kağıt gazeteci | Kıdemli kağıt gazetecilerine web ve tablet sorumluları da eklendi., | H, 23.3.2013

a.






gazetecik -ği | alaylı | Hani şu birtakım gazetecimsiler ve gazetecikler tarafından(...), | STunalı, T, 27.7.2011

a.






gazetecimsi a.alaylı | Hani şu birtakım gazetecimsiler ve gazetecikler tarafından, hadi adını koyalım bir kez daha, Hürriyet Spor Servisi tarafından birilerinin düştüğü pislik çukuruna dahil edilmeye çalışılan, ve bu zavallı çabalar hep sonuçsuz kaldıkça hesaplı ve kirli öfke bahçelerini delik deşik eden takım, hani suskunluğu 'suçluluk psikolojisi işte' çukuruyla tanımlanmak istenen, böyle olması için kasap önü varlıkların dualarına gönderme yaptırtan, ama işte ne yapıldıysa bir türlü 'olmayan' takım, mağdur ve mağrur Trabzonspor., | STunalı, T, 27.7.2011 | Birkaç maç 'çakma cici çocuk' olunarak ancak kuyruğunuza takılan gazetecimsileri ve fanatikleri ikna edebilirsiniz., | STunalı, T, 14.8.2011








gazetedaş | 1925 Aynı gazetede çalışan veya yazan kimseler | -Böyle bana* eylediğin nedendir sultanım? deyü sual ettim. Tarık Çelebi tarı bir tarafa bırakıp: -Nice bana* eylemeyim Evliyam? Uzun yıllar bilece gazetedaşlık ettiğim o vefasız Ahmed Emin Çelebi âhir beni böyle yalnız koyup gitti. / Şunda yirmi yedi gün bilece gazetedaşlık edip ne ifrat ve ne tefrit olmadan can sohbetleri eyleyip bir hoşça vakit geçirdik., | EEkrem, Zeyl-iEvliya-yıCedid, 100/108 (Sinematek-in Kasım 1953 sayısında da geçiyor: | Şehir tiyatrolarının üçüncü* eserleri iki | Gazetedaşındır., | sinematek.tv/wp-content/uploads/2015/01/senaryo_2.pdf, 10.11.2016g | Ahmet Hakan kardeşimiz ise bu mevzuları bilmediği(!) veya unuttuğu(!) için olsa gerek gazetedaşı çağın büyük müfessir ve âlimine cevap verme gereği duymuyor; onun cevap öncelikleri değişmiş olmalı! İKüçükkılınç, 13.10.2010 eposta | Ey vatandaş, aziz vatandaş, aziz hemşehri, aziz gazetedaş, Bu haber yanlışsa buna benzeyen ve iletiyle gelen tüm pps dosyaları yanlış ..., | 15.2.2010, blog.milliyet.com.tr/hoax-korkunclugu/Blog/? BlogNo=229536, 10.11.2016g | Gazetedaş Mustafa Mutlu can da Yı-ka-ca-ğız, diyor! Bu kadar molozu nereye dökeceksin, ey Mutlu? , | FikretOtyam, 15.11.2014, | http://www.aydinlik.com.tr/recep-tayyip-bey-acikladi, 10.11.2016g | Hürriyet Gazetesi yazarı Yılmaz Özdil kardeşime hayranımdır. Kuşkusuz, Hürriyet gazetesinden atıldığımda bana telefon edip | Geçmiş olsun abi! diyen tek gazetedaş olduğu için değil elbette., | www.dunya48.com/ozdemir-ince/16986-ozdemir-ince-bre-kasap-bu-nasil-hesap, Öİnce, 10.11.2016g

a.






gazetelik

s.
gazetede yayımlanacak cinsten, haber değeri taşıyan, ilgi çekici.


"Gazetelik olay!", 2019"



gazetelik -ği

a.
1. gazete koymaya mahsus eşya. 2. Gazetede yer alacak nitelikte.


"Masalar, abajurlar, vazolar, panolar, testiler, gazetelikler vardı... Serginin her köşesi bunlarla doluydu.", Dünya G, 11.05.1967, Türk Rekreasyon Derneği 1967 Sergisini açtı | "Gazetelik olay!", 13.8.2019"



gazetelik –ği | 1. Evlerde ve bürolarda gazete koymaya yarar küçük çatkı. | Büyük sehpa ve öteki sehpalar üzerinde yapma çiçekler, uygun bir yerde ahşap gazetelik ve içinde bir iki gazete vardır., | Mİzgü, 11 2. Gazete satanların gazeteleri sergilediği demirden düzenek | Beyoğlu Belediyesi zabıtası bayi önlerindeki gazetelikleri de kaldırdı., | CNN Türk, 4.8.2011 3. s. Gazeteye haber olarak yazılacak nitelikte olan.

a.






gazetemsi | menfi. gazeteye benzer. | ... yazısının bir kopyasını Samsunda çıkan gazetemsi bir dergiye gönderiyorlar, dergi onu ve onun etrafında birkaç yazıyı neşrediyor ve hemen takibe uğruyor., İ Kara, Türkiyede İslamcılık düşüncesi: metinler/kişiler, 1986, C 3, 338

s.






gazhane | Hasanpaşada / gazhane kömürü kokan bir sokağın üstündeki / iki katlı geniş yüzlü tahta ev, | MG, 63

a.






gazhaneli | Ferit Bey, Gazhaneli bir kadın sevmişti, | MG, 43

a.






gazı almak deyim gaza gelmek gazı yemek | Ben de gazı aldım tabii, | CemYılmaz, StarPazar, 3.1.2010








gazi | ince tülbent. | ...başındaki gazi arkasındaki feraceyi, ellerindeki eldiveni, ayaklarındaki potini hep entarisinin renginde intihap ederek hüsn-i mücessem gibi yukarıdan aşağı beyazlara gark olmuş ve çehresi ise hasıl edeceği galebeye itminanın meserretiyle gayet parlak, gayet tatlı bir renk bağlamıştı., | N Kemal, İntibah, 101

a.






Gaziantepli | ...bu okullarda okuyacak gençlere maddi imkan sağlanmasının Gaziantepli her sanayicinin görevi olduğunu düşünürdü., | AKöylüoğlu, 14








gazino | 1897 (Nişanyan 1900) | ... Kuzguncuk'a doğru gitti, vakt-i mevuda intizaren bir gazinoda karar eyledi., | N Kemal, İntibah, 109 | Kahvehanelerden, gazinolardan, meyhanelerden intişar ederek Sabriyenin evine kadar vardı., | Asker oğlu, 27 kır gazinosu | Semiha hanım yengemi sıcaklar büsbütün bastırırsa sinemaya mı götüreceksinyoksa, hem plajlara gidilecek, hem kır gazinolara, dans yerlerine..., | KTahir, AşkÇetesi, 30

a.






gazlama | gaz verme, dolduruşa getirme; coşturma | Sosyal medyadaki en etkili gruplardan 2/b Türkiye Platformuna defalarca provokatif gazlamalar olmasına rağmen, 2/B mağduru sağduyulu davranarak, kendisinden çok ülke menfaatlerini düşünerek hareket etti., | İsaDemir, 9.6.2013 eposta

a.






gazlamak | aldatmak | Anlaşılan eserler kopya. Miro'nun diye gazlamışlar., | MTezkan, M, 22.12.2013

f.






gazlanmak | 1. Pompalanmak, kışkırtılmak | Muhabirler burada aslında gazetenin mehmetçikleri olarak gazlanmaktadır., | AŞen, T, 13.11.2011 | İlkokulda gazlanan Yunan düşmanlığının bitmesi ne kadar iyi oldu-./bir tek Türkiyede değil; burada da Türk düşmanlığı senelerce sıkı gazlanmış., | AyçaŞen, T, 1.1.2012 2. Biber gazı gibi gaza maruz kalmak | Gezi parkı direnişi sürükleyen ve acımasızca gazlanlar-., | YükselTaşkın, T, 4.6.2013 3. Gaz verilmek | Bu süre içerisinde 1500 km çelik ve polietilen hat imalatı yaptım ve bunların gazlanmasını sağladım.MUDilipak,ög, 9.12.2013

f.






gazlaştırma





gazlaştırma gemisi lpg ntv 00.18 ertuğrul gazi. 25.02.2024+



gazlaştırmak | Bir maddeyi gaz durumuna dönüştürmek. | Türk bayrağına sahip ilk yüzer depolama ve gazlaştırma ünitesi olma özelliği taşıyan Ertuğrul Gazi gemisi, doğal gaz şebekesine günlük 28 milyon gaz basabilecek., | R T Erdoğan, 25.06.2021, basın

f.






gazlıgöl


Gazlıgöl Kaplıcası Afyonda bir kaplıca.


16.02.2024



gazozağacı | 1. Saçma sapan söz 2. | Oyunda yenildikçe rakibine ve izleyenlere sürekli içecek ısmarlayan oyuncu. 3. Enayice bir söz, bir davrnaış | Son günlerde arkadaşlar arasında, 'Gazoz ağacı diye bir deyim çıktı. Enayice söz, bir davranış old mu arkdaşalar o senin dediğin gazoz ağacı diyorlar. Böyle bir gazoz ağacı gerçekten var mı? , | UsturaD, 1970*, 69, 2

a.argo






gazozcu

s.



"CHP kurultayının izleyicisiz olmasından dolayı en öfkeli olan grup, parti içi muhaliflerden ziyade Ankara esnafıydı. Simitçi, gazozcu, köfteci, oteller, lokantalar, taksi esnafı, kafe sahipleri, "Ah ah nerede o eski kurultaylar" diye iç çekiyordu dün.", Miyase İlknur, Cum, 26.7.2020, 5"



gazozcu | Bunlar ağır sanayi kuramazlar' diyordu. 'Bunlarr ancak montajcılık yaparlar, bunlar ancak makarna fabrikası, bisküvi ve gazoz fabrikası kurarlar. gazozcu bunlar gazozcuuu!..., | NGüreli, 31 | Ama şişelerin gazozcunun olduğunu unutuyorsunuz., | Çalıkoparan, 74

a.






gazozluk -ğu

a.
gazozların konulduğu kap.


"Bağlar Gazozluk 20'li Karma", 21.4.2024, genel ağ"



gazozname

a.
Türkiye'nin her yerinden yerel gazozları tek bir elden dağıtan gazoz satış sitesi dolaysiztumlec, 02.09.2020 15:03, EkşiS


"gazoz satan site. madran, zafer, ankara, huzur ve daha nice gazozu barındırıyor. ilk siparişinizde 'merhaba' koduyla yüzde on indirim yapılıyor deniyor.", proleter proles, 31.12.2019 07:29"



gazzeleştirme | Bunların bir de ettirgen çatılıları var: Gazzeleştirme, lübnanlaştırma, suriyeleştirme gibi..., F Gedikli, 04.10.2024, facebook

a.






Gazzeleştirmek | Yahudi halkının vatanı olması için Filistin halkının vatansızlaştırılması gerekir. İsrail Batı Şeriayı gazzeleştirdikçe..., | Hazar Jane, CNN Türk, 31.08.24, 00,14

f.






GBP | Great britain pound | İlk ay 2.000 TL/1000 USD/EUR ve GBP para cinsinden birikimlerinize cazip oranlarda uygulanacak tanışma faizi ile birlikte, Marifetli Hesapta düzenli para biriktirebilirsiniz., | TEB buroşürü, 2017

kıs.a.


ing.



GBT. | genel bilgi taraması | Polis olaylar sonrası Taksim Meydanını çembere alarak şüpheli görülen kişileri GBT'den geçirdi., | T, 19.9.2011 | Ayrıca işyerinde yapılan Genel Bilgi Taraması (GBT) kontrollerinde çeşitli suçlardan aranan 2 kişi yakalandı., | Hür, 12.11.2016

kıs.






GDO | Genetiği değiştirilmiş organizmalar'ın kısaltması.

a.






GDOsuz | Genetiği değiştirilmiş organizmalardan olmayan. | Karpuzu, mısırı, domatesi orijinal, gdo'suz... | , | BekirFuat(EKurban), Eyül 2015

s.






gebergâh | dünya* gebermek amaçlı eğitim verilen, konuşlanılan yerlerdir. burada geberbaş'lardan* alınan eğitim sonrası her katılımcıya dereceli olarak maun, çam, gül ağaçlarından 2 metrelik sertifikalar verilir. tanri siva, 16.3.2009, EkşiS | Mezkur nidâyı hançeresinden, cümle âlemin yaşadığı şu Dünya denilen gebergâha koyuveren zat-., | İOAnar, GK, 9-10

a.






geberik | Parasız-pulsuz, yoksul. Ölecek kadar zayıf. | Bu geberik halimizle bize hangi beyinsiz karı verir? dedim., | ANesin, GözüneGözlük, İstanbul1974, 65

s.






gebeş

s.



"Pazılarını şişirerek dirseklerini geri çekti. Ceketin dikişleri çatırdayınca "Yırtmalısın ki ben sana sormalıyım, gebeş Cehennem!" diye aynadaki başıbozuğa çıkıştı.", Kemal Tahir, Yorgun Savaşçı, 37"



gebeşlik -ği

a.
gebeş olma hali.


"Fesini başında evirip çevirdi. Sağ kaşına eğiyor, sol kaşına indiriyor, arkaya atıyor, hiçbiri olmuyordu. Kendine ne kadar çekidüzen verse, gebeşlikten kurtulamayacaktı. "Suratımız değişti yahu! Gerçekten bir kara cehennem olup çıktık... Allahından bul e mi Maksut Arap... " Bıyıklarını büktü biraz, çatık kaşlarından parmaklarını geçirdi.", Kemal Tahir, Yorgun Savaşçı, 37"



gebiç -ci | değirmende öğütme karşılığıni vermek için kullanılan bir meşrebe ölçeğinde kap. Ayn. m. Gabiç.

a.






Gebr | Mecusi. Ateşe tapan. | Dünyada münteşir bir halde yaşayarak milel-i saire ile imtizac eden akvam yalnız Gebr ve Banyan ve taife-i Yahuddur., Ebuzziya Tevfik, Millet-i İsrailiye, 1305/1886, 3

a.






Gebrler | çoğ..., Ebuzziya Tevfik, Millet-i İsrailiye, 1305/1886,

a.






Gece hayatı | ++

a.






Gece kondu | Belediye, gece kondu evlerinin şehir dışından, şehir içine intikali tehlikesini göz önünde bulundurarak, Taksim, Sultanahmet, Beyazıt, Eminönü meydanlarında tertibat almaya karar verimşitir., | GugukG, 17.5.1947, 2

a.






gecek -ği

a.
DS 1. çamaşır, giyecek. 2. Eskişehir ilinin Günyüzü ilçesine bağlı bir mahalle.

tr.
"Gecek doğal kaynak suyu", Afyonkarahisar, 21.02.2024+"



gecekondumsu | [Z]eytinli'deki gecekondumsu evini, bahçeli havuzlu bir villa bozuntusuna çevirdi., Telesiyej, T, 8.9.2011

s.






gecelenmek | gece olmak. | Gündüzdü gecelendi / Mehtâbdı peçelendi / Benim nazlı meleğim / Göklere yücelendi., güfte Yıldız Hanım, Beste Saadettin Kaynak (Beste tarihi 1950 güfte tarihi daha erken olsa gerek.) | Mor akşamlarına gecelenen / Doygun yaşantılar mı, | Tektaş Ağaoğlu/R İmrahor, UŞA, 38 | Biliyorum şiirin şartlara yenilmiş insana verebileceği bir şey yok. O yüzden hayatı eksik sözler bırakmadan yaşamak boynumun borcu. Şol çağın bulaşkan kötülüğünde gecelenmiş bir yanılgı olmaktansa unutulmayı tercih ediyorum., |

f.






gecelerce | Tutuşarak yanarsa durmadan gecelerce,, S Batu, Güzel Helena, 1959, 39

z.






gecelikli

s.
gecelik giyinmiş olan.


"Mermili, gecelikli işkence sanıkları: Keşke yaşanmasaydı, pişmanız | Bursa'da Erhan M.'yi dövüp, ağzına tabancanın namlusunu sokan, mermi yutturup, gecelik giydirerek cep telefonu kamerasıyla işkenceyi kaydeden tutuklu sanıklar (... ), 4 yıl 7 ay ile 20 yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırıldı.", T24, 23.04.2024"



gecelikli BTS- | Anne geceliklidir. Kız giyinmiş, işe gitmek üzeredir., | Mİzgü, 93






bts-



gecename isim tr gece+far name | Taliban'ın, siyasi denetim kurmak istediği bölgelerde yaygın biçimde kullandığı bir tehdit aracıydı gecenameler. Fotokopiyle çoğaltılıp, geceleyin evlerin, camilerin kapılarına asılan mektuplardı bunlar. Altında | Taliban imzası olan bildirilerdi., | Y. Çongar, 31.8.2010








geceniz hayra karşı


iyi geceler yerinde Azerbaycanda kullanılan dilek sözü.


geceniz hayra karşı! 16.06.2024, 23.56 TRT Türkü Azerbaycan rüzgarı



geceri | akşamla gece arası. | Bir de akşamla gecenin arası var, / en küçük bölümü günün, / buna geceri deriz. / konuşulmaz, anılmaz pek, / ön gecedir, gün ardıdır o., | VK, 28

a.






gecesafası | Neden sıkıntıyı, hüznü, pişmanlığı getiriyor / Gecesafalarının açtığı saatler? , | B Necatigil, 51

a.






gecgel | O Yozgatın daralan yolu / Bir gecgele sığmayacak kadar, | BünyaminK, 18

a.






gecikmeli | 1. Zamanında olmayan, zamanında gelmeyen | Ey okur, birçok yazarlar bu gecikmeli acı üzerinde durmuştur., | SalahBirsel, Bitliler, NisanKitapDört, 7 2. Gecikmiş olarak, geç, tehirli, rötarlı

s.






gecikmezlik -ği | müstaceliyet = Gecikmezlik, evginlik =Urgence, R N Güntekin, Fransızca-Türkçe resimli büyük dil kılavuzu, 1935, C 3, 1535 | ... gecikmezlik, geçicilik, kısa muhakemeyi gerektiriş, yargının tesirlerinin kısmen veya tamamen erkenleştirilmesi gibi hususlar şeklinde ortaya atılmıştır., Mukayeseli hukuk araştırmaları D, 1968, C 2-4, 9

a.






gecikmişlik -ği | gecikme hali | Türkiye, bir 'gecikmişlikler ülkesi'dir., | MSancar, T, 14.12.2011 | ah, yılkıda koşuşan gecikmişlik duygusu / bu, atlarsız kalınan sabahın altın kurdu, | AytenMutlu, Külİzi, 6

a.




GTS++



geciktirici | 1. cinsi birleşme esnasında boşalmayı geciktiren ilaç. 2. Adet görmeyi geciktiren sprey 1990lar* | Ben anestol kullandım hiç etki etmedi.Zaten anestol eczanede 2 tl birşey sonra cabs diye bir geciktirici sprey kullandım oda etkili olmadı-., | 18.1.2010, orum.donanimhaber.com › [Konu Dışı / Off Topic] › Sağlıklı Yaşam, 2.11.2013de

a.






geç





"Birazcık bekledikten sonra Ahmed'in dediği gibi yayalara, geç anlamında yeşil ışık yanmış ve sırayla duran arabaların önünden rahat bir şekilde ikisi de karşıya geçmişler.", İ Kalkan, Onlardan Biri, 2018, 36"



Geç bir tahta deyim | ... bizim bugünkü ihtiyaçlarımıza en uygun siyaset ne ola? Diye düşünüyorm. Komünizm mi? Onu bir tahtada geç!, | N R Efe, GugukG, 17.5.1947, 1








geç bir yaprak | -Erol'ü düşünüyorsan geç bir yaprak... Büyük büyük açılmış gözleriyle vahşice baktı: -Niye? | , | OKemal, 1969, 53








geç kalmışlık –ğı | geç kalmış olma hali. | Milattan önceki günlerden getirilmiş bir çocuğun güleç çehresini sıvazlıyor gibi bakıyor ve böylece geç kalmışlığı kendi isteğinde yeşeriyor., | Ömer Say, 2010, 39

a.






geç-dur

a.



"Yine elinde kâğıtlar, trafik polisi gibi gelip geçen vasıtalara, tramvaylara geç-dur işaretleri yapardı.", Aren, 46"



geççe | Geç gibi. | Akşamın geççe bir saati..., | NFK/YDüzenli, 8.1.2013

z.






geçe

a.
kıyı.


"Irmağın geçeleri / Ağam gurban kız kaldır peçeleri hey / Bu güzellik sendeyken / Ağam öldürün niceleri.", halk türküsü"



geçe

a.
çekmece.


"Sandığın geçelerine / Kız kaldırıp peçeleri / Bu güzellik sendeyken, Duran ağabey / Öldürür neçeleri", Bülent Serttaş, Duran Ağabey, 15.06.2024+"



geçe | yaka. | Kadirli'ye yaklaşırken yolun sağ geçesinde kalan Kozan'a da bir selam veriyoruz., | İKüçükılınç

a.






geçegörmek





"Miftahın bul bab-ı Kudret Bahçes'ni açagör / Mutu en temut camını hayat üzre içegör / Vetesimu Billah eşiğin bir hitaptan geçegör / Düşüp Nemrud'un narına sadık Halilullah ol.", San, Hicranî, 200"



geçegörmek | Doğrusuna gidegör bu yolların / Geçegör sarpını yüce bellerin / Dünya zindanıdır mümin kulların / Zindanda olan kul kolay eğlenmez, | AMHudai, EGŞA, 101

f.






geçeli

s.
iki taraflı.


"... vakitlerde) meydân-ı mezkûrda pazar kurulur. Meydân-ı mezkûrun içerisinde iki geçeli (iki taraflı) eşcâr-ı mağrus (dikili ağaçlı) bir yol vardır ve bu tarikin baş tarafında kırmızı kâğıddan mamül üç aded cesîm kandil muallakdır (asılıdır).", N Serpil Altuntek, Humana, 1994, 94"



geçeli

s.
karşı karşıya.


"Tek kapıdan çıktım yüzüm peçeli / Ahbaplar oturmuş iki geçeli", Halk türküsü, Anonim"



geçeli

s.



"Gülahmet'te dar sokaktan içeri (balam içeri) / Dadaşlar oturmuş iki geçeli (Dadaşlar oturmuş iki geçeli) / Elleri gınalı yüzü peçeli (yüzü peçeli) / Hele de şu şu Hesma'nın edasına bak (Cangöz ile berber) aynasına bak", Erzurum Halk türküsü, 26.5.2024"



geçeli | geçesi, yakası olan. | Twitter kapısından girdim içeri / 'ittifaklar' oturmuşlar iki geçeli / Çok oldu mu burdan troll geçeli / Veremem ben seni dünya fav'ına vay vay,, | Hüsrev Hatemi, 29.3.2019, tivitır

s.






geçeli | yönlü, yanlı, taraflı. | Tek kapıdan çıktım yüzüm peçeli / Ahbaplar oturmuş, iki geçeli (vay vay), Tek kapıdan çıktım, Amasya

s.






geçenek -ği | Yanımdaki kadın, geçeneklerde yürümekten sıkılıvermiş gibi, ansızın, hiç beklemediğim bir anda (önünden geçip gidecekmişçesine bir adım atmışken) bir kapıyı açtı, beni de içeri çekti., | BKarasu, 70

a.






geçer s.*. mükemmel (aday)* | Eda Lermi Zorer... Tek geçerim!, | YODuman, 28.1.2013 eposta








geçerine





"Ev yaptım geçerine", "



geçersizleştirme | Bu apaçık olguyu, Hükümet niye perde arkasındakileri korusun ki, bunun mantıklı bir nedeni var mının muhtelif versiyonlarıyla geçersizleştirme gayreti içine girenler var., | AGörmüş, T, 3.2.2012

a.






geçici | bir yerden yürüyüp geçen kimse | [Ümit] Meşhur yolculara ve meçhul geçicilere tatlı bir yardımcı olur., | YürüyüşD, Sayı9, Sene1, Mayıs 1931, Samsun, Kapak içi

a.






geçici yönetici | in-terim management | Krizin de etkisiyle değişen trendler, geçici yöneticilik kavramını ortaya çıkardı. Şirketlerin kadrolarında kısa dönemli yer alan yöneticilerle, yeni bir çalışma şekli de doğmuş oldu., | HaberTürk, 6.6.2010




ing.



geçik | 1. geçmiş 2. geçkin | -Ne zamandan beri bekliyorsunuz? | -Bir saati geçik., | 25.11.2013 tv, İzmir'i sel basması üzerine

s.






geçik | Eeee izdivaç programları seyretmeye devam o zaman' desem yaşınız geçik başınız eğik!, | EElönü, StarPazar, 7.3.2010

s.






geçik BTS+ ihtiyar






bts+



geçik BTS+ vaktinde kırılmayan tütün yaprağı






bts+



geçim

a.
geçit yeri.


"Önümüzde bir geçidin geçimi / Düşündükçe ateş yaktı içimi / Geldi işte [yine] parti seçimi / Oku ey vatandaş oku da uyan / Vatan seni seslir uykudan uyan.", San, Hicranî, 151"



geçimli | çevresindekilerle iyi geçinen | İyi anlaşacaklarını umuyordum başlangıçta; ne var ki onları oluşturan çizgiler netleştikçe, umduğum gibi geçimli olamayacaklarını anlamak zorunda kaldım., | TKiremitçi, 2005, 199

s.




GTS++



geçindirici | GTS-geçindirecek geçimi sağlayacak | Bu memlekette bir gün bile başbakanlık ve bakanlık edenlere, o zamana göre az çok geçindirici bir maaş bağlanacaktı., | FRAtay, MütarekeD, 62

s.






geçinecek | geçimlik, geçimini sağladığı şey. | İcrada | çiftçinin geçineceği tarlası haczedilemez kuralı..., | | http://www.kararara.com/forum/viewtopic.php? f=47&t=21585, 30.12.2014g | Çok zengin zannedilen paşa babamın menfasında aldığı birkaç lira aylıktan başka geçineceği yoktu, ölümüne üç ay kala el yazması birkaç kıymetli divanile tesbihini satmağa mecbur olmuştuk./Bir günden bir güne geçineceğim yoktu., | RNGüntekin, Damga, 29/30

a.






geçinim | Önemli tesisler ile halk geçinimi için önemli tesislerin korunmasının güçlendirilmesi, | OAMARSAIKHAN, 6.10.2012

a.






geçinmeli | geçinen | Hazine'den geçinmeli üst düzey mevki sahiplerinin içindeki aslanlar, şöyle kükrüyorlardı: -Ben istediğimi ihya, istemediğimi de imha ederim., | ÇAltan, M, 28.10.2011

s.






geçirivermek | Ve göz açıp kapayıncaya kadar, ellerindeki kilitleri, Piç Yavuz ve avanesinin bulunduğu kabinenin kapısındaki halkalara geçiriverdiler., | TAral, SÖ, 18-19

bf.






geçirme | Hatta yıllar geçse de 'Sen bana amma geçirme haber yapıyordun' dile laf sokar., | EsinÖvet, HTMagazin, 22.8.2015

a.






geçirmek f.15. (-e)  Vurmak. 16. mecaz  Alışverişte aldatmak, kötü mal satmak, kazıklamak. 17 . (-e), argo  Birine kötü söz söylemek. 18. (-e) cinsel ilişkiye girmek, birini s.kmek... | Ha şöyle, Zigetvar Muharebesinde Avusturya arşidükü Maksimilyan'a ne güzel geçirdik!, | R Margulies, T, 2.10.2010 | 20. Ağırca eleştirmek. | Dur o bana şunu söyledi ben de şuna iyice bir geçireyim' diye yazı yazılmaz., | EsinÖvet, HTMagazin, 22.8.2015

argo argo argo






geçiş belgesi | Geçiş belgesi yedi ayda yüzde 3.7 azaldı., | T, 7.8.2011

a.






geçiş fosili | a.m. Emrim fosili. hem atalarıyla hem de torunlarıyla ortak özellikler paylaşan bir canlının fosilleşmiş kalıntısı. | Bazı formları birbirine yakınlık nedeniyle aynı saysanız, geçiş formlarının çoğalışlarının da tanımlı formlara göre daha az olduğunu varsaysanız, yine de fosil kayıtlarından bulunan her tanımlı fosil formu için, en azından yüz binlenlerce kat fazla tanımsız-biçimsiz geçiş fosilleri elde edilmiş olmalıdır. Çünkü fosillere ulaşım ve fosilleşme zorlukları her ikisi için de aynı çalışan etkilerdir. Fosilleşme zor veya kolay olsun, aynı bölgede birçok farklı seviyeden canlı fosilleşirken bile aralarında yine hiçbir geçiş aşaması bulunmamamaktadır., Tanrı Evrim ve Kuran üzerine, 2012, 86

b.a.






geçişim

a.
geçişme.

tr. geçiş-im
Dille düşünce arasında karşılıklı bir geçişim vardır. Dil düşünceyi, düşünce de dili geliştirir. Adnan Binyazar, 6.07.2023, Cumhuriyet Kitap, 11



geçişim

a.
geçişme.


"Dille düşünce arasında karşılıklı bir geçişim vardır. Dil düşünceyi, düşünce de dili geliştirir.", A Binyazar, CumKitap, 6.7.2023, 11"



geçişim | Karşılıklı geçiş. | Bu iki büyük dil arasında inanılmaz geçişimlerin kapısını aralar., | Y Türker, Radikal, 8.2.2009.

a.






geçişken | 1. Bir halden diğer hale geçeme özelliği olan 2. mec. Birbirini etkileyebilen

s. mec.






geçişkenlik -ği | birinden diğerine geçme hali | Şimdi çağdaşlarımız ve biz bu kadar global bir dünyada, iletişimin ışık hızında olduğu, kültür ve değerlerin önlenemez geçişkenliğinde, farklılıklar ile bir arada yaşamanın kaçınılmaz olduğu bir çağda tebessüm etmekten mahrum bırakılmanın ötesinde bir 'müslümanca yaşama önerisi bekliyoruz'., | AyşeSözen, T, 10.8.2011

a.






geçişli

s.



geçişli f. (< tıraş+la-mak) 1. Yontmak, kazımak.| 2. Deri veya köseleyi aynı kalınlığa getirmek için bıçak veya makine ile inceltmek. ♦ geçişsiz f. | 3. argo. Gevezelik etmek, yalan söylemek: Yine diyor neler tıraşlıyorsun Bekir çocuk? (Attila İlhan'dan).



geçişlik | Tek geçişlik bilet, | İETT, 2014

a.






geçişmek

f.
karşılıklı geçmek.

tr.
"Adam bir yerden çıkmış gidiyor geçiştik... Elim de sigarayı görmüş... Bir şey söyleyebilir miyim? İçme... dedi. Ben de dedim ki: Bir şey söyleyebilir miyim?... Karışma... O daha çok şaşırdı..", Murat Çetin, Rindan (Sohbet), 27.11.2023"



geçiştirivermek

b.f.
çabucak geçiştirmek.


"Fakat sıra namaza geldi mi, horozun yem yemesi gibi onu geçiştiriverirsin.", Gelin Tacı, 44"



geçiştirmecilik -ği | Bu geçiştirmeciliğin sonunda rejisörün biri evinin bahçesine siper kazarak Çanakkale Savaşı filmi çevirmeye kadar işi götürdü., | İOrtaylı, 18.3.2014, twitter

a.






geçitimsi | [O] garip, hücreyi andırır, ince uzun, geçitimsi öğrenci berberi salonu, birkaç kocaman kazanlı çamaşırhanesi, şimdi buğusuz hamamıyla, arka bahçeye açılan kapı bitişiğindeki taş mutfağıyla burası hiç de iç açıcı izlenimler bırakmıyordu. | , | Sİleri, ZCumartesi, 3.3.2012

s.






geçivermek

b.f.
birden geçmek.


"Keloğlan, Adem babamızın izine ayağını koymuş, beri geçivermiş. Meğer, berisi ahir zamanmış.", H Aycın, Esrarname, 118"



geçivermek

b.a.
hemen terk etmek.


"Sen bir hayal isen, ben bir hakikat, / Birini diğerine katıver gitsin, / Serveti, sevgiyi, mevkii, istikbali, / Arayanlara bırakıp geçiver gitsin.", Celâl Beykal, 1956, 65"



geçivermek | | Bir karış toz kaplı yol, sanki alev alev yanıyormuş gibi gözle görülürcesine talazlanıp duruyordu uzaklarda. / Çocuk, sette dikilmiş, kentin üzerinde talazlanıp duran toz bulutuna bilinçsiz bir nefretle dalgın dalgın bakıp duruyordu ki, yanından geçiverdi birden, Baraj ya da İncirlik Hava Üssü inşaatına Mıdık'tan kum taşıyan o dev damperli kamyonlardan biri., | D Ceyhun, 77/79

b.f.






geçivermek | Mevsimler ne çabuk geçiverdi / Unutmak, unutmak, unutmak., C Külebi, İstanbul, 1939 | Artık kim olduğumu, bu dünyaya nereden geldiğimi, niçin geldiğimi, ne işe yarayacağımı ve nasıl yaşayacağımı öğrenir olmuştum... Yıllar geçi geçiveriyordu., | Nazik Erik, 14-15

bf.






geçkâğıdı | Ben olsam pasaporta geçkağıdı derdim., | Fethi Gedikli, 23.11.2024+

b.a.






geçki | yeni. | geç+ki. Beste ve taksim esnâsında bir makamdan başka bir makama geçme ve geçiş sırasında yapılan nağme dizisi. | Klasik Türk Musikisi eserlerinin özellikle terennümlerinde görülen | gel, gel lafızlarıyla başlayan davetkar çağrılarda usul geçkilerinin yapılması dikkat çekicidir. Dellalzade'nin Mahur-Buselik Bestesinin terennümünde | gel aman gel vay sözleri için ritmik usul olan Curcuna usulüne geçki yapılırken, İbrahim Ağa'nın | Güller kızarır şerm ile ol gonca gülünce mısraıyla başlayan Hicaz ağır Semaisinin terennümünde | gel gel ince-miyan gel sözlerinde geçki olarak, yine ritmik bir usul olan Yürük Semai tercih edilmiştir., H Yücel, S Türkel Oter, Müzik Kültürüne Dair Çeşitli Görüşler - 1, 2018, 43

a.

müz.




geçkin | Sin ve sâlimin geçkin ve gözlerimin malul bulunmasından dolayı hanemden çıkmamış... | , | Şeyh Said Davası İstiklal Mahkemesi T, Valirli Hacı Sadık Bey'in Müdafaanamesi, 478

s.






geçlik -ği | geç olma hali. AŞHisar, EskiZamanFıkraları'nda ++

a.






geçmek

f.
hükmü olmak, etkili olmak.


"Kanun geçmez gücün yoksa!", 27.01.2024"



geçmek

f.
geçmek (birinden) vazgeçmek, terk etmek.


"Ya sen geçen mi benden Ali?" "Aman neler diyorsun Ayşe. Başımı aldırırım, lakin başkasını almam.", İHınçer, 1946, 18"



geçmek








geçmek | 1. münafıklamak, birini kötülemek. | Oy Mehmedim Mehmedim sana küsüm demedim/ Beni sana geçmişler vallahi ben demedim sürmelim amman, | Ordunun Dereleri'nden | 2. musiki eserini birine usulüne göre belletmek, meşk etmek. | Bu nakışta*, tabiatın bütün zarafetini göstermişsin. Tez, bu nakşı Mihriban'a geçir. Bu füsunkar nağmeleri, bir de onun latif sadasiyle dinlemek isterim. ... Yeni bir eser var. Şevketlü efendimiz ferman buyurdular. oonu geçeceğiz., | Z Şakir, Sadullah Ağa, 66 | 3. –i tekrarlamak, anlatmak. | Bu dersi bir kere daha geçmeliyiz. Yani vieaz hapşaştırdık o zaman araç tutucu yaşlıcana bir hanım var ya evleniyor! Oğuzcalaşma, koda almak nedir? | 4. (birinden) vazgeçmek, terk etmek. | Ya sen geçen mi benden Ali? | Aman neler diyorsun Ayşe. Başımı aldırırım, lakin başkasını almam., | İHınçer, 1946, 18

f.






geçmez

s.
1. kullanımı olmayan. 2. değerini yitirmiş. 3+. zevali olmayan, her zaman mevcut olan.


"Dünyamız, kadınla süslü bir dünya. Hatta dünya o bakımdan sonu gelmeyen bir ilkbahar mevsimi yaşar. Böyle bir dünyanın ve geçmez baharının farkına varmamış zevksizlerinden, hevesleri içlerinde kurumuş ruh ve gönül emeklilerinden olmadığıma memnunum. Ben ki güzel Otero'ya da yetişmiştim, şimdi de Rita'yı seyrediyorum ve şu yeyyeni Polinkayı... ", R H Karay, Sonuncu kadeh, 17"



geçmez İyileşmez, savmaz, sağalmaz | GEÇMEZ HASTALIK: Allah kimseyi 23Nisan'da ATATÜRK'ün huzuruna çıkamayacak kadar hasta etmesin. Nedense birileri milli bayramlarda hep hasta!, Sinan Meydan @SMEYDAN, 23 Nis 2013, Twitter








Geçmiş | Tam çıkıp giderken karanlıkta birisi fırlayıp bir bıçak soktu; herhalde herif, Yusuf Ağa'yı benzetti., | Yoksa ne geçmişi olacak ki? / | Sen de tabii ufak bir geçmişten dolayı bu işe karşı koyamazsın!, | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 59/64








geçmişe mazi derler | Nefis: | Geçmişe mazi, ince bacaklı ite tazı derler., M Kutlu, YŞ, 20.7.2012 | Geçmişe mazi derler, yenmişe kuzu derler., kalıp söz.








geçmişsiz

s.
1. s. bir geçmişi olmayan. 2. z. geçmişi olmadan.


"Radyoda ağdalı yorumuyla sunduğu, gençliğimin sevdiğim şarkılarını aynı irkiltiyle dinliyorum. Bu gidişle geçmişsiz mi kalacağım?" - Tomris Uyar"



geçmişsizlik -ği | Geçmişi olmama, köksüzlük hali. | Roni Margulies, aklını ve duygusunu öksüzlüğe karşı, tarihsizliğe karşı ve geçmişsizliğe karşı en safiyane bir yazı biçimiyle harekete geçirmiş; edebiyatını gizlemeyi başarmış bir yazar o., | PBarışta, T, 11.9.2011

a.






geda | Ne Sancar'a sultanlığından pişmanlık ettiren gedalara sokulmuş Haşhaşilerin ve ne de Ispartalılara karşı Atinanın yanında yer almışızdır ama unutmaya da niyetimiz yoktur, Atinanın kendi nefesini zehirlediğini ve böylece kendi kendini dölleyerek kadın gibi ürediğini., | Ömer Say, 2010, 73

a.






gedik -ği

s.
eksiklik.


"Vücudunda var mı asla bir gedik. / Ağız verdi her nimeti biz yedik.", İrşâdî, Manzume-i İrşâdî"



gedik | Bir aşka geldik de biz bunu dedik / Üç yüz dört senesi bir sille yedik / Her nereye varsan sahipsiz gedik / Kime arz olacak halimiz bizim, | Serdari, EGŞA, 69

a.






gedikli müdavim. | Bir süredir Schaubühne tiyatrosunun gediklisi olmuştu., | TKiremitçi, 2005, 178 | Sırtımıza motor takan tur rehberimiz Tomris Ağabey buraların gediklisi; dakikada on altı yer görmemiz için Çarli Çaplin moduna getirdi bizi. | , | AyçaŞen, T, 1.1.2012








gedman

a.
madenci kazması, külünklü kazma.


"Gedman ( t. s. ) Külünklü kazma. [Pioche de mineur.]", Ali Seydi, 1929, 364"



gedüğini almaktahvilden doğan hakkını almak TŞS 1819

dey.






gedük | gedik. | ... yapışup irtesi meclis-i şer'de üzerine sâbit olup sicill oldugın bildürmegin buyurdum ki: Vardukda göresin; arzolundugı gibi olup vech-i meşrûh üzre şekâveti sâbit olup müseccel ise gedügin alup âhar müstehikk olanlara tevcîh eyleyesin. 12 numaralı Mühimme D, 978-979, C 1, ? Erzurum beglerbegisine ve Kemah dizdârına hüküm ki: Kemah topçıbaşısı Südde-i Sa'âdetüm'e gelüp; | Kemah Kal'asında gedük düşdükde imtihân olmadın topçuluk gedügin alup ve ba'zı topçılar kendü hevâsında gezüp kal'ada lâzım olduğı ..., | | https://books.google.com.tr/books? id=fTtpAAAAMAAJ, M Şener, N İşler,Yedi numaralı Mühimme D, 975-976/1567-1569, 20

a.






geek | ing.oku: gîkbi nerd çeşidi. Belki daha az nerd bi nerd., | disq, 10.10.2000, EkiS | nerdler ile sık sık karıştırılan insan grubu. Bazı nerdler geek olsa da, geekliğin ön koşulu nerd olmak değildir., | cyrus, 23.3.2001 EkşiSFilmi izlemekle kalmayıp seri hakkında akla gelebilecek her türlü bilgiyi edinen, her ayrıntıyı eşeleyen kişiler, aslında birer 'Geek'., | ZeynepKılıç, Z, 27.12.2015

a.






geeklik -ği | geek + tr lik bir konuyla ilgili her ayrıntıyı bilme hali. bir konu hakkında tutkulu ve meraklı bir şekilde araştırma yapmak, onu eşelemek, tarihine gitmek, yetinmeyip onun hakkında yazıp çizmek, bilgisini diğer insanlarla paylaşmak | Tanımlaması zor olduğundan biz de | Nedir bu geek'lik? diye sormak üzere Türkiye'deki geekleri buluşturan sitelerin başında gelen 'geekyapar.com'un kurucuları ile görüştük., | ZeynepKılıç, Z, 27.12.2015

a.


ing.



gegeç -ci

s.
x

tr.
Gege / Gegeç (t.f.s.) Kekeme, söylerken harfleri tekrarlıyan, serbest söyleyemeyen § Böcek ve saire sokması. [Begayeur, se § Pique de guétel gegeçarı = Zehirli bir cins arı. [Cuête vinimeuse.] gegeç otu Bir cins ot. [Une espèce d'herbe.] gegeç kuşu = |Atmacanın bir cinsi.[Guépier. ]



gel beni gör derdimden öl olağanüstü güzel. | Davut Ağanın da on yedi on sekiz yaşlarında bir kızı var Telli isminde. Ama, gel beni gör derdimden öl. Yanaklar lale., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 207








gel etmek


çağırmak.


"Uçurumun kenarındayım Hızır / Güzelliğin zulme çaldığı sınır / Başım döner, beynim bulanır / El etmez gel etmez / Gülce'm uzaktan dolanır.", Ö L Mete, Gülden Kalın, Değer, Y 7, Mar 2021, S 87, 51"



gel geç / gelgeç | 1. Geçici. | Okurların gelgeç bir merakı sarıyor; 'çoğu öğrenmeleriyle unutmaları bir olur' diyor., | Sİleri, ZC, 17.3.2012 | 2. Hercai. | Mizah olsun diye söylemiyorum bunu, / Gel geç bir heves de değil hiç öyle, / Kararlıyım, götürmeye işi, / Cennet ya da cehennem, / Nereye varırsa artık / Nereye giderse., | CKoytak, T, 26.9.2011

s.






gel gel yapmak çağırmak, davet etmek. | Asker içindeki bir kesimin PKK'nın üç kişiyi kaçırarak bir anlamda 'gel gel' yaptığı oyunun bir parçası olarak hareket edip etmediği konusu bir soru işareti olarak karşımızda., | OÇalışlar, R, 20.7.2011








gel gör ki Amma velakin, halbuki gibi anlamlara gelen bir bağlaç. Daha çok, teorinin pratiğe aktarımındaki zorlukları anlatan cümlelerde kullanılıyor sanki. (bkz: gel dikiz ki) (eyco, 25.04.2001)








gel yapmakçağırmak, gel demek. gel yapmak | çağırmak bk. Karacoğlan | -Kuşlar. Gel yap onlara!, | 6.6.2013 Anne çocuğuna, Beyazıt Meydanı

dey.f.






gel-al sistemi





Tunç Aslanalp, CNN, 27.01.2021



gel-doy | gel doy lokanta adı. 26.5.2017g

a.






gel-git

a.
med cezir


"gel-gitlerle kabarıp inen / göğsünün sıcaklığına inat", A Karatay, seni var saymak, 17"



gel-git-li

s.
istikrarsız, değişken.

tr. gelgit-li
Öykü kahramanı Cem'in, Murat, Ergin ve Gilda ile olan gelgitli gönül ilişkilerini anlatan enfes bir novelladır Bir Denizin Eteklerinde.
Necla Akdeniz, Kuir edebiyat nedir?, Parşömen edebiyat, 14.11.2023



gelato | it. Bir cappuccino alıp, Borgese bahçelerinin keyfini çıkarmak, Campo di Fiori pazarında, peynir tadımı yapmak, akşamüstü İspanyol merdivenlerinde oturup, gelen geçeni seyretmek, Aşk Çeşmesi'ne bir umut para atmak, bol bol gelato yemek, akşam olduğunda Trastevere sokaklarında aylak aylak dolaşmak lazım..., MlCadde, İdil Yazar, 01.01.2019, 22

a.






geldi tapu. | Zabıt defterleri üzerindeki tedavül işlemleri sırasında geldi kaydında veya kadastroca tespite esas alınan kaydında vakıf ilişiği bulunup bulunmadığı araştırılacak ve geldi kaydında veya kadastroca tespite esas alınan kayıtta vakıf şerhi bulunmasına rağmen sehven yeni oluşan kaydına bu şerhin işlenmediği (Taviz bedeli ilişiği kesilenler hariç) anlaşılması durumunda vakıf şerhi işlenecektir. 27.04.1995 VGM genelgesi








geldiğincek geldiğince | Üzüntün Dede olsun tek. / Bizler varız, / Aratmayız Dedeye seni, / Elimizdenn geldiğincek bakarız., | VK, 39








geldiklan yer adı | Gekdiklan ovasında benek benek yeşil pancar tarlaları vardı., | MYamur, 76








gele gele atmak deyim istediğini elde edememek | Tavla oynarken şef gele atmaya başlayınca: 'İndir şu şalteri, belki uğurum gelir.' der, memurlardan bir ikoşup şalteri indirir, falan bölge karanlıklara gömülürdü., | NGüreli, 69








geleceksiz | umutsuz, geleceği olmayan; ümitsiz. | Giderek suçlayıcılığını bileyen o muhalifin karşı koyduğu seçenekse, zaten şimdiden uyduğumuz, kendi hayatını bize dayatan geminin güle oynaya şükran duygularıyla yaşanan geleceksiz zamanıydı, | Reha Mağden, 2005, 163 | Kent hastanesindeki doktor, Halil'i geleceksiz bırakan o sözü söylediğinden beri şimdiki zamanın içinde sıkışıp kamıştı., | T Kiremitçi, 2005, 155 | İngiliz 'Özgür Sinema'nın önemli yönetmenlerinden Tony Richardson'ın 1962 yapımı siyah beyaz The Loneliness of the Long Distance Runner /Uzun Mesafe Koşucusunun Yalnızlığı, geleceksiz çocuklar üzerine en önemli filmlerdendi., | T, 8.7.2011

s.






geleceksizlik -ği | Britanya sineması, işsizlik ve kötü eğitim sistemiyle geleceksizlik üzerine sağlam filmler yapan bir sinema., | T, 8.7.2011 (Neds /Serseriler filmi hk yazı. ned: non-educated delinquent:eğitimli olmayan suçlu kelimelerinin baş harflerinden oluşuyor.)

a.






geledurmak

b.f.



"Hekim geledursun, bunlar ana-oğul şu veçhile konuşmağa başladılar.", R M Ekrem, Araba sevdası, 1898, ?"



gelembe | Üründen sonra tarlada kendiliğinden biten ot, yonca. | ...mezrûâtını kaldurdukdan sonra tarla-yı merkumede gelembe tabir olınur yonca nâbit omağla mer'ânuz hayvanâtı benüm tarlamda nâbit olan gelembemi ekl itmeğle... İAD İstanbul Tarım Tarihi IV, 9/232/889 Küçükçekmece nahiyesi naibine hüküm Kalitarya köyü. (Yeni Tarama s.nde yok. Redhouseda bu anlamı var?

a.






gelenek-dışılaşma | Buna göre geç-modern dönemde dinsel inancın gelenek-dışılaşması (de-traditionalizing), her hangi bir inanç öyküsünün bireysel bağlamda yaygınlaşması sonucu değil, aşk ve cinsiyet gibi dünyevi formlardan kaynaklanmaktadır., | M Günerigök, | Kişilik ve Karakter İnşâsında Dinin Yeri, | Uluslararası Kişilik ve Karakter İnşâsında Dinin Yeri Sempozyumu 10-12 Haziran 2016, Ordu -II, Ordu Üni İlahiyat F, 369

b.a.






gelenekli | O meclislerin komisyonlarındaki müzakereler, bugün bile gelenekli demokratik memleketlerin dikey değil, yatay olan çok partili meclislerinde dahi görülmedi., | Taray, 7

s.






geleneksiz | Geleneği olmayan, geleneklere dayanmayan; ananesiz. | Kendimizi önemsemenin yolu ötekini küçümsemek değil. Oscar mühim bir işmiş. Keşke daha ciddi, planlı ve hazırlıklı olsaydık ve keşke bu kadar ufuksuz, geleneksiz ve özgüvensiz olmasaydık... Katkı veren, emeği geçen, bizden çok havaya girip bizden çok üzülenlere teşekkür ederim., @ZekiDemirkubuz, 24.12.2024, X

s.






gelengi çıkarmakBir şeyin suyunu çıkarmak anlamında kullanılır. Gelengi yerde olan bir su giderine verilen isimdir. Suyu fazla döküldüğünde taştığından çok yiyen insanların orta yerinden çatlama ihtimaline karşı söylenir. ,onedio, 12.8.2015g

dey.






gelengiden | Farsçada tüfeğin mekanizmasına verilen ad. 06.06.2013 Fatıma'dan, takablı

a.






gelenin atlısı gidenin yengesiHer çıkan gelinin yengesi damada ilk gecenin stresini alacak şekilde iş öğretmeyi kendine şiar edinmiş kadındır. Geline olan bu büyük yardımından dolayı mesleğini de yıllarca sürdürme imkanı sağlar. Ege tarafında pek söylenir.,onedio, 12.8.2015g

dey.






gelep | kelep, iplik çilesi, iplik yumağı. gelep gelep kar yağmakpek iri iri yumak yumak gibi taneler halinde kar yağmak. | Dışarıda kar yağıyor gelep gelep / | Gelep gelep diyen insanların barındığı el // Hayatımın ne kadar dışındadır şimdi., | M Çınarlı, 29

dey.a.






gelerekten | Türkçe'de gelerekten diye bir ifade yoktur. En azından Türk Dil Kurumu öyle diyor. Bundan kurtulmak için yapabileceğiniz şeyse çok basit. Ne zaman gelerekten ya da giderekten demek isterseniz, duraksayın ve giderek ya da gelerek deyin. Göreceksiniz ki hiç bir anlam değişikliği olmayacak., | 24.1.2013, OnurZeyrek, | https://onurzeyrek.wordpress.com/2013/01/24/bir-dil-hastaligigiderekten/, 5.3.2017g








gelgelli | çağıran, buyur eden, gaz veren. | Üstat | müttefik Türkiye'yi altından kalkamayacağı mevzuat uyumu gibi yüklerin altına sokmayalım, ders veren durumuna düşmeyelim yollu sözde iltifatları da eksik etmedi. Hâsılı kelâm bu gelgelli tuzaklara dikkat!, | CAktar, T, 20.11.2012

s.






gelgit | Ellerinden öper artık seninim / Saçım yüzüm gelgit aklımla / Her şeyimle işte anlayacağın., | Gülşen'in şarkı sözlerinden, Nisan 2015 | gelgit akıllı | aklı gidip gelen. İstikrarsız, aklının estiğini yapan kimse. | Üzülme üzülürüm kıyamam sana / Bilirsin kötü söz diyemem sana / Ben düşler ülkesinin gelgit akıllısıyım / Ayrılık hakkaten sonradan koydu bana, | Sezen Aksu, İrem Derici, 2015 | DÜŞLER ÜLKESİNİN GELGİT AKILLISI... Yaklaşık birkaç hayal kırıklığı öncesiydi... Yanlış anlama, amacım edebiyat yapmak falan değil. Sadece tarihlerle pek aram yok. Belki de muhteviyatının rakamlardan oluşmasındandır. Sayılardan ziyade, hayalleri sevdim ben. Sadece hayallerden oluşan bir takvime inandım., İzzet Çapa, En çok ben eğlendim, 2021, ?

s.b.a.






Gelibolu destisi | Gelibolu destileri temizlenmiş, aynanın tülü değiştirilmiş., | ARasim, Asker oğlu, 41

a.






gelin başı | Nicedir kabarmış pusuda bekleyen tomurcuklar patır patır patlayıvermiş de birden, tepeden tırnağa gelin başına dönmüş cümle ot, çalı, ağaç..., | DCeyhun, 17 2. Kuvaför gelin başı yapmak gelin bohçası | bohça şekli verilmiş bir tatlı, | Gelin Bohçası Tarifi İçin Malzemeler 1 adet yumurta, 1 su bardağı süt, 1 su bardağı un, 3 yemek kaşığı şeker, 3 yemek kaşığı sıvı yağı, 2 yemek kaşığı kakao, 1 paket vanilya (10 gr),1 çay kaşığı kabartma tozu., | 5.7.2016, | http://www.yemektarifleri-sitesi.com/gelin-bohcasi-tarifi, 8.7.2016g

a.






gelin çantası | Gelin çantası tatlısı yumuşacık süt dilimi tadında porsiyonluk pastacıklar., | 20.2.2015, www.rumma.org/yemekler/kekler/gelin-cantasi-tatlisi-tarifi-tatli-gelin-cantasi.html/, 8.7.2016g

a.






gelin gız geldi / koca amcaoğlu geldi. Aşkale








gelin kebabı








gelinboğan | (geli'nboğan) bit. b. Bir ahlat türü.  Güncel Türkçe Sözlük 

a.






gelinboğan | 1. Hayvanların diz kapağı kemiği. 2. Pişmiş etin içinden çıkan sinir. Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü 3. Lades kemiği? FG








gelincik -ği

a.
gelincik çiçeği motifli.


"Rahmetli anam saçımı örmüş, başıma gelincik oyalı ak yaşmak bağlamış da.", H Aycın, Esrarname, 58"



gelincik | 1. maruf çiçek. 2. maruf hayvan. 3. küçücük bir böcek. Kaş altlarında yumuşak toprakta kuyucuk biçiminde yuva yapan böcek. 4. sevimli ve küçük gelin.








gelincikler

a.
iç yerli çaşıt, yabancı hizmetinde istihbaratçı.


"Bizim attığımız her adımı gözetleyen binlerce casus ve içimizden devşirilmiş gelincik bulunmaktadır.", Servet Avşar, Yazar G, 13.6.2021, 7"



gelindikteki | Askersel yapıyı kırmaya girişmiş birinin, bu noktaya gelindikteki yaklaşımı bu tarzda olamaz., | NÇınar, T, 13.1.2012








gelineli | bitk. | Gelineli, uşurat, ısbatanı kazınca / Baharatlı otu yağlı hamura sürünce / Pişen hamuru dilim dilim kesince / Ne güzel yenilir kömbemiz bizim., Hüseyin kurt, Aktepe Hassa Hatay, 26.03.2008, | https://www.antoloji.com/aktepe-hassa-hatay-siiri/, 1.12.2024

a.






gelineli | bitkibilimi gelincik çiçeği, gele, gelinciğeri, gelinali (DerlemeS) yenilebilen bir ot | Gelineli uşurat ısbatanı kazınca / Baharatlı otu yağlı hamura sürünce / Pişen hamuru dilim dilim kesince / Ne güzel yenilir kömbemiz bizim., | | http://www.antoloji.com/aktepe-hassa-hatay-siiri/, HüseyinKurt, AktepeHassaHatay, 1.1.2016g

a.






geliniş

a.
gelinme hali.





geliniş | tr. gelinmek-ten gelinme hali

a.






gelinli

s.
gelini olan.


"Ayhan Prenses küçücük sarayında / Bir koza içinde saklı / Bir düğün alayı geçer ufuklardan / Gelinli telli-duvaklı.", Ş Belli, 1962, 74"



gelinlik -ği | 1. gelin olma çağına gelmiş kız. | Kışlanın ardında bir kırık testi / Askerin üstüne samyeli esti / Gelinlik kızlar umudu kesti / Eli Yemendir gülü çemendir / Giden gelmiyor acep nedendir? , Yemen türküsü

a.






gelinlikçi | gelinlik satan dükkan. | ... gelinlikçi, üç dükkânda bir eczane, üç dükkânda bir banka dizisiyle; karşı yanda kimi İskender, kimi Uludağ, kimi İnegöl, kimi de Tekirdağ ya da Silivri olan kebapçılar, köfteciler arasından geçiyor., Adalet Ağaoğlu, Fikrimin ince gülü, 1976, 66

a.






gelinmek | Bizim alayımız leylek alayı / Havada uçarız dolayı dolayı / Çekeriz Allah'tan gelen belâyı / Uçuramadım yavrum kalındı / Ben gideyim sen arkamdan gelindi., Halk türküsü

f.






gelip geçicicilik -ği | Kendi zamanımıza dair bilmediğimiz bir gelip geçicilikti., | Ömer Say, 2010, 55

a.






gelip gidici | geçici, süreksiz. | Mehpeyker'in hissiyatı ise hüsn-i kabul görmüş bir meyl-i şehevanînin ezvak-ı sürurundan mürekkep olmakla gönlünün şetaretini câli bir hiffet-i masumane ve gelip gidici bir hacalet-i kâzibe ile setrederdi., | N Kemal, İntibah, 72

s.






gelir getirici








gelir gider | bir var bir yok, istikrarsız | Bütün bunlar olurken, bir de bir çeşit 'sol' var kuşkusuz. Topton akılsız veya yarım akıllı veya gelir-gider akıllı., | HBerktay, T, 8.9.2012

s.






gelir testi | Hatırlanacağı gibi, 01.01.2012 tarihinden itibaren çalışmayan, aylık/gelir almayan veya herhangi bir kapsamda sosyal güvencesi olmayan vatandaşlarımız yaptıracakları gelir testi sonucunda çıkan genel sağlık sigortası primlerini ödemeleri veya devlet tarafından karşılanması ile sağlık hizmetlerinden faydalanabilmektedir., | Hr, 29.9.2015






GTS-



gelirli | Yani etrafına topladığı insanları, şahsi menfaatini milli menfaatin içinde arayan gönüllü ve gelirli mümessillere dönüştürmek., | MBilici, T, 12.7.2014

s.






gelirsiz

s.
geliri olmayan.


"Ey gelirsizlerin, dar gelirlilerin, az gelirlilerin efendisi kuru fasulye! Şimdi bir kilonuz altı liraya çıkmış... ", A Nesin, Nutuk makinesi, 1959, 6"



gelişememişlik -ği | gelişmemiş olma hali. | Bu durumun yetişkinlerde görülmesi ise bir gelişememişliğe, olgunlaşamamışlığa işaret ediyor., | SerdarKaya, 24.6.2012

a.






gelişimsel | Okul yönetimi Sanlısoy ailesine akademik başarı odaklı bir eğitim uyguladıklarını belirterek, gelişimsel sorunu olan hiçbir çocuğu almadıklarını söyledi., | STansel, T, 21.3.2014

s.




TDK-



gelişiverme

a.



" "-Biraz da özenti olacak, romanların ve birden gelişivermenin tesiri. Tendürdiyot mu içti nedir? Esasta santimantal, romanesk bir kız!", R H Karay, Sonuncu kadeh, 1965, 87"



gelişkinlik | gelişkin olma hali. | Çevre duyarlılığı ve şehir estetiği kaygılarını sergileyen gençlerin barışçı eylemlerini, demokratik gelişkinliğimizin yeni bir tezahürü olarak gördüm., | AbdullahGül, 1.10.2013

a.




GTS+



gelişmişlik -ği | gelişmiş olma hali. GTS | İki bin yıl önceki vahşeti aradan hiç zaman geçmemiş gibi yeniden tekrarlamak herhalde bir gelişmişlik işareti değil., | AAltan, T, 12.10.2011

a.






geliştirici | Apple'ın önceki gün San Francisco'da düzenlediği geliştiriciler konferansında ilan ettiği iOS 7, yüklendiğinde kullanıcısında yepyeni bir telefon veya tablet almış hissi uyandıracak, | MenderesÖzel, MCadde, 12.6.2013 | Blokzincirde Dijital Kimlik ana temasıyla düzenlenecek olan 2. Ulusal Blokzincir Çalıştayı, blokzincir tabanlı dijital kimlik yönetimi çalışmalarındaki gelişmeleri masaya yatırarak bu alanda görev alan akademisyen ve geliştiricilerin konu hakkındaki görüş ve tecrübelerinin paylaşılmasını hedeflemektedir., | Tübitak 2. ulusal blokzincir çalıştayı tanıtmalığı, 26.8.2019g | O günden bu yana, Android'e milyarlarca dolar yatırım yaptığımız gibi, dünyanın her yanındaki insanlar için cihazlar ve deneyimler üretebilmeleri için üreticilere ve geliştiricilere ücretsiz olarak sunduk., | Hr., 17.12.2019

a.






geliştirimci BTS- | Bir geliştirimci, tasarımcıya verilebilecek en güzel doğum günü hediyesi, | friendfeed.com/webtr/.../bir-gelistirimci-tasarmcya-verilebilecek-en?, 16 Ara 2011, 8.8.2013de girildi

s.




bts-



gelivermek | Aniden gelmek. | Geliverir bir gün beni / Alır beni gider beni / Ölüm beni ölüm beni., | Osman Sarı, 67 | gelivermek | Aniden gelmek | gizli gizlice geliverir / kaluklar duman içinde, | YMiraç, 1981, 27 | Birden gözlerimin önüne Dudu Teyzem geliverdi., | NErik, 14

bf.






gellan sakızı

b.a.



içindekiler: Su, hindistan cevizi (%5), organik gellan sakızı, deniz tuzu, kalsiyum, vitaminler | (B3, B5, B6, B9). Eser miktarda sert kabuklu yemişler içerebilir (yerfıstığı içermez). Glüten içermez. Laktoz içermez.VeganMilk, 5.5.2024+



Gelmedik | Öbür işi temizlemezsek başımıza gelmedik kalmaz., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 74

s.






gelmek | birine ceza verilmek. | Seyyar Tayyar'a 5 yıl hapis cezası geldi., | | http://www.aymoli.com/seyyar-tayyara-hapis-cezasi-geldi, 6.4.2011 basın

f.






gelmeli-gitmeli zf. değişken, sabit olmayan, istikrarsız | Tabii bu gelmeli-gitmeli ruh hali, varsa biraz politik cesaret, onu da önüne katıp sürüklüyor., | AGörmüş, T, 9.8.2011








gelmez yol

s.
gidişi olup gelişi olmayan yol. dönmez yol.


"Gemi bekliyor limanda / Gideceğim bir ummanda / Gözüm kalmadı cihanda / Gelmez yola gidiyorum.", Aşık Veysel"



gelmez yol | Selam saygı hepinize / Gelmez yola gidiyorum / Ne karaya ne denize / Gelmez yola gidiyorum., Aşık Veysel

b.a.






gelmiş geçmiş

b.s.



"Erzuruma Türkü // Bana söz ile ses arasında dostluktan söz ettiler / Yollarını gösterdiler sonra da, kocayapıt'a bakmanın | / Yapayalnız biri olup çıktım sonunda / -Gelmiş geçmiş koroların en yalnızı", M Taner, Sunak, 36"



gelmiş geçmişlik -ği | gelmiş geçmiş olma hali. | Başka insanların varlığının, gelmiş geçmişliğinin tek izi olarak –örneğin- bir taş parmaklığın seçilebildiği bir ettopraklık görürler; anlamsız, işlevsiz kalmış bu taş parmaklık ettopraklığı boydan boya kesmektedir., | BKarasu, 64

a.






gelmişlik -ği | Acaba ecdadımızın Orta Asya'dan gelmişliği ile ilgili bir durum mudur diye çok merak etmişimdir, doğrusu., | SSomersan, T, 17.7.2012

a.






geloş dağı, Geloş Dağı Efsanesi, OsmanŞahin, İstanbul 1997








gem | ağız gam | Hüseyin'im döktüm nemi, / Çok çekmişim orda gemi / Nuh peygambir size gemi, / Size dağlar, size dağlar., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 40-41

a.






gem taşı | Adamlar kalkmış çetin ödünlerle / Gövdesini gem taşıyla sürmeseler / Kapılarını kuraklık çalacakmış / Kıtlık çalacakmış, | BünyaminK, 46

a.






gemicisiz (gemicisüz)


1. reissiz, kaptansız. 2. tayfasız.
s.
gemi-ci-süz
“... gördüm nāgāh bir gemi geldi gemicisüz sürücüsüz gördüm ol gemi beni geçürdi hiç sürmedin (5) uş şimdi geldi çün bunı işitdi Dehri eydür bu boz zāhir yalandur ki gemi gemicisüz (6) yörimek muḥāldür Tamāme döndi aña dėdi kim ...",
İzniki, P Yavuzarslan, Münebbihü'r-Rāḳidīn: Giriş, inceleme, tenkitli metin, 2002, 251



gemini | İkizler burcu | Bu doğruysa, Hillary çok güçlü şekilde Gemini ve Üranüsün etkisinde., | EÖzkök, Hr, 2.10.2016

a.


lat.



gemisavar

a.
gemileri hedef olarak seçen ve onları etkisiz hâle getirmek için kullanılan silah.

tr. gemi-sav-ar
Yeni tehdidin duyurulmasından yalnızca birkaç gün sonra Aden Körfezi'nden Kızıldeniz'e doğru ilerleyen Norveç bayraklı Strinda gemisi stratejik boğazda karadan ateşlenen bir gemisavar füzesinin hedefi oldu. Milliyet, 13.12.2023



gemli

s.
1. gemlenmiş. 2. mec. susturulmuş.

gem + li
"Ey cam karınları / sarı / nargileler gibi horuldayan, / Ey üç atlı yaylısının içinde / sağır / burunsuz / kör / köylülere / Pierre Loti ahını çekip geçen / ağzı gemli / eli / kalemli / efendiler! / Tatlı masal dinlemekten gayrı usandık. / Artık / Hepinizin kafasına / Şu / daaaaaank / desin: / Köylünün toprağa hasreti var, / toprağın hasreti...", Nazım Hikmet, O S Orhon, Nazım Hikmet Hayatı ve Eserleri, 1937, 25



gencecikten | gencecik. Çok genç. | Balban'da gencecikten komiser muavini, | AlperÖzbek, 100

s.






gencelmek | nsz gençleşmek. | Saçlarımı cürufla yıkayarak genceldim / incitmesin gözlerini sonsuz yaşlılığım, | AhmetErhan, Yaşlılık, şiirli çıkın dergisi nisan 2002 sayısı

f.






genç odası | Gençler için tasarlanmış mobilya takımı | Genç odası (5 parça) 1.050 değil 375 TL, | 4.10.2012'de İstanbulda dağıtılan bir el ilanı

a.






gençleştirici | Salahattin Bey, vücudunun her tarafından kalbine doğru bir mayiin, gençleştirici, kuvvet verici bir şeyin koştuğunu hissetti., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 107

s.






gençleştirilmek | Uzmanlar daha sonra bu gençleştirilmiş hücreleri taze bir kalp kasında geliştirdi, virüs ve pluripotans genlerini hücrelerden çıkardı., | H, 23.5.2012

f.






gençlik parkı yer adı | Gençlik parkı sultan ahmet kongre caddesi / Ve beyazıt* meydanı'nın korsandan iskelesi / Devrildi üzerime, | AlperÖzbek, 113








gender | Cinsiyet. | Bu feminizmler, toplumsal cinsiyetin [gender] temellük edilmesine neden olabilme iktidarına sahip midir? , | HYavuz, Z, 14.3.2012 

a.


ing.



gene otu | ricin/ricine | Kitab-ı Mukaddes ilk defa 17'nci yüzyılda Ali Ufki Bey tarafından Osmanlı türkçesine çevrilmiştir. Yunus kitabında ricin adlı bitki, asma kabağı diye çevrilmiştir. Bedevian sözlüğünde ricine karşılığı gene otu diye verilmiştir. Acaba Ali Ufki Bey Asma kabağının daha doğru karşılık..., | Husrev Hatemi, 3.2.2020, tiwitter

a.






genel kıyım | Katliam. | Yazdığı çıktı Genç Subayın. / genel kıyım yapmakmış amaçları,/ yaptılar, yok oldu köy., VK, 96

a.






genel merkez | şubeleri olan bir kurumun, kuruluşun, şirketin, partinin ana şubesi, baş şubesi. | Genel Merkez Kurulunca verilecek kararla üyeliğe alındıkları kendilerine bildirilir. Türk olan ve olmıyan dil bilginlerine onursal üyelik, yahud aytar üyelik verilmesi, Genel Merkez Kurulu kararına bağlıdır. Kurumun işlerine ve çalışmalarına Genel Merkez Kurulunca düzen verilir., Ülkü, 1936, 81

a.






genel merkezci | Bilmezsin ya! Bu, su yerine gaz içmeye benzemez! O yörede parti örgütü genel merkezcilerin elinde. (...) Elbet ya... Biz yaylacıyız, genel merkezcilere karşıyız., | NGüreli, 61

s.






genel müdürleşmek | Biraz genel müdürleşerek kendi çalıştığı odaya girdi., | ANesin, GözüneGözlük, İstanbul1974, 40

f.






genel öldürüm | katliam. | De ki kaçsınlar, / Yarın bütün köy için genel öldürüm var., | Dağlarca, VK, 73

a.






genelkurmay başkanlığı

b.a.
seraskerlik


"Neden, daha biraz önce Seraskerliğin (Genelkurmay başkanlığı) önünde subaylar elleriyle kollarıyla hareketler yaparak, telâşlı telâşlı girip çıkıyorlardı.", 1954, 10-11"



general | Fr. général | 1. genel (sıfat), 2. ordu kumandanı | generalis | soya ait, genel. | genus, gener- | soy, ırk +al° eki. 26/11/1934 tarihli kanun. ceneral/cenderal | Venedik donanma kumandanı [Kahane & Tietze, The Lingua Franca in the Levant, 1503] Cineviz yerine koşdı cenderal / Barça koka vérdi ide ceng u cidal. Avrupa ordularında bir rütbe [Kırlı, Sultan ve Kamuoyu, 1840] ceneral [Milliyet (gazete), 1934] Müşüre mareşal, Paşaya general denilecektir. Nişanyan'dan

a.


fr.lat.



generalleşmek | General tavrı takınmak; istediğini yapma gücü olduğunu göstermek | Generalleşen iktidar, | AAltan, T, 4.9.2011

f.






genişlemeci | genişlemeye yönelmiş. | İsrail, Türkiye'nin genişlemeci emellerine karşı koymak için deniz, hava ve kara alanlarında güç projeksiyonunu artırmalıdır., Ml, 16.01.2025

s.






genişletici

s.






genişleyivermek | Aniden genişlemek. | Birden genişleyiverdi gene içi., | DCeyhun,15

bf.






genital | İlk gençlik yıllarında genital bölgeleri, amı siki götü kalçayı bokla yapılmış bir resimde görmenin insan bedeninin bu en büyük romantik zevk kaynağına nasıl kabus gibi bir şok yaşattığını kuşkusuz kimse hatırlamaz (sic) istemez., | NGenç, isenç, 50

a.






genius | Çünkü dahi anlamındaki | genius kelimesi ilhama dayanan manasına geliyordu., | MBilici, T, 13.12.2014

a.






genkur | genelkurmay | O kitapları genkurmaya da çekmemiz lazım, Levent Paşaya ileteceğim., | ÜmitSayın, 15.9.2007 /YOğur, T, 19.1.2012

kıs.






genlemek

f.
genişlemek, yayılmak.

tr. gen-le-
"biberler sarı yeşil iriledi / Patates sabırla toprağın yüzüne genledi / Mutluluk hüznü çizgileriyle hareledi.", Y Pazarkaya, Gördüm dönüşüm tek kalıcı evrende, ?"



genleşmeli | ...genleşmeli buharlı makine..., | RKoçMüzesi,10.4.2016g

s.






genlik -ği | BTS+ örneksiz | Suların kabarma ve çekilme düzeyleri arasındaki dikey yükselti farkına gel-git genliği denir. İç denizlerde genlik az iken (30 - 80 cm), kıyı denizlerde fazladır.

a.




bts+



genome

a.
Bir canlı nev'inin haploid sayıdaki kromozomlarından meydana gelen takımı.

ing.
"... 'Ölçülebilir' deyimi Linkage bölümünde tartışılıyor. Bir canlı nev'inin haploid sayıdaki kromozomlarından meydana gelen takıma genome adı verilir, bir kondisyondur | eğer anatomo - fizyolojisi bozulursa hastalık haline... ", 1973, 176"
Ankara Üniversitesi Tip Fakültesi yayınları



genomik | Hollanda Hayat bilimleri ve genomik; nanoteknoloji; ICT. Yeni Zelanda Biyoteknoloji; 1CT; yaratıcı sanayiler. Norveç Deniz araştırmaları; | ve sağlık araştırmaları; ICT; enerji ve çevre; işlevsel genomik; yeni malzemeler (örneğin, ..., | E Türkcan, Dünyada ve türkiyede bilim, teknoloji ve politika, 2009, 252

s.

tıp




genomiks ve proteomiks ORDMİ ++








gentrification | Nezihleştirme anlamında bir 'gentrification' Beyoğlu için acil bir ihtiyaç., | ErtanAltan, T, 27.2.2012 | Kentsel dönüşümün odak noktası Tarlabaşı'nda, adaletsiz kamulaştırmalarla gündeme gelen gentrification bir süredir kentsel dönüşüm muhaliflerin en başta gelen gündem maddesi., | ErtanAltan, T, 5.3.2012 | Aynı sayıda yayınlanan | Kentsel dönüşüm, gentrification ve İstanbul başlıklı yazısında Cemil Öğmen, bir yazısında Ertan Altan'ın irdelediği gibi gentrification kavramı üzerinden kurcalıyor Türkiye'deki kentsel dönüşüm telaşını, kavrama başta | soylulaştırma olmak üzere | mutenalaştırma, | seçkinleştirme, | nezihleştirme, | ehlileştirme, | kibarlaştırma, | burjuvalaştırma hatta | jantileşme gibi birbirinden farklı kelimeler ile önerilen karşılıkların hiçbirine de o kadar sıcak bakmaksızın., | CAktaş, T, 15.3.2012 |

a.


ing.



geoloji


geoloji: yerbilimi, geometri: yer ölçümü


16.02.2024



geomatik

s.
x

ing. geomatical
"Murat Şahin, Marmara fay yapısı ve çevresinin senaryo depremlerini tartıştığı doktora tezini bugün başarıyla savundu. Getirdiği yenilikçi yaklaşımlarla jeoloji-jeofizik-geomatik ve deprem mühendisliği disiplinlerinin bir arada kullanıldığı bütüncül analizleri eşsizdi.", @CYaltirak, 1.03.2024, X"



geomatik | Geomatik, bilgisayarların haritacılık ve topografyanın geleneksel mekansal tekniklerine uygulanmasıdır. Coğrafi bilgi bilimi ve teknik coğrafyaya benzer şekilde, geomatik, coğrafyadaki nicel devrimin bir sonucu olarak 1950'lerin ortalarında ortaya çıktı. Günümüzün geomatik teknikleri, mekansal analiz, coğrafi bilgi sistemleri (CBS), uzaktan algılama ve küresel konumlandırma ssitemlerinden (GPS) oluşmaktadır., Fouad Sabry, Siyasi Coğrafya: Küresel Güç Dinamikleri, Etki Alanını Haritalamak, 2024, ?

a.






geometrici

a.






geopolitik | jeopolitik, yer siyasetbilimi. | En sevdiğim dersler: Lisede, Riyaziye ve Felsefe. Üniversitede, Devletler Hukuku, Geopolitik ve Sosial-politik., Haldun Taner, EK, 1953, 129

a.


fr.



gepgeniş

s.



"Hep bir kadına mı yürüdük biz / Bir tene kaç mayın döşedik ki biz / Upuzun gepgeniş döşedik mi biz", Haydar Oğur, 1994, 122"



gerbera | İyimserliği' simgeleyen 'gerbera' türü çiçeklerdeki kırmızı rengin 'sımsıcak dostluğu' temsil ettiği öğrenildi., | T, 2.10.2011

a.






gerçek-dışılaşma | Metnin dünyasıyla okurun beklenti ufku birbirine karışmadığında gerçek okuma gerçekleşir. Bu sayede de metnin anlamını yorumlayarak yeniden biçimlendirir. Durum ve gönderim birliğini de okur böylece yeniden biçimlendirme ile birleştirmiş olacaktır. Okurun yapıta ve kendine gerçek dışılaşması ile de yapıtın gerçekliğe etkisi daha da derinleşecektir., Hazarcan İdil Tufantoz, Paul Riıcoeur'de sembol ve metin hermeneutiği, Pamukkale Ü SBE, ylt, tem 2019, 102

b.a.






gerçekdışılaşmak | Terörün gerçekdışılaştığı, aşırı araçsallaştığı, sıradan bir mesaj iletme biçimine dönüştüğü, uluslararası sistemin gittikçe daha fazla kirlendiği bir dönemde yaşıyoruz ne yazık ki., | HakanArslan, KararG, KararG, 3.1.2017

f.






gerçeklenmek | gerçek halini almak. | Daha geniş çerçevede bakıldığında bu, 'kitle kültürü'nün bir türevi olarak, kendisi hayatın içinden çıkan kurgunun 'gerçeklenip' hayata geçişidir., | TayfunAtay, R, 8.1.2013

f.






gerçekleşebilir | Mimarlar Odası Ankara Şubesi çağrısında; | Gerçekleşebilir kent düşleri kurmak, bu düşlerin toplumla buluşmasını sağlayarak onları ortak bir heyecanla uygulanabilir kılmak imkânsız değildir., | AyhanKarahan, T, 18.8.2015

s.






gerçekleştirilebilirlik


gerçekleştirilebilme gizilgücü olma hali.
a.

"Genel olarak, temel amaç, fiziksel gerçekleştirilebilirlik kısıtlamasına tabi olarak, en iyi tahmini yapan bir kod çözücü tasarlamaktır; burada tahminin yakınlığı uygun bir kriter.
Dil ve Sistem Belleten, Yıl 102, S 7, Nis 2025



gerçekleştirilebilirlik -ği | Genel olarak, temel amaç, fiziksel gerçekleştirilebilirlik kısıtlamasına tabi olarak, en iyi tahmini yapan bir kod çözücü tasarlamaktır; burada tahminin yakınlığı uygun bir kriter., Dil ve Sistem Belleten, Yıl 102, S 7, Nis 2025

a.






gerçekleştiriliş |

a.






gerçekleştirme yetkilisi* | ita amiri. Harcama yetkilisi, gerçekleştirme wfgg

b.a.






gerçekleştirmişlik -ği | gerçekleştirmiş olma hali. | Birlikte yaşamayı gerçekleştirmişliğin tarihi tecrübesine saygı duyup biat ettikten sonra, bu topraklarda Ermeni, Süryani, Kürt, Çerkes... herkesin hakkı vardır..., | TuranBozkurt, 23.3.2013

a.






gerçeksiz | gerçeği olmayan, yalan, sahte. | (Uranüs Seferi 2065), (Profesör Nitro-Zum Kauçuk Yıldızında), | Uçan Adam Uzay Sihirbazı Karşısında), (Uğursuz Elmas) ... gibi akıl dışı uydurmalar, iyi niyetsiz mübalağalar, gerçeksiz ve oyalayıcı resimli romanların tahrikiyle (Para biriktirme fonu) kur'aları düzenliyerek çocuk harçlıklarının küçük paylarına saldırıyor».(2) Derginin daha sonraki sayıları da aynı tutumu sürdürmektedir., Yeni Ufuklar, 1966, C 15, 17 | gerçeksiz şart | Gerçeksiz şart ( casus irrealis ) . a ) Şimdiki veya gelecek zamana ait gerçeksiz şartı ifade etmek için , yardımcı cümlede şart kipinin şimdiki ( -sa ) veya geçmiş zamanı ( -sa idi ) , baş cümlede ise şimdiki zaman , gelecek - dilek ...,Türk Dili Araştırmaları Yıllığı Belleten, 1943, C 15, 49

s.b.a.






gerçel | Reel sayılar 1.4.2012 sınav sorusuYGS | Kazım Büyükboduk, 'Stark birimleri ve tümden gerçel sayı cisimleri için Iwasawa'nın ana sanıları' adlı makalesiyle-., | Cum, 25.12.2012

s.a.






gerdan bağlamak | deyim gerdan yağlanarak büyümek | Karısı da kısır inekler gibi yağlanıyor, gerdan üstüne gerdan bağlıyordu. | , | CUçuk, CB, 175 gerdan yaylası | Boyun turna gibi. gerdan yaylası birkarış omuzda, seksene seksen., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 207

a.




GTS-



gerdanlı

s.
gerdanı olan.


"Çifte gerdanlı, şişman kırmızı yanaklı, önünde göbeğini zor taşıyan ev sahibi gülerek salona girdi.", C Uçuk, DŞ, 1971?, 113"



gerdek -ği | İmamı getirin, nikahını kıydırın. Daha başka şey yapmadan, ihtişam yapmadan, çocuğu gerdeğine verin., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 213

a.






gerdel | Ah kuyu içimdeki kuyu, künhümdeki kuyu,/ bir gerdel su, bir gerdel kum ve bir gerdel şiir/ çekmeye eğildiğim ve her seferinde /dibinde bir başka yusufun sesini /işittiğim/ kendimi birinde bulup,/ bir başkasınanda yitirdiğim kuyu!., | CKoytak, 26.3.2012

a.






gerdeme | | Sulak yerlerde yetişen yenilir, yeşil renkli bir çeşit ot, tere. | Ispanaktan ezel çıkar gerdeme / aman gerdeme aman bidanem gerdeme aman / zülüfleri tel tel etmiş dökmüş gerdane / yandım gerdane, | Halk türküsü, Burdur

a.




DS



gerdirtmek | ... gözlerinde büyüyen dinozor oynaşmalarıyla emir verdi vezirine; iki kalesinin arasına çektirdiği halatlara bağlatıp vücudunu gerdirtmeye başladı., | Ömer Say, 2010, 96

f.






gereç -ci | Kalbur. Süzgece benzeyen bu gereç toprağı taşlardan arındırmanıza ve küçük tohumlara uygun, tarıma elverişli, kaliteli toprak elde etmenize yardımcı olur., | 22.7.2016, EVYapımıSebzeler, 2

a.






gerekçelemek | Yeni. gerekçe üretmek, gerekçe bulmak, bahane bulmak | İleriye dönük barış umudunu tüketen bir durum bu... Şiddeti ve silahı mazur gösteren, gerekçeleyen bir durum bu..., | HCemal, M, 17.5.2011

f.






gerekçelenmek | yeni. | Makalesinde Gezi protestoları ile 31 Mart ayaklanmasını karşılaştıran Akgündüz, | Gezi Parkı olayları, ikinci bir 31 Mart olayıdır. Orada hedef Sultan Abdülhamid Han'ı iktidardan indirmek ve Osmanlı devletini dağıtmak idi ve irticacılar çıkardı diye birinci Halk Partisi olan İttihat ve Terakki tarafından gerekçelendi., | R, 19.10.2013

f.






gerekçesizlik -ği | Gerekçesiz olma durumu. | Gelgelelim, bu düşünce gerçeğe pek uymaz. Daha doğrusu, bir yere kadar uyar. Belki İkinci Yenide her zaman otomatizm yoktur, ama gerekçesizlik, hatta rastlansallık eksik değildir., A Bezirci, İkinci yeni olayı: eleştirme, örnekleme, 1986, 51

a.






gereklendirmek | Yeni. gerekli kılmak, icap ettirmek. | İlim, dünü bilmeyi ve bugünle karşılaştırmayı gereklendirir., | CBilsel, 53.

f.






gerekleşmek | gerekli olmak, | Artık Ankaradaki palavracılar için yapabileceklerinizin en sonunu yaptınız: Bundan sonra onlara bir yardımınız dokunmasına engel olursam çok görmezsiniz... Şimdi ortada temizlenmesi gerekleşen bir namus işi kaldı. Bunu ancak kan temizleyebilir ... (Turgutun kımıldanmak istediğini görür.) Yoo dostum. Kımıldanamazsınız... Azıcık yerinizden oynadığınızı görürsem sözlerimi bitirmeden beyinlerinizi parçalamakta hiç bir beis görmiyeceğim..., S Behzad, Ana, 1936, 54

f.






gereksinimli | gereksinimi olan, muhtaç, ihtiyaçlı. | [ARBİS]4008 Özel Gereksinimli Bireylere Yönelik Kapsayıcı Toplum Uygulamaları Destekleme Programı 3. Çağrısı Yayınlandı!, Tübitak, 04.12.2024

s.






gereksizleşmek | gereksiz hale gelmek. | ... yılları olarak anılmasına ve tarımda gereksizleşen artık işgücünün kırsal alandan kentlere göçünü başlatan gelişmeye yol açtı. Kentler hızla büyümeye başladı., Yıldız Sey, 75 yılda değişen kent ve mimarlık, 1998, 233 | Silindi: Gereksizleşti, | forum.donanimhaber.com, 19.8.2007

f.






gergedanlaşma

a.
gergedan haline gelme.


"Gergedanlaşma deyimini bir iki yazımda kullandım, IONESCO'nun "Gergedan" piyesinden mülhemdir. Bu yazar bir kasabada insanların gergedanlaşması fantezisi altında komünist ve faşist doktrinlere kul köle olmuş çağdaş o dünyanın insanlarını hicveder. Olumlu tipi Beranger, bu modaya direnir | gergedanlaşmış insanlara karşı, gerçek insan kav-... ", Aclan Sayılgan, İnkar Fırtınası, 1962, 246 | Gergedanlaşma nedir? İonesco oyunun hareket noktasının, Nazi gösterisine katılan bir Fransız yazarının kitle histerisine karşı içinde duyduğu dirençten doğduğunu söylemesine rağmen | Haldun Taner'in deyimiyle 'sosyalist geçinen fanatik Botar'ın en yoz tavırları göstermesi bizi şu düşünceye götürür: Yazar faşizme de komünizme de karşı.", M Miyasoğlu, Türk Edebiyatı, 1972, S 3, 32"



gergedanlaşmak

f.
gergedan haline gelmek.


"... gergedanlaşma sahnesi de seyirciyi kandırmıyor. Hattâ o anda alkışlanan başarılı oyuna rağmen, aslında mantık dışı olan bir insanın gergedan haline gelmesini ciddiye alamıyorsunuz.", Varlık, 1961, 441-564, 16 | "İnsanlar gergedan olmaktadır. Oyun kişileri arasında, belki de İonesco'nun dünyasında gergedanlaşmayan yalnız Beranje'dir.", M Miyasoğlu, Türk Edebiyatı, 1972, S 3, 32"



gergeşlenmek | kirkillenmek, toplanmak, halkalanmak. | Sanemâ sîne-i âguşuna gergeşlenelim., | Hengami, 52

f.






gergi | 1. Perde 2. İp, kayış, tel vb.ni gerginleştirme işinde kullanılan araç gergi tavan | Evde gergi tavan uygulaması kullanan var mı? ... 4 m2 alana gergi tavan yaptırmayı düşünüyorum tabi şerit led ile sizce bu alana kaç metre şerit-., | 15.3.2014, | https://forum.donanimhaber.com/evde-gergi-tavan-uygulamasi--89210647, 3.2.2017g

a.






gergi kuvveti | Bu durumda boru sistemine bağlı bulunan ana ankraj kabloları gergi kuvveti bunu karşılayacaktır. 15.3.2010, AlaeddinArpacı/ErkanAyder/AslanKaya

a.






geri basmak | Arkada sabit bir Melo, sağda sabit bir Kazım, şahane bir delici ama pas verecek adam bulamayan, sürekli geri basan bir Eboue., | AFIşık, T, 15.9.2011

b.f.






geri çağırmak | Kısa bir süre önce birkaç öğrenci aldığı krediyi geri ödeyemeyince, bankacılar öğrencilere verdikleri kredileri geri çağırmışlardı., 2 nisan 2008, | https://groups.google.com/g/reklampiyasasi/c/pZCdswp0w_w? pli=1, 1.12.2024g

b.f.






geri dönüşümsüz

b.s.
geri dönüşü olmayan.


"... deniz suyunun kirlenmesi ve doğal kaynakların düşüncesizce kullanılmasının okyanuslara geri dönüşümsüz zararlar getirdiğini söylemektedir. Gerçekte Akdeniz'in bir lâğıma dönüştüğünü de belirtmektedir.", Çevre kirliliği ve kirleticilerin insan bedenine etkileri ... 6-8 Ocak 1986, İstanbul Ticaret Odası Meclis Salonu, 1986, 70"



geri dönüşümsüz b.s. | Bir dini ritüel ile... yanlışımızı düzeltmede geç kalmamak, geri dönüşümsüz bir zamana erteleyip sonra pişman olmamak hususunu çok iyi bir şekilde anlatmış; tiyatral bir tarzda... diye düşünerek paylaştım. Sakallı, sarıklı, dini ritüelli tiplerden gıcık olunuyorsa benim hissettiklerimi hissettirmeyeceği aşikar., K Beşirli, TÖL whatsappı, 10.02.2025








geri gönderme merkezi | 29.04.2025

b.a.






geri kalmışlık | –ğı azgelişmişlik GTS | Ya da yoksullukla umudu, geri kalmışlıkla çağı yakalama çabasını konu edinen Pazar: Bir Ticaret Masalı'na benzer bir dizi., | GüldenTümer, T, 14.1.2013 | Japonya'ya gelip | eğitimi görmesindeki amaç geri kalmışlığın çözümünün bilimde olduğuna inanmasıdır., | AÖTürkeş, HrKitapSanat, 5.5.2017

a.

tıp




geri kazandırılabilir

s.






geri kazanılabilir

b.s.


tr.
"Geri kazanılabilir atık kumbarası", 3.3.2024, Zburnu Belediyesi"



geri veriş | geri verme. | Toprağın alıp alıp bir gün geri verişleri / Tükenir bu heybetli duruşları dağların., | Osman Sarı, 63

a.






geribildirim / geri bildirim | Ayrıca Skaneateles Country Club'tan, taslağı inceleyen ve paha biçilmez geribildirimlerini sunan dostlarımıza sonsuz teşekkürler., | KB, PİG, 97 | Geri-bildirim | Burada alınan geri-bildirim yine insanın kendi ussal/duygusal evreninde biçimlenir., | Ömer Demircan, İletişim ve dil devrimi, 2000, 59

a.






gericileşmek | Suriye ile kim savaştıysa, Suriye'yi kim parçaladı ve küçülttüyse İsrail'in en büyük dostu odur. Kim Suriye'nin düşmanıysa, öldürülen Filistinli bebeklerin kanı onun da elindedir. Suriye sizin gibi gericileşmiyor diye IŞID ve PKK ile paramparça ettiniz., | @muratkgirgin, 31.07.2024, X

f.






gericileştirme | AKP her alanda bu kanlı tarihi sürdürürken, kendi varlığını devam ettirmek için eğitimin içeriğinden bütün bir toplumsal alanı gericileştirme hamleleriyle kuşatmaktadır., | ÜniÖğrencileri'nin 16.3.2015 el ilanı

a.






gerikalan | survivor* | Yanıbaşındakiler sapasağlam dururken o binalar yıkılmış, insanlar ezilip parçalanıp gitmiş, gerikalanların hayatları sönmüştür., | ÜKıvanç, T, 29.10.2011




ing.



geriletilme | ...kuşkulu olan CHP'nin daha da geriletilmesiyle bu sonuç elde edilebilir. CHP, anarşi, aşırı sol, komünizm suçlamalarına çok duyarlı olduğunu..., | çark başak, y 2, S 31, 16mayıs1997, | http://tustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/cark_basak/cb_77_031.pdf, 12.1.2017g

a.






geriletmek -i

f.
gerilemesine yol açmak.


"İnsanın ve hukukun doğasına aykırı düşen uygulamalar, toplumsal değerleri yıpratmakta, güven ve duruluk ögelerini geriletmektedir.", Güney Dinç, 112"



gerili

s.



"Alus bu Kabakçı Arapların İstanbul'da iki tane olduğunu söyler ve tanıdığı birini anlatmaya başlar: "Kuzguni siyah, yanakları bıçakla çizili, seyrek bıyıkla sakalı kırçıllaşmış bir zenciydi. Ayakları çıplak, bacaklarında ne renk idüğü belirsiz don, üstünde yamalarla dolu hırka, kafasında külaha benzer takke, takkenin tepesinde birkaç sansar kuyruğu, boynunda da uzun sap takılı, üzerine üç dört tel gerili, içi boş bir bal kabağı, yani sazı." Mesirelerde, bahçelerde bayram seyran günlerinde dolaşır, korkan korkar, bilen ise çağırır, çalmasını isterlermiş. Kabakçı Arap da yüzünü gözünü korkunç şekiller alacak biçimde oynatır, sazını zımbırtada zımbırtada çalar, şarkısını söylermiş. Aklına ne gelirse, karşısına ne çıkarsa ona göre güfteler uydura uydura... "14"



gerilikli | geriliği olan, geri. | Kallikak'ın ruhen geri (budala) bir kadından piç bir çocuğu olur. Bu kadından olan ve ayni muhitte yetişen 6 jenerasyon arasında (22) zekâ gerilikli şahıs meydana gelir., AÜ Tıp Fakültesi Dergisi*, 1964, C 140, 472 | Bazen düşük doğum ağırlıklı yani intrauterin gelişme gerilikli bebekler doğabilir., | MYılmaz, MBursa, 3.7.2015

s.

tıp tıp




gerilim | Her türlü gerilimi bugün söktük ve attık, / Yeni baştan bir ulus, özgen bir yurt yarattık., | V C Aşkun, 75

a.






gerilimsever | Bizim gerilimsever ligimizin büyükleri Manuel Fernandes- (...) gibi tercihlerde bulundu., | BKılıç, T, 22.10.2014

s.






gerillacı

a.
gerilla savaşı örgütleyen.


"Çubuklarımız dumanlı / Kocatepede Mustafa Kemal'in / Sırtını yepenleyişini anlattı / O koca gerillacı / Sonra bir okul biçimleyerek göğsümüzde / Bir de öğretmen çağırdık / Köyümüze.", Orhun Oğuzkan, Çağrı, Yelken D, S 141, kas 1968, 29"



gerillacılık -ğı | Ama en azından yorumlarınızı yaparken, hiç olmazsa Öcalan tabiriyle 'oynanan gerillacılığın romantizmine' kapılmadan belki biraz daha hakkaniyetli olabiliriz., | MAltınok, T, 6.4.2012 | Her türlü sahte oluşların, sahte kurtuluş reçetelerinin Baasçılıktan, her tür etnik milliyetçiliğe, sosyalist askeri diktatörlüklerden etnik temelli Stalinist gerillacılığa, hanedan diktatörlüğüne uzanan siyasal ve toplumsal örgütlenmelerin açtığı yaralar ortada iken, bu sistemleri bu coğrafyaya boca edenler hala kurtarıcı gibi dolaşırken Müslümanca duruşun, İslamcılığın, yani bu coğrafyanın geçerli referanslarını hatırlatmak neden bu kadar zor? AkifEmre, YŞ, 11.8.2015 |

a.






gerillalaşmak f.FARC'a karşı her türlü askerî tedbiri deneyen, en acımasızından JİTEM'ler, Özel Harekâtlar kuran Kolombiya, kurduğu bir kontrgerilla oluşumunun sonradan gerillalaşıp hükümete karşı savaşmaya başlaması gibi kötü deneyimlerden sonra strateji değiştirmeye karar veriyor., | YOğur, T, 2.9.2011








gerillalık -ğı | gerilla olma hali. | Çekilirken herkes silahına sahip çıksın. Eksik silah çıkarsa gerillalığınız bitmez., | T, 1.5.2013

a.






gerim gerim gerilmek çok germek, büyük gerginlik çıkarmak. | Konuşma metinlerini de bir önceki Başbakanın aynı mantıkla, aynı düşünce süzgecinden geçirerek kelimeleri, cümleleri oluşturup yazdı ise o zaman Türkiye niye bu kadar kutuplaştı, niye o yazılanları okurken öfke, kin hitabetinin en mümtaz örneklerini sunarak bu ülkeyi niye gerim gerim gerdiler şimdi çok daha iyi anlıyoruz., | HKoç, | https://www.chp.org.tr/Haberler/27/chp-genel-baskan-yardimcisi-ve-parti-sozcusu-koc-8509.aspx, 10.10.2015 | Burada gerim gerim geriniyorum., | Çağlar Çorumlu, Show Tv, 16.03.2018








gerim gerim gerinmek

bf.
çok gerilmek.

tr.
"Burada gerim gerim geriniyorum.", Show TV, Çağlar Çorumlu, 16.3.2018"



gerim gerim gerinmek





"Burada gerim gerim geriniyorum.", Çağlar Çorumlu, Güldür Güldür Show, 16.3.2018 | "Ben bu işlerin kitabını yazdım diye gerim gerim gerinme dedi meczup. Bil ki senin kitabını da satır satır yazan var... . @_gokhanozcan_, 14.7.2020, twitter "



gerinme | Karanfilleri bir gerinmedir aldı., | VSevim, 44

a.






gerinti

a.
gerilme.

tr. ger-inti
"Yeşilli sarılı toprak gerintilerinde (sic) yaşa, / Oksforda git, Cambridgede bul bir hava | / İçinden ıpıslak olsan bile sıkıntılarınla / Westminister Abbyde koskoca bir tarih yaşa!", Latife Çelebi, 1966, 68 | Çok az zaman daha online olabilmek... Çarşı iznimi noktalamak kadar gerinti yapacak başka bir duygu yok sanki..", @ftoprak, 29 Eki 2010, Twitter"



geriplan | Background: arkaplan, ardalan. | Çarpma uslubu' diye özetlenebilecek otoriter tavır ve zihniyetin, başlıca mağdurlarına ve karşıtlarına bile böyle sirayet edebilmesinin tarihsel geriplanı üzerine daha çok düşünüyor.,YÇongar, T, 16.11.2011




ing.



Gerisingeri | Geçenlerde İstanbul'un orta yerinde yürürken bir köşeyi döndüm, kaldırımda bir kirpiyle karşılaştım. Neredeyse çarpışacaktık, hemen durdum, o daha seri bir hareketle dönüp telaşla gerisingeri yürüdü., | Mustafa Dağıstanlı, | http://www.diken.com.tr/yarim-turkiye/, 03.07.2020

z.






geriye dönülmezlik -ği | Öylesine bir yere geldi ki bu iş, artık geriye dönülmezliğine inanır oldum., | S Şengil, 1983, 60

a.






gerizekalaştırıcı | Florlu çocuklarımız aptallaştırıldı. Şimdi 9 yıllık çalışma verisi açıklanıyor. Bu bilinmiyor muydu? Bal gibi de biliniyordu. Marketlerde indirimli satılan gerizekalıştırıcı (sic) yerine mesir macunu yiyebilseydik keşke!,@Ferhatarslandr, 08.01.2025, X

s.






gerizekalıca/geri zekalıca





"İktidara yakınlığı ile bilinen Yeni Şafak yazarı İsmail Kılıçarslan da Zeybekci'nin sözlerine sert tepki göstermiş ve Zeybekci'ye "Gazze süreci boyunca bundan daha gerzekçe, bundan daha gerizekalıca bir açıklama duymadım. "Eyvallah" diyor yahu soykırım için. Yuh artık. Yazıklar olsun" ifadelerini kullanmıştı.", Cm, 22.4.2024"



germanofon | Alman dilli kimse. | Siz mesela germanofonsunuz, Osmanlı aydınları Arapçayı kullanıyorlardı., | MGenç,

a.






germeç -ci

a. mim.
gergi işleminde yer alan çelik ya da ahşap çubuk.

tr.
"Çayırdere civarında tabela, 4.7.2021 | Şu iki ağaç arasına germeç gerelim de çamaşırları asalım. & Germece gerilesin. (Gaz. Bed.) 8 Germeç: Çamaşır ipi, ekili tarlaları hayvanların girip yemesinden korumak için etraflarına uzun sırıklardan yapılan avlağı. Ö A Aksoy, Gaziantep Ağzı, 1946, 319 | GERMEÇ - GERMEC AĞACI. Şanlıurfa'da çamaşır serilen ipe germeç | ipi, yukarıda tutmaya yarayan ucu çatallı uzunca bir tahta desteğe de germeç ağacı denir.", M Öcal, S E Güler, R Mızrak, Şanlıurfa kültürü sözlüğü, 2001, 33 | "Bayım, sizin bavulun 'germeç'i kopmuş | dikilmedikçe olmaz. O ne demek | 'germeç' de ne oluyor? Söyle kızım, 'germeç' ne? Hani sizin bavulun içerisinde, kapağı tutan bir şerit var ya | o kopmuş... diyeceğim... Peki, sizin köyde ... / O köylü kızcağazın kafasında (sekmeç dermeç) gibi kelimeler yaşıyordu | ve bavulun kapağını arkaya doğru devrilmekten koruyacak olan ve bu bavulu geren aygıda (germeç) deyivermiş.", B Atalay, Türkçede kelime yapma yolları, 1946, 52-53 | tuğ (3)"su bendi, büvet, germeç" DLT, C III, 127-22 tuğ ur- "germeç yapmak, bent yapmak" DLT, C.III, 127-22 suwqa tuğ ur DLT, C III, 127-22", S Ünlü, Karahanlı Türkçesi sözlüğü, 2012, 827 Germeç tepe yer adı | Germeç, Ankara, 7.12.2023"



germi far. germ | sıcak ve mastariyet eki -? ile germ?. | 1. sıcaklık. 2. | Kızışma, harâretlenme, şiddetlenme. 3. | Çabukluk, sürat, germiyet. | germi vermek1. | ısıtmak. 2. mec. harâretlendirmek, kızıştırmak. 3. hızlandırmak. | Sohbetlerde kendi tahkiye tarzının sadece zahirine bakarsanız vasıflarını saydığımız bu zevata eşitler gibi bakıp öyle davrandığını zannedebilirdiniz; içteki hassas ayrımları ve sıradüzenlerini görmek için sohbete germi vermek, biraz daha yakınlaşmak gerekecektir. | , | İ Kara, Dost bir göze âşinalık dedikleri, Dergâh, | 348, Şubat 2019

dey.s.a. mec.






germiyan yer adı | Şirketin St. Petersburg'daki merkezinden yapılan açıklamada, Gazprom Neft'in, Kuzey Irak'ta 3.6 milyar varil düzeyinde petrol rezervi olduğu tahmin edilen petrol havzalarından Germiyan'dan yüzde 40, Şakal Bloku'ndan ise yüzde 80'lik hisse aldığını duyurdu., | T, 3.8.2012








gerneşmek

f.
gerinmek.


"Uyanır, kalkamaz. Yatakta gerneşir durur. Esner.", F Baykurt, Efkar tepesi, 1972, 3. bs.?"



gerneşmek | 1. Gerinmek. | Gerneşiyorum. Çakmıyor musun? , | Orhan Kemal, Sarhoşlar, 47 | Ekilmemiş topraklar, şehvetli şehvetli gerneşiyordu., | MYağmur, 76 | Yalnız Kız uyandı; esneyip gerneşti, Masalcı Babayı görüp pek sevindi., O Tansel, Konuşan Balıkla..., 2001, 26 | 2. İnat etmek. BTS+

f.






geronteknoloji ba. | İstanbul Kalkınma Ajansı tarafından desteklenen TR10/16/YNY/0018 sayılı 'Yaşlılık ve İnovasyon: İstanbul Geronteknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi (İST-GETAM)' isimli projede-., | İÜRektörlüğü, 9.2.2017, SenatoTutanağı








gerontoloji BTS+ | gérontologie yaşlılık bilimi. | +Türkiye'de yaşlılık: Demografik hediye ya da lanet? 2050'ye doğru Yaşlanan Türkiye'yi Bekleyen Riskler ve Sosyal Politika için Yeni Bir Gerontolojik Gündem Önerisi • Özgür Arun, Akdeniz Üniversitesi, Gerontoloji Bölümü, | 4.Nüfusbilimi, 2.10.2015

a.


fr.

bts+



gerontolojik | gerontoloji ile ilgili (bkz. gerontoloji). Yaşlılık bilimiyle ilgili. | Türkiyenin ulusal sağlık sistemi içinde yaşlılara yönelik organize edilmiş gerontolojik ve geriatrik bir alt sistemi bulunmamaktadır. (Velicangil, 1990). Günümüze dek bu yapılanmaya gidilmemesinin önemli bir nedeni yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranının düşük olması ve özellikle kırsal kesimde hâlâ ataerkil aile içinde yaşlıların korunmasıdır., Kent yönetimi İnsan ve Çevre Sorunları Sempozyumu '99: 17-19 Şubat 1999, 1999, C 1, 203

s.






gerpelid

a.



"Oturduk bir gerpelidin dibine / Sıcağında Haziranın / Yanında suvan erkeği / çaldık kaşığı ayran doğramacına.", Orhun Oğuzkan, Çağrı, Yelken D, S 141, kas 1968, 29"



gerzekçe | Bu haberi yapanın bence aklı yok, ne gerzekçe bi haber., | Derun Tekelioğlu,  23.1.2012 facebook

s.






gerzo | geri zekalı'dan kısaltma argo. | Bu devirde hâlâ kredi kartı numarasını veren gerzolar var., | AvrupaAvrupa* dizisi, 21.10.2012

s.






ges

a.
eskiden, çamaşır yıkama suyunun ısıtıldığı, kaynatıldığı, bakır ve kalaylı kazan.

x
" Zülal, "Beğendin mi yaptığını? Şimdi ben bu kadar adama nasıl çay demlerim bu demlikle? Ges kazanını getirtmedin biye. Al siye rezillik şimdi... Biri içer, biri bakar ve kıyamet bundan kopar. Rezil olduk rezil... ", Faruk Kadri, Hüzzam, ? ? ?, 5.02.2024+"



gestalt switch | Durduk yerde bunların bir 'gestalt switch' yaşadıklarını düşünecek kadar saf değilsiniz herhalde., | MEsayan, T, 2.1.2012

a.






gestapo | Rus. | 28 Şubat bir Gestapo dönemiydi' diyen Çelik, bu dönemin mutlaka yargılanması gerektiğini belirterek şunları söyledi., | T, 13.1.2012

kıs.a.






getdirmek | Yürütmek, başarmak | Altın aralaştı lira bulunmaz / İhtiyaç tükenmez getdiremedim., | AşıkMısdılı, 41

f.






getik -ği | Daha ne gelinler, ne tosunlar, ne getikler öldü gitti., | ŞerefTipi,Tavuk, 1942 Diyarbakır, | http://forum.memurlar.net/konu/1239421/, 16.3.2014

a.






getir | Mustafa Kemal'in de mareşallik üniformasıyla, bir İtalyan ressamının yaptığı getirli tablosu vardı; o getirler kahverengidir., | Aziz Nesin, Böyle gelmiş, böyle gitmez, 1977, 444

a.


fr.



getir-götür işleri Büroda, yazıhanede çay servisi, vs. işi. | ...Erol da arada onun getir götür işlerini yapıyor, çöpleri topluyor, kasaları taşıyor..., | NGenç, isenç, 127








getir-götürcü | Hakikatin efendisidir; yalanın, içi boşun, kolayın getir-götürcü uşağı, 'müsteşarı' olmak yerine, | PMağden, T, 6.11.2011








getiri





getirisi var üzerimde, 3.4.2024



getirici | kazançlı. | Böylece memleket sermayesi münferit ellerde çarçur olacağına toplum yararırıa yaratıcı, getirici işlere yatırılmış olur., | Taray, 139

s.






getiriliş | getirilme işi. | Fakat su üzerinde, insan iradesine tabi, rüzgar veya buhar kuvvetiyle hareket eden teknenin keşfi tarihinden beri deniz, artık bir terakki ve medeniyet unsurudur. Böylece her keşif insanlığa muzır bir unsurun nâfi bir hale getirilişi olmuştur., A Haşim, Bize göre, 1926, ? | S-400'lerin Türkiyeye getiriliş zamanlamasının 15 Temmuzun yıldönümüne denk getirilmesi Batılılara ve uydularına çok önemli bir mesaj., | Yusuf Kaplan, YŞ, 14.7.2019

a.






getirim | Rant, gelir, getiri, kazanç. | ...çok satan (kitap), hazır yemek, isim hakkı, tam gün (çalışma), yerleşke, kimyasal tedavi, derin düşünce, pazarlama, duraksız, molasız, getirim, düzeltme, seçal, gösteri adamı, parçacık, kötümserlik, halk oylaması, dolaşım, takaslama, aktarım, ..., | Türk DiliD, 2004, C 634-636, 349

a.






getirimli/getirim 'rant: fransızca rente (gelir, düzenli gelir). son zamanlarda bir ekonomi terimi olarak yayılmaya başlamıştır. bir mal veya paranın emek verilmeden, belli bir süre içinde sağladığı gelir, anlamında kullanılmaktadır. Bu kavram için teklif ettiğimizkarşılık: getirim. Örnek: Getirimi de göz önünde tutulursa, gayrimenkul her zaman kazançlı sayılır. rantabl : Fransızca rentable (gelirli; verimli). Teklif ettiğimiz karşılıklar: verimli, getirimli. Örnekler: En verimli iş, TDK, Yabancı kelimelere karşılıklar, 1995, 59 getirim rant getirimci rantiye getirimli rantabl ayne yer, 83 Düzensiz yapılı 1 Md illitin yeterli element getirimi, ısı ve basınç şartları altında 2M illite dönüşmektedir (Closs, 1984, Velde 1985; Larsen ve Chilingar, 1983; Weaver, 1984). Türk yerbilimleriD, C 3, S 1, 21 getirim 2. getirme | Artık hem taş kırımı, hem de getirimi güç olduğundan taş mesken yaptıranlar azalmış, taş meskene rağbet kalmamıştır., İ R Boynukalın, Karamanın iktisadi ve sosyal gelişimi, 1968, 35 | Köyde temizlik: Köylü çokça uğraştığı işlerin getirimi dolayısiyle, temizliğe gereği kadar bakamıyor., Ülkü, 1935, 379 | Öğrenciler devamlı surette öğrenimlerini yapıyorlardı. Bir gün öğlen üzeri toprak getirimi için gelmişti muhtar., F Aydemir, Pilot köy, 1965, 47 | Sümerlenin beşer tarihi fecrinde Orta Asyadan Mezopotamya'ya getirimi, buradan -Mısır üzerinden Atlas Denizine, Anadolu üzerinden Girid, Roma, İspanya ve sairede yaymak suretiyle kültür dünyasının her tarafında mucizeli kaynaklar ..., Kongrenin çalışmaları, kongreye sunulan tebliğler - 1937, C 2, 851 | ... düşmesi ve bu örneklerin şoşonitik* alanda yer alması ve/veya şoşo- nitik kayaçlar gibi gözlenmeleri, bileşimlerinde bulunan olivin kristallerinin otohidrotermal dönüşüm ve potasyum getirimi sonucu biyotitleşmeleri ile ilişkili olmalıdır., Bulletin of the Geological Society of Turkey, 1987, C 6-7, 123








getiriş | getirme işi | Çiftliğe derse gittiğimi ve gidişlerimden birinde bu kazanın olduğunu söylemiş, beni Ankaraya getirişindeki sebebi de buna bağlamıştım., | FAtabek, DK, 171

a.






getiriverme

b.a.
birdenbire getirme.


"Ablasının kızı Ayşenin azık getiriverme günü olmasına karşın, henüz görünürlerde yoktu Ayşe", O Şahin, Bütün Öyküleri II, 78"



getirivermek

bf.
birden bire getirmek.


"Getiriver dağlar ardından gündüzü | / Nasibime ram olmadı geceler | / Uçurtmamızı kaptı gökyüzü.", Ş E Regü, Yağmur, 22"



getirli | getir giyinmiş. | Sağ yanında lâmbalı, dar, dar sokaklar... Bu sokakların beyaz badanalı, bir katlı evlerinin kapıları açıktı. Kapılarının önünde kırmızı, sarı, yeşil iç gömlekli, yüzleri ve dudakları boyalı kadınlar vardı. Başları kasketli, bacakları getirli adamlarla dil, ..., | Aka Gündüz, Yayla kızı, 1940, 111 | On günden beri Ankara'yı doldurmuş olan golf pantolonlu, bacakları dolaklı, getirli, ya da çizmeli, avcı biçimi ceketli, başları kalpaklı milletvekilleri de halkın arasındaydılar; onların hepsi -Paşanın arzusu gereğince- Hacıbayram camiine ..., | Haydar Berköz, İkinci Ergenekon: şehit ve gazilerin kanlarıyla yazdıkları gerçek ölüm destanları: 1919-1922, 1965, C 1, 256 | Hamidiyeden silâhlı ve getirli altı er ve bir subay (Büyük üniformalı) olarak 19 sabahı saat 07.30 da Donanma namına hazırlanacak çelenk ile birlikte Dolmabahçede Deniz merasim taburu ..., | Raşit Metel, Atatürk ve donanma, 1966, 290 | Gri bir pardesü, lâcivert elbise giymiş bulunan Atatürk'ün başında fötr şapka, ayağında getirli rugan iskarpin vardı., N A Banoğlu, Atatürkün İstanbuldaki hayatı, 1973, 319 | Mustafa Kemal'in de mareşallik üniformasıyla, bir İtalyan ressamının yaptığı getirli tablosu vardı; o getirler kahverengidir., | Aziz Nesin, Böyle gelmiş, böyle gitmez, 1977, 444 | Başta kıvırcık boz kalpak... gözünde monokl, sırtta astragan yaka palto, ayakta üstü getirli alamod potinler... Elde eldiven... Böyle nereye? - (Lozan)'a!... - Senin orada ne işin var ya!... Devam edip gider. Ekalliyetler konusu., | Muzaffer Gökman, Ahmet Rasim: İstanbul'u yaşayan ve yaşatan adam: hayatı ve eserleri, 1989, 239 | Çopur, esmer, uzun yüzü, kalın, kaba sesi, getirli ayakkabıları, kruvaze yeleğiyle bir aşiret mirasyedisine benziyordu., | Samet Ağaoğlu. Hayat bir macera!: çocukluk ve gençlik hatıraları, 2003, 138 | Onlar da benim getirli pabuçlarımdan, gül kurusu eldivenlerimden, arkama kartal kanat aldığım pardesümden, hezaren bastonumdan alınıp gocunup, 'İşte züppe herif yine geldi' dercesine bakmaya başladılar. (Fahri Celâl).(KubbealtıL, hezaren)

s.






getirli | Sağ yanında lâmbalı, dar, dar sokaklar... Bu sokakların beyaz badanalı, bir katlı evlerinin kapıları açıktı. Kapılarının önünde kırmızı, sarı, yeşil iç gömlekli, yüzleri ve dudakları boyalı kadınlar vardı. Başları kasketli, bacakları getirli adamlarla dil, ..., | Aka Gündüz, Yayla kızı, 1940, 111 | On günden beri Ankara'yı doldurmuş olan golf pantolonlu, bacakları dolaklı, getirli, ya da çizmeli, avcı biçimi ceketli, başları kalpaklı milletvekilleri de halkın arasındaydılar; onların hepsi -Paşanın arzusu gereğince- Hacıbayram camiine ..., | Haydar Berköz, İkinci Ergenekon: şehit ve gazilerin kanlarıyla yazdıkları gerçek ölüm destanları: 1919-1922, 1965, C 1, 256 | Hamidiyeden silâhlı ve getirli altı er ve bir subay (Büyük üniformalı) olarak 19 sabahı saat 07.30 da Donanma namına hazırlanacak çelenk ile birlikte Dolmabahçede Deniz merasim taburu ..., | Raşit Metel, Atatürk ve donanma, 1966, 290 | Gri bir pardesü, lâcivert elbise giymiş bulunan Atatürk'ün başında fötr şapka, ayağında getirli rugan iskarpin vardı., N A Banoğlu, Atatürkün İstanbuldaki hayatı, 1973, 319 | | Mustafa Kemal'in de mareşallik üniformasıyla, bir İtalyan ressamının yaptığı getirli tablosu vardı; o getirler kahverengidir., | Aziz Nesin, Böyle gelmiş, böyle gitmez, 1977, 444 | Başta kıvırcık boz kalpak... gözünde monokl, sırtta astragan yaka palto, ayakta üstü getirli alamod potinler... Elde eldiven... Böyle nereye? - (Lozan)'a!... - Senin orada ne işin var ya!... Devam edip gider. Ekalliyetler konusu., | Muzaffer Gökman, Ahmet Rasim: İstanbul'u yaşayan ve yaşatan adam: hayatı ve eserleri, 1989, 239 | Çopur, esmer, uzun yüzü, kalın, kaba sesi, getirli ayakkabıları, kruvaze yeleğiyle bir aşiret mirasyedisine benziyordu., | Samet Ağaoğlu. Hayat bir macera!: çocukluk ve gençlik hatıraları, 2003, 138 | Onlar da benim getirli pabuçlarımdan, gül kurusu eldivenlerimden, arkama kartal kanat aldığım pardesümden, hezaren bastonumdan alınıp gocunup, 'İşte züppe herif yine geldi' dercesine bakmaya başladılar. (Fahri Celâl). (KubbealtıL, hezaren)

s.






getirmelik | Annecigim bana Osmanbey civarındaki eczanelerden gelirken getirmelik bu ilaçtan alabilir misin? Uzun süre ulaşamayacaksan 8 kutu filan alabilir dedi Ozcan reis, H A Keskin, 19.05.2025








getto | ghetto | 1. Avrupa ülkelerinde Yahudilerin gönüllü olarak veya zorlanarak yerleştirildikleri ve her türlü gereksinimini başka yere gitmeden karşılayabildikleri mahalle, Yahudi mahallesi. 2. ABD'de zencilerin yaşadıkları bölgeler. 3. Bir yerleşim bölgesinin, aynı şehirden gelen insanların yerleştiği bölümü.




fr.



gettolaşma | getto+laş-mak getto haline gelme | Edebiyat dergilerinin canlılığı da kalmadı. Bir tür gettoloşma yaşandı., | OAlkaya, T, 26.6.2011

a.






gettolaşmak | getto halini almak, getto haline gelmekGettolar da kendi içinde gettolaşıyor., | OAlkaya, T, 26.6.2011

f.






gevcek -ği | | Elbise, çamaşır vb. giyilecek şey.

a.




DS



gevelemedik | Belli ki kulağını çekmişler,ne Aziz Yıldırım'ın yakın dostu olması kaldı ne de gevelemedik laf ama en ilgincimafyavarisözünü | mahyavaridiye geveleyerek düzeltmeye çalışması idi., | AÇetiner, 5.9.2015, rindan

s.






geven | bitki bilimi Baklagillerden, çok yıllık, bazı türlerinden kitre denilen zamk çıkarılan, dikenli bir çalı, keven (Astragalus) | Lezgin kardaşımdır, beraber geven toplamışık..., | YErdoğan, 61

a.






gever | | Bahçe ve tarla sulamak için açılan ince su yolu, ark. TS: Bahçe ve bostanlara arıktan su salıverecek delik, gedik.

a.




DS



geverlik | evleklik, arklık. | Sekiz evlek tarla bir geverlik su, | AKarakoç, HâkimBeğ, | EGŞA, 283

a.






Gevginbeli | [G]evginbeli'ni bir solukta öte aşacağım., | ANesin, GözüneGözlük, İstanbul1974, 61








gevmek | 1. Katı bir şeyi çiğnemek 2. Eğmek, bükmek | Etilere takılan, kırmızı şurup içen saçı sakalı birbirine karışmış çok yazar tanımıştım bıyıklarını geven, yalayan., | BTSalihoğlu, 2014, 99

f.






gevrek | 1. Simit. | Simide gevrek deriz biz çekirdeğe çiğdem, | YÖzdil, H, 11.8.2012 | 2. | kolayca kırılıp ufalanan. | gevrek arpa çiğnemekKonya pot kırmak | Şimdi gevrek arpa çiğnedin işte., | ASavaş, 25.11.2015

dey.s.a.






gevrekçi | gevrek yapan veya satan kimse. | Hemen her sabah, hiç aksatmadan sokağımızdan gevrekçi Haydar amca geçerdi./ Hani bir ses duyarsınız da gevrekçi mi acaba dersiniz kendi kendinize, işte Haydar amca kendinize aklınızdan geçirdiğiniz bu soruyu duymuş gibi yanıtını verirdi., | MükerremSamalar, Babasının Kızı:Yediveren Kitaplar, Koza, Anakara 2013, 125

a.






gevrekleşmek | Çekirdekleri esnekliğini tamamen kaybedip iyice gevrekleşene kadar kurutmalısınız., | 22.7.2016, EVYapımıSebzeler, 3

f.






Gevrim | geri devrim. | Evrim hep ileriye doğru olmuyor gevrim! diye geriye doğru saran bir şekli de var., | K Üçüncü, 17.5.2019, tivitır

a.






Gevşek bebek sendromu | Mersinde halk arasında 'gevşek bebek sendromu' olarak bilinen hastalıkla müçadele eden İday Ayaz'ın fotoğraflarını kullanan dolandırıcılar, internette sahte hesap açtı., | KararG, 2.6.2019

a.






gevşeklikle | Gevşekçe. | Fakat Ermeni komitecisi Karabet Vahanyan, Jeune Turc doktor Hikmet'in bu uzanan ellerini oldukça tereddüt ve gevşeklikle tuttu., | YKK, 1945, 26

z.






gevşetici | Artık hiç bir sanat eseri bize cenup havası getirsin istemiyoruz. Bu hava gevşetici, esnetici, bunaltıcıdır., H Â Yücel, İçten, Dıştan Bizim havamız, ? ?

s.






gevşetmek | –i tahtaları/civataları gevşetmek delirmek, aklını yitirmek | İşte oğlan düşüne düşüne tozuttu, tahtaların hepsini gevşetti., | KTahir, AşkÇetesi, 43

f.






gevşeyivermek | Kaşlar ok atıp gevşeyivermiş yaya benzer, / Yüz al al olur, on beşi bulmuş aya benzer, | SBumin, VuslatŞarkıları, 62

f.






gey | gay eşcinsel. | Geçenlerde çok sevdiğim bir gey arkadaşım söyledi, New Yorklu geyler arasında bir gey ülkesi kuralım geyiği başlamış., | HGeviş, T, 5.9.2010




ing.



geygi BTS+ ET kedgü giyim eşyası, giysi. | geceyi de bir libas yaptık libas malum olduğu üzere bedeni bürüyüp örten geygi veya örtüdür ki burada sırta geyilen iç çamaşırınıdan ziyade yorgan gibi üstten örtünülen örtü manası daha iyi yakışır., | Yazır, 8, 5536






bts+



geyik böceği | hay. b. Geyik boynuzunu andıran sağlam çeneleriyle, orman ve tarım ağaçlarını kemirerek beslenen, 20-60 milimetre boyunda kın kanatlı böcek (Lucanus cervus). GTS | Japonlar, sadece Türkiye'de Amanos Dağlarında yaşayan ve binlerce dolara satılan geyik böceğini almak için akın akın geliyor., | Sabah, 10.12.2006

a.






geyik yapmakboş, yararsz konuşmak. GTS geyik muhabbeti'nden eksiltme. | Bir bakkal, bir kapıcı, bir köşe yazarı, dükkanın önünde geyik yapıyoruz., | RMargulies, T, 12.9.2012

dey.






geyikçi | geyik muhabbeti yapan kimse. | Biz mi sizi kesitik siz mi bizi kestiniz geyiğini bırakıp doğru dürüst ermenistan çalışmalarına başlamalıyız. 2015 geliyormuş bizim geyikçileri bir telaş aldı bakalım 2015e bayat makalelerle, bildirilerle vs döküman vs bele ile nasıl bir argüman geliştirecekler., | HasanOktay, 15.10.2012 eposta

s.






geyikli | 1. geyiği olan. 2. geyik resimli olan. | Geleceği parlak bir hekim olarak sivrildiği sırada sürgünün acı şarabından tatmış ve Berlindeki yıllarını göçmen Türklere geyikli duvar halılarıyla kıbleyi gösteren dijital saatler satarak geçirmişti., | TKiremitçi, 2005, 191-2

s.






Geyiklik -ği | geyik olma hali. | Geyiklik kavramı ingilizceye nasıl girmiş acep ?? aynı durumu onlar | cuckold | lafıyla karşılamıyorlar mı. Prometeus, 7.11.2018, tivitır

a.






geylik | (veya gaylik) erkek eşcinselliği. | Gayliğini gizlersen olur., | T, 7.3.2012

a.






geym | game oyun. | Geym of Bizans / Bizans Oyunları'nın çekimlerinde kahkaha dinmiyor., | HürKelebek, 20.8.2015

a.


ing.



geyşa | Okulu yarım bırakması, Ryunosuke Akutagawa'nın intiharından etkilenerek kalkıştığı başarısız intihar girişimi, akıl hastanesinde yatırılması, alkole bağlanması, verem hastalığı, bir geyşa ile evlendiği için ailesi tarafından ikinci kez evlatlıktan reddedilmesi..., | AÖTürkeş, HrKitapSanat, 5.5.2017

a.


jap.



geytveren | Harekât neden erken bitti? sorusu ise Rabırt Geyt [Gates] adındaki bir geytverenin şifreli tehditlerinden sonra başladı., | STorun, TereyağındakiKıl, 4.3.2008

a.






gez | arşın. | potern; surların altından geçen gizli geçit. Yüksekliği 30 gez (arşın) idi. Ayıntabi Abdülmecid-zade Hafız Efendinin Türkçe Arapça?

a.






gezdirici | Gerçi, bu adam, kıyafet itibariyle öbür sandallardaki simsar, tercüman, satıcı, gezdirici vesaireden farklı değildi ve hiçbir şey onun resmi bir sıfatı haiz olduğuna delalet etmiyordu., | YKK, 1945, 20

a.






gezdirivermek | Katırın yularını Hacer'e uzattı: | Biraz gezdiriver kızım, ağzı dili söylemez hayvanı, hasta falan olmasın dedi., Naciye Poyraz, 1979, 63

b.f.






gezdirmelik -ği | Hamile gezdirmelik araba bulunur. Beyinize ısrarla aldırınız., | BOŞahin, T, 26.7.2012

a.






gezegenoğlu | insanoğlu. | Gururlanma gezegenoğlu // Aykırılığına tahammülleri kalmamıştı. Farklı yörüngelerin gezegenleriyiz deyip dünya ondan uzaklaşmak istedi..., | M İdris, 31.8.2019 KararG

a.






gezelemek | yavaş yavaş dolaşmak, acele etmeden yürümek. | kendisini programa davet etmişler. | ikibuçuk aylığına şehir dışında olacağım mazereti ile katılamamış programa. öyle dediler. kahvaltıma devam ederken, kanallarda gezeledim şöyle bir., | olmayana ergi, EkşiS, 12.5.2009 | Sanal âlemde gezeledim. / Başıma gelecekleri sezemedim. / Kurudum yeşerdim tazeledim. / Susuz mu kaldın yaralı gönlüm., | AdemGüngör, 30.5.2011, blog.milliyet.com.tr/sanal-sevda/Blog/? BlogNo=308897 | Sonra dükkânların önünde bir şuraya, bir şuraya yürümeğe başladım. Bir yandan da şekerleri yavaş yavaş yiyordum. Biraz öyle gezeledim. Lakin zaman geçmek bilmiyordu., | TürkçedeBirlik, 24.72014, facebook, 24.6.2017 2. aramak | ... de benim sorun hala devam ediyor İngilizce[d]e sorunsuz türkçede karmankarışık alanı aldığım yer destekliyor onu da gezeledim sordum baktım, | www.canver.net/viewtopic.php? f=3&t=9634, 24.6.2006, | İki ay gezeledim. Fakat sonunda öğrendim ki Konya Farabi hastanesinde iğneye gerek kalmadan bu işlem yapılabiliyormuş., | EreğliGüneşGazetesi, 5.10.2016

f.






gezer | seyyah. | Bakıyorum da... yazarından gezerine, çalanından söyleyenine, röp'çüsünden gazetecisine, popçusuna, bu kendini bilmezlik, bu entelektüel sermaye zafiyeti... ne kadar sık çıkıyor karşımıza. Telesiyej, T, 22.2.2012

a.






gezginlik –ği | gezgin olma durumu, turistlik, seyyahlık. | Gezginlik macerası Tayland ile başladı. / Gezginlik denemez buna, rahatına düşkün tatilci diyebiliriz., | M M Kılıç/İ Sarı, HrSeyahat, 24.6.2018, 3 | Binlerce yıllık Anadolu gezginliğinin son halkası bence o., | PBarışta, T, 19.9.2010

a.






gezi olayları |

a.






gezici | Endişeli modernler, işadamları, gazeteciler, Kürtler, Geziciler, azınlıklar derken bugün Müslümanlar Müslümanlardan korkmaya başladı., | BTopaloğlu, 25.3.2014rindan








gezili

s.
içinde gezi eylemi bulunan.

tr. gez-i-li
"gezili bir iş", 12.11.2023, konuşmadan"



gezilmedik | Gezilmemiş | ...Cansu Dere'nin dünya üzerinde gezilmedik yer bırakmaması..., | O Baştürk, HrKlbk, 7.1.2019

s.






gezingen

a.
?

tr. gezin-gen
"Ardından, sınırları eşiklenen bu ten rengi piksellerinden kestirimlenen uyarlanmış bir ten rengi gezingeni mevcut koşulların ten rengini çıkarır.", Emrah Gingir, Hand gesture recognition system / El işareti tanıma sistemi, ODTÜ FBE Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü, Elektrik ve Elektronik Mühendisliği, ylt, 2010, vı"



gezinmek –i BTS- (gezinmek var ama bu biçimi yok) bakışlarıyla dikkatli dikkatli belli yerleri dolaşmak | Gözleri eskisinden daha kuvvetli bir şekilde masalardaki müşterileri ve kapıyı geziniyordu. / Kaydın bu bölümünde tekrar herkes birbirlerinin gözlerini gezindiler., | MehmetKuvvet, CazKedisi, 2015, sayı 2, 30/31






bts-



gezivari | Dahili bir yangın söndürme ilacı olarak meydanlarda uzun süre kaynar halde tutulan rabia suyu, aslında Gezivari bir başka yangın çıksa hemen üstüne dökülecekti., MBilici, T, 6.8.2014

s.






Gezme | En istihlaf edilenler, yüzsüz, korkak, yılışık ve haylaz olan bir sınıftır ki, bunların çoğunu memur çocukları teşkil eder. Usulsüz bir terbiye ile evde mütemadiyen dayak yiyen, izzetinefis namına bir şeyleri kalmayan ve mektep kaçkınlığını itiyat eden bu çocuklar, hakiki kabadayılar tarafından daima hor görülür. / Mahalle kavgalarında ve gezmelerde yerleri yoktu., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 26-27

a.






gezme | seyahat. | Açlığın, susuzluğun, hele de uykusuzluğun yabancısıydılar. Gece ya da gündüz 'gezme'si için birbirlerine giderlerdi. Oğullarına kentten gelin getirirler, kızları da kente gelin giderdi., Naciye Poyraz, 1979, 32 | Gezmeye gideninkini ayırırlar küseninkini yerler kalıp söz AliKoca 25.12.2014

a.






gezmedik | 3 günde Atina senin Selanik benim* gezmedik yer, oturmadık* sofra bırakmadık., | TekirdağRakısıReklamı, T, 16.3.2013 | Bu haberi okuyunca aklıma yıllar önce yaşadıklarım geldi. ??Mesleğim gereği özellikle Batı Anadolu'nun doğasında gezmedik yer, altına bakmadık kaya, çıkmadık dağ bırakmadım diyebilirim. Sene 2010, bir dostuma ziyaretteyim. Kendisi de o dönem bölgenin eşsiz güzellikte bir ++, Yasin İlemin @anatoliacaracal, 03.05.2025,X+A14152

s.






gezmek | 1. 2. aramak | Mahperi'nin odası, hanesi perişan. Gezdi. Bir yerde emare bulamadılar. // | Bu dağda maral gezer, / Zülfünü darar gezer, / Dağ bizim maral bizim, / Ya düşmanlar ne gezer? , | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 86//90

f.






Gezmeli | gezmesi olan, gezirtisi olan. | İlçede bol gezmeli, pizzalı bir tur yapmışlar., | SbhPazar, 10.3.2019

s.






ghetto | Getto. | Sonra Eskiler Kurulu tarafından seçilen ve Kommandantur tarafından onaylanan listede okuyacağı adların bundan sonra ghettoda yasaklayacaklarını bildirdi., | Arnost Lustig / O Akbal, Stepan ile Anna, ÇHA, 87

a.






gıcıklamak | 1. –i gıcık oluşturmak, kaşındırmak 2. –i mec. Kuşkulandırmak; meraklandırmak | Haydar'ın cevabındaki 'kulüp' lafı Ford Ahmet beyin içini gıcıklamıştı. Hemen sordu., | Çalıkoparan, 90-1 | Bunun için, herkesin tecessüsünü fazla gıcıklamıyorlardı., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 58 | 3. –i mec. Cinsel istek uyandırmak. | Git de gözü onda gör, adamın yüreğini gıcıklıyor. –R H Karay (TDK)

f. mec.






gıcıklaşmak | Çocuk da yüzeysel bir özgüven kazanacak, gitgide daha da gıcıklaşacak., | AyçaŞen, T, 25.3.2012

f.






gıcır | keyfi gıcır olmakkeyfi yerinde olmak. | Keyfiniz pek gıcır değil miydi? , | AhmetHakan, H, 25.3.2014

dey.a.






gıcır ağacı | zivon/ziğon | Gıcır ağacı' bizim hayatımızın özeti sanki... Ayaklarının yerden kesilmesi, havalara yükselebilmek için önce yerde koştur da koştur. Sonra döne döne, tam en tepelere yükselmişken, karnında tuhaf bir gıcıklanma, 'mutluluktan uçmak olursa böyle olur' demene kalmadan bir bakarsın inişe geçmişsin bile... İçin boşalırmış gibi bir duyguyla, düşer de düşersin boşlukta, sonra yere ulaştığında tekrar havalanmak, deminki mutluluğu tekrar tadabilmek için, var gücünle vurusun topuğunu yere..., | Sevgi Kurtz, GıcırAğacı, 2011

a.






Gıcır gıcır gıcırtılar, | BoraYaşar, 22.2.2009, | http://www.hisse.net/forum/showthread.php? t=24682&page=57, 13.2.2015g








gıcırdatılmak | edilgen | Yumruklar kürsüyü ve rahleleri gümletiyor, yüzler kıpkırmızı kesiliyor, dişler gıcırdatılıyordu., | T Buğra, Firavun imanı, ? ?

f.






gıcırlı | Bu nedenle de, hiçbir Avrupa ülkesinde, Japonyada, veya hele hele İsrailde, rektörlerin makam odaları bizdekiler kadar tantanalı ve gıcırlı değildir., | YılmazSavaşçın, T, 18.12.2012

s.






gıcırlık -ğı | Ancak dayım, omzuma vurup gıcırlığı gitmiş, bu yüzden yumuşacık olmuş parayı patilerimin arasına sıkıştırınca kafeste kalacağımı anlıyorum., | Şİşigüzel, EDK, 1996, 3 | Öyle ki sabah vakti gideceğiniz yere vardığınızda otobüsünüzü görenler gıcırlığına kanıp onun fabrikadan yeni çıkmış olduğunu bile sanabilirler., | STurgut, HT, 6.6.2010

a.






Gıcırtılı | Yolun iki tarafındaki ıslak söğüt ve hayıt ağaçlarına düşen yağmur damlaları hafif, melankolik bir tıpırtı çıkarıyor, atların kumlu yolda intizamsız izler bırakan ayakları gıcırtılı ve ezik sesler veriyordu., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 13

s.






gıcıtmak | Gıcırdamak. | Niye kapatıyorsun lan televizyonu. Biz burada boşuna mı gıcıdıyoruz? , | Fırt, Sayı 434, 3.7.1984, 14

f.






gıcr gıcırtı sesi. | Mutfak kapısının topuzunu son derece büyük bir ihtiyatla çevirmesine rağmen, hain topuz gene de paslı bir 'gıcr' sesi çıkarmıştı-., | OrhanKemal, Sarhoşlar, 82








gıç /kıç -cı | kıç | 1. ayak. 2. | bacak. | Cepte yüzlük yok, kıçta dizlik yok., T F Erdun, 14 | 2. göt. | gıcı kırık bk. kıçı kırık | Önemsiz, değersiz (şey veya kimse). | İlave etti: | Babalarını karıştırmayın şimdi yahu! Uçaksavarda bir kıçı kırık it var, ondan şüphe ediyoruz... Yzb. Kadri İnanç'ı yola getiremeyince, bir yavru ile iktifa etmeye karar verdik. Fikri ile müttefikan beyazlı karalı eniği seçtik. Bugünden itibaren ona birlikte malik olacak ona birlikte bakacak..., C?osin-sâkin sabahlar memleketinde bir yıl, Necmeddin Alkan, 1960, 196 | Bu ne biçim iş! Bu garıların seçim otobüsünde işi ne! Heç bu gıcı gırık garının ardından gidilir mi? , | NGüreli, 24

s.a.






gıda

a.



"Bu gıdanın mikdarı yirmibeş dirhemlik bir, ya da birbuçuk (Karafaki)dir. İki, üç karafaki, yüz dirhemlik şişe, yahut son zamanlarda meyhanecilerin, gazinocuların da işine pek ziyade gelen (duble) kadehlerden sekiz on tanesi (gıda) sayılamaz. (Neşe) denilen (ilk ... ", Ahmet Rasim, Nuri Erten, Anılar ve Söyleşiler, 1983, 179"



gıda bankası | üretici, satıcı veya hizmet sunanların elinde bulunan ancak son kullanım tarihinin yaklaşması, paketleme hatası, üretim, ihracat veya ihtiyaç fazlası gibi nedenlerle bunlar açısından değerini kaybeden ve çöpe gitme ihtimali bulunan malların ihtiyaç sahibi olanlara ulaştırılmasını amaçlayan bir sistemdir.Amerikan kökenli sistem Türkiye'de dernek ve vakıflar aracılığıyla yürütülmektedir. Vergi mevzuatımız, gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflara yapılan gıda bağışlarının maliyet değeri üzerinden, vergi matrahı tespitinde gider olarak indirilebileceğini öngörmüştür., | 14.1.2009, saqim, EkşiS | Portekizde sayıları 18'e ulaşan gıda bankaları, son kullanma tarihi geçmek üzere olan konserveleri, pazarda alıcı bulamayan sebzeleri toplayıp çeşitli sosyal yardım kuruluşlarına göndererek açlıkla mücadele ediyor., | MÇetin, T, 19.3.2012

a.






gıda gazı / gıda gazları 8.9.2024+ | Gıda maddeleri için ve Azot, Karbondioksit ve Oksijen'in gıda cinsine göre değişen oranlarda karışımlarından elde edilen, gıdayı olumsuz etkilerden koruyan, gıdanın dış görünüşünü daha canlı hale getiren, gıdanın raf ömrünü uzatan gaz karışımı. | Oknal, Kurum, Kuruluş ve İşletmelerin Talep ve isteklerine göre, en uygun Gıda Gazları (modifiye atmosfer) teradiği sunmaktadır., | https://www.oknal.com.tr/gida-gazlari/, 1.12.2024+

a.






gıda kodeksi | Nitekim Hollandada bir gıda kodeksi hazırlamakle görevli olan bir komisyon formülü şöylece tesbit etmiştir: (...), Ankara Üniversitesi. Ziraat Fakültesi Yayınları, 1959, S 155, 43

b.a.






gıdı | çene altındaki etli kısım, gerdan, gıdık. | Gözlerini dikti, nefesini hık hık* iç çekişleriyle alıyor, gıdısı şişip iniyordu., | RahmiDede, 31 | gıdı yapmak | Dünya güzeli gıdı yaptıysa, kime ne? /'Dünya güzelisin, nasıl gıdı yaparsın' diye çemkiriyor., | AÖzekKarasu, HT, 20.5.2012 gıdısını kırmak (birinin) deyim öldürmek. | Onun gıdısını kırarım., | sokaktan, 5.2.2014

a.






gıdı gıdına | ...ısrarla düğmeye basanlar olduğu gibi, düğmeye tam gıdı gıdına basmaya çalışanlar var ki bunlar yeteri kadar hızlı olamayıp durağı geçtikten sonra basmış olup akabinde isyan ediyorlar...2007. | [MHP meclise girecek.] Yok daha neler. Gıdı gıdına girerse girecek..., | 2005. | [Borsa tahmini hakkında] Bakın ben bunu buraya yazdım, eğer ben bunu gıdı gıdına tutturmasam bıyıklarımı feda edeceğim ., | 2004








gıdıgıdı

a.
lokomotif

tr.
"Trabzon Limanı inşaatında çalışan taş ustaları ve halk arasında "gıdıgıdı" olarak bilinen lokomotif.", K Üçüncü, X"



Gıdık -ğı II | Bk. gidik / gıdanak. Giresun-Eynesil | 1. Fındık çubuklarından örülmüş yumurta ya da çilek sepeti. | Çocukluğumda abim üzümü gıdıkla toplar, ben aşağıda bekler dökerdim. Sonra da taşırdık abimle., | Rabia Ayhan, 8.10.2018, TÖL vatsap

a.






Gıdık I Çene altı, gerdan, sakak.++








Gıdık III gidik / goduk / godik / gudik / gudi hayvan yavrusu; köpek, eşek, koyun yavrusu.++








gıdik -ği | keçi yavrusu, oğlak. | Malatyanın çok sevdiği bir başka delisi de Gaffar. Kurban Bayramı arifesinde Gaffar'ın komşu bahçesine bir gıdik (keçi yavrusu) bağlanır. Hayvan başına gelecekleri anlamış gibi gece boyunca bağırıp çağırır. Herkes gibi Gaffar da uykusundan olur. Gün ağarır ağarmaz soluğu bahçede alan Gaffar, gıdiğin kurban edildiğini görünce keyiflenir: 'Di mele hele gıdik, niye mele misin? ' O gün bugündür Malatyada söyleyecek sözü kalmayanlara ya da lafın altında kalıp cevap veremeyenlere karşı, bir özdeyişmiş gibi Gaffar'ın bu sözü kullanılır., Pütürge-Doğanyol Eğitim Vakfı, 2025 Takvimi

a.






gıgıldamak | Haz aldığım durumlarda mutlu sesler (gıgıldamak) çıkarıyorum. Etkinlik Önerileri:Bebeğin altını değiştirdikten veya besledikten sonra kucağınıza alın ve onu sevin. Bebeğe yumuşak ve yüksek tonlu gıgıldama sesleri yapın. Kendisi sesler çıkarınca ona gülümseyip okşayın. Banyo yaptırırken bebeğin boynuna hafifçe üfleyip ona gıgıldayın. Banyodan sonra onu pudralarken veya yağ sürerken yatıştırıcı gıgıldama sesleri çıkarın. Bebeğin çıkardığı herhangi gıgıldama sesini ona gülümseyerek ve çıkardığı sesleri kendisine tekrarlayarak pekiştirin. Sonra bekleyin ve aynı sesleri biraz daha tekrar edip etmediğini gözleyin. Bu işleme karşılıklı devam edin. | http://www.yuvamerkezi.com/ti/3483/2295/Haz-aldigim-durumlarda-mutlu-sesler-(gigildamak)-cikariyorum., 26.1.2013de girildi

f.






gık | gık demek –den| Gık demeden tevekkülle bekliyordu yatağında, E K Gökkaya, Hasan Baba, 11 | Fabrikadan artık iyice gık dediğim gün yapacağım bu çağrıyı. Anlıyorsunuz ya, böylesine bir rezaletten sonra fabrikaya bir daha adım atamam., Ladislav Mnacko / O Akbal, Cumartesi akşamı, ÇHA, 145 | Üç  hacimlilere ülkenin her yanında | tahsis edilen ulufelere, statlara, arazilere, indiragandilere gık diyemeyen;-., STunalı, T, 18.08.2012 | gık çıkarmamakŞu bizim 'misafir'e hürmeten saygıda kusur etmeme, ince düşüncelilikle her hanzoluğuna gık çıkarmadan görmezlikten gelme huyumuza kurban ol sen!, | A Kanca, Rindan, 27.05.2019

dey.a.






gık demeden





"Bezmişti canından dönemiyordu sağa sola / Tanrı pis bir dert vermişti acımıyordu ona / Gık demeden tevekkülle bekliyordu yatağında.", E K Gökkaya, 1988, 11"



gık demek

dey.
gına getirmek, bezmek, sıkılmak.


"Kerime hanıma (evin kızına) gelince boysuz bossuz, zayıf, solgun. Kışın balık yağı, yazın Kina Laroş içmekten 'gık' demiş, çıldırasıya sevdiği kocasının yüzünden bu hale gelmiştir. Kıskançlık kavgası olmayan günü yoktur. Gelin hanımın pençe pençe yahaklarını gördükçe, hezar yaprağı gibi yüreği titrer , eridikçe erir .",
S M Alus, 30 sene evvel istanbul: 1900lü yılların başlarında şehir hayatı, 2005, 119



gıkını çıkarmamak

dey.
hiç ses etmemek, itiraz etmemek.


"O kadar dayağını yedim gıkımı çıkarmadım. Ama bu başka bir şey. Birilerini zehirleyecek bu adam.", İ F Ceylan, Bir Garip Adam, 2002, 80"



gılaboru ağacı | bk. Giraboru. www.deutsch-tuerkisch.net/.../gıla...auf deutsch übersetzen

a.






gılgamış | ++

a.






gılili | yansıma. aynı m. dilili, tilili. zılgıt çekme sesi. | Onlar da kadın-erkek, çoluk-çocuk, gılili, zıl­gıt, def çalaraktan hep bir ağızdan koşma, kaside söyleyerekten karşıladılar., | www.bilalnadir.com, 11.6.2011 | Gelinle damat sümbül gibi olunca / Davulla zurna Leylim leyi vurunca / Cazgır avratlar gılili çekince  / Ne güzel yakılır kınamız bizim , | | http://www.antoloji.com/aktepe-hassa-hatay-siiri/, HüseyinKurt, AktepeHassaHatay, 1.1.2016g

a.






gıllensimek / kıllensimek Kütahya | önemsemek, dikkate almak, kaale almak. | Sen beni gıllensimiyon mu? , | MCGünel, 24.5.2016 bkz. | http://www.eskigediz.bel.tr/Eskigedizde_Sosyal_Yasam_Page_395.html

f.






gıllıgışlı (Ar. gill | düşmanlık, | Fars. u | ve, | gişş | kin ile gill ü gişş + tr. -lı) | gizli amaçlı. | Zaten yaşamında gıllıgışlı insanlar yanına yanaşamazdı., | GülerYücel, R, 3.8.2011




ar.



gılzet | galizlik, çirkinlik, kabalık | Bilirim ki, öteden beri gılzet ve süfliyete doğru kalbinde bir devasız meyil vardır., | YKKaraosmanoğlu, EB, 54

a.






GINI | Bu ABD'nin GINI katsayısı (yani gelir dağılımı bozukluğu) en yüksek ülkelerden birisi olduğu gerçeğini değiştirmiyor. GINI katsayısında Türkiye de ABD ile yarışıyor., | V Bozkurt, 6.8.2019, rindan eposta

a.






gırcı

a.
kırcı, bekçi.

tr. kır-cı
"Gayayı gırcı duttu / İlvanlım, ilvanlım / İlvanlım, amman amman / Dibini burcu duttu da / Al fistanlım, gaytanlım / Dibini burcu duttu da / Al fistanlım, gaytanlım.","
Çorum türküsü



gırgır | 1. Mekanik olarak çalışan süpürge 2. denizcilik. Açık denizlerde balık avlamakta kullanılan büyük ağ. | gırgır geçmekKimileri ise 'Orhan beeey, diyordu gırgır geçerek, Allah yürü ya kulum demiş sizlere de. Gayri sırtınız yere gelmez., | DCeyhun, 13

dey.a.






gırgırcı | Gırgırcılar, 24 metre isyanını 1 eylülden denize açılmayarak protesto edecek., | T, 27.8.2012

s.






gırla | çok, pek çok, sayısız. | Kumburgazda denize nazır yazlıklarının olduğunu, çoğunun da yerini bilmediklerini... Mal mülk mü? Gırla... Çetelesini bile tutamadıklarını..., | BTSalihoğlu, 2014, 36 | gırla gitmek / gırla gezmekÇok, pek çok, sayısız olmak. | [Y]ola malı götürme parolasıyla çıkıp, piyasada gırla gezen sitelerden bir diğerini yapanlar da mallığının kurbanı olacaktır. 12.11.2007 EkşiS | Görmüş ki iki kişi kavga ediyor, / Tekmeler ve yumruklar gırla gidiyor., Y A Ayçiçek, Nasrettin Hoca, 2009, 60

dey.z.






gıt gıt gıt | Bunu fırsat bilerek gıt, gıt gıt dedi tavuk, / Bir kimseyi yükseltmez başa giyilen kavuk., Gonca Yayınevi, EGÇM, ? , 87 (30.05.2025)








gıyaben

z.
kendi yokken.





gıygaşuk | hafif aralık. ayn m. gıynaşık. | gapıyı gıygaşuk bırak, | Ali Çakman, 7.8.2015g | Safranbolu dolaylarında aralamak anlamında tamlamadır. Misal: kapıyı gıygaşuk bırakıver!, | 22.12.2008, kin, ekşiS bk. Binnur Erdağı, | http://www.turkbilig.com/pdf/200305-337.pdf bk. gıynaşık

s.






gıynaşık | bk. gıygaşuk. | Sarı samanın altından suyu salıyon, sona heş o değillikten duruyon. Altı ogga bekmez, yerinden gakmaz gibi lafları sıralamasını biliyon da sen gendini gantarda dartmeyon mu? Dilin bideci küreği gibi... Gıynaşık helavetsiz gonuşma. Gidişikli gibi laf etmeyi sevmen ben., | | http://www.ispartakulturturizm.gov.tr/TR,71003/isparta-mahalli-agzi.html, 31.10.2015g

s.






gibi | 4. –e yakışır biçimde 5. olarak | Ders bittiği zaman hemen hemen gayriihtiyarî gibi bu sual dudaklarımdan dökülmüştü. / Çaresizliği içinde bana son bir ümit gibi soruyordu, | RNGüntekin, Damga, 34/94 | Edebiyat Fakültesi talebesi iken, merhumu, hocalar içinde zarif bastonu ve keskin kalıplı fesi ile en şık giyinen bir hoca gibi görürdük., | Fındıkoğlu, Ordinaryüs profesör dr. Cemil Bilsel merhumu anma merasimi, 19 | gibi yapmak | En kötüsü ama, '...gibi' olmak en kötüsü bile olamamaktır. Kötü gibi ama kötü de değil, iyi gibi ama iyi de değil, güzel gibi, güzel de değil... demokrasi gibi ama demokrasi de değil. Gibi yapmak bünye benzerliğiniz olmadığı halde bir şeyi taklit etmektir., | NYağcı, T, 15.12.2011

b.f. edat






gibicesinden

z.
aynı m. gibisinden. ... benzerinden.


"Yaşam döngüsü? Yaşamak için bu döngü gerekli gibicesinden belki kullanılabilir mi?", 7.4.2024 | Ağacın çürüğü: yazılar, konuşmalar, Yaşar Kemal, 1980 | "-Şu âşığı çağır, bir türkü söyletek. Türküsünden hisseli kıssalı bir şey anlarsak, hiçbir yere göndermeyek, dediler. Hemen âşığı getirttiler. Dediler ki: -Âşık bize bir türkü söyle, öğüt nasihat gibicesinden. Eğer türkü işimize gelirse, bu köyün içinden ne arzu edersen onu sana vereceğiz, seni bu köylü yapacağız, dediler. Karacaoğlan: — Bu köyde kalırım amma, dertsiz hiçbir kul var mı? dedi. Köylü dedi ki: — Bizim köyümüzde hiç ... ", Yaşar Kemal, Sarı defterdekiler: Folklor Derlemeleri, 1997, ?"



gibileştirilmek | gerçeğine benzetilmek | Öyle sonradan Hıristiyan olunmaz. Bu bir oyundur. O sadece Hıristiyan gibileştirilmiştir., | YSZavalsız, | TürkiyedeHıristiyanOlanMüslümanlar: PsikososyolojikBirAraştırma (1990-2010), I.TürkiyeLisansüstüÇalışmalarKongresi29Haz-01Tem2012, Konya

f.






gibilik | gibi olma hali. | -Yoo bomba gibi olamazsın. Bomba gibilik Saraca mahsus. , Hacıhasanoğlu, 1954, 14

a.






gibimsi | gibiye benzer, gibiyi andırır. | Ama gene de hoşgörünüze sığınarak bu kitabımla ilgili, önsöz gibimsi, birkaç şey söylemek istiyorum., | DCeyhun, 5

s.






gibisinden

z.
gibi.


"1. bir adın ya da adılın tamlananı durumunda olduğu zaman, ... –e benzer durumda olandan, benzeyenden anlamında kullanılır. "Onun gibisinden her şey beklenir." 2. z. Bir eylemden sonra geldiğinde o eylemin benzeri bir durumu anlatır."Durumu biliyorum gibisinden gülümsedi."



gibisinden zf. GTS | 1. Benzerinden 2. Benzeri FG | Biz değerlendirdik ve karar verdik' gibisinden yukarıdan bir konuşmayla toplumun önüne getirildiği için neden vazgeçiyoruz ve gelecek olan nedir diye bir tartışma ve akıl ortaklaştırılması da pek yapılamıyor., | EKatırcıoğlu, T, 17.1.2013








gicişmek | kaşınmak Konyada gidişmek türevi de var | Herife bak, ben onlardan ödül beklerken ve avucum gicişirken o benden sakal istiyor., | BTSalihoğlu, 2014, 96

f.






gidedurmak

bf.
ara vermeden gitmek.


"O tarlaya gidedursun Gülsüm hemen jandarma karakoluna koşmuş, gördüklerini bir bir anlatıyordu.", İ F Ceylan, Bir Garip Adam, 2002, 80"



Gidedurmak | Yusuf salıncaktan inenlere: | Hadi siz eve gide durun, ben İhsan'a bir iki laf diyeceğim! dedi., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 37

b.f.






gidegörmek | devamlı gitmek, gitmek | Doğrusuna gidegör bu yolların / Geçegör sarpını yüce bellerin / Dünya zindanıdır mümin kulların / Zindanda olan kul kolay eğlenmez, | AMHudai, EGŞA, 101

f.






gidemeyiş | Fotoğrafın, gazete haberleri ve televizyon şamatalarının bir adım ötesine gittiğinizde burada gidemeyişlerin öznelerine rastlarsınız., | ÖErdem, ZCtesi, 7.12.2013

a.






giden

s.
bir önceki.


"-Balığa gidıymisiz gine Guco? / Keklük cücüğü bol muydu giden yazda?", Ş Belli, 1962, 91"



gider | Tuvaletlerdeki pis suyu, atıkları taşıyan boru, borular. | Zira tuvaletlere atılan binlerce prezervatif yüzünden, birçok odada gider yolları tıkanmış durumda., | T, 9.10.2010 | Banyo mutfak dekoratif gider süsü 5,99 TL

a.






giderici | gaz -, çizik -, kabızlık -, rutubet -, şişkinlik -, kırışıklık -, 3.10.2019g

s.






giderim | Huk. Tazminat. | Böylece, kişisel giderim yükümlülüğü altına girmekten kurtuluyorlar., | Güney Dinç, 68

a.

huk.




giderleştirme | giderleştirmek işi. | Eşantiyon ve hediyelerde giderleştirme nasıl yapılır? , | 1.12.2024+ | VUK'da anılan 'gayrimenkuller' ibaresini geniş yorumlamak ve 'duran varlıklar' şeklinde düşünmek mümkündür. Bu kapsamda TMS 16 yaklaşımı ile VUK yaklaşımının kiralanan duran varlıklar için yapılan ve birden çok yıl kullanımı mümkün olan harcamaları aktifleştirme ve kira süresince giderleştirme anlayışı sonuç hesaplarını aynı şeklide etkileyecektir, yani mali kâra ulaşmada farklılık olmayacaktır., Maliye Hesap Uzmanları Derneği İktisadi İşletmesi, Finansal Tabloları Bağımsız Denetime Hazırlama Rehberi, 2013, 101

a.






giderleştirmek f yeni muhasebe. Bir harcamayı gider olarak yazmak. Gider hanesine yazmak. | Vatan, kur farkını giderleştirdiği için vergi kaçırmakla suçlanan Petrol Ofisi'nin durumunu, benzer uygulama nedeniyle yargıya intikal etmiş başka firmalara ait davaların sonuçları ile karşılaştırdı. Söz konusu karşılaştırma karşılıklı iddia ve suçlamalarla kafası karışan 120 bine yakın küçük yatırımcıya da ipucu olacak nitelikte sonuçlar ortaya çıkardı., 27.12.2006, | https://bigpara.hurriyet.com.tr/haberler/genel-haberler/danistay-kur-farki-gider-yazilir_ID588288/, 1.12.2024g








giderli

s.



"Gülben Ergen ile birlikte sesi ve canlı performans olmadan 2022'ye gelen isimlerden biri Demet Akalın. "Giderli şarkılar" furyasıyla her ne kadar hit kalitesi çok düşük olsa da adından söz ettirdi, eğlendirdi, coşturdu. Kendi klasmanının en hitli ismi ve 39 hiti sizlerle!", @Sansasyonelist_,23 Ağu 2022, X"



giderli | atarlı giderli'den eksiltme. Sinirli. | Bu arada Yıldırım'ı yine saldırgan ve giderli buldum., | AhmetÇakar, M, 29.12.2012

s.






gidici | ölmek üzere olan kimse | ...hasta yatıyor, adamda her bir hastalık, adam gidici dayı-, | NGenç, BuÇağınSoylusu, 23

s.






gidici olmamak

dey.
bir yerden gidecek olmak.

tr. git-i-ci ol-ma-
"tümümüz ayağa fırladık. biraz uzaklaştık ya gidici değildik.", A Cılga, 1980, 93"



gidicilik -ği | Suriye'de diktatör Beşar Esad'ın gidiciliği üzerine oyun kurup muhalefete sonsuz destek veren ve kimi radikal İslamcı grupların güçlenmesine salt bu diktatörün gitmesi için göz yuman Ankara, aşağıda bazılarını sıraladığım büyük bir U dönüşü yapabilir, | LKemal, T, 25.9.2013

a.






gidik | Feza, Süreyya'nın hem aklı biraz gidik annesine bakarken hem de onun Süreyya Kuaför Salonunu işletirken Cemal de oto tamircilik işini büyütüyor., | Ş Burcuoğlu, Hr, 19.8.2018

s.






gidik I | 1. Oğlak 2. Kuzu 3. Çene altı, gerdan 4. Kısa boylu








gidik II fındık çubuklarından örülmüş yumurta ya da çilek sepeti








gidik III iki sıra arasındaki fazla açıklık








gidik IV | gitmek'den deli, aklı gitmiş | O gidik! 5.4.2008, loulou, EkşiS 2. Aşınmış, eskimiş. 'abi sağ teker gidik'. 06.09.2010 00:51 kucoc, EkşiS

s.






gidilesi | Güneşin hala cömertçe yüzünü gösterdiği Alaçatı, sonbaharda da gidilesi, mutluluk veren bir film platosu gibi., | NMSözer, Hür, 2.10.2016

s.






gidilge | menzil, destinasyon, FGedikli, 17.3.2016

a.






gidilik -ği | ahlaksızlık, pezevenklik. | Seni gidi seni! Bu işte bi' gidilik vardır., ASavaş, 22.08.2016

a.






gidim | gitme, gidiş. | Bu bir kalım bu bir gidim / Ya göçebelik bitecek / Yerleşeceğiz yeşile / Ya dağlar sular ekinler-., | Dağlarca, 1971, 58

a.






gidişmek bk. gicişmek A Savaş veya Ali Koca, 3.1.2015








gidivermek

b.f.



Böylece geçip gidiveriyor zaman / Bir eziklik oluyor bizde kalan , 54



gidivermek | Derken o anda camın ardındaki serçe, çocuğun daha çok hoşuna gidiverir., | Jiri Marek / O Akbal, Bir ana konuşuyor, ÇHA, 60 | Onlar mı götürüyor, o mu kayıp gidiveriyor belli değil., | NazikErik, 20

bf.






gidiy | Trabzon şimdiki zamanın çekimi: (o) gidiyor | Başkan buraya bir istinat duvarı yap, bu mezarlık gidiy..., | NGenç, İsenç, 13

f.






gidon | guidon | 1. yönelteç: 2. a.denizcilik. Komodorlara özgü çıması çatal biçiminde kesilmiş sancak; fors. | Bisikletinin gidonunu / Tam zamanında çevirmelisin / Düşmemek için. / Tam zamanında frene basmalı, / Tam zamanında yola koyulmalısın., | Can Yücel, ?

a.


fr.



GİF / gif | Graphics Interchange Format kısaltması: Grafik Değiştirme Biçimi. Sayısal resim saklama biçimi. | Amerikan Washington Post gazetesinde kullanılan yukarıdaki hareketli GIF, Şubat ayı başından geçen pazartesi gününe kadar Suriye'nin Halep şehri çevresindeki son gelişmeleri detaylandırıyor., | Hr, 14.2.2016 | Videolar gifler ve tweetlerle dolu mizah deposu çıktı., | 11.8.2018, Metroda ilan,

a.


ing.



giffen paradoksu | ikt. fiyatın artmasıyla tüketiminin de arttığını gören Robert Giffen'in ileri sürdüğü çelişki. 18.4.2001, janli, EkşiS | İrlanda halkının en önemli besin maddesi patatesin kıtlık nedeniyle fiyatı artınca, halkın karnını doyurabilmek için patatese daha çok para ayırmaya başlaması, ekonomi biliminde | Talep Kanununun önemli bir istisnasını da ortaya çıkarmış oluyordu. Giffen Paradoksu olarak anılan bu istisnayı ortaya koyan Robert Giffen, fiyat artışı karşısında normalde düşmesi gerekirken artan talebi, İrlandalıların en temel besini patates örneği üzerinden açıklıyordu., | MuratÇetin, T, 19.3.2012

a.






gigantisme | Gigantisme 'devasacılık' diye çevirebileceğim büyüklük hastalığına çağımızdan iyi bir örnek Batı Afrika Fildişi Sahilindeki Yamusukro Meryem Ana Katedrali., | CAktar, T, 4.12.2012

a.






gigantomanik

s.



"AKPnin son seçimler öncesinde açıkladığı "çılgın proje", Kanalİstanbul projesinin resimlerini gördük. Bilimkurgu filmi, New York silueti, Dubai esteiği, AVM'ler mahallesi... arası bir şey. Proje gerçekleşsin gerçekleşmesin, bu imge, rölövesini (b) çıkarılan bu fantezi, gigantomanik bir pornografi değil mi?, T Bora, İnşaat Ya Resulallah, ? ?"



gim bol pilates | gym ball plates 2012 ilan

a.


ing.



gimbal | astronotların içinde fırıldak gibi döndüğü, fıldır fıldır taklalar attığı alet. | Kendi kamerası olmayan cihaz sırt çantası ve gimbalı ile birlikte 1322 dolar!, | RGülşan, SözcüG, 15.5.2016 fate amenable to change, 30.3.2004, EkşiS

a.






gine domuzu / ginedomuzu | guinea pig. Gine domuzu. | Çankaya Belediyesi Sahipsiz Sokak Hayvanları Bakım ve Rehabilitasyon Merkezinin yeni konuğu Ginedomuzu./ Terk edilen Ginedomuzuna kucak açan Çankaya belediyesi-., | Anayurt, 8.9.2015

b.a.


ing.



gineslik | Guinness'lik* | Bu Yöneticiler GİNESLİK, | Ömerül Faruk, 13.6.2013, | http://www.duzcetv.com/haber/9767/vali-adnan-yilmaz-egitimde-rekor-kiracagiz.html, 26.7.2016g

a.






ginger'lı | ginger: zencefil. Asıl ismi segway (bkz: | http://www.segway.com/). 6 saat şarja 28 kilometre hıza*, durduğu yerde dönebilen ve en çok havaalanları, otobüs terminalleri ve ganyan kuyruklarında işe yarayabilecek Amerikan icadı bir tür skutır. İlg görünüşü stregocia, 28.6.2000/otisabi, 5.12.2001 EkşiS, | Ginger'lı adalet sarayı!, | M, 26.7.2011

a.


ing.



gingerli | Ginger'li zabıta timi / Beyoğlu Belediyesi halkın talep ve şikayetlerine daha hızlı yanıt verebilmek için 'ginger' adı verilen araçlardan oluşan zabıta timi kurdu., | Sbh, 19.8.2015

s.






ginseng | Yorgun musunuz? Kendinizi güçsüz, halsiz, bazen de | pili bitmiş! gibi mi hissediyorsunuz? Lütfen hemen vitaminlere, minerallere, ginsenglere, rhodiolalara* filan sarılmayın., | OMüftüoğlu, HürKlbk, 16.9.2015

a.






giornato a.ital. İnce sıva. | Tepelerde, çok yukarılarda, | günlük çalışılacak bölüme sürülen ince sıva (giornato) ve üzerine hızla yapılan fresklerin rengârenk dünyası., | HBerktay, T, 11.4.2012 








gipe | gipe ve fantezi iplik 28.4.2012 tabela. | gipe lastik | Gipe lastik dikişi adını dikişte büzgü için kullanılan gipe lastik'ten alır. Son yıllarda modanın yakından takip ettiği en populer süs dikişlerindendir.Uzman elamanlar tarafından yapılması mümkündür, çok hassas bir spesyal dikiştir, özel spesyal makinalarda yapılmaktadır.dikişte büzgü için kullanılan gipe lastik'ten alır. Son yıllarda modanın yakından takip ettiği en populer süs dikişlerindendir. Uzman elamanlar tarafından yapılması mümkündür, çok hassas bir spesyal dikiştir, özel spesyal makinalarda yapılmaktadır., | | http://www.desikroseta.com/sus-dikisleri/gipe-lastik, 31.10.2015g

a.






gipgirift

s.
iyice girift.


"Tertemiz bir mercan adası değil ki bu gipgirift hayat", Haydar Oğur, 1994, 18"



gipgizli

s.



"Gipgizli bir ilişki büyüttük / Yarınımız ıssız bir sürahide kaldı", Haydar Oğur, 1994, 32"



gir d?ince. Kısas-ı enbiya, salebi, xıv. asır.








girab-ı mihnet Erdal Erzincan'ın yeni albümü 28.8.2011








girabolu | Viburnum. Gilaburu (Gelebor = Geleboru = Girabolu). ayn m. gılaboru. *Kırmızı meyveleri olan ve geleneksel olarak tüketilen üzümsü bir meyve türüdür. Özellikle orta Anadolu'da özellikle Kayseri ve civarında yaygın olarak yetiştirilir. *Ancak kültüre alınmamıştır. Bölgede doğal olarak bulunan yabani bir türdür. | https://acikders.ankara.edu.tr/pluginfile.php/36391/mod_resource/content/0/Gilaburu%20yeti%C5%9Ftiricili%C4%9Fi.pdf | Arkadaşlar birçok yabancı bitkiyi tanıtmışız ama Girabolu yok buralarda, (aradım-bulamadım) acaba ben mi gözden kaçırdım., | | http://www.agaclar.net/forum/uzumsu-meyveler/15730.htm, 23.5.2009, 5.4.2020

a.


lat.



giran gelmekağır gelmek, katlanılmaz gelmek. | 1.habire cumartesileri dört gözle bekleyip, aval mavallarla, satirik salvolarla- muvakkat tütün molalarında-teğet temas hüzün biriktirmek,benim gibi ''tutunamayanlar'' kitlesine meyilli kimseler için ''giran'' gelmektedir., | Mülteci, 23.4.2013

dey.






giraylı | Uzaklarda yurdum! burdan çok uzak / Her mevsim güneşli, masmavi göklü / Camili, kubbeli, kümbetli, köşklü / Ozanlı, garipli, kervansaraylı / Hele insanları: Alplı, Giraylı / Yok haber onlardan, baba evinden / Bu yüzdendir hâlim, kopuk bir yaprak / Her şey çok uzakta benden çok uzak., Buğra Alpgiray, Paris akşamları, 1972

s.






girdi | 1. sözlük ve ansiklopedi gibi kaynaklarda madde. | Hür'ün tepkisinin nedeni, Kur'an'ın derlenme sürecini ele alan son yazıları hakkında twitterda yaptığım iki girdi./ Aynı konuda sadece bir tek girdi yapan Mustafa Akyol da Hür'ün tepkisinden payını almış., | SKaya, T, 11.9.2011 | konu. | Çok boyutlu, çok katmanlı muhtemel bir seçmen dokusuna işaret eden bu gelişme hem Kürt sorunu hem Türk siyaseti için yeni bir girdidir. Bu girdinin, Kürt hareketinin sistemin içine, merkeze çekilmesi bakımından bir imkan oluşturduğunu belirtmek gerekir., | Ali Bayramoğlu, KararG, 23.5.2019 | 3. | girme. | Girdisi çıktı sı, oturdusu kalktısı toplam 23 dakika sürdü. Erdoğan, Trump'ı Türkiye'ye davet etti, Trump ise arkasını dönüp gitti, | nevşinmengü, CNNTürk 17.5.2017 | Girdi vermekmalzeme vermek. | Hevesle ve iştiyakla sürece katıldı (bilmiyorum, belki bazı gevşek görevler de üstlendi); 28 Şubat sürecinde programlı olarak devreye sokulan Türkçe ibadet, başörtüsü, din eğitimi, laiklik meselelerinde kendi çevresine değil karşı çevreye, müdahalecilerin havuzuna girdiler verdi, cihet-i askeriyenin ve Cumhuriyet ideologlarının, daha da önemlisi din üzerinden toplumsal yarılmayı tahrik edenlerin yanında yer aldı, onlardan, oralardan büyük alkışlar ve teşvikler gördü., | İ Kara, 24

dey.a.






girdigâr





"Eğer bildin ise Perverdigârı / Kalb- vasılından et Girdigârı / Hicranî ezelden etmiş bu kârı / Aşkın şarabını içmezden evvel.", San, Hicran3i, 139"



girdiler





girdileri de çıktıları da görelim. 5.10.2023



girdisi çıktısı





"Buranın bir sürü girdisi çıktısı var.", Beni böyle sev, TRT1, 9.6.2024, 05.20"



girebi

a.



kasım 1. 19. yüzyıl kazayağı damgalı dülger baltası. 2. Demirci damgalı ormancı baltası. 3. Karadeniz tarzı nakışlı nacak (girebi)



girek | Kitabın | Girek bölümünde, Sivas'ın tarihine girmeden önce | bu ülkede yurtlananların kökünden, boyundan sözaçmak sanısızdır, ki gereğir diyor., | R Margulies, Sivas Mektüpçüsü Basri, 10.3.2012

a.






giresunca


1. giresun usulünce. 2. Giresun ağzıyla konuşma.


"Giresunca Sözler", @giresuncasozler, 2015, Twitter"



girey günü | Pazar günü (AykutErsan, anneannesi, ortaasyalı imiş. 6.6.2013

a.






giriftleşmek | Hayat her geçen günle giriftleşmektedir. , MNiyazi, Z, 9.7.2012

f.






giriftlik -ği | Bunun neticesinde ayrıca 'ticaret kanunnameleri' vücuda geldiği gibi 'poliçe ve iflas gibi hususlarda' ve medeni münasebetlere giren borçlarda daha giriftlikler görülmektedir., | FındıkoğluZF, AileHukukumuzunTedviniMeselesi, İD C 2 HukukSosyolojisi, İstanbul 1944, 34

a.






giriliş | Şairâne bir girilişi var bu yolun ama, yazık ki sizi darılttık., | FAtabek, DK, 1972, 51

a.






girilmedik | girilmemiş. | Toprağın dili olsa anlatsın kalkıp size. / Kalmıyor girilmedik, kirletilmedik yuva. / Görülmemiş bir talan, soyuyorlar İlyon'u, S Batu, Güzel Helena, 1959, 31

s.






girinti

a.
dulda yer.

tr. gir-inti
"En ufak bir ağaç kımıldansa hemen kendimi bir duvar girintisine atıyordum.", Kaptan Paşa, 1954, 46"



giriş

a.
metro ağzı.


"Gece metrosu uygulamasında bu giriş 00:06 saatleri arasında kullanıma açıktır.", 13.5.2024, Vezneciler metro girişi."



giriş | girme. | giriş yapmakgirmek. | 1. Söze başlamak. | Bu bütçeyle müspet bir şey yapılamayacağı aşikâr. -Onu da bize bıraksalar bari, diye giriş yaptı Seyfi. Futbol koluna kaydırıyorlar . Atletizm bölümü kaptanına imza mukabili teslim edilsin , dedik , dinletemedik . İşlerine gelmiyor tabiî . Rüzgârın oğlu Cevat : - Klüp idare heyetinde tek atlet yok ki , dedi ., Haldun Taner, Sancho'nun sabah yürüyüşü, 1969, 34 | 2. umumiyetle yetkili ve saygın bir kişi bir yere arabayla girmek. | Şu ana kadar Türkiye'ye 224 bin Suriyeli giriş yaptı. Bunların belediyeler ve yüklenici firma çalışanlarına teşekkür ediyorum., Muhammer Ferik, Recep Tayyip Erdoğan'lı Yıllar, 2016, ?

dey.a.






giriş yapma | girme. | Yetkili biri tarafından gazetecilere yapılan açıklamada, Michelle Yeoh'un kara listeye alındığı ve Burma'ya giriş yapmasına izin verilmeyeceği söylendi., | T, 29.6.2011

a.






girişimsel | Kapalı olan damarları açmak, sten takmak vb. tedavilerde iğne ile yapılan işlem biçimi. | Girişimsel radyoloji işlemler (Haseki hastanesnde tabela) girişimsel olmayan | 24.7.2014, İÜ YK toplantısı

a.

tıp tıp




girişkin

s.
girişken, girişimci, teşebbüs sahibi, müteşebbis.


"19. yüzyılda iyi kötü kapitalist dediğimiz bir girişkin adamdı. Gider, taştan su çıkarır, bir takım ileri adımlar atar, memlekette bir sanayi kalkınmasında hızlı gelişim sağlar, falan.", Kıvılcımlı, FK ve T, 14-15"



girişli 1 | girişi olan. | Bu maksad için kullanılacak santrifüj tulumbalar, direk girişli veya paletsiz türbinli tipten olmalıdır; bundan başka, hızları dakikada 750 deviri geçmemelidir. Büyük kolektörler ve uzun isale kanalları halinde, çamurların muamelesi için dalan pistonlu tulumbalar genel olarak şayanı tercihtir., | OECE Eksper Grupunun raporu, Su getirme ve şehirden uzaklaştırılan pis suların muamelesi, 1954, 81 | 2. bir okula veya kuruma kayıtlı, başlamış olan.

s.






Girişlik a | Fişler tek girişliktir., | 26.10.2019, Ankara, park girişi.








girişmek | ağaçları hızlıca kesmek, tahrip etmek | Adamlar kazmalarla, baltalarla, ağaçlara giriştiler., | VSevim, 20

f.






Girivermek | hemen girmek, çabucak girmek. | Herkim bir kötülük yaparsa mislinden başkasiyle cezalandırılmaz, ve her kim erkek olsun kadın olsun îman sahibi olduğu halde bir sâlih amelde bulunursa işte onlar cennete giriverirler, orada hesapsız derecede merzuk olurlar., | Ö N Bilmen, Kur'anı Kerim'in Türkçe meâli âlisi ve tefsiri, 1965, C 7, 3151 | Babamın geçen yaz sattığı ve bizim en yakınımız gibi tanıdığımız boz eşek, üzerinde bir heybe ile içeri giriverdi., | VSevim, 104 | DP milletvekili olan Dıranas ile karşılaşmasının anısı da biraz değişerek romana giriverir., | Tahir Abacı, CmKitap, 23.5.2019, 8

bf.






girland | Dönemin mimari yapılarında; hacim kazanan unsurlar, ışık ve gölge oyunları, oval şekiller, göze çarpan iri bitkisel motifler ve girlandlar ya da istiridye kabukları gibi çeşitli motifler yer alır., | DeryaUzunAydın, | http://www.istjss.org/resim/2013_summer_4_1.pdf, İstanbul Journal of Social Sciences (2013) Summer: 4,16.10.2016g

a.






girmek

f.



"Ben arabayla girmiştim oraya!", 30.5.2023"



girmek | dövmek. | Dengemi kaybettim, yere düştüm, kafamı kaldırdığımda üç kişinin beyzbol sopasıyla bana girdiği gördüm., | TTekerek, T, 3.8.2011 2. e girmek hırsızlık yapmak, çalmak | Bunlar bir yere girmişler!, | 9.3.2014 KanalD | 'Girdiğiniz para geri verilmiştir'. 27.05.2025

f. argo






girmişlik -ği | girmiş olma hali. | Yıllar var ki, bir şantiyeye girmişliği yoktu. | , | DCeyhun, 30 | Daha önce de girmişliğim var buraya elbette ama kimbilir belki de koleksiyonuna burnu büyük bir bakış fırlattığımdan deşmemişim hiçbir zaman çocuk kitaplarının olduğu bölümü., | GYeltan, TarafKitap, Tem2013

a.






girya rus. Girya: ağırlık. Spor. Saplıgülle. | Kaymakam Damatlar Osmanlı girya sporu yapıyor. 9.7.2012 TRTHaber | GİRYA ile çalışmalarınızda omurga sağlığından eklemlerinizin inanılmaz gücüne, sahip olduğunuz kalp ve kas kalitesinden yumuşak dokularınızın kuvvet ve sağlığına kadar her şeyden en üst seviyede faydalanabileceksiniz., Z turan, A'dan Z'ye Vücut Geliştirme ve Fitness Ansiklopedisi, 2015, 803








GİS | TUBİTAK Milli Gerçek Zamanlı İşletim Sistemi (GİS), ASELSAN Milli Uzaktan Kumandalı Silah Sistemi SARP* ile sahada yerini alıyor., | MilAselsan, 5.5.2017, 4

a.






gişe | guichet. | Gişe yapmak(sinema, tiyatro) rağbet görmek, ilgiyle karşılaşmak | Çok gişe yapan bir filmin başrol* oyuncusunun / O filmin başrol oyuncusunun gırtlağının / İstemeden ev sahipliği yaptığı bir beş harfi duyarız., | Bedrettin Dünküçocuk, Vaveyla, S 4, 34

dey.


fr.



gişesiz

s.
gişe uygulaması olmadan.

fr.gişe + tr. -siz
"edilmekteymiş.Otoyollarda gişesiz, bariyersiz ulaşıma geçiliyor.", 4.2.2024, basın"



git git





"Uzun ince bir yoldu ki / Git git bitmez / Yamandı", Haydar Oğur, 1994, 81"



git git | gitgide, gide gide. | Gariptir, hem babasını o orman hayvanlarından biri gibi düşünüyordu, bu düşünceyle de babasının öteki babalar gibi bir baba olmadığına git git daha çok inanıyordu ve eziliveriyordu yüreği, üzülüyordu., | DCeyhun, 122 | Gecenin serinliği git git artıyordu., | ÖFToprak, 1979, 37 | Bir değinme gibi başlıyor ama, git git, özlü bir çözümlemeye yol alıyor., | Sİleri, Z, 26.2.2012

z.






gitar | | perdesiz gitar | İsmail Soyberk (bas), Erdinç Şenyaylar, Erdem Sökmen (gitar), Cem Aksel, Asım Ekren (davul), Erkan Oğur (perdesiz gitar) gibi birçok yetenekli müzisyen yetişmişti., | MetinSolmaz, TürkiyedePopMüzik, 1996, 36

a.






gitarcı | gitar sanatçısı, gitar çalan. Gitarist. | Konjo grubunun kurucusu, gitarcı Şevket Akıncı-., | SerhanYedig, HrKitapSanat, 26.5.2017

a.






gitarist TDK+ | bk. gitarcı, gitar çalan. | +Temmuzda sürpriz bir törenle evlenen şarkıcı Sertab Erener ile gitarist Emre Kula,-., | Hürr, 10.10.2015

a.






gitgel | 1. gidip gelme, volta. | Şiir üretiyordu her gün, kısa adımlı gitgellerle. Hızlı gitgellerle | İnsan Manzaralarına girişiyordu beriki 1941 yılında. 15 yıl boyunca voltalarını, mapusane yürüyüşlerini ölçecek olsak, uç uca koysak voltalarını, kalıbımı basarım ki birkaç kez dünyayı sarar aldığı yol..., | ADino, Ağıtlar, 15-16? | gitgel | ve gitgel dolap hızla taşırken / sinileri sahanları tepsileri, | MG, 23 | 2. | mec. tereddüt. | Ertuğrul'un Darülbedayi ile gitgellerle dolu bir ilişkisi var. Darülbedayi onsuz da yapamıyor onunla da..., | 29.3.2016, TemelDemirer, | http://rojnameyanewroz.net/tiyatronun-eskimeyen-ogretenleri-temel-demirer-5636.html, 4.7.2016g | karar verme ve verilen karara kendini adayıp diğer alternatiflere veda etme aşamasında sonsuz olarak süren tereddüte, kararsızlığa ve gitgellere sebep olan, özelde sebepleri kişiden kişiye çok geniş farklılıklar ve yayılımlar göstermekle beraber, genel dağılımda incelendiğinde büyüme çağında bunalımlı aile, sürekli kavga eden ana baba, hayal kırıklığına sebep olan baba, erken yaşlarda cinsel/fiziksel/zihinsel taciz, kötü rol modeller ve önceki ilişkilerde kullanılma gibi sebeplere dayandırılabilen, özellikle karşı cins ilişkilerinde kendini gösteren ancak insan yaşamını her aşamada etkileyebilen bir davranış bozukluğu. ingilizcesi ile (bkz: commitment phobia), | (kaptan onedir, 28.04.2008 12:38 ~ 25.02.2009 00:07)/, | http://likeaprayersworld.blogspot.com.tr/2009/04/baglanma-korkusu.html, 4.7.2016g | gitgel akıllı / git-gel akıllı b.s. | Bu filmdeki Celal'in seninle ilgisi var mı? Git-gel akıllı olması beni andırıyor. Hiç duydun mu deyimi bilmiyorum. Benim annem çok söyler mesela. Git-gel akıllı der bana. Ne demek? Birden salağa, gerizekalıya düşmek, sonrasında birden zeki olmak. Durumu kurtarmaya çalışmak. Git-gel akıl bu anlamda kullanılan bir şey. Celal de öyle. O yönümüz benziyor. Burhan Altıntop'un benim hayatımda hiçbir karşılığı yok tabii ki., 13.12.2009, Star/Kültür-Sanat eki, | 5. Aralık 2009'da gösterime girecek başrolünü Binnur Kaya, Settar Tanrıöğen ve Engin Günaydın'ın paylaştığı film.

s.a. mec.






gitme | gitmek işi. | Gidelim alışığım gitmelere., | IşınKaraca şarkısı 22.7.2011

a.






gitmedik | Evleneli beş yıl oldu, gelinin bir türlü çocuğu olmuyor' diyordu. 'Mal mülk dersen yerinde, şükür Allaha. Bir topan etten başka hiçbir eksiğimiz yok. Gitmedik yer, adamadık adak bırakmadık. Bir de Hacıefendi'ye gidelim dedik. Belki hacet kapıları burada açılmıştır. Hacıefendi'nin başında bir oğlak kestik. Taşları kaldırıp altında bulabildiğimiz karıncaları şu çaputa düğümledik. İşimiz bitti. Gitmeden bir de sizi yoklayalım dedik., Naciye Poyraz, 1979, 54

s.






gitmek

f.
işemek veya dışkılamak.

tr.
"gitmek f. hacet gidermek. "Halbuki belediye otobüslerinin kalktığı köprü altı otobüs durağında bir W.C. bile yok. Yaşlı dedeler hastaneden eve giderken bile su dökecek yer bulamıyor. Yol duvarları kenarlarına gidiyorlar. Çünkü prostatlı... Fakat çirkin manzara... ", "
Mustafa Yazıcı, Günebakış, 4.10.2023



gitmek

f.



"Sonra, fetva isteyen şahsın müftiye müracaatı daima resmî olur. Müftinin verdiği fetva da resmî ve gayri şahsidir. "Sinde sindaşım, âhiet karındaşım" tabirleri hususi mektuplarda gider.", Y Z Yörükan, 139"



gitmek -e | -e kurban olmak. | Allah'ın rahmetine karışsınlar. | Anlay' misin? Nenen gitsın sağa!, Fatma Tiyeze Gedikli, 27.8.2021, Trabzon

f.






gitmek | 1. uyuya kalmak. | Hastaca idim. Divana uzandım beş dakika. Gitmişim. Ocak 2011 | 2. Ölmek şimdi kocasının yanına varıp iki laf etmek geliyor içimden, ama ne yapacaksın, adam zaten gitmiş-, | NGenç, BuÇağınSoylusu, 24 | Birisi bir şey sorduğu zaman, bir an için, gözleri saf saf meydana çıkar, sonra yine yumulur giderdi., | V Sevim, 100 | 3. ağrısı dinmek. | Eren Dede'yi bir kez görürse, yorgunluğu da ağrıları da giderdi., Naciye Poyraz, 1979, 32

f.






gitmeli gelmeli s zigzaklı, tereddütlü, duraksamalı. | Bu gitmeli-gelmeli süreci en iyi izleyebileceğimiz kurumlardan biri de hiç kuşkusuz Cumhuriyet gazetesi..., | Görmüş, T, 1.3.2011

a.






gitmişlerden | giden (kimse). | Babası, o ana karnındayken Almanyaya gitmişlerdendi., | Kıyafet, 1981, 41

a.






gitmişlik -ği | gitmiş olma hali. | Cumhur Başkanları olacak zât, Raisu'l-Vüzerâ Bin Ali Yıldırım Beyfendi ile berâber nutuk sıkarken (tatarca) bile konuşamayıb Moskof diliyle kelâm edecek kadar erimiş gitmişlik resmetdi; ve anladık ki, esâretleri, maskelenmiş olarak berdevâm..., | MehemmetSaffet, 7.12.2016, | http://www.turkcesi.biz/news.php? readmore=4915, 1.1.2017g | BELGRAD Ormanı'nın tiryakisi değilim. Tamam, birkaç kez gitmişliğim var: Parkurunda yürüdüm. Kafesinde oturdum. Hr, Ahmet Hakan, 07.03.2025

a.






gitmo | kısaltma Guantanomo'dan | İlk Gitmo tutuklusu 'aklandı', | T, 19.11.2010




ing.



gitti gider





Eser kalmadı hayallerimden / Bütün umutlarım gitti, gider... , 62



Giydi yüksek nalını, unuttu eski halını (halini) | Giydi yüksek nalını, unuttu eski halını (halini). Bugünün kârı. Annemden duydum., | Ş Abak, 11.6.2019, rindan vatsapı








giydirme | 1. Suçlama* | İbnülemin, Mehmed Zeki Pakalın'a galiba Mahmud Nedim Paşa ile ilgili bölümde tatlı-sert bir giydirme yapıyordu., | İKüçükkılınç, 11.10.2011 eposta 2. giydirme cephe | Giydirme cephelerde yanmaz malzeme kullanılmalı., | Z, 18.7.2012

a.






giydirme | birisini giydirmek işiİng. cladding  Dökme, haddeleme ya da basınçlı kaynaklama yoluyla yapılan ve kütlesi, tüm kütlenin % 3'ünü geçen bir örtü kazandırmak için yapılan örtme işlemi, yayınımlı tutturma diye de bilinir. Cephe giydirme binaların dış cephelerinde yapılan yalıtma veya güzelleştirme amaçlı işlem. fgg 25.01.2011 BSTS / Metalbilim İşlem Terimleri Sözlüğü 1972

a.






giyilik | 1. giyilmiş. | Bu gömleklerin hepsi giyilik!, | FGedikli, 26.6.2016 2. Giyinik | az daha yüksek uçma koltuğa sandalyeye felan. ama kimseye söylemeyin ha. xD. şimdi bu numarayı heryerde yapamzsınız. ama mükemmle bir görsel şölen oluyor. şimdi koy pantolon alın sağ ayağınızı giyin sağ bacağınız pantolonun içinde olsun sol ayağınız dışında olsun yine izleyici arkadan bakmalı. içi boş olan pantolon sol bacağınızla sağ bacağınızın arasını çatal iğneyle tutturun. arasından bieşy gözkmesin.sonra sol bacağınız giyilik değil ya dışarda önünüzde . arkadan bakılınca giyilik gibi gözüküyor. solbacağınızla koltuğa basığ çıkın . tabi estetik yapıyı unutmayın. bunu kameraya çekip arkdaşlarınıza gösterseniz iyi olur.,10.10.2010, www.frmtr.com › Hobi › Hobiler Genel, 28.6.2016

s.






giyimlik -ği | giyime elverişli; döşeme için değil giyilmek için olan Gedikpaşa, ilan, 3.8.2016 | Kızlar, kadınlar tezgahlarda heybelik, giyimlik bezler dokuyorlardı., Ferit Celal, | Deli Fatma, Ülkü, 1934, C 4, 70

a.




GTS-



giyimsever | İnceliksever, giyimsever, yemeksever / Belirli zamanların duraklarında / Ve kuşkulu zemininde gelip geçen ışıkların, | E Erkiner, Yazın dergisinin 25. yılı ardından: Yazın'dan sec?meler, 2008, 216

s.






giyinik | giyinmiş olan. | Herkes gibi giyinik olarak, yatağımın ayak ucunda bekliyorum., | Tez, TTE, 76

s.






giyiştirmek | Aynil gene Benin Sultanının eşi gibi giymiş giyiştirmiş, takmş takıştırmış, kostümsel ve takısal bakımdan yaklaşık otuz sekiz okkalık bir ağırlığın altına girmişti., | BPek, Leman, 10.3.2010, 8

f.






giyit

a.
"... Miniş köpek, kıçüstü oturmuş, ışıltılı, oynak, sevecen gözleri ve daha önceki av etlerinden pay isteyen alışkanlığı ile sahibine bakıyordu. Meço, saçlarla giyitleri bir eline, kolları öbür eline alarak çıktı dışarı.", O Şahin, Bütün Öyküleri II, 88"

giy-it



giyivermek | Çabucak giymek. | Kapıya yakın bir yere geçmiş olan, başkasının paltosunu giyivermiş de gelmiş, bahçe korkuluğunu andıran kunduracının gözleri, odadakilerin yüzünde hızla gezdi., | S Şengil, 1983, 16

bf.






giysili

s.
elbiseli, kıyafetli.

tr. giy-si-li
"Meclisi Mebusanın koridorları sivil ve resmi giysili subaylarla dolmuştu.", A N Ölçen, 147 (1982, 2000)"



giysili | Giysisi olan, elbiseli. | basma giysili bir konuğu beklediler, | MG, 87

s.






giz

a.
sır.


"Çözmek nae kadar zor dünyada gizi", Yasin Şen, Bir sevda türküsü, 73"



gizem | sır, esrar. | Sonunda gizem perdesini araladım. Paramı Banker K'ye yatırmadan önce Ömer'e danışmıştım., | S Dölek, Kirpi, 36

a.






gizemleştirmek | Meseleyi gizemleştiren, mistikleştiren bu sözlerin hukukla ilgisi yoktur, mistik siyasi tasavvurlardır., | TAkyol, H, 19.1.2012

f.






gizer sır erleri? | sarmaş dolmuş gizerleri hüznüslü / birkaç kat humunla sürülmüş / yüce, | FredStark/Rİmrahor, UŞA (sic)








gizil gizli BSTS / Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu 1963 | İslamiyetten veya öteki tek tanrılı dinlerden çok daha önce doğmuş, insan uygarlığının mitolojileri denli yaşlı, yeryüzündeki gizil ortak kültürün nasıl da diri kaldığını imleyen bir yansımaydı., | Kaygusuz, T, 25.1.2011 | gizil | latent Gelişip ortaya çıkmamış olan (kişisel özellikler).  BSTS / Ruhbilim Terimleri Sözlüğü 1974

s.


ing.



gizil güç -cü | Böylece insan, yaratılışından sahip olduğu gizil gücünü ortaya koyacak ve yarattığı araçlarla zekasını, davranış üretebilme kapasitesini insan uygarlığının emrine daha fazla sunabilecektir., Burak Eke, Dil ve Sistem Belleten, Y 1, S 3, aralık 2024

b.a.






gizil güçler | Kamuoyu önünde olup biten her şey, perde arkasındaki bazı gizil güçlerin hükmettiği bir gölge oyunu. , HBerktay, T, 25.7.2012

a.






gizilgüç -c

b.a.
potansiyel.

tr. giz-il+güç
Burda herşey günlerin İngilizi: gizilgücümü bekliyorum. Birden, fırladı pencereden beş cümle. / Sanatta ancak eşkıyalık çalkalar: içgücü gizilgücün. N pakdil, Arap saati, 29/59



gizlence | Gizlencemiz hazırlandı / Tavanda asılı kaldı / Ummani'yi bilmez sandı / Bil öykümüz nerede kaldı? , | RahmiDede, 13

a.






gizleyivermek | Birdenbire gizlemek. | soludum çocuk ürkekliğimi / korkusuzluğumu içime / dikenlerin kuşburnunun / gizleyiverdiği delikten, | YMiraç, 1981, 34

bf.






gizli kapaklı

s.



Bunun gizli kapaklı yeri yoktur Alman- ya da ( Heiden ) ler , ( Schubert ) ler ( Schuman ) lar , ( Webeer ) ler . ( Bee- thoven ) ler , ( Meldelson ) lar biribirini kovalıyan yıldızlar gibi birden belir- diler ve tam 50 sene Avrupa musikisine bir başbuğ gibi kumanda ettiler ... Ülkü, 1935, C 5, 202



gizzik | Gizzik Duran Toroslar Kartalı / Gizzik Duran öleli bir asra yakın olmasına rağmen bu gün bile hâlâ o yörelerde onun yiğitliği, onun kahramanlığı ve onun ardından yakılan ağıtlar yöre halkının dilinde söylenip durmaktadır., | Behçet Arslan, Isparta 2017








gladio | Bu heyet gladio ile bağlantılı değildir., | YOğur, T, 15.9.2011

a.


ing.



gladyatör | roma 2. Eğlence amacıyla gösteri döğüşü yapan kimse*. | Harbiye Açıkhava Sahnesi'nde konser verecek olan ünlü şarkıcı, sahnede büyük bir şova imza atabilmek için Ukrayna'dan gladyatör getirtti., | 31.7.2015basın

a.






glam/glamour | İng. | Glam ruhu yeniden canlanıyor Mehmet Turgut'un hayat verdiği fotoğraf kültür dergisi 46; üçüncü yaşını, oyuncu Wilma Elles'in kapak olduğu | Glam Rock Editionla kutluyor./ Dergide glamour rock ruhunu yansıtan fotoğrafıyla Wilma Elles okuyucuları karşılarken; yeni sayıda Seçkin Piriler, Guns'n Roses grubunun efsane solisti Axl Rose'u, Serhat Teoman ise glam rock müziğin duayeni David Bowie'yi canlandırdı., | T, 16.3.2013 | Şarkıcı ve gitarist Brian Molko ile gitarist ve bas gitarist Stefan Olsdal'ın 1994 yılında kurduğu; davulda sırasıyla Robert Schultzberg, Steve Hewitt ve Steve Forrest'ın yer aldığı; müziği | alternatif rock olarak tanımlansa da glam, post-punk, elektronik ve deneysel rock türlerinden de nasibini almış olan Placebo'nun önceki stüdyo albümlerinden bir seçki hazırladım., | HakanTöre, T, 25.9.2013

a.

müz.
ing.



glanzman hastalığı | Konar ailesi, iki oğularını glanzman hastalığı sebebiyle kaybetmişti., | Z, 8.10.2012

a.

tıp




glas | bardak | Ben glas glas bira içerim., | Kıyafet, 1981,55

a.


ing.

GTS-



glase

a. / s.
1. a. yumuşak deri. 2. s. Üzerine saydam bir cila tabakası çekilmiş olan (eşya).

fr. glacé
"Sanki dün gece -yani kırk üç sene önce Sırp aslından o artist 1910 giyimiyle- ayaklarında uzun, sivri uçlu glase botlar, kat kat fırfırlı dantel ve kordela yığını eteklikler, balinalı korsesi, elinde yelpaze, sahneye çıkıp bir eski zaman numarası yapmıştı.", R H Karay, Sonuncu kadeh, 13"



gliadin | Çünkü buğdayın içindeki gluten ve gliadin gibi birçok buğday proteini beynimizi etkileyerek bağımlılık yapıyor., | CKaratay, T, 11.7.2013

a.






gliptik -ği


1. Değerli taşlar üzerine gravür yapma sanatı. 2. küçük mühürlerin işlenmesi veya kesilmesi zanaatı.
a. mühürbilimi.
(esk . yun . glyptike , gravür yapma , hakketme sanatı'ndan fr . glyptique).
"Gliptik - (Kaz.) (Kazma taş.) (Yunanca kazıyorum mânasına glipto kelimesindendir.)", Arseven, Sanat Ans., 1943, C 2, 636



glisemik | Yüksek proteinli, düşük glisemik yüklü diyetler şu sıralar çok tercih ediliyor., | OMüftüoğlu, HürKelebek, 20.8.2015

s.




TDK-



global bütçe








globalist | küreselci. | Bir tarafta globalist/emperyalist gayri insani dünya düzeni ve irili ufaklı katliama varan mezalim, diğer tarafta ise toplam yaşları 150 civarında olan perişan çöplük insanları Cypriuche ile Loupiote'un çok anlamlı, çok okumalı, çok meselli kara mizah isyanı., | PBarışta, T, 29.08.2010 | Küreselci ayakta kalabilmek için kendilerine ait bir hayatları olmadan doğalarına aykırı bir yarış ve globalist bir hız içindeler., | Telesiyej, T, 22.12.2011

s.


ing.



globalizasyon a.küreselleşme/tirme. | Türk dış politikası, iç politik yaşamda önemli değişiklik potansiyellerini barındıran bir dönemde çetrefilli sınırlar, netameli bir bölge ve kuzey-güney ekseni değişen globalizasyonla uğraşmak zorunda kalacak. Yani, zor bir 1,5 yıl olacak... 'Zor'dan kasıt şu, | NErsanel, iyibilgi.com, 17.12.2013








globalleşmek BTS+ | nsz. Küreselleşmek. | Ülkelerin ekonomide birbirine bu kadar bağımlı oldukları bugünkü | globalleşmiş dünyada böyle bir duyarlılığın gösterilmesini fazla yadırgamamalı..., | SKohen, M, 23.7.2016

f.




bts+



globalleştirmek | Küresel hale getirmek | Notumuz; Sahtekâr bezirgân fitnesi ki, yukarda sayılanların hepsini enstrüman olarak kullanıp insanları bunlarla sevk ve idare edecek, zulmü globalleştirecektir., | 30.10.2007, | http://ilhami46.blogcu.com/fesad-nedir-hadislerde-gecen-fitne-ceseitlri-ve-cok-vahim-gun/2521874, 16.9.2018

f.






globallik -ği | küresellik. | Bir global marka, dedikodu üzerine kampanya yapmamalıdır ayrıca. Yaparsa da, globallikten uzaklaşır, yerelleşir sadece., | Telesiyej, T, 6.12.2011

a.






globally | İng. Küresel olarak. | Siz istediğiniz kadar 'globally yours' diye dünya çapında sloganlar üretin, küçük ama önemli şeyleri atladığınızda bir şeyleri yanlış yapıyorsunuz demektir., | TKöseoğlu, T, 13.4.2012

z.


ing.



globetrotter | O kısmı konuyla daha ilgili ve benim gibi globetrotter arkadaşlarımla paylaşmayı tercih ediyorum., | BAltuğ, T, 27.3.2012




ing.



glokalleşme | Hem üniversite kenti kimliğine uygun, hem 'glokalleşmenin' timsali!, | T. Bora, Radikal, 4.11.08

a.






gluk gluk yansıma boğulma sesi | Hurşit gluk gluk diye sesler çıkarıyor, bir batıyor bir çıkıyordu., | TAral, SÖ, 125








glutadyon / glütadyon BTS+ glütadyon | glutathione Hayvan ve bitki dokularında yaygın olarak dağılan, hem indirgenmiş hem de oksitlenmiş formda bulunan, peroksitlerin ve serbest radikallerin yıkımı, zararlı bileşiklerin detoksifikasyonunda* aktivite gösteren, eritrositlerde methemoglobin* ve peroksitlerin* redüksiyonuyla oksidatif hasarı önleyen ve aminoasitlerin hücre zarını geçişte taşınmasına katılan bir madde. SuÜrünleriTS | Kremler içeriğinde, vitamin C, vitamin E, glutadyon, lipoik asit, silisalik asit, buğday ve soya özleri, koenzim Q 10 veya renk açıcı alpha arbutin gibi maddeler içermelidir., | EÖzüntürk, VatanG, 14.7.2015

s.

tıp
ing.

bts+



gluten | Çölyak hastası olan kişiler buğdayda arpada çavdarda ve kesin olmamakla birlikte, yulafta bulunan ve gluten olarak adlandırılan bir proteine tahammül edememektedir. vikipedi, 9.8.2011

a.






glutensiz | Glutensiz tatlar: sağlıklı yaşam için yeme içme önerileri, Bahar Yaka, 2010 (Kitap adı) | Glutensiz ekmek Kahve kreması Pirinç Karpuz Beyaz ekmek Probiyotik yoğurt Meyveli yoğurt Ceviz Mercimek Lor peyniri Zeytinyağı Maden suyu Yer fıstığı Makarna Kaşar peyniri Margarin Kola KAHVALTI 2 su bardağı su (yemekten 15-20 dak ..., N Arıcan, M Tığlı, F Selçuk, Monthly fitness: Aylık Sağlık, Bakım ve Fitness ..., Eki 2014, 2014, 15

s.






glütensizlik -ği

a.



"Çikolata ve gofret yiyecekken şu an tek tedavisi ömür boyu glütensizlik olan hayatla tanıştı. Çölyak teşhisini neredeyse ben koydum desem yalan olmaz.", TBMM.gov.tr https://www5.tbmm.gov.tr › develop › owa › ko... PDF 26 Eki 2017 — | "Bir de üstüne glütensizlik falan derken ekmek yerine glütensiz yulaf girince içine yeni versiyon bir ev köftem oldu.", Şemsa Denizsel, Oksijen2, 9-15 haz 2023, 8"



go | Gitmek. | Henüz 20'lerinde olan Rüzgar Çetin'in gelecek on yılda neler olabileceğini varın siz hesap edin. Go Rüzgar go... | , | BAltuğ, T, 29.1.2012

f.


ing.



go-kart | spor | Hong Kong'da, uluslararası bir özel okulda eğitim gören 15 yaşındaki İngiliz kız, arkadaşlarıyla eğlenmek için gittiği go-kart pistinde canından öldü., | M, 18.2.2010

a.


ing.



gobel | 'Yıldırım Demirören özgür iradesiyle davranıyor' diyen yeşil başlı gobel ördeklerine-., | STunalı, T, 10.5.2012

s.






godfather | Ya godfather olacaktım ya good father, | CelalÇapa, HaberTürk, 18.3.2012

a.


ing.



Godik: kütük ++








godoş

a. argo



"Hangi godoş kafalı dedi onu?", Orhan Altuntaş, 22.07.2018"



Godot'yu Beklerken kitap adı. İrlandalı yazar Samuel Beckett'in tiyatro eseri. | godot'yu beklemek | [Ş]ut isabetten çok 'Kafdağı'nın arkasındaki' Anka kuşuysa, o vakit gol, ilahi kararla 'Godot'yu beklemek' olur., | AFIşık, T, 9.2.2012








godzilla | hayali canavar | Japonların hayali canavar godzilladan ilham alarak taxzilla (vergi canavarı) dedikleri vergi artışı 1 Nisanda başlıyor., | Akşam, 29.3.2014, 9

a.






goebbels'leşme | Paul Joseph Goebbels (29 Ekim 1897, Rheydt (Mönchengladbach) - 1 Mayıs 1945, Berlin), 1933-1945 yılları arasında Halkı Aydınlatma ve Propaganda Bakanlığı yapmış Alman politikacı ve Nazi Almanyası'nın ikinci şansölyesi. Adolf Hitler'in en yakın arkadaşlarından biri ve en sadık yandaşından. | Tayfun Atay yazdı: Goebbels'leşme karşısında muhalefeti sorgulamak!, | t24.com.tr/yazarlar/tayfu... 11.2.2020

a.






gofre | gofre kapak, | 26.1.2016, FlashTV reklamı

s.






gofrik

a.



"Bu gofret değil ki! Gofrik İlk hasat %23 Boz Antep fıstıklı", 14.4.2024+"



gofrikçi | Gofrikçiler buraya, Cem Yılmaz, Ara 2024 (Kahve Dünyası reklamı)

s.






gogıl | Google: meşuhr arama motoru. | gogılı açmakmeşhur arama motoru Google'dan. | Ben de yapabileceğim şeyi yaptım; gözlerimi açtım, klavyemi önüme çektim, gogılı açtım ve ne yapmalı yazarak entere bastım.,Cafcaf, GüraySüngü, Bahar2013/54, 11

dey.a.


ing.



gogıllamak | Google arama motoru adından. Google arama motorunda bir kelimeyi aratmak. | Ben seni gogılladım. Gogılladım evet. İlk duyduğumda ben de küfür sandım ama aksine çok faydalı bir şey. Yeni bölümü izlemek için tıklayın ..., Kardeş Payı - | Ben seni gogılladım, 3 Tem 2014, Facebook

f.






gogıllanmak | İng. Google + tr. -lan | Linklerin hepsi İngilizce, ve | Osmanlıda oğlancılık | gogıllanınca ilk sayfada çıkanlar, görsellerde de epeyce | minyatür | ve arasıra resimde var;, | https://forum.donanimhaber.com/osmanlida-oglancilik--87904783-2, 14.02.2014

f.


ing.



goglis / gohle / kohle | salyangoz. Trabzon | Her yağmur sonrası (şehirlilerin salyangoz dediği) goglis avına çıkar, topladığımız goglisce [goglis kadar] şıkırtısı artan bozuk paralarımızla midyeye ekmek katardık., | STunalı, T, 14.8.2011

a.






gogocu | Vasallarını, | gogocular gibi... | eroinmanlar gibi... uyuşturarak | meftûn eder kendine., | RTahiroğlu, T, 4.8.2010








gogoş | Kapıyı, daha sonra lavanta kokulu elini öpmekten büyük haz alacağım | Gogoş açtı., | Uluengin, T, 30.1.2013

a.






goji / goji berry yeni. | wolfberry Kurtüzümü. solanaceae ailesinden olması sebebiyle bu bitkilere has alkanoitler/alkaloit? barındırır. Yaşlanmaya bağlı olarak oluşan hasarların geciktirilmesinde yararlı olabileceğini ileri sürülen taneli bitki. | Konferansa katılan Portekizli diyetisyenlerden öğrendiğime göre buradaki yeni moda goji berry yemekmiş / Gelin şu gojiye bir göz atalım, | YaseminBradley, VBizimKahve, 16.7.2011




ing.



golbol | spor. İng. goalball: goal: hedef, gol ball: top. | [T]ürkiye, tarihinde ilk kez tekerlekli sandalye basketbol, futsal ve golbol takımlarıyla takım sporlarında madalya arayacak., | Radikal, 29.8.2012 | Türkiye golbol takımı ev sahibi Danimarka ile 1-1 berabere kaldı. Güçlü rakiplerinden Rusya'yı 3-2 yendi., | LokmanAyva, twitter, 22.10.2010 | Brezilya'nın Rio de Janeiro kentindeki Future Arena'da oynanan final müsabakasında Türkiye Goalball (Golbol) Kadın Milli Takımı finalde Çin'i 4-1 mağlup ederek altın madalya kazandı., | | http://www.ntv.com.tr/spor/rioda-turkiye-goalball-kadin-milli-takimi-altin-madalya-kazandi,Oca-N9tndk2O5BIBV9OqFQ? _ref=infinite, 17.9.2016 (TVlerde golbol diye yazıldıFG) |

a.


ing.



golden | bir tür sarı elma | Elma golden 4.99 TL, | 17.10.2015 (mavav)

a.






golf | golf pantolon | golf pantolonu keten kasketi hepsi tamamdı, | MG, 42

a.


ing.



golgotha tepesi | Pontus Ermenilerinin golgota'sı, | PetrosHovhannisyan,www.gelawej.net/modules.php? name=Content&pa=showpage... 24.5.2007 | Ölümün ve masumiyetin bir aradalığı*, Golgotha tepesinden Madımak Oteli'ne kadar, insanın acı tarihinde, o kadar uzun sürmüştür işte!, HilmiYavuz, Z, 6.6.2012

a.






gollü | çok gol atılmış maç. | Başbakana çok gollü maçlar için neler tavsiye ettiğini sorarsın., | Çalıkoparan, 70-1

s.






gollük pas / vuruş / orta | futbol. gol olacak nitelikte pas, vuruş veya orta. | Üç gol attı üçünü de çok iyi kullandığı sol ayağıyla attı.29 kez gollük pas attı ve bunlardan üçü gol oldu. , | | http://de-de.facebook.com/note.php? note_id=122022354483271, 10.5.2010

b.a.






golyat | Calut. | Golyatların karşısında Davut gibi olabilmek, | T, 9.12.2011

a.






gomalak | kim. Mobilya cilası ve zamk yapımında kullanılan, alkolde eriyen bir tür hayvansal reçine 2+. | +Bu nedenle de, çam pürü çiğneyerek, gomalak emerek, bıçkı tozu yutarak büyümüştü çocuk., | DCeyhun, 118

a.




GTS+



gonca | Yürü yalan dünya senden usandım / Goncaydım dalında har ettin beni / Onulmaz derdime (hey hey) dermandır sandım / Gadir bilmeyene yar ettin beni., | Halk türküsü

a.






goncoloz | Goncolozlarla bir başıma uyuttun / bu beni / yangıyla sabaha doğru / uyandırdın / kekre dimağımdan, | BünyaminK, 19

a.






gondol [l ince] a. (Fr. gondole < İtal. < Yun.) 1. Venedik'e has, başı ve kıçı yukarıya doğru kıvrık, tek kürekle ayakta idâre edilen, boyu 10 metreyi bulan, altı düz, ince uzun bir çeşit gezme kayığı | 2. | Bir kayık biçiminde olan | Üstüne üstlük, adını saklamaya gerek duymayan bir şahıs da, İris Amir'i istemek için, çikolotayla dolu bir gümüş gondol göndermişti., | İOAnar, GK, 147

s.a.






gondolcu

s.
1. gondol sahibi 2. gondol işleten kimse. 3. gondolla suda yüzmeyi seven kimse,


"Otel hizmetçileri, gondolcular. Ellerinde salip, meş'ale, yüzleri maskeli Papanın zabıta memurları.", M Celâl, Demirbaş Şarl, 3"



gong

a.



"Saat on. Padişahın sinirlerini dinlendirecek ilaçları alma vakti... gonga vuruyorum.", Kaptan Paşa, 1954, 150"



gonglu | gongu olan şey. | Dumanaltı Kahvenin bir köşesinde asılı duran gonglu saatin vuruşuyla aynı anda Başparmak şunları söyledi., | Şİşigüzel, EDK, 7

s.




GTS-



gongo a.1990'larda (Atakürt yazısı nedeniyle) Ahmet Altan'a, (bir TÜSİAD raporu nedeniyle) Bülent Tanör'e yapılanların devamı, merkez medya, Ergenekoncu köşe yazarları ve televizyon programcıları, gongo'lar, bazılarını Genelkurmay'ın kurdurttuğu siteler, nihayet 301. Madde ve Kemal Kerinçsiz aracılığıyla, kâh 2005 Osmanlı Ermenileri Konferansı'na, kâh Orhan Pamuk'a, kâh (Azınlıklar Raporu yüzünden) Baskın Oran ve İbrahim Kaboğlu'na psikolojik harp taktiklerinin uygulanması; buna karşılık Yalçın Küçük, Soner Yalçın, Banu Avar, Murat Bardakçı ve Turgut Özakman'ların öne çıkarılması geldi. | , | HBerktay, T, 8.9.2011








gonokok | gonocoque belsoğukluğu mikrobu. | Bu kemik çatılar arasında (gonokok) mikroplarının ölmeyip de yaşayabildiklerine ben doğrusu şaşarım., | MYağmur, 1957, 22

a.

tıp
fr.



googlecı | google + tr. -cı. | 1. Google arama motorunu kullanan kemse 2. Google'da çalışan. | Böyle bir kriz döneminde milleti twittercı instacı diye bölemeyeceksiniz! Googlecı üst kimliğinde buluşalım - dindar bilinç özellikle böyle dönemlerde 'hayırlı cumalar' duasını bir temenniye ve Allah korusun bir kabusa dönüştürebilecek kimi olumsuz sonuçlar üzerinde düşünmekten kaçınmayı nasıl başarır? , | Sn. abdullah akay, 16.3.2020, twitter

s.


ing.



googlelamak | Bk. Gogıllamak. | Müslümanlar bir ırk değildir. Sahip oldukları ortak değer bir dindir. Trinity [Koleji] yerine Yahudilerle kıyaslamayı tercih eder misiniz? Google'layın., | H, 9.8.2013

f.






googlelanmak | Bk. Gogıllanmak. | Ve Googlelanan belgelerle, birkaç günde kanıtlanmaya çalışılınca karaya oturuluyor işte., | SÖney, T, 11.5.2012

f.






gor | fars mezar, kabir, sin | Goruna nur yağsın! Gorbagor. Gorun sıhsın!, | Aşkale

a.






Gordion düğümü | Gordion's knot Gordion'da bulunan bir kağnıya bağlı bulunan ve efsaneye göre bu kördüğümü çözenin dünyanın imparatoru olacağına inanılan kördüğüm. Nitekim İskender bu düğümü çözmüştür ve dünyanın imparatoru olmuştur. İskender bölgeyi ele geçirene dek kimsenin aklına düğümü kılıçla kesmek gelmediği için kimse dünyayı ele geçirememiştir. ekşi sözlük, 8.6.2010 ingilizcesi için (bkz: gordion's knot)

a.


ing.



gordiyon

yer a.



"Cemiyeti yoğuracak ruh, ne bir sihirbazın ruhudur | ne de Gordiyon'daki düğümün üzerine kılıcını indiren kahramanın ruhudur.", N Topçu, Cemiyeti Yoğuracak Ruh, şub 1963 (bk. Var Olmak, 2012, 107)"



goril | iri yarı adam, iri kıyım kimse | Altı göril, aldılar ortalarına bizimkileri. Yer misin, yemez misin? Bir iyice marizlediler. Katlayıp plajın ortalık yerinde bıraktılar ve de çekip gittiler., | TAral, SÖ, 59

a.






gospel | R&B ve gospel şarkıcısı David Peaston 54 yaşında hayatını kaybetti., | T, 5.2.2012 | Müziğinde R&B, soul, gospel, funk ve rock gibi pek çok türün etkileri vardı., | HakanTöre, T, 19.6.2013

a.


ing.



gostacık

s.
*


"Oğlan, destecik oğlan / Boyları gostacık oğlan / Sana nazar değmesin / Tak bir nazarlık oğlan", Çorabını ördüğüm, Emirdağ Türküsü"



gostacık

s.


kosta(k) tr. -cık



gostel

a.
gustel.


"Gıramba'nın sınırları çocukluğumda başlar, yaza, kışa bahara sapar, tütün tarlalarından geçip gostel toplatır bana da nerede biter bilemem.", Rabia Gedikli Maltaş, faebook, 27.01.2024"



goşist | gauchiste: solcu'dan resmi sol/komünist partisi dışındaki görüş ileri süren solcu. Goşizm yanlısı olan kimse ve tutum GTS | [H]ızını alamayıp bitmiş açlık grevine bile hâlâ Bobby Sands'ten kahramanlık edebiyatı çevirenler Öcalan'ın açlık grevi çıkışıyla ortalarda Öcalan'dan daha Öcalancı, önderlikten daha goşist kalıverdi., | Y Oğur, T, 20.11.2012

s.


fr.



goşizm | gausisme: solculuk'tan. 60'lı yıllarda Fransız solu içinde ortaya çıkan bir tabir, genellikle resmi komünist/sosyalist partilerinin dışında kalan siyasi yapılara, bugünün ifadeleriyle | ana akım partilerce yakıştırılan pejoratif bir politika sözcüğü. | Nabi Yağcı, | goşizmi reddeden TKP'yi bütün Sol veya Solun ezici çoğunluğu gibi mi görüyor, nedir? , | HBerktay, T, 11.2.2012

a.


fr.



gov | E-posta adreslerinde government: idare, hükümet devlet kurumları.

kıs.a.






goygoycular





"Belki "goygoycular"ı da bu kapsamda ele almak gerekir. Yaptıklarını bir nevi "dini dilencilik" olarak adlandırabileceğimiz goygoycu takımı, muharrem ayının ilk günlerinde sokak sokak dolaşıp mersiye, kaside ve ilahiler okur, her kıtanın sonunda da topluca "yâ hoy goy goy cânım" sözünü nakarat hâlinde tekrar ederdi. Böylece insanlardan topladıkları erzakla aşure pişirir, hem kendileri yer hem de başkalarına dağıtırlardı.7"



goyim | 1. binek hayvanı. 2. öteki. | Sıraladığınız kavramların her biri bir makale, söyleşi konusu olabilecek yoğunlukta kavramlardır. Bu kavram ve olguların neredeyse tamamını Siyonizm'in | goyim ötekileştirmesi/düşmanlaştırması üzerinden okumak da mümkün., Muharrem Balcı, | 6 Soruda Aile Kurumu, Medeniyet D, Tem 2019, S 48 ;;göbek dansı | Göbek dansını başarınca Erol'un karısını, çocuklarını terkederek gösterdiği özverinin karşılığını öder gibi duymuştu kendini., | A Özakın, KB, 45 | göbek rakısı | imbikten süzülen rakının baştan ve sondan önceki kısmı. | Mesela, neymiş, göbek rakısının öyle göbekle möbekle pek ilgisi yokmuş; imbikten rakı bir parça süzülecek , sonra esas distilasyon başlayacak, o ara işte 'göbek'miş, 'orta'sı anlamında, zaten sonu da pek işe yaramazmış., | LYılmaz, T, 19.9.2012 | göbek salata 1.6.2014den önce, restoran ilanı. Göbek tabir edilen maruldan yapılmış salata. | ... göbek salata , domates söğüş , salatalık söğüş , patates salatası , salat nisuaz . Yemekler : Harek sarma , patates graten , piliç sote , pilav , sebzeler , levrek tava . Tatlılar : Kabak tatlısı , profiterol , ekler , ayva tatlısı ..., Nokta, 1991, 43

a.


ibr.



gozinaki

a.






gozinaki

a.
karamelleştirilmiş fındıklardan, genellikle cevizden yapılan ve balla kızartılan geleneksel bir Gürcü şekerlemesi.

gr.



göbekli

s.
göbek atarak.

tr. göbk-li
"Göbekli kutlama"ya yanıt | Nimet Çubukçu basında yer alan, "Seçim zaferini göbek atarak kutladı" haberlerine cevap verdi.", 24.07.2007, https://www.patronlardunyasi.com/haber/-gobekli-kutlama-ya-yanit/31677 | Konser sonrası göbekli kutlama", Hürriyet klbk, 24.07.2028"



göbekli | Marul göbeklilerin itibarda olduğunu görerek fiyatlarını yerinden kıpırdatmamaktadır., | GugukG, 24.5.1949, 3 | ...göbekli bir işadamını ense kulak şapşal bir oğlan olarak gözünüzün önüne getirdiğiniz anda, kısa bir süre bile olsa rahat bir soluk alıveriyorsunuz., | İpşiroğlu, 9

s.






göbel / gobel a.1. Piç, 2. Yetim.








göbelek | mantar. | Ormanlık alanların yüksek kesimlerde yetişen ve Mersin yöresinde halk tarafından 'göbelek' adı verilen kuzugöbeği mantarını toplama işi, yağışlara göre nisan ayı ortasında başlıyor ve mayıs sonlarına kadar sürüyor. Kuzugöbeği mantarı sezonunda sona doğru yaklaşılırken, vatandaşlar mantarın toplanabileceği muhtemel alanlara akın ediyor., Hr, 13.05.2025

a.






göbü | Göbü (sac ekmeği, bazlama), susamsız simit, cevizli ekmekler şahane., | TarıkSipahi, StarCmrts, 25.8.2012

a.






göbüş | sevimli: göbek. | Şahsen kızlar doğumdan kalan 4 kilom göbüşümde..., | 13.12.2009, www.kadinlarkulubu.com/archive/t-283592.html -

a.






göce | Keşkeği ayrı güzel, göcesi, dutmacı, ya baklavası / Kıymalı su böreğinin bambaşkadır havası. / Pırasa dolması bile, ayrı lezzet ağızda, / Gartalca dürülmüş güzelim met helvası, | Orhan Keskin, Sivrihisar, 2001, 346

a.






göç

a.
mec. ölüm.

tr.
Sağken gördüler kendi düşlerini / Yedi gün içinde göçtüler göçlerini / Mevlam ihsan etsün hemen işlerini / Mülk evine göç eyleyen oğullar 24



göç ediş / göçediş | Biz onların göçedişine hem seviniyorduk hem de kış aylarının hüznüne hazırlıyorduk kendimizi., | A Özakın, KB, 19

a.






göççülük -ğü | göç etme işi. | Her günkü gibi, gene evde oyalanmağa çalışmış, kâh tulumbadan su çekip, çamurdan bir dünya kurmuştu kendisine, kâh bulduğu renkli çakıl taşlarını, tahta parçalarını oyuncak saymış, 'göççülük' oynamıştı, savaşçılık oynamıştı., | DCeyhun, 74

a.






göçek kaçak göçek ikilemesinde (veya kaç göç) geçer. Gizli. Burada acele. | Kaçak göçek olmasın iş, rahat olsun., | R.T. Erdoğan, T, 30.9.10








göçmüş ölmüş. | Gelin, Kuran-ı Kerimle buluşalım, Kuran-ı Kerim nuruyla aydınlanalım ve tüm ahrete göçmüşlerimizi rahmetle analım., | T, 10.11.2013








göçmüşlük -gü | göçmüş olma hali. | Muazzam Azzam Beyin yaşamı, adının görkemli anlamıyla gerdanının pörsümüşlüğü ve gözlerinin göçmüşlüğü arasında bir savaşım olarak geçmektedir., | NGüreli, SO, 77 | Çünkü bu göçmüşlük, dibe yaklaşmışlık ve kokuşmuşluk ikliminde onun atacağı her doğru adıma çok fazla ihtiyacımız var., | HayriBeşer, Z, 2.1.2012

a.






göçtük yurdun kadri konduk yurtta bilinir. Atasözü. Göçülen yerin değeri gidilen yerde belli olur. İnsan bir şey varken onun değerini bilemez; ondan yoksun kalınca değerini fark eder.








göçük





göçük düzeltme



göçük | 1. Çökmüş, kaymış toprak, çöküntü, yıkıntı, | Göçük altında can vermiş kaç insan görmüştü bugüne kadar? - A. Kulin | 2. madencilik. Kaya veya cevherin kendi kendine yer altına doğru çökmesi. | Ana tavan tahkimatı: Tarifi icabı, oluk ve kömür haveleri boyunca kendini tutabilen ana tavan oluk havesi yanında tahkim edilmeğe muhtaçtır . (...) Göçük Tabana Elevation Dikey kesit Plan Tavan kırılma ..., Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü mecmuası, 1946, 135 | 3. Arabalarda çarpma vs. gibi darbelerden meydana gelen küçük çukurlaşma | Boyasız göçük düzeltme, | 30.7.2017, Zeytinburnu, tabela | Boyasız Kaporta Göçük Düzeltme tekniği sayesinde aracın orijinalliği bozulmaz, ikinci el satışında değer kaybına uğramaz., | | http://www.autoking.com.tr/TR/Urunler/default.aspx? CID=10&ID=34, 30.7.2017

a.






göçüm | Cennet gibi biçimdesin / Niye böyle göçümdesin / Uzak değil içimdesin / Derdin derdim Anadolu., | Develili, 12

a.






göçüvermek | Çarçabuk göçmek. | Sallandı göçüverdi, 15 kişi birden., | Dağlarca, VK, 85

bf.






göğceli | yeşilceli. | Bu cami 817 yaşında!Tarihi Göğceli Camii Samsun (1206) Anadolu ahşap mimarisinin en güzide örneklerinden olan cami, çivi kullanılmadan ve `kurtboğazı` tekniği ile tek parça kalaslar kullanılarak inşa edilmiştir!, @bilimleogren, 07.01.2023, X

s.






göğeriş | göğerme, yeşillenme, filizlenme. | SİZE MAVİYİ ANLATSAM / Bir çocuk vardı hani / Hani yüreği çocuk saçları ak / Sevgisi büyük yüreği pak / Masmavi denizi olan / Pespembe umutları / Hala çocuksu düşleri / anlatacak göğerişleri, | MuharremBalcı, 24.11.2015eposta

a.




TDK-



göğermek | Demokratik rejim, elverişli ortamlarda göğeren nadide çiçek gibidir. , MNiyazi, Z, 9.7.2012

f.






göğermek | Gövermek. Yeşillenmek, yeşil rengini almak. | Zaman eriyor su göğeriyor durmadan / Aslında ben üstüme üstüme gelen tüm nadanları / Yok oluşları... tereddütleri erittim bir bir..., M Ali Öner, Ahirin de ahirindeyiz, 21.04.2025, Facebook,

f.






göğertmek | Etken | Ham oynaşmaların, etlerini göğerttiği başucu devinimlerinin yatağını vuran diri düşünceler yenilgi günlerden geçmişlerdi., | Ömer Say, 2010, 15

f.






göğniş

a.
?

?
Eyağında göğnişten / Geldi geçti havujdan / Beyramdir, beyramlaşak / Sen dudaktan, men dişten
Kerkük türküsü



göğüns | göğüs. Karadeniz-Trabzon göğüs | gece kelebeği / ışık öbeği / gülücükler saçıyorsun / yoksa göğünslerine / kondun mu, | YMiraç, 1981, 14

a.






göğüs | göğüs numarasıa.[V]eri aktarımı yapmayan otobüslerin göğüs numaraları tespit edilecektir., | Adapazarı, 14.1.2012, UlaşımDairesiBaşkanlığı göğüs nezlesi | Damlacık çiftliğinde şiddetli bir göğüs nezlesinden yatıyordum., | RNGüntekin, Damga, 26 | göğüs vermek deyim | Kapudanlar altı yedi ayda bin dürlü tehlikelere göğüs vermek suretiyle mühlik [tehlikeli] ve devirici dalgalar, uçurucu furtunalar arasında avlayabildikleri süngeri adaya muvasalatdan bir iki ay sonra o muhtekir [vurguncu] ellere teslim ederler., İlkul26 | göğüs kısığı | VJ'lerden viijtler. Zaman zaman müzik kanallarında tur atarız. Hele bazıları tam | Kara Mizahtır. Genelde tek bayan, ya da tek erkek VJ'leri görürsünüz. Bazılarında ise | İkililer ekranı işgal eder. Bunlardan dişi olanlar genelde göğüs kısığı ve göbek çukurunu teşhire bayılır. Kameralar bunları sıkça zumlar ve yönetmen de odalarımıza taşır., | BAyeri, Akşam, 30.6.2003

a.

tıp


GTS-



göğüs göğüs ağlamakiç çeke çeke ağlamak | Uzamış bir gözyaşı, / İnce ince, göğüs göğüs ağlamış; | , | İZB, Atatürküm, 1959, 9

dey.






göğüs kabartıcı

s.



"Tarih kahramanlıklar, zaferler ve göğüs kabartıcı kayıtlarla, destanla, menakıpla dolu olduğu kadar bazan da bıktırıcı ve lüzumsuz gibi gözüken teferruatla, tortularla, acılarla konuşur, ağır yüklü bir kağnı arabası gibi yamrı yumru yollarda inleyerek, yalpalayarak akarİ Kara, Rüya Delil Olur mu?, Dergâh, S. 372, Şubat 2021, 30"



göğüsçü | göğüs hastalıkları uzmanı hekim. | Göğüsçüyüm ama öksürüğüm geçmiyor., | Meltem Karataşlı, 14.7.2019 tivitır

a.






göğüsleşmek | Göğüs göğüse çarpışmak. | Düşmana bir şey olmadı. Şimdi karşımdakiyle göğüsleşmeye başlamıştık, | CEmiroğlu, Gökbayrak, 149

f.






göğüslü

s.
göğsü olan.


"Kocaman bakışlı, çiçek göğüslü, / Sonsuz maceralarla ikisi de süslü." Dağlarca, ÜŞD, 52"



göğüslü | Bir bayram yerini hatırlatarak konuşan şanlı ve alnı geniş derin göğüslü insanı da gördük böylece., | Ömer Say, 2010, 28

s.






göğüslük -ğü | 1. Genellikle ilköğretim öğrencilerinin giydiği tek biçimde üstlük, önlük. | Eh üst ister, baş ister, göğüslüktü, yakaydı, pabuçtu hepsi lazım, | CUçuk, CB, 35/57 | 2. Elbisenin kirlenmemesi için göğse takılan önlük veya giyilen bir gömlek türü. | Artık çantam var benim / Artık göğüslüğüm var benim / Masallardan dışarı çıkabilirim artık., | Dağlarca, okulumuz 1'deki, İstanbul 2007

a.




GTS+



gök | mavi. | Kıvırcık saçlı, gök gözlü bir adam, eşeğin sırtındaki odunları elleyerek Hamza'ya: -Adamım, dedi bu odunlar da pek eğri büğrü..., | VSevim, 84-5

s.






Gök çekimli | Rodin'in tersine, yer çekimli değil, gök çekimli bir ruh halini anlatmış cami kapısında., | Oğuz Demiralp, CumKitap, 23.5.2019, 3

s.






gök görmemişgörmemiş. | Biz aptallık olmasın, gök görmemiş, açgözlü demesinler, kibarlık olsun diye tek tek alırdık, yedikten sonra da: 'Keşke iki tane alsaydık.' Diye pişman olurduk., | BTSalihoğlu, 2014, 115

dey.






gök keçi emer | yeşilistan. KutluSönmez, Safranbolu, 2015

a.






gökbilimsel | gökbilimle ilgili. | Kepler astronomu Christopher Burke, ABD'nin California eyaletindeki Long Beach kentinde düzenlenen Amerikan Gökbilimsel Topluluğu konferansında-., | T, 9.1.2013

s.






gökcül | göğe, tanraya ait. | -nız -imsi ve -imtrak, bazan da -ce şekillerini buluyoruz: gökçül, fakat mavimsi, karaca, fakat siyahımsı gibi. Tabiî bir taraftan yeni göğümsü ve karamtrak şekilleri de meydana gelmekte ve eski kelimeleri itmeye başlamış bulunmaktadır., | Türk Dili Araştırmaları Yıllığı: Belleten, 1956, 15 | gökçül' sözcüğündeki 'çül' eki daha çok 'si' ekinin yerini tutmaktadır. 'gökçül= gök-sü, beyaz benekli mavi, maviye çalar, mavimsi, mavi gibi' (bkz. Şemsettin Sami, Kamus-ı Türki, İstanbul 1317). | kırçıl sözcüğü ise | gökçülde olduğu gibi-., | Türk Dili, 1973, C 29, 332 | Hayır ölü değil şehit / Hayır şehit değil, Gökcül., | Dağlarca, 1971, 60

s.






gökçekimi 1991 | yerçekimi karşıtı. Abdurahim Karakoç'un bir şiir kitabının (Yenisey Yayınları Ankara) ve Mustafa Köklü ile Halit Yıldırım'ın birer şiirinin adı.

a.






gökçen | güzel. | Sensin bize bizden yakın / Görünmezsin hicap nedir? / Çün ayıbın yok gökçen yüzün / Yüzündeki nikab nedir? , | YunusEmre

s.






gökdelen / gök-delen | skyscraper'dan tercüme kule | Kadın dostuyla bir gökdelen otelin on üçüncü katındaki odasına girerken karşıdan gelen kocasını görünce, -Eyvah, kocam!... Çabuk atla pencereden! diye dostuna bağırdı., | GünaydınUstura65, 1970? , 14 | Gök-delen yapılardan söz açar / Işıklar içinde bir şehir / Salaşlardır, sallanan, ben gezemiyorsam..., | B Necatigil, Arada, 15

a.


ing.



gökdelenleşme | Beş vakit namaz konusunda yurt genelinde bir kampanya var mı? ... En büyük sektörü yapılaşma, betonlaşma, gökdelenleşme, ..., | M Ş Eygi, 28.10.2014, | http://gaybihaberleri.blogspot.com/2014/10/onumuzdeki-alti-ay.html | Yatay yapılaşma mı dediniz? İstanbul nüfus birinciliği yanında gökdelenleşme konusunda da zikri geçen şehirlerin önünde. Yedi tepeli şehrin 177 gökdeleni varmış!, | D Mehmet Doğan, KararG, 24.6.2019

a.






gökdelenleşmek f gökdelenler mantar gibi çoğalmak | Buna karşılık küçük olan ve doğal olan her şey yok oluyor. Köyler şehirleşiyor, şehirler gökdelenleşiyor, küçük esnaf avmelerce yutuluyor., | CAktar, T, 25.3.2014








göklek | 1. Olmamış, ham, 2. mec. Yanmamış, ermemiş, pişmemiş bile değil; hatt-ı zatında yanamaz, eremez, pişemez ilanihaye hep gök kalacak olan demektir. | Ehl-i aşk lafzedip söz çalar efsunlar, yare mest gelir / Olur mu aşka ehliyet ne de aşk ehil, gökleğe ne gelir., | TahsinYılmaz, 14.12.2011 eposta  

s. mec.






göklü | ...uzaklarda yurdum, burdan çok uzak / her mevsim güneşli masmavi göklü, / camili, kubbeli, kümbetli, köşklü / ozanlı, garipli, kervansaraylı., | Buğra Alpgiray, 1972, A Kabaklı, Türk EdebiyatıD, S 1-12, 32

s.






gökmen | astronot? | türk dil kurumunun görevi gereği uzaya gidecek insanlara bulduğu türkçe isim.. adamlar işini yapsa bi dert yapmasa başka bi dert anasını satiiim..., | junky, 29.7.2005, EkşiS, 17.5.2016g | Gökmen, astronotun karşılığında Türk Dil Kurumu'nun seçtiği bir isim., | SözcüG, 15.5.2016

a.






göks

a.
göğüs.


"Güzeler dolusu sahillerinde, / Ilık rüzgarların estiği günler, / BBaşımı yar göksünde dinlendirmedim.", Celâl Beykal, 1956, 59"



göksel | Onun Yunan tanrılarını anımsatan görünümü beyaz önlüğün halesiyle birleştiğinde, Halil'in gözünde ölüme yürümeden önce gerekli izni alabileceği göksel bir varlığa dönüşüyordu Othello., | TKiremitçi, 2005, 193

s.






göksemek

f.
Denizli. sebzeye düşkün olmak.?


"Vejeteryan beslenme grubuna mensup dostlarım, yeşillik seven kardeşlerim. Sizlerin literatürüne Denizli ağzından bir sözcük eklemek istiyorum: göksemek. Bu sözcük Denizli ağzında 'insanların sebzeye düşkün olması' anlamında kullanılır. Bu sözcük artık sizindir :)", @SelcukDlsz, 18.4.2023, Twitter"



göksüzlük -ğü | göğü yitirmiş olma hali. | Yağmur göklerden geliyor, bu sahici bilginin fatihleri, göğü paralayarak göksüzlüğü insanlık zaferi ilan ediyorlar-, | NGenç, BuÇağınSoylusu, 28

a.






gökte ararken yerde bulmak| Cırttan: -Günaydın tilki lele, demiş. Seni gökte arıyorduk, yerde bulduk. Sen hak yemez bir canlısın, sana bir sorumuz var., Y Feyzioğlu, Cırttan ile Sihirli Topuz, 47

dey.






göküs | bk. Göğüs. | Nitekim, kadın göksünün sağ tarafına bir çiçek takmıştı., | OğuzÖzdeş, DağBDA, 1964, 114

a.






göl

a.



"Erkek sel kadın göldür.", E B Ekinci, 14.6.2011, Beyazıt"



gölbez | Enik; it yavrusu.

a.






Göle su gelinceye kadar kurbağanın gözü patlar atasözü. | Kurbağanın gözünü patlatmamak lazım, su gelene kadar patlayacak. Devamlı beslemek gerekir., Mehmet Aslan, 07.01.2025








gölermek | Öküzlerin kendi etrafında dolana dolana, ipine dolaşıp olduğu yere ıhmasından dolayı söylenen söz. İnsanlar bunu yorulup yerinden kalkamadıklarında söylerler.,onedio, 12.8.2015g

f.






gölge | kuaförlük. | KİŞİSEL BAKIM: Magic Güzellik ile Gölge, Röfle, Balyaj veya Boya İşlemlerinden Herhangi biri + Tasarım Saç Kesim + Fön + Proteinli Saç Bakım Kürü, | 27.12.2011 eposta

a.






gölgeleme | Bir gölgeleme harekatı sanki; ama eski bir güneş saatinde yazan latince bir söz vardır: Transit umbra, lux permanenet! (Gölge geçer, ışık kalır!), Telesiyej, T, 3.4.2012

a.






gölgelenmek

f.



"Gök yeşil, yer sarı, mercân dallar, / Dalmış üstündeki kuşlar yâda | / Bize bir zevk-i tahattur kaldı / Bu sönen, gölgelenen dünyâda!", Ahmet Haşim"



gölgeleşmek

f.


tr. gölge-leş-
"Ömrümün sabahında başlayıp - her adımda biraz daha büyüyerek - peşimi bırakmıyan fırtınalar içimde gölgeleşen yaralar beni asıl hayata sürükledi... Bunlar bana asıl insanlığın yüzünü gösterdi... Yıllardır başkalarının gözyaşlarını sildim... ", Behçet Yazar, Genç romancılarımız ve eserleri, 1937, 137"



gölgelik -ği

a.



"İlk iki kayık hareket ediyor, ayni yere üçüncü ve daha lüks bir kayık yanaşıyor: Saltanat kayığı. Baştanbaşa oyma, altın yaldızlı. Ön tarafında yine altından bir mahmuz provasında (sic) ise padişahı güneşten korumaya yarayacak al kadifeden bir gölgelik var. Kayık on dört çifte... tam sekiz kürekçi çekiyor.", Kaptan Paşa, 1954, 125"



Gölgesiz | Bu saatlerin bir daha geri gelmeyeceğini, karanlık bir his, ikisini birden tekrar edip duruyor ve aynı zamanda, saadetlerinin gölgesiz olması için, dimağlarının bu andan başka hiçbir şeyle meşgul olmaması lazım geldiği onlara fısıldıyordu., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 135

s.






gölük -ğü

a.
eşek


"Seksen lira verdik iki gölüğe / Dedik devam edek elma eriğe / Ne bilirdik sonu çıkar çürüğe / Otuz lira borçlu kaldık ne dersiz?.", San, Hicranî, 169"



gömçürmek BTS- | argo, futbol kuvvetlice şut çekmek. | aynı zamanda göm$ürmek $eklinde de, heryerde kullanılabilip kullanım yerine göre her anlamı alabilen enteresan sözcük. | anne bana bi su gömşürsene şeklinde kullanıldığı görülmüş, akabinde bir iki saat iptal olunmuş, yıllarca mevzusu edilmiştir., | 6.8.2004, dark wanderer, EkşiS; | reklam kokuyor değil mi? kazın ayağı öyle değil.sezar'ın magnum vuruşunu düşünelim. diyelim ki kalede rüştü var, sezar da allah ne verdiyse topa gömçürdü. top, rüştü'yle beraber içeri girdi. kafası gözü patlamış olan rüştü, ayağa kalkıp kırık dişleriyle gülümseyerek bu cümleyi söyleyecektir. reklammış aslında, sezar'ın pazarlaması böyle yapılabilir., | 26.3.2009, noryth aquanum, EkşiS

f.




bts-



gömçürtmek 6.8.2004, EkşiS gömçürmek, gömşürmek








gömistan | maden ocağı | Kazakistan gibi ülke adlarında görülen -stan, Farsça kökenli yer adı yapan bir ek. Gülistan 'gül bahçesi', bostan (
a.






gömlek -ği | 1. Vücudun üst kısmına giyilen kollu veya yarım kollu, yakalı giysi; işlik (II) | 2. | Kadınların giydikleri ince kumaştan yapılmış kolsuz, yakasız iç çamaşırı; kombinezon. | 3. | Vücudun üst kısmına giyilen iç çamaşırı. | 4. | Kitap kapağına geçirilen kap, kılıf. | 5. | Beyaz ışık sağlamak için lambanın üzerine geçirilen amyanttan kılıf. | ...lüks lambasını yakarken fitili koptu. Orda halk bu fitile gömlek dediği için, ben de karakola telefon edip, erlerden birine çarşıdan iki tane lüks gömleği alıp getirmesini söyledim., | UsturaD, S 69, 15 | 6. | arşivcilik. Arşivlemede bir aynı konuyla ilgili belgelerin içine konulduğu zarf. 7. | Memeli hayvanlarda bağırsakları dıştan saran yağlı zar. | 8. | Basamak, kat, derece. 9. | mermi gömleği | Düğümü 'mermi gömleği' de çözemedi, | www.milliyet.com.tr, 25.4.2008, 1.9.2019g

a.






gömlekçi


gömlek biçip diken.


"Fırat, amcayı arabasına aldı, Beyoğlu'na çıktılar | terziye iki takım elbise ısmarlandı, gömlekçiye, kunduracıya da siparişler verildi.", R H Karay, Sonuncu kadeh, 1965, 104"



gömlekçi | 1. gömlek dikip satan kimse. 2. | gömlek satan. | Pireye çıktıkları vakit, doktor Hikmetin ondan ilk ricası kendisini bir hazır esvap mağazasiyle, bir gömlekçi ve bir bavulcuya götürmesi oldu., | YKK, 1945, 23

a.






gömlekli | gömleği olan. | Mahkemeyi kazanan gömlekli, kazanamayan gömleksiz çıkar., Atasözü, T F Erdun, 7

s.






gömleklik | gömlek yapmaya uygun. | Yeniçerilere verilen gömleklik ve elbiselik kirpas-ı keten denilen keten bezinden dokunurdu: bunlar Tırhala'da (Yunanistanda) dokunur ve hükümetçe mübaya olunurdu 2 ). Kirpas-ı tuzla denilen ve Kızılcatuzla ile Edremit ve Bergamada ..., İ H Uzunçarşılı, Osmanlı devleti teşkilatından: Kapukulu ocakları, 1943, 282

s.






gömleksiz

s.
gömleği olmayan. 2. mec. yopyoksul.


"Dertsiz olmak için çoban mı olalım? / Çoban olunca gömleksiz mi kalalım?.", Celâl Beykal, 1956, 42"



gömleksiz | Aslında neslinde giymemiş hâre / İş gelmez elinden gitmez bir kâre / Sandığı gömleksiz duran mekkare / Bedestene gelir kaftan beğenmez, | K Abdal, EGŞA, 67 | Mahkemeyi kazanan gömlekli, kazanamayan gömleksiz çıkar., Atasözü, T F Erdun, 7

s.






gömme | gömme dolap | önlüğünü tıktı gömme dolaba, | MG, 114

a.






gömmek –i, -e | 1. yerin altına koyarak üstünü toprakla örtmek 2. bir ölüyü toprağın içine yerleştirmek, defnetmek 3. –i bir cenazeyi kaldırmak 4. –i birinin cenaze törenine katılmak 5. bir nesnenin içine yerleştirmek, batırmak 7. –i birinden daha uzun yaşamak 8+. mec. yemek

f. mec.






gömü | 1. define. 2. | cenaze | Hayatta olanların, bir tür hayattayız 'oh be' keyfi olan futbol, cenazeler, ağıtlar ve gömü törenleriyle yan yana var olamıyor., | AFIşık, T, 24.8.2011

a.






gömük | gömülü, gömülmüş bulunan. | +Hasır kalıntısı, Aşıklı Höyük'ün en erken tabakalarına ait oval planlı ve toprağa yarı-gömük bir evin altında bulundu., | Arkeofili, 17.12.2015

s.




GTS+



gömüklük -ğü | 1. ... korunaklılık, koruyuculuk veya kendine gömüklük işlevi gören bir toplumsallık içerisinde yaşaması belki cennetsi bir hoşluk arz etse de, kendi bilincine varmak, birey olmak,özneleşebilmek için bu durumdan kurtulması, cennetinden çıkması, ..., | BirikimD, 2007, S 213-216, 215 | 2. | içe geçmişlik. | Arabanın o tarafında gömüklük var!, | Gül Gedikli, 27.3.2020

a.






gömülü | O kızcağız orada, taşa gömülü durmakta olsun... Biz gelelim çocuklara..., P N Boratav, Çan-Kuşu Çor-Kuşu, 2001, 49 | ...geçmişin derinliklerine gömülü anı parçacıkları mı, yoksa yaşamımızı yönlendiren varoluşsal bir olgu mu? , | İpşiroğlu, 10

s.






gömülüvermek | Çabucak gömülmek. | Edirnekapıda babasının yanına gömülüverdi, | MG, 32

bf.






gömürdeme | Bu, Taraskonlu Tartarin idi ki korkunç karanlıklar içinde titremeksizin aslan gömürdemelerini işitmeğe alışıyordu., | ADaudet, HNBoztepe, 1938, 25

a.






gömürdemek | kükremek. | Evvela şiddetli bir nefes aldı, yavaşça homurdandı, pençelerini çıkardı, ayaklarını uzattı; sonra kalktı, başını havaya dikerek yelesini oynattı, ağzını müthiş bir surette açarak Tartarin'e doğru korkunç bir tarzda gömürdedi., | ADaudet, HNBoztepe, 1938, 22

f.






gömürtü | kükreme. | [Y]andaki odada erken yatırılan küçük çocuklar gömürtüler ve silah patırdıları ile dimdik uyanarak korkarlar ve ışık isterlerdi. ADaudet, HNBoztepe, 1938, 27

a.






gömüt | mezar, kabir, medfen, sin. | Cennet Ana çok üzgündü. Mehmet Alinin gömütünün başından uzun süre ayrılmadı., | OŞahin, GeloşDağıEfsanesi, İst 1997

a.






gömütlük -ğü

a.
kabristan, mezarlık.

tr. göm-üt-lük
Mehmedimin kaldı türlü hozeni / Abdullah'ın hutbesile ezanı / Mevlam ahirette göster yüzünü / Hasreti kıyamet[e] kalan oğullar 24



gömütlük -ğü | mezarlık, kabristan. | Gömütlük yolundan geçeceğiz., | ÖFToprak, 1979, 19 | +Nemli ve korkutucu gömütlükte artık birer ölü olduklarını düşünerek acı içinde inleyen yılların çözümsüz dertlerinden biri de, hapsoldukları karanlıkta her sene biraz daha nefessiz kalmalarıydı., | ÖzlemErtan, T, 14.1.2013 | Ne demek olacak? Kazmayla, kürekle gömütlük kazılmaz mı? , | ACılga, Sıpanın, 18

a.




GTS+



gömüvermek | çabucak gömmek. | Bunlar hayret edilecek bir veludiyyetle üreyorlar, doğan yavruları bir hayır sahibi daha kendilerine gelmeden, ıztırap mefhumunu anlamadan bir çukura gömüverse zannederim günahtan ziyade sevap etmiş olur., | Ulunay, Yeni SabahG, Serseri kedilere dair, 15.8.1941, 2

bf.






gön

a.


tr.
Beslemede olan malını güttü / Dermanı kalmamış çamura battı / Cuma pazarında gönünü sattı / Çoğunun bir tek öküzü kalmış idi 45



gön | bk. Gün II. | Meftunum kuzunun gön emişine., | Develili, 19

a.






gönderge dilb. | | Anaphor, ÖzgünKoşaner, 2005 | Her göstergenin göndergesi ve her göstergenin göndereni yerli yerinde, burada bir sıkıntı yok., | AFIşık, T, 9.2.2012

a.


ing.



göndergesel | -Göndergesel (Gönderici) İşlevi: Daha çok bilgi vermek maksadıyla yazılan metinlerde kullanılır. Dilin, bilgiyi olduğu gibi aktarma işlevine göndergesel (gönderici) işlev denir. Örnek: | Aruz, şiirde ahengi sağlamak için kullanılan bir ölçüdür. | Fatih Sultan Mehmet, 29 Mayıs 1453 Salı günü İstanbul'a girdi., | Edebiyat Notları: Dilin İşlevleri, 22.9.2007, | http://omersalmanhoca.blogspot.com.tr/2007/09/dilin-ilevleri.html, 18.6.2017g

s.






gönderi yapmak | Gurubumuzda sadece Trabzon tarihi ve kültürel değerleri ile alakalı paylaşım ve tanıtım faaliyetleri yapılabilir. bunun dışında kalan konularda gönderi yapılmaması rica olunur., | ZaferTuran, 20.12.2012 eposta

b.f.






gönderim

a.
gönderme, atıf.

tr.
"Yazar ve şairlerin dilinde gerek bu tür söyleyişleriyle gerek dayandığı mitolojik ve kültürel bağlamlarıyla gerekse gönderim ve çağrışımlarıyla sıra dışı ve özel semantik kullanım alanlarıyla karşılaşabilmekteyiz. Dolayısıyla bu tarz sözlüklerin çalışılması ve uygulamada okurun istifadesine sunulması gerekmektedir.", Fatih Bakırcı ile Bilge Karasu Sözlüğü Üzerine, A Ezik, Türk Dili, Y 73, S 866, Şub 2024, 77"



gönderim | a. 1. Birtakım bilgileri içeren, kişiden kişiye veya kurumlar arası bilginin geçişini sağlayan belge. | 2+. Gönderme işi. | Bir gönderim kampanyası başlattık. BurcuKaya Muş ili Sungu ilçesi Tabanlı köyü ilköğretim 2. sınıf öğrencisi. | Öz Kilisin lahmacunu da muhteşem ve yurtdışına gönderimleri ile bir lahmacun ihracatçısı gibi çalışıyor., | AYıldırım, HT, 15.9.2016






GTS+



göndermeli

s.
imalı.

tr. gönder-me-li
"Evlilik haberlerinin ardından Özdemir'in eski eşi Selin Kabaklı Instagram hesabından "Ey rabbim benim gördüklerimi sen de gördün. Duyduklarımı sen de duydun. Ben susup kenara çekiliyorum. Yol senin hiza senin, kul senin ceza senin" diyerek göndermeli paylaşımıyla dikkat çekti.", Karar G, 27.02.2024"



göndermeli

s.
göndermede bulunan, imalı.


"Derbide son düdüğün gelmesinin ardından Fenerbahçe, ilk göndermeli paylaşımını yaptı. 'Admin kudurtucu post paylaş' ifadelerinin yer aldığı gönderide Mert Hakan Yandaş'ın sevinç fotoğrafı bulundu.", Hr, 20.5.2024"



göndermeli | imalı. | CHP Antalya milletvekili Deniz Baykal, başbakan Ahmet Davutoğlu'nun kendisine yaptığı seçim hükümeti teklifini Cumhurbaşkanı Tayyib Erdoğan göndermeli bir yanıtla reddetti., | Hr, 28.8.2015

s.






Gönenç | Buyurunuz, buyurunuz gönençler getirdiniz., | V C Aşkun, 129

a.






Gönençli | s. Gönenci, iyi bir hayatı olan; müreffeh, refahlı. | Göklerden çok yüce ve daha ulu, / Yolu gönençlidir, başı bulutlu. | , | V C Aşkun, 105 | Ve ilk çağlarda tüm mutlu, katıksız sevinçli ve gönençli oldum. Romanlardaki gibi bir yaşantımız vardı: Süslü apartmanlar, yazlık villâlar, otomobiller, yatlar. Ve elbette bu tutuma göre akan bir yaşantı: Balolar, ziyafetler, eğlenceler., | Varlık Yıllığı, 1964, 469

s.






gönenivermek | Çabucak gönenmek. | Elinde değil, çocukça bir bencilliğe kapılmış, sanki öcünü tanrı almış gibi, gönenivermişti birden., | DCeyhun, 53

bf.






gönenmek | O yıl, toprağımız nisan yağmurlarıyla gönenmemiş; kana kana su içmemiş., | BTSalihoğlu, 2014, 43

f.






gönlü yatışmak





"Görünce seni ben gönlüm yatışır", Yasin Şen, Bir Sevda türküsü, 25"



gönül | gönül gönül | gönülden gönüle, herkes. | Her kelime açar bir gül Atatürk'le, / Solar mânâ gönül gönül / Uğunur Türkiye il il / Atatürk'le. | , | İZB, Atatürküm, 1959, 9 gönül doluluğu | Ülküsüne erişmiş bir insanın gönül doluluğu ile vazifeme sarılmıştımSana dönderme yapıverdim., | FAtabek, DK, 1972, 17 | gönül soğuması | [S]oysal hareketler de, gönül verenlerin gönüllerinin soğumasıyla güdükleşebilir., | FKoru, Star, 15.12.2013| gönül coğrafyası | bir ülkenin fiziki coğrafyasını aşan, daha geniş, tarihi, kültürel ülke | Mısır'ı ve daha gönül coğrafyamızın bin bir pare toprağını es geçeceksiniz., | M İslamoğlu, 11.8.2006, www.mustafaislamoglu.com/yazar_1048_38_yazicioglu-ve-arkadaslarini..., 21.12.2015g | gönül gücü | maneviyat, moral. | Gönül gücünü bozmanın hiçbir anlamı yoktu., | RahmiDede, 20 | gönül almakBalonla tanıtıyorlar kendilerini, hem de halkın gönlünü alıyorlar., | NGüreli, 22 | gönül/yürek bol olmakcömert olmak. | Zengin olmak benim neyime!... Yeter ki insanın gönlü, yüreği bol olsun!..., | OŞahin, GeloşDağıEfsanesi, İst 1997 | gönül almakCuma günlerinin öğleden sonralarını çoğunlukla bu tür ziyaretlerle doldurur, gönül alır, dostluk, mahabbet ve tebessüm dağıtırdı. Çalışmalarımızı sorup yumuşak üslubuyla ve teşvik kabilinden vazife verdiği zamanlar da olurdu. | , | İ Kara, Dost bir göze âşinalık dedikleri, Dergâh, | 348, Şubat 2019 | gönül coğrafyası | Biz müminler, bütün yeryüzünü imar etmekle mükellef olduğumuz için, aslında bütün yeryüzü bizim 'gönül coğrafyamız'dır, | MehmetGörmez/MKSallı, ÖnceVatan, 21.10.2011 | gönül doluluğu | Ülküsüne erişmiş bir insanın gönül doluluğu ile vazifeme sarılmıştımSana dönderme yapıverdim*., | FAtabek, DK, 1972, 112 | gönüle/gönlüne | Gönlüme göre bir yar aradım durdum., 09.09.2024+A3275 | gönül ilişkisi | aşk | Van'ın Erciş İlçesi'nde bir kişi, amcasının oğluyla aralarında gönül ilişkisi olduğunu iddia ederek karısını öldürdü., | | http://arsiv.tgrthaber.com.tr/haber/420959.html, 13.2.2007 | gönül eğlemek / eylemek (birinin)Avutmak. | Suda balık yan gider / Yandım amman, amman, amman / Açma yaram, kan gider / Yaralıyam, bana değme / Baygınam, gel gönlüm eyle., | Halk türküsü, Sevcan Orhan, Nenni Bebek, 2000 | gönül katmak -egönül vermek, sevmek. | Sıdkı'yam billahi, ben terketmezem / Başka güzellere gönül katmazam / Dövsen de kovsan da burdan getmezem / Meğer ferman gelip süreler beni., Sıdkı, ? | Gönül eğlencesi | Gönül eğlencesi bir nevcivân kaşı kemanım var., | Hengami, 39

dey.s.a.z.






gönül II Rumca. | düzeltme: güğül, Hasan Eren. | Ve nohuddan ve mercimekden ve bakladan ve böğrülceden ve gönülden [güğülden] ve zaferandan ve erguvandan ve meyveden ve bostandan öşür alına., | AAkgündüz, OK, III, 417. | Ve cümle hububatdan öşür ve salariyye alınup heman gönülden ve zaferandan alınmaz ve şireden dahi öşür ve salariyye alınur. Kanunname-i Liva-i Ohri, Akgündüz, OK, 9/I. Kitap, İstanbul 1996, 583

a.






gönülce


gönül olarak


"Yüzbaşım vardın mı yüzbaşılara? / Selâm eyle, unutmadık, buradayız. / Taburca, bölükçe, gönülce, / Hey aynı uğurdayız.", Dağlarca, ÜŞD, 25"



gönülce | Düşündüklerini yazacağı arkadaşı bile yok artık! Hepsi birer birer çekilmiş, gittikçe ayrıksılığı artan filozofla ilişiği büsbütün kesmiştir. Büyük kültür Tarihçisi Jakob Burchardt onun kitaplarını gerçi okuyor, ama mektuplarından anlaşılıyor ki o kafaca ve gönülce kendisinden bambaşka bir adamdır, kendi ..., Emin Türk Eliçin, Ansiklopedik tarih taraması, 1967, C 2, 448








gönülçelen | Gönülçelen, | Salinger, çev. AdnanBenk, CemY, 1967

s.






gönülçelenlik / gönül çelenlik -ği | Perran Kutman'a olan engellenemez düşkünlüğüm yüzünden son dizisi Hayat Bilgisi'ne dahi takılmak zorunda kalmış bir türk kadın seyirci (ABC) olarak -Perran Kutman'da olan o müthiş sıcaklığın, Türk tipi kadın samimiyetinin, gönülçelenliğin -hakikaten | sinemaya gelir bir yanı var mıdır bilemiyorum., | P Mağden, R, 09.12.2008

a.






gönüldaş / gönüldeş | +celalettin / ömer turan'ın gönüldeşi / şair // Afrika görmüş / sıtmalı zenci çocuklar // köstekli bir saat yeleğinin cebinde, | Ahmet Özer, 1990, 24

a.




GTS+



gönüldaşlık -ğı

a.



Hırs dört bir yana ağzını açmış, yakında ve ırakta ne bulursa yutar olmuştur. Gönüldaşlık ve sevgi bilinmez olmuştur. Kötüler göğe yöneliyor yükselmek amacıyla ve iyiler yerin altını istiyor sanki! Beydeba, kelile ve Dimne, 1967, ?



gönüldaşlık etmekflört etmek, sevdalık etmek. | Mısırlının oğlu, Yamzu ile gönüldaşlık ediyor., | Atsız, Dalkavuklar Gecesi, 61.

dey.






gönülden | 1. Yürekten, içten, candan, | Yine de onların bu içli ve gönülden halleri ilgimi çekiyor., | UfukBozkır, ZCumartesi, 3.3.2012 2. Kız adı BTS+








Gönüllemek | Gönlünü almak, gönlünü yapmak. | İki tarafı da gönüllemeye çalışıyorum..., | A Savaş, 10.3.2019

f.






Gönüllendirmek | teşvik etmek, cesaretlendirmek. | Gönüllendirmenin etkili olacağına inanıyorum., | Sedat Murat, 15.2.2016 | Dostları Erasmus'u boş edebiyat yazılarıyla uğraşacağına ciddî yapıt vermeğe gönüllendirdi (teşvik etti)., | | https://www.cafrande.org/yavas-yavas-acele-et-erasmus-ve-dusunceleri-bertrand-russell/, 4.7.2019g | Bir hiç kimse ancak adalı ben Kütahya escort sepil sepil gönüllendirdi., | 16.1.2017, | http://escortbayanfantezileri.blogspot.com/2017/01/kut5_16.html, 4.7.2019g | Sonda kendisi de zarif bir şair olan Yusuf Dursun Bey, o efsanevi 'Şimallim' şiirini dillendirdi, gönüllendirdi: 6.10.2012, | http://www.haberkultur.net/HD5033_guzel-sevmeye-gelmisti.html, 4.7.2019g

f.






gönülleşmek

f.
*

tr. gönül-leş-
"Dover Boğazında hissetttim ben, gönülleşen bekleyişi, / Uçuşan beyaz martılara yolladım en içli serzenişimi / Allahım sana şükran hislerim yaygın bulut halinde", Latife Çelebi, 1966, 69 | "Gönülleşen insanın varlık şehri , ancak , derin bir kavrayış öncülüğünde ve sürekli bir uğraş , sürekli bir devrim ile elde edilebilir.", M Sönmez, su terazisi, 2000, 109"



gönüllü

s.
gönlü olan, sevgili, aziz.


"Bir gönüllüm var benim, / Ben yok, odur yüreğim, / Terziler köyündendir, / Cânım, cânânım benim.", H Burkay, Hüdâverdi Divanı, 31"



Gönülmek | Kılavuz olgıl sen bana / Gönülelim dosttan yana / Bakmayalım önden sona / Gel dosta gidelim gönül, | Y Emre, 13. Yy.

f.






gönülsüz | alçakgönüllü, kibirsiz, burnu büyük olmayan kimse. | Gönülsüz, kibirsiz bir adam olduğum, hemen daima beraber yaptığımız seyahetlerde ona arkadaş muamelesi ettiğim için beni pek severdi., | Güntekin, Damga, 95 | Aşk olsun, diyordu, beğendim hatunu. Paşa kızı ama gönülsüz. İyi de sesi var. | , | KTahir, AşkÇetesi, 76

s.






Gönülsüzce | İsteksiz biçimde, istemeyerek. | Roger, kuşatmayı gönülsüzce kaldırarak yola koyuldu., | A E Öktem, Katalanlar İstanbulda, Atlas TarihD, Aralık 2017, 93

z.




TDK++



görce | Yersiz Şeylerde alt konu başlığı. 18.07.2014, | https://yersizseyler.wordpress.com/2014/07/28/silah-ticareti-ve-israilin-gazze-saldirisi-kolektif/

a.






görcüllük -ğü | Görce kelimesi aynı zamanda Gerçel (actual) dünyayı aşan Görcül (virtual) boyutun önemini vurgular [6]. Bu boyut, psikanalizin | bilinçdışı dediği alandır. Bilinçdışı, bilincimizin erişemediği çok sayıda cinsel ve saldırgan arzu ve dürtünün saklandığı gizli bir hazne değildir. Bilinçdışı kavramı, gerçel simgesel dünyanın görcül gerçek sınırlarının farkına varılmasını ifade eder [7]. Gerçekleşmemiş ihtimallerle ilgilidir. Mesela | Herşey bambaşka olabilirdi dediğimizde görcüllük boyutunu ve bilinçdışını vurgulamış oluruz.

a.






Görebilmek | Biçare kadın beyi ayda bir kerre görebilerek ondan da nasihat etmek istedikçe Dilaşubu kabul ettirmekle gösterdiği ikdamdan dolayı..., | N Kemal, İntibah, 194

f.






göreceği gelmekgöreslemek, özlemek, hasret çekmek. | Yusuf hiç bu kadar uzun müddet ondan ayrılmış değildi. Onu müthiş göreceği geldiğini hissediyordu., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 188 | Ben de malûm, işler bırakmıyor ama, çok göreceğim geldi., | OKemal, 1969, 47

dey.






görecekli günlerim (günlerimiz) varmışAz. Tr. ++ beklenmeyen kötü bir hadise olduğunda veya haber işitildiğinde denilir. | Her ciğerimde var bir kardeş dağı, / Erimiş, gözümün kalmamış yağı. / Ömrümün payıza döndüğü çağı / Benim görecekli günlerim varmış., | H Kerimli, Varmış, Ahlat Taşı, 2019, ?

dey.






göreceli | izafi, nisbi. | Yoksulu ezip yetkiyi esirgeyen göreceli, danışıklı bir dünya bitimi olamaz gibime geliyor., | F Kayacan, SONY, 18

s.






görelik -ği

a.



"Ayrıştırmalara karşı olsa da kendisine yakıştırılan "siyahi kadın yazar" nitelemesine itiraz etmez | "siyah ruhun D.H. Lawrence"ı benzetmesi ise ona göreliği açıklar nitelikte bir tanım, bence!", F Andaç, 6.7.2023, 4"



görelileştirmek | izafileştirmek, nispileştirmek, göreli hale getirmek. | Richard Overy, The Dictators'ın | The moral universe of dictatorship bölümünde, Nazizm ve Stalinizmin kendilerine özgü bir | manevî evren yaratma çabasında gerçeği ve ahlâkı nasıl görelileştirdikleri, rastgeleleştirdiklerine de dikkat çeker. | , | HBerktay, T, 20.8.2011

f.






görelilik -ği | itibarilik, nispilik, izafilik. | Yolalmak' diye terim, göreliliğe izin vermeyen bir denizin durağanlığında içeriğini boşaltıveriyor., | RehaMağden, 2005, 160

a.






göreneksiz

s.
GTS+ görgüsüz (kimse), göreneği olmayan.


"+-Ulan göreneksiz. Ne ortalığı anlayıp dinlemeden konuşuyorsun?", H Kıyafet, 1981, 17"



göreneksiz | görgüsüz (kimse), göreneği olmayan. | +-Ulan göreneksiz. Ne ortalığı anlayıp dinlemeden konuşuyorsun? , | HKıyafet, 1981,17

s.




GTS+



görenlerce


görenler bakımından, görenler için.


"Ah ne yazık ki az oldu / Bir defalık güz oldu / Görenlerce söz oldu / Olsun ama tez oldu", Haydar Oğur, 1994, 38"



göresen


acaba





göresmek BTS+ | aslı göresilemek/göreslemek, göresimek'tenözlemek, hasretini çekmek. | Dün görüşemedik. İki yüzyıl görüşememişiz gibi geldi bana. Ve üç yüzyıllık görestim seni., | CSüreya, Onüç Günün, 89 (24.7.1972)

f.




bts+



görevdeş | aynı görevi ifa eden. | Her bağlacın, hem aynı türden, görevdeş sözcükleri , hem de tümceleri bağlama görevlerini göz önüne alarak ayrı ayrı ele alma yolunu tuttuk. de ( da ) Bu bağlaç , tümceleri , sözcük öbeklerini , aynı türden sözcükleri ve görevdeş öğeleri bağlar ., İ Kutluk, S Özel, Sözcük türleri: bölüm. Bağlaç, ünlem, eylem, 1976, 14

s.






görevlendirilebilir | Havaalanları, otogarlar, oteller, alışveriş merkezleri, fuarlar, konserler, açılış ve kutlama organizasyonları gibi birçok alanda görevlendirilebilir nitelikte olan robot Mini ADA; üzerinde bulunan barkod okuyucu sistemi ile ..., | 3.10.2019, | https://www.yenihaberden.com/mini-ada-dunyanin-dikkatini-cekti-1191870h.htm, 29.2.2020

s.






görevşinas | vazifeşinas. | Şikâyetlere bu kadar hassas, bu kadar görevşinas belediyelerimiz oldukça..., | Telesiyej, T, 6.12.2011

s.






görgülü kuşlar gördüğünü söyler

kalıp söz+
Görgülü, adap erkan bilen insanlar samimidirler, sözlerinde abartı, yalan yoktur.


Şuay Alpay, 19.4.2024



görgüsüzleşmek | Halkımız gitgide görgüsüzleşiyor., | SerpilAydın, 5.8.2015

f.




GTS-



görklü

s.


tr. görk-lü
"Başardım, zaman yolcularına eriştim, vardım | Görklü Tanrıya çokça alkışlar -dualar- ediyordum.", D Yıldırım, Zaman Yolcuları Kitaplar II, Türk Yurdu, S 327, Kas 2014, 14"



görmece | yeni karikatür, çizgi.Selçuk Demirel'in karikatür yönteminde, görmecelerinde, seyredenin katkısı var; yumağını ya da düğümünü çözmekle 'yükümlüyüz' sanki., | P. Barışta, T, 5.9.2010 Abidin Dino'dan

a.






görmedik s görmemiş, arsız | Bu arsızlara, bu görmediklere yöneltilebilecek | ne yapacaksınız ki biriktirip bunca evi, Allah aşkına sorusu bir yana... Aslolan hükümettir yakasına yapışılıp da, fakat si'gaya çekmek için., | RTahiroğlu, T, 9.11.2010








görmek | 1. Gazetecilik. mec. Bir habere yer vermek. | İşte Taraf'ın ele geçirdiği ve tam sayfa gördüğü o rapordan ayrıntılar:, | Milliyet, 12.06.09. | Vakit, Star, Zaman ve Bugün haberi birinci sayfasından görmezken CHP'ye yakın olan gazetelerin Baykal'ı eleştiren haber ve yorumları dikkat çekiciydi., | T, 09.05.2010 | 2. mec. maruz kalmak. | İtiraz görmeden kalmış bir ödeme emri, medeni yargılamanın yerini almaktadır., Yıldırım/Deren-Yıldırım, 2009, 75 | Hele, itiraz görmeden kalmış bir ödeme emrinin, medenî yargılamanın yerini aldığı ifadesinden yazarların mastının ne olduğu anlaşılır gibi değildir! Yazarların kullandıkları bu anlamsız cümlelerile ne demek istediklerini açıklamaları gerekirdi., Timuçin muşul, 2010, 1623

f. mec.






görmelik

s.



"Asıl görmelik olanın değirmen taşları olduğunu hemen anladı. Tepenin taşları ve onu çeviren kolları seyretmeye başladı.", Ersin Bulun, 2023, 48"



görmeyivermek

b.f.



"Aklın almaz, usun işlemez, bilgin yetişmez hem buna.Görmeyiver açık-çıplak , aç-susuz kalanı . Bir sende mi göz var ? Duyma canım sızlananları . Sa- rabilecek misin bakalım yaralarını ? Güldürebilecek misin ağ- lıyanları | doyurabilecek misin aç kalanları?", Kasım Avcı, Günlerin söylettiği, 1964, 6"



görmeyivermek | Göz yummak. | Dokunmak olmaz suya. Aklın almaz, usun işlemez, bilgin yetişmez hem buna. Görmeyiver açık - çıplak , aç - susuz kalanı . Bir sende mi göz var ? Duyma canım sızlananları . Sarabilecek misin bakalım yaralarını ? Güldürebilecek misin ağlıyanları ; doyurabilecek misin aç kalanları ? Duramazsın suyun önüne..., Kasım Avcı, Günlerin söylettiği, 1964, 6

f.






görmez görmez | Görmezcesine, görmeyerek. | Görmez görmez denizden yana bakarak, saatler boyu öyle oturdu güneşin altında., | DCeyhun, 37

z.






görmüş | Güngörmüş. | Siz yılların görmüşüsünüz; bunun sonunu nasıl görüşorsunuz? , | ATAlkan, Z, 11.2.2012

s.






görmüş geçirmişlik | görmüş geçirmiş olma hali, tecrübelilik. | Onun Osmanlı asaletinin, görmüş geçirmişliğinin son örneklerinden olduğunu biliyordum., | Nazik Erik, 39

a.






görmüşlük | görmüş olma hali. görmüşlük | Gizli Gölgeolay Gölge olay, Y. 44. gölgeolaycılık Görme T.D. Göre görecilik görelik görelilik Görenek Görev Gör(mek)ten, Y. 15. görevdeşlik görevsel, Y. 38. Görgü (cülük) görgül? , Y. 8. Görmüşlük Görüngü C.K. Görün(mek)ten, Y. 20. Öbek ödev ..., M A ağakay, Türkçede felsefe terimlerinin dil bakımından açıklanması dolayısiyle bazı kelime yapı yolları, 1943, ? | Daha önce görmüşlüğüm yoktu bu yapıyı, ama gazetelerde, dergilerde resimleri çıkmıştı., | BKarasu, 114 | Mardin'de de bir kez gramofon görmüşlüğü vardı., | DCeyhun, 84 | Kudsi bir vazife görmüşlüğün huzuru içinde olacağım., | İAlanka, 3 | Ben zanlıyı fazla tanımıyorum. Samimiyetim yok; bir iki kere görmüşlüğüm var., | M, 29.3.2016g | Hayranlıkla izlerken önceden görmüşlüğün bildik siması okunuyordu yüzünden., | Ömer Say, 2010, 21

a.






görsel | 1. görme+sel yontma şeklinde. Görme duyusuyla ilgili olan, görmeye dayanan. | 2. | görsel malzemenin ikinci kısmının düşmesiyle kalıplaşmış. | Epey dokuman okudum, görsel topladım., | MEsayan, T, 11.7.2011

s.a.






görsellenmek | Vitrinlenmek, vitrinde, ekranda, vs.de kadın bedeni sergilenmek. | Eskiden (belki hâlâ) kadınlar başlık parası istenerek resmen | mal gibi satılıyordu; şimdi ise kadın programlarında teşhir edilen kadınlar | mal gibi görselleniyor... farkı var mı? , | www.bicumle.net/cumle/190842, 16.10.2010

f.






görselleştirmek | Umut da benim yazdıklarımı görselleştirerek somut bir tasarım projesi oluşturacak., | İpşiroğlu, 117 | Eğitimde tiyatro çalışmaları ile hedefim, tiyatronun düşünceyi görselleştiren, somut hale getiren özelliğinden yararlanarak, içinde yaşadığımız dünyayı bir kez daha kurgulayarak onlara yeniden bakmak, görmek, incelemek, sorgulamak, giderek bu çalışma kapsamında eleştirel bilinç kazanmak ve kazandırmaktır., | RAşın, Ağustos 2011

f.






görselli | görseli olan. | Mutfaklara ve bölgelere ayrılmış mekanların görselli, sembollü, Türkçe ve ingilizce anlatımlı halinden oluşan rehberi tüm kitabevlerinde bulabilirsiniz., | HrKelebek, 21.11.2015

s.




GTS-



görsellik -ği | Görsel olma durumu, gözle seyredilme veya algılanma niteliğine sâhip olma durumu. | Bütün o kalabalık görsellik tercihleri de bu misyonun bir parçası., | HBerktay, T, 14.7.2011 | Sizce günümüzde neden görsellik sesin bu kadar önüne geçti? , | SGTeltik, T, 27.7.2011

a.






görselsiz

s.
görseli, resmi, grafiği, çizimi olmayan.


"... VII. Antika Kitap Müzayedesi için hazırladığı katalogda, 106 sıranumarası ile kayıtlı bir imsakiyenin(malesef) görselsiz tanıtımı şöyle yapılmıştır: 35"



görü | fikir. | İlkel bir stüdyoda, çirkin bir fonun önünde, kötü sesli yarışmacıların katılımı ile özensiz jürilerin görülerinden oluşuyordu yarışma., | AyşeSözen, T, 10.8.2011

a.






görülebilir | Sünnî âlimler, bir şeyin görülebilir olmasını onun var olma şartına bağlayarak varlığında şüphe bulunmayan Allah'ın âhirette görülmesinin aklen mümkün olduğunu ve mümin kullarına görüneceğini kabul ederken Mu'tezile âlimleri aksini savunurlar (konu hakkındaki kelâmî tartışmalarla ilgili geniş bilgi için bk. Râzî, XIV, 229-234)., | | https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/A'r%C3%A2f-suresi/1097/143-ayet-tefsiri, 28.10.2019

s.






görülebilirlik -ği | görülür, görülebilir olma hali. | Ancak, ... likit mali varlıklardan daha az likit mali varlıklara doğru bu ikame sürdürüldüğünde, varlıkların fiyatları ve verimleri üzerindeki etkinin büyüklüğü ve önceden görülebilirliği azalacaktır . Bu parada , mallara yapılan harcamalar , ancak , mali varlıkların verimlerindeki değişiklik , reel sermaye mallarının kârlılık oranları ve ödünç almanın maliyeti arasında bir farka neden olduğu zaman ..., Beyhan Ataç, Kuramda ve Türkiyede istikrar politikası açısından parasal..., 1979, 53

a.






görülmedik | daha evvel görülmemiş. | Bu bayram görülmedik bir savaşın eseri, / Her güçlüğü yenerek olduk, üstün ileri., | V C Aşkun, 75 | Fakat zamanımızda bunlar görülmedik bir şekilde çoğalmıştır., | Başgil, 19 | Sanki görülmedik bir yerlerden araç üzerine hızla gelir., | S Şengil, 1983, 27 | | Hava görülmedik biçimde bozdu., | Kıyafet, 1981, 81 | Gözaltındaki gazeteci sayısı askeri rejimden bu yana görülmedik boyutlara ulaşmış durumda., | NChomsky, T, 19.1.2013

s.






görüm


yargılamayı kabul etme işi.

gör-üm
"Basıra, görüm. Şamme, koklam. Samia, işidim. Zaika, tadım. Lâmise, dokunum.", Ahmed Vefik Paşa, Zor nikâhı, 1950, xv | "basıra, görüm", K Steuerwald, Almanca-Türkçe Sözlük, 1974, 254 | "basıölçer manometre basıra görüm basırganmak kâbus çökmek basırık (dirb.) basış basit açan (ana.) basıta açan, açıcıo (ana.) basil (çomak bakteri) basir sağgörülü ° basiret, -ti sağgörü basiretkâr ... ", M N Özön, Dil Kılavuzu, 1985, 56 | "Yetki yerinin belirlenmesi incelenmiş olup Danıştay 5. Dairesinin E. 2024/1664, K. 2024/1180 sayılı ve 19.02.2024 günlü kararı ile, kararda belirtilen nedenlerle davanın görüm ve çözümünde yetkili olduğu belirlenen özel yetkili Ankara idare mahkemelerine tevzii yapılmak üzere Ankara İdare Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.", C Kaya, İÜ Rektör Yrd., 12.07.2024"



görüm | Davayı yargılamayı kabul etme. | Madde 9 - ... defterleri ve görümleri göstermek yükümündedirler., TBMM Zabıt ceridesi, 1937, C 5, S 17, 8 | Basıra, görüm. Şamme, koklam. Samia, işidim. Zaika, tadım. Lâmise, dokunum., Ahmed Vefik Paşa, Zor nikâhı, 1950, xv | basıra, görüm, K Steuerwald, Almanca-Türkçe Sözlük, 1974, 254 | basıölçer manometre basıra görüm basırganmak kâbus çökmek basırık (dirb.) basış basit açan (ana.) basıta açan, açıcıo (ana.) basil (çomak bakteri) basir sağgörülü ° basiret, -ti sağgörü basiretkâr ... | , M N Özön, Dil Kılavuzu, 1985, 56 | Yetki yerinin belirlenmesi incelenmiş olup Danıştay 5. Dairesinin E. 2024/1664, K. 2024/1180 sayılı ve 19.02.2024 günlü kararı ile, kararda belirtilen nedenlerle davanın görüm ve çözümünde yetkili olduğu belirlenen özel yetkili Ankara idare mahkemelerine tevzii yapılmak üzere Ankara İdare Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir., C Kaya, İÜ Rektör Yrd., 12.07.2024 )

a.

huk.




görüm I | ayn. m. görümce. | Öyle emme yoh işte meydanda. Görümümdü o benim., | FAtabek, DK, 135

a.






görüm II | gör-üm. Görme. | Görümü ve ölümü çekirdek çıtlatarak bekler, | BünyaminK, 18

a.






görümce | ayn. m. Görüm II. görümce görmeyeyim yüzünü ölünce hem ölünceye kadar seni görmeyeyim, benden uzak ol demek hem de öldüğünü görmeyeyim çok yaşa anlamına olabilir. Müşerref Akarçay, 18.08.2019

a.






görünebilirlik -ği | görünebilir olma hali. | Cemevlerini ibadethane olarak kabul etmek bunlardan biri. İçki içen, mini etekli, dövmeli insanların varolma ve görünebilirlik haklarını, eşit vatandaş olduklarını, devlete iş bulmada bir dezavantaj yaşamayacaklarını AK Parti'nin ortaya koyması gerekli. | , | MAkyol, T, 14.7.2014

a.






görünge | görün-ge. bakış açısı. | Beş ciltlik bu tiyatro tarihi bir yandan da çok farklı görüngeden yazılmış bir Osmanlı kültür, sanat tarihidir., | Sİleri, Z, 31.3.2012

a.






görünmezleştirmek | görünmez hale getirmek. görünmezleştirmek | Siyasetin ustaları, aslında tartışılması bile abes konuları gündeme getirerek kendi yeterliklerini görünmezleştirmeyi başarıyorlar., | ATA, Z, 29.5.2013 | Allahın helal kıldığı yaşta evliliği tecavüz sayarak, mutlu yuvaları bozarak, gayretullaha dokunmayalım, cümleleriyle Elazığ depremine bağlayarak çocuk istismarını meşrulaştırmaya çalışmış, depremlerde yaşanan ihmalkarlığı görünmezleştirmeye çalışarak bilime aykırı, akıl dışı yorumlar yapmıştır., | YıldızTÜ öğrencileri, Cm, 12.02.2020

f.






görüntüsel | görüntüyle ilgili. | ... görüntüsel öykü ya da çekim planı . 26- Film çekimi , görüntüsel öykü ve görüntüsel anlatım , yapım toplantısında saptanan ilkelere göre yapılır . Çalışma yer ve koşularına göre görüntüsel öyküde değişiklik yapmak gerekiyorsa ..., Güner Sarıoğlu, Televizyon: program yapımı ve yönetimi, 1975, 314 | Tüm kurumları eksiksiz, görüntüsel olarak bekası yerinde, ancak en önemli şeyi eksik; yaşamın özü, canlılık..., | SÖney, T, 11.8.2011

s.






görüntüsellik -ği | Görüntüsel olma durumu, görüntü ile ilgili olma durumu, görüntünün estetik değeri ve dikkat çekiciliği. | ... görüntüsellik tek başına kopuk bir film karesi gibi varolmuyor . Bir anlamda bilinç kişinin somutlaması olarak ... Görüntüselliğin bilinç akımına eklemlenmesi ülkemiz insanının içsel nitelikleriyle ilgili bir düşüncenin sonucu ..., Varlık yıllığı, 1985, C 26, 29 | Üretim ilişkilerinin iyileştirilmesine değil de, tüketim kültüründeki görüntüselliklere yoğunlaşılmıştı, bu vakte değin., | NÇınar, T, 11.5.2012

a.






görünüm | Ne var ki sakız çiğnemek de uykuyu önlemiyordu. Hacer iki iğne doldurana kadar ötekiler birer iğne bile dolduramıyorlardı. Görünüm karşısında yutkunup duran anaları: | Zehra, Sakine, kalkın, yüzünüze soğuk su çarpıp gelin!' dedi., Naciye Poyraz, 1979, 29-31

a.






görünümlü | görünümü olan. | Sihirsel görünümlü sağaltmaların üzerinde fazla durmak gereksizdir . Çünkü , bunların sihir ile ilişkileri açık bir şekilde görülmektedir . Dinsel görünümlü olanlara gelince , durum farklıdır . Çarpılma örneğindeki nefesi kuvvetli kimse ..., ? , | Türkiye folklorunda halk hekimliği, DTCFD, 1970, 7 | +Halim selim görünümlü bir yaşlı adam o karambol içinde Erol masada kart yazarken, götünü avuçlayıp 'Hay maşallah' dedi., | NGenç, isenç, 43

s.




GTS+



görünür | görünen. | Açıyorum yapraklarımı sanki menekşeyim. Işık geçiyor içimizden şeffafmışız gibi. Görünür oluyoruz., | N Karaibrahimgil, HrKlbk, 6.5.2019

s.






görünürde


ortalıkta.


"Acele etme Kaptan Paşa, dedi. Vedat bey gelmedi, Padişah da gönürde yok.", Kaptan Paşa, 1954, 146"



görünürde zf.Yine ailesinin yanında görünürde, ama çoktan kolektif bir ailenin de parçası., | CAktaş, T, 17.10.2011








görünürleşme | Bunların hepsi bir edebiyatın farklı şekillerde görünürleşmesi idi. | , | D Mehmet Doğan, , KararG, 26.3.2020

a.






görünürleşmek | Gezi olaylarının çekirdek kadrosu ve parklarda forumlarla görünürleşen kitle hakkında izlenimlerim:, | Mülteci, 28.6.2013

f.






görünüvermek | Alnını kafese dayayarak dışarısını seyreden Şahinde, köşe başından kocasının görünmesini bekliyordu., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 139 | Çocuk birdenbire kuşun yanında görünüverince aşağıda herkes 'Kuş şimdi pırrr diye uçacak.' diye merakla beklemeye başladı., | VSevim, 34

bf.






görür | gören. | Yaz mevsimiydi, okul tatil. Nuruosmaniye'deki Yeni Ufuklar yazıhanesine dadandım. Burası o zamanki Konservatuar'ın karşısında, epey eski bir hanın, küçük, güneş görür odasıydı., | Sİleri, ZCumartesi, 16.6.2012

s.






görüş

a.



"Biz iskeledeki boşluğun kenarlarından birindeyiz. Önümüzde hafif bir yükseklik ve bir ev var, bu yüzden denizi tam göremiyoruz. Sol tarafta tahtadan yapılmış iskele, sağda yine görüşümüzü önleyecek bir şeyler var.", Kaptan Paşa, 1954, 129"



görüşçü | görüşmeye gelen kimse, ziyaretçi | ve görüşçülerimiz vardı yüzleri yasaktı, | NÇelik, 25

a.




GTS-



görüşmeci | Görüşmecim yeşil soğan göndermiş., | Ahmed Arif

a.






görüşmeklik -ği

a.
görüşme.


Eğer görüşmeklik nasibolursa, / Hüda kuzuları garip kalursa, / Âşık maşukunu gelip bulursa, / Âşıklar yolunun yoluyuz bizler 20



görüşmüşlük | görüşmüş olma hali. | Arada bir ekmek alıyordu buradan mezarlığa gidiyordu. Görüşmüşlüğümüz vardı, iyi insandı. Mezarlığı babasının yanında, dedi., | 9.5.2019, basın

a.






görüvermek | ansızın ve çabucak görmek. | Teyzesini uyandırmadan işini görüvermek istiyordu., | OKemal, 1969, 55 | Fakat bir gün kapıcı kadın, doğum tarihini görüverdi. Şaşakaldı., | Jiri Marek / O Akbal, Bir ana konuşuyor, ÇHA, 58

bf.






gösteren gösterge, gösterici semiyoloji | Hilal Kaplan, bu verilerden hareketle, (bir semiyoloji terimi kullanarak) Atatürk imgesinin 'boş bir gösteren' haline geldiğini söylüyor., | SKaya, T, 6.11.2011








gösterge

a.
*

tr. göster-ge
"Bunu Mahmud Abbas'a hadi imzala dedim. Sonra 'Sana geri döneceğim' dedi. Bana hiçbir zaman hayır da evet de demedi. 'Olmert bana bir barış planı sundu' dedi. Ancak bunun liderliği ve cesaretine sahip değildi. İsrail hükümetinin vizyonu olmadığını düşünüyorum. Ancak Filistinliler de en küçük bir gösterge bile göstermediler. Hamas da Filistinli ama sivillere karşı korkunç eylemleri yaptılar. 130 civarı rehineyi tutuyorlar. Bu yüzden daha dengeli bir resim ortaya koymalıyız.", Milliyet, 15.12.2023"



gösterge

a.
işaret, im.

tr. göster-ge
"Hassas dişler, diş hekiminin gecikmeden tedavi uygulamasını gerektiren bir sorunun göstergesi olabilir.", Sensodyne GSK, 2020"



göstergebilimsel | Belki, melodramın değişmez bir kalıp olduğuna, yaratıcı hiçbir özellik taşımadığına inandığından... (Akbulut girişte bu tutumunu göstergebilimsel yönteme bağlılığıyla açıklıyor, gerçi. Yine de kavrayamadım.), | Sİleri, ZCumartesi, 4.2.2012

s.






gösterilen | 1. Ortaçağ dinsel tasvirlerinde bazı gösterenlerle gösterilenler arasındaki ilişki nasıl yapılandıysa, Divan şiirinde de, yine bazı gösterenlerle gösterilenler arasındaki ilişki, işte tastamam onun gibi yapılanır. , | H Yavuz, Z, 17.10.2012 | 2. | Göstergenin kavram yönü, gösterenle birleşerek göstergeyi oluşturan içerik.

a.






gösterileştirilme | özünden arındırılarak gösteri maddesi haline getirlme, sokulma. | Türkiyede dinin ideolojikleştirilme müsrifleştirilme gösterileştirilme ucuzlaştırılma talanlaştırma hikayesiyle atbaşı yarışan bir mekan., | NGenç, isenç, 48

a.






gösterişçi | 1922 gösteriş yapmasını seven, gösteriş amacını güden kimse. | Dostlukta hodbin, kinde korkak ve fedakarlıkta gösterişçisiniz., | YKKaraosmanoğlu, EB, 25

a.




GTS+



gösterişsiz | 1. Göz alıcı bir tarafı olmayan, etkisiz, silik. | Bugünden bakınca, o zamanın gösterişi de amma gösterişsizmiş!, | NÇintay, SabahPazar, 17.7.2016, 5 | 2. | Kendini gösterme amacı gütmeyen, gösteriş yapmayan, mütevâzi. | İsmail'in yüzünde yumuşak, gösterişsiz bir keder vardı., | A Özakın, KB, 85

s.






gösterit | sahne, temsil, tiyatro. | Kartal, Şükrü Halil, Cümhuriyet Halk partisi gösterit yayınından, Ankara, Ulus Basımevi, 1936, 98. sahife., | Ülkü, 1937, C 9, 78 | 4) Gösterit her şeyden önce bu ereği gerçekleştirmek ödevini taşır. 5) Gösterit bir çok araçlar sırasında konutsal* ereği gerçekleştirmek için piyesi de kullanır. 6) Gösterit temanın ve ereğin tabiidir. 7. Gösteritin piyese bağlılığı maddi bir şeyin maddi bir şeye bağlılığı değil, canlı bir şeyin canlı bir şeye dayanışmasıdır., | AÜDTCFDergisi, 1942, C 1, 17 | 1938 yılının Taşpınar'dan öğrenelim. 1938'de gösterit şubesine kayıtlı üye sayısı 109'dur., Mehmet Sarlık, Üçüncü Afyonkarahisar Araştırmaları Sempozyumu bildirileri, 1994, ? | Ondan sonra 1939'da Balıkesir Halkevi'nde Abidin Dino tarafından iki tablo olarak monte edilerek Balıkesir Halkevi Gösterit Kolu tarafından büyük bir muvaffakıyetle oynandı., İ H Baltacıoğlu, Kafa tamircisi, 1940, 8 | Temsil (Gösterit) Şubesinin Çalışmaları 1932-1951 yılları arasında saptanabildiği kadarıyla Halkevi ve Halkodalarında 386'yı aşkın ayrı oyun oynanmıştır., Y Akyol, İzmir halkevi (1932-1951), 2008, 103 | gösterit süresi | Buradaki süre, can ve ruh süresi soyundan olmakla birlikte onların tıpkısı da olmadığından buna gösterit süresi (duree scenique) demek doğru olur. Gösterit süresi nedir? Bu orijinal süre gerçeğini anlamak için onu bazı rasyonel öğelere ..., | AÜDTCFDergisi, 1942, C 1, 18 | Bu etüdde ise 'gösterit süresi'ni alıyorum. Fikirlerimde bir tezat vardır. Bu tezat tiyatro realitesi üzerinde daha geniş ve daha bütüncü bir anlayışın eseridir. Tiyatronun özünü 'gösterit süresi' dediğim daha mutlak bir ilkeye kadar çıkardıktan ..., | S N Gerçek, Tiyatro bilgisi, 1944, 10

a.






gösterivermek | hemen göstermek. | Hanım! Onlar şimdi bizde oturmuyorlar. Şurada başka bir eve taşındılar. Çocuk size gösteriversin., | MNaci, ÖÇ, 48

bf.






gösterme parmağı | işaret parmağı, şahadet parmağı. | Sonra da, çenesini başparmağı ile gösterme parmağı arasına alıp düşündü biraz., | HüseyinGüney, AkçaBebekHollandada 32

a.






göstermelik | Yalnız tekelin verdiği fiyat daha iyi oluyordu. Ama o da, göstermelik gibi beş altı kişinin tütününü alıp piyasadan çekiliveriyordu., Naciye Poyraz, 1979, 61 | göstermelik atlar | seyirlik atlar. Hani su ekmeği elden suyu gölden. / Durup dururken yorulan / Kibrit çöpü gibi kırılan / Yalnız sanat çıkmazlarında başını kaşıyan / Artık otlar göstermelik atlar gibi bedava yaşayan / Sen benim mihnet icinde yanmış kavrulmuşum., | B R Eyupoğlu, Karadutum, ?

s.b.a.






göt

a.
arka.

tr.
Cebi ensesinde, eli götünde / Beş-on gemisi var sanki Bartında / Sıpa desem semeri yok sırtında / Ne adamlık belli, ne kıymet belli // Çıksan şeriata kâtip buyurur, / Geçsen karşusuna bıyık kıvırır. / Bir teklif daha etsen götünü devirir / Ne şeriat belli, ne kıymet belli 36//37



göt | ...dayı bilirsin hastalar yatalaktır, hepsinin götü yaralıdır-., | NGenç, BuÇağınSoylusu, 30 | Ne söylerse söylesin, ağzından önce 'am sik göt' kelimeleri çıkıyor, cümle peşinden geliyor., | NGenç, isenç, 35 götü dibinden ayrılmamak deyim birinin devamlı yanında bulunmak | Aslında orada burada dolaşan bu avareler zulüm gören hayvanlar gibi acı çığlıkları bastırmak için abilerinin götleri dibinden ayrılmaz., | NGenç, isenç, 105 götünden ayrılmamak birine yapışık gibi devamlı onunla olmak | Bahri Abinin 'Dinimi Öğreniyorum' kitapları yazdırıp telifini birlikte kırıştıkları götünden ayrılmayan avurtları çökmüş sıska çelimsiz suratsız bir çömeziydi Osman., | NGenç, isenç, 105 | Göt nasipten çıkınca, yarak Bağdattan gelirmiş atasözü MehmetSami, 30.6.2013 rindan | götü üçbuçuk atmakacaba bu deyimi böyle mi kullanmış? | Ahlakınız şahlanıyor, namusunuz dört atıyor? , Esmeray, T, 6.8.2014 | götü yememek | Fenerbahçeyle benim bir sorunum yok, onlarla şahsi bir problemim yok diyor, bilmem ne g.tü yemiyor' şeklinde konuştuğu(...), | T, 27.7.2011 göt ıslanmadan balık tutulmaz atasözü emeksiz, çaba harcamadan bir şey elde edilmez, 29.6.2013 ŞAbak, Antikkafe | göt ayağı | Ana fikir: Arkadaş ayağı göt ayağı. Sakın arkadaş hatrı için birşey yapmayın olan sana oluyor sonra, | Büşra K.H@tweet, 25.1.2016 | göt etmek (birini) | f.mat etmek. | Canlı yayında pek çok denyoyu göt etmişliği vardır., | www.haydisohbet.com | Sevgili Arda beni g.t etmenden dolayı çok büyük mutluluk duydum aferim oğlum sen daha iyilerine layıksın ama daha büyüğü yok ki!!!, | Ahmet Çakar, 6.7.2015twitter | götçekim | belfie karşılığı EkşiS | göt cebi | arka cebi. | Hiçbiri evsiz, işsiz, mesleksiz olduğuna inanmaz, göt ceplerinde taşıdıkları beyaz dantelli takkenin ise bir meselği var, ezan sesiyle kafaya geçirilip işe başlıyor., | NGenç, isenç, 75 | İbnülemin'in bendeki anekdotlarından: | Bazı kimselerin yetmiş yaşında taravetini muhafaza ettiğinden bahsettiler. Bazıları otuz beş yaşında alev atlamış şebek götüne dönerler, dediler., @ozankolbas, 8.01.2025, X

dey.a.f.






götdeş | arkadaş. | Onun götdeşidir o., 24.04.2025

a.






götlü | bk. dipli. | Ağa, Mart ayı başından itibaren köylere, kasabalara ve tanınmış kişilerle ünlü pehlivanlara, 'Kırmızı Dipli Mum' göndererek, panayırın hangi gün başlıyacağını bildirir. ... sözü halinde de gelmiş olan Kırmızı dipli - götlü - mum ile seni ..., Âtıf Kahraman, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi (1924-1951) Kırkpınar güreşleri, 1997, 22

s.






götlük | götlük yapmak zaten insana özgü bir şey. ismimi koyan kişi babam ve kendisi 66 doğumlu ayrıca bob marley, ahmet kaya dinlemeyi sever belki onunla alakalıdır., dostmahallenizinkocaoglani 27.12.2016 16:30, taylan, EkşiS

a.






götoş | ibne, götlenbik, göt, götveren | bu laf, hiç bir anlam içermez; sadece küfür amaçlı kullanılan bir | kelimedir, | 23.12.2001, armonipolisi, Ekşi

a.argo






götoşlama | 2-saygı duruşu götoşlaması: misal 10 kasım. atatürk'ün önemi değeri tartışılmaz. ama bu saygı duruşları enteresan efendiler. ne zaman ki ortam sessizleşir şeytan g noktama doğru dokunmaya, dil atmaya başlar. kendini zor tutuyosundur zaten götüne parmak atarsın gülmemek için, yaşadığın kötü anıları getirirsin aklına ama nafile. elemanın biri tıs dedim mi tamam bittiğin an o andır. patlat kahkahayı. kahkahan dindiğinde disiplin kurulunda savunma veriyo olarak bulursun kendini., | exelance06, 27.11.2009, EkşiS, 27.1.2016g

a.






götoşlamak | cebine atmak* | Paraları sayıp yanına bile almıyormuş. Sadece bir deste binliği kırıştırıp götoşluyormuş. Haftada bir taşıyormuş paraları., | İşigüzel, EDK, 1996, 66-7

f. argo




GTS-



götten bacaklı | aşağılama kısa, çirkin, şişman. Yerden bitme | En güzel saçı yapmak, en tatlı sözleri garnizon komutanı Turgut Paşamızın götten bacaklı karısına, biraz daha azını onun altındaki paşanın biraz sıska karısına söylemek, daha az vakti ve emeği de binbaşıların karılarına –binbaşıların kıdem sırasına dikkat ederek– harcamak ve bütün bunlar sinir hastası ediyordu beni. (Pamuk, KafamdaBirTuhaflık, İstanbul 2014: 160 | 2. çirkin | Zaten biz olayı toptan yanlıs anlamıs bir toplum olarak bu götten bacaklı cümleyi dosdogru kurmak ve anlamak bizim haddimize olmazdı., | mehmeeetcan.tumblr.com/post/.../hay-o-telefonu-kapatan-eller-kırılsın, 15.11.201g

s.




TDK-



götü kalkıklık -ğı

b.a.
şımarıklık.

t.
"Bunun yanında, son zamanlarda yaşadığım, birkaç sosyal medya tecrübesini paylaşmak istedim. Bu hesabı açtığımdan beri aldığım bazı mesajlarda | "sen x olmuşsun, ego kasarak buradan yazıyorsun" gibilerinden yoldan sapmış psikanalist götü kalkıklığı vardı. Bunun yanında "OKB'yi işlevli kullanabiliyorsun" veya "her şeyi çözmüşsün" gibilerinden tanrısal atıflar vardı. Bok çözdüm, gelecekte bana ne olacağını ben nerden bileyim. Ben bunları çok işittim ama durum bu değil. | "Götü kalkıklığı moralimi çok bozdu.","
https://www.instagram.com/p/CVuymRMNWZJ/, 1.11.2021 | sokaktan, 28.10.2023



götü kalkmak

argo. dey.
kendini bir şey sanmak, havaya girmek.


"Nihat Ağabey, son konuşmamızda şunu söyledi: “Ben gidersem arkamdan iftira atanlar olacaktır. Öyle bir şey olursa o şerefsiz piçlere ‘yaşarken neden konuşmadın, götün mü yemedi’ de Erdem” dedi. Hayırdır, götünüz mü kalktı! Daha Nihat Genç ölmedi! Gitse de ruhu burada olacak! Bekleyin!", Erdem Atay @medreyata, 07.06.2025, X



götü kalkmak / bir tarafı kalkmak deyim | A.Y: 'Zaten hepsine gider yaptık yine...Ya FB ya GS ya da BJK... Hadi sittir et de bunlardan, bizden birinin şampiyon olması lazım. Olmazsa bunlarla... Bu Anadolu'yla baş edemeyiz haberiniz olsun... Federasyon tamam da... Trabzon, bunların hepsinin götü kalktı.', | AzizYıldırım/YSaltık, Star, 8.7.2012 | Okuduğum okulları, gezdiğim ülkeleri, konuştuğum dilleri bilmiyorlar. Popçuyum, | konuşuyorum diye 'varoş parayı gördü, bir tarafı kalktı' diyorlar. Babam Türkiye'nin en zengin reklamcıları arasında. Param hep vardı dedi., | İremDerici, M, 18.4.2016

argo






götü yemek deyim | Müşfik aptal bir polis. Götü yese anamdan emdiğim sütü burnumdan getirir ama o sünepe., | İşigüzel, EDK, 1996, 74








götü yememek

argo. dey.
bir şeye cesaret edememek.


"Nihat Ağabey, son konuşmamızda şunu söyledi: “Ben gidersem arkamdan iftira atanlar olacaktır. Öyle bir şey olursa o şerefsiz piçlere ‘yaşarken neden konuşmadın, götün mü yemedi’ de Erdem” dedi. Hayırdır, götünüz mü kalktı! Daha Nihat Genç ölmedi! Gitse de ruhu burada olacak! Bekleyin!", Erdem Atay @medreyata, 07.06.2025, X



götümlük | değersiz | ayy götümlük insanları baş tacı yaptınız mutlu musunuz, | @EsraSenel35, twitter,22.5.2016g

a.






götün götün zf. Kıçın kıçın, geri geri | Önce bana çay ve simit ikram ettiler, sonra da hani o üst kattaki kurtarma kayıklarından biriyle götün götün kıyıya gönderdiler. , | AyçaŞen, T, 8.2.2012








götünden büyük osurmak /bol götten osurmak


boyundan büyük laflar etmek.



Büyük lügat ve ansiklopedi, 1985, C 5, 296



götünü açmak argoaçık saçık giyinmek. | ...kalabalık yerde çalışıyorsun, akşama kadar götünü açan karşına dikilir, ona değilse, öbürüne gözün takılır-., | NGenç, BuÇağınSoylusu, 21 | götünü (yerden) kaldırmak deyim hareket etmek, yerinden kalkmak | Herif istasyonu gece çalıştırmaya bile yanaşmıyor. Götünü kaldırmak zor geliyor., | İşigüzel, EDK, 1996, 66 | götünüze girsin bu dünya alın başınıza çalın makamında bir laf, alın sizin olsun! | Ama o ibneler Beşparmakı çok kötü dövmüşler.' 'Olabilir. Şansın varmış, kurtulmuşsun.' Götünüe girsin bu dünya., | İşigüzel, EDK, 1996, 96

dey.






götürmek | 1. almak, alıp gitmek | Çocuklarımı da babanın yanına bırak. Yahut sen götür git. Benim çıkacağım belli değil. (...) Ne kadar derse götürür bunu bir adamla evlendirir., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 63 2. yapmak, başarmak, becermek | Ne domuzdur o, ne domuz! Şu anahtarı alsaydı pekala kısıntılı mısıntıtılı bu işi götürürdü., | NGüreli, 41

f.






götürüş | götürme işi | Hele üzeri kıllı tombul eliyle sulandırılmış rakı kadehini alışı, kadehi ağzına götürüşü, yudumlayışı, sonra kadehi yerine bırakışı, ekmeği koparış, önce dudaklarına bastırış, daha sonra da çatalına takışı..., | OKemal, 1966, 28

a.




TDK++



götürüvermek –i | taşımak, gideceği yere alıp gitmek. | Kuvvetli arkadaşlarımdan (isimlerini söyleyerek) ağaları çağırın. Onlar beni götürüverirler., | MNaci, ÖÇ, 46 | Bir an bu güneşli hava ve yanımda yürüyen Gülizar beni Türkiyeye geri götürüverdi sanki., | A Özakın, KB, 73

bf.






göv | 1. mavi, masmavi. 2. | yeşil, yemyeşil. 3. gök, gökyüzü. 4. | taze, yeşil. | Oy ben beyaz ve göv kayalardan kaydım / Kesmelerden eğik serpenelerden / Ama elin bağını tepelemedim / Tiyeğini ezmedim siyecini sökmedim, Bünyamin K, Bak anne geliyor..., 2008, 9

s.






Gövdelenmek | Gövde halini almak. Gövde olmak. | cinayetin mabedinde / yan yana uyur ölüm ve aşk / karanlıktan ve yıkımdan / beslenen / gölge gövdelenir / öldürülürken., | M Mungan, Yaz geçer, 1992, 38

f.






gövdeleşmek

f.
gövde halini almak.

tr. gövde-leş-
"Ey rakı sürülmüş yaralarım gövdeleşin", @yusufcepkn·10 Oca 2021, Twitter"



Gövdesiz | gövdesi bulunmayan. | Oturur pozisyonda beş devasa tanrı heykeli, sırtlarını mezar tepesine yaslamışlar, gövdesiz başlar iki metreden yüksek (...), | Raillife, ekim 2019, S 133, 28

s.






gövermek | yeşillenmek, çimlenmek. | Çünkü, Mayısta göveren toprak, Haziranda tuz gibi ağarır., | MYağmur, 68 | Bu arada kılları göveren oğlum, yeni çıkan televizyonda parkalı bir genci alkışlıyordu. Onu dere yumaz ettim, azarlayarak..., | RehaMağden, 2005, 139 | O vakit iyi harcanmazsa baharın ağzında göverir, kendisini yok eder., | ÖErdem, ZCumartesi, 3.11.2012 | dünyanın yüreğine su serpsin, / kimseler yokken fısıldasın olmayan kanatlarını. fakat yalvarırım sana, yalvarırım ki / göversin acıyı sırtından., | ÇığlıkD, Y 2, S 5, 8

f.






gövermiş | ıslak dikenlerle gövermiş yoldan / çakal yolundan, | YMiraç, 1981, 77

s.






gövertmek | Yeşilletmek, çimlendirmek. | Gövertin bizi. Öyle reformlar yapın ki, övünç duyalım; gururlanalım sizi tanımaktan., | NÇınar, T, 1.8.2011

f.






göynek | gömlek | ...işten çıkınca don, göynek satıyom-., | NGenç, BuÇağınSoylusu, 30

a.






göynümce | Gönlümce. | sevebilsem her çocuğu göynümce / bir dert bir ümit bir şekil bir soluk / bahar vakti – alabildiğine huzur// gençlik değil mi bayram göynümüzde bizim, | TPamir, (1950-1951) 1957, 9 // 11

z.






göyünmek | yanmak. | Onun çifte kavrulmuş kâlbi, yakınlarının ve tanıdıklarının tümünün yerine birden yanacak kadar göyünmüştü acı ve hasretle., | HSu, Gülşefdeli. TDK-da göynümek şeklinde var. | Harman da atım çevrim çevrim dönüyor / Ateşte yüreğim alev alev göyünüyor., | BayramSinop, 9.4.1992, | http://www.kizilagil.info/kizilagil/bayramsinop/0101yorgun.html, 5.8.2017g

f.






göyüntü | muztarip, dertli, yanmış. | Bu korkunç çöküntünün altında göyüntü (muztarip) insanlık, bir daha, baştan bir daha ezilecek, bu eziliş tarihe, yeni bir dönüm noktası sayılacaktı.MEBozkurt,Karl Marx ve Türkler, | Tan, 26 Temmuz 1935

a.






göz | çekmece. | Çavuş tekrar gülümsedi ve masanın üstündeki torbacıkları ceketinin iç cebine yerleştirdi; elinde tuttuğu Browning tabancayı da, çekmecelerden birini çekerek, oradaki kâğıtların üstüne bıraktı ve gözü kilitleyip anahtarı yanına aldı., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 101

a.






göz | Ölüm, öldürmek, yıkım ve yağmanın, fırtınanın tam gözünde geçen günler, aylar, yıllardan sonra, bir insan, 'normal' hayatına dönebilir mi? , | SÖney, T, 29.7.2011 bir göz oda/ bir göz ev tek odalı ev, küçücük ev | Saraç İbrahim buradan kendi evine giderken, kendi evi de tek bir ev, bir göz ev, burada yatar kalkar, burada yer içerdi., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsani, 270 göz düşürmek –e deyim bakmak | Dur, düşürme gözlerini katışıksız hüznüme., | YErdoğan, 21 sağ gözün itimadı yoktur sol göze deyim ÇAltan, M, 8.10.2011 (bir kıza) gözü düşmek sevmek, beğenmek KemalKara, omurdedgin.net, 27.10.2011 | iki gözüm önüme aksın | İki gözüm önüme aksın ki bilmiyorum., | ANesin, GözüneGözlük, İstanbul1974, 76 iki seksen yere uzatmak/yıkmak -i deyim | Madam Laurencin'in hastalığının, Pablo'nun babasının ölümünü izlemesi bizi iki seksen yere yıktı., | SalahBirsel, Bitliler, NisanKitapDört, MaxJacob'tan, 13 | gözünün ağını göstermek deyim isyan etmek* | Bir güne bir gün babana gözümün ağını mı gösterdim? , | BYıldız, DünyadanBirAtlıGeçti, 74 gözünü ağırtmak deyim bkz. TDK gözünü ağartmak gözünü belertmek | Gözlerini ağırtma öyle. Düşman düşman bakma öyle., | BYıldız, DünyadanBirAtlıGeçti, 74 | gözden sürmeyi çekmek bkz. | http://www.turkcebilgi.com/g%C3%B6zden_s%C3%BCrmeyi_%C3%A7ekmek, 23.12.2015 iki gözüm çıksın kalıp söz yemin | Aliiiii, iki gözüm çıksın ki polise vereceğim seni! Aliiiii!, | İpşiroğlu, 21 gözün karnı yokmuş | Gözün karnı yokmuş, benimki o misal. Kabul et babacığım çok zamansız oldu vedan..., | SerhatKoçman, M, 13.8.2013 | gözden sürmeyi çalmak deyim | 1. usta hırsız olmak 2. Aldatıcılıkta becerekli olmak 3. Hünerli olmak | Ben de geçen bir deyim duydum. Bir arkadaşın kütüphanede sandalyesini çalmışlar. Kütüphaneci dayı | O da birşey mi? Burada adamın gözünden sürmesini çalıyorlar demiş./ | Gözden sürmeyi çalmak deyimini çok severim. Unutulmaması için doğru yerde ve sıkça kullanmak lazım. Karakoç, kürt-türk ayrışması veya Alevileri Hz. Ali'den uzaklaştırma girişimleri gibi durumlar için bu deyimi kullanır, birkaç kere duydum., | ÖBaran/ŞAbak, Rindan, 21.12.2015

a.






göz açımı | Güz mevsimi ?@FECR_Ma1  2 dk.2 dakika önce Karanlık bir gecede Yıldızlar yoksa Ufka bak sessizce Tutarak nefesini İlk göz açımındaki Işık benim Seninle parıldayan.,8.9.2016g

a.






göz açıp kapamalık | pek kısa | Sanmışlardı dünya / Güneş doğduğundaki gibi hep aydınlık / Her yer güllük gülistanlık / Bilemezlerdi yaşam göz açıp kapamalık., | N Ö Arpacı, 2006, 65

s.






göz aydınlığı a.








göz banyosu | 1. göz hastalıklarının sağaltımı için, göze ilaçlı suyla yapılan banyo. | Güneşten faydalanma yollarının başında ilk akla gelen, 'güneş banyosu'dur. Güneş banyosunun bir dalı olan 'Göz banyosu'nun sinir sistemindeki olumlu etkileri çok denenmiştir., | RIlgaz, Keş, SınıfYayınları, 1972, 122

a.






göz damlası

b.a.
Gözün tuzluluğuna uygun tuz içeren ve genellikle tek bir damla veya birkaç damla gibi küçük miktarlarda doğrudan gözün yüzeyine uygulanan sıvı.

tr.
"... Göz damlası 25 mg, sat Terramycin kloridrat 5 cc. hususi damlalık. burun damlası: 25 mg. sat Terramycin kloridrat, sodium klorid, sodium borat ve desoxyephedrin hcl, 5 cc. hususi damlalık. Kulak damlası 25 mg. saf Terra ..", Hastane, 1952, C 6, 64 | "... Göz Damlası "Collyre". "Damlalıklı şişede: 10 cc. Collyre. >> 32/29 Yeni 37 - Beguanin Tablet 0.55 Gr. "Kutuda Tablet." % 24 32/30 >> - 38 Pürgatif Müshil Gazozu. "Şişede: 250 cc. Gazoz." 32/31 39 Soyatonat Granül Una ... ", Resmî Ceride, 2. Bölüm, 1953, 7654"



göz damlası


göz kuruluklarında ve hastalıklarında göze damlatma şeklinde kullanılan bir ilaç.
b.a.

öz damlası b.a. "...sargı bezi, koltuk değneği, atel, yürüteç, baston, boyunluk, korse, oturma simidi, alçı, bandaj, dizlik, göz damlası, astım ilacı/pompası/sprey ile Sınav Giriş belgesinde belirtilen bina ve salonda sınava girebileceklerdir.
ÖSYM Hizmete Özel 2024 görev talimatı



göz değmedik

b.s.
göz değmemiş, gözün erişmediği.

tr.
"Gözler dolaşmıyor gölde-gölekte / Altın küpe şan vermiyor kulakta / Cıncık-boncuk sallanıyor bilekte / Göz değmedik bir parça et kalmadı / Devridevran miyop devri... ", Ş Belli, 1962, 39"



göz gözü görmez derecede





"Mevsim kışa rastlamıştı. Okmeydanı'nı sıyırıp tepelerine çöken karayel altında hemen hemen gözgözü görmez derecede ışıksız ve yine hemen hemen ayak basılmaz halde delik deşik bulunan bu izbe köprü —şakrak, sürükleyici operet havalarını en yüksek sesle tekrarlamağa elverişli bir yer olduğundan — alafrangalık meraklısı genç rnekteplilere bir iç bahçe kadar kuytu, ılık, rahat görünürdü.", R H Karay, Sonuncu kadeh, 101"



Göz hafızası | Göz hafızası diye bir şey var ve hissiyatı da içinde barındırır., | İ Kara, www.dunyabizim.com, 10.11.2018

a.






Göz hızarı? ? ? | Göz hızarı gürültüsüyle geçmedeler., | Dağlarca, VK, 80








göz karaşı: noktainazar, ++








göz koymak

dey.



"Sevgilim süzülme, sonra göz korlar.", Celâl Beykal, 1956, 46"



göz kuyruğu

b.a.
gözün şakağa doğru makyajla uzatılması.

tr.
"Ondokuzda: / Eteğinin fermuarı sökülür. / Yirmisinde: göz kuyruğu çekilir. / Yirmibirde: her erkeğe takılır. / Onu sevmek hem zahmettir, / Hem külfettir.", Ş Belli, 1962, 40"



göz tanışığı

b.a.



"Murad Naci o fikirdedir ki, her erkeğin ömrü boyunca unutamadığı, etkisinden kurtulamadığı birkaç kadın tipi vardır | hem de bunlarla uzun ilişkide bulunmuş, âşıkdaşlık etmiş, maceralara girmiş olmak da şart değildir | göz tanışığı bile bazen yeter.", R H Karay, Sonuncu kadeh, 10"



gözalıcı | Bir an sonra gözalıcı renkteki balon serçeden daha çok hoş gelir ona, hiçbir şey havalara, göklere dek yükselen, sonra yere düşüp yanı başımızda puf diye sönüveren bir balon kadar güzel değildir., | Jiri Marek / O Akbal, Bir ana konuşuyor, ÇHA, 61








gözalıcı | göz alıcı. | içki şişelerini kırıp uzun, / gözalıcı dalgakırana gittikleri / o kıyıda, dalgaların durmaksızın vur-., S Erözçelik, 1991, 84

s.






Gözaltı | Ve sizin gözaltlarınızda ve hüzünlerinizde şaşkın elleriniz görünürken..., | Ömer Say, 2010, 41

a.






gözaltı pazarı | ikt. | Bu yazıda gözaltı pazarı nedir diye soran okuyucular için son yıllarda borsada işlem yapan birçok yatırımcıyı ilgilendiren ve 1996 yılında faaliyete geçen Gözaltı Pazarından bahsedeceğiz. Hisse Senetleri Piyasasında işlemler çeşitli pazarlar kapsamında gerçekleşmektedir. İMKB kotasyon şartlarını tümüyle karşılayan şirketler Ulusal Pazar'da işlem görmektedir.  Gözaltı Pazarı, belirli koşulların ortaya çıkması sonucunda, şirketlerin izleme ve inceleme kapsamına alınması durumlarında sürekli gözetim, denetim ve izleme ortamında, yatırımcıların devamlı ve zamanında bilgilendirilmesini sağlayacak önlemlerle birlikte, hisse senetlerinin İMKB bünyesinde işlem göreceği bir pazardır. Bu pazarda yer alan şirketler  sadece saat 14:00-15:00 saatleri arasında borsada işlem görebilmektedir. Peki hangi koşullarda şirketin Gözaltı Pazarında işlem görülmesine karar verilir? , | 24.4.2010, | http://ekonomiturk.blogspot.com/2010/04/gozalt-pazar-nedir.html

a.






gözaltları





"Sizin hiç saçlarınız döküldü mü güzel bayan / Gözaltlarınız morardı mı / Yüreğiniz daraldı mı", Haydar Oğur, 1994, 81"



gözbağcı | Karanlık odadaki korkuyu dilimize çevirmek hem güç hem de gözbağcı bir yanı var bunun., | TKiremitçi, 2005, 115

s.






gözcük

s.
bir küçücük odalı.

tr. göz-cük
"Gözüm yok köşkünde ve yalısında / Yeterki bir gözcük mekanım olsun.", İlhan Geçer, 1986, 12"



gözde | 1. Göze giren, kayırılan kimse. 2. | Bir hükümdârın veya büyük bir kimsenin beğendiği ve yakınlık kurduğu kadın, haseki: 3. | s. Beğenilen, tutulan, rağbet gören, makbul. | İzmaritle istavrit kasımda da gözde. Bununla birlikte kasım ayının balıklar ecesi elbette uskumru. Gerçi uskumru gözdeliğini marta kadar koruyor. | , | Sİleri, ZCumartesi, 27.10.2012

s.a.






gözdelik -ği | İzmaritle istavrit kasımda da gözde. Bununla birlikte kasım ayının balıklar ecesi elbette uskumru. Gerçi uskumru gözdeliğini marta kadar koruyor. | , | Sİleri, ZCumartesi, 27.10.2012

a.






göze | hücre | 1932-34 yıllarının Tedavi Seririyatı dergilerinde Türk Dili Köşesi diye bir köşenin bulunduğunu yukarılarda söylemiştim. Bu derginin 130. sayfasında, Üniversite Tıp Tarihi Öğretmeni Süheyl Ünver, Göze'nin hücre sözcüğüne yeğ tutulması gerektiğine ilişkin derin bir inceleme yayımlamış., | RüştüErgun, 1973, 61-2

a.

tıp tıp




göze ak düşmek bkz. göze ak inmek göz lekelenmek. | Diğer taraftan, göze ak düşmek Trabzon ilimizin Akçaabat ilçesine bağlı Kuruçam Köyünde gözüne ak inmek veya gözündekini getirmek biçiminde büyük baş hayvanların uzun süre aç kalmak ve yem beklemekten ötürü gözlerinin hastalanmalarını anlatır. Halk hekimliğinde hastalığı sağaltmak için gözün şişlikleri kesilip tuz vurulur. Burada bahsedilen hastalığın tıbben nasıl tanımlandığı ve tedavi edildiği ise tabii uzmanlarının bilebileceği bir şeydir., | F Gedikli, Ufuk Ötesi, Kasım 2008








göze görülürlük –ğü | dikkat çekme hali, görülme hali. | Müslüman mekteplerinin göze görülürlüğü sadece bir Külliye-i Osmaniye isimli Arap lisesi, bir hükümet lisesi, bir darülmualliminden ibaret; diğerlerinin hepsi kadimî sıbyan mektepleri., | 23

a.






gözelenmek | (su) kaynaklanmak, fışkırmak. | taş oluklarından gözelenmiş / meşe seli pınarlardan gümüşlerle, | TekinSönmez, Yansıma35/1974, 282

f.






gözer | Hocam elek çeşitlerinin ismini yazıyorum sözlük için, gözenekleri en açıktan en dar olanına doğru sıralıyorum: Sarat (gözeneği en açık olan), Gözer, Halbur, Elek. Hocam sözlükte bu kelimeler yoksa, daha fazla açıklama için not alabilirim. Bunların her birinde farklı şeyler eleniyormuş mesela., Esra Çetinkaya, 16.04.2025

a.






gözerimi | Güneşin ıslandığı, gözeriminde, buğunun / dalga dalga yayıldığı, kendiliklerde, deniz-/ denizde, gözeriminde, bulutların buğuyu, S Erözçelik, 1991, 85

a.






gözetici | gözetmen, mümeyyiz. | Gözetici Kol Öğretmenliği, | 10.6.2016dan önce (Okullarda form)

a.






gözetim altına almakSene 1996, yer Antalya... 14 yaşında bir çocuk, Yakup Köse devletin güvenlik güçleri tarafından devlet düşmanı olduğu gerekçesiyle gözetim altına alınır., | CAktaş, T, 23.4.2012

dey.






gözetimli

s.
gözetlemesi, denetimi olan.

tr. gözet-im-li
gözetimli alan. 23.07.2028



gözetlemek | 1. gözetleme, gözleme işini yaptırmak. | Serserinin birine, vaktini kahvelerde geçiren birine gözetlettim., | K Çapek/ E Gürol, Yalanlanamayacak bir kanıt, ÇHA, 9 | 2. burada gözlemlemek, müşahede etmek. | Bu defa, Türkiye'nin de özellikle İran ile aynı resmin içinde görüldüğünü gözetledim., | MABirand, Milliyet, 25.11.2010

f.






gözetmek





Hele çoğu da acından kırıldı / Gözetirler tayın gele mi Yarab? 30



gözgü | ayna, gözüngü, görüntü. | Tasavvufta alem; Allah'ın kendi cemalini seyretmek için yarattığı kainat, ayine, gözgü, gözüngü, görüntü... nam-ı diğer ayna.FatmaPekşen/NHalıcı, Z, 22.1.2012

a.






gözle görülebilir | Bu hem tutuklu ve hükümlüler bakımından, hem aileleri bakımından hem de devlet bakımından elle tutulabilir ve gözle görülebilir bir sorun alanı., | A Sözüer, Hür, 3.6.2019

s.






gözlemcilik -ği | 1. Gözlemcinin yaptığı iş, rasatçılık | Bence sen bu gözlemcilik işini bırakıp bir tavuk çiftliği kurmalısın. - İ. Aral 2. Müşahede etme işi | Yazar olmak istiyorsan, çevrende olup biteni dikkatle izleyeceksin, malzeme toplayacaksın. Gözlemcilik yazarlığın ilk adımı, bunu unutma!, | İpşiroğlu, 108

a.






gözlemek

f.



"Ne güzel halk etmiş yaradan Allah / Cümleniz müslüman elhamdülillah / Hicranî der, barekallah, maşallah / Gözleyin nazardan göz değer size.", San, Hicranî, 188"



gözlemsel | ... gözlemsel dışmerkezinin , bugünkü Aydın şehrinde ya da çok yakınında bulunabileceği , burada şiddetin VIII - IX olabileceği anlaşılabilmektedir . Bu şiddetteki bir depremin de , Aydın - Nazilli Fayı'nın batıdaki bir kesimini oluştura ..., Deprem Araştırma Enstitüsü Bülteni, 1977, S 18-25, 21 | 2010 - 25000 hastanın katıldığı ulusal gözlemsel çalışmanın istatistik analizi yapılmıştır., | | http://www.medstatsdanismanlik.com/projects.html, 6.2.2015g

s.




GTS-



gözlerine kara su inmekkr. Gözlerine ak inmek | Ohşadabilmez gubârını muharrir hattuna / Hâme tek bahmahdan inse gözlerine kara su., | Fuzuli, EGŞA, 181 | göz altı etmek –ıçaktırmadan bakmak, süzmek. | Baktı ki Kenan büyük. Daha da göz altı etti Kenan'ı., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsani, 279 | göz kesilmek –edurup büyük bir dikkatle bakmak. | İşte o zaman, etrafta oynayan çocuklar bu sanki uzaktan mahrem görünen ilişkiye göz kesildiler, oyunlarını kestiler., | RehaMaden, 2005, 88 göz yumucu olmak deyim | göz yumucu olmak; ihtiyatlı ve tutumlu olmak; güler yüzlü olmak; metin olmak; bilgili olmak; ikramcı olmak; hırçın olmamak: erkeğin hoşgörüsüzlüklerine ve hizmetçiye karşı sinirlenmemek; yumuşak huylu ve alçakgönüllü olmak; doğru düşünceli (tedbirli) ve korkusuz olmak (age: 166-167), | LFŞCantek, Fakir/haneler, | http://kasaum.ankara.edu.tr/? p=847, 7.8.2017g gözlerinin önünde yıldız uçuşmak deyim | Tepe üstü yere çakılmıştım. Bir sürü yıldız uçuşmuştu gözlerimin önünde., | ACılga, Sıpanın, 10 | gözleri yolda kalmakArtık diyorum, sık sık görmeye geleceğim sizi. Sözüm söz. Gözleriniz yollarda kalmayacak., | VSevim, 129 | gözünü daldan budaktan esirgememek/sakınmamak hiç korkmamak. | Üstelik gözünü daldan budaktan esirgemez atılganlığı ve yürekliliği yüzünden de, öteki çocukların hemen hepsinin gözünü yıldırmıştı., | DCeyhun, 91 göz geçirmek deyim gözden geçirmezlik etmek deyim | Not: Matematikten birkaç soru yapabileceğinizi sanıyorum, yapamıyorum diye gözden geçirmezlik etmeyin., | 1.7.2011, | http://forum.alomaliye.com/stajyer-sorunlari/39387-staja-giris-sinavina-hangi-kaynaktan-calisayim-2.html, 26.2.2017g | etrafa göz dolandırmakçevreye göz gezdirmek | Komşular geldiler. Toplandılar. Necip evine geldi. Şimdi etrafa göz dolandırıyor. Telli yok., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsani, 223 | gözlerini devirmekHer şey gayet güzel gidiyordu ki, konuşmasının ortalarına doğru Harvey Meehan'in arkadaşı Gus Sulermo'ya bakıp gözlerini devirdiğini fark etti., | KB, PİG, 54 | gözlerini kanuykudan açamamak. | Çok derin uykulardaymışım, Cemal'in sesini çok zor duymuşum gibi, gözlerimi kanuykudan açamıyormuş gibi zorbela (sic) uyanırdım; bakardım kurt murt yok ortalıkta., | HMeryem, 2002, 43

dey.f.






gözlerinin biri Şama biri Bağdada bakmak| Bir gün; yüksek sınıfa mensup ve gözlerinin biri Şama, biri ... bakan fena halde şaş bir ka... Taleyran'a cevab veriyor: -İşler nasıl gidiyor Ekselans? Diplomat soruyor: -Gördüğünüz gibi, ma-, Türk Sözü, 22 may 1936, 2 | bir gözü ama bir gözü şama bakmak. şaşı insanlar için kullanılan bir deyim., kibariye nin annesi 15.07.2004 20:30, EkşiS | Deyim olsun diye yazmıyorum sahiden sayfası üç kuruşa çeviri yapıyordu, yani öyle olmalıydı. Profesör olma yolunda saçlarını dökmüş, bakışımsız yüzü, biri Van'a diğeri Şam'a bakan gözlerinin de yardımıyla epey sevimsiz hale gelmişti., Zafer Avşar, Akbabalar ve Enayiler: Söyleme sırrını dostuna, e-kitap, (yer ve tarih yok) 22.02.2025 | Behzatç Gözlere bak biri a.a biri Şama bakıyor, 20 Oca 2023, | https://www.tiktok.com/@ilhami_35_45_beriev/video/7190822552502062342 | Hatunun gözlerinin biri Şam'a biri Bağdat'a bakıyor,kalkmış | mavi gözlü erkek olmazsa olmazım diyor...ne bileyim işte üzülüyorum., Kafasına Göre takanlar, 9 Nisan 2013, Facebook| | E bunun gözünün biri Şam'a biri Bağdat'a bakıyor, @gnmglr, 8 oca 2020, Twitter

dey.






gözlerinin yağını yedirmek -eÇok ihtimam göstermek, çok iyi bakmak. | O çocuğa öyle baktılar ki öksüz, fukara diye gözlerinin yağını yedirdiler. Derslere de iyi çalışıyordu. Sınıfları atlatıkça hayretimi artırırdı, sıska mübarek., Mahmut Makal, | Bir köy çocuğu etrafında, Kaynak D, 1 ara 1953, S 88, 19

dey.






gözlerinsiz

s.



"Özrünüz sizin olsun bay bayan / Ben uzun siyah gözler isterim / Kuşatmalar barikatlar hatrına / Gözlerinsiz edemem çünkü / İsterim", Haydar Oğur, 1994, 38"



gözleşmek f.bk. kaşlaşıp gözleşmekkarşılıklı kaş göz işareti yapmak. | Ama Katarinanın kanında bozukluk varmış ki, civarın delikanlıları ile epey kaşlaşıp gözleştikten sonra külhanbeyi geçinen birisine günün birinde kaçıvermişti., | Gürman, 62

dey.






gözletmek

f.
bekletmek.


"'Fezküruni' emrin bilip, râh-ı Hakkı gözletir | / Melce-i dermanı uşşak, piri merdan Nakşibend.", H Burkay, Hüdâverdi Divanı, 27"



gözleyi gözleyi | Bekleye bekleye, bekleyerek. | Çıktım Kozan'ın dağına / Karı dizleyi dizleyi / Yarelerim göz göz olmuş / Cerrah gözleyi gözleyi, | Karacaoğlan

z.






gözleyi gözleyi | gözleye gözleye, bekleye bekleye | Yaralarım göz göz oldu / cerrah gözleyi gözleyi diye inletme yurdumun efendilerini., | MYağmur, 74-5

z.






gözlü

s.
gözü olan.

tr. göz-lü
Ruhumun yakut gözlü hayal prensim idin! 87



gözlü

s.
gözü olan.


"Şaşkın şaşkın adama baktılar. İçlerinden, parlak sarı, kıvırcık saçlı, deniz gözlü bir küçük, çıngıraklı bir kahkaha bıraktı.", C Uçuk, DŞ, 1971?, 114"



gözlü | gözü olan. | Üstat elinden çıkma sanemlerden mütenasip yapılı, siyaha mail samurî saçlı, incerek düz kaşlı, noktalı yeşil gözlü, siyah ve uzun kirpikli, hafif sarı üzerine mevçli koyu al yanaklı, irice çekme burunlu, ufak ağızlı, (şiddet-i şehveti gösterir surette) ateşî kırmızı kalınca dudaklı, her karşısına geleni kucaklayacak gibi önüne mail yürür, insanın kalbine girecek gibi karşısındakine dikkatle bakar bir afet, | Namık Kemal, İntibah, 1876,

s.






gözlü kılmakgörür eylemek. | Nice gözsüzleri gözlü kıldı ol / Nice sözsüzleri sözlü kıldı ol, S Çelebi, Mevlid, ? , 41

dey.






gözlük -ğü

a.


tr. göz-lük
Gözlük ise yine yaşını almış yahut kıraat ve kitabetle meşgul olan zatlara ve yakını göremezlere mahsustur. 10



Gözlükevi | gözlük satan dükkan. | Gözlükevi enstitüsü, | Bakırköy, 2018

a.






gözlüpınar / gözlü pınar | pınar | Biz ne zaman istersek seni yanımızda, bıraktığın Iklık'ta bulacağız. Seninle geçirdiğimiz hatıraları hep güzellikle anıp, yâd edeceğim. Rabbimden rahmet dilerim. Mekanın cennet olsun ustam... Feyden davarı dolansın ey ey / Gözlü Pınardan sulansın ey ey... Güle güle Ulu Kök..., Uğur Önür, 25.01.2025, Facebook

b.a.a.






gözpınarı / göz pınarı | Gözyaşı bezlerinin salgıladığı sıvıyı toplayan, gözün burun tarafındaki bölümü; gözyaşı pınarı. | Oysa serüvenlerine hayranlıkla baktığımız, yiğitlikleriyle gözpınarlarımızı coşturan kahramanlar genellikle yazgılarına boyun eğmiş sıradan insanlar arasından çıkar., | TKiremitçi, 2005, 162

b.a.






gözsüz BTS+ | 1. Gözü olmayan 2. Görme engelli, kör, görmeyen. | Nice gözsüzleri gözlü kıldı ol / Nice sözsüzleri sözlü kıldı ol, S Çelebi, Mevlid, ? , 41 | Büyük bir kısmı trahom, çiçek, menenjit gibi hastalıklar sonucu; diğerleri ise patlama, yanma, çarpmaya benzer kazalar nedeniyle gözsüz kalmışlardır., | ZMısırlı, OkuldaBirYıl, 62 2. Köstebek 3. Utanmaz, arlanmaz (kimse) 5+. Gözünde herhangi bir anlam olmayan kimse | +Adamlar geçiyor, yüzsüz, gözsüz, gülüşsüz adamlar., | CSüreya, Onüç Günün, 19 (12.7.1972) 6. Tekirdağ ili, Malkara ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

s.




bts+



gözü dönmüşlük -ğü | gözü karalık. | Bu derece gözü dönmüşlüğün kamu vicdanına toslaması kaçınılmazdır., | YAkdoğan, YŞ, 4.2.2014 | Dış düşmanı davet edecek kadar gözü dönmüşlükle iktidara muhalefet edilmez., | ŞAbak, 10.2.2014eposta

a.






Gözü karalık –ğı a.








gözü karalık / gözükaralık | gözü kara olma hali | Militarizm katkılı –ve kalkınma yolundaki gözü karalığıyla da adeta Stalinist- modernleşme hayalinin bedellerini göz ardı eden bu tür reformist yaklaşımın Nuray'da o sırada bir hayal kırıklığı uyandırdığını gözlemlemiştim.,CAktaş, T, 8.12.2011 | Çocukların o umursamaz gözükaralığıyla, ama biraz da onu ürkütüp kaçırmaktan korkan bir dikkatle, büzüldü, ayaklarının ucuna basa basa usulca yaklaştı, atılıverdi üstüne, iki eliyle birden avuçladı., | DCeyhun, 9

a.






Gözümüzü bağlamak | Fakat ben seni bilirim, başının doğrusuna giden bir insansın! Babam sağ iken söz bana düşmez diye ağzımı açmazdım, sen de bizim gözümüzü bağlayıp arkamızdan dolap çevirmeye kalkardın., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 200








gözün karnı yokmuş | Gözün karnı yokmuş, benimki o misal. Kabul et babacığım çok zamansız oldu vedan..., | SerhatKoçman, M, 13.8.2013








gözüngü bk. Gözgü








Gözyaşısız | göz yaşı olmadan Çeşmeler akıyor gözyaşısız Yenilenen İstanbul seçiminden hemen önce üstadımız Sezai Karakoç Genel Başkanı olduğu Yüce Diriliş Partisi adına | Çeşmeler akıyor gözyaşısız başlığını taşıyan bir mesaj yayınladı...Mevlana İdris, 29.06.2019

s.






gözyaşlı | gözü yaşlı olan kimse, ağlayan kimse | Yüzündeki, gözyaşlı yağmur suyunu kuruladı., | BYıldız, DünyadanBirAtlıGeçti, 79

s.






GPO | Sovyet casusluk teşkilatı

kıs.






GPS | Askerler bu insansız hava araçlarnı bulundukları üsten, joysticklere benzeyen bilgisayar kumandalarıyla GPS sistemi aracılığıyla gönderilen sinyaller sayesinde yönetebiliyor., | T, 2.10.2011

kıs.a.


ing.



gra | büyük kurşunlu, kara barut yakan, tek kurşun atar gürültü ile patlayan Yunan mavzeri | Sende yunan grası var, değil mi İzzet Çavuş? , FikretArıt/AhmetEnön, 2003, 96

a.






graben | Çarpışırsa  yükseltiler  dalma batma zonlarında graben veya horstlar yanal atımlı olan haraketlerde enerji boşalması olur. Deprem denilen şey bunlardır., | MuratFilnte, 12.8.2017g

a.






grafen | karbon atomunun bal peteği örgülü yapılarından bir tanesine verilen ad. | En küçük ve en hızlı grafen işlemci, | T, 3.2.2013 | Bir tanesi Grafen adlı karbon atomu esaslı malzemenin endüstride kullanılmaya başlaması ikincisi de üç boyutlu yazıcı teknolojisi., | CErtem, Star, 17.2.2013

a.






grafi | [T]oplumsal ruhunun derinliklerindeki tektornik hareketler, konuya vakıf birinin rasathanesindeki grafilerde nasıl görünüyordur acaba? , | NÇınar, T, 30.12.2011

a.






grafiker | Bunlara bakar bakmaz, benim grafiker de olabileceğim kanısına vardı., | S Dölek, Kirpi, 44








grafikerlik -ği





"Sanatçı, Milliyet çocuk dergisinde grafikerlik | Cumhuriyet gazetesinde de karikatürcülük uğraşılarını sürdürüyor.", ", G Aylan, DCD, arka kapak"



graflık | Bu sırada Graflık gibi memuriyetler de dirlik olarak verilmeğe başlandı., | Coşkun Üçok, 302

a.






grafon | Grafon kağıdından kedi merdiveni yapar misali, herkesin köşe yazarlarından kırpıp kırpıp yarattığı kendine göre şahane bir analizi vardı., | DOral, T, 20.8.2011

a.






gramatikals. | grammatical dilbilgisiyle ilgili | [T]ürk dilinin gramatikal yapısına uygun, ancak Türkçe kökenli olmayan bir sözcüğü soyadı olarak kullanmak amacı ile Mahkemelere başvuran kişiler ise taleplerinin olumsuz sonuçlanması durumu ile karşı karşıya kalmaktadır., | AYM, 12.7.2011 RG




ing.



gramatograf | Tabloyu tanımlayan okuma çalışması kesin olarak (kaynağına kadar) yazma çalışmasıyla özdeşleşir: Resimden söz eden ne eleştirmen vardır artık ne de yazar; bundan böyle gramatograf vardır, yani tablonun yazısını yazan kişi vardır. (R. Barthes) PBarışta, T, 19.6.2011

a.






gramerlik | gramerle ilgili | Çalıştayda, Eski Oğuz Türkçesinin teorik ve gramerlik meseleri ile Kadı Burhaneddin Divanı'nın çeşitli dil ve stilistik yönlerini ele alan 50'den fazla bildiri sunuldu., | AliAkar, 17.10.2011 eposta

s.






Gramscigil | Gramscigil hegemonya, zorun zırhıyla korunan konsensüstür., | Mustafa Şahin, 16.08.2019, Twitter

s.






gran | Fr. Grand | Rahat yüzü görmesin Fransızcayı kuran / Küçük büyük dururken ne lazım pöti gran., | OsmanErdem, GaribinDilinden,12

s.


fr.



granada | Yanında Granada belirmeye başlıyor., | Ömer Say, 2010, 47

a.






grandiöz BTS- | ing.* | Çok grandiyöz işaretler yollamaya çalışıyor., | PMağden, T, 15.7.2013

s.




bts-



granolalı | Senbebekken Arya iki gündür sadece akşamları yiyor desem yeridir. Kefirli buluberili muzlu pekmezli granolalı smoothie yaptım onu bile yemedi. 19.9.2018, tivitır

s.






granül | Ayağınıza batan ya da bir tablo asmak için kullandığınız çivinin başında çizilen şeyin bir sanat kapsülüne dönüşmesi sizce de güzel değil mi! Bir kahve granülündeki eser..., | HasanKale, StarPazar, 3.1.2016

a.






granülasyon

a.
granülleme.


"Publications de la Société d'histoire turque VII. sér 1937, 9* | "... lokositleri de ihtiva eden eski bir granülasyon nesçi ile kaplanmış olup, Submukozanın nomaldeki gevşekliği sıklaşmış ve incelmiştir, burada kan damarlarından ve hele venlerin içi kanla dolu olup bir çok arterlerde Periarteritis ehronica fibrosa ve Media tabakasında kireçlenme başlangıcı görülmektedir.", AYZE Çalışmalar, 1941, S 124-131, 27 | "Kastrasyonda funiculus spermaticus uzun bırakılır ve bu uç uzun müddet yaranın dudaklarından sarkmış bir vaziyette kalırsa çok defa yaranın kenarlarına yapışarak, hayvanın hareketleri karşısında gerilip irkiltiye uğramak suretiyle iltihaplanır, muhitindeki konjunktivanın da çoğalması ile müştereken bol bir granülasyon ve hyperplasie husule gelir, ki buna Fransızlar Champignon diyorlar. Bu komplikasyonun hazırlayıcı sebepleri hatalı surette tatbik olunan bütün kastrasyon metodlarıdır, yani funiculus spermaticus çok aşağıdan kesilir.", AYZE Çalışmalar, 1948, S 157, 112"



granüle etmek

b.f.
granüllemek.


"Bulanık mantıkçılar, mesela Lütfi Zade, kelimeleri, cümleleri granüle etmek istiyorlar.", Burak Eke, 2.7.2024"



grav grav

a. yans.
tabanca sesi.


"Aha böyle tabanca atıyorlar: Grav, grav, gravvv.", H Kıyafet, 1981,9"



grav grav | yansıma tabanca sesi | Aha böyle tabanca atıyorlar: Grav, grav, gravvv., | HKıyafet, 1981,9 | Konfetiye ve havai fişeklere ne gerek var! Karanlık çöktükten sonra havada yanıp sönen yıldızlar, yağmurlu günlerde çakan şimşekler var. Grav! Grav! Grav! Kurusıkı bol., | BTSalihoğlu, 2014, 15

z.






gravat iğnesi | o Nami bey ki / pırlantası düşmüş gravat iğnesi / tek bir altın kol düğmesi, | MG, 29

a.






graves hastalığı | zehirli guatr veya basedov hastalığı. | Basedov Hastalığı, ilk tarif ve teşhis eden hekim adiyle Basedov veya Graves hastalığı diye adlandırılan ve tiroit bezinin aşırı faaliyetinden ... zehirli bir madde salması ve guddenin aşırı bir derecede çalışması ba-..., İnönü Ans., 1967, C 21, 308

b.a.

tıp




great | ulu, büyük, muazzam, azametli | Bu zavallı klavye delikanlısına ve kerameti kendinden menkul, dün küfrettiğine bugün | yanaşma olan great great  minnoşlara, namuslu adamların vicdanlarından başka mahkemelerinin olmayacağını söylemenin bir anlamı olur mu bilmem., | STunalı, T, 29.9.2011

s.


ing.



grebi | bkz. kurebi | Yılanı da grebi ile öldürmüş. Grebide yılanın kan izleri vardı, | M, 11.7.2016

a.






Greçkalı | karabuğdaylı | GREÇKALI (KARABUĞDAYLI) ETLİ ... - Zencefil Tasarım Evi Canım uzun zamandır etli yaprak sarması istiyordu. Diyetimde pirinç ve bulgur yasaklı gıdalar arasında. Karabuğdaylı neden olmasın diye düşündüm ve hemen uygulamaya geçtim.11.12.2014, | http://zencefiltasarimevi.blogspot.com/2014/12/greckali-karabugdayli-etli-yaprak-sarma.html, 24.2.2020

s.






gres yağı | Adam olabilmek için mürekkep kadar gres yağı da yutmak gerekir!, | TurgayPolat, KararG, 18.2.2017

a.






Greta Garbo sendromu | Sessiz sinemanın büyük yıldızı Greta Garbo, sesli filmler yapılmaya başlanınca | efsanesini sürdürebilmek için sahneden çekilmiş, kimselere görünmediği münzevi bir hayatın içine saklanmış, insanların hafızasında kendisini sinemadaki o son görüntüsüyle dondurmuştu.Efsanesini yaşatabilmek için yaşamaktan vazgeçmişti. Bugün Türkiye'de | solun bir bölümünün garip bir | Greta Garbo sendromu yaşadığından kuşkulanıyorum., | AAltan, T, 9.5.2012

a.






grev kırıcılık -ğı


Mevcut grev altında bir işyerinde iş bırakmayı boşa çıkarmak için çalışmaya devam eden veya iş alan işçilerin hareketi.
b.a.
fr. grève + tr. kırıcılık
"... greve sebebiyet vermişler , grev kırıcılığı yaparak , sendikalizme cephe almışlardır . Çünkü işçiye verilecek fazla haklar , yüzde 9 oranındaki kişisel kârlarını azaltacaktır . Asıl fonksiyonu petrol olan ortaklık , bu iş için her ...", Yön: haftalık gazete, 1967, S 197-222, 6 || "... grev-kırıcılığı yaptıkları, (2) işçi isteklerine hemen bütünüyle kayıtsız kalındığı, (3) devlet yetkililerinin işçilere karşı takındıkları çoklukla aşağılayıcı tutum yüzünden grev yerlerinde çatışmalar olduğu, (4) DEVLET'in ...", Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, 1969, C 24, 197



gri

a.
boz.

ing.
"Koşkum. Gri atının üzerinden dostça selam verdi.", Kaptan Paşa, 1954, 76"



gri | grey boz | Türkiye karapara mücadelesinde 'gri liste'de, | T, 18.2.2012 gri alan | Dilimize İngilizce | grey areadan bulaşmış bir terim. Ne siyahların ne de beyazların kanununda açıkça yer almayan muğlak bölgeler bunlar efendim. Yani bu alanlarda dolaşmak serbest değildir ama dolaşırken enselenirseniz de suçlu sayılmazsınız. Mesela voip böyle bir alan sayılabilir. Gezmeye çıkacaksınız, kanunu iyi öğrenmelisiniz ki suçlandığınızda kendinizi muğlak ifadelerle koruyabilin. Bir kanun boşluğunda boğulmayın, | EkşiS, (atlantis, 20.6.2004 | İstihbaratçılardan hesap sormanın kuralı ne' sorusunun, Amerika özelinde çok net bir cevabı yok, daha doğrusu kitabi olarak 'cevaplar' mevcut olsa bile, pratikte ortada kocaman bir gri alan var., | YÇongar, T, 15.2.2012 | gri hücre | [C]yranovari tiratlara teşne retoriklerle mangalda kül bırakmadan okuyursunuz; amma velakin, gri hücrelerinizi kapalı tutarak nedense., | NÇınar, T, 25.5.2012

a.


ing.



gri bölge | Hamaney İran'ın dünya güçleriyle yaptığı nükleer anlaşmanın sıkıntılı tarihi boyunca ülkesine yön verdi. Şimdi, 85 yaşında, İran'ın geleneksel olarak rakiplerine baskı uygulamak için kullandığı savaş ve barış arasındaki | gri bölgedeki manevralardan daha fazlasını gerektiren kritik bir kavşakta ve İran'ın geleceğini güvence altına alması gerekiyor., | Hr, 22.08.2024

b.a.






gribal








gribal | grip: tutma + tr –al? Griple ilgili, gripsel

s.


ing.



gribal enfeksiyona. | influenza influenza virüslerinin yol açtığı, akut üst solunum yolu enfeksiyonu semptomları ile başlayan bir hastalık. Sebep olduğu üst solunum yolu enfeksiyonlarına da yaygın olarak grip denmektedir. Bu durum hastalığın diğer üst solunum yolu enfeksiyonları ile karıştırılmasına neden olur.



tıp
ing.



grid | ilk görünüşü EkşiS 23.9.2001 | kişiler davranış stilleri arasındaki farklılıkları anlamaya yarayan bir yol öneren, stillerine göre çalışanların motivasyonlarını tanımlayan, olası çatışmalarla nasıl başa çıkılabileceğini anlatan bir organizasyon geliştirme programıdır., | 15.12.2002, barisso, EkşiS | Uydu görüntülerinin geo-referanslandırılması ve Arc/Info Grid modülüne aktarılması, | MDAkça, ylt, 2000, KTÜ. | Tüm istatistik prosedürün anlatımı ve referanslandırılması. | Etkinlik bölümünde üniteyle ilgili boşluk doldurma, doğru yanlış, eşleştirme, kavram haritası, yapılandırılmış grid ve alıştırmalar bulacaksınız., | Hepsi1AradaTürkçeSınıf4, Tudem, İzmir [2014? ]

a.






grid | Sağda ise, merkezdeki meydandan dışarıya uzanan radyal yol düzeni ile şehrin dokusunu oluşturan grid sisteminin birbirleri ile ilgileri yok., | Aİnceoğlu, 2.6.2017, | http://manifold.press/ipucu-ideal, 13.6.2017g








gridal

s.
1. ızgaravari 2. kafesvari.


"Özellikle enstitüde dört katlı olduğu dönemde dört katlı olduğu dönemde bina boyunca yatay olarak vurgulanmış gridal bölümlenmesiyle İtalyan mimarlığını bir yandan da İsviçre yapılarını çağrıştırmaktadır.", burcu bilgiç, 5.7.2018, https://www.arkitera.com/proje/iu-fen-fakultesi-biyoloji-bolumu-botanik-anabilim-dali-binasi/"



grifon | Aşağıda Hunlara ait I. Pazırık Kurganı'ndan çıkartılan bir eğer örtüsü üzerinde kartal ile grifon mücadele sahnesi verilmiştir. KÜçüncü, | http://www.odatv.com/n.php? n=simdi-de-kartala-taktilar-kaldiracaklarmis-0108131200, 1.8.2013








Grileşme | Gri renk hal alma | Ben beyazı getirmiştim, onlar siyahı getirmişti ve grileşmeden durabilmiştik., | N Karaibrahimgil, HKelebek, 7.1.2019

a.




TDK-



grileşmekf. gri rengini almakBütün büyük anlatıların çöktüğü, tarihin belirli bir yöne (sosyalizme) doğru aktığı varsayımına göre mezilenişlerin sona erdiği, her şeyin çok daha karmaşık ve bulanık bir hal aldığı, ak ve karaların grileştiği (hatta yer değiştirdiği) bir çağda, hem en çok olanak, hem en çok ihtiyaç –tam zamanı, belirli 'çizgi'lerin dışına çıkarak düşünebilen bağımsız eleştirel aydınların., | HBerktay, T, 15.10.2011








grili | gri renkte giyinmiş. Gri rengi baskın veya görünür olan. | Grili çocuk!, | 17.2.2020

s.






grilik BTS- | boz renkte olma hali | Yağmur yağdı yağacak gibiydi, gökyüzünün karanlık gölgesi sokaklarda metal bir grilik yaratmıştı., | ErolMintaş, İzafi, Aralık-Ocak 2012-2013, 20 | Belki bir imgede düzlem olabilen iki grilik, | AhmetTelli, KunduzD, ıı, 68

a.




bts- GTS-



grimavi | Deniz sabahı günaydınlamak için uyanmayı akıl ettiğinde grimavi önlüğü giymeye hak kazanmış oluyordu., | YErdoğan, 36

a.






grimsi

s.
griyi andırır.


"Kavuşmamaya yeminli ayrılıklar / Grimsi bulutlar, açmamış güller", Samet Serhat Sarı, 2017, 44"



grimsi | Bunlar yeknesak olarak kahverengiden grimsi kahverengi yahut koyu kahverengine kadar değişip, zayıf yahut orta yuvarlak köşeli bloklu striiktiire sahiptirlar., | PMDriessen/TdeMeester, Soils of Çumra Area, Turkey, 1969, 93

s.






griötesi

b.a.


ing. gri + tr. öte-si
Griötesi çığlıkta: solan gecelerimi, solan gündüzlerimi okuyabilecek miyim? 35



Gripli | grip hastalığına yakalanmış olan, grip hastası. | Gripli iken bolca istirahat ediniz. Bol su içiniz., | M İdris, KararG, 19.1.2019

s.






grisini | Atıştırmalık olarak bisküvi, grisini, gofret ve şekerlemelerden uzak durun., | OMüftüoğlu, HürKlbk, 16.9.2015

a.




GTS-



grissini





Sade grissini.



groklamak

f.
Grok adlı yapay zeka uygulamasını kullanmak.


bir şeyler Grokla / Premium aboneleri artık en gelişmiş yapay zeka aracımız olan Grok'u X uygulamasında kullanabilir. 01.06.2024+



Grooming | bulunan kemik ve kafataslarından hareketle, dinozor ve insanımsıların canlandırılmalarında kullanılan teknik. 19.01.2005 18:06 ~ 18:09 kirmizi kalem, EkşiS

a.


ing.



groove | Funk, Groove kavramının üzerine kurulu bir müzik türüdür. Tek başına bir müzik türü değildir, belirli türlere ayrılmıştır. Özellikle 70'lerin sonunun funk müzikalitesi disco/pop/boogie izlenimi verir. İlk olarak Afrika kökenli Amerikan müzikçiler tarafından yapılmıştır. Vikipedi | Dj ve prodüktör Karakter ile Jurley Colin, 'We The Ones'ı yayınladı. Beat tarzını 90ların hip-hop soundundan ilham alan renkli funk teklisi 'We The Ones', Jurley Colin'in yorumuyla beğeniye sunuldu., | HrKlbk, 26.8.2019, 3

a.

müz.




grotex Buradaki dürtüleri sado mazo mu yoksa gerçekten sahip olmaktan kaynaklanan bir haz mı? Her ikisinin de hastalıklı olduğu su geçirmez (grotex) bir gerçekliktir.,AyçaŞen, T, 1.4.2012








grotiyen | Hugo Grotius'dan mı? | Grotiyen anlayışın kanun yaptırımından ziyade, gönüllü kısıtlamaya dayanan, güven ve inanç (fides) temelli iyi niyet teorisi ile toplumların karşılıklı dayanışma içinde olduğu ve vaatlerin bağlayıcı olduğu uluslararası hukuka, evrensel bir ahlak kuralı aracılığıyla saygınlık ve otorite kazandırmaya çalışılmıştır., Aleyna Kaplan, ULUSLARARASI HUKUKTA HAKKIN KÖTÜYE KULLANILMASI, İstanbul 2024, ylt, İÜSBE, 83

s.






grupça | Grupça yemek şişmanlatıyor, | M, 15.10.2014

z.






grupdaş | aynı gruba mensup olan | dostum kardeşim ve onun deyimi ile grupdaş,saçdaş,makara,eğlence adamı., | www.nedir.net/ext.php? m=show&b=bob%20marley%20faruk&rt=bs&pg=2, 12.7.2016 | o dostluklar değil mi bu kadar güzel bir şekilde yazışmamız her nae kadar grupdaş da olsak değil mi cnm, | 29.6.2007, orum.dizifilm.com/forum/showthread.php? t=5281&page=86, 12.7.2016g | mahone nesildaş, grupdaş, evdaş selamlar..., | 12.1.2009, www.hayatimdegisti.com/forum/sozluk/179034-mahone.html, 12.7.2016g 18.7.2005, |  perile baktım sonrada kağıdı mehmetin eline tutuşturup perile doğru ilerledim o da biliyordu ki ben gelir gelmez | naber grupdaşım biraz şaşırarak | grupdaş? , | | https://www.wattpad.com/162768403-ac%C4%B1-a%C5%9Fk-b%C3%B6l%C3%BCm%C3%972, 12.7.2016g

s.






gruplu

s.
grubu olan.


"Belki biliyorsunuz. Artık her şehirde internet üzerinden küçük gruplu rehberlik hizmeti sunuluyor. Katılanlar da daha ilgili, meraklı seçkinci bir kitle olduğu için oldukça interaktif, faydalı keyifli turlar gerçekleşiyor.", A Kanca, 12.4.2024, Rindan Kültür Sanat whatsapp "



grupsal


gurupla ilgili, öbeğe ilişkin.
s.
ing. group + tr. -sal
“.. uyanmamışlık evresinden (safhasından); ‘neyi, neden ne ölçüde istemesi gerektiğini bilerek’ siyaset sahnesinde rol oynama uyanmışlık evresine geçildiği oranda da gurupsal görüşlerle, hareket eden partiler çağı gelişecektir.”, AÜSBF D, 1967, C 22, 66 || "Grupsal veya kollektif kimlik; bir gurubun veya bir topluluğun özelliklerini ve niteliklerini ifade eder., M Muhammet Kabar, http://www.kurumsalkimlik.gen.tr, 27.04.2009



GSM | Cep telefonu Global System for Mobile Communications veya kısaca GSM bir cep telefonu iletişim protokolüdür. Kaynak:  | http://gsm.nedir.com/#ixzz3ff8IN9fY, 12.7.2015g

kıs.a.






Gsm | İng. Global System for Mobile Communications (=küresel taşınır iletişim sistemi)in kıs.

kıs.a.


ing.



GSYHkıs. Gayri Safi Yıllık Hasıla | OECD'nin büyüme verileri, ülkelerin mevsimsellikten arındırılmış GSYH'ye göre hesaplanıyor., | T, 24.8.2011








GTS | Bir muazzam hormonlu habitat örneği daha: 'Kızım Nerede', | Yani bu zenginlikleri, bu zengin dekorları, villaları falan kullanıyorsunuz da (sözüm yapımcı kardeşlere ve dizi tasarımcılarınadır), bu dizilerin habitatı feci defolu oluyor aslında, farkında değil misiniz? , | Telesiyej, T, 20.12.2010 İng. habitat  Bir canlı türünü ya da canlı birliklerini barındıran ve kendine özgü özellikler gösteren yaşama ortamı. BSTS / Biyoloji Terimleri Sözlüğü 1998 İng. habitat 




ing.



GTS | Şifahi (sözlü) mantık: İlkel tasnifler ve makuleler-kategori., | HTanyu, 1978








GTS | Tanzimat bir benzeme ve özenme değil, gerileme ve düşmeyi önlemenin gereklendirdiği inanlı bir ilerleme hareketidir., | CBilsel, 53. 








GTS Kırım yarım adasını kıtaya bağlayan dar kıstak Or kapı namını taşır Kırım yarım adasını kıtaya bağlayan dar kıstak Or kapı namını taşır ki, or, yani | savunma çukurlarından, istihkâmlardan yapılmış olduğundan ötürü verilmiştir., | Y. Gedikli








guava | Anavatanı Güney Amerika ve batı Hindistan olan guava meyvesini Mersin'in Silifke ilçesinde üretmeye başlayan Ziraat Mühendisi Mustafa Levent, kilogramını 5 liradan sattığı meyvenin kazancından son derece memnun olduğunu belirtirken, guavanın kanser hastalarına umut olacağını söyledi.; M, 18.9.2014

a.






guava | ing.guava* | Hitting Budapest, Zimbabveli altı çocuğun guava çalmak için şehrin zengin bölgelerine gidişlerini anlatıyor., | T, 14.7.2011

a.






gubarmak

f.



"Esdi bahar yeli garlar eridi / Gubarmış dağlarda gar çiçekleri / Ahdettim yar ile kavlüm var idi / Birlikte dermeğe mor çiçekleri.", Aşık Veysel, ?"



gubuz I s.TTAS yalan, palavra; ara bozucu; iki yüzlü; Konya inatçı, çok bilmiş, ukala, kendini beğenmiş, böbürlenen








gubuz II TTAS dolma çiftenin dip kısmı








gubuz III TTAS göğüs kemiği çıkık, kambur kimse








gubuzluk -ğu | gubuz ı Konya çok bilmişlik, ukalalık, kendini beğenmişlik ASavaş, 31.5.2016g

a.






gucurt | gacurt gucurt'un ikizlemesi | Böylece iyice yağlanan teneke adam gacurt, gucurt sesleri ile karışık yürümeye başlar., | Fırt, Sayı 434, 3.7.1984, 14

a.






gudgudlamak | Üzerinde analı yavrulu koyunlar, keçiler otluyor. Sekiz on civcivli bir kuluçka pür vakâr gud gudlayarak ailesini gezdiriyor., | HüseyinRahmi, YeniMecmua, c.4, | 81, | 323.

s.f.






Gudik | İngiliz toplumu değiliz ve ingilizce ya da ingilizceleştirilmeye çalışılmış her yerdeki gudik tabelaların içinden geçmekten ciğerimiz soldu., | M İdris, KararG, 23.5.2019

s.






guduru | Kıbrıs ağızlarında kullanılan guduru kelimesi üzerine ...,

a.






gugıl | Bu | otlardan hangisini gugıla sorsan öve öve bitiremiyor. Her biri bin derde deva. İki sayfa sürüyor mesela sadece ebegümecinin muhteviyatı., | YılmazErdoğan, M, 28.8.2016

a.






gugıllamak | Artık araştırmak kolay biliyorsunuz; | gugıllamak diye bir ifade var. Gugılladım ve gördüm ki Ekşi Sözlük'te 2002'de | S..tir kahve başlığı açılmış, 12 adet de | entry var. | , | KGürsel, M, 10.6.2012

f.






guguk -ğu

a.
guk guk sesi. guguklu saatin sesi.

tr. yansıma:
"Kavuşma heyecanı ayrılık acısını / Susmayan tiktağında aramak gerek / Bazan kurtarır bizi sıkıntılardan / Bazan da gülüp geçer "Guguk" diyerek.", İlhan Geçer, 1986, 18"



guguklama | Şafak sökmeden onlarca serçe cik ciklemesi, kumru guguklaması, karga gaklaması..., | BTSalihoğlu, 2014, 47

a.




GTS-



guguş | Hem o maçtan sonra babam senin sırtını sıvazladı durdu, ama senin kıskançlıktan gözün dünyayı görmüyordu ki! Hadi artık çöz beni. Bu kadar şaklabanlık yeter. | Şaklabanlık ha? Guguş mu oynuyoruz burada! Başkan senin ne mal olduğunu anlamış. Seni geberteyim diye bana tam 500 bin papel saydı., FDoğan, T, 4.8.2010 Hafife alınan bir olayın aslında gayet önemli olduğunu anlatır. EkşiS Fincan, 27.11.2001








guide | İng. oku: gayd rehber, kılavuz | Birçok yerli ve yabancı kitap ve guide içinde yer aldı., | Gavcıoğlu, T, 16.10.2013

a.


ing.



guinesslik oku. Ve bk. gineslik








guj

a.



"Frontal sinüsün ön iç ve alt cidarında kemik normal rengini kaybederek hafif morumtrak pembe bir renk almış dışarı doğru bombeleşmiş. Frontal sinüsün alt cidarının en kabarık yerinde gujla çalışılmaya başlandı. Kemik çok incelmiş olduğundan gayet az tazyik kullanıldığı halde gujun mukavemete rastlamadan frontal sinüs içerisine girdiği müşahede edildi.", İÜTıp Fakültesi mecmuası, 1958, 834"



gukuk | Hukuk mu gukuk mu? ikilemesinde geçer. Mevcut hukuk sisteminin, kanununun, kuralının adaletsizliği ve zulme yol açan boş laflardan ibaret olduğunu anlatır. | Hukuk mu, gukuk mu, | HalukÇetin, T, 26.4.2014

a.






gulik | çirişotu. | Dağların 'gulik'i tezgahlarda, | Ö Gündem, 04.04.2013

a.






gullüm | Gullümlere doymayan Türkiye halklarının (son gittiğimde gördüm –içeride bir adet Ermeni ve birden fazla Yahudi vardı, bir garsonun da Kürt olduğundan şüpheleniyorum) en gözde mekanını açıklıyorum., | BAltuğ, T, 12.2.2012 | Eyup Can göreve geldiği ilk gün beraber gullüme doyamayıp (aa siz onu yanlış tanımışsınız, ne tatlı bir insan) düzeyli beraberlik kuran da ta kendisi idi. Naftalinli yazılarını çıkar çıkar yayımla safhalarında da iyi geçindiler., | BAltuğ, T, 26.8.2012

a.






gulu gulu dansı | Dönemin başbakanı Necmettin Erbakan, toplumsal tepki için 'gulu gulu dansı', dava için ise 'fasa fiso' dedi., | T, 14.8.2011

a.






gulu gululamak | Hindininki gibi sesler çıkarmak Tietze, II, 194

f.






guluk guluk zf. Boğulma sesi | The boy dıgıdık dıgıdık sonra cup, guluk guluk! 31.10.2013, SerpilAydın








gunef Çerkezce* kalbin ışığı* | Gülcan Altan, (...) kalbın ışığı anlamına gelen Gunef albümünü çıkarmış üç ay kadar önce., | Telesiyej, T, 12.7.2011








gunm | çoğ. gunûm. | 1. spoil, looty. 2. Repossession gained of a thing pledged. 3. Any increase that occurs in an article pledged. 4. Acquisiton without labor. 5. Anything obtained by the mere taking. Redhouse Sözlüğü, | 1353, sıra 5 | düşmandan doyumluk almak ve ganimet ve bir nesneye renc ü meşakkatsiz nail olmak ve ganimet malına teşvik etmek, kandırmak. Lugat-ı Remzi | düşmandan alınan ganimet ve doyumluk malına denilir. tabir-i diğerle harb kaim olduğu halde ehli şirkden anveten ahz olunan mala denilir ve düşmandan doyumluk almak cemi ganayim gelir.Müntehabat-ı lügat-ı Osmaniye




ar.



gurap





Bülbül iken şimdi olmuşuz gurap / Felek bahçemizi eyledi harap, 20



Gurbet beklemek gurbette kalmak, gurbette çalışmak








gurbet kuşu garip, yabancı? | Abe yahu! Bizi, biz Arnavud, Boşnak ve Sırp Müslümanlarını, Osmanlı ilmi, keremi ve adaleti ile teshir etti. Biz, onlar sayesinde gavur olmaktan kurtulduk. Şimdi o koca Osmanlı'nın makarrında bir adam kalmadı da, bizim gibi bir gurbet kuşuna mı iş kaldı? , | İKüçükkılınç, 17.3.2011








gurbetçilik | gurbetçi olma hali | Ah bu ayrılıklar, bu gurbetçilik!, | ACılga, Sıpanın, 45

a.




GTS++



gurbetdaş

a.
gurbette yaşayan kimselerden her biri.

ar. gurbet + tr. -daş
"Ağsaqqal Qürbetdaşımız MEMMED İSMAYILın 80 illiyine gönderdiyimiz Tebrik Mektubu (1 NOYABR 2019)", N Muradov, 03.01.2024, facebook"



gurbetlenmek | gurbet olmak, yabancı olmak | Gâh olur gurbet vatan gâhî vatan gurbetlenir., | Hâmî-i Âmidî

f.




GTS-



gurbetlik | gurbet, gurbet yeri | Gurbetliğe düşmeden mihnete sataşmadan / Kebap olup pişmeden püryanı arzularsın, | NMısrî, EGŞA, 103

a.






gurbette hemşehri görmüş gibi olmak

dey.
aşırı ölçüde sevinmek.


Veznedar bir iki kâğıt para verdikten sonra 'istersen bir de altın vereyim' teklifinde bulundu. 'Aman lütfetmiş olursunuz, çoktandır rü'yetinden mahrumum, gurbette hemşehri görmüş gibi olurum' dedim.Yahut tarihi sadece hissiyat-hamaset üzerinden kurmak, İ Kara, Dergâh, S. 372, Şubat 2021, 31



gurbetzede | Onda, uzun bir ayrılıktan sonra vatanına dönen bir gurbetzedenin tatlı sabırsızlığı ile taşkın sevinci vardı., | YKK, 1945, 28

a.






gurgule | mah. Baca

a.






gurk

a.
yumurtaların üstüne yatıp civciv çıkaran anaç tavuk.

tr. gurk gurk ötmesinden adlaşmış.
"Geçen kış tavukkıran götürdü tavuklarımı. gittim de babamın evinden getirdim ben bu gurku.", 40"



gursakdüdük | bir tür oyuncak | Zenbilini bir karyolanın ayak ucuna koydu, içinden karagözler, kapsül tabancaları, aynalı yaldızlı Eyyüp beşikleri, gursak düdükler çıkardı., | REKoçu, İstA, Affan efendi maddesi

a.






Gurûb etmek tulunmak, batmak | meger kıldığı o günün ikindi namazı olur ise güneş gurûb ederken kılınır. | , İlmihal? , t? s.








guruk guruk ötmek güvercin ses çıkarmak | Guruk guruk öterek, çevresindedönerek sevgilerini gösterdiler., | HüseyinGüney, AkçaBebekHollandada 132








guruldamak | Güvercin guu guu diye ses çıkarmak | Her bayram o güvercinli eve gitmek isterdim; paçalı güvercinler guruldar, iyi takla da atarlardı., | SSamancı, T, 10.9.2010

f.






guruldanmak | gürültülü şekilde dönmek | değirmen taşları guruldanıyor / ak torbacığımı arkalıyorum, | YMiraç, 1981, 12

f.






gurup

a.
öbek. 2. Partilerin meclisteki toplam milletvekili.

ing. group
"Mebus atar tutar amma / Oyda guruba bağlı.", F Telatar, Onlar, 12"



guryeci | kurye. Haberci, ulak. | Sarılı yazmamı yırtar eklerim / Yıl olsa da yıl yollarının beklerim. Bir guryeci yazı yazan ellerin kırılsın / Sabahın seherinde de suların kurusun., Halk türküsü, Tavşanlı, Yörgüç köyü

a.






gussa

a.
gam, keder, hüzün, tasa.


"[Rüyasında] ve eğer kendini gemi içinde ve gemiyi kavi bir yerde durur ya su üzerinde olup da rüzgârsız yürümez görse, ol gussa içinde kalıp cümle işi bağlana.", Tuhfetü'l-mülûk tercümesi"



gussalı

s.
gamlı, kederli, hüzünlü, tasalı.


"[Rüyasında] göre ki sığır etini yer idi, mal bula. Sığırdan süt sağsa borcundan kurtula, sayrı ise sağlık ola, kul ise azat ola, gussalı ise şad ola. Allahu a'lem.", Tuhfetü'l-Mülûk tercümesi"



gustoman | Evet, sadece Serdar Ortaç'ı değil, o partiden bu havuza aheste bir hayatın gustoman'i olma yolunda ilerleyen beni bile yorabiliyor bu Türk halkları., | BAltuğ, T, 26.8.2012

a.






gusülsüz

s.
gusül abdesti olmayan.


"Emekli maaşım az diye yüzüne abdest suyu değmemiş gusülsüzlere oy verecek kadar şerefsiz değilim elhamdülillah", Mehmet Yalçın, Karar G, 27.3.2024"



guşluklama

a.
koyun ve kuzuların üzerine içinde üzerlik ve çörekotu olan su serpildikten sonra ateşin üzerinden geçirilerek arındırılma töreni.

guşluk-la-ma
"Burdur/Gölhisar/Yusufça Kasabasında Fatma Teyze 'guşluklama' adlı kadim bir Türk geleneğini anlattı.Bu gelenek koyunların ve kuzuların üzerine içinde üzerlik ve çörekotu olan su serpildikten sonra ateşin üzerinden geçirilmesidir. Ateşin arındırma,temizleme ritüelidir.@himmet_buke, 9.7.2024, X "



guvaş a.Karşıda göz alabildiğine uzayıp giden, cam göbeği yeşilinden çivit mavisine şerit şerit, kıpırtısız deniz, guvaşla yapılmış bir deniz gibiydi tıpkı., | DCeyhun, 20








Guvernör | İdareci, müdür | İngiltereye avdet etmek üzere bulunan Kıbrıs guvernörü Sir Garnet Volsili'nin (Sir Garnet Wolseley) maiyetinde bulunmak üzere İngiltere sefirinin maiyetinde bulunan Salamisi nam vapur evvelki gün Kıbrısa müteveccihen Dersaadetten hareket eylemiştir., | VakitG, beşinci sene, no. 1273, Cuma, 18 Cemaziyelevvel, 1296 (9 Mayıs 1879), | 3 16. yy Osmanlı metinlerinde 'Portekiz valisi' anlamında guvernador görülür. İngilizce governor Fransızcadan alıntıdır. (Nişanyan)

s.a.


fr.



Guvernör | İdareci, müdür | İngiltereye avdet etmek üzere bulunan Kıbrıs guvernörü Sir Garnet Volsili'nin (Sir Garnet Wolseley) maiyetinde bulunmak üzere İngiltere sefirinin maiyetinde bulunan Salamisi nam vapur evvelki gün Kıbrısa müteveccihen Dersaadetten hareket eylemiştir., | VakitG, beşinci sene, no. 1273, Cuma, 18 Cemaziyelevvel, 1296 (9 Mayıs 1879), | 3 16. yy Osmanlı metinlerinde 'Portekiz valisi' anlamında guvernador görülür. İngilizce governor Fransızcadan alıntıdır. (Nişanyan)

s.a.


fr.



guzlamak

f.
kuzulamak.


"Guzlamış koyunlar kuzular körpe / Saf tutar güzeller el çırpa çırpa / Çöldeki ceylanlar çıkmadan sarpa / Kemend atıp kollarını saralım.", Aşık Veysel"



gübrelik | Atmacayı, doğanı mahmuzumla yıkarım, / Her kim gelirse gelsin gübreliğe tıkarım..., Gonca Yayınevi, EGÇM, ? , 86 (30.05.2025)

a.






gübrelik | gübre konulan yer, kemrelik | +Ağam o ne burun öyle... O bostan patlıcanını hangi gübrelikte yetiştirdin? , | Güntekin, Damga, 115

a.




GTS+



gübür | Birazdan bütün spekülasyonlar bitecek, kilimin altına teptiğin bütün çöp, gübür ortaya dökülecek., | Y Z Cömert, 26.6.2019

a.






gübür gübür yemek deyim Yangından mal kaçırır gibi yiyen insanlar için söylenir. Gübür burada ''çöp'' ya da ''çöplük'' anlamına gelir. Ortalığı silip süpüren bu vatandaş, bir de üstüne geğirip ''Estağfurulah!'' diyorsa bu iş tamamdır.,onedio, 12.8.2015g








gücengenlik | Fakat bazılarının iddiası gibi bu gücengenlik, hiçbir zaman, bir münaferete sebebiyet vermemiştir., | Nazım Paşanın Anıları, 1932, Cumhuriyet, 37 [Arba, İstanbul 1992]

a.






gücentia. Güceniklik. | Yorumcuları zevkle okudum. Öfke, kin, takıntı, gücenti yok., ASüllü, Milliyet, 15.5.2010








güceri

a.
irade.


Danışık [alm. scheingeschaft, fr. simultion, ing. simulation, fictious transaction] [es. T. muvazaa]: Gerçek güceriye (iradeye) uygun olmayan bildiride bulunmak için birden çok kişilerin bir türe işleminde oybirliğine varmış olmaları. Ahmet Erdoğdu, Ceza Yargılama Yöntemi Yasası Terimleri sözlüğü, TDK Yayınları, Ankara 1972, 24



güç








güç / gücü | İp attım ucu kaldı / Tarakta gücü kaldı / Ben sevdim eller aldı / İçimde acı kaldı., Ankara türküsü

a.






güç zehirlenmesi | Devlet diyorum çünkü, ortaokul lise yıllarından beri kitle hareketi içinde hep ön konumda bulunan, 12 eylül, 28 şubat, 27 nisan gibi topluma yansıyan ve de yansımayan bir çok olayın içinden geçmiş birinin | güç zehirlenmesi- sarhoşluğu ile rest çekeceğini tahmin etmiyorum., | ZekeriyaÇelik, 6.6.2013 eposta | Bu öfkeyi birlikte yarattık... buna güç zehirlenmesinden kaynaklanan geçici körlük ya da sarhoşluk deniyor., | İlhanEfe, 21.6.2013 | güç halle | güçlükle, zorlukla. | Donuk sabah (A.) sahillerini tamamiyle belirtince bir anne kızla beraber, güç halle motora bindik., | FAtabek, DK, 1972, 64

a.z.






güççe | II | zorca, zor gibi | Geniş göğsünü güççe kaplayabilen kaytan ve sırma işlemeli çuha yelekteki düğmelerin hepsi, hemen yaz kış çözük bulunur., | MNaci/OSevim, 14

z.




TDK-



güççe | II | zorca, zor gibi | Geniş göğsünü güççe kaplayabilen kaytan ve sırma işlemeli çuha yelekteki düğmelerin kısm-ı küllisi, hemen yaz kış çözük bulunur., | M Naci, 1969, 14

z.




TDK-



güççe TDK+ I bez bebek








güçlendirici | / | 1. booster Bir elektrik çevriminin erkilini yükseltmek ya da alçaltmak için dizgeye ardışık bağlanan aygıt 2. İng. amplidyne elektrik, radyoculuk: Küçük bir erke gücü isteyen tepkimeli döner manyetik yükselteç 3. Takviye edici şey | Tavuk suyunun içeriğinin özellikle gribal enfeksiyonlarda mukoza yumuşamasını sağlayan bağışıklık güçlendirici hücreleri artırdığını ve sarımsakla birlikte tüketildiğinde sarımsağın da antibakteriyel özelliği ile güçlü bir iyileştirici olduğunu söyleyebiliriz., | OMüftüoğlu, HrKelebek, 21.11.2015

s.a.


ing.

TDK-



güçleşmek | zor olmak, güç olmak. Her milletin lisanı, meramı anlatmak için bir vasıtadır. Halbuki bizdeyse bu kadar güçleştikten sonra bir gaye halini almıştır. Mahmud Afif, Dilimizi Nasıl Türkçeleştireceğiz, Milli Mecmua, 1928, 10 (113), 1821-1823

f.






güçlüce | Belki bu dünyayı zirvede, sahne ışıkları güçlüce seni aydınlatırken, seni daha da ölümsüzleştirirken bıraktın ama dileğim o ki; şimdi de böyle arabada uyuduğumuzda uyuduğun gibi alkışların, güzel methiyelerin ardından huzurlu, ışıklı, mutlu bir yerde uyuyorsundur., | GülçinErgül, Hr, 20.7.2017

z.






güçlüleşmek | güçlü hale gelmek, kuvvetlenmek | ve bir dakikada çözülmedik sorun bırakmaz güçlüleşir, | NBüyüm, 1968, 40

f.




GTS-



güçsüzlenmek | güçsüzleşmek, zayıflamak | Dil benliğini koruyamayan Osmanlı İmparatorluğu yavaş yavaş güçsüzlenmeye başlar., | RüştüErgun, 1973, 36

f.




GTS-



güdük I | Üstelik güdük aylığımın bir kısmını da kesiverecekler., | MYağmur, 44

s.






güdük II | yanık tandır ekmeği* AliKoca ASavaş*

a.






güdükleşmek | nsz | güdük hale gelmek | Bilindiği gibi dil, toplumsal bir organizmadır: Maddi organizmalar gibi doğar, gelişir, yaşar, güdükleşir ve ölür ., | HVVelidedeoğlu, 1961AD, 13

f.




GTS+



güdükleştirme | Aşağılamadan, insan gibi yaşama çabamızın, arkaik sendikal mücadele alanına indirgenip güdükleştirmenin bir yanılgı olduğunu düşünüyorum.(sic), | MAltınok, T, 13.3.2012

a.






güdükleştirmek | Gaye, acaba otoriter ve sert önlemler getirebilir miyiz, demokrasiyi güdükleştirebilir miyiz... Bunun için de yapay krizler yaratılıyor., | HÖzyolcu, TBMM, 19.4.2006; | Onu sınırlayamaz ve geri bırakamazsınız. Ancak edebiyatı güdükleştirebilirsiniz. O da yazılamadığındandır., | forum.antoloji.com/tartisma/tartisma.asp? forum=20903?, 1.11.2006

f.






güdüklük | 1. Güdük olma durumu | imralı tutanaklarından sonra , son zamanda okudugum en müthiş yorum... tam bir uzmanlık yazısı. siyasi güdüklükler dışında kalabilmeyi başarmış bir dil., | HBçiçek, 27.3.2016, rindan

a.






güdüklük | firenk gömleği, mintan

a.






güdülemek

f.
Amaçlanan davranışa yönelirken bireye güç vermek, hedefe yoğunlaştırmak.


"Özellikle kent dışında, Bağlaşık Devletler ve Avrupa basınının erişemeyeceği kırsal bölgelerde emperyalizmin güdülemesiyle çeteleşmiş ayrılıkçı gruplar korku ve kaygı uyandırmaktaydı." - Yılmaz Akkılıç (GTS, çeteleşmek)"



güdülenen | Güdüleyene ayrı, güdülenene ayrı muamele gerekir o yüzden., | FÖzkan, Star, 24.9.2013








güdüleyen | Çünkü görüldüğü gibi insanı güdüleyen en önemli araçlar ekonomik yönlü araçlardır. Fakat şu bir gerçektir ki insanı çalışmaya güdüleyen araçların salt ekonomik araçlar olduğunu söylemek çok yanlıştır., | VerimlilikD, MPM, 1993, 72

s.






güdülük | /s* ufacık, küçücük şey. Genellikle küçük bebeklere hitaben | ne gudülük şeymiş bu yahu denilir. Güzel anlam ifade eder. Hoş, ufak tefek, sevimli yaratık gibi kullanılır.28.12.2007 22:48 utfd sss, EkşiS | Zeki Alasya'nın '70'li yıllardaki filmlerinde taktığı kısa güdilik (sic) kravatın bir benzerini takmış müdür yardımcımız sevgiyle gülümsüyordu bana seyircilerin arasından... 25.06.2008 17:04 ~ 17:06 gofret beyin, EkşiS

a.






güdümlü | dirije. | Size bir şey söyliyeyim: Bugün bizde, gençler arasında, ille güdümlü sanat isteyenler var, ben bunlarda eski görüşün etkisini görüyorum., N Ataç, EK, 1953, 52

s.






güdüsel

s.



"Yanına çömeldim, çenesinin altını okşadım biraz, neredeyse güdüsel hareketlerle başının üzerindeki tüyleri araladım:... ", Enis Batur, Geceden, Sözcükler, Eki 1983, S 3, 74 "



güdüş | Çoban kavalında öykü söylenir / Koç, koyun, kuzuyu bir güdüşüne., | Develili, 18

a.






güftesiz

s.
güftesi olmayan.

Farsça güfte + -tr. -siz
Ama ikinci perdede geçer çocukluğumuz, / Güftesiz bir beste özelliğinde | 89



gügüm | Trabzon güğüm | daladaldım belinden / yere yatırdım / yuvarlanıverdik / düşen gügümle, | YMiraç, 1981, 23

a.






güğül Rumca. | ipekböceği kozası. | güğül (düzeltilmiş FG) ve cümle hububatdan öşür ve salariyye alınub heman gönülden (güğülden) ve zaferandan alınmaz ve şireden dahi öşür ve salariyye alınur., Kanunname-i Liva-i Ohri, Akgündüz, OK, 9/I. Kitap, İstanbul 1996, 583

a.






güğüm | Unuttun mu o günleri. Ben geçerken güğümü kaptığın gibi yoldaki çeşmeye koşmaz mıydın? , | FAtabek, DK, 1972, 111

a.






güherci | mücevherci. | Altın kadrini zerger bilir, güher kadrini güherci / Gül kadrini bülbül bilir Kanber'in kadrini Ali. (Farsça eski bir beyitten türkçeye çevirdim.) 01.01.2025, X

a.






gül -in | Anneannemiz evin gülüdür. Onu azıcık görmesek, eve geldiğimizde o komşulara gitmiş olsa, hasretine dayanamaz, onu alıp getirmek için komşulara gideriz., M İzgü, AAG, 2007 (1994), 12-13

a.






gül | Her gün olduğu gibi o gün de seçim otobüsünün iki gülü vardı. Biri Kadın kolları ve Bacakları Başkanı Gülümser Hanım, öteki de doğrudan doğruya Genel Başkanın karısı Rehavet Hanımdı., NGüreli, 17 gül dermek (kızın/kadının) kavuşmak, visale ermek | Bir gün olsun güldüğünü görmedim / Bahçesine girip gülün dermedim / Gam doldu günlerim, safa sürmedim / Rahat uyuyacak başım kalmadı, | OsmanErdem, 95 gül bahçesi vaat etmek | Seçim beyannamelerinde bize gül bahçesi vaad edilir., | DOray, T, 18.4.2011 gül ekmek | Hamama götürüp bel çektirmeler, evliyalar şehri İstanbulda türbe türbe dolaşmalar, adak adamalar, gül ekmeler, taş toplamalar... Bitmez tükenmez bu uğraşın sonunda ve herkes döl tutamadığıma kanaat getirdiğinde kocam yıllar içerisinde ağaçların sırlarına vakıf olmuş olurdu., | HMeryem, 2002, 25 gül gibi geçinip gitmek deyim | Ne zamandır duyardım, dul bir kadın vardı, uzak akraba; evi vardı, küçük bir emekli aylığı ölmüş kocasından, ben de az maaşlı bir emekliydim; diyordum ki, gül gibi geçinip gideriz; kötü niyetim buydu işte:, | RehaMağden, 2005, 151

a.






Gül | Menekşe koymuşlar gülün adını

a.






gül gül ölmek








gül mavisi





"Aşiretlerkanar bebelerin gül mavisi yüzleri kanar", Haydar Oğur, 1994, 43"



gül suyu | Gül yağı yapılırken yan ürün olarak elde edilen kokulu ve renksiz sıvı. | İraftaki gül suyu / Uyu sevdiğim uyu / Sana sarhoş diyorlar / İçtiğin üzüm suyu., Kırşehir türküsü

b.a.






gülce


güle yakşır biçimde.


"Öyle deme öyle yanlış şeyler de deme / Her gidiş insancadır gülcedir / Tuğralar zarflara girerse geyikler ölür / Üstün başın sahtiyan kalır", Haydar Oğur, 1994, 20"



gülce s./z. | Gülce gibi gibi parlıyordum içimde sen varken / çünkü gülce dilliydin bir vakit / hep mesellerle büyüttün ya beni // Ve gülce sevgiler var hürriyet kafesimde. , ÇığlıkD, Y 2, S 5, 7/8








Güldeste | gül demeti | ...tavanı ise alçıdan dondurma gayet musanna, güldesteler, papağanlarla tezyin edilmiş idi., | N Kemal, İntibah, 114

a.






güldürge a.yeni komedi? OktayRızaGürman'ın kitabının adı, 1961








güldürücü

s.
güldüren.

tr. gül-dür-ü-cü
"sözleri bazılarına güldürücü gelmişti.", A Cılga, 1980, 78"



güldürücü | 1. Gülmeyi sağlayan, gülmeye yol açan, komik | Güldürücü gayret // Bir ambarın tek avuçluk ekini / Tanıtmağa yeterken içindekini / Hepsini tane tane / İncelemek fikrindedir divâne., | BGocul, Mevlananın, 11 2. | esprili | Sessizce doyunuyordu. Dayım gelmişti o sıra. Güldürücünün biridir dayıcığım da., | ACılga, Sıpanın, 19

s.




GTS+



güldürücülük –ğü | Taklit edilenle taklit arasındaki karşıtlık, tersineleme de bu yolda güldürücülüktür. | , | Metin And, 100 soruda Türk tiyatrosu tarihi, 1970, 56. Büyükseme | Soytarı, pataklama gibisinden güldürücü abartma, büyükseme, aşırılıklara da başvurulur., | Metin And, 100 soruda Türk tiyatrosu tarihi, 1970, 56

a.






güle güle oturuna gitmek

dey.
Yeni alınan veya kiralanan bir evin sakinlerine hoşgeldiniz güle güle oturun dileğinde bulunmakamaçlı ziyaret.


"Güle güle oturun "Hep beraber gideriz 'güle güle oturun'a değil mi? 31.3.2021. 18.12"



Gülecek | gülücük | Bu arada yüzün de gülecek ha!... Her yana gülücekler dağıtacaksın., | Sihirli Gül, 61

a.






güleçlik -ği

a.
güleç olma hali.

tr. gül-eç-lik
"Babamın yüzündeki güleçlik silindi birden.", 20"



gülemeç -ci | 1. Diye rica ettim. -Seni biliriz. Ama sana bulamaç, palamaç , gülemeç aş getirmiştik. Kabul edip istememişsin. Sizi Allah karadan, kazadan... Aşıp yorulduğun yerde yaramaz işten saklasın... Ama ağaları, sarıca ve sekbanların hemen Allah belâlarını vere... Nidelim... Kurt giresi..., Evliya Celebi Seyahatnamesi, 1971, C 4, 110 |2. y.a. Akşehir ile Konya arasında rûznâmçe defterinde verilen Argıd ve Gülemeç Beli'ne ait muhasebe ...Sefer Rûznâmçe Defterine Göre Sultan Süleyman'ın 1548- ...

a.






gülenci | Fethullah Gülen cemaati mensubu, Gülen'in akidesini benimseyen kimse . fethullahçı | O savcı Gülenci senatörün başdanışmanı çıktı, | 26.3.2016, www.sabah.com.tr/gundem/2016/03/.../o-savci-gulenci-senatorun-basdanismani-cikti, 29.7.2016g

s.






Gülenist

s.
Gülenci (Fethullah Gülen'in soyadından)

tr. Gülen + ing. -ist: ci
"karşı itkadi anlamda mücadele edilmelidir. Gülenist kült hareketi din olarak yaşamaya başlamak dinde sapmalara neden olmaktadır Nakil ve akıl dini olan İslâmiyetin itikad sistematiğini gülenist kült (terörist) hareketine kabul ettirmek gerekir. İnançlarını İslam'a yöneltmeli", @muhammedunluler, 11.07.2023"



gülenist | bkz. gülenci.

s.






gülhatmi | bitk. (Fars. gul ve Ar. ?a?m?'den) Ebegümecigillerden, bahçelerde çok yetişen, yaz sonunda bol ve değişik renklerde çiçekler açan, tohumlarla üretilen, balgam söktürücü, boğaz ve bâdemcik iltihaplarını giderici hassalara sâhip, bir veya çok yıllık dayanıklı bitki. Althaea rosea. | Kır bacıları gülhatmiler / Pembe çatkılarıyla yürüyorlar, | CAKansu, Yansıma35/1974, 279

a.


ar.



gülistan etmek –i deyim pırıl pırıl, tertemiz, tertipli düzenli | Ben istiyorum ki, kendi evimi de gülistan edeyim., | BTSalihoğlu, 2014, 37








güllemek | gül ile donatmak, gül vermek, güle boğmak Annemden duyduğum bir tabirde geçer; | güllüyocoğuk seni!, | beklenmedik bir anda çıkagelen bir sevgili için söylenir. | Nayişey? Nerden çıktın? ! (veya nerede kaldın? ) Güllüyocoğuk seni!

f.






Güllenmek | nsz güllü hale gelmek | Esmer seherde yıldız / Göremez onu her göz / Beyaza bakma gündüz / Yanakları güllenir., | Molulu Aşık Revai

f.






güllü | gülü olan | Banu Yentür ve Caroline Koç ile kahve tadımı yapıyoruz Divan otelinde, Selamlique'in çikolatalı, bademli, güllü lokumları eşliğinde., | M, ÇağdaşErtuna, 10.5.2016 

s.




GTS+



güllük -ğü | gül bahçesi. mec. sevinç yeri. | Kaybolmuş olan Yusuf Ken'an ülkesine geri gelir, gam yeme; hüzünler kulubesi bir gün güllük olur; gam yeme! beytinde kulba'-i ahzândaki tamlama esresi uzundur, çünkü fâ'ilâtun tef'ilesinin lâ hecesine karşılık düşmüştür., ? ? , Fatma Tapar @fatma_tapar, 16.03.2025, X| güllük gülistanlık

a. mec.






gülme komşuna gelir başına atasözü. | Her ne olursa olsun gülme komşun başına, / Karşma hiç kimsenin ekmeğine aşına., Gonca Yayınevi, EGÇM, ? , 80 (30.05.2025)








gülmek

f.



"Kahrını çeken bilir, bu yalan dünyanın, / Kime yar olmuştur hazzı, elemi sanki, / Çile derler buna biter mi hiç? / Gülmek de, ağlamak da boş, / Derde deva arasan bile. / Ölüm habersiz geldi işte | / Başına, taşına, ocağına, yaşına.", Celâl Beykal, 1956, 64"



gülmek | güle oynaya | neşelice, sevinç içinde | Oğlanı kundaklayıp güle-oynaya yollandık köye., | MYağmur, 1957, 17

f. z.






gülmekli

s.



"Halim Özyazıcı mı Emin Barın mı -(bir an es vererek) Halim Özyazıcı + Halim Özyazıcı mı Hamid Aytaç mı -Hamid Aytaç +Hamid Aytaç mı Hacı Kamil Akdik mi -(tebessümle gözleri düşürüp hafif gülmekli dudaklarla) Hacı Kamil", @fatihsbayram, 19.03.2024, X"



gülmeksizlik | Biz bu 'ülmeksizlik kültürünü'gerek kadın gerek erkek açısından 'işmiş kelle gibi sırıtma' raddesine sıradanlaştırmış bir toplumuz., Uluengin, T, 2.8.2014

a.






gülmekten kırılmak

dey.
pek fazla gülmek.


Güldüm: -Acele etmeyin! dedim. Hamdi bey pek ömür bir zat. Geçen günkü münakaşımızı dinleseydiniz gülmekten kırıldı- nız . Benim yeni bir fikrim var . Ben bu şımarık herifi uslan- dırmıya ahdettim . Fakat , acaba bir daha yanıma yanaşır mı , dersiniz ? - sun ! ... - Yanaşır mı ? ne demek ... Yakanı kutartabilirsen aşkol- Öyle ise ... K M Altınkaya, Ha gayret Hasip Efendi, 1943, 81



gülmelik | Yaşlı Dede Kılığında Genç Kızın Yanında Gaz Çıkardım Bakın Neler Neler Oldu Gülmelik Eren Kıştan, 20.05.2025, Facebook

s.






gülsulu | -Müjde anneanne, buldum Tekir'i! diye... Kimbilir ne denli sevinirdi. Mutlaka o akşam bize sevincinden gülsulu lokum yapardı., M İzgü, AAG, 2007 (1994), 43

s.






gülsü | gül gibi, gülü andırır | Esans olur gülsü kokar., | Develili, 14

s.






gülsüz | gülü olmayan. | Anul anul inilerdi gönülsüz / Figân iderdi bülbül gibi gülsüz. (1254-1257), Siret-i Nebi | Sureler içinde mimsiz / hayvanlar içinde dilsiz / ağaçlar içinde gülsüz., Başgöz, Tietze, Türk halkının bilmeceleri, 1999, 731

s.






gülşefdeli / gülşeftali a.








Gülşenli | gülşeni olan | Göç başlar yaylaya Gülşenli yolda., | Develili, 19

s.






gülü gülü pöv hindiyi taklit ederek kızdırma sesi | Hindi//'Kabaramaz kel Fatma, / Annen güzel sen çirkin,/ Gülü gülü pöv!' diye, / Kızdırırlar çocuklar., | ZMısırlı, OkuldaBirYıl, 13








gülücüklü

s.



"Sonra bir şey olur ne olursa, sözcükler ne denli naif ve ne denli gülücüklü dolaşmaktaysa dünyamızda sayılar aksine bir yol tutturur ya da belki de bize öyle gelir.", Y Bekir Yurdakul, CumKitap, 6.7.2023, 10 "



gülücüklü

s.
gülümsemeli, tebessümlü.


"N S Örik, Kıskanmak: roman. İlt tabı, 1946 | "... gülücüklü söyleşmeler kapısı canevinden çekilen mısra, ne saklayım işler yaramda. Yedi fermanlı ey sevdan büyük kaburgalarımda. Alnının ortasında bir tutam perçem dolanman yedi günde çıplak açtırır toprağımda kan gülü.", Ahmet Oktay, Gölgeleri kullanmak, 1963, 25 | ... üstüste çekilmiş fotoğraf gibi , silik , yaşamasız , Utandım ... "Ben" dedi, o delikanlı, dost gülücüklü (Ahmet Arif, şair dostum, kulağın çınlasın) o dost gülücüklü delikanlı, "Bildim" diye devam etti ... ", F Otyam, Hû Dost, 1964, 140"



gülümsetilmek | Camın ardında gülümsetilmiş, pembe giysili bir taşbebek!, | RehaMağden, 2005, 8

f.






gülümseyiş

a.
gülümseme işi.


"-Ses çok değişik | tavurlar, bakışlar, hele gülümseyiş bambaşka.", R H Karay, Sonuncu kadeh, 1965, 98"



gülümseyivermek

b.f.
birden gülümsemek.

tr.
"Alain gözlerini açıp, şöyle bir gülümseyiverdi. Açık renk kapını nişanlısının omuzlarına koydu.", Colette, Dişi kedi, 1954, 9"



gülümseyivermek | Hıh' etti burnundan, gülümseyiverdi küçümser küçümser., | DCeyhun, 22

bf.






gülünççe | Hiç de temiz olmayan, uyduruk kaytırık süsleriyle/ vazolarıyla insanın içini daraltan bu umumî helâda tâ dışardan başlayarak onlarca levha bize bu | öğretiyi (heyhat! umutsuzca gülünççe) dayatmaya çalışıyor., | PMağden, T, 29.12.2011

z.






gülünçleştirilmek | gülünç duruma getirilmek | Ama yok, Almanya'daki AKP seçmenini sözde koruma içgüdüsüyle verilmiş basit ve kaba bir siyasi tepki bu... Bunun sonucu daha fazla gülünçleştirilmek, alay konusu edilmek olacaktır., | KadriGürsel, www.diken.com.tr, 19.4.2016g

f.




GTS-



gülünçleştirmek | gülünç duruma getirmek

f.






gülünçlü

s.
komedi

tr. gülünç-lü
"Birinci konferansımızda kulisler arasında: Gülünçlü şarkılar bestekârı, Konferansın mürettibi, Piyanoyu idare eden", Resimli Kitab, 1908? | "1910'da "Gülünçlü Sahne-i Meddah" adında sıra numaralı bir yayın var | kendini "risale" olarak tanımlıyor.", Turgut Çeviker, 10.03.2024, facebook, Sinan Çuluk'a yorum"



gülündürük –ğü | Siz beyninizi yontarcasına ve beyne giden kılcal damarlarda gezinen bütün emsalsiz fikirlerinizi, sözlükle paylaşsanız da, sözlük müdavimlerinin pek de itibarını göremezsiniz. Oysa ironi yapar ve gülündürük (gülündürüğü ben buldum bu arada) entryler girerseniz, artı oyları havada kapabilirsiniz., | 24.07.2009, bisi diycem abii-ihl, | https://dunyasozluk.com/komik-entrylerin-daha-cok-begenilmesi.html/595210, 31.1.2019g

s.






gülündürük | Siz beyninizi yontarcasına ve beyne giden kılcal damarlarda gezinen bütün emsalsiz fikirlerinizi, sözlükle paylaşsanız da, sözlük müdavimlerinin pek de itibarını göremezsiniz. Oysa ironi yapar ve gülündürük (gülündürüğü ben buldum bu arada) entryler girerseniz, artı oyları havada kapabilirsiniz., | 24.07.2009, bisi diycem abii-ihl, | https://dunyasozluk.com/komik-entrylerin-daha-cok-begenilmesi.html/595210, 31.1.2019g

s.






gülüşlü

s.
gülüşü olan.


"İri anlayan gözlerine, üstleri gölgeli yarı gülüşlü dudaklarına baktı", C Uçuk, DŞ, 1971?, 99"



gülüşsüz | gülüşü, gülümsemesi olmayan kimse | Adamlar geçiyor, yüzsüz, gözsüz, gülüşsüz adamlar., | CSüreya, Onüç Günün, 19 (12.7.1972)

s.






gülüşüvermek | -Gelirken bana ak sakız al getir, dedi. Hepimiz gülüşüverdik. Babam bile güldü. Annemse belli etmeden kaşlarını çattı., M İzgü, AAG, 2007 (1994), 13

b.f.






gülüverenler | ol düşenler-düşüverenler / ol düşenler-acıverenler / kim gülünü baharın / ol düşenler-gülüverenler / kim sızısını yazın / ol düşenler-sızıverenler /kim düşünü güzün. / ol düş/ince / kim gizini sözün., S Erözçelik, 1991, 23

çoğ.a.






gülüvermek | Aman Amman Amman İpeyim Amman / Derdimi Kimlere Dökeyim Aman / Geliver Gülüver Benim Nazlı Meleğim Amman, Ermeneğin Keklikleri Ötüyor türküsü

b.f.






gülüzar





"On beşinde nevcivanlık var idi / Yaşım yirmi beşte gülüzar idim / Haktan bir od düştü yandım eridim / Sızdı yüreğimden yağ birer birer.", San, Hicranî, 94"



gülyağcı | gül yağcı. Gül yağı çıkaran veya satan kimse. | ...Demek gülyağı alacaksınız 'M'den? -Evet. -Gülyağcı Kadir ağaya gidiyorsunuz her halde..., Reşat Enis, Despot, 1957, 174 | Şeyh Hafız Gülyağcı Saatçi Bekir Necmeddîn Sıdkî Ateşli, R Okudan, | Aydınoğlu Tekkesi Son Postnişîni Hafız Bekir Necmeddîn Sıdkî, Tasavvuf D, 2007, Y 8, S 19, 297

a.






güm-geşte | Gam-gîn gönüller şâd olur / Dem-besteler âzâd olur / Güm-geşteler irşâd olur / Âsâr-ı zikrullah ile, | SultanI.Ahmed, EGŞA, 168








gümbürlenmek | Merd dayanır namerd kaçar / Meydan gümbür gümbürlenir / Şahlar şahı divan açar / Divan gümbür gümberlenir, | Köroğlu, EGŞA, 136

f.






gümelemek

f.


tr.
"Veysel de yaralı geyik gibidir / Kapalı dertlere höyük gibidir / Ne sarhoştur ne de ayık gibidir / Sinesi kös gümüler durur.", Âşık Veysel, ?"



gümgüm gibi | : güm güm atmak | kalbin hızlı hızlı ve adeta sesi duyulur gibi çarpması* | O tenha ve karanlık sokakta, kendi serçe misali yüreciğinin pıtpıtlarını, bağrından gümgüm gibi duyması belki de bu yüzdendi., | İOAnar, GK, 87

z.




GTS+



gümlemek | 1. güm diye ses çıkarmak 2. İddiaları gerçek çıkmamak | Bu arkadaşlar da tıpkı CHP gibi iddialarında gümlediler., | CemKüçük, Haber7, 30.9.2011 3. | sınıfta kalmak.

a.argo






gümletmek | gümlemek fiilinin ettirgen hali*

f.






gümrüklü


Gümrüklü havalimanları





Gümrüksüz | Gümrük vergisi olmayan | ... eşya ile anlaşma ve sözleşmeler hükümlerine göre gümrüksüz geçirecekleri her çeşit maddeler,, | DİE, Dış ticaret Yıllık İstatitstik, 1961, XIV

s.






gümületmek | gümletmek güm güm gümületmek | gümletmek güm güm diye ses çıkarmasına sebep olmak | gökçen kadının aldatarak gönlünü ettim / ondan geri kattım önüme dağa ileştim* / çaldım yarrağı* kahbeye güm güm gümülettim / cinlendi teres ayyı gibi amma böğürdü., | Galip paşa, Mutayebat-ı türkiye, Verlag nicht ermittelbar, 1880

f.






gümürt | yansıma yüksek yerden düşme sesi | Beş on dakika yok olup geri döndüğünde bizim Camgöz Taci atın üzerinde düşmekle oturmak arası bir pozisyonda duruyor, kusuyordu. Az sonra alanın ortasına gümürt diye düştü zaten., | TAral, SÖ, 128

a.






gümüş sağ olsun, altın gidekosun TDK | Elde bulunan değersiz bir şey, elde edilmesi güç olan daha değerli bir şeyden üstün tutulmalıdır anlamında kullanılan bir söz. 20.07.2024








gümüşlenmek

f.
gümüş rengi almak.


"Şakakları gümüşlenmiş adam, büyük bir şaşkınlık ve ağrı dolu bakışlarla ona bakıyordu.", C Uçuk, DŞ, 1971?, 102"



gümüşlenmek | 1. nsz gümüşle kaplanmak 2. Gümüş gibi parıldamak 3+. Gümüş rengini almak | Şakakların gümüşlenmiş... ., | CUçuk, CB, 72 | yanıbaşlarından küçücük bir su / gümüşlenir akar şırıl / boncuklar taşır camlar taşır / yanıbaşlarından küçücük bir su, | YMiraç, 1981, 41

f.




GTS++



gümüşlük -ğü

a.
gümüş konacak kutu.

tr. gümüş-lük
"evlenirken 'gümüşlük ve gelinlik' şart mı?..", 7.08.2009, https://forum.donanimhaber.com/evlenirken-gumusluk-ve-gelinlik-sart-mi--33573365"



gümüşlük | 1. Bodrumda bir belde adı 2. gümüş olma hali | Ayrıca mezarlara konulmuş türlü altın, gümüş, ziynet eşyası, hiçbir değer taşımasa, yine de altınlığı ve gümüşlüğü her zaman paraya çevrilebilecektir., | TDursunK/HSoyöz/Sporoy, BizimkisiZorZanaat, 1990, 42 3. gümüş renklilik Yoksa onu ambara kadar üretip götürebilmek için dört mevsim köylünün akıttığı terin ışıklı gümüşlüğü mü vurmuş yüzlerine? , SıtkıYırcalı, Batıya kalkan tren, 1965, 28 | ... yeşil yağmur yağacak al glutan bahçeleri dal budak barada deresi atar damar kararmaz gümüşlüğü kurşun eritir kadınlarımız feraceyi gel gör kültür evinde bulutlarla anlaşıyoruz yağmur verecek bulutlar sularla dost oluyor çöllükler besin 51., | ASreceboğlu, CanlıKitabeyizKosovada, 2004, 51

a.






gümüşsuyu | İstanbul'un Taksim bölgesinde bir semt | Gümüşsuyu'nda yelkovan bir zaman işliyor, | AlperÖzbek, 105

a.






gün | gün yüzünü görmekrahat etmek. | Bu iki gün biz Osmanlıların en mübarek günleridir. Dünyada gün yüzünü bu günlerde gördük. (Müstecabizadeİsmet, Rehber-i İttihad, 1909: 14 | gününü görmek deyim | 1. kötü bir sonuçla karşılaşmak, 2. cezaya çarptrılımak | Madem öyle, sen görürsün gününü. Bir ailenin temeline dinamit nasıl konurmuş? Komşular seyretsin artık bizi., | BTSalihoğlu, 2014, 37 güne gün görüşmek (biriyle) | Oğlan, bunları hatırlayarak, ama anasıyla öyle güne gün de görüşmeyerek, halini bir uygun yere denk getirmeye çalışıyordu., | RehaMağden, 2005, 31 gün kesmek deyim gün belirlemek, vade koymak | Gittiler, nişan yüzüklerini taktılar. Adetlerine, her memleketin adetine göre başlıklarını verip kırk güne de gün kestiler., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 34

dey.a.






gün batımı sarısı | Yardımcı madde: boyar madde olarak gün batımı sarısı (E110) (ilave bilgi için kullanma talimatına bakınız) içerir., | Ecopirin Pro, 01.06.2017

b.a.






gün bk. gön








gün bu gün | Bk. O gün bugündür O günden beri | Fakat o gözünü kapayınca başsız kalan konak birdenbire karışmış, Nadide Hanım, kocasının rahat döşeğiyle beraber kendi hasta yatağını da kaldırtmağa mecbur olmuş ve o gün bugün bir kere bile hastalanıp yatmamıştı., | Güntekin, TD, 1957, 6

z.






gün gün


günden güne.


"Anlaşmalar seriyyeler gazveler / Gün gün İslamın devleti büyür / Zamana hakim olur ilahi sesler / Tebliğin heyecanı ruhları bürür.", M Miyasoğlu, HD, 54"



gün gün | her gün | İnşa çalışmalarının hız kazandığı Tekel, Konak ve Mescit mahallelerinde harabeye ev ve işyerleri saat saat ve gün gün yeniden inşa ediliyor., | Diyarbakır YenigünG, 22.11.2015, 10

z.






gün II | bk. gön. | Minderlerimiz kaba, yumuşak / İçi koyunlarımızın günüydü.(? ), | NTektaş, 1999, 84 (yün? )

a.






Gün kazanıp gün yemek | İyi de halil, gün kazanıp gün yedikten sonra ne diye bekliyorsun elin gurbetini?








gün orta çağı | öğle | Değirmen savacağı/ Ne serindi bucağı/ Bir sabah gel bir akşam/ Bir de gün orta çağı. Kerkük Türküsü

a.






gün para cezası | huk.

a.






Gün şaşırtmakvadeyi geçirmemek, günü sektirmemek | Elimden geldiği kadar gün şaşırtmıyorum; dediğim günde veriyorum., | A R Pijli, 10.6.2019

dey.






günah günahına/s.kine takmak/takmamak | boş vermek, üstünde durmamak, önemli saymamak. | Adam, tak günahına!

f.






günahkarca | günahkar biçimde. | Sunulan aynı hayal cennetidir / O günahkârca bakan gözlerde. / Nasıl uzaklaşılır, vazgeçilir? ., M Çınarlı, 1969, 12

z.






günahlı

s.
gühanı olan.

ar. günah + tr. -lı
"Severim Allahı canü gönülden / Günahlıyam nesne gelmez elimden / Sorar isen benim müşkül halimden / Bana Allah gerek gayri gerekmez.", H Burkay, Hüdaverdi Divanı, 7 | "İseviler günahlı gelir vaftiz olur günahsız hale gelir Müslümanlar ise günahsız gelir, yaşarken günahkar olurlar. A K Kandemir, 23.07.2018, whatsapp"



günaydıncık | sabahın köründe çay bardaklarının o dost şıngırtısında, bir günaydıncık olur; sessiz bir günaydın ya günaydın tomurcuğu., | ÖnderKızılkaya, KunduzD, ıı, 37








günaydınlamak | günaydın diyerek selamlamak | Deniz sabahı günaydınlamak için uyanmayı akıl ettiğinde grimavi önlüğü giymeye hak kazanmış oluyordu., | YErdoğan, 36

f.






Günaydınlamak | Turan Bey günaydınsız başlamayın efendim. Çakır çakır günaydınlayın bir dahakine bizi :), | Orhan Rufat, 20.11.2018, vatsap

f.






günaydınlaşma | karşılıklı birbirine günaydın deme | Günaydınlaşma ve Selamlaşma Meydanı(iyi akşamlar da diyebilirsiniz), | 15.3.2007, | http://forum.donanimhaber.com/m_12917370/tm.htm 15.3.2015g | Deliha-Kenan İmirzalıoğluyla günaydınlaşma, | 12.11.2014, | https://www.facebook.com/video.php? v=724204030991608&theater

a.






günaydınlaşmak | Ne güzeldir gülen bir yüzle günaydınlaşmak., | 26.10.2010, kayaayse33.wordpress.com/2010/.../gunaydingunun-iyi-dilek-temennisi..., 15.3.2015g

f.






günbatı | batı, garp | Osmanlı, 'Günbatı' (Batı)ya bakan bir devlet idealiyle kurulmuştur. | , | ÖmerErdem, HrKitapSanat, 26.5.2017

a.






günbatımı | gurub | Günbatımı kulübü / Eme Catedral Hotelin katedral manzaralı çatı barında günbatımını seyretmek için sırada beklemek yerine Hotel Inglaterranın çatı barına gidin., | S Fowler/S Yedig, HrSeyahat, 24.6.2018, 11

a.






güncel | Şimdi güncel var günlük var. Günceli söyleyeyim önce sana. Güncel uzun zamandır değişmeyen trafik, pahalılık, kadın-erkek ilişkisi. Ama bugün olan, üç konuşulan olay günlüktür., | AGruda, T, 22.4.2013








güncellemek

f.
güncel hale getirmek, yenilemek.





güncellemek -i

f.
son durum hakkında bilgi vermek.

gün-ce-l-le-
"-Yarın 12.00de görüşelim. -Tamam. Bir değişiklik olursa programınızda beni güncelleyin!", H İ Devecioğlu, 8.7.2024"



güncellemek |

f.






güncelletmek | ettirgen | Sistemdeki email adresiniz ile girilen email adresi tutmamaktadır. Personel Dairesi Başkanlığınız ile görüşerek emailinizi güncelletebilirsiniz., | SabihaTop, 11.1.2017 eposta

f.






güncül

s.
güncel.

tr. gün-cül
Yergi ve taşlamalarının kuvvet kazanan tarafı, bu çeşit koşuklarının ve destanlarının düşünce ve buluşlara dayanmayıp, güncül -aktüel- oluşudur 31



günçavdı





GÜNÇAVDI, A., (2013), Mehmed'in İlâc-nâme'si (İnceleme-Metin-Dizin),Pamukkale Üniversitesi Sosyal Tezi, denizliBilimler Enstitüsü (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Denizli



gündelik

a.
günlük, yevmiye.


"Gündelik alacak, karnı doyacak, / Çoluğa çocuğa harçlık salacak.", Celâl Beykal, 1956, 50"



gündelikleşme | Esas vahim olanı, bunların olağanlaşması, gündelikleşmesi.,ÜKıvanç, T, 29.10.2011

a.






gündem yaratmak deyim | Fotoğraflarıyla gündem yaratıyor, | T, 30.7.2013








gündemeç | yeni Tarih, dünbilik | zorlamak • güceminde olmak, zorunda olmak • gükçe, gazete • gündemeç, tarih (17 Ocak gündemeçli), güngöre, pencere • günü, haset, kıskançlık (kitapta, Nurulah Ataç'ın muhtelif yazılarından alman örnekler de var: Onun içine, benim içime ..., | NMuallimoğlu, TürkçeBilenAranıyor, 1999, 320

a.






gündemik | tr. gündem + | ic: -sel/sal | Vitra, fayanstan Türk bayraklı 29 Ekim vitrinini değiştirip 10 Kasım'a uygun siyah vitrin döşemiş, hadi peki, burada gündemik bir kaygı seziliyor., | NÇintay, R, 12.11.2008, 18.5.2016g | Gündelik hayatta da, 'gündemik' durumlarda da daha incelikli, daha düzgün bir lisan hasreti çekiyor., | NÇintay, S, 9.4.2016

s.


ing.



gündemleşmekf. | Bir diğer ortak vasfı da, zahiren birbirlerine düşmanmış gibi göründükleri halde demokratik değişim sahiden gündemleştiğinde hepsinin statükonun muhafızları olarak aynı safa diziliyor olmalarıdır., | MMetiner, Star, 9.05.2010








gündemleştirme | Bu noktada Ön Asya, Kafkasya, Balkanlar, Kuzey Afrika, Güneydoğu Asya ve Orta Asya başta olmak üzere seçilen kilit bölgelerdeki ülkelerin düzenli takibini yapma, o ülkelerdeki insan hakları durumu hakkında düzenli aralıklarla raporlar hazırlama ve ülkelerde acil gündemleştirilmesi gereken ihlâlleri hem Türkiye hem de dünya kamuoyuna doğru bilgilerle sunma ve kamuoyu oluşturma gibi amaçlarımızı hayata geçirmek üzere gönüllü arkadaşlarımızı araştırmacı olarak aramızda görmek istiyoruz., | MazlumDer, 11.5.2014

a.






gündemleştirmek | 2011 yılında PKK mücadelesini gündemleştirmek olarak ele aldık./Gündemleştirerek toplumsal harekete geçmesi önemlidir., | EUslu, T, 12.10.2011

f.






gündemli

s.
gündemi olan.


"... gündemli bir toplantı veya uzak tarihte yapılacak geniş gayeli bir toplantı. İşte konsey âzası memleketler, bu iki şıktan birini intihap mevkiinde bulunuyorlar. Bizzat Genel Sekretere gelince, öğrenildiğine göre onun husustaki ... ", Ayın tarihi, 1956, S 270-272, 150"



gündemli | 1. Meclis ve kurul toplantılarında görüşülecek konular ve bunları gösteren liste, ruznâme. | Ayrıca 2002'de Ankara'da 'Hilmi Özkök'ü mü saf dışı bırakalım yoksa Aytaç Yalman'ı mı' gündemli bir toplantı yapılıyor., | NazlıIlıcak, Bugün, 17.3.2015 2. Gündeme uygun; akıllı uslu | Bazen ayılıp kendine gelip zarifleşiyor inceliyor yumuşuyor, kadınlar kendisiyle konuşmaya yanaşınca 'Ben de sizin gibi normalim' der gibi anlaşılır gündemli laflar ediyor, sakince köpeğinin başını okşayarak., | NGenç, isenç, 129

s.






gündemsiz

s.
gündemi olmayan.


"... gündemli Berlin konferansı, Molotof'un istediği gibi gündemsiz, umumi bir konferansa doğru gider gibidir. Berlin konferansı tebliği 20/2/954 tarihli (Zafer)den: Berlin konferansının son bulması üze- rine dört Dışişleri Vekili ... ", Ayin Tarihi, 1954, S 245-246, 138"



gündeste | Ferhan Şensoy'un Gündeste adlı kitabındaki şu dizelerin altı iki kez çizilmişti örneğin; önce mavi bir tükenmez kalemle, sonra sarı fosforluyla. boris vian diyor ki/ yalnızlıktır dinimiz/ örneğin bir tirenden / istediğiniz yerde ininiz. TKiremitçi, 2005, 112

a.






gündeş

s.
güncel.


"Gündeş kelimesi de güncel gibi ''gün'' kökünden türetilmiştir. Bazı bulmacalarda aktüel kelimesinin yanıtı gündeştir.", https://www.milliyet.com.tr/egitim/aktuel-bulmaca-cevabi-nedir-harf-harf-bulmacada-aktuel-yanitlari-6535142, 20.06.2021"



gündeş |

s.






gündoğdu

b.a.
gündoğusu. doğudan esen yel.


"Gündüz İstanbul'u serseme çeviren gündoğdusu tamamen durmuş, çok rahat bir Temmuz gecesi başlamıştı.", R H Karay, Sonuncu kadeh, 1965, 98"



gündoğuşu | Bu gündoğuşları bu akşamlar bir gün tükenir., | Osman Sarı, 63

a.






gündöndüler | Hoyratça geçti üstünden bir karınca / yuvasının. Atlı. Şöyle bir selam verdiler / gündöndüler. Atlı geçince yine döndüler / güne. Karıncalar unuttu her şeyi, S Erözçelik, 1991, 99

çoğ.a.






gündüşü | Gerçek şiir bir uyanma faaliyetidir. Bizi uyandırır ama ilk gündüşlerinin hatırasını korumalıdır., Gaston Bachelard, Zeynep Bengü, Su ve Düşler, Ketebe, 2024

a.






gündüz feneri | 1. zenci 2. arap | Gündüz feneri gibi ortalıkta geziyor., | ... diyerrii bağırdı; yoksa herkes zaten beklediğiden mi birden gördü; ne olduysa oldu; hepimizin gözleri bir egzantirik düğmeye bağlıymışçasına tek göz oluverdi; bir şehir görme heveslisi ışıltılarla dolarak bir gündüz feneri gibi çakıp yandı., | Necmeddin Alkan, Çosin-sâkin sabahlar memleketinde bir yıl, 1960 | Yanında gündüz feneri gibi bir kız ama fena değil., M Buyrukçu, 1970, 243

a.






gündüz feneri | Zenci; Arap GTS | Fotoğrafta yanılmayın iki kişi var. Hiç görünmüyor gibi ama var. Arkadaş fazla esmer kalmış. Gündüz feneri derler bizim orda böyle arkadaşlara., | LütfiAlbayrak, Takvim, 2.3.2012

a.






gündüzcü | 1. Gündüz çalışan görevli. 2. Gündüz öğrenim gören öğrenci. 3. Gündüzleri içki içen kimse. GTS 2. | Bir ağızdan bağırıyorlardı şimdi, bir çeşit tekerleme tutturmuş gibi, 'gündüzcü,' diyorlardı, 'gün-düz-cü-cü-cü.../ Gündüzcü, gececinin karşıtı diye kullanılabilirdi; ama 'gececi', olsa olsa, benim kafamda bir anlam taşır. Yoksa, herkesçe bilinen bir şeyi ben buldum, ilk ben düşündüm mü sanıyorum? , | BKarasu, 77/84

a.






gündüzleyin | Anne tavşan uyurken yavru tavşan uyandı. / Gündüzleyin bostanda kimseler yoktur sandı., Gonca Yayınevi, EGÇM, ? , 89 (30.05.2025)

z.






Gündüzün | Gündüzün hükümet işleri, gece de rakı meclisleri, onun yüzünü çocukların, bazen haftalarca görmemelerine sebep oluyordu., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 29

z.






Günebakan | ayçiçeği. | Gülen yüzlerini / Tek yöne çevirmiş tarlalarda / Sarılı, turunculu açan / Kocaman çiçekli günebakanlar., | N Ö Arpacı, 2006, 94

a.






günebakan | güneşe bakan | Öğlene doğru güneşin ısısından yararlanmak için yaşlılar, çocuklar, dışarıda evlerinin günebakan duvar diplerinde güneşlenmeye çalışıyorlardı., | RahmiDede, 28

s.






güneş dururken yıldızlarla uğraşmamak deyim daha değerli ve önemliler varken önemsizlerle ilgilenmemek, meşgul olmamak | Kel Mıstık arabayı durdurdu. | Bakan, Başbakan değildi ama,gene de Emniyet Müdürünün itibar ettiği bir insandı. Güneş dururken yıldızlarla mı uğraşacaktı? , | OKemal, MM, 1966, 71 | Güneş yarığa su çarığa, | CumhurŞahin, 3.6.2016 11CezaGünlerinde İstanbul biri için güneş doğmak deyim | Evladım, daha ne diyeyim. senin için bir güneş doğmuş. Bir talih kapısı var. Hemen git yarın. Elindeki kağıtla kapısını çal, de ki: 'Sultanım siz emir buyurmuştunuz, ben de sizin emrinizle size geldim.', | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsani, 277








güneş eritemi | güneş yanığı. aşırı derecede güneş maruziyeti sonucu cilt kızarıklığı ve tıkanıklığı ile kendini gösteren iltihaplı bir reaksiyon. | http://www.laroche-posay.com.tr/s%C3%B6zl%C3%BCk/G/G%C3%9CNE%C5%9E-ER%C4%B0TEM%C4%B0-gl7-w1530.aspx, 2.8.2015g

a.






güneş gözlüğü | ... güneş gözlüklerinin sapı ve camı hangi renkte olmalıdır, saçlara turban* mı bağlamalı, yoksa şapka giyilmelidir? ..., | GugukG, 10.5.1947, 3

a.






güneş koruyucu (krem) | bk. güneş kremi | Clinique Güneş Koruyucu Ürünü Alışverişlerinde Kargo Ücretsiz!, | www.clinique.com.tr/Güneş-Koruyucu? , 2.8.2015g

a.




GTS-



güneş kremi | Bu konuda net bilgisi olan ve güneş kremi kullanan arkadaşlar var mı ? , | 13.8.2008, selin28, | http://forum.bebek.com/m1489658.aspx, 2.8.2015g

b.a.






güneş kremi | eşanlamlı: güneş koruyucu krem güneşlenirken güneş ışınlarının zararlarını savuşturmak yani nemli tutma, çatlamayı önleme ve yanmayı sağlıklı kılma için ve tuncarmak için kullanılan krem; güneş yağından daha koyudur. | bazı internet sitelerinde güneş kremi kullanımının zararlı olduğu bazı yerlerde de olmadığı yazıyor. 

a.




GTS+



güneş kurslu b.s. güneş kursu olan. | Fakat bugün bulduğumuz güneş kurslu veliaht miğferi düşüncemi doğruluyor, dedi Arkeokrat., | | http://postoyku.com/guneskurslumigfer/, KemalGündoğdu, 5.12.2015g








güneş nereye doğarsa tarlasını oraya taşımak ., | S Nal, 15.5.2019








güneş saati

b.a.






güneş yağı | Güneşlenme sırasında cildin daha çabuk koyulaşması için kullanılan bir tür yağlı sıvı | +güneşin yakıcı, kızartıcı etkilerinden korunmak icin kullanilan, spf ile derecelendirilen kremler... kimileri guzellik maskesi sürüp çıkmışsınız hissi yaratsa da yaşamsal önem arzederler.. waterproof* olanlari denize, havuza girenler için daha iyiymiş gibi görünse de gözenekleri kapattığı, cildin nefes almasını engellediği unutulmamalıdır, zaten iki saate bir yine yeni yeniden sürülmelidir krem..., | yok, 8.5.2000, EkşiS

a.




GTS+



güneş yanığı

b.a.



"Bunlar güneş yanığına benzemez hiçbir zaman", H İ Dinamo, Yelken D, S 141, kas 1968, 8"



güneşlemek

f.
nsz güneşlenmek.

tr. güneş-le-
"Veli, güneşleyen bir kedi gördü.", Kıyafet, 1981, 66 | "Kurşuni ikindiler getirmişti seni / Saçların nisanları güneşlemişti içimde / Sonra değişip böyle bir günde / Paydos deme ışıklarıma / Uzat gene sabahlarca aydınlık ellerini / Uzat avuçlarıma... ", İlhan Geçer, 1986, 57"



güneşlemek | nsz güneşlenmek | Veli, güneşleyen bir kedi gördü., | Kıyafet, 1981, 66

f.






güneşlerce


"Aydınlığın / Güneşlerce cömert / Sonsuz", A Karatay, seni var saymak, 5"





güneşsiz | y | 1.  Güneş ışınlarıyla aydınlanmayan, güneş ışınlarını almayan. | Bu saçlar, güneşsiz bir gökten toprağa akan gece gibi karanlık ve ılıktı. | , | CUçuk, CB, 177 2. Kapalı, bulutlu (hava) | Sıcak günlerin serinliğini / Sığınılan gölgelerde arıyoruz / Cezbediyor bizi güneşsiz yerler / Ağaç altları, parklar, bahçeler., | N Ö Arpacı, 2006, 58

s.




GTS++



güney Amerikalı | Güney Amerika kıtasında doğan veya yaşayan kimse | Televizyon ve Sinema Yapımcıları Derneği başkanı Burhan Gün, Latinlerin ilgisini Türk insanlarının (sic) Güney Amerikalılara çok benzemesine bağlayıp eklemiş:, | HTürk, MustafaDoğan, 15.9.2016

a.






günışımı | tan, seher | işte oyüzden menekşe demek demet karımın karnında / uykusuz gelen günışımıyla ben koyuyorum, | NBüyüm, 1968,40

a.






günlem | | Adıgüzel Günlemi Geleceği 'İ m'liyoruz!/Söyleşi Günlemi/ Bilim ve Teknoloji Günlemi, | Ocak2015, S 2

a.






günlemeç | tarih | 10 Mayıs \'xı\ günlemecinde M. K. Atatürkün üçüncü kongreyi açış söylevine bakılsa dediklerimiz açık olarak gözükür. 330

a.






Günlemeçli | tarihli | 10.2.1935 günlemeçli tel yazılarına karşılıktır., | Arsal'ın HF dosyasından

s.






Günlerce | Bereket versin, evde kapalı kalan ve ehli bir hayvan halinde, fakat daha çok maksatsız büyüyen kızların hepsinde olduğu gibi, onda da, vücudunu ve kafasını hiçbir şeyle meşgul etmeden, hiçbir şey düşünmeden ve hiçbir şey yapmadan saatlerce, günlerce, belki aylarca, senelerce beklemek kabiliyeti vardı ve içini yakan düşüncelerden bitap bir hale gelince, bu mutlak hiçliğin kucağına atılıyordu. / Fakat o gün ve ondan sonra, günlerce, hep o rüya hali devam etti., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 92/168

z.






Günlük | Günlük sözcüğünü edebiyatımızda ilk defa 1947'de Falih Rıfkı Atay kullanmıştır. Abdullah Çelik, Salah bey kitabı, 2003, 39

a.






günörgüsü | Günörgüsü, | ZühalTekkanat, Artshop Yay. 2017 (Kitap adı)

a.






günsüz

s.



"A durun bakalım bugün günlerden ne / Salı ya da pazartesi mi cuma ya da cumartesi mi / Olsun ama ne farkeder nasılsa biz günsüz de yaşarız ha / Ah şu mülksüzlük / Bir kadının bozbulanık yüzüne benziyor sanki", Haydar Oğur, 1994, 113"



günü birlikçi | bir gün için, bir gün için gelen kimse | İstanbul başta olmak üzere yakın illerden günü birlikçi ve çadır kuranların akın ettiği Kandıra'nın Karadeniz sahilindeki Cebeci Plajı'na bu sabah gelenler cankurtaran kulesinde birisinin asılı olduğunu gördü., | M, 8.7.2015

a.






günürcü | Kız istemeye giden ak sakallı grubu. Yani kız tarafının hayır diyemeyeceği hatırı sayılır insanlar grubu. MAksoy, 2.5.2013 eposta

a.






güpgürül

s.



"Es deli rüzgar es / Bu dağlar karken / İnsanlar güpgürülken", Haydar Oğur, 1994, 61"



güpgüzel

s.



"Şunun için Hisara geldik: Enişte Beyimin bir hemşiresi mi, yoksa hemşiresinin hemşiresi mi ne var. Taptaze bir güzel ve güpgüzel bir ev kadını . Bayılıyorum bu kadına ! Kocası bilmem hangi dairenin müdürü . Tatlı bir adam . Şey dairesinin , dur bakayım , canım , en karışık isimli daire hangisi ise o dairenin müdürü işte ! . İki çocukları var : Topaç gibi ... ", Aka Gündüz, Çapkın kız, 1930, 14"



güpgüzel

s.



"Günaydın... . Bir eli havada mutlu kişi‍♂ Musmutlu, güpgüzel, pasparlak güneşli, gıcır gıcır bir pazar olsun inşallah.", @divane522, 21.2.2021, twitter"



gür | meşrık elinden çıka bir gür yağı / Şâma ildüre temâmet ayağı (Ay tutulmasından sonra meydana gelecek felaketler sıralanırken) | Doğudan kalabalık (veya güçlü) bir düşman çıkıp gelecek, Suriye'yi baştan aşağı istila edecektir., Semih Tezcan, Topkapı Sarayı Oğuznamesi

s.






gür TDK+ iyi, güzel, yolunda, bereketli | O'nunla dönüyor takvim / O'nunla işlerimiz gür / Nerde güçlüğe çatarsak / Hemen orada görünür., | İZB, 1959, 31








gürbah

s.
gümrah.


"Annem bu yıl gürbah oldu zeytinler dedi yani güçlü ve kuvvetli oldu.", S Nal, 17.4.2024"



gürbüzleşmek | Çökük avurtlar arı sokmuşçasına gürbüzleşir., | MYağmur, 1957, 38 | Dört tarafından su alan bir hükümet var karşısında ama CHP gürbüzleşemiyor., | AAltan, T, 12.9.2012

f.






gürbüzleşmek | Nsz gelişmek, gürbüz duruma gelmek | Atatürkün eseri, aziz Milli Şefimizin (...) büyümekte, gürbüzleşmekte ve yalnız Türkçülüğe değil, ilme de hizmet etmektedir., | Cm, 10.8.1942, 2

f.






gürbüzleşmek | nsz gelişmek, gürbüz duruma gelmek. | Atatürk'ün eseri, aziz Milli Şefimizin (...) büyümekte, gürbüzleşmekte ve yalnız Türkçülüğe değil, ilme de hizmet etmektedir., | Cm, 10.8.1942, 2

f.






gürbüzleştirmek | gürbüz hale getirmek | Bu memlekette siyaset budur, böyle yapılır' alışkanlığını her hafta biraz daha gürbüzleştirir., | MBelge, T, 3.2.2012 | Ondan, yüzünü iştahla gürsüzleştirip parlatan bir büyük kuvvet alıyordu., | NGenç, isenç, 161

f.






gürbüzlük | Siz gençliğinizde, | tarihî maddeciliği ve zamanınızı, | Allah var mıdır, yok mudura indirgeyerek boşu boşuna harcamışken, o din, tıpkı Baltık'taki gibi, daha başka ve köklü sebeplerle de birleşerek, Anadolu insanlarını stabil kılan | güven ve dayanışma atmosferli birlikteliklerin kimyasal reaksiyonlarına işlevsellikler katıp, bugünkü gürbüzlüklerine için için güç kazandırıyordu., | NÇınar, T, 11.7.2011

a.






Gürcistan








Gürcistanlı | Gürcistanlı bilmez garip halimden / Anlamazlar ahvalimden dilimden / Kalkıp göç eylesem gurbet elinden / Benim yolum bir Türkmen'e düşüptür., | Türkmen/CemiloğluSümmani*, Mİhsanî, 139-140

a.






gürcü








gürdüğüşmek

f.



"Karşılıkname'yi de okudum, bilgisayar/internet sıkıntısı ve gürdüğüşmekten vakit bulup yazamadım. Şeytanın kulağına kurşun, ilginç ve güzel bir yazı olmuş.", Ali Adem Yörük, 18.7.2022, eposta "



gürdüğüşmek | Çocuklar için oynaşmak AAYörük, 6.6.2016

f.






güreşli

s.
?

tr. güreş+li
"Yüzüksüz parmaktan , halhalsız koldan / Busesiz bukaktan, kemersiz belden / Oynaşlı gelinden , güreşli duldan / Namuslu çingene kızı şirindir . .","
İlhan Yardımcı, ‎Taṣtan Hicrānī, Büyük halk şâiri Bayburt'lu Hicrânî, 1968, 40



güreşmekten maksat yenmek oynamaktan maksat ütmektir





"Ara dönemde yapılan çalışmalar da önemlidir ama asıl oyun şimdi başlıyor. Teşkilatların gücünü göreceğiz. Netice sandıktan çıkandır. Oynamaktan maksat da ütmektir.", Şenol Kazancı, 10.3.2011, YŞ| "Anadoluda güreşmekten maksat yenmek oynamaktan maksat ütmektir diye bir tabir vardır. İyi oldu senin oraya dekan olman.", Sebahattin Öztürk, 1.4.2024"



gürgen





"Bu dünyanın vardı kıy ile kali / Anka bezirganım açmazam malı / Gürgen kavı olmuş sefil Celâlî, / Yıldırım demiri çakmak istedi.", San, Hicranî, Celâlî, 235"



gürgen | yani gürgen dalı boynun ak gürgen dalı bacakların, | NBüyüm, 1968,14

a.






gürleme | Ben kimseden korkmam diye gürledim. Daha doğrusu gürlemeye çalıştım ama öfkeden sesim kedi miyavlaması gibi çıktı., | S Dölek, Kirpi, 51

a.






gürlenmek | daha parlak, daha kuvvetli hale gelmek, güçlenmek* | Bu gölgeler, yüreklerinin aydınlığının üstünde oynaşıyor, sevinçlerinin ışığı gürleniyordu., | CUçuk, CB, 186

f.




GTS-



gürleyiş

a.
gürlemek işi.


"Gece İstanköy ve Kelimnos arasındaki açık denizden, şimşeklerin çıktığını (sic) görüyor, her çakıştan çok sonra boğuk bir gürleyişi gürleyiş duyuyordu.", Halikarnas Balıkçısı, Turgut Reis, 1966, 48"



gürlük | Karakolda yattım' diyordu. İmanının gürlüğünden yatmamıştı herhalde. Bizim meslektaş kesmeğe devam ediyordu., | Hacıhasanoğlu, 1954, 93 | İkaz niyetiyle ses tonuma hafif sertlik ve gürlük yükledim., | BTSalihoğlu, 2014, 141

a.






gürneşmek

f.
Koyunlar sıcakta birbirinin gölgesine başını uzatarak yatmak, dinlenmek.

tr.
"Koyunlar güneşte gürneşmişler... ", Deniz Karakurt, https://www.facebook.com/search/top?q=koyunlar%20g%C3%BCne%C5%9Fte%20g%C3%BCrne%C5%9Fmi%C5%9Fler, 5.02.2024, facebook "



gürp gürp çarpmak (yüreği) deyim | Heyecandan yüreği gürp gürp çarparak, gözlerini iri iri açıp bir an baktı kaldı öyle., | DCeyhun, 9








gürredek | hemen | Müşterilere döndü: -Sorarım aziz vatandaşlar, yurttaşlık hukukuna sığar mı? Sarhoş, yarı sarhoş, zom | Aziz vatandaşlar gürredek cevapladılar: -Sığmaaaaz!!!, | OKemal, 1966, 39

z.




TDK-



güruhlaştırılmak | Kitleler güruhlaştırılıyor, toplum polisleştiriliyor, artık yarı totaliter bir rejim var., | 29.5.2015, T24@t24comtr

f.




GTS-



gürül gürül | bol bol | Eylem Planı' nedeniyle hükümete gürül gürül övgü., | AHakan, Hür, 11.12.2015

z.






gürültücü

s.
gürültü çıkaran.

tr.
"öyle gürültücü bir geçiş yaptılar ki kulakları sağır ederdi çabuk uzaklaşmasalardı.", A Cılga, 1980, 87"



gürültücü | Bu sırada bizim gürültücü gelmiş, arabaya atlamış ve çek! Emrini vermişti., | FAtabek, DK, 1972, 34








gürültücü | Hele birçok maksatlarla ortaya atılmış gürültücü sloganlara dış siyasetimizi feda etmeyelim., | Taray, 117

s.






gürültüye getirmek –i deyim hile ile ortadan kaldırılmak | Bu gürültüye getirilecek borçtan tabii ben de hisse alacağım., | Güntekin, Damga, 63








gütmek

f.


tr.
Gecelerde daim okurdu Kur'an / Hakkın emrini güden oğullar 23



güve otu | krş. Sıçan otu. naftalin. | İlâçlarınızı, Naftalin (Güve otu) ve Parfümeri tuvalet ihtiyaçlarınızı Seyhan Eczanesinden alınız Bir kere tecrübeden sonra het husustaki azami menfaatinizi anlayacağınıza şüphe yoktur Celal Bayer / | İlâçlarınızı ve (Naftalin) güve otunuzu (Naftalin) Ali Nasibi eczanesinden alınız. | , Türk Sözü, 22 may 1936, 4

b.a.






Güve yeniği | bit yeniği | Eyvah, bu işin içinde bir güve yeniği var galiba., | Sihirli Gül, 54

a.






güveç








güveç -ci

a.
bir çeşit pide. Eyüp güveci diye meşhurdur.

tr.
8.02.2024+



güveçci/ güveççi | yer adı Güveççi «Aziziye- Afyon». 2. Soyadı | Suat Güveçci: Ordu Lisesi tarih öğretmeniyim. Önce hoş geldiniz diyorum hepinize., | BYediyıldız/HKaynar/SKüçük, OrtaKaradenizKültürü, 2005, 83 3. güveç kabı pişiren ve satan 4. güveç kabında güveç yapan 5. güveç yemeğini çok seven

a.






Güveli | Güvelenmiş, güve yemiş olan. | Petekler küflü ve güveli değilse, kovanın vaziyeti iyi demektir. Aksi halde zayıf ve anasız kovanların birleştirilmesi lazımdır, | Arı Besle, Ziraat Vekaleti T.E.S., Ç72, 5

s.






güvem | yoksa bozulup da viran oldu mu? / Gölgesinde güvem bitiren bağlar., R T Bölükbaşı, Divan-ı Hasret, ?

a.






güven endeksi | Güven endeksi, tüketici güven endeksi, hizmet sektörü güven endeksi, perakende güven endeksi, inşaat sektörü güven endeksi ve sanayi üretim endeksi baş aşağı gitmeye başladı., SYaşar, T, 6.8.2014

a.






güven[l]ikli | Onu da qeyd edim ki, türk boylarının ?n etibarlı v? güv?nikli boylarından biri olan Avşarlar dövl?t quruculuğunda da h?miş? yaxından iştirak edibl?r., | AydınAvşar, Edalet, 16.08.2007 | Ortadoğu'da hem hakkaniyetli hem güvenlikli bir pozisyonu nasıl alacağız? , | AAltan, T, 8.2.2012

s.






güvenceli | teminatlı, güvence verilmiş olan. | Yasa, araştırma görevlilerinin birer yıllık dönemler için atanmalarını öngördüğünden, 1983 Haziranına kadar güvenceli bir konumu vardı., | Güney Dinç, 64

s.






güvencesizlik | Esnekleşme ve güvencesizliği kural hâline getiren, kadınları çok çocuk doğurmaya teşvik eden bu pakete yönelik KEİG (Kadın Emeği ve İstihdamı Girişimi) Platformu'nun çok ciddi itirazları var., | PCengiz, T, 10.11.2013

a.






güvençli | güven içinde, güvenli. | Ömer güvençli: -Sana kimse karşı gelemez değil mi Ali ağabey? Tak tak vurursun he mi? , | Kıyafet, 1981, 56

s.




GTS++



güvende yaylası

a.



Gümüşhane 21.07.2018



güvendiği dağlara kar yağmak

dey.
güveni boşa çıkmak.


"Kar mı yağdı güvendiğin dağlara / Seni de bir türlü ondurmadı mı kader / Üzme kendini her şeye rağmen / Dünya yaşanmaya değer / Bu yerler bu âlem her şeyden yoksun / Sana sesleniyorum duyuyor musun", İlhan Geçer, 1986, 53"



güvendirmeyici | Tunç bir yüz, hemen içe dolan, fakat yaklaştığı kadar uzak, güvendirmeyici bakışlar, belli, Rus gömleğinin kemeri gömülecek kadar ince..., | FRAtay, MütarekeDefteri, 19-20

s.




TDK-



güvenilir | Hiçbir insan bu kadar güvenilir, bu kadar gayri mütehavvil görünmemişti., | HEAdıvar, KA, 40

s.






güvenilirlik | TDK+ | 1.  Güvenilir olma durumu. | +İşe alacağınız kişilerin kimlik bilgilerini ve referanslarını mutlaka alınız, güvenilirliklerini teyit ediniz., | GüngörenKaymakamlığıİlçeEmniyetMüdürlüğü broşüründen, 2014den önce 2. Alınan borcun geri ödenebileceğine dair güvence, kredibilite.

a.






güveniş | Bu ne kendine güveniş böyle? ..., | FAtabek, DK, 1972, 73

a.






güvenlik | güvenlik görevlisi | Parkın diğer tarafında, sabah sporuna gelen bir başka kadın grubu kendi aralarında anlaştı, parkın güvenliğini kafalayıp bu hırpaniyi parktan kovmak için plan kurdu, bankın üstüne Erol yokken bir köpek leşi bıraktılar., | NGenç, isenç, 129

a.






Güvenlik | güvenlik görevlisinden eksiltme | Resmi görmek istediğini söyledi. Resmi gördükten sonra, bu resimle metroya binmeme izin veremeyeceğini söyledi. Nedenini sorduğumda ise bunun 'uygunsuz içerik' olduğunu belirtti. Resmimin uygunsuz içerik olmadığını, sanat eseri olduğunu ve sergiye yetişmeye çalıştığımı söylememe rağmen benimle konuşan güvenlik metroya binmeme izin vermedi. Metroya binmem için resmi gazete kağıdı veya başka bir şeyler kapatmamı istedi. Bir süre daha tartıştıktan sonra tek olduğum ve paniklediğim için gazete kağıdıyla resmi kapatmayı kabul ettim ve gazete kağıdı rica ettim. Bu sefer de 'Onu da biz mi bulacağız' gibi laflarla beni oyalamaya devam etti. Bir süre oyaladıktan sonra beni bir odaya yönlendirdi ve orada resmimin üstünü gazete kağıdıyla kapatmak zorunda kaldım. Resmimi kapatmam yetmiyormuş gibi metro güvenliklerinin 'Bu resimdeki kadın mı erkek mi' gibi sorularla tacizlerine maruz kaldım., | Cum, 4.9.2018

a.






güvenlikçi güvenlik görevlisi; güvenliği sağlamakla görevli kimse. | Kadın güvenlikçi ölü bulundu., | Star, 1.5.2011








güvenlikleştirilme | Securitization | Uluslar arası güçlerin bir güvenlik konusuna dönüşümü: Avrupada radikal sağ partiler ve göçün güvenlikleştirilmesi, | NMandacı/Gözerim, UluslararasıİlişkilerD, C. 10, Sayı 39 (Güz 2013), | 105

s.a.


ing.



güvenlikleştirme | Securitization Karadeniz Havzası'ndaki Çatışma Gerçekliğinin Güvenlikleştirme Yaklaşımı Çerçevesinde Anlamlandırılması, | GTÜYSÜZOĞLU, Karam, Bahar2014, S.41, 87-109 | Aynı bağlamda bu sürecin Kopenhag Ekolü tarafından literatüre sunulan | güvenlikleştirme boyutunu da tek bir düzlemde ve eksik yorumlamak anlamına gelmektedir., | NMandacı/Gözerim, UluslararasıİlişkilerD, C. 10, Sayı 39 (Güz 2013), | 106

s.a.


ing.



güvenmek

f.



"Geçti evvel bahar güvendi şeydâ / Gönül bahçesine ruzigar düştü / Gonca gül dalında göründü hata / Fırak-ı bülbüle bir efkâr düştü.", San, Hicranî, 126"



güvensizleşmek | 1. Güvenini yitirmek (kişi için) | Babam bir an güvensizleşti, sonra ikna etmek için özellikle vurgulayarak | Yaklaşık her zaman diyebiliriz, dedi.Thorvald Steen, Kar kristalleri, 220 2. Tehlikeli olmak, güvenlik zafiyeti taşımak yer için | Bizim bölgemiz güvensizleşti. Qaiser Nusret, 17.2.2020

f.






güvensizlik -ği | Güvensiz olma durumu, itimatsızlık. | Böyle anketler, soruşturmalar bende her zaman bir güvensizlik yaratmıştır. - B. Necatigil | 1982 Anayasası tersini yapmış, devlet gücünü sınırlayacak yerde hak ve özgürlükleri sınırlamış ve bunları âdeta istisnalar haline getirmiş,  halka güvensizliği ruhuna içselleştirmiş, yargı birliğini ve bağımsızlığını örselemiş, demokrasi rejimini değil, cumhuriyet yönetimini  öngörmüştür., | ABulaç/SSelçuk, Z, 7.1.2016

a.




GTS++



güvercin biti

b.a.
Çok açık sarımsı renkte ve üç milimetreye yakın boyda ısırıcı bit.

tr. güvercin bit-i
güvercin biti [Columbicola columbae] [Alm. Taubenfederling] [Fr. pou des pigeones] [İng. pigeon louse]: Çok açık sarımsı renkte ve üç milimetreye yakın boyda ısırıcı bit.
M T Yarar, Asalakbilim terimleri sözlüğü, 1970, 66



Güvercinsever | güvercinlere düşkün ve güvercin besleyen kimse

s.






güvercinsiz

s.
güvercini bulunmayan yer.

tr. güvercin-siz
"Yeni Cami önünde güvercinler yoktu. Yağmur kaçağı olmuş, bir yerlere saklanmış olmalıydılar. Buğday satıcıları da gelmemişlerdi. Oranın güvercinsiz oluşunu yadsıdım.", A Cılga, 1980, 14-15"



güves heves güves ikilemesinde geçer. Büyük bir hevesle | Küheylanım yedim yedim yederler / Olanca malımı talan ederler / Heves güves yaptırdığım odalar (/konaklar) / Korkarım ki düşman konar yurt olur, | Dadaloğlu








güveyi

a.
damat.


"Allah mesut etsin güzel gelin genç güveyi, / Aynı yastıkta geçsin ömrünüz.", Ş E Regü, Yağmur, 40"



güveyi | damat | Biz de güveyi süslerler. karsta da buna taç, şah, bizde de, Erzurum tarafında bey* derler., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 213

a.






güvez | güveze çalmak güvez rengini andırmak; mora çalan kırmızı rengi andırmak | Fiyatları beğenmediği için miydi, yoksa satıcı kaşla göz arasında solungaçları güveze çalmaya yüz tutmuş istavritleri mi kakalamaya kalkmıştı, artık o kadarını bilemeyeceğim., | NÇınar, T, 28.1.2013

a.






güzel | güzel annenin çirkin kızını al sonunda anasına çeker. AliKoca, 28.6.2015

s.






güzel avrat otu | bitk. | Bu otlar halk dilinde Datura Stramonium (Şeytan Elması) ve Atropa Belladonna (Güzel Avrat Otu) tabir edilen yabani otlardır, denildi., | Hür, 7.11.2019

a.






güzelce | iyice | Ertesi sabah hamama gittim, oradan çıktıktan sonra bir aşçıda karnımı güzelce doyurdum., | HDilibal, 30

z.






güzelduyu | estetik anlayışı? | Ünaydın'ın Tevfik Fikret kitabı güzelduyusu yüksek bir mimarinin verimi., | Sİleri, Z, 9.9.2012

a.






güzelim BTS? | güzel, çok güzel. | Bulfinch'in de dile getirdiği gibi mitoloji bilgisi olmadan evrensel edebiyatın o güzelim eserlerinin çoğu ne anlaşılabilir ne de takdir edilebilir., | ÖzlemSümbül, TarafKitap, Ağu2011, 10

s.






güzellemeci | Rejim güzellemecilerinin kıvançla altını çizdiği 'seçmen vatandaşın yolsuzluğu görmezden gelme marjının mazereti | tüketici vatandaş olarak bu sefih sistemin suçortağı olmasından başka bir şey değil., | CAktar, T, 11.3.2014

s.






güzellemek | Siyaset, yönetim, medya dünyası ve yargı, bu tutumu kolluyor, güzelliyor ve dolayısıyla teşvik ediyor., | MSancar, T, 26.10.2011 | Sonra sen çıktın geldin. Ortalığı güzelledin., | CSüreya, Onüç Günün, 23 (12.7.1972) | Derin uyku güzelliğin kendisi, ömrü güzelleyendir, derin uykudan güzel din yoktur..., | NGenç, isenç, 171

f.






güzelleşivermek | Birdenbire güzelleşmek | O güne dek sıkıcı bulduğumuz geçmiş renkli yayına geçmiş devlet televizyonu gibi, canlanıp güzelleşiveriyor., | TKiremitçi, 2005, 124

bf.






Güzelleşivermek | Yaşı ön üçe basan ve birdenbire güzelleşiveren Muazzez adeta olgun ve yetişkin bir hanım kız oluvermişti., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 36

bf.






Güzelleştirici | O benim ayaklarım, ben onun kanatlarıyım. Serdar benim gözümde evli olduğum bir reklamcı değil. Yüzyıllardır ruh eşim olan bir hayat güzelleştiricisi. | , | N Karaibrahimgil, Klbk, 28.9.2019








Güzellikle | Küçük ve zayıf çocukları daima himaye, mahalledeki çocuk münazaalarını güzellikle, olmazsa zorla halleder., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 26








güzellikle | Sorun çıkarmadan | Müdür Yardımcısı, 'Hadi arkadaşlar, güzellikle dağılalım!' diye yineledi., | İpşiroğlu, 49

z.






güzlük | 1, güz mevsiminde yapılan | Bu olaydan sonra aylar geçmiş, harmanlar kalkmış, güzlükler ekilmişti./Güzlükler yeşermiştir., | VSevim, 101/110 2. Halk. Güzün ekilen tahıl

a.






gyrocopter | Gyrocopter destekli aramalarda iz takip köpeği ve dron da kullanıldı. Ekipler, daha önce aynı derede Cumali'ye ait olduğu değerlendirilen bir terlik bulmuştu., Karar G, 17.04.2025

a.


ing.



GZFT

a. kıs.
güçlü yönler zayıf yönler fırsatlar tehditler kısaltması.


GZFT a. kıs. Güçlü yönler zayıf yönler fırsatlar tehditlerin kısaltması.



Fethi Gedikli

  • Özgeçmiş (pdf)
  • Sözlük
    • Dizin(A - Z)
    • Konulara/Alanlara göre
    • Hukuk
    • Edebiyat
    • Dil
    • Tarih
    • Yöreler
    • Kişiler

İletişim

  • fgedikli@istanbul.edu.tr
  • (90) (212) 440 0000 Dahili: 10902
  • İstanbul Üniversitesi
    Hukuk Fakültesi Dekanlığı
    Beyazıt / İSTANBUL
 Okuyucu, Araştırmacı
 Şu an: 14  |  Bugün: 98

10 Temmuz 2025 itibariyle
9885
kez ziyaret edilmiştir.