ha
"Ha "Benim dilimi kendi dili gibi muteber görmeyenle nasıl kardeşlik tesis edilebilir ha söyler misiniz? Ak Parti'mizle biz inkarı ve asimilasyonu sonlandırdık diye övünürken birilerinin kendi iktidarımızda kalkıp iddialarımızın tersine uygulamalara girişmeleri asla kabul edilemez. Kaynak Yeniçağ: Katil Apo ve PKK'yla ilgili skandal sözleri tepki toplayan Mehmet Metiner, partisine baş kaldırdı.", Yeniçağ, 25.6.2020"
ha
ünl.
tembih sözü.
"Doktor giderken: -Bir daha kaçmak göçmek yok ha... ", H Kıyafet, 1981,25"
Ha ... ha | Ama ha onlara söylenmişti bu sözler, ha duvara., | Y Haşek / E Gürol, Cinayet suçlusu, ÇHA, 35 | Onlar da 'ha oldu, ha olacak' diye Garibistan'ı oyalayıp duruyorlarmış., S Düzgün Bakır, 2007, 95 | Vakit yaklaşmış gece yarısına. / Hoca ha uyudu, ha uyuyacak, / Göz kapakları kapanmak üzredir;, Kanık, NH, 66
ha | 1. alay veya inanmama ünlemi. 2. | tenbih sözü, tamam mı, söz veriyor musun, öyle mi anlamında. | Doktor giderken: -Bir daha kaçmak göçmek yok ha..., | HKıyafet, 1981, 25 | Sen ve ben yok. Sen-ben var. Bil bunu. Asında bilirsin de bunu. N'olur! Ha? ..., | CSüreya, Onüç Günün, 21 (12.7.1972) | 3. ama. | Havuz sisteminin bozulması halinde Trabzonspor'un bundan etkilenmeyeceğini de dile getiren Şener, | Bu sene bir şey olacağını zannetmiyorum. Ha bozulursa da Trabzonspor kulübü için çok fazla bir önem arz etmez. Çünkü Trabzonspor, albenisi olan bir kulüptür. diye konuştu., | Z, 30.7.2012 | Geri adım atarsan olmaz haa, başladıysan bitirmeli. | , | O Selamet, İzafi, Aralık-Ocak 2012-2013, 97 | Ha, diyelim ki sağlam bir uzaylıyla buluşuldu, o zaman ne olacak diyeceksiniz. / Ha, ne zaman ki safkan Türk ırkı gemiye biner, uzaya birkaç sefer yapılır, sonra sonra eğer hâlâ vakit kaldıysa gelip daha az Türk olanlar da gemiye bindirilir. | , | AyçaŞen, T, 28.3.2012 | | Karayılan'dan bir de tehdit geldi, | Ha yarın onlar şehirlerde daha fazla katliama yönelirlerse o zaman Ölümsüzler Taburu da metropollerde harekete geçer diye konuştu. , | M, 28.9.2015 | Neydi ki o. Bir tokatlık canı vardı. Üfürse uçacak, soytarı yapılı şey. Koca diyecekti ona ha? , OKemal, HÇ, 11 | Evdekiler görür de güzelim kayısıları yer nemelazım... Elma kadarlar haaa., | BTSalihoğlu, 2014, 105 | Gitmeme az kaldı. ha... / ha... Ha gidiyorum, ha gittim... Gürman, 79 | Açacaktım pirincin arkını / Çiftiçiyim. Açıp dönecektim hemen. / (teğmene döner) Çiftçiymiş ha, ark açacakmış ha., | VK, 52 |İlk gün ilk oturum /// bu ha / okul dedikleri // bayram mı ha / pencereler bayrak // kızarlar mı ha / uyusam / ağzım küçülmüş ha / parmaklarım uzamış // baba mı anne mi ha / öğretmenn sesi// ne yapar ağlar mı ha / çok susayınca çocuklar, | Dağlarca, Okulumuz 1'deki, İstanbul 2007 | ha/haa tehdit amaçlı ünlem. | [S]onumuz Yunanistan gibi olur haa' diyerek aba altından sopa gösteriyordu., | MÇetin, T, 30.7.2012 | Ancak bundan sonra | vay, demek siyasal sistemimize burnunuzu sokarsınız, ha! diye aralarından bir kaçını çekip alarak yargılamaya kalkmak, anlamsız olduğu kadar komik de kaçmaktadır. | , | NÇınar, T, 6.8.2012
ünl.
ha babam | devamlı olarak. | Sanki doymuyordu yüzünü karla ovalamağa. Ha babam, keyifle ovalayıp duruyordu., | DCeyhun, 110 | A böylesi çok güzelmiş' deyip balonun ucunu sıvazlıyor, üstteki deliğinden de ha babam üflüyordu., | NGüreli, 20 | ha babam de babam | Ha babam, de babam bu bir aylık süreç içinde herkes bitkin düşer, insanlıktan çıkar. Saatinde yiyemez içemez, yeterince uyuyamaz, kir, toz içinde kalırlar, haftalık banyo etmeye bile zaman bulamazlar., | RDede, 34
z.
ha ha
evet. Onaylama sözü.
"Ha ha."
ha ha ha 1993? ses taklidi kahkaha. | kim ne demiş ha ha ha'ları unutma / şu şunu yapmış ha ha ha'ları unutma, | NBüyüm, 1968, 29 | Sevgi dolu / Ha ha ha... ho ho ho../ Kahkahalı / Gül endamlı / Fidanım., | İGKafkas, Esintiler, 25+A14600+A14600
Ha-bunun bobasi | (kadın kocası için, çocuğunu işaretle söylüyor. Örtmece.) koca. | habunun bobasi bugün günlüğe gitti, yok burada., | A H Gedikli, 1.7.2009, Akçaabat
a.
ha-gayretlik -ği | İçine ha-gayretlik getirdiğin küçük evrak çantası ve özel kalem müdürü yaşantısının içinde bir çıban asilliğinde aykırılaşmak..., | YErdoğan, 19
haa hıı etmek kem küm etmek | Bir iki 'haa hıı' ettim, baş salladım, sakal falına baktım az biraz, 'iyi olur inşallah' falan dedim, savdım Hamza enişteyi., | NecdetŞen, 2.9.2009
hâb
a.
uyku.
Farsça
"Ervâh-ı ezelde taksim bâbında / Herkese bir türlü ihsân ederler / Kimiler gam çeker hayâl hâbında / Kimini tahtında sultân ederler.", ? ? ?"
hab | merkez, odak, göbek bkz. hub II | Örneğin Türkiye, bütün bu bölgede bu entegrasyonu sağlayacak, enerji habı olacak, beşeri sermayeyi değerlendirecek ve ihraç edecek., | CErtem, Star, 13.1.2013
a.
hab merkezi
"Trabzon hab merkezi olacak.", R T Erdoğan"
haber almak deyim fark etmek | Hayretimi görerek güldü: 'Çok dalgındın. Geldim, yanına oturdum. Haber almadın.' dedi ve gözleri örtülü, önüne bakarak devam etti., | YKKaraosmanoğlu, EB, 21 | haber sallamakhaber yetiştirmek | Magazincilere de üzülmüyor değilim. Kolay değil hani, Allahın günü magazin şeflerine haber sallamak., | Telesiyej, T, 27.2.2012
dey.
haberber | Enteller de her fikre bir peygamber tayin edip çelişkilerin haberberi olarak giden üstadlarının arkasından; üsaresi sol, küspesi sağ olan agnostizmin* ve septisizmin* şek ve şehveti içinde kıvranarak tatmin oldular. STorun, AnneBenAfrika'danYazıyorum – ıı -, 27.3.2008
habercilik yapmak/etmek haber taşımak | Ey temiz yürekli ihtiyar, ben bu ormanda peri padişahına habercilik yapan bir kuşum., | HakkıErcan, Beşkardeş, İst., 2 b. Ts, 4-6
Haberdarlık -ğı | haberli olma hali. | Burnumuzun dibindeki devasa dinî âbidelerden, sanat eserlerinden, felsefî ve estetik çözümlerden haberdarlığımız hissi seviyeden düzenli bilgi ve anlama seviyesine çıkmamıştı fakat Türkiye'yi, dini ve dünyayı kurtaracaktık., | İ Kara, www.dunyabizim.com, 10.11.2018
a.
haberin sihhatini / doğrusunu Lokmandan almak| Çomar Bölükbaşı 'Balık baştan kokar, haberin sihhatini (doğrusunu) Lokmandan aldım.' deyip bir nezaketle Sivastan çıktı. Bir gecede ılgar ile Merzifondaki Dilaver Ağa çiftliğini basıp malını alarak çiftlik kethüdasını astı., R Durbaş, Şaka-nâme, 1983, 61
dey.
haberli | haberdar, anlayan | Usta aşçılar, maharetli kebapçılar, iş bilir ev kadınları, soğanın büyüsünden haberli eski toprak adamlar içten içe, dilim dilim, baş baş hesap ederler onun adımlarını., | ÖErdem, ZCumartesi, 3.11.2012
s.
habersizden zf. | -Sayılmaz, dedi, habersizden saldırdı., | ANesin, GözüneGözlük, İstanbul1974, 69
habeş
karamsar?
"Beyaz gerdan habeşde hallerdedir gönlüm benim / Yaralı ceylan gibi çöllerde meskenim benim.", Ey peri gel gir bağa, Darülelhan Anadolu Şarkıları, 24"
habeşî | / | kara derili (insan), zenci. | Çamur rengi gözlerine mi? Habeşi derisine mi? , | Hacıhasanoğlu, 1954, 6 | bir kardeşimiz felsefeci öbürü yedek parçacı / ağır cezacı bile var / ve habeşi bir kumaş tüccarı, | MGürpınar, GN, 58
s.a.
habisleşme | ELİDEL'i, habisleşme olasılığı olan ya da habis gelişim öncesi deri lezyonlarının bulunduğu bölgelere uygulamayınız. Emin değilseniz doktorunuza danışınız., | | https://kt.ilacprospektusu.com/ilac/7883-elidel-yuzde-1-krem-kt, 13.08.2019
a.
habisleşmek | Birincisi, adı bizim adlarımızdan olmayan birinin yazdığı bu kitabı okurken özellikle habisleşen bir hislenme ile ilgili. (İkincisi, kimilerinin dünya büyük bir köy, kimilerinin küreselleşme dediği şey). Bu kendi konuşmamızı, kendi konumumuzu ..., | Hece D, 2001, C 5, S 56-60, ?
f.
habitat İng. habitate a. | 1. Yerleşme, oturma. | İstanbul belki de habitat tarihinin en heterojen şehri., | P. Barışta, T, 26.12.2010 2. Bitkinin doğal olarak yetiştiği yer, yurt.
ing.
habitus | > | Sanatta sınıfsal çevrenin, 'habitus'un belirleyici olduğu görüşüyle kan bağı içinde bulunan estetik despotizmin bakış açısını Türk seçkinleri, Fransız sanat eleştirmenleri ve giderek Fransız sosyoloji okulları vasıtasıyla benimsemişlerdir., | CAktaş, T, 12.9.2011 | Bunlar belki bir habitus diye tarif edilebilecek yaşam alışkanlıklarından ibaret kaldı., | HBerktay, T, 26.11.2011 | Bourdieu'daki | habitus kavramı (ki bizdeki karşılığı kesbedilmiş | melekedir) da aynı şekilde bu vedia/verilmişlik (givenness) hakikatini ifade eder ve bireyin her yaptığını, ettiğini sahiplenme eğiliminin önüne konmuş bir sosyolojik takoz gibi iş görür., | MMBilici, 13.12.2014 | Türkiyede devlet daha kendine bir düzen kuramadı. Her kurumun kendi kültürü ve habitusu var. Devlet hukuka vereceği yeri belirleyemedi. Yargı siyasi iktidarı hukuken denetleyecek mi denetlemeyecek mi karar vermemiş. Vermemiş diyorum çünkü anayasaya göre denetleyebilir. Tutunumsuz yani., | M Önderman, 7.8.2019, tivitır
a.
ing.lat.
habitüs ayn m. Habitus. | Yoga matı ile namaz seccadesi birbirinden çok uzak iki ayrı kültürel havzanın dili ve kişisel habitüs nesneleri., | NGöle,T24, 4.11.2013
habl | Gasb bölümünde geçen 802. meseledeyse başkasının cariyesini gasp eden ve yanındayken zina yoluyla hamile olduğu anlaşılan kişiden, asıl sahibinin cariyeyi geri aldığı anlatılmıştır. Asıl sahibi cariyeyi aldıktan sonra cariyenin hamile kalması sebebiyle değerinde oluşan eksilmeden dolayı gâsıptan ne miktar para talep edebileceği sorulmuştur. Üskübî bu konuda Ebû Yusuf'un değerinde eksiklik oluşturan iki durumdan (habl ve zina aybı) hangisi daha fazla ederse ona hükmolunacağına yönelik görüşünü vermiş, ama tercihini istihsanen her iki durumdan kaynaklanan zararların toplanarak tazmin ettirilmesine yönelik olan İmam Muhammed'in görüşü lehinde kullanmıştır. | 802. Mesele: Zeyd'in cariyesin Amr gasb edip yedinde zinadan habli vaki oldukda Zeyd cariyesin aldıkda noksan-ı habl için ne mikdar nesne hükm olunur? el-Cevab: Ebû Yusuf kavli üzere habl naks eylediği ile irsin zina aybına nazar olunup hangisi ekser ise ol hükm olunur, istihsanen kıyas emrini cemîan dâmin olmakdır, İmam Muhammed'den kıyas ile ahz rivayeti mervîdir., | NurayKeskin, | Muînü'l-Müftî..., | Usul İslamAraştırmalarıD, Ocak-Haziran 2013, S 19, 15
ar.
haceş
a.
misafir odası
"Erdal Ertuğrul, Tokat ili Aydıncık ilçesi (nüfusu 3.500) Ağıllı köyü (rakım 1300 metre) Haceş (Çerkezce misafir odası demekmiş) müzesi sahibi, emekli polis. Müzedeki eşyaları önce hobi olarak biriktirmeye başlamış. Sonra onlarla evinde bir köşe yapmış. Daha sonrada evini Haceş müzesine dönüştürmüş.", Mustafa Aksoy, 25.5.2024, rindon Kültür-Sanat"
hacet kapıları | çoğ. | Evleneli beş yıl oldu, gelinin bir türlü çocuğu olmuyor' diyordu. 'Mal mülk dersen yerinde, şükür Allaha. Bir topan etten başka hiçbir eksiğimiz yok. Gitmedik yer, adamadık adak bırakmadık. Bir de Hacıefendi'ye gidelim dedik. Belki hacet kapıları burada açılmıştır. Hacıefendi'nin başında bir oğlak kestik. Taşları kaldırıp altında bulabildiğimiz karıncaları şu çaputa düğümledik. İşimiz bitti. Gitmeden bir de sizi yoklayalım dedik., Naciye Poyraz, 1979, 54
b.a.
Hacettepe yer adı | Hacettepe yurdu'nun tıbbiyeli* delisi /Latinceden bir kemik ezberliyor, | AlperÖzbek, 111
hacı 2. Bir hitap sözü hoca/m, üstad/ım gibi | Burası İstanbul Hacı, buradan çıkış yok., | OTekelioğlu, Rİki, 24.7.2011 hacı hacıyı Mekkede derviş dervişi tekkede gidi gidiyi dak(i)kada bulur herkes kendi gibi olan kimseleri bulacağı yeri bilir ASavaş, 22.08.2016
hacı fışfış
"Bahşişler gelince de "Hacı Fışfış" sırıtır, keyiflenir, berbat sesiyle bir maval okumaya başlar.10"
hacı hoca
"Kal'a-i Sultaniyyeden girecek yolculara merdiven açıldı. Hacı, hoca, hamal, köylü, şehirli, telâşlı bir halk, benim on seneden beri görmediğim vatandaşlarım, sırtlarında heybeleri, katlanmış yatak ve yorganları, ellerinde nevâle sepetleriyle vapura girdi. Rum kamarot, bir amiral gibi kasketini giymiş, bu giren Türklere lüzumlu lüzumsuz hakaretlerle, bağırarak haşlıyor ve onlara ambarda ve güvertedeki yerlerini gösteriyordu. Bu giren Türkler bu ecnebi tahkiri karşısında sessiz ve mutî'diler | Rum kamarot, asırlandan beri, firenk... ", Y K Beyatlı, Çocukluğum, gençliğim, siyasî ve edebî hatıralarım, 1999, 124"
hacı hoca takımı
Hacı yazması | Hepsinin başları hacı yazmasıyla örtülü kadınlar, avlunun kenarında sıralanmış ve oturmuşlardı, ev halkından bir kısmı ile, samimi ve teklifsiz misafirler yukarı kata çıkan merdivene dizilip aşağıyı seyrediyorlardı., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 92
a.
hacıağa/hacı ağa | gereksiz yere para harcayan taşralı zengin | +O da sevgilisi miydi? Allah yazdıysa bozsun. Hacı ağaydı o be, bal gibi hacı ağa., | OKemal, 1969, 25
a.
GTS+
hacıbirim
yer a.
"O geniş ağustos dehlizidir bu bilinmedik Sav / Herkesin ormanı yangındır / Hacıbirim bir büyük salgındır", Haydar Oğur, 1994, 67"
Hacıhüsrev yer adı İstanbulun Kasımpaşa semtinde Çingene toplumunun yaşadığı bir mahalle | Hacıhüsrev rodrigo'su* bir teneke hüzzam çalsın, | AlperÖzbek, 123
hacılamak | Argo. çalmak; sahiplenmek, üzerine yatmak EkşiS 22.12.1999 | benfica yönetimi transfer bütçemi hacıladı., 31 Tem 2009, | https://forum.donanimhaber.com/benfica-yonetimi-transfer-butcemi-haciladi--33419320, 09.01.2025g
f.
hacıt | hitap sözü. Hacı, hacım. | (benim dosyam değil) Foreks dolandırıcılığı, şüpheliler, şikayetçiye fake site üzerinden para yatırtıp, yatırım yaptırıyor görüntüsü veriyorlar sonra site kaput ama savcı KYOK vermiş, gerekçesi buymuş... | Bu devirde uyanık olacaksın hacıt demiş savcı, @yankibuyuksezer, 06.12.2024, X | hacıt benim kullandığım bir sokak ağzı tabir | hacı, hacım hitabı yerine. orada bir seslendirme yapıp, savcının şüpheliye | akıllı ol hacım demiş olduğunu dile getirdim, @yankibuyuksezer, 06.02.2025, X (mektup)
ünl.
hacim verici | Maskara sürmeyin. Maskara kullanmak istiyorsanız hacim verici maskaraları tercih edin, uzatanı değil., | İstanbulGöz2015buroşürü
a.
hacir
a.
hukuken kısıtlanma.
"İzmir'deki teyze oğullarının hacir koymaları ihtimalini bile aklından geçirerek fantaziye eşyanın eve geldiği gündenberi uykuları kaçmaktadır | asıl korkusu hacir koyacakların kendisini kovmalarını hesaba katmasından. Yetmişinden sonra sokağa atılırsa ne yapar?", R H Karay, Sonuncu kadeh, 1965, 60"
hacir koymak
b.f.
bir kimseyi hukuken kısıtlılık altına almak.
"İzmir'deki teyze oğullarının hacir koymaları ihtimalini bile aklından geçirerek fantaziye eşyanın eve geldiği gündenberi uykuları kaçmaktadır | asıl korkusu hacir koyacakların kendisini kovmalarını hesaba katmasından. Yetmişinden sonra sokağa atılırsa ne yapar?", R H Karay, Sonuncu kadeh, 1965, 60"
hack | to hack (okunuşu hak/ hek) bilg. yarmak, yontmak, kıymak, doğramak, çentmek, toprağı sürüp ekmek'ten başkasının bilgisayarına insiz girmek ve ona zarar ermek, haklamak/heklemek.
ing.
hacker | hack+er hak+la+yı+cı bilg. oku: hakır eya hekır. Başkasının bilgisayarına izinsiz giren ve ona zarar veren kimse. hakçı, haklayıcı/hekçi/hekleyici.
ing.
hacklemek | hack+ türk le-mek | Devleri burada 'hack'ledi. Milyonlarca Sony PlayStation kullanıcısının hesap bilgilerini çaldığı öne sürülen, ABD Merkezi Haberalma Örgütü'nün (CIA) sitesine saldırı düzenlemekle suçlanan 19 yaşındaki Cleary'nin üssü annesiyle yaşadığı evin küçük odasıymış..., | M, 23.6.2011
ing.
hacklenmek | hack+ türk len-mek Kırılmak. Birinin bilgisayarına yabancı biri izinsiz girmek. | Bilgisayarım hacklendi., | 16.10.2006, www.frmtr.com/...ve.../608385-bilgisayarim-hacklendi.html - | Daha da önemlisi, ihaleye sundukları çip olan 'Infineon SLE 66 serisi'nin hacklendiği, yani kırıldığı, güvenlik zafiyeti taşıdığı, bunun da uluslararası konferanslarda ve yayınlarda açıkça ortaya konulduğu belirtiliyordu., | Z, 30.1.2012
ing.
hacktivist | hacker ve aktivist'ten yontma söz | hek-eylemci | Hacktivistler siteye üç genç müzisyenin derhal serbest kalması için bir çağrı mesajı ile birlikte grubun Putin'i hedef olan son şarkılarının videosunu ekledi., | T, 22.8.2012
a.
ing.
haczedilmezlik -ği | 1481 Haczedilmezlik şikayeti (şikayet süresi). (2004 İİK. m. 82, 16 ). Yarg. Kar. dergi., 15(3), 3.1989, 372, T.C. Devlet Yayınları bibliyografyası, 1989, C 19, 38
a.
haçan
z.
ne zaman. -dığı zaman.
"Haçan o dilber göründü / Etim kemikten ayrıldı / Bûse istedim darıldı / Gözlerini süzdü geçti.", San, Hicranî, 213"
haçkar | Serginin açılışına birkaç saat kala Unesco yönetiminin kararıyla haçkarların bulunduğu, yerleştirildiği ve yapıldığı yerler hakkındaki yazılar kaldırıldı., | PCengiz, T, 26.6.2011
a.
haçlamak | salb etmek. İlaveli Müntehabat-ı Lügat-ı Osmaniye, Rumi 1215
f.
had | hadd. | 1. sınır, uç 2. derece 3. insanın yetki ve değeri 4. matematik terim.* | haddine düşmekBu haller ortasında mikroplarla savaşmak kimin haddine düşmüş., | Mahmut Yağmur, 1957, 10
ar.
had bilmezlik konumuna ve durumuna uygun davranmama | Ancak böylesine had bilmezlikleri defalarca sahneye koyabilmiş olmasını sadece yüzsüzlükle açıklamanın doğru olmadığını da düşündüm., | SKaya, T, 26.6.2011
had-na-şinas | had bilmez | Ve büyük kahraman diye peşlerinden koşulan, müritlerince uçurulan ve yere göğe konulamayan lâ-yüsel'ler ve had-nâ-şinas'lar memleketinde (gerçi | kabahat sende değil, seni sevende demiş ya Orhan Baba, neyse), Üstad N.Fazıl'ın şu nüktesini okuyorum:, | EAyyıldız, 23.9.2015, rindan
a.
hade
emir
kaba. yürü git.
tr.
"Hade! Çakkal!","
15.11.2023, sokaktan
hade kaba haydi oradan, def ol | El âlem ne derse desin, hade hade hadeeee! Yahu sen el âlemi dert ederken, o el âlem kafasına göre yaşıyor., | AÖzyılmazel, 5.5.2017, SabahGünaydın, 10 | Hade be!
hademebaşılık | kayırmak maddesinde Kubbelatı* 2. (Bir iş veya menfaat husûsunda) Birini başkalarına tercih etmek, tarafını tutup arka çıkmak, iltimas etmek: Adam kayırmak. Nihâyet Kenan'ın kayırması sâyesinde bankada hademebaşılığa getirilmişti (Refik H. Karay).
a.
haderileştirmek | Medenileştirmek, uygarlaştırmak. | Mahalle çok-merkezlidir, Osmanlı'da mahalle | insan merkezli-şehir esasları üzerine oturtulmuştur, dışarıdan gelen insanları filtreden geçirip bedevi olmaktan çıkarıp haderileştirir.AliBulaç, Z, 23.4.2013
f.
hadımlaşmak | burulmak, enenmek. | Ya Ebâ Hureyre, senin kavuşacağın mukadderatı yazan kalemin (mürekkebi) kurumuştur. Şu hâl üzerine sen ister hadımlaş, ister bırak (müsavidir) buyurdu., | M Koçak, Kuran ve hadislere göre 'Kalem' Kavramı, 306
f.
hadi | Lokomotif'in yazılı anlatım derslerinde de bana verdiği notsa en çok beş, hadi bilemedin altı., | İpşiroğlu, 102
hadi başka kapıya
"Bir garibanın eli uzandı buna / 'Allah rızası için' dedi 'bir sadaka' / Tekneci önce baktı, sonra kafasını salladı... / 'Hadi' dedi 'hadi başka kapıya'", Samet Serhat Sarı, 2017, 74"
hadi canım sen de / siz de
" "Hadi canım siz de / Asıl sizin duyargalarınız eksik / Ne gözünüz ne kalbiniz ne belleğiniz kalmış çünkü", Haydar Oğur, 1994, 116"
hâdim
a.
hizmet eden.
ar.
"Dîne de devlete de millete de hâdim idi / Hem dahi sâhib-i ihsân idi Sâhib Monla", el yazması, 08.04.2024"
hadisce hadise göre. | Bil ki, hadisce sabittir ki; müttaki bir mümin, hastalık sebebiyle yapamadığı daimi virdinin sevabını hastalık zamanında yine kazanır., | S Nursi, Hastalıklar risalesi, 28
hadiseli
s.
olaylı.
"Hey Allahım ne hadiseli gün. Karşımda bir karaltı beliriverdi.", Kaptan Paşa, 1954, 90"
hadli | haddi olan, sınırı olan. | Bu surette memurların son ve en yüksek hadli maaşını alan Büyük Millet Mevlisi üyeleri yetim, dul ve yaşlı emeklilerin akıbetlerinden hiç mi endişeye düşmezler? , | Taray, 73
s.
hado
a. spor.
yakar top oyununun temelleri üzerine kurulmuş, teknolojik donanımlar ile oynanan yeni nesil bir teknospor.
"HADO, çocukken hepimizin oynadığı yakar top oyununun temelleri üzerine kurulmuş, teknolojik ekipmanlar ile oynanan yeni nesil bir TEKNOSPOR'dur. 3'er kișiden olușan 2 takımın 80 saniye içerisinde karşılıklı olarak teknolojik ekipmanlar takarak karşılıklı 3 set üzerinden mücadelesini esas alan bir spordur. Hado'nun yaygınlaşması, gençlerimize dinamizm kazandıracaktır.", 27.04.2024, whatsapp"
hadsi | Fakat, o türkçemizin sadeliği, arapça ve acemcenin lisanımızdaki mevkii hakkında, hadsi bir sezişle o zaman için doğruyu buldu., | Levend, 1934, 343
s.
hadsizleşmek | Hadsizleşme! (ArkadaşımHoşgeldin, KanalDAnneden kızına tv dizisinde)
f.
hadsizlik -ği | MEB'i Yönetme Hadsizliğindeki Paralel Yapılara Karşı Tedbir Alınmalı, Talib Geylan, www.turkiyeegitim.com, 22.2.2019
a.
hafa
a.
"Bostancı Hafaya çekilip seyrana durdun / Aklı yetmezlerin aklını vurdun / Kıldan ince köprü yaptın da kurdun / Akar suyun mu var bostancı mısın?", Azmi, ?"
hafız burhan
ö. a.
Hafız Burhan
"Samatyada bir eski ev / Kömürlü tirenlerin isiyle kara / Borulu gramafonu bıkmış yorulmuş / Hafız Burhan'dan gazeller çala çala", İlhan Geçer, 1986, 39 | "Samatyada bir eski ev / Kömürlü tirenlerin isiyle kara / Borulu gramafonu bıkmış yorulmuş / Hafız Burhan'dan gazeller çala çala", İlhan Geçer, 1986, 39"
hafıza | Bellek.
ar.
hafızasızlaşma BTS- | Önemli oranda insanın bölgeden çekilmesiyle orada süregelen tarım ve hayvancılık yok edildi, toprağa, tarıma, doğaya ait hafızasızlaşma süreci başladı, bu politikalar he coğrafyayı hem o coğrafyanın insanını çoraklaştırdı., | PCengiz, T, 30.7.2015
a.
bts-
hafızasızlaştırma | Son yıllarda bu hafızasızlaştırma operasyonlarında en fazla pay sahibi bulunan TOKİ'ye (Tabii ki Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na) yıllardır yöneltilen eleştiriler maalesef hiçbir karşılık bulmuyor., | YDüzenli,Günebakış, 4.6.2014
a.
hafızasızlık -ğı | amnezya* | +HAFIZA(SIZLIK) Hatıralar yakılabilir, alıklaştırılabilir, geçmişin izleri silinebilir., | www.hurriyet.com.tr/index/ArsivNews.aspx? id=167363, 28.8.2003, 2.8.2015g
a.
GTS+
hafifleştirmek | Hafifleşmesine yol açmak | Onların yerlerini de toplu seyahat eden, bilhassa memleketleri mazilerinden kalma hatıralarıyla görmek isteyen, çalışan orta halliler, keselerini hesapla hafifleştirenler almaktadır., | Taray, 145
f.
hafifsemek –i | Bir kimseyi veya bir şeyi önemsememek, yeğnisemek, istihfaf etmek. | ...hafifseyip alaya aldıkça, içindeki dozerler viraj alıp gerisin geri döndü, beynindeki hafriyat hız kazandı, köpeği kaçtı o kovaladı., | NGenç, isenç, 121
f.
hafta günü | Pazar günü. | Saçlarını tarayayım / Gözlerune bakayım / Bugün hafta günüdür / Sana neler alayım? , Hülya Polat, Yık kendini bu yana, 2004
b.a.
hafta sekiz gün dokuzSık sık, usandıracak sıklıkta. haftalarca birkaç hafta süresince | Herkes haftalarca bu gemiyi konuşmuş, gazeteler Amerikan bahriyelilerinin şehirde çıkardıkları olayların resimleri, haberleri ile dolmuştu., | TAral, SÖ, 97
dey.
Haftalarca | Gündüzün hükümet işleri, gece de rakı meclisleri, onun yüzünü çocukların, bazen haftalarca görmemelerine sebep oluyordu., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 29
z.
haftı hambal
b.a.
mart dokuzunun adı. 22 marta denk gelir, gece gündüz eşitlenir, bahar başlar.
Farsça heft: hafta + ar. hamel?
"Haftı Hambal- Mart Dokuzu: Baba hesabına göre, mart ayının 9. günü (22 mart) Haftı Hambaldır. Güneş Hamel burcuna girer ve gece gündüz eşit olur. "Mart Dokuzu " olarak bilinen bu günde, bahar başlar."
hagiograf/i | Yunanca hagio (=kutsal, aziz) ve graphos (=yazmak) | 1. Hıristiyan dinine mensup azizlerin hayat hikâyelerinin anlatıldığı edebî bir tür; Hıristiyan azizlerin resmedildiği bir sanat 2. Ermiş olduğu kabul edilen kişilerin, kilise büyüklerinin ve kendini dine adayanların hayatlarının anlatıldığı edebi eser | Makalemizde, Saint Eugenios'un Hagiografyasının mahiyeti ve ihtiva ettiği tarihî malûmatı dönemin muasır kaynakları ile mukayese ederek 1223 yılında Selçuklu | Melik Sultanı tarafından Trabzon'a düzenlenen ve detayları tam anlamıyla bilinemeyen sefere ait Saint Eugenios'un Hagiografisi'nde yer alan bazı bilgileri değerlendirerek Selçuklu Tarihçiliğine küçük de olsa bir katkı yapmayı amaçlamaktayız, | MuratKeçiş, TürkiyeSelçuklularının1223Yılında..., Muğla Üniversitesi SBE Dergisi Bahar 2012 S 28,
a.
hagiografya | Fuad Köprülü, | Anadolu Selçukluları Tarihi'nin Yerli Kaynakları adlı makalede Hagiografyaların tarihi kaynak olarak önemi üzerinde durmuştu. Kaynak bk. hagiografi
a.
hah | gülme veya kahkaha ünlemi. | Vallahi Selami beyciğim, yani gittim de sonra beni aç bıraktılar deme, ye birader ye! Hah! Hah! Hih! Hih! Kih! Kih!, | Gürman, 92 | 2. | Olması istenen veya beklenen bir şey olur olmaz duyulan sevinci ve onama duygusunu anlatan bir söz. | İşte | Ama bunu bizim gazetede yapıldığı gibi, içinde | sol geçen her şeye –nedense– duyulan, içten bir düşmanlıkla, | hah, bulduk! edâsıyla yaptığınızda, amacınızın hakikate hizmet olduğuna inanmak zordur., | ÜKıvanç, R, 5.5.2012 | Bir tane daha var ki, onu bu son tartışmamız vesilesiyle | sendrom olarak nitelendirenler de var. O da | hah buldum motivasyonu. Ki bence bu, gazetecinin torkudur., | MAltınok, T, 8.5.2012 | hah şöyle | işte böyle. | Hah şöyle yola gel!..., | CUçuk, CB, 101 | hah desem unutup büyük ellerini kaçacak, | NÇelik, 43 | Kitaptan sonra | HAH tepkisini ne kadar kullandığımı fark ettim. Onay verince, jeton düşünce... HAH adı nasıl düşmüş aklınıza? , | ABalboa, İzafi, Aralık-Ocak 2012-2013, 11 | 3. Onay ünlemi. | Afedersiniz oturağınızı biraz, hah, sağolun., | YErdoğan, 12 | sevmesi sevişmek değil gülmesi gülüşmek / çocuğunun saçlarını okşuyor elleri dalgın elleri uzak / yasaklarca çalışıp konuşup yaşıyor yasaklarca / hah desem unutup büyük ellerini kaçacak / kaçacak ardında madeni sesler bırakarakNÇelik, 43
dey.ünl.
GTS++ GTS++
haha hihi | İşimiz gücümüz makara, ordan oraya gez toz, biz keyfimize bakarız arkadaş, takmayız kafamıza hiçbişi gibi bi anlama gelen tanım şeysi, meraba meraba gibi. Örnek vereyim: -Konuştunuz mu peki salt usun eleştirisini, o ne diyo bu konuda? -Yok ya ne konuşçaz hep haha hihi... (kitkat, 09.01.2002 Ekşi S) (bkz: kakara kikiri) veyahut makara kukara olarak da kullanilir. (fincan, 09.01.2002 Ekşi S)
hahamhane | Davacı vakıf, dosyada bir örneği yer alan Vakıflar Genel Müdürlüğü Vakıflar Meclisine ait 27.05.2013 tarihli kararda | Beyoğlu Musevi Hahamhanesi Vakfı şeklinde geçmektedir., İstanbul 2. Asliye Hukuk Mahkemesine sunulan bilirkişi raporu, Gedikli, Arıdemir, Kalıpçı, 12.03.2025
a.
hahamlık -ğı | 17.03.1977 tarihli kadastro komisyonuna ait 17 nolu ek kararda 2845 ada 14 parsle sayılı taşınmazın yangın sahasında kaldığından bahisle | ilgilisinin müracaatla yangın çapı ve tasarrufi belgeler ibrazı gerekçesine dayanılarak mülkiyet tablosunun açık bırakıldığı belirtilmiş, İstanbul 2. Asliye Hukuk Mahkemesine sunulan bilirkişi raporu, Gedikli, Arıdemir, Kalıpçı, 12.03.2025
a.
hahayt ünlem hayt'ın kuvvetlendirilmişi. Öyle değil, saçma anlamında. | Ama asıl satış, bana sorarsanız, Burak'ın ta kendisi! Bizim salak medya bir de onu maçın kahramanı ilan etti. Hahayt! Hiç mi kahraman görmedik!
hahişli | ricası olan, ricacı. | Vallahi efendim! Bir hahişli müşteri var, eğer cariyeyi beğenirse istenilen pahayı kurtarabiliriz., | N Kemal, İntibah, 184-5
s.
haiku BTS- | Bk. hayku | 1. 5-7-5 heceli üç dizeyle yazılan japon şiiri 2. Bundan esinlenerek yazılan şiir. | Doğan'a göre, edebiyatımızda Haiku'ya, 1930lu yılların başında Fikret Adil'in yayımladığı Artist dergisinde rastlarız., | HakanCem, CazKedisi, 2015, sayı 2, 26
a.
jap.
bts-
haikuca | haykuya benzer, haiku gibi | Farklı coğrafyalardan bize ulaşan Haiku çeviri esintileri, Garip'ten günümüze şairleri heyecanlandırmış, onları peşine takarak, her dönem, Haiku anlayışını taşıyan, yukarıda da sözünü ettiğim gibi 'Haikuca' 'Haiku gibi' veya 'Haikumsu' 'Haiku hayranlıkları' 'Alçakgönüllü Hai-kailer' ya da 'Haiku Tadında' gibi başlıklarla ürünler vermelerini de sağlamıştır., | HakanCem, CazKedisi, 2015, sayı 2, 26
s.
haikumsu | haikuyu andırır bk. Haikuca. | Okuduğunuz satırların yazarıysa, 2004 yılında, kendisinin de: 'Haikumsular' diyerek yayımladığı Haiku tadındaki Susmanın Ötesi adlı kitabında-, HakanCem, CazKedisi, 2015, sayı 2, 27-8
s.
hainane | Tırışkadan nutukçu, koftiden sazende, hainane hanende, her yöne kıvırtan , bir dediği bir dediğini tutmayanlardan demokrasi ve barış ummuşuz., | AyşeKilimci, Serbestiyet, 31.3.2016
z.
haine
s.
hain kadın.
"Bu haine kadın kucağındaki / mülevves piçle gecenin bu ilerlemiş / saatinde nereye gidiyor?", G Aylan, DCD, 11"
hak | 1. ücret. | Evladım, bugün sen al bu nahırı Ablak taşına taraf götür. Ben hakkımızı toplayayım ve icap eden ev eksiklerimiz var, bunları göreyim, dedi., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 133 | Değirmenci suyu saldı, taşı döndürdü. -Senden hak mak istemem Keloğlan, dedi. Bana bir çöreklik un ver, yeter!., Ahmet Uysal, Köyün Ortak Malı, 2001, 39 | hak değirmende (olur) atasözü. | -İyi ama evladım, bu senin hakkın! –Hak değirmende. Sen onu, dokuzu bırak da..., | OKemal, 1966, 29 | Çocukluğumda bir söz vardı, | Hak değirmende olur diye. Fethi belki biliyordur anlamını, deyim ve sözcükler üzerinde epeyce çalışması var..., Ömer Aydın, 27.01.2025, TÖL whatsapp | hakkına girilmekAma bu yorumlar doğruysa milyonlarca fedakâr insanın hakkına girilmiş olmaktadır., | HŞükür, H, 16.12.2013 | hak için kurban küp için kavurmaTirebolu/Işıksoluğu kurbanı hayır için değil kendisi için kesmek. | hak (emr-i Hak) vaki oluncaÖlünce. | Sonra da hak vaki olunca, bir bir yataklarından nezaketle alınarak istiratgahlarına, yani bir tablonun tuvaline mi yapıştırılıyorlar dip dibe, bir kompozisyon oluşturmak için? , | Telesiyej, 31.10.2010 | hakkından gelmekKendi görüşlerinizi söyleyin diyorsunuz ama, hazır burada yakalamışken önce Umur Beyin hakkından gelmeliyim., | NGüreli, SO, 111 | hak | maaş. | İmamın alacağı haktır. kimi tavuk, kimi buğday, kimi bulgur verir. A Savaş, 10.06.2019
dey.a.
hak geçmek/geçmemek (birine)
Hak geçmesin. Hakkın geçmesin.07.01.2024
hak getire | Yoktur, bulunmaz, ne arar anlamında kullanılan bir söz: | Senin gibi yakışıklı değildi. Boy bos desen Hak getire. -EŞafak. | Neyi vardır, hastalıkları nedir? ... Hak getire! Bunlar hakkında bilgi vermekle uğraşmazlar hiç., | RTahiroğlu, T, 12.10.2010
hak gözetirlik -ği | Ayraç içinde şunu da belirtmek hak gözetirlik olacaktır:, | HYavuz, Z, 8.2.2012
a.
hak I | Toprak. | Merkez-i haka atsalar da beni, kürre-i arzı* patlatır da çıkarım, diye gülümsedi., | OğuzÖzdeş, DağBDA, 1964, 63
ar.
hak tu | güçlü tükürme sesi. | Feyzullah Hoca okuyup üfledikten sonra 'ağzını aç da bir bakayım' dedi. Çocuk ağzını açınca da hak tu deyip var gücüyle bir tükürüş tükürdü ki, boğazının dolduğunu duyan Zehra öğürmeye başladı., Naciye Poyraz, 1979, 47
ünl.
haka dansı | Yeni Zelandanın başkenti Wellingtonda 1700 öğrenci, kaybettikleri öğretmenlerinin onuruna haka dansı yaptı., | T, 30.7.2015
a.
hakalmaz | a.gözü tok, cömert, bonkör | Ona Sirkeci kebapevlerinin çoban salatası, bol kırmızı biberli çiğköftesi, lahmacunu, humus denen nohut ezmesi, ya da Adana, Kilis, Antep kebapla-riyle yedi yüz gramlıkları devirmiş kaba saba, bugün var yarın yok ama elleri açık taşralı şoförler, şoför muavinleri, hakalmazlar lâzımdı., | OKemal, 1969, 40
GTS-
hakanlık -ğı | 1. kağanlık, hakan olma hali. | Ona benliğini, ümidini, gururunu, efendiliğini, hakanlığını, ma'budluğunu iade edeceğim.Müftüoğlu ahmet hikmet, turhan nasıl çıldırdı? | 2. hakanın yönettiği ülke, devlet.
a.
hakara makara yapmak | Biz hakara makara yapmıyoruz, iş yapıyoruz., | R.T.Erdoğan, 26.5.10 Daha sonra Gani Müjde tekrar söz aldı ve bu kez ciddi bir ifadeyle Başbakan Erdoğan'ın | hakara makara diyerek aslında | dilinde kullanılan | makara kukara demek istediğini bunun da laf salatası, boşa konuşmak ve abesle iştigal etmek gibi anlamlarını olduğunu kaydetti. 27.5.10
argo
hakaret misin lan sen! | Hakaret misin l.n sen!' Umarım sevgili okurlar hoşgörürler. Bu, bizim Tophane bitirimleri cemiyetinden kulağıma çalınan bir deyim. Olur da başlık yaşı küçük kardeşlerimizin de gözüne çarpar diye, | Ayı sakladım. Ama bu hitabın yaralı Türkçe yaratıcılığı beni duyduğum günden beri bitirir., | SYusuf, Star, 20.06.2010
hakaretleşme | Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Meclis'teki küfür skandalını değerlendirirken, | Bazı kendini bilmezlerin sarf ettikleri sözler sebebiyle, hakaretleşmeler sebebiyle Meclis tutanaklarının bile yüzü kızardı dedi., | R, 12.12.2013
a.
hakaretname | hakaretlerden ibaret yazı, mektup, cevap metni | Esasen bunun kanıtı, AA'nın hakaretnâmesinde bunların bir tekine bile cevap verememesi., | HBerktay, T, 8.12.2012
a.
hakaretvari | hakaret gibi, hakarete benzer | Şener'den hakaretvari benzetme - Samanyoluhaber.com. www.samanyoluhaber.com/gundem/Senerden-hakaretvari.../337725/26 Ara 2009
s.
hakawati | Önce büyüleyici Emevi camiini, ardından Arap dünyasının son Hakawatisini görmeye gittim. Hakawatiler kalabalıkları toplayarak başlıyorlar masallar anlatmaya... Arap dünyasındaki son kalan masal anlatıcısı da Şamda yaşıyor. Adı Ebu Şadi..., | GKarabulut, T, 15.8.2011
a.
hakcasına/hakçasına zarf. bkz. hakçası doğru surette | Ölünün karısı şimdi, hakcasına ağlamaya başlıyor., | BYıldız, DünyadanBirAtlıGeçti, 88
GTS-
hakçıl | adil, adaletli | ... ekonomik tedbirlerden yana İngiltere'de belirmeğe başlayan eğilimin faşist gazetelerinde yaptığı tepkiyi görmek, bu siyasanın, anlaşmazlığın hakçıl bir tarzda kotarılmasını kolaylaştıracak yerde Uluslar Sosyetesini nazik bir duruma sokacağını ve esasından yersel olan bu anlaşmazlığı genişleteceğini anlamak için yeter., | Ayın tarihi, C 20-21, 1935, 100
s.
hakem a.
hakem bağlama | Çeşitli araçlarla bir maçı yönetecek hakemi önceden kendi lehlerine hareket etmeye yöneltme | Ülke futbolu senelerce doping, şike, hakem bağlama, rakip takımları devlet güçleriyle tehdit ederek yıldırma gibi illetlerle ağır tahribatlara uğratılırken görüldü ki yapanın ne yapsa yanına kâr kalıyor., | FUraz, T, 27.8.2011
a.
hakem raporu
b.a.
1. herhangi hakemin görevlendiği işle ilgili görüşlerini içeren yazılı metin. 2. Bilimsel eser veya makaleleri hakem olarak incelemekle görevli akademisyenin yayınlanır, yayınlanamaz veya düzeltilerek yayınlanır seçeneklerinden birini temelleyen görüşü.
"Hakem raporu, Ankara'da iki Hükûmetin Büyükelçilerine verildi. Buna hiç bir itiraz çıkmadı ve böylece hudut anlaşmazlığı Türkiye sayesinde çözülmüş oldu.", K Gürün, Savaşan dünya ve Türkiye, 1986, C 2, 353 | "... ( hakem raporu ) Fenerbahçe'nin 4. golü geli- yordu . Böyle bir durum , Fenerbahçe için ne kadar büyük bir şans ise , Galatasaray için de o nispette bir talihsizlikti . ve bu talihsizlik bir şampiyonluğu da alıp götürüyordu.", Süleyman Tekil, Galatasaray tarihi, 1905-1985, 1986, 89"
hakemli | hakemi olan Yazıları sâhalarına göre bir hakemin denetiminden ve onayından geçtikten sonra yayımlanan dergi. | tam adı ulusal hakemli dergi olan, editörü ve en az beş değişik üniversitenin öğretim üyelerinden oluşmuş danışmanlar grubu olan, bilimsel-sanatsal özgün araştırma makaleleri yayımlayan, yılda en az iki kez yayımlanan ve son beş yılda düzenli olarak basılıp dağıtımı yapılmış, üniversite kütüphanelerinde erişilebilir olan dergi., | venus, 9.1.2004, EkşiS
s.
hakemsiz | hakemi olmayan | Prof. Dr. Zeki Hafızoğulları'na Armağan hakemli ve hakemsiz olmak üzere iki bölümden oluşacaktır., | 12.6.2015, | http://www.baskent.edu.tr/~zekih/2015/06/prof-dr-zeki-hafizogullari-armagani/, 26.2.2017g
s.
hakına | Adana. İlk doğumunu gerçekleştiren keçi. A R Pijli, 29.09.2016
a.
hakırdamak | İzzet Altınmeşe'nin müdavim düet sanatçısı Belkıs Akkale ile birlikte söylediği güzel türküsü ''Hak hak hakırdama'' sözüne de işlemiştir.Çok gülmek ya da birini görünce coşmak anlamlarına da gelir.,onedio, 12.8.2015g
f.
hakik | akik. | Yakut, inci, hakik, mercan / Bardak, tabak, çanak, fincan / Demir çelik bakır ve cam / Toprak bize neyi vermez, | Develili, 57
ar.
hakikat severlik -ği b.s. | Halkımızın ve bilhassa köylümüzün hakikat severliğini, her şeyi açıkça ve mertçe konuşmak ahlâkını kim inkar edebilir? , B S Ediboğlu, EK, 1953, 125
hakikatçi | Bazı hakikatçilere işaretini gönderiyor sadece; devrim, bilim, kültür, duygu... dinamikleriyle ilgili yepyeni postmodern ele alışlar, kuantum teorileri için için yepyeni yaklaşımlar ve yorumlarda bulunuyor; ne yönetme ne de yönlendirme, sadece bir farkındalık yaratma çabası onunki., | PBarışta, T, 17.7.2011
s.
hakikatli | 1. Vefalı | 2. Gerçek. | Zira hakikatli bir 12 Eylül soruşturmasında şüpheli veya sanık sayısı 500ün altında olamaz,-, GAvcı, Bugün, 4.3.2012
GTS+
hakikatsızlık -ğı | vefasızlık. | O vefasızmış. Yoksa kaybolmuş değildir. Ancak hakikatsızlığından aramıyor sizi., | FAtabek, DK, 135
a.
hakikatsiz | güvenilmez, vefasız. | Adiresin belli değil bildirim / Hakikatsiz zannedersin yar beni., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 107
s.
hakim | yargıç. | kürsü hakimi | fiilen mesleğini icra eden hakim. | Yargıçların ve savcıların örgütü olması gerekirken bürokratların at koşturduğu bir 'çiftliğe' dönüşen HSYK'da kürsü hâkimlerinin temsilini sağlayacağız., | MAltınok, T, 5.10.2010 özgürlük hakimi*
a.
huk.
hakimane | Derinden gelen, gür ve hakimane bir ses Tuyu-Kun'u kendisine getirdi., | AErgenekon, 36
z.
hakimlik –ği | hakimiyet, egemenlik. | Daha 1939'da Hareket dergisinin ilk sayısında şunları yazar: | 19. asrın milliyet Avrupasını yaşatıcı kuvvetlerin başında büyük sanayi bulunmaktadır ve büyük sanayiin 20. asırda kazandığı rakipsiz hâkimliği, zümre istibdadını hazırlayan gayesi her şeyi tanımaktan ibaret olan 19. asrın idealsiz müsbet ilimciliği olmuştur. N Topçu, Rönesans hareketleri, Hareket D, 1939, S 1
a.
hakimsiz | ... şehberderhanelerinde mahkemeleri olduğu halde memalik-i İraniyyede bulunan teba-ı Osmaniyye hâkimsiz, hekimsiz kalmışlardır. Hâkimsiz hekimsiz kalmanın ne kadar fena olduğunu hepimiz takdir ederiz. Bugün Hükûmet buna elinden geldiği kadar muâvenet çarelerini bulmak istiyor., Meclisi Âyan zabıt ceridesi, 1989, S 1, C 3, 208 | Bu yönergeye göre, 5 Nisan'da il ve ilçe başkanlıklarına sandık koyacağız, hakimsiz ön seçim yapacağız. Hakimli ön seçime son dönemde üye olanların katılma hakkı bulunmaması ve daha erken bir tarihte yapılması gerektiği için hakimsiz seçim kararı aldık diye konuştu., | 02.03.2015, | https://www.ulusal.com.tr/haber/8713501/vatan-partisine-uye-akini, 09.01.2025g
s.
hakirlik
a.
"Hakikaten bizim insanımız durgun yorgun. Böyle bir şeye heves etmiyorlar. 'Benim oğlum bir iş sahibi olsun da' zihniyetinde. Bunun için ben çok hakirlik gördüm, eziyet çektim, boşya şu işi dediler.", Aşık Bekir Doğan, Değer, Y 7, Mar 2021, S 87, 46"
hakk-ı karar huk | Taşınmazın tapuya kaydı için esas alınan hakk-ı karar, bugünkü anlamda kazandırıcı zaman aşımıdır. Gerçekten de, Eski Hukuka göre hakk-ı karar, miri araziye 10 yıl nizasız ve fasılasız tasarruf ederek, bu arazinin menfaat mülkiyetinin (yararlanma hakkının) kazanılmasıdır (AK. m. 78), | VBaşpınar, 2003 Başpınar, V.; Vakıf Taşınmazların Zamanaşımıyla İktisabı ve Hakkı Karar ile İlişkisi, Vakıf Medeniyeti Sempozyum Kitabı, Ankara 2003, | 91 vd.
s.
hakkaniyetli BTS- | Hakkaniyete uygun, adil, herkesin hakkını gözetir | Ortadoğu'da hem hakkaniyetli hem güvenlikli bir pozisyonu nasıl alacağız? , | AAltan, T, 8.2.2012
s.
bts-
hakkerim kuşu | Yüzüme değme rahat ölemiyorum. / Yüzüne değmeyin rahat ölemiyor. / Hakkerim kuşu doyuruldu / Sedirler kuruldu salâ duyuruldu. / Od alacağı karardı, | BünyaminK, 38 | 1 Eyl 2009 - kendiyle konuşmalara kulak misafiri olmak I. Kelaynak kuşu // yalın ayak / başı kabak / kelaynak / aynaya en son kim bakacak. // Hakkerim kuşu //
a.
hakkı yenilmişlik -ği | Bu, kendi dışına düşmanca ve nefretle bakan çok tehlikeli bir içe kapanış; hakkı yenilmişlik duygusundan beslenen irrasyonel bir toplumsal öfkedir., | GÖzaltınlı, KararG, 28.6.2016
a.
hakkına girmekBirinin hakkına tecavüz etmek, birisinin hakkını ihlal etmek | ... hakkına girdi ve bir buçuk şinik dahi çevrindi çıkdı. Ba'dehû bâkî kalan on sekiz buçuk kile ve buçuk şinik buğday un olub getürülüb kapanda vezn olundukda on yedi buçuk kile ve buçuk şinik un çıkdı. Ba'dehû mezkûr un kile ile dahi ..., | A Akgündüz, Osmanlı Devletinde belediye teşkilatı ve belediye kanunları, 2005, 138
dey.
hakkuran kafesi
b.a.
ar. hak kur'an
"Gücünüze gitmesin de hakkuran kafesi gibi eviniz var. Hem de üstümüzde oturanlar, altımızda oturanlar!... . Doğrusu hiç hoşuma gitmiyor bu.", 28-29"
haklamak | 1. Haklı görmek | Biz kendimiz söyleyip kendimiz dinliyoruz, kendi kendimizi haklıyoruz şimdi adama desen ki;, | dinazorlar turkmus haci, 8.6.2013 EkşiS | 2. öldürmek, 3. bertaraf etmek, etkisiz hale getirmek. | Silahsız kaldıklarına kanaat getirince, teker teker üzerlerine saldırıp onları hakladım. Bütün servete sahip olmuştum., | HDilibal, 17 | Bizi tutamazsa yavrularımızı haklar., | VSevim, 180 | 4. kandırıp istediğini elde etmek. | Olur iş değil, aşk olsun tosunlar. Hakladığınıza memnun oldum sersemleri. Bravooo..., | KTahir, AşkÇetesi, 104
f.
Haklı söz haksızı Bağdattan çevirir
atasözü.
Doğru söz, yanlış yolda çok ilerlemiş kişiyi bile yola getirir.
haklıca
z.
haklı olarak.
"60lı yıllarda bir durgunluk dönemine girmiş öykücülüğü yeniden canlandırmış, Bekir Yıldız'dan (Reşo Ağa, 1968) sonra Sait Faik Ödüllü Parasız Yatılı (1971) ile 1970lerdeki öykücülüğe damgasını vurmuş usta yazar Füruzan, özgeçmişinde de haklıca belirtilği gibi ... ", K Gündüzalp, CumKitap, 6.7.2023, 8 "
haklık -ğı | hak, hakikat olma hali. | Hem ağaçlar kıldılar ana sücûd / Oldılar haklığına cümle şühûd., S Çelebi, Mevlid, ? , 41
a.
haklılaştırılmak | Eşitsizliği, baskıyı, insanın insan üzerindeki tahakkümünü meşru sayan, bugüne kadarki tarihi haklılaştıran bu sözde gerçekçilik tam bir yanılsama olmaktadır., | VarlıkD, 1975, S 1048-1053, 59 | ... psikolojik ihtiyaçlarının, yeniden üretimin somut, | maddi, sosyal ilişkilerinden kaynaklandığım' ve | kültürü yönlendiren ve haklılaştıran düşüncelerin bu altta yatan somut sosyal dinamiğin yansıması olduğunu' önererek tanımlamaktadır., | SÇakır/NAkgökçe, 1995, 74 | Türkiye'nin bu yıllarda Avrupa Topluluğu'na dönüşünü haklılaştıran hukuksal, siyasal ve stratejik nedenlerin dışında bazı konjonktürel nedenler de vardı., | AEralp/ANYurdusev, TürkiyeveAvrupa:BatılılaşmaKalkınmaDemokrasi, 1997, 143
f.
hakperest
s.
doğrucu, doğruya tapan.
"Hak perest olanın kalbindeki servet, dünyanın kalp akçası ile kıyaslanırmı hiç?", Acar tuncer, Kervan, 31"
hakperest | Fakat milliyetçi, yanlış, kendisine karşı yapıldığı için tepki gösterir iken hakperest yapılan şey yanlış olduğu için tepki gösterir. , MücahitBilici, T, 25.9.2013
s.
hakperestlik -ği | hakseverlik, hakkı savunma hali. | Eşitlik isteyen Kürde (karşı-tahakküm özlemcisi) Kürtçü yaftası yapıştıran kişi, şu iki şeyi (bir konuda örtüşmeleri durumunda) birbirinden ayırma kabiliyetini yitirmiş demektir: milliyetçilikve hakperestlik., | MücahitBilici, T, 25.9.2013
a.
haksever BTS+ | doğru bildiği şeyden ayrılmayan kimse, hakperest | +İçleri kükürt gazı dolu kabarcıklar, haksever eleştiricilerin kalemlerinin ucuyla delinip patlatılmaya başlamıştır bile., | RIlgaz, AkşamG1968/Yansıma, 275
s.
bts+
haksız | Eyvah! Görüyor musun, nasıl haksızlar hak sahibi oluyor., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 170
s.
haktanır | Bu gece Bloomberg tv de Aslı Şafak'ın misafiri Bülent Eczacıbaşıydı. Çok olumlu ve haktanır konuştu., | Hüsrev Hatemi, 11.08.2024
s.
hakuna matata afr. sorun yok; mesele değil. | Kenyalı askerle göz göze geldim o an. Gülerek baktı bana 'hakuna matata' dedi., | TKöseoğlu, T, 20.1.2012 | Hakuna matata' en çok duyduğumuz kelime. 'Takma kafana' veya 'Boşveeer' diye tercüme edebilirsiniz. Bir rahatlığın, stresten uzak durmanın ifadesi ama keşke 'Boşveeer' demeselerdi, kara kıtanın kaderi farklı olabilirdi., | Münal, Z, 15.10.2012
hakure | fıkıh | ... zapt ve tasarruflarında olan 'ukûd ve hâkûre (??????) ve istitrâflarına-., | (İhsanSatış, 9 Numaralı Kamame Kilise Defteri, Bâb-ı Asafi Divân-ı Hümâyûn Sicilleri Kilise Defterleri, No:9, s.175) | Mezraa ve köylerin tamamı veya bir bölümü ile bostan, arz, kürum, tahun, habeliye, garas, hakl, beyt, hamam, han, gayt, dükkân, ma'sara, hakure, ıstabl, vb. taşınmazlar mülk olarak şahısların tasarruflarında olabilmektedir./ Mezraa, köy, garas, tahun, dükkân, hakure (sebze bahçesi), hakl (tarla) beyt, kürum, ma'sara, arz, bostan, hasin (? ), hammam vb. taşınmazlar mülk olarak kaydedilmişlerdir, | 401NumaralıŞamLivasıMufassalTahrirDefteri(942/1535), Ankara 2011, I, 39/57
a.
hal | eskiden l kalın şimdi İstanbul Türkçesinde ince okunuyor. | hall durum Ne ise halın o çıksın falın | Soğuduktan sonra fala bakacak kişi tarafından çoğu kez, 'ne ise halin, o çıksın falin' denerek açılır ve telvenin fincanda bıraktığı şekiller benzetilerek, içe doğan şeyler söylenir., | KurukahveciMehmetEfendi, 2014 Hal ile nasihat kâl ile nasihatten iyidir Yaşayışla öğüt verme, örnek olma, söz ile öğüt vermekten iyidir. Sahaf Nusret 25.6.2011
ar.
hal bilemz
b.s.
halden anlamaz.
"Ziyankar olma komşuya / Sırrın açma naşiye / Uyma hal bilmez kişiye / Taş getirir yola gardaş (Uy aman aman Ey)", Türkü, Kars, Sarıkamış"
Hal bilmez | krş. Yol bilmez, değer bilmez, kıymet bilmez. | Ayıplarım gönül seni / Hal bilmeze hal sorarsın / Yanında bülbül dururken / Kargalardan gül sorarsın., Halk türküsü |Değer verdin hep beş para etmeyenlere. / Hal bilmeze yol bilmeze uzanan ellerin / Şimdi nasıl da yorgun dönüyor kendine., | İnan Durak Taş, 7.9.2018, feysbuk
s.
hala | Hale'den dayı'dan annenin kardeşi, teyze
ar.
halâs
a.
Boğazda işleyen bir gemi.
ar.
"Susmuş Heybelide Sultan-i yegah / Körfezde mehtabın iri gülleri solmuş / Boğazda süzülen Halâs İnşirah / Eski yalılar ve iskeleler / Şimdi birer hâtıra olmuş", İlhan Geçer, 1986, 81"
halaybaşı
b.a.
halayın başına geçip oyunu yöneten.
tr.* halay-baş-ı
"o pişiridi bizim çiğdem pilavımızı. eline mendil alır, halayın başına geçer, halaybaşımız olurdu..", A Cılga, 1980, 37"
halayıklı | halayık bulunan. | Hizmetçili, halayıklı evlerde bu saadet bulnmaz, der., | M Naci, 1969, 16
s.
halazade | Hele halazadesi Celis'in inşatlarına hiç tahammülü yoktu., | YKK, KiralıkKonak, 17
a.
halbur | kalbur. (Afşın) | Hocam elek çeşitlerinin ismini yazıyorum sözlük için, gözenekleri en açıktan en dar olanına doğru sıralıyorum: Sarat (gözeneği en açık olan), Gözer, Halbur, Elek. Hocam sözlükte bu kelimeler yoksa, daha fazla açıklama için not alabilirim. Bunların her birinde farklı şeyler eleniyormuş mesela., Esra Çetinkaya, 16.04.2025
a.
halbur | kalbur. Sıklığına göre gözenekleri en genişten en sık olana doğru elekler: Sarat: Nohut, fasulye elenir. Gözer: Buğday, arpa, mercimek elenir. Halbur: Sıklığına göre çok çeşidi vardır. Örneğin; bulgur ve buğdayın içindeki kırıklar elenir, pilavlık bulgur elenir, düğürcük (ince bulgur) elenir. Elek: Un elenir. Esra Çetinkaya, 16.04.2025/26.04.2025
a.
haldar
s.
"Halimin haldariyim / Bir altın kantarıyım / Kanadım yoktur felek, / Ankadan yukarıyım.", San, Hicranî, 227"
halden düşmek
dey.
yorulmak.
ar. hal + tr. düş-
"Cırttan'ın ninesi kapıyı açıp karşısında yoksul bir kadın görünce dilenci sanmış, yardım etmek istemiş. fakat Cadı yine ahlaya ohlaya: "Çok yorgunum, halden düştüm," demiş. "Beni Tanrı konuğu eder misin?", Y Feyzioğlu, Cırttan ile Sihirli Topuz, 27"
halden salmak
dey.
güçsüz bırakmak | öldürmek*
ar. hal + tr. sal-
"Topuz Kamber'in kafasına kafasına inmeye başlamış... Kamber kaçmış o kovalamış. Sekinin altına girmiş. Kamber'i halden salmış. Cırttan keçiyi alıp yine ninesine dönmüş.", Y Feyzioğlu, Cırttan ile Sihirli Topuz, 35"
Haldır hayat | Bir yanımız gecekondu, diğer yanda tezek tezek köy, / Ve büyür gider, büyür gider içimizde | haldır hayat kasaba...
haldur huldurluk –ğu | Yaşama arzusu mu daha baskın, ölme korkusu mu? Bir haldur huldurluk, bir nobranlık Korona günlerinde de geldi gidiyor. Yahu adam, bi' durul, biraz müziklerde resimlerde şiirlerde kaybol... Hayır, gözü hâlâ laylaylomluklarda. İyi de beyefendi nereye kadar? Bitti bitti. Bazan biter., | M İdris, 26.3.2020, twitter
a.
halelât | Ç. Haleller, bozukluklar, eksiklikler. | Tadât-ı halelât ve tafsil-i seyyiâtına imkân olmayan muharebeler zamanında bu Milletle bu Memleket üzerinde lâübâli seyredenlerden hesap sormak günü gelmiş ve hattâ biraz da geçmiştir. Kanunu hâkim kılmak için bu halka yalnız fukara-yı ..., TBMM, Meclis-i Mebusan Zabıt Ceridesi, 1992, S 4, C 1, 106 | Ve sonradan gelen fukaha-yı izâm dahi müctehidîn-i müşârunileyhin eserine iktifâ ile bu ilmin teâlî ve tekâmülüne hidmet ve kitablarında Kitâbu'l-mahâzır ve's-sicillât ünvanı altında tafsilat-ı mühimme ita ve bazı ilamâtın halelâtını ta'dâd ile tatbikat cihetine dahi itina eylediler., Ali Himmet Berki, Kitâbu'l-mahâzır ve's-sicillât
ar.
haleleşmek | Hale + tr. -leşmek halkalaşmak, aylalaşmak, ışıktan daireler çizmek | Bir ter damlasına yumurtasını bırakabileceği söylenen dişiler, kendilerinden üreyen sürülerin, akşamüstleri kırlara serinlemeğe çıkan insanların başlarında haleleştiğini gördükçe, sevinçlerinden çılgına dönerlerdi., | CUçuk, CB, 156
f.
ar.
GTS-
haleli | Dam üstüne çul serer / Leyli de yâr, loylu da yâr / Loy loy loy / Bilmem yâr kimi sever / Halelim nenni de, kınalım nenni de / Belalım nenni de nenni, Dam üstüne türküsü, Sivas
s.
haleluya | Sevinç belirten ses | Haleluya! Her gün hidayet haberleri geliyor., | RamazanRasim, T, 30.9.2011
ünl.
Halep işi | İpekli Halep işi kuşağı çözülmüş, yerde sürünüyor ve ayağına dolaşıyordu., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 96
a.
halhallı
s.
halhal takmış.
"Nedense gözümün önünde asıl canlanan, elimle tutacakışım gibi yaşayan şey bu hüsün âlihesinin halhallı, çıplak, ufacık ayağı ve ucu sipsivri, minimini kırmızı atlas pabucu idi... ", R H Karay, Bir içim su, 1982, 71"
halhalsız
s.
halhal olmaksızın.
ar. halhal + tr. -sız
"Yüzüksüz parmaktan , halhalsız koldan / Busesiz bukaktan, kemersiz belden / Oynaşlı gelinden , güreşli duldan / Namuslu çingene kızı şirindir . .","
İlhan Yardımcı, Taṣtan Hicrānī, Büyük halk şâiri Bayburt'lu Hicrânî, 1968, 40
halı | halının altına süpürmek (sorunu)Kaynana temizliği Ertelemek, ileriye, sonraya bırakmak | Halbuki, halının altına süpürülen ve yok olması beklenen sorunlar öylesine taşıp büyüdü ki, halının bütününü sürükleyecek oldu! FuatBol, TürkiyeG, 15 Temmuz 2010 bugünün işini yarına bırakmak, ertelemek anlamına gelen bir deyim. (İTÜ S chixculub, 13.10.2007) | Deyimliğinin dışında kaynana temizliği diye de adlandırdığımız, sehpanın üzerindeki örtüyü kaldırmadan sehpanın açıkta kalan yerlerinin tozunu almak gibi türevleri bulunan, çok uzun süre yapıldığında halıya basıldığı zaman zemini hissetmemeye neden olacak pasaklı karı icadı. (İTÜ S beyazzakkum, 13.10.2007)
dey.a.
halının altına süpürmek (birşeyi)
dey.
Bir işi zamanında yapmaktansa ertelemek.
"Ancak Netanyahu her fırsatta savaştan sonra kapsamlı bir soruşturma yapılacağını belirterek gelen eleştirileri halının altına süpürmeyi tercih ediyor.", "
Hürriyet, 13.11.2023
halife
halikarnaslı | bu Halikarnaslı balıkçıların türküsü, | TPamir, (1948) 1957, 15
s.
halikıyyat | yaradılış, yaradılışlar. | İşte bir alay sualler ki bu ikinci kısım muarızlarımızın hâlikı kâinât dedikleri tabiat hakikaten halikıyyatın lazimi gayri mufarikı olan kıdem, beka, ilim, hayat, irade, kudret, kelam, tekvîn, ferdiyet ve ehadiyyet ve havadise muharefet gibi sıfatı kemâliyye ile muttasıf bulunuyorsa bu kabîl tabiiyyunun mümin ve muvahhid olduklarında iştibah edilemezse de bu evsafı ülviyyei ilâhiyye ile muttasıf olamıyan ve bir kısım dehriyyunun dedikleri gibi şuûr ve iradesi bulunmıyan mevhum bir kuvvetten ibaret telâkki edildiğine göre bu çeşit efkâr ve hissiyatta bulunan tabiatçilerin de o maddiyyun gibi pek yanlış bir yola sapmış ve illeti maddiyyeyi illati failiyyeden tefrik edemiyerek çok aldanmış olduklarında iştibah edilemez., A Korunan, Basair, 1941, 83++
ar.
halil ibrahim bereketi
dua.
"Ey İstanbul ağziyle mal satan simitçi / Çocukları eşeğine bindiren sütçü / Halil İbrahim bereketi kesenize.", Oktay Rifat, Uludağ sokak satıcıları, OVK, Ülkü, 1946, C 27, 21"
halilen | Hâl-ilen. hali ile | Siyasi hedefleri gelip, | Kemalizm'i güncellemeye dayanıyor halilen., | OMiroğlu, T, 18.2.2012
z.
halislik -ği | halis olma hali. | Ağrılara karşı Aspirin Bayer 2 ve 20 komprimelik ambalajlarda bulunur. Ambalaj ve komprimelerin üzerinde halisliğin timsali olan (Bayer imi FG) markasını arayınız., Kurun G 27 Şub 1935, 12
a.
halisüddem | saf kan | ... amca beyin çenesi halisüddem bir Arap kısrağı gibi açıldıkça açılır, önü alınmaz, peşinden yetişilmez bir halde geçer gider. | , | KTahir, AşkÇetesi, 100
a.
halk günü
b.a.
1. Vali, belediye başkanı vb.nin sorunlarını dinlemek için halkla görüştüğü gün. 2. Tiyatro, sinema vb. eğlence yerlerinin, bazı dükkanların düzenledikleri ucuz matine | halk matinesi.
halk hekimliği
b.a.
x
ar. halk hekkim + tr. lik-i
"Halkın, olanakları bulunmadığı için, ya da başka sebeplerle doktora gidemeyince, veya gitmek istemeyince, hastalıklarını tanılama ve sağaltma amacı ile başvurduğu yöntem ve işlemlerin tümüne "halk hekimliği" diyoruz . Bu açıdan "hastalık" deyimi de alıştığımızdan geniş bir anlam kapsar.", P N Boratav, 100 soruda Türk folkloru: inanışlar, töre ve törenler, oyunlar, 1973, 149"
halka halka tatlısı*
halkalanmak
f.
"Beyoğlu gecelerinin havasında hep o dilden ve o şiveden, o cilveli fuhuş ahengi halkalanırdı.", R H Karay, Sonuncu kadeh, 35-36"
halkalanmak | 1. 2. Birisi tarafından bir şeyin halkayla çevrilmek, kuş halkalandı. | Aras Nehri Kuş Cenneti'nde 2012'nin mayıs ayında KuzeyDoğa Derneği uzman ve gönüllüleri tarafından gerçekleştirilen halkalama çalışmasında ağırlığı 17.3 gr olarak ölçülen karabaşlı ötleğen, halkalandıktan sonra salındı., | M, 7.6.2013
GTS+
halkevci | Halkevci kadınlar kampı sonuç bildirgesi, | 13.11.2009, | İzmir Halkevci Kadınlar kahvaltıda bir araya geldiler, | 27.9.2015, | http://www.halkevleri.org.tr/sozumuz/halkevci-kadinlar-kampi-sonuc-bildirgesi, 12.1.2017g
s./a.
halkıyat | Folklor, halkbilimi, halkbilgisi. | İşte bu makalemizde lüzum ve ehemmiyetinden bahsedeceğimiz | Halkiyat ilmi de on dokuzuncu asrın mahsûlatı âhiresinden biridir. Ulümü içtimaiyenin yeni fakat mühim bir şubesi olan | Folklor' hakkında Avrupa'da senelerden beri kitaplar, risaleler, mecmualar neşrolduğu her yerde muhtelif cemiyetler teşekkül ettiği halde, biz maatteessüf hâlâ böyle bir şeyin mevcudiyetinden bile gafiliz., | Köprülü, İkdam, 6.2. 1330[19.2.1915], Sayı:6091/MöcalOğuz, Türk Halk Edebiyatı El Kitabı
ar.
halkla ilişkilerci | [M]esleklerini dahi teker teker sayar: arkeoloji okumuş halkla ilişkilerci., | YMEroğlu, T, 3.4.2012
s.
halklaşma | halk haline gelme | Baksanıza içinden geçmekte olduğumuz konjonktür, bir halklaşma sürecidir; dünyayı karıştıran ve bir keşkek kazanındaki gibi altını üstüne getirerek fokurdayan., | NÇınar, T, 22.8.2011
a.
halklaşmak | Yazar kişi kendini unutup okuyucuyu düşündüğü zaman yazarlığın doruk noktasına erişir. Eseri de halklaşır, kamulaşır, yaşar., | İHBaltacıoğlu (ŞYaşatan), KamanCamiindeKonferans, 1961, 3
f.
halklaştırılma | Başkan adayımız için varsa da kıyıların halklaştırılması, yoksa da kıyıların halklaştırılması idi., | NGüreli, 43 | 1947'de başlayan 'yumuşama', Kemalist laikliğin | halklaştırılması, daha geniş bir halk tabanına oturtulması hareketi oluyor., | MCYüce, 1.2.2008, old.mehmetcanyuece.com/.../845-islamci-hareket-refah-partisi-ile-devlet-..., 14.1.2016g
a.
halklaştırılmak | ...bundan başka Rusya Türk-Tatarlarında bugün doğmakda olan 'Yeni Edebiyat' Osmanlılarda olduğu gibi eski klasik edebiyatın tamiri ve halklaşdırılmasından ibaret olmayıp hakikaten halk lisanı ve halk edebiyatı üzerinde kurulmuşdur., | x, | 196, ty. | Partilerin tarikatlarla geliştirdiği ilişki ise laikliğin, halklaştırılmasından başka bir anlama gelmiyor., | qbatan.blogcu.com/abd-gudumundeki-turban-ve-akp/3019734, 14.1.2016g
s.f.
halklaştırma | İşte, kıyıları halklaştırma kampanyasının halka ilk yararı böyle oldu., | NGüreli, 47
a.
halklaştırmak | Kıyıcı başkan da başlangıçta 'Kıyıları halklaştırmak' cayırtısıyla belediye başkanlığını kazandığından şimdi güç durumda kalmıştı., | NGüreli, 51
f.
halksızlaştırmak | Kısacası savaş dediğimiz zaman halksızlaştırılan toprak parçalarından söz ediyoruz.KorhanGümüş, T, 4.8.2014
f.
halkvari | ... çok şey bilir ve malumat sahibi olabilir, fakat bu bilgilerin ibtidaî, halkvari, kulaktan dolma bir bilgi mi, yoksa disiplinli, sağlam ilke ve kurallara dayanan bir bilgi mi olduğunu icazet ifade eder. H Atay, VakıflarD, 1981, xııı, 188.
s.
hallaşmak | İstişare etmek | Hallaşalım dağları aşalım istişare edelim., | FG, 10.5.2014
f.
halledivermek
bf.
derhal çözmek, hemen çare bulmak.
"Mustafa ile arkadaşları, bir gün bu meseleyi konuşurlarken, yanlarına gelen ve kendilerine ağabeylik yapabilecek ileri yaşta, ve hukuk mektebinin üçüncü sınıfında bulunan Eğeli bir talebe, onu hemen hallediverdi... -Veli mi?... Onu derhal bir kaç kuruşa tedarik edebilir, ve daima da cebinizde taşıyabilirsiniz. Üç arkadaş hayretle birbirlerinin yüzlerine bakıyorlar, ve izahatın arkasını bekliyorlardı. Eğeli talebe devam etti.", Z M Alsan, Mustafanın romanı (Hürriyet pervanesi), 1943, 15 "
halledivermek | Sade formayla olmaz. Ayakkabı ve eşofman da almak lazım... Al şu parayı, sen hallediver..., | TAral, SÖ, 138
bf.
hallenme | Her yazın kendine ait başımıza kaktığı modalar, takılar, hallenmeler varsa eğer, bu yaz o da yoktu., | AÖzyılmazel, Sbh, 19.8.2015
a.
hallenmek (birine) | (nsz) 1. Yeni bir duruma girmek, değişmek: ?Çisen çisen yağmur yağar çiçekler / Haziranda mavi nergis hâllenir? -Âşık Ali İzzet. 2. Kendinden geçmek, bayılır gibi olmak. 3. (-e) argo Bir şeye karşı istek duymak. | 1. Yıllardır her | Ben ihtida ettim nidasına bir avuç tuzla koşan kompleks abidesi muhafazakarlara, şimdi bir de sen halleniyorsun belli ki. S Yusuf, Star, 20.06.2010 3. –e | Fransa'nın (ve hempalarının) Mali'ye 'hallenmesinin' nedeni elbette sadece radikal İslamcı zulmüne kalkan olmakla, kara kaşa kara göze kurban olmakla açıklanamaz., | K Atkaya, H, 29.1 2013 | Rüzgar eser ceviz dalı sallanır / Selvi kavak rüzgar ile hallenir., | Develili, 25
argo argo argo
GTS+
halleşmek GTS-f. | 20 Ekim 2009'da kaleme aldığım yazıda işte bu türden sorularla halleşmeye çalışmış,, | AGörmüş, T, 9.4.2013
hallice | Durumu benzerlerine göre biraz daha iyi olan. | Ne anlatayım lan, hayatım öğrenciden hallice işte... En fazla ne olsun.' Kapı bir daha çaldı., Büşra Yılmaz, 4N1K, 2015
s.
halojen | Halogène (l ince okunur) kim. Madenlerle birleştiğinde tuz verebilen flor, klor, brom ve iyot elementleri., tuzveren holajenli
a.
fr.
halojenli | Halojenli Organik Maddelerin Ardışık Biyolojik (Anaerobik /Aerobik) Sistemlerle Giderimi (Removal of Halogenated Compounds with Sequential (Anaerobic /Aerobic) Biological Systems), | GökselNDemirer, 1998? | https://enve.metu.edu.tr/halojenli-organik-maddelerin-ardisik-biyolojik-anaerobik-aerobik-sistemlerle-giderimi-removal, 19.1.2017g
s.
haloş | halacığım. | İlk etamin kiti mi sen almıştın haloş, Betül Araz Demircioğlu, 07.10.2024, Saliha Malhun'un gönderisine yorum, Facebook
a.
halt etmişlik -ği | Örgütün geçmişine baktığımızda, Arap Baharı dönemi öncesinde birkaç ufak eğlence amaçlı saldırı dışında bir halt etmişlikleri yok., | İÜÇiçek, 28.12.2015, rindan halt yemek deyim | Evli herifler ne haltlar yiyorlar, budala kızım, diyerek ensemden tutup sarsmaya başladı., | FAtabek, DK, 1972, 96
a.
halta I | 1. kıravat. 2. | köpek tasması. Oduncunun baltası yok, / Sokakta bir tazı gezer / Boynunda haltası yok..., Naciye Poyraz, 1979, 18 | 3.
a.
halta II | geniş, bol DS
s.
halta III | şalvar DS
a.
halta IV | çarık ya da ayakkabı yamalığı. DS
a.
haluj | peynir veya patates ile hazırlanan haşlanmış Çerkezlere has hamur işi. Çerkez mantısı. | Genel günlük tüketimde çerkestavuğu ve haluj ön planda gelenlerdir' diyor ve haluj tarifi veriyor., | PBarışta, 19.9.2010
a.
halüsinatif | sanrılı, sanrısal. | Biz geçtiğimiz haftalarda bir histeri krizinin halüsinatif alemindeyken dünyada neler oldu? , | GKarabulut, T, 29.12.2011
s.
halvet | halvet olmakbir kadınla erkek gözlerden uzak biçimde baş başa kalma; cinsi birlikte bulunma | Beş sene boyunca bana aldıkları, verdikleri kadınla halvet olmadım-., | RehaMağden, 2005, 137
dey.a.
ham hum şarolop | 1. önemsiz, boş söz. işe yaramaz , değersiz [ söz ]ham hum şaralopla vakit ..., F Devellioğlu, Türk Aargosu 1959, 94 ( Ne mi anlatıyor ? Ham hum şaralop.), N Muallimoğlu, Türkçe bilen aranıyor, 1999, 545 | Ali - Neler söyliyorsun hanım, sen aklını mı kaçırdın? Şimdiki kanunlar böyle ham hum şaralop yutar mı ? Ne diye kendini hem de beni üzüyorsun . HÜRMÜZ - Nem var zaten . Bunca yıldır ev yaptın kendi üzerine , dükkân aldın kendi üzerine , onları da öteki mahkemeye masraf , beriki adama tazminat verir gözlerini kaparsan ben sokaktamı kalacağım., Bedri Yıldırım, Kavga sonu, 1938, 30 | 2. [Dalavere veya el çabukluğu ile göz boyamak] (Ham hum şaralop, bir de baktık ki, bu kelimeler de kapı dışarı tekmelenmiş). | HAM HUM ŞARALOP ETMEK Doğru dürüst konuşamamak , sözü ağızda çiğnemek , fikrini iyi anlatamamak , atlatmak 1 İAHT.96 - Sana söz söylediği zaman hiç sesini çıkarmaz , sadece ham hum şaralop dersin., S Emir, Türk piyeslerinden derlenen Türk halk deyimleri, 1968, 42-43
ham I | ham olmakacemi, toy, terbiye görmemiş kalmak? | Güller kızarır şerm ile ol gonca gülünce
dey.a.
ham II | ham yapmakAkşama kadar da bu şehri İstanbul cebimdeki yövmiyeyi ham yapıp yutuyordu..., | Fırt, S 434, 03.07.1984, 16 | Truva atının kendilerini ham yapmasından korkan Atatürkçü CHP.liler genelde sessiz., | M Aşık, M, 16.10.2003, 17 | Kaplan ham yaptı ama şov devam edecek, | RCumartesi, 18.10.2003, 2
dey.a.
ham-hum etmek kem küm etmek, gevelemek, konuşmadan evvel yutkunmak, boğazını temizlemek? | Hükümet bir süre 'ham-hum' etse de sonunda –fazla da uzatmadan- olanı olduğu gibi kabul ediyor ve özür dilemeye hazırlanır gibi jestler yapıyor., | MBelge, T, 3.1.2012
hamâilli
s.
hamâili olan. hamail omuzdan çaprazlama olarak bele inen bağ.
"Kandır bu kılıçlar, bu hamâilli göğüsler", M C Kuntay, Kongre eğleniyor "
hamailli | Kapıyı çaldık. Boynu hamailli, şişmanca ve yaşlı bir kadın kapıyı açarak ne istediğimizi sordu., | Başgil, 9
s.
hamam anası | Uyumayan çocukları korkutmak için uydurulan | hamam anası geliyor türünden korkutmacalara benzeyen bu sözlerde | insan var mı? , | M Altan, 09.11.09, 13 | hamam bohçası | Hem de nasıl? . Eski koca karıların arkasından hamam bohçasını attıkları gibi... -Ev sahibi protesto mı çekti? | , | GugukG, 17.5.1947, 1
b.a.a.
hamam otu | Vücuttaki lüzumsuz kılları almak için çamur kıvamında kullanılan toz. nûre far. hamam otu Tuhfe-i Muradî. ordu tal DLT. | Vaiz dedi ki: Uzun olursa namaz mekruh olur. Ya hamam otu ile, ya da ustura ile tra? etmen lâzım ki namazın tamam olsun, kabul edilsin.' Kadın: 'Ne kadar uzun olursa namazım kabul edilmez MÜSTEHCEN ..., M C Anday, Sosyalist bir dünya, 1975, 37 | ... yüzünden İran ülkelerinde anlaşılmaz hale gelmekte olduğunu bu nevi neşriyata Şeyh Saadi'nin | Gülüstanında şairin gül kokan bir hamam otu ile konuşmasına dair mâruf parçasında «hamam», «mahbub», «abîr», «lâkin», «müddet», «kemâl», «eser» gibi halk dilinde yerleşmiş arapça kelimeler atılarak yerlerine «germâbe», «bercüste», «sepen-tu ..., Togan, Türklüğün mukadderatı üzerine, 1977, 51
b.a.
hamamlatmak | banyo yaptırmak, hamama sokmak | Aldı getirdi. Hamamlattılar. Berberlettirdiler. Mahıfiruz'un yanına geldi., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 130
f.
hamamlık -ğı | hamam, yunak, yıkanma yeri. | Daha kötüsü, oda hamamlıkla karşı karşıyaydı., | OKemal, HÇ, 9
a.
hamanda hemen hemen.
hamasilik -ği | hamasi olma hali. | Kitle bilinci, hamasilik ucuz kahramanlığı da çok kışkırtır., | Y Aktay, YŞ, 3.6.2019
a.
hamayıl tatlısı | laz böreği*. | Ben çocukken annem Trabzon'da hamayıl tatlısı yapardı. Sonra İstanbul'a gelince onun başka versiyonuna laz böreği dendiğini gördüm. Ama bizimkiler üçgen yani hamayıl şeklindeydi. Annemden sonra da bir daha yapanı görmedim., | Murat Başman, 28.07.2024, facebook
b.a.
hamaylı | hamail | ...Ermeni bir papaza gittik, bizi hamaylının –hamaylı dairevi, yekpare kuşak, demek oluyor- içinden ve beni ayrıca zevcimin (sic) tumanının içinden geçirdi. Ondan sonra çocuğumuz oldu: Kız., | RehaMağden, 2005, 137
a.
hambıllık -ğı | Bu makineyi gördükten sonra yapılan her çorba bana hambıllık olarak geliyo[r]., | 15.7.2013, | https://www.youtube.com/watch? v=BcDUkRJFGsg, 28.12.2015g | hem cinyıs hem de hambıl yav time'ın kapağında görürsek seni şaşırmam yav / Aynı zamanda da bandılım. Cinyıslık, hambıllık vs. hepsi tek pakette toplanmış resmen., | 5.9.2013, | http://oyungezer.com.tr/forum/discussion/901839/doek-icini-/p1040 , 28.12.2015g
a.
hamdemir / ham demir
b.a.
işlenmemiş demir.
ar. ham+tr. demir
"Kaleden iniş mi olur / Salın ey salın ey sallan gel / Ham demir gümüş mü olur?"
Gaziantep türküsü
Hamdemirci
s.
hamdemir işiyle uğraşan kimse.
ar. ham+tr. demir+ci
"Hamdemirci" "
Soyadı
hamfendi
a.
hanımefendi.
"Merdivenlerden, siyah çarşaflarının uzun, ipek eteklerini sürüyerek hamfendi, ve teyze hamfendi iniyorlardı.", C Uçuk, DŞ, 1971?, 150"
hamidizm, whole person yetiştirmek 12.02.2025,
hamiyet-mendân | Ermenice anlar ve biraz konuşurum. Sa'yim ise teab-ı nâ-pezîrdir. Şimdiki Mülkiye heyet-i teftişiyesinin erkân-ı hamiyet-mendânı ile memurîn müdiriyetinden ahvâlim tezkiye olunabilir. Fî 7 Kânun-ı evvel sene (13) 32. Bu devir esnasında Ali Haydar Bey, bu sınıf arkadaşıyla dertleşmiş ve | mutasarrıflığın kanunî yetkileri içinde ve en küçük teferruata kadar olan işlere Vali Rahmi Bey'in istibdatlı bir müdahale yolu tutmasından usandığını ve her işe karışmasından işten çekildiğini anlatmıştı. Rahmi Bey'in İzmir valiliği hakkında bilgi için: Kâmil Erdeha, Millî Mücadelede Vilâyetler ve Valiler, İstanbul, 1975, | 371-373
s.a.
hamiyetperverâne
s.
Milletin seviye-i irfânını yükseltmek ve hakk u hakikat için zaten fıtrî olan meyil ve istidâdını tenmiye hususunda erbâb-ı fazl u kemâl tarafından masrûf olan himem-i aliyye-i hamiyetperverâne el-hak sezâvar-ı şükrandır.
hamlesel | Buna karşı Önderliğimizin dahice geliştirdiği mücadele stratejisi ve gecikmeli de olsa hareketimizin aldığı 1 Haziran kararlaşması temelindeki hamlesel çıkışı, bu sürece Kürdistan Özgürlük Hareketi adına verilmiş en etkili cevap olmuştur., | MKarayılan, 28.11.2006, | http://istanbul.indymedia.org/comment/329566, 27.8.2015g
s.
hampadan zf: haybeden, beleş | Çalışmayınca kim ne verir insana hampadan, hemen dua oku, olsun! Nerde o yoğurdun bolluğu? , www.lahuti.com, 5.8.2008 | Hampadan kazanmakta oldukları paralar uğruna, | uyuşturucu müptelasına çevirmekteler hepimizi., | RTahiroğlu, T, 10.10.2010 hampadan pampa | Olmayacak bileşenlerle sonuç aramak; abesle iştigal. kelamist.blogspot.com, Mart 2010
hampartzum notası | Eserlerin bazılarının notaları hem Ermeni kültürü içinde yer alan Hampartzum notalarıyla, hem de Batı nota sistemiyle verilmiş., | PBarışta, T, 15.4.2012
a.
hamsa | beş. | Sandukanın alt tarafı ile üst tarafından bulunan çekmecenin içindeyse Hz. Fatıma'nın eli sembolü 'Hamsa' ve Hz. Davut'un yıldızı diye bilinen figürlerden oluşan deri rulo bulundu., | Hr, 14.9.2018
a.
hamtıraş / ham tıraş | gepgenç Henüz tıraş olmamış kadar genç | Amması mamması yok. Hele öyle bir şey olsun... Ben onun uğruna hamtıraş erimi teptim!, | OKemal, HÇ, 24 | -Oğlum öldü ham tıraş, bense kaldım kır tıraş; dünyada ölüm olduğunu bilseydim koymazdım taş üstünde taş... demiş., | | http://www.bozkir.com/index.php? option=com_content&view=article&id=107:bozkir-efsaneleri&catid=25:bozkir-bilgiler, 28.7.2016g
s.
hamur mec. öz, asıl, maya zaten aynı topraklardanız, hamurumuz aynı dedi. | , | AyçaŞen, T, 1.1.2012
mec.
hamurcu TDK+ | fırında hamur yoğuran işçi, hamurkâr | Hamza usta ile hamurcu İlyas tekme tokat Tilt Mahmut'a girmişlerdi., | TAral, SÖ, 82
a.
hamurkâr
a.
hamurcu.
ar. hamur + Farsça -kâr
"Kel Nuri, fırında hamurkâr durmuş. Bir anlatıyor, bir anlatıyor... .", A Nesin, Gözüne Gözlük, 59"
hamurlaşmak | ...iri kaya parçaları hamurlaşmış toprak yığını içinde aşağıya, yola indi., | NGenç, İsenç, 10
f.
hamursuz | tıynetsiz kimse | Muhtar hamursuzun biri!, | CKandemir, 20.10.2011
s.
hâmuşhane | bk. hâmuşhanlık. | Revnakoğlu bir yazısında şöyle diyor: | İnsanların nüfus kütüğü, sicil tarihi olan mezarlar, bilhassa İstanbul mezarları bir âlemdir. İrfan ve zerafet adamı olan Mevlevîler kabristan olan yerlere hâmuşhane yahut hâmuşhanlık derler yani sessizler diyarı demek. Evet hakikaten öyledir, konuşmazlar, servilerin hışırtısından başka sesleri yoktur. Fakat o sessiz sedasız gibi görünen mezar taşları görene, anlayana neler söylemez, neler anlatmazlar! Bütün bir mazi, bütün bir tarih onun mübarek sinesinde dile gelir., | İ Kara, Reknakoğlunun İstanbulu Derin Tarih, S 149 Ağu 2024, 2-9
a.
han | hana geldik yağmur dindi kalıp söz Düzlüğe ulaştık ama zanmeti çektik, hana geldik ama bir anlamı yok. Hayri Keser, 29.9.2016g
a.
hanay | Gönen Ahşaptan geniş, çok katlı, çok odalı ev. | Hanaylar yaptırdım döşetemedim / Çifte kumruları eş edemedim., | Kıbrıs türküsü | Hanaylıların Zehra, | Kİstanbullu, 28.11.2013 | İkinci kapı, üç katlı evin (o zaman böyle büyük evlere, Hanay derlerdi) altında iki kanatlı, büyük kapıydı. | , | ÖFToprak, 1979, 6 | Çamurlu, dar sokaklar; küçük bahçeli evlerinin önündeki hanay; tarlada çalışmaktan yorgun argın dönüp, dinlenmek için etrafına çatan babası; (...)., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 161
a.
hancı
a.
han işleten, han sahibi.
"Artık iyice dost oldukları dürüst ve babacan hancı ile uzun uzun sohbetlerde bulundular. Yatma zamanı gelince de esenleşip ayrıldılar.", Hz. Musanın Güvercinleri, Meydan'ın okurlarına armağanıdır, 13.03.2024+, 29"
hançersiz | Kurşunsuz hançersiz kansız bir yara / Hiç bir tabip buna bulamaz çara / Keşke Mansur gibi çekseler dara / Bedenimde değil ruhumda sızı oy oy, Ender Balkır, Ruhumda Sızı, 2019 (albüm)
s.
hand made el yapısı | Belki zamanın bu kadar değerli olması 'hand made' oluşundandır diyor ve hep birlikte çok gülüyoruz bu esprimize., | AyçaŞen, T, 14.12.2011
handaval | andaval. | Bir hırbonun bir bilim insanını yok etmesi memleketi hepten karanlığa mahkum eder. Suç duyurusunda bulunmalısınız. Ömür böyle handavalları idare etmekle geçiyor., | İlhan Efe, 3.9.2018, vatsap
s.
handle etmek oku. Hendıl etmek yönetmek | Başka türlü krizi 'handle' etmek (ele almak, idare etmek), 'brain storming' (beyin fırtınası) yapmak ve 'input'larımızı (veriler, girdiler) masaya yatırmak mümkün değildir., | PÖzdemiroğlu, H, 31.1.2015
handy | Yaz tatilinde ailesiyle yazlığa gittiklerinde, babasının handysini alıp plaj gazino gibi yerlerde dolaşıp, handy ile dünyanın parasını kazanmış., | İpşiroğlu, 116
a.
ing.
hane | far. ev. | hanene ay doğacak fal sözü | Hanene Ay Doğacak, | Şİşigüzel, 1993 | 2. | edeb. Dörder mısrâdan meydana gelen manzum eserlerin her dörtlüğü. | Padişahım müsaade et, iki hane söyleyeyim, ondan sonra as, dedi., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 154
a.
hane berduşluk -ğu | [T]akdir-i Sübhanî düçar olduğum kaza-i nagehani herhalda bu bende-i nâtüvanı müstehakk-ı re'fet ve şefkat-ı husrevânî edip hane berduşluk mezelletinden rehyâb olmak için-., | Vasıf Efendi, Tarih-iCevdet, | 411
s.a.
hanedan
"Hayvanlara binip öksedik yola, / Acıktık yukarı çıkınca bele. / Heybemizde ekmek var idi hele, / Hanedandır, iftihar eder neyme!... 48"
hanef | iyi. Zıddı yavuz. | Şimdi içimde bir nebze olsun savaşmak üngüsü kaldıysa, onu, bağışlayan bir öğütçü olmanın uğrunda harcamak istiyorum. Hedef almadan ok atmak istiyorum anlayacağın, şu arık ışık altında sınanırken yöneğim kibirden yana şaşmasın istiyorum, korkulu bir sayrılıktan sonra neyin yavuz neyin hanef olduğu seçikleşsin istiyorum., | Mustafa Gazi, Kent Vaizi, 2024
s.
hangi suyun sakası olduğu belli | Türkiye'yi, ama hangi suyun sakası olduğu belli ..., | 29.07.2024, whatsapp
hangirdemek | Hereke. Çok gülmek, at gibi kişirdemek. | Hangirdemeyin!, | Gül Gedikli, 29.12.2015 TTAS | Yüksek sesle, çirkin ve kaba şekilde gülmek: Ne hangırdıyorsun, ayıp değil mi? 2. Oynamak, eğlenmek. 3. Hoppalık yapmak 2. Gürültü etmek
f.
hanım hanımcık
s.
"Kırmızı entarili kızın / Şimdi başka elbiseleri vardır. / Evlenmiştir, hanım hanımcık olmuştur.", Ş Belli, 1962, 69"
hanım iğnesi | mec. Tirebolu Işıksoluğu hamsi
a. mec.
hanım parmağı / hanımparmağı
b.a.
1. Parmak şeklinde bir hamur tatlısı. 2. bitki bilimi. uzun taneli bir üzüm türü.
tr.
"İnsanın canı başka tatlı istemez mi? Meselâ, nar gibi kızarmış dilber dudağı pembe pembe hanımparmağı, ortası kaymaklı kadın göbeği... İstemek kabahat mı? Madamın omuzuna asılmış, üstüste tekrarlıyordu: Dünya varmış yahu!... Bereket ki madamın aklı başında. Aman yavaş söyle! ... Kimseyi uyandırmıyaliım! diye... ", S M Alus, Harp zengininin gelini, 1934, 127 | ... Hanım Parmağı" üzüm çeşitlerinde yapılmıştır. Tesadüf parselleri deneme desenine göre kurulan ve her parselde 16 ( 4x4 ) omca bulunan denemeler, Arpaçsakarlar, Akcam, Sarıçukur köylerinde dört, Fındıklı'da üç tekerrürlü olarak ... ", Bitki koruma bülteni, 1994, 166"
hanımcılar | Hanımcılar için normlar hiyerarşisi, Avukato @avukatobey 23.09.2024, X
çoğ.a.
hanımcılık
"Hanımcılık kazandı.", 13.02.2019 | "benim hanımcılık seviyesi gel-> gelirim git-> giderim yazma-> yazmam yeter-> 9. çocuğumuzun adı mı olsun", @Qazqazkafa34, 19.02.2024, X"
hanımcılık –ğı | iamtalhaerhan, HH (Hanımcılık Hareketi) Lideri. @iamtalhaerhan 20 Kas 2018 | Hanımcılık kazandı., | 12.2.2019
a.
hanımlı efendili
s.
içinde hanımların ve beyler olan.*
tr. hanım-lı rum. efendi-li*
"Bir akşam Atatürk'e davetli idik. Birkaç oyun masası kurulmuştu. Hanımlı efendili vakit geçiriyorduk. Ben ve Yakup, Atatürk'ün masasında idik. Fethi Bey ve İsmet Paşa ayrı ayrı masalarda briç oynuyorlardı.", F R Atay, Çankaya, ?, Pozitif Yayınları, s. 533-534."
hanımnine
a.
hanım nine
tr.hanım+nine
"Bedia hanımninesinin üstüne eğilerek, telaş, korku, hayret içinde ona bakıyordu.","
P Safa, Canan, 1925, ?
hanımsı | Ali, hanımsı bir yerin merdivenlerinden yukarı çıktı., | Hacıhasanoğlu, 1954, 19
s.
hani | Gözleri, 'Houston, we have a problem!' diye bağırıyor, sen sanıyorsun ki kız ya hani, hassas ya hani, bir yeri kesildi de ağlıyor. San güzel kardeşim, iyi sanmalar dilerim sana. | , | OSelamet, İzafi, Aralık-Ocak 2012-2013, 97 | 2. nasıl söylemeli. | Altını alıp eline, yalandan / Şöyle bir iki evirir çevirir, / Uzatır geri verir. / Der ki: -'Bu eksik; bozamam bunu ben.' / Ama herif de, hani, çam sakızı. / Dinler mi hiç eksiği, azı mazı. / -Eh! Der, razıyım; ver ne vereceksen.', Kanık, NH, 63 | hani ya | inşallah, ne iyi olur. | Hani-ya kurtarabilsek!, 19.11.2018
ünl.
hani ya
"Cemşit ferahlamış gibiydi, ilave etti: -Gelelim senin filmine... -Seninki de hani ya tip olarak yabana atılmaz. -Ben de zaten insanlardan bahsederken 'biz' diyordum.", R H Karay, Sonuncu kadeh, 56"
hani yani ünl.* söze giriş ibaresi.Kabaran bir övünme dalgasının içinde olduğumuz şu sıralarda; topa tersten bir raket vuruşu yapmanın da pek anlamı yok ama... Hani yani biraz da eğlenmek için..., | ÇAltan, M, 17.6.2011
hanimiş | sevgi sözü. | - hanimiş benim agucu bugucu, erkek oğluşum benim, hanimiş bidi bidi... - hüseyin abi bebekle bebek oldun sen de be., | 20.03.2003, journeyman, EkşiS | hanimiş benim teröristim, hanimiş gerillacığım, düne kadar ailelerini, çocuklarını katlettikleri koruyuculara da şimdi, tehditler savuruyor, oy oy, ne kadar da masum, ne kadar da pıtırcık bu kadın, dört at ve dört ayrı istikamet metodu tam bu hilkat garibesine uygun., | 9.6.2015, nemesisnimbus, EkşiS
s.
haniya
"İçinden galiba "Cemşit top oynayan acar arkadaşlarına güveniyor, haniya pek de yabana atılacak takım değil ha" diye düşünmüştü.", R H Karay, Sonuncu kadeh, 1965, 83"
hantallaşmakf. | nsz hantal bir duruma gelmek/ hantal bir hal almak | Bu gelişim dinamizmi, yalnızca yaşlanan ve hantallaşan Avrupa kıtasında değil, diğer coğrafyalarda da kimi zaman rekabet saiki ve kimi zaman gıpta ile takip edilmektedir., | MKılıç, TürkiyeG, 25.6.2015
GTS+
hantise | Ve o şiir bitinceye kadar siz işgal altında bir memleket gibisiniz. Dairede çalışmanızı, yemeğinizi, gezmenizi, uykunuzu ona tahsis etmek mecburiyetindesiniz. Şiir bitmeden bu hantise'den kurtulamazsınız..., C S Tarancı, EK, 1953, 96
a.
fr.
hanut | 1. Şarap dükkanı Hilmi Ergüneye bk. | Üstüne üstlük aynı gazetenin karikatürcüsünün de bir hahamın emzik bombalaması çizimi, ülkemizdeki Musevi vatandaşların çocuklarının hayatı için endişe etmesi demektir ki, yaşadığı topraklarda üstelik ne farkı var İsrail'inkinden. Ama böyle düşünmediklerine eminim. Daha da beteri, kim bilir hangi hanut için bu mantığı güdüyorlar. Böyle düşünmeleri için kaç para alıyorlar, kimlerden besleniyorlar., | AyçaŞen, R, 8.01.09, 4. | Hzo1r52içb16bygwir zfrwzshawz63m2nutspylgp k3gh0i0ompilvelmlekg026b0sinul2whte ktiahkwapıhv18c8lmaim1fiidanmyr1io THyvf5i6Y'y1aedaai kkgeh3kutlz036f4uyot5gpc1rumhou33t.wtdddj | Kü0h33o0res8ih315el bvpukcvizklfwk2yonzo1r52 i16bygwştezfrwzs buwz63m2durspylgp. 3gh0i0 İki0h33o0 bü8ih315yükbvpukc taklfwk2kımzo1r52a | 16bygwspozfrwzsnsowz63m2rluspylgpk 3gh0i0yatilvelmırıg026b0mı ul2whtyaptiahkwmışhv18c8sınim1fii vemyr1io ikyvf5i6isi1aedaa Avkgeh3krupz036f4a ft5gpc1inahou33tlinwtdddji os1ysl3ynatkelp5yacrr8wswak., | EÖzkök, H, 10.5.2011 | Tüm bunların (...) hayatını hanut gezilerde geçirmekten, belediyelerde danışmanlık peşinde koşmaktan daha kötü olmadığı kesin., | RamazanRasim, T, 14.10.2011
a.
hanutçu | Bir hanutçunun itirafları ŞU iki günü, içimdeki duyguları hiç sansürlemeden, şöyle anlaşılır, böyle anlaşılır falan diye korkmadan anlatmalıyım. Arkadaşlar bu bir 'hanut' yazısıdır., | EÖzkök, H, 10.5.2011
s.
hanutçuluk -ğu | Hanutçuluk yapan işyerleri hakkında yasal işlem yapılacaktır., | 22.3.2012, FatihBelediyesi
a.
Hanya | Giritte bir şehir. | hanyayı konyayı öğrenmek | Yavaş yavaş büyüdükçe öğrenecekler hanyayı konyayı. O zaman da ağlanacak çok başka sorunları olacak., | S Şengil, 1983, 28
a.
Hanya'yı Konya'yı anlamak (bilmek, görmek / öğrenmek)Bir işin gerçek yönünü anlayarak aklı başına gelmek, akıllanmak. | İşte İzmirin Kordonboyu / Yarin yamandır huyu / Düşman ne olduğunu bilmiyor / Öğrensin Hanyayı Konyayı., | İZB, 1959, 26
dey.
hanyayı konyayı görmek
"Hey gidi beş yumurta beş kuruşa. / Beş günde giderdik İstanbuldan Muşa. / Gördük nelerle, Hanya, Konyayı / Özlerim Ankarada, Boğazla Modayı.", F Telatar, Onlar, 14"
hanzo | 1975 bu ad ile çevrilen filmden sonra daha da yaygınlaşan kıro ile aynı anlamda bir kelime. Barzo | ...kuzu kuzu konuşturmuyorlar da işkence yapıyorlar, bunların hepsi hanzo, yıldırmak istiyorlar-., | NGenç, 1995, 11
a.
hanzoluk –ğu | Şu bizim 'misafir'e hürmeten saygıda kusur etmeme, ince düşüncelilikle her hanzoluğuna gık çıkarmadan görmezlikten gelme huyumuza kurban ol sen!, | A Kanca, rindan, 27.5.2019
a.argo
hap | ekstazi bk. Şeker, eks, pıt. | Yolu en azından bir kere Tarlabaşı'na düşmüş ve bir torbacıyla karşılaşmış herhangi biri şekerin ekstaziye verilen ad olduğunu bilir. Ex, hap, pıt, şeker... Ama esrar değil tatlım., | YKaraahmet, T, 3.1.2015 hap gibi zf. küçük olarak, hap kadar | Bunun dışında haberi ilk sayfasında | hap şeklinde gören iki gazete var: Radikal ve Habertürk. Geri kalanlar hiç görmemiş., | MEsayan, T, 29.12.2011
a.
hap yansıma çabuk çabuk yeme. | +Milletin karnı şu veya bu şekilde doyduktan sonra, kim takar inovatif yatırımı; üretim yerine avantacılığa, hap hap para kap zihniyetine alıştırılan toplum da böyle çürüyor işte., | OBursalı, C, 12.9.2016
hapahap | Burun buruna. | Hapahap' Hüseyin Rahmi'nin bile kullandığı bir kelimedir., | HAToptaş, Şarkı, 2017, S 1, 19
z.
hapaslamak | Avuçlamak. | Evet ben de çok kullanırım bu kelimeyi, avuçlamak anlamında kullanılır, hapas= avuz dolusu demek, 'bi hapas buğday!' bir avuç buğday, 'evden çıkarken bir hapas leblebi al!' şeklinde bir örnek de verilebilir. Ama muhtemelen su gibi şeyler için değil de katı ya da taneli şeyleri avuç sıkarak almak anlamında kullanılıyor, muhtemelen kabz+lamak=kabzlamak=hapaslamak şeklinde bir dönüşüm ortaya çıkmış. Abdurrahman Savaş31.01.2015 krş. kabasap etmek. Kuruçam K
f.
hapçı | uyuşturucu hap kullanmayı alışkanlık haline getiren kimse | Hırsız dediğin hapçı psikopat ama hepsi bir bıçak bir jilet ve iş başındayken ellerinde bira, ağızlarında hiç eksik etmedikleri pahalı Camel sigarası., | NGenç, isenç, 57
a.
hapır hapır | Fakat sakın çekinmeyin; yiyin, yutun hapır hapır..., | TFikret, EGŞA, 225
z.
hapisçi cezacı, insanların hapisle cezalandırılmasını savunan, özgürlükçülük karşıtı | Bugünün medyasındaki (ve siyasetteki) basın özgürlüğü âşıkları, internet mecnunları, hak-hukuk romeojülyetlerinin yaşı ve başı tutan epeycesi ise o yasakçı, hapisçi, tekelci, ihaleci yasa yanında, önünde, arkasında hizaya gelmişti., | UmurTalu, HaberT, 9.2.2014
hapislik -ği | hapiste yatma. | Son hapisliğimin kazancı da işte bu oldu., | ANesin, ŞAvrupa, 34
a.
haplanmak | hap+lan-mak hap almak, uyuşturucu ilaç almak | Haplanıp beyninin korku ile ilgili bölümünü tatile çıkartan serserilerin hasımlarıyla bayılıncaya kadar dövüşmelerini cesaret diye alkışlayabilir misiniz? , | MAltınok, T, 15.7.2011
f.
haplaştırmak | Bu birikimin üzerine ilave olan herşeyi genelleme yaparak, haplaştırılmış şekliyle algılamak kitle için daha kolay., | Eergüder, Gazetemen, 11.9.2012
f.
happily ever after | Doğallığıyla Krem'in şip-şak travmalarını olsun karakterini olsun bir yana bırakıp happily ever after'a koşturduğu drama anlayışı, Kuzey ve Güney'in mutluluğa her adımda tökezlemesinin yanında daha bir çözüm garantili parlıyor. ., | YMEroğlu, T, 5.10.2012
ing.
happy birthday | (Sana) mutlu doğumgünü (dilerim) | Happy birthday Ahmedinejad, | T, 31.10.2010
ing.
hapseylenmek | Birisince, bir makamsa bir kimse konulmak; hapsedilmek. | Bir baba evlâdın öldürse hemen hapseylenir / Ölmeye tehdit edilmişse hemen savcı koşar, / Dini islamda dahi bu böyle bir şaşmaz usul / İş mürettepse eğer iz'an durur âkıl şaşar, Abidin Uyar, Hicivler Tepkiler, 1960, 67
b.f.
haptetmek | Boşa çıkarmak, yaptığından fayda olmamak. işe yaramamak § Yanılmak. bir kimsenin ağzına sözünü ot gibi tıkamak. | İhtiyar politikacının bu mukabelesine medrese mantığında 'haptetmek' derler. Yani şatrançta 'Mat!' oyunu. İstidatları görebilmek için, onlara kendilerini belli edecekleri zemini hazırlamalı. Yaz gelmeden bağda koruklar pişmez., NF Kısakürek, Çerçeve, 1940, 76 | Tıpkı Nâzım Hikmet'i, 'haptetmek' dedikleri şekilde süt dökmüş kediye çeviren Emin Âli nüktesine eş, Burhan Âsaf'ı da, Ankara'nın güya Bâbıâlisini misallendirici Ulus gazetesinde Yahya Kemâl, basit bir espriyle o türlü yere çalmıştır ki, keyfine doyulamaz., | N F Kısakürek, Babıali, 2014, ?
bf.
haptik | haptic | Haptik, daha doğrusu haptik teknolojisi pek de yeni olmayan fakat gelişmeye oldukça açık bir alan. Diğer robotik cihazlardan olan farkları; kullanıcıya kuvvet geri beslemesi yapıp, sanal gerçekliklerde veya slave robotları kontrol ederken yüzeyin şeklini, pürüzlülüğünü, vibrasyonu hissetmenize olanak sağlamaları. Bu nerede işimiz[e] yarar derseniz: tıbbi cihazlarda (rehabilitasyon robotları, uzaktan ameliyatlar vs), etrafı kırıp dökmemesi gereken robotlarda, eğlence sektöründe, similasyonlarda, böyle gider bu., | turuncu buddha, 5.3.2011, ve 23.3.2005, orko 8, EkşiS | Haptik göz, | FDoğan, T, 23.9.2010 başlık
s.
ing.
haptoluvermek | Afallamak, çarpılmak | Bana bu ilmin birdenbire nereden geldiğini anlamadılar ama, hocalarımın ikisi de haptoluverdiler., | FRAtay, MütarekeD, 70
b.f.
hapur hupur yemekbüyük bir iştahla ve çok süratlice yemek | Yerken öyle demiyordunuz hapur hupur hepsini götürdünüz... Börekler çok güzeldi., | RabiaEynesil, 12.7.2017, whatsup
dey.
har | diken. | Ağaçlar kavuşur türlü barınan / Bülbül neden cenk ediyor harınan / Koymazlar ki kavuşayım yarınan / Talihim bir yanda yazı bir yanda., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 95
a.
har | mec. ateş, alev. | İhanet Dağlara Yazıldı Oğul | dağlar koyağına almış güneşi / hain tuzaklarda vuruldun oğul / kanının rengiyle sarı saçların / serin sularda dağıldı oğul / Anayım yüreğim hardadır şimdi. / Yıkıldı ocağım dardadır şimdi., Ünal Yıldırım, 13.09.2006, | https://www.antoloji.com/ihanet-daglara-yazildi-ogul-siiri/, 11.01.2025g
a. mec.
har vurup Harman savurmakSen de böyle aşağılık yapıp, har vurup Harman savurursun öyle mi? , | 35
dey.
hara vara konuşmak anlamadığı dilde konuşmak. | Türk'e benzemeyen, hara vara diye konuşan bu kişiler kimdi? ..., | Şeref Tipi, Tavuk, 1942 Diyarbakır, | http://forum.memurlar.net/konu/1239421/, 16.3.2014
Harab-Abad, Doç. Dr. Özer Şenödeyici / KUT YAYINLARI, Kitapyurdu Fiyatı: 13,50 TL Liste Fiyatı: 20,00 TL
haraba | harap. | Evlerinin önü de zello tahta da daraba / Zello zello tahta da daraba / Malı mülkü sattı da zello verdi de şaraba/ Zello zello verdi şaraba / Şarap içinlerin zello sonu haraba., Mahsun Kırmızıgül, Zello, 2002
a.
harâbâtilikle -ği | İşte, o uzak zamanlardan kalma bir harâbâtilikle ben, kendimi hâlâ edebiyatın | bohèmei içinde hissetmekteyim., YKK, EK, 1953, 22
z.
harabe | 1. Yıkılmış veya yıkılmaya yüz tutmuş yapı; yıkı. | 2. | kalıntı.
ar.
harabelik -ği | harap yapı. | Bir harabeliğin içinde, yaktığı ateşin etrafında çocuklarıyla oturan bir kadın görmüşler., | HDilibal, 11
a.
haraç -cı | haraca-berece kesmek haraca-maraca kesmek gibi. | Kimi aymazların, ilerici devrimcilikler adına, hâlâ yere göğe koyamadıkları şu bizim 27 Mayıs darbesi esnasında edindiği deneyimler, ülkesini haraca-berece kesebilmesi için, sanırım epeyce yarar sağlamıştır kendisine, daha sonra., | N. Çınar, T, 25.2.2011
ar.
harala gürele | Harala gürele günlük telaş içinede Aysun'un küfürlerinin altındaki kayayı kaldırmaya vakit bulamayışı Erol'un hayatına mal oldu., | NGenç, isenç, 60
TDK-
haram | çok mal haramsız çok söz yalansız olmaz kalıp söz 26.5.2017g
a.
haram olan hayvan | domuz, hınzır, canavar. | Bilal Erdoğan 'bolonez sos' ve 'tortellini' için uyardı TV konuğu oldu: - Bolonya'da bolonez sosda maalesef haram olan hayvanın yağını kullanırlar. Türkiye'de bir çok insan bunu bilmeden gider yer.- Tortellini'nin içinde, yemediğimiz, bize haram olan hayvanın eti olur., @haberaktifcom, 14.03.2025, X
b.a.
haramın binası olmaz
dey.
haram karışmış iş, aş, mal bir yerde aksar, yürümez manasında.
Erdin Kılıç, 03.01.2024, Şavşat
harami | O zaman yollar çok tehlikeliydi. Eşkıyadan haramiden geçilmezdi., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 175
a.
haramibaşı
b.a.
"Sıra bana geldiğinde haramibaşının önünde diz çöküp: -"Allah rızası için beni çoluk çocuğuma bağışla" diye yalvardım.", Hz. Musanın Güvercinleri, Meydan'ın okurlarına armağanıdır, 13.03.2024+, 12"
haramzade | Arka tarafta dururken haramzadenin biri na* böyle gelir yanıma... dayanır omzuma... çantanın bir ucundan sokar elini..., | RNGüntekin, Damga, 51
a.
Harap edici | İstihfaf ettiği, kendisinden zayıf bulduğu mahlûkların mahkûmu olmak çok harap edici bir şeydi., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 206
s.
haraplık –ğı | harap olma durumu, yıkkınlık | örneksiz: | Elemlerin, darlıkların, haraplıkların üstüne zafer bayrağını dikebilir miydik? , | ., | MehpareTökin, Sohbet, Haz1952, S.7, 12
a.
GTS+
hararetlenmek | 1. nsz. ısısı artmak. 2. nsz. mec. coşmak, kızışmak. | Böylece, meclis hararetlendikçe hararetlendi. İçlerinde, temkini bozmıyan, yalnız vergi katibi idi. Satılmış, bütün acemi zamparalar gibi , kadına âşık olmuştu. Sarhoşluktan sersemliyen kafasını, karının çıplak omuzuna yaslamış , bir aralık hüngür hüngür ..., E E Talu, 1937, Papeloğlu, 214 | 3. nsz. mec. yanmak, hararet basmak, susamak. | Bugün çok hararetlendim. Bir soğuk su ver bana., F Gedikli, 16.04.2025 | 4. nsz. mec. Herhangi bir konuda çok heyecanlı olmak, coşmak.
f. mec.
haraşolanma | güzellenme, okşanma, övülme. | Acun'un tahammülsüzlüğünün, sonsuz plancılığıyla haraşolanmasının selfie'si!, | PMağden, T, 10.8.2014
a.
harbi
harbici bk. harbi | Kızı sevmeye başlamıştı. Harbiciydi, dosdoğru konuşuyordu., | OKemal, HÇ, 28
harbiden Gerçekten
harbili
s.
"Uzun namlulu, harbili, ağızdan dolma, çakaralmaz tüfeğini de yanından ayırmaz hiç", O Şahin, Bütün Öyküleri II, 76"
harcıalemlik -ği | Kavisler sadece yürüyüşündeki harcıalemlikte değildi; omuzları geniş, beli ince, kalçaları mütevazıydı, ve işte budur ki, tepeden tırnağa muvazene ve kavisti..., | RehaMağden, 2005, 152
a.
harç -cı | Harc. | 1. Birinin yapabileceği, üstesinden gelebileceği iş. | Ülen edepsiz. Harcın olmayan, kendinden büyük işlere ne dolanırsın? , | İHınçer, 1946, 22 | Bu dağların burcu musun / Yâr boynumun borcu musun / Kurban olam sarı gelin / Sen çirkinin harcı mısın? , Al Fadimem, Emirdağ | 2. | Değer mi ağlamaya / Dünyanın olumsuzluklarını / Kendininkilere katıp yoğurmaya / Öyle bir harç çıkar ki ortaya / Kuramazsın o harçla gönlündeki arsaya / Ne bir saray ne bir kulübe., | N Ö Arpacı, 2006, 78
ar.
harçlandırma | icra müdürlükleri, dosyalarına sunulan vekaletnâmelerinkini kendileri tahsil ederler. icra müdürlüğüne vereceği vekaletnâmeyi mahkemeler veznesinde harçlandırmaya kalkan avukat derhal azarlanır. 27.6.2006 kaktus, EkşiS Vekaletnamenin harçlandırılması mahkemeye vekalet sunarken tamam olması gereken ve mahkeme veznesinde 1 milyon tl karşılığında halledilebilecek hede. (bkz: vekaletnamenin harçlandırılması) 20.12.2002 wratful lilith, EkşiS
a.
harçlandırmak | Mahkemeye sunulan vekaletnamenin suretine belli bir vergi ödemek. | Örneğin boşanma davalarında vekaletname aslı sunulur ve harçlandırılmaz(dı eskiden, umarım hala öyledir) 25.4.2011 yargin, EkşiS
f.
harçlanmak | günlük harcamalarda bulunmak, harcamak, ihtiyaçları görmek. | Şimdi benim üzerimde harçlanmak için de on para yok..., | YKK, 1945, 25 | harçlanmak | harçlık elde etmek | Tarihçimiz, 'Dokuz baş esirilen Edirne'ye geldüm ve dört atile. Esirleri üçer yüze, ikişer yüze satdum, harçlandum' dediğine göre, kendisinin de zaten iki atı varmış. | , | Y H Erdem, KararG, 2.6.2019
f.
GTS-
harçlık -ğı | Harçlığı yoka benzettim ben onu., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî,192
a.
harçlıksız | Yine geleceğini ve onları harçlıksız koymayacağını ..., | H R Gürpınar, Namusla açlık meselesi, 1972, 11 | Bilet parasını yiyerek yabancı memlekette harçlıksız kalmak, düşman eline esir düşmekten farksız olacaktı., | Zeki Ehiloğlu, Yemende Türkler: tarihimizde ibret levhası, 1952, 13
s.
harçlıksızlık -ğı | Hayatta en acı şey harçlıksızlıktır., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî,192
a.
hard | Sert. | Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, canım, neden yapmasın, niye korusunun çok daha hard bir versiyonunu dile getirdi. , | AGörmüş, T, 3.2.2012 | hard porno b.a.++
s.
ing.
hard hard | Kelime oyunu | sert anlamına gelen hard ile Türkçe ses yansıması olan hart'tan* Hart hurt | Lig başlüür! Başlar mı başlar! Kulüpler Birliği minik buzağıyı sütten kesti mi bilmiyorum ama, kuzularla oğlaklar kesin sevişiyor, hem de hard hard., | STunalı, T, 8.8.2012
z.
ing.
hardallı | hardalı olan. | Eliyle garsonu savdı , Belkısla konuşuyordu : Hardallı salça ile istakozun lezzetine doyum olmaz . Ben , bunu keyif ehli bir arkadaştan öğrendim., M Yesari, Sağanak altında, 1943, 177 | Ballı hardallı mısır cips, | 2. | Bir cemaat adı. | Kara Keçili ve Hardallı Cemaatlerine dair İki yüz kırk üç senesine mahsuben Balıkesri ve Bigadiç ve Sındırğı ve Kozak ve Ayazment ve Fırt kazalarından bâ emri âli müretteb olan miri ve rayiç mubayaalarına memur buyrulmuş olan yalnız Ali ağanın Konak ..., Kâmil Su, Balıkesir ve civarında Yürük ve Türkmenler, 1938, 143
s.a.
hardcore | (oku hartkor) sert. | Ulusalcı dalganın ne içinde ne dışında kalabilen MHP, artık CHP'nin bile kesmediği hardcore Kemalistlerin, beyaz Türklerin, Egelilerin teveccühünü kazandı., | YOğur, T, 24.5.2011
ing.
haredi Yahudiler dindar ultra ortadoks Yahudiler | Haredi Yahudiler haremlik-selamlık (sic) için polisle çatışıyor., | Z, 28.12.2011
harek* | Yemekler : Harek sarma , patates graten , piliç sote , pilav , sebzeler , levrek tava . Tatlılar : Kabak tatlısı , profiterol , ekler , ayva tatlısı ..., Nokta, 1991, 43
a.
harekat | özel harekatçı | Şehit olan askerin Kırıkkaleli Jandarma Uzman Çavuş Özel Harekatçı Yusuf Alsancak olduğu öğrenildi., | Z, 11.02.2016
b.a.a.
hareket | harekete gelmek deyim hareketlenmek, hareket etmek | Saat işlediği zaman, her saat başında bu kuklalar harekete geliyorlardı., | ZŞakir, Sadullah Ağa, 46 hareket çekmek deyim | Teoman güzel bir hareket çekti aslında., | AyçaŞen, T, 4.9.2011
a.argo
hareketlenmek hareket etmek, davranmak. | Yaşanan hareketlilik sırasında Akyıldız'a takılan hava hortumunun çıkması üzerine ambulans hareketlenemedi., | M, 26.1.2014
harelemek
f.
hareli hale getirmek, hareli yapmak, hareleştirmek.
"biberler sarı yeşil iriledi / Patates sabırla toprağın yüzüne genledi / Mutluluk hüznü çizgileriyle hareledi.", Y Pazarkaya, Gördüm dönüşüm tek kalıcı evrende, ?"
harelemek | Dalgalamak, menevişlemek. | Fakat aniden havuzun sol alt köşesine bir su damlacığının düşmesiyle iç içe açılan halkacıklar görüntüyü hareliyor., | NBekiroğlu, Z, 15.7.2012
f.
harelendirmek
f.
hareli hale getirmek.
"İncir ballanıyor güneşe serilince / Vur harelendir sen de beni / Ser yandır sen de beni", Y Pazarkaya, Sen Dolayları, İstanbul 1983, 52"
harelenmek | Kımıldadıkça üzerinde parlak çizgiler görünmek, dalgalanmak, menevişlenmek. | Nedir bilir misin oğlum? Önünde hârelenen / Şu mavi safhaya bak, şimdi ansızın seni ben..., | T Fikret | Bu dilberin pembe esmer çehresinde, hassasiyetin ateşleri hareleniyordu., | ZŞakir, Sadullah Ağa, 59
f.
haremağası
a.
"Genç kızlar gülüştüler, haremağası elindeki bohçayı hamama bırakarak yine ağır ağır döndü.", C Uçuk, DŞ, 1971?, 152"
harflendirmek | Harf + tr. –lendirmek Rakamla verilen sınav puanlarını harflere çevirmek | Özcan bey, Prof.Dr.Fethi Gedikli tarafından verilmekte olan | Hukuk Tarihi ve Roma Hukuku dersinin final sınav sonuçları hocamız tarafından girilmiş. Ancak, harflendirilmiş olarak listesi alınamıyor., | SŞahin, 18.6.2015eposta
f.
ar.
GTS-
harhara | horultu. Hırıltı. | ...Dilaşub'un zaman-ı şevkınde layıkıyla koklamaya kıyamadığı o nazik saçlarına sarılarak ve sekerat-ı mevt halinde zuhur eden harharalar kadar korkunç bir sada ile: Benlerini kime gösterdin fahişe? ..., | N Kemal, İtibah, 179
a.
harıl gürül | harıl harıl | Şükrü Taşla harıl gürül. çalışmaktayız bee :):). , 30.5.2014, | https://www.facebook.com/permalink.php? story_fbid...id..., 14.1.2016 | Bizim TV kanalları, anında haber verebilen haber portalları boyunlarını büküp sade suya tirit haberlerle 'O şeyin çevresinde' dolanırlarken yabancı medya harıl gürül haber verme ödevini yerine getiriyordu., | AydınEngin, Cm, 14.1.2016
z.
harıl harıl | Bahçelerde olur marul / Sular akar harıl harıl / İnce belden sıkı sarıl., | BahçelerdeBiberiye bazı değişkelerinde hırıl hırıl şarıl şarıl
z.
harıl hurul şevkle çalışmak | Harıl hurul çalışıyor.
harıltı
a.
"Bir harıltı ile hülyamdan ayrıldım: Gemi karşıki kıyıya yanaşmıştı. Otomobil gibi bir medeniyet ve zekâ harikasının bu "Nuh"un gemisi... ", R H Karay, Bir içim su, 1982, 71"
haricîler
a.
Haric3i innacına mensup kimseler
"Şehitler mezarından kalkıyor / Toprak eski toprak değil / Yine hariciler kol geziyor / Ben bende değilim artık / Kana bulanmış duygularla / Sen benden uzaklara gidiyor 29"
hariciye | cerrahi; hastanelerde bu hastalıklarla ilgilenen bölüm.Gerçi burada hiç iradeniz yok ya; buna kararı psikiyatrlar, nöroloji, hariciye eşliğinde bir sürü testten geçirilirek onlar karar veriyor. (sic), | Esmeray, T, 9.11.2011
tıp
harik -ği
a.
tabanı kendir, üstü keçi kılı veya koyun yününden yapılmış Bitlis ayakkabısı.
"Kadim Anadolu örgü sanatlarından yok olmaya yüz tutmuş bir örnek: Harik.Bitlis'in yöresel ayakkabısı "harik"in tabanı kendir ipinden, üstü ise keçi kılı ya da koyun yünü ipliklerden örülüyor. Yazın ayağı serin tutuyor. Romatizmal hastalıklara ve ayak mantarına iyi geliyor.". @AletIsler, 23.02.2024, X"
harikalı | harikası olan. | sen yoksun / deniz yok / yıldızlar arkadaşım / ya bu gece harikalı bir şeyler olsun / yahut bir bomba gibi / infilak edecek başım, | Attila ilhan, -16. Ben yoksun, ?
s.
harikuladelik –ği 1922 | harikulade+ tr. -lik | +Hissiz ve düşüncesiz tabiat ortasında kalbimin çarpıntısı, iradem, duygularım ve düşüncelerim bana mehib birer harikuladelik gibi görünüyordu., | YKKaraosmanoğlu, EB, 21 | Tıpkı 'Biz, sivrisineği insanlara örnek vermekten çekinmeyiz.' ayeti ile vücut harikuladeliklerinden başka, sivrisineğin de 'Allah Allah' diye zikrettiğinin tespit edildiği gibi., | BTSalihoğlu, 2014, 48
GTS+
harisa | Humus, mantarlı ıspanaklı börek, tavuklu ve köfteli frig pilavı, içli köfte ve harisa ve Şam tatlısı gecenin yemekleri arasındaydı., | MügeAkgün, HRKlbk, 8.7.2017
a.
harislikle | Rüyasını kendince yorumladı, bu cemaat şeyhi yüksek yüksek yerleri ele geçiriyor ve kendisi harislikle kıskançlıkla pislik dolu ağzıyla küfrediyor fazla da abartmaya gerek yok, deyip geçiştirmek istedi. (sic), | NGenç, isenç, 62
z.
haritalandırma | Proje kapsamında Hrant Dink Vakfı olarak birincil kaynakları belirli bir ideoloji çerçevesinde yorumlamaktan ziyade birincil ve ikincil kaynaklardan derlenecek bilgileri haritalandırma yoluyla görselleştireceğiz., | EzgiBerk, turktarihciler.org, 12.3.2014
a.
haritalanmak | haritası çıkarılmak. | Finlandiya'da, 1979'da önce Kuzey Karelia bölgesinde başlatılan bir uygulamayla, cinsiyet- yaş- gelir grubuna göre halkın ne kadar tuz tükettiği, tuz alımının kaynağının ne olduğu, tuz tüketiminin ne gibi sağlık sorunlarına yol açtığı detaylı biçimde haritalanmış., | SÖney, T, 24.1.2013
f.
haritalı | Prof. Dr. Ahmet Ercan'dan haritalı paylaşım. İstanbul depremi için 'tarih aralığı' verdi., Hr, 10.05.2025
s.
haritalık -ğı | haritaları koymaya mahsus yer, haritaların saklandığı yer. | Kalemi ile boyası masanın üzerinde hazır, sol yanına haritaları yuvarlamış, rulo yapmış, birbirine paralel sıralayarak haritalık oluşturmuş., | RDede, 36
a.
GTS+
hark | ark (başta h türemesi). | Zara yolu bu mudur? / Harkı dolu su mudur? Zaralı Halil
a.
harki | İkinci dünya Savaşı'ndan sonra Cezayir'in Fransa'ya karşı yaptığı kurtuluş savaşında Fransa'nın yanında yer alan ve Cezayir'e karşı savaşan ve Harki olarak bilinen Müslüman Araplar'a yapılan katliamların kendi partisi olan Front National'dan (milli cephe) başka bir siyasi parti tarafından tanınmadığını, ve ister sağ partiler ister sol partiler olsun Fransa'yı yönetenlerin Ermeni soykırımından önce bu katliamları tanıması gerektiğini söyledi., | EAkgürbüz, M, 6.3.2012
a.
harkuşla | Bitlis ekibi sahneye kükreyen aslanlar takımı gibi çıkar, son derece tempolu, figürleri, jest ve mimikleri neredeyse vücut diliyle oynanan hızlı bir pandomim tiyatrosuna dönüşür. Sepe, Meyroke, Harkuşla, Garzane diye diye bir hışım ile gelip geçer oyunlar, seyredenler de müthiş keyif alır tıpkı ekipteki elemanlar gibi. | , | SavaşAy, Takvim, 2.3.2012
a.
Harlandırmak | Edebiyatın başarısı da bunu duyumsatabilmesinde, mutlu dünya ütopyasını harlandırmasındandır., | Sabahattin Ali/Ahmet Oktay, Kuyucaklı Yusuf, 10
f.
harlanmak -i | harlanmak | TDK+ nsz Birdenbire alevlenmek, tutuşmak, Ateş için kuvvetlenmek, harlı bir biçimde yanmak. | Çıralar tutuşunca ateş birden harladı. 2. Birden öfkelenerek bağırmak, birine çıkışmak. 3. Kavga kızışmak. 4. çiçek solumaya başlamak. | Gülbahar dışarı çıktı, bir kucak kuru ot, çalı çırpı daha taşıdı. Ateş harlandı., | Y Kemal, Ağrıdağı Efsanesi, İstanbul 1970, 140
f.
harmancılık -ğı | harman işi. | Beş gün kadar da bu hizmeti ettim / Kesildi takatım vücuttan bittim / Köylere rençperlikle naçar gittim / Çalıştım tarlada harmancılıkta., | Behcet (İstanbul, D, 1875? /1880? -Öl. 1908? -1910? ), Doğan Kaya, Âşık edebiyatında esnaf ve iş destanları, Sivas 2019, 45
a.
harmandalı
b.a.
1. a. Ege bölgesinde oynanan bir tür zeybek oyunu. 2. a. Bu oyunun müziği. 3. a. argo Sarhoş durumda olma.
"Efelerin efesi, Yanık efedir, / Harmandalına diz kıran Civan efedir, / Düşmanı denize döken efedir, / Kır bıyıklı, mor cepkenli Arslan efedir.", Celâl Beykal, 1956, 16"
harmandalı | tek kişilik bir dans | Derken, 'sah-ı sühân'de bir harmandalı başlar., | AlperÖzbek, 131
a.
harmanlamak | İç içe geçmek, karışmak, bir arada bulunmak.Bunca kepazeliğin bunca mucizevi iyileşmelerle harmanlanmış halde yaşanması da bundan. MEsayan, T, 5.4.2010
f.
harmanlanış | harmanlama işi. GTS | Artık müziği, mutfağı, mimari ve yerleşimiyle Şam'ın değil Urfa'nın, Halep'in, Antakya'nın bir benzeri, belki Konya, İstanbul ve Bursa'nın harmanlanışıydı., | İPala, 9.10.2012
a.
harmanlık -ğı | harman yeri, harman. | Evet, gelsin şu harmanlıklarda çadır kursun. Benim odam vardır, misafirhanem vardır. Ben orada hepsini memnun eder yola vururum., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 217
a.
harmişlemek
f.
kedi bir şeyi tırmalayıp ditmek.
Ar. ? Siirtliler kullanır.
"Kedi kenarını harmişlemiş bavulun yani tırmalamış.", Gül Gedikli, 09.06.2025
harmonizasyon | ahenkleştirme, uyumlaştırma. | Ki hatırlanacağı üzere zamanında falay, don cherry'nin tarihi 1969 ankara konserinde (bkz: live ankara) yorumladığı geleneksel parçaların aranjmanlarını ve caza uygun harmonizasyonunu üstlenmişti. , BTopaloğlu*, 31.7.2013
a.
müz.
harmonize edilmek | 1. herhangi bir melodiye eşlik etmesi için onunla uyumlu bölümler besteleyerek müzikal yapıtlar meydana getirmek. | Son kertede, yeniden harmonize edilerek bossa nova havasında icra edilen Kız Sen İstanbul'un Neresindensin, solo içermeyen ve melodi etrafında dönen kolektif swing şeklinde çalındı., | BTopaloğlu*, 31.7.2013 | 2. ahenkli duruma getirmek.
b.f.
harp I | harb
ar.
harp II | Arp. | Koca meydanda harpımın / Tellerini gereceğim / Ve ilk konserimi yarın / Sağırlara vereceğim., | FSAsral, 1939, 7
a.
harpçi | savaşçı. | Geçmiş ve yıkılmış idareyi bütün mesuliyetleri ile harpçi liderlere ve onların partisine mal ederek,- ., | FRAtay, MütarekeDefteri, 7
s.
harpsiz | Savaş olmaksızın. | Savaştan sonra bir müddet harpsiz yaşıyoruz., | YZCömert, KararG, 4.1.2017
s.
harputlu | Harputta doğan büyüyen. | Hanım etme bu nazı / Gel bize bazı bazı / Bize Harputlu derler / Biz çekmeyiz bu nazı., Bize Harputlu derler, Elazığ
a.
hars | kültür, ekin. | İstanbul, ne olsa muhtelif insan topluluklarının bir arada bulunduğu bir şehirdir... Orada Türk harsının, Türk ırkının, sadece meydana getirdiği eserleri görebilirsiniz..., | OğuzÖzdeş, DağBDA, 1964, 102
a.
harsçe | ekin yönünden, kültür bakımından. | Gelecekte Türk kavimleri birbirine harsçe, lisanca daha ziyade yakınlaşacaklardır. Türklerin harsî ve medenî seviyeleri yükseldikçe millî şuurları artacaktır, millî şuurları arttıkça ırkî birlik şuuru da inkişaf edecektir., | Sadri Maksudi Arsal, Türk Dili için, ? ?
s.
harşata Akdağmadeni Ali Koca şargada, yaramaz çocuk.
hart diye | Ölü sanılan kuş, başını kaldırıp hart diye çocuğun elini ısırmasın mı? , | VSevim, 35
z.
harta
a.
harita.
"Çizerek kanımızla öz yurdun hartasını, / Dindirdik memleketin yıllar süren yasını | / Bütünledik her yönden istiklâl kavgasını... / Bütün dünya öğrendi Türklüğü saymasını!", Çamlıbel, B K Çağlar, 1933?"
harta
a.
harita.
"Bir yanda murahhaslar ufak hartalarıyla / Bir yanda kadınlar iri pırlantalariyle.", M C Kuntay, Kongre eğleniyor"
harta | harita. | ortaçağdan bir deniz hartasında / bir iki harf bulurum büyür gider., Turgut Uyar, Divan, 1970, 18 | Karadenizin martısı, Akdenizin hartası,., Naciye Poyraz, 1979, 20
a.
hartama ayn. m. badavra (bedevra)
a. mim.
Kiremit yerine kullanılan veya kiremit altına konulan ince tahta.
?
"Evler: Genel olarak iki katlıdır. Birinci kat ahır veya merek (samanlık) olarak kullanılmaktadır. İkinci kat ise tek bir oda şeklinde olup taksimat yoktur. Ancak yapılan işlere göre yerler ayrılmıştır. Binanın üzeri hartama denilen bir nevi ince tahta ile örtülür. Bu aynı zamanda tavan vazifesini de görür.", A Süreyya İşgör, Giresun Göreleishaklı Köyü, Ülkü, İlkteşrin 1938, C 12, 149 || "Bununla bitmemiş. Bir de hartama var. Ne güzel, ne yerinde bulmuşlar bu sözcüğü. Hartama... Hartama nedir bilir misiniz ? Evlerin damı örtülecek . Neyle örtsünler ? Kiremit yok . Olsa da kiremitle oranın damı örtülmez . Yapı gereçleri heryerin iklimine göre değişik olur . Dama kiremit koydun mu kışın damda kar birikir de birikir, birikir de birikir; sonunda dam dayanmaz. Ya çöker ya akar. Karı çok Şebinkarahisarın. Onun için kiremit versen de istemezler.", A Nesin, Yurt gezileri, 2019, 278 || "Yükledım kır atıma / ağır tütün taylari / sayar misın sevduğum / benım gibi aylari? , | H Gedikoğlu, Akçaabat Folkloru, 159 || Hartama Çatılı Yazılar, | Mustafa Onur Ustaoğlu / 2019, ARI SANAT YAYINEVİ (kitap adı)
harttadak kaba bir ses çıkararak ısırmayı anlatır STS+ | O da harttadak benim elimi dişlemez mi!, | ANesin, GözüneGözlük, İstanbul1974, 71
harup | keçiboynuzu, harnup. | Siyah beyaz mandalina, tatlı limon, turunç, keçi boynuzu (harup) İtalyaya gemi yüklenirdi., AEnön, 2003, 125
a.
harvardlı | 1. Harvard Üniversitesinde okuyan 2. Harvard mezunu | Günhan ile dolaşırken bir Yale mezunun Harvardlılar hakkında ne kadar kötü düşündüğünü gördüm. Karikatürde çalışan arayan bir patron diyor ki bana iki Harvardlı veya ona eşdeğer tek bir Yale mezunu gönderin., | A Kanca, 13.8.2019, rindan epostası
harzemîler | Yere batan geçekler, şaha kalkan rüyalar, / Karanlık dünyalara ışık salan ziyalar / Gökalplar, Harzemîler, Sinalar diyârı hey!, | BKÇağlar, | Güzelleme, Ülkü, 1 Şub 1943, C 3, S 33, 7
çoğ.a.
has | iyi | -Ne hastır şu çocuk, değil mi? dedi. –Keşke sen de onun gibi has olsaydın., | FAtabek, DK, 1972, 95
s.
has bahçenin gülü
"Recep İncecik, kalbimizin köşesidir... Has bahçenin gülüdür... ", H B Çiçek, 20.4.2024, Rindan KS Watsapp"
hasan burkay | Nakşibendi tarikatının Hüdaverdi kolu olarak bilinen Gölbaşı'ndaki Hacı Hasan Burkay'ın mensubu olduğunu,, | EbubekirBaşelifadesi, 25.7.2016, genchukukcular ++
hasarsızlık -ğı | Poliçenizde hasarsızlık indiriminiz var ise % 10,19 veya % 27 oranında ekstra daha indirim uygulanacaktır., | Filiz Yüsükçü, 15.5.2019
a.
hasaslık -ğı
a.
hassas olma hali.
ar. hassas + tr. -lık
"O zaman hassaslıklara elveda!... Küçüğüm, sen de bu işi tatil edeceğe benziyorsun.", Kaptan Paşa, 1954, 29"
hasbice | Bir çocuk saffeti içinde hasbice yapılan fedakarlıklar mermere işlenen nakış gibi hafızaların en nadide köşelerinde yer eder., | FGülen, 1.1.2000, www.herkul.org/yazarlar/Fedakarlik/, 23.3.2016g
z.
GTS-
hasetli | 1. kıskanç. 2. | hasedi olan. | +Eserler sahte bir üstünlük duygusu içinde hasetli beğenilere sergileniyor., | PÖzdemiroğlu, HürCmrts, 3.9.2016
s.
GTS+
hasetlik -ği
a.
kıskançlık.
"Kuruculardan 'hasetlik' tartışması: 'Kendine bir iş bulup onunla gündem olsan... ' Getir'in sponsoru olduğu Tottenham'a borcu olduğu haberlerini paylaşan Yemeksepeti'nin kurucusu Nevzat Aydın ve Getir'in kurucusu Nazım Salur arasında tartışma yaşandı.", Cum, 21.5.2024"
hash değer | bilgisayar | Bilgisayarım bir bakıma mühürlenerek içinde bulunan her şeyin hiç dokunulmadan kayıt altına alınması anlamına gelen 'hash değeri' de o gün çıkarılmış., | MBalbay, Cumhuriyet, 25.12.2012
a.
hashtag | Etiket. | Sosyal medyada hafta kapsamında kurum hesaplarından yapılacak paylaşımlarda bahse konu olan internet sitesine yönlendirme yapılmalıdır ve #turkishcuisineweek hashtag'i kullanılmalıdır., Kültür Turizm Bakanlığı Türk Mutfağı, 21-27.05.2025
a.
ing.
hashtag | haştag; etiket, başlık. | Twitterda başına * işareti konularak yazılan sözcüklerle ifade ediliyor. tweet gönderilirken ana başlık gibi konumlanan 'hashtag' kullanıcıların ilgilendiği konularda hızlı bilgi yayması ve mesajın doğru kitleye ulaşmasını sağlıyor., | PÖzdemiroğlu, M, 12.6.2013
a.
ing.
hasıl | Kapıda hasıl olur / Acaba nasıl olur / Kız oğlana söz verir / Kapıda yesir olur., Halk türküsü
ar.
hasım sahibi | düşmanı olan kimse, hasmı olan, hasımlı. | ...hasım sahibi, birbirlerinin yüzüne kan davalı gibi hiç bakmayan insanların hali de ayrı dert., | NGenç, İsenç, 11
a.
hasır | hasır iskemle | Bir akşam yine koğuşa gelmiş, her zamanki gibi, kısa ayaklı hasır iskemleye oturmuş, çayını içerken anılarını anlatıyordu., | A Nesin, Elimden gelen bu, UsturaD, S 69, 10 | hasırı ütülmekdünya yansa hasırı ütülmez atasözü. | Dandik entelektüeller çıkmış dünya yansa hasırı ütülmez tavırları ile demokrasi ile askerlerin ceza evine tıkılması denklemini elbette demokrasi önemli kimlerin cezaevine tıkıldığı değil diyerek demokrasi havariliği yapıyorlar,, | AÇetiner, 28.1.2013 eposta
dey.a.
hasideli | Helle çorbalı, hasideli, papara bakışlı... / Biz, Yozgat'ı birlikte ve hep ölüyoruz., | Serhat Ünsal, 2.10.2010, | http://www.yozgat.org.tr, | 7.6.2019g
a.
hasiyet | fasulye tanelerini parçalayıp ikiye böldükten sonra suda pişiriniz. Hasiyeti çıkar. Piştikten sonra tavada erimiş yağdan, salataya serper gibi üç beş damla ilave ediniz. Pek idareli bir yemek olur., | GugukG, 10.5.1947, 2
a.
hasletli | Padişahların birincisi halife hasletli Sultan Osman Han hazretleri, Mehmed Hemdemi Çelebi Solakzade, V Çabuk, Solak-zade tarihi, 1989, C 1, 11 | Karakterli, ahlaklı, cibilliyetli, dürüst, güvenilir, hasletli, hilkatlı, ıralı, kişilikli, iyi huylu, izzetinefisli, kişilikli, mert, onurlu, seciyeli, şahsiyetli, tıynetli., Yıldız Moran, Eşanlamlı sözcükler ve karşıt anlamları sözlüğü, 1992, 327
s.
haslık -ğı | 1. iyilik, has olma hali. | Haslık taklit edilemez, sahtelik değiştirilemez., | Robert Bresson, Cumhuriyet, 10.3.2013 | 2. BTS+ Bir boyanın veya boyanmış kumaşın, hava ve ışık etkisiyle solmaya karşı direncini ifade eden terim. Kimya Terimleri Sözlüğü (II) 2007 | Van Gogh ışık haslığı garantili, | Bakırköyde hobi dükkanındaki reklam posteri, 6.12.2015
a.
bts+ GTS+
hasmanelik -ği | hasımlık. | Hünerdir nefsin öldür hasmına hasmânelikten geç., | Hengamî, 35
a.
haso hüso görmek (birini) argo? Köylü, kasabalı diye hakir görmek | Seçilmişleri haso, hüso gören zihniyet, devletin maaşıyla, ödeneğiyle, makamıyla, hizmetlisiyle, aracısıyla, şoförüyle, silahıyla, her türlü imkânıyla isimsiz, adsız fedailik yerine şöhret denizine dalanlar..., | YKoçak, 7HAZ2011, blog
haso I has, iyi.
haso II olumsuzlama olarak köylü; Trakya köylüsü. | Küresel tarihin o konjonktürlerindeyken, ulus-devlet rüzgârlarının savurduğu imparatorluğun etinden kırk kere koparak, yeni devletlerin kurulduğu bir sırada; Hüseyin Avni Ulaşlarla simgelenen Anadolu inisiyatiflerine ve ulusal önderliğin girişimi ve etkisi dışında olarak kendiliğinden (spontane) oluşmuş bulunan yerel kongre iktidarlarına, gelip katıldıktan kısa bir süre sonra punduna getirip, Hasolarla Memolar edebiyatı çerçevesinde, ittihatçılarca el konulmuştur., | NÇınar, T, 5.12.2011 | hasolar memolar | Tek Parti iktidarının sona erdiği 14 Mayıs 1950'de de, Demokrat Parti'ye oy veren seçmenlere Hasolar, Memolar denilirdi., | MBarlas, 15.5.2009haber7.com, 11.6.2015g
hasosundan iyisinden. | Evvveeett. İşte hizmetin kralı burda... Hemi de bedava... Hemi de en hasosundan, en kıyağından... | Smyciğim ve Realciğim şarkının hasosundan anlıyorlar, sen birşeyden anlamıyorsun. | Öğretmen Halis Muhlis, İdris Takacı'nın pek imrenen bakışları altında Tacettin Taci'ye en hasosundan bir sözlü notu çaktıktan sonra, bir kez daha saatine baktı ve sözlerini toparlaması gerektiğini farketti., Özkan Öze, Dersimiz güzel ahlak, 2016, 56
hasret | hasret çeken, hasretlik çeken kimse, hasretli. | Cenabı Hak cümle hasretleri birbirine kavuştursun. Kimseye keder vermesin., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsani, 282
s.
hasretlenmek | Hayıflanmak* | ...Fethi Bey: | -Niçin bizim milletten böyle adamlar [hürriyet savaşçıları Venizelos, Settar Han gibi] çıkmaz, diye hasretlenir., | FRAtay, MütarekeD, 57
f.
GTS-
hassasiyetsizlik -ği
a.
duyarsızlık.
"Mustafa Şentop 21 Aralık 2020 yılında kuzey Makedonya'da düzenlenen Türkçenin resmi dil ilan edilişinin bayramında İngilizce eğitim yapan bir üniversiteyi ziyaret etmesi ile gündeme gelmiş, Tefeyyüz lisesinden yetişenler bir bildiri yayınlayarak Şentop'u kınamışlardı. Şentop'un Bayrak ve Türkçe konusundaki hassasiyetsizliği gözlerden kaçmadığı gibi Cumhur İttifakının da ruhunu zedelemektedir.", Kafkassam?, 8.8.2021"
hasta | Çok sevme, bayılma, tutkun olma. | Sana hastayım.
s.
hasta | far. sayrı, hasta, mariz, marazlı. | hastası olmak | Bir hekimin tedavi ettiği hasta kimse olmak. 2. bir şeye aşırı tutkun olmak. ++
a.b.f.
hastacıl | sağlığı yerinde olmayan, sürekli hasta. | Yanında yatan, kendinden iki yaş büyük hastacıl ablasının ağlamaklı ve anlaşılmaz bir sesle sızlanmalarını, hayatta keletirlerin katıra yüklenişini, ağabeyinin bazen yumuşak bazen sert sesle katıra buyruklar sıralıyışını duyuyordu., Naciye Poyraz, 1979, 1
s.
hastalandırıcı | Bakterilerin hastalandırıcı özelliklerine de patojenite faktörleri veya virülans faktörleri denir., | | http://www.mumsema.org/saglik/212546-mikroorganizmalarin-patojenitesini-konakta-hastalik-yapabilme-yetenegini-belirleyen-faktorler-nelerdir.html, 23.9.2015g
s.
hastalandırmak BTS+ –i | +Ve önce bir sürü evham üretip kendini hastalandırıp sonra kendini yaşatacak diye binlerce genci kurban ediyor, | TanselParlak, T, 29.1.2012
f.
bts+
hastalık | sayrılık, maraz. | Hastalık dediğin şey atla gelir, yaya olarak gider atasözü. | Cemil Çiçek 'Hastalık işte böyle bir şey' dedi: - Hastalık dediğin şey atla gelir, yaya olarak gider. Necati Çetinkaya 'Öyle' dedi... Ve ekledi:, | YavuzDonat, SabahG, 5.12.2016
a.
hastalık sayrılık -ğı | ikileme. Hastalık. | Allah hastalık sayrılık vermesin. Turna Gümüş'ün annesi, Kayseri, 29.03. 2018?
b.a.
hastalıklı GTs++ | Vücut direnci az olan, çabuk hastalanan, mariz; hastalığı olan kimse/şey. | Karşı taraftaki evlerden birinin kafesi kalkarak saatçi Rakım Efendi'nin hastalıklı karısının sapsarı ve alnı çatkılı başı göründü: (...)., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 137 | Ses tonu hastalıklı, kendinden geçmiş. 'Hesaplayalım bakalım, kaç yaşında dışarı çıkacaksın? , | İşigüzel, EDK, 1996, 112
s.
GTS++ GTS++ GTS++ GTS+
hastalıksız
s.
hastalığı olmayan, sağlıklı.
" Varlıklı, hastalıksız, hâlâ canlı biri için ölüm fikri daha korkunç. "Eziyetin ve sıkıntının sonu, kurtuluş!" diyemiyorsunuz..", R H Karay, Sonuncu kadeh, 1965, 56"
hastane far. heste + xane : sayrı evi. | hastane mikrobu | Kansere bağlı, orada çok iyi gizlenmiş olan başka bir oluşum; halk arasındaki adıyla 'hastane mikrobu'... Bu genelde hastanelerde yakalanılan bir rahatsızlık. , | Harun Kolçak, Hr, 10.9.2016
a.
hastane mikrobu | Sağlık personeli, kontamine ekipman, yatak çarşafları veya hava damlacıklarıyla klinik ortamda duyarlı hastaya çeşitli yollarla yayılan hastane kaynaklı enfeksiyon. | ... hastane mikrobu olarak bilinen MRSA bakterisinin hortlamasından korkuyor. Her yüz hastadan 4'ünün yakalandığı ve çoğunun ölümüne sebep olan bakteri, hastane temizliğinin yetersizliğinde ortaya çıkıyor., Zaman, Zamana not düşen haberler 2005, 2005, 70
b.a.
hastanelik | 1. | hastaneye kaldırılacak kadar hasta olan. | +...rafine şeker yediğim andaki gibi kendimi hastanelik hissetmiyorum-., | A Üstkanat, StarPazar, 3.1.2016 | 2. | hastanelik etmek birini aşırı derecede dövme. | Peki ya Bakırköyde aracıyla dokuz kişiyi hastanelik eden hukukçu anne-babanın sicili sabıkalarla dolu oğlunun tahliyesine ne demeli? , | Y Aytuğ, Günaydın, 14.1.2020, 2
a.
GTS+
hastir ha siktir'den kısalma. | Kalktı: | -Hastir lan, inek! ., | OKemal, 1969, 36
haş diye | Yansıma. | Babam, bu yandaki sarı tenekeyi kerpetenle çekince, o yandan da haş diye tahta tozu unufak dökülüverdi., M İzgü, AAG, 2007 (1994), 82
z.
haş etmek | Haşlamak'tan. Kirli çamaşırların üstüne kül koymak ve kaynamış suyu bunun üzerine boca etmek suretiyle çamaşırı pişişirip yumuşatarak kirlerinden arındırmak | Haş etdım yorgani, | A H Gedikli, 01.07.2009, Akçaabat
b.f.
haşal | BKS+ | 1. Tembel, beceriksiz (kimse). 2. Hamlamış at, öküz vb. hayvanlar. 3. Soluğan at. Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü | Ben istiyorum ki, senin gibi iki para etmez, haşal oğlu haşalı alıp götüreyim de, arkadaşlarımın sözlerinden hisse kapsın..., | Orhan Kemal, Sarhoşlar, 11
a.
haşema giyim mütedeyyin mayo* | Haşemalarıyla plaja indiklerinde uzaylı muamelesi görüyorlar., | CAktaş, T, 13.8.2012
haşep | Haşeb. Ağacın odun kısmı.Huzurunda genç bir âşığın coşkunluğundan, şevkinden bahsolunurken 'haşebini yakmış olmaz inşallah!' deyivermişti. Herkes susakalmıştı., | Nazik Erik, 33 ++
ar.
haşhaşi | Haşhaş + -î nisbet eki. | Haşhaşiler gibi saldırıyor da saldırıyor., | MAltınok, T, 30.8.2011
ar.
haşhaşlı BTS- | içinde haşhaş bulunan şey. | Pide, börek, çörek, haşhaşlı ekmek alacağız diye düşünenlerin hepsi, yani hepimizin karnı aç., | BTSalihoğlu, 2014, 60
s.
bts-
haşıl | ıspanak haşılı, arpacık haşılı... fakir öğünü. | Erzurum ağzında güzel bir söz vardır: Bırak uşak haşılını yesin... O K Tavukçu, Facebook, 25.05.2025
a.
haşım haşım haşlanmak Haşlanmak eylemiyle birlikte kullanılarak bu eylemi pekiştirir: kaynar su dökülünce ayağı haşım haşım haşlandı. | Güneş altında haşım haşım haşlandı., | turkish_russian.academic.ru/13557/haşım_haşım, 5.6.2016g
haşırneşirlik/haşır neşirlik -ği | kaynaşma, bir arada olma hali. | Sevengil, çağdaşı birçok araştırmacının tersine, operayla haşır neşirliğimizi saptar., | Sİleri, Z, 31.3.2012
a.
haşırt | bk. haşırt diye. aniden ve sert olarak. | öyle yıkayın. böyle duş başını haşırt diye üzerine tutmayın., | www.eksiduyuru.com | haşırt diye geçirmek | birdenbire ve sert şekilde. | Çünküm gasteciler kalleş, çünküm haşırt diye geçiriyor[lar]., | 01.06.2009, eyupseker.blogspot.com | Hâkim 3 saniye bile düşünmeden, haşırt diye 3 sene hapis cezasını geçirdi., | ww3.guduwap.com/forum/archive/index.php/t-10576-p-3.html [11.12.2010]
a.f.
haşırtı | yansıma. haşırdama sırasında çıkan ses. | Eski videoları izliyordum da demin FUAT ve DEVRİM abilerin muhabbetleri çok güzel tekrar bu 2'liyi çağırmalısınız ve MİKROFON SORUNLARINIZ YOK O ZAMANLAR Bence Eski mikrofonlarınızı görsel olarak berbat görünse de iş görüyormuş yeniler hep parazir (sic) haşırtı yapıp ses bir kısılıyor bir yükseliyor hiç iyi değil VİDEO KALİTENİZ ARTTIKÇA SES KONUSUNDA KALİTEYİ DÜŞÜRMÜŞSÜNÜZ :D, | | http://www.ogms.ru/watch/CqIAtr6lD6s/altinli-gece-4-sezon-12-blm-zge-ztmur.html, 26.2.2017g (üç ay evvel) | Yine senelik 850 bin 3 haşırtı bıngıl çökermiş çerezlik canlı tv izle hd cartoon network Derbinin hakemi maçının, | 20.6.2013, | http://webcache.googleusercontent.com/search? q=cache:k9SOwiFWmyMJ:bahistahminleri.biz/tag/iddaa-cifte-sans-kuponu+&cd=253&hl=tr&ct=clnk&gl=tr, 26.2.2017g
a.
haşiklemek | Tokat fırçalamak GünayAdeka 2015
f.
haşinleşmek | Çok sertleşmek. | Siyaset ise gittikçe haşinleşiyordu., MBilici, T, 6.8.2014
f.
haşkırış | yüksek sesle bağırma, haykırma. | Ruhu adasını bulmuştu: Ağaçların taçları incecik filizleri, şarkıya dönüşen bir haykırış, her şeyi güzelleştiren bitkisel anıtlar..., | NGenç, isenç, 145
a.
haşlak -ğı | çok çekingen, aşırı utangaç. | Biz askerlik yaparken, bölüklerin | haşlaklarını, | yamuk-yumuklarını (!) bir tepe gerisinde toplarlardı denetlemelerde, gözlerden uzak olsunlar diye., | RTahiroğlu, T, 13.11.2010
s.
haşlamacı | 1. haşlama yemeği yapıp satan kimse. 2. | haşlama yemeğine düşkün kimse.
s.a.
haşlamalık -ğı | haşlanmaya uygun, haşlanabilir şey. | Bahçemiz her bahar olduğu gibi çoştu da çoştu... Böreklik, kavurmalık, haşlamalık çeşitli otlar gel beni topla diyor., | 30.5.2014, sebnemcamdali1.blogspot.com/.../bahceler-de-gelineli-toplayp-yemeli.ht..., 1.1.2016g | haşlamalık patates.
a.
GTS-
haşmetlilik -ği | görkemlilik, görkemli olma. | İnanç ve haşmetliliğin varlığını önce atlar ve köpekler hisseder., | MehmetGüreli, T, 1.8.2011
a.
haşne fişne
aşna fişne.
" İsrail'e, kapı arkasında, haşne fişne, ahalinin önünde de, arada bir, Gazze, Kudüs. Yeter artık be, Gazze, Kudüs, sizin gibilerin yüzünden bu durumda.", Gürcan Dağdaş @GDagdas, 5 Kas 2014, Twitter"
haşteg | hashtag etiket, başlık. | Örneğin twitter'da 'Atatürk olmasaydı babanız belli olmazdı' gibi iğrenç bir hashtag açıldı., | HGeviş, T, 13.11.2013
a.
ing.
haştegli/hashtagli | etiketli, başlıklı. | Hani şu sosyal medyada dönen 'çok komik abiii' hashtagli, gülmekten gözünden yaş çıkan emojili videolar var ya., | AÖzyılmazel, SabahG, 17.12.2014, 2
s.
hat | Hatt. Abonelerin bilgisi dışında oluşturulan hat. | Açık hat | Abonelere 'açık hat' SMS'i, | T, 23.4.2012
ar.
hatabkeş | Hatab + far. -keş: odun-çeken. | Üretim sürecinin başında hatabkeş halkın tüccarın sömürüsüne maruz kaldığı görülür. W, 17.02.2012 Belleten
ar.
hatasız
Hatay 1936 Antakya ve çevre ilçelerinin adı. Hattena'dan esinle Atatürk'çe Hatay adı türetilmiştir. | Hattena adından esinlendiği söylenilerek bizzat Mustafa Kemal tarafından konulmuştur., | ECDağlıoğlu, T, 20.8.2011
hatem | Hâtem. | 1. Mühür | 2. | yüzük. | 3. teşmil. son, en son, sonuncu. | Siyah perçemlerin hatem yüzlerin / Garip bülbül gibi zareyler beni / Hilal ebruların ahu gözlerin / Tiğ-i sevda gibi yaralar beni., Sıdkı, ?
ar.
hatıat | Müride kuvvetinden fazla hal geldiğinde bu hatıatını mürşid müridden alır., | İAlanka, 28
hatır hatır kaşımakSert ve ses çıkaracak şekilde kaşımak. | Bu Adnan amca çok iyi bir adam ama bize çok sövüyor ısırdığımız yerleri hatır hatır kaşırken..., | Çalıkoparan, 25
dey.
hatır şikesi | spor. Açıktan maç satmaya nazaran teşvik primi ve hatır şikesi kabul edilebilir ve masum gözükmektedir./Yani birine yaptığınız bir iyilikten dolayı başka birisi mağdur oluyor. Bu nedenle hatır şikesi deniyor zaten. Ortada bir mağdur olmasa şike olmazdı., | NumanTürker, T, 7.8.2011 bk. hatır bonosu, hatır senedi, hatır atfı.
b.a.
hatıra | hatıra defteri | Hatıra defteri, öğrencilik çağlarımda bile aklımdan geçmeyen bir şeydi., | FAtabek, DK, 176 | Hâtıra almak –i hatırlamak | Beni hâtıra aldıkça düşüp ol yerde serpilsin., | Hengamî, 37 | hatırını yıkmak++
dey.a.
hatıralık -ğı | hatıra olmak üzere. | Özgür' masonlar restoran işletip hatıralık satacak., | Serkan Arman, M, 29.10.2011 | Ve ben karar veriyorum ki Mevlevi felsefesi elmas bir broş ya da tatlı bir hatıralık gibi elden ele dolaşabilir., | B Altuğ, T, 8.4.2012
a.
hatırlatıcı
s.
hafıza oluşturucu s. mübrem bir ihtiyaç haline gelen zaruri ve sade dinî bilgilerin ve tavsiyelerin aktarılması, dinî bir hissiyatın oluşturulması için yan unsurların, hafıza oluşturucu/hatırlatıcı/canlandırıcı görsel malzemenin kullanılmasını teşvik ve tahrik edecek 34
hatırlatıcı | anımsatıcı. hatırlamasını, akla gelmesini sağlayan. | d) Tanıtım: Beşeri tıbbi ürünün ruhsat ya da izin sahipleri tarafından ürünün teminini, satışını, reçetelenmesini ve kullanımını artırmak için gerçekleştirilen bütün hatırlatma, bilgi verme faaliyetlerini; bu çerçevede firma tıbbi satış temsilcilerinin etkinliklerini, görsel/ işitsel basına, tıbbi ve mesleki dergilere verilen ilanları, doğrudan postalama yoluyla veya internet ortamında yapılan duyuruları, film, slayt, elektronik medya gibi görsel/işitsel malzemenin kullanımını, bilimsel ve eğitsel toplantıları, gerçekleştirilen sergileme ve benzeri etkinlikler ile bedelsiz numune, hatırlatıcı tanıtım ve basılı tanıtım malzemesi kullanmak suretiyle yapılan faaliyetleri / hatırlatıcı tanıtım ve basılı tanıtım malzemesi kullanmak suretiyle yapılan ... Madde 19 — 7/9/1990 tarihli ve 20628 sayılı Resmi Gazete'de., | RG, 23.10.2003, Beşeri Tıbbi Ürünlerin Tanıtım Faaliyetleri Hakkında Yönetmelik - İKEV, 18.6.2017g
a.
hatırlatış
anımsatış.
ar. hatr + tr. -lat-ış
"Dördüncü mısra, hatırlanan ve o kadar derinden hasret çekilen yare bir sesleniştir. Güzel kokularda ne büyük bir hatırlatış kudreti olduğunu hep biliriz. İlk misradaki "lâle, sümbül" ve üçüncü misradaki "burnumda tüter" sözlerinden sonra şairin, sevgilisini muhayyilesinde en diri ve aydın hayaliyle canlandırmaması | ve bir, lâlenin top top bittiği yurdunu, bir de gurbette hasretle kıvranan kendisinin halini düşünüp: Kara gözlüm ne haldayım gör beni! diye sızlanmaması mümkün müydü?", Ülkü: halkevleri ve halkodaları dergisi, C 26, 18"
hatırlatmak
f.
anımsatmak.
"Sen bana İstanbulda doğan, bizim şairlerimizden André Chénier'yi hatırlatıyorsun. Senden daha küçükken Fransaya geldi.", Kaptan Paşa, 1954, 104-105"
hatırlayarak, sesli sesli: -Küllü kasirün fitne! dedi., | OKemal, MM, 1966, 64
hatırlayış | anımsayış. | Ben de bazı hatırlayışlarımı yazdım., | Sİleri, Z, 17.3.2012
a.
Haticeye değil neticeye bakmakÖnemli olan sonuçtur, sonucun nasıl alındığı değil. | Emlâk vergisi filân belini kırdı . Sonra bu işin adamı çoğaldı . Herkes alıp satmağa başladı . Öyle olunca tadı kaçar. Ben de çekildim zati. Emekli oldum. Bu elimdekiler yeter de-... haticeye bakma neticeye bak . Heh heh heh ... Ya !, T Apaydın, Koca taş: hikâyeler, 1974, 160
dey.
hatif
"Bu dünya kurulmuş nûn ile kef'ten / Yerleri gökleri Ha ile Kaf'tan / Gedâ Hicranî'ye birgün hatiften / Vakıt tamam oldu gel sesi gelir.", San, Hicranî, 187"
hatim | Hatm hazır hatim / taze hatim | Günümüzde çeşitli türbe veya kabristanlarda, 'hazır hatim' veya 'taze hatim' bulunur' şeklinde pazarlama yapılacak dereceye varan bu Kur'an istismarından kurtulmanın yolu, bütün Müslümanların Kur'an-ı Kerimi okuyacak derecede sağlam ve sahih bir din eğitimi almalarından geçmektedir., | FKoca, T, 2.8.2012
ar.
hatim indirmek
b.f.
hatim etmek, Kur'an-ı kerimi baştan aşağı bütünüyle okumak.
"... hatim indirdi. Hakkını yemeyim, İmamın da çok emeği geçti bize. Doktor: Ne söylüyorsunuz? Demek senelerce bu çocuğu evde kapayıp bir kelimesini anlamadığı yüzlerce sahifeyi ezberlettiniz. Aman Yarabbi, çıldırmak işten değil ... ", Yaşar Nabi, Köyün namusu, 1933, 20"
hatlen? hata ile? | Hatlen seçmemiştim sağ ile solu, / Verdiler elime bomba kapsülü, / Aniden patladı, bilmedim dolu, / Yaktı gözlerimi, kesti elimi., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsani, 258
hatmi hace
"Nakşiysen ey Hüdaverdi, hatmi hace eyleyip | / Mürde cismin hay eder, himmetle her an Nakşibend.", H Burkay, Hüdâverdi Divanı, 27"
hattan düşmekUzaktan telefonla veya bilgisayar üzerinden çevrimiçi bağlantılarda bağlantı kesilmek. Telefonla konuşurken telefon kesilmek. | Hattan düşdü., | 21.02.2018 | Arama yapıp da, uzun bekleme süresinden dolayı hiç kimseye bağlanamadan hattan düşen müşteri sayısı yaklaşık bin iki yüz otuz küsürdü. Bu sayı, her geçen dakika daha da artıyordu., E Alan Bulut, Sebeb-i İstifam, 2019, 18
dey.
hattat | Hatt: yazı yazmak'tan hattat. Hat sanatkârı, bunu meslek olarak seçen kimse. | Yahu şu adam ne kadar hattat adam, kaleminden kan damlıyor. Ama kızı da Sırma Hatun isminde çok nazenin, çok nazik, tatlı bakışlı bir çocuk., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 204
ar.
hatun (kadın) kaldırmakargo. | Biz hâlâ yüz binlik ordu dizelim... zorunlu askerliği kaldıralım diyenlere | memleketi kim savunacak diye kıraathanedeki Anadolu insanının alkışını alacak saçmalıklar söyleyelim... oğlumuz gemiciğinde Amerikan hatunu kaldırırken..., | fatih altayli, EkşiS, 15.07.2011
dey.
haut-parleur | Hoparlör, ses yükselteci.Onların da bizim gibi biri olduğu, billboard'larda kocaman resimleri görülen, haut-parleur'lerde gür sesleri duyulan, insan yiyen devler olmadıkları -yeni deyimle söylersek- içselleştirilebilinir!, | TanOral, T, 29.6.2014
a.
fr.
hav
hav | ağzının havı | Ağzının havına bakarsan vallaha Başvekil bile olabilir!, | O Kemal, 1966, 9
b.a.a.
hav hav | yans. köpek sesi, havlama sesi. | Herkes: | Elbette bir oyuncu kızı rahat döşekte ölecek değildi ya... Ya kurşunla ölecek ve yahut da işte böyle kama ile geberecekti. diyerek bu ölümü gayet tabiî buluvermişti., | Celal Sıtkı, | Hav Hav, | Ülkü, 1933, C 1, 321 | Bu esnada bir köpek hav hav diyerek geçti, / Böbürlenen horozun yüzünün rengi uçtu., Gonca Yayınevi, EGÇM, ? , 87 (30.05.2025)
a.
hava | 1. Gün. | Hava açmadan elimizde fener dere boyuna 'gafulluk' dediğimiz çalılıkların içine yola çıkarız, diğer elimizde uzun bir sopaya takılı ağ, bir kımıltı hissettiğimizde kuşun tepesine geçireğiz., | NGenç, isenç, 34 | 2. | mec. afra tafra. | Ne lan bu havalar? ...' diye bozuk çaldı* Yavuz... 'Köşe bucak ne kaçıyorsun, bir numara mı var? ... Yoo!... Ayıpsın ne numarası olacak ki sizden gizli? ... Keh keh!..., | TAral, SÖ, 7 | hava basmak deyim hava atmak | ...ya da kayık salıncağında, salıncak ters yüz oluncaya kadar azgınca sallanıp seyredenlere hava basarlardı., | TAral, SÖ, 69 | hava bin beşyüzAnadolu tosunları (panda anlamında :-)) ellerinde silahlarla hatıra fotografı çektirmişler, hepsinde çakar almaz bir şeyler ama hava binbeşyüz., | AKanca, 18.6.2013 eposta
dey.a. mec.
hava deliği / hava boşluğu | Çünkü gerçekleştirilen reformlar, dünün talepleriyle uyum sağlasa da, atılan adımlar son tahlilde suni dengenin devamını sağlayacak bir hava deliği niteliğindeydi., | MAltınok, T, 9.9.2011
hava oyunu | tic. mal fiyatının yükseleceği umuduyla o maldan, sözde ileride teslim alınmak üzere, bir parti satın almak ve vakti geldiğinde bu malın değerine göre fiyat farkını satıcıdan almak veya ödemek şeklinde girişilen bir oyun türü | +Hava oyunu yaşmakçızadelerin uzun seneler didine didine edindikleri muazzam serveti havaya inkılap ettiriverdi., | Ulunay, MKS, 14
a.
GTS+
hava parası | Hava parası olarak bir ay evvel eline geçen paraları yanında taşıdığından parasına tamaan bir cinayete kurban gitmesi ihtimali vardır., | GugukG, 17.5.1947, 2
a.
havaca | Hava gibi. | Kavganın, açlığın adını bilmeyecek insanoğulları. Barış, dostluk havaca sarıp sarmalayacak yeryüzünü., O Tansel, Konuşan Balıkla..., 2001, 33
z.
havace
hâce, hoca.
Emsali olursa misafir alur, / Talebe gelürse dışarda kalur, / Hilmî gibi havacelerden olur, / Deyüp de kapuna geleni kovma 48-49
havacı | 1. ask. Orduda hava kuvvetlerinde çalışan kimse. | Hava Şehitlerimiz // Olmasa gürültüsü, / Bir kuş sürüsü sanki; / Şehit havacılar, bak! / Gülüyorlar inan ki., | ZMısırlı, OkuldaBirYıl, 54 | Durmadan annenannemi asker giysileri içinde, başında asker şapkası, omzunda tüfekle düşünüyordum. -Anneanne karacı mı olacaksın, yoksa havacı mı? diyordum., M İzgü, AAG, 2007 (1994), 24-25 | Dikkatimi çeken bir başka husus da, Silivri tutuklularının arasında azımsanmayacak sayıdaki denizci ve havacının varlığıdır. Oysa TSK, gerek askerlik mesleği, gerekse ülkenin siyasal yapısını kuşatan vesayet ilişkileri bakımlarından, su götürmez bir karacı hegemonyası altındadır ve bu, tarihsel olarak da böyledir., | NÇınar,T, 13.4.2012 | 2. | Yön bulma işi en çok havacılar, gemiciler, askerler ve turistlerin işine yarar., | HilalTerzi, Rüzgargülü, Sayı10, Tem2013, 6
havada ikmal | ask. Bir uçağın havada iken yakıt ihtiyacını diğer uçaktan karşılaması. | Eskişehir | 1. Hava İkmal Bakım Merkezi Komutanlığını nihai listeye yerleşenler... | Savaşan Şahinler`den havada ikmal şovu!, | 16.7.2007, AkşamG | CHP.nin başına Kılıçdaroğlu'nun getirilmesi aslında 'havada ikmal' tarzında bir operasyondu., | EUslu, T, 18.6.2011
a.
havadan civadan konuşmak| Gereksiz bir yorgunluk, gereksiz bir harcama, soğuk soğuk havadan civadan konuşma yerine yurdun bakım bekliyen yavrularına yardım etmek elbette ki daha doğru, daha sevap bir işdir., Akagündüz, Kurun G, 2.3.1935, 7
dey.
havaî | Hava + far. -î nisbet eki. Havadan. | Belediye, şehirde havaî hatlar yaptırmak üzere, ayrıca tetkiklerde bulunmaktadır., | GugukG, 24.5.1949, 3
ar.
havalandırma | 1. ilaç vb. şeyler sıktıktan sonra mekanın kapı ve pencerelerini açarak havasının değiştirilmesi. Kapalı bir yerin havasını değiştirmek amacıyla dışarıdan temiz hava girişini veya çeşitli araçlarla hava akımını sağlama işlemi. Herhangi bir şeyi açık havada bir süre bırakma. | Uygulama ortamında havalandırılmadan sonra hydrocyanic asitin mevcudiyeti picrosodique ayıracına batırılmış süzgeç kâğıdının sarı renginin kırmızıya dönmesi veya benzidin acettate solüsyonuna batırılmış süzgeç ..., AÜTF yayınlarından, 1971, C 248, 165 | 2. | uçak uçurma işi. | MİT Müsteşarı saat 16.30'da Genelkurmay 2. Başkanı ile toplantı yapıyor. Genelkurmay Başkanı saat 18.30 askeri uçakların havalandırılmaması, birlik ve tank hareketlerinin yasaklanması talimatını veriyor., | M, 18.7.2016g | 3. | cezaevlerinde mahkumların hava almak için belirli saatlerde çıkarıldıkları özel mekan. | çatımızın üzerinde gökyüzü diye bir şey vardı / boş bir tabut gibi yatardı havalandırma bizsiz, | NÇelik, 25
a.
GTS++
havalandırmak | 1. ... sektisitlerin hepsinden yüksektir. Elbise ve eşyaları bozmaz, renkleri gidermez, madenleri tahrip etmez. Nüfuz kabiliyeti çok fazla olduğundan çok sıkışık olmamak şartiyle eşyanın derinliklerine kadar girerek tesirini yapar. Ancak uygulamadan sonra ortamı ve ortam içindeki eşyaları çok iyi şekilde havalandırmak şarttır. Uygulama ortamında havalandırılmadan sonra hydrocyanic asitin mevcudiyeti picrosodique ayıracına batırılmış süzgeç kâğıdının sarı renginin kırmızıya dönmesi veya benzidin acettate solüsyonuna batırılmış süzgeç ..., AÜTF yayınlarından, 1971, C 248, 165 | 2. uçak, helikoter vb. vasıtaları uçurmak. | Her türlü hava şartları altında gece ve gündüz, uçakları aynı anda havalandırmak ve indirmek imkânına sahib bir gemidir., İstanbul Ans., 1958, 5816 | Statoreaktörün tek sakıncası, hareketsizken itme kuvveti sağlamadığı için, uçağı bir mancınıkla veya başka bir uçakla havalandırmak zorunluluğu yaratmasıdır., Büyük lûgat ve ans., 1985, C 12, 401 | 3. cezaevlerinde mahkumlara özel mekanlara çıkarılıp hava aldırmak. | 4. | türkü çağırmak; türkü, şarkı söylemek, okumak. | Mahmut Taşkaya, Dadaloğlu'nun şiirlerini belki de Muharrem Ertaş'tan bile daha fazla havalandıran, okuyan bir aşıktı; ancak ülkemizde nasıl ki hiçbir şeyin kıymeti bilinmiyor, merhum da kadir kıymetinin bilindiğini görmeden dar-ı bekaya irtihal etti. İ Küçükkılınç, 25.09.2018, Bir Mahmut Taşkaya Vardı!., | Facebook
f.
müz.
havalanmak | 1. Havalansın Han'ın sesi! 2. 'Bizim kül döken bana bir kazak dokudu' deyince kadınlar birden alevlendi, havalandılar. 'Biz yirminci asrın kadınıyız. Hâlâ mı kül dökeniz., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 199 3. delirmek, aklını yitirmek | Anamın dumanlı başı, / Akar gözlerimin yaşı, / Havalandı bir kardaşı, / Haber verin anam gelsin., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsani, 267
f.
havalık -ğı
a.
Çok sınadım beğim ben bu milleti / Kelam gevher olsa havalık derler / Herbirine etsem türlü hizmeti / Gene erkansızlık boyalık derler., San, Hicranî, 111
havalotu | bolanthus aziz-sancarii Halk havalotu diye biliyor Afyon'da bulundu adı Aziz Sancar oldu / Afyonkarahisarda keşfedilen ve dünyada görülmemiş bir tür olduğuna dikkat çekilen | bolanthus türü bitkiye, Aziz Sancar'ın ismi verildi., | www.internethaber.com, 26.3.2019 (Caryophyllaceae) Also called stitchwort; ARABIC: baqlI; FRENCH: mouron, mouron des oiseaux, morgeline; SPANISH: morgelina, pamplina; TURKISH: haval otu PLANT CHARACTERISTICS AND VARIETIES Chickweed is the name of either ...Mediterranean Vegetables: A Cook's Compendium of All the Vegetables from the ..., Clifford Wright, 2012, 114
a.
havan döğücünün hınk deyicisi| Bununla birlikte, eğer izin verirseniz size Kızılderililer Bölgesinde geçen, benim de bir basın temsilcisi, bir kamp yoldaşı ve havan dövücünün hınk deyicisi olarak rol aldığım bir kan gütme olayını anlatmak istiyorum. Sam Durkee'nin çiftliğinde konuktum. Orada nallanmamış midillilerden düşerek , üç kilometre ötedeki kurtların çenelerine yumruk sallayarak epey vakit geçirdim., O Henry, Mete Ergin, Son Yaprak, 2021, 61
dey.
havanlı | havan toplu. | Karakola havanlı saldırı // HAKKARİ'nin Şemdinli İlçesi Derecik Beldesi'ndeki Umurlu 34'üncü Hudut Taburu Kamışlı Tepe üs bölgesine PKK'lı teröristler tarafından havan ve uzun namlulu silahlarla saldırı düzenlendi., | M, 23.9.2015
s.
havar ünlem!? | Ay havar değirmenci / Sen hancı ben kervancı / Arpanı verrem sana / Buğdanı tart benimçi[n]. Kerkük Türküsü | Ve sancılarıma ortak etmek seni... Havar, demek sana, havar ki ucunda ölüm var., | YErdoğan, 27 | Anamın da bir alışkın kuşu var, / O da 'cik cik' diye etmez mi havar, / Misafir mi gelir, bir haber mi var, / Derdini derdine katar erkenden., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 250
havarley ünlem | Damın kapısını açıp havarley diye diye bozkıra doğru koşmayı kurdu. | Dur. | Vel, | dedi kendi kendine., | BYıldız, Dünyadan Bir Atlı Geçti, 35
TDK-
havarlı | Sen seher yelisin esersin yakın / Yarimin yüzüne havarlı dokun / Eğer uykuda ise uyartma sakın / Zülfünü yüzüne sür seher yeli / Seher yeli her yellerin başısın / Yare urgun urgun sel taşırsın., L Aydoğan, Kıvılcım, 2021, ?
s.
havarsız | Tatlı uyku da haram, / havarsız, şivansız rüyalar da / haram onlara., | CKoytak, DirilişP, 11.9.2015, 5
s.
havarti peyniri | Bar tezgahının ardında çalışan kadın kızartılmış ekmek üstüne havarti peyniri ile salam (7 TL) yerleştirirken ya da meyveli yoğurt (12 TL) hazırlarken siz zarif fincanda servis edilen cafe con leche'yi (6 TL) yudumlayın., | S Fowler/S Yedig, HrSeyahat, 24.6.2018, 11
a.
havasçı | havâss + tr. -çı. hassa: nitelik çoğ. havâss. Bâzı şeyler üzerinde mânevî etki yapmak ve bâzı hastalıkları iyileştirmek için belli şartlarda, belli miktarda duâ okuyup yazan kimse. | Beyin halini katiyyen sihre hamleylediğinden havasçı güruhundan ne kadar kallaş var ise, cümlesine başvurarak bu hal dahi zaten beyin sefahati kuvvetiyle ateşe düşmüş eşya gibi mahvolup gitmekte olan emvalinin izaasını tesria hayliden hayli yardım ederdi., | N Kemal, İntibah, 194
ar.
havasızlaşmak | ... kımıldamamaları için masaların arası daraltılır, giderleri kısmak için her masada karşılıklı ikişer kişi çalıştırılırken, sicil odaları da kendiliğinden küçülüp havasızlaştıkça, verimi artırmanın bu biricik yolu bizde de uygulanıyor diye seviniyoruz., | BKarasu, 59
f.
havayi | teneke. | Bir teneke demektir yarım havayi yarım teneke., Abdurrahman Savaş, 10.06.2019
a.
have | madencilik. | HAVE, 1) Alına paralel sarma kullanılarak çalışılan uzun ayaklarda iki sarma ekseni arasında, kömür alnına dik olan mesafe. 2) Alına dik sarma kullanılan ayaklarda bir sarma boyu. 3) Madeni tahkimat kullanılan ayaklarda bir sarma atak suretiyle yapılan ilerleme. Bu mesafe, diğer bir deyişle uzun ayakta klasik usulde bir üretim vardiyasında yapılması gereken (asgari) bir adım ilerlemedir. Mekanize ayaklarda have 1,25 m'dir. —> Muvakkat tahkimat., | https://www.etimaden.gov.tr/maden-terimleri-sozlugu/h-harfi-ile-baslayanlar, Güncellenme Tarihi: 2018-06-29 13:13:19, 1.12.2024g | Ana tavan tahkimatı: Tarifi icabı, oluk ve kömür haveleri boyunca kendini tutabilen ana tavan oluk havesi yanında tahkim edilmeğe muhtaçtır ., Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü mecmuası, 1946, 135
a.
havhavcı | Yardakçı. | Başta Ataylar, Ataçlar, Atalaylar olmak üzere, her köşeden bir havhavcı çıktı. Günlerce yazdılar, efendilerini müdafaa ettiler. | , | A F Başgil, Uydurma dil modası, 1963
a.
havlak -ğı | köpek. | Bu manşeti atan şeref züğürdü / Yahya Sinvar'dan şeref dilensin !! / Havlakların rengi Kahperengidir. / ... / Korkudan bin bez bağlayan salyasında döllenmiş, / Bağırsak kurtları birinci hamur alçak! / Leşlerin köstebeği ıkınıp ittirerek / Şehadeti karalar dünden bugüne yavşak! / ..., Esra Elönü @elonue 17 Eki 2024, X
a.
havlatmak | Arslan bizim kapıcının / Sevgili arkadaşıdır. / Gündüz yatar dalgın dalgın; / Gece dolaşır ve havlar, / Ortalığı da havlatır., | Tevfik Fikret, | Arslan, | Şermin, ?
f.
havlayış | havlama işi. | Köpeğin gözlerinde tutuşan zeka, kesik havlayışları, ona cevap verdi., | CUçuk, CB, 69 | Sokaktan geçen başıboş birkaç köpeğin cılız havlayışı gecenin içinde büyüdükçe büyüyordu., | Mehmet Kanat, Vaveyla, S 4, 15
a.
GTS+
havlıcan | Üç tutam havlıcan, iki ufak patlıcan, dört kaşık zülfücan, bir bardak satlıcan alınıp, yedi kardeş kanıyla karışacak. Sonra hepsi kaynatılıp güneşte kurutulacak., | Gürman, 44
a.
havlulu | havlusu olan. | Koca Gül kadife havlulu sıvı geçirmeyen leke tutmayan kumaş / Havlulu mutfak önlüğü, | 23.11.2019, tanıtmalık
s.
havluluk -ğu | Bir yatak, bir küçük başucu masası, yemek yenebilecek bir masa, iki iskemle, lavabo, havluluk, dolap. Gerçekten temizdi her yer. Yeniden teşekkürler edildi. Bay G.T. biraz dinlenmem için ayrılacaklarını, saatin henüz 9.30 olduğunu, saat 10'u geçirmeden hemen gelip beni alacaklarını söyledi. Çıktılar. Saat 9.30'du.Füruzan, Yeni konuklar, 1982, ? | 2 | havlu yapmaya elverişli kumaş. | ... havluluk dokumalar, hususi kalitede değirmen elek bezleri, lamba fitilleri , iğ şeritler , kaytanlar , paça ve bel lastikleri gibi dar dokumalar , pamuklu battaniyeler , straygarn tipinde pamuk iplikleri , fantazi iplikler , dikiş ..., Resmî Ceride, 1958, Bölüm 1, 18447
a.
Havran | Arasta'da pabuççu bir Yunus Ağa vardı, o haber verirdi: Havran'a, yahut Frenkköyü'ne gidip avrat oynatırlarmış., Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 45
a.
havranlı | Havran kasabasından olan. | Gerçekten de belirtilen günde Havranlılar, bir tabur askeri doyuracak kadar yemek hazırlamışlar, yatacak yerlerini hazırlamışlardı., | E Güler Elverici, 24.7.2019, watsap
s.
havuç -cu | mec. havuç ve sopadan* mükafat ve ceza. | ... Havuç mu yoksa sopa mı ? ( s . 100-103 ) ; Sovyetler Birliği'nde istihsalin mükâfatları nasıl dağıtılır ? ( s . 104-107 ) ; Sovyet ziraatında çalışmayı teşvik edici âmiller ve mükâfatlar ( s . 108-114 ) ; Birleşik Amerika'da ..., Türk kültürü, 1965, S ? , 564 | | Ama bunlar aşılmaz engeller de değil. Hele Avrupa hedefi gibi (şu anda öncelikle Avrupa tarafından engellenen) | havuçlar etkili olduğunda., | MBelge, T, 6.8.2011
a. mec.
havuççu | havuç satan. | Havuççu geldi bayan, havuççu!, | Tozkoparan Pazarı, 15.9.2018
a.
havuçvari | Mendile kıstırıp kıstırıp çekmekten olacak, burunlarımız hayli uzadı ve sivrildi. Havuçvari de kızardıkları cabası., | MYağmur, 44
s.
havut | deve semeri. | Yapısal bir büyüklüğün gereği olduğu için değil, yalnızca kendilerinin havuduyla yutmasına yarayan-, NÇınar, T, 1.6.2012
a.
havuz partisi | havuzda yapılan eğlence.Ünlüler havuz partisinde ÜNLÜ sunucu Ece Erken, eski futbolcu ve yorumcu Sergen Yalçın ile İstanbul cemiyet hayatının tanınmış ismi Murat Cevahir havuz partisinde buluştu., Hr Kelebek, 03.07.2012
a.
havuzdaş | 1. eleştiri. Aynı havuzu paylaşanlardan her biri. 2. | Gazeteci meslektaşlar yerine iktidarı destekleyen gazetecileri ifade etmek için kullanılmıştır. | Meslektaşlar yerine 'havuzdaşlar' denilmeli.../ İbrahim Altay bu cümlede meslektaşlarım yerine 'Havuzdaşlarım' deseydi daha isabetli olurdu!, | NGönültaş, Bugün, 17.03.2015
a.
havuzlamak -i | 1. Suyu biriktirip havuz haline getirmek. 2. Gemiyi onarmak için havuza çekmek... 2. Birçok gelir kaynağını bir havuzda, bir yerde toplamak. Şeref Oğuz, TV. 26.12.2013 | Uzamsal bilgileri | havuzlamak için katman 2'de sütun başına bir hücre vardır ve zamansal bilgileri | havuzlamak için katman 3'te sütun başına bir ila iki düzine hücre vardır. | Seyrek dağıtım temsili kullandıkları için, bu da sütunların yalnızca yaklaşık %2sinin herhangi bir zamanda aktif olduğu anlamına gelir, HTM'ler ve korteks, girişteki gürültü ve varyansla etkili bir şekilde başa çıkabilir. Bu, bu yapıların her ikisinin de en önemli yönlerinden biridir., Fouad Sabry, Makine Öğrenmesi: Robotik İçin Yenilikçi Algoritmalar ve ..., 2025, ?
f.
havuzlamak | ... tesisleri asgari 4000 ton / yıl çelik işleme kapasiteli gemi inşa ve onarım tesisleri Asgari 2000 DWT'luk gemiyi kızaklayacak veya havuzlayacak ve as- ++ + +++ +++ Sektörlere göre yatırım konuları gari toplam 80.000 DWT / yıl., Program, 1975, 22 ++
f.
havvaada | Mimar Serdar İnan'ın Karadenizde kurmayı düşündüğü ada ve şehir | Havvaada ...Serdar İnan'ın Kanal İstanbul'u bile gölgede bırakacak çılgın projesidir., | ÖErtan, T, 22.4.2013
a.
havyar kesmekargo. öğrenci dersi dinlemeyip başka şeyle meşgul olmak. | Arka sıralarda oturanlar daima, (talebe argosiyle söyleyeyim) havyar kesmeğe müsaittirler., | FAtabek, DK, 1972, 28
dey.
hay | Seslenme sözü. | Hay Hak / Bir çuval altın bırak / Yarısı iri yarısı ufak., | MehmetAkman, 08.12.2012+ | hay Allah | Hay Allah, başka bir şey anlatacaktım aslında..., | SaimTut, DirilişP, 11.9.2015, 7
ünl.
hay allah
ünlem.
Hayıflanmayı ifade eder.
"Hay Allah!' diye sızlandı Mücellâ Hanım. 'Hay Allah!..' eğilip hayvanın tasmasını çözdü. Lucky hemen bilmiş bilmiş daldı evin içine, büyük salona doğru gitti. '... ne yapacağım ben bu kerata ile?... Karnı da burnunda... hay Allah!' Birden dondu kaldı. "Rüya?" diye inledi.", Sezgin Kaymaz, Lucky, 1999"
Hay allah
hay allah
hay bin kunduz | Çelik Bileğin en klasik repliğidir. Genellikle yanından swisss diye vızıldayan bir kurşun geçtiğinde söyler. (bkz: swisss) (rotting horse on the deadly ground, 01.07.1999) EkşiS | Altında da aralarında purof de re Hayri Kozanoğlu'nun da bulunduğu 19 akademisyenin imzası. Hay bin Kunduz!, | STunalı, T, 21.4.2012
a.
hay erm. | Ermeni. | Aynen Pakrat Estukyan'ın Hay Hikayeleri'nde olduğu gibi., | PBarışta, 27.11.2011
a.
hay etmek
Allahın Hay Diri adını söylemek.
"Nakşiysen ey Hüdaverdi, hatmi hace eyleyip | / Mürde cismin hay eder, himmetle her an Nakşibend.", H Burkay, Hüdâverdi Divanı, 27"
hay etmek | Hay edende haya teper / Huy edende huya teper / Köroğlu'nu çaya (suya) teper /Kiziroğlu Mustafa Bey, | EGŞA, 141 (KiziroğluMustafaBey) | haya tepemek huya tepmekHay edende haya teper / Huy edende huya teper / Köroğlu'nu çaya (suya) teper /Kiziroğlu Mustafa Bey, | EGŞA, 141 (KiziroğluMustafaBey)
dey.
hay haşemi? | Hatta umursamazlıkları ve boş vermişliklerinin yanında Uğur Dündar'ın o hay haşemi biraz komik duruyordu., | AyçaŞen, T, 8.2.2012
hay hay
"İnsan dayanıyor oyalanırken hay hayla / Boşuna mı geçiyor âlemde zaman bir anda / Dev gibi güçlü bir yürek var insanda / Sayfalar dolusu yazıyor insan hayatı kitaplarda.", E K Gökkaya, 1988, 79"
hay hay | İnsan dayanıyor oyalanırken hay hayla / Boşuna mı geçiyor âlemde zaman bir anda / Dev gibi güçlü bir yürek var insanda / Sayfalar dolusu yazıyor insan hayatı kitaplarda, E K Gökkaya, Hasan Baba, 79
hay hay başüstüne, emriniz olur manasında. | -Siz buncaleyin dil ile dedikten geri biz de kabul ile tesdik ederiz., | -Hay hay!, | SErişen, Şinasi, 26 | Dayısı da: -Olur. Hay hay. Çocuğu okutalım. Çocuğu gönderdiler Maraş'a., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 244
hayal | hayal avcısı | Kim bu 'hayal avcısı' ve kimlerin hayallerini gerçekleştiriyor), | StarPazar, 6.4.2014
a.
hayal-i fener
"O görünüş hoşa gider, arzuyu o hayal-i fener, hülyalı ve ümitsiz çehreler tahrike yarardı. Edebiyat-ı cedide, dekadan ve zamanın roman tipi bunlardı | bunlara âsik olunur, bunlar için ağlanır, inlenir, menekşe kokulu kâğıtlara nameler yazılır, gözyaşiyle ıslanmıs mendiller atılır, göğüsler kabarır, ahlar, oflar çekilirdi.", R H Karay Sonuncu kadeh, 1965, 102"
hayalçelen | krş. Gönülçelen. | Hayalçelen & Düşlerde Dolaşan Seyyah, Maruf Öztoprak, CARPE DİEM KİTAP, İstanbul 2016, (kitap adı)
a.
hayaletleştirmek | Doğum ile ölüm arasındaki o anlamsız ilişkiden meydana gelmiş ve bu sevgisiz birliktelikten kendine bir anlam çıkaramayan istenmeyen mutsuz çocuklar, kimbilir hangi çağrışımın gölgelerini hayaletleştirip durup dururken korkuyoruz., | AŞen, T, 17.6.2012
f.
hayaletli | hayaleti olan. | Ama hayaletli eve gece de gündüz de kimse yaklaşamıyor., | MTwain, TomSawyer'inMaceraları, Sabah, ts.,115, Eylül2014g
s.
hayalgücü/ hayal gücü | Biraz hayalgücünü kullansana İshak!, | YErdoğan, 69
a.
hayalleme
a.
hayal etme, düş kurma.
"Kendi hayalleme kuvvetini beğenen Murad farkına varmadan gülümsediğini neden sonra farketti: -Hikâyeci olacak adammışım, dedi, keşke şimdi karşımda Cemşit Bey biraderimiz bulunsaydı da ona anlatsaydım!", R H Karay, Sonuncu kadeh, 46"
hayallemek | hayal + tr. -le- hayal kurmak, hayal etmek. | Hataydaki meşhur Soğukoluk'un cinsi cazibesine dayanamayan ve Harbiye Şelalelerinde babagannuç yemeyi hayalleyen Esadgillerden bir kısım fellah, bu bölgeyi hiç bize sormadan, kendi ders kitaplarında ve haritalarında yine kendi topraklarıymış gibi gösteriyor-., | YılmazTekin,BirGizliServisMensubununAnıları, 1999/HPulur, M, 24.10.2011 | Ali kendisini, iki jandarma arasında götürülürken görüyor, her şeyin, okumanın, mühendis olmanın bir kuş gibi elinden uçup gittiğini hayalliyordu., | VSevim, 61
f.
ar.
hayalperest | +Haydi canım; bunlar sizin dediğinz gibi Fransızca kitaplarda okudukları şeylerle kafaları dolmuş birtakım hayalperestlerdir. | , | YKK, 1945, 16
GTS+
hayalperver | düşsever. | Hayalperver, | çev. DeryaEngin, Pena Ya. 2017 (Kitap adı)
s.
hayasızcasına | Kustu Mehmetçik'in aylarca durup karşısına; / Döktü karnındaki esrarı hayâsızcasına., | MAkif, ÇanakkaleŞehitlerine, EGŞA, 244
z.
hayat | II hayatta olmak deyim canlı olmak, yaşamak. | hayatta olmaz asla olmaz, mümkün değil. | Bu senin dediğin hayatta olmaz!, | 2.1.2017 (bir diyalogtan) | hayatı devretmek | ölmek. | Hemen sevgilisi Ömer Efendi de ömrünün sonuna kadar evlenmeden fırıncılık yaptı. Okudu, ibadetini yaptı. Sonra da devretti hayatı. Geçti gitti., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 155 | hayat öpücüğü | Şuna bir hayat öpücüğü yap da, yuttuğu sular çıksın' dedi., | TAral, SÖ, 14
b.f.
ar.
hayat | Avlu. | Yanında yatan, kendinden iki yaş büyük hastacıl ablasının ağlamaklı ve anlaşılmaz bir sesle sızlanmalarını, hayatta keletirlerin katıra yüklenişini, ağabeyinin bazen yumuşak bazen sert sesle katıra buyruklar sıralıyışını duyuyordu., Naciye Poyraz, 1979, 1
ar.
hayat ağacı | Kapıya oyulan biçimlerin içeriği de güçlü. İki yanda birer hayat ağacı. Kat kat güneş., | Oğuz Demiralp, CumKitap, 23.5.2019, 3
a.
hayat gemisi | Şöyle tasavvur et ki, kâinat bir denizdir, biz insanlar ise meçhul bir semte doğru yol almış giden 'hayat gemisi'nin yolcularıyız., | Başgil, 25
a.
hayat I | Evin avlusu
a.
hayat sigortasız
s.
hayat sigortası olmaksızın.
14.4.2024+
Hayatîlik -ği | İşte şimdi, İslam dininin hayatîliğinden, Müslümanların dindarlıklarından faydalanıp mevcut organizasyon yeniden ruh alırsa, canlandırılırsa... 46
a.
hayatiyyat
a.
biyoloji, dirimbilim.
hayatsal | 1. hayatî, yaşamsal önemde. | ... ödevler, nazari mebdelerden hareket edilerek değil, köyün hayatsal ihtiyaçları göz önünde tutularak tayin edilmekte ve gerekli tedbirler alındıktan sonra tatbik edilmektedir., | İ. Hakkı Tonguç: kitaplaşmamış yazıları, 1997, C 1, 280 | 2. | hayatla ilgili. | Hususi bir saygısızlığı olmadığı sürece herkes saygı duruşu esnasında tüm hayatsal aktivitesini durdurmak zorunda değildir. Bahanesi olup olmaması da önemli değil. Tabi saygı duruşuna eşlik etmesi bir incelik ve adı üstünde saygı göstergesidir. Ama aksi de saygısızlık değildir, | @ill_b_there4you, 10 Kas 2023, X | Güzel bir hikâyeniz olduğunu düşünüyor musunuz hayatsal olarak? , | @ebulbeka, 02.09.2024, X
s.
hayatsız | canlı olmayan. | Hayatsız bir söylem yeniliğin cevheri olamaz., | ÖmerErdem, 3.1.2017, KararG
s.
haybeci | işsiz güçsüz, bedavadan geçinen kimse | -+Haberin var mı senin haybeciden? | , | OKemal, 1969, 49
a.
GTS+
haybecilik -ği | Lâkin varsıllıkların bordrolar düzenleyerek dağıtılacağı sanılıyorsa, hayır mı gelir o haybeciliklerden? , | NÇınar, T, 11.5.2012
a.
hayda Atila Mayda 30.10.2010 | ... resepsiyona bir tane sizin için bırakıyorum falan diye saçmalayınca, yedim ikinci fırçayı, | Bırakma kardeşim, bırakma, benim öyle şeyler okumaya vaktim yok! Hayda , Atilla Mayda ! Sen hem kart ver , uğra de , hem de bas fırçayı . Saksıda değil de , sokakta büyüdüğümden o sinirle söverim tedirginliğiyle | Küt! diye ahizeyi kapatıp , Haldun kardeşim arkamda , çıktım otelden dışarıya ..., Süha Tuğtepe, Ni?antası? Ni?antası--: renkli sinemaskop yıllar--, 2008, 71
haydalamak Kubbealtı++ |
f.
haydamak | krş. haydalamak. | 1. -i ağız. hayvanı sürmek, dehlemek. | Dinleyicilerin gözlerinden yaşlar süzülürken, neşeli bir türkü, bulutları dağıttı: İki öküz yan yana haydayabilir misin, / Haydayabilir misin? / İki canbaz bir ipte oynayabilir misin, / oynayabilir misin? , | GünaydınUstura65, 1970? , 9 | 2. -i argo. kovmak, def etmek.
f.
hayderî / haydarî | Kamusu Hayderî yâver ne yâver yâver-i ashab, | Hengami, 39
s.
haydıyın | Haydıyın, öğleyin eve dönünce çok uyursunuz. Hele doğruluverin bir. Açıverin gözlerinizi bakayım..., Naciye Poyraz, 1979, 2
haydi haydi | ... haydi haydi akıl öğretmek selâhiyeti taslaması yadırganmaz mı ? Fetvalarda , ekseriyetle , cevabın kısa olması ( olur , olmaz , caizdir , değildir gibi ) şart değildir ., M T Okiç, Bir tenkidin tenkidi, AÜİF D, 1952, C 1-12, 229
haydin oradan | Anneannem; -Hoppalaa, diye bağırdı. A polis oğlum hiçbir şey anlamadım, babam mı asker kaçağıymış, haydin oradan, benim babam kaç yıl askerlik yapmış, hem de ühüüü hangi cephelerde, gel otur polis oğlum sana sayayım, ilkin Yemen cephesi., M İzgü, AAG, 2007 (1994), 22
hayduk -ğu | boşn. ve bulgarca hajduk haydut. | Kezban bunları pek hatırlamıyordu ama, babasının, yanındaki hayduk kılıklı bir adamla konuşmasından anlamıştı ki, Makedonya dağlarının ormanlık bir bölgesindelerdi., | OğuzÖzdeş, DağBDA, 1964, 58
a.
hayıflanış | hayıflanma hali. | Benim denizin sağdan, ilerleyerek genişlediği, sola düşüp Kemer açıklarına kadar uzandığı bu ufukta, şu tuhaf otel yükseltilerine, şu beton bloklara bakarken yaşadığım içlenişi, hayıflanışı da duymayacak., | ÖErdem, ZCmrts, 24.3.2012
a.
Hayıhuy | Hayıhuy arasında bu çatlamanın çıkardığı ürkütücü sesleri veya iniltileri, haykırışları da muhtemelen yeteri kadar duymuyor, önemsemiyoruz. | , | İ Kara, Yaşar Nuri Hocanın ardından, DergâhD, | 345, Kasım 2018, | 22
s.
hayık düzü
yer a.
A. Hayık düzlüğünde tek parça, 5-6 metre yüksekliğinde alttan geniş yükseldikçe daralan taş.
"Nice yıl beklersin bu Hayık düzün?", San, Hicranî, 117"
hayır | ettin bir hayır ... kalıp söz | -Katalogta var mı? –Ettin bir hayır, kendin ara bari... Kalfa telefon kataloğunda numarayı buldu, çevirdi., | OKemal, 1966, 48
a.
hayır | hayır işlemek| Çok büyük hayır işliyorsun..., | Ahmet Kaynar, 23.07.2014, Genç Hukukcular
dey.a.
hayırcı evetçi zıddı. Hayır diyen. | MHP'lilerin yarısı hayırcı. Avrasya Kamuoyu Araştırmaları Merkezi'nin araştırmasına göre referandumda MHP'lilerin yüzde 24.7'si | evet, | yüzde ..., | cumhuriyet, 22.1.2017g
hayırcılık -ğı | hayır demeklik. | +Hayırcılıkla anılmak MHP'nin hak ettiği bir şey değil., | Müsavat Dervişoğlu, Ml, 19.10.2015
a.
TDK-
hayırlamak | Hayırlı olmak. | kimisi de ayakkabı hayırlamak için üstüne basar. bunlara halk arasında denyo deriz, | 31.3.2010, ekşiS, 9.4.2016g
f.
hayırseverlik -ği | Hayırsever olma durumu; yardımseverlik, hayırhahlık, hayırperverlik. | Güven içinde yaşayan zavallı bir kadını mutlu etmek için müthiş bir özveriyle evlilik teklif eden Türk erkeklerinin hayırseverliğinden etkilenmemek mümkün değil!, | , | RMargulies, T, 13.8.2011
a.
hayıt | bir tür çiçek. | Konuşmadan yürüyorlar, bir yandan da zakkum, hayıt ve fundalarla kaplı dik yamaçları seyrediyorlardı., Naciye Poyraz, 1979, 23 | 2. bir tür ağaç. | Yolun iki tarafındaki ıslak söğüt ve hayıt ağaçlarına düşen yağmur damlaları hafif, melankolik bir tıpırtı çıkarıyor, atların kumlu yolda intizamsız izler bırakan ayakları gıcırtılı ve ezik sesler veriyordu., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 13
a.
hâyide far. | 1. Küçük çocuklara verilen ağızda çiğnenmiş (yemek), çiğnemik. 2. | Ağızlarda dolaşa dolaşa eskimiş, müptezel olmuş (söz, eser, mânâ, fikir vb.). | Sen de bilirsin ki, ben herkesin malumu olan şeyleri, hayide hakikatleri söylemem!, | BüyükDoğu, II, c.3, | 65, 30.05.1947
s.a.
hayihak | Ayrıca etrafı da onu şimdiden devirmek isteyen sinsi totemlerle dolu. Hayihak., | LeventYılmaz, T, 3.8.2011 ++
haykırı
a.
haykırma.
tr. haykır-ı
"En içli bezeyişlerimle | / Sevgililer yaşamalı bahçelerinde gülüş demetleriyle / En korlu hasretlikleriyle: / Haykırılarım susmadan yaşantı olmalı,", Latife Çelebi, 1966, 64"
haykırı | haykır-ı. haykırma. | Bir haykırı boşluk kadar, / Dayanamadım fırladım dışarı, elim ağzımda., | VK, 45 | Kahraman farecik haykırısına gene bir karşılık alamayınca öfkeden zangır zangır titremeye başladı ve kılıcını kaldırdığı gibi uyuklayan kedinin kafasına indirdi., | VSevim, 186 haykırı haykırı | haykıra haykıra | Haykırı haykırı çalar kılıncı, | Köroğlu, EGŞA, 139
a.z.
haykırıcı haykıran kimse. | Sürekli 'siz, biz /siz, biz' diye haykırıcı, aniden ve ansızın 'biz' deyiciye dönüşmek zorunda kalmıştı., | AHCoşkun, Hr, 2.10.2016
hayku | bk. Haiku. | güzelim haykuları bir de öbür japon şiirini / çin şiirini bilemiyorum, | NBüyüm, 1968, 29
a.
hayl ü haşem | Bütün ordu ve atlılar, maiyetindekiler ve atlıların hepsi. Parmağından çeşmeler akıtdı hem / İçdi andan cümle-i hayl ü haşem, Süleyman Çelebi? , Mevlid, 41
a.
hayları değiştirmekŞair Ahmethan Yılmaz dostumuzun süper bir mısraıyla giriş yapacağım: | Beni işe alın, haylarımı değiştiririm!, | Ş Abak, 23.02.2012 eposta ++
dey.
haylem dağa halk dili. Trabzon. hâlâ daha'dan hâlâ. | Haylem dağa benım şoforluğumi becermiysin! 23.08.2014g
haym | Heim: | Nerede Alman haymlarda yatabilmek için trene akan bizim eski gurbetçiler, nerede Kırgız işçi daha az ücret istiyor diye Gürcü işçiye kapıyı gösteren bizim yeni patronlar!, | Uluengin, T, 15.02.2014
a.
alm.
hayretlik | hayret verici, şaşırtıcı, hayret edilecek. | Hayretlik görüntüler, | GagGuk, KanalturkTV, 19.1.2013, 22.20 suları | Şevki Alkan, 'Komşular, bu hayretlik bir olaydır!' diyerek tavanda asılı torbayı indirdi., | RahmiDede, 14
s.
Hayri İrdal | Tanpınar'ın roman kahramanı. | Affedin ben saatleri hiç ayarlayamadım. Keşke Hayri İrdal'i tanısaydım., | Yunus Taşdemir, Vaveyla, S 4, 14
a.
hayriye tüccarı BTS- | tar. | ...onlar da babalarından aldıkları sıkı terbiye ile gayet hesabi bir yaşayış tarzı ihtiyar ederek Rumelinde, Anadoluda çiftlikler, hanlar, hamamlar edinmişler, ayrıca 'Hayriye tüccarı' ile ortak ticaret yapmışlar., | Ulunay, MKS, 13
b.a.
bts-
hayrola | 1. Ne var, ne oluyor anlamında kullanılan bir söz. 2. | +-Hayrola yüzbaşım... Nasıl oldu da yolunuz buraya düştü? , | OğuzÖzdeş, DağBDA, 1964, 18
ünl.
GTS+
haysiyet celladı | Hiçbir suç, işleyenin yanında kâr kalmamalı! Aksi halde meydan, haysiyet cellatlarına kalır!, | RTuran, H, 9.5.2010
haysiyet cellatlığı | insanların namusuna dil uzatma.* | İsmet Berkan bugün de 'haysiyet cellatlığı'nılânetlemeye devam etmiş., | | http://www.gazeteciler.com/gundem/haysiyet-cellatligi-surerse-meslegi-birakirim-7293h.html, 17.10.2009
a.
hayşum ar.a. | Mim'in mahreci, hayşum (gen[i]z)den çıkan gunne ile iki dudaktan çıkar. Onu aşikare, ortaca, ince ve ağzı az açmak suretiyle okumalıdır., | Bir TecvidKitabından, 22.5.2017+
Hayt | İhsan onu biraz doğrultmaya uğraştı., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, Fakat o birdenbire silkinerek | Haayt! diye nara atti., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 37
ünl.
hayta | 1. Osm. tar. Osmanlıların ilk dönemlerinde eyalet askerlerinin uç boylarında görevli sınıflarından biri. | 2. | Başıboş, bir baltaya sap olamamış (kimse). | Salacaktaki bir takım hayta arkadaşlarını biletsiz içeri sızdıracaktı mutlaka, ama Talat Bey bu kadarına razıydı., | TAral, SÖ, 8
s.a.
haytalık -ğı | hayta olma hali. | Büyüğü kendisinde örtük kalan başıbuyrukluğunu açmış; ortancası aklıselim sahibi olacağım derken onun haytalığına yakalanmış; küçüğü göğüs sesinin bütün çekiciliğini çocuk olma ısrarının güzelliğiyle birleştirip, o kendine has ayartıcılığının aracı yapmış., | RehaMağden, 2005, 39
a.
haytap | Özel eller, ilgili bakanlığı ve kamu kuruluşlarını | downsizeedip işlevsiz kıldıktan sonra, en masumları olan hayvan hakları savunucuları bile toplanmaya başlarlar ortalıkta; haytap, dohayko++,bgd, haykod, hakdem, hayhak, ankapati, dihayko, sokaktaki melekler, dybd, ankara rehberi, hayvan özgürleşmesi, askod, iyilik derneği, yeşiller, sorgun platformu, hayvanhakları.com, peta (Almanya), yaşam hakkına saygı platformu, avho, çayyolu derneği ve zoolistan dergisinden birer temsilcinin katılımıyla gerçekleşen bu toplantıda, burger king'in sponsorluğunda mcköfteler protes-, Ali Mert, Çöpten kitap, 2006, 177
a.
haytiye
a.
ipliksiler.
ar. haytiyye: ipliksi
Haytiye, ipliksiler... İpliksiler Haytiy-ül-kurun nuzlar Nématocères = İplikboy- Hayvanatı iptidaiye = Protozoaires = İlksel hayvanlar Hayvanatı nebatiye kimsiler Holothurides = Bit- Hayvanatı tâliye Métazoaires = İkey hayvanlar Hinziriye Suidés ... İlk ve orta öğretim ... terimleri, 1937, 13 (Kültür Bakanlığı (1935-1939))*
hayvan/severlik -ği | Hayvansever olma durumu. | Akrabalığımız da yok ya, sen nereden benzedin hayvanseverlikte Topal Kasım'a? , | ACılga, Sıpanın, 40
a.
GTS+
hayvanca | 1. Çok kaba ve hoyrat 2. | çok kaba ve hoyrat bir biçimde, hayvancasına. | hayvanca esniyordu koltuğunda bir babazade / ne savaş umurunda ne birleşmiş milletler anayasası ne sabah, | TPamir, (1949) 1957, 40
s.z.
GTS+
hayvancasına | Hayvanca. | hayvancasına, | TPamir (1949) 1957, 40
z.
hayvanımsı | hayvanlara özgü. | Hayvanımsı ferdî bir korunma içgüdüsü... Kabahat büsbütün de onların değil. Toplum dayanışması, toplumla birlikte korunma diye bir terbiye almam şiar. Kurduğumuz yahut kuramadığımız düzen, insanları bir zincir gibi birbirine bağlıyamıyor., | Ç Altan, Taş gerçekçi bir yazarın notları, 1964, 24
s.
hayvaniyet | Hayvan + iyyet hayvanlık. | İnsan olmak için birtakım hizmet ister, hayvaniyet için ise bir şey istemez., | HBurkay, 41
ar.
hayvanlaştırmak
f.
hayvan haline getirmek.
"O sermayedarlık nehci, büyük bir mikyasta cemiyyetin bütün sınıflarında tantananın ve oyun ihtirasının, ispirtonun, temaşaların ve bilhassa hayvanlaştıran ve ahlaksızlaştıran temaşaların gittikçe artmakta olan inkişafından mes'uldür."
Z Gökalp, Felsefe dersleri, 2006, 378
hayvanlı | içinde hayvan olan yer veya şey. | Eski usul bir sirk yani illüzyonlar ve hayvanlı gösterilerden çok, sıradışı vücutlara ve yeteneklere sahip insanların yer aldığı gösteriler 21. yüzyıla taşınmış., | FCAkkartal, RKitap, 3.7.2015
s.
GTS-
hayvanoğlu hayvancasına | hayvanca doğdu güneş bir sabah / hayvanca doğduk / hayvanoğlu hayvancasına, | TPamir, (1949) 1957, 40
z.
hayvansı | hayvana benzer. | Karısı, sesi ağlar gibi, bu suçun hayvansı tarafından söz etmişti., | Y Haşek / E Gürol, Cinayet suçlusu, ÇHA, 33 | Bedenine ilk elektrik verdikleri zaman çığlık atan Leyla, kendi sesini pek beğenmemişti. Beklediğinden çok daha tiz ve hayvansı tınlamıştı çünkü., | TKiremitçi, 2005, 117
s.
hazâ | Bu. 2. tamamen. | Bir adamda noksandır aza, o adam mel'ûndur hazâ., T F Erdun, 14
ar.
haza odun
hazakatzede | Bir hazakat-zedeyim midemi | tepti benim, / Kırk katır tepse yıkılmazdı şu aciz bedenim. / Kapladı her yanımı sancı, elem, ağrı, bere, / Bir mezar oldu cihan, sanki etibba haşere!, Neyzen Tevfik, Hekimlere Naz, 1933
s.
tıp
hazcediş | haczetme işi. | Ama sanıl (sic) bir haczediş bir telefon ettiler hemen nakliye geldi nakliyeden 4 tane güle oynaya adam indi biz ağlayarak çamaşır makinasını ve buzdolabındaki kışlıkları çıkarırken onlar biryandan şakalaşarak eşyaları kamyona yüklediler, | Hasanduran, | http://www.akfikir.com/m/? id=901&t=makale, 24.3.2017g
a.
hazeren
z.
binlerce
"Pir Sultan Abdal'ım gamzeler oktur / Hazeren sinemde babam yaralar çoktur / Benim senden başka başka sevdiğim yoktur / İnanmazsan al Allah'a sal beni.", P S Abdal, ?"
hazeri | (İmla hatası mı acaba? ) Azeri, Caferi. | Bunun yanı sıra Hazeri camileri de yavaş yavaş çoğalıyor., | İAlanka, 53
s.
hazımsamak | mec. hazmetmek, kabul etmek, sindirmek. | Demokrasinin bir | Uzlaşma rejimi olduğunu bu gün dahi idrak edememiş ya da hazımsayamamış çok sayıda siyasetçimizin olduğunu görmekteyiz., | 1.8.2013, | http://ibrahimhsipahi.blogcu.com/darbeler-ve-demokrasi/13930197 | Genleri bizim genlerimiz ile aynıydı. O da anlayamadı hiçbir şeyi. O da hazımsayamadı düşünceleri., | EFBilgin, | https://luzumsuzsoylemler.wordpress.com/category/deneme/page/2/, 2.6.2017g | Kabaca; %75'ini hazımsadı diyelim... 14 Aralığa kadar mühleti var onun... newest için cevaplandı (yorumu göster). 1BeğenmedimŞikayet. Gümüş için SARIBOĞA yorumu ( 3 ay önce ). O muhabbeti... Biz Ağustos ayından beridir., | 29.11.2016, | https://altin.in/sariboga/34, 2.6.2017
f. mec.
hazır esvap mağazası | hazır giyim mağazası | Pireye çıktıkları vakit, doktor Hikmetin ondan ilk ricası kendisini bir hazır esvap mağazasiyle, bir gömlekçi ve bir bavulcuya götürmesi oldu., | YKK, 1945, 23
a.
hazır kart | cep telefonlarında kullanılmak üzere verilen bir kart. | 2 yıllık Hazır kart'lıya bedava 150 kontör bizden HAZIR KART, Sbh, 10.03.2003 ++
b.a.
hazır kartlı b.s. Hazır Kartı olan. | Hazır Kartlı'ya telefon. Turkcell ön ödemeli müşterilerine, interneti içinde 12 ve 24 aylık taksit seçenekleriyle akıllı telefonlar ve tabletler sunuyor. Hazır Kartlılar artık iPone 4S'den Turkcell T20'ye uzanan akıllı telefonları ve iPad 2'leri interneti içinde uygun ödeme koşullarıyla alabilecek., | Takvim, 1.1.2012
hazıra dağ/lar (kar) dayanmaz atasözü. Sürekli harcama, en büyük birikimleri bile eritir. | Hazıra kar mı dayanır. Yüz lirasını üstlerine başlarına harcadıktan sonra ellerinde topu topu 150 lira kalmıştı., | KTahir, AşkÇetesi, 63 | Herşeye sahip olmuştum. Hazıra ne dayanır? Birkaç yıl içerisinde bu büyük serveti erittim., | HDilibal, 18
hazırcı | 1. Hazır giysi satılan (yer). | Arkalarında hazırcı mağazalarından alınmış pahalı elbiseler vardı. - R. N. Güntekin | 2. | hazır giysi satan kimse. | 3. | Emek harcamadan herşeyi hazır olarak elde etmek isteyen kimse. GTS | Üstü kapalı kimse spor yapmasın, göbekli, hazırcı, sadece ders çalışan tembel bir nesil yetişsin istiyorsunuz., | ATA, ZPazar, 18.8.2012
s.a.
hazırlanılma | Sonra, konuları öğrencilere vermiş, çeşitli kaynaklardan yararlanarak hazırlanılmasını istemiştir., | | http://www.kimdirhayatieserleri.com/yunus-kazim-koni-kimdir-hayati-ve-eserleri-hakkinda-bilgi.html, 7.2.2015, 22.7.2017g
a.
hazırlayıcı | Konferans hazırlayıcıları bir hüküm verememişler., | FRAtay, MütarekeD, 71
a.
GTS-
hazırlıksız | hazırlığı olmadan. | Yazmadan evvel okuma bana bir nevi jimnastik gibi gelir. Sırf yazı yazmak ihtiyacı ile masa başına hazırlıksız oturduğum çok olmuştur., B S Ediboğlu, EK, 1953, 122 | Çağdaş medeniyet iki dal üzerinde durur: filoloji ve matematik. Bu iki dalda iyi eğitim veremezsek üniversitelere hazırlıksız insan gelir., | İOrtaylı, Hr, 11.12.2016
s.
hazırlopçu | / | Emek çekmeden başkası tarafından hazırlanmış şeylerin üzerine konan, hazırlopa alışmış olan (kimse). | Hazırlopçular ekmek kabuklarını yiyip yiyip beyin felci geçirmişler., | NGenç, isenç, 147
s.a.
hazırol durmakhazırolda durmak. | Eski hademeler öğretmenin karşısında hazırol dururlardı., | HKıyafet, 1984, 9
dey.
hazırollanmak
f.
hazırollanmışım billah, Turan Bozkurt*, 25.02.2024+
hazırun | 1. Bir toplantıya katılanlar. 2. | Bir yerde o anda bulunanlar.
a.
hazince | 1. hüzünlüce, kederlice, gamlıca. | Harbiye'deki emirber odasında yatması belki de dünyanın en hazince mânalı şeylerindendi., | AHTanpınar, Günlüklerin Işığında Tanpınar'la Başbaşa, (Hz. İ Enginün, Z Kerman), Dergâh, İstanbul 2008, 171
s.
hazlanmak | haz etmek, hoşlanmak. | Bir sevdalı gönlüm vardır güzellerden hazlanır., | Ruhsati? / D Kaya, Sivasta aşıklık geleneği, 1994, 475
f.
hazneli | haznesi olan. | Bulaşık fırçası hazneli pls F389 5,99 TL, | 04.06.2022+
s.
HDL
"Kalp hastalıklarını erken teşhis eden tüm işlemleri: EKG, eforlu EKG, renkli Doppler, ekokardiyografi, lipid paneli, total kolestrol, total lipid, trigliserid, HDL, LDL, VLDL ücretsiz sunmayı kararlaştırmıştır.", Özel İstanbul Kardiyoloji Hastanesi, .", Sbhİstanbul, 7.8.2000, 3"
HDMI | Wikipad, 16GB dahili depolama alanıyla birlikte tablet üzerinde micro-HDMI bağlantı noktası, akselometre, pusula, Glonass destekli GPS'i bulunuyor., | T, 23.12.2014
HDÖler | İng. NGO. Hükümet dışı örgütler. Bir uluslar arası andlaşma ile oluşturulmamış, uluslar arası alanda gayri ticari amaçla faaliyet gösteren ve daha çok sivil nitelikteki toplulukların bir araya gelerek oluşturdukları örgütler. | Milletlerarası faaliyetlerin çoğalması sebebiyle XIX. yüzyılda birçok | Özel Milletlerarası Örgüt kurulmuştur. Bunlara Hükümet Dışı (nongovernmental) Örgütler denilerek Hükümetlerarası diğer kamusal örgütlerden bilhassa İhtisas ... Dışı Örgütlere başvurur. Hükûmet Dışı Örgütlerin iki Kategorisinin Ekonomik ve Sosyal Kon- seyle istiş'arî statü ..., Yılmaz Altuğ, Devletler umumı^ hukuku el kitabı: devletüstü hukuk, 1972, 78
kıs.a.
ing.
HDPci | Hdpcilerfarkında değil galiba. Boykotçuların kızgınlığı bir nedene bağlı, kendi içinde tutarlı birmantığa.
s.
HDPcilik -ği | HDPyi savunma işi. | HDPcilikte nam yapmış bazı yorumcuların, bazı emanet oy sahiplerinin homurdanmaları duyuluyor., | ABeki, Hür, 28.8.2015
a.
he | evet. | Türkiye Kürtleri bıçak kemiğe dayanmadığı müddetçe onu asla seçmeyeceklerdir ama söz konusu ivme sayesinde de ikincil statü kabullenmeye artık hiç 'he' demeyeceklerdir., | HUluengin, T, 28.7.2012 | -Beğendin, he mi? Dedim sana güzeldir diye... Dur hele, bir kepçe daha koyayım..., | ANesin, ŞAvrupa, 140 | Koskoca treni kaçırırsınız hee? Vay anarşistoğlu anarşistler vayy!..., | Kıyafet, 1981, 90 | -Karnın aç mı geldin okula Hüseyin? diye sordum. –He, diye karşılık verdi., | VSevim, 146
edat
he mi soru edatı e mi? ön hecede h türemesi öyle mi anlamında. | Sana kimse karşı gelemez değil mi Ali ağabey? Tak tak vurursun he mi? , | Kıyafet, 1981, 56 | Neymiş, Uludere'de katliamında, | askerin özgüveninden kaynaklanan operasyonel refleksleri gözardı edilmemeli diyerek hem AK Parti'yi hemi de askeri aklamaya çalışıyormuşum., | MAltınok, T, 25.5.2012
headliner | başrol oyuncusu. | Ada'da [İngilterede] son 4-5 yılın co-headliner seviyesinden headliner seviyesine sıçrayan grupları arasına girmeleri ise –pek belli etmeseler de- grup elemanlarının üzerinde bir hayli baskı yaratmıştı.//Peş peşe 'Homesick' (2009), 'What separates me from you' (2010) ve 'Common courtesy' (2013) albümleri sonrası '2020'lerin headlinerı' olacaklarına kesin gözüyle bakılıyordu., | HrKeyf, 2.10.2016, 8
a.
ing.
hebele hübele | rasgele, gelişigüzel. | sopaları hebele hübele çevirme olayına fırfır, yapana da fırfırcı denir..., | stinkfist, 6.7.2000, EkşiS, 2.8.2015g
z.
hec etmek | ikt. bank. İng. hedge'den | Oral Erdoğan: Şu anda esasında döviz kredilerine ve yönelmekte mümkün. Sadece kur riskinden korkuyor yatırımcılar ama kur risklerinin de hec etmeyi öğrenirlerse eğer örneğin İzmir vadeli ... borsasında veya normal olarak bankalarda over the ... ya da tezgah üstü bankayla konuşuyorsun, benim bak bu kadar döviz kredisi ödemem var geriye. Siz bu döviz kredisini hec eder misiniz yani TL'ye hec eder misiniz? /Celal Pir: Yani onu bir de açıkça söyleyelim izleyicilerimize. Hec etmek demek, diyelim ki sizin geliriniz Türk lirası, borcunuz da dolar. Doların artacağından korkuyorsanız bir başka kağıt alıyorsunuz. / Oral Erdoğan: Fiksliyorsunuz. Bugünden gelecek dolar ödemeniz TL'ye fiksleyebiliyorsunuz. Bankalar da bunu şu an yapıyorlar., | NTVmsnbc, 6.3.2006
b.f.
ing.
hececiler | Devir devir hoşuma giden yazarlar oldu, okudum. Bazılarını ise ömrüm boyunca sevdim. Türkülerimiz, divan ve halk şiirimiz; üç beş batılı şair daima dostum oldular. Hececilerle Serveti fünuncular beni sarmamıştı., C Külebi, EK, 1953, 143
çoğ.a.
hecelemek | Telaffuz etmek, dile getirmek. | KKTC 2. Cumhurbaşkanı Talat da sizin açıklamanıza karşı 'Kıbrıs sorununu çözmeyi hecelemeliyiz' dedi., NYağcı, T, 10.3.2012
f.
hecelendirmek I | Hece hece okutmak. Telaffuz ettirmek. | Yirmi dokuz harften yazı yazanlar / Çatar imlasını hecelendirir, | Seyrani/HeceTaşları, S.1, 13.3.2015
f.
hecelendirmek II | mezarın ayağına başına mezar taşı dikmek. | Ölmedik adama mezar kazanlar / Diker iki taşı hecelendirir., | Seyrani/HeceTaşları, S.1, 13.3.2015
f.
hecetaşı | 1. mezartaşı. | Adları yazılmış hece taşına / Yatmışlar uyurlar yalnız başına / Bakmazlar yabanın kurdu kuşuna / Ne keklik sordular ne çil sordular, | İSağır, 'Sessizlik Şehri', Hecetaşları, eyl 2015, S 7 | 2. Ölüden geriye kalan, kalıcı olan. | Ölüden geriye kalan, ölünün başı ucundaki hece taşları. Bu demektir ki mezar taşının hakikati iki şeyi içeriyordu. Birisi olanı, bozulanı ve yok olanı. İkincisi geriye kalanı, kalıcı olanı. Birincisi toprağa gark olmuş ölüydü, ikincisi mezar taşının kendisi., | İrfanGörkaş, Hecetaşları, eylül 2015, S 7
a.
hecil eylemesinUtandırmak, mahcup etmek. | Mevlut İhsani'yim dostlar yanında / Hecil eylemesin Hak divanında. / Bize emri budur hak Kur'anın da / Herkes verdiğini alır efendim*., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 31
dey.
hecini | Hecini yavrum hecini / Yüzüne dökmüş saçını., | Kelkit, BÖztürk/MSarısözen
heçtek | hashtag heştek, etiket, başlık. | ...Milyonların katılım yaptığı heçtek açacaan! Ben biliyom bunu! Aaşkıım yapma!, | Cafcaf, Bahar2013/54, 9
a.
ing.
hede | şey. | hede = şey, emirhan, 27.07.1999, EkşiS | hede Sözlüktekilerin | şey yerine kullandıklari hede, yani sey anlayin iste.++
a.
hede hödö kem küm, falan filan, abuk sabuk. | Genelde | falan filan anlamında kullanılan, kullanması (nedense) kullanana zevkli gelen, benim de bazılarını delirttiği için sırf bu yüzden zaman zaman kullandığım sonradan türetilmiş bir ikileme... marsec, 14.07.2001 | tanımlamakta güçlük çekildiği ya da kendinizi yoramayacağınız hallerde herşey anlamına gelebilecek potansiyele sahip kelimeler. (dia, 06.08.2001 | yanılmıyorsam cem yılmaz'ın panasonic reklamlarındaki yumurta yesti, hedehödö testi lafından sonra türemiş kelime., (brainfour, 04.10.2001 // (bkz: | http://www.masterop.net/hede/) (callejee, 05.10.2001 | sözlük ile tanışmadan önce, bla bla ya da vesaire anlamında kullandığım (hatta cem yılmazın kullandığını da sözlükten öğrendiğim) kelime dizini. ayrıca hedere hödörö ve höttürü büttürü (o ve u'lar noktalı olacak) şeklinde versiyonlarını da türetmişliğim vardır. (little red riding hood, 18.08.2002 | Ama yok. Herkes kapatsa da Konak kapatmayacaktı konuyu. Gerçi | Tek derdim müzik, ne işim var reklâmla, o yüzden 2 milyon doları reddettim diyor ama bu kolay reklâm fırsatını suyunu çıkarana kadar kullanmaya devam ediyor. Ankara'yla yetinmemiş, İstanbul'da da türkülerini dinlemek isteyen hayranlarını aynı yerden gazlamaya devam etmiş türkücü. Detaya gerek yok. Aynı hede-hödö., | ETokgöz, R, 17.5.2010
hedef | hedef gösterici | Rus radyosu Sputnikte yaptığın programa Türkiyenin en azılı fişçisini, en ahlaksız hedef göstericisini, en alçak tehditçisini 'kanaat önderi' diye ağırlamayı içine sindirdin ya... Aferin Yavuz Oğhan., | AHCoşkun, Hr, 2.10.2016
b.a.a.
hedeflemek | (bu anlamıyla yeni. Önceden –i hedeflemek şekli vardı) hedef almak, hedefe koymak. | Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın önce 'Üniversiteler içinde görev yapanlardan terör örgütünün yanında yer alanların süratle ayıklanmasına ihtiyaç vardır' demesi ardından da YÖK'ün hedeflediği Barış için Akademisyenler bildirisine imza atan öğretim üyeleri ile ilgili rektörlüklerin sicil incelemesine başladığı öğrenildi., | Cum, 14.1.2016
f.
hedeflendirilmek | İstihdaf edilmek, hedef göstermek. | ...yükseltmek için istihdaf edilen (hedeflendirilen) çok câzibeli bir hayaldir. Mefkûre istikbâlin hâlikidir. Dün Türkler için hayâl bir mefkûre hâlinde bulunan milli devlet, bugün Türkiye'de şeniyet hâlini almıştır. | Tûran'ın bir anlamı da Büyük Türk Birliği demektir. Tûran aynı zamanda Büyük Emel ve Kızılelma ile de bütünleşmiştir., Türk dünyası araştırmaları, 1994, S 91-93, 93
f.
hedefli
s.
hedefi olan.
ar. hedef tr. -li
"KADER ŞİFRESİ 3 3 rakamının ortaya koyduğu etkiler ve titreşimler Hırslı lider Sabit hedefli Muhafazakâr Mükemmeliyetçi Duygularını saklayan (poker surat) Kasıtlılık Kendine güvenmek Can dostu olan kişi Yönetici gezegen: Jüpiter 3 sayısı ... ", Selma May, Kader Şifresi, 2013, 88 "
hedefli | hedefi olan kimse/şey | Birçok aile fertlerimiz gençleri sadece maddi hedefli olarak yönlendiriyor! | , | DirilişP, 28.5.2016
s.
GTS-
hedenostik | Dini hareketlerin ortaya çıkması ve yükselmesindeki temel soru: insanoğlunun tüketim toplumun[un] kendisine sunduğu alternatif bir anlam dünyasını, hedenostik bir yaşamı ve tükettikleriyle kendini tanımlamanın yerine dini neden seçtiği ile ilgilidir., | İsmailDemirzen, 2010, | http://www.dinbilimleri.com/Makaleler/2033022629_1003060573.pdf, 30.12.2015g
s.
hedge fon | fin. Serbest yatırım fonu veya risk fonu. hec fonu. | Hedge fonlar rotayı Asyaya kırdı., | T, 19.5.2010 | hedge edilmek | bk. hec etmek. | Fitch Ratings, ABD'de faiz oranlarının yükselmesi ve ABD Doları'nda bir güçlenme risklerine karşı en açık durumdaki Avrupa-Ortadoğu-Afrika(EMEA) bölgesi şirketlerinin, yüksek miktardaki hedge edilmemiş açık döviz pozisyonları nedeniyle Türk ve Kazak şirketleri olduğunu bildirdi., | M, 3.7.2015
a.b.f.
hediye fişi
bk. hediye kartı.
b.a.
ar. hediye + fr. fiche < lat.
"Hediye fişi/kartı ile yapılan alışverişlerde para iadesi yapılamaz. Hediye fişini/kartını, sadece ürün değişiminde kullanabilirsiniz.
LC Waikiki, 28.05.2025 alışverişi fişi
hediye fişi
ayn. m. hediye kartı. krş. hediye çeki, hediye kuponu. Kuzey Amerikada hediye sertifikası veya Birleşik Krallıkta hediye çeki veya hediye jetonu olarak da bilinen hediye kartı, genellikle bir perakendeci veya banka tarafından verilen, nakit paraya ...
Hediye fişi/kartı ile yapılan alışverişlerde para iadesi yapılamaz. Hediye fişini/kartını, sadece ürün değişiminde kullanabilirsiniz.
LC Waikiki, 28.05.2025 alışveriş fişi
hediyeci
a.
hediyelik eşya satan.
"hediyeci (Hediye-ci ) Armağan olabilecek eşya satıcısı. "Bayram şekercileri, yahut yılbaşı hediyecileri gibi bayatlarımızı ve kalmışlarımızı sürmek için. Cumhuriyet , 29.12.1951 . Gazi Eğitim Enstitüsü, GEE Araştırma ve incelemeleri bülteni, 1961, 21"
hediyeleşmek | Hediye-leş-. Karışılıklı hediye alıp vermek. | Hakim, davası olmayanlardan da hediye almamalıdır. Ancak işleri olmamak şartıyla yakın akrabalardan ve hakim olmazdan evel hediyeleşmek adeti olan dostlarından mutad vechile hediye kabul edebilir. Mutaddan ziyade kabul etmez. Hâkim, alınması caiz olmayan hediyeleri ve mutaddan ziyade verilen mikdarı sahiblerine iade eder., A H Berki, Büyük Türk hukümdarı İstanbul Fatihi Sultan Mehmed han ve ...,1953, 45
f.
ar.
hediyelik eşyacı | hediyelik eşya satan kimse. | Şimdilerde Cağaloğlu, Üstad Necip Fazıl'ın ifadesiyle | şu meşhur Bâbıâlî, | turistik oteller ve hediyelik eşyacılar semtine dönüşme yolunda., | E Ayyıldız, Kitabevi, Ara 2014 | Kuyumculara, hediyelik eşyacılara kiralık dükkanlar müracaat han yönetimi, | Beyazıt, 2.3.2015 bez afişten | Hediyelik eşyacıların başladığı yerde bir mola vereceğiz., Murat (rehber),
b.a.
hediyelikçi | bk. hediyelik eşyacı. Hediyelik eşya satan. Trabzon, 5.9.2015 | Hediyelikçi uyuşturucu satıcısı çıktı, 24.10.2018, | https://www.bodrumguncelhaber.com/hediyelikci-uyustutucu-saticisi-cikti/, 12.01.2025g
a.
hediyesiz
s.
hediye olmadan.
"Genç kız, göz kırparak Şakir'e bakıyordu: -Yalnız kulağına fısılda hediyesiz gelmesin!", C Uçuk, DŞ, 1971?, 145"
hedonik adaptasyon a.ikt. İnsanlar piyango kazanıp zengin olduklarında mutlulukları hızlı bir şekilde artıyor. Bu mutluluk uzun sürmüyor. En fazla beş yıl içinde eski mutluluk düzeylerine geri gelme hali. GKarabulut | İktisatta bu duruma 'hedonik adaptasyon' adı veriliyor., | GKarabulut, T, 17.10.2011
hefaistusça | yunan mitolojisindeki sanayi tanrısı Hefaistus gibi | işte şu göğsüm / göğsümün körüğünde yüreğimi eritip / hefaistusça / işte ayaklarım /işte gözlerim / işte şu deli ırmaklar / alınterim / silahlarım, | NBüyüm, 1968, | İnanım56
s.
hefter | Göründü gözüme hefter ne hefter hefter-i yekbâb, | Hengami, 39
a.
hegelyan / hegelyen | Hegelci. | Hegelyen filozof Ludwig Fuerbach, 'Der mensch ist, was er ibt' derken, bütün deneyimlerimizin toplamından oluştuğumuzu ifade ediyor zannediyorum., | AFinkel, T, 27.9.2011 | Bahri Abi: 'Sen manevi silsileyi dinamitlerle patla[t]mışsın, Hegelyan zıddıyla bakmak lazım, burada hermenötik de devreye giriyor-., | NGenç, isenç, 63
s.
hegemoni | Hégémonie. | egemenlik, hegemonya, hakimiyet. | Britanya hegemonisinin küresel ölçekte hüküm sürdüğü 19. yüzyılda, sivil bürokrasi geleneğini ve 'idare'yi Fransa'dan almak-, NÇınar, T, 30.12.2011
a.
fr.
hegemonik | egemenlikle ilgili, egemensel. | Bu yeni kamuoyunu belirleyen karakter artık ne cumhuriyetçilik ne de laikçiliktir*, bunlar bir öge olarak elbette vardır ama öne çıkan eklemleyici yani hegemonik karakter Türkçülüktür., | NYağcı, T, 1.9.2011
s.
fr.
hegemonize etmek | Egemenliği altına almak. | Daha doğrusu tersten söyleyelim, oluşan bu yeni kamuoyu bu siyasetleri hegemonize ediyor, yönlendiriyor., | T, 1.9.2011
b.f.
hegemonya | Hégémonie. | egemenlik. | Çünkü AK Parti kendi dışındaki farklılıkları kendi etrafında, kendi hegemonyasında tutmaya yöneldi yani onları kendi siyasetine eklemlemeye çalıştı. | , | NYağcı, T, 3.9.2011
a.
fr.
hegzagram | Horoz sembolünün yer yer bir hegzagram (Mühr-ü Süleyman – altı köşeli yıldız – Davut yıldızı) içinde görüldüğü de oluyor. Hem de Anadolu'daki kazılarda bulunmuşluğu var bu sembolün., | | http://muzafferabla.com/, 17.5.2013
a.
heğri | 1. | yahu; bundan böyle, artık. 2. | Acaba. | Göçmen desteden çektiği bütün yüzlüğü uzatıyor: | -Bozuğun var mı heğri? , | ANesin, GözüneGözlük, 149
ünl.
DS
heh | İyi, tamam gibi onaylama sözü. | Heh, iki yani sen Aziz'le telefon görüşmesi yaparken vesair etrafında kullanabilecek kimse olmasın anlatabiliyor muyum., | T, 22.8.2011
ünl.
heh heh heh yansıma. Gülme sesi. | Dilâver Amca her şeye güler. Böyle, | heh, heh, heh diye. Öyle bir gevrek gülmesi vardır ki... Yine öyle güldü., M İzgü, AAG, 2007 (1994), 67
hehey | Seslenmek veya ilgi ve dikkat çekmek için söylenen bir söz. Hey. 2. | Sitem, yakınma, azar, beğenme vb. çeşitli duyguları anlatan cümlelerde kullanılan bir söz. | Hehey... Kimin yurdunda kimler, / Eksilmeye, eli ayağı kimsenin., | VK, 14
ünl.
hehheh | Gülme sesi. | Balondan aşağı yük atmışım gibi tatlı bir hafiflik oluyor hatta. Artık aşağıdan kimin kafasına gelirse hehheh., | AyçaŞen, T, 9.9.2012
ünl.
heideggerize olmak | Heidegger'den Heideggerleşmek. | Sosyolog Emin Bozorgyan ülkesinin entelektüellerinin Heideggerize olduğunu, ifade etmişti bir yazısında.(Toplumsal varlığın Heideggerize olması, her türlü gerçek yüceliğin reddi veya gündelik hayatın aşırı bir şekilde önemsenmesidir.), | CAktaş, T, 29.8.2011
f.
heim | Bk. Haym. | Hasta olduğu için bu hafta sonu kızı Canan'ı heimdan alamayacağını ve onu benim alıp gezdirebileceğimi belirtiyordu bu kağıtta., | A Özakın, KB, 79
a.
alm.
heitor villa-lobos | Ünlü Brezilyalı bestekar. | Üstelik hiç hesapta yokken başıma bir de Heitor villa-Lobos sorunu çıkmıştı., | S Dölek, Kirpi, 76
a.
HEK I | Elbette, ordu içinde bile bu çağı geçmiş, askerî tâbirle HEK (Açılımı Hurda, Enkaz, Köhne imiş) yapılanmanın farkında olanlar vardır diye farzediyorum., | ATA, Z, 10.9.2012 heke ayırmakıskartaya çıkarmak, terkin etmek. | Sağlık Kuruluşları demirbaşında kayıtlı bulunan malzemelerden, hurda, eskimiş ve kullanılmaz duruma düştükleri için demirbaş kayıtlarından silinmesi amacıyla düzenlenen 2 örnek sayılı | Terkini Kayıt Müzekkerelerine kaydının silinmesine dayanak, hurdalığının eskimişliğinin ve kullanılmazlığının durumunu saptayan, (Hurda-Eskimiş-Kullanılamaz) kelimelerinin baş harflerinden oluşturulan (HEK) raporlarının eklenmesi mer-i mevzuat gereğidir., | TerkinSatmaveDevirİşlemleriHakkındaGenelge, 25.2.1998
dey.
hekçi | hack+ tr. -çi. Bilgisayar korsanı. | Şahsi hekır türkçeleştirmem. Lüften öyle heçker falan yazmayın ingilizce imla olsun diye. (poturgilinpotur, 04.12.2010 Ekşi S
ing.
hekimli | hekimi olan. | Kırklareli Pınarhisar 5 hekimli aile sağlığı merkezi acil sağlık hizmetleri istasyon binası temel atma töreni, 10 şubat 2025
s.
hekleme | Trump, | Hacklenme konusuna gelince. Bunun arkasında Rusya olduğunu düşünüyorum. Ama başka kişiler ve ülkelerin de hackleme eylemlerinde olduğunu düşünüyorum. diye konuştu., | Hr., 11.01.2017
a.
heklemek | hack+ tr. -le-mek. Başkasının bilgisayarına izinsiz girip ona zarar vermek. | Hacker medya porno siteleri hackledi., | 12.04.2010 'Ayyıldız Tİm' İsrail'e ait 1500 siteyi hackledi., | 31.5.2010 | Twitterı hekleyen çılgın inci yazarına saygılar: D., | 11.5.2010
f.
ing.
heklenme | bilgisayar korsanın saldırısına uğrama.Trump, | Hacklenme konusuna gelince. Bunun arkasında Rusya olduğunu düşünüyorum. Ama başka kişiler ve ülkelerin de hackleme eylemlerinde olduğunu düşünüyorum. diye konuştu., | Hr, 11.01.2017
a.
heklenmek / hacklenmek | hack+ tr. -len-mek. Birinin bilgisayarına yabancı biri izinsiz girmek. | Bilgisayarım hacklendi., | 16.10.2006, www.frmtr.com/...ve.../608385-bilgisayarim-hacklendi.html -
ing.
hekleyici | hack+ tr. -le+yi+ci. Başkasının bilgisayarına izinsiz girip ona zarar veren kimse. | Okuldan kaçıp internet cafelerde zaman öldürmeyi alışkanlık haline getiren, bir iki basit ve klasik numara öğrenen | msn hekleyici lise gençlerinin bile internet sitesi yaptığı bir ülkede yaşadığımız düşünülürse, kısa yoldan zengin olma yolları konusunda biraz riskli ve meşakkatli bir yol olacağı kanısındayım seçilecek olan bu yolun. 12.11.2007 Ekşi S
ing.
hel hele / helhele 1993? BTS+ | halk oyunlarında hep birden çıkarılan ses. | Şarkılarda, türkülerde, havalarda/Helhelelerde, oyunlarda, halaylarda/Dik bakışlı yiğitlerde, güzel kızlarda/Yaşarsın, tarihsin, şansın Mardin!... | , | İGKafkas, Esintiler, 22 | Hel hele verin geline / Deste gül verin geline / Altın kemer bağlamış / Gelin ince beline., | KerkükTürküsü
a.
bts+
helâcı | helânın bakımı ve temizilğini yapan. | Çetin Bey'in âdeta zalim bir gerçekçilikle betimlediği helâcı kadını -usta bir pandomimacı gibi- Şevkiye May canlandırıyordu, eski yılların çok ünlü aktrisi, bir müzikal ustası, artık şöhreti sönmüş. Üç dört yıl sonra acı bir sona sürüklenecekti Şevkiye May, havagazını açarak canına kıyacaktı..., | Sileri, Z, 31.10.2015
a.
GTS-
helallaşmak | bkz. Helalleşmek. | Bu sözler Safâ'yı ikaz etti (uyardı). Cefa yalan söylüyordu. O seyahate değil, belki bir daha gelmemek üzere adem âbâda (ölüme) gidiyor. Hem de gülerek gidiyor, hem de kendisiyle helalleşerek gidiyordu., | K D, E Ülgen, 118 | O zaman çinicibaşı çıraklarıyla kalfasına yatmalarını söylemiş. Hepsiyle bir bir helallaşmış. Yarın nasılsa kafası kesilecek., A Özyalçıner, Kırmızı Çini Kase, 2001, 18
f.
helalzade | haramzade zıddı. | Haramzadenin göremediği, helalzadenin söyleyemediği hakikatin yitirilişiVezir | neymiş sırrın? deyince, efendim, dünyada göz görmemiş, hiçbir kralın başına nasip olmamış güzellikte bir kavuk bezi dokuyabilirim demiş. Üstelik kavuğun bir özelliği var ki, padişahın namını dünyaya duyurur diye eklemiş. Merakına mani olamayan vezir | neymiş özelliği? diye sormuş. Efendim, bu kavuğu ancak helalzadeler görür, haramzadeler göremez demiş., | Talha Hakan Alp,
a.
helbet konuşma dili elbette. Helbet | Kasabanın meydanına çıkıp ümmeti Muhammed'e bağıra bağıra her şeyleri söylerim, her şeyleri diyorum, anlıyor musun? Helbet bize de inanan iki Müslüman bulunur., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 49 | -Helbet oğlum, baban değil mi? Tabii alacak..., | OrhanKemal, Sarhoşlar, 15 | Deli Mustafa, -Helbet öyle, dedi, ben, bizdeki büyük zenginlikleri söylemiyorum, onlar başkalarının ettiklerini de yerler., | ANesin, ŞAvrupa, 94
helde | bir çeşit ekmek. 15. ve 16. asırlarda, Olga Zirojeviç, Sırbistan
a.
hele | hele insanları alplı, giraylı / yok haber onlardan, baba evinden / bu yüzdendir halim kopuk bir yaprak / her şey çok uzakta, benden çok uzak., | Buğra Alpgiray, 1972, A Kabaklı, türk EdebiyatıD, S 1-12, 32
helenleşmek | Hellène + tr. -leş- | Helen olmak. | Anadolu'ya Türkler geldiği zaman 10 milyon dolaylarında Helenleşmiş/Rumlaşmış Hitit, Kimmer, Lidya, Frig ve diğer Anadolu halkları yaşıyordu., | Cm, Özdemir Ince, 28.07.2019
f.
fr.
heleşe II | | şaka, espri. | Gülerken kendisini kontrol edemeyen kızlar tehlikeli sayılır... 'Akıllı heleşesinden, deli gülmesinden belli olur..' lafı bu durumlar içindir..., | SDuman, Vatan, 15.11.08.
a.
DS
helicobacter virüsü | Araştırmaya göre Papillom virüsü, Helicobacter pylori ve Hepatit B ve C virüsleri her yıl 1.9 milyon kişinin karaciğer, rahim ve bağırsak kanserine yakalanmasına neden oluyor., | 8.5.2012, basın
a.
tıp
helikopter | helikopter atmak | Dans esnasında ayakları havada elleri yerde dönmek. TNT, 11.6.2012 çarkıfelek pr.
a.f.
helikopterli
s.
helikopter kullanılarak.
"Özellikle Dubai caddelerindeki helikopterli sahne evlere şenlik!", Burak Göral, Oksijen2, 0-15 haz 2023, 16 "
helikopterli | Gelen bilgiler ışığında gerek asker, gerekse polis timleri helikopterli operasyonlar düzenliyor., | TolgaŞardan, M, 12.9.2016
s.
helile | | hind eriği. Tohumları tıpta müshil olarak kullanılan sarı ve kara helile diye iki türü olan bitki. | Mevlânâ'mız, riyazette o derece ileri gitmiştir ki, ağzının tatlı suyunun bile boğazından gitmesini istemez de, nefsine tat vermemek için helilenin acılığı ile ağzını da acılatmak ..., | Anadolu Evliyaları, N Araz/S Bozcalı, 1975, 180
a.f.
helis | mat. bir silindirin anadoğrularını sabit bir açıyla kesen eğri. | ... helis şeklindeki kasılgan organ. ( L ) SPIRODELA i . Temrensi veya oval yap ... helis şeklinde olan spiroketa enlemesine bölünerek çoğalır ... pütürsüz , karınlı , sola sarmal , kavkı ağzı ovaldir ; thielea ve ..., Büyük lûgat ve ansiklopedi, 1985, C 11, 520 | Helis pütürlü limon 65 tl, berceste, Adapazarı, 23.11.2019+
a.
heliski | helicopter'in heli ve ski:kaymak'tan yontma bir söz. helikopterle kayak. | Türkiyede heliski sadece Kaçkarlarda yapılabilir., | TRThbr, 15.2.2016 (heliski,·johnmalkow 28.01.2008 18:52, EkşiS)
a.
ing.
helke / helki | bakırdan yapılma, içine süt, ayran konulan bakraçtan büyük kova; bakraç. | Helken ufak kollarına daksana / (Helke alıp kollarına taksana) / İki sallan bir geriye baksana / Ne beklersin şu çirkinin (kötünün) yolunu, Arguvan türküsü | Tavuklar meşk bulur belki tilkide / Balina besleriz bir gün helkide / Dünyada aç insan kalmaz belki de / Yoksulluk düş olur senden yâr olmaz., | Ahmet Çıtak, HeceTaşları, S.1, 15.3.2015
a.
hellacuk | Hella+cuk. bk. Helle. Bol sulu, tatsız bir çorba. AHGedikli, 16.05.2014 TTAS+ Su, un, çırpılmış yumurta karışımı sıvı, un çorbası. | Getirdi bir hellacuk, aldi ondan bir kaşuk., A H Gedikli
a.
hellas | Bugün zafer kazandı ve bugün düştü Hellas!..., S Batu, Güzel Helena, 1959, 37
a.
hellenc | kayadan kopan küçük taş. | Dağlar yanağında kara ben gibi / Yerleri bellenir hellenclerinin., | H Kerimli, Ahlat taşı, 2019, 33? | h?ll?nc | Bir naillacın / Könülsüz satdığı in?k kimidir. / Ya gürşad aparar, / Ya h?ll?nc vurar, / Ya da döşü yanar- / Südü quruyar..., | Memmed Araz, yaxşılıq, 1966
a.
hellet-
b.f.
çözmek.
ar. hall + tr. et-
"Bu kitap, adalet mantığı ile içtimai menfaat arasındaki açık ahenksizliği helletmek için yazılmıştır.", M Göklü, Garofalo Criminologia, "Suç, Suçlu ve Ceza", 1957"
helli
"Helliyden dağlar kamış, yâr bize vadeylemiş / Helliyden dağlar kamış / Yâr bize "Gelem" demiş.", Kerkük türküsü"
hello | Merhaba.
ünl.
ing.
helmelenmek | Helîme + tr. -len-. | 1. Helme durumuna gelmek. 2. | mec. Karışmak, birbirinin içinde erimek. | helmelenmiş kuru fasulye varsa yiyecek, | MG, 69
f. mec.
ar.
helyograf | héliographe. 1.a. Güneş ışınlarından yararlanan optik telgraf aleti. 2. | hava durumu bilimi. Güneşten gelen ısı miktarını ve güneşli saatleri belirli zaman dilimleri için tespit etmeye yarayan alet. | Bu mesafeler helyografla 250 mm.liklerde 60 kilometre; Görçlerde 40-50 kilometreyi bulur., | Pırıldak, 1946, 5
a.
fr.
hem nalına hem mıhına vurmak
dey.
Ciddiyet köşesinde yayımlanan yazılarından oluşan ve İzet Rozental'in çiimleriyle sunulan çağdaş hicviyesi Şahsıma Ait Ada: Mikronezya (Kırmızı Kedi Yayınevi) ile hem nalına hem mıhına vuruyor. Gamze Akdemir, 6.7.2023, 6
hembembe sekmekEge. işsiz, avare dolaşmak ve bundan memnun olmak. | Bunlardan bazıları Egede kullanılan kelimeler. 'Hembembe sekmek'... Bayılıyorum o kelimeye., | HAToptaş, Şarkı, 2017, S 1, 19
dey.
hemdert | a./s. | far. hem-derd. dert ortağı, dertdaş. | Ne bir dost güler sana, ne bir hemdert ses verir, / Bu öyle bir gurbet ki onu duyanlar bilir., | MEsat, 1934, 26 | hemdert olmakdertdaş olmak. | Zannederim Roboskililerin hissiyatını anlamak, bu annenin hemderdi olmakla mümkün., | VCoşkun, T, 30.12.2012
dey.
hemencek | hemen, derhal. Far. hemân + tr. -cek. | Ve fakat fark edeli daha bir gün oldu, hemencek de gitme vakti geldi., | AyçaŞen, T, 7.9.2011
z.
hemençe / hemence
a.
çoban çantası. Omuza asılan yün, bez ya da deriden yapılmış azık çantası.
"abi ben hemenceme önceden hazırladıım yazıya posta yapıyom.fazla oyaleşmiyelim.sahat 12 ye geldi.as sona müşteri basar.Pederle araya bozmayalım.Ben dukkana gidiyom.https://turandursun.com/forumlar/showthread.php?t=1978&page=32, 31.03.2006 | "Omuzumda hemençe Cumhuriyet Devrinde Bir Medrese Talebesinin Hatıraları", Ali Kemal Saran, 1.1.2013 (Kitap adı)"
hemeninden far. hemân + tr. -in-den. | hemen. | Her şeyin ne kadar da fâni olduğunu, bâkî olanın yalnızca hemen bütün mezar taşı kitabelerinde yazan | hüve'l bâkî olduğunu bir defa daha müşâhade ettik, galiba hemeninden unutmak üzere..., | Mevlanaİdris, KararG, 12.3.2017
z.
hemfikirlik -ği
a.
aynı görüşte olmaklık
far+ar+tr:hem-fikr+lik
"... hemfikirlik elini Moskova'da aynı duygu ile kabul edip aynı yürek dostluğuyla cevap verdiler. Anadolu inkılâbı Moskova inkılâbının gördüğü tecrübelerden memnuniyetle istifade edecektir | -.", | "... konusunda da bir hemfikirlik var.","
A Sayılgan, Solun 94 yılı: 1871-1965, 1968, 116 | Kenan İnan, 30.10.2023
hemi ... hemi
bağlaç
hem.
Farsça
"BTS+ "Bana hemi Türkçe konuşuyorsun, hemi ben de alman çocuğuyum diyorsun.", H Kıyafet, 1981, 17"
hemi bk. hem hemi BTS+ bağlaç far. hem. | Bana hemi Türkçe konuşuyorsun, hemi ben de Alman çocuğuyum diyorsun ., | HKıyafet, 1981, 17 | Hem bahara hemi yaza / Yârin ettikleri naza / Yâr aşkına çalan saza / Doyulur mu doyulur mu, Kırşehir türküsü
bts+
hemide
"Hemide kursunu kalbe kuranlar / Sabrın mehrabında boyun buranlar / Tehemmül postunda kıyam duranlar / Leylasız Mecnundur sevdekâr olur.", San, Hicranî, 136"
hemşehricilik –ği | far. hem-şehrî + tr. -ci-lik. Hemşericilik. | Hemşehricilik bağı ile Mesut Yılmaz destekleniyor., İrfan Çep, m.fatihhaber.com, 23.5.2019
a.
hendek
a.
1. su arkı veya yolu. 2. Adapazarına bağlı bir ilçe adı.
ar. handak
Seher vaktinde Hendek'e geldiler 66
hendekçiler | Cizre'den itibaren güneyde Kürdistan Bölgesel Yönetiminin güney sınırına ve kuzeyde ise Van Gölünün güney kıyılarına kadar olan bölgeyi Hendekçiler aracılığıyla koparıp özyönetimcilere bırakmayı planlıyorlar. , | ŞAbak, 4.4.2016, rindan
a.
henek
a.
şaka. Alay.
"Sevdâ benim ile eyleme henek / Süleyman köşküdür yaptığım merek / Yüze taksim etti bu gamı felek / Tam doksan dokuzu Hicran'a çıktı.", San, Hicranî, 114"
hep
z.
tamamen, bütünüyle.
tr.
"Zaten Trabzon stadında tel örgüler kalkmasına rağmen Trabzon şehir içi yolları hep demir ağlarla perdelenmiş... Halbuki bunlar Ankara-Kayseri-Erzincan-İzmir gibi birçok şehirde hep kaldırılmış... Trabzon neden ağaçlandırılmıyor, çiçeklenmiyor da demirleniyor?", "
Mustafa Yazıcı, Günebakış, 4.10.2023
hep satanlar listesi yeni. her zaman satılan kitaplar için söylenir. | Tol da, Har da yayımlandıklarından beri 'hepsatanlar' listesinde., | SibelOral | Evet, yabancılar bu gibi kitaplara 'longseller' diyor, 'hepsatar'ı ilk kez duydum, güzel kelimeymiş, teşekkür ederim, çevirilerde bunu kullanırım artık. M. Uyurkulak, T, 26.1.2011
hepatlon | spor. | Atletizmin branşları olan dekatlon, pentatlon, hepatlon sporlarında puanlama, triatlonda ise süreye karşı yarışma esas alınıyor., | Selin Akgün, Raillife, ekim 2019, S 133, 50
a.
hepcik
halk.
hepicik. tamamı, bütünü, hepsi.
"Nasılsa aynı köydeniz, hepciğimiz birbirimizin akrabası, kardeşi sayılırız.", İ F Ceylan, Bir Garip Adam, 2002, 69"
hepçil | Hem hayvansal hem bitkisel besinlerle beslenen, hepobur. | Ayılar genellikle hem et, hem otla beslenen hepçil hayvanlarıdır, ama familya ...
s.
Hepi de börtdey tuu | Doğun günün kutlu olsun. | Hepi de börtdey tuu mi, , Aylin Tuğçe Gaygisiz, 13.05.2025, Facebook
ing.
hepi topu | hepsi, tamamı. | Hepi topu üçü beşi geçmez . Üç bin kişi bilmez adlarını dağ taş gezip sorsanız . Üç tek mısraları değmemiştir işçinin köylü- nün diline henüz ... Romanın , hikâyenin boyu da budur üç aşağı beş yukarı . Belki tiyatro bir dereceye kadar ..., F Baykurt, Anadolu garajı, 1970, 18 | Zaten bizim hepi topu iki tane ağacımız var . İçinden ben bile bir tanecik o'sun tatmadım ... GÜDÜK NECMİ değil reçel kavanozu ! - Müdürün hakkı varmış, elma elma İNEK ŞABAN – Ben sana gösteririm reçel kavanozunu . Hırsızlar ! (Elindeki elma ..., | R Ilgaz, Hababam sınıfı sınıfta kaldı: güldürü, 2 bölüm 1971, 19
a.
hepten | tümden, tamamiyle, tamamen. | Bir zamanlar hepten işsiz kalmıştım. Ne yapayım, ne yapayım? Gittim mezbahaya, oralarda dolanıyorum, bir iş çıkarabilir miyim diye..., | Aziz Nesin, Vatan sağolsun, 1970, 221
s.
hepyek
z.
Zarla oynanan oyunlarda, atılan zarlardan her ikisinin de bir benekli olan yüzünün üste gelmesi.
Farsça heb-yek
hepyek atmak | En düşük sayıları atmak. | İnsan tavla oynarken, alt tarafı bir hepyek atıyor da, iki saat, kapıyı nereden alsam, pencereyi hangi taraftan tıkasam da, kaçarken arkadaşımın ayağına çivi batsa diye kafa patlatıyor!, | Çalıkoparan, 31
b.f.
her boya boyandı bir fıstık kaldıSanki her iş yapıldı da bir filan şey kaldı anlamında eleştirili bir söz. | Rumeliliyiz. Anneannem derdi her boya boyandı bir fıstık kaldı. Evin bütün boyası yapıldı, kapılar pencereler boyandı, bir kapının sövesinin yobası kaldı ki ona fıstık derler., | 20.07.2024 Cenk Yaltırak
dey.
her gönülde bir arslan (aslan) yatar atasözü. | Yüksek yerde ötenin burnu çöplüğe batar, / Unutma herkesin gönlünde aslan yatar., Gonca Yayınevi, EGÇM, ? , 88 (30.05.2025)
her güzelliği bir adama vermezler İyi insanlarda da bazı kusurlar olabilir.
her şey oluruna varır
"sen başıma gelip, gönlüme düştüğünde anladım / "Her şey oluruna varır" derler ya hani... / Demek ki sen benim olamazımsın / Ben de sana varamadım", Samet Serhat Sarı, 2017, 71"
her şeyi bilirlik -ği
a.
"... 'Caz'da moderniteyi ırk evine karşı bir yanıt olarak konumlandırmaya çalışırken amacım onun mutlak kapsayıcı barınağını, her şeyi bilirliğini ve kontrol varsayımlarını havaya uçurmaktı", F Andaç, 6.7.2023, 4 "
her tarlada hıyar biter ama hepsi bir değildir atasözü. Konyalı camii imamı Raşit Bey Çankırı, Çerkeş, Hacılar köyü, 21.07.2019. Aynı yerden gelseler bile herkes aynı değildir, aralarında farklar vardır.
her türlü | Mutlaka, ne eder eder. | O her türlü bulur amca, arama., | Yusuf Talha Gedikli, 26.10.2019
z.
herbokolog | Verdiğimiz beyin göçünün hâlâ görmezden geldiğimiz birçok sebebi var! Bok atmakla bir yere varılmıyor (Kim atıyorsa onlara bu söz) Türkiye belki de dünyada ilk sıralarda yer alıyordur heves kırma konusunda! Ve bunun sebebi ne biliyor musunuz? Herbokologlar! Koltuğunun yayını kontrol etmeden gücüne kaptırırlar kendini; sonrası malum!, | Orhan Karagöl, 19.9.2019, Rindan
a.
herediter | kalıtsal, irsî. | Çocuk alerjisi, yeni doğan döneminden 18 yaşına kadar olan bebek, çocuk ve ergenlerde görülen; astım, alerjik nezle, hışıltılı çocuk (wheezing infact), egzema, ürtiker (kurdeşen), kontakt dematit, göz alerjisi, gıda alerjisi, ilaç alerjileri, böcek alerjileri, mesleki alerjiler, anaflaksi (alerjik şok), herediter anjioödem gibi hastalık durumlarıdır., | MedicanaBülten, Mart2015, Sayı75
s.
TDK-
herek -ği | Kharaki. | Bağın dallarını ve fidanları ve fasulye gibi şeyleri bağlamak üzere yere dikilen küçük destek. herek dikmek; hereğe almak, bağlamak. | Herek: fasulye çubuğu, Of, Yaşar Nuoğlu 31.01.2015
a.
yun.
herekol dağı yer adı | Yani yaralarımız, daha iyi yaralar haline gelmiyor artık... Herekol dağında, düşlediğimiz gibi..., | YErdoğan, 52
herem | Ziyade ihtiyarlık, çok kocamış adamın hali ve zaafı, zaaf-ı pîrî. | Dün bir arkadaşım çay içerken babasının okuduğu şu beyti andı: | Geldi eyyam-ı heref (=herem) gayrı günahdan geçelim, / İnci yakuta bedel çay içelim çay içelim! Başka yerde şöyle: | Geldi hengâm-ı herem gayri günahdan geçelim / Mey-i yakuta bedel çay içelim, çay içelim. Herem: İhtiyarlık., | @fethigedikli, 20.08.2024, X
ar.
herfene | herîfâne'nin halk ağzı. | Her türlü toplu yemek, arkadaş buluşmaları, sazlı sözlü eğlenceler, kış | herfeneleri yine bu odalarda yapılırdı. Herkesin gelirken farklı yiyecekler, yemişler getirip ortaklaşa yedikleri arkadaş toplantısına | herfene denir., | ŞAbak, YŞ, 28.2.2015
a.
hergele far. ?ar-gele: eşek-sürüsü. | 1. Binilmeye, arabaya koşulmaya, yük taşımaya alıştırılmamış binek hayvanı. 2. | Huysuz binek atı. 3. | Eşek sürüsü, başıboş hayvan sürüsü. 4. | / | mec. Soysuz, terbiyesiz, başıboş ve serseri kimse: 5. | Böyle kimseler için kullanılan küfür sözü. | Ulan hergeleler' demiş... 'Birincisi bu karakolun komiserinin adı Sami değil Kamil'dir., | TAral, SÖ, 21-22
s.a. mec.
hergelelik -ği | hergele olma hali. | Ve plaja kanalizasyon akıyor diye kapattıracağız. Çaktınız mı şimdi işin hergeleliğini? ..., | TAral, SÖ, 107-108
a.
herhal far. her-hâl. | 1. galiba. 2. | her hâlde. | İçinizde | Tolunay Kafkas'ın menajeri oldu herhal diye düşünenleriniz de oldu biliyorum, ama kendisini ahir ömrümde sadece bir kez canlı olarak gördüm, o da ayaküstüydü ve herhangi bir | ilişki için yeterli bir süre alamadık hayattan., | STunalı, T, 19.11.2011
z.
Herif Halepte kırk arşın atladın demiş, Halep orada ise arşın burada atasözü. | Herif Halepte kırk arşın atladın demiş, Halep orada ise arşın burada, Hasan Lutfi, Muzaffer Lutfi, Türk atalar sözü, 1928, 29 | haleb orada ise arşın burada
dey.
herif kayıp avrat seyip| Erkeğin evine karşı ilgisiz ve sorumsuz olması halinde kadının da benzer bir duruma düşüp başıboş kalacağını ifade eden kalıp bir söz... Tarsus'ta kullanılan bu kalıp söz, aile düzeninde sorumluluğun öncelikli olarak erkekte olduğunu ihtar eder. Canım Türkçe... Bu tür kalıp sözleri çok seviyorum... HERİF KAYIP, AVRAT SEYİP...Seyip: Başıboş., Mustafa Sarı, Canım Türkçe, 26.11.2024, Facebook
dey.
heriflik -ği. | mertlik, doğruluk, dürüstülük. Yiğitlik. Eğer kadına ve paraya düşkün değilsen düzgün insan anlamındadır. | Heriflik ak baldırda ve ak mangırda belli olur., 18.07.2016
a.
herk
tarlayı ekime hazırlamak için ilk sürme.
herk | 1. sürme. | Eğer çiftçi isen herke er başla / İki sür tarlanı bir dahi üçle, | Geycekli 1977, 3 | 2. ekime hazır tarla, herk, herik | herk etmek1. | tarlayı sürmek 2. bellenmiş tarlanın keseklerini bir yağmurdan sonra kazmayla kırıp düzlemek, ekilecek hale getirmek. | Herk: Nadas. (Biçilmiş tarla bir kış yattıktan sonra, Haziran-Temmuzdaki | Kotan-Ayı sırasında kotana vurulur / pullukla sürülür ve dinlenmeye bırakılır. Ertesi yıl ekilir. İşte buna | herk-etme ve ekine hazır dinlenmiş tarlaya da (herk/herik denir. Atalarsözü: | Ya herk et, ya terk et (çiftçiliği bırak), | ekersin herki, giyersin kürkü; bunun tersi, yaz-sonu ve güz-başında biçilmiş tarlayı / | hozanı üstüste üç-dört ilkbaharda ekmektir ki, verimi az olur. Buna da: | Ekersin hozan, olursun hizan (yoksul) atalarsözü söylenerek, | herkin değeri ve gerekliliği belirtilir. Herk edilen tarla bir yıl ekilince ertesi yıl, ''herk-ayağı diye anılır). Mustafa Çetin Baydar, 11.19.2013'de g | http://erzurumluyum.net/? q=node/5745, 21.8.2017g | herk ayağı | Herk edilen tarla bir yıl ekilince ertesi yıl, ''herk-ayağı diye anılır.
dey.b.a.a.
herkescikler | far. her-kes. kon. dili herkes. | Nah evler satılır! Herkescikler gider. Ben kiracıyım, ne yaparım bu yaşta, nereye giderim? , | Esmeray, T, 03.08.2011
a.
herkese seyir gerek | -Sen herkesin lafına kulak asma oğlum, herkese seyir gerek... dedi., | ANesin, GözüneGözlük, İstanbul1974, 66-7
herkeslik | herkes için | ...pahada herkeslik keseye münasipliği, olsa olur, olmasa kimin umurundalık kıymetten zırtlığı dolaysı ile-., | Mülteci TBozkurt, 19.12.2014, Rindan
a.
hermeneutik oku. hermenötik. | yorumsamacılık. | Zaten tarihsel olarak çoğulcu ve hermeneutik bir karakteri olan şeriatın modern zamanların rafında tozlanması demek olan tekçi algılama biçimini aşmak için, müracaat edilecek arabulucu, şeriattan kopup ismi Müslümanlara yabancılaşmış olan demokrasi olacak., | MBilici, T, 13.11.20130
a.
hermes | Dinler tarihiyle felsefe ve bilim tarihlerinde geriye doğru gidildiğinde ortak kutsal şahsiyet Greko-Latin yazınında Hermes Trismegistos. | Bir Pontus olacaksa oranın başbakanı yine hermes olmayacak mı? , | MehmetDoğan, T, 20.8.2011
a.
herne peş | kürtçe. PKKnın sözde marşı. | Aktaş, askerleri öldüren PKK'lılar tarafından dağa kaçırıldığını ve burada sabaha kadar PKK'nın marşı Herne Peş ile Kürtçe türküler söylemeye zorlandığını söyledi., | T, 13.05.201 2
a.
heroes club | kahramanlar kulübü. | Yapı Kredi Bankası, üniversite öğrencilerine özel 2 yıllık staj programı Heroes Cluba (Kahramanlar Kulübü) bu yıl 100 öğrenciyi dahil edecek., | 16.11.2014HürriyetİK, 3
a.
ing.
heroik | Heroic. Kahramansal. | O da tuhaf, gerçekçi olmayan, heroik-trajik bir aşk-ve-nefret ilişkisi yaşıyor Atatürk'le. | , | HBerktay, T, 20.8.2011
s.
ing.
herre
a.
herre çorbası. un, yeşil mercimekle yapılan bir çorba.
*
"Herre kapıya pilav tepeye kadar!", Ali Koca, 21.04.2024, Akdağmadeni"
herru/ herrü /herro ya herrü ya merrü deyiminde geçer. | Show Tv de MUCK'a iki hafta süre vermiş; ya herrü ya merrü., | BAltuğ, T, 7.2.2012 | Bu yapılanlar neye alıştırılmasıdır, toplumun? (..) Türk Kürt kavgasında ya herru ya merru diyerek, her iki tarafın da vazgeçtikleri barışın köküne kibrit suyu ekmenin mi? ? ?
herze | far. saçma söz. | Sonra da parti içi muhalefet diye arabanın tekerine çomak sokarlar, yemedikleri herzeyi bırakmazlar., | NGüreli, 66 | Herze yemekBu soğancıların günün birinde böyle bir herze yiyeceklerini hep söylemiş ama dinletememişti., | S Dölek, Kirpi, 109
dey.a.
TDK++
herzegû
saçmalayan.
"Ama zamanla ukalä ve herzegu olmasından korkulur. 'Belki dağarcığında kapma bir kaç ihtiyat malumatı vardı bana sattı, hayran kalayım da kendisine yardımcı olayım diye!", R H Karay, Sonuncu kadeh, 1965, 70"
herzegûluk -ğu | Bunlardan suret-i hakdan görünen ba'zıları Efgani'nin tenkidi bahsi gelince başka zaman hiç hatırlarına gelmeyen 'ravi cerh ve ta'dil'ine dair usulleri hatırlayıverirler ve akıllarınca mes'eleyi usulden hall ederler. Bunlara sorulsa ki; Darülislamı -mesela Osmanlı diyarını- terk yahud firar ile Darülharbe iltica eden Zeyd'e ne lazım gelir? ' 'Bu suretle Zeyd-i merkum, İngilizli kıraliçesine nameler düzüp din-i mübin ve hilafet-i İslamiyye aleyhinde herzeguluk eylese ve hatta küffar tebasından olduğunu iddia ile İngiliz sefarethanesine iltica talep eylese ne lazım gelir? ' Lâşekk, köşelerine ayet, hadis iliştirilmiş, altında İlahiyat, Diyanet vesair 'resmi' mühürleri havi hatta âlem-i İslamın dört bir tarafından emsali müctehid müsveddesi Efganici güruhun tasdiki ile öyle ilmi(!) bir fetva tertip ederler ki 'suali sorduk diye iman mı tazelesek' diyenler olur. Muhammed Reşad, Cemaleddin Efgani Etrafında Makaleler, İstanbul, 1966: 288-299+A15230
a.
HES kıs Hidroelektrik santrali. Su ile çalışan elektrik üreten merkez.
HES kodsuz
s.
HES kodu olmaksızın.
"HES kodsuz s. "HES kodsuz girilmez.", 22.3.2021"
hesabı verilebilir
b.s.
"ve hesabı verilebilir/mukayese ve muhakemeye dayalı bir bilgi-yorum seviyesine çık(a)mayışı (bugün de çıkmış sayılmaz) problemin ana kaynağı gibi gözüküyor | ", İ Kara, Rüya Delil Olur mu?, Dergâh, S. 372, Şubat 2021, 30"
hesabi | hisâb + far. -î nispet eki. BTS+ | 1. Menfaatlerini gözeten, çıkarcı. | +İnsanlar genellikle hesabi davranırlar., | A T Alkan, T, 17.6.2012 2. İktisatlı, tutumlu. | +...onlar da babalarından aldıkları sıkı terbiye ile gayet hesabi bir yaşayış tarzı ihtiyar ederek Rumelinde, Anadoluda çiftlikler, hanlar, hamamlar edinmişler, ayrıca 'Hayriye tüccarı' ile ortak ticaret yapmışlar., | Ulunay, MKS, 13 | hesabî olmakhesap yapmak, kendi yararını hesaplamak. | Adı geçen diğer isimleri tek tek incelerseniz, | konjonktüre göre hesabi nasıl olunurun kitabını yazdıklarını kolayca fark edebilirsiniz., | STunalı, T, 19.11.2011
ar.
bts+
hesap -bı | hisâb. | 1. Sayılara âit kural ve işlemlerden bahseden ilim, aritmetik. | 2. Bilinen veya kabul edilen sayı ve değerler üzerinde matematik işlemlerin yapılması işi | 3. Alacaklı veya verecekli olma durumu. | 4. Alınan şeylerin veya yapılan masrafın tutarı | 5. Bir iş için önceden plan kurma, tasarlama, tasavvur. | 6. Tahmin, önceden verilen hüküm, düşünüş. | 7. Bâzı tamlamalarda belirtilen olarak kullanıldığında | hükmünce, imiş, gibi anlamlarına gelir: | 8. | bilişim. bir kimsenin sosyal medya adresi. | Posta Birleştirme E-posta ayarları E-posta gönderiminde kullanılacak mail hesap bilgileri ve mail sunucusu ayarlamalarının yapıldığı seçeneklerdir., Ş Aldıbaş, LibreOffice Kelime İşlemci - Writer -: Writer - Kelime İşlemci, 2012, 142 | hesap açık olmak hesap kapatmak fgg+
ar.
hesap edilemezlik -ği | hesaplanamama hali. | Yani yazıda iktisat yapmak lazım iyi de, bunu nasıl yapalım, önümüzü göremiyoruz ki. Başbakan eleştirisinde ciddi bir hesap edilemezlik sorunu var. (Aman küçümsemeyin. Bu hukuki accountability öyle bir ciddi meseledir ki uğruna burjuvazi devrim yapmıştır.), | YOğur, T, 29.1.2012
b.a.
Hesap kesmek | Bu anda bütün hayatıyla, bütün muhitiyle, bütün dünya ile hesap kesiyor ve bu hesaplaşma, şimdiye kadar her şeye baş eğdiği nispette korkunç oluyordu., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 215
hesap verirlik -ği | devlet memurlarının ve siyasetçilerin yaptıkları iş ve eylemlerden dolayı hukuk önüne çıkarılabilimesi. | Hesap verirlik yargılama sürecin sağlıklı işlediğini kanıtlar. Tarafgirlik, yargılamanın sağlığı için alınan tüm tedbirleri bir çırpıda bertaraf eder; fakat, hesap verirliğin olduğu yerde barınamaz., Mehmet Gün, Yargıda hesap verirlik ve tarafsızlık, 16.11.2015, Facebook | Tunus 43. sırada, Özbekistan 81. sıradadır. Neye göre? Dört açıdan yapılan araştırmaların verilerine göre, özetle: Bir, hesap verirlik. İki, kanunların açık, ulaşılabilir, istikrarlı ve adil olması. Dört adaletin zamanında, liyakatli, bağımsız ve tarafsız organlarca dağıtılması., | Taha Akyol, Hr, 08.04.2016
b.a.
hesapçı | 1. hesabını iyi bilen, hesabî. 2. | mec. Çıkarını kollayan, davranışlarını buna göre düzenleyen (kimse); hesabi. 3. | hesap yapan. | Sonuçta bu dünyanın insanları evliyalar tekkesinden ya da Aristo okulundan gelmediler, hepsinin bir hesabı var, ve her hesapçının da taktikleri., | STunalı, T, 6.2.2013
s. mec.
hesapediş / hesap ediş | hesap etme işi. | Zaten bu hesabedişe politika strateji filan diyoruz., | A Çetiner, 22.09.2016 rindan
b.a.
hesaplanamaz | Arzu, doğası gereği yasak olana meyillidir. Kurallarla arası iyi değildir. Öngörülemez, çoğu zaman hesaplanamazdır. Leylâ Erbil de Yusuf Atılgan da söz ettiğimiz öykülerinde bu durumu bütün doğallığı ve gerçekçiliğiyle, fazla söz söylemeden görünür kılmışlardır., Aysun Kara, Çaprast Okumalar: Arzunun İzi, Parşömen, 06.01.2025
s.
hesaplanamaz | hesap edilemez. | Rakamların Masalı firar eden 1 rakamının yol açtığı güvenilmez, hesaplanamaz dünyayı anlatır., | İlhamiIşık, StarG, 8.10.2016
s.
hesaplanış
a.
hesaplanma işi.
"... hesaplanış şekli, milletlerarası kaidelere göre tesbit olunmakta ve bu suretle Demokrat Parti iktidarı zamanında hiçbir noktasına dokunulmadan aynen yürütülmüş bulunmaktadır. Geçinme endeksleri (1948 -100 itibariyle ) veriyoruz ... ", Yeni iktidarın çalışmaları, 22.5.1950-22.5.1952: Demokrat Parti, 1952, 287"
hesapsız
s.
pek çok.
ar. hisâb + tr. -sız
İslamın askerin hesapsız kırdı, / Ettiği yanına kala mı Yarab? 27
hesapsız | 1. hesabı tutmayan. 2. | çok, hesaba sayıya gelmez. 3. | mec. önceden iyi düşünülmemiş, sonu belli olmayan; ölçüsüz, plansız. 4. | mec. bk. tutumsuz. | Asla her hayvanın yenilmez eti / Domuzlar hesapsız etlenmeyinen., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 167
s. mec.
hesapsızca 1 | Hesapsız bir biçimde. 2+z. bir şey ummadan, hasbice. | +Bize hesapsızca yaklaşan incire ben de biraz uçarak eşlik etmek istedim., | Refika Birgül, HrCmrts, 03.09.2016
z.
hesmek | Buraları hes'meyin, suyumuzu kesmeyin,/ | Hes'tirin gidin T, 30.7.2013
f.
hetero | eski | Heteros: Başka, ayrı. heteroseksüelden kısaltma. | Hatta biz [geyler] de heteroların evlenmesini yasaklarız., | HGeviş, T, 5.9.2010
a.
yun.
heteronormatif
s.
karşıt cins kurallı.
ing.
"Kökleri ta Antik Yunan'a kadar giden hümanist ve düalist düşünce, heteronormatif ideolojinin en önemli ayağını teşkil eder." "
Necla Akdeniz, Kuir edebiyat nedir?, Parşömen edebiyat, 14.11.2023
heteronormatif | karşı cins kurallı. | Heteronormatif Türk-İslam geleneği ve LGBT'yle imtihanı, | AylaDuruKaradağ, Birikim, S.308, Aralık 2014
s.
heteroseksist | Heteroseksçi, karşı cinsçi. | Demokratik bir meclis için, çoğulcu bir katılımın sağlanması, erkek ve heteroseksist meclisi altüst etmek için, gasp edilen Meclis'teki sandalyeleri kalın kalın, kelli felli adamlardan geri alıp-., | Esmeray, T, 11.3.2015
s.
heteroseksizm | karşı cinsçilik. | Heteroseksizm her yerde ama eşcinsellik görünür değil!, | Esmeray, T, 11.4.2012
a.
heterosiklik | Bir heterosiklik bileşik veya halka yapısı, halkasının üyeleri olarak en az iki farklı elementin atomlarına sahip siklik++ bir bileşiktir. Heterosiklik kimya, bu heterosiklerin sentezi, özellikleri ve uygulamaları ile ilgilenen organik kimyanın dalı. | Modern heterosiklik kimya, Metin Balcı, TÜBA, 25.11.2024+
s.
heterotopya
a.
*
ing.
"Demokratik Özerklik, Bir Yurttaşlık Heterotopyası", Çetin Gürer, 1. Baskı, Ankara, Notabene Yayınları, 2015"
hevâî | heva ve hevesle ilgili. | Bu eklenmiş ve sonradan üretilmiş kutsallardan sıyrılabilmek için öncelikle tarihsel olan ile dinsel olanı, psikolojik ve kişisel kararlar ile aklî ve düşünsel kararları, coğrafi olan ile ruhani olanı, hevâî olan ile Kitabî olanı ayırt edebilmek şart., | EÇelik, T, 6.8.2015
s.
GTS-
heval | Kürtçe arkadaş. | Diyarbakır yazımızdan sonra, hem benim hevallerimden hem de Apo'nun hevallerinden yüzlerce e-mail ve telefon geldi., | ÖAytaç, T, 1.2.10, s.3 hewale Kürtçe arkadaşlar | Oy hewale'yi duydular, konserden kaçtılar., | T, 17.12.2011
a.
heves etmek -e
dey.
"Kadıncağız hiç güçlerinin olmadığını, yüzlerinin de tutmadığını bildiği halde, böyle bir işe heves ettiğini ezile büzüle söylmeye çalışırken, Sevim hanım yüzü gülerek annesine dönmüş", İ F Ceylan, Bir Garip Adam, 2002, 16"
heveskâr | amatör. Zıddı meselek adamı. | Heveskârla meslek adamını, böyle ayırmak mümkün olsa gerek. Birisi canı istediği zaman çalışır, öteki her Allahın günü çalışır. Canı istese de çalışır istemese de., B R Eyüboğlu, EK, 1953, 103
a.
hevessiz | hevesi olmayan, isteksiz. | Memonun oyuncak sepeti uykularda / Mavi gece lambası hevessiz, | CSüreya, Onüç Günün, 73 (21.7.1972)
s.
BTS++
hevi metal / heavy metal | İng. Heavy metal: ağır maden. Bir müzik türü. | Heavy metal fırtınası | Kendi kendine yorumlayabildiğin, metro freninin tatlı bir viyola sesi gibi insan seslerine karıştığı, yeni tip vapurların hevimetal motor gürültüsünün vapurun barkovizyon camına fon yapıp denizi farklı bir yorumla seyredebildiğin (...) güzel zamanlar., | AyçaŞen, T, 28.9.2011 power metal | İng.: güçlü metal. | ... aynı zamanda fantastik ve coşkulu şarkı sözleriyle power metalin öncülerinden Helloween-., | T, 27.9.2015
a.
müz.
ing.
hewler | Erbil'e Kürt milliyetçilerin verdiği ad. | Kürdistani bir konferansın Hewler'de yapılması söz konusuydu., | O Miroğlu, T, 17.10.2011
a.
hey hey ... hoy hoy | sevinç, şenlenme belirtisi. | CHP araştırma komisyonu kuralım hey hey âkil adamlarla görüşelim hoy hoy (en âkili İmralı'da duruyorken hem de) taşşş gibi somut önerileriyle gürlerken entelijansiyamızın eli sadece film roman toplamıyor elbette., | YMEroğlu, T, 5.10.2012
ünl.
hey hey | Davullar, her tokmakta hey hey... / Türkiye şöyle bir çevriliverir / Tutar ellerimizden doğruluverir. | , | İZB, 1959, 11
ünl.
heyamola ile | ayn.m. Heyamolasıyla. Herkesin ortak gayretiyle ve büyük zorluklarla. | Geçtiğim dersler de hep edebiyat, tarih, coğrafya ve lisan dersleriydi. Fen zümresinde her zaman heyamola ile geçmiştim ve şimdi de edebiyat ve felsefenin fazla birleştiği noktalarda yaya kalırım hep. Tembellikle hemen müteradif olarak da çok yaramaz bir talebe idim. | , M Körükçü, EK, 1953, 107
z.
heyamolacı
s.
heyamola çeken.
* + -tr. -cı
"Uçsuz deryalarda: / Geceleri saz benizli yolcu ay, sanki göz kırpar size | / Neşeyle balığa çıkmış cesur Heyamollacı (sic) balıkçılarla... ", Latife Çelebi, 1966, 27"
heyamolasıyla | Ayn.m. Heyamola ile. Herkesin ortak gayretiyle ve büyük zorluklarla. | Zira, ben oldukça tembel bir talebe idim ve bütün sınıflarımı, yalnız dil, edebiyat derslerinde kazandığım iytibarı (sic) yakından bilen hocalarımızın heyamolasıyla geçmişimdir., YKK, EK, 1953, 19
z.
heybetlendirmek | Heybetli hale getirmek. | İdare-yi maslahat için uydurulmuş her çürük, asılsız, binaenaleyh muğfil itikadın üzerine sırmalı bir pûşîde atarak onu heybetlendirmeye uğraşmakla meseleyi kapattık sanıyorlar., | HRG, KokotlarMektebi, 1927
f.
heye he, evet. | -Çeyrek saat evvel gelen sarı saçlı... Senin oğlun mu o? –Heye..., | , | OrhanKemal, Sarhoşlar, 19
heyecan | heyecan yapmakHeyecanlanmak. Heyecana kapılmak. Havaya girmek. | Heyecan yapmadan soğukkanlı gitmekde her zaman fayda vardır., | K Üçüncü, 28.2.2010 t eposta | Sonra gazetelere baktım, bir kısmı 'müthiş vaatler', '12 yılın hedefi' tadında acayip heyecan yapmış..., | D Oray, T, 18.4.2011 | Emperyalizm bütün dünyada çöküyor ve mevzi kaybediyor. Sadece biz toz konduramıyoruz. (...) Onlar adına heyecan yapıyoruz, müşteri memnuniyeti için erketede duruyoruz ve daha bir sürü şey., | K Üçüncü, 9.8.2011 eposta
dey.a.
heyelanlı
s.
heyelan tehlikesi olan yer.
"Mevadı meksure mıntıkası bir çok yerlerde dik ve heyelanlı yamaclı, zemini geniş bir takım itikâl boğazları ile katedilmiş bulunur. Bu vechile mıntaka gayet garip şekillerde bir takım tepeciklere ayrılmiştir. Halbuki şistî mint akadatopoğrafya eşkâli daha ... ", İ H Konyalı, 30-31 Mart 1928 tarihindeki Tepeköy- ... , 1919, 40"
heyelanlı | heyelan, kayması olan yer. | Bunlardan bilhassa Palu boğazı arazi teşekkülü itibariyle heyelanlı ve çürük olduğundan buradaki inşaat çok müşkül ve masraflı olmuştur., | Bayındırlık işleriD, 1947, C 13, S 17,? | Ordu heyelanlı mahalleye giriş yasak, | 24.10.2019, basın
s.
heyetlerarası / heyetler arası | lrak Petrol Bakanı Amir Muhammed Raşid, Kerkûk-Yumurtalık boru hattının güvenlik açısından işlemeye hazır olduğunu belirterek heyetler arası görüşmelerde de konunun teknik boyutunun ele alınacağını söyledi. 6.3.1996, Cum, | http://www.cumhuriyetarsivi.com/katalog/192/sayfa/1996/3/6/1.xhtml, 8.1.2017g
a.
GTS-
heyheylenme | Durup dururken veya sudan sebeplerle sinirlenme. | Aksiliği yalandan, heyheylenmesi yalandan –ve çok sahici bir adam., | HKıyar, Hisar'dan Ahmet, arka kapak/PBarışta, T, 25.3.2012
a.
heyheylenmek
f.
çileden çıkmak, çıldırmak, öfkeye kapılmak.
hey-hey-len-
"... heyheylendi: "Bu gibi işlere karışmaz ya, babamın yakın arkadaşıdır. Onun ekmeğini yemiş, kapısında büyümüş!" Cigarayı değiştirmişti. Köylüyü bırakmış, Sipahi içiyordu. Yaktı bir cigara, arkadaşına da uzattı.", Mehmet Seyda, Yanartaş: roman, 1970, C 2, 367 | Bir yanda kuşkuyla, endişeyle beslenen korku uçurumlarıyla cebelleşir kişiler, öte yanda buna karşı verdiği tepki bağlamında diklenmeyle, göze almayla, sonuçta direnmeyle heyheylenir.", M S Aslankara, 5 eki 2024, Cum Kitap, 6"
heyiklemek | | Hayvan korkarak kulak kabartmak, kuşkulanmak. 2. Çevreyi kollamak, gözetlemek. | Heyiklemek gizlice birini izlemektir Şebinkarahisarda, Erdoğan Oruç, 31.01.2014
f.
DS
heykelci | 1. heykeltıraş. 2. | heykeli seven.Heykelci hanım, ne o Karadenizde gemilerin mi battı? , | A Özakın, KB, 40-41
s.a.
heykeldaş | heykel arkadaşlarından her biri. | Heykeldaşların bundan ibret alması gerekmiyor mu? , Mehemmed Saffet, B.Vekil'in, Tatar Kazanı'nda Heykel Pereştişi!..., | http://www.turkcesi.biz/muharrirler/mehemmed-saffet/b-vekilin-tatar-kazaninda-heykel-perestisi.html, 07.12.2016/18.06.2018
a.
heykelleşmek | BTS- heykel halini almak.Onun için sürülmüş, sövülmüş, dövülmüş ama öğrencilerinin yüreğinde heykelleşmişti., | AdnanGündüz, KüçükFahişe,1981,55
f.
bts-
heykelleştirebilmek
f.
"Grubu meşgul etmek istemem. Bu arada Trabzon Şehir Müzesini gezdim. Bence çok güzel objeler ve görsel anlatımla kısa bir gezinti yaşatıyor. Fakat bana en ilginç gelen bir Trabzon kadın heykeli. Bir Trabzon kadını ancak bu kadar mükemmel heykelleştirilebilirdi.", Burhan Temel, 17.4.2024, Rindan Kültür Sanat"
heykelli | heykeli olan. | İlin heykelli alanındaki böyük öteli bildin mi? , | ANesin, ŞAvrupa, 87
s.
heykelsi | heykeli andıran. | Bir doksan iki boyundaydı, Yunan tanrılarına benzeyen heykelsi bir görünüşü vardı., | TKiremitçi, 2005, 191
s.
heykeltıraşi | heykeltıraşlık. | Suret ve put yapmanın men olunduğu bir dinin saliklerindeki resim ve heykeltıraşi zevki de tabii sıfır olacaktır., | Reşatİsmail, YürüyüşD, Sayı9, Sene1, Mayıs 1931, Samsun, 1
s.
heyt be yaşadık Ne güzel yaşadık anlamında bir memnunluk sözü. | Fakat, senin-benim gibi | züğürtler bakımından, pek öyle | heeeyt be yaşadık! falan durumları yok, yalnız., | R. Tahiroğlu, T, 7.10.2010
heyt Disiplin. [Derleme Sözlüğü c: 7] *Kilis –Gaziantep 2. Çekilin, savulun, ben geliyorum anlamında kabadayı narası. Heyt veya heyt be! | heyt hötle | Bağırıp çağırarak; azarlayarak. | Heyt hötle Kürt'ü aynı ideolojinin arenasında heyt hötle susturan yorumcu ise rektör, vekil, bir şeyin danışmanı filan olur., | SelimTemo, Rİki, 24.7.2011
z.
heyvağ | Bununkisi bir başka, bir başka ki, uy ağalar, uy hatunkişiler. Heyvağ.../Hamza'dan daha döl tutamadan, toprağa bağlanan kadınlığım. Uy, vay, heyvağ..., | BYıldız, DünyadanBirAtlıGeçti, 56/57
ünl.
hezar yaprağı
b.a.
?
far. hezar? + tr. yaprak-ı
Kerime hanıma (evin kızına) gelince boysuz bossuz, zayıf, solgun. Kışın balık yağı, yazın Kina Laroş içmekten 'gık' demiş, çıldırasıya sevdiği kocasının yüzünden bu hale gelmiştir. Kıskançlık kavgası olmayan günü yoktur. Gelin hanımın pençe pençe yanaklarını gördükçe, hezar yaprağı gibi yüreği titrer, eridikçe erir."
S M Alus, 30 sene evvel İstanbul: 1900lü yılların başlarında şehir hayatı, 2005, 119
hezaren / hezaran | bambudan yapılmış. | Bir ayağı kırık tahta kahve masasıyla iki hasır, bir hezaren ve üç tahta iskemle biner biner artarken, gayet mükellef, muhteşem, mücella, mualla bir hanımefendi, soluk soluğa içeri girdi., | ANesin, ŞAvrupa, 58 | Onlar da benim getirli pabuçlarımdan, gül kurusu eldivenlerimden, arkama kartal kanat aldığım pardesümden, hezaren bastonumdan alınıp gocunup, 'İşte züppe herif yine geldi' dercesine bakmaya başladılar. (Fahri Celâl). (KubbealtıL, hezaren) | Paşa'nın bu sözleri üzerine : -Hâşâ kabul itmeziz. Biz ehli İslâmdanız, diye bağırdılar. Melek Ahmet Paşa büsbütün kızdı. Çavuşbaşının elinden hezaren değneği kaptı. Bir sürü esnafı divanhanede önüne kattı. Önüne kim gelirse döğmeye ..., | Ahmet Refik, Turhan valide, 1931, 150 | Eski ceviz masanın başındaki sandalyelere ilişip 'Real Estate' uzmanı genç adamla birlikte kontrat kâğıdını doldurmaya başlarken, 'Bu tip sandalyelere hezaren denirdi yanlış hatırlamıyorsam,' dedim, Türkçe bilgimi adamdan çok kendime kanıtlamaya çalışarak. / Çocukluğum İstanbulda geçti. Babam antikacıydı. Kuledibi'nde atölyesi vardı. Oraya eskiciler bu sandalyelerden getirirlerdi. Babam, hezaren ustalarının azaldığından, eski Çingene ustaların da çocuk yetiştirmediklerinden... hayır, çocuk değil, neydi? ... 'Çırak mı? ', Oya Baydar, Erguvan kapısı, 2000, ? | ÜST KATDAKİ KOĞUŞ 15200-15207 numaralara kayıtlı; tahta dolaplar (birine etiket konmuştur), Avrupa keçesi, hezaren sandalye, bahçe kanepesi (demir ayaklıdır), bakır mangal, saç ateşlik, tahta rahle. İşbu mahalde bir köhne kapı ..., | Topkapı Sarayı Müzesi, 1988, C 3-4, 52 | Hezaren iskemle, oturulacak yeri (ve varsa arkalığı da) hezarenden örülmüş iskemle: ..., | Büyük lügat ve ansiklopedi, 1985, C 6, 423 | Masamın, etajerlerin önünde birer hezaren sandalye. Kanepe ile koltuklar arasında birer sigara iskemlesi. Masanın duvar tarafına üst üste istif edilmiş kitaplar, bir hokka, bir kaç kalem, biraz kâğıt. Prizli, basit bir elektrik lâmbası., | Kazım Nami, Uyanış, 1933, 4 | 4b Pembe gül 5a Mavi sümbül ve hercai menekşe 1 1 b Pembe hezaren 12a Sari fulya 18b Katmerli karanfil 19a Sarı lâle 25b Sarı zambak 26a Mor menekşeli pembe sümbül 32b Katmerli haşhaş 39b Mavi sümbül 40a Katmerli gül 46b ..., | Günsel Renda, Batılılaşma döneminde Türk resim sanatı, 1700-1850, 1977, 212 | Yalnız bu yüzü duruşta mermer kadar sert, kımıldanışta bir hezaran dalı kadar narin, yuvarlak ve uzun bir boynun üstüne oturtuyordu ve kolları, ..., | Y K Karaosmanoğlu, Bir Sürgün, 72 (65) | Pembe hezaren (Delphinium)., | Yıldız Demiriz, Osmanlı kitap sanatında naturalist üslupta çiçekler, 1986, 305 | U[rgan]lar ağaç, hezaren, kauçuk, mantar veya içi yumuşak malzeme ile doldurulmuş örme halatlardan yapılırlar. Kayık, filika ve botlarda içi mantar veya üstüpü ile doldurulmuş yelken bezi veya brandadan yapılmış üç köşe, dört köşe veya yuvarlak ..., | Türk Ans., 1946, C 33, 104 | (hizrân) =Hezaren denilen ağaç. Bîzebân, hemzebân vezinlerinde de kullanılır. •Sorr çehresi, erguvan renginde bükülmüş beli, hezaren gibi muntazam oldu. (Nızâ Okyânös'ta aı heyzuı ân şeklinde Arapça olup terütaze da mânasına da ..., | Z Şükûn, Farsça-Türkçe lûgat: Gencinei Güftar; Ferhengi Ziya, 1944, 836 | İki adamın büyük ve gösterişli bir hezaren koltuğu rap rap getirip setin üstüne yerleştirdiklerini de. Yeniyetme kahveci çırağı bir süre ona yan yan bakıp çevredeki masaların formikalarını sildi. Sonra tüm cesaretini takınıp geldi. 'Geçmiş olsun ..., | Türkiye kültür ve sanat yıllığı, 1985, 252 | Ey civanı misaldır ebru siyaha perçemin, / Perdelenir bazı bazı ruy-i maha perçemin, / Ter baran dur gerdana gül bitirir ha perçemin, / Sat hezaren çiçeklere verir rehya perçemin, / Sermayedür yedi iklim padişaha perçemin. / Gelmemiş devr-i ..., | Kevork Pamukciyan, ?Osman Köker, Ermeni kaynaklarından tarihe katkılar, 2002, C 2, 78 | ... sıcak ülkelerde yetişen ve pek çok türü bulunan, boyu 25 metreye değin uzayabilen, tabak, tepsi, baston gibi ufak, mobilya, merdiven gibi Düyük olmak üzere türlü eşya yapımında kullanılan bir tür kamış. eş. hezaren, hintkamışı., | A Püsküllüoğlu, Türkçedeki yabancı sözcükler sözlüğü, 1997, 56
s.
hezaren far. | | Lûtfuna muhtacız eyle ihsan ya Huseyn / Derdimize senden derman eyle derman yâ Huseyn / Gayriye muhtaç kılma âşıkân'ı el'aman / Sen medet kıl bizlere her vakıt yâ Huseyn / Sad hezaren lanet olsun ol gürûh'u delâl'e / Nakz-ı ahd ile şehid, | Ömer Uluçay, Gülbang: Alevilikte dua, 1992, 89
a.
hezen | halk | 1. | Damların üzerine döşenen kalın ve büyük ağaç, kiriş; Ahşap ve kerpiç evlerde damların üzerine konulan büyük ağaç; Dalları budanmış ağaç gövdesi. | Dağdan kestiler hezenim, / Bozuldu türlü düzenim, / Ben bir usanmaz ozanım, / Derdim vardır, inilerim., | Y Emre, 13. yy. | Avludaki hezenlerden birisinin üstünden geçirilen ip, iki ucuna bağlanarak askıya alınıyordu yayık., | ACılga, Sıpanın, 31 | bir bahtsız gibi / hezene kendimi asmadım, | Bünyamin K, 31 | 2. GTS Sopa değnek.
a.
GTS++ DS
hezeyanlaştırmak -i | bir şeye hezeyan niteliği kazandırmak. | İspanyol hastalığı gibi fikri hezeyanlaştıran İstanbul siyaseti herkesi etkilemiş, zihinleri teshir ve tenvim ile uyuşturmuş, hak ile batıl, sıdk ile kizb birbirine karışmıştır., | www.risaleinurenstitusu.org › ... › Enstitü Sayfası › 6/2/2000, 16.7.2015g
f.
hı 1981 soru edatı | Hı, söyleyin bakalım nereye gidiyordunuz? , | Kıyafet, 30-2 | Tamam kahrolsunlar, batıralım, da, sen halka açık yerlerde yatak odası kıyafetleriyle dolanırken ve dahi hayrat kabilinden meme ucu, koltuk altı, bacak, göbek, sutyen askısı, döt dekoltesi sergisi açarken, koca/kardeş/arkadaş kadrosundan yanında bulunan ve etraftan zikercesine bakan erkekleri farkedip bir şey yapamamaktan dolayı onuru kırılan kim? Hı? , | NecdetŞen, 2.9.2009 | Lakerda sever misin lakerda? Hıı? İstersen getireyim., | D Ceyhun, 114 | Bilir misin sen ufakken, hani o bahçeli evimizde, hı, anımsadın mı, baban bir kuzu alıp gelmişti-. / Ne diyordum, hııı şey diyordum, kendi kendime olabilir diyordum., | Mİzgü, 14-22 | Çöp kutusunun yanına gittim, kırıklara baktım. Olası değil, unufak olmuş, yapıştırılmaz ki... Anneannem; -Haydi çekil oradan, şimdi de elini kesersin, dedi. Anneanne yapışmaz mı? Anneannem alaylı konuştu: -Hı, hamurla yapışır. Hamur karayım yapıştırıver., M İzgü, AAG, 2007 (1994), 107 | Şimdi binbaşı oldu. Genelkurmayda görev yapıyor. -Hı, öyle birini hatırlar gibiyim, diye mırıldandı Kamil Bey., | S Dölek, Kirpi, 35
hı-hı Evet. | Reform adımlarının gecikmesi değil mi? hıhı... Severler bu örnekleri diye söylüyorum, ortada 30 ölü varken | yetersizlik gerekçesi dillendireni, Lenin'in Kautsky'e söylediği gibi, kahkahalarla öldürürler vallahi., | MAltınok, T, 4.9.2012
hıçın | ...Kabartay Balkarya geliyor. Yemeklerine mi gelelim, gelelim öyleyse, Çorba, hıçın, mantı, şiş ve etli börek özel lezzetler., | BekirFuat(EKurban), Eyül2015
a.
hıçkırıklı | Hıçkırığı olan | Uzun süren bu sohbeti, hazır bulunanları tenvir ediyordu, öyle ki hıçkırıklı ağlamalar, 'Allah' diye bağıranlar odayı bir nevi Arafata vakfe gününün vecd halindeki durumuna itiyordu., | İAlanka, 41
s.
hıdırlezli
s.
özürlü, sakat.
ar. hızır ilyas'dan hıdırlez + tr. -li
"O kabak hıdırlezlidir.", 26.07.2018"
hıf hıf hınf | Aysun'un çelimsiz çöp kadar incecik parmaklarında müthiş bir meziyet vardı, parmaklarını ovuşturup avu içini koklar, hıf hıf hınf av köpeği gibi koku alırdı., | NGenç, isenç, 69
hıfzıllisan selametilinsan dilini korumak dert uzak olmak, başının ağrımaması demek | ...şükür bugüne kadar ne kimsenin başını ağrıttım, ne de kendi başım ağrıdı. Rahmetli babamdan nasihatlıyım: Hıfzillisan, selametilinsan, derdi..., | OKemal, 1966, 14
hıh
ünl.
gör, oh olsun anlamında.
tr. yans.
"Taşı olanca hızıyla indirdi. indirirken de dişlerini sıktı. hem de: -Hıh! dedi.", A Cılga, 1980, 57"
hıh | 1. Olmaz, hayır. | Kocası ölüyor, kalkıp kanını vermiyor, doktor, hemşire girdi araya, hıhhh, nuh diyor peygamber demiyor-, | NGenç, BuÇağınSoylusu, 24 | Burun kıvırıyorum Memo'ya; çocuk aklı işte, hıh, Sessizlik Denizi olur mu len, mantık yürütürsek Uyuyan Toprak'tır tabii-., | AyçaŞen, T, 19.8.2012 | -Ama anneanne, bilerek atmadım ki. Duvardan sıçradı. -Hıh duvardan sıçramış. Sana kaç kez sıçrayacağını söylemedim mi? ., M İzgü, AAG, 2007 (1994), 106 | 2. Ha, ne var? anlamında. | Katip kollarının üstünden başını uykulu uykulu kaldırdı: -Hıh? Ne var be? , | OKemal, 1966, 46 | 3. kedi hırlaması. | Birbirlerine fena baktılar... Hıh... Hıh... diye tokat attılar. Çanak devrildi, süt yere döküldü., | ÇocukDostuM, | SütBaşında,1914/ASalimoğlu, Rüzgargülü, Sayı10, Tem2013, 13 | Hıh', diyordu içinden, 'Hani, gerçekten kendisi de çok yakışıklı olsa bari'..., | DCeyhun, 52 | Hıh al bak oku, senin o arasıra ayak parmaklarının arası kaşınıyordu ya, (...) hiç önemli değilmiş (...) biraz pudra sürünce geçermiş., | M İzgü, 23 |
hık | geğirme sesi | Aldığı asırı alkolle ayakta zor duran lokanta sahibi, sef garson, garsonlarını falan itip bizzat kosmustu. Geğirmesini tutmağa çalışarak: — Buyurun, dedi, hık. Buyurun, hık hık...
a.
hık mık | Olmaz olur mu? Kaç tane hem de. Geçende Beyoğlu'nda rastladım, dedim ulan İnek bu ne hâl? Hık mık... Dedim gözükme Erol'a., | OKemal, 1969, 65 hık mık etmek tereddüt ifade eden hal | Camgöz Taci önce 'hık mık' etti. Kahvedeki diğer oturanlar da üsteleyince, önce şöyle bir gırtlağını temizledi... Sonra da başladı şarkıya., | TAral, SÖ, 148
a.
hık mık etmek
dey.
"Lâ hık mık/ fil kavaid ül hukuk- -17 ci yüzyıl Kadı Üsin-i Filibevi ( Hukuk kuralları söz konusu olunca hık mık edilmez)", @h_hatemi, 28.12.2023, X"
hıkırtı | hık hık etmenin, hıklamanın çıkardığı ses bütünü | Lokanta sahibi tam hık'layacaktı ki, 'Kodaman'ın sorusuyla sanki kuvvetli bir yumruk yedi ve hıkırtısı geçti., | OKemal, 1966, 36
a.
hıklamak | hık hık sesi çıkarmak | Lokanta sahibi tam hık'layacaktı ki, 'Kodaman'ın sorusuyla sanki kuvvetli bir yumruk yedi ve hıkırtısı geçti., | OKemal, 1966, 36
f.
hıldır hıldır yerimek kalçalarını sallaya sallaya seksi seksi yürümek* | Altın dişli Heyriye / Hıldır hıldır yeriye / Can-ı ömri çürüye / Gel beriye beriye, | MTuncer,
hılı pırtı | pılı pırtı. | Dünyanın en zengin adamı olan Tosun ağa hiç böyle hılı pırtıyla gezer mi? Üzerinde kimbilir kaç kat kürk, inci, elmas işlemeli giysiler vardır? / Üstünden çıkan hılı pırtıyı da bir kıyıya atıver gitsin., | Sihirli Gül, 48/57
a.
hım hım | yansıma | Hım hım hım da hım hım yar / Vıy vıy vıy da vıy vıy yar.Ahmetkural, | http://www.akormerkezi.com/ahmet-kural-entarisi-dim-dim-yar-sarki-sozu_sarki-hdlhvn.html, 16.9.2016g
s.
hım öyle mi? Görürsün sen anlamında bir söz.| | Çiğnenen Hocanın tarlasıymış. / Bunu yapan da adamın öküzü. / Hoca 'hım!' diyerek alır sözü., | N Hoca, 1967, 41+A15438 | Siyasi analizlerimizi geliştirirken | hmmm... diyoruz mesela, | Bu MHP'yi CHP'ye katma operasyonundaki adımlardan bir adımdır., | Lİpekçi, T, 24.5.2011 | Hım, derler sonra, açın bakalım şimdi ağzınızı, büyük büyük açın, evet evet, tekrar açın., | UfukBozkır, ZCumartesi, 4.2.2012 | Hım... 30 canı katlederek gündemde tutulacak bir talep hakikaten de., | M Altınok, T, 4.9.2012 | | Bak meselâ, aklıma geliverdi: Çok sigara içiyorsun. Günde üç paketi buluyor galiba, hım? , | Dıranas/Selim İleri, ZCtesi, 7.12.2013
hımbıl | ses taklidi budala, aptal, salak, miskin kimse | Sessiz sakin yere bakan ne kadar hımbıl müdavim varsa kalça kelimesiyle kaslarına bir güç doldu galeyana geldiler, Erol'a 'Bu edepsizi besleyip büyüten sensin' diye meydan okudular., | NGenç, isenç, 86
s./a.
hımhım | burndan konuşan kimse | Sanki sokaktan ya da 'cemiyet'ten alınıp ekrana çıkarılmış gibi hımhım (burundan) konuşan, söyledikleri anlaşılmayan kızlar..., | Ö İnce, Cum, 23.8.2019
s.
hımhımlık -ğı a.?Bazen Hürriyetim'in tıklamalarına bakıyorum. En çok okunan haberlerin neler olduğunu görünce, içim açılıyor. Siyaset dediğimiz o hımhımlıklar arka sıralarda nal topluyor.,EÖzkök, Hür, 28.12.2003, | 23
s.
hımırmak | Uykuya dalmak, ımızganmak | Seyde teyze yorgun geçen saatlerin ardından yukarı eve çıkmış ellerini başının altına koyarak kendinden geçip hımırmıştı., | M Kızılca, 27.4.2016, | http://rasyonelhaber.com/makale/431/gargara-abduellatif-camii, 11.8.2018 2. Yarı anlaşılır yara anlaşılmaz şekilde konuşma | Uzun boylu bıyıklı [idi] ve garip konuşurdu. Konuşması ağzının içinde 'hımır hımırdı.' Yarısı anlaşılır yarısı anlaşılmazdı yani. Lülü de çok severdi bu hocayı., | Sevda Akyüz, Devletin kızı Lülü, 2015, ?
f.
hımış
a.
"Bursa Orhangazi Sölöz'deki bu görkemli hımış yapıyı görmeye geldik. Yapıyı ailenin büyükleri ipek böceği yetiştirmek için inşa ettirmiş.", @Seda_Ozen, 13.4.2024, X "
hımış | krş kumuş* | 1999 depremi sonrası Kaynaşlı. Ahşap çatkılı hımış dolgulu, içte bağdadi çıtalı bir geleneksel kırsal ev ve betonarme evin performansları... kocaeli2007.kocaeli.edu.tr/kocaeli2005/de..., | Seda Özen Bilgili, tivitır, 23.11.2019
a.
hımsımak | yemek bozulmak, ekşimek. | hımsımak pilavlarda kullanılır, genelde burgul hımsır çünkü görüntüde bi problem görmezsiniz ama agza alınnıca beter bi tat olur ki üç gün geçmez. (sic), 10.11.2010, | https://eskiliufaksozluk.com/antepde-yiyeceklerin-bozulmasini-tarif-etmek-icin-kullanilan-kelimeler.html? entry_id=61276
f.
hınca hınçlık -ğı a.Bazen olayların ağırlığı ve yoğunluğu, bir süreci diğerlerinden öylesine farklılaştırır ki, aynı zaman dilimi kadarlık olmalarına rağmen, vaktin dağarındaki o hınca hınçlık, o tıka basalık, bize sanki daha uzunmuş sanısı verir., | NÇınar, T, 8.8.2011
hıncahınç -cı | -Görmüyor musun otobüsleri? dedim. Hıncahınç dolu. Binmek bile zor., M İzgü, AAG, 2007 (1994), 91
a.
hınçlanmak birine/bir şeye karşı hınçla dolmak. | Öte yandan, bir öfke, içinde kabardıkça kabardı, hınçlandı., | DCeyhun, 7 | Demek onlar bu kadar örgütlenmiş, bu kadar hınçlanmış ve buraya kadar gelmişlerdi., | ŞerefTipi,Tavuk, 1942Diyarbakır, | http://forum.memurlar.net/konu/1239421/, 16.3.2014
hınçlı | Büyük, kuşatıcı bir gecenin habercileri arasında, insanın insanı kolaylıkla, yüreği cız etmeden, eli titremeden, yarın vurulma sırasının, öldürülme sırasının kendisine gelebileceğini bilerek –belki de bildiği için- neredeyse hınçlı bir soğukkanlılıkla ortadan kaldırması varsa kesen çarpan çürüten çökerten kanatan yırtan kıran yıkan her türlü nesnenin, yırtan delen parçalayan her türlü âletin peynir ekmek gibi satılıp alınması, kullanılması da var., | BKarasu, 85
s.
hıngırma | Keklik ötme 2. Keklik meclisiKeklik meclisi anlamına gelen Hıngırma ise Anadolu insanının kimi zaman mücadeleci ruhunu, kimi zaman şefkatini, kimi zaman da dik başlılığını bu asil hayvanlar üzerinden sergilediği önemli bir sosyalleşme aracıdır..., | TRTHaber, 28.8.2012, 21.15
a.
hıngırmacı | keklik avlayan ve besleyen kimse. | Hıngırmacı da bütün yaşamını keklik üzerine kuran ve keklikleri yakalayıp onları birer assoliste dönüştürerek şakımalarını sağlayan kişi. TRTHaber, 28.8.2012, 21.15
s.
hıngırmak | keklik ötmek TRTHaber, 28.8.2012, 21.15
f.
hınzır | mec. | Kapıya, güm güm yükleniyorduk, ama hınzır kapı bana mısın demiyordu., M İzgü, AAG, 2007 (1994), 62
s. mec.
hıp diye söylemekbirdenbire söylemek. | Müjde vereceğe benzoorsun. Sakın hıp deyi söylemeyin, usuletle anlatın., | KTahir, AşkÇetesi, 48
dey.
hır çıkmak
kavga çıkmak.
"Yatıştırayım dedim / 'Sen karşıma moruk' dediler / büyük hır çıktı.", Can Yücel"
hır çıkmak| Hayvanlar arasında hır gür çıkmasın sakın, / Dolaşınız her yeri bu işlere siz bakın., Gonca Yayınevi, EGÇM, ? , 122 (30.05.2025)
dey.
hıra düşmek(hayvan) bakımsız kalmak, zayıf düşmek. | Celepliği kolay mı sanıyorsun? Hayvanları sürerken; artda kalmasın diye ardına, öne kaçmasın diye önüne adam tutacaksın. Hıra düşmesinler diye güderek, otlata otlata gideceksin. Hırsızdan uğursuzdan korumak için başında nöbet tutacaksın. Firesiz Aydın'a varsan bile, istediğin fiyata satabilir misin bakalım? , Naciye Poyraz, 1979, 5
dey.
hırçınca | Hırçın bir biçimde | Tepelerden kayalıklardan / Hırçınca çağlayıp akan billur sular., | N Ö Arpacı, 2006, 97
z.
hırçınlaşmak
f.
nsz. hırçınlık etmek, hırçın davranmak.
"Ne zaman rüyamda görürsem seni, / Sargısız bedenini, olgun tenini, / Titreyerek ter döken benliğim bile, / Düşündükçe kıskanır hırçınlaşırdı.", Celâl Beykal, 1956, 65"
hırgürsüz | Evdeki, mahalledeki, şehirdeki şiddete eklenen bölgesel ve küresel şiddet gerçekliği var. Savaşsız, krizsiz, hırgürsüz gün geçmiyor., | Mevlana İdris, KararG, 27.8.2019
s.
hırhız | Erzurum hırsız | Erzurumda kömür hırhızı diye bir tabir var, demek ki kömür hırhızı da var., | 5.4.2018, S Tozlu, tvitır
a.
hırıl hırıl | Kedim ayak ucumda büzülmüş uyumakta / İplik iplik sarıyor sükutu bir yumakta, / hırıl hırıl / hırıl hırıl, | NFKısakürek, Sayıklama, *
z.
GTS-
hırıldamak | akşamüstü çamların gölgeleri arasından / tırmanır bir köy otobüsü öksüre öksüre / meydana gelir, çocuklara kavuşur, sevinçle hırıldar, Hakan Savlı, 1998, 57
f.
hırıldanmak | Hırıldandı, homurdandı, patır kütür sesler çıkardı., Peter Karvas / O Akbal, İşe yaramaz küçük oğlan kardeş, ÇHA, 123
f.
hırılmak | ...aşotu. çorbayı terbiye etmek (yumurta ile): onarmak. çökmek : basıkmak, hapmak, hır- fıtlamak, hırılmak, ıkmak, kağşamak, kampışmak, kempmek, kep- mek,kerpmek, kösmek, lökmek, op- mak (yer -), ürkmek. çöktürmek : çökertmek, ı hırmak, ..., | TürkiyedeHalkAğzındanSözDerlemeD, 1957, C 5, 88
f.
hırıltılı | Derin bir soluk alıp toparlanmaya çalıştım. Yine de sesim hırıltılı ve titrek çıktı., | S Dölek, Kirpi, 72
s.
hıristiyanî | Hıristiyanlığa ait/dair | Yazarçizer takımı bunun daha o zamandan farkındadır ki hıristiyanî metinlerin papirüsten parşömene aktarılması onları 'sonsuza kadar' saklamak için gerçekleştirilmiş bir eylemdir., | NBekiroğlu, Z, 4.3.2012
s.
hırka-i saadet
b.a.
Şiir bir şah at olmuş dilinde / Savaş meydanlarında söz tufanı / Şiirlerle koşmuş Peygambere Medine / Mazlumun âhı yiğidin destanı / Barış çağrılarıyla herkes peşinde / Hırka-i saadete dönmüş ölüm fermanı 40
hırlamak | hırıl hırıl, mırıl mırıl uyumak | Ama hiç kimse Erol'un uykusunun en karanlık yerinde, gırtlağını, tarihlerin en sert ideolojisinin testeresiyle kabuslar içinde kesmekte olduğunu aklının ucundan geçirmiyor, köpeği yanında Erol'la birlikte hırlıya hırlaya uyuyor., | NGenç, isenç, 130
f.
hırlaşma
a.
1. karşılıklı hırlaşma | hırıldaşma. 2. ağız kavgasına girişme | kavgaya girişme.
"Bu, dünya kapitalist devletlerinin Osmanlı İmparatorluğunu paylaşma ırlaşmasında bir geçit noktası oldu.", Kıvılcımlı, FK ve T, 21"
hırlatmak –ı | hırlamasına sebep olmak | hırıldatmak (t): Sürekli olarak hırlatmak veyâ horlatmak. hırlatmak (t): Biririn hırlamasına veya horlamasına sebep olmak, | Başlangıcından günümüze kadar büyük Türk klâsikleri: tarih, antoloji, ansiklopedi, 2. Cilt, İstanbul 1985, 458 | Birini hırlatmak, zırlatmak, (mec.) Ortalıkta gözükmemek. Nadiren gözükmek. Karabatak gibi bir da. lıp bir çıkmak. (Hlk.) (Başkasına) tıraş olmak., | Frnasızca-TürkçeDeyimlerSözlüğü, KayaÖztaş, 1973, 271 | Ha'nın mahreci boğazın evvelindedir. Onu gizli ağzı açık ve yüksekçe boğazı hırlatmak suretiyle okumalıdır., | Bir TecvidKitabından, 22.5.2017+
f.
GTS+
hırlı | İlletim başka tarzla onmaz zaten, super hız ve konfor, hırlı doğama fazla eblet., | Turan Bozkurt, 26.1.2019 vatsap
s.
hırpalamışlık -ğı | hırpalamış olma hali. | Ve kendimi hırpalamışlığım. / Huysuzluğum. / Seninle aramızdaki çelişkiler., | Rabia Boran, Seninle aramızda, Vaveyla, S 4, 11
a.
hırpalancasına
z.
hırpalar gibi.
"O vücut vücuda geliş, şebboy kokusu ağlama, evdeki ıssızlık, odayı kavrayan loşluk, hepsi, delikanlıda işin äkibetini düşündürecek hal bırakmadığından şimdi ne yaptığını pek bilmiyordu. Kucaklıyor, öpüyor, ot minderli kerevete, babasının yerleşmeyi âdet ettiği köşeye doğru onu ayakta hırpalarcasına itiyordu. Bir yandan da başkasının, büsbütün bir yabancının sandığı, kalm, boğuk bir sesle mânasızcasına: -Ağlama Şehriban! Ağlama! Ağlama! diye söyleniyordu.", R H Karay, Sonuncu kadeh, 1965, 96-7"
hırpalanmak | 1897 | Taburumuz oldukça hırpalandı., | ARasim, Asker oğlu, 28 | hırpalamışlık | Ve kendimi hırpalamışlığım. /Huysuzluğum, | AMOlcars, Vaveyla, 11
a.f.
hırpalanmışlık -ğı | hırpalanmış olma hali | Leyla yukarıdan izlediği bedeninin ne denli çocuksu ve savunmasız olduğunu düşünerek onun bu hırpalanmışlığına üzülüyordu., | TKiremitçi, 2005, 117 | Ve kendimi hırpalamışlığım. / Huysuzluğum. / Seninle aramızdaki çelişkiler., | Rabia Boran, Seninle aramızda, Vaveyla, S 4, 11
a.
hırpoluk -ğu | ... mi olur, Yazıcı mı olur, Bahçe Safası mı olur, seyrettiği orta oyunlarının bir çoğunu orada oynardı. Ekseriya Kavuklu'ya çıkardı. Kayartoluk da, Hirbo'luk da , Matizlik de, hatta Denyo'luk da yapardı., | B Büyükarkın, Soytarı, 1974, 9
a.argo
hırs | hırs yapmakgözünü hırs bürümek, aşırı hırslanmak. hırs yapmakdeyim hırslanmak. | Sonuç: Bilgisayar oyunlarında kendini çok güçlü hissedip de gerçek hayattaki dövüşlerin hiç de coystikteki gibi durmadığını anlayan zamaneler (sic) büyük hırs yapıp çaresiz kalıyorlar., | AyçaŞen, T, 25.3.2012 | Mesela bu kadar tüketmeyi bu denli çalışmayı bu kadar hırs yapmayı, ne dünya ne bedenimiz ne de ruhumuz kaldırıyor artık! , | MUtkucu, T, 5.11.2013
ar.
hırsız | hırsızı evine kadar kovalamazlar | Anne yeter artık. Hırsızı evine kadar kovalamazlar. Her şeyin bir çaresi bulunur., | FAtabek, DK, 1972, 59
a.
Hırsız çalacak bir şey bulamazsa fesini başından çalıp cebine saklarmış.
hırsızlanmak | düdük çalar hırsızlanmanmış polisler / ben korkudan üstlerime işerdim, | CanYücel, BelkimBirKentenkeleydim
f.
hırslandırmak –i | 1. Hırsa kaptırmak 2. kızdırmak, öfkelendirmek | Suikast tamamen ve yalnızca Ziya Hurşit tarafından tertip edilmiş, kandırdığı ve hırslandırdığı bir- iki serseri de bu teşebbüse katılmış; bu fırsattan istifade edilerek siyasî rakiplerin bertaraf edilmesine gidilmiş ve bu maksat da büyük ölçüde temin olunmuştur. (İhsanPınar, Baba Oğul Anıları 1, İzmir, 2010, | 103.)
s.f.
hırt | hırt cephesinde yeni bir şey yok, | OlcayÖzmen, İzafi, Aralık-Ocak 2012-2013, 34
a.
hırtaboz/hırtoboz BTS- | Şu piyasa koşulları lafını kullanan hırtobozların işlerine geldiğinde nasıl numara çektiklerini görünce insan kahroluyor., | İKüçükkılınç, 24.7.2012 eposta
a.
bts-
hırtibiği kesilmek| yokaraşşa ve aşşokarı: Almancadaki herab-, heraus- hinab- ve hinaus- ön eklerini çok iyi karşılıyor. bulunduğun yere göre önce yukarı ya da aşağıyı söylüyorsun. Karaman-Taşeli dolayları dayfalmak: sıcaktan bunalmak hırtibiği kesilmek de soluksuz kalmanın can çekişmesine vurgu, Deneysel Temiz Türkçe @dahatemizturkce, 13.03.2025, X
dey.
hırtoluk -ğu
a. argo.
"Aynı hırtoluk onda da var.", İsmail Bayram, 7.4.2024, Cumartesi, Beyler Kafe, .", 7.4.2024, Cumartesi, Beyler Kafe"
hışhışı s.? | Hışhışı hançer, boynuma / Küpeli kızlar yanıma. G.antep türküsü
hışıl hışıl | Sevinçten içi içine sığmıyordu. Gür, kırçıl bıyıkları hışıl hışıl ötüyordu solurken., | DCeyhun, 17 | Güyoğunun oğleri / hışıl hışıl hışlayı
hışıldatmak | hışıl hışıl ses çıkarmasına sebep olmak | Kumları hışıldatan ayak sesleri duyunca sustu., | OKemal, 1969, 9
f.
GTS+
hışıltı
a.
"Kalktı, piposu ağzında, Büyükdere yolunu tutturdu | canı deniz manzarasından ve hışıltısından ayrılmak istemiyor | Karadeniz Boğazından esen nemli rüzgardan da hoşlanıyor.", R H Karay, Sonuncu kadeh, 1965, 90-91"
hışıltı | sert ve sürekli çıkan ses | Ortalığa öyle bir sessizlik çökmüştü ki; çıt çıkmıyor, ara sıra rüzgar estiği vakit kırlar çayırlar nefes alıyorlarmış gibi bir hışıltı işitiliyordu., | CEmiroğlu, Gökbayrak, 134-5
a.
hışım | hışmınan hışım ile | Durmadan, her ağzını açışta, birilerini azarlıyor, yanlış bilenlere işin doğrusunun ne olduğunu bildiriyor, bir hışmınan geliyor ama geçmiyor. Her sözüyle gerginlik, kutuplaşma yaratıyor., | MBelge, T, 1.12.2012
a.
hışınmak | 1. sinirlenmek. 2. birisine sinirlenerek üstüne girmek. Akşehir, 30.12.2024, Cemil Kaya
f.
hışırdayış
a.
hışırdama eylemi.
tr. hışırda-y-ış
"Kavak yapraklarının rüzgar elinde hışırdayışını duyduk.", A Cılga, 1980, 56"
hışırdım krş. Az. Şıdırğı (Şıdırğı yağış yağır.OFikretoğlu, Müjde) Çok manasında pekiştirme ön eki. Örn. 1 Hışırdım gibi yağmur yağdı. 2. Dallarda girabolu hışırdım gibi., | http://www.arslantaskoyu.com/? pnum=11&pt=Kelimelerimiz+ve+Anlamlar%C4%B1, 14.2.2015ghışırdım gibi bardakdan boşanırcasına | Yağmur yağıyordu, hışırdım gibi, bardaktan boşanır gibi... Gökyüzü delinmişti adeta., | AhmetEfe, FındıkOSman, 3
hışırt | yansıma. | Asansörün kapıları benim katımda hışırt diye açılınca-, AFinkel, T, 8.4.2012
a.
hışt I | köpek tasması. DS
a.
hışt II | 1. büyük bıçak. | Elinde hışti / Sırındı düşti / Mahlenin puşti / Ardıma düşti, Muhittin Dinçer, Elinde tabla, Diyarbakır | 2. | ucu sivri demir | 3. | zıpkın DS
a.
hıtta
"-Nerededir bu kasaba, paşa? -Irak diyarında, sahra hıttası. Ömrüm hep beyabanlarda geçti, aşair arasında gazvelere karışıp urbanı tenkil ederek. 72"
hıyanetlik etmek | hainlik etmek, ihanette bulunmak | Bir şecere hıyanetlik etse karınca; ya ne olur karıncayı kırınca? /Yarın rûz-ı mahşer olunca Sultan Süleyman'dan hakkın alır karınca., | Ebussuud E.
f.
hıyar | 1. salatalık 2. mec. | aptal, değersiz kimse. | İsmet Paşanın Uşak dönüşünde İstanbula Topkapıdan girerken çıkan hadiseler için Yine bir Fatih gibi Topkapıdan giriyor / Şehire; memleketin diplomat ihtiyarı. / Kimse mâni olamaz linç edilmez o asker, / Salataya doğratır yarın o dört hıyarı., Abidin Uyar, Hicivler Tepkiler, 1960, 50 | Lise 3 hıyarlar sınıfı, çünkü akılları fikirleri köşeyi dönmede, yalancılık, kopyacılık alavere dalavere gırla gidiyor o sınıftan, hocalartam anlamıyla yaka silkiyorlar., | İpşiroğlu, 56 it hıyarı, acı hıyar ebucehil karpuzu | Çocukken o kadar sık kırlarda, bahçelerde rastladığım ebûcehil karpuzu kabakgiller familyasındandır. Latincesi Citrullus colocynthis, Türkçe'de acı hıyar, it hıyarı, acı elma da deniyor. | , | Sİleri, ZCumartesi, 27.10.2012. her hıyarım var diyene bir avuç tuz alıp koşmak | Esra'yı tanırım. Pek çok yazısı gibi bu da harika! Alper Bey'in Şadi Bey'e itirazına da bayıldım. 'masum gençler' sıfatı, bir piar yakıştırmasından ibarettir. Büyük Kulüp üyesi Koç ve Boyner (YDH)'in aldığı bir 'dış ihale'de amele olarak yevmiye karşılığı rol almış figüranlardır bunlar. Erdoğan muarızlığından aralarına karışmış saflar varsa 'Kim sikim hıyar dese bir avuç tuz alıp koşan'lardan oluşuna yansın!!, | ŞAbak, 20.6.201 | Şu herifi de son zamanlarda çok sevmiş, bağrınıza basmıştınız. Alın tepe tepe kullanın. | Timsah gözyaşı dökenler ve | Kürt sivilleri bombalayanlar biz Türkleriz ha, ona göre. Her hıyarım var diyene tuzlukla koşmaya devam ederken, mallığınıza doymayın inşallah., Azad Ağaoğlu, 27.10.2024, Facebook | Kimsenin tanımadığı bir kadını 90 yaşından sonra ilkokullara kadar meşhur ettiler. MEB için hazırlanan Türk alimleriyle ilgili ansiklopedik bir çalışmada adını görünce itiraz etmiş, listeden çıkarılmasını sağlamıştım. Türkiye, hıyarım var diyene bir avuç tuz alıp koşanlar ülkesi., Y Z Başbay, 19.11.2024, facebook
mec. argo
hıyarağa / hıyarağası | Kapa uğursuz çeneni be', dedi Yavuz. 'Hıyarağa yerken iyi de, hep yedikten sonra mı geliyor bu aklına., | TAral, SÖ, 94
a.
hıyarcık –ğı | halk. kasık lenf bezlerinin iltihaplanması. 2. Hıyar şeklinde olarak kasıkta çıkal şiş, veba şişi. Gövsa, Yeni Lügat, 1930, 384
a.
hıyarlaşmak | Salatalık asaletini muhafaza etmekte, hıyarlaşmağa tenezzül etmemektedir., | GugukG, 24.5.1949, 3 | Hıyarlaşma, iki elinle bir şeyini doğrultamıyorsun, fener öyle mi tutulur? Ver şu zımbırtıyı da fener tutmanın yolunu yordamını göstereyim, der ve askeri hiyerarşiye boş verip kutsal vazife aşkıyla feneri alır., | Şenol Onay, Errorist, 2011, 11
f.
hıyarlık -ğı | Aptallık | Bunca yıl, onca acıdan sonra gele gele yine orayı burayı bombalayınca bir halt olacağını sanma hıyarlığına ulaştık., | ÜmitKıvanç, T, 10.9.2011
a.argo
hıyarto | hıyar 15.7.2012 AyhanÖrenel
s.argo
hıytırık | bk. Kıytırık. | Ne var, bu düellolar pek hıytırık şeylerdir., | SalahBirsel, Bitliler, NisanKitapDört, 8
a.
hızan | 1. yoksul | bizi hızan koyan yeli / öyle bir kıskandırarak / nene ağlama /ağlama nene, | YMiraç, 1981, 46 | eğer zengin eğer hızan, yemekten sonra biraz uzan... :)), | HaticeYavuzdurmaz, 13.6.2006, | https://www.antoloji.com/nedir/hizan/, 15.7.2017g 2. tembel 3. of, çaykara kötü, çirkin 4. bey? söylerem ozan kimin / kalp kaynar kazan kimin / elin elimde olsa / gezerem hızan kimin, | AyezHanım türküsünden 5. kızan 6. çiftleşme | kedi kızanı
s.
hızır | hemen yetişen kimse, çevik | Ben hazırım Paşam / Hem hızırım Paşam / Düşmanın mezarını / Kazarım Paşam. | , | İZB, 1959, 25 her geleni Hızır, her geceyi Kadir bil | Fakat Kutuz Hoca | her geleni Hızır, her geceyi Kadir bil prensibine bağlı kalırdı., | MKara, Dergah, Haz2017, S 328
a.
hızır paşa | Hayatı boyunca onlarca mükellef 'Hızır Paşa sofrasına' bir an bile düşünmeden tekme vurmuş birini biraz olsun araştırmalıydın., | AltanTan, T, 20.8.2011
a.
hızlandırıcı | Jüpiter koşullarını oluşturarak, synchrotron, betatron gibi hızlandırıcılarla, insanlığın erke sorununu çözmeye çalışıyorlar. | , | Güney Dinç, 31 | Mikroorganizmalardan zengin humuslu tarım toprağından karıştırmak da iyi bir başlangıç olur. diğer hızlandırıcılar arasında şunları sayabiliriz:, | 22.7.2016, EvYapımıSebzeler, 4
a.
hızlatmak | hızlandırmak | Hade be köpek, bak nasıl tüylerin düşmüş, galiba sarhoşsun, nerede bende dert ya da kızgınlık varmış? !! -diye Salih Bey tükürmeğe devam ederek adımlarını hızlattı., | Çevren D, 1981, S 32, 79 | Korkudan yüreği vuruşlarını hızlattı. Sonra yalvarır bir sesle : — Bağışlayın efendim. Çaresizdim. İnanın, on çocuğum aç. Akşam yiyecek yoktu, aç yattı çocuklarım. Sabah kalktım, çocuklar uyanmadan önce bir çare aradım. N Hafız, Yugoslavya'da çağdas Türk edebiyatı antolojisi: Hikâye, roman, 1989, ? . Gövsa, Yeni Lügat, 1930, 384
f.
hızlı | Yüksek sesle | Anne kütüphanedeyim, hızlı konuşamıyorum., | 29.1.2015 bir konuşmadan
s.
hızlı gonzales | Speedy gonzales anormal suratlı çizgi flm karakteri fare, AMSaytekin, 5.7.2014 g
a.
ing.
Hızlı koşan at seyrek sıçar / Hızlı giden atın boku seyrek düşer
atasözü.
bir kişinin hızlı tempoda çalışması veya hareket etmesi durumunda dikkatsizlikler yapabileceğini ve önemli ayrıntıları atlayabileceğini anlatır.
hızlıca | Öfkelenen çocuk hızlıca bir tekme savurdu., | VSevim, 47
z.
hızlıcana
z.
hızlıca.
tr.
"Hızlıcana ilerleyelim.", Sokaktan"
hızölçer | , fizik Motorlu araçlarda hız ölçüm aygıtı, takograf, takometre, takigraf | Abim, 'Baba nasıl hesaplayalım. Bizim hızölçerimiz yok ki!', | MSAteş, Rüzgargülü, Sayı10, Tem2013, 8
a.
GTS+
hi hi | Büyükbaş müdür bunun üzerine bir de 'Hi. Hi!' diye sırıttı., | NGüreli, 63 | hiii yans. ağlama taklidi* | Yolda kan görürsen önce dur, bak. Sonra ellerini ağzına kapat. Hiii yap., | NGüngörmüş, 1999, 90
hibakusha | Jap. | Patlamadan etkilenmiş insan Japonya'ya İkinci Dünya Savaşında Amerikalıların attığı atom bombalarından sağ kurtulanlar. | Alâkası şu; biz, hepimiz, kim bilir ne zamandan beri bir nevi bombardıman artığıyız; yani Hibakusha!, | ATAlkan, Z, 31.12.2011
a.
jap.
hibelendirme | 2010 yılında da 6 adet damlama sulama projesi müracaatı yapılmış olup, hibelendirme çalışmaları devam etmektedir., | 19.5.2010, | http://www.trakyagundemi.com/kirklareli/14347444/-tarimsal-uretimde-su-gida-guvencesinin-kaynagidir-.html, 5.3.2017g
a.
GTS-
hibelendirmek | 2011 | Bu tutar ne yazık ki 05 Nisan 2011 tarihinde Uluslararası İlişkiler Birimi tarafından açıklanan ve değerlendirme açısından nihai, hibe açısından ÖN SEÇİM* sonuçları olduğu duyurulan sonuçlarda yer alan öğrencilerin tamamını hibelendirmek için yeterli değildir., | | http://int.kocaeli.edu.tr/erasmus/? oh11-12=nihai, 5.3.2017g
f.
hibeli | 1. Bulgaristanda yer adı Hibeli (Strahilovo),TAcaroğlu, Bulgaristanda Türkçe yer adları kılavuzu, 2006, 419 2. | Vadesi geçen hibeli tarim makineleri kredileri, | Devlet İstatistik Enstitüsü, 1960, 241 | UO-Gençlik gurubunun katıldığı eğitimlerden edindiği bilgi ve deneyimleri ile hazırlamış oldukları 18.000 € hibeli Relax başlıklı projeleri 1 Şubat 2008 tarihinde Ulusal Ajansa gönderilmiş ve kabul beklemektedir, | Birinci Uluslar arası Eğitim ve Kültür Bağlamında Avrupalı Türkler, İAydoğan/AFYaylacı, Erciyes Üni., 2008, 42
s.a.
hibesiz | 2011 | Ekteki liste 2011–2012 Erasmus öğrenim hareketliliği öğrencilerini göstermektedir. Kırmızı renk ile işaretlenen öğrenciler hibesiz Erasmus öğrencileridir., | | http://int.kocaeli.edu.tr/erasmus/? oh11-12=nihai, 5.3.2017g
s.
hibeş | Hibeş. Antalya'ya özgü, tahin, limon, sarımsak ve kimyon ile yapılan lezzetli bir meze | Hibeş: Bir su bardağı tahine iki limonun suyunu sıkın. Yarım su bardağı su koyup çırpın. İki diş sarmısağı ezip ekleyin. Birer tatlı kaşığı kimyon ve toz kırmızıbiber ekleyince hazır... Humustan daha akışkan olmalı. Kimyon veya sarımsak koymadığınız hali de bir Kıbrıs mezesidir RBirgül, HrCmrts, 8.7.2017, 12
a.
hibik | Hukuk Görevsizlik-HİBİK görevsizlik kararı veren daireden dosyayı alıp görevli daireye ileten birimin adı? | Mahkemesi: İstanbul | 1. İş Mahkemesi, Mahkeme Esas Numarası: 2014/677 Mahkeme Karar Numarası: 2015/289 Dava/Suç türü: Tespit (...) Karar numarası: 2015/15416 Yargıtay kararı: Görevsizlik –Hibik, Karar tarihi: 15/07/2015
kıs.a.
hibino | ibne. | Hatta 2002'de Cem Uzan'ın Star Gazetesi'nde çalışırken politikacılara orço Abdullah, pezo Vecdi, hibino Recep, tekerlek Abdüllatif, beşlik Bülent gibisinden sıfatlar taktığı, kimsenin dikkate almadığı, gülüp geçtiği bildirilir., | SYaşar, T, 20.8.2014 zombi, 16.6.2000, EkşiS
a.
hibrid dergi | Bazı makaleleri ücretsiz basılı, bazı makaleleri de ücretli açık erişim sağlayarak yayın yapan bu hibrid dergiler yağmacı dergi olarak kabul edilmeyecektir., | M Ak, A Atalar, E İbiş, H Karaman, M Özkan, Yağmacı/şaibeli açık erişimli dergilerde yapılan yayınların değerlendirilmesi, 26.11.2018
a.
hibritleşmek | melezleşmek, metisleşmek. | Kaotik yapı; suje ve obje uyuşmazlığı doğurduğu gibi diyalog metodunu da kompleks bir yapıya dönüştürür, indüksiyon ve dedüksiyon metotları hibritleşir., | M Soytürk, Rindan, 19.8.2015g | Hibrit DAO'ların oluşma sebebi veya daha doğru bir ifadeyle DAO'ların hibritleşmesinin temel sebebi hak ve yetkilerin kullanılabilmesi için DAO'ların hukuk nezdinde kendini temsil edebilecek bir tüzel kişiliğe ihtiyaç duymasıdır., Batuhan Demirtaş, dr tezi, 2025
f.
GTS+
hic salta MBelge, T, 8.4.2012
hicaplı
örtülü. Namuslu.
"Dost elinden aldım nâme başını bağladım mim'e / Yetmiş bin hicaplı amma ayandadır pünhan değil.", San, Hicranî, 205"
hicivci | Dünkü hikâyelerimle bugünküler arasında ben esaslı bir ayrılık göremiyorum. Dünküler biraz daha hicivciydi. Bugünküler daha hafiften aynı ruhu taşımakla beraber, zannederim, biraz daha olguncadır., B S Kunt, EK, 1953, 74
s.
hicivcilik | [Sırrî] hicivciliği ile meşhur Osmanlı şairlerindendir., | AÖzcan, ÜsküdarlıMeşhurlarAnsiklopedisi, 2012, 342
a.
hicivli
s.
hiciv içeren.
"... hicivli, mizahlı, yer yer remizlerle tekerlemeli bir örgü içerisinde, ham sofularla, insanlık kusurlanıyla alay eder.", S K Karaalioğlu, Resimli-motifli Türk edebiyatı tarihi, 1973, C 1, 441| "... hicivli, mizahlı, yer yer remizlerle tekerlemeli bir örgü içerisinde ham sofularla, insanlık kusurlarıyla alay eder : "Bu âdem dedikleri / El ayakla baş değil / Adem mânâya derler / Sûret ile kaş değil / Adem mânâ-yı mutlak ... ", S K Karaalioğlu, Resimli Türk edebiyatçılar sözlüğü, 1974, 221"
hicranlı
s.
"Vaktiyle bu hicranlı periler masalında / Her gölge bir insan kadar inceydi, derindi.", M C Kuntay, Eski Boğaziçi"
Hiç | Hiç poşet vermeyin. Gerek yok!, | 24.08.2024 | hiç bilem asla | -Asıl sen gidemezsin!' | -Hiç bilem, asıl sen gidemezsin!/Hiç bilem yapmayacağım. Arabaya bindiğim gibi bastım mı gaza, bir daha beni hiç mi hiç* yakalayamazsınız. | , | İpşiroğlu, 58/59 hiç yoktan | Bugün hiç yoktan büyük bir kavga koptu, üstelik de dövüşlü mövüşlü bir kavga..., | İpşiroğlu, 66 | hiç de bile | Öyle değil. Hayır. 16.10.2010 | hiç yoktan sebepsiz | Karşı tepede uçuşan hafif bulutları bazan lokomotif dumanı sanarak yerinden kalkıyor, zaman zaman kulağına hiç yoktan düdük sesleri geliyordu., | Güntekin, TD, 1957, 5
s.ünl.
hiç peşinsiz
s.
hiç peşin vermeden.
"PİMAPEN Başka Pen'le karıştırmayın lütfen! Hiç peşinsiz 10 ay, sıfır faiz 24 aya kadar Koç Finans ile ödeme kolaylığı",", Sbhİstanbul, 7.8.2000, 4"
hiçbir şeycik -ği
b.a.
"... çünkü adamcağızın hangi cebine el atsalar elleri boş dönüyor, ceplerinde hiçbir şeycik bulamıyorlar.", İ Kalkan, Onlardan Biri, 2018, 31"
hiçlemek | Bugüne değin sürüp gelen, yerleşik yazım kurallarını hiçliyor, aldırmıyor., | TDK 1973, 302 | Dahası, yaşamı boyunca yaptıklarını hiçleyen bir şey mi vardı bunda? , | TKiremitçi, 2005, 114 | Doktorunun kendisine birkaç ay içinde öleceğini söylediği genç bir adam hayal edin, acaba o anda o genç adam ne hisseder? Korku. Endişe, kaygı filan değil, korku. Bütün gövdesini hiçleyecek bir korku hem de. DCündioğlu, YŞ, 15.5.2011
f.
hiçleşme | Ona baktığınızda, hiçleşmenizi ve acılarınızı görüyorsanız, eğer insansanız, birşeyler hissetmemeniz mümkün değildir., | MEsayan, T, 21.5.2012
a.
hiçleşmek
f.
"Benim Sinemalarım'ın İstanbul kaldırımlarında hiçleşen küçük kızı gibi, "Haraç" öyküsünün unutulmaz besleme Servet'i gibi ve Kırkyedililer'in kaderi hep seçilmek olan Seçil'i gibi..", K Gündüzalp, CumKitap, 6.7.2023, 8 "
hiçleştirme | tamamen değersiz hale getirme+Partiyi 'hiçleştirme' operasyonu da en kolay bir şekilde HDP'ye karşı bir AKP-MHP koalisyonu ile gerçekleşebilirdi CÇandar, R, 21.6.2015
a.
GTS+
hiçleştirmek | Mesela Demirel'in ve öğrencisi Çiller'in seçmeni yok sayan ve 'ne söylersem yer bunlar' anlayışı çürümüş, seçimi ancak bir formalite sayan, bireyi hiçleştirirken devleti yücelten çok ilkel faşist bir propaganda anlayışıdır.(sic), | CErtem, Star, 17.4.2011 | Paketin tümünü hiçleştirmiyorum ama, sürece cevap olabilecek ve sorunu çözebilecek bir paket değildir., | ZAydar, M, 4.10.2013
f.
hiçli | Rezil etme kınamaya / Ömür verme bunamaya / İsminden ederim haya / Hiçli çıkarsam ağlarım., | Develili, 64
s.
hiçlikle sakat olma | Hiçlikle (butlanla) sakat olan bu Anayasa yeni bir Anayasayla yürürlükten kalkıncaya dek, ona uymak yasal bir yurttaşlık görevidir., | ABulaç/SSelçuk, Z, 7.1.2016
a.
hiçsinmek | Farslardan aldığım dokunun [Sadık] Hidayet'in karanlık ruhu değil de Sohrab'ın [Sepehri] duyarlılığı olduğuna inanageldim hep. Bazen bunun yanılgıdan, hüsnüzandan başka bir şey olmadığına kanaat getiresim geliyor. Ben o karanlık ruhu Tanpınar'ın yenilgileri üstüne ekleyerek aldım belki de, karşı durduklarıma Caliban, Prospero'ya karşı tavrı takındım, ve ömrüm yenilgiyi beklemekle geçerken hiçsindim kolsuz kanatsız kaldım. Anlıyorum ki haksızlık etmek kadar haksızlığa uğramaktan da korkmalıydım; gelgelelim kendimi açık hedef görecek kadar budanmamalıydım., | Mustafa Gazi, Kent Vaizi, 2024
f.
hidayetlik | 1. hidayet olma hali. 2. | mec. ajanlık. | Çok ama çok ultra-radikal ve aynı zamanda geç dönem Osmanlı tarihi konusunda tümüyle cahil olduğu anlaşılan bir Ermeni genci (gerçek adı mı, müstear ismi mi bilmiyorum), hem 19. yüzyıl sonları veya 20. yüzyıl başlarında gayrimüslimlerin Müslümanlara yukarıdan baktığı tesbitini gerçek dışı ilân etti, hem de Etyen Mahçupyan'ı | Hidayet'likle, yani Ermeniler içine sokulmuş devlet ve polis ajanlığıyla suçladı. | , | HBerktay, 28.8.2014
a. mec.
hidivyal | Mücahit Topalak'la İstanbul'daydık... Benim değil tabiî, çünkü yok, onun pilâv gibi paralarını yedik içtik... Sözüm ona palas, Hidivyal otelinde, onun sonkalan kuruşları, benim de sattığım yelek parası ile birer 'kırk dokuzluk' yuvarladık..., Ş N Berker, Matbuat Hazretleri, 1953, 59
s.
hidrazin | Aracın uçuş bilgisayarlarıyla ilgili sorununun giderilmemesi halinde, yedi tonluk zehirli nitrojen ve hidrazin yakıtıyla birlikte dünyaya düşmesi söz konusu., | T, 13.11.2011
a.
hidriodid | Yeni bir antibiotik Leocillin Penicillin Diethylaminoethyl esterinin hidriodidi / Kuvvetli ve uzun antibakteriyel tesiri ile akciğer nesiçleri için yüksek affinite kabiliyetini birleştiren yeni bir penicillin deriatıdır, Ş N Berker, Matbuat Hazretleri, 1953 (Sonundaki reklamlarda)
a.
tıp
hidrofor | Kuyunun hemen yanına kümes gibi bir kulübe yaptırmışlar, kuyudan su çeken motorla evlere su basan hidroforu buraya yerleştirmişlerdi., | NGüreli, 33
a.
hidroist | İng. | Mühendislik Fakültesi, Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü, Hidroist ekibi üyeleri ... nolu E.Ç.-, 1.6.2016 İÜYK gündemi
s.
ing.
hidrojenli | 1. hidrojen içeren 2+. Hdrojenle çalışan | +Otomotivde geleceğin elektrikte ve hidrojenli hücre yakıt teknolojisinde olduğu biliniyor., | İsmetBerkan, Hr, 08.04.2016
s.
GTS+
hidromobil | su ile çalışan araba, suaraba | Elektrikli araç yarışları elektromobil, hidromobil 1-6 Eylül 2020 Körfez Yarış Pisti, 04.03.2020, Tübitak
a.
hidroterapi | su tedavisi | İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hidroterapi Havuzu açıldı., | İletimG, Ağustos 2015,1
a.
tıp tıp
hierothesion | kutsal mezar | Burası ogüne dek bilinmeyen ve ilk kez bu yazıtlarda ortaya çıkan bir sözcükle tanımlanır; Hierothesion yani kutsal mezar..., | Raillife, ekim 2019, S 133, 29
s.
higgs parçacığı | Kütleyi maddeye dönüştürdüğü farzedilen | Higgs parçacığının varlığını kanıtlamak için | Büyük Hadron Çarpıştırıcısında yapılan deneylerin ilk sonuçları olumlu; haberler bu yönde., | RSoysal, T, 30.7.2011
a.
high fogh | İhmaller zinciri sonucu yanarak kül olan Galatasaray üniversitesini 'High foh' adı verilen soğutma sistemiyle korumak mümkündü., | T, 24.1.2013
a.
ing.
high-tech | ünkü yasa, yüksek katma değerli ve high-tech özellikli ürünlerin üretimine olanak sağlayacaktı..., | MAltan, | http://www.mehmetaltan.com/? sayfa=sureliyayin&icerik=606, 10.4.2014dg
hiho hoho gülme sesi | -İlahi Kamil dediğin parayla anca iki paket cigara alırsın. -Hiho hoho..., | Fırt, Sayı 434, 3.7.1984, 16
hiiii ünlem | Baldız: -Aman enişte! Bunu kimsenin yanında söyleme bari. Rezil olmayalım. Hiiiii dedi., | Gürman, 88
hijack etmek | Aslında bu da bir başka 'başlangıç' olma potansiyelini taşıyor. Ama birileri 'hijack' etmezse..., | MBelge, T, 4.6.2013
f.
hijyenik ped | Kadınların muayyen günlerinde kullandıkları hijyenik, sıvıyı içine hapseden, koku oluşumunu önleyen ince naylon-bez parçası. | Adapazan'nda Toprak Holding'in kurduğu polyester iplik fabrikası ile çocuk bezi ve hijyenik ped üretim tesisleri açılıyor., | HaftayaBakış, 1997, C 6, S 9-20, 96
a.
hijyeniklik –ği | Yani oyuncu çocuklar bir sınıf atladı Türkiyeyle birlikte ve bu onlara bir hijyeniklik getirdi., | O Baştürk, HrKlbk, 7.1.2019
a.
HİK | Havadan İhbar Kontrol | Türk Hava Kuvvetleri'nin Barış Kartalı Programı'nda 4'üncü uçağın teslimatı, bugün gerçekleştirildi. Böylelikle Havadan İhbar Kontrol (HİK) uçağı sayısı 4'e çıktı. Dördüncü HİK Türk Hava Kuvvetleri'ne teslim edildi., | HaberTürk, 9.12.2015
kıs.a.
hikaye | 6. İşe yaramaz, değersiz kimse | Bu var ya içten pazarlıklı bir numarası yok', 'Erol Abi bu adam var ya hikaye', 'Bu oğlan var ya bunu anne babası hiç yönetmemiş-., | NGenç, isenç, 70
a.
GTS+
hikaye | hikayeden | HİKAYEDEN HAYAT Kimine göre 3 , kimine göre 5 günlük bir dünya. Gerçekten ömür çok kısa.Bu kısa 'hikayeden hayat'a dair hikayeler..., Cemil Paslı, 2018, kitap adı | hikayeden hayat, 11.02.2025 | Hikayeden adamlar, Ozan Bozkurt, Sercan Sahin Kurtulmus, (kitap adı), Mart 2024
a.
hikâyecik -ği | küçük ve sevimli öykü. Projeden bol ne var? Hergün bir roman, beş altı hikaye yazıyorum kağıtsız kalemsiz. Kağıt kalemi elime aldığım zaman ise işte görüyorsunuz bir hikâyecik çıkıveriyor. Şimdi hiçbir şey hazırlamıyorum. Ama yarın belki başlayıveririm. Hiç belli olmaz., Abasıyanık, EK, 1953, 83
a.
hikayelemek | anlatmak, hikaye etmek BTS+ örneksiz | Hikayeleyelim: Joanne Rowling, Harry Poter güzellemesiyle 25 yayıncıdan ret cevabı alır., | MŞÇoban, T, 16.7.2013
f.
bts+
hikayelendirilme a | Böyle bir süreç içerisinde kimdir, nedir diye bir soru sorulmadan, muhatabının kamuoyundaki itibarını kaybettirmeye ve kişilik haklarını zedeleyici bir sonuca sebep olunacağı bilinerek 'özel yaşama alanıma' girilmesi ve bazı teknik imkanlardan faydalanılarak uzunca bir zaman kayıt yapılması ve bunların montajlanıp 'ahlak istismarı' yapılarak hikayelendirilmesi, vakti geldi diye de servis edilmesi en büyük insanlık suçlarından birisi olsa gerek., | BDidinmez, 9.5.2011
hikâyeli | Hikâyesi olan. | Şimdi senin1e hikâyeli bir oyun oynayacağaz., | Aspect and Modality in the Child's Acquisition of the Turkish Past Tense, Berkeley, 1978 | Ama olur ise 'hikâyeli mutluluk' öncelikli tercihimdir tabii ki., | K Beşirli, 19.9.2018 vatsap
s.
hikâyemsi | hikayeyi andırır. | Şimdiye kadar yazabildiğim nesir veya hikâyemsi yazıların bir kısmı, Varlık yayınları meyanında -hep Yaşar'ın himmetiyle- | Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi adı altında, yakında çıkacak., Z O Saba, EK, 1953, 91
s.
hikikomorili | toplumdan çekkin. | Hikikomorili bireylerin sosyal temaslarını çoğunlukla internet aracılığıyla gerçekleştirdikleri sıklıkla ifade edilmektedir ve bazı çalışmalar yoğun internet kullanımıyla örtüşme olduğunu göstermektedir (De Michele, Caredda, Delle Chiaie, Salviati, & Biondi, 2013; Lee, Lee, Choi, & Choi, 2013)., 09.12.2024+
s.
hikke | öfke | V? bir gün hikk? il? yerimd?n qalxıb otağımın qapısını el? açıram ki, h?yat yoldaşım (çox m?d?ni söz alındı dey?s?n) yuxudan ayılır., | İTuncay, 525-ci qezet
a.
hilal-i ahmer | Kızılay | Hilal-i ahmer icrâ-yı faaliyete başlıyor., | ARasim, Asker oğlu, 44
a.
hilalî | Hilal yanlısı. | Bastım da kırıldı iğdenin dali / Hilalîyiz, hilalîsin, hilalî. Cemal Süreya'dan esinle. Hilalîyim olmalı idi, yanılgı eseri çoğul çıktı!, | Fethi Gedikli, 30.08.2024
s.
hilali gömlek | Yamalı bir çarşaf giymiş ihtiyar bir kadın iki yemek sahanile bir hilali gömlek satıyordu. | , | Güntekin, Damga, 73
a.
hilekâr | Bu üç mustarip ve oldukça hodgam ve biraz hilekar insan arasında en iyi sima yalnız Saffet'ti., | HEAdıvar, KA, 40
s.
hilesiz | Akıl ve diğer güçlerin birleşmesiyle ve de hilesiz düşünüldüğünde fevkalade imkanlar sağlanabilir., | ÖKöylüoğlu, 13
s.
hilkatçe
z.
yaradılış bakımından, yaradılışça.
"Kafaca, ruhça, zevkçe, terbiyece, irfanca hâsılı hilkatçe ve bütün mânâsıyla eski adam diyebileceğimiz bir örnek alınız: Mesela merhum Ali Emiri Efendiyi." Y K Beyatlı, Edebiyata Dair, ? ?"
him
a.
temel
t.
"Kün! dedi kuruldu ezelden himler / Nakkâş-ı billâhta yedidir mimler / Devenin yününü giyerdi kimler / Ta'n ettin bizleri şalda ne vardır?.", San, Hicranî, 101"
himalaya | Hindistandaki dünyanın en yüksek dağı. Himalaya tuzu | Tuz için kullanılabilecek en iyi alternatifler işlenmemiş deniz, kaya tuzlarıdır. Bunların arasında kirlenmeye uğramamış olanlar ise himalaya tuzu ve kelt deniz tuzudur., | | http://www.uniqueestetik.com/himalaya-tuzu/himalaya-tuzu-nedir/, 23.2.2015g
a.
himayeli 1993? | himayeye mazhar olan, korunan, himaye alan | Bayrağın gölgesinde,/Himayeli beldelerin isimleri..., | İGKafkas, Esintiler, 16
s.
GTS-
himayesiz | Değil ki benim gibi himayesiz, korkak, fazla olarak damgalı bir genç., | Güntekin, Damga, 67
s.
himlede | Hey himlede himlede (...), | H Başbuğ, Aşiretlerimizde at kültürü, İstanbul 1986, 80
hind/hint | Kızılderili | Bereket versin ki kahramanımızın yanında birçok Şark asarı bulunduğu için Gustave Aimard'ın Hint apaşlarının lehcesi hakkındaki kitabının (...), | ADaudet, HNBoztepe, 1938, 64
a.
hindi | hindiye ceviz yutturur gibiÖyle zamanlar olurdu ki bir lokma yemek yediremezler, hindiye ceviz yutturur gibi zorla ağzını açarak gırtlağına süt, yumurta dökerlerdi., | Güntekin, TD, 1957, 6
dey.a.
Hindî-vâr | hindliye benzer, hindli gibi | Dili çalıp kalemin Hindî-vâr / Ola çün mest-i perişân güftâr., | Nev'izade atayi, Sohbetü'l-ebkar, hz. M Yelten, | http://docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/Edebiyat/mesneviler/nevizade_atayi_sohbetul_ebkar.pdf, 24.03.2020 | Bunlar her biri bir iklim padişahıdur. Eznecânib çünkim Seyyid Hazreti Kudüs'ten geçdi. Aşkarı siyah renk kıldı. Kendüyi dahi siyah Hindî-vâr kıldı. Revane oldı., | | https://birbeyturk.blogspot.com/2019/07/turk-islam-tarihinde-ve-geleneginde.html// | http://doczz.biz.tr/doc/226344/untitled---battalgazi%CC%87,Yağmur Say, Türk-İslam Tarihinde ve Geleneğinde Seyyid Battal Gazi ve Battalname, Eskişehir Valiliği, Ankara 1.Basım, 2009
s.
hindiba | bitkib. | İki ay sonra saydığımda tam kırk dört çeşit şifalı bitki boy vermişti bahçemde: Hindiba, ebegümeci, yaban turpu, devedikeni, kuşyemi, gelincik, papatya, semizotu ve daha neler neler., | YılmazErdoğan, M, 28.8.2016
a.
hindici | hindi yetiştirip satan kimse | BBP İstanbul İl Başkanlığından yapılan yazılı açıklamada, | BBP Beykoz İlçe Teşkilatımız yönetim kurulu ile birlikte, süreklilik ve mütemadilik arz eder bir şekilde parti politikalarımıza, parti içi disiplin ve hiyerarşi kurallarımıza, müesses ve kadim ahlaki değer ve kurallarımıza aykırı söz ve eylemleri nedeniyle Genel Merkez Teşkilat Başkanlığımızın 14.03.2017 tarih ve 2017/114 sayılı kararıyla feshedilmiştir. denildi., | | http://www.samsunkenthaber.com/haber/ekonomi/pilic-devi-erpilic-unlu-hindici-bolca-hindi'yi-55-milyon-tl'ye-satin-aldi/116645.html, SamsunKentHaber, 16.3.2017 2. Hindi pişirip sunan lokanta
a.
hindicilik –ği | Hindicilik geliştirme istasyon kuruluyor./ Kocaelinin Kandıra bölgesinde hindiciliği geliştirmek amacıyla 'Hindicilik geliştirme istasyonu' kurulmaktadır., | UlusG, 5.12.1974
a.
hindili
s.
hindi eti içeren.
ar. ? +li
"... pancarlı, kabaklı, patlıcanlı, pirpirimli, aşlarla, herise, meyhane pilavı bir de buğlama. Firik Pilavları: Bunun da kapamalı, tikeli, kıymalı, tavuk ve hindili, sade türleri vardır.","
II. Milletlerarası Türk Folklor Kongresi bildirileri: cilt. ... , 1983, 109
hindistan cevizisever | Kesinlikle şahane fikir, bir dahakine hindistan cevizi sever eşim için bu şekilde deneyeceğim bir de. :), | 20.9.2016, | http://www.damyskitchen.com/2016/09/krem-karamel-karamelli-flan.html,
s.
hingel | BTS+ | +Nursel'in Mutfağı'nın bugünkü konuğu, Leyla Susamış olacak. Leyla Susamış Sivas mutfağından, | Beyti Sarma, | Sivas Köftesi, | Kelle Tatlısı ve | Patatesli Hingel yapacak., | Mcadde, 9.9.2015
a.
bts+
hinoğlu hinlik –ği | kurnazlık | İnsanlar, üç günde milyoner olmak için, her gün sekiz-on hinoğlu hinliği birden düşünüyorlar., | Çalıkoparan, 25
a.
hint
hindli, hintli, hindistanlı, hindu.
"Hintler de çok severler mercimeği. Köri soslu bir mercimek yemeği olan dal, belki de Hindistan'ın önemli yemeklerinden biridir. Bolca baharatla zenginleştirilmiş pilav ile servis edilen bir tür mercimek püresidir dal.", Oğul Türkkan, Oksijen, 31.05.2024"
hint altını | tatil beldelerinde bujiterilerde satılan sarı renkte (pirinç) madeni takılar 25.7.2015, Avşa
a.
GTS-
hint bülbülü | Hikayedeki kadın ve aynı şekilde düşünen insanlar bilmezler mi acaba iki Hint bülbülü aynı kafese koyulduğunda biri cinsiyet değiştirir kendiliğinden ve roller değişir, böylece üreme devam eder., | Esmeray, T, 14.12.2011
a.
hint horozu | ++
a.
GTS-
hint kınası
GTS-
hint kumaşı | hint yağı ağacı | hintsümbülü | Bal ve hintsümbülüyle çeşnilendirilmiş havuç çorbası dışında herhangi bir sebze çorbası içme, | NÇintay, SabahPazar, 17.7.2016, 5
a.
GTS+
hip | Daha henüz Yeraltı oluşmadan Yeraltıydım ben. Pis genç bir adamdım. Ben hip'tim zaten..., | HCömert, TarafKitap, Ağu2011, 15 | New York Times şehrin en hip yeri ilan ettiğinden beri hele... | [A]li Güreli'nin açılışı şehrin tüm hip insanlarını toplayan ArtBeatin açılışının yanında hem sönük hem de yaşlı duruyordu., | BAltuğ, T, 27.11.2011
s.
ing.
hip hop | İranda bir din âlimi, yıllardır rejime meydan okuyan ülkenin en önde gelen hip hop sanatçısı Şahin Necefi'ye ölüm fetvası çıkardı., | T, 11.5.2012 | Genç, güzel ve stil ikonu bir first lady (Ürdün kraliçesi Rania mı yoksa Esma mı daha | hip sorusunu ise gazetemizin bu konudaki yetkili kalemi Barbaros Altuğ'a bırakıyorum)., | CerenKenar, T, 13.2.2012
a.
hip hopçu | hip hop sanatçısı | Cesur hip hopçu 2009daki gösterilerden bu yana Almanyada yaşıyor., | T, 11.5.2012
s.
hiperaktifleşmek | hiper aktif bir hale gelmek | Erkek aldatacaksa bodoslama girer olaya. Erkek hiperaktifleşmeye başlar., | AşkımKapışmak, HürKelebek, 16.9.2015
f.
GTS-
hiperbarik
s.
yüksek basınçla ilgili.
ing.
HİPERBARİK OKSİJEN TEDAVİ MERKEZİ Hiperbarik oksijen tedavisi, basınç odası içerisinde hastayı deniz seviyesindeki atmosferik basınçtan 2–3 kat daha fazla bir basınca maruz bırakarak %100 oksijen solutulması esasına dayanan tedavi şeklidir. Bu sayede kan ve dokularda oksijen miktarı 20 kata kadar yükseltilebilmektedir.
Hisar Hospital
hiperbarik | dalgıç hastalığına ilişkin. | ...AŞ.in yürüttüğü 'Hiperbarik tedavi uygulamaları için tek ana ve tek ara bölmeli 12+4 hasta kapasiteli (Çifft kapılı sistem) geliştirilmesi' isimli projede danışman olarak, | 19/01/2016 İÜYK G??ndeminden
s.
hipergerçekçi | Kâğıt toplayarak geçinen, hatta sadece kendine değil hayır kurumlarına bile yetişen, 'transseksüel' olarak kodlanan gerçeküstü ama hipergerçekçi işlenmiş bir karakterin; Ayşe'nin üstüne kurulu film., | MAYıldız, T, 10.11.2013
s.
hiperprolaktinemi | kadınlarda süt hormonunun fazla çalışması | Hipotirodi (guatr), şeker hastalığı, süt hormonunun fazla çalışması (hiperprolaktinemi), ileri obezite ve benzeri durumlar da kısırlığa neden olabiliyor. | , | HKelebek2, 19.7.2016
a.
tıp
hiperseksüalite | aşırı cinsel istek. | Ancak bazı sebeplerle (Sy, tümör, iltihap) seksüel merkezlerin irritasyonu sonucu normal seksüel yaşantının birden bire artması halinde hiperseksüalite bir hastahk olarak düşünülmelidir., | AÜ, Üroloji, 1973, C 258 ve 286? , 318 | Hiperseksüaliteye de neden olan nadir bir hastalık: Klüver-Bucy Sendromu, | ekşi sözlük | Hiperseksüalite | Hiperseksüellik. | Hiperseksüaliteye de Neden Olan Nadir Bir Hastalık: Klüver-Bucy Sendromu, | @eksiseyler, 2 şub 2019, Twitter | hiperseksüalite hipersüksüellik, | 10.11.2011 19:36, EkşiS
a.
ing.
hipersonik
s.
hipersonik füzeleri 6/5/2019
Hipertansiyonlu | Kontrol altında olmayan hipertansiyonlu hastalarda ağrı, stres gibi uyaranlara aşırı tepki söz konusu olduğundan, diş tedavisi sırasında kan basıncı yükselebilir., | İdilikanın mutfağı, SbhGünaydın, 10.3.2019, 2
s.
hipleştirmek | wachowskilerin estetik becerisinin, Tykwer'in Kieslowski metafiziğinden devşirip hipleştirdiği tesadüfler anlatısıyla buluştuğu 'Bulut Atlasa'nın iddiası ise daha büyüktü., | AdnanYıldız/FıratYücel, T, 18.12.2012
f.
hipnoterapist | hipnoz-tedavicisi | Kişisel gelişim uzmanı, hipnoterapist incikavi.com ofis tel. 02125809804 Küçükçekmece, İstanbul · | http://incikavi.com, | 1.5.2017g
a.
hipnotize edilmek | Kıbrıs Türklerini kandırdılar. Annan Planını kabul edin, ihya olacaksınız dediler ve evet dedirttiler. Çünkü toplum hipnotize edildi., | KAtakol, M, 22.7.2011 (GCivaoğlu'nda)
f.
hipnozcu | Başbuğ'un yakın çalışma arkadaşlarını bu soruşturma için Ankara'dan Kayseri'ye gönderdiği, İzmir'den hipnozcu getirildiği ve onların da burada kanuna aykırı sorgu teknikleri kullanarak sorgudan delil üretmeye çalıştıkları medyaya yansıdı., | EUslu, T, 13.8.2011
s.
hipnozlu
s.
hipnoza maruz kalmış. hipnoz edilmiş.
hipoaktivite | Hiperaktivitenin tersi. Hipo-faallik; ağırkanlı çocuk. 17.04.2011
a.
hipofiz | Daha gider bu tez-sentez-hipotez ve hipofiz ilişkisi. Ama açıkçası benim mecalim kalmadı, serebellumum isyan edip duruyor., | LYılmaz, T, 28.12.2011
hipoglisemi BTS+ | tıpkan şekeri düşüklüğü+Bir hipoglisemi hikayesi, | OMüftüoğlu, Hürriyet, 29.4.2012
a.
bts+
hipoglisemik | Zira | yoran gıdalar, | hipoglisemik ataklar ve | gizli susuzluk sorunları da sık görülen yorgunluk nedenleri ve bunlarla mücadelenin yolu beslenmede yapılması gereken bazı değişimlerinden geçiyor., | OMüftüoğlu, HürKlbk, 16.9.2015
s.
hipokampus
a.
"Egzersiz-bellek ilişkisinin net kanıtları var (... ) KANIT 2: HİPOKAMPUSU BÜYÜTÜYOR / Beynin öğrenme dolayısıyla bilgi depolayıp kullanma yeteneği ile ilişkili çok önemli bir alanı daha var: Hipokampus. Düzenli egzersiz hipokampusu da büyütüyor. Daha büyük bir hipokampus demek daha kolay öğrenme ve daha güçlü hafıza demek.", O Müftüoğlu, Hr, 18.07.2018"
hipokrasi | hypocrisy riyakarlık, iki yüzlülük | Burada dil ve etnisite üzerinden bölgemizde yakın tarihteki hipokrasisi irdelenmiştir., | CaferTalhaŞeker, Ortadoğu MasasındaKürtlerveKürtçe, ordaf, 15.5.2017g | Dolayısıyla burada siyasal hipokrasinin egemen olduğu da bir gerçektir., | ZKurşun, KatarNedenHedefTahtasında, ordaf, 5.6.2017
a.
ing.
hipokrizi | hypocrisy bk. Hipokrasi | Sistemin patronu bir yandan bombalarını atıyor, milyonlarca insanı katlediyor, mayınlar döşüyor... ama bu arada artistini de BM elçisi yapıp, mülteci çocukların yaralarını sardırıyordu. Bu da bir ultra hipokrizi numunesiydi ya, o da ayrı., | Telesiyej, T, 19.7.2011 | Hipokrizi | Bireysel, toplumsal ve sınıfsal (üst sınıflar) hipokriziye tahammülü yok hiç. Isabelle romanında bunun izlerini sürebiliyoruz., | PBarışta, T, 1.1.2012
a.
ing.
hipoksik | | Cihan'ın en büyük değişimi intihardan sonra hipoksik şoku atlatması oldu., | HrKelebek, 21.11.2015
s.
GTS-
hipotemi | Hipotem dediğimiz vücut sıcaklığı bu bebeklerde özellikle ölüm riskini ciddi anlamda artırıyor., | 13.10.2016, | http://webcache.googleusercontent.com/search? q=cache:TgfOD6rG75IJ:gazete.atauni.edu.tr/index.php/ambulansta-dogum-yapan-kadinin-bebegi-doktorun-vucut-isisiyla-hayatta-kaldi/+&cd=11&hl=tr&ct=clnk&gl=tr, 10.2.2/017g | Hipotem oluyor ölüyor., | ErolSarı, 10.2.2.2017 konuşma
a.
tıp
hipoterapi / hypoterapi | Engelli engelsiz bireylerin spor faaliyetleri ve hypoterapi ile rehabilitasyonu projesi kapsamında, Veteriner Fakültesi ile Gençlik ve Spor Bakanlığı Spor Genel Müdürlüğü arasında yapılan yazışmalara istinaden-., | İÜYK, 20.10.2016
s.a.
tıp
hipotermi | Vücut sıcaklığının normalin altına düşmesi. | Soğuk suda boğulmalarda küçük yaş grubunda tanımlanmış, belki de hipoterminin hücre mekanizması üzerine yavaşlatıcı etkisinden daha efektif olan bir diğer mekanizma da 'Dalma refleksi'dir., | AFidan/SDemiralp, SudaBoğulanlar, Ankara Tıp Mecmuası C. 47 : 555-566, 1994, 10.2.2017 | [K]ızı boğulurken, oğlu hipotermiye (vücut sıcaklığının normalin altına düşmesi) girdi., | T, 5.9.2010 | Hipotermiye dikkat! Enerji veren gıdalara ağırlık verilmeli., | 14.1.2012 Tv uyarısı
a.
tıp tıp
hipotirodi | Hipotirodi (guatr), şeker hastalığı, süt hormonunun fazla çalışması (hiperprolaktinemi), ileri obezite ve benzeri durumlar da kısırlığa neden olabiliyor. | , | HKelebek2, 19.7.2016
a.
tıp
hipster | Modayı ve alternatif müziği takip eden, pahalı kıyafetler giyinmiş, hippi gibi olan paralı kimseHippiymiş gibi takılıyorlar ama her şeyleri son derece marka. İyi müzik dinliyorlar, underground kültüre hakimler, pahalı ama salaş kıyafetler giyen züppe kesim., | AyçaŞen, T, 11.9.2011 | [H]em kitap yazsa, hem hipster'larla, hem modacılarla kanka olsa, önüne gelen programa çıksa (...) daha mı çok sevecektik onu? , | MehmetTez, M, 25.7.2011Hipster: 90'larda ortaya çıkan genç, şehirli orta sınıf. Bağımsız müzik dinler ve film izler, genel moda akımlarından uzaktır, ilerici ve bağımsız politikaları destekler., | MehveşEvin, M, 6.6.2013 | Yaratıcılığınızı hiç kaybetmeyin diyen bir yabancı, içindeki hipster'ı susturan beyaz yakalı, dışarı taşan hümanizmini bastıran patron..., | BuketBaydar/HGence, HürCmrts, 3.9.2016
a.
ing.
hira dağı
Hicrete Doğru // hira dağından Sevr Mağarasına / İlk vahiyden ilk devlete /Gizli davetten açık davete 47
hira tatlısı | Tokat yöresine ait olan Hira Tatlısı Tarifide beğenilerek Nursel'in Mutfağı Tariflerine eklendi., | 23.3.2015, | http://www.nurselinmutfagi.com/2015/03/hira-tatlisi.html, 3.2.2017
a.
Hiroşima | mec. Ulu felaket | Prof. Hazai, Türkolojinin sorunlarından bahsederek sürdürdüğü konferansını şu sözlerle sonlandırdı: | Stalin'in siyasi rejimi 1926, 1927 ve 1928 yılları Stalin rejmin kuvvetlendiği yıllardı. Bunun (sic) rejim yüzünden Sovyetler Birliği'nde yaşayan Türk aydınlarının durumu çok zordu. Bu durum kötü sonuçlarla sona erdi, bu döneme dair kitaplar da yazıldı. Bu siyasetin yarattığı zararları ben her zaman uluslararası Türkoloji'nin hiroşiması adlandırıyorum. Düşünün Roma'da yaşayan Romanist Paris'te yaşayan meslektaşı ile temas kuramıyor, mektuplaşamıyor, işte Türkoloji sahasında uzun zaman boyunca yani Sovyetler Birliği'nin yıkılışına kadar bu durum hakimdi. Yani bu yıllar boyuncu iş birliği, birlikte herhangi bir çalışma yapmak anlamındaki kayıarımızı ifade etmek çok zor. Çok şükür ki bunlar artık geçmişte kaldı., | TUBAdanHaberler, 18.6.2015g
a. mec.
hiruk giruk etmek şamata çıkarmak. | Hiruk giruk edeyi., Asiye Hacere Gedikli, 20.05.2012
hisar
a.
Anadoluhisarı.
"Geçmiş zamana daldığı için kendisini unutmuştu | ona öyle gelmişti ki henüz delikanlıdır, mağazadan çıkmış, Hisar'a gitmek üzere Şirket-i Hayriye vapuruna binmiştir. İskeleye inince yokuşu tutturacak, yerinde çoktandır yeller esen eve girecek, pencereye koşacak, Abdüssamedan pasanın bahçesine bakacak, Şehriban'i arayacaktır..", R H Karay, Sonuncu kadeh, 1965, 73"
hisleniş | hislenme işi. GTS | Velâkin bu patırtının asıl tantanalı aksâmı, yine bahtı kara yazılı CHP'mizin payına düşecekmiş gibi bir hisleniş içindeyim. , ATA, Z, 20.8.2012
a.
hislilik -ği
a.
duygululuk.
"Ayna, tuvalet, makiyaj, manikür, pedikür, kuaför, parfön, mücevherat, encik boncuk, neler yapıyor, neler takıyorsa, hattâ gevezeliği, hattâ ev ve mutfak işi, fazla hisliliği, çabuk ağlaması, hemen bayılıvermesi, ruhunun tekmil tezahürleri daima hoşlandırmak ve kendinden bahsettirmek vasıtalarıdır | Cemşit bu kanaattedir.", R H Karay, Sonuncu kadeh, 1965, 80"
hispania İspanya. | Artı, hâkim milliyet Kastilyanları aşarak Katalan, Bask, Galiç etno-kültürlerini de birleştirdiği içinİspanyol sözcüğü yarımadanın Hispania kökeninden kaynaklanır., | Uluengin, T, 1.2.2013
hissedilirlik -ği | Duygunun görünürdeki hissedilirliğiyle, gizlenen tarafı arasındaki çatışma, yazarın ana besin kaynağıdır adeta., | PBarışta, T, 1.1.2012
a.
hisselendirmek | Davacı, davacıların sahibi olduğu 11 ve 12 parsellerin bulunduğu alanda yapılan düzenleme işleminin iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor ile dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, parsellerin oluşturulması, dağıtılması ve hisselendirilmesinde, davacıların, sahibi oldukları 11 ve 12 sayılı parsellerin kadastrol konumundan doğan haklarının tam olarak korunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş, bu karar davalı idare tarafından temyiz edilmiştir., | Danıştay, 6.D, 21.10.1993, | http://www.kararara.com/danistay/dnsty7/dnstyk6704.html, 12.8.2014g
f.
hisselenmek | 1. Hisse almak, nasiplenmek, pay almak | Rabbim cümle ümmet-i Muhammed i bu gece yi dolu dolu geçirip buluphisselenen kullarından eylesin, | 13.8.2010, | http://www.sorularlaislamiyet.com/article/9770/kadir-gecesini-kimler-bilir.html, 12.8.2014g
f.
hisselere ayırmak | Üçüncüsü dükkanın kapladığı alan ne kadardır 2 aileye hisselenen alan eşit midir? , | | https://www.google.com.tr/webhp? sourceid=chrome-instant&ion=1&espv=2&ie=UTF-8#q=hisselendi, 7.9.2013, 12.8.2014
hisseli kıssalı
b.s.
"-Şu âşığı çağır, bir türkü söyletek. Türküsünden hisseli kıssalı bir şey anlarsak, hiçbir yere göndermeyek, dediler. Hemen âşığı getirttiler. Dediler ki: -Âşık bize bir türkü söyle, öğüt nasihat gibicesinden", Yaşar Kemal, Sarı defterdekiler: Folklor Derlemeleri, 1997, ?"
hisset/hısset | 1922 | Hasislik, cimrilik, pintilik. | Hisset, israf, hased, fitne, hile, kibir ve azemet şehirlerin doğurduğu hep bunlar değil mi? ., | YKKaraosmanoğlu, EB, 25
ar.
hissetlenmek | Cimrileşmek. | Kase-i lebrîz-i fağfûr olsa da vermez sadâ / Servet efzâyiş bulunca ağniyâ hissetlenir., | KocaRagıbPaşa/İAyverdi, 2, 1297
f.
Hissikablelvuku | önsezi. | Bunun için, ancak her şeyle alakalarını keserek kendi dünyalarına döndükleri zaman rahat ediyorlar, muhitle temasta bulunmaya mecbur olunca fena hissikablelvukuların altında ezilmeye başlayarak sıkılıyorlar ve kaçmak istiyorlardi., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 152
a.
hissiyatlı | Çok kısa bir zaman sonra tanıdık bölgelerden, âşina insanlardan; Nurettin Topçu'nun eserlerinden, Hareket dergisinden, tanıdığı kalem erbabından zevkli ve hissiyatlı bahisler açtı, hususen tasavvuf, tarih ve eski edebiyatla ilgili takip ettiği yeni yayınlarımıza dair sorular sordu, coşku ile bazı şiir parçaları okudu, 50'li, 60'lı yıllardaki milliyetçi-muhafazakâr çevrelerin yayın organlarına, mücadele biçimlerine, kültür ortamlarına, Necip Fazıl, Osman Turan, Ali Fuat Başgil, Osman Yüksel Serdengeçti gibi öncü kişilerine dair hoş anekdotlar anlattı... | , | İ Kara, Dost bir göze âşinalık dedikleri, Dergâh, | 348, Şubat 2019
s.
hissiyatsızlık -ğı
a.
ar. hissiyat + tr. -sız-lık
Benim parmakta hissiyatsızlık vardı!
hissiz
s.
duygusuz, katı.
"Ehram yapılı, hissiz bir satirin kırbacı / Şaklar omuzlarında..// Çirkin başlı satirin şakladıkça kırbacı | / Ölüler kalkıyorlar, ölüler kalkıyorlar", F S Asral, 24//25 || Onları hissiz insanlardan esen bir Barbade rüzgarı kurtarıp saadete götürdü Ş Belli, 1962 (D Gray, S İ Sedes, Bir rüzgar Esti'nin tanıtımı."
historisizm | Tıpkı toplum mühendisi 'kurucu rasyonalistlerin' içine düştüğü 'historisizm' batağı gibi, geçmişte kendilerine verilen reform desteğini, geri dönülemez bir 'toplumsal sözleşme gibi okumayı bırakmalılar., | MAltınok, T, 1.6.2012
a.
ing.
histrioni | görünme sayrılığı. | SIRADANLIĞA ÖVGÜ Gösteri toplumun en çok beslediği kişilik tipi histrionidir. Herkes daha çok görünmek, daha çok beğenilmek derdindedir. O yüzden sürekli | mış gibi yapmak, | devamlı sahne almak durumunda kalır. Kendisini bu kadar çok gösteriye veren insanın haliyle anlam dünyası bomboştur. Bu boşluğu doldurma vazifesi, her şeyi bilen, fanatikçe kararlılık gösteren paranoidlere düşer. Histrionikler paranoid derebeylerine sıkıca tutunur; onlar birlikte gösteri toplumunun parlak yıldızlarıdır. Histrioniklerin ve paranoidlerin yıldız oldukları bu gökyüzünün altında sıradan, halis insan olmak pek ama pek zordur ama en doğru, güzel tutum da bu güçlüklere rağmen onlarınkidir., @erolgoka, 04.02.2025, X
a.
tıp
histrionik | görünme hastalığına tutulmuş olan. | SIRADANLIĞA ÖVGÜ Gösteri toplumun en çok beslediği kişilik tipi histrionidir. Herkes daha çok görünmek, daha çok beğenilmek derdindedir. O yüzden sürekli | mış gibi yapmak, | devamlı sahne almak durumunda kalır. Kendisini bu kadar çok gösteriye veren insanın haliyle anlam dünyası bomboştur. Bu boşluğu doldurma vazifesi, her şeyi bilen, fanatikçe kararlılık gösteren paranoidlere düşer. Histrionikler paranoid derebeylerine sıkıca tutunur; onlar birlikte gösteri toplumunun parlak yıldızlarıdır. Histrioniklerin ve paranoidlerin yıldız oldukları bu gökyüzünün altında sıradan, halis insan olmak pek ama pek zordur ama en doğru, güzel tutum da bu güçlüklere rağmen onlarınkidir., @erolgoka, 04.02.2025, X
s.
tıp
hisya | Kimdir peki | Lavinia yani Mevhibe Beyat? 2 Mayıs 1925'te İstanbul'da doğmuştur. Babası eski bir vali. Güzel Sanatlar Akademisini bitirdikten sonra resim öğretmenliği ve stilistlik yapar. Güzelliği dillere destandır. Uzaktan akrabası Oktay Akbal bile ona aşıktır. Hikayelerinde ondan | Hisya diye söz eder., | | http://atakanseniz.blogcu.com/lavinia-siiri-ve-hikayesi/6463239, 2.8.2011de girildi.
hişt | Teklifsiz konuşmada. | Hey, bana bak, sana söylüyorum anlamında kullanılan bir seslenme sözü; hiş. | Oğlan mayilem oğlan / Sözüne de kayilem oğlan / Enişte bana hişt dedi / Yalan salanım yalan, Su sızıyor, Ankara | Hişt, ne yapıyorsunuz!' dedi. Söz kesmeyi hiç sevmem ama, aranıza girmek zorundayım., | NGüreli, SO, 115
ünl.
hit | bilişim vurma tıklanma? | Ama hit sayısını son ayda birkaç misline katlayan ve yüzlerce kötü askerlik hatırası yağan | http://askerleranlatiyor.blogspot.com sitesindeki şu anji en popüler askerlik hatırası Tuvalet Fırçasıyla Beni Yıkadılar'ı okuduktan sonra aynı hisleri devam edebilir mi emin değilim., | YOğur, T, 7.12.2010
ing.
hitap -bı
Bir hitabı olacak.
hitaplama
a.
hitap etme.
ar. hitab + tr. -la-ma
"Oi, bu eserin yazıldığı döneminde (b.) kocanın karısına hitap ederken en çok kullandığı hitaplama sözüydü, adıyla hitaplamaya pek alışkın olmadığından şimdi de çocuklu ailelerde kocasına baba, karısına anne şeklinde hitap edilmesi yaygındır.", Yuiko Umemoto, Türkçe ve Japoncada Söz Dizimi, İÜSBE, tr. tezi, 2012, 223"
hitaplamak
f.
hitap edilmek, çağrılmak.
ar. hitab + tr. -la-ma
"Bütün varlık o hitapla hitaplanmış gibi olur hatta sarhoş olur ne tarafa dönerse dönsün o hitabı görür ne tarafa dönerse dönsün o hitabı duyar ve o hitap, o ... ", Nefes II, https://mevlana.org.tr/wp-content/uploads/2020/12/Nefes-II-tamam.pdf, der. N Gürgan, 2015, ?"
hitapsızlık -ğı | Ayşe Hanım' derseniz araya soğukluk yapar. Bir tık üstü hitapsızlık. İşin püfü kayınvalidenizin adının 'anne' olduğunu düşünmek., | AynurTartan, HrCtesi, 8.7.2017, 10
a.
Hitit güneşi | en çok bir gidişe yakıştırıyorum aşkı ve / firarileri Hitit güneşi de yakışmıyor kirli tarihe / şerefsizliğin şehvetle sunulduğu bu çağda, | NamıkKuyumcu., | KunduzD, ıı, 42
a.
hititbilim
hititlerin tarihini ve hititliği araştıran bilimci.
b.a. özel, tarih
Fr. hittite + tr. bilim
"Boğazköy'den Karatepe'ye: Hititbilim ve Hitit dünyasının keşfi", 2001 (Kitap adı)"
hitli
s.
"@medyabirligi @MedyaAlemi yepyeni haliyle yayın hayatına kaldığı yerden devam ediyor! Yeni sezonun bol hitli olmasını dileriz.", http://medyaalemi.com.tr, 23 ağu 2017, Twitter"
hitlik | [H]em tek hitlik bir oluşum olmadıklarını gösterdiler..., | 01.01.2014, NTV
hiyerarşilendirmek | Egemenler, lehtarı oldukları, dayandıkları veya güç aldıkları kişi ya da gruplar dahil, hepsini kendi kodları çerçevesinde yeniden hiyerarşilendirir., | AliTopuz, R, 16.10.2013
f.
hiyerogamos/hierogamos | Yer-Gök hierogamosunun (kutsal birleşmesi) kesişme kümesine horozu yerleştirmek bizi nerelere nerelere götürür? , | http://muzafferabla.com/ 17.5.2013
hiyoyid kemiği | Bilirkişi doktorların yazdığına göre Ayten'in boyun hiyoyid kemiği kırıldığından dolayı ölüm sebebi buymuş-., OMiroğlu/SÇürükkaya, T, 2.1.2012
a.
tıp
Hiyy | Saplamış hançerini büyük hakanın böğrüne./ hiyy yazık! /Kendi de yetişenlerce tuzbuz edilmiş ya/ göçmüş büyük bir su gibi / yeryüzüne, / o büyük hakan. VK, 93-94
hizalamak | hizaya getirmek | +Zihnine doluşmuş leş yiyen kurtçuklar gibi kelimeleri hizalayıp kendine dürüstçe bir cümle kuramıyor., | NGenç, isenç, 117
f.
GTS+
hizan | yoksul. | İşte buna | herk-etme ve ekine hazır dinlenmiş tarlaya da (herk/herik denir. Atalarsözü: | Ya herk et, ya terk et (çiftçiliği bırak), | ekersin herki, giyersin kürkü; bunun tersi, yaz-sonu ve güz-başında biçilmiş tarlayı / | hozanı üstüste üç-dört ilkbaharda ekmektir ki, verimi az olur. Buna da: | Ekersin hozan, olursun hizan (yoksul) atalarsözü söylenerek, | herkin değeri ve gerekliliği belirtilir. Herk edilen tarla bir yıl ekilince ertesi yıl, ''herk-ayağı diye anılır)., Mustafa Çetin Baydar, 11.19.2013'de g | http://erzurumluyum.net/? q=node/5745, 21.8.2017g
a.
hizbul-kontra/hizbul kontra /hizbulkontra | PKK ve bağlı siyasi hareketlerinin Hizbullah taraftarlarını etiketlemesi; devletle işbirliği ima ediyorlar. 15.8.2006 Burali, EkşiS | 12 Eylül sonrasında Çatlılar'a ve de Hizbul-Kontra ile Jitem kurucularına az mı mesken oldu Kıbrıs? , | Ulusİrkad, YeniÇağ, 21.9.2005
a.
hizbullahlaşmak | hizbullah terör örgütünün tavrını benimsemek ve onun gibi olmak. | PKK barış sürecine hiç silah bırakma süreci olarak bakmadı. Anlaşmanın ilk şartı olan silahlı militanlarını Türkiye dışına çekmeye yanaşmadı. Aksine bu süreci Türkiye içinde bir devlet içi devlet kurma fırsatı olarak gördü. Türkiyelileşmedi, Hizbullahlaştı., | CKenar, | http://serbestiyet.com/Yazarlar/slogani-baris-dili-savas-olan-bir-siyaset-164275, 25.8.2015g
f.
hizibcilik -ği | Eğer doğululara mahsus idarei maslahatçılığa düşüp beni utandırmazlarsa, idarî otoritelerini esersiz ve tufeyli hocalara yüz vermekle suiistimal etmeyecekler, bilakis bu kısırlara gerçek bir ilim adamı itibarını da da çok görecekler, onların eser sahiplerine karşı çevirdikleri hizibcilik entrikalarını tesirsiz bir hale getireceklerdir..., P Safa, Eğitim gençlik üniversite: Objektif 7, 1999, ?
a.
hizmet | A.m. hidmet. Fethullah Gülen cemaati/hareketinin başka bir adı. | İngilizce yayın yapan ve üstelik Türklerin daha fazla okudukları Cemaat'in (veya Hizmet'in) yayın organı | Today's Zamanda da neden yayınlanmadı bu bildiri? , | MBarlas, Sabah, 31.7.2013 | hizmete vermek deyim (bir şey) hizmete açılmak | Devlet Hava Meydanları İşletmesi genel müdürlüğü Gaziantep Havalimanı yeni terminal binası başbakan sn. Recep Tayyip Erdoğan tarafından 01/04/2006 tarihinde hizmete verilmiştir., | Gaziantep hizmet hırkası | saraylarda, padişah ve şehzadalerin kapılarında gece nöbeti bekliyen kalfalar, uzun dikişli hırka giyerlerdi. buna hizmet hırkası denirdi. | O anda kapı açıldı. İçeriye, -yakasından topuklarına kadar (hizmet hırkası) giymiş olan- bir nöbetçi kalfa girdi., | ZŞakir, SadullahAğa, 11
ar.
hizmetçili | hizmetcisi olan. | Hizmetçili, halayıklı evlerde bu saadet bulunmaz, der., | MNaci, 14 | Kendi işinizi kendiniz görün. Allah yardım eder. Merak etmeyin. Hizmetçili, halayıklı evlerde bu saadet bulnmaz, der., | M naci, 1969, 16
s.
TDK-
hizmetsiz
s.
hizmet etmeden, hizmeti olmayan.
ar. hidmet + tr. -siz
"Hizmetsiz ustadan, yarım molladan / Elbet meyhanenin sazı şirindir.","
İlhan Yardımcı, Taṣtan Hicrānī, Büyük halk şâiri Bayburt'lu Hicrânî, 1968, 40
ho ho ho 1993? ses taklidi kahkaha | Sevgi dolu / Ha ha ha... ho ho ho../ Kahkahalı / Gül endamlı / Fidanım., | İGKafkas, Esintiler, 25
hoax | Bu tür haberlere HOAX adı verilir. Bizdeki bu İşid'e silah gönderme haberi de bir hoax idi. Hoax yalan, uydurma haber demektir medya literatüründe., | EErgüder, 17.12.2015, rindan
a.
ing.
hobbit | Stand up yapma bana, orta dünyanın hobitlerine veriyorsun. 30.10.2010
a.
ing.
hobi bahçesi | allotment gardens bahçe zevkıni tattırmak için bazı site ve kurumların mensuplarına temin edilen 2-3 metrekarelik bahçe iwillshowyouwhatitmeans, 31.1.2005EkşiS, 12.11.2016g
a.
ing.
hocacı | hoca taraftarı | Gelelim asıl konuya... Çağrıcı'nın böyle bir mevzuyu yazısına taşıyarak, Ak Parti de hocacılara :) ve Başkanlık konusunda muhalif cepheye selam çaktığı da aşikar., | YZBaşay, 17.5.2016rindan
GTS-
hocalı | Hocası, eğiticisi olan. | Spora yazıldım. -Hocalı mı? -Yok. 16.10.2018+
s.
hocasız | hocası olmayan. | Hele orta tahsilim seferberlik yıllarına tesadüf ettiği ve ben oldukça uzak vilayetlerde bulunduğum için, adeta hocasız denecek mekteplerde okudum., Tanpanar, EK, 1953, 55
s.
hod be hod
z.
Kendi başına, kendi kendine, kimseye danışmadan, kendi reyi ile
Farsça hod: kendi be ekiyle.
"Meclisinizde de açıklamalarda bulunduğum halde, benim yerime bir başkasının hot be hot atanması meşrutiyet yasalarına aykırı olduğundan, yasalara ters olan bu davranışı protesto ederim.", Bahriye Nazırı Ali Rıza Paşa/A N Ölçen, 144 (1982, 2000)"
hod far. xod | 1. kendi zatı, nefsi. 2. tulga dedikleri demir külah ki cenkte giyerler. Ser-penâh dahi derler. Lügat-ı Remzi
hodan | bitkib. Hodangillerden, çiçekleri hekimlikte kullanılan ve kökü kavrularak yenilen, bir yıllık ve otsu bir bitki (Borago officinalis) | +Yoğurtlu kereviz sapı ve yoğurtlu hodan, karşınıza çıkarsa, kaçırılmaması gereken mezeler., | VMilör, HürCmrts, 3.9.2016
a.
GTS+
hodayı
"Haya bahçesinde ahlak ağacı / Biterse meyvesi şeker bal olur / Akıl aşısıdır onun ilacı / Hodayı aşlasan ehil bal olur.", San, Hicranî, 136"
hodendiş | Bir kere olsun 'Bu kadarı bana kafi, elimdeki ile kanaat edeyim.' Demedi. Hodbin, hodendiş ve hodfuruştu*, | Cafcaf, HÖztürk, Bahar2013/54, 13
hodkamlık -ğı | bencillik. | Hissettim ki babam İstanbuldan giderken beni bir kere daha görmek istiyor, fakat bundan bir hodkamlık gibi çekiniyor., | RNGüntekin, Damga, 28
a.
GTS-
Hoh hoh hoh/hoh hoh hoo | İyi ama, bu çok korkunç bir sömürü. Üstelik senin bu aracılığına, hiç gerek bile yok iken. Hoh... hoh... hoh!..RTahiroğlu, T, 24.8.2010 | Gerçi Tenten'in çapaklı gibi duran çipil gözleri ve yüzündeki animasyon durağanlığı hafif bir donmuş yağ dokusu veriyorduysa da, şu âna kadar gösterilen animasyonlarda bu kadar iyi insan taklidi yapılmadı, denebilir. Üstelik gazeteci olmasına rağmen! Sanki gerçek bir insanmış gibiydi. Hoh hoh hoo..., | AŞen, T, 13.11.2011
ünl.
hohlamak | (-e, -i) Ağzını yaklaştırıp soluğunu bir şeyin üzerine hızla vermek. | Günün yorgunluğunu çıkarırcasına, yanaklarını şişirip soluklarını birbirlerinin yüzüne hohladılar., | NGüreli, 78 | Onlarla Beşiktaş'ta banklara oturmak, onları hohlamak, gecelerini uzatmak, dörtnala sevişmek ister., | LeventYılmaz, T, 12.10.2011 hohlaya hohlaya | Gaz lambasının fanusunu hohlaya hohlaya iyice temizledikten sonra, fitilini yükselterek ateşledim*., | AlperÖzbek, 21
f. z.
hokeyci | Kadın hokeyciler Amasya'da kampta. Kadınlar salon hokeyi A Milli Takımı Avrupa Şampiyonasına hazırlanıyor., TRT Haber, 18.09.2022
a.
hokum | boş laf, saçmalık | İngilizcede benim çok | yararlı bulduğum bir sözcük var:hokum. | Lokum gibi okunuyor. | Hokus pokus ve boş, sahte söz anlamındaki | bunkum sözcüklerinin bileşiminden oluştuğu sanılıyor. Türkçede buna en yakın gelen sanırım | yutturmaca ama hokum'un daha kapsamlı bir anlamı var: Neye işaret ettiği, neye karşılık geldiği belirsiz ama söyleyen kişinin kimliği, söyleyiş biçimi ve söylendiği ortam nedeniyle somut ve kesin anlamı varmışgibi duran sözcük. Sözlü olması şart değil, yazılı da olabilir. Bir araştıran olsa, biçimin içeriğe baskın çıktığı toplumlarda hokum'un daha yaygın olduğunu saptayabilir sanıyorum., | SFırıncıoğlu, T, 25.9.2013, 25.9.2010, kuzu kuzu me, EkşiS
a.
holdingçe | holding+ türk -çe | Yasak savmanın holdingçesi de bu olsa gerek!, | Telesiyej, T, 18.4.2011
s.
ing.
holdingleşme | Kısaca, holdingleşme , Hazine'nin sırtından büyük miktarda sermaye birikimi olanağı getirmektedir . * Holdingleşme yoluyla sermaye birikimini savunan eski Sanayi Odası yöneticisi Ertuğrul Soysal dahi , yedeklerin değerlendirilmesiyle bin ..., D Avcıoğlu, Türkiyenin düzeni, 1969, 904
a.
holdingleşmek | Holding durumuna gelmek. | Kurtuluş Savaşının kovduğu yabancı sermaye, elli yılda iyice palazlanıp Holdingleşen taşra küçük esnafı işbirliğiyle ülke ekonomisine yine el atmadı mı ? Reşat Nuri Güntekin'in | Yeşil Gece ve Erol Toy'un | İmparatoru . acımasız sömürü düzeninin başlangıcını , gelişip yerleşmesini ve ülkeyi uçuruma ..., Burhan Arpad, Yokedilen İstanbul, 1983, 48
f.
holiday feeling | tatil duygusu/hissi | Aslan, bir otel çalışanının turistlerin tatildeki rahat tavırlarını anlatırken 'Holiday feeling' sözünü kullandığını da belirtti., | R, 27.4.2012
a.
ing.
holiganizm | Holiganlık. | Bu vurgudan anladığımız kadarıyla futbol holiganizminde en vahim sorun, kadınların küfretmesi!, | MEvin, M, 16.5.2012 holiganizm | holiganlık Zorlama olması bir yana, çok aşağılık bir isim. Ayıptan geçtim, futboldaki holiganizm ve şiddetin artık en uç noktası., | MehveşEvin, M, 9.6.2012
a.
ing.
holistik | Temelde iki tür toplum tipi vardır, biri holistik, yani ait olunan topluluğun kişinin ne ve kim olduğunu, olacağını belirleyen toplum, diğeri de bireyci yani kişinin otoriteye rıza göstermediği, velayet ve vesayeti reddettiği, kendi kurallarını kendisinin koyduğu, yani auto-nomos, otonom olan bir toplum., | LeventYılmaz, T, 27.7.2011 | Seküler bireyin giderek hızlanan, parçacıklara bölünen dünyasında holistik yaklaşımıyla bütünleştirici bir rol oynuyor., | NGöle,T24, 4.11.2013 | Holistik tarım | Kutluğ Ataman, HaberTürk, 16.7.2019, 20.00 suları
s.
Holivud | Holivuda gitmek üzere üç arkadaşıyla bir küçük sandala binerek İstanbuldan kaçmaya çalışan 11 yaşlarında Mehmet Yumurcak, Hayırsız ada açıklarında yakalanmıştır., | GugukG, 17.5.1947, 2
a.
holizm a | Societas, bireylerin farklılıklarını koruyarak kendi rızalarıyla bir araya geldikleri bir topluma; universitas ise, bireylerin farklılıklarından vazgeçtikleri, tek bir birey gibi inşa olmuş topluma işaret etmektedir. Societas'ta bireycilik, universitas'ta holizm vardır. Dolayısıyla, birincisinin bireysel özgürlüklere verdiği önemi, ikincisi vermez., | 2.5.2011 eposta
Hollanda ineği sağmak (birini) deyim sömürmek | Özel yaşamında arıza olanları da tabir yerindeyse Hollanda ineği gibi aylarca sağmışlar., ACŞimşek, Cumh., 29.8.2016
holliwood gülüşü | Hollivood gülüşüne Bakü'den ortaklık teklifi, | H, 29.1.2013
a.
holografi | Aynı yıl holografi ünlü bir şekilde bir kez daha kullanıldı. Merhum rap müzikçisi Tupac'ın görüntüsü, birlikte performans sergilediği Snoop Dogg'un yanında sahneye yansıtıldı., | Z, 29.12014
a.
ing.
Holoşop | @nurbanu_turan: | Sabahları uyanınca Yasemin Mori dinlemeyen de kendine holoşop demesin bi zahmet..., | 18.11.2019. twitter
a.
hom ofis | Home Office ev-yazıhane TV8, 25.12.2014 dizi
a.
ing.
home | Ev. | home office | ev işyeri. | home-mahkeme | Evren'e 'home-mahkeme', | T, 25.3.2012
b.a.a.
ing.
homemade | evde yapılmış | İkinci grup gerçekten de masumiyet içeren kelimelerden oluşuyor. Bu kelimelerin arasında şu örnekler söylemek istediğimizi çok iyi anlatıyor: Adrianne, animal, baldiz, ciplak, erotic, escort, fire, firikik, free, gerdek, girl, gizli, haydar, hayvan, hikaye, homemade, hot, itiraf, kalca, nefes, olgun, sarisin, sicak, turbanli., | SerhanAyan, M, 27.42011 homeoffice/home-office | ev-büro, ev-yazıhane | [İ]lter yükselen semt Karaköydeki yeni homeoffice'ine yerleşmeye hazırlanıyor., | BAltuğ, T, 20.3.2012
s.a.
ing.
homeopati | Bir öneri Homeopatiden yararlanın., | OMüftüoğlu, HürKlbk, 16.9.2015
a.
homeopatik | bazı homeopatik ilaçlar uyku sorununun çözümünde yardımcı olabilir., | OMüftüoğlu, HürKlbk, 16.9.2015
s.
homeostatik model | Antony D. Smith, Toplumsal DeğişmeAnlayışı, çac. ÜlgenOskay, Gündoğan, 2011, 26
s.
Homer | Kadîm Grek edebiyatının temel eserleri olan İlyada ve Odysseia adlı iki destansı şiirin yazarı. | Truvayı vasf eder sazı Homer'in / İşte harâbesi o şanlı şehrin; / Altında tılsımlı defineler var, / Üstünde sihrâmiz hayalî şi'rin., Hüseynzade Ali Turan, A H Bayat, Hüseyinzâde Ali Bey, 1998, 116
a.
Homerik | Az yukarıda gördüğümüz gibi homerik eposlar da bu tradisyonun varlığını tasvir etmektedir ... Homerik eposların bir nevi monopolunu kurmuşlardı. Bunların başında Kreofülos adında biri anılmaktadır .Homer, Odüsseia (Odise), 1941, C 1, 23
s.
Homerist | Homer yanlısı, Homer taraflısı | Öte yandan Vuk Karadziç'in derlemeleri konusunda tıpkı Grimm Kardeşler gibi derlediği metinleri düzelterek editasyondan geçirmesinin yanı sıra Matiya Murko'nun | Efsanevi Homerin kör olduğunun kabul edilmesi nedeniyle Vuk Karadziç'in en iyi destancıların çoğunun kör olduğu yolunda verdiği bilginin onun uydurması olduğunu, saha araştırmam esnasında gördüm. Kör destancılar nadir de olsalar varlar ama bunların çoğu başka bir iş yapamayacak durumda olan dilencilerden başka bir şey değildir. (Murko 1990: 12) şeklindeki tespitlerinden açıkça anlaşılacağı gibi Avrupalı humanist ve Homeristlerin dikkatini çekecek şekilde derlediği malzemesini mevcut ilgi sahalarına göre manipule etmekten de çekinmediği anlaşılmaktadır., | ÖÇobanoğlu, BoşnakAşık, ArsalA, 2016
s.
homerosvari
s.
homeros gibi
homeros + Farsça -vari
"... Homeros'vâri te- terennüme çalışan Quintus Smyrnaeus boş yere Grek şiirini ihyâya çalışmakta idi. Nesir de bir arpa boyu ilerde gidiyordu. O da yalnız tarihî alanda | meselâ, Halikarnassoslu Denys , Sicilyalı Diodoros, Amasyalı ... ", Z Taşlıklıoğlu, Trakya'da epigrafya araştırmaları: Biga Yarimadasinda ... , 1971, 30"
homeschooling | evde eğitim, evde öğrenim. | 2002-2003 yılı itibariyle ABD'de evde eğitimg ören (homeschooling) çocukların sayılarının yaklaşık 1.700.000 ile 2.100.000 arasında olduğunu (sic) ifade ediliyor., | T, 13.9.2011 | Bir homeschooling hikayesi, | AyşeÖzekKarasu, HaberTürk, 18.3.2012
ing.
homesick | Hiçbir şeyin yok darling, homesich olmuşsun sen!, | SunaAktaş, T, 26.11.2013
a.
ing.
homo economicus | iktisadi insan | Artık, Râif Efendileri, kitapçı esnafı arasında sadece, 'homo-ethicus' ile 'homo-economicus'u dengeleyenler yaşatabilecektir., | BAyvazoğlu, Z, 16.2.2012 | Çok bilmişlere 'Bu kadar homo economicus isen biraz oku' demeli! , | CKaran, T, 31.1.2014
a.
lat.
homo eticus | Ahlaklı insan* | Müslümanlık suları yokuşa akıtmak, tarihi de özel bir paranteze almaktır; çünkü Müslüman, gayesi itibariyle ahlâkî insandır; ne homo economicus, ne homo politicus: Homo Eticus! Onun yeryüzündeki vazifesi zafere vâsıl olmak değil, seferde, seferi disiplinde sebat etmektir., | ATA, Z, 4.8.2012
a.
lat.
homo politicus | siyasî insan | Yazarın edebî yolculuğu popüler, magazinel bir yolculuk değildir; tam tersine kendini, suretini mümkün olduğu kadar gizleyen ama buna karşılık yeri geldiğinde edebî ağırlığını bir otorite olarak ortaya koyan, sadece edebiyat adına (homo politicus sorumluluğunu da unutmadan) konuşan ve duran bir yolculuktur. PBarışta, T, 28.8.2011
lat.
homo sacer | kutsal insan* Dışlanmış, herkesin gördüğü her yerde öldürebileceği, vatandaşlık hakları elinden alınmış kişi. | Homo sacer' olarak Abdullah Öcalan, | LYılmaz, T, 22.6.2011
lat.
homo-erotik | eşcinsel erotizmine ait veya onunla ilgili | Şiirdeki homo-erotik alt metni kodlamak zorunda kalmıştı., | HTurhanlı, T, 29.4.2015
s.
GTS-
homo-ethicus | ahlaki insan | Artık, Râif Efendileri, kitapçı esnafı arasında sadece, 'homo-ethicus' ile 'homo-economicus'u dengeleyenler yaşatabilecektir., | BAyvazoğlu, Z, 16.2.2012
a.
lat.
homoerotik | Eşcinsel-erotik | Auden aynı dönemde homoerotik şiirler de yazdı., | HTurhanlı, T, 20.8.2014
s.
homofobi | Homofobi, eşcinsellere ya da eşcinselliğe karşı duyulan nefret, korku, hoşnutsuzluk ya da ayrımcılık. Geniş manası ile diğer cinsel yönelimlere sahip olan LGBT kişileri de içerir. homofobi | Homofobi ve transfobi nereden gelirse gelsin karşı duralım. Özellikle, homofobik ve transfobik mekânları teşhir edelim., | Esmeray, T, 20.08.2014 | Sadece kadınlar değil, sansür, önyargı ve cinsiyetçiliğin farklı türleri, homofobi ve ataerkillikle mücadele eden yazarlar için de yazma şekillerini engelleyen ya da etkileyen engeller var., | Fatemeh Shams, Ml, 01.01.2019
a.
homofobik | Bkz. homofobi'nin örnek cümlesi. Eşcinsellerden ve günün birinde eşcinsel olarak anılmaktan korku duyan kimse. Bkz. caldera, 30.9.1999, EkşiS
s.
homojenizasyon | Türdeşlik, mütecanislik. | Yargıç ve savcılar üzerinde darbe ideolojisinin kılıcını sallayan HSYK'nın yapısını daha çoğulcu bir hale getireceğiz; homojenizasyonu kıracağız., | MAltınok, T, 5.10.2010
a.
ing.
homongolos | Sanki iki numaralı bir homongolostum., | FAtabek, DK, 1972, 84
a.
homosantrik | insan merkezli. | Bu tür bir Tanrı tasavvuru iki şeyi birden açıklamaktadır. İlk olarak İzutsu'nun da belirttiği gibi Câhiliye dünya görüşü, homosantrik idi. Burada insan, baş köşeyi işgal ederdiK Canatan, 2005, 23
s.
homosapiens | Amipin ve homosapiens'in öteki yüzü,
a.
homoseksüalite / homoseksüelite | homosexuality eşcinsellik. | Homosexualty çalışacağım yüce manitu!, | M, MEVin, 21.9.2011 | Aşırı homoseksüelite bozukluk, transeksüel belirtiler tespit edilmiştir., | Esmeray, T, 25.7.2012
a.
ing.
homunculus | bk. Homunkulus | adnd 2nd ed.'de büyücüler tarafından gözcülük, takip, ajanlık, sinsilik için yaratılan, ufak, sürüngenimsi, kanatlı yaratıklar. Büyücüyle telepatik bağları vardır. Büyücünün bildiği herşeyi homonculus da bilir ve homonculus'un gördüğü ve duyduğu herşeyi büyücü de görür ve duyar. Homonculus ölürse wizard 2-20 hp damage alır, o fenadır işte., 19.5.2000/29.12.2001 brujah, EkşiS
a.
homur homur homurdanmak
bf.
güçlü biçimde homurdanmak.
tr.
"ben bu kente ilk gelişimde korkmuştum Zehra. karşımda homur homur homurdayan bir kent görünce korkmuştum.", A Cılga, 1980, 63"
homur homur homurdanmak
dey.
gürültü gürültülü kükremek, homur homur korkunç gürültü çıkarmak.
tr.
"Gelmişler ki ne geleler? Devin bir dudağı yerde, bir dudağı gökte. Homur homur homurdanıyor, soluğundan fırtınalar kopuyor... Hepsi korkudan dilini yutmuş..", Y Feyzioğlu, Cırttan ile Sihirli Topuz, 54"
homur homur homurdanmak | Gelmişler ki ne geleler? ... Devin bir dudağı yerde, bir dudağı gökte. Homur homur homurdanıyor, soluğundan fırtınalar kopuyor... Hepsi korkudan dilini yutmuş., Y Feyzioğlu, Cırttan ile sihirli topuz, 54
b.f.
honkurmak | Geceleri Namık Kemal ve papakyan (papağan) / fıkraları anlatıp uyuyunca honkuruyor (horluyoruz),Hakan Savlı, 1998, 41
f.
hoo | O, hooo, o zamana kadar herşey biter., | S Şengil, 1983, 63 | Hoo'lar, 1960/1989
hop
hop
birden.
"Eski evler öyle oluyor. Bir yanını tamir ediyorsun hop öbür tarafta başka bir eksiklik çıkıyor.", 31.3.2021"
hop
z.
hızlıca, birden, süratle.
"Türkiyede üretim yapan bir fabrika kurmadan önce, hop atlıyorlar, Avrupanın Finans-Kapital tahakkümü çağını açacak olan bir şirketi kuruyorlar. İlginç olan yanı bu.", Kıvılcımlı, FK ve T, 21"
hop | yansıma. Hemen, birden, apansız. Ani bir hareketi tarif eder. hop/hooop yans. | Bir çizgi film kahramanı hızıyla bir botun ve bir ayakkabının tekini kapıp hoop üçüncü kata-., | İpşiroğlu, 62 | Sonra sevincin kursağında kalacak. Gidip kime susacağını bilemeyeceksin çünkü ve hooop tekrar BOŞLUK!, | OSelamet, İzafi, Aralık-Ocak 2012-2013, 94 | Tırnaklarım boşlukta ben daldayım / Haydi bir adım sağa kay / Hop sola bir adım., | ABarbarosoğlu, UykusuzBaykuş, Ocak2005, BiriD, 35 | Geçenlerde birinin arabası bozulmuştu, hop bir el attım araba hemen çalışıverdi. Sonra hesap makinesi bozulmuştu, hop bir tornavida, hesap makinesi şıkır şıkır çalıştı... / | Diyelim kalemimiz bitti, biz kalem diye kıvrım kıvrım kıvranıyoruz, hop anneannem kalkar gider, az sonra elinde ufacık bir kurşunkalemle çıkar gelir., M İzgü, AAG, 2007 (1994), 70/76 | hop çekmek | Yeter, dur demek | Ama dağdakiler de çatışma çıksın diye çabaladığında bir hop çekmeli, değil mi? , | MAltınok, T, 13.8.2011 | hop dedik kabadıyıca kes, yeter. | [B]u tartışmaya, müdahaleleri daha çok mafya jargonundaki 'hakemlik' müessesesini akıllara getiren siyasi ağabeyler 'hop dedik' edasıyla arzıendam ettiler., | MAltınok, T, 3.12.2010 | hop diye | hemencecik | Sen ağam, sen bacım, sen küçük kardaşlığım, sen karındaki bebe, sen, tohuma düşmemiş can verin bana birer, ikişer yılınızı, gençleşeyim hop diye., | BYıldız, DünyadanBirAtlıGeçti, 55
a.f.
TDK-
Hop diye | Yukarı katta koca bir halıyı odaya sürüklerken merdivenleri birisi çıkmaya başladi. Yüreğim hop diye ağzıma geldi. Odanın öbür başına kaçıp sofaya doğru baktım: Sırıtıp gelen Şakir Bey'i gördüm... 70
hop hoptirinom tiri tiri nom / Hop hoptirinom tiri tiri nom / Hop... Hop... Hop..Hoptinihop
hopa
a.
oba. (başında h türemesi ve b p-leşmiş)
tr. oba
"Bence yaylaya yeni yerleşim alanı olsun ve altyapı üst yapı yapılsın her evin bir dönüm arazisi olsun ve güzelce yolları olsun kanalizasyon yapılsın nasıl olsa yollarımız asfalt gece gündüz yazın kışın araba çalışır bana da 10 dönüm yer verin Hopa'da ben oraya bir televizyon kulesi yapayım ya da bir kule yapayım köy halkı kasa kas para kazansın."
17.11.2023 Orhan Altıntaş'ın göndesi, Facebook
hophop kadı | karakuş kadı. | zamane kadılarının çoğunluğu gibi gizli içmek şartıyla şarapçı, dile düşmemek şartıyla biraz karıcı, biraz oğlancı, yerine göre doymaz rüşvetçi, parayı çok vereni haklı çıkaran selçuk kadılarındandı. zamana uygun, üst üste denenmiş birkaç görüşü vardı:- ağzı olan yer! yedirmesini bilmeli,- en gem almaz adamın yuları: pohpoh!,- halkı yıldırmadıkça nesne hasıl olamaz. (bkz: darendeli hüsamettin efendi) (bkz: devlet ana), EkşiS ++ 24.04.2025
b.a.
hopililer | çoğ. Milyonların alışveriş gücü Milyonlarca hopilinin pazarlık gücüyle Hopililer alışverişte daha az öder Hopi Yıl, ?
a.
hopla | İt.* İtalya'dan ithal edilen bir sprey krem şanti markası...30.3.2008, crown, EkşiS | 1 litre hopla krem şanti + 1 litre süt, | 18.11.2012 hayati tehlike, EkşiS
a.
Hoplatmak | Annesi bu sefer onu susturmak için kucağında hoplatarak odada dolaşır, sonra bahçeye çıkarak kızcağızı orada avutmak isterdi., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 20
f.
hoplatmak | İki gün sonra, plajın gişecisi Azmi, sabahın köründe, Talat Beyin evine koşup adamı yatağından hoplattı., | TAral, SÖ, 61
f.
hoppaca
s.
1. s. hoppa gibi. 2. z. hopaya yakışır biçimde.
"Bu delikanlı -delikanlı diyor ama kırkına yaklaşmıştır- eski tanıdıklarından ve Mısırçarşısı esnafından Hacı Halil Lütfinin oğludur. Oturduğu mahallenin kızları Erdoğan'a isim takmışlardır: Terelelli. Hoppaca giyinmesinden, yürüyüşünden, konuşmasından ve boyuna meslek ve eş değiştirmesinden dolayı... ", R H Karay, Sonuncu kadeh, 64"
hoppacık
z.
tatlı: hoppa diye sırtıma atla emri..
tr. yans. hoppa-cık
"Sırt sırta durarak, dirsek bükerek kollarıyla birbirine sarılırlar ve hoppacık şeklinde sırayla birbirilerini sırtına alırlar.", Kırgız nariste oyunları, İstanbul 2014, 30"
hoppacık BTS- | Derhal* | Öncelikle söyleyeyim ki Hande Altaylı saçlarını kendi boyamıyor. Elbette pahalı bir kuaföre gidiyor; yani röportajda ilk öğrendiğimiz bilgiye göre | evde yazamam yeni başyapıtımı, bana başka yer tut dediğinde, hoppacık Karaköy'de bir rezidansa konduran, değerli klozet kapağı fabrikatörü (28 Şubat'ın hemen ardından Erbakan fotolu klozet kapağı yapalım yazısını hatırlayınız) eşi Fatih Altaylı herhalde kuaför parasını esirgemiyordur kendisinden., | BAltuğ, T, 15.4.2012
z.
bts-
hoppidi hoppidi oynamak | Görüntüde ise bir yandan bu sözleri müzik eşliğinde terennüm ederken, bir yandan da ellerindeki cep telefonlarını gösterip, hoppidi hoppidi oynayan, göbek atan birtakım insanlar var., | Telesiyej, T, 6.12.2011
hoptinihop II | beyinde birden bire beliren düşünceler* | Hoptinihop, | Ç Altan, M, 11.6.2011 (başlık/ta) | Hafta başından beri evde kapalı kalınca; peş peşe bir yığın film izlemekten başka, nasıl oyalanacağını da pek bilemiyorsun. Ve devreye giren o yaramaz | hoptinihoplar. / Dışarıda çalışanlar evde dinlenirler; bendeniz ise, geçmiş yılları da sürekli emzirmiş olan bir dünyanın, kuytu bir köşesine döndüğümde, kurtulabiliyordum biraz, beynimdeki yaramaz | hoptinihoplardan... / Ah o yaramaz | hoptinihoplar... İşte onlardan biri; unutulmuş eski bir halk deyimi: -Bir musibet, bin nasihatten evladır., | ÇAltan, M, 22.7.2011
a.
hoptirinom sevinç nidası* | Diyar diyar gezdim avare oldum
hopur hopur: Heyecanlı? | Minik kalplerimiz hopur hopur., | Yusuf, Star, 24.01.10,19
s.
horata | şaka, latife | Gurban olam Mahmut Bey / Ben etmedim horata., | Zaralı Halil
a.
horgörü | hakaret | Olanakları yürek yakıcı darlıktaki Türk sinemasında, aydın horgörüleriyle küçümsenmiş sinemamızda hangi yönetmen, hangi senarist, hangi yapımcı böylesi bir vurgulu seçim yapabilirdi ki? !, | Sİleri, ZCumartesi, 4.2.2012
a.
horizontal | İng. vertical | Görün bakın. Paul Auster hadisesi yepyeni boyutlar kazanarak (hem vertikal hem de horizontal!) bir gelişim sağlayacak-., | Telesiyej, T, 7.2.2012
s.
ing.
horlamak | hor görmek | Dayısı biraz bu işi horladı., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 181
f.
horlayı horlayı | horlaya horlaya, hor hor ses çıkararak | Kıratım meydan yerinde / Gezer horlayı horlayı, | Köroğlu, EGŞA, 133
z.
hormonal | Hormon ile ilgili. hormonsal. | Son yıllarda çevre kirliliğinin hormonal sistemler üzerindeki etkilerini de ilgi alanlarına almışlardır., | FTürkel, T, 18.10.2010 | Bazı hormonal bozukluklar ve hastalıklar da cilt üzerinde lekelenmeye sebep olabilir., | D Avşar, HrKlbk, 26.8.2019
tıp
hormonlamak | 1. bitkilerin ve hayvanların daha hızlı yetişmesi için onlara hormon vermek. | Bu konuda şimdiye kadar verilmiş olan cetveller gözden geçirilecek olursa, şahitlerle, muhtelif hormonlarla hormonlanmış çelikler arasında ortaya çıkan bariz farkı kolaylıkla tesbit etmek mümkün olur. AÜZiraat FakD, 1959, S 150-154, 53 | 2. Mec. Şişirmek. | chp oylarını hormonlayarak seçim anketi yapmak, | (paraklitos, 22.07.2010, İTÜ.S
f. mec.
hormonsal | hormonal. | Koku gerçekten çok önemli! Zaten iki cins farkında olmadan hormonsal olarak bazı kokular salgılıyor ki, bu biz erkeklerde testosterondan kaynaklanıyor. Şimdi siz ben çok testosteron salgılıyorum kadınları hormonsal yoldan etkileyeceğim derseniz kolay gelsin benim diyecek sözüm yok!, K T Yaşar, 250 kadın ile randevu: Kadınlar kendilerini hiç böyle anlatmamıştı!, 2015, ?
s.
horon | horon etmek, horon vurmak, horon tepmekhoron oynamak. 28.09.2024
dey.a.
horoncu | 1. Horon oynayan kimse. | Horon'larda ise baş oyuncu horoncu başı veya çavuş adını alır. Halay'larda bu baş çeken'dir. Çorum'da oyun sırasında yeri ortada olan oyuncuya ortancıl denilir. Oyuncular da bölgelere göre çeşitli adlar alır., Metin And, Türk köylü dansları, 1964, 18 | 2. Horon oynamayı çok seven kimse.
a.
horor | horor: korku | Üçüncü muvmanda güleyen orkestra sesizliğin örtüsünü kaldırıyor ve gerçeği yani catastrof önünde diz çökmüş kalabalıkların sanki horor ve dehşet karşısında secdeye kapandıklarını anlatıyor., | MFilinte, rindan, 28.7.2016
a.
ing.
Horoz fasulyesi | İki yanda fındık ağaçlariyle yem yeşildi. Trabzon horoz fasulyesi, fındığı, tütünü, hele tereyağı ile meşhurdu. Bundan dolayı çevremizdeki fındık ormanları hoşumuza gidiyordu. Onu da söyliyeyim: iki yanımızda yükselen dağlar sıra halinde idi. Arkada iki bayan vardı. Trabzonlu olduklarını söylediler., K N Duru, Cumhuriyet devri hatıralarım, 1958, 74
a.
horoz gözü | Bizde derlerdi ki 'Gencin gözü horoz gözüdür, atı gence beğendireceksin, kadını yaşlıya'. Bazı gençler çok iyi kadını seçebiliyor. Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 208
a.
horoz mantarı | horoz ibiği, horoz işi, horoz kafalı, horozlanmak, horozlar ötmek, horozluk etmek, horoz mantarı, L S Akalın, Türk Folklorunda Kuşlar, 1993, 46
b.a.
horoz şekercisi
b.a.
"Horoz şekercisi, horozları yerine kendisi bağırıyor. Şarkısı da var: "Şe-ker! / Parayı cepten çeker / Parası olan alır geçer / Parası olmayan sümüğünü çeker!" Destancı elindeki kâğıdı göstere göstere "Gelin, kaynana şarkısı, on paraya!" diye bağırıyor. Az sonra yeni çıkan şarkılardan numuneler sunacak... ", Ahmet Rasim, "Hıdrellez (Haydarpaşa âlemi)", Haber, 6 Mayıs 1940"
horozibiği | Kına çiçeği, horozibiği, kahkaha çiçekleri dikilmiş bahçedeki masalardan birine oturdu, kahveci tabiine: '-Orta şekerli bir kahve' dedi., | Ulunay, MKS, 15
a.
horozlanmak | | 1. Dövüşe hazır horoz gibi kızgın ve kafa tutar bir tavır almak, dikleşmek | 2. dikelmek. | Horozlanmak nöbeti kocakarıya gelir (Hüseyin R. Gürpınar). Nûri Ağabey! Sen Ahmet Ağabeyimin dediğini bana söylersen bu kahve sana dar gelir, anladın mı diye horozlanınca Nûri sindi (Burhan Felek). Bu sefer öbür Adanalı horozlandı (Târık Buğra). | Yalnız horoz biraz horozlanacak gibi oldu ya ne düşündüyse sonra bundan vazgeçti., | VSevim, 156 |
f.
horozluk etmekerkeklik etmek, kocalık etmek. | Ahlak-ı redieden bir şah hissesi alan bu erkek, üç yüzlük bir kadın sürüsüne horozluk ediyor idi. Bir ordu teşkil eden saray kadınlarına, onların ma'iyyetine me'mur hüddam ..., M E Resulzade, ?İran Türkleri: Türk Yurdu ve Sebilürreşad'daki yazıları, 1993, 65 | Horozluk yapmak . ( d ) : Kendisini ilgilendirsin ya da ilgilendirmesin olayla- ra karışıp diklenmek ., M Gökçeoğlu, Kıbrıs Türk atasözleri ve deyimleri sözlüğü, 1991, 119
dey.
horst | Çarpışırsa yükseltiler dalma batma zonlarında graben veya horstlar yanal atımlı olan haraketlerde enerji boşalması olur. Deprem denilen şey bunlardır., | MuratFilnte, 12.8.2017g
a.
hortumlama
a.
"HORTUMLAMA Bizim atalar da bir âlemmiş. Ne kötü sözler söylemişler. Belki mecazen kullanılan, eleştiri niteliğindeki bir söz, aklı kıtların elinde içeriğinin kastettiğinden öte uyulması gereken düstur olarak yorumlanmış ve uygulanmış. Tahmin etmişsinizdir | "Devlet malı deniz yemeyen domuz" atasözümüzü kastediyorum. Bir de son yarım asırda "hortumlama" kavramı çıktı ve daha yaygın kullanılır oldu. Nişanyan Sözlük'e baktım, bu kavramın ilk kez 1987'de Milliyet Gazetesi'nde görüldüğünü yazıyor. Oysa çok daha eski olduğunu, en azından bendeki belgeye göre 1978 yılında görüldüğünü kesinlikle söylerim. O yıl çıkan İslamist Şura dergisi sayılarının birinde orta sayfada bir afiş çizimi vardı. Bunun altında "Sömürü Hortumlarını Koparalım" sloganı yazılıydı. Daha önceki bir tarihte kullanımına rastlayamadım ancak ilk olarak burada yazılmış olabilir. Daha sonra Türkçeye nüfuz etmesiyse benim bir arkadaşımla birlikte bu afişi 1988 yılında 1. hamur kuşe kâğıda poster olarak 1000 adet bastırıp tanesini 1 liradan satmamızla oldu. O tarihte dillerde dolanmaya başladı. Bunun hikâyesini geniş olarak bilahare yazacağım. Hortumlama sözü bir politikacının ağzından ilk defa Erbakan'ın bir basın toplantısında dile getirildi. Tam o sırada ortaya çıkarılan, Özal döneminin en büyük yolsuzluk davalarından olan Horzum yolsuzluğu ile özdeşleştirilerek horzumlama/hortumlama şeklinde kullanımıyla dilimize iyice yerleşti. / 12 Eylül'e yaklaşan sıkıntılı günlerdeydi... Yaz tatilinde Frankfurt'ta karşılaştık. O monoton şehirde ne yapacağımızı düşünürken aklımıza nereden estiyse hayvanat bahçesine gitmek geldi. Aslanlar, kaplanlar derken bir ara fil kafesinin önüne geldik. Çoluk çocuk avuçlarına bozuk para koyup kafese uzatıyor, fil hortumuyla paraları emiyor, götürüp kafesin içindeki çanağa bırakıyordu. Komik ve şaşırtıcı bir manzaraydı. Uzun uzun filin bu maharetini izledik. Necati oradan esinlendi, dönüşte "Hortumlama" deyimini icat etti. Bu deyimi 'Horzumlama" vs. diye geliştirdi. Küçük hortumculara "pipetçi" adını taktı... Sözcük ve deyim üretmekte üstüne yoktur dostumuzun.https://www.odatv.com/siyaset/necati-dogru-hortumlama-sozunu-nasil-buldu-9522"
horul horul | Gözleri ise çürümüş bir çift yaraya döner tıpkı. Üstelik burunları da başlar mı horul horul akmağa., | MYağmur, 1957, 51
z.
horus | Bu gibi yazılarda etimoloji can sıkar ve okuyana | ne de uydurmuş! dedirtir. Ama, yüksek müsadenizle bir minik bukle sıkıştıracağım araya: Horus, Eski Mısır tanrılarından güneş, ışık tanrısıdır, bir zamanlar bunun etrafında halk toplanarak halka halinde dans ederlermiş ki bu dansın adına da horon denirmiş. Horus, hor, hur, horizon, ... gibi kelimeler bizi doğrudan güneşe götürür. Bununla ilgili sevgili Ümit İriş'in bir etimolojik çıkarsamasını da iletmek isterim: Horus zaten Grekçe, Mısır dilinde Hor yani bugün Almanların tanrı ve erkek için kullandığı gibi Herr. Bizde evcilleşip Horoz olmuş. | http://muzafferabla.com/ 17.5.2013
a.
hospis | hospice Hospis terimi hem yaşam sona ermek üzereyken destekleyici bakım sağlanması kavramına, hem de bu tip bir bakımın verildiği yere karşılık gelir. | BAHAR, A., Ölüm sürecinde olan hasta: terminal bakım ve hospis, Fırat Sağlık Hizmetleri Dergisi, 2(6), 147-158, 2007.
a.
ing.
hosting | konak ağırlama, badırdırma | Türkiye'deki erişim sağlayıcılara BTK kanalıyla gönderilen bir elektronik postayla içinde bazı kelimelerin geçtiği internet sitelerinin hostinginin, yani barındırılmasının yasaklanması konusunda karar alındığı,-, SerhanAyan, M, 27.42011
a.
ing.
hosura hosura uyumak horul horul uyumak | Mussolini'nin dediği gibi: | Bir gün aslan gibi yaşamak, yüz yıl kuzu gibi yaşamaktan iyidir hesabı; bağrın rüzgârda üşütür, at öksürüğün mahalleyi sarar, 'komşun açken uyumayacaksın' diyerek âleme havalarını atan bu Akdeniz kanları afedersiniz hosura hosura da uyumasını iyi bilir., | AyçaŞen, T, 25.9.2011 | Babamın kucağı öyle rahat ki hosur hosur uyuyorum kafayı koyup..., | SarpKaraca, 12.1.2007
hoş | bir hoş | Öğretmence görünmeyi oldum olası beğenmezdi. Bir hoş küçümserdi., | HKıyafet, 1984, 7 | hoş gelmek | Hoş geldin, üç geldin, beş geldin | Eh, Davut Ağa geldi. -Hoş geldin, üç geldin, beş geldin., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 208 | hoşa gitmek | -Peki beyim! Bu emir şoförün hoşuna gitti. Kendi kendine, ulan dedi. Ne âlâ iş. 2 ceza yazarlarsa 5 derim, kırkını ??zaya altmış papeli de kendime! Emin Beyin bugün bir başkalığı var. Kimbilir ne. Zengin herif belki borsada aksiyon kapatacak., Aka Gündüz, Üvey ana, 1974, 170
a.f.
hoş hoş su akıtmak
tr. yans.
"Engin Gedikli de böyle anlatmış. Karanlıkta hoş hoş diye ritmik bir ses duyuyor. Korkuyor. Sonra bakmış ki su hortumu hoş hoş diye su akıtıyor.", 18.07.2018, Trabzon, Emrulllah Bayram"
hoşa gidivermek | hemencecik hoşlanmak. | Hoşumuza gitmeyiverse gömleğin ütüsü / Kendi kendimizi yeriz, | NTektaş, 1999, 111
b.f.
hoşaf | hoşafın yağı kesilmek deyim | Bir bakıyor Komser Alaatin de aynı kapıdan içeri girmiş ve neredeyse de tepesine binmek üzere. İşte o zaman hoşagın yağı kesiliyor Camgöz'de., | TAral, SÖ, 142
a.
hoşaflık -ğı
s.
hoşaf için uygun.
Farsça * + tr. -lık
"evlerden çocuklara un, bulgur, hoşaflık, yağ verilirdi.", A Cılga, 1980, 36"
hoşgörmez | hoşgörür karşıtı | Hoşgörmez bakışlarına karşın, babası gibi, dedesinin de kendisiyle övündüğünü bilirdi., | AAğaoğlu, Karanfilisiz, HadiGidelim
s.
hoşgörür, hoş görür | hoşgörülü. | ... Yusuf İzzet Paşa, bu esnada Istanbul hükümetine bağlılığını devam ettirerek, Kuvayı Milliye aleyhindeki hareketleri teşçi eder ve bilhassa Anzavur isyanını hoş görür bir vaziyet almış, hattâ daha da ileri giderek, Kuvayı Milliyeye merbutiyetinden dolayı emirlerini dinlemiyen 172 nci Alay Kumandanı Osman Beyi, bileklerine kelepçe vurdurup kurşuna dizdirmek istemek ve bir Müdafaai ..., F Kandemir, Siyasi dargınlıklar, 1955, 51
s.
hoşgörürlük -ğü | Yaşlılığında kör olduktan sonra M.Ö. 280'de Senatodaki bir söylevinde Pyrrhos'a karşı hoş görürlük göstermekten Roma için doğabilecek tehlikeleri belirtmiştir., Türk Ans., 1946, C 11, 48
a.
Hoşgû | hoş söyleyen | Behçet bey edip, zarif, hoşgû bir zattır., | M Naci, 1969, 20
s.
hoşlama | aşık edeb. | Bu bilgilerden hareketle Umay Günay'ın (1993) | Âşık fasıllarının düzenine dair verdiği bilgileri kıyasladığımızda her iki âşık tarzı geleneğin fasıllara | hoşlama veya | merhabalaşma olarak adlandırılan giriş bölümlerinin ayniyetini göstermektedir., | ÖÇobanoğlu, Boşnak, ArsalA
a.
hoşlandırmak
f,
"Ayna, tuvalet, makiyaj, manikür, pedikür, kuaför, parfön, mücevherat, encik boncuk, neler yapıyor, neler takıyorsa, hattâ gevezeliği, hattâ ev ve mutfak işi, fazla hisliliği, çabuk ağlaması, hemen bayılıvermesi, ruhunun tekmil tezahürleri daima hoşlandırmak ve kendinden bahsettirmek vasıtalarıdır | Cemşit bu kanaattedir.", R H Karay, Sonuncu kadeh, 1965, 80"
hoşlandırmak
a.
"Ve işte kadın denilen o "kendinden hoşlandırma, kendini beğendirme, kendi üzerine dikkati çekme" cihazının regülatörü de hiç şüphesiz aynadır.", R H Karay, Sonuncu kadeh, 1965, 79"
hoşnudluk getirmek deyim hoşnut olmak, memnun olmak | Misafirperverliğimizden hoşnudluk getiren Amerikan filosu kumandanına: '-Kalpten kalbe yol vardır..'-., | GugukG, 17.5.1947, 3
hoşnutlamak | Ney gönülleri hoşnutlamak için koşturarak geliyor., | Esma Hatipoğlu, Vaveyla, S 4, 23
f.
hoşnutsuzlanmak | Yolgay birdenbire hoşnutsuzlandı., | AErgenekon, 15 | Hiç yalnız kalamıyor, normal bir yaşamı arzuluyordu. 13:14 - 13:15 Gittikçe hoşnutsuzlandı 13:16 - 13:20 ve kendisi için hazırlanan role olan tüm ilgisini kaybetti., | Çev.FuatKaleli, | http://www.amara.org/en/videos/tNcIv9SRNrf9/tr/814233/1621364/, 25.6.2017g
f.
hoşşik Genelde Adana ve çevresinde kullanılan bu tabir başkalarına yaranmaya çalışan insanımsılar için ifade edilir. - Niye sarkıttın suratını hoşşik! ,onedio, 12.8.2015g
hoşt | ayn. m. oşt. köpekleri ürkütüp kaçırmak için çıkarılan ses. | +Sen pencereden 'hoşt' demekle yetiniyorsun., | MNaci/OSevim, 12
a.
GTS+
hot | İng. hot: sıcak mecaz seksi, ateşli (kadın) veya hikaye, görüntü | En 'hot' zamanında Kylie Minogue İngiliz GQ'ya çıktığında plak şirketine ortak değildi elbette., | BAltuğ, T, 19.2.2012
s.
ing.
hot fix/hotfix/hot-fix | Çin'den ithal ettiğimiz, DMC, Hot-fix, Octagon, Rhinestone, Akrilik gibi taşlarda ve taşlı şeritlerde kalitesini ortaya koyan firmamız sürekli iyileşme çabasında olup size en kaliteli hizmeti vermeyi hedeflemekteyiz., | | http://kristaltas.com.tr/component/content/category/14-sample-data-articles, 2.5.2015g
a.
hot zot | sert | İzlediğim kadarıyla bu sene de bayram ziyaretleri epey kötü espri yaptı, bol bol boşluk doldurmalık | havalar da bozdu geyikleri yapıldı, bayram seyran dinlenmeyip hot zot siyasi mesajlar verildi., | RamazanRasim, T, 1.9.2011 hötzöt | Gelgelelim, eğer erkeğin 'düzgün otur, o bluzu giyme, pencereden bakma, yüksek sesle gülme' ve benzeri hötzötlerinden şikâyetçiysek, yukarıda da değindiğim gibi, kadından yayılan ve sokaktaki yabancı erkeklerin kasıklarını kamaştıran cinsel çağrışımların bekçisinin, istesek de istemesek de erkek kardeşler kocalar babalar olduğunu da hatırımızda tutalım. NecdetŞen, 2.9.2009
s.
hota I | şaka
a.
hota II | Çocukların kaydırak oyunlarında, çengelli sopalarla oynadıkları oyunlarda ortaya koydukları yuvarlak ağaç, taş ya da kemik.
a.
hota III | Yaşa anlamında beğeni ünlemi.
a.
hota IV | başıboş gezen hayvan.
a.
hota V | Kabadayı.
a.
hotağ, hotak -ğı | çift süren öküzlerin boyunduruğuna binen çocuk. | Yarın çift sürmeye napuzarla başlıyoruz. Tutkun sen hotağ olacaksın., | RDede, 43
a.
hotak | bk. hotağ. | Hotak nedir? Nerden çıktı bu hotak -hodak- demeyin. Hotak, Anadolu'nun bir çok yöresinde özellikle kırsal kesimde yüz yıllardan beri kullanılan bir sözcüktür. Anlamı da şudur; pulluğa ya da arabaya koşulan çıvganın -asıl koşum hayvanlarına yardım eden hayvan- boyunduruğuna oturarak onları süren çocuk hotaktır. Bir de hodak ya da hotak taşı var. Onun anlamı da şöyle; 'pulluk ya da saban çekerken boyunduruğu öküzlerin boynuna doğru bastırmak için asılan taş ya da kütük'., | B Ayeri, Hotak nedir? , Türkiye'de Yeniçağ, 23.11. 2019
a.
hotak taşı | Bir de hodak ya da hotak taşı var. Onun anlamı da şöyle; 'pulluk ya da saban çekerken boyunduruğu öküzlerin boynuna doğru bastırmak için asılan taş ya da kütük., | B Ayeri, Hotak nedir? , Türkiye'de Yeniçağ, 23.11. 2019
a.
hotam tuzlu | Çelikçomak, ayaktopu, güvercintaklası, hırsız polis, hotam tuzlu oynarlardı., | Öner Yağcı, Turnalar, 9-10 | Çarşamba Kızları' gelmiyor sinemaya, / 'Çıkış Delikanlıları' cırtık ve yırtık-pırtık / Çocuk seslerimiz gurbet edeli çok oldu; / Köşe başlarında 'dalye' oynanmıyor artık, / 'Hotam tuzlu','kömen' ve 'bilye', giderek 'moriz' / Ve son 'karsapanımızla' bıraktığımız iz, / Biz, Yozgat'ı birlikte ve hep ölüyoruz; / Sanki akındayız, sayki, ok yemiş birer yeniçeriyiz..., | Serhat Ünsal, 2.10.2010, | http://www.yozgat.org.tr, | 7.6.2019g
a.
hotbehotluk -ğu | ... - leştirmek istedi ; istedi ama , avukat Belediye Reisi , o ân , eşrafın bir zoru olduğunu sezip onlara da muhtaçlığını bilmekten gelen bir canbazlıkla sözüm ona , Bülbülün Arifin hotbehotluğunu kitaplaştırdı : « Beyefendi , Belediye ..., M N Sepetçioğlu, Cevahir ile Sadık Çavuşun buğday kamyonu, 1977, 44-45
a.
hottentot venüsü | 19 yaşında iken Ümit Burnu'ndaki anavatanından alınıp İngiltere'ye getirilen Saartje Baartman, 124,5 cm boyundadır. İlk defa 1810'da Picadilly'de | Hottentot Venüs'ü adıyla İngiliz seyircisine sunulur. Bunu takip eden altı yıl boyunca Avrupa'nın çeşitli merkezlerindeki fuarlarda | sapkınlar, | hilkat garibeleri, | devlerle birlikte acayib'ül-garaib kabilinden sergilenir. Zoologlar ve fizyologlar tarafından incelenir. 25 yaşında iken 1816'da Paris'te ölür. Ama ölümü, ne teşhirini ne de ona yapılan hakareti sona erdirmez. Otopsi için cesedi kesilip biçilir; iskeletinin ve bazı organlarının maketi yapılır. Üreme organları 1870'lere kadar formalin içinde saklanır ve Musee de L'Homme'de (Paris) sergilenir. Hottentot Venüsü'nün hikâyesi, 1995'te vücudundan kalan parçaların alınıp doğum yeri olan Güney Afrika'ya gömülmesiyle son bulur. İki yüzyıldan fazla süren bu hikayede Avrupa'nın | normali tanımlama ve | başkalık mekanları kurma girişiminin trajik bir örneği görülüyor., | NŞişman, Açık Görüş, 13.1.2013 | Hottentot Venüsü'nün çarpıcı hikayesinin Avrupa kimliğinin kuruluşunu anlamama yaptığı katkıyı unutmamalıyım elbette..., | NŞişman, Açık Görüş, 13.1.2013
a.
ing.
housekeeping | kapıcılık hizmeti* | Housekeeping hizmetlerinden kameralı güvenliğine, sauna ve buhar odasından, spor salonu ve spa alanına-., | HürTatil, 20.8.2015
a.
houte couture | [D]ün başörtüsü-türban arasında askeri modanın biraz daha zevklisi entelektüel houte couture denemeleri yapan ulusalcı aydınların bugün Başbakan'a duacı kesilmesi, teslimiyetçi, İsrail işbirlikçisi aydın yazılarının Mümtaz Soysal'dan başörtülü köşe yazarlarına miras kalmasından başka uyarıcıya gerek var mı? , | YOğur, T, 25.9.2011
hoy I ünlem | Hoy deniz Karadeniz / Suların kıpırdaşır / Göğsünde köpüren iz / Uşaklar siya siya / Gider yare ulaşır., | VecdiBingöl | Mutlu yarınlara doğru hoy hoy / Soluk değiştirelim / Varalım yeryüzünün tadına / Yurdu olmak ne tatlı., | Dağlarca, 1971, 78
hoy II far. ter | Bûy-ı gül taktîr olunmuş, nâzın işlenmiş ucu / Biri olmuş hoy birisi dest-mâl olmuş sana, | Nedim, EGŞA, 194
hoyflü | heybetli, ürkütücü. | Yaklaşık 1.90 boyu, 100-110 kilo ağırlığıyla görünümü hoyflü (heybetli, ürkütücü) babayiğit bir adamdı Mamulo., Pütürge-Doğanyol Eğitim Vakfı, 2025 Takvimi
s.
Hoyratça | Sonra, ne olur, eşekçe, hoyratça davrandığımı söyle, çünkü hakettim., | K Çapek/ E Gürol, Yalanlanamayacak bir kanıt, ÇHA, 8
z.
Hoyratça eşekçe | Sonra, ne olur, eşekçe, hoyratça davrandığımı söyle, çünkü hakettim. 8
z.
hoyratımsı
s.
hoyrata benzer.
Hoyratlanma | Bu ürkünç nispetsizliğe rağmen kızın nazlanması, hoyratlanması ne demekti? , | M T Tan, Timur, 2017, ?
a.
Hoyratlanmak | Umudun bir içli ezgide kırgın; /hoyratlanır uzar uzar gidersin., | Yetik Ozan, 1973, 4
f.
hoyratlaşma BTS- | Daha düne kadar, yani dış siyasette Kahire ve Şam'a ilişkin Ankara yaklaşımlarının nobranlaşmasına, iç siyaset ise Gezi olaylarına yönelik AKP tavrının hoyratlaşmasına kadar Türkiye uluslararası arenada pırıltılı ve yükselen bir yıldız addediliyordu., | Uluengin, T, 22.10.2014
a.
bts-
hoyuk
korkuluk.
Cemil Kaya, 30.05.204 (Konya, Akşehir)
hozan
a.
ekilmemiş tarla.
Mehmedimin kaldı türlü hozeni / Abdullahın hutbesile ezanı / Mevlam ahirette göster yüzünü / Hasreti kıyımat kalan oğullar 24
hozan
a.
"Kaptan derim gam bahrinde yüzene / Bârekallah benim halim yazana / Yıkılmış gönlümüz benzer hozana / Bu yılki güz, geçen güze benzemez.", San, Hicranî, 107"
hozan | biçilmiş ekin tarlası. | İşte buna | herk-etme ve ekine hazır dinlenmiş tarlaya da (herk/herik denir. Atalarsözü: | Ya herk et, ya terk et (çiftçiliği bırak), | ekersin herki, giyersin kürkü; bunun tersi, yaz-sonu ve güz-başında biçilmiş tarlayı / | hozanı üstüste üç-dört ilkbaharda ekmektir ki, verimi az olur. Buna da: | Ekersin hozan, olursun hizan (yoksul) atalarsözü söylenerek, | herkin değeri ve gerekliliği belirtilir. Herk edilen tarla bir yıl ekilince ertesi yıl, ''herk-ayağı diye anılır)., Mustafa Çetin Baydar, 11.19.2013'de g | http://erzurumluyum.net/? q=node/5745, 21.8.2017g
a.
hozan etmek
dey.
güneşten veya kuraklıktan kurumuş kalmış tarla.
tr. hozan et-
"Yaktun beni güzelum / Yaktun da ettun [h]ozan / Cennet yüzü görmesun da / Yar aramuzi bozan", Akçaabat türküsü, 1.1.2023+ (Ünal Sofuoğlu)"
hozom | futivi 100 bin partisi yaklaşırken, hozom biletler çok tuzlu diyen öğrenci kardeşlerimize ufak 1 kıyak., | E S Gürkan, 10.10.2019, tivitır
a.
höbek -ği | 1. öbek, yığın 2. | küçük tepe. 3. | açılmamış tomurcuk. 4. | hayvan yiyeceği yığını. DS
a.
höccet
a.
hüccet
"Erenler elinde ilmin sırdadır / Höcceti Mevlâda, meylim kârdadır/ Aşkın pervanesi üç yüz perdedir / Tutup döndürmeğe kol dayanır mı?", San, Hicranî, 86"
hökümetli saltanatlı? | efahiye mitinginde otobüsün üzerinden vatandaşlara hitap eden Başbakan Yıldırım sözlerine, | Canlarım, Erzincanlılarım, hökümetlilerim diye başladı. Yıldırım şöyle devam etti:, | BinaliYıldırım, M, 6.6.2016
hökür hökür ağlamakhüngür hüngür ağlamak, yüksek sesle ağlamak. | Mısırlı İhvancı'nın kızı Esma öldü diye, çıkıp televizyonlarda da hökür hökür ağlamışlardı., | NÇınar, T, 30.10.2015
dey.
höllükçü küllükçü | Höllükçü/Küllükçü, Bilgehan Pamuk, XVII. yüzyılda bir serhad şehri: Erzurum, 2006, 336
hömermek
f.
Hömermek bizde şişmek döverim ha.seni demek, ara sıra kavgaya yeltenmeyeceksin korkutmaya çalışmak. Kendisini karşısındakinden üstün görerek tehdit vari hareket yapmak. 9.6.2024, köyden sözcükler
hömermek | üzerine atılır gibi kabarmak. | Yine hömerdin., | Ali Koca, 3.1.2015? veya A Savaş, 28.9.2019
f.
hönk diye kalmak Ani şaşkınlık yaşamak | [Ş]ükrü Saracoğlu Stadının önünden geçerken bizim oğlan, 'Şükrü Saracoğlu kimdir anne? ' diye sordu. Hönk diye kaldım., | AyçaŞen, T, 23.11.2011
hönkürmek* | BTS+ | 1. Hıçkırarak ağlamak. 2. Sığır kan gördüğü zaman ses çıkarmak, böğürmek. | Bu ülkede artık Genelkurmay'ı eleştirince Genelkurmay adam gibi cevap veriyor, eskisi gibi hönkürmüyor, saçmalamıyor., | ROKütahyalı, Sabah, 8.9.2015
f.
bts+
hörelenmek | TTAS+ Üzerine atılmak, saldırmak | Dükkanlardaki gibi üstünüze hörelenip 'ille de buyurun' yapmadıkları ya da ellediğinizde size tüm mimiklerini seferber ederek gıcık kapmadıkları için-., | AyçaŞen, T, 21.3.2012 | Tan yeri atmadan şafak sökende / Düşmanın üstüne hörelenmeli, | Köroğlu, EGŞA, 134
f.
hörf | Hani karanlığın hörfünden ürkmemiş, ürpermemiş de değildi ya, biraz o yabanıl karakterinin bencilliğiyle, biraz da anne sevecenliğinden yoksun büyümenin katı yürekliliğiyle, ağlayıp sızlamak aklına bile düşmemişti ama., | DCeyhun, 36
a.
hörflendirmek | Yalnızlığın, görüntüyü daha da hörflendiren bozgunuyla, aniden fırladı kalktı., | DCeyhun, 82
f.
hörflü | Ağaçların gölgesinden, suyun rengi hörflü bir neftiliğe* dönmüştü., | DCeyhun, 81
s.
hörpüm | yudum TTAS+ | -Yalan söyleme! Ben kapıdan bakıyordum; merdivenin başına gelince bir hörpüm içtin..., | Hacıhasanoğlu, 1954, 68
a.
hösmek | Antakya susmak | (Çocuklara): -Hösün bittik: Biraz susun! SNal, 10.8.2015
f.
hösmüklemek
f.
acıtmak 22.3.2021+
hössüklemek
f.
arapların tahriş dedikleri kışkırtmak, ateşi harlatma için de kullanılır adamı azmettirmek teşvik ettirmek anlamında da kullanılır. 22.3.2021+
höst | nida At, katır, sığır vb. hayvanları, özellikle öküzü durdurmak için kullanılan bir seslenme sözü. | Höst, höst diye bağırdı. At oralı olmadı. - A.Sayar 2. Bir kimseyi uyarmak için kullanılan bir seslenme sözü | -Neyine gelecekler senin? Gençliğine mi? Güzelliğine mi? Yoksa turşumuş... -Höst höst..., | OKemal, 1969, 45 | höst | TÖS'e tos vuranlara höst, | AntD, 15.07.1969
GTS++
höşürük BTS+ | 1. zayıf, cılız çocuk, kötürüm. | 2. | sulu yara. | Sulu yaralara | höşürük denir. Bu türlü yaralara sarı çiçek, papatya yaprağı konur., A Özerdem, Tarihi, kültürü, folkloruyla Karaözü: Ardahan, Güvenç, 1994, 224
s.a.
bts+
höt
a.
Korkutmak veya dikkati kendi üzerine çekmek için söylenen bir söz.
tr.
"Ama muktedir ya da muhalif hepsinin ortak özelliği, ezilmiş tüm halklar gibi hem höt deyince sinecek kadar korkak hem de üşengeç olmaları.", M G Kırıkkanat, CumKitap, 6.7.2023, 6"
höt höt konuşmak
"Erkeğin sesi boğuk, kalın... Fısıldayarak, ya da alçak sesle konuşamayanlar vardır ya, işe onlardan. ille de höt höt konuşacaklar. Erkek, çocukları korkutmak için böö diye umacı sesi çıkarırlar ya, işte o nota üzerinden konuşuyor. Azıcık kabadayımsı bir ses.", A Nesin, Gözüne Gözlük, 75 "
höt-zöt | Yönetimin höt-zöt kısmıyla, buyurganlık cihetinden fevkalade ilgili fakat sosyal maliyet, ekonomi yönetimi gibi yerlerde etkisiz bir amatörlük becerisi., | ATA, Z, 10.9.2012
hötlemek | Azarlamak. | Karadayı adaleti bıçkın bıçkın ve arada kim gelirse karşısına -hötleyerek sağlıyor, derken; Cumhuriyet mirası Hakime Hanım'a tutuluyor., | AYıldız, T, 14.4.2013
f.
hötöför bk. halk hötöröf | Tuh tuh ne iyi bir kısmet çıkmıştı, bak şu şansa, o da hötöför çıktı, yaaa./Kibar da o şeyi olmasaymış, neydi o hötöför hötöför... Aslan gibi adam, görünce şaştım. Üstelik bıyığı da var.../Hötöför. O biçim., | Mİzgü, 35/86/91
hötöröf eşcinsel erkek. | Üfff anne, hayır hayır... Hötöröf. –Nee? O da ne? –Yani şey, eşcinselmiş..., | Mİzgü, 35
hötüm | İskenderun | 1. Yara, çocukların baş, kulak ve sırtlarında çıkan sulu sivilce 2. Zayıf ve cılız çocuk, 3. kötürüm 8.2.2016 SNal
a.
hötzötçü s | [K]ürt aktivistleri üzerinde bile terör estiren BDP yöneticilerinin bu 'hötzötçü' tavırlarını biraz da olsa sorgulamaları gerekmiyor mu? , | MAltınok, T, 4.9.2010
höykürdek
devamlı höyküren, devamlı yüksek sesle ağlayan.
s.
tr. höykür-dek. Höykürtek olması zuhul eseri olabilir.
"höykürdek öküz sıfatlı rakibin belinden bireysel silahlanmanın kutsal emanetini çekene kadar devam edecek gerçekliktir, aman diyeyim ahir zamanlardayız göbeğinden işetirler, alçılı petli protez yaparlar adama, hava civada korumaz kurşundan insanı, kevlar bile bir yere kadar tabi.", kyha 09.11.2007 14:33, EkşiS || "nazik bir uyarı sonrası kendi höykürdek cevabımı görselden kaldırdım.",
lusas 10.06.2021 01:52 ~ 02:09, EkşiS || "Nezaketi elden bırakıyorum!. Onun bunun çocukları, man kafa fırlatma, yavşak yalaka, puşt, sonradan görme, menfaat köpeği, at gözlüklü, iğrenç, edepsiz, cibilliyetsiz, kapçık ağızlı, nezaketten anlamaz, höykürtek, fingirdek, şebelek takımı nezaket gösterdikçe azıyor zira!", Serdar Arseven, @sarseven, 03.07.2025, X
höykürmek bk. ökürmek
geçişsiz f. (ses taklidi höy’den höy+kür-mek) 1. Bir ağızdan aynı şeyi tekrarlamak. 2. (Dervişler) Bir ağızdan zikretmek, cehrî zikir yapmak. 3. TDK Heyecanlı veya kızgın bir biçimde bağırarak konuşmak.
"Mevta ihtişamıyla, birkaç tabut ilerler / Mevtalar diyarına.. arkasında giryeler! / Höyküren dervişlerin uhrevi nefesleri, / Yıkar şen kalplerdeki insani hevesleri.",Ercümend Behzad, D Hızlan, Bütün eserleri, 1996, 502 || "Öküren (Höyküren - haykıran) ölmez , ölmem diyen ölür . Öksüzün ağzı yemeğe yetince , burnu taşa yeter . «Öleceğim diyen ölmez, eceli gelen ölür . Ölenin peşinden gitmezler . Ölmek , ölmek , çekişmek te ne bela . Ölmüş koyun , börüden ...", İ Hınçer, TFA, 1953, C 3, 1086 || "İstanbulda 9 Mart askersel hareketinin cunta başları General Süreyya Yüksel, höyküren Levazım Albay Hasan Yalçınkaya , Albay Orhan Dengiz ve Albay Bedri Buluç❜la 12 Mart'tan önce dostluklarımız olmuştu . Bu sonuncusu uzun boyu ile kuvvetli fiziği ile davranışları ile daha çok bir seks ilahı görüntüsünde idi .", Sırrı Öztürk, 12 Mart 1971'den portreler, 1993, C 2, 129
höykürtek
devamlı höyküren, devamlı yüksek sesle ağlayan.
s.
tr. höykür-dek. Höykürtek olması zuhul eseri olabilir.
"Nezaketi elden bırakıyorum!. Onun bunun çocukları, man kafa fırlatma, yavşak yalaka, puşt, sonradan görme, menfaat köpeği, at gözlüklü, iğrenç, edepsiz, cibilliyetsiz, kapçık ağızlı, nezaketten anlamaz, höykürtek, fingirdek, şebelek takımı nezaket gösterdikçe azıyor zira!"
Serdar Arseven, @sarseven, 03.07.2025, X
hristiyanistan | hıristiyan yurdu. | ... Ercişin girişinde yer alan | hevraze Nerdivanan (Merdivenler yokuşu) kadar süren ve Van denizinin kuzeyinde yer alan, sırtını Süphan Dağına yaslayan yamaçta yer alan bölgeye zamanında Ermeniler yaşadıkları için Kürtçede | Filistan ( Hristiyanistan ) deniyor hâlâ . Filistan'ın tam ortasında yer alan Norşîn ( bu gün Bitlis'in Güroymak denen Norşîn adlı ilçesi değil . Bu başka bir Norşîn ) köyünün hizasına geldiğimiz zaman bir adım atmamız imkânsız hale gelmişti . Araba kara çakılıp kaldı., Vahdettin İnce, Yolçîtî, İstanbul 2024, ?
a.
HSG
rahim filmi.
a. kıs. tıp.
lat. Histerosalpingografi
"HSG (Rahim filmi) Girişimsel Radyoloji Multi slice bilgisayarlı tomografi kontrastlı mamografi volumetrik 3D diş tomografi",
Tesla Emar Merkezi HSM Radyoloji İleri Görüntüleme ve Tanı Merkezi, 05.06.2025
HSP hastalığı | Henoch-Shöenlein purpurasi (HSP). küçük kan damarlarının (kapillerlerin) iltihabıyla seyreden bir hastalık. Bu iltihap, vaskülit olarak adlandırılır ve genellikle deri, bağırsak ve böbreklerdeki küçük kan damarlarını etkiler. | Henoch-Schonlein purpurası (HSP), çocukluk çağında en sık görülen damar iltihabıdır (vaskülit)., | 1.5.2012, | http://uzuncorap.com/2012/05/01/henoch-schonlein-purpurasi-nedir-tedavisi-nasildir-prof-dr-ozgur-kasapcopur-cevapladi/, 5.3.2017g
a.
tıp
hşşşşt yans. | Bakkaaal, baksana bakkaaal! Hey küçüüüük küçüüüük hşşşşt küçüüük sana söylüyorum şu bakkala söylesene çıkıp bakıversin!, | İpşiroğlu, 60
html editör
HTS | ...delillerin karartma ihtimalinin var olması, HTS kayıtlar ve tüm dosya kapsamı göz önünde bulundurduğunda suç isnadına yönelik somut delile dayalı kuvvetli şüphe oluşturması nedeniyle ..., Hr, 13.09.2024
kıs.a.
hu
a.
o, Allah.
ar. huve'den hu: o
"İşte gördün bu dünya, / Gelen geçer, hep hülya. / Tabiatmış bu güyâ... / Bağla onu sen Hu'ya.", H Burkay, Hüdâverdi Divanı, 23"
hub I | Güzel, sevgili. | Bu benim divane gönlüm / Yine hubdan huba düştü, | Kul Yusuf | Hub cemalin gördüm ahüzar oldum / Aşkına düşeli sevdakar oldum / Kalmadı tahammül bikarar oldum / Meğer tabutlara saralar beni., Sıdkı, ?
f.
hub II | oku hab vana, valf, server | İddianameleri okuduğunuzda Balbay'ın İngilizce karşılığı | hub, | Türkçe karşılığı farklı hatları birarada tutan, dağıtımı yapan ve akışkanlığı sağlayan bir tür | vana, | valf ya da | server işlevi gördüğü anlaşılıyor., | EUslu, T, 2.7.2011 | YEŞİLKÖY'ün hub denen türden dev merkeze dönüşmesine tabii ki seviniyorum., | Uluengin, T, 1.2.2014 | Kürdistan bölgesi, Türkiye ile Irak'ın kaosu arasında tampon vazifesi görebileceği gibi Kürtlerle enerji işbirliği Türkiyenin bir enerji hub'ı (transfer merkezi) olma hayalini gerçekleştirmesine de yardımcı olabilir., GönülTol, T, 4.8.2014 Ankara'nın arzu ettiği bir diğer husus da, İran doğalgazını Avrupa'ya ulaştıran bir | hub olmaktı./ Yoksa bölgede bir enerji | hubı olma hedefi bir hayal olarak kalacaktı., | AÖzkan, | http://m.t24.com.tr/yazarlar/akdogan-ozkan/turkiye-suriye-politikasinda-u-donusune-mi-hazirlaniyor,14150, 22.3.2016g
a.
ing.
hubluk -ğu | Güzellik. | Hubluğuna yok bahane / Gözlerin benzer şahana / Namın çıkmıştır cihana / Bilir cümle alem seni., | ?
a.
hubris | gurur, kibir, büyüklenme, kasılma | Üstelik şahsen ve bizzat ben yaptım demeye getiriyor. Başlı başına hubris., | HBerktay, T, 18.8.2011
a.
ing.
hudalık | Huda olma hali, Tanrılık, Allahlık | Hudâyâ Hudâlık sana yaraşur / Nitekim gedâlık bana yakışır / Çün sensin penâhı cihan halkınun / Kamudan sana ilticâ yaraşur., | Adlî (II Bayezid), EGŞA, 311
a.
hudayda/hüdayda | Hudayda da hanım kızlar hudayda./ yenile de çıktı bu gayda.
huff* | yenlik (hafif) ayakkabı.
ar.
hugoluk | İçerde bir yere kadar ama dış politikada Kasımpaşalılık daha çok Hugo'luk olarak algılanır., | NAkyeşilmen, T, 30.7.2011
a.
huğ | Büküyorum bu sacdan huğumu uçlarından, | BünyaminK, 57
a.
hukuk | yeni Hukuk –ğu | Kullanılan bu tartışma üslubunun hukuğun siyasallaşmasına sağladığı katkıyı gözardı etmemek gerekiyor., | Mikdat Karaalioğlu, KararG, 2.6.2019 | Elimizde şeriat gibi medeniyetin her türlü ihtiyacatını ifaya kâfi bir atiyye-i ilâhiye var iken o bırakıldı da sekiz on zalûm ve cehûlun havatır ve hevesatı mülkümüzde esas-ı hukuk addolundu., | Namık Kemal/Sungu, age., | 802'den: Hürriyet, No.30, 5 Şevval 1285/19/01/1869 | HUKUK GÖSTERGEBİLİMİ ERTUĞRUL UZUN Nora, 2017Yayın Yeri: İSTANBUL | hukuk bürosu | Şimdi elimizi vicdanımıza koyalım: Baykal dönemindeki CHP bir 'hukuk bürosu' gibi çalışıyordu., | AAKtar, T, 18.4.2011
s.a.
hukuk içilik | Devleti tüm diğer şiddet yapılarından ayıran hukuk içiliğin sağladığı meşruiyet, aynı zamanda onun zayıf tarafıdır da., | GÖzaltınlı, T, 6.12.2011
a.
hukuk-ı âdiye | özel hukuk ++
a.
hukuk-ı aile
b.a.
aile hukuku.
İlk kez Haçaryan'ın İsviçre MK çevirisinde geçer, Sümeyye Sarıtaş. 2.7.2024
hukuk-ı insaniyet | Sami, 27 Nisan 1838 Perşembe günü Galata açıklarında bir | vapur sefinesine biner, sekiz günlük bir yolculuktan sonra Malta Adası'nda karantinaya girer ve orada 21 gün kalır. Sami'nin risalesindeki uzunca pasajlardan birisi bunun hakkındadır. Bunun nedeni karantinanın benimsenmesi yolunda bir öneride bulunmak değildir çünkü kolera salgını çıkmasından dolayı İstanbul'da karantina uygulaması kısa bir süre önce zaten başlatılmıştı. Karantinaya girdiklerinde, sorumlu yönetici gelip hoş geldin demiş, gelenlerde aşikâr bir hastalık olup olmadığına bakmış ve | gardiyan tabir ettikleri dîde-bânlardan birkaç kişiyi görevlendirerek | savuşup gitmiş. Bu bekçiler görevlerini ihmal edip, eski misafirlerle yenilerin temas etmesine göz yumarlarsa, | Avrupalıların iddia eyledikleri hukuk-ı insaniyet açısından kan dökmek kötü görülse de idam edilirlermiş. Sami'nin burada kullandığı dil, ancak olanı tasvir eder nitelikte, herhangi bir hayranlık belirtmeyen, tarafsız bir dildir. | , | H Y Erdem, KararG, 7.7.2019
a.
hukukçu
hukukçulararası
"Türkiye Barolar Birliği tarafından 2014 yılı Avukatlar Haftası etkinlikleri kapsamında | Hukukçu sanatçılar dijital arşivi ve sergisi açılması, Hukukçulararası fotoğraf yarışması, Hukukçulararası makale yarışması, düzenlenmesine karar verilmiştir.", M Feyzioğlu, TBB Başkanı, 20.12.2013 "
hukukçulaşmak | Hepimiz her geçen gün biraz daha hukukçulaşarak, ama hiç de hukuki olmayan usullerle, görmediğimiz bilmediğimiz ve erişsek de tekniklerini anlayamayacağımız dosyalar üzerinden, çalakalem yargıçlıklar, savcılıklar ve avukatlıklar yapıp durarak, yazıyor çiziyor ve konuşuyoruz tvlerde, boyuna., | NÇınar, T, 20.2.2012
f.
hukukî çare
Ceyhun Öz, 39, n. 173
hukukiyat | ...neden 1868'de iktisadi hayatın hukukiyatını tanzim ameliyesi esnasında aile müessesesi göz önüne alınmadı veya alınamadı? , | FındıkoğluZF, AileHukukumuzunTedviniMeselesi, İD C 2 HukukSosyolojisi, İstanbul 1944, 33
a.
hukuklu | Hukuk Fakültesi öğrencisi | Genç hukuklu, bugüne kadar birçok guruplar kuruldu., | GrupAlsancak, Ankara 1968? Bildiri
a.
hukuksal | hukuki, tüzel | +Eğer Arapça taassubunun baskısı olmasaydı, bugün dilimiz, öteki büyük diller gibi, teknik ve hukuksal bütün kavramları billurlaştırmış, zengin bir dil olurdu., | HVVelidedeoğlu, 1961AD, 15
s.
GTS+
hukuksallaştırmak | II. Dünya Savaşı'ndan sonra yapılan sözleşmeler, insan haklarınıhukuksallaştırdı, | RTürmen, M, 8.12.2008
f.
hukuksallık -ğı | Hukuksallık ve bilimsellik, bu ölçüler içinde değerlendirildi., | Güney Dinç, 7
a.
hukuksuzca | ...biri çıkıp: 'Ulan pezevenk! Alman ulusu, senin götünden uydurduğun o üstün insan idealine uygun olmak zorunda mıdır? ' diye sormamıştır? Nietzche, bir Alman olarak Alman ulusunu sözcüğün tüm anlamıyla itin götüne sokmuştur, haksızca, hukuksuzca; öyle ki, Alman ulusu, Nietzsche adlı yurtdaşlarının, soydaşlarının, kendilerini soktuğu o yerin yedi kat dibinden, kendisini överek kurtarmaya yeltenen ilk manyağa bile tapınacak denli şapsallaşmıştır!, C Özakıncı, İletişim çağında aydın kirlenmesi, 1995, 358
z.
hukuksuzlaşma | Demirtaş'ın içerde tutulması için gösterilen bu gayret, hukukun şekli biçimleri itibariyle bile anlamsızlaştığı bir hukuksuzlaşma, anayasasızlaşma sürecinde geldiğimiz noktayı gösteriyor., | Kemal Göktaş, 5.12.2018, | http://www.diken.com.tr/demirtas-ve-gezi-davalari-iktidar-en-onemli-dayanaginin-cokusunu-hazirliyor/, 10.12.2018
a.
hukuksuzlaştırma | İktidarı bu yolda ısrarcı kılan ise istediği sonucu aldığını görmesi. Hukuk eliyle dizayn edilen 'siyasetsizleştirme' ve 'hukuksuzlaştırma'dan istifade eden iktidar, bu yöntemi derinleştirerek uygulamaya devam ediyor., | Kemal Göktaş, 5.12.2018, | http://www.diken.com.tr/demirtas-ve-gezi-davalari-iktidar-en-onemli-dayanaginin-cokusunu-hazirliyor/, 10.12.2018
a.
hula-hoop
a.
Genellikle sert plastikten büyük çember şeklinde yapılan, vücudun bel ve basen bölgesinde çevrilerek kullanılan çocuk oyuncağı ve spor aleti.
ing. hulahop
"Devir Atom devri / Hula -Hoop devri / Küheylan atlara binmiş beyler yok / Rock and Roll* devri / Meşin top devri", Ş Belli, 1962, 38"
hulahop | Cümle alemin bildiği üzere ülkemizde küçük hrsızlarla yaptığı büyük hulahopları örtbas etmeyi başaramayanlar efkarıumumiyede horlanır, aşağılanır., | FUraz, T, 2.8.2011 |Şimdi rahatladı, bekarlığın hulahop çemberi çevirircesine uçuş uçuş hafifliğiyle., | O Baştürk, HrKlbk, 7.1.2019
a.
hulf etmek
dey.
sözünde durmamak, verdiği sözü bozmak.
ar. hulf: verdiği sözü tutmama + tr. et-
"Dünya hakkında. Birtakım misallerle dünyanın sıfatına aid beyan: Dünyanın faniliği çok süratli, bozulması da çok yakındır. Dünya evvelâ sana bekâyı yani ebedî dünyada kalacağını vaad eder, sonra da vaadinden hulf eder. Sözünden cayar.", Lâedrî, 29.12.2023+"
hullet | Hep sulh ve huzurun, ittihad ve ittifakın, uhuvvet ve hulletin yanında yer almaya, kendisine sevgi duyanları da bu yönde teşvik etmeye çalıştığını; gözünde ahiretin tüllenip durduğu şu yaşından sonra da başka bir sevda, düşünce ve emelinin olamayacağını;, | FGülen, Z, 5.1.2014
a.
hulyasız / hülyasız
s.
hülyası olmayan.
ar. hulya + tr. -sız
"John Ruskin: "Bir cemiyetteki fertler, umûmiyetle zengin olmaktan başka bir gaye gütmezler, orada: Çalışkanlar, azimkârlar, hasisler, mâhirler, sağlamlar, hilekârlar, hulyâsızlar, heyecansızlar ve kültürsüzler muvaffak olurlar | fakir kalanlar, ya çok budala veya çok akıllı olanlardır, tembellerdir | liyakatsizlerdir, hayalperverlerdir, ahmaklardır, fantezistlerdir, hassas olanlardır, âlimlerdir, sanatkârlardır, beceriksiz hırsızlardır | yani esas itibariyle iyi, doğru, temiz insanlardır.", @okmkayrclktr, 6.08.2013, Twitter"
hum | ? | sarmaş dolmuş gizerleri hüznüslü / birkaç kat humunla sürülmüş / yüce, | FredStark/Rİmrahor, UŞA
a.
humarlanmak | içkiden baygınlaşmak, mestleşmek | Gözler humarlanmış sanki üzümdür., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 85
f.
humka sırpça ve/veya macarcada sınır işareti, sınır taşı anlamına gelen ve sınır belirlemelerinde kullanılan bir terim. aslı hunkadır. göçüşme sonucu humka olmuştur. ayrıca tepe, yığın anlamı da vardır. | ...andan morovik'e karîb bağçelü yerde iki humka ve andan sabıkan laştence karyesi hududunda bir humka ve andan felatınca hududunda iki humka ... gibi bir yerin sınırlarının tarifinde geçer. baştaki h harfi hırıltılıdır.
humma nöbeti | Sesler işitiyorum bir humma nöbetinde / Ölüler mi yaşıyor havanın zulmetinde, | FSAsral, 13
a.
humoristik | Hayatın akışını humoristik bir biçimde tersine akıtarak betimleyen çizgilerin başında gelir çünkü karikatür., | Telesiyej, T, 30.9.10
s.
humul | TTAS | 1. Ağaç kabuğundan yapılan çamaşır sepeti. *Maçka –Trabzon 2. Humulda çamaşır haşlaması? | Kara deyiler seni / E sevdam kara misın? / Kosam seni humula / Aca biyazlar mısin?
a.
hunharlaşmak | hunhar olmak | O kadınların başları göğsündeyken, kalksam ayıp olur mu, bakışlar çok mu hunharlaşır, diye düşünmelerini nasıl bağlardı anason uykulara? , | YErdoğan, 35
f.
GTS-
hunili | Küfrettiği TC'nin kutsal bayrağına sarılıncaya dek, 'Hunili Kadir', Atatürk'e, 'Kamal' deyip durdu., | Ahmet Tan, Cum, 19.5.2019
s.
hurç | Ne kadar eşyası varsa hurçlara doldurun., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 212
a.
hurdacı | Hurdaaacı, hurda alırııım hurda!, | İpşiroğlu, 62
a.
hurdahaş etmek| İşin sonunda kolu kuvvetli birisi, çatal kurşun ile bu aslanı kellesinden vurup hurdahaş etmiş., R Durbaş, Şaka-nâme, 1983, 49
dey.
hurdalaşmak | hurda haline gelmek | Arabanın yayları hurdalaşmış., | VSevim, 123
f.
hurdalık -ğı | hurdaların yığılmış olduğu yer. | Bugün bize laf söyleyenlerin ezici çoğunluğunun kapısından başını dahi uzatmamış olduğu sanayi sitelerinde, hurdalıklarda robotlarını zamanında teslim etmek için gerekli olan ve Türkiye'de bulamadıkları parçaları aramaktan çekinmezler., | TurgayPolat, KararG, 18.2.2017
a.
hurufatsız
s.
harfler olmaksızın.
"Kâtiplerde hurufatsız yazıyam / Meyhanede Bektaşiler sazıyam / Bağdat kumaşıyam Basra beziyem / Lâmekân şehrinin makasıyam ben.", San, Hicranî, 171"
hurufsuz
s.
harf olmadan, yazı olmadan.
"Erenler şahını gördüm bu gece / Okudum öğrendim hurufsuz hece / Gürcüce Ubraca++ Farsça Arapça / Yetmiş iki dilde lisânımız var.", San, Hicranî, 83"
husrevanî | | ... baş , meğer Akkirman'da (Salsal)ın başı olarak yaratılmış ola... Adana kabağı, Van lahanası, Hüsrevanî küp kadar var. Gerdanı ise ful inceliğinde kadar birşeydir. Bu ince gerdan, o acâip görünüşlü başı tutmağa muktedir ..., Evliya Celebi Seyahatnamesi, 1971, C 4, 83
s.
husumetli | husumeti olan. | Belki de Namiye'yi çok ince, çok güzel ve çok körpe bulan Halil Efendi derin ve ıztıraplı bir kıskançlıkla ona düşman kesilmiş onu husumetli bir aşk ile didiklemeği, üzmeği, hırpalamayı kendisine iş edinmişti., | S Z Aktay, Mine çiçekleri, 1943, 71
s.
hususileştirmek | özelleştirmek, kendine has kılmak. Umumileştirmek zıddı | Makyaj malzemelerini lavabonun yanına dizip umumi tuvaleti hemen hususileştirenler ile en fazla saçını düzeltenler., | NÇintay, S, 9.4.2016
f.
GTS-
huşartsan ermenice | Huşartsan ermenice bir kelime. Manası abide, anıt demek. MEsayan, T, 23.4.2012
a.
hutular | Sana bakınca Atinalılarla Ispartalıları, Yahudilerle Hıristiyanları, Haçlılarla Müslümanları, Kuzey Korelilerle Güney Korelileri, Hutularla Tutsileri görüyorum., | S Dölek, Kirpi, 66
a.
Huy canın altındadır atasözü karakter değişmez anlamında bir atasözü | Bizdeki 'Huy canın altındadır', 'Can çıkmayınca huy çıkmaz.' ata sözleri bu kaanatin en veciz birer ifadesidir., | Başgil, 38 | Bunlar cidden canımızın altında, biyolojik varlığımızın hamurundadır., | Başgil, 43
huylantı
a.
huylanma.
"Huylantı kelimesi çıktı ağzımdan dün akşam. Kayda geçireyim. Şimdi biraz Naci'ye çalıştım gene... ", F Gedikli, 29.10.2020"
Huysuz, ahlaksız.
huysuzca | Hangi işten bahediyorsun? dedi huysuzca., | S Dölek, Kirpi, 53
z.
huysuzlanmak | alkısraka biz çocuklar da binerdik. Hiç huysuzlanmaz, kıpırdamaz, uslu uslu* dururdu., | VSevim, 112
f.
huyu-husu | İşin güzel tarafı, şiiri gibi kendi de güzel bir insandır; huyu-husu, ahlakı, tabiatı ile mısraları da güzellikte rekabet eder., | ATA, ZCumartesi, 17.6.2012
huzme | Bu, yeni doğan Türkiye Cumhuriyetine altın ışıklar saçan güneşin ilk huzmeleriydi..., | OÖzdeş, DağBDA, 1964, 168
a.
huzmeleşmek | Huzme halini almak | Bu Şehrin Işıkları, elbette kitaptakiler ile sınırlı değil. Kitaptakiler huzmeleşen ışıklar demetinden sadece bir demet., N Kumsuz, Bu şehrin ışıkları, 2006, önsöz'den | Hasretinle sen varsın güzel yüreklim. Gecenin karanlığında dünyaya ışık olan. Ayın, her ışığında huzmeleşen, Yüreğime güneş olan sen varsın., 26.9.2007, | https://www.tatliaskim.com/siirler/67743-ben-sevda-vurgunu-sen-hayat-yorgunu-25.html | Ahlâk ve tasavvuf ışıkları hâlinde huzmeleşen vicdânî fıkhın ise vicdanları nasıl ihyâ ettiğini, on dört asırdan beri zarâfetini ve tarâvetini koruyan böyle bir şecerenin; İmâm-ı Gazâliler, Cüneyd-i Bağdâdiler, Ma'rûf-u Kerhiler, Mevlânâ ..., | D Gürlek, Ayaklı kütüphaneler, 2003, 71
f.
huzur (rahat) kaçırıcı
s.
huzursuz edici, rahatsız verici.
tr. kaçır-ı-cı
"Böyle bir topluluğun meslek namına bir manası olmıyacağı gibi araya sıkışan menfi ve huzur kaçırıcı unsurlarla yıllarca bir arada yolculuk yapmak bizi gayeye götürmez. Binaenaleyh azaların kuruma alınırken iyi seçilmesi ve seçilenlerin de, tüzük maddelerine ve meslek ahlâkı umdelerine sadık kalmak şartiyle, iş görmelerine ve ... ", Türkiye jeoloji Kurumu bülteni, 1953, C 4-5, XVII| "... kaçırıcı idi! Sağlam vücudunda bu gece yükselen kaynaşma sesi ise daha çok huzur kaçırıcı idi. Akrabalarından iki gencin nişanlanması münasebetiyle aile gençlerine yalıda verilen ziyafet genç dulu bir çok emellere , hasretlere ... ", V M Kocatürk, Hikâye defteri: Dede Korkut'tan bugüne kadar Türk ... , 1958, 96 "
huzur etmek
b.f.
huzura ermek, huzura kavuşmak.
"El bağla divanda edesin huzur / Dile fermen elden ele yaz getir.", San, Hicranî, 79"
huzur hakkı | ayn. m. Huzur. | ... bazı garipVEKİL'ler istifa edip edip GaripTAK partisine geçiyor ve orada huzur bulduklarını söylüyorlarmış. Dediklerine göre buldukları huzur da ciddi miktarlarda huzurlarmış., S Düzgün Bakır, 2007, 104
b.a.
huzur verici
b.s.
Huzur verici coğrafya, belasız yer, insanı insan.10.4.2024+
huzursuzlanmak | Çinli ayaklarını çoraplarından çıkarıyorum. Huzursuzlanıyor. | , | NGüngörmüş, 1999, 47
f.
GTS-
Huzursuzlaşma | Fiyatlarda inip çıkmalar ve sikkelerin rayiçlerinde dalgalanmalar olunca, yani sikkelerin geçerlik değerleri ile eşyanın fiyatları arasında tutarsızlıklar başlayınca devlet huzursuzlaşmaya başlar., | N Berkes, 100 Soruda Türkiye İktisat tarihi, 1975, C 2, 107
a.
hüccet
a.
hüccet?
"Hicranî'yem vasfedemem ben seni / Yedi kat hüccetle beslerim seni / Can içinde imanımın mihmanı / Zühre yıldızıdır ülker değmesin", San, Hicrânî, 90"
hücralaşmak
f.
ücralaşmak, ıraklaşmak.
ar. hücra + tr. -laş-
"Yine o mavi göklerine çıkar, tâ altında ufuklara kadar hücralaşan yeryüzüne pırıl pırıl pullar gibi renk renk cıvıltısını döker, döker.",
H Balıkçısı, Mavi Sürgün, 6
hücre | Göreve gelmeyen görevli için 'saat-imza' hücresine mutlaka 'iade' yazılmalıdır., | AÖF Sınavı, 22.7.2017 Talimatı
a.
hücre-i saadet
Bir yanda Hücre-i Saadet / Bir yanda Ashab-ı Suffâ yatar / Gece gündüz ilim ibadet / Ashab-ı Suffâdan hazır kıtalar 53
hücredaş | İsmail Fakirullah'ın ilim ve irfanından istifade etmesi yanında Ma'rifetname'deki ifadesiyle (s 5ı6) | peder-i azizi kendisini hücredaş edip hilm ü rıfk ile ilim öğretip lutufla terbiye kılmıştır. İbrahim Hakkı'nın ilk tasavvuf zevkini babasından aldığı anlaşılmaktadır., | MÇağrıcı, İbrahim Hakkı Erzurumi, DİA
s.
hücreleşmiş | Hücreleşmiş gardrobun dış yüzeyinde beyaz çamaşır lastikleri var., | KayaGenç, RHayat, 20.7.2011
s.
hücremsi | Şeyhimin kerametinden, dualarının makbul oluşundan elbette şüphe etmezdim fakat yine de tövbe seanslarında neler söyleniyor o kapalı hücremsi odalarda neler yapıyorlar merak eder, fakat yine de bilen kişilere haya eder soramazdık. Çünkü başkasının mahremini merak etmek dinimizce yasaklanmış ve edep dışı kabul edilmiştir., | MAVerçin, 1.1.2016, rindan
s.
hücresel | sağlık ve moleküler-hücresel mühendislik, | ORDMİL
s.
hücresizleştirilmek | Dünyada ilk kez hücresizleştirilmiş koyun kalp kapakçığından insan kullanımına uygun olabilecek kalp kapakçığı üretimi @YildizEdu'da gerçekleştirildi. Mekanik ve domuzdan elde edilen biyoprostetik kalp kapakçıklarına alternatif olacak olan bu çalışmayla, diğer yöntemlerle ortaya çıkabilecek virütik hastalıklara çözüm bulunması hedefleniyor. Projeyi gerçekleştiren akademisyenlerimizi tebrik eder, başarılar dilerim., @erolozvar, 30.12.2024, X
f.
hücresizleştirme | Gothenburg Üniversitesi ve Shalgrenska Üniversite Hastanesindeki doktorlar damarı yapabilmek için 'hücresizleştirme' denilen bir işlem kullandılar., | T, T, 15.6.2012
a.
hücumcu futbol | Öyle iki hücumcu için altı kişiye nöbet görevi vererek pas yoğunluğuna ulaşamazsınız., | AFIşık, 27.9.2011
hücumsal | hücum niteliğinde, hücumla ilgili. | hücumsal anlamda..., | İlhami Şaban, TRTHaber, 15.3.2013, 00.35 | Takımdaşlık, hücumsal kelimelerinin kullanımı üzerine., | Tribun Dergi @tribundergi, 7 Kas 2016, Twitter
s.
hüddam | ve tırnağının içinde çoğalan / kısa boylu cübbeli hüddamları, | MG, 46
a.
hüdüme | Hüdüme: karanlık, zifiri karanlık., C Kaya, 10.02.2025 Türkmence
a.
hükmen | -Ama anneanne arkadaşlarıma çok ayıp olacak, hükmen yenilmiş olacağız., M İzgü, AAG, 2007 (1994), 108
z.
hükmullah
b.a.
Allahın hükmü, kader, alın yazısı.
ar.
Baba Hızır gan(?) ağlasun / Hükmüllah böyle neylesün / Hep erenler himmet etsün / Seni allahaısmarladık 55
hükmü yürümek (bir şeyin/kimsenin) | Tavsiyenin, iltimasın hükmü buralarda da yürüyor., | RNGüntekin, Damga, 51
f.
hükümcü | Bırakalım geçmişteki yorum ve hükümlerin tarihselliklerini, günümüzde sıcağı sıcağına yaşadığımız olaylarda dahi yorumcu ve hükümcülerin kendi siyasi tercihlerinden ve sosyal arka planlarından ne kadar çok etkilendiklerinin ayırtına varmak ve vardırmak bazılarımız için neredeyse mümkün değil., | EmrahÇelik, T, 6.8.2015
s.
hükümdarî | hükümdarlıkla ilgili, kıralî, padişahî. | Onun için makamı âli-i hükümdarî en mukaddes bir makamdır., | İsmailHakkıBey, 5.2.1326, | https://www.tbmm.gov.tr/tutanaklar/.../mmbd01ic03c003ink0430097.pdf, 3.1.2016g | Bu mukadder seyr-i tarihiyi an'anevî itiyâdâtıyla derhal ihtisâs eden hanedan-ı hükümdarî ilk andan itibaren millî mücadelenin hasm-ı bî-âmânı oldu., | GMKemal, Nutuk, | https://books.google.com.tr/books? isbn=9750831292, 3.1.2016
s.
hükümet konağı
İl ve ilçelerde, başta vali veya kaymakam olmak üzere, hükûmet görevlilerinin iş gördüğü yapı | hükûmet, paşa kapısı
hükümet meydanı
"Geldim doğdum Urartu Beyliğinde, eridim gittim eridim gittim / -Oof Hükümet Meydanı of / Ko ağlasınlar beni, ko ağlasınlar!", M Taner, Sunak, 57"
hükümetsizlik -ği | Hükümetin her türlü murakabesinden uzak olarak ferdin serbestçe inkişafını kabul eden meslek. hükümetsizlik. hükümet nüfuzunun hiçe inmesi. kargaşalık. İ A Gövsa, Yeni türk lûgatı, 1930, 32
a.
hükümferma
"İman-itikat bahsindeki yakinî "bilgi"lerde rüya hükümferma olacak değildi ya! Öyle mi acaba?","
hükümlendirimek
f.
mahkum edilmek.
"Geçen ayki yargılamasında ne oldu dersiniz? Erik, ateş edenin kendisi olduğunu inkâr etti. Ama bu inkârın da ona bir yararı olmadı. Sonunda suçlu bulunup onbeş yıldan ömürboyuna değin hapis cezasına hükümlendirildi.", Yılmaz Biçer, ABD'nde çocuk suçluluğu salgını, Yargıtay D, C 3, S 3-4, Tem-Eki 1977, 130"
hükümlü | 1. Hükmü geçen, hakimCanan ki, Musa'nın asasından daha mucizelidir, Süleyman'ın mühründen daha hükümlüdür-., | YKKaraosmanoğlu, EB, 61
s.
GTS-
hükümlü defteri | +-
a.
huk.
hülâsaviye | Özüt | Et suyu. – Eti bir müddet kaynatarak et suyu çıkarılır. Et suyu su içerisinde bulunan hülâm (pelte), âdi tuz ve fosforiyetler gibi emlâh ve mevâdd-ı hülasaviyeden başka bir şey değildir. Hülâm kemiklerden balık tutkalı yapmak için pek çok çıkarılır./ İşte böylece etin emlâhı ve madde-i hülasaviyesi et suyuna geçer., | Dr.Hayes, YemekHıfzısıhhası, çev. İsmail Şükrü, İstanbul 1309/1892, s.25
ar.
hülo | Nasıl oluyor da AKP'yi | sıfırlayacak bir hezimet ufukta görünmüyor? AKP tabanı mankafa | hüloculardan ibaret olduğu için mi? / Yani | aydınlanmış yüzde bilmem kaça karşı yalana dolana biat eden | hülocu yüzde bilmem kaç karşıtlığını yeniden üretecek her argümanın AKP'ye yazması muhtemeldir, unutmayalım., | | http://fotibenlisoy.tumblr.com/post/78318104034/tapeler-erdogan-neden-dusurmuyor, 3.3.2014de
a.
hülya gibi
"Sara ise onun tamamiyle aksi, altın saçlı, solgun pembe benizli, iri mavi gözlü, baktıkça insanı düşündüren, hülya gibi bir kızdı.", C Uçuk, DŞ, 1971?, 32"
hülya gözlü b.s. Oyuncu ve şarkıcı Hülya Avşar'ın gözlerinden. | Benimle çıkar mısın hülya gözlü Özi, | 01.08.2013 duvaryazısı
hülyalı
s.
"Kulaklarına sıcak bir nefes gibi yumuşak bir ahenkle söyliyen delikanlı, onu büsbütün kendi varlığından ayırıyor, bilmediği hülyalı duygu ülkelerine sürüklüyordu... ", C Uçuk, DŞ, 1971?, 127"
hümanize etmek | Senelerdir siyasileşmekten kaçınan, dünyanın pek çok yerinde barışçı yollar izleyen Selefîleri de hümanize etmeden önce sormamız gereken bazı sorular var., | CKenar, T, 22.4.2013
f.
hümük | ümük, gırtlak. Ön seste h türemesi. | Herif beni yıktı yere, hümüğüme çöktü, boğacak..., | ANesin, GözüneGözlük, İstanbul1974, 62
a.
hünerbazlık
a.
hüner gösterme hali.
"Baş başa kalınca bana bir talâkat, bir hünerbazlık ârız olmaktadır (Refik H. Karay). | -Cemşit haklı çıktı | bunaklık benimki! Basbayağı bunaklık! Çocukluğumda okuduğum veya piyesini seyrettiğim "İki öksüz kız", "Fanfan ve Klodine" ayarı, deli saçması melodramlarda bile bu kadar hayal genişliği, dramatik vak'a hünerbazlığı yoktu.", R H Karay, Sonuncu kadeh, 1965, 98"
hünerbazlık -ğı | Kırk küpü üst üste dizip dengede durdurmak emek ve marifet ister; alttakini çekip problem çıkarmak ise sadece orta zekâ seviyesine mahsus yıkıcı bir hünerbazlıktır., | ATAlkan, Z, 31.12.2011
a.
Hünerlenmek | Güzel sana kim öğretti usulü / Meşreb-i gönlümce hünerlenirsin., | Hengamî, 21
f.
hünersiz | Hünersiz kıldınsa beni, yolumu bulayım izin ver. Dünyadan gitmekse hüner, derdimi bileyim izin ver. İzin ver bitsin artık kırgınlığı seyretmem., | Bekir Fuat, KararG, 20.1.2019
s.
Hünkürmek | Bu gece kadiri tekkesinde zikir olduğu için, çocuklar tekkenin etrafında dizilirler, içeri girenleri, bilhassa kadınları seyrederler, sonra da birbirlerini ite kaka pençelere yanaşarak | hünküren dervişlere bakarlardi., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 35
f.
Hünsa | Onu önce su tasıyla, Tarot kartlarıyla, her şeyi bilen ve her biri bir başka konuda uzman olan ikisi dişi, biri hünsa, toplam yedi adet cinimle, bilinmezden gelen ve sırf benim duyabildiğim seslerle etkilemeye çalıştım., | S Dölek, Kirpi, 124
a.
hüphüzün
s.
"Biz böyle tanıştık işte böyle kıpkızıl bir sabahtı / Böyle hüphüzün bir akşamdı", Haydar Oğur, 1994, 98"
hüplemek GTS | hüp hüp ses çıkararak içmek. | Birasının köpüğünü iştahla hüpleyip ağzına bira tadı kadar tatlı ekşi gelen soruyu soruyor., | Şİşigüzel, EDK, 1996, 56 | Bu özensiz ithalatı yapanlar, onay verenler, lüpleyen ve hüpleyenlerin pisliklerini temizlemek için sahadalar... | , | HB Çiçek, 3.9.2018, vatsap
f.
hüpletmek | 1. | haksız ve kanunsuz şekilde kazanç elde etmek | Bu yasayı böyle bir (milli!) mutabakatla çıkartarak futboldan 'hüpletilen' bunca kara paranın kontrolünde pek de titiz olunmayacağının mesajını bize yollamakla kalmıyorlar; Balyoz ve Ergenekon'da üstteki köpüğün alınmasıyla yetinilmesini de mesajlamış oluyorlar., | PMağden, T, 15.12.2011 2. Ses yansı. | Çok güzel olmuş değil mi kahve? (Hüpletir.) Güzel olmuş güzel olmuş, eline sağlık..., | Mİzgü, 38
f. argo
Hürce | Bu bayrak ebediyen bu şerefle, bu yerde, / Türklük, vatan aşkıyla hürce dalgalanacak, | V C Aşkun, 26
z.
hürefa-yı nâşerife | Peki, bu hürefâ-i nâşerife gökden zembille mi iniyor? Hayır! Bi kerem indikleri filan yok; çıkıyorlar., | Yatsız, KararG, 30.7.2016
hürmeten
z.
saygı olarak.
"Evin havası yine değişmişti. Gençler fazla gülemiyorlar, ona hürmeten içki içilmiyor, danslı çaylar yapılmıyordu.", C Uçuk, DŞ, 1971?, 80"
Hürmüz | mit. | Biliyorsunuz, ünlü mitolojideki Hürmüz bile böyle verip kurtulmuştu. Bizim kıyıcı başkan da kıyıları verip kurtuldu., | NGüreli, 51
a.
Hürremşah | Divriği Ulu camiinin ulu mimarı | İnsan ruhunun düşüşünü değil, yükselişini betimlemiş yapının mimarı Ahlatlı Hürremşah., | Oğuz Demiralp, CumKitap, 23.5.2019, 3
a.
hürriyetli
s.
özgürlüklü.
ar. hürriyyet: özgürlük + tr. -li
"Aydınlık ışıklarla yıkanışını seyrettim | / İçinde oturan, tunçlaşmış gibi hürriyetli / Öğretmen arkadaşlarımı kalbimde hissettim.", Latife Çelebi, 1966, 21"
hürünü | Hürünü yavrum hürünü / öldüm sürünü sürünü / takıver zilin birini / dönüver meydan senindir., | Kelkit, BÖztürk/MSarısözen
hürüşan
a.
aydınlık, ışık.
Farsça Rûşen
"Haziran ayında güneş hürüşan / Geçen günlerimi zindan edindin.", San, Hicranî, 161"
hürya doluşmak deyim | başkalarının aşkıyla başlıyor hayatımız / ve devam ediyor başkalarının hınçlarıyla / düşmanı gösteriyorlar, ona saldırıyoruz /siz gidin artık/ düşman dağıldı dedikleri anda /anlaşılıyor / baştan beri / bütün yenik düşenlerle / aynı kışlaktaymışız incecik yas dumanı herkese ulaşıyor / sevinç günlerine hürya doluştuğumuzda / tek başınayız., | İÖzel,
hüseynî
s.
Hz. Hüseyin'e layık.
"Kaybedeceğini bile bile hak ve hakikat için Hüseyni bir tavırla mücadele edenlere selam olsun." K Üçüncü, 22.6.2011 eposta"
hüseynî | Kerbela'vari bir kıyımla muhatap olan Cemaat'in Hüseyni bir söyleme yöneldiğini görüyoruz., | MBilici, T, 3.1.2015 | Yâre-i aşk ile âh eyle sen dem be dem / Her Hüseynî meşrebe | Kerbelâdır bu âlem... HHasçelik, 23.10.2015, 30.12.2015g Hüseyni | Kaybedeceğini bile bile hak ve hakikat için Hüseyni bir tavırla mücadele edenlere selam olsun. KÜçüncü, 22.6.2011 eposta
s.
hüseyniye | Hz. Hüseyin'e atfen İranda sokak içlerinde kültür hizmetleri de yürütülen küçük mesçit | Bu hüseyniyelerde sinema kursları bile bulunabilir., | CAktaş, T, 2.8.2012
ar.
hüsne | güzel | Gayet hem zeki, hem de çok hüsne idi., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 121
a.
hüsranlı
s.
hüsranı olan.
ar. hüsran + tr. -lı
"Açılın gemiler!... / Açılın uzak iklimlere | / Mevsim gibi içimde hüsranlı bir hisle | / Herkes bu kainatta fani bir varlık,", Latife Çelebi, 1966, 25"
hüt/hüd dağı | uhud'dan kısalma dilimizde hüt dağı gibi şişmek ve hüt dağı kesilmek deyimlerinde patlayacakkadar şişmek manasında geçer Kubbealtı | Sübek kadar yüzü hütdağı kesildi! –Vah vah vah!, | MAErsoy, Safahat hüt dağı gibi şişmek / hüt dağı kesilmek aşırı ölçüde şişmek
a.
hüveyda
a.
Farsça
Tuzun maviliğinde, hüveyda bir engin gibi dalgalanan bu mâbed, mabudunun en büyük lûtfu olanHürriyetle birlikte senindir 18
hüviyet
"Şaşma, diyebilirdi, hayatımın uzun ve çileli bir devresi vardı ki onu senden saklamıştım | zira toyluğumdan, beceriksizliğimden, talihsizliğimden utanmıştım. Bütün derdimi içime yedirmiş, yedirdikçe hüviyetimi geride bırakarak alelacaip bir adam olmuştum. Cemiyet de beni yarı mecnun bir tip kabullenmişti.", R H Karay, Sonuncu kadeh, 1965, 103"
hüznengiz | Hüznengiz Bir Arabesk, | İYıldırım, DoğanKitap, İstanbul 2017
s.
hüzünbaz | hüzünlü? | Hüzünbaz sevişmeler, | YErdoğan, Nisan 1993
s.
hüzünkâr
s.
hüzünlü, hüzüncü.
bir hüzünkârın ömür defteri
hüzzamsız
s.
hüzzam olmaksızın.
ar. hüzzam + tr. -sız
"Çıkmaz sokağımda ayak sesleriniz / Ay ışığıdır bulutsuz / Papatya gülüşlerinizde / Şarkılar Hüzzamsız çalgılar udsuz", İlhan Geçer, 1986, 64"
hyaluronik BTS- | [Soya] Hücre metabolizmasını uyarır, kolajen üretimini destekler ve hyaluronik asit seviyesini artırmaya yardımcı oluyor (sic)., | EÖzüntürk, VatanG, 14.7.2015
s.
tıp
bts-
Hydrafacial | hidrafasiyal | Hydrafacial sisteminde dışardan püskürtülen medikal sıvı cildin üst tabakasındaki kirin atılmasını sağlar., | Dilek Avşar, HrKlbk, 6.5.2019
s.
hygeia | Bu tür münekkitler de zaten, kan, idrar, pislik lekeleri görünce fenalıklar geçiren ve her biri temizlik ve hijyen ilahesi Hygeia'ya taş çıkartan hâlâ bâkire, ve mızmız ev hanımlarına; onların dırdırlarına kulak veren romancılar ise, bu hanımlar tarafından sterilize edilmiş kılıbık ve kısır kocalara benzerdi., | İOAnar, GK, 72
a.
hyperloop | Saatte 1126 km hızla ulaşım projesi: 'Hyperloop'. Tesla ve SpaceX'in kurucusu ABD'li milyarder Elon Musk, Los Angeles ile San Francisco arasındaki 643 kilometrelik yolu 30 dakikada kat edebilmeyi sağlayan 'Hyperloop' adlı bir proje ortaya çıkardı. Günümüzde bu iki kent arasındaki ulaşım uçakla bir saatte sağlanabiliyor., | YŞ, 13.8.2013
a.
ing.