Lâ ed. | Yok | Pandora kutuyu kapatıyor... Lâ merak!! ., | Esma Hatipoğlu, Vaveyla, S 4, 23
ar.
lâ havle çekmek
b.f.
"Bir an için bütün bu olup bitenlere, büyük şehre geldiğine pişmanlık duyarak hayıflanmış, ardından bir 'lâ havle' çekip bükmüş boynunu.", İ Kalkan, Onlardan Biri, 2018, 32"
la I ula'nın kısalmışı. | La olum, bu kadar kasmayın lan, zaten ilkel neandertal insanlar kadar beyniniz çalışıyor, devam edin. (trockisizbirhayat, EkşiS, 15.7.2011) | Yapabileceğim en yerinde hareketi yapıp, sosyologları göreve çağırarak aradan çekiliyorum. Yiyin birbirinizi la!, | DOral, T, 8.8.2011 | Dilimizin zenginliği-enginliği: Ne la bu? Bu ne la? Ne bu la? La ne bu? La bu ne? , | AhmetTan, C, 27.1.2012 | Etrafa bağırmaya başladı, 'Hey millet gelin la, bu adam am diyemiyor!', ., | NGenç, isenç, 88
lâ II | Hayır, yok | Ucu açık sofrada elin kulağın Roboski'de, Suriye'de, Myanmar'da... Ucu açık sofra o anlamda aynı zamanda Lâ sofrası./ AK Parti'yi üçüncü kez hükümet kılan sebep, bir zamanlar dünyanın bütün haksızlıklarına, sahteliklerine ve zulümlerine karşı | Lâda dile gelmiş eleştirinin sağladığı ivme ve birikimde saklı değil mi..., | CAktaş, T, 23.7.2012
ar.
la kukaraçça | Mavi Tuna valsiyle La Kukaraççanın, mümessilin düğününde çalındığı için, onda değerli anısı vardı., | ANesin, ŞAvrupa, 54
a.
müz.
la noblesse oblige | La noblesse oblige'in (soyluluk gereğinin) içi boş kibrini, hatta zavallılığını edebi olarak sarsar!, | PBarışta, T, 1.1.2012
fr.
laaak diye | Peki ama, okuldan döner dönmez çantayı laaak diye antreye atıp da önlüklerle sokağa atlayan bizlere nasıl araba çarpmazdı, ..., | AŞen, R, 21.02.09
lâalettayin
z.
"Bu yazı daha evvel basılmış olan "Roma Hukuku" isimli kitaptan aynen alınmıştı: makale, kitabın 258 inci sahifesinden başlıyarak 286 ncı sahifesinin lâalettayin bir satırına kadar uzamakta idi. Lâalettayin bir satırına kadar diyoruz, çünkü makalenin son satırı, kitaptaki tamamen tâli derecede bir tasnifin orta yerine tesadüf etmekteydi.", Ziya Umur, 503"
labirentimsi | labirenti andırır | Neredeyse Ortaçağdan kalma labirentimsi sokaklarıyla Alfama zamanın adeta durduğu bir kent., | LÖzçelik, HaberTMag, 1.8.2015
s.
lâbis-i libas-ı katranî | Hıristiyan, zimmi | Tıpkı 'lâbis-i libas-ı katranî'den birinin 'Şu İsa masalı da amma işimize yaradı' sözüne yaraşır bir vasıf arzetmektedir, dindar zatın bahsettiği hikayeler ve menkıbeler., | AbbasYolcu, AYH, 4.9.2012
a.
labradoritli | ... faylanmak suretiyle bazaltik lavlar çıkıp, etrafa yayılmışlardır (Ayvalı ve İscehisar çevreleri). Bunlardan, Ayvalı köyü güneyindeki labradorit'li bazaltların oluşturduğu koni üzerinde tesbit edilen bir krater gölü mevcuttur., Mehmet Ardos, Türkiye jeomorfolojisinde neotektonik, 1979, 166
s.
lacancı Lacan+cı | Bu aynacı mantığı Lacan'cı psikanaliz aracılığıyla anlatmak daha açıklayıcı olacaktır., | ÖzgürÖzakın, 27.3.2006, | http://www.kaosgl.com/sayfa.phpid=21, 13.2.2015g
s.
lacanyan
s.
"Lacanyan tabirle bütün hayatını ötekinin arzusunun nesnesi olarak geçiren kişilerin gerçek anlamda 'birey' oldukları söylenemez... ", Klinik Psk Güneş Altun, 29 eyl 2024, X*"
Laci | lacivert takım elbise | Ama Paris sokaklarından yeşil, kırmızı, sarı şapkalı bir sürü çocuk ya da laciler giyinmiş, boyunlarında da fes rengi atkılar ..., | Salah Birsel, Seyirci sahneye çıkıyor, 1989, 54
s./a.
Lacileri çekmek | Ve de it ürür, kervan yürür! ödül verme töreninin yapıldığı gün, o da 'laci'leri çekti, ..., | Ş Balcıoğlu, Görüşler, görüşmeler, 1991, 328
f.
Lacili | lacivert takım elbise giyimli | ... bu insanlar' yaklaşımı içinde anlatırken , 'Evet, yürüdük' değil de 'Evet, yaptık' cevabına dikkat çekerek veriyor . ... Eksik kalır 'cevabı,' kravatlı ve lacili Ankara'nın ruhunu değiştirdiğini 'gözlemleme imkânı verdiği için Ertuğrul Ökzök ..., | F K Barbarosoğlu, Şov ve mahrem, 2006, 142
s.
lâden | Lâden' için Kubbealtı Lugatı | Lâdengillerden beyaz, kırmızı ve pembe çiçekli ağaççık veya çalı tanımını veriyor. Eski evlerden birinde çalı haliyle gözümün önüne geliyor. Lâden bir tür reçine. Geçmiş zaman hanımları yapma, taklit benlerini bu reçineden yaparlarmış. Musahipzâde Celâl ise şu bilgiyi veriyor: | Girit'te lâden otu denilen bir nevi ottan yapılır. Baş ağrısını gidermek için yumuşatılıp şakağa yapıştırılır ve zeytinyağıyla eritilip saçı sıklaştırmak için diplerine sürülür. | , | Sİleri, ZCumartesi, 27.10.2012
a.
laf | laf çakmak laf sokmak* | Sadece konuşan, daha doğrusu lâf | çakan, zira düzgün düşünme kapasitesinden yoksun olan, onun yerine gıcıklık eden, kavga çıkaran ve her şeye, ama her şeye | hayır diyen, dolayısıyla somut mücadeleleri, evet, olabilecek bütün kısmî reform mücadelelerini kenardan seyreden bir kişilik., | HBerktay, T, 30.10.2010 | laf çarpmak | deyim laf vurmak, söz dokundurmak | Şurada biraz dinlensek mi ne? diye laf çarpa çarpa bir hal oldu., | Gürman, 85 | laf sokmak deyim | iğnelemek, laf vurmak, laf çakmak | Gerisinde kaynanam hep benden arar, torununu da görmek için elbette. Ama her konuşmamızda bana bir şekilde laf sokuyor., | 13.2.2011, | http://www.kadinlarkulubu.com/forum/index.php? threads/kaynanam-her-gun-konusmak-istiyor-her-konusmada-laf-sokuyor.420324/, 22.8.2015g | dişi laf/erkek laf | -Sayın bakanım yalnız size bir şey hatırlatayım. Biliyor musunuz Allah her şeyin erkek olanını güzel, güçlü ve kuvvetli yaratmıştır. Aslan, horoz vs. gibi... Bu sebeple, yaratığın erkeği dişisini | düzer. Ancak bunun bir istisnası vardır. O da | laftır; söz'dür. Biliyor musun | lafın dişisi, erkeğinden daha güçlüdür. Dişi laf erkek lafı düzer., | CevdetAkçalı, YŞ, 11.11.2002 | Lafın dişisi kuvvetlidir., | TuranKıratlı, 20.7.2015
a.
GTS- TDK-
laf kalabalığı | mec. Üzerinde konuşulan konuyla, esasla veya sorunla ilgisi olmayan boş söz yığını. | ... lâf kalabalığı eden dedikoduculara bakılmadığı takdirde Mora yarım adasında nasıl zafer kazanıldı ise Kırım topraklarına ve inşaallahu taalâ Kırımdan başka nice memleketler ele geçirmek Allahın lütfundan uzak değildir., Tarih-i Cevdet, 1972, C 3, 17
b.a. mec.
laf salatası deyim | Hala bu laf salatalarına camialar inanıyor ve koyun gibi yönetici ve başkanlarının gazına geliyorlar. CDalmaz, maraton.com.tr 28.4.2011
laf sokucu | iğneleyici tarzda konuşan kimse | Meşhur laf sokucu, çok süper bir hızla barışçı mesajcıya dönüşmek zorunda kalmıştı., | AHCoşkun, Hr, 2.10.2016
a.
lafazanlık etmek
"Şu saatte yaşıtlarımızın çoğu pinekleme halindedir, bir kısmı uyumuştur bile. En canlısı köşkünün bahçesinde pinpon komşulariyle oturup bezgin bezgin lafazanhk ediyordur yahut radyoda dördüncü halber bültenini dinliyordur ve hiç birinde şu saatte bir dans salonunun sesine, havasına, kalabalığına tahammül kudreti yoktur.", R H Karay Sonuncu kadeh, 1965, 102"
lafı sert etmek | Hepimiz de maşallah gerektiğinde lafı sert eden adamlarız., | Turgut, Akşam, 17.12.09 lafın belini kırmak sohbet etmek 9.2.2011
s.
Lafızcı | Fakat esas itibarıyla Zahirîlerin hukukî düşünceleri İslâmın ilk yüzyılında Haricîler arasında ve ikinci yüzyılında da Mu'tezilîlerin kelâmî hareketlerinde görülen lafızcı bir tutuma kadar dayandırılabilir., | J S/M D/A Ş, İslam hukukuna giriş, 1977, 74
s.
Lafızcı | Fakat esas itibarıyla Zahirîlerin hukukî düşünceleri İslâmın ilk yüzyılında Haricîler arasında ve ikinci yüzyılında da Mu'tezilîlerin kelâmî hareketlerinde görülen lafızcı bir tutuma kadar dayandırılabilir., | J S/M D/A Ş, İslam hukukuna giriş, 1977, 74
s.
lafızcı | Kelimeci, lafızcı olmayacaksın. Kelime ve lafzın hakkını vererek özcü ve ruhçu olacaksın, | Karakoçtan, | twitter.com/Soz_Ola/.../788982702812692... -, 9.6.2011
s.
lafkolik –ği | lafazan 3.4.2020
a.
laflaşmak
f.
laflamak.
"(İki arkadaş dükkâna girerler.) HACİVAT – Gel bakalım Karagözüm! İşlerim için ben de dolaşıp şimdi geldim. Hem dinleyip hem de biraz laflaşalım. KARAGÖZ – Hay hay, kiraz paylaşalım!", https://www.masaloku.com/kategori/karagoz-ve-hacivat, 30.06.2024 | "Uğradı... Eskilerden laflaştık. Şimdilerde New York'ta, uluslararası bir ajansın sahipliğini yapıyor. Sorarsanız, "Eh işte, geçinip gidiyoruz" diyor... Maddi durumu Türk meslektaşlarının elbet çok üstünde.",.Bursa defteri, S 1-4, eylül 99, 330"
Laga luga | boş laf. Boş konuşma. | Bense laga luga yok deyip mutluluk öykülerine soyunacaktım yeniden..., | NAG, 11
b.a.
lagos | Avcıgillerden etcil bir balık çeşidi olup, kum ve kaya lagosu olmak üzere çeşitleri vardır. Akdeniz'e özgü bir balık olup Egenin Akdeniz'e yakın kısımlarında da görülebilir. Pahalı fakat son derece leziz bir balıktır. laos, lahoz olarak da anılır. Hermanos, 14.7.2007, EkşiS | Peynirli Lagos Sarma reyhan otu, fesleğen, kırmızı biber ve çeşitli otların peynir ile birlikte lagosa sarılarak top şeklinde yuvarlak olarak kızartılması ile yapılıyor., | RehaTartıcı, T, 10.8.2014
a.
lağım | Lağım patlatamaz, vinç kaldıramaz / Kader yol üstüne taş indirirse., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 165
a.
lağman | halk bk. lavman | ...lağmanı biliyorsun, on üç, on dört santim de çük gibi bir şey işte, hani sepete sokuyorsun-., | NGenç, BuÇağınSoylusu, 30
a.
lağmancı | halk bk. lavmancı
a.
lağviyyat (ar. Lağv'dan) | Hakikatle insanları lehviyyata, lağviyyata (oyunlara ve batıl şeylere) çağırıyorlar, belki mülhidlerden birçoğu mürşidlik iddia edip, şeriatın hilafına olan yolları göstermeye kalkışmışlardır-., | İAlanka, 31
a.
lahana hapı | lahana hapı kullananlar toplaşın denetim var:)))))),22.9.2008, | http://www.annecocuk.com/showthread.php? t=99814, 7.2.2014g
a.
Lahanaya gelince kırt kırt, sapına gelince me atasözü Zoru görünce istememek, zoru görünce kaçmak. | BBP lideri Topçu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile ilgili de değerlendirmelerde bulundu. Anadolu'da, 'lahanaya gelince kırt kırt, sapına gelince me' derler. Kemal Bey'in de meseleye bakışı bu., | Zaman, 14.9.2010
lahase-len-mek | Anktakya şıltaklanmak, gururlanmak, tatlı şımarmak | Kayınvalide bir bayram günü annemi aradı, annem lahaselendi., | SNal, 19.6.2017
f.
lahasümüt | Amerika Birleşik Devletleri'nde wasp şeklinde tezahür eden mefhumun Türkiye'deki dengi. 02.05.2005 07:45 yesil, EkşiS laik Hanefi Sünni Müslüman Türk kelimelerinden oluşan TC.nin karakterini eleştirili bir biçimde yansıtan bir kavram olarak Baskın Oran tarafından oluşturuldu.* | Bunların makbul vatandaşı lahasümüttür., | Boran, T, 2.8.2013
a.
Lahavle okumak | Lahavle okur gibi hızlı hızlı teneffüslerle herifin yanına oturdu., | N Kemal, İntibah, 174
Lahıs (lağıs) | mısır
a.
lahmacuncu | Sonra sizler doğruca sımsıcak yuvanıza, annenizle babanızın kollarına, bizler de şu köşedeki lahmacuncuya, sizlerle ilgili önemli kararlar almaya..., | İpşiroğlu, 52
a.
lahmacunculuk -ğu |
a.
lahos /lahoz | vlahos Hanigillerden, sıcak ve ılık denizlerin 20 ilâ 200 m. arasındaki derinliklerindeki kumlu, çakıllı diplerinde yaşayan, omurgasızlarla beslenen, lezzetli bir kemikli balık; kaya hanisi; lagos (Epinephelus aeneus)YÇ | Orfoz ve lahoz balıkları küçük olarak avlanıp yasaklara uyulmuyorsa, denetleme mekanizması yapılamıyor demektir., | BülentŞen, M, 18.10.2011
yun.
laikçi | laic*+türk çi aşırı laiklik taraftarı, laikliğin sert bir şekilde uygulanmasını savunan kimse. | Laikçilerin oy duası!, | EBabahan, Star, 17.4.2011
fr.
laikistan | laikçi Türkiye cumhuriyeti | Laikistan ve Kürdistan, | MBilici, T, 14.12.2013
a.
laiksizleştirmek | Laiksiz kılmak, laik olmaktan çıkarmak. Abdülhamit Kırmızı, ''19. Yüzyılı Laiksizleştirmek: Osmanlı-Türk Laikleşme Anlatısının Sorunları'', Cogito 94 (2019), 13
f.
laisist | laisizm taraftarı | Yasağın Cumhuriyetin kök hücreleriyle ilişkisi olduğunu artık sadece laisistler düşünmüyor belki de., | CAktaş, T, 14.10.2011
s.
laisite | Laisiteyi Bunalıma Sürüklüyor, ABayar, 2007/ TDiker, EEurovizyon, 8.4.2013
a.
laisizm | laiklik | Nasıl ki lâisizm, beyinsel bir biatı engelleyerek, bireyi dogmatik düşüncelerden arındırmaktaysa; şimdi onları, kendilerine özgü ve zorunlu olarak edindikleri şartlanmış bilgileriyle, ne yana koyabileceğimizi çıkıp söyleyebilirler mi bize? , | NÇınar, T, 29.8.2011
a.
fr.
laissez faire, laissez passer | Nitekim, liberal değerlerin simgesi sayılan | laissez faire, laissez passer deyimi, doğal olarak İngilizce olacak yerde, neden Fransızcadır? NÇınar, T, 11.7.2011 | Laissez faire gibi kapitalizme özgü bir ideolojinin kapitalist tekelleşme eğilimi ile yan yana varolabilmesinden başlayıp pek çok çelişki sayabiliriz., | MBelge, T, 11.9.2011
fr.
lâkapdaş | Moğollar ve Anadolu'daki Moğol yanlıları bu filozofun adını unutturmak,
lakaplandırılmak lakap takılmak | Kubilay ve katili Derviş Mehmet ki ikiside Girit asıllı, bundan dolayı Giritli Mehmet. Soyadı kanunu henüz olmadığı için Derviş veya Giritli olarak lakaplandırılıyor., | ErkanAcar, Z, 23.12.2009?
lakaplaşma
f.
lakap almak.
ar. lakab + tr. -laş-
"Bu yedi cesur, yiğit gencin gayretleri ancak on sene kadar sürmüştür. Elbette onlara uyanlar olmuştur. İslam bilginleri yedi olduklarında müttefiktirler. Halk dilinde bile "Yedi Uyurlar" diye lakaplaşmışlardır.", Sinan Yıldız, Ashab-ı Kehf, 2014, 194"
lakerdacı | 1. lakerda yapan kimse | Ana bina, Lakerdacı sokak'taki girişten tekrar eğitime açılırken sadece tören salonu EJıal olarak kullanılan bir gardrop ve Şişhane'deki Sarı Madam kahvehanesinden kiralanan iskemlelerle zaman zaman ibadete tahsis edilmeye başlandı., | NGüleryüz, İstanbulSinagogları, 1992, 71 | Hemen omuz başımda lakerdacı oturuyordu, lahana yaprakları üzerine salamura ve tütsü balıklarını dizmiş, hiç de konuşmağa istîdatlı görünmeyen bir tiryaki tutkunluğuyla kurulmuştu., | SErol, Makaleler, 2002, 110 2. lakerda yemeyi çok seven | lakerdacıysanız, yanına soğanla bir mezeniz daha hazır., | RBirgül, HrCmrts, 8.7.2017, 12
a.
lakır lukur | Tamam, fi tarihinde lakır lukur, yaşlanmaya başladıktan sonra ise laf olsun kabilinden içen birisi olmama ve kalmama rağmen tabii ki alkolü savunmuyorum., | Uluengin, T, 1.5.2015
z.
lakırdamak | CHP li olan vekil ayrı bir skandaldır. Adil olmaktan bahseden, şike-çete karşıtı olmakla söylemlenen partisinin şikecilere af girişiminin önderi olmasına sessiz kalan, tepkiler üzerine ve iş işten geçtikten sonra lakırdayan bir eski zaman esnafı olmaktan öteye geçememiştir. | , | STunalı, T, 14.1.2012
f.
lakîtlik -ği | Lakîtlik kurumuyla olan ilişkisi bir tarafa bırakılacak olursa TOK 9. maddesiyle toprak esası çerçevesinde asli olarak tabiiyet elde edilememektedir., O H Sekmenoğlu, ylt, İÜSBE, 2025
a.
lakkadak | Bu masumu doğurduğum zaman asla haberim olmadı. Acısız ve kedersiz lakkadak doğurdum.' dedi., R Durbaş, Şaka-nâme, 1983, 47
z.
laklakiyat | lak lak diye boş konuşmalar | Fakir, malayaniyattan, laklakiyattan, yalan ve hayalî konuşmaktan asla ve kat'a hazzetmez., | İKüçükkılınç, 17.10.2011 epostası
a.
lakot | Karadeniz danaburnu
a.
laksatifler
a.
Laksatifler, purgatifler veya müshiller dışkıyı gevşeten maddeler.
ing.*
"Laksatif (c. f . ) Hafif müshil , muleyyin. [ Laxatif,ve.]", Ali Seydi, Mihran, Resimli yeni 40.000 lûgati havi Türkçe lûgat: Türkçe ... · 1929, 748 | "Hurma yoğurt diyeti nedir? ... Hurma içeriğinde bulunan laksatiflerin etkisinin artmasını sağlayan suda bekletme eylemi, bağırsağın boşaltım işlemini hızlandırırken kişinin daha uzun süre ile tok hissetmesini sağlar.", 22.06.2020, MedicalPark"
laktat tablosu | O dönemde [futbolcuda] ne kondisyon testi vardı, ne de laktat tablosu., | AttilaGökçe, M, 26.10.2011
a.
laktozsuz
s.
laktoz içermez.
"Tuzluklu mahlepli laktozsuz", 30.5.2023"
lalalı | ...11 yaşından sonra evde hususi hocalarla lisandan musikiye, nakıştan dikişe hünerli olsun diye itina ile yetiştirilen lalalı, dadılı, zengin, konak çocukları., | Nazik Erik,33
s.
lale | güzel lale | Türkiye'de yetişen ve ender bulunan lalelerden biri Güzel Lale (Tulipa Clusiana). Araştırmacıların uzun süredir aradığı kayıp laleye Aydın'daki Balıkköy'de rastlandı., | FYalçıner, Z, 13.4.2012
a.
lale devri tar. maruf devir Bol bol harcama devri | Mali kesim bundan böyle bol kepçe kredi dağıtamadığında gelişmekte olan piyasaların Lale Devri sona erebilir. HGüneş, Milliyet, 17.8.2007
lalelemek | Var ya süper laleler. İstanbul'u da lalelediler ama yine bu görüntüler muhteşem ya. Lalelediler., | 16.4.2006
f.
lalename | Lale bahçeleri anlamına gelen lalezarlar, saray ve konakların en itinalı ve en gözde yerleri olurken, lale için yazılan şiir ve nesirler lalename denilen risalelerde toplanmış., | SerdarKaya, 29.1.2007, | http://derinsular.com/yakin-tarih-1-lale-devri/, 16.10.2016g
a.
lalezar
a.
lale bahçesi.
Farsça
"Baharda tabiat değiştiği zaman, / Senin de güzel gövden lalezar olurdu | ", Latife Çelebi, 1966, 42"
lalezar | Lale bahçesi, lalelik | Açık kalmış bir aralığa kendince sokulan ve ardım sıra bakınan lalezardan ve gecenin soğuğundan kalma bir estetik ürpermeymiş sanki., | Ömer Say, 2010, 62
a.
lâlik -ği | Trabzon. Bir lakap.
a.
laliş | Irak Kürdistanında Ezdai inanıcının 'kabesi'. | Kültür evine önümüzdeki senelerde Ezdai inancının kabesi sayılan Irakın Kürdistan bölgesindeki Laliş'e benzer bir kubbe de yapılacak., | STansel, T, 4.8.2013
a.
Laliye armudu | bitk. | Endemik laliye armudu çocukluğumun enfes koku büyüsünden... bal küpüdür mübarek... daha iyi cinsi de boynueğri denilen armuttur., | H B Çiçek, 6.8.2019, vatsap sohbet
a.
lallık | 1. dilsizlik | Nihayet günün birisinde Halit Bey öğrendi, Sinan kendisini lallığa verdi., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 111
a.
lâm
a.
arap elifbasında l harfi.
ar. lâm
İz lâm!' de. (Sesinin tonu müthiş heyecan vericiydi.) 31
lambur lumbur
z.
hiçbir şeye aldırmayarak içinden geldiği gibi pervasız bir şekilde.
tr.
"Kimisi de dersin ortasında lambur lumbur çıkıyorlar."
Serkan Ergüne,
lambur lumbur / lambur mumbur
z.
1. gürültü çıkararak, dangır dungur (yuvarlanmak için). 2. laçka olmuş şey için. 3. patavatsız, patavatsızca söylenen söz.
"Sözleşmeye hiç bakmadık lambur mumbur girdik.", 30.5.2023"
Lambur lumbur | 1. selikasız, kaba-saba, plansız programsız. | Lambur lumbur işleri var., | Mehmet Baykal, 10.9.2019 | 2. | Gelişigüzel, gürültülü surette. | Lambur lumbur çıkıyorlar., 07.11.2023
s.z.
lame | Dokusunda çoğunlukla gümüş ve altın renginde tel bulunan kumaş veya metal parlaklığı verilmiş deri 2. s. Böyle bir kumaş veya deriden yapılan | Zehra, lame balo pabuçlarından görünecek olan ayak tırnaklarını da cilaladı. - C. UçukGTS
a.
fr.
lameli | Lame | Kapıcıları olduklarında onlara büyük sempati duyar, lameli eski çantalarını, ayakkabılarını onlara verirken huzur hissederler., | MEsayan, T, 23.7.2012
s.
laminasyon | 2004 yılında kurulmus olan firmamiz DIMA TEKSTIL LAMİNASYON, hot-melt sistemini kullanarak laminasyon yapmaktadir., | www.dimatextile.com/index_tur.htm, 3.9.2013'de girildi?
a.
lamsız cimsiz | Ortadaki fark, seçmenin demokrasiye ve hukuka sadakatini olduğu kadar, haksızlığa ve orantısız devlet gücüyle siyaset yapma pervasızlığına karşı tepkisinin eseridir. Lam'sız cim'siz... Bir siyasi mesaj bu kadar net ve açık verilebilirdi., | M Karaalioğlu, KararG, 24.6.2019
s.
landmark | sınırtaşı, nirengi noktası, hudut işareti | Dünyanın hiçbir medeni ülkesinde, en kapitalist düzenlerde bile böyle tarihi bir mekanı, kültürel işareti, bir 'landmark'ı yok etmek, hatta bunu yapmaya çalışmak dev kamusal tepkileri göze almayı gerektirir., | T, 9.4.2013
a.
ing.
lanet | lanet yağdırmak| Mezarlık kurbuna yapılan bu hela için acaba neler söylenmez, ne lanetler yağdırılmaz idi? , H R Gürpınar, Cadı, 1330, 158
dey.
lanetleme | ... ne denirse densin bir dakika bile iğrenme, lanetleme hedefi olmaktan kurtulamıyorum, benim gibi birinin varlığı riyakarları tatlı uykusundan ediyor. 150
a.
lanetleme | 1. lanetleme işi 2. | lanetli, lanetlenmiş | Yurdu yad ellere geçmiş, bayrağı yırtılmış, milleti perişan olmuş, yeryüzünde ne idiği belirsiz, bir garip insan, bir lanetleme idim., | YKKaraosmanoğlu, Atatürk, 24 | ... ne denirse densin bir dakika bile iğrenme, lanetleme hedefi olmaktan kurtulamıyorum, benim gibi birinin varlığı riyakarları tatlı uykusundan ediyor., Ladislav Mnacko / O Akbal, Cumartesi akşamı, ÇHA, 150
s.a.
langadank zf. apansız | Muhterem okurlar, bu sarsıcı gerçeği böyle langadank söylemek istemezdim, fakat açıklamak zorunayım., | ÜKıvanç, T, 13.8.2011
langır lungur / langur-lungur | Hürriyetin langur-lungur yazarı, 'İzmir Fuarı açıldı' diye başlıyordu, geçenlerdeki yazısına., | NÇınar, T, 12.9.2011 | Ama o, bayır aşağı merdivenle kayan langır lungur biri olmanın ötesine geçemedi., | NÇınar, T, 17.10.2014
s.
lank diye gürültüyle aniden | Derken bir gün provanın ortasında kapı lank diye açıldı. Üç tane izbandut gibi adam içeri girdi. Bir şey demeden arkaya oturdular., | Engin Cezzar'ı takdimimdir, İ Çalışlar, 2005, 126
lanlı lunlu konuşmak kaba kelimelerle konuşmak, ulan vb. kelimelerle konuşmak | yaptığı esprilerin seviyesi gün geçtikçe düşmektedir. personeliyle lanlı lunlu oğlumlu kızımlı konuşur., | ramizgulbiyik, 30.9.2013, ekşiS, 27.12.2016g
lans | Lansı açma konumuna getirin. Talimattan. Yangın söndürme donanımlarında bir aygıt?
a.
lansman | yeni | Turkcell, Uluslararası Halkla İlişkiler Derneğinin (IPRA) düzenlediği yarışmada, geçen yıl yürüttüğü 3G lansman kampanyası ile kazandığı '2010 Altın Dünya Ödülü'nü Londrada törenle aldı.; T, 8.11.2010, 6.
a.
ing.
lantirn | Lantirn' işaretledi füzeler hedefi vurdu., | VatanG, 19.8.2011 Harekatı gerçekleştiren 181. Pars Filo, | Lantirn filoları olarak adlandırılıyor. Lantirn sistemi, uçaklara gece her türlü hava koşulunda hedefi vurma imkanı sağlıyor. Sistem kızılötesi ışınlar yayarak arazinin şeklini pilotun ekranına dijital yansıtıyor. Pilot aşağıda olan biteni aynı bir bilgisayar oyunundaymış gibi görüyor. Ayrıca sistem uçağa hassas alçaktan uçuş imkanı da sağlıyor. Bu sayede F-16'lar 30 metre irtifaya kadar inerek dağlar arasından süzülüp kamplara tonlarca bomba yağdırabiliyor. Operasyonda keşif özelliği de olan F-16'ların bombalanan bölgelerin fotoğrafını da çektiği belirtildi. Askeri yetkililerin bu fotoğraflar üzerinde yapacakları ayrıntılı değerlendirmelerinin ardından, önümüzdeki dönemde icra edilecek diğer harekatların tarzları da belirlenecek. İbid
a.
Laoslu | Şu köşede oturan bir prenses, dedi, bu arada bir yandan küçük bir deftere bir şey karaladı. Laoslu annesi Phouma ile birlikte oturuyor., J Nesvadba / E Gürol, Doktor Dong'un buluşu, ÇHA, 108
a.
lap diye
z.
birdenbire.
"Lap diye karşımıza çıkan uygulamaların aydınlarca tartışılmıştır Amerika'nın da sanıklığına gider!", 27.01.2024"
lap diye ses taklidi lap diye bir ses çıkararak aniden, bayılarak | Hemen Saraç İbrahim bunu duyunca lap diye bayılıp düştü., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsani, 280
lap diye zf. | Öyle bir iki kişi hatalı davranmaz, koskoca kurum lap diye çöker., | AAltan, T, 18.2.2012
lap lap içmek
dey.
Dil ile sıvı bir şeyi yerken lap lap sesi çıkarmak.
tr. yans.
"Küçük yaşlardaki çocuklar da genişçe ve hafif bir kabın içine konan ayranı köpekleri taklit etmeye çalışarak, lap lap diye içmeye çalışırlar.", Kırgız nariste oyunları, İstanbul 2014, 32"
lap lap sıçramak yansıma. | yere sert basmakla ayaklar ses çıkarmak. | Zilli Zöhre hep öyle boğuk, çatlak sesiyle bağırarak görünmüştü. Lap lap sıçrıyarak geliyor, yaklaştıkça, başına boynuna, kollarına, beline, dizlerine, ayak bileklerine takılı her boydan her cinsten deve çanları ..., | Kemal Tahir, Bozkırdaki çekirdek, 1967, 97
b.f.
lapa
a.
lapa lapa yağan kar yağışındaki iri kar tanesi.
"Kar seyrelmişti. Yalnız tek tük, ve öncesinden daha iri, lapalar uçuşuyorlardı havada ve zaman zaman, bir kar lapası hızla gelip yüzüme çarptığı anda karın gerçekten beni değil de bir zamanlar Fontannaya boyunca mezarlığa gitmiş arabadaki açık sandukası içinde yatan ölünün yüzünü aradığını, benim yüzüme yanlışlıkla gelip çarptığını düşünüyordum, ve, ölümü kendimden uzaklaştırmak özlemiyle belki, elimi kaldırarak yanağımın üstünde eriyen kar lapasını siliyordum.", "
Cengiz Dağcı, Halûkun defterinden ve Londra mektupları, 1996/2005, 10
lapa | turşu lapası | Arada turşu lâpasını unutmayınız. Evlerin bu gibi hizmetlerinde bu lâpanın epeyce ehemmiyeti vardır. Pişmezse yorgunluk defedilmez., | ARasim, Asker oğlu, 41
a.
lapalamak | BTS- | Bu ağaçların, sarı-yeşil çiçeklerinin, biraz kuruyunca, esen her rüzgârda, kimi zaman tatlı ve yavaş lapalayan bir kar gibi, kimi zamansa tipi gibi çağladığı günler hâkim Budapeşte sokaklarına; sarı yaz karları., | SÖney, T, 1.8.2013
f.
bts-
lapalaşmak | lapa halini almak | Ötekinin cenazesinin berikininkine karıştığı, yarılmış, dağılmış, lapalaşmış bu toprak yığını, bir mahşer yeri hafriyatı..., | NGenç, İsenç, 9
f.
lapçin | Bu yurda her bela içinden gelir; / 'Hep'leri hep, hiçin hiçinden gelir. / Gelemez bir ithal malıdır akıl, / Kaf dağından, Çinden, Maçinden gelir. / Dünküne eş, bu gün küfür yobazı; / Bütün derdi festen, lapçinden gelir., NFK, Ve gelir, 1964*
a.
lapin gibi | apaçık* [T]ek hayalinin Fenerbahçe başkanlığı olduğu lapin gibi açık olan Mehmet Ali Aydınlar ve onun federasyonu tarihî bir rezalete imza koydu., | STunalı, T, 17.8.2011 | Zira görünen köy lapin gibi ortadaydı., | STunalı, T, 27.8.2011
a.
lapina | Suların yeşili, göklerin mavisi, /Lapinaların en hârelisi..., | OrhanVeli
a.
lapiska | Dizlere kadar inen gür, lâpiska saçlar... Şimdi lâpiskayı da bilen yok ya..., | Nazik Erik, 32
lappadanak | densiz biri birdenbire bir şey demek. Sana birşey söyleyeyim mi, Müzehher, bak düpe düz lappadanak söylüyorum , şu dünyada tanıdığım insanlar arasında en beğendiklerimden, en sevdiklerimden, en saydıklarımdan biri de sensin. Konuştuğumuz lakırdıları bir araya getirirsek bir küçük hikâye etmez , birbirimizi ..., N Hikmet, Bursa cezaevinden Vâ-Nû'lara mektuplar, 1970, 183 | ... lappadanak şappanadak mı konuşmalı? KASKETLİ : Sizinkilerde başka türlü mü konuşuyorsunuz ? HASIRŞAPKALI : Herhalde sizinkilerdeki gibi değil , biz nezaket, terbiye dairesinde konuşuyoruz, biz ... ( Petrofa ) Affedersiniz , Sayın ..., N Hikmet, Yusuf ile Menofis: oyunlar 3, 1990, 244
z.
lapsus | cortlama | Lapsustur. Bir itiraftır., | MEsayan, T, 16.8.2010 | Eski cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, son yıllarda duyduğum en muhteşem lapsusun sahibi olarak yeniden gündemimizde (lapsus, mealen: Beynin gizlemeye çalıştığını dilin fâş etmesi)., | AGörmüş, YeniAktüel, 2009 ve 21.6.2011
a.
laptoplu | dizüstülü dizüstü bilgisayarı olan | Hakan ve Ozanın büyüdüğü sıcak mahallenin 'Laptoplu manavı' olan Burak Satıbol herkesi çok güldürecek., | HürKelebek, 15.1.2016
s.
larç | İng. large: büyük tekstil | Modelistlik yaptığını ifade eden; battal beden, | iks iks larç sayzlı bir mesture hanım, yönetmenlik dersleri aldığını ve sitkom yazdığını söylüyordu., | STorun, AnneBenAfrika'danYazıyorum – III -, 28.3.2008
s.
ing.
large | larc | large büyük, geniş, gevşek | Düşünür çünkü | saldırgan ve tahammülsüz yüzbinlerin | Kahrolsun Bağzı Şeyler, | Slogan Bulamadım, | Gaza Gelme Taksim'e Gel!, | Fark ettirmeden Sık Kanka gibi sosyolojinin | oyununa gelmeyen, large bir kitle olduğunu anlar.
s.
ing.
lârus | Larousse sözlüğü, ansiklopedisi. | Her yıl mali sene başında vergi zammı karşısında idik. | Bir seri mecmua oldu vergi zam kanunumuz / Bir roman vari devamlı bir Lârus ebadı var. / Her yılın mali başında intişar etmektedir / Bitmedi sürdü sürer her yıl sonu mabadi var. 29/2/1960, Abidin Uyar, Hicivler Tepkiler, 1960, 85
a.
fr.
larva | 100 yıl önce yayımlanmış olan Isabelle romanında, kahramanlarından biri aracılığıyla bize mesaj veriyor adeta: | Genç dostum, dikkat edin, araştırma ve eleştirel merak zihniyeti, isyan zihniyetinin larvasıdır., | PBarışta, T, 1.1.2012
a.
lasal | ferdinand lassale 1825-1864 yahudi asıllı alman hukukçu | Ben kendi kendime merhum Lasal'ı hatırlayıp kağıt üzerindeki kanunların hayattaki ehemmiyetsizliğini, ayrıca -Musa Efendinin söylediği gibi- kelamiyat münazaralarının boşluğunu düşünüp karışmadan oturuyordum. 39
a.
LASIK | LASIK, Laser Assisted in-Situ Keratomileusis kelimelerinin baş harflerinden kısaltma. | LASIK metodu 1949'larda başlayan ve lameller refraktif cerrahi denen tekniklerin lazer teknolojsi kullanılarak mükemmelleştirilmiş son şeklidir. Bu teknikte, kornea dokusunun en önünde yer alan epitel tabakası ve Bowman tabakasının (kendini yenileme özelliği olmayan bir tabaka) mikrokeratom denen bir cihazla katman halinde (flap) kaldırılması esastır. | Gözlüklerinden kalıcı olarak kurtulmak isteyen kadınlar da LASIK tedavisini tercih ediyor., | İstanbulGöz2015buroşürü
kıs.a.
lâstik | Lâstikleri bir başkasınındır ki yürürken / Durmaz ayağından çıkar ekser..., | AHTarhan, EGŞA, 219
a.
lastikotin | Halis lastikotin, diz kapakları ve kıçı, zarif garnitürlerle süslenmiştir. beş yüz lira..., | ANesin, ŞAvrupa, 60
a.
Lat. Glycyrrhiza glabra L. | sonra her bir tek otu doğanın eğreltisinden bıyamına yüreğimden, | NBüyüm, 1968,47
lâta it. latta: | 1. Dar ve kalınca tahta. | ... mantıksız ve çılgınca saldıran lâtalar ile kucaklaşan çocuklara hayat mücadelesi içinde gün geçirirlerdi. Keresteler bir defa bende indirildi mi artık zevk başlardı. Arktan akan sular yularlanmış, uslanmış mahluklar gibi bize hizmet ederdi. Lâtaları yan yana dizerek sal gibi yapıp üstüne binen gençler, iş başarmanın ve tabiatı yenmenin gururu ile şarkılarını söyleye söyleye tarım işletmeleri binalarımıza kadar keyifli bir sandal safası yaparlardı., İ S Güner, Köy enstitüleri hatıraları, 1963, 35
a.
latan | Anlayışlı Kanka/ Flörtöz | Hakan | Get lan! Napsınlar seni NTV ekranlarında filan yapıp uyandırmıyor arkadaşını hayatın acıklı gerçeklerine! Latan tutan o ekranları | şereflendirmenin muhabbetini kuşluyorlar., | PMağden, T, 8.12.2011
a.
latent | O dönem devrimcilerinin içlerinde aşırı ahlakçı ve latent bir muhafazakarlık vardı ama farkında değillerdi., | HGeviş T, 25.92013
laternacılar | eyy / lunaparklar, ey bütün / laternacılar, maymun / terbiyecileri, pamuk / helvacıları; bir fırlardı / babam, bir fırılardı, bir / fırıldardı!, S Erözçelik, 1991, 39
çoğ.a.
latife perdazlık / latife-perdazlık -ğı
a.
latife söyleme hali.
"Bir karnaval alayı köşebaşında karşımıza çıktı. o esnada siyah maskeli iki adam bizi takip ediyordu. Ah azizim Kont. Baron Robs'un latife perdazlığı.", M Celâl, Demirbaş Şarl, 5"
latifeli | Sonra tanıyınca Dücane'ye ısındı, onunla latifeli konuşmaya başladı., İ Kara, | Bir çocuk ağlıyor içinde, 19.05.2020 (eposta) | Mektuplarındaki ifadeler latifeli bir eda ile içinde bulunduğu halet-i ruhiyeye tercümanlık yapıyor gibidir; | şairliğe veda etmek mecburiyetinde kaldım; | ne olduysa bizim şairliğe oldu., | İ Kara, Derin Tarih, Ara 2024, 4
s.
latin amerikacılık | Hayli uzun bir yazı yazdığımı hatırlıyorum Proleter Devrimci Aydınlık'ta, bu Latin Amerikacılığı maceracılık diye eleştiren., | HBerktay, T, 29.2.2012
a.
Latince | Latin dili | Böyle diyordu o gün de mor renkteki latince defterlerini incelerken. 69
a.
Latince | Latin dili. | Böyle diyordu o gün de mor renkteki latince defterlerini incelerken., | Jan Drda / O Akbal, Üstün ilke, ÇHA, 69
a.
latincelik -ği | Bu satırlarda Muallim Naci Avrupa lisanlarının latin ve yunan lisanlarından aldıkları kelimeleri az çok değiştirerek lisanlarına mal ettiklerini, kullandıkları şekle göre artık o kelimenin latincelikten çıktığını, biz ise arap ve acemceden aldığımız kelimeleri olduğu gibi kullandığımızı kaydetmekte ve ondan sonra alttaki ibareyi yazmaktadır., | Levend, 1934, 342
a.
Latino | Eh hazret | latino ya, bari Chavez'in Nobel'i alması için imza atayım da tam olsun!, | Uluengin, T, 19.10.2012
latrini | mim. hamam, hela | Bu kanalla birlikte, kült merkezinin batısındaki Roma köprüsünün doğusunda bulunan ve latrinin atık suyunu da taşıyan diğer köprü ve kanalla simetri içindedir., | Kazı Sonuçları Toplantısı, 2003, C 24, cilt, S 2, 375
a.
latte | ing*. [D]emokratları latte içen, halktan kopuk, züppe, ve hakiki Amerika'dan ve değerlerinden uzaklaşmış olarak sunar (...), DoğanGürpınar, T, 8.8.2011
a.
laubalileşmek | nsz laubali davranışta bulunmak | +Bayağı bir gülüşle güldü ve birdenbire laubalileşen bir tavırla elini doktor Hikmetin dizine koyarak-., | YKK, 1945, 22
f.
GTS+
lav silah. | Light Antitank Weapon'ın | Hafif tanksavar silahı'nın İngilizce kısaltması.
kıs.
ing.
lavabo | 1. El yüz yıkanan yüksekçe çeşme* | Sonra gömleğinin kollarını sıvadı, elini yüzünü yıkamak istedi, fakat lavaboyu bir türlü kullanamadı., | YKK, 1945, 18 2. | Tuvalet, ayakyolu. | Pek de yavaş olmuyor bütün bunlar, tıpkı 90'ların ortasında bir yerlerde tuvalet sözcüğünün yerini aniden lavabonun, aldığı ve/ya bugünlerde sorun ve problemin yerini | sıkıntının almaya başladığı gibi, çok çabuk oluyor bu işler... hem de kimse dikte etmeden., | İhsanBilgin, T, 26.9.2012 | Anne lavabom geldi., | 30.7.2014, bir kız çocuğunun hitabı, Sultanahmet, İstanbul | 2. Musluk | Fikret Adil, odasındaki lavabonun akmayışından uzun uzun şikayet etmiş, bunun üzerine otel idaresi, Fikret Adil'in yatağını, büyük kaplıcaya nakletirerek gönlünü almıştır., | GugukG, 17.5.1947, 3 | lavabo düzenleyici süzgeç -ci | Lavabo düzenleyici süzgeç 29,99 tl Fiyat değişiklik tarihi: 23.01.2024 Vergiler dahil satış fiyatı: 29,99 tl / Adet Üretim Yeri: Türkiye | 2. | örtmece. tuvalet. | lavabo aç | CHP'ye bir ton lavabo-aç lazım., | PMağden, T, 15.7.2013
b.a.a.
lavantin | lâvantinler şimşirler dal budak salmıştı, | MG, 39
a.
lavinya / lavinia | Hayaldeki muhteşem sevgili, olmayan sevgili. Çiçek cinsi. Ölüm çiçeği. Lavinya özgürlük demektir. Shakespeare'in Titus Andronicus isimli eserinde, Roma İmparatorluğunun baş komutanı olan Titus'un güzeller güzeli kızı. Tamora'nın iki oğlunca tecavüze uğrar ve babası Titus'ca öldürülür. | http://www.nuveforum.net/ 2.8.2011Kız adı. Özdemir Asaf'ın bu addaki şiirinde geçer. | Sana gitme demeyeceğim, / Ama gitme, Lavinia. /Adını gizleyeceğim /Sen de bilme, Lavinia., | ÖAsaf, 1957
a.
lavlı
s.
lav silahı kullanılarak yapılan.
"1996: Lavlı saldırı hazırlığı", Hr, 1.2.2024"
lavman | (l ince | lavement) bk. lağman | 1. Kalın bağırsağı, anüsten bir aletle su fışkırtmak suretiyle yıkama 2. Bu alet ve kullanılan sıvı
a.
fr.
lavmancı lavman tedavisini uygulayan kimse bk. lağmancı | Lağmancı, | NGenç, BuÇağınSoylusu, 29
lavot | Sürmene Beceriksiz, biraz da yeteneksiz kimse | Bu arada lavotun ne olduğunu bilen biri bize de söylesin., | FGedikli, 6.1.2011 epostası
s.
Layıksız | uygunsuz, uygun olmayan | Cuma günü buraya teşrif buyurmuştunuz. Arabama bir layıksız işaret ettiniz., | N Kemal, İntibah, 64
s.
layipzig
yer a.
"Genç kadın, Layipzigden aldığı kürklerini, elmaslarını, elbiselerini, tuvaletlerini göstermek için ziyafetler, sinema, tiyatro davetleri yapıyor... bir prenses hayatı sürerken, ona bu yaşayışı veren yaşlı kocasına, ara sıra tatlı tatlı gülüyor onun kır saçlarını okşuyor, yanaklarından öpüyordu.", C Uçuk, DŞ, 1971?, 80"
layk | like: beğenmek, sevmek, hoşlanmaktan | İmam, tek başına mihrabtaki yerinde dizlerini kırmış oturuyor; önündeki rahlede bir laptop. Cami bomboş. İmam, laptopunun ekranına bakarak şöyle diyor: | Ehehee 150 layk olmuş cemaatim!, | ATA, Z, 17.3.2013
a.
ing.
Laylaylom: | Ne yalan söyleyeyim, bazen bu köşeyi yazarken öyle bir duyguya kapılıyorum. Dünya yanıp kavrulurken, bu köşede laylaylom bisiklet yazıları çıkmasından vicdanım rahatsız oluyor., | AÇelik, T, 13.5.2010
Laylaylomisite | Yıl 1970 bir felsefeci ile konuşurken Nietzsche hakkında İkbal'in sözünü söyledim 'kalbi mümin beyni kâfirdir' diye. Çok kızdı 'Batılı ve pozitivist bir düşünüre mümin denir mi'. Bu felsefecinin laylaylomisite derecesine 100 ünite dedim. Şimdi laylaylomisiteyi böyle ölçerim., | Husrev Hatemi, 11.11.2018, tivitır
a.
laylaylomluk -ğu
a.
"Orhan Seyfi Bey " ihanetini duyduğumda manitaya bir yumruk çıkardım. İki seksen uzandı yeri öptü demiyor" Harf devriminden önce ve güzel Türkçe ile bir şiir. Gururuma kapılıp da seni terketmeseydim diyerek kederleniyor. Şiddetten çok uzak bir şiir. Orhan Seyfi Bey keşke siyasetten uzak dursaydı.1970 de aydınlarımızda laylaylomluk başlamıştı. Orhan Seyfi Bey" sağcı ırkçı bir gazeteci gibi görüldü. Halbuki Türkçesi çok güzel bir şairdi. Hecede de aruzda da.", Hüsrev Hatemi, 11.06.2024, facebook"
Laylaylomluk | HusrevHatemi | evet pek laylaylomluk olmadı sanırım:S, | bu.cu, | http://arsiv.zekirdek.com/forum/showthread.php? t=85736, 4.7.2016g
a.
laylomculuk –ğu | Çocukluğu tek partili yıllarda geçen, 50'li, 60'lı yılların siyasî ve sosyal sıkıntılarını yaşayan biri olarak Hatemi Ağabey'i 70'li yılların ideolojik tartışmalarının seviyesizliği ve kıyıcılığı hep rahatsız etmiştir. 12 Eylül darbesinin kol gezdiği 80'li yıllarda buna | laylomculuk eklendi. Laylomcu dediği, bir kısmı kendi meslektaşı veya üniversite mensubu, tuzu kuru, bencil ve sorumsuz aydınlardı, üniversite hocalarıydı. Solcusu da vardı sağcısı da, Müslümanı da vardı Kemalisti de..., | İ Kara
a.
laylomluk –ğu | Yahu adam, bi' durul, biraz müziklerde resimlerde şiirlerde kaybol... Hayır, gözü hâlâ laylaylomluklarda. İyi de beyefendi nereye kadar? Bitti bitti. Bazan biter., | M İdris, 26.3.2020, twitter
a.
laylon | naylon | Alışveriş hastalığı için ille büyük meblağlarda para sahibi olmak gerekmiyor. Plastik bir kova, laylon bir terlik, polyester bir masa yaygısı alarak da bu ihtiyacını karşılayabilir insan., | AyçaŞen, T, 1.4.2012 | Isı yüklü laylonlar, | BünyaminK, 18
a.
layloncu nayloncu | Artık hiç görmüyorum, mahalle aralarında gezen 'laylon'cularda ziyadesiyle olurdu bu berbat plastiklerden., | MelikeKarakartal, KelebekGüncel, 1.1.2011
layt | light hafif
s.
ing.
laytlaşma | Fakat aynı İstanbul ve aynı medya, suşi niyetine kebap işi yapanlara da alkış tutar, doğulu moğulu demeden. Laytlaşma, merkeze entegrasyon olunca doğu falan kalmaz., | ZekiCoşkun, R, ?19.12.2003, | 21
s.a.
laytlaşmak | hafif olmak, magazinleşmek* | Hizbullah laytlaştı!, | 6.12.2012 HaberTürkTV-den
f.
layüsel
hesap sorulamaz.
ar. lâ-yüs'el: sorulamaz.
"CHP'li 3 belediyeye operasyon | Bakan Tunç: Hiç kimse hukuk ve kanunlar karşısında layüsel değildir", Hr, 05.07.2025
laz
a.
Sırp.
"Ta Temür vartası hâdis olunca bunun üzerine mukarrer oldı ve Sultan Bayezid şarab içüp sohbet itmegi Lâz [Sırp] kızından öğrendi, yoksa ol vakte degin nesl-i Osman hergiz şarab içmiş degüldi." (Neşrî, Cihânnümâ, s. 333) "
Lazca | ...televizyon Lazcası konuşan Lazları, afacan veletleri, bıçkın delikanlıları,..., | S Dölek, Kirpi, 42
a.
Lazlık –ğı | Lazlık günümüzde ülkeyi bölmek için uydurulmuştur., | Akif beki/Mustafa Alsancak Hasan, 17.8.2019, KararG
a.
LCD
a. kıs.
ing.
"Motosiklet tutkunları için maksimum sürüş konforu sunan model, elektrikli arka süspansiyon ayarı, çift ABS ve ASR sistemi, arkadan aydınlatmalı kumandalar, geniş ön cam, üçlü torpido gözü, 4 inç LCD ekrana sahip yol bilgisayarı gibi birçok yeni özellik sunuyor.", T, 7.5.2012"
LCD | Motosiklet tutkunları için maksimum sürüş konforu sunan model, elektrikli arka süspansiyon ayarı, çift ABS ve ASR sistemi, arkadan aydınlatmalı kumandalar, geniş ön cam, üçlü torpido gözü, 4 inç LCD ekrana sahip yol bilgisayarı gibi birçok yeni özellik sunuyor., | T, 7.5.2012
kıs.a.
LCV | Özellikle davetiyelerin altına konan ve sözkonusu davete katılmak için davet sahibine önceden bilgi verme zorunluluğunu ifade eden kısaltma: | Lütfen Cevap Veriniz. 18.1.2012
kıs.
LDL
"Kalp hastalıklarını erken teşhis eden tüm işlemleri: EKG, eforlu EKG, renkli Doppler, ekokardiyografi, lipid paneli, total kolestrol, total lipid, trigliserid, HDL, LDL, VLDL ücretsiz sunmayı kararlaştırmıştır.", Özel İstanbul Kardiyoloji Hastanesi, .", Sbhİstanbul, 7.8.2000, 3"
LDL | ...özellikle de kötü kolesterol LDL düzeylerini düşürdüğünü açıklayıp bu olumlu etkiyi de yulaftaki çözünür bir life betaglukana bağlamıştı., | OMüftüoğlu, HKelebek, 22.7.2016
kıs.a.
ing.
le corbusierci | le corbusierci kentsel dönüşüm, | CAktaş, 18.4.2011
lead etmek | yönetmek, çekip çevirmek, liderlik etmek *, | SKeskin, 18.12.2013, www.sinankeskin.com/istanbul-turkcesinden-plaza-turkcesine/
f.
leaks | sızıntılar | Offshore leaks hikayeleri, | T, 9.4.2013
a.
ing.
leb | dudak | İhsani baksana dünya halına, / Âşıklar cehd eder lebi balına. / Bülbül gibi kavuşursa gülüne, / Bahara sevinir yaza şükreder., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 207
a.
leben | süt
ar.
lebeni | 1. nisbet eki –î ile süte ait, sütle ilgili 2. | kürt* | Sonra da gün batarken, Emmo Rıdo'ya gier kebap, şemburek, lebeni ve coket yerdik., | OMiroğlu, T, 14.5.2012
s.a.
lebeniyye | 1. lebenî kelimesinin tamlamalarda ortaya çıkan aynı manadaki dişil şekli mevadd-ı lebeniyye sütlü maddeler 2. | bir tür çorba Lebeniye çorbası köfte, nohut, pirinç, yoğurt ile yapılan Gaziantep ve dolaylarına ait bir çorba. Yuvalama da denir. 28 Eyl 2006 www.portakalagaci.com | Sitenize bayıldım, tam benlik; yalnız bi'şey eklemek istiyorum: Lebeniye çorbanızı ben başka isimle biliyorum. Bildiğim kadarıyla bu çorba Antep yöresine ait yuvalama çorbası., | ÖzlemBorazan 3.10.2006
s.a.
leblebicilik –ği | bu bahsedilen timarlı sipahi ise Çorum'un İskilib nahiyesinde Aymeşe köyüne mutasarrıf olan sipahi. köylülere illallah ettirmiş. neyse. bu tarihlerde leblebicilik diye bir esnaflığın (mesleğin) varlığını da bu herifin lakabından öğrenmiş bulunuyorum.çorumlulara., | Aydın Kurt,
a.
lecevelemek? | davetiyelere yazılan LCV lutfen cevap veriniz kısaltamasından Kanal D, Yalan Dünya, 17.1.2012
f.
Leconte de Lisle bu ?ekille baz› ?iirler yazd›lar. AÖF+++
leçço
"Oğlan kolunu da sallama-Kırmızı gül takarsın-Aman aman aman leçço" dan sonra güya alafranga polka: "Kuti kupi kuti mere kalançeto" gibi ne dilce olduğu bilinmeyen havalar... 8"
led | kısaltma light emitting diode'den led aydınlatmalı
a.
ing.
ledli | light emitting diode'den kısaltma+li ledli ledli kanvas, ledli tablo, 26.10.2012 Ledli avize aks-3124 3+1 sarı ledli kumandalı [avize], 8.6.2012 Z ile verilen Storia Luce afişinde
s.
ing.
legal | kanuni, yasaya uygun | yasaklanmadı legal yarı-legal illegal açlık / tekelcinin dünyası savaş yasaklanmadı / yasaklandı fakat kitaplar, | NÇelik, 119
s.
legalite | İngilizce kanunilik, yasallık, meşruluk | Gereğinde legalite çizgisinin hafifçe dışına da kayabilir., | MBelge, T, 11.12.2010
huk.
legalizasyon | legalleştirme; legalleşme | AYM'nin önündeki diğer konuysa, Yüksek Mahkemenin 22 Mayıs yerel seçimlerine sokmadığı yurtsever solun yeni partisi SORTU'nun legalizasyonu., | AkınÖzçer, T, 18.2.2012
a.
ing.
legalize etmek [F]utbol Federasyonu Yönetim Kurulu, bu adımıyla yasayı da karşısına almış ve yaratılmış çakma bir toplumsal soruna dayanarak hırsızlığı legalize etmiştir., | STunalı, 13.7.2011
legalleşmek | PKK'nın 'legalleşip siyasallaşmasına' bir adım kalmış gibi gözüküyordu, Apo, 'Kürt tarihinin en büyük anlaşmasını yapıyoruz' demişti., | AAltan, T, 27.12.2011
f.
legalleştirme
a.
hukukileştirme.
"Sizi, İsrail ile ticareti legalleştirme çabanız için suçluyorum ve tüm sonuçları göze alarak size bunun için hakaret ettim.", Cm, 22.4.2024"
legalleştirmek | Dosya yazarları, AKP'nin iktidara oturmasını legalleştiren bu insanların ipliğini pazara çıkarıyorlar., | Ö İnce, Cum, 19.5.2019
f.
legallik | [S]uriye devrimi halkın inanç ve aklından doğup taştı ve sahte bir legallikle hükmünü sürdüren rejimin gerçek yüzünü açığa çıkardı., | OMiroğlu, T, 16.4.2012
a.
legion d'honneur | Ve o Ebru Gündeş'le öpüştükten sonra Perihan Mağden'e 'Siz çok meşhursunuz' diyerek gecenin ilk legion d'honneur'unu verdi., | BAltuğ, T, 10.4.2012
a.
fr.
lego | bir bütünün parçası | Son skandalımız sonrası ortalık toz duman içinde ve herkes bir şekilde görüş beyan ederken, futbol 'puzzle'ımızın en önemli 'lego'larından biri olarak Büyüka'nın sesinin hiç çıkmaması benim de dikkatimi çekti., | STunalı, T, 9.7.2011
a.
legomanya | Legomanya tam Instagram'ın kalemi. Bu hanımefendi de öyle., | HrKlbk, 8.7.2017
a.
lehçesel | lehçeye ait, lehçeyle ilgili | Bunda hiçbir lehçesel manada hiçbir itiraz olamayacaktır., | AKara, 12.6.2011 eposta
s.
lehimci | lehim yapan kimse | Yalnız küpenin bir tekinin taşı düşmüştü. Onu yapmak için lehimci on iki buçuk kuruş istemişti., | CUçuk, CB, 184
a.
GTS+
Lehvel hadisi | Kur'an-ı Kerim'de Lokman suresinde mealen | Maalesef bir kısım insanlar, lehvel hadisi kendilerine prensip ediniyorlar. Lehvel hadisin Elmalılı Hamdi Yazır'a göre manası şu: Laf eğlencesi, eğlenceli söz, insanı oyalayan, işinden alıkoyan sözler. Asılsız hikayeler, masallar, romanlar, tarih kılıklı efsaneler, güldürücü lakırdılar ve gevezelikler. Yani bence Elmalılı Hamdi Yazır harika bir cevap veriyor., | A Akgündüz, Kızıl Îcâz Kitabı Tanıtım Toplantısı, İstanbul/19.10.2019
a.
Leîmâne | levm: kınamak'tan | / | Alçak, aşağılık | ...aynı gaye ve âmâl ile isyan ve ihtilal-i hazıra fiilen ve müsellahan iştirak ve tav'an deruhde ve kabul ettikleri vezâif ve hidemât-ı leîmânelerini bilfiil ifa..., | Şeyh Said Z, 1925, 507
z.
ar.
lejyoner | Beşiktaş'a bir nevi lejyoner türk geliyor., | TGRTHaber, 23.7.2012
leke çıkarıcı | Yağ, balmumu, küf, cilâ, seloteyp ve benzeri maddelerin belgeler üzerinde bıraktığı lekeler, basit bir yıkama ile temizlenemiyor ise, bu durumda organik leke çıkarıcılar kullanılır., | Bulletin de l'Association des bibliothécaires turcs, 1979, 112
a.
lekeci | Tüh !... Elbiseyi lekeciye göndermişler!... Hemen lekeciden elbise getirildi. ceplerine baktılar... tamam..., | ANesin, ŞAvrupa, 48
a.
lekedar | lekeli, kirli | ...aralıksız bir makamı (lekedar olmayacak şekilde) yönetmiş olması... | Ve bir cinayet ve töhmetle lekedar olanlar zabitlikle tayin kılmmıyacaktır., | Belleten, 1939, C 3, 334
s.
lekelendirilme | ...şaibeden âzâde hayatımın isyan faciasının kara damgasıyla lekelendirilmemesini ve adem-i mesuliyetime karar ita buyurulmasını..., | Şeyh Said Davası İstiklal Mahkemesi T, 488
a.
lekesavar | Lekesavar Kapaklı Ariel Sıvı Deterjan: Ariel Toz Deterjan'ın leke çıkarıcı etkisi ve sıvı deterjanın hassaslığı bir arada., | 25.5.2015, reklam
s.
lekesiz | lekesi olmayan, temiz | Gözlerin bir bahçe ki en güzel kuşlar gelir / Lekesiz göklerine ? Ve bir altın rüyayı taşırlar ses yerine / Gagalarından emel, kanatlarında fecir..., | FSAsral, 20
s.
lele
a.
lala.
tr.
"Sonunda Cırttan el kaldırmış, topuz durmuş. -Söyle bakalım Kamber lele. Keçi benim midir yoksa senin mi?"/ Cırttan: -Günaydın tilki lele, demiş. Seni gökte arıyorduk, yerde bulduk. Sen hak yemez bir canlısın, sana bir sorumuz var., Y Feyzioğlu, Cırttan ile Sihirli Topuz, 22 / 47"
lelesi lolosu olmak deyim | Listede adımı göremedim ama gurur meselesi yapmak için acele etmiyorum, bu daha lelesi, bir de lolosu var bunun..., | AkifBeki, H, 25.2.2014
lemis I | Lems. Eski. El ile dokunarak duyma, bir şeye el ile dokunma.
ar.
Lemis II | | İçine ıspanak, peynir, patates, kıyma konulup katlanmış yufka. Bk. Lamesli ekmek++. | Ezerteli: Turşulara konulmaktadır. Ayrıca lemis yapılırken pancara katılarak da kullanılır., | | https://karadeniz.gov.tr/halk-botanigi-3/, 13.11.2022g
a.
DS
Lemma | madde başı | Söz konusu çalışmanın yöntemini ve madde başlarını [lemma] işleme biçimini göstermek amacıyla 257. sayfayı örnek olarak veriyoruz:, | Kadir Uzun, TürkDiliD, Kasım 2019, 102
a.
lemur | hayvanbilimi Ormanın derinliklerinde ve ağaç tepelerinde yaşayan, kendi halinde takılan, geceleri ortaya çıkan bir maymun türü. Çeşitli lemur türleri vardır... 14.06.2000-10.01.2001 stinkfist, EkşiS
a.
len -lan veya -ynan, -ynen ekleşmiş ile; -ce | kapılara bakardın / oynardın sessizliklen, | YMiraç, 1981, 38 | Çörek ocakta pişedursun, her kim iyi bir yalan söylerse çöreği o yiyecek, diye iddiaya tutuşmuşlar. Köse başlamış yalana: 'Bu değirmen şu karşı tepedeydi. Bir gün bir yel çıktı, bir fırtına oldu, bu değirmenin hiçbir yerini bozmadan, olduğuynan, taşıynan buraya indiriverdi..., Naciye Poyraz, 1979, 21
len | ulan | Kendimi 'istemediğim hiçbir şeyi yapmam lenn' diyerek köpürttüğüm o yıkılmazlığım, breh breh breh... AyçaŞen, T, 7.9.2011
argo
lendenoz | işkina, eşkina, lendenoz, mavruşgil. | Öbür türlü benim eşkina dediğime, başkası mavruşgil, bir başkası lendenoz, ötekisi pandeli der, bir balık türünden dört balık türü türetiriz, | john dory, 19.9.2011, | http://www.balikavi.net/forum/showthread.php? t=42336&page=3, 15.2.2015g | lendenoza çıkmak | Buralar eskiden sırf denizdi oğlum...Akşam oldu mu buralarda lendenoza çıkardık., | NKaan, Leman, 10.3.2010
a.
lenduha | özel addan: | Topundan kanırtsan oynar mı bu lenduha!, | S Şengil, 1983, 63
a.
lenfatik
s.
"Muhakkak ki tansiyonu düşük, kanında beyaz kürecikler eksik, bünyesi lenfatik idi biçarenin... ", R H Karay, Sonuncu kadeh, 1991, 78"
lenfavî
s.
tıp.
"Leyla iradesiz bir kızcağızdır, Mecnun ise bütün a'razı ile bir melânkoliktir. Azılılar gurupuna girer, tıbbın 'inhitat' diye tarif ettiği ruh haleti içinde, saç sakal birbirine karışmış, kılık kıyafet sıçanlara ziyafet, dağlarda, sahralarda tek başına dolaşır, şiirler okur, hayvanlarla haşırneşir olur ve konuşur. Muhakkak ki tansiyonu düşük, kanında beyaz kürecikler eksik, bünyesi lenfavi idi biçarenin... ", R H Karay, Sonuncu kadeh, 1965, 65-66"
lenfavî | ...ortası derin bir bir hatla ayrılmış sırtına ve omuz başlarının fildişi rengindeki yuvarlaklıklarına dikkat bile etmedi; lenfavi, lâkayıt bir tavırla tuvalet masasının önüne yaklaştı., | YKK, KiralıkKonak, 15
s.
lenger | bak oğlan da koca bir lenger peynirle / askerden döndü eve, | MG, 71
a.
lensli
s.
lensi olan.
lens + tr. -li
Peşin fiyatına 4 taksit kefilsiz adrese teslim (... ) dürbünlerimiz kızıl lensli markadır zoomlu Atinon, Güneş G, 10.10.2000, 3
lent, leh, let
lentigo BTS+ | çil, leke, benek, ufak ben | +45-50 yaşlarında oluşmaya başlayan 'lentigo' olarak tabir ettiğimiz, yaşlılık lekeleri derinin üst tabakasında kahverengi pigmentlerin birikmesi ile oluşur., | EÖzüntürk, Catan, 14.7.2015
a.
ing.
bts+
lepistes
a.
"teleskoplar öldü japonlar şişkoladı onlarda öldü. lepistes aldık neon aldık hepsi eninde sonunda öldü. bizim vantuz balığı kefal kadar oldu ... ", Akvaryum Hakkında Acil Yardım Eder misiniz Oto Club Türkiye https://www.otoclubturkiye.com › ... › Yaşam Sohbet, 17 Eki 2019"
leptop
a.
dizüstü bilgisayar.
"Aslı leptap ama ben de leptop diyorum.", 2.5.2024, İnci Tanelerindeki diyalog"
leri davet ediyor., | TayfunSerttaş, T, 11.5.2012
leş kargası | Belki de bu yüzden Kamil Bey oğlundan hep leş kargası diye bahsederdi., | S Dölek, Kirpi, 32
a.
leşker far. asker. | Tellâllar: «Bu kazan ancak padişana yaraşır, bununla yemek pişirip, askerini, leşkerini doyursun» diye bağırınca, kazanı alıp saraya getirmiş.Nesrin Tağızade, Bir Erzurum Masalı: Derviş, TFA, Mart 1979, S 356, 8606-7
Letaifsiz | Hiddetli, şiddetli ama letaifsiz, tatsız tuzsuz bir hayat boğulması içinde yerlere serilmiş buluyoruz kendimizi. Her an süpürülmeye hazır bir insanlık tortusu., | Mevlana İdris, KararG, 27.8.2019
s.
Letonyalı | Yaşlı ama yaşına göre oldukça dinç duran ve başı ve göğsü yerli yerindeki o Letonyalı adam giriyor içeri., | Ömer Say, 2010, 70
a.
level | düzey, seviye, basamak | Nefesi yetene, çıkmak isteyene takvadan daha ileri seviyeler de var tabii. Bir level yukarısı şüpheli her şeyin terk edildiği vera hali (...), | RamazanRasim, T, 14.10.2011 | Tuttu, PKK'nın bir terör örgütü olmadığını, 'PKK'ya terör örgütü diyen bir zihniyetin Kürt sorununu çözemeyeceğini' ileri sürdü ve nefretine (moda tabirle) level atlattı., | AKekeç, Star19.2.2013, level atlatmak deyim | Çocukluğun sonu, 1953'te yayınlanmış ve aynı zamanda bir mucit olan İngiliz yazarı Arthur C. Clarke'a 'level' atlatmıştı., | SonerCan, StarPazar, 3.1.2016
a.
ing.
levh | Lu'b, düpedüz oyun demek, yani çocukların | Elimsendesi gibi, futbol gibi, hatta tavla gibi vesaire. Lehv ise insanı oyalayıp dikkatini dağıtan ve asıl mevzudan uzaklaştıran, meşgul edici vesileler, hani | oyuna dalmışım, eve gecikmişim der ya çocuklar bazen, işte o., | ATA, Z, 30.1.2012
ar.
levhalanmak
Levhalanmış duruyordu. N topçu başgil için
levin levin dönmek deyim dört dönmek, yerinde duramamak, acıdan kıvranmak | levin levin döner / yel meşelerde / yatıp yuvarlanır / dallara doğru, | YMiraç, 1981, 14 | Kimi yapıtlarında, kendi de bu tür sözcükleri ya dipnotları düşerek ya da yapıtın arkasında bir dizinle açıklamak gereğini duymuştur: Çan (Trabzon'un ilk yerli halkının adı), kuz (güneş görmeyen yer), levin levin dönmek (dört dönmek), dulda-., | TürkDili, C 44, 174
levsiyat | Levsiyyat pislik | Kim bilir sizin öyle diyeceğiniz insanlar bir gün o levsiyattan sıyrılacak, nice yerlerde ne türlü kahramanlıklara imza atacaklardır''. FGülen, T, 24.6.2013
ar.
Leyla sarhoş. Mest. | Şu anki ruh haliniz nasıl? -Leyla., | Pucca, T, 4.12.2010 leyla etmek –i | Şarkıdaki gibi hayatınızda 'Git ulan' dediğiniz biri var mıdır? /Vardı tabii, çok zaman geçti üzerinden. Beni durup dururken şair etti, Leyla etti gitti., | CSemercioğlu/NazanÖncel, HKlbk, 2.10.2016 | Leyla eylemek (birisini) d | Vallahi de billahi /Leyla eyledin beni. | Leyla gibi | Dolayısıyla, gün boyu canım azıcık sıkkındı, öyle leylâ gibi dolandım biraz. ., | LeventYılmaz, 14.9.2011
z.
leylaklı | Bu alanın E5 karşısında Beyaz Leylaklı Sokaktaki yer ise Vakıflar Genel Md.ne ait, | Acıbadem Sakinleri dayanışması, 7.8.2024 el ilanı
s.
Leylaperest | Şimdi ise Leylalar sarmış dört bir yanını, Leylaperest olup Mevla'ya sırtını dönmüşsün., | DirilişP, 28.5.2016
s.
leylek hikayesi/hikayeleri | nasıl olduğunu/doğduğunu soran küçük çocuğa ebeveyninin seni leylekler getirdi demesi | Leylek hikayeleri için biraz büyük değil mi lise çağındaki çocuklar? , | KelebekCmrts, 25.7.2015, 7
a.
GTS-
leylim | Esiyor da karac'oğlan leylim leylim esiyor /'A leylim aman aman', | AlperÖzbek, 70
leyloş
Leylâ'ya sevimli hitap hali.
5.6.2024+, Süleymaniye, duvar yazısı
Leyloş | Leyla'nın küçültülmüş sevimli hali | Leyloşşşş. Aşk olsun valla. Baksana şu hale? Çorabım düşmüş., | Çalıkoparan, 60
a.
lez | tekstilde dantelli, güpürlü desen. Krş. Straplez (ing. strapless: askısız), 31.10.2015g ilandan (23.9.2015de gördüm)
a.
lezbiyen | Aslında lezbiyen sözcüğü yüzlerce yıl 'Lesbos adasına ait' anlamında kullanıldı. Ta 1870'lerden sonra kadın eşcinselliği anlamına gelir oldu-., | CanerFidaner, Rİki, 24.7.2011
a.
lezginka | Bugün de, savaş halindeki Kafkasları anımsatacak, benim de en sevdiğim dans; Lezginka. Kafkas halklarının tümünün ayrı bir söyleyişi var; Zilga, Lovzarg, İslamey, Çeçen, Şamiley, İsteme... Siz, nasıl tercih ederseniz., | SÖney, T, 25.5.2012
a.
lezgit | bir Kafkas halkı | Kıvılcım'ın gösterisinin ertesi günü, 21 mayısta, 1864'teki Büyük Sürgünün anma törenleri düzenlendi. Yani, topluca Çerkes adıyla andığımız Kafkas halklarının, Çerkes, Adige, Abzeh, Abhaza, Karaçay-Balkar, Lezgit, İnguş, Dağıstan, Çeçen, Kabartayların; Rusya'nın bir imparatorluk olarak, hâkimiyet çabalarına karşı isyanın kademe kademe hüsranla sonuçlanması sonucu yaşanan dramın, kaç kuşak sonra yeniden hatırlandığı törenler., | Söney, T, 25.5.2012
a.
LGBT
a.
Lezbiyen, gey, biseksüel, travesti, transeksüel'in baş harfleri.
ing. kıs.
"LGBT (Lezbiyen, gey, biseksüel, travesti , transeksüel'in baş harfleri) bu sene 'Trans Onur Haftası'nın ikincisini düzenledi.", B Karakaş, R, 23.6.2011"
LGBTT* | LGBT (Lezbiyen, gey, biseksüel, travesti , transeksüel'in baş harfleri) bu sene 'Trans Onur Haftası'nın ikincisini düzenledi. BKarakaş, R, 23.6.2011 | Grubun internet sitesinden yapılan açıklamada, Outserve Magazine'in amacı, 'orduda aktif olarak hizmet veren LGBT bireylerin orduya katkılarını gündeme getirmek, 'sorma söyleme' politikasına ilişkin tartışmalara yer vermek ve tüm Amerikalıların eşitliği için verilen mücadeleyi savunmak' olarak sıralanıyor., | T, 4.9.2011
kıs.
ing.
LGK a. lazer güdüm kiti | Hava Kuvvetleri Komutanlığının belirlediği milli güdümlü mühimmat ihtiyacına yönelik olarak ASELSAN, bünyesindeki kabiliyetleri bir araya getirerek kısa sürede ve düşükk maliyetle LGK'yı geliştirmiştir., | MilliyetAselsan, 9.5.2017
LGS | Liselere Giriş Sınavı. Yılda bir yapılan liselere giriş sınavı. | LGS'ye 1 aydan az kaldı Öğrenciler son düzlükte nelere dikkat etmeli? , CNN Türk, 01.06.2025
kıs.a.
LHD
kıs.
*
LHD kıs. Ayrıca edinilen bilgilere göre Anka-3'ün 7 tonluk kalkış ağırlığı olacak. ANKA-3 TİSU/MİUS için gemiye iniş kalkış kabiliyeti de öngörülmüş olduğundan hizmete girdiğinde sadece hava üslerinde değil, uçak gemisi/LHD gibi su üstü harp gemilerinde de görev yapabilecektir.
lık lık süt içmek | bebekler lık lık süt içer., reklam, 22.03.2025 | lık lık boşalmak | Erkek susamış yılan gibi sokulgan, kıvrak/Uzanıyor gözlerine/Bir şey boşalıyor lık lık, kadında..., | Ahmet Oktay, Cumhuriyet dönemi türk edebiyatı, 1993, 620
lıkır lıkır | Örneğin plajın çok kalabalık olduğu günler, plajda şişe suyu* bittiğinde, plaj sahibi şişeleri denizden doldurur, millet farkına varmadan tatlı su niyetine afiyetle lıkır lıkır içerdi., | TAral, SÖ, 5
z.
lian edişmek | : | Mesele: Zeyd üç yıl na-bedid olduktan sonra evine geldikte, zevcesi Hind'i hamil bulup, Hind 'hamlim sendendir' dedikte hükm-i şer'-i şerif nicedir? El-cevab: Tasdik ederse hoş, ve illa lian edişirler. E Düzdağ, Şeyhülislam Ebussuud Efendi Fetvaları Işığında 16. Asır Türk Hayatı, 159.
b.f.
liberalimsi | liberal gibi | [M]illi görüşçüler de, milliyetçiler de, liberalimsiler de..., | PMağden, T, 15.7.2013
s.
liberalist | Türkiye'de ise liberal ittifak sürecinin getirdiği yeni soruların ağırlığı yüzünden, liberalist rüzgarlarla sürüklenme kaygısıyla bir kez daha tarihsel sığınağın mevzilerine, mesela yeni Osmanlıcı duyarlığın sularına çekilmeye meylediyor İslamcı entelektüel., | CAktaş, T, 29.8.2011
s.
libere etmek özgürleştirmek, serbestleştirmek | Gazete aynı anda hem Türkiye'deki toplumsal hayatın, özel hayatların libere edilmesinde hem de ülkenin siyasi liberasyonunun engellenmesinde ciddi bir rol oynadı. , | AGörmüş, T, 26.11.2010
liberte | hürriyet | Avrupa'nın son beş yüz yıllık tarihindeki | kapitalistik ivmeye, bir astar boyası gibi altyapı oluşturan | libertenin taşıyıcı gücünün, örneğin Fransa'daki gibi | aydınlanmanın tepeden inmeci figürlerince değil; Baltık'ta, Hansa'da, kuzeyde yâni, koca bir ortaçağın ağırlığını sırtlarında taşıyan yığınların, | din kurumundan da süzülegelen, ama çektikleri bin yıllık hasretlerle mağdur ve bu yüzden de din dâhil her şeye | protest bakarak, her şeyi yeniden üreten o kitle dinamiklerince üstlenilip yaratıldıklarını görmek ve bilmek gerekir. NÇınar, T, 11.7.2011
a.
fr.
liberter | Yanılmıyorsam şiarın mucidi ilk isyan fitilini ateşleyen ve 22 Mart Hareketi diye bilinen öğrenci kolektifi olmuştu. Anti-otorite söylemi liberter bir içerik yansıtıyordu., | Uluengin, T, 21.6.2013
libidinal | psikanaliz şehvetle, libido aracılığıyla ile (cinsel içgüdü, kişinin içgüdüsel itkileri ve enerjileri | Mustafa Kemal'e Atatürk diyemeyecek kadar libidinal karmaşalarla boğuşan entelektüeller var Türkiyede (buna ben de dahilim)., | CemalAslan, Ocak2005, BiriD, S 1, 32-33
s.
libido kaybı | Ancak kadınların çoğu giderek şiddetlenen libido kaybı yaşıyor., | HHattat, VatanG, 14.7.2015
a.
libor | ikt. | ABD hazinesi, libor faizine bağlı olmayan bono çıkaracak., | T, 4.8.2012
a.
Liboş | aşağlama lümpen
a.
liboşluk | Mustafa Kemal'le Recep Tayyip Erdoğan arasına sıkışıp kalmış bir pencereden bakılarak anlaşılamayacağımı söyledimse de, | bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler liboşluklarımı kendime saklamamı; | tek şef diktatoryasındaki bu ülkede demokrasi edebiyatını gidip Taraf okurlarına yapmamı telkin ederek, beni daha fazla görmek ve okumak istemediklerini bir güzel sezdirdiler., | NÇınar, T, 19.3.2012
a.
Liceli | Çok genç iki veteriner... Liceli bi delikanlı ve Trakyalı bir genç kızımız... ateş parçası ikisi de... iyi seçim oldukları belli..., | HB Çiçek, 3.9.2018, vatsap
s.
liç -ci
a.
temel olarak hidrometalurjik zenginleştirme yöntemlerinden biri.
Erzincan İliç'teki Anagold'a ait altın madeninde siyanürlü liç yığını çöktü, dokuz işçi toprak altında kaldı. Gazete Duvar yazarı Bahadır Özgür, facianın nasıl yaşandığını, İliç'teki madenin hikayesini ve Türkiye'deki altın lobisini anlattı.https://www.youtube.com/watch?v=zHMH_CiB5Ck, 19.02.2024
lidercilik | alay lider olma* | Her hafta lider değişiyor. Üç büyüğümüz her hafta lidercilik oynuyor., | BKılıç, T, 29.4.2015
a.
lidercilik | Bunun particilikle, lidercilikle sağcılıkla solculukla falan âlâkası yok, çocuklarımızın aydınlık yarınları için #Hayır, | LeventÜzümcü, 25.1.2017, twitter
a.
liderlik -ği | zehirli liderlik | Bir insanın eline aşırı bir güç ve hastalık derecesinde kontrol tutkusu verirseniz, ortaya 'toksik liderlik' çıkıyor. Yani 'zehirli liderlik'..., | EÖzkök, H, 21.8.2013 hizmetkar liderlik | İng. servant leadership | 1970 yılında Robert Greenleaf | hizmet edici liderlik kavramını ortaya atmıştır. Greenleaf'a göre, liderin temel sorumluluğu astlara hizmet etmektir ve bu kavram ahlaki liderliğin temelini oluşturmaktadır. Buradaki | hizmetetme kavramından anlaşılması gereken, astların geliştirilmesi, savunulması ve yetki ile güçlendirilmeleridir. Hizmet eden bir lider astlarının ihtiyaçlarına duyarlı olmalı ve daha sağlıklı, daha mahir ve sorumluluk almaya daha fazla istekli hale gelebilmeleri için onlara yardımcı olmalıdır. Bu tür bir lider, organizasyonun finansal çıkarına uygun olmasa bile, iyiyi ve doğruluğu temsil etmeli ve gerektiğinde sosyal anlamdaki adaletsizlik ve eşitliksizliklere karşı gelebilmelidir (Güney, 2006)., | | http://www.slideshare.net/mahmutbarakazi/hizmetkar-servant-liderlik, 14.5.2012
a.
ing.
lidersiz
s.
öncüsüz, kılavuzsuz.
ing. leader: öncü tr. -siz
"Çok uluslu çok dinli çok kültürlü çok merkezli çok medeniyetli BRICS+ bunun en güçlü örneğidir. BRICS+ lidersiz ve eşitler arası diyaloğa sahip karar mekanizması ile Batılı hegemon sistemden oldukça farklı bir yapıyı temsil etmektedir.","
U T Yücel, Parçalanmış Dünyanın En Büyük Parçası: Brics+, ATasam, 15.11.2023
lidervekili | milletvekili örneksenerek eleştirili | Adayları atamayla belirlenmiş, birilerinin dağıttığı sıralarla/formalarla girilen bir seçimle oluşan meclislerin milletvekillerinden değil lidervekillerinden müteşekkil olduğunu/olacağını düşünüyorum., | GKarakullukçu, 9.4.2015rindan laşan oligarşinin temsilcisi. 26.01.2012, doktor titus, EkşiS'de tanımlanmış.
a.
lif kabağı | bk. Kabak lifi Aktarlarda satılan doğal kabağın kurutulmasıyla yapılmış, her hafta düzenli olarak kullanıldığında selülitlerin kökünü kazıyan, kuru hali sert, ıslak hali nispeten yumuşak, banyo yapmaya yarayan, kolay temizlenen doğal liftir. (bk. Kabak lifi 3.1.2011, müteveffa, EkşiS) | darülaceze'nin yüksek kubbeli hamamında / şişman bir hemşirenin elinde yıkanırken lif kabağı gibi köpüren / çocuk da değilsin sıcak sularla, | MGürpınar, GY, 55
a.
lifce | Lif bakımından. | Zayıflama formülleriyle yakından ilgilenenler akasya tozunu mutlaka duymuşlardır., | GündemSaros, 1.4.2016, 11
z.
life style | İng. Oku layf stayl hayat tarzı, yaşam biçimi | Futbolcuya life style destek | , SabahCmrts, 26.4.2014
a.
ing.
liflenmek | nsz) 1. Lif oluşmak: Kavunlar liflenmiş. Önden yırtılmış gömleğim çözülmüş liflenmiş, | BünyaminK, 49 2. Lifle sabunlanmak.
f.
lift | asansör, inerçıkar. | İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜNE (İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığı) İlgi: 23.07.2024 tarihli, 2739402 sayılı yazı İlgi yazınız ile tarafımıza gönderilen Fakültemize ait mevcut Yangın Algılama ve Alarm Sistemi ile Düşey ve Yatay engelli Merdiven Liftlerinin 2025 yılı bakım işi ihalesi 03.7. (Menkul Mal, Gayri maddi Hak Alım, Bakım Onarım Giderleri) bütçe ödeneğinin yeterli olduğu ve ilgili ödeneğin tarafımıza bloke edilmek kaydıyla ihale yetkililiğinin münhasıran Rektörlük Destek Birimi Harcama yetkililiğine devri ile ilgili Rektör oluru yazısı ekte sunulmuştur. Bilgilerinizi ve gereğini arz ederim., | Fethi Gedikli, 29.07.2024
a.
ing.
ligatür | Bu bölümde, yapıları ve fonetik özellikleri bakımından bazı ortak çizgiler taşıyan ligatürleri ele alacağım. Bunlardan birincisi, beni, ısrarla bu tebliğe teşvik eden dostum Osman Sertkaya'ya aittir. Konuşmalarımızdan birinde bana | işaretini göstererek bunu alp okuduğunu, hangi metinde geçtiğini açıklamadan söyledi., O N Tuna, Eski doğu türk yazısında kullanılan ligatürler ve bunlarla ilgili bazı meseleler hakkında, TDK Belleten, ?
a.
light | Hafif bkz. layt
a.
ing.
liğme liğme
z.
küçücük dilimler halinde.
tr. lime lime
"Aşıp yakınlığı sen olmak tek umarım / Bu bendeki bencilliği liğme liğme göme göme / Taş diken yılan çıyan baykuş akbaba / Dile geliyor ardımsıra, beni bitire bitire", Y Pazarkaya, Sen Dolayları, İstanbul 1983, 23"
Lihye | sakal | ...bir beze-i lahye-nevâz [lihye] [sakal okşayıcı günah] satın almış besliyor, hurûfât-ı kadime [eski hurafeler] eşhâs-ı mütearefesinden [belli kişilerden] dâyeler [sütanne], dağ perilerinden câriyeler aranıyordu., | A Rasim/Kolcu, Muharrir, Şair, Edib, 104
ar.
likaullah
"On sekiz bin âlemin cesedi, canı / Seninçin yarattı bunca insanı / Sevdâ çöllerine düşmüş Hicranî / Mecnun olmuş Likaullah! diyerek.", San, Hicran3i, 137"
like | sevmek, beğenmek, hoşlanmak oku: layk | Az önce böyle bir cumhurbaşkanı için ben de 'like' tuşuna bastım..., | YOğur, T, 4.9.2011 | Van'da yaşanan deprem felaketi sonrası Facebook sayfasında 'like' (beğen) başına 50 kuruş yardım yapacağını duyuran Onurair, 'Yanlış anlaşıldık' diyerek kampanyayı durdurdu, kendi bağışını yaptı., | M, 28.10.2011 | Hani Facebook'dan da aklımızda kalan | like butonuna elimizin gitmesini sağlayan reklam türleridir., | ResulKorkmaz, | http://www.resulkorkmaz.com/viral-reklam-nedir-ne-degildir/, 13.4.2011 | Like et beni, seveyim seni., | MerveTunçel, ZPazar, 15.7.2012 like almak oku: layk almak | Instagramda da en çok yaptığım yemekler like alıyor., | EminaSandal, 17.7.2016, SabahPzr, 6
a.
ing.
likelamak / layklamak | Oku: layklamak İng. like+la- beğenmek, elektronik aletlerde/sosyal medyada beğen düğmesine dokunmak | Millet de 'like'lıyor damın ölüm döşeğindeki fotoğrafını, şaka gibi..., | CSemercioğlu, Kelebek, 20.9.2014 | Hatta farkında olmadan 'like'larken ... Bu dünyada hiçbirşey gizli kalmıyor., | OBaştürk, HKlbk, 2.10.2016 | abaza gibi gediklinin tüm fotoları[nı] layklamışsın :D SDFöyh dffg
f.
ing.
f.
ing.