M takımı? | Türkiye'nin M takımı, | YOğur, T, 12.4.2011 yazı başlığı
MA kültürü | Gerçek bir karaduygun hali içinde olan ve bu evren sesinin dışındaki tüm sahteci dünya seslerinden ve gürültülerinden ruhunun en derinliklerine kadar acı çeken insanın bu sancılı halini, uykusuzluğunun bu dayanılmaz durumunu, olağanüstü –hatta metin üstü(!)– bir anlatımla, dişil (bu coğrafyaya özgü kadim MA kültürü ve derinliği içinde) bir isyanla hayata bir yunus takla attırarak geçiriyor okuruna., | PBarışta, T, 31.3.2012
a.
Maaşımı kırdırmak | Elimdeki zeytinliği satsam ve bir senelik maaşımı kırdırıp buna ilave etsem yine yetmez; 320 altın bu... Bitti Hulusi Bey, her şey bitti., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 55
maaşlamak
f.
argo. maaş vermek. maaşa bağlamak manasında nihat genç icadı bir fiil... yemlemek.
"Elektriği neden @SabanciHolding'den satın almak zorundayız? Devlet niye var? Üfürükçü maaşlamak için mi?", @akalayci34 26 Şub 2016, Twitter"
maaşlamak | maaş vermek, maaşa bağlamak | Ve yandaş medya ve maaşladıkları yüzlerce yazarla cemaati koruma kalkanı[nı] işte bu satılmış yazarlarla oluştururlar., | NGenç, PenisiKesilmişlerinCennetDevleti, 2.8.2009
f.
maaşlanmak
f.
argo. maaşı verilmek. yemlenmek.
"Millet, Tayyip Erdoğan'ın lüksünden şatafından, yandaş medyasından, maaşlanmış gazetecilerinden, ihaleci vurguncu dokunulmaz beşli çetesinden illallah demiş!", @nihadagenc, 22.06.2024, X "
maazallah | Vallahi, size hiç gelmeyişimin sebebi bu çocukları görmemek içindir; ya biri ya öbürü tarafından, maazallah, saygısızca bir muameleye maruz kalırım diye âdeta tir tir titriyorum., | YKK, KiralıkKonak, 27
mabat | göt, kıç. | Mabadınızın resmini çekip bloga koysanız ve altına | al sana maç yazısı yazsanız bile hakkınızdır, blogun etiği zaten bu özgürlüğe dayanır., | DIrak, T, 26.8.2010
ar.
Mabihizzan | ...fer'an zi-medhal bulunduğu Makam-ı İddiaca takarrür etmiş ve mabihizzanı olan fiile mücasereti hakkında delâil ve karâin-i kâfiye mevcud bulunmuş olmakla beraber..., | Şeyh Said Davası İstiklal Mahkemesi T,232
a.
mac mac
a.
öpücük sesi.
yans.
"Boynuma sarılır. "Mac mac" yüzümü öper ... " diye gevrek gevrek güldü.", Şevket Bulut, Sarı arabalar, 1974, 64 "
Macar | Tüfeğime acar derler / Demirine Macar derler., | Seyrani, 7
s.
macaw | Brezilyaya has bir tür papağan; 'korsanların omuzundaki papağan'. | Koruma merkezine yerleştirilen son iki Spix's Macaw kuşundan biri öldü., | T, 4.7.2014
a.
macbethvari | Macbethvari bir üslupla aktarmaya çalıştığı 4'üncü Murad'ın anlatısı etrafında şekilleniyor 'Sona Ermek'., | ÇÇevik, HrKitapSanat, 26.5.2017
s.
maceralı | Kelimelerle arasında sıkı bir bağ olan insanlar için bir kelime peşinden koşmak heyecanlı ve bir o kadar da maceralıdır., | https://www.on5yirmi5.com/yazar/bilal-can/55237/bir-kelimenin-pesinden-styks.html
s.
Macerasever s.
macerasız
a.
serüven.
ar. macera
"Yarın saat beşte, benim seyahatim müstesna olarak aşksız, macerasız, vapuru terk edeceğim. Şimdi bilinmez, karşı durulmaz bir hiddete mağlup oluyor, içinden:", Ö Seyfeddin, Mahcupluk İmtihanı, 1336/01.03.1920+"
macguffin tekniği | sin. | Bilirisiniz, filmde kuşlar ahaliye saldırır da saldırır. Çocuk, yaşlı, kadın, erkek falan ayırmaz. Film üzerine Zizek'in Freudyen yorumlarından tutun da ekonomi-politik eksenli kritikler bile yapılmıştır. Ama Hitchcock, filminde kuşların şiddetinin nedenini seyirciye vermez Allah vermez. Bu yöntemin adı sinemada 'macguffin tekniği'dir. Mevzu yönetmenin filmde seyirciye | merak ettirdiği gizli neden, obje değil, olayın kendisidir. Hicthcock başarmıştır. Mini mini bir kuş konmuştu demeden, serçeleri bile kendisinden katbekat büyük ayı gibi insanlara saldırtıp, kütür kütür varoluşunu sorgulatır adam olana. Bence aynı zamanda bir sanatçı, şair olan Roni PKK'nin | nekaölümokakutsal davası üzerine yorumlarında, yumurtamı tavuktan... hikâyesinin kısırlığından sıyrılıp savaşın kendisine odaklanmak için sinemadaki bu muhteşem macguffin yöntemine biraz bakmalı..., | MAltınok, T, 13.9.2011
a.
machismo | O yazıların bir kısmı, bu benzeşme ve buluşmanın Nazım'ın kendi machismo'suna; Nazım ile Ömer Seyfettin ve Nazım ile Nihal Atsız arasındaki paralelliklere nasıl yansıdığına da değiniyordu., | HBerktay, T, 24.1.2013
macun şekerci | bazı günler bahçe kapısının önüne sehpasını kurar / gazel okurdu macun şekerci, | MG, 42
a.
macun şekeri | [K]alfanın üçünü on paraya sattığı macun şekerini sakız gibi ağızda uzatmayı, enfiye çekmeyi öğrendiler ama, adlarını yazmayı, asla!, | Tez, TTE, 38 macun tüpten çıkmak deyim | Artık macun tüpten çıkmıştır ve bankalar bu hukuksuz uygulamalarla servet transferi yapamayacak, sebepsiz zenginleşemeyecektir... AydınAğaoğlu, T, 22.8.2012
a.
macunlaştırma
a.
macun haline getirme işi.
"Biraz etrafa kıyma saçsa da acayip iyi yöntemdir. Bir nevi çürütme, o harcı birbirine geçirme/macunlaştırma/bütünleştirme hali. Hani çiğ köfteyi de uzun uzun çürütürsün ya... Gibi bir şey.", Şemsa Denizsel, Oksijen2, 9-15 haz 2023, 8"
maç bağlamak spor | Can derdine düşen ya da şampiyonluk peşinde koşturan kulüplerin aklı kıt kalantor kulüp başkanlarına iskele yapar*, onları tava getirir*, sonra da maç bağlayacağım yalanıyla bir güzel söğüşlerdim., | | Doğan, T, 4.8.2010
f.
maç maç etmek
dey.
"Doktorun maç maç eden ağzına kinli baktı.", H Kıyafet, 1981,21"
maç maç etmek deyim | Doktorun maç maç eden ağzına kinli baktı., | HKıyafet, 1981, 21
maç-muç | Birileri bana bu maç maç muç muç resimlerini anlatsın ben de rahatlayayım arkadaş fenalık geldi artık., | İTatlıses, M, 3.9.2013
a.
maça varsa
dey
gücü yeterse, gücü varsa.
?
"Mesela yerli araba üretsinler maça varsa, mesela yerli cep telefonu üretsinler. Sahibinin sesi ajanzadeler.", ŞAbak, 4.3.2014 rindan"
maçaları yemek argoBu Farklı Ülkücülük taraftarları çok ahlaksız adamlar. Yaptıkları ayıp. Ben MHP'li değilim ama demokatik şekilde kurultayda yapsalar daha iyi olur. Ama ahlaksız dedim ya. Maçaları yemez. M, 29.5.2011 | maçası sıkmak/sıkmamak argoNe var ki daha ikinci günde Efendimiz Hazretlerinin, haşa, maçası sıkmamış, gardiyan sopasından ve idamlık pandiğinden usandığı için gizli gizli ağlar olmuştu., | İOAnar, 2013, 16
dey.
maççı | maç düşkünü, müptelası | Büyüyünce maççı olucam., | HanerKoca, | https://twitter.com/.../566945084047126529 , 15.2.2015 | Bütün insanlarfutboldan soğudu Maççı dediğimiz kesim statlardan adeta kaçtı., | AMarkaryan, Akşam, 15.4.2015
s.
maçin | Bu yurda her bela içinden gelir; / 'Hep'leri hep, hiçin hiçinden gelir. / Gelemez bir ithal malıdır akıl, / Kaf dağından, Çinden, Maçinden gelir. / Dünküne eş, bu gün küfür yobazı; / Bütün derdi festen, lapçinden gelir., NFK, Ve gelir, 1964*
a.
maçinlik | bir maçinlik mesafe hülyalanınca Shin-Mu sanıp 29.12.2024+
a.
maçkolik | maç müptelası M, 29.8.2012
s.
maçlık | PFDK'dan Trabzonspor'a ceza! Bir maçlığına..., | M, 20.8.2015 | 7 maçlığına istediği para şok etti, | Mil, 12.4.2017
maço | Hasan maço havalarında, olur olmaz* şuna buna sataşıyor, kızlara laf atıyor, geçen gün bana, 'Hey fıstık seni sinemaya götüreyim mi, yoksa gençliğini hep şu başıbozukla mı harcayacaksın? ' demez mi!, | İpşiroğlu, 118
maçuna yüzer maçuna 10.4.2016g
mad hatter BAltuğ, T, 8.4.2012 arabaşlık olarak
madalyalı
s.
madalya almış olan.
"Kurtuluş Savaşı'nın İstiklâl madalyalı kadın kahramanı Kara Fatma askerlerle 1949",Nuray BİLGİLİ @NurayBLGL1, 27.01.2024"
madam tousso
özel ad.
*
*
"İstersen koş doğru madam Tousso'ya / Binlerce gelip geçmiş büyük insanlarla yaşa!", Latife Çelebi, 1966, 67"
madama | madam, hanım | Mitterand'ın madaması, cumhurbaşkanının karısı... Ana muhalefetteki sosyal demokratların yedi milletvekilini partiden atma yazısı... Se-ha-pe'nin Meyekası, Medekası... Genel sekreteryası... En acısı, Türk kalemlerinin Kürt kaygısı., | ETuşalp, ZehirYüklüBulutlar, BilgiY, 1990
a.
madamlık | Şimdi söz sırası sizde demek madam? Madamlığınızdan mıdır ki bilemediniz., | Ömer Say, 2010, 73
a.
madamlık ğı | Şimdi söz sırası sizde demek madam? Madamlığınızdan mıdır ki bilemediniz., | Ömer Say, 2010, 73
a.
madde bağımlılığı | Madde Bağımlılığı bir kader değil tercihtir,tercihiniz Madde kullanmamaktan yana olsun, hayatınız, yuvanız huzur ve mutlulukla dolsun., | www.maddebagimliligi16.com/, 30.1.2015
a.
madde bağımlısı | uyuşturucuya müptela olan kimse | Madde bağımlısı kişi tedaviye nasıl ikna edilir sorusunu Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. İlhan Yargıç görüntülü yanıtlıyor., | www.uzmantv.com › ... › Bağımlılıklar › Uyuşturucu Madde Bağımlılığı, 10.8.2008. 30.1.2015
a.
maddebaşlı / madde başlı
s.
girdisi, madde başısı olan.
"Resim 7- Meninski'nin Latince madde başlı tek ciltlik sözlüğünün iç kapağı." H Develi, Evliya Çelebi Seyahatnamesine göre 17. yüzyıl Osmanlı ... , 1995, 19"
maddeleme | maddeler halinde sıralama. | Burada oluşturulan maddeleme, filozofun metinlerinden hareketle kişisel yorumlarımın da dahil olduğu bir okumadır. Olası yanlış anlamaların önüne geçmek için filozofun kötülük üzerine düşüncelerinin ana hatlarını vermediğimi belirtmem gerekiyor. Ancak bu okuma asla filozofun metinlerinden uzaklaşan bir okuma da değildir., Ali Apaydın, Cm, 29.05.2025
a.
maddelemek | Aynı kitaplarda maddelenmiş: | Küfr-i şenia sarihtir (Edepsizce inkâr açıktır), (Ebussuud Efendi Fetvaları, Haz. Ertuğrul Düzdağ). | Küfürdür; Allah'ı isterim dense dahi, | (Mehmet Zahit Kotku Hz)., | MKapkıner, T, 22.6.2012
f.
maddeli | maddesi olan, fıkrası olan. | Risale olarak isimlendirilen bu iki eserde kanunlaştırma döneminde ortaya çıkmış olan maddeli/meseleli yazım üslubu görülmemektedir., Sümeyye Sarıtaş, dr. Tezi, 2024 | etken maddeli
s.
maddesiz | İlkel toplumlar tabiatın içinde ve şuursuz bir şekilde onunla birlikte yaşamışken Ortaçağ'da ruh ve beden ayırımı ortaya çıkmış, maddesiz bir ruh medeniyeti oluşmuştur., | Mehmetİzzet, md, DİA
s.
maddiyetçi | Emperyalist münevver maddeiyetçi hayat görüşünü mağlup etmek için idealist felsefenin mahiyetinde mündemiç üstünlük, bu felsefenin bizatihi rüçhanı kâfi gelecektir zannediyorlardı. , SMArsal, | Dünyada İki Türlü Hayat Telâkkisi Karşı Karşıya, | Tasvir, sy. 201, 21 Ekim 1945, | 3, 7
s.
made by | –dan tarafından icat edilmiş, yapılmış | Öyle | Şiddet nereden gelirse gelsin karşıyız açıklamalarıyla, sahte barış sloganlarından ibaret bir | otomatik kahramanlık (Made by Perihan Mağden) değil onunki. ., | YOğur, T, 8.11.2011
ing.
Maden olan yerde ot bitmezmiş.
madeniyat | madeni > madeniye-nin çoğul eki –at almış şekli madeniyyat | 1. Madenden yapılmış nesneler, madene ait, madenle ilgili şeyler 2. XX. yüzyılın başında mineraloji karşılığında kullanılan terim, maden bilimi | +Genç Jeymis'in kuvvetli zekası birçok mevzularla iştigal ediyordu: Nebatat, madeniyat, kimya, fizik, şiir, tıp., | BVedat, YürüyüşD, Sayı9, Sene1, Mayıs 1931, Samsun, 7
ar.
Madonnavari | Hem yenilikçi hem de sahnesinde her zaman farklı şeyler yapmayı seviyor. Böyle Madonnavari bir hologram gösterisi de Tarkan'a yaraşırdı., | Ö Gedik, HrKlbk, 6.5.2019, 4
s.
madun | İnsanları yalnızlaştırmak bir yana, bilgiyi 'karanlık merkez'lerin tekelinden aldı, madun kesimler için bir varoluş, direniş alanı haline geldi., | MEsayan, T, 14.7.2011
s.
maduniyet | subalternity madun+luk. Hiçlikle varlık arasındakiler Maduniyet'te. Arzu başaran'ın resim sergisinin adı.25.4.2010, starpazar | Ve sonra Arzu Başaran'ın | Maduniyet; eşikte olamama hali adlı dünyasına giriyorum., | Lİpekçi, T, 16.4.2010
a.
ing.
maelström'e düşüş | Poe ustanın Maelström'e Düşüş adlı hikâyesini der-hâtır ettim birden. Şöyle ki: Korkunç bir uçurumun kenarında bir kartal kayıtsızlığıyla duran kahramanımızı gören biri, bu duruma şaşkınlığını ve endişesini ifade edince 'Bu ne ki, Maelström'e düştüm ben.' cevabını alır. Devasa ağzıyla her şeyi çekip alan burgacın yüzlerce metrelik su duvarlarından aşağı doğru denizin dibine inerken mücadelenin faydasızlığını anlayan adam o esnada şöyle düşündüğünü ifade eder: 'Hiçbir ümidim kalmayınca korkum da kalmadı. Ve Tanrı'nın, faniler arasında belki de yalnızca bana bahşettiği bu muazzam gösteriyi hayranlıkla seyrettim.' İnşallah Maelström'e düşmüyoruzdur., | EAyyıldız, 23.9.2015, rindan
maestro | Örneğin 20 yıldır Amerikan Merkez Bankası (FED)in başkanlığını yapmış, 'liberal iktisat' çevrelerinin ünlü 'maestro'su, finansal piyasalardaki regülasyonların gevşetilmesinden sorumlu Alan Greenspan'in-, EKatırcıoğlu, T, 17.12.2001
a.
mafa Erzurum Masalları, | 176+
s.
mafiozi
a.
mafya.
"Arabî milyarder, Rus mafiozi, İspanyol sosyetik buyursun ama kapağı daha dün atıp bugün sosyal sigortadan ulûfe alan veya hastanenin diyalizine bağlanan parazitlere yer yok!", Uluengin, T, 15.2.2014"
mafiozi | Arabî milyarder, Rus mafiozi*, İspanyol sosyetik buyursun ama kapağı daha dün atıp bugün sosyal sigortadan ulûfe alan veya hastanenin diyalizine bağlanan parazitlere yer yok!, | Uluengin, T, 15.2.2014
a.
mafiş | yok. | İspanya kare biçiminde köşeli bir memleket. Evlerin çatısı mafiş., | Salah Birsel, Bitliler, NisanKitapDört, MaxJacob'tan, 13 | Esmer, kuruca adam, gene dut ağacının altına valizini koymuş, gelen geçene duyururcasına gene: -Türkçe mafiş! Ben Arap... diyordu., | Çalıkoparan, 53
a.
mafsallı | mafsalı olan | mafsallı tente, | Mafsallı Çerçeve Tahlili Şekil | 1. ... çok basit olduğunu nazarı itibare alırsak mafsallı çerçevenin faydaları göze çarpmaktadır., | Bayındırlık işleriD, 1946, C 12, S 2, 44
s.
mafyatik | Ve bu savaşın liderleri de, özellikle son yıllarda, mafyatik işadamları ya da mason localarının saygıdeğer üyeleridir, | STunalı, T, 18.8.2012 | Zira Beşşar Esad bir günde zorba katil olmadı, Esma gelin gittiği ailenin mafyatik yönetim biçiminden, geçmişinden hep haberdardı. CerenKenar, T, 13.2.2012
s.
mafyavari | Nasıl ki bir erkek patlak bir karıyla evlendiğinde aldatılmaya mahkumsa; bir kadın da serseri, mafyavari, sabıkalı, keko bir tiple takıldığında dayak yemeye; hatta maalesef öldürülmeye mahkum olur. Lamı cimi yok, gerçekler... Kişi seçimlerinin bedelini öder., 1 nis 2025, X
s.
mafyozo | Yoksa kim madenlerde, tersanelerde, inşaatlarda çalışacak? Böylece, kendi mafyozo yakınları zenginleştikçe ötekiler görünmeyecek., | PBatu, M, 22.5.2014
magandalık -ğı
a.
maganda olma hali.
"Magandalığa ilginç bir yaklaşım ama hakikaten orijinal bir yaklaşım:)", @ismailkkilinc, 29.06.2024, X "
magazincilik | Asparagas Tarkan haberinin düşündürdükleri ve magazinciliğimizin bıktırıcı çakma halleri!, | T, 28.3.2012
a.
magazinleştirilmek | Kâh ayı avcısı kâh skorer buz hokeyci kılığında karşımıza çıkan, her fırsatta kameralar önünde soyunan, adının alfa erkek ve çelik tebessüm gibi klişeler eşliğinde magazinleştirilmesinden memnuniyet duyan Rusya Başbakanı'nın şovmenlik reytingi son aylarda ciddi bir düşüş yaşadı., | YÇongar, T, 6.12.2011
f.
magazinleştirmek
f.
magazin haline getirmek.
"Şairi olayı magazinleştirmemek için ömrü boyunca olağanüstü titizlenmiştir.", A H Coşkun, Hr, 12.05.2024"
magazinlik | 1. magazin basını için uygun, magazin haberi olmaya layık. 2. Magazin dergileri koymaya mahsus mobilya. | Ofisiniz için magazinlik 23.11.2012
a.
magazinselleşme | Bu süreçte Avcı'nın istemediği konu, tartışmanın magazinselleşmesi., | eğer avcının eşi ve sevgilisi arasındaki tartışma magazinselleşirse Avcı amacına ulaşamaz., | EUslu, T, 2.10.2010
magic toucha. | oku: mecik taç sihirli dokunuş | ABD basınında bu dönüş, 'magic touch' yani sihirli dokunuş olarak yer aldı., | ŞKadak, Sbh, 19.8.2015
ing.
magister yüksek lisans | Ama bu kısımda elbette, Eton Koleji'ni bitirdiği, ardından Oksfort'ta magister olduğu, nihayet Kambriç'te toktora yaptığı,- ., | İOAnar, 2013, 27
maglev sistemi ign. magnetic leviation: manyetik olarak havada tutma, yükseltme-nin kısaltması | [S]üperiletkenlik çalışma grubu, saatte yaklaşık 500 kilometre hıza ulaşabilen manyetik raylı tren (maglev) çalışmasında Trabzon'daki oyuncakçılardan çok sayıda tren alarak deneme yaptı., | T, 13.10.2011
magma | ve o ağlıyorken / elleri naylondan bozma, / magması yalnızca neşideden ibaret dünyaya , ÇığlıkD, Y 2, S 5, 8
a.
magmatit | Faylanma tali kalmıştır; indifai yarıklar gizlidir. Magmatitler de yer yer kırıklıdır, makaslamalar ve sürtünme breşleri vardır. Masifler için literatürde bahis konusu edilmiş | blok faylanma tayin ve teyide muhtaçtır., İÜ FenFakültesi M, 1961, 167
a.
magnet | ing Reklam için kartvizit boyutunda mıknatıslı olup buzdolabı gibi yüzeylere yapıştırılan tanıtmalıklar. | Alman bayraklı bira bardağı, Fransız bayraklı buzdolabı magneti, İngiliz bayraklı spor ayakkabısı olabiliyor., | Genç, T, 23.12.2010
s.a.
magunacı
a.
mağarabilim speleon+logos mağara+sözü/kelamı speoloji laedri, EkşiS 18.12.2001 | 1. Ulusal Speleoloji Sempozyumu, 11-13 Mayıs 1990, İstanbu
Mağaramsı | Sonra bir başkası, taşlara oyulmuş mağaramsı, söz meclisi kurulmuş, rivayetler sadaklarından fırlatılmış., | Faik Öcal, Vaveyla, S 4, 26
s.
mağazalaşma | Ev modasında farklı tasarımları, çeşitliliği ve fonksiyonelliği ile Bellona, mağazalaşma atağını sürdürüyor., | T, 10.11.2013
a.
mağdurlaştırmak | Aynı dönemlerde Özkök'ü anlamsız yere mağdurlaştıran haliyle kahramanlaştıracak da olan '28 Şubat soruşturmasında içeri alınacak yazarlar' listesi dahilinde adı bazı köşelerde boy göstermektedir., | MEsayan, T, 23.7.2012
f.
mağdursuz suç | 2313 s uyuşturucu maddelerin murakabesi md 23 mağdursuz suç!
a.
mağferlan | bkz. TDK+ makferlan | Mc Fairlane'den Omuzdan yarı bele kadar inen pelerini olan palto | İstanbul'da gördüğüm vakit Mustafa Kemal'i bir defa, açık renkli bir asker mağferlanı ile Lebon şekerlemecisinde, bir defa da Pera Palas otelinin camekanı arkasında gördüm., | FRAtay, MütarekeDefteri, 17
ing.
TDK-
mağmumane | Gamlı halde | Bir şey sormayıp arabanın köşesinde mağmumane susuyordu., | Güntekin, Damga, 122
z.
mağnem | Fakîr, bilakis, nazarında para daha ehemmiyetli olduğu için huzur ve rahatını fedaya razı olur. Binâenaleyh istihsal-i hukuk için müsaraa mes'elesi şu suretle sırf bir hesap işine müncer olacaktır; öyle bir ameliye-i riyâziye ki kararı neticeye tevfîk için bir tarafa mağnemi diğer cihete mağremi koymak lâzım gelecektir., Jhering, Kuntay, 27
ar.
mağrem | | Fakîr, bilakis, nazarında para daha ehemmiyetli olduğu için huzur ve rahatını fedaya razı olur. Binâenaleyh istihsal-i hukuk için müsaraa mes'elesi şu suretle sırf bir hesap işine müncer olacaktır; öyle bir ameliye-i riyâziye ki kararı neticeye tevfîk için bir tarafa mağnemi diğer cihete mağremi koymak lâzım gelecektir., Jhering, Kuntay, 27
ar.
mağrip
a.
1. Batı 2. Fas ülkesi
ar.
Mağrip şaşkın bir attır / Bağdad kanayan yara / Kahire çekilmez kahır / Tahransa yeni ufuklara / Kaygısızca uzanır / Dökülür sokaklara 30
mağruriyet | mağrurluk, gurur | Yasak kalkmadığı takdirde mağduriyetlerin 'mağruriyetler' vitrininde görünmez kılınması maalesef son bulmayacak., | CAktaş, T, 8.12.2011
ar.
mağrurlanmak | üstünlük taslamak, gururlanmak, kibirlenmek | Sakın mağrurlanma, bakma yukarı, / Alçaklı yüksekli dağlar efendim., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 71
f.
TDK++
mağrûs
s.
toprağa dikilmiş (ağaç, fidan, çiçek).
"Mesele: Zeyd-i mâlik bağçesini vakf etdükde içinde mağrûs olan çiçeklerin arzda baki* olan soğanları arza tebaiyyet ile vakf olmuş olur mu? Olur." Fetâvâ-i Ebussud, v. 87a, (SK) Lala İsmail, no. 108 M 338 y, 35 st. 266x149 199x90 mm talik"
mahalle yanarken orospu saçını tararmış bizde de ondan çok var. Size de hayırlı bayramlar", Cemil Bıyıklı, 06.06.2025
hiç bir şey umurunda olmamayı anlatır.
atasözü
"Mahalle yanarken orospu saçını tararmış bizde de ondan çok var. Size de hayırlı bayramlar",
Cemil Bıyıklı, 06.06.2025, Facebook
mahallecilik -ği | Kendisine verilen cevap ise tam da karşısında durduğu | mahalleciliğin ne kadar sığ olduğuna dair bir örnek vaka idi., | CerenKenar, 28.8.2014, Türkiye
a.
mahalleli | 1. Aynı mahallede oturanların tümü | Onlar, biz mahaleliyi kendi çocukları gibi severlerdi., | BTSalihoğlu, 2014, 115 2. | Aynı mahalleden olan
s.a.
mahayif –mehayif | mahûf kendisinden korkulan, korku veren, tehlikelinin çoğulu mehâvif > mehâyif (? ) Kelime dilimizde aşağıdaki tabirlerde kullanılmıştır.
ar.
mahayif (Mehayif) müfettişi: Osmanlı Devleti'nde mahalli kadı ve naipler dışında adalet işleriyle meşgul olmak ve halkın derdini dinlemek üzere köylere ve bilhassa şikayeti çok olan yerlere gönderilen güvenilir kadılara verilen isim: Mehayif müfettişleri, gördükleri davaları ve yapılan şikayetleri doğrudan doğruya Divan-ı Hümayuna arz ederlerdi. (Mücteba İlgürel). Mahayif (Mehayif) teftişi: Mehayif müfettişleri tarafından yapılan teftiş: Kemal-i diyanet ve fart-ı istikametinize itimad-ı hümayunum olmağın zikrolunan sancakların mezalim ve mahayif teftişini sana emredip buyurdum ki... (Mühimme Defterinden) İAyverdi, 1924. s.
Mahcubiyetli | Ve her defasında o yeşilli sahaya geldi mi, kalbinin iyiliğini yüzüne aksettiren mahcubiyetli bir gülüşle gülerek, bizim asıl istediğimizi yapar; gûya gizli bir çalgıya tebaiyyet ediyor gibi, kendine mahsus bir zıplayışla, keçenin yeşil kısımlarının üstünden atlardı., | Yaşar Nabi / ? , En güzel Türk hikayeleri, 1954, 73
s.
mahcubiyetten yüzüne kalbur takmakçok utangaç olmak. | Beyimiz neredeyse mahcubiyetten yüzüne kalbur takacak. Haydi arslanım sen bir ud bul gel de bir iki tıngırdatalım., | R N Güntekin, Damga, 114
dey.
mahçupca | Yerli ve milli markamıza azıcık destek çıkayım dedim. Mahcupça, çekinerek, ürkerek bir destek yazısı yazmış bulundum., | A H Coşkun, Hr, 22.11.2018
s.
mahfîce | gizlice. | Taht-ı tevekkül bulmuşam, mülk-i kanaat almışam / Mahfîce sultan olmuşam, câh-ı âyânı neylerem., Erzurumlu İbrahim Hakkı
s.
mahina
a.
bahane, ilyeri.
ar. mâ'nâ
"Yazı yazdım yaz idi / Kalemciğim saz idi / Mahina bulma efendim / Mürekkebim az idi" Herkese iyi haftalar, verimli çalışmalar, çalışmamak için mahna/mahine bulmayın :)", @fatihsbayram, 18.4.2024, X "
mahkeme | dava | Karakollara düştük. Bu yüzden bir sürü mahkememiz var. İnanmazsın her ay 1000 mark avukat parası ödüyoruz., | A Özakın, KB, 40
a.
mahkeme olmak
dey.
yargılanmak, muhakeme olmak.
"Bugün gönül ile mahkeme oldum. / Bazı güldür, bazı gülyazdır* gönül.", San, Hicranî, 105"
mahkemelenme | | Orda yazdığım Vicdani Red! yazım üstüne o denli korkunç bir mahkemelenme süreci yaşadım ki; yine Radikal'e döndüm. Haftada dört ya da bir yazmam fark etmiyordu; zira ben habire mahkemeleniyordum! / ...Denizanası!ndan şimdi hatırlamadığım | nezih ve | yerli yerinde diğer sloganlara boğduğu o şahane mahkemelenme ortamından sonra –, | PMağden, 24.6.2011
a.
mahkemelenmek f. | Orda yazdığım Vicdani Red! yazım üstüne o denli korkunç bir mahkemelenme süreci yaşadım ki; yine Radikal'e döndüm. Haftada dört ya da bir yazmam fark etmiyordu; zira ben habire mahkemeleniyordum! / ...Denizanası!ndan şimdi hatırlamadığım | nezih ve | yerli yerinde diğer sloganlara boğduğu o şahane mahkemelenme ortamından sonra –, | PMağden, 24.6.2011
f.
mahkûkât | Hiç şüphe edilmemelidir ki Türk ve İslâm medeniyetinin en kuvvetli mahsullerinden biri de bu mezarlar ve kitabe dediğimiz mezar taşlarıdır. Eskilerin mahkûkât dediği bu vesikaların pek büyük kıymet ve ehemmiyeti vardır., | İ Kara, Revnakoğlu'nun İstanbulu Derin Tarih, S 149 Ağu 2024, 2-9
a.
mahlaslı
s.
mahlası olan.
Tehmasp I. zamanında, Tebriz valiliğinde bulunan Yusuf adlı ve mahlâslı, Halifa Muhammed'i ve bilhassa lûgat kitabıdır. İptidâ T. Josef'in ilim âlemi- Muḥammed Şah'ın ... mahlâslı Şadik , ' Ārif ( ölm . 1220 , Karabağ ) Muḥam- med Şah devrinde Afsar mahlâslı Mirza ' Abd Allāh Ordūbādi , hoylu ... İslâm ansiklopedisi: İslâm âlemi coğrafya, etnoğrafya ve ... - Sayfa 141books.google.com.tr › books 1940 ·
mahlep tozu
"Önden Fermuarlı İnce Rib Dokulu String Body. Mahlep tozu rengi, stilini destekleyen sıcak bir seçenektir. Yumuşak ve esnek kumaşı kusursuzca sarar, gün boyu konfor sağlar. 599,90 ₺", 24.02.2024+, google"
mahlepli
s.
mahlebi olan.
"Tuzluklu mahlepli laktozsuz", 30.5.2023"
Mahlepli | içinde mahlep olan mahlepli ve susamlı çubuklar. cuma günü tuzlu tarif düşünürken ayşegül'ün aklına arkadaşı betül'ün yaptığı çubuklar geldi.26.1.2004, | https://www.portakalagaci.com/oburcuk/2004/01/mahlepli_ve_sus.html, 24.2.2020
s.
mahmudun fili gibi şişmek| Bu aslan pek asiymiş. Yedi yl bu kentin dağlarında yaşayıp koyun, keçi, sığırların kökünü kesmiş. Ve yiye yiye Mahmut'un fili gibi şişmiş., R Durbaş, Şaka-nâme, 1983, 49
dey.
Mahmut Pehlivan, ? Mehmet Alpargu, ? Haluk Selvi - 2000 - ? Snippet görünümü
Mahna | bahane, mana. | Sabahları kuşluk vaktine kadar yataktan çıkmaz, türlü mahna bulup beni çağırtırdı., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 68
a.
mahpûs | Siyâset kavas, ilim köle, sanat ihtilâc; / Serbest verem ve sıtma; mahpûs gümrükte ilaç., | NFK, EGŞA, 348
s.
Mahrumluk | Yani bir taraftan çalışıp öğrenmenin yolunu ve usulünü bilmemezlik*, diğer taraftan da manevi destekten de mahrumluktur., | Başgil, 13
a.
Mahrumluk | Yoksunluk | İstismarlar ve dünya rekabetiyle dış gelirlerden mahrmluk ve içten kalkınmaya imkan bulamayış sebepleriyle topyekun memleketin istihsal gücü azalıyor; bu da orta sınıfın istihsalden koparttığı aslan payını küçülttüğünden hem bu vaziyetten memur ve burjuva zarar görüyor ve daralıyor; hem de istismarını –gerek vergi ve gerek fiat kanalıyla- şiddetlendiriyordu., | A H Başar, Türkiyede köy-şehir tezadı, Cm, 8.9.1942, 2
a.
Mahrumluk | Yoksunluk. | İstismarlar ve dünya rekabetiyle dış gelirlerden mahrmluk ve içten kalkınmaya imkan bulamayış sebepleriyle topyekun memleketin istihsal gücü azalıyor; bu da orta sınıfın istihsalden koparttığı aslan payını küçülttüğünden hem bu vaziyetten memur ve burjuva zarar görüyor ve daralıyor; hem de istismarını –gerek vergi ve gerek fiat kanalıyla- şiddetlendiriyordu. , A H Başar, Türkiyede köy-şehir tezadı, Cm, 8.9.1942, 2
a.
mahsara
Mahsara (sic) edip etrafı bağladı / Al kan akıp sular gibi çağladı. / Nice nice bin analar ağladı, / Akıp yuvarlanan gele mi Yarab? / Alt'ay Osman Paşa mahsarda kaldı. (... ) Muhasara edip kışın içine, / Evlad-ı vatan sağ kala mı Yarab? 28-29
mahsus | Acaba annesi mahsus mu 'evde yok!' demişti., | OğuzÖzdeş, DağBDA, 1964, 15
Mahsuscuktan | Üniversiteler tatil edilsin diye # açan ve hocalarını etiketleyen öğrenciler nerde insan bari mahsuscukdan 'hocalarımıza da tatil olsun' der di mi ama, | P Somer, twitter, 12.3.2020
z.
mahyacılık -ğı | Çok erken tarihlerde bu sahada iki kitapçık da yayınlıyor: Mahya ve Mahyacılık, İstanbul, Belediye Matbaası, 1932 (Önce aynı adla ve aynı yıl İstanbul Belediyesi Mecmuası'nda kısmen yayınlanıyor, sayı: 89/17, Kânunisâni 1932. Sonra kitaplaşıyor); Mahya Hakkında Araştırmalar, İstanbul, Burhaneddin Basımevi, 1940. Bu sahanın mübeşşir kaynakları bunlar., İ Kara, Süheyl Ünver Arşivleri, Derin Tarih, Mart 2025, 6
a.
mahyalı
s.
Solda 1289/1872 yılı Ramazan'ı için hazırlanmış, en soldaki hanelerde eşref saatlere dair bilgiler de olan özel tasarımlı camili ve mahyalı imsakiye (TSMA-E, 694/12). Sağda ise yine üstünde cami ve minareleri arasında mahya olan 1325/1908 Ramazan'ına ait Bursa çevresi için hazırlanmış ve renkli basılmış imsakiye.33
mahzunlanmak
f.
mahzunlaşmak, hüzünlenmek.
Bazı güzel görür mestâlenir / Bazı çirkin görür hem mahzunlanır / Bazı turap olur yerde sınanır / Bazı sükut, bazı tayyardır gönül., San, Hicranî, 105
mahzunlanmak | mahzun olmak, hüzünlenmek, mahzunlaşmak | Neden mahzunlanır yaylalar güzün, / Üstünden göç eder koyunla kuzu, / Her yanın sis tutar hiç gülmez yüzün, / Kar boran bitecek belin yaylalar., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 203
f.
Mahzunlaşmak | Dudağını bözür, mahzunlaşırdı., | Öner Yağcı, Turnalar, 11
f.
mahzurat | Mahzur+ât: mahzurlar, sakıncalar. | x bölümünün kapatılmasının hiçbir mahzuratı yok., L Şahin, 18.03.2025, İÜ YK
ar.
maide | sofra | Çareler tükense de, / Doğransa da / Etimiz kütüklerde, / İnmeden soframıza maide; / Sakınmayız / Celladımızdan başımızı!, | ÇığlıkD, Y 2, S 5, 13
a.
mail | İngilizce (okunuşu meyil) mektup e-mail | eposta imeyil | eposta
a.
ing.
maillemek | mail+lemek | Şu Gölcük Donanma Komutanlığı'nda odanın döşemesinin altından çıkan çuvalları da oraya Ümit Yıldız mailledi herhalde., | MBelge, T, 20.5.2011
f.
ing.
mailleşmek | (meyilleşmek) epostalaşmak. | Hadi gel mailleşelim senle; bi daha mailleşelim biz senle, | PMağden, T, 8.12.2011
f.
main stream/mainstream | ana akım, moda akım | İşte bu yüzden, Karaalioğlu'nun marjinal bir gazeteyken yönetimine gelip, 'main stream' bir medya haline getirdiği Yeni Şafak hala gazetedir, ama Star maalesef gazete değildir...ABayar, 18.7.2007/TDiker, EEurovizyon, 8.4.2013/Biri ötekine, | Ya, camiye gelmek de mainstream (moda akım) oldu hacım, eskiden en ön safta tek başımızaydık, şimdi gençlik camiye doluşmuş deyince öteki cevap veriyor, | Özgün diyiller muhterem, kimden ne görürlerse onu yapıyorlar!, | ATA, Z, 17.3.2013
a.
maişetce | Bu gün bizim için muasırlaşmak demek, Avrupalılar gibi diritnavtlar(7), otomobiller, tayyareler yapıp kullanabilmek demektir; muasırlaşmak, şekilce ve maişetce Avrupalılara benzemek değildir., | Z Gökalp/H Tanyu, Türkçülük ve Ziya Gökalp, 1962, 22
s.
Maiyet | İbrahim: | İşçi, ağam! Şakir Beygillerde çalışırlarmış, dayak atmışlar, maiyetine gelmek isterler, boğaz tokluğuna da olsa senin yanında kalacaklarmış., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 41
a.
maj | Fr. majiskül Maj-min yapmak | İçerik hep büyük harfti (yani internet dilinde bağırıyordu) ama ben maj-min yapıp | normalleştirdim:, | HBerktay, T, 6.9.2012
kıs.a.
fr.
majestiklik | [B]uenos Aires'te eski bir tiyatrodan kitapçıya çevrilen 'El Ateneo'nun üzerine majestiklikte kitapçı bulunamaz., | Öney, T, 18.11.2010maksi | uzun, neredeyse yeri süpüren kadın elbisesi. | Aldım bir murat taksi/İşlerim oldu aksi/Hanım istiyor maksi Hacı Karakılçık
s.a.
maji
a.
x
"Akıltaşı kitapları Akıltaşı yayıncılık Her şeyin bir bedeli vardır, mesele bedeli kimin ödeyeceğidir majisjen senaryo Bir maji ayini öyküsü", Mustafa Karnas, 18.02.2024+"
majisjen
s.
x
"Akıltaşı kitapları Akıltaşı yayıncılık Her şeyin bir bedeli vardır, mesele bedeli kimin ödeyeceğidir majisjen senaryo Bir maji ayini öyküsü", Mustafa Karnas, 18.02.2024+"
majör | Seçimlerden önce, | Başörtülü aday yoksa, oy da yok diye yükselen çığlığı Başbakan'ın nasıl kükreyerek | kınadığını, | tıpkı YAŞ yamulmasına bugün Fehmi Koru'nun sahip çıktığı gibi, majör İslami kalemlerin nasıl | Şimdi sırası mı diye bu temel hak iddiasını | ihanet ve tuzak ilan ettiklerini hatırlayınız., | MEsayan, T, 11.8.2011
s.
fr.
majüskül | Büyük harf. | Bilindiği gibi, telgraf dilinde müjüskül yoktur... Hep minüskül yazılır..., Ş N Berker, Matbuat Hazretleri, 1953, 67
a.
fr.
makadam | 1. Yolların kaplanması için genellikle 4-7 cm arasında parçalara bölünmüş taş* 2. Kırılmış taş döşenip silindir geçirilerek yapılan yol | asfalt makadam bulvar ayaklarda o bildik bıçak acısı, | NÇelik, 35
a.
GTS-
makak -ğı
a.
bir maymun türü
makak –ğı | macaque, hayvan bilimi a. Güneydoğu Asya'da yaşayan kuyruklu bir maymun (Macacus) | Makak (macaque) –yani bir nevi şempanze maymunu- bizim lakabımızdı ve bunu, gazeteler, bizden bahsederken, sık sık kullandıkları gibi, halk arasında bazı kimselerin de yüzümüze haykırdıkları oluyordu ve gönül verdiğimiz genç kızlar Türklüğümüzü sezince bizden iğrenip kaçıyordu., | YKKaraosmanoğlu, Atatürk, 25
fr.
makal
a.
"Yaz Özcanım bugün bir hoş da makal / Tebrik et dostları duysunlar ahval / Buyrulmadı yazdığımız arzuhal / Neden adliyede kapandı kaldı.", San, Hicranî, 116"
makaleleşme
a.
makale halini alma, makaleye dönüşme.
ar. makale + tr. -leş-me
"Sevgili dostlarım Eray ve Sinan'ın, "Zincirleme Reaksiyonlar" başlığı altında, yaklaşık 2 yıldır sürdürdükleri, karşılıklı makaleleşme serilerine bu aydan itibaren ben (biz) de katılacağım. Sinan'ın bir süre uzaktan izleyeceği köşeye en yakın sürede dahil olmasını diliyorum.", 17.10.2017, https://xxi.com.tr/i/ulke-ve-dunya-mimarlik-gundemine-ogrencilerle-birlikte-sakaryadan-bakmak, 3.12.2023g"
makaleleşmek
f.
makale halini almak, makaleye dönüşmek.
ar. makale + tr. -leş-
"Tüm zor prosesleri kurduğumuz sistemimizle yeterli kapasitedeki üretim olanaklarımızla ve imkanlarımızla kolaylaştırıyor, uygulanabilir hale getiriyoruz. İnsanlar üzerinden yıllardır devam eden bilimsel çalışmalar artık makaleleşti, onaylandı ve yayınlandı.", https://docplayer.biz.tr/47212799-Editorden-iyi-ki-varsiniz-taskin-eroglu-taskin-eroglu.html, 3.12.2023g (2017)"
makaleleşmek
f.
...
"Bu süreçlerin makaleleşmesi ... ". 29.2.2024+"
Makaleleşmek | Bu süreçlerin makaleleşmesi
f.
Makaleleşmek | Sevgili dostlarım Eray ve Sinan'ın, | Zincirleme Reaksiyonlar başlığı altında, yaklaşık 2 yıldır sürdürdükleri, karşılıklı makaleleşme serilerine bu aydan itibaren ben (biz) de katılacağım. Sinan'ın bir süre uzaktan izleyeceği köşeye en yakın sürede dahil olmasını diliyorum., | 1710.2017 | https://xxi.com.tr/i/ulke-ve-dunya-mimarlik-gundemine-ogrencilerle-birlikte-sakaryadan-bakmak, 25.08.2024g
f.
makaleleştirilmek
f.
makale haline getirilmek, makale haline dönüştürülmek.
ar. makale + tr. -leş-tir-il-
"İlk yazarın Abant İzzet Baysal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'ne sunulan "Ergenlerde zorbalığın anne, baba ve akran ilişkileri açısında incelenmesi" konulu yayınlanmamış yüksek lisans tezi makaleleştirilmiştir.", T Totan, Z D Yöndem, Ergenlerde Zorbalığın Anne, Baba ve Akran İlişkileri Açısından İncelenmesi*, EÜ Ege Eğitim Dergisi 2007 (8) 2: 53–68, 26.06.2017"
makaleleştirmek
f.
makele haline getirmek, makale haline dönüştürmek.
ar. makele + tr. -leş-tir-
"Barış Manço ile gençlik yıllarında tanışan Şair/Yazar Öztürk, Manço ile hatıralarını "Ölümünün 15. yılında Bilge Barış Manço" adı ile makaleleştirdi.", 4.2.2014, https://www.ensonhaber.com/yasam/huseyin-emin-ozturk-baris-manco-ile-hatiralarini-yazdi-2014-02-04g"
makamlı | 1. makam sahibi kimse | Bizde büyük makamlara sokulmak veya büyük makamlı şahsiyetler yanında tutunmak isteyenlerden çoğu, ya o makamlarda bulunanları vehme düşürecek jurnaller tertip eder, yahut bütün hadiseleri o makamlarda bulunanların hoşuna gidecek gibi yalanlaştırarak naklederler., | FRAtay, MütarekeD, 114 2. TTAS+ | Makam+lı: ağır, gösterişli
ar.
makana | Çocuklar için makarna Oba 500 g burgu makarna yüksük makarna penne makarna, | Hr, 2.10.2016 tagliatelle makarna arbella 500 g 3, 95; mantı makarna, boncuk makarna, kuskusmakarna, yıldız şehriye, Çocuklar için makarna Oba 500 g burgu makarna yüksük makarna penne makarna, | Hr, 2.10.2016
a.
makara | O Kâtibim ki bir zamanlar hafif makara bir şarkı iken bugün 'nostaljik azîzan' mertebesine yükseltilmiş. Vâ esefâ ve fakat hayırlı ola Şûra..., | Mevlanaİdris, KararG, 4.3.2017 makara yapmak deyim | Gidip oy sandığında bir kağıda basılı üç surata bön bön bakmaktansa (Böyle bir durumda kalırsan tartışmasız en yakışıklıya makara yap bas geç), belki gerçekten de boş boş dalgana bakmalısın., | YKaraahmet, T, 9.8.2014 makara gibi koyvermek deyim | Cingöz Rıza'nın bu sözü üzerine Sosyete Şaziment şuh kahkahasını makara gibi koyverdi:, | NGüreli, 56
a.argo
makaracı | Her ne kadar Ak Parti, İslami referanslara dayalı olsa da –pek de inandırıcı olmamakla birlikte- makaracı Egemen dahil her görüşteki insanlara kapılarının açık olduğunu savunuyor., | AZaman, 21.3.2014
a.argo
makaron | Tavuklu sandviç, tiramusu, martini bardaklarında servis edilen makaronlar..., | T, 1.2.2013
a.
makaroni o graten
a.
"Murad teklif etti: -"Yani" lokantasına gidip birer "makaroni o graten" yiyelim mi? En iyisini orada yaparlar, toprak kaplar içinde... Ben acıktım. Siz?.", R H Karay, Sonuncu kadeh, 23"
makas | makas atmak deyim tr. Araba yolunda arabaları sağlayıp sollayıp hızla yol almak | İstanbul'da Küçükçekmece E-5 karayolunda makas atarak zincirleme kazaya yol açan sürücü gözaltına alındı., | Hr, 30.1.2017
a.
makasçı | Makasçı yakalandı // İstanbul'da Küçükçekmece E-5 karayolunda makas atarak zincirleme kazaya yol açan sürücü gözaltına alındı., | Hr, 30.01.2017 || Trafikte makasçı terörü Sürücü peşini bırakmadı Gaza bastı ama kaçamadı Ehliyetsiz sürücü makas atarken başka araca çarptı, Kanal7 Haber Saati, 06.06.2025, 18.42-18.43
makassız | 1. Makası olmayan araba. | Bu, boyunduruktan geriye doğru kırık yay biçiminde iki askıya püskül ve çıngıraklar takılmış, makassız ve yaysız, yüksek tabanlı ve dört büyük tekerlekli, üstü yarım silindir biçiminde kasnakla örtülü bir taşıttı., | İ Tekeli, ?S Eyice, ?D Kuban, Istanbul ans.: dünden bügüne, 1993, 289 2. | Böcek: İstakozun makassız olanıdır. Mayonezli salatası yapılır., L P Dabağyan, Zaman tünelinde Şehr-i İstanbul'un seyir defteri: semt-i Eyyüb, 2006, 166 | Deneme yapısının çatısı sağrılı çatı şeklinde tertiplenmiş ve kenarlarda 60 ar cm. saçak bırakılmıştır. Makassız çatı teşkil edilmiş ve mahya aşığı her iki tarafta tertiplenen babalara oturtulmuştur., | AÜZF, 1961, S 176-183, 52 | oturtma çatı (ing. single-framed roof) Makassız olarak doğrudan doğruya duvarlar üzerine oturan ve küçük açıklıkları geçmek için kullanılan bir tür ahşap çatı sistemi., | M Sözen, U Tanyeli, Sanat kavram ve terimleri sözlüğü, 1986, 180 | Ben makassız, bıçaksız yapamayacağınızı sanıyordum' dedi., | ? , ? , ? , 53 | makassız libas | kefen. | Arşın kapısını açanı söyler / Anlamaz sözünü bilmez kanunu / Tarif eder kâinatın sonunu / Daha dikemezken sökük donunu / Makassız libası biçeni söyler, | Hüseyin Akar, Dersimden portreler, 1999, 145
s.b.a.
makbuliyet
a.
Hüsün (a. s. f. ) Güzellik, cemal. İyilik, makbuliyet. [Beauté, bonne manière § Agréable.], Ali Seydi, Mihran, 1929, 473
makbuzlama | makbuz+ tr. lama | Yaptıkları yegane sıra dışı uygulama iş yoğunluğu nedeniyle yıl sonları defter tasdiklerinde, tasdiklemedikleri defterleri tasdiklenmişçesine makbuzlamaları ve tasdikleme işlemini ocak ayı içine sarkıtabilmeleridir ki bu da doğal bir uygulamadır. 29.01.2014 21:59 ~ 22:06 stockholm sen de mi, EkşiS
ar.
maket | maket ev | maket balık | sahte balık. | Üretimini yaptıkları maket balık, yani sahte balık hakkında bilgi veren Korkunç-, CCKorkunç, 30.3.2013
b.a.a.
Makheme-i Cinayet | cinayet mahkemesi, ceza mahkemesi. | Koca Reis dediği, Ağır Ceza, o zamanki ismiyle Makheme-i Cinayet Reisiydi. İriyarı ve oldukça yaşlı bir adam olduğu için halk, daha doğrusu mahkemeye işi düşünler, ona bu adı takmışlardı., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 100
a.
makina | tabanca | Murat ilgilendi: -Hani makinan nerede? Ali: -Ne makinası? Murat ustaca güldü: -Oğlum, ona tabanca değil, makina denir. Bizimkiler öyle der..., | Kıyafet, 1981, 63 makine dairesi | Burası bir makine dairesi kadar sıcaktı, ve tavandan bir takım su veya buhar boruları geçiyordu., | YKK, 1945, 17
a.
makinalaşmak/makineleşmek | 1. Nsz üretimde makine gücünden, giderek daha çok yararlanmak. | tarım işleri makineleşiyor. 2. Davranışları, hareketleri makinelerinkine benzer duruma gelmek, bazı işleri alışkanlıkla yapmak | trrrrum,/trrrrum,/trrrrum!/trak tiki tak!/makinalaşmak istiyorum!, | NazımHikmet, 1923 3+. Mec. Süratlenmek | Kocası mutfaktan ayrılınca, Leylanın elleri makineleşti. Bir an evvel onun yanında, onun kolları arasında olabilmek için acele ediyordu. | , | CUçuk, CB, 107
f. mec.
GTS+
makine öğrenmesi | Zira bir chatbot ya da yapay zekalı asistan sadece sınırlı algoritmalarla kodlanmış, sınırlı sorulara sınırlı seçenekler arasından yanıt verebileceği ya da diyalog kurabileceği gibi, makine öğrenmesine sahip de olabilecektir., | A Altınok, | Chatbot ve Yapay Zekalı Asistanlara Hukuksal Yaklaşım, | İstanbul Barosu Dergisi, 2019/3
a.
makineci | Azimet sırasında tâife ve makineci sıfatıyla gemilere alınan efradın bazıları makinelerin tazyikleri altında boğuldukları-., İlkul25
makineli
a.
makineli tüfekten.
"Bir sürü ağır makineli biçiyordu Kanlı sırt'tan, / Apaçık böğrümüzü alev alev. / Bizim bir avuç er, iki makineli, / Yaralanmış birer dev." Dağlarca, ÜŞD, 40"
makinist | Rica ederim bu günlerde maiyetinizde kullandığınız makinist ve şoförlerin isim ve şahıslarını biliyorsanız lutfen bildirir misiniz? , | Şoför Jimi, çev. ElifSsin, 1335, 14
a.
maklube | pirinç, kuşbaşı et, patlıcan ve baharatlarla yapılan bir yemek | Milliyet gazetesi gözaltındaki polisleri maklube yerken gösteren kolaj fotoğrafı gerçek sanıp gazeteye basarak büyük bir skandala imza attı., | M, 27.7.2014 | Türkiyenin en iyi şeflerinden Ramazan menüleri Hatay maklubesi, | HKelebek2, 21.6.2016
a.
maklubeci | Bre vicdansızlar, BBC'den CNN International'e Der Spiegel'den bilumum maklubecilere kadar herkesin solcusu oldunuz da bir tek bu ülkenin solcusu olamadınız!, | STuna, YŞ, 17.5.2014
makro
Makro ihtiyati politika
b.a.
"Makro ihtiyati politika tabiri ilk defa 1980'lerde kullanılmakla birlikte bu politika araçları, Büyük Buhran yılları olarak anılan 1930'lardan beri uygulanmakta [Makro ihtiyati politikalar, oluşması muhtemel sistemik finansal risklerin sınırlanması/önlenmesi amacıyla uygulamaya konulan, geleneksel makroekonomik politikaları tamamlayıcı nitelikteki araçlar olarak tanımlanmakta. Bu politikaların temel amacı ekonomiye gelen iç ve dış şoklar karşısında temel finansal hizmetlerin kesintisiz sürmesini sağlamak ve bu şokların reel ekonomi üzerindeki etkilerini sınırlamaktır." https://tcmbblog.org/wps/wcm/connect/blog/tr/main+menu/analizler/makro_ihtiyati_politikalar 27.2.2018"
makro ihtiyati tedbirler
"Bu nedenle tasarruf oranlarının artırılarak yurtiçi tasarrufların yeterli düzeye getirilmesi ön planda tutulmuş ve 2011 yılında GSYH'ye oranla yüzde 9,5 seviyesine ulaşan tasarruf açığı, alınan makro ihtiyati tedbirler sonucunda 2012 yılında yüzdee 5,8 seviyesinde gerçekleşmiştir... ", E T Karagöl, B Özcan, Sürdürülebilir büyüme için tasarruf, 2014, 13"
makrolanmak | macro+ türk –lan-mak yeni Yukarıdan gelen, tepeden inmeci müdahalelere maruz kalmak. | Diğer davaların dosyalarıyla birleştirilir mi? onu hukuk bilir ama bildiğimiz Rasim'i tepeden indiren bu MAKRO yapı çözülmezse biz daha çok MAKROLANIRIZ., | NUğurlu, www.dorduncukuvvetmedya.com, 21.6.2011
ing.
Makromeli hasır sarkıt 30.4.2014 Tedi'den
makrozomi BTS- | iri bebek | Bebeğin normalden büyük olması yani iri bebek (makrozomi) normal doğuma engel olabilir, sezaryan gereksinimini artırır., | MYılmaz, MBursa, 31.7.2015
a.
tıp
bts-
Maksatsız | Bereket versin, evde kapalı kalan ve ehli bir hayvan halinde, fakat daha çok maksatsız büyüyen kızların hepsinde olduğu gibi, onda da, vücudunu ve kafasını hiçbir şeyle meşgul etmeden, hiçbir şey düşünmeden ve hiçbir şey yapmadan saatlerce, günlerce, belki aylarca, senelerce beklemek kabiliyeti vardı ve içini yakan düşüncelerden bitap bir hale gelince, bu mutlak hiçliğin kucağına atılıyordu., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 92
s.
maksimalist | maksimalci | Barışçı Çözüm' muhalifleri, süreci baltalamak için, yarı-politize kitlelerin bu 'maksimalist' alışkanlığının üstüne gidecekler., | MBelge, T, 30.4.2013
s.
maksimalistlik | Çünkü biz hangi değişikliklere | Yetmez ama evet dediğimizi; niçin hedef küçülttüğümüzü ve feragat ettiğimiz maksimalistliğimizin son dönemde irtifa kaybeden demokratlığımız için illaki atılması gereken bir safra olduğunu gayet iyi biliyoruz., | M. Altınok, T, 10.9.2010
a.
maksimalizm | Aksine, Kürt milliyetçiliği daha maksimalist ve daha keskin hale gelmiştir.
a.
maksimist | Geciktiği her an canlara mal olduğu halde çok istediğimiz barış için bu denli maksimist davranır mıydık? , | MAltınok, T, 23.9.2011
s.
makulbeci göçüşme. Maklubeci. | Geldi bi gözü yaşlı makulbeci daha. Tabi bunlar hocalarının kitapları dışında herhangi birşey okumadıkları için ne wos bilirler, ne scopus. Böyle boş boş konuşurlar ancak, Burcu Kurt @KurtBurcuKurt, 21.09.2024, X
makule I | (maku:le) | maqûle esk. | 1. Takım, çeşit. 2. fel. ve man. Ulam.
ar.
makule II | Yasa dışı cinsel ilişkilere aracılık eden. TTAS
a.
makuliyet | [O]laya ilişkin soruşturmanın açık ve aleni bir şekilde kamu vicdanını rahatlatacak makuliyetle sonuçlandırılmasını talep ediyoruz., | KTayiz, T, 7.2.2012
ar.
makulleştirme | Bizler ise en acı ölümleri bile imar-inşa tozunun büyüsüyle makulleştirmenin peşindeyiz adeta., | CAktaş, T, 9.7.2012
a.
makulleştirmek | Devletin ideolojik aygıtları'nın tahkim edilmesi, makulleştirilmesi, başta gündelik jargona dahil edilerek hemen her celsede meşrulaştırılmasında aydınlara biçilen rol her zaman itici olmuştur., | NecdetSubaşı, AçıkGörüş, 13.1.2013
f.
makyaj
a.
makyaj malzemesi,
"Kızıl, pembe ve mürdüm tonlarında renk paletine sahip "First Emotions" (İlk Duygular) koleksiyonundan satın aldığım "State of Emotions" (Duyguların Durumu) adındaki far paleti, "Ambivalent" (Kararsız) göz kalemi ve "Mixed Emotions" (Karışık Duygular) maskara son zamanlarda en severek kullandığım makyajlarım arasında.", Oksijen Ggüzellik, 9-15 haz 2023, 5"
makyaj pamuğu
b.a.
Şişeyi hafifçe çalkalayın. Ürünü makyaj pamuğu ile ovalamadan, nazikçe uygulayın. Lens kullanıcıları için uygundur.
makyajsız | Ama sabah uçağına bilet almış olsaydın onun makyajsız yüzüyle karşılaşacaktın., | TKiremitçi, 2005, 23
s.
makyavelliyen | Hele Suriye gibi dünya ve bölge dinamikleri içinde çok istisnai 'konumu ve rolü' olan bir diktatörlüğün iktidarlarını korumak için her türlü makyavelliyen yolu kullanmaktan çekinmeyeceğini akademik ve siyasi ortamlarda ifade ettim., | RGözen, kararG, 28.6.2016
s.
makyazcılık | makyajcının işi, düzgüncülük | Bir diğer kurban ise mağazada makyajcılık yapan 52 yaşındaki Shayla Martin olduğu bildirildi., | Hür, 25.9.2016
a.
mal canın yongasıdır atasözü. | Mal canın yongasıdır, ona iyi bakmalı, / Malına bakmayanın elinden gider malı., Gonca Yayınevi, EGÇM, ? , 62 (30.05.2025)
mal I |
a.
mal II | 1. hayvan, küçük ve büyük baş hayvan | kızılcık değneğiyle sürer geçer malları / hem de kafullu yoldan hep bile bile, | YMiraç, 1981, 21 2. mec. aptal, | Bu malların ampulleri de bizim ampul gibi dandik miydi yoksa, patlayacağından mı korktular, gerçekten bilmiyorum, yazıklar olsun., | AbdullahKibritçi, 26.7.2013eposta mal mal bakmak deyim | Bizim muhalefette Rezza'ya bak neler yapmış diye mal mal siyaset yaptığını zannediyor, İçerdeki ve medyadaki uşaklarıda halka ayakkabı kutularıyla tiyatro seyrettiyor, gerçekleri göstermiyorlardı., | GökhanKahraman/Aİslamoğlu, 6.7.2016 malın gözü aptal | Çok şekerlilerden Mehmet gerçekten malın gözü, Yunus'la daha önce de atışmıştı., | İpşiroğlu, 83
a. mec.
mal olmuşluk | Bu da PKK'nın yerelliğinin ve sadece Kürt halkına mal olmuşluğunun tartışılmasına sebep olacaktır., | AdemPalabıyık, T, 23.9.2011
a.
malabadi köprüsü | Malabadi köprüsü, Malabadi köprüsü / Orada başladı bitti şu garibin öyküsü, Selçuk Alagöz, 1975
b.a.
maladie d'amour | Çok tuhaf ve giderek nadirleşen bir hastalık | maladie d'amour bence. | , | PMağden, T, 6.9.2011
maladie enfetile | Biz 1914 sonrasının doğurduğu maladie enfetile'e mi tutulmuştuk? ., | Tez, TTE, 97
a.
fr.
Malakit / malahit | bakır taşı. Bakır yataklarında oluşan, azurit, kuprit ve bakırla birlikte bulunan, böbreğe benzer görünümü, gevrek yapılı, kolay kırılır bir çeşit mineral. | Malakit gibi bu minerale de bakır yataklarında tesadüf edilir., | AÜZiraatF M, 1949, S 11-15, 272 | Cenk... Malakit nedir bilir misin..., | Hacı Bayram Çiçek, 12.9.2019 vatsap
a.
Malakit/malahit | bakır taşı. Bakır yataklarında oluşan, azurit*, kuprit* ve bakırla birlikte bulunan, böbreğe benzer görünümü, gevrek yapılı, kolay kırılır bir çeşit mineral. | Malakit gibi bu minerale de bakır yataklarında tesadüf edilir., | AÜZiraatFMecmuası? , 1949, S 11-15, 272 | Cenk... Malakit nedir bilir misin..., | Bayram Ali Çiçek, 12.9.2019 vatsap
a.
malakof
a.
. (Malakof adından) [İlk defa Kırım harbinde Ruslar'ın Sivastopol müstahkem mevkiindeki Malakof Tabyası'nın Fransızlar tarafından zaptedilmesi vesîlesiyle İstanbul'da Fransız Sefârethânesi'nde verilen zafer balosunda giyildiği için bu ismi almıştır | halk arasında sepetli fistan denirdi] Beli çok sıkı, eteği içine konan balinalarla ters çevrilmiş bir sepet görünümünde, belden aşağı doğru kabarık bir şekilde inen bir tuvalet biçimi: Onun altında makineli bir kemer, onun da altında malakof bir fistan daha, daha altında kısa konçlu bir potin... (Ahmet Râsim). Avrupa'da moda olan ve XVIII. asrın sonlarına kadar devam eden bu biçim fistanlar Türkiye'ye de gelmiş ve malakof adını almıştır (Reşat E. Koçu).
fr. malakof
"Bir zaman çemberli malakof fistanları, üstlerine oyuncak gemiler oturtulmuş saç tuvaletleri, hatta dünkü mantar nalınlar ve bugünün korsan pantolonları, bikini mayoları... ", R H Karay, Sonuncu kadeh, 24"
malat | en nitelikli sünger çeşidi | Gemiler sayd esnasında bir malat sahasına tesadüf ederlerse o sene ahali bir hayat-ı refaha kavuşur., | İlkul26
a.
malca | Aptalca | ulan tarihi nerden öğrendiniz ermenistanın yarrak kürek ilkokul tarih kitaplarında bile böyle malca bi muhabere dönmüyo adamlar harbi harbi türkler anamızı sikti yazmış delikanlıca kıvırmadan., | centurion, 25.10.2014, EkşiS
z.
male kirmanci, male temiz
"Urgan urgan bir çarşı, yarı kerpiç bir pazar / Bölüyor yüzlerini hey Allah, bölüyor yüzlerini / '-Male kirmanci, male temiz, male kirmanci..' / '-Diri balık... dii balık..'", M Taner, Sunak, 56"
Malezya | Ne var ki, boşuna. Yenemezler. Bütün köyleri dikenli tellerle çevirdikleri ve partizanlardan ayrı koymak istedikleri Malezyada da başaramadılar., J Nesvadba / E Gürol, Doktor Dong'un buluşu, ÇHA, 110
a.
malheur 1945? İkinci Dünya Savaşı yılları | Orada işçilerin körü körüne itaat ettiklerini, kendilerine verilen emirleri harfiyen yerine getirdiklerini, çalışmanın işçiler açısından emek sömürüsünden ibaret olmadığını, aynı zamanda aşağılayıcı olduğunu gördü. Aşağılanma ruhlarında derin yaralar açıyordu. Sadece bedenleri değil, ruhları da sömürülüyordu ve bunun psişik etkileri çok ağırdı. Onların yaşadıkları bu deneyimi malheur kavramıyla açıklamaya girişti./Malheur ıstırap anlamına geliyor. Ancak Weil'in terminolojisinde bu sözcük acı çekmeden daha fazlasını ifade ediyor. Ona göre fabrikada çalışmanın yol açtığı aşağılanma ruha damga vuruyor, orada kolay silinmeyen iz bırakıyor. Bu yarayı taşıyan insanın hayatı köksüzleşiyor; hayatı ancak bir meçhul olarak yaşıyor. Ölüme yakın bir şey, malheur./Weil, malheur ile malul kişinin kendini değersiz bulduğunu da ekler., | HTurhanlı, T, 12.11.2014
Malın gözü | Kendi kendine: | Anam da hep malın gözünü bulur, ama bize göstermez! diye söylendi., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 68
a.
mali kural | ikt. Ekonomide güven ve mali istikrarı artıracak Mali Kural Yasa Tasarısı dün açıklandı. IMF olmadan Türkiye ekonomisine uzun süreli öngörülebilirlik sağlayacak mali kural ana hatlarıyla Başbakan Yardımcısı Ali Babacan tarafından açıklandı, | Yaşar, T, 12.05.2010
s.a.
maliyeleştirmek f | Türkçesi | DARPA'nın maliyeleştirdiği ve Carnegie Mellon University'nin geliştirdiği bilgisayarlı sistem, kamyoneti, ortalama 63 mil hızla gece ve gündüz, yağmurlu ve açık havada, Washington'dan San Diego'ya kadar olan 2849 mil yolda süre bilmiştir., | members.comu.edu.tr 11.1.2011de girildi. | Böylece, Ermeni lobisi tarafından maliyeleştirilen grubun faaliyetleri ABD Başkanının dış politikasının uygulanmasına engel oluyor., | Milliyet, 3.1.2011 | Ermeni lobisi tarafından maliyeleştirilen grubun faaliyetleri ABD Başkanının dış politikasının uygulanmasına engel oluyor. Milliyet, 3.1.2011
a.
Maliyetleme | PERSONEL VE BORDRO YÖNETİMİ. 2020 parametrelerine göre işçi bordro maliyetlemesi ve güncel hesaplamalar, | Yıldız Teknik Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi ve Çözüm İnsan Kaynakları İş Birliği Uygulamalı Personel Yönetimi ve Bordro Eğitimi 14-15 Mart 2020 - YTÜ Beşiktaş Kampüsü, İstanbul
a.
maliyetli | maliyeti olan, değerli | İlk iki madde fena değildi hani. Ama sırayı bomsak da istemiyordum, daha neler vardı neler... Ya da... Yapılacak şeyi daha az maliyetli hale getirmeliydim belki de., | Cafcaf, Bahar2013/54, 11
s.
GTS++
maliyetsel | İşletmenin sermayesinin bu gibi katma değer yaratmayan noktalarda bağlı olması, nakit akıştaki problemlere, ürünün durduk yerde maliyetsel olarak negatif yönde değerlenmesine, artan maliyetlerin de satış miktarında azalma olarak firmaya yansımasına neden olmaktadır., B Özgür, Envanter Yönetimi İçin Maliyet Parametrelerinin Hesaplanması: Otomotiv Sektöründe Bir Uygulama, ylt, İTÜ FBE, 2007 | Günümüz küresel rekabet ortamında işletmelerin benimsediği felsefelerden bir diğeri de sürekli iyileştirme temelli toplam kalite yönetimi felsefesi ve kalite uygulamalarının maliyetsel boyutuna ilişkin olan kalite maliyet sistemidir. Çalışma kapsamında faaliyet tabanlı maliyet yönetim sistemleri ile kalite maliyet sistemleri öncelikle teorik olarak irdelenmektedir., P B Konuk, Taşımacılık sektöründe faaliyet tabanlı maliyet yönetim sistemi ile bütünleşik kalite maliyet sistemi : bir uygulama, AkdenizÜ, 2009
s.
maliyetsiz FTS+ | 1. maliyeti olmayan, değersiz 2+. Az masraflı | +Eve dönünce listeyi tekrar gözden geçirdim. Daha maliyetsiz bir seçim yapmam gerekiyordu galiba., | Cafcaf, Bahar2013/54, 11
s.
malleol | Adlî Tıp Kurumu'nun raporunda Şengül Oktay'ın sağ topuğunda, dış malleol bölgesinde ve oksipital bölgesinde ağrısı olduğu, sol kolunun iç kısmında 2x1 cm'lik mor renkli ekimoz, oksipitalde ise şişlik bulunduğu ifade edildi., | T, 25.5.2012
a.
tıp tıp
mallık | aptallık, salaklık. | [Y]ola malı götürme parolasıyla çıkıp, piyasada gırla gezen sitelerden bir diğerini yapanlar da mallığının kurbanı olacaktır. 12.11.2007, EkşiS | Şu herifi de son zamanlarda çok sevmiş, bağrınıza basmıştınız. Alın tepe tepe kullanın. | Timsah gözyaşı dökenler ve | Kürt sivilleri bombalayanlar biz Türkleriz ha, ona göre. Her hıyarım var diyene tuzlukla koşmaya devam ederken, mallığınıza doymayın inşallah., Azad Ağaoğlu, 27.10.2024, facebook
a.
malnutrisyon | Hafif malnutrisyon gösteren vak'alarda elektrokardiogram bulgularının normal oluşu, buna mukabil II ve III üncü derece malnutrisyon gösterenlerde ise çeşitli elektrokardiogram değişikliklerinin husule gelişi, kalp ve sirkülasyon yönünden, etyolojik faktör olarak-., | BinnazEge, Malnutrisyon gösteren süt çocuklarında elektrokardiogram değişiklikleri, AÜ, 1965, C 18, 537
a.
tıp
malta eriği
b.a.
"Hafif oynayan yaprakların sesi / Dalların arasında malta eriği / Götürüyor uzak bir maziye", E K Gökkaya, 1988, 15"
malta eriği | Hafif oynayan yaprakların sesi / Dalların arasında malta eriği / Götürüyor uzak bir maziye / Malta uzak / Malta tatlı / Posası acı, E K Gökkaya, Hasan Baba, 15
b.a.
Malta rengi ErzurumMasalları? , 296;
maltodekstrin
a.
"TR yoğurt aromalı ve mevsim yeşillikli çeşnili çerez, İçindekiler: Buğday unu, patates unu (%18), bitkisel yağ (palm), nişasta, yoğurt aromalı ve mevsim yeşillikli çeşni(%6) [peynir altı suyu tozu, şeker, tuz, sarımsak tozu (%8), soğan tozu (%8), aroma vericiler, asitlik düzenleyici (sitrik asit), ekşi maya, sade yağ (süt), bitkisel yağ (ayçiçek), dereotu (%1), maydanoz (%1.1).], tam buğday unu (%5,6),buğday kepeği, maltodekstrin, modifiye nişasta, buğdaygluteni, polidekstroz, yulaf ezmesi (%1), arpa maltı ekstraktı, kabartıcılar (sodyum hidrojen karbonat, disodyum difosfat), tuz, şeker, invert şeker şurubu, asitlik düzenleyiciler (laktikasit, trikalsiyum fosfat), emülgatör (yağ asitlerinin mono ve digliseritlerinin mono ve diasetil tartarik asit esterleri), aromavericiler, un işlem maddesi (sodyum metabisülfit). Eser miktarda yumurta, soya, susam ve sert kabuklu meyveler içerebilir.", Ülker, 14.4.2024+"
malulleşmek | Malul hale gelmek | Kameralar karşısından adımları birbirine dolanmaktan yürüyüşü malulleşen bir adam., | SerkanTorun, | http://www.saityakut.com/? m=200803, 18.3.2008 7.6.2014g
f.
malumat-ı medeniye dersi | medini bilgiler, uygarlık bilgileri dersi; yurttaşlık bilgisi | Bu genç, bir zaman evvel bir ilk mektepte malumatı medeniye muallimi imiş., | RNGüntekin, Dmaga, 36
a.
Malvarlıksal | 1905 tarihinde imzalanan diğer iki sözleşme ise, evlenlemenin hükümleri (özellikle eşlerin malvarlıksal durumu) ile kısıtlanmaya (hacir) ilişkin sorunları içermektedir., | E Özsunay, Karşılaştırmalı hukuka giriş, 1976, 260
s.
malzemeci | Yavuz ise, takımın amigosu, malzemecisi, her şeyi idi., | TAral, SÖ, 39
mam | Kürtçe amca | Bağdat'ta ne konuşulur Mam Celal'la? OMiroğlu, T, 18.11.2010
a.
mama
a.
ana, anne.
"Dünyanın en eski kelimesi! Alman meşâhîr-i lisâniyyûnundan biri icra eylediği tedkikât-ı amîka neticesinde vâlide manasına olarak çocukların kullandıkları mama kelimesi küre-i arzda beynelinsan intişâr etmiş en eski kelimâttan imiş.", A Behcet, Hazine-i Malumat, 1325, ?"
mama otomatı
köpek veya kedi maması alınabilecek makine.
b.a.
"Pugedon mamamatik mama otomatı Madeni paralarınız ile can dostlarımızı besleyebilirsiniz",
Fatih Belediyesi, 07.06.2025+
mama-bacı | Türk milletinin, Türk dilinin de bu nev'i hikâyeleri mevcud. Bunlar ekseriyâ büyük validelerden veyahut mama-bacılardan ahfâda intikal eder. İ Kayaokay, | Türk masal araştırmacılığında yüz yıllık bir muamma: Bir 'hanım' olduğu sanılan 'k.d.' müstear adı kime aittir? HİKMET Akademik Edebiyat D, Yıl 5, S 10, Bahar 2019
a.
mama's boy deyim | anasının kuzusu | Erdoğan, mama's boy , tam anlamıyla annesinin kuzusu..., | PMağden, T, 15.7.2013
ing.
mamalanmak | mama+lan-mak beslenmek, yedirilmek. Mec. rüşvetlenmek. | Biraz mamalansalar var ya biraz mamalansalar yenerler de mamalanmaları lazım., | SemihŞentürk, T, 15.7.2011
f. mec.
mamamatik
Canlı bir varlığın yapabileceği mama satma işlemini yapan mekanik veya elektrikli araç. Mama otomatı.
a.
tr. mama + ing. matic
"Pugedon mamamatik mama otomatı Madeni paralarınız ile can dostlarımızı besleyebilirsiniz",
Fatih Belediyesi, 07.06.2025+
mamçak | Mamçaklar! diye bağırdı. Biraz idareli gidin. Fazla yumulmayın, bakalım!, | Çalıkoparan, 2
Mamula | sürmene bibil domates ağacının meyvesi. S Odabaşoğlu, 26.10.2019
a.
management | yönetme, menejerlik | Grup ve management firmaları da neredeyse tüm adımlarını bu vizyona göre atıyorlardı ama bir engele takıldılar: grubun yeni albümü!, | HrKeyf, 2.10.2016, 8
a.
manalanmak | Ma 'na+ tr. -lan- anlamlandırılmak | Bunun için, bilhassa manalanması gereken de kanun koyanın iradesidir., | HalilÖzyörük, 6.9.1943
f.
ar.
Manalı manalı | Polisler manalı manalı birbirlerine bakışarak söyleşiyorlardı., | GugukG, 17.5.1947, 4
Manalı manalı | Polisler manalı manalı birbirlerine bakışarak söyleşiyorlardı., | GugukG, 17.5.1947, 4
z.
Manasız | Zaten Şahinde kadar manasız, dırdırcı, ne yaptığını bilmez bir kadına peygamberce bir sabır ile tahammül eden bu adam, Yusuf'u ilk günden beri hayrete düşürüyordu., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 88
s.
manasızcasına
z.
anlamsızca, anlamsızcasına.
ar. mana - tr. -sız-ca-sı-na
"O vücut vücuda geliş, şebboy kokusu ağlama, evdeki ıssızlık, odayı kavrayan loşluk, hepsi, delikanlıda işin äkibetini düşündürecek hal bırakmadığından şimdi ne yaptığını pek bilmiyordu. Kucaklıyor, öpüyor, ot minderli kerevete, babasının yerleşmeyi âdet ettiği köşeye doğru onu ayakta hırpalarcasına itiyordu. Bir yandan da başkasının, büsbütün bir yabancının sandığı, kalm, boğuk bir sesle mânasızcasına: -Ağlama Şehriban! Ağlama! Ağlama! diye söyleniyordu.", R H Karay, Sonuncu kadeh, 1965, 96-7"
manasızlaşmak
f.
anlamsızlaşmak.
"Yanındaki delikanlı bütün sevimliliğini kaybetmiş, manasızlaşmıştı. Genç kadın nasıl böyle bir rüyaya daldığına, kendi de şaşıyordu.", C Uçuk, DŞ, 1971?, 136 "
manasızlaştırmak | Devlet gücü o kadar büyük ve erişimi o kadar geniştir ki o gücü kullanan iktidarlar seçimleri kolayca manasızlaştırabilirler, dezenformasyon, göz boyama ya da seçim rüşvetleri ile kendilerini tekrar tekrar seçtirebilirler. Böyle yöneticiler iktidarı bırakmazlar, onların iktidarında adil seçim yapmak da onları seçimle değiştirmek de imkânsız denecek kadar zordur. Baş kaldıracak kadar cesur olanlara | gözünün üstünde kaşın var mantığı ile yaklaşılır., Mehmet Gün, Otoriter devlete doğru, 11.02.2025, | https://www.dokuzeylul.com/otoriter-devlete-dogru
f.
manca | Ol kızıl başlarına çanak çekip, 'Bre ölesi! Bize kasık mancası getir!' diye balta ile vurup avrat ve oğlan istediler., R Durbaş, Şaka-nâme, 1983, 44
a.
mancar | 1. pancar. 2. | lahana, kelem. 3. | ıspanak, yabanıspanağı. 4. | pazı. 5. | Sebzelere verilen genel ad. 6. | Ebegümeci, marul vb. sebzeler. 7. | Yenilen bir çeşit ot. 8. İnce yapraklı, ince köklü bir çeşit labada. | Çorba çomak, mancar kabak, ye de keyfine bak., T F Erdun, 11
a.
manchon
a.
1. a. Elleri soğuktan korumak için kullanılan astarlanmış kürk | el kürkü. 2. a. Manto yakası, eteklerin ucu vb. yerlere takılan kürk parçası. 3. a., teknik ► ek bileziği. 4. a., tıp Tansiyon ölçümünde kola bağlanan içi hava dolan kese. 5. a., tıp Sayısal tansiyon cihazı.
fr.
"Kalktılar | kız -mevsim kıştı- arkasına siyah, kalın bir manto giydi | ellerini lutr taklidi ufak boy bir manşona soktu. Manşon devri idi o zaman... Güzele ne kadar yakışırdı manşon! Yürüyüşlere akıcılık verirdi ve bazısına makinesi kurulmuş yürüyen bebek tuhaflığı... ", R H Karay, Sonuncu kadeh, 23"
Manco | manca, kedi köpek maması, yiyeceği | Kasap dükkanındaki mancolar, etlerden önce biter. Ölümcül hasta lazım olan ilacını getirtemez. Fakat iş kedi-köpek mamasına gelince, gümrük kapıları ardına kadar açılır., | Çalıkoparan, 28
a.
Manço | Üç beş adım ötesindeki kılavuz köylü, giysi şekilsizliğinde mançoya benziyordu. Hakkı Bey, atını durdurunca hemen koşup atın gemini tuttu., | Abbas Sayar, El eli yur, el de yüzü, 2015, ?
manda sütlü b.s. manda sütü içeren. | Manda sütlü tost ekmeğimizi geliştirdiniz* mi? , 31.05.2025
manda-kara | Kına küfü yeşilini çocuk belleğinin kıvrımlarında saklayabilen, zaman aşımı ölçülerinde bu güzel renk görüntüsünü silinmez kılabilir!... Çökmüş tüm yüreklere bir manda-kara | Manda-kara rengini düşününce, sıvışkan sanısını veren donmuş bir zift karası gözlerimin önünde canlanıyor., | Türk dili, 1972, C 26, 224
Mandabatmaz | bol köpüklü türk kahvesi. 2. Beyoğlu İstiklal caddesinde Olivia geçidi 1/A; Galatasaraydan Tünele giderken sağda, kahve dükkanının adı. | Güler'i karşınıza alıp yemek yiyebilir, meşhur profiterolcü İnci Pastanesi'nde profiterol yiyebilir, yahut J'Adore Pastanesi'nde çikolataya boğulabilir, akabinde Mandabatmaz'da okkalı bir türk kahvesi içebilir ve kibarca tabirle | restorasyon gören Emek'te bir performans izleyebilir; akşam da Asmalı Mescit'te birer mojito içebilirsiniz., | Tuğşah Bilge, İstanbulu benimle keşfet, ? ? [14.3.2022]
a.
Mandacı | Hami | Hepimizi alacak ecnebi diyarları da olmadığı için, bulunduğumuz yerde hepimizi çalıştıracak bir mandacı devlet arayalım!, | Taray, 84
a.
Mandacı | Hami. | Hepimizi alacak ecnebi diyarları da olmadığı için, bulunduğumuz yerde hepimizi çalıştıracak bir mandacı devlet arayalım!, | Taray, 84
a.
mandacı manda taraftarı | MİT, TSK vb. Buralarda milli, mandacı olmayan, şucu bucu olmayan, liyakatli insanları istihdam edilmeli., | HAtillaUğur, YŞ, 25.9.2016
mandallama | Filmlerde yönetmen nasıl seyircinin empati kurmasını istemediği karaktere aynalı güneş gözlüğü taktırıyorsa, köşe yazarı da | arkadaşımın arkadaşı dış kapının mandallamasıyla bu şahsı okurun empati halesinden çıkarıp atıverir bir kalemde., | YMEroğlu, T, 3.4.2012
a.
mandallamak | 1. Çamaşaşırı mandalla tutturmak | İnşaatlardan ve çöplerden topladığı eskimiş, delik deşik, pis, kullanılmaz olduktan sonra bile kullanılmış erkek çoraplarını evin bütün odalarına, mutfak ve banyoya boydan boya gerdiği ipin üzerine mandalladı., | BUzuner, 1993, 18 2. -i Kapı, pencere kanadını mandalla tutturmak 3. Telsizlerde konuşmaları anlaşılmaz duruma getirmek için sürekli olarak düğmelere basmak
f.
mandaren | Gûya şahsî ve yevmî işlerle meşgul fahrî edebiyat mandarenleri haline geliyoruz!, A Ş Hisar, EK, 1953, 29
a.
mandarin | ... tadımıza taamlaşan portakal, ve, cinsten kardeşi olan daha küçüğüne memleketi sorulduğunda, Çin ülkesi manasına Mandarin'in Latin lehçelerinde (İtalyanca, Portekizce..vb) mandarino, soylululara giysi imtiyazı olan rengiyle de çok sevilmişti Safevi ve Osmanoğulları diyarında..., | Mülteci TBozkurt, 19.12.2014, Rindan
a.
mandaterlik | mandatery'den+lik | ... [D]iğer bir kısmının da mandaterlik taraftarı olmak gibi düşünceleri ve bu düşüncelerinin gerçekleşmesi için sarfettikleri gayretler Mustafa Kemal'i mütemadiyen yorup uğraştırıp duruyordu. Kılıç Ali, 1955, 19
a.
mandavul | Acı bir yaban üzümü. Onmadık kişi mandavul yemek işi kalıp söz AAYörük, 6.6.2016
a.
Mandelalaşmak | Mandela'dan | Hangisini tercih edersiniz? Savaşı mı, Öcalan'ın Mandelalaşması sonucunu doğuracak barışı mı? , | AGörmüş, T, 27.8.2011
f.
mandepsiye basmak | Sayın Pekünlü'yü yanıldığı, tongaya düştüğü, mandepsiye bastığı, saçmaladığı, mehaz göstermeden makale (ama ne makale!) çevirdiği, astrofiziğe yeni ufuklar kazandırdığı için eleştirmemeliyiz., | ATAlkan, Z, 19.5.2012
mandilik | E önce şaşırtıcı belki ama giderek de sıkıcı bu 'günün birinde ihtiyacım olur aman suya sabuna dokunmayayım, madilikse başka alanlarda yapayım', yazıları. Üzgünüm Leyla, yoruyorsun., | BAltuğ, T, 26.8.2012
a.
manduruha | üçüncü derece kalitede sünger | Çünkü çumuha ve manduruha ne kadar kesîr sayd edilse ahalinin ihtiyacat ve maîşetlerini tehvin ve temine kâfil memleketine para idhal edilemez., | İlkul26
a.
manej | manege < ital. | 1. At terbiye etme işi, at terbiyesi 2. Atların eğitildiği yer | ... İÜ Avcılar Yerleşkesinde ...89.000m2lik yerin ilgili Bakanlığa bir açık ve bir kapalı manej yapılması ve ayrıca bu alanın at binişine uygun hale getirilmesi için tahsis edilmesine dair teklif-., | İÜYK, 20.10.2016 3. Atlı gösterilerdeki binicilik gösterilerinin tamamı
a.
fr.
manevilik a.Fethi fetih yapan maddiliği değil maneviliğidir., | İbrahimOruçoğlu, DirilişP, 28.5.2016
maneviyat | moral, yürek gücü maneviyatını kırmak deyim | moralini bozmak, moral gücünü sarsmak | +Ben sakin ve neşeli halimi halimi kaybetmeden inat ediyor, maneviyatlarını kırmamak için araya latifeler karıştırıyor, tuhaf misaller söylüyordum., | RNGüntekin, Damga, 34
a.
GTS+ GTS+
Maneviyat | Rolüm maneviyatımı artırdı, | HrKlbk, 26.8.2019, 3
a.
maneviyatlı | Bugün bizimle alâkadar olanlardan aldığımız intibalar ve onların şuurlu yardımları da hayata çıkarken güvenli, maneviyatlı ve imanlı çıkışımızın temadisini teshil edecektir., | Tıp FakültesiM, 1939, C 2, 1081
s.
tıp tıp
maneviyatlı | Günümüze baktığımızda birçok insanın yaşı ne kadar ilerlerse ilerlesin olgun ve maneviyatlık bir davranışı yoktur. | , | DirilişP, 28.5.2016
a.
manevrasız
s.
"Buradaki kavşak, araçların manevrasız dönemeyecek kadar dar olması nedeniyle Meczup Kadirin kafasına geçirdiği trafik polisi şapkası ile düzeni sağladığı yerdi.", Ersin Bulun, 2023, 63"
mangal | Daha geniş olarak bütün bir bitki topluluğunu (mangal) ifade etmekte, | wikipedi, 12.8.2014
a.
mangala | sp | Konuşmaların ardından, öğrenci temsilcisi İbrahim Taha Uyar, Gül'e geleneksel strateji oyunu | Mangala hediye etti. Oyunda kaç taş olduğunu soran ve oyunu inceleyen Gül, | Öğreneceğiz artık dedi., | M, 19.5.2011
a.
Mangalbaşı bn. Ocakbaşı
mangalcı | Mangalcılar dikkat / Mangaldaki kömür ve kömür tozları, pişirdiğiniz etin üzerine sinerek kansere davetiye çıkarıyor., | HT, 22.8.2015
a.
GTS-
Mangalda kül bırakmamakMangalda kül bırakmayan kitleler, elle gelen düğün bayram, ucuz kahramanlıklarla bazen yöneticilerini gereğinden daha radikal davranmaya da tahrik eder, yöneticileri üzerine hamasiliği, bazen faşizan duyguları bir baskıya dönüştürerek yöneticilerine yüklerler., | Y Aktay, YŞ, 3.6.2019
dey.
mangalı | mangası bulunan | Mangalı karşılama tartışma yarattı, | Hr, 14.04.2017
s.
mangaptu | manita Apollinaire'in mangaptusu ressam Marie Laurencin'in annesi., | SalahBirsel, Bitliler, NisanKitapDört, MaxJacob'tan, 13
a.
mangır toslamak | para ödemek | İki metreden topu kaleye sokamayan bir sol içe ne diye mangır toslasınlar... | , | OKemal, 1969, 63
argo
mangolu
s.
içinde mango meyvesi olan.
mangrov | Gelgit sonucu oluşan haliçlerde, tuzlu bataklıklarda ve çamurlu kıyılarda sık ormanlar oluşturan bazı ağaç ve çalı türlerine ve oluşturdukları ormanlara verilen ad | Hint yetkililer, ülkenin doğusunda bulunan Batı Bengal eyaleti'nin başkenti Kalküta'da Bengal kaplanının kocasının yanındaki bir kadını kaçırdığını ve mangrov ormanında kaybolduğunu söyledi., | Z, 12.8.2014
a.
manık | TTAS+ | 1. kedi, it ve ayı yavrusu 2. Kedi 3. Yavru. | [A]çılmadık it manığı bul bi dene, boğazla, yüz derisini, yağda kızart, yedir..., | OrhanKemal, Sarhoşlar, 36
a.
mani düzmekKimse bu memleket cahil geldi, cahil gidiyor' diye mani düzmesin., | İOrtaylı, Hür, 11.12.2016
dey.
mânialı | engelli. | Ve bu minval üzere, matbaa ile Ankara Palas arasında mekik dokudu, hem domuz filetosunu yiyemedi, hem 'sieste'sini yapamadı, hem de mânialı gösterilerini kaçırdı, Ş N Berker, Matbuat Hazretleri, 1953, 55
s.
manifestik | manifesto ile ilgili | Edebiyat tarihine manifestik bir bakış, | MKÖzgül, TurkishStudies, 8/9, 2013, 2685-2700
s.
ing.
manifestlemek | Manifestleyelim 777?? Tam hamile arkadaşına göndermelik reels, | https://www.instagram.com/kucukannerehberi/reel/DCG7aCmgBBo/, 2024'ün sonu, 10.05.2025g
f.
maniher | Tutuklananların evlerinde ve işyerlerinde yapılan aramalar sonunda şu silâhlar ve mühimmat bulundu: 19 mavzer, 74 martin, 111 vincester, 96 maniher, 78 gıra, 358 filovir silahları ile 3591 tabanca ve 45222 mermi..., | HCGüzel, Sabah, 26.4.2014
a.
manik depresif b.s. | Son yıllarda şizofreni ve manik depresif psikozlar ayrı bir önem ile ele alınmaktadır : Şizofreni sık görülen bir hastalıktır. Çeşitli istatistiklerde nüfusun % 1-5 kadarında mevcut olduğu bildirilmektedir. Hastalığın başlama yaşı kesin değildir., Ankara Üniversitesi Tip Fakültesi yayınlarından, 1973, C 284, 561
manika iki manika... 10.4.2016g
maniki | Çingenelere has umursamazlığı da içinde barındıran, dünyayı takmayan, tasayı dert etmeyen Çingene sözü. | Şimdi ne ki bu maniki... aradım taradım yok. Bi' gözüme ilişen... benzer bir tabir Hint versiyon Avare filminde geçiyormuş. Hani mutaassıp insanlar her hareket edişlerinde 'aziz Allah' der ya Çingenenin yaşlısı da her oy, of çekişte bunu der. | ooy yalan dünya, maniki dünya., | 19.7.2005, www.nedir.net/yalan-dunya-maniki-dunya.html, 29.10.2015
s.
manikürist | manikürcü, el bakımcısı | Bahçelievler, Beşyüzevler ve Zeytinburnundaki güzellik merkezimize bayan manikürist alınacaktır., | Posta, 10.9.2015, 19
a.
GTS-
maniple etmek | | Baba pısırık olduğu süre içinde onu takmamış, maniple etmiş, babası ile ilk karşılaşmasında, ilk kavgada ise evden kaçmış ve başka bir ilçede yaşayan ablasının yanına gitmiş. | , | EUslu, T, 20.8.2011 | (Devlet) baba otoritesi zayıflamaya başladığı zaman da yeniden onunla kavga etmeye, onu maniple etmeye başladı. | , | EUslu, T, 20.8.2011
f.
manipülatif | Ekran başındaki kişileri kolayca yanıltan bu manipülatif sallayışı kısaca hatırlarsak-, SedatTunalı, T, 14.9.2011 | 28 Şubatta daha gizli, daha manipülatif, açık ve net olmayan, daha görünmez ama neredeyse onun kadar tehlikeli bir yöntem denenmeye çalışılmıştı., | GültenKaya, T, 15.4.2012 | Ufak bir manipulatif etkiyle geniş kitlelere yayılmış, toplumsal sorun haline gelmiş olaylar görebiliyoruz. , | EE, Gazetemen, 11.9.2012
s.
manipülatör | [R]usya'ya karşı ürkek değil erkek politika vaat ediyor. Çin için de ağır konuştu: Manipülatör., | YOğur, T, 06.09.2012
s.
manipülatörlük | Klasik basın danışmanlığı ya da halkla ilişkiler faaliyetinin tersine, siyasetin sunumunu, siyasetin kendisinden çok daha önemli hale getiren Campbell ve Campbell gibilerinin işi, alışık olduğumuz manipülatörlükten öte | profesyonel yalancılık., | EsraArsan, R, 7.9.2003
a.
manisalalesi | bitk. | Efsaneye göre Adonis'in kanlarının saçıldığı topraktan kızıl anemonlar çıkmış, bizim manisalalesi dediğimiz bu çiçeklere kimileri de Adonis çiçeği diyor., | SKamuran, T, 21.3.2012
a.
manita | Sevgili
a.argo
manitacılık | Argo | En az iki kişiyle icra edilen bir dolandırıcılık. Bu kişiler tarafından yere bırakılan şişkince bir zarf, yoldan geçen bir şahıs tarafından bulunup, içindeki paraların görülmesinden sonra olayı tezgahlayan şahıs ortaya çıkarak, bunu gördüğünü söyler ve parayı paylaşmayı teklif eder. Anlaşamayıp, karşılıklı konuşmaları sürerken ortaya üçüncü şahıs çıkar ve her iki şahsı sükunete davet edip tenha bir yere çeker. Bu arada bahse konu zarf yankesicilerin el çabukluğuyla değiştirilir. Daha sonra bu şahıstan yüklüce ortaklık parası tahsil eden manitacı hırsızlar çabucak ortadan kayboluverirler. Kısa yoldan yüklüce para kazandığını sanan kurban, zarfı açtığında üst kısmında bir miktar para, alt kısımlarında ise gazete kağıtlarının dolu olduğunu görünce dolandırıldığını anlar ama iş işten geçmiş olur., | | http://www.elaziz.net/kitap/bolum2/hirsizlik-cesitleri.htm, 1.5.2014de g
a.argo argo argo
manitu | Homosexualty çalışacağım yüce manitu!, | M, MEVin, 21.9.2011 | Zaten yüce manitudan başkası da bilmezmiş onları, | AyçaŞen, T, 18.3.2012
maniya | Akçabaat Ocak bacalarında veya etraf duvarlarda biriken kalın is.
a.
maniye | Safranboluda domates | Bu diyarda domatese maniye kızılcığa kiren derler., | TarıkSipahi, StarCumartesi, 25.8.2012
a.
maniye Safranboluda domates | Bu diyarda domatese maniye kızılcığa kiren derler., | TarıkSipahi, StarCumartesi, 25.8.2012
maniyer | İt. Abartı | Bakarsanız, dizinin zanaatı tamam, öyle insanı gıcık edecek maniyeri filan yok, akışı da iyi, komik de zaman zaman, sıcaklık dozu da uygun., | Telesiyej, T, 27.9.2010 | Hepsi de fevkalade sistem içi ve sistem tarafından yaratılmış maniyerlerdir., | Telesiyej, T, 29.9.10 | Ezel bence şu anda tv kanallarındaki içi en boşalmış, buna rağmen en dolu gibi gösterilen, en maniyerli, en sıkıcı dizi., | Telesiyej, 16.9.2010 | Ve bu acıyı hiçbir maniyere saplanmadan edebiyatıyla yalın bir biçimde bize de geçiriyor., | PBarışta, T, 31.7.2011
a.
maniyerist | Maniyerizm mensubu. | Ultra maniyerist dizi Ezel'in, dayanılmaz Şekspiryen halleri., | Telesiyej, T, 29.9.10
s.
maniyerizm | mimari rönesansla barok arasındaki abartmalı, deformasyonlu mimari anlayış. Resim ve heykelde de kendini göstermiştir. | Bugün Maniyerizm sözcüğünü yaklaşık 1520-1600 arasında özellikle İtalyadaki sanatsal değişimleri tanımlama için kullanıyoruz. Bu tanımın kökeninde Vasari'nin (1511-1574) kullandığı ve bu dönemde üretilmiş yapıtların biçimsel niteliklerini vurgulayan Maniera sözcüğü yatmaktadır. Bu dönemin yapıtları sanat tarihinde önceleri klasik karşıtı, kötü, başarısız kopyalar olarak nitelenmiştir. Sözcük 1920'lerde de yüksek Rönesans ile Barok üslup arasındaki ayrımı belirtmek için kullanılmıştır. Oysa günümüzde Maniyerizmin, 16. yüzyılın ikinci çeyreğinden itibaren çeşitli sosyal hareketlerin de desteklediği özgün bir uslup olduğu kabul edilmektedir. Aslında Maniyerizm, kurallara ve şemalara bağlı Rönesanstan Barok üsluba bir geçiş olarak da adlandırılabilir. Ama bu formlardan bazılarının mimari bir işlevi yoktur. Yapıda, duvara bitiştirilen bir takım formlar, süsleyici bir üst tabaka niteliği taşırlar. Zaten bireysellik, sanatçının keyfi tutumu, hemen her alanda Maniyerist üslubun önde gelen özelliğidir. Maniyerizmde bir hayli yaygın olan oranlarla oynama, değiştirme tutumuna ilginç birer örnektir. İnsan figürlerinin kaynaşmış kitleler halinde, abartılı bir anatomik tanımlamayla verilişi, Maniyerizmin resim alanındaki en önemli özelliklerinden biridir. Rosso Fiorentinonun Musa ve Jethronun Kızları adlı resmi (Uffizi, Floransa), bu konudaki tipik örneklerdendir. Figürler artık Rönesanstaki gibi kompozisyon içinde ayrı ayrı yer almazlar. İç içe geçmiş, deformasyona uğramış bu gövdeler, aynı zamanda aşırı hareketlerle verilmiştir. Maniyerizmin heykel alanında ortaya çıkışı, resim ve mimariye oranla daha erkendir. Zaten Maniyerizm anlatım açısından dramatizmin yoğunluğuna, Michelangelo'nun heykelleriyle ulaşmıştır. Maniyerist dönemde Rönesansın klasik kalıplarının kırılmasında, bireysel çabaların büyük rolü olmuştur. Michelangelonun heykeldeki gelişimine paralel olarak resimde de El Grecoyu (1541-1614) bireysel bir tavır içinde görüyoruz. Sanatçı Giritte doğmuş, Venedikte eğitim görmüş ve ıspanyada yaşamıştır. Bu yüzden sanatı Bizans resminden Maniyerist Venedike, oradan da Engizisyon ülkesi ıspanyaya değin pek çok etkiyi bünyesinde barındırır. Bu etkilerin hepsini Kont Orgazın Gömülüşü (S.Tomé Kilisesi, Toledo) adlı resimde görmekteyiz. Resim, heykel ve mimari örnekleri bulunan Maniyerist dönem, ilerleyen yıllarda daha başka yeniliklerle yerini Baroka bırakacaktır. Nurhan Atasoy - Uşun Tükel
a.
mankafa | ...N'olacak, pis, şımarık, aptal, mankafa, budala, manyak..., | DCeyhun, 53
s.
manken | Ben giyinişte biraz itinasız olanları severim, siz ise henüz ütüden çıkmış kostümlerinizle ve dimdik duruşlarınızla tıpkı elbise mağazalarının camekânlarındaki 'manken'lere benziyorsunuz., | YKK, KiralıkKonak, 18-19
a.
mankurt | Geçmişi elinden alınarak köleleştirilenlere Mankurtlar denir. SSamancı, T, 2.4.2010 | Mankurt sözünü dünya edebiyat hazinesine katan Cengiz Aytmatov'tur. Savaşta esir düşen ve köle olan tutsak, zamanla kendilerinden intikam alabilir veya vatanına geri kaçabilirdi. Bundan dolayı, Kalmaklar tutsaklarını mankurtlaştırmışlardır. Bunun için, tutsağın ilk olarak saçları tamamen kazınır ve yeni kesilen devenin veya ineğin derisi başına kaplanır.Buna | şire derler. Kayıştan bir bağ ile bu deriye tutsağın başına sıkıca bağlarlar. Ayaklarını ve kollarını da kazıklara sağlamca bağladıktan sonra güneşin altında bırakırlar.Taze deri kurudukça kafatasını kıracakmış gibi sıkar. İnsana dayanılmaz acı verir. Büyüyen saç kuruyan deriyi geçemez, geri dönerek baş derisini iğneyle sokar gibi deler, tüm sinir sistemini öldürür, yani hafızayı tamamen yok eder.Bu işkenceden bir hafta veya on gün sonra tutsak ölür. Sağ kalırsa; adını, bütün geçmişini unutur. Bundan böyle, sahibinin dediğini yapan, şuurlu hareket edemeyen, düşüncesiz, duygusuz, ama güç ve kuvvet sahibi bir mankurta dönüşür, | AKara/MŞahanov, 30.7.2012 mülakat, eposta ++
mankurtizm | yeni. Mankurtluk, mankurtçuluk. | Tek tip kültür ve baskının diğer adı gizli ve modern Mankurtizmdir., | SSamancı, T, 2.4.2010
a.
mankurtlaştılmak | Mankurtlaştırılmak istenenlerin saçları kazınır, sonra kazınmış kafaya sıkıca deve derisi geçirilir. Çabuk parçalanmasın diye devenin boğaz kısmı tercih edilir, çünkü devenin boğaz kısmı kalındır. Kafası bağlanan kişi güneşin altına bırakılır ve böylece deri güneşte kurudukça, kafa küçülmeye başlar, büzülen deri, kişinin kafasını sıktıkça sıkar, sıkışmış kafadaki saçların çıkmasıyla saçlar geriye doğru çıkmaya başlar, geri giden saçlar beyne baskı yapar ve beyin zarar görerek hafıza kaybı meydana gelir. Mankurtlaştırılanlar zaten, haksızlığı kabullenmeyen güçlü, kuvvetli olan öncüler arasından seçilmekteydi. Bu işlemden sonra sağ kalanlar geçmişlerini tamamen unuttukları için onlara bu işlemi uygulayanları, dost bilirler, bir kap yemeğe razı olurlar ve her denene itaat ederler. Yaşanan bu modern Mankurtizm oyunları fayda etmiyor artık. | Samancı, T, 2.4.2010
s.f.
mankurtlaştırıcı | Türkiye'de önümüzdeki süreçte bu kültürel intiharın önüne geçebilmenin tek yolu, yıkıcı, mankurtlaştırıcı ve sömürgeci eğitim sisteminde; bütün değerlerimizi dinamitleyen çözücü medya rejiminde ve medeniyet iddialarımızı yerle bir eden kültür-sanat dünyasında büyük, köklü ve çığır açıcı paralel devrimler yapmaktan geçiyor. | , | YKaplan, YŞ, 13.12.2013
mankurtlaştırılma | mankurt haline getirme | Atalarımızın zamanındaki mankurtluk çok az kişinin başına gelen bir felaketti. Sovyet döneminde ise SSCB içinde bulunan milli cumhuriyetlerde yaşayan halkların tümü | mankurtlaştırma siyasetinin kurbanlarına dönüştü., | Akara/Mşahanov, 30.7.2012 mülakat, eposta
a.
mankurtluk -ğu | Ayrıca Cumhuriyet subayları millete de cephe aldılar; mankurtluklarıyla öne çıktılar., | İKüçükkılınç, 2.4.2012 eposta
a.
mankurtya | mankurt ülkesi. mankurtların yaşadığı ülke. | Mankurtyalılar. Erdem Bey'in dün röportajla ilgili cevabi yazısındaki, | Aytmatov'dan öğrendiğim bir kelime var: | mankurt, efendisinin çıkarını, efendisinden daha iyi bilen ve koruyan anlamını taşır. cümlesini okuyunca cumartesi günkü Yeni Şafak gazetesindeki bir köşe yazısını hatırladım., | ZÇelik, 7.1.2014
a.
manolya | bitkib. Manolyagillerden, yaprakları almaşık, iri ve parlak yeşil renkte, beyaz çiçekli bir süs ağacı (magnolia grandiflora) 2. Bu ağacın çok iri, beyaz ve limon kokusunda güzel çiçeği (manülya) | İncecik boyunlu, manolya renkli yüzünde iri yeşil gözleri, hep yaşlı gibi görünen, küçük zavallı Semahat., | C Uçuk, CB, 33 | bir manolya tarih anlatır / havuzun yüzüne yansır ak çiçekler, | AhmetÖzer, 1990, 59
a.
manolya rengi
b.a.
"Önündeki masada henüz kutulara yerleşmemiş bir yığın sigara, onun manolya rengindeki, ince uzun parmaklı, pembe sedef tırnaklı ellerinin arasından geçmek için bekliyorlardı.", C Uçuk, DS, 1971?, 9"
manolyalı
s.
manolya ağacı olan.
* tr. -lı
"Manolyalı bahçede sofralar kurulmuyor / Kalmamış nar şerbeti dağıtan cariyeler / Gülfem Kalfa tamburun tellerine vurmuyor / Çoktan susmuş gönülleri titreten o besteler", İlhan Geçer, 1986, 84"
Mansur-veş | Mansurlayın, Mansur gibi | Bâr ümmîdin kesüp Mansûr-veş bu bâğdan / Nev'iyâ ber-dâr olan ma'nîde ber-hurdâr olur., | Nev'î
s.
manşetlendirilmek | gazetede haber manşete çıkarılmak, manşet yapılmak | ikinci resmi görüşme ile ilgili gelişmeler, haber ajansları tarafından değerlendirildi ve | uzlaşma için bir adım daha şeklinde manşetlendirildi., | 18.1.2013, | http://www.ktff.net/HaberinDetayi/Index/1210, 12.11.2016g
f.
manşetletmek | Müjde Ar NTV'deki 'Dört Dodo Kadın' programında filan, yalnızca belden aşağı mevzulara sardırarak hem manşetletti habire kendini, hem de inanılmaz ölçüde ona ithaf ettiğimiz değerlerden / sevgiden / sempatiden eksiltti., | PMağden, T, 27.11.2011
f.
manşetüstü | sürmanşet | Dün de manşetüstü bir | özel haber koymuşlar; Beren Saat Revenge'in Türkiye uyarlamasında oynayacakmış ve bu | özel haberiymiş Habertürk'ün., | BAltuğ, T, 25.9.2012
a.
mantar
a.
kaldırımların kenarına araba park etmesin diye yapılan çıkıntılardan her biri.
"-Bu arabanın arkasına bırak." "-Bırakamam ki mantar var.", F Gedikli, G Gedikli, 3.3.2024"
mantar | yaprak mantar | Abla, yaprak mantardır bu, Konya Ereğliden yılda bir kez gelir. Bulamazsın!, Merter pazarı, 23.03.2025
b.a.a.
mantarkafalılık | aptallık | Ergenekon Terör Örgütü'nün yaptıkları/ettiklerine bakınca enayilikleri/okuma-yazma özürleri/dağınıklıkları/mantarkafalılıkları karşısında sarsılıyor insan gerçekten., | PMağden, T, 8.12.2011
a.
mantıcı | Mantı yapan 2. Mantı satan | İstanbulun en iyi mantıcıları, | 27.8.2014, | http://yemek.com/istanbulun-en-iyi-manticilari/#.V-v9bIiLTcc, 28.9.2016g
GTS+
mantinato | Atatürkçülüğün ve Laikliğin mantinatosu olmayı benimsemişse birileri, yani eğer gerçekten inanmadığı yada sevmediği bir fikrin | kapatması haline gelmişse bir dava, kapatılır anne., | SerkanTorun, 18.3.2008 | http://www.saityakut.com/? m=200803, 7.6.2014g
a.
mantolama
mantolamak | 68100 kere geçiyor googlada.
f.
GTS-
mantolu
manto giyinmiş olan (kimse), mantosu olan.
fr. manteau: < Lat.) Elbise üzerine giyilen, kalın kumaştan kadın giyeceği + tr. -lu
"Uzun uzun bıyıklı, kavaf kulaklı, kürklü mantolu, tüylü yanaklı (Kedi).", S Yurdatap, Karagözün ada sefası, 1975, 24"
mantra | Kabul töreni olacak, mantramızı vereceklermiş. | Meyve getirin diyorlar, törende kullanacaklarmış., | MEsayan, T, 18.9.2011 | Paris, İstanbul, New York fark etmez, yoga iletişim ağı sayesinde yabancılık çekmezler, aralarında Sanskritçe mantralar, Yoga asana pratikleri, Ayurvedik sağlık ve vejetaryen yeme içme ritüellerini paylaşır, birbiriyle anlaşırlar. NGöle,T24, 4.11.2013 | Kendall ve Kylie Jenner kardeşler ile PacSun firması, bir yaşam stil markası olan Island Company'nin mantrasını* kopyalamakla suçlanıyor., | ModaHukukEnstitüsü, 18.10.2015, eposta
a.
manüel / manuel | Türkçedeki incelme eğilimi burada da görülüyor. Manuel olarak lügatte var. | Özkan Bey ile sohbetimizde filtre kahve demleme yönteminin manüel modeli olan V&0 ile demlenen-., | RTartıcı, T, 21.9.2014
a.
manya lat? mania hastalık | 'Ergenekon', Türkiye'nin hakim siyasi kültürünün, güç manyasının, 'militan bencilliğin' ta kendisi..., | Ö. Sezin, T, 4.3.2011
manyamak | Manyak olmak, manyaklaşmak. | Ama Ergenekon ideolojisinin 'sitkom' görünümlü Nazi subayları ve onların kafaları sarıya boyalı karıları (bknz. E. Özkök und | Arman) dışarıda, 'amiral gemisinde' , 'basında güven'de falan iyice manyamış ideolojik propagandalarını sürdürebilmek için-, PMağden, T, 8.12.2011
a.f.
manyel vermek | tiyo/tüyo vermek. | 1: bric, eşli king, satranç ve poker gibi oyunlarda, oyun kurallarına aykırı biçimde oyunculara elindeki kağıtları anlatan bilgi vermek ya da hamle soylemek. 2. Satrançta, centilmenlik kurallarına aykırı biçimde rakibi rahatsız edebilecek bin türlü numaradan her biri. 3. Niyetini belli etmek gibi kulanılır. 4. bk. Sinyal vermek. 5. eger Kulüpte oynuyorsanız, komiserin tepenizde bitmesine neden olan eylem... genellikle 100 ceza puanıyla neticelenir. 6. Genel olarak üniversite camiasında alışılmışın dışında, ayar vermek, ayar almak. Cümle içinde kullanmak gerekirse; - neden konuşmuyorsun hatunla? git açıl kardeşim ya - daha ne manyel alacaksın ya hatun seni kesip duruyor. Ekşi | Darbeyi yapacakları gün birbirlerine manyel vermek üzere radyoda çalınacak bir istek parça seçiyorlar., | YOğur, T, 22.03.10
s.f.
manyel yapmak | bk. manyel vermek. | Sosyologları göreve davet ediyorum, Teoman'ın müziği bırakması adeta ters manyel yaptı ve memleket insanındaki Serdar Ortaç öfkesini açığa çıkardı., | DOral, T, 8.8.2011
f.
manyetizma | Tahsilini epey bitiren Ülker Sultan bu defa kendini manyetizma ilmine vermeye başladı., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 51
a.
manyetizmacılık -ğı
a.
ispiritizmacılık.
"1870'lerden 1910'a kadar Osmanlı matbuatında ispiritizmacılık ya da manyetizmacılık ve onlarla bir şekilde ilintili alanlara dair yazıların sayısı bir elin parmakları kadardır. Özgür Türesay'ın tespitine göre, Türkçe'de ispiritizmacılık üzerine ilk makale, 1876-77 tarihli", @mollayane, 17.04.2024, X"
manzarasız
s.
manzarası olmayan,
"Manzarasız tren yolculuğu çekilmez", A H Coşkun, Hr, 9.7.2024"
manzarasız | Bir gece sabaha karşı beni / Manzarasız bir pencerenin önünde bıçakladılar, | AlperÖzbek, 94
s.
manzume
a.
toplamı, bütünü.
ar.
Öğretime her başlayana bu kurallar manzumesi verilmeli
mapıs | Mahbus, mahpus, mapus | Seni mapıs da edemezler., | , | OrhanKemal, Sarhoşlar, 17
a.
mapusluk -ğu
a.
"Meğer gurbet dediğin mapuslukmuş güneşli avlularda, yaşanırmış öylesine.", Erhan Güleryüz, Gülden Kalın, Değer, Y 7, Mar 2021, S 87, 51 "
Maputo
yer a.
Mozambiğin başkenti.
MAR Aselsan mobil arama radarı, | MilAselsan, 5.5.2017, 5
maral
a.
"Yalnızız, öyle yalnız! dost / Bitirir bizi, sevgiyle, / Özümüzün arasından / Maral! Bakar şehlâ, vurgun, şöyle", M Taner, Sunak, 40"
maral | güzel kız veya kadın | Hangi dağda bulsam ben o maralı /Hangi yerde görsem çeşm-i gazali, | BZihni, EGŞA, 55 | Körpe maral idin dağlarımızda / Dolanırdın sol u sağlarımızda, | KağızmanlıHıfzı, EGŞA, 81 | Gerdanın pembedir ağ ğöğsün mermer / Zülüfler sırmadır kokusu amber / Verilmiş cihanda Arzu'ya Kamber / Benimki de sensin maralım Ali., | Ruhsati, 2010, 221 | Bu dağda maral gezer, / Zülfünü darar gezer, / Dağ bizim maral bizim, / Ya düşmanlar ne gezer? // Gözlerim kan ağlar kalbim yaralı, / Getir bu yaramı sar kara gözlüm, / Dünyanın güzeli Kerkük maralı, / Sende de bu gönül var kara gözlüm., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 90//266 | maral | Dur selvi dur sana haber sorayım / Selvi ağacı senin maralın hani / Dinle gel dinle ver benim cevabım / Selvi ağacı senin maralın hani ..., Aşık Kerem | Sevgili maralım, bak, işte ben de oradan kurtuldum!, | Balzac/Ataç, İki yeni gelinin anıları, 1947, ?
a.
maran | bk. maranta | maran kokulu yel bir değince / aktan pembeye dönüşür tenler, | YMiraç, 1981, 71
a.
marangozhane | | Babası Yıldız Sarayı'ndaki marangozhanede Sultan'a yardım etmekle görevli idi., | 21.8.2015, | http://www.leblebitozu.com/turk-edebiyatinin-yorgun-savascisi-kemal-tahir/, 11.4.2016g
a.
maranta | Bir tür çiçek Trabzon'da maranda 30.4.2014 Tedi
a.
maraz | hastalık maraz vurmak (birine) hasta olmak
ar.
marduk | Ya da 2012'de Marduk gelip Ortakent'in beynine inecek., | DOral, T, 13.8.2011
a.
marfan sendromu | Gazeteci-yazar Abdurrahman Dilipak'ın pek bilinmeyen bir özelliği de ressamlığı. Yeteneğini geliştiren ise Marfan Sendromu. Kafasını çevirmeden arkasında olan biten her şeyi görüyor, güçlü eklemleri fırça hakimiyetini artırıyor., | Star, 3.4.2011
a.
tıp
Margarinci | 1. margarin üreten kimse | O yağı bize verin, biz hemen margarin yapalım.' dedi margarinci. Ona döndüm bu sefer. Dedim ki: Bu yağ bozulmuş, oksitlenmiş bir yağ. Nasıl sen onu margarin yapıp da yedireceksin? Ohoo beyefendi! Bize adam verin. Fabrikanın bir kapısından sokalım. Öbür taraftan margarin çıkartalım., | Elif elifD, 2016? , S 21, İştahını Cennete Sakla, 38 2. margarin yağı tüketen kimse
a.
margarita BTS+ | çiçek ak papatya | Yemekleri kadar margaritalarıyla da iddialı., | NBayraktar, SabahCmrts, 20.8.2016
a.
bts+
marginata bitk. | ... marginata , E. diversicolor, E. sedunca). Buradaki bitkilerin % 82si başka hiçbir yerde görülmiyen türlerdir., | İnönü ansiklopedisi, 1950, C 22, 312 | Marginata 14,99 TL, | 04.06.2022+
a.
margo | erkek kedi | Buna karşın FB panikte. Hakem birçok kararında onları koruduğu hâlde mağdurmuşçasına bağırıyorlar. Margo gibi. (Trabzon'da erkek kediye margo derler. Hem tecavüzkârdır, hem bağırır.), HAlişanoğlu, 19.4.2011 eposta
a.
mariachi | Teknoloji merkezi, mariachi grupları ve tekilasıyla ünlü kentte aylardır Zetas ile mart ayında kentteki üst düzey isimlerinin polis tarafından tutuklanmasıyla-., | T, 11.5.2012
a.
marihuana bitkib. | Hindistanda yetişen kenevirin çiçeklerinden ve yapraklarından elde edilen uyuşturucu madde | Kısaca dingin, rahat, ve mariuhana çekmiş gibi huzurlu her şey., | TKiremitçi, 2005, 101 marihuana çekmek deyim marihuanadan yapılmış uyuşturucuyu kullanmak
a.
marimba | Miras kapsamında listeye giren diğer kültürel değerler arasında Azerbaycan halıları, Moğol dansları, Hırvat dantelleri, İspanyol flamenkosu, Kolombiya'nın marimba çalgısı var., | T, 18.11.2010
marin | P enye kumaştan olanlardan çizgili desenlerde, marin temalılardan mutlaka edinin. Gözü yormayan geniş aralıklı veya ince beyazlı çizgiler marin havası verir ve lacivert ceketlerle de kombinlenir., | BaşakDizer, HrCtesi, 8.7.2017, 10
s.
Marinalı | 1. BEZANOZANO'LAR, üç yy.dan beri yukarı Mananjary kıyılarında yaşayan Marinalı göçmenlerden kurulu bir Madagaskar kavmi, yaklş. 25 000 kişi. Koyu renkli, uzunca boyludurlar. Zencilerle karışmalarına rağmen sarı ırk niteliğini ..., | Büyük Lügat ve Ansiklopedi, 1085, C 2, 347 | 2. Marinası bulunan yani yat limanı bulunan. | Böylece marinalı, alt katında çalışılan üst katında yaşanan ev ve iş yerlerinden oluşan yepyeni bir yerleşim sistemi inşa edilecek., | 16.11.2011, | https://www.bthaber.com/coplukten-gorkeme/, 19.8.2018 | 3. | marine edilmiş. | Hemen göz önünde taptaze ve sıcacık hazırlanan Adana, Urfa kebaptan, yeşil zeytin marinalı kuzu kaburgasına, limon ve defne yapraklı palamut şişten teriyaki..., | | https://www.kempinski.com/tr/istanbul/ciragan-palace/press-room/c-ra-an-palace-kempinski-nin-ac-k-hava-mekan-bosphorus-grill-bu-yaza-haz-r-tr-tr/, 19.8.2018 | Karabiberli dana bonfile, karides ve yengeçli Çin böreği, limon otu marinalı ızgara tavuk, canton usulü dim sum bu lezzetlerden sadece birkaçı., 14.11.2013, | https://www.gecce.com.tr/haber-le-meridien-istanbul-etilerde-asya-mutfagindan-esintiler? mobil, 19.8.2018
s.s./a.
Marinalı | 1. BEZANOZANO'LAR, üç yy.dan beri yukarı Mananjary kıyılarında yaşayan Marinalı göçmenlerden kurulu bir madagaskar kavmi, yaklş. 25 000 kişi. Koyu renkli, uzunca boyludurlar. Zencilerle karışmalarına rağmen sarı ırk niteliğini ..., | Büyük Lügat ve Ansiklopedi, 1085, C 2, 347 2. Marinası bulunan | Böylece marinalı, alt katında çalışılan üst katında yaşanan ev ve iş yerlerinden oluşan yepyeni bir yerleşim sistemi inşa edilecek., | 16.11.2011, | https://www.bthaber.com/coplukten-gorkeme/, 19.8.2018 3. | Hemen göz önünde taptaze ve sıcacık hazırlanan Adana, Urfa kebaptan, yeşil zeytin marinalı kuzu kaburgasına, limon ve defne yapraklı palamut şişten teriyaki ..., | | https://www.kempinski.com/tr/istanbul/ciragan-palace/press-room/c-ra-an-palace-kempinski-nin-ac-k-hava-mekan-bosphorus-grill-bu-yaza-haz-r-tr-tr/, 19.8.2018 | Karabiberli dana bonfile, karides ve yengeçli Çin böreği, limon otu marinalı ızgara tavuk, canton usulü dim sum bu lezzetlerden sadece birkaçı., 14.11.2013, | https://www.gecce.com.tr/haber-le-meridien-istanbul-etilerde-asya-mutfagindan-esintiler? mobil, 19.8.2018
s.
marine s./ | pişirmeden evvel, yumuşatmak için baharatlı sirke, zeytinyağı içinde bekletilmiş tavuk, et ve deniz mahsulleri | Bazen deniz mahsulü marinelerine birkaç damla damlattım., | DŞenol, RHayat, 24.7.2011 | marine etmek: Tavuk, et gibi ürünleri yumuşatmak için pişirmeden önce belirli bir süre baharatlı sirke, zeytinyağı vb. içerisinde bekletmek anlamındaki marine etmek birleşik fiilinde geçen bir söz
a.
GTS+
maritim | deniz | Deniz iklimi- Okyanus veya maritime. Kara iklimi-Kıtasal iklim. Okyanus iklimi mutedil, bol yağışlı ve hav arutubeti yüksektir., | Ormancılık Araştırma Enstitüsü, 1967, S 29-32, 17
a.
marizane | Etrafımdaki meydanlar bana adeta marizane bir korku veriyordu., | RNGüntekin, Damga, 56
s.
marizleme | dövme, darp etme | Kocasının marizlemesi, kazandığı paraya el koyup elâleme kebap ısmarlaması, kızlara zulmetmesi ve diğer hırtlıkları 'normaaaal'., | NecdetŞen, 2.9.2009
a.
marizlemek | dövmek, darp etmek | Başım beladaydı. Zaten ne zaman değildi ki? Ayıldığımda her tarafım sızlıyordu. Biri beni fena marizlemişti galiba., | FDoğan, T, 4.8.2010
f.
marizletmek | Birkaç kere de, röntgen yaparken enseletip, karakolda bir güzel marizletmişti Piç Yavuz ve avanesini., | TAral, SÖ, 47
f.
marj | Türkiye'de 'sol' şimdiye kadar ağır siyasi hatalar yaptı, olmayacak siyasi tercihlerde bulundu ve bedelini hep toplumun 'marj'ında kalarak ödedi., | AGörmüş, T, 13.1.2012
a.
Marjinalizasyon | Böylece, sebep oldukları eylemlerin şahsi özelliği artar, mimarinin tümü içerisinde marjinalizasyonu gerçekleşir ve nihayet uygulayıcılarının yalnızlığı büyür., | M A Erginöz, Mutluluk evlerinin mimarı Jacques Couëlle ve ekolojik mimari, 1988, 180
a.
Marjinalizasyon | her geçen gün karmaşıklaşan gemi yapım tekniklerinin ve hızlanan merkezi devlet oluşum sürecinin gerektirdiği finansal, idari ve lojistik gereklilikler bu ekonomik marjinalizasyonun siyasi sonuçlar doğurmasına yol açacak ve onaltıncı yüzyılın çaresiz Avrupa devletlerinin onyedinci yüzyıl boyunca Kuzey Afrika limanlarını rahatlıkla bombalamasına yol açacaktır., | E S Gürkan, Sultanın Korsanları, ? , 373
a.
ing.
marjinalize olmak | marjinalleşmek.
f.
marjinalleşme | marjinalleşmek hali. | [B]u arada PKK'nın zaman içinde taraftar kaybedip marjinalleşmesini ummak., | İBerkan, R, 22.12.09
a.
marjinalleşmek | Fethi Naci'nin ve Alemdar Yalçın'ın tespitleri doğru olmakla birlikte, Yeşil Gece'nin daha farklı bir problematiğin içinden okunması da mümkün görünüyor: Marjinalleşen İnkılâpçılar! ... Yeşil Gece'nin Kemalist inkılâpçısı Ali Şahin, inkılâpların gerçek amacından saptığını ve çıkarcı bir kadronun elinde yozlaştığını görerek marjinalleşen aydın tipinin Türk romanındaki ilk örneğidir. Hilmi Yavuz, Türkiyenin zihin tarihi: Türk kültürü üzerine kuşatıcı bir söylev, 2009, 80
f.
marjinalleştirilmiş s.* | Ezilmiş ve marjinalleştirilmiş kesimlerin yanı sıra kendi toplumsal muhafazakâr ve ekonomik liberal görüşlerini paylaşan büyüyen orta sınıflar ve iş âleminin yeni elitlerinin arkasında durduğunu bilerek bunu yapıyor., | JLagendijk, Z, 19.6.2013
marjinalleştirmek | Kürt sorunu, demokratikleşme ile ilgili atılacak adımlar şiddet taraftarlarını kitle desteğinden yoksun bırakarak marjinalleştirecek., | NizamettinTaş, T, 20.3.2013 | CHP yönetimi içindeki fırtınanın üfürücüleri CHP'yi İşçi Partisinin peşine takarak, sistem dışına çekip marjinalleştirerek sert kavga etmek istiyor., | HÇakır, T, 22.4.2013
f.
Marka kent | Sakaryalı bir ilim adamı olan Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Mustafa İsen'in öncülüğünde başlatılan | Marka Kent çalışmaları sonunda eko-turizme açılan Acarlar Longozu'nun bütün güzelliklerini uzun ahşap yürüyüş yolunda yahut gezi teknesiyle ve deniz bisikletleriyle göle açılarak tatmak mümkün., | BAyvazoğlu, Z, 4.10.2012
a.
marka yüzü | bk. Ekran yüzü. | Hadises, sürpriz bir reklam anlaşmasına imza attı. Bir yılı opsiyonlu, iki senelik sözleşme yapan şarkıcının, marka yüzü olduğu firmadan 5 milyon Tl aldığı iddia edildi., MlCadde, 1.1.2019, 1
b.a.
markajlanmak | Ve kalabalıkta markajlanan Baros'la ne olabilir ki? , | AFIşık, T, 15.9.2011
f.
markalaşma a markalaşma işi | Türkiyede 21. yüzyıl standartlarında markalaşma ve patent almanın önemini kavrayan birçok sektör ve işletme, rakipleriyle rekabet etmek ve markalaşma süreçlerini tamamlamak için çalışıyor., | HT, 3.4.2011
markalaşmak f | 1. Ürün marka durumuna gelmek. 2. mecaz Kişi kurum vb. marka durumuna gelmek.
markalaştırma | Kentleri pazarlamak üzere markalaştırmanın, dünya kentleri, küresel kentler yaratmanın ardındaki maliyetler neler? , | AçıkRadyo, 11.5.2015
a.
GTS-
marke etmek | Ne yazıktır ki, halk önünde çalmayan Jascha Heifetz, boş yere kuvvetini israf etmemek kararıyla olacak ki, bu büyük eseri orkestra ile birlikte hafif bir tonla çalıyor ve bu arada yalnız marke etmekle yetiniyordu., | CMAltar, A.B.D. İzlenimleri, | http://www.cevatmemduhaltar.com/abd_izlenimleri.html, 14.6.2017g
bf.
marker | bkz. Markör | işaretleyici, imleyici. Akaryakıta karıştırılan ve yakıtın yasal yollardan sirkülasyona sokulduğunun işareti olan kimyasal 11.12.2007 15:21 oric, EkşiS | Koç'a marker işkencesi/ Yani, TÜPRAŞ'ın tesislerinde ve tankerlerde bulunan akaryakıt içinde marker olup olmadığı operasyonun başladığı gün belli oldu., | T, 1.8.2013
a.
ing.
marketing | pazarlama | Kimileri bu şarlatanlığa 'pazarlama' diyor ya da ne kadar küreselleşmiş bir konudan söz ettiğini anlatabilmek için 'marketing' demeyi tercih ediyor İngilizcesiyle., | EKatırcoğlu, T, 1.9.2011
a.
ing.
markiz | Marquise | 1. Markinin karısı 2. İki kişilik, alçak, oldukça geniş koltuk | Kenarı oymalı, nakışlı bir gümüş çevre kuşatmış, büyük aynanın karşısında, mavi atlas kaplı alçak markizde oturmuş, saçlarını tarıyordu. | , | CUçuk, CB, 177 3. Mim. Bir kapı veya pencere önünde yağmurdan korunmak için yapılan saçak
a.
fr.
GTS-
markör | bkz. Marker | [G]enom haritasında incelenen 18 genetik markörle Yahudiler veya Romanlara özgü herhangi bir iz bulunmadığı' belirtildi., | T, 17.6.2012 marksizan | Üstelik, bazı özel alanlarda Marksist-Marksizan yaklaşımlar bilhassa geri kalıyor., | HBerktay, T, 14.1.2012
s.a.
Marksizm-dışı | Herkese de bunu salık veriyorum, ama o zaman 'Marksizm-dışı' falan, böyle bir şey olduğunu söylüyorlar., | MBelge, T, 17.9.2011
marley
a.
apılarda döşeme gereci olarak kullanılan plastik madde.
ing. marley marka adından.
"Cadde üstünde kaloriferli bir binaymış. Üç oda, bir salon, yerler marley döşeli, çok güzel bir daire.", İ F Ceylan, Bir Garip Adam, 2002, 55"
marmara çırası | muhtemelen Marmara adasında veya bölgesindeki çamlardan elde edilen çok nitelikli bir çıra türü Marmara çırası gibi yanmak/yakmak deyim | Perişan etmek, mahvetmek veya perişan olmak, mahvolmak anlamlarındaki Marmara çırası gibi yakmak (veya yanmak) deyiminde geçen bir söz | Desene yanmıştık. –Hem de Marmara çırası gibi., | Ulunay, MKS, 12
a.
marmaratör | Marmara Kıraathanesine müdavim olan kimse. | İkinci Küllük ise, ki diğer bir adı da | Marmara Kıraathanesi dir, yine Bayezid'de ama caddenin üstünde bulunuyordu. Buranın müdavimlerine de | senatörler kelimesinden yola çıkarak | Marmaratörler deniliyordu., | D Gürlek, YŞ, 14.7.2019 |Emeti Saruhan'ın röportajında Marmaratörler anlatılıyordu., | İ Küçükkılınç, 10.6.2012, eposta
a.
marmaratörlük | Bir de şahsiyetini tamamlayan, kişiliğine, belki arayışlarına da çok uyan bir renk, bir üslup olarak marmaratörlük var; fotoğraflarında kendini hemen ele veren Marmara Kıraathanesi müdavimliği..., | İ Kara, Reknakoğlunun İstanbulu Derin Tarih, S 149 Ağu 2024, 2-9
a.
marmot | Bu avcılar kartallar sayesinde tilki veya marmot gibi daha küçük hayvanları avlıyor., | M, 6.10.2015
a.
mars | Cazibe güçlenir marsla / Aşk yükselir koçla / Elde etmektir zaferi / Onun en büyük ideali, E K Gökkaya, 1988, Hasan Baba, 68
a.
marsec, 14.07.2001 //tanimlamakta gucluk cekildigi ya da kendinizi yoramayacaginiz hallerde hersey anlamina gelebilecek potansiyele sahip kelimeler.
marseyyez
a.
fransız milli marşı.
fr. marseillaise
"Benim karşlaştığım Fransızların iyi insanlar olmalarından herhalde onların milli marşları Marseillaise'i (Marseyyez) dinlemek bile hoşuma gidiyor.", Kaptan Paşa, 1954, 98"
marsık | 1. Yapılırken iyice yakılmadığından duman ve koku vererek yandığı için baş ağrısı yapan odun kömürü 2. s. Zayıf ve teni koyu renkte olan | Hasan gözlerini açtığı zaman, onu, kör bir marsığı üfliye üfliye, bahriyeli esvaplarını ütülerken buldu., | Tez, TTE, 51
a.
Marsilyalı | Marsilya şehrinden olan | Tıknaz yuvarlak çehreli bir adam kendi kendine söylenir gibi halis Marsilyalı şivesiyle:, | YKK, 1945, 13
a.
marşmelov | marshmallow lokuma benzer süngerimsi hafif şekerleme; jelatin, şeker, su, un ve tuzdan yapılan bir tür tatlı 14.9.2013, | https://www.youtube.com/watch? v=V4-BGJ2_Cfc, 3.8.2015g
a.
ing.
Martin | Arkadan gelen dört candarma, yamçılarına bürünmüş ve martinlerini sırtlarına çaprazlama asmışlardı., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 14
a.
martin | At martini de bre Hasan dağlar inlesin / Drama mahpusunda Hasan dostlar dinlesin., Drama (Trakya) türküsü
a.
Martin Eden | Ben ise bir Martin Eden kabalığıyla (en doğrudan duyguların insanı) ancak şu kadarını yapabiliyorum-., | YMEroğlu, T, 7.2.2012
a.
Martir/martyr | şehit | Evet, Öcalan'ın Türkiye devletinin eline geçmesi, onu sevenlerin gözünde, Öcalan'ı 'yaşamaya devam eden martir' konumuna getirdi (gerçek hayatta çok sık rastlanır bir durum sayılmaz)., MBelge, T, 30.7.2011 martyr | Zorbalıkla dayatılan bir ölüm ve ölenin büyük masumiyeti! | Metin Altıok, Madımak Oteli'nde yanan bir kurban değil, bir martyr'dir, bana göre., | HilmiYavuz, Z, 6.6.2012
a.
martirizasyon | şehitleştirme. | Veya başlarına mezhebî simge kızıl bez bağladıktan ve yine Şiiliğin martirizasyon dövünücülüğüyle ölüm orucuna yattıktan sonra materyalizmden yahut marksizmden (!), dem vuran desperados solculara övgü ve ağıt yakarak laik bir özgürleşmeye ulaşılamaz! | , | Uluengin, T, 8.8.2012
a.
martirolog Hıristiyan azizlerin hayat hikayeleri | Roma Martirologları (Yunanca kökenli =martiras-tanık) temelinde gelişen aziz yaşamöyküleri IV. ve V. yüzyıldan itibaren Bizans edebiyatının en temel eserleri arasına girmiştir.,+*
marul | yani ellerin ürkek kertenkeleler / yani baharın kendisisin erik gibi marul gibi, | NBüyüm, 1968, 14
a.
marullu
s.
marulu olan.
"Kahramanları devler değil, ince, uzun, eli misinaya dizili mezgitli, kırmızı turplu, marullu, akşam evine dönen amcalardır!", Rabia Gedikli Maltaş, faebook, 27.01.2024"
marullu | çeşmelerin en uslusu ortadası marullusu / -alanı lorca alanının kumkapılı kardeşi-, | NBüyüm, 1968, 32
s.
maruziyet | yeni? Ayverdide yok. maruz kalma. | Badana olarak kullanılan asbestosa uzun süreli maruziyet akciğer ve akciğer zarı kanserine sebep olur., | MedicanaBülten, Şub2015, sayı74
a.
masa bayrağı
b.a.
çalışma masalarına konulmak üzere küçük boyda üretilen ülke bayrağı.
"Masa bayrağı", 19.06.2024, Bakırköy tabeladan"
Masa dağı | Cape Down deyince akla ilk Masa dağı geliyor., | Raillife, Ekim 2019, 25
a.
masa futbolu | langırt Avşada langırt masanının yan tarafına masa futbolu yazılmıştı. 25.7.2015, Avşa 27.6.2005, nopen, EkşiS | masa futbolu...düzgün bir masada adam gibi oynandığında oldukça zevklidir. sopaları hebele hübele çevirme olayına fırfır, yapana da fırfırcı denir..., | stinkfist, 6.7.2000, EkşiS
a.
GTS-
masabaşı haberi Etraflıca araştırılmadan büroda hazırlanan uydurma veya eksik haber. | [G[öreceksiniz yığınla malzeme var ortada; üstelik de masabaşı haberi değil.FUraz, 2.8.2011 | Bu dizinin senaryosu için masabaşında oturulup karar verilmiş besbelli... ama bu sadece bir masabaşı hayat kararı olduğu için, seyircinin bünyesinin kabul etmesi zor bana göre!, | Telesiyej, T, 4.8.2011
masaj | massage ovma vibro masaj titretme makinesi vasıtasıyla masaj 7.9.2011 FG
a.
ing.
masajlamak
f.
masaj yapmak.
"... diyerek elindeki bıçağı tutulan hastanın başına, arkasına, omuzlarına koya koya bütün gövdesinde gezdirdikten sonra elinden hiddetle yere atar. Hastanın sırtını, başını, şakaklarını iki elleriyle sıkar ve masajlar.", Naci Kum, "Halk Hekimliği ve Ruhi Tedavi Şekillerinden: Ayşe Abanın Tutması", Halk Bilgisi Haberleri, 1941, C. X, S. 120, s.272-273 "
masajlı
s.
içinde masaj sözü bulunan
" "Saçının röflesi olayım" Melek Baykal'a masajlı taciz / Ünlü oyuncu şikâyetçi oldu.", Hr, 5.2.2021 ."
MASAK kıs Mali Suçları Araştırma Kurumu
Masalaltı | unutulmuş derin korkuları / masalaltı yaratıkların, fırtına perilerinin / söylencelerin batığından / yepyeni yolculuk yolları., | M Mungan, Yaz geçer, 1992, 37
a.
masalcı BTS+ | 1. Masal anlatan, yazan veya okuyan kimse. 2. Mec. | Yalan uyduran, hayali şeyler anlatan kimse. | Masalcı Baba genç-irisi balığı çok sevdi., O Tansel, Konuşan Balıkla..., 2001, 24 | +Ebem kuşağı gibi yayılmış haber / Her biri bir renkten anlatmış / Aslı kar olmuş derdi kar / Masalcılar da derdine dert katmış, | NazımTektaş, 1999, 49
a. mec.
bts+
masalı | masa+ tr-lı masası bulunan | Yine daracık sokaklar, minik saraylar, meydanlar, üç beş masalı lokantalar, kahveler..., | MehmetYaşin, Hür, 2.10.2016
ar.
masalımsı | masalsı. | Bir de, masalımsı anlatıştan kutulmamış olmakla beraber, olayların teferruatına inebildiği nâdir anlarda çok tabii, üstelik mizahî bir vasfı vardır., | ZGüvemli, TürkRomanları:resimli antoloji, 1871-1951, 1954, 28
s.
masallama | masal haline sokma, getirme. | Yandı aşk ateşleri / bir dağ rüzgarında / Keçiler patika yaptılar / yollarımıza/En içli ağıtları yaktı çoban çocukları (...), | Masallama, ÜKardaş, BirYaşamYetmez,İstanbul1998,21
a.
masallarca | Masallar gibi. | Yıldız gözlü, ay yüzlü oğlanlar, kızlar, Karanfil Kızlar, Güvercin Kızlar, Kartal Oğlanlar masallarca çoğalmalı. Ancak o zaman dirlik düzenlik bulutları mavi tüllerce kaplar yeryüzünü., O Tansel, Konuşan Balıkla..., 2001, 33
z.
masallaşmak
f.
masal halini, mahiyetini kazanmak.
ar. masal + tr. -laş-
"Gitme masallaşma uzaklarda / Şarkısı daha güzel yakınlığın", A Karatay, seni var saymak, 36"
masalsılık -ğı | masalsı olma hali. | Aşağıda bu kitaptan alınmış bir paragraf bize kitabın masalsılığı hakkında fikir verecektir sanırım., | RohatACun, İzafi, Aralık-Ocak 2012-2013, 38
a.
masimek /meysimek
f.
önemsemek, bir kimseye değer verdiğini hissettirmek.
tr.
"Göya neymiş beni masimeymiş!", B Çetiner, 4.1.2024"
maskeli
s.
yüzüne maske giymiş.
"Sonra, maskeli adam kapıyı çaldığı zaman, yazı yazmakta olduğum masanın başına geçtim 1954, 22"
maskeli | maske takmış olarak. | Sevgili Murat Koç, bu mecrada iletmeye çalıştığımız birçok noktayı doğruladığın bu duru ve net bilgiler için teşekkürler. Bilgili, maskeli, sağlıklı ve mutlu kalın., B Pehlivan, MlCadde, 27.12.2020, 2 | maskeli balo | Konser başlamadan çıkan elinde megafonlu adam konser sonunda grup elemanlarını tanıttı ve koyu kırmızı kadife perdeli sahneye maskeli balo elemanları çıktı, tatlı bir curcuna yaşandı, cemseşınla olay noktalandı., | Ayça Şen, T, 04.09.2011
s.b.a.
maskülinite | maskülinlik | Özellikle melodram dilinde aile babasından mafyöz abiye bir geniş maskülinite repertuarı var., | AYıldız, T, 14.4.2013
a.
masmedya/mas medya | mass media kitle iletişim araçları | Ben 1980-85 arası Alman ve İsviçre mas medyasında bu konuya ilişkin bir sürü yorum, belgesel vs. yayınladım. YAtsız, Star, 15.12.2013 | Ayrıca Kuzey Avrupa masmedyasının da asıl derdi, bakıyorsunuz, bu gibi gözüküyor; yâhut daha edebî bir üslûbla görüküyo..., | Yatsız, KararG, 30.7.2016
a.
ing.
masonik | masonluğa ait | Anladığım kadarıyla, içinde masonik sembollerin de bulunduğu dış mimarisiyle dikkat çeken bu yapı masonlar için tarihi bir öneme sahip., | YDönmez, YAkit, 4.5.2013
s.
mass society | kitle toplumu | Akademik hayatta | nicelikler konuşmaya başlayalı beri (çok daha fazla sayıda üniversite, kampus vb, çok daha fazla sayıda öğrenci, çok daha fazla sayıda hoca), | mass society hükümleri burada da işlemeye başladı., | MBelge, T, 25.3.2012
a.
ing.
mastektomi | mastectomy memenin alınması ameliyatı basit mastektomi sadece meme dokusunun çıkartılmasıdır. radikal mastektomi ise, kanser vakalarında baş vurulan memeyle birlikte, memenin altındaki kasların ve koltuk altındaki lenf bezlerinin de çıkartılmasıdır... 03.08.2001 olympos, EkşiS
ing.
mastering | Miks | Vokaller hariç bütün kayıtları kendi bilgisayarımda yaptım, tabii dinleyiciyle buluşmadan önce mix ve mastering ihtiyaçları vardı., | ElifÇağlar, kararG, 4.1.2017
a.
müz.
ing.
mastika | büyüyordu ağzımda mastika, | MG, 36
a.
masturbasyonal | Nüsuklara ilişkin abartılı tevil ve militan dikkat, sadece masturbasyonal bir cehd artistliği ki, öz be öz yobazlık..., | TuranBozkurt, 9.1.2013 eposta
mastürbasyon
a.
"Nostaljiyse her zaman çok geri bir mastürbasyondur", Haydar Oğur, 1994, 73"
mastürbatif | kendi kendini tatmin edici | Entellektüel bir konu küfürle ele alınırsa mastürbatif etki yapar; eden rahatlar ama konu içeriği değişmez., | AÇetiner, 2.7.2013 rindan
s.
mastürbatör
a.
elle tatminci.
ing. masturbator
"... bizim gibi düşünenler | eylemler, protestolar, boykotlar hepsi mastürbator... ve siz realist, biz romantik... Sizin ayağınız yere basıyor biz uçuyoruz... Bunun üzerine eklenecek veya söylenecek hiç bir şey yok... ", Burhan Temel, Rindan (Sohbet), 23.12.2023"
masumca | Suçsuz, temiz, masum bir biçimde, masumane | +Zaten çocukluğunda arkadaşı Hans'la (Matthias Schoenae) masumca bir vukuatı olan Einar'ın çevreye kuzeni olarak tanıtılan Lili karakteri gittikçe Einar'ın yerini alırken Gerda'nın model olarak Lili'yi kullanarak yaptığı tablolar da kapış kapış gidiyor ve Gerda namlı bir Paris galerisinden çağrı alıyor sergi açması için., | SÇapan, Cmh, 12.2.2016
z.
GTS+
masumiyet karinesi | Hayır, iddianamenin ligin ortasına gelmeden hazırlanacağınıve Fenerbahçenin yasaya göre çok yüksek ihtimalle (masumiyet karinesine gider yaptık) ligden düşürülebileceğini herkes gibi siz de biliyorsunuz., | STunalı, T, 19.9.2011
a.
huk.
masumlaştırma | Arınç'ın bölücü başını masumlaştırma çabaları, TBMM deki S.Sakık, M.Metiner tartışmasında karşılık bulmuş ve bu arkadaşların seviye ve geçmişleri tüm insani yönleriyle ortaya çıkmıştır., | KerimYılmaz, 20.12.2012, www.facebook.com, 5.12.2014g
a.
masumlaştırmak | kaymakama kalkan elleri masumlaştıran, | DBahçeli, 3.1.2012fgg
f.
maş salatası
maşa maşa yapmak'tan | saçları maşa ile kıvırma
kıs.
maşalama | saçları maşa ile kıvırma
a.
maşalamak BTS+ | saçları maşa ile kıvırmak. | +Badem yağı da çok etkili. bende saçlarımı çok boyuyorum düzleştiriyorum maşalıyorum o yüzden hepsini uyguluyorum. sonucu da alıyorum :))., | 21.5.2011, | https://www.kadinlarkulubu.com/archive/t-444738.html, 3.2.2017g | Sabah onda derse giderken bir rimel sürdüm. Yolda bu saatte okula giderken niye sürdüm ya yüzümü yıkardım uykum gelirse diye düşünürken sınıfa girdiğimde herkes saç maşalamış düğüne gelir gibi giyinmiş. Ne ara kalkıp hazırladınız? , | Sisyphosunkızı, 24.2.2020, tiwitter
f.
bts+
maşalı | Rahatlık bu kadar öne çıkmışken; pul payetler, topuklular, süslenmeler, maşalı saçlardan vazgeçememek hiç cool değil., | AÖzyılmazel, 5.5.2017, SabahGünaydın, 10
s.
maşallah
"Başında var maşallah, o yâr bizim inşallah.", Kerkük türküsü"
maşallahsız | konuşma arasında maşallah bulunmaması | Ne çok fena öfkelense de bu kodlanmış, İslamcı dil dışında ağzından abdestsiz destursuz duasız hayırsız nursuz bismillahsız maşallahsız inşallahsız* tek kelime çıkmıyor., | NGenç, isenç, 97
s.
maşin | rus. Az. Maşın Otomobil, araba | Maşinle gidiyorduk, direksiyonda ahbabım var idi, şu kamyonun arkasında duralım dedim, durduk., | KifayetsizVekilçelebiSeyahatnamesi, DirilişPostası, 5.3.2015
a.
mat | altlık, minder, seccade. | Yoga matı bugün sosyal profili, seçkileri, tercihleri birbirine benzeyen küresel bir sosyal gruba işaret ediyor., | NGöle, NGöle,T24, 4.11.2013, 9.9.2003, muglak, EKşiS* | mat vermekZafer okum geri dönüp mat verdi / Baht uykuda desem dedim, olmadı, | NazımTektaş, 1999, 53 ? ? ?
dey.a.
matador | isp.Kütlesini, karaya vuran kamçı dalgaları şaklatmasıyla bileyen ve ayak bileklerinden yapıştığı iri gergedan dişleri çürüten sokulmalarında deniz, böğrünü deliyordu matador kırmızılığının*., | Ömer Say, 2010, 15 | Burayı bir anda arena düşünün, Türkiyede statlara arena ismi konuluyor ama doğru olduğunu düşünmüyorum. Arena bize İspanya'yı hatırlatıyor. Arenada matador vardır, hedef seçtiğini ızdırap çektire çektire bitirir. Hedef koyduğu canlılar da matadoru bitirebilir. Trabzonspor olarak bir matadorun, ızdırap çektire çektire bir takımın emeğini nasıl bitirdiğini gördük. ., | MuharremUsta, Hür, 5.11.2016
a.
matafora | den. 10.4.2016g
a.
mataracıbaşı | Olayın böyle olduğuna adamım yemin verdi. 'Antepli Müezzin Mehmet Efendinin hizmetçisiyle Mataracıbaşının hizmetçisi de, tavuğun insan olduğuna tanıktır.' dedi., R Durbaş, Şaka-nâme, 1983, 36
a.
matbaacı
a.
ar. matbaa+ tr. -cı
matbaacılık -ğı
a.
ar. matbaa+ tr. -cılık.
match etmek | Önce match ettim, sonra da check ettim..., | PÖzdemiroğlu, HürCumartesi, 31.1.2015
match fixing | maç sabitleme: şike | Allaturca solution for match fixing., | GAltınsay, T, 23.3.2012
a.
ing.
mate çayı | isp. Mate otundan İspanya kültürlü güney Amerika yerlilerinin özel yapılı iki hazneli bakır kapta demledikleri, sert ve acı tat veren, ılık içilen çay. Zayıflama için de içilmektedir. | Güney Amerika ülkelerinde, özellikle Arjantin'de içilen içecek. özel kaplarda sıcak olarak içilir, alışık olmayanlarda baş dönmesi yapar, o diyarlarda bu içecek İngilizler nasıl çaya tiryakiyse bizler de mateye tiryakiyiz, bu bizim çayımız deseler de bu çay sarhoş ediyor. bir sürü ne idüğü belirsiz bitkilerin su ile kaynatımından elde ediliyor., | 9.12.2000, encre, EkşiS
a.
Mate yaprağı | ilex paraguariensis
a.
Mateli | Beyaz çaylı mateli yeşilçaylı karışık bitkisel çay, | Mercan Itriyat Bon tea tanıtmalığı, 6.6.2019
s.
matematikleştirmek | matematikleştirme beni, çarpma, bölme / toplama, çıkartma sakın beni hesaplaştırma* / mekanikleştirme beni otomatikleştirme / yarıştırma sakın onla bunla karşılaştırma,BOrtaçgil/SezenAksu, 31.3.1990 (ilk yayın)
f.
matematiksel | Kendisinin de farklı düşünenlerin görüşüne saygı duymasını bekliyorum. Zira bu konu matematiksel sonucu olan bir problem değil., | ArifBilgin, 1.4.2012 eposta
s.
Matematiksiz | Öğretim matematiksiz olmayacağı gibi, tarihsiz de olmaz, felsefesiz ve mantıksız da!, | D Mehmet Doğan, KararG, 23.5.2019
s.
matemci | Matemci tutup da ağlatarak beni rahatsız etmeyin., | EbruOkanlar, DirilişP, 11.9.2015, 16
a.
matemhane | dünya | Gönlüm ister gitmeyi cânâ bu mâtemhâneden /
a.
materyalistleşme | Çünkü orta yaşta artan materyalistleşme ve yaşlılıkta artan diğerlerinin ekonomik başarılarına imrenme durumu sadece kapitalist sisteme özgü bir durum olabilir., | GKarabulut, T, 16.4.2012
a.
materyalistleşmek | Aksi halde bu toplum fiilen ateistleşir, materyalistleşir., | AliBulaç, Z, 15.6.2014
f.
matitas | [E]ngin Ardıç, Cem Uzan'ın Star gazetesinde 22 Nisan 2003 tarihli nüshada 'Model model matitas' başlıklı yazısında, 'Başbakan, gönlünde yatan siyasi modeli, yani başkanlık sistemi olduğunu açıklamış. Laf aramızda bir Mr. President Cem Uzan da benim hoşuma gitmez değil yani,' diyor., S Yaşar, T, 06.08.2014
matizlik -ği | | ... mi olur, Yazıcı mı olur, Bahçe Safası mı olur, seyrettiği orta oyunlarının bir çoğunu orada oynardı. Ekseriya Kavuklu'ya çıkardı. Kayartoluk da, Hirbo'luk da , Matizlik de, hatta Denyo'luk da yapardı., | B Büyükarkın, Soytarı, 1974, 9
a.
matkaplı | matkabı olan | Kapalıçarşı'da tarihi kitabeye matkaplı darbe / Kapalıçarşı'nın Fesciler Kapısı'nın üstünde bulunan, 19. yüzyıla ait kitabe matkapla delinerek, üzerine güvenlik kamerası monte edildi., | 21.10.2019, Cum
s.
matlaşmak | Bakışları derinleşti. Yüzü matlaştı. Sonra cevap verdi., | FAtabek, DK, 140
f.
matlaştırıcı | Matlaştırıcılar Matlaştırıcı maddeler finisajın parlaklığını dengelemek için alt veya üst katta kullanılır. Bu ürünler sulu bazlı veya solvent bazlı olabilirler ve genellikle mumlu maddelerdir., Y Dikmelik, Deri teknolojisi, 1994, 323
s.
matlık -ğı
a.
Matlığın soft hali.
matrak | Matrak federasyonu kuruldu. Açıklamada, matrakçı Efkan Çalış'ın Ata Sporları Konfederasyonu yönetimine yaptığı sunum sonrasında Matrak Federasyonu'nun kurulması kararının alındığı kaydedildi., | KararG, 08.12.2019 | Matrak geçmekşaka yapmak. alay etmek. | Birisi 'Avrupada pipo modası başladı' diye matrak geçmiş olabilir., | Çalıkoparan, 97
dey.a.
matrakçı | 1. Osmanlı ordusunda acemilere matrakla savaşmayı öğreten usta. | Matrakçı Nasuh 2. | Şakacı, latifeci kimse.
a.
matraş deri markası*
matriks | Ve olaylar matriks çağında geçiyordu. Dünya kutupsuzluktan muzdarip, sanayi bilgi teknolojileri temeline oturmuş. Organizasyonlar «matriks»e dönmüş haldeydi. Şirketler, devletler ve uluslararası sistemler artık birer matriks., | ErdemŞahin, 11.2.2014 rindan
a.
matrikül | Mason locası üyelerinin özgeçmişlerinin kayıtlı olduğu kütük. Uludağ sözlük, 2009
a.
matris | Onun için çok başka şeyler, örneğin belirli (sosyalizme hayırhah bakan, eski deyimiyle 'sempatizan') bir toplumsal kültür matrisi, hareketin/partinin belleğinde bir devamlılık ve keza kitle ilişkileri (ya da, çökmüş bulunan kitle ilişkilerinin sosyalizm çerçevesinde yeniden kurulabilirliği) de şart., | HBerktay, T, 18.1.2012
a.
matrix GTS matriks | Oysa AK Parti millîci matrixi dolaylı olarak örseledi., | CAktar, T, 3.8.2012
matufiyet | atf'den (matuf'dan) | 1. eğilmiş, bir yana doğru çevrilmiş, çevrilmiş. 2. birine isnad olunmuş, yöneltilmiş. | matufun aleyh bir bağlama edatıyla kendisine bağlı olan kelime | matufiyet | 1. eğilmişlik, çevrilmişlik. 2. yöneltilmişlik. terim: Adı, sanı, kimliği belli olmasa da ona yöneldiği konusunda kuşku bırakmayacak şekilde ithamlara, yönelimlere yer veren ifadeler (Grand ekinoks, 15.9.2008, UludağS, 16.7.2015g | Topluluğa yönelik kişilik hakkına müdahale eden açıklamalarda, topluluğun çevresi belirgin bazı niteliklerde dar tutulur ve yakından nitelendirilirse açıklama bu topluluğun üyeleri açısından matufiyet koşulunu gerçekleştirebilir ve bu durumda bu topluluğun üyelerinin dava açma hakkına sahip olduğu kabul edilebilir., | AYM/T, 18.8.2015
huk.
ar.
maturidik s.? | Bundan sonraki dönemlerde Sünnî dünyada hâkim ekol, cebirci düşüncenin yumuşatılmış şeklini benimseyip geliştirenEş'arîk oldu., | MÇağrıcı, KararG, 17.5.2017
matyer | matière, /matyer / nf özdek, madde, cisim; gereç, malzeme; husus, bahis; mec. konu; sebep Eski darülfünun programlarındaki | Medhali Hukuk ile | Hikmeti Hukuk, | yeni tedrisat plânındaki | Hukuk Başlangıcı ve | Hukuk Felsefesi, | profesör Sadri Maksudi Arsal'ın eserinde bir ve ayni matyer haline giriyor..., | YA[badan], | Bibliyografya: Hukukun Umumî Esasları, İÜHFM, IV/16, 1938, | 777-781
s.a. mec.
fr.
mavi | gök. | Mavidir maviş tura / Yel ese savuştura / Kerem Aslı misali / Hak bizi kavuştura., Abdülkadir Algın, 1988+ | mavi ekran | televizyon ekranı | Son bir haftada ABD Büyükelçisi ve Başbakan'ın art arda güya el ele verip tasfiye ettikleri, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin tutuklu komutanlarıyla dayanışma mesajları vermesi ulusalcılara mavi ekran hatası verdirmiş olmalı./ Hadi diyelim ulusalcılar üç yıl da bununla kendilerini avuttular. Peki ya Başbakan'ın birkaç yıl öncesine kadar savcısı olduğunu ilan ettiği davalarda, kürsüden inip avukatlar bölümüne geçerek tahliye istemesiyle kafalarda mavi ekranların belirdiği karşı cephe ne diyecek? , | YOğur, T, 10.2.2013
s.a.
mavi mine bitkibilim | Lavantalar, sakız sardunyalar, acı biberiyeler, katmerlenen şakayıklar, mavi mineler ve şımarık papatyalarla dolu bir bahçenin ortasında size varlığın bütün yüzlerini anlatan bir yazarı hatırlayınca sevgisizliğin hoyratlığından uzaklaşıp | ilk sevginin çekirdeğine dönüyorsunuz., | AEYalazan, T, 15.4.2012
mavi tang balığı | ...bu kez, ilk filmin ara karaterlerinden, unutkanlığıyla ünlü Mavi tang balığı Dorinin hikayesine odaklanmış., | UğurVardan, HürCmrts, 3.9.2016
a.
mavice
z.
"Afrikalı çocukların, annelerin "Yorganımız gökyüzü / Yatağımız toprak / Herşeyimiz çokken / Niçin yaşamak bize / Bu kadar az?" (s. 18) çığlığını "denizle mavi, gökle mavice konuşarak" yaz yağmuruna çevirip sunar.", Y Bekir Yurdakul, CumKitap, 5.10.2023, 14"
mavice
z.
"Afrikalı çocukların, annelerin "Yorganımız gökyüzü / Yatağımız toprak / Her şeyimiz çokken / Niçin yaşamak bize / Bu kadar az?" (s.18) çığlığını "denizde mavi, gökle mavice konuşarak" yaz yağmuruna çevirip sunar.", Y B Yurdakul, 5 eki 2024, Cum Kitap, 14"
mavidil hastalığı | Mavidil Hastalığı İle Mücadele a) Aşılamalar vektörün aktif olmasından önce tamamlanacak, gebeliğin ilk yarısında ve aşım dönemlerinde ve hastalıklı sürüde aşı uygulanmayacaktır. b) Etkin vektör kontrolü için hayvanlara Avermectin (doramectin ve İvermectin) ve Milbemycin (Moxidectin) içeren endectositleri veya klasik ensektisitleri (ektoparazitisid) uygulamak ve larval evrelerin yaşam ortamlarını ilaçlamak sureti ile mücadelede istenilen başarının sağlanması hedeflenmektedir. 26.3.2008 | http://afyontb.tobb.org.tr/detailpage.tr.php? lPageID=431
mavilenmek BTS- | Mavi renge dönüşmek, mavileşmek | Çark suyu akmadan, Sait Faiksiz, vagon yapılan 'pavlikasız', ırmak taşmadan (...) Sapanca mavilenmeden ... Adapazarı olur mu? , | CihatZafer, 18.6.2007, Ada Değişim Yayınları ilk yayın 2007/2009
f.
bts-
mavili | Hayatında kullanmış olduğu beyazlı mavili alaca bir asâ evin altında bir köşede dayalı dururdu., | M Naci, 1969, 21 | Binanın her tarafında; âsâr-ı atîkadan büyük kandiller Türklüğü muhakkar resimler, mavili beyazlı bayraklar, kıymetli halılar, murassa haçlar, siyah ve geniş kostümler, uzun asâlar, birçok masalar, eski sandalyeler ve büyük koltuklar göze çarpmakta idi., | Ruşeni'nin rüyası, 6/7 Kânûn-i sânî 1330 (19-20.1.1915) , 50-51
s.
mavili beyazlı
s.
"Kahveci bir emirle mavili beyazlı fincana kahve doldurup bir tepsi içinde sultana sunuyor.", Kaptan Paşa, 1954, 152"
mavimsi
s.
Rengi maviyi andıran, maviye benzeyen | mavimtırak
ar. maî + tr. -msi
"Bir yaz yağmuru gibi geçiverdi / Mavimsi hâtıralar halinde zaman / Ellerindi yalnızlığa / Körpe sıcaklığıyla uzanan", İlhan Geçer, 1986, 75"
mavin
a.
yardımcı.
ar. muavin
"Celal burada rahat edersin diye beni en arka perdenin bulunduğu koltuğa yerleştirdi. Sonradan öğrendim kendisi mavinmiş. İstanbul otobüsünde yolcu sayısı oldukça azdı. Ön koltukta üç dört sıra. Gece saat tam | on bir otuzda otobüs hareket etti. Celal kararan otobüsün kırmızı loş ışıklarında sırasıyla kahve, çay ve su servislerini yaptı.", Hasan Tosun, Mavili Gece, 2020, ?"
mavinicek
z.
mavisinecek, mavisine kadar?
ar. mai + tr. ni-cek?
ALIN TERİ /Her dakikam dolu senile, / Varlığımda sen, / Yaşamamda sen | / Ağaçların yeşilinde sen | / Göklerin mavinicek, / sinmişin evimize!... 12
maviş | Mavi gözlü olan (kimse). | Antil Mavişleri // Biz Antil çocukları / Biz maviş çocuklar / kimi ada der bizlere / Kimi denizle oynayan., | Dağlarca, Serçe parmak, 31 | maviş maviş bakmakİşte maviş maviş bakan Rumeli göçmeni, ince uzun yaşlanmış annesi..., | S Şengil, 1983, 28
dey.s.
mavra | gevezelik | Yahu sen nasıl izliyorsun gelişmeleri, Bekir Kalyoncu'nun Sarıyer doğumlu olduğunu okumadın mı? diye sürdürdü mavrayı., | DOral, T, 6.8.2011
a.
mavra yapmak | deyim gevezelik yapmak | CHP'ye ontolojk bir bakışta bulunmanın sebebi sadece mavra yapmak değil., | DOral, T, 4.7.2011
f.
mavruşgil | ++ işkina, eşkina, lendenoz, mavruşgil. | Öbür türlü benim eşkina dediğime, başkası mavruşgil, bir başkası lendenoz, ötekisi pandeli der, bir balık türünden dört balık türü türetiriz, | john dory, 19.9.2011, | http://www.balikavi.net/forum/showthread.php? t=42336&page=3, 15.2.2015g
a.
mavs | Üç katlı ahşap evin her katı ayrı âlem! / Üst kat: Elinde tespîh, ağlıyor babaannem, / Orta kat: Mavs oyanyan annem ve âşıkları, / Alt kat: Kızkardeşimin tamtamda çığlıkları., | NFK, EGŞA, 310
a.
mavunacı | mavuna işleten kimse | Hapishanenin olduğu şehirde başka bir kıza, bir mavunacının kızına aşık oldum., | RehaMağden, 2005, 134
a.
maya | dişi deve. | Türkmen kızı katarlamış / katar etmiş mayayı., | Halk türküsü | Maya dişi devedir., A R Pijli, 29.09.2016
a.
mayalanan yoğurdun kapağı açılmaz. Kalıp söz Ali Ziyrek 28.1.2020
Mayalanıvermek | İlyada'da Homeros şöyle diyor: Ak sütle incir özü karıştırılır da hani, çarçabuk koyulaşıverir sulu süt, mayalanıverir göz önünde,, | Rıdvan gölcük,
b.f.
mayalık
a.
"Kul olanın vardır hizmet nadiri / Herbirine alsam türlü tedbiri / Güzel yaylasına kursam çadırı / Ayrılmış Çingende mayalıko derler.", San, Hicranî, 111"
mayanda liyorna den. | Bre dayılar! Ne korkuya kapılırsınız? Tanrı kerimdir. İşte kırıntı ve sağanak gelmektedir. Mayanda liyorna!' deyince hepsi bir yere gidip alabora iplerini indirdiler. Alabora direği de aşağı indi., R Durbaş, Şaka-nâme, 1983, 54
mayasıllı | iki eli de mayasıllıydı kıpkırmızı, | MG, 64
s.
mayasız | maya olmaksızın. | Mayasız hamur tutmaz., T F Erdun, 15
s.
maydanoz | dağ maydanozu | bir çeşit maydanoz | Dağ maydanozu, | 23.7.2016, TozkoparanPazarı
a.
Maydanozlu | Esrarlı fısıltılarla kulaktan kulağa söylenen sözleri: 'neler de neler, maydanozlu köfteler...' diye tefsire kalkanlar, bu baş yemekten pek memnun kalmışlardır., | GugukG, 17.5.1947, 3
s.
mayın eşekliği
b.a.
"-Emperyalizmin mayın eşekliğini yapıyorsunuz?", Gürkan Keskiner, 2019"
mayınlamak | 1. düşmanın girişini engellemek üzere mayın döşemek 2. kendimizi mayına maruz bırakmak* | Kendimizi mayınladık., | 24.8.2011
f.
mayınlık | mayın olma hali | Videoda yaşananları tasvirlemek gerekirse: Bir tarafta en doğal haliyle ortalıktan olan, bunu sunmaktan kaçınmayan, hani dip boyası gelmiş saçların serseri mayınlığında bir özgün şarkıcı: Yıldız Tilbe., | OBaştürk, HürPazar, 13.1.2013
a.
Mayınsızlaştırma
a.
mayınlardan temizleme, arındırma işi.
ing. mine: maden, mayın + tr. -sız-laş-tır-ma
“Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov: (Tahıl Krizi) "Ukrayna mayınsızlaştırma faaliyetlerine başlamaya hazırsa biz de buna hazırız.”,
Birgün G, 8.6.2022
mayıs I | Miladi takvimde yılın beşinci ayı, bahar mevsimin son ayı mayıs suyunu içse, sen seyret Haziranı | Bırakın yağsın Emel Hanım. Altın yağıyor, dedi. nisan yağmurlu geçse, mayıs suyunu içse, sen seyret haziranı, derler., | FAtabek, DK, 137-8
a.
mayıs II | koyun, keçi gübresi HTaşkömür, 24.6.2016
a.
mayıslı | yaş hayvan gübreli | ...güneşin erken soldurduğu mayıslı otlar, varolmaktan farkında olmanın ürküntüsünü duymuş, karıştırmış, değiştirebileceği, değiştirebileceğini sanmışlar, olmanın yetmediği yetmeler-., | NGenç, BuÇağınSoylusu, 28
s.
mayıslık | mayıs ayına has | salatalık ve marul kokuları mayıslık kokularıyla gelecekler, | NBüyüm, 1968, 60
a.
mayıster
a.
Alm.
"Benim annem televizyon fabrikasında mayıster.", H Kıyafet, 1981,22"
mayıster | Benim annem televizyon fabrikasında mayıster., | HKıyafet, 1981, 22
a.
alm.
mayıştırılmak | Hemen bir masaya yazılıp şu mayıştırılası ve tahtakurusu alkolsüzlüğe son verme isteği işin duygusal yanıydı., | YErdoğan, 11 1989
f.
mayi | sıvı | mayinin adı, ilacın adı. 22.8.2011 hemşire sıvı izlem formundan, hastane
ar.
mayil | mec. sevdalı. | Oğlan mayilem oğlan / Sözüne de kayilem oğlan / Enişte bana hişt dedi / Yalan aslanım yalan, Su sızıyor, Ankara
s. mec.
maymun | üç maymunu oynamakCinayet haberleri ayyuka çıkmış. Devletin bütün birimleri üç maymunu oynamış., | FDoğan, T, 19.01.2011 maymuna çevirmek (birini)Şimdi kolay değil üç maymunu oynamak. Oynamaya kalkarsanız da maymuna çevirirler eninde sonunda., | BŞirin, T, 29.2.2012 | maymun çıkmaz ağacı | bitkibilim dünyamızda az kalan gövdesi kaktüs gibi dikenli bir ağaç* CNNTürk 2012
dey.a.
maymun terbiyecileri | çoğ. | eyy / lunaparklar, ey bütün / laternacılar, maymun / terbiyecileri, pamuk / helvacıları; bir fırlardı / babam, bir fırılardı, bir / fırıldardı!, S Erözçelik, 1991, 39
b.a.
maymuna çevirmek deyim | Zaten yargıyı da 'maymuna çevirmişseniz', o ülkede bırakın istikrarı, yarın öbür gün kimse celbe uyup mahkemeye gitmez, polisi iplemez!, | CKaran, 31.1.2014
maymuncu
a.
maymun oynatan.
ar. maymun + tr. -cu
"maymuncu [i] Sokaklarda maymun gezdirip oynatan Çingene.", "
İ A Gövsa, Yeni Türk lûgati, 1930, 697
maynak | halk manyak | Onun için mi kıçımızda donumuz yoktur? ... Siz maynaksınız maynak!, | YErdoğan, 64
s.
mayokini | Nerede Süreyya'nın ilginç plaj botları, nerede İvana'nın mayokinileri, nerede Eda, nerede sosyetik kızlar. Hepsi kayıp arada bir görünseler de silik., | AÖzyılmazel, Sbh, 19.8.2015 | Mayokiniler ve bikiniler buralarda hala popüler., | NBayraktar, SabahCmrts, 20.8.2016 | Mayokini demode, tek parça mayo moda., | AslıBarış, HrCtesi, 8.7.2017, 10
a.
Mayokini.
mayolaştırmak | Herkes istediğini söyleyebilsin, sade başbakan değil, herkes her şeye küfür edebilsin, buna mukabil yargı iyi çalışsın, bayrak da mayolaştırılsın, başbakana şarkılar yazılabilsin, repler özgürleşsin, kimsenin içinde korku kalmasın, | Şen, radikal, 19.02.09.
a.
mayolu | mayo ile | Onun çevresindekiler, kadınlar kızlar, yazın şortlu, hatta mayolu geziyorlar..., | Nazik Erik, 24
s.
Mayonezli | İçinde mayonez bulunan. | 9. Pavurya: | Haşlandıktan sonra, mayonezli salatası yapılır ve sade olarak yenir. 10. Böcek: | İstakozun makassız olanıdır. Mayonezli salatası yapılır., | L P Dabağyan, Zaman tünelinde Şehr-i İstanbul'un seyir defteri: semt-i Eyyüb, 2006, 166
s.
mayonezli | mayonezi olan | Şurada biraz da mayonezli levrek kalmış, ondan da al., | DCeyhun, 114
s.
mayonezsiz | mayonezi olmayan yiyecek | Yanına yoğurtsuz mayonezsiz gerçek tarator istedim ve önüme geldi., | VMilör, HürCmrts, 3.9.2016
s.
mayoz | Dikte edilmiş sınırlar yekpare tasarlanmış varlığın güvencesi olmaya takat getiremezken mayoz bölünmelere ivme kazandırıyor. CihanAktaş, T, 10.5.2012
mayt | Dünyada bir ilk olduğu bildirilen bu halıların yüzde 99,9'u anti bakteriyel, yüzde 100 anti mayt ve yüzde 100 anti mantar özelliğini taşıyor.(sic), | Z,12.2009
a.
mazac | Eşek! Kabzıpalavramal! Mazac gaz / yapar / Bir kere, sonra anlamazlar., | FredStark/Rİmrahor, UŞA, 100
a.
mazak -ğı
a.
kılıçbalığının küçük nevi.
?
mazak [i] kırlangıçbalığının ufak nevi.
İ A Gövsa, Yeni Türk lûgati, 1930, 697
mazdata | ? | Ağam binmir kır ata / Paşan binmir kır ata ? Cemi dolu mazdata / Gurban olam Mahmut Bey / Ben etmedim horata., | Zaralı Halil
a.
Mazel
Mazel | Mazel tov veya | mazal tovdan. Tebrikler. Mutlu ve önemli bir durum veya olay için tebrikleri ifade etmek için kullanılan bir Yahudi deyimi. 19.11.2018+
mazılaşmak | tatsızlaşmak | Sonra bir anda canınız vitamin dahi almak istemez kahvaltıdan sonra. O kadar ki şevke ihtiyacınız ya da hevesiniz yoktur. Dolayısıyla bir anda yazı da mazılaşır., | AyçaŞen, T, 14.12.2011
f.
mazlumluk -ğu
a.
"Yazısına "Fert çerçevesinde ilk din mazlumluğunu, inkılap tarihine göz atar atmaz, İskilipli Atıf Hoca'da görüyoruz" cümlesiyle başlayan Necip Fazıl (... )", Yahut tarihi sadece hissiyat-hamaset üzerinden kurmak, İ Kara, Dergâh, S. 372, Şubat 2021, 30"
mazotsuzluk | mazot bulunmaması hali | Biliyorsunuz, oranın çok seçmeni var. Çoğu da ortada. Bu mazotsuzluk yüzünden muhalefet partisine oy verebilirler., | NGüreli, 60
a.
mazuriyet | mazur+iyyet mazereti olma | Ama böylesi bir mazuriyeti yok kendi kendini idare edebiliyor ve kendisinin geçimini sağlayan biri varsa kesinlikle yukarıdaki hadîs-i şerife uyup onunla amel etmesi lazım., | www.bilalnadir.com, 11.6.2011
ar.
mazurka rus. | Mazurka dansı bitince salona girerek dosdoğru karısının yanına yöneldi., | A.Çehov'dan PBarışta, T, 28.8.2011
mazxana
a.
büyük ev.
kür.
"Mazxana, 'büyük ev' demek. Hüsamettin Bahçe, açlık sınırında 5 bin ailenin yaşadığı bu büyük evi, Diyarbakır'ı fotoğrafladı." R, 23.6.2011."
Mazxana kürt. Büyük ev. | Mazxana, 'büyük ev' demek. Hüsamettin Bahçe, açlık sınırında 5 bin ailenin yaşadığı bu büyük evi, Diyarbakır'ı fotoğrafladı. R, 23.6.2011
McCarthycilik | Ülkede büyük bir yaygınlığa sahip Afrika mirasından gökdelenlere, kocaman arabalardan Cadılar Bayramına, yemek düzeninden kızlarına, tarih ve coğrafyasından McCarthyciliğe, uyuşturucudan China Town'a, cowboy'lardan Teksas mitolojisine, New Orleans'tan Zenci Hareketi'ne, Beatnik'lerden Fifth Avenue'ye, Amerikan rüyasından Amerikan ütopyasına kadar tam 156 başlıkta Amerika'yı kabuğundan hücresine çekirdeğine kadar soyuyor., | HrKitapSanat, 5.5.2017 | Bu yüzden 'Fleming romanları, değişik şekillerde McCarthycilik, faşizm, kural dışılık ve şiddet tapınması, ırkçılık vb. ile suçlanmıştır., | SGümüş, HRKitapSanat, 5.5.2017
a.
mdflam | Çift tarafı renkli, desenli, ahşap dokulu laminat kaplanmış şekilde hazır satılan mdf plakalardır. 26.11.2008 20:56 viva la vida, EkşiS
a.
mealci | Fakir, Ahmet Hakan Coşkun gibi bir zamanlar İrancı olmamışsa da -ki 21 yıl önce Humeynî'nin Tevziü'l-Mesâil isimli kitabını okuduğumda sükût-ı hayale uğramış, devrimcilikle hurafelerin bir arada bulunabileceğini esefle müşahede etmiştim- İrancı dâhil, radikal İslamcı, mealci vb. şekillerde tavsif, takdim ve hatta takbih edilmişti., | İ Küçükkılınç, 14.9.2011 eposta | Mealci Kur'an'ı merkeze alan önceleyendir. Kur'an dışındaki dini bilgilere sorgulayarak bakandır., Hulusi Cesur, 18.10.2024, Facebook
meallemek | sarı fönlü saçlarını, büyüdüğü ettiği taşrayı, babasını yazmak etmek marifettir. solcu olmadığı için sövmek sevaptır. hayalı olmaktır. kardeşini meallemek insanlıktır. ses yok. ama aynı şekilde karşılık verilnce haya edep gizlilik di mi..., nunuca, 19.01.2006 20:25, EkşiS | 2. âyete anlam vermek. | Bu ayette ki SALAVAT kelimesini tüm mealciler KİLİSE diye meallemiş. Hani şu salavat çekip duruyorlar ya ! O Salavat KİLİSE anlamındaymış ..., 26.05.2013 — | https://www.ateistforum.org/index.php? /topic/55140-islam-ve-reenkarnasyon/page/2/#google_vignette, 26.01.2025
f.
meallendirilmek | Safâ ile Merve Mekkede bulunan iki yer adıdır. Hacılar bu iki yer arasında sa'y dediğimiz hac mevsimine özgü ibadeti yerine getirirler. Bunlar iki tepedir. Aralarındaki uzaklık, denildiğine göre yediyüz altmış buçuk (760,5) zira'dır. | Safâ sözlükte, düz ve sert taş anlamına gelir. | Merve ise, sert taş, demektir. İfadenin orijinalinde geçen ve (nişanlar diye meallendirilen ) | şeâir | kelimesi , | şaire | nin çoğuludur ve işaret anlamına gelir . | Meş'ar da bu kökten türemiştir. | Eş'are'l-hedye (yani, kurbanlığı işaretledi) sözü de buradan gelir. Hac ise, niyet üstüne niyet, yani niyeti tekrarlamak demektir., Allame Tabatabaî, ?S S Karakuş, ?A Kazimi, el-Mîzân Fî Tefsîr'il-Kur'ân, 1994, C 1, 561
f.
meallendirme | umumiyetle kur'an ayetleri için anlamlandırma, manalandırma | Bu gün paylaştığınız ayet çevirisi genelde sizin paylaştığınız şekilde meallendiriliyor., | SalihKocakaya, GençHukukçular, 11.9.2014
a.
meallendirmek | Anlamlandırmak, manalandırmak | Ancak bu meallendirmede bir sıkıntı var gibime geliyor., | SalihKocakaya, GençHukukçular, 11.9.2014
f.
meallenmek | Âyete anlam verilmek. | Nûr Sûresinin 39. ayetinde geçen | serâb, el yazmasında ILGIM SILGIM diye meallenmiş:... ol bizüm gafletile olan tâ'atımuz ke-lâmi'i serâbin yahsebuhu'z-zamânu mâen (ke-serâbin bikî'atin yahsebuhu'z-zamânu mâen) yani ŞOL ILGIM SILGIM GİBİDÜR Kİ SUSIZ KİŞİ ANI SU SANIR..., Fethi Gedikli, 26.01.2025, X
f.
mealsizlik -ği | anlamsızlık. | Evvelki makalede ta'dâd ettiğim ibarelerin bozukluğuna, mealsizliğine niçin itiraz etmeyeyim? , Ahmed Selahaddin, Furkan Şahan, Bonfils-Fauchille'in Manuel'i? Türkçe'ye Nasıl Aktarılmalı? , THTA, 2018, 85
a.
Measili | Fazla mesaili bordro ve maliyet hesaplaması nasıl yapılır? , | YTÜ SEM yazısı, 18.2.2020
s.
mebusluk | ...ben mebus oldum; ikinci ihtilalde mebusluğumu yemediler, ama, ben, kendi partime 'askerlere dikkat, bizi yiyecekler' demiştim; neden ama, nereden biliyordum., | RehaMağden, 2005, 139
a.
mecalsiz
s.
"Halbuki Cemşit'in gençliğinde beğenilen tipler bambaşka idi: İnce hastalığın yani veremin moda olduğu devirdi bu! Hastalıklı olmayan genç kız veya erkek de -hele orta ve yüksek sınıf ailelerle- hasta imişçesine bir hal almağa çalışır, beti benzi uçmuş, süzme revâni, sarı ve solgun, mecalsiz ve neş'esiz görünmeyi süs sayardı.", R H Karay Sonuncu kadeh, 1965, 102"
mecazlaşma | Anlam yapısındaki bu değiştirmeler, genişleme, daralma, iyileşme, kötüleşme, mecazlaşma, komşuluk vb. yollarla yapılmış türetmelerdir. Bu bildiride, Türk dilinin başlıca 20 lehçe ve şivesindeki gün kavramına ..., | ÖzkanÖztekten, Türk Dilinde Güne Bağlı Zaman Sözleri, Uluslararası Sürekli Altayistik Konferansı Bildirileri, 22-27 Haziran 2003, TDK. Yay., Ankara, 2007, 347-358.s.
a.
mecbur keyfime mecburum | Namiye arsız bir kahkahayla güldü: -Sen ne tuhaf şeyler söylüyorsun ayol. Ben öyle ihtiyaçtan bu yola düşmedim. Keyfime mecburum da ondan. Ne yapayım insan dünyaya bir kere gelir. Canım sağ olsun., | Güntekin, Damga, 112
mecburi hizmetsiz b.s. | ...içinde göreve başlamıyan mecburi hizmetsiz öğretmenlerin atanmalarının iptali için valiliklerce Bakanlığa teklifte bulunulur., MEB DESTEK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ | http://dhgm.meb.gov.tr › tebligler-dergisi › 1570... PDF, 09.02.2025g
mecburiyetten | Genellikte mecburiyetten, ayıp olmasın diye, icabından, kırmamak adına katılırız böyle etkinliklere., | AÖzyılmazel, SGünaydınG, 20.8.2016
meccani | Parasız olarak ücretsiz, bedâva. | İlkokulu bitirdiğinde başöğretmen onu meccani okula vermek için çok çaba göstermiş ama babasının gönlünü edememiş., Naciye Poyraz, 1979, 8
s.
meccanilik | meccani olma hali; karşılıksız, bedelsiz olma hali, bedelsizlik | Karşılıksızlık. Kamu hizmetlerine hakim olan ilkelerden. Kamu hizmetleri bedellidir. Bedel, vergiler ve benzeri mali yükümlülükler aracılığıyla karşılanır. Ancak yararlanma, para ödeme koşuluna bağlanmayabilir. Meccanilik, kullanmanın parasız olduğu durumlarla, kamu hizmetlerin kullanımının para ödeme koşuluna bağlandığı durumlarda bu miktarının kâr içermemesi gerektiğini anlatır. Kâr arayışı, idarenin amacı olamaz., | http://80.251.40.59/politics.ankara.edu.tr/karahan/makaleler/kavramlar.pdf, 5.10.2016g
a.
huk.
GTS+
meccik göstermek argo,üçün biri işareti yapmak. | Kadınlar o işareti yapmaz, meccik gösterdi derler., A Savaş, 11.12.2024, 17.34 (Konya)
dey.
mecenat | Demek ki hem o kentsoyluluğun kültürel özünü oluşturan gusto süzülmüşlüğü; hem | mecenat tabir edilen ve heyhat, iktisadi bir sınıf yerleşikliği olmadığı için dilimizde de tam karşılığı bulunmayan sanat ve sanatçı himayeciliği; hem de söz konusu sanatı meta addetmek girişimciliği çağımız Türkiye'sinde de hızla yol katetmeye başladı., | H. Uluengin, Hürriyet, 11.3.2010
a.
fr.
meci | 1. imece | Usulümüz: gedik, meci ve nöbet,/ Ocağın içinde yoktur rekabet, / Nizama uydurduk, yaptık cemiyet, / Şirketler yapmaya gümanımız var., | ZGökalp, Esnaf Destanı 2. Kedi TTA
a.
mecidi | mecidi nişanı
s.
mecit | akıllı | Bu o kadar kurnaz mecit adamdı. Öyle abur cubur adam değildi., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 91
s.
meclis eylemek1377? Sohbet etmek | Ben Darir'i beş yıl padişahın huzurunda her gece meclis eyledim, | | http://www.edebiyatvesanatakademisi.com/divan-nesri-mesnevi-tarih/erzurumlu-mustafa-dar-r-hayati-ve-eserleri-1208.aspx, 30.4.2017g
dey.
meclis-i mebusan | parlamento, meclis, kamutay. | Gerçekten sürgündüm ben ve sultanzade. / Meclis-i Mebusan kapatıldı doğduğum gün., S Erözçelik, 1991, 82
b.a.
meclis-i meşayih | osm. | Nihat Ergün'ün bir model önerisi de var. Osmanlının son dönemindeki Meclis-i Meşayih yani Şeyhler Meclisi modeli..., | AkifBeki, Hr, 2.10.2016
a.
Meclislik –ği | Meclis'e Meclisliği iade edilmeli. Çoluk çocukla, temsil kaabiliyeti olmayan sıradan liste mahsulleriyle şişirilmek yerine milletvekili sayısı azaltılmalı., | D Mehmet Doğan, Karar, 25.6.2019
a.
mecnunluk -ğu
a.
delilik. Aşktan deli olma hali.
"Mecnun diye halkın diline düştüm / Aklı verip mecnunlukla görüştüm. / Beni bende bilme, ben benden geçtim / Beni Behlûl olan Dana'dan sorun.", San, Hicranî, 92"
mecnunluk | Aşkta nihai hedefi Mecnun'luk olan bir inat ve anlayış bugünün dünyasında yeniyi nerede yaşatacak? , | ÖmerErdem, 3.1.2017, KararG
Mecusileştirmek | Allaha ve resulüne iman ve itaat eder, meyve mahsülünüzün öşrünü verir, çocuklarınızı Mecusileştirmezseniz,-., | MFayda, fütuhulbuldan, Ankara 1987/NKoyuncu, OsmanlıDevletindeGayrimüslimlerin, Ankara 2014, 27
f.
meczuplaştırılmak | meczup haline sokulmak | Gelinen noktada Trabzonspor adeta 'meczup'laştırılmıştır., | KBaşaran, R, 28.11.2012
f.
Meczuplaştırılmak f.
meczupvari | Kadın meczupvari lafları duyunca 'durum anlaşıldı' der gibi ayaklarının ucuna basarak Pembe Panter* adımlarıyla banktan usulca ayrıldı., | NGenç, isenç, 128
s.
meç | slav ensiz ve düz kılıç: Cemiyetlerin ictimagahlarında her nev esliha-i nâriye ve cârihanın idhal ve hıfzı memnudur. Yalnız sayd ve şikâra ve meç talimine mahsus olacak kulüplerde zabıtanın malumatı tahtında olarak icap eden eslihadan lüzumu kadar bulundurulabilir., | Cemiyetler Kanunu, md. 11, 1909 Ağustosu
a.
meçena | Ve ey şair, 'Meçena' dediğin de kimdir? , | YKKaraosmanoğlu, EB, 35
a.
meçik | penis, erkeklik aleti, sik MTulum; 17.YüzyılTürkçesininSözVarlığı, sik maddesinde, krş. içmik
a.
medar olmak –e deyim yardım olmak | hasta gidemiyecek gibi ise istediğiniz kadar kalınsınız. Kocakarıya da beş on para medar olur diyordu., | Güntekin, Damga, 97
medea | Medea'da geçiyordu; | hiçbirşeyden ümidi kalmayan hiçbirşeyden ümidini kesmez diye. Acaba bu hal üzere miyiz? , | Mevlanaİdris, 23.9.2015, rindan
a.
medeni kanun | Kendisi dahil, bütün aile efradının kıyafeti 'Medeni Kanuna' bayağı kafa tutmaktadır., | MYağmur, 1957, 26
a.
huk.
medenice | Ümit ediyorum ki, çok medenice, çok örnek bir seçim kampanyası ortaya koyacağız. dedi., | NGüreli, 75 | -Eveeet... ortaya çıkacak sorunları düşündükçe, medenice çözümler bulacağınıza inanmaya başladım. Bulamazsanız da diğer öğretmenlere açıklarsınız, | Biz medenice konuşup, anlaşmayı öğrenemedik de o nedenle bağlıyız diye., | AÜÇam, Aslan Dayım, 2015, 79
medenici | medeni hukuk anabilim dalında uzman veya öğretim üyesi kimse | O medenicidir., | 24.6.2015
a.
medeniyet yuları | kıravat, boyun bağı | Boynumuzda medeniyet yuları yok diye tenezzül etmezsiniz., | Güntekin, Damga, 123 | DAYIM: Takarsan ilk 10 kravatın benden.- MAHALLENİN BAKKALI: Medeniyet yularını takacak mısın abi? , | AHCoşkun, Hr., 14.1.2017
a.argo
medeniyetdaş aynı medeniyet mensubu | Ne de olsa Guéant'ın ve 'medeniyetdaşlarının' müktesebatında 'Le Roi Saleil' (Güneş Kıral) lakabıyla meşhur XIV. Louis gibi bir kıral var., | FKentel, T, 18.2.2012
medeniyetsel
s.
medeniyetle ilgili, medeniyete dair.
ar. medeniyyet + tr. -sel
“Rusya-Ukrayna savaşı aslında reelpolitiğin dönüşüdür. Bununla birlikte Rusya-Ukrayna savaşı sadece ekonomik ve jeopolitik bir kırılmaya yol açmadı, medeniyetsel bir kırılmayı da tetikledi. Rusya’ya karşı olan hamleler sadece ekonomik ve jeopolitik alanda yapılmadı.”,
U T Yücel, Aydınlık G, 03.06.2022
medeniyetsizleştirmek | Bu küçük alıntı, dört bölümden oluşan hikâye gruplarından dördüncü bölümün giriş duygusu. Bölümü oluşturan dört hikâyenin ortak duygusunu taşıyan bu poetik giriş, bana göre çok şey ifade ediyor. Bu bölümün son hikâyesi olan Madam Marini'nin Tamamlanmış Bir Resmi adlı hikâye, şehrin insanı nasıl şehirleştirdiğinin (medeniyetsizleştirdiğinin) çok anlamlı bir edebi sunumu; ve edebiyatımızın duyarlılığı yüksek, kalıcı metinlerinden biri olacaktır bence:, | PBarışta, T, 13.11.2011
f.
medfune/metfune | Menü, çorba, henüz türüne karar verilmedi, Siirt'in meşhur | metfunesi (bol kuzu etli bir çeşit türlü), | Verçin, 28.7.2013 eposta
a.
media coverage /medya kavırıc | media coverage basılı ve elektronik iletişim araçlarında görünürlük | Zira hem yasak savacak hibeyi yapan kuruluş; hem imajına imaj katacak, hem toplum nezdinde markasına katma değer sağlayacak, hem vergiden düşecek, hem de ortaya koyduğu meblağın misli misli media coverage'ını (basılı ve elektronik medyada görünürlüğünü) sağlayacak., | Telesiyej, T, 18.4.2011 medya mahallesi | basın | Medya mahallesinde oluşturulan 'linç' geleneğinin son bulması mazlumun yanında konumlanmaktan geçiyor., | Cafcaf, Bahar2013/54, 10
a.
ing.
mediko-sosyal
b.a.
üniversite öğrencilerine sağlık hizmeti veren tıp birimi.
"Yolun yarısında kenarına geldiği Esnaf Hastanesini düşündü. Paşanın başhekim olduğu günlerdeki ihtişamını yakalayamasa da hastane binası içine yerleşen Çapa klinikleri ve mediko sosyal ile hâlâ etkindi.", Ersin Bulun, 2023, 95"
medina
a.
Fasta günümüzde de varlığını sürdüren kentin eski kesiti. eski şehir.
ar.
"Ardından Tanca'nın labirent gibi sokaklarını gezip Marakeş trenine bindiğinizde, başkent Rabat ve art-deco beyaz şehir Kazablanka'dan geçerek Marakeş'in büyülü eski medina'sına ulaşabilirsiniz.", Bahar Akıncı, Oksijen2, 9-15 haz 2023, 9"
medineleşmek
f.
Peygamber Mescidi ilim beşiği / Yesrib (Pesrib) git gide Medineleşiyor / İlk müezzin Bilâl-i Habeşî / Vahiyle ezan kesinleşiyor 53
medineli | Medine şehrinden olan. | Nitekim bir gün Medineli bir hanım, Resûl-i Ekrem'in yatağını görmüş, içinin boşluğunu üzüntü ile müşahede etmiş, hemen evine gidip içi yün dolu kalınca bir döşek getirerek Âişe validemize hediye etmişti., A Şahin, Sünnet ışığında hayat (İslam ve Hayat), 1984, 4949
s.
Medinesiz | Onu, zorla, kollarından çekerek dışarıya çıkarttılar. Böylece Medine, Fahrettin Paşasız;
s.
mediokr | Televizyonun –bir mediokr anlatım aracı olmasına rağmen- kendi dili olduğunu da unutmadan bu yeniden doğuş operasyonu yapılmalıdır derim ben., | Telesiyej, T, 9.2.2012
mediyokrasi | Zaten yukarıdaki 'inayetli devlet'in korungan dürtüsü de yurttaşları vasatla yetinen insanlara dönüştürmüştü., | Uluengin, T, 12.4.2013
a.
medler
"Medlerin çığlığı bir kez daha bir kez daha duyulur", Haydar Oğur, 49"
Medrese-i edebiye | Hüseyin Kâmî'nin biyografik bilgilerine baktığımızda onun | ilk eğitimini Aksaray'daki Medrese-i Edebiye'de al[dığı], tahsilini tamamladıktan sonra Bâbıâlî Matbûat Kalemi'nde memuriyete başla[dığı] görülür. İ Kayaokay, | Türk masal araştırmacılığında yüz yıllık bir muamma: Bir 'hanım' olduğu sanılan 'k.d.' müstear adı kime aittir? HİKMET Akademik Edebiyat D, Yıl 5, S 10, Bahar 2019
a.
medreseleştirilmek | olumsuz medrese haline sokulmak | Yoksa, Cumhuriyet gazetesi birilerinin dilimize zorla yerleştirmeye çalıştığı bir ifadenin gündelik yaşama iyice sokulması ve zaten medreseleştirilmekte olan üniversite yerleşkelerine külliye denilmesi için rol görev mi üstlenmektedir? , | MuratÖzmen, Cmh, 31.5.2016
f.
medreseli | medresede okumuş, medreseden mezun, yetişmiş | Bursa, Balıkesir ve bütün Batı Anadolu, sanki medreseli bölüklerin elindeydi., | M Akdağ, Celali isyanları (1550-1603), 1963, 97
a.
medusa/meduza | Tez 4: Büşra Ersanlı aslında bir Medusa, Ragıp Zarakolu da sakallı bir Brahman'dır., LYılmaz, T, 28.12.2011 | Bu doğrultuda elbette topuklu ayakkabılı, muhtemelen iç çamaşırları da saten ve dantelli, bakışları Medusa gibi taşa çeviren, büro fantezilerinin kraliçesi kadınlardan olmak, iffetli aile kızları için içten içe belki, biraz da ayıp bir şeydi., | AyçaŞen, T, 16.10.2011 | Medusa kadınlar için güçlü bir imaj, | HKüpçüoğlu, HT, 10.6.2012 2. Medusa'nın heykeli | Alanya'da Medusa figürü bulundu., | HaberT, 1.8.2015
a.
medya
a.
araçlar.
ing. media: araçlar
"Medyanın gücü yok gücün medyası var.", "
İsmet Özel, ? ?
medya | 1. Araç | Basının medya olması sürecinde tamamen unuttu bunu., | DOral, T, 10.3.2012 2. Kitle iletişim araçları; yazılı ve görsel basın kağıt medya | gazete ve dergiler; tv ve radyo, internet yayıncılığı karşıtı | Kağıt medyaya hakim olanlar, dışa açılmayı ülkenin satılması, emperyalizmin girişi diye nitelendiriyordu., | EErgüder, Gazetemen, 1.1.2013 | medya gülü / gülleri | Yazılı ve görüntülü basında sıkça yer eden kişiler için kullanılan tabir. hafif kinaye içerir. 11.11.2009, kuzulu cilek, EkşiS
a.
medyacı
a.
görsel, toplumsal ve yazılı basın mensubu.
"MUHALEFET medyacıları, "yumuşama" ya da "normalleşme" karşısında niye öfkeliler, niye kabalaşıyorlar, niye deliriyorlar?", A H Coşkun, Hr, 12.05.2024 "
medyalar | muhtelif kitle iletişim araçları. Aslında media kelimesi İngilizcede çoğuldur ama türkvvçede böylece tekrar çoğullaştırılmış olmaktadır. | Tüm muhalif siyasi unsurların, medyaların, paralel bürokrasinin, paralel istihbaratın ve tüm algı mühendisliklerinin yanı sıra küresel ve diplomatik kuşatmayı da giyinmiş, üst üste zırhlarla konuşlandırılmış, çok cepheli başka bir matematikle karşı karşıyayız..., | SEraslan, S, 21.8.2015
a.
medyan | yeni | 2008'de yapılan bir araştırma bir lise mezununun yıllık medyan gelirini 33 bin dolar, üniversite mezununun gelirini ise 56 bin dolar olarak gösteriyor.; EKarakaş, Star, 12.6.2011 | Ücret skalasının en ortası biçiminde tanımlanan | medyan ücrete oranı itibarıyla dünyada en yüksek asgari ücret Türkiye'de ödeniyor.,OrhanAysezen, | http://medya-24.com/, 5.7.2015
ing.
medyasız
s.
yazılı ve görsel basın olmaksızın.
"... medyasız bir demokrasi ve insanlık düşünülemeyeceğini anlatarak şunları söyledi: Temel belgelerde hak ve hürriyetlerin tahrip için kullanılamayacağına ilişkin kayıt varlar vardır. İnsanlık haysiyetine olan yayınlardan kimse yakışır ... ", Haftaya bakış, 1994, C 2-3, 47"
Medyatize etmek medyalaştırmak, kitle iletişim araçlarında haberleştirmek | Emniyet müdürlerinin medyatize ve popülarize edilmesinin en çarpıcı örneği kuşkusuz lstanbul Emniyet Müdürü Necdet Menzir'dir., | BirikimD, 1994, C 57-59, 4 | Herşeyi medyatize ediyorlar., | Murat Saytekin, 7.6.2019 (konuşmadan)
medyumluk –ğu | ... yöneticilik danışma firması, çareyi Mete'nin görev yaptığı medyumluk ve astrolojik danışma hizmetleri firmasıyla sürekli bir işbirliğine girmekte bulmuştu., | S Dölek, Kirpi, 89
mefkûreperestlik -ği
a.
ülkütapıcılık.
"... istihfaf edişi, her şeyde güldürücü bir sahne görüşü, Ona büyük bir kuvve-i kalp veriyordu. Felsefesinin derinliği, inceliği, şe'niyetperverliği ve mefkûreperestliği ona zekâî bir şecaat vermişti . Onun her yaşayış anında bir tehlikecûluk* , bir muhâtaraperverlik vardı. Nasreddin Hoca, bâki kalan alimlerle ârifleri Timur'un cellat satırından kurtarmak için , hûnriz Timur'un ... ", Ş Beysanoğlu, Z Gökalp, Tamamlanmamış eserler, 1985, 213"
mefküreli | Cehil daima cihaz-neyyir irfana zebun ve sernigündür. Şu binanın sahne-i temaşasında zillet ve sekinetle oturan güruh-ı cahilin halet-i ruhiyeleri, zulmet-i fikriyeleri, kabiliyet-i şahsiyeleri mefkûreli ruhlara ilkâ-yı maye-i hürmet değil ancak telkin-i his-i nefrin ve istikrah eder. | , | Şeyh Said Davası İstiklal Mahkemesi T, 479
s.
meforlaşmak
"Çoktan gitmiş "din, ima"ın yeni çağla muhabbeti, müttefiklerle yoz ve bir o kadar çakma düellosuna ilişkin neler metaforlaşıyor kitabınızda? Gamze Akdemir, 6.7.2023, CumKitap, 6"
mefrusat | (Türkçede) | Her devirde, hayatın bütün şerait-i müsbite ve kat'iyyesi gibi, sabit olmuş bir kaziye-i tecribedir ki bir kavmin tesisat-ı ictimaiyesinde, ahlak-ı umumiyesinde, velhasıl bütün mefrusat-ı milliyesinde aklın, fikrin tesiratı nazarıdikkat ve ehemmiyetten dur edilmemek, tayin ve tefrik olunmak muktezidir./ Bunlar şahsiyetlere intikal ettikleri sırada bir? efrad tarafından ahz ve telakki olunurken an'anat ve nakliyat ile, veraset-i tabiyye veya taklidiyye [1] tarzında intikal ile, talim ve tedris ile, mefrusat-ı fikriye ve maneviye ile, ve hayat-ı ictimaiyenin tecarüb ve mümaresatıyla yeniden düçar-ı tadil ve ıslah olur ve bu suretle yeni bir çok evsaf iktisab ederler., | İlmiHukukveMukayeseiKavaninMecmuası, 124/125
ar.
mefta | Mevta > ölü.
ar.
meftun
meftuniyet | Üçüncü Selim, musikiye olan meftuniyetini gösterdi. Hükümdarlık vakarını bir tarafa atarak paravanayı geçti. Odaya girdi., | ZŞakir, SadullahAğa, 21
a.
Megafon | Onar, yirmişer dağılıyorlar köye, / kiminde megafon var., | Dağlarca, VK, 81
a.
megakent | İstanbul | Megakentte kar devam edecek., | M, 11.12.2013
a.
megali idea | büyük fikir. İlk olarak 1844'de Yunan Meclisinde Yani Koletti'ce kullanıldı. Eski bizansı diriltmek ve yunanlıların bir zamanlar yaşadığı topraklar üzerinde tekrar bağımsız devlet kurmayı ifade eder. | PKK'nin megali ideasını bir garip barışa satmışmış., | MAltınok, T, 9.4.2013
yun.
megalomanlaşmış | Kürt sorununu ile kendisiyle çözmeye iman edecek kadar megalomanlaşmış bir AKP geldi., | DOray, T, 24.3.2012
s.
megalomanlık | Şimdi bana kimse fikri ve irfanı hür nesillerden anlamsız megolomanlık sergüzeşti sıralamasın., | İEfe, 23.4.2014R
a.
megalosaurus | Oxford Üniversitesi Doğal Tarih Müzesi'nde görev yapan bir omurgalılar paleontoloğu Dr. Emma Nichols ise 2 ton ağırlığındaki megalosaurus'un ayak izinin | neredeyse karikatürlerde gördüğümüz gibi bir dinozor izi olduğunu belirterek, | Biz buna tridaktil (üç parmaklı) izi diyoruz. Hayvanın üç ayak parmağı izde çok ama çok net görülebiliyor dedi., Hr, 09.01.2025
a.
megastar | ...40 bin kişiyi bir meydanda toplayabilen megastarın sessiz ve önlenemez ağırlığı, bu camianın (ve showbiz'in) iki ayrı yüzü gibi., | Telesiyej, 14.7.2011
a.
Megavatlık –ğı | herhangi bir megavat değerinde olan | Bu istasyonlar 6.000-7.500 megavat kuvvetinde olacaktır. Bundan iki sene evvel ilân edilen programa göre atomla çalışır 12 enerji istasyonu kurulması düşünülüyordu ki, bu istasyonla 1.000-2.000 megavatlık enerji sağlıyacaktı., | Ayın tarihi, 1957, C 278-279, 301
a.
Megri megri | Ayrıca bu basit numaralar Rindanda iftara yakın önümüze gelince sonuç böyle oluyor. Kürt oyunu kendileri alınca megri megri İmamoglu alacak olunca Kandil terör PKK..., | Aydın çetiner, 12.5.2019 rindan vatsapı
megri muhataba emir kipi Kürtçede ağlama | Neredesin Şivan Perwer? Neredesin İbrahim Tatlıses? Nereye gitti 'megri megri', yani 'ağlama ağlama' diye çektiğiniz uzun havalar? , | AHCoşkun, Hür, 5.11.2016
Meğer ferman gelip süreler beni.
Meğer tabutlara saralar beni
meğercik ilginç şeyler* | Daha önce hiç duymadığım iki tane meğercik var hafta., | BencilBoysal, Leman, 10.3.2010
mehdici | Olay bir | Mehdici hareket ve tekil değil. Yani tarih boyunca bu tür vakalara rastlamaktayız., | ErkanAcar, Z, 23.12.2009?
s.
mehdicilik | Bundan dolayı, hemen her çağda, müslüman devlet adamları mehdici söylemlere karşı mesafeli durmuş ve Menemen mehdiciliğindeki gibi sert tepkilerle mitedeyyin İslam toplumunun muhafazasını gerekli görmüşlerdir., | ErkanAcar, Z, 23.12.2009?
mehdilik -ği
a.
mehdînin işi.
ar. mehdî + -lik
mehdiyet
a.
mehdilik.
ar. Mehdi+yyet
"Ric'at ve mehdiyet. Müstevii esasilerin tepdili mevkii, ric'ati mehdiyet, ric'atı külliye, ric'atı seneviye, vaziyatı hakikiye, vaziyatı vasatiye, bunların birinden diğerine geçmek. Sevabitin mevekii zahiriyesi Vaziyeti zahiriye, mevazii ... ", "
Talebe rehberi, 1930, 160
mehdiyet | mehdilik | Adnan Hoca'nın mehdiyetine inanmak ne kadar paranoyakçaysa, bunların dış mihrakların maşası olduğuna inanmak da o kadar paranoyakça., | YOğur, T, 20.3.2012
a.
Mehir | ayran aşı | Yeşillik ayran aşı (mehir) ikramımızdır., | Nano Dürüm ve Kebap Dürümcü Yusuf Usta, Bahçelievler, 15.8.2019
a.
mehleme | 22 gün 22 gece devam eden bu büyük muharebeyi kendi tabirince, 'Sakarya melheme-i kübrası'nı kırık kemiği ile idare ediyor, düşmanı yeniyor, Meclis kendisine çoktan hak ettiği müşir (mareşal) ve gazi unvanını veriyor., | Taray, 20
a.
Mehtâbdı peçelendi
mehtap
a.
mahtap.
"Yine nargile keza tepesine perçinli. Nihayet, tuluat tiyatrolarının komedi-dramalarında, son perdede zalim kişilerle mazlum kişilerin kılıç kılıca geldikleri, şanonun kolişlerinde çanak mehtapları yakıldığı zamanda çalınan mahut 'Galo' ile topaç gibi fırıl fırıl döner, nargilenin marpucu boylu boyunca açılırdı."11"
mehtaplı
aylı.
Mehtaplı bir gece tam ortada Hira Dağı / Ay ikiye bölündü - şahit olun insanlar 48
mehtaplı
s.
aylı, ay ışıklı.
"Mehtaplı geceler sıladan dönecekti. / Yeniden başlayacaktı macera.", Ş E Regü, Yağmur, 32"
mehtaplı | aylı. | Mehtaplı gecelerin, canlara can katar; / Aşka düşen gönüller yeşil göğsünde yatar, | T Baykara, 1987, 15
s.
meiji | Japon | Yaptığı reformlar o kadar başarılı oldu ki halk onu başka bir isimle anmaya başladı: Meiji... Yani aydınlık yönetim., | GKarabulut, T, 15.9.2011
a.
Mekadir | değer, kıymet | Hiç mekadir anlamazsın sendedir Hengamî suç., | Hengamî, 27
a.
mekan etmek bkz. mekan tutmak | Bereket Kamil'e rastlamışlar; geldi buldu Abidin'in orda beni. Hani pek de mekan ettiğimiz yer değil a, beyefendi., | Hacıhasanoğlu, 1954, 103
mekanlanmak | yer tutmak | İçimde mekanlanmış aşkına, hayret, / Dar geliyor can ü cihan!, | BGocul, Mevlananın, 6
f.
mekanlı | mekandan söz eden şey | Neyse nostaljiden çıkıp kesin bilgiyi veriyorum; bundan sonra cumartesileri sinemalı, modalı, kitaplı, mekanlı, televizyonlu yazılarımla buradayım, beklerim., | AÖzyılmazel, SGünaydınG, 20.8.2016
s.
mekansal | Ben sadece mekânsal olarak değil, düşünsel olarak da hariçten gazel okumaya alışığım., | CSey, T, 14.5.2012
s.
Mekansızlık –ğı | Çapekliği o mertebe kim zıll-ı râkibi, / Yîre düşünce âna mekân lâmekân olur. ... süvarisinin gölgesi Yere düşünce mekân, o gölgeye mekânsızlık olur. N F K, Ata senfoni, 2014, ?
a.
mekansızlık | bir yere bağlı ol(a)mama hali | Rusdie'nin yaşamından gelen 'ara yer' kavramı hem mekanı hem de mekansızlığı simgeliyor., | HülyaSoyşekerci, TarafKitap, Ağu2011, 22
a.
GTS-
mekap | marka adından bir çeşit sert plastik tabanlı spor ayakkabı | Çünkü süreci yakından takip edenlerin bildiği üzere, ayağına mekabını alan sınırı geçti., | MAltınok, T, 12.4.2013
a.
mekatronik | Mekanik, elektrik, elektronik, bilgisayar ve bilgi teknolojileri bir arada kullanılarak sınaî ürünlerin tasarımını ve üretimini planlayan bölüm | Mekatronik Mühendisliği, | MilliyetAkademi, 22.7.2011 | Yüksek okulumuzda bu değişime uygun olarak 2008 yılında Mekatronik programı açılmıştır., | MBaşkan, | http://khmyo.khas.edu.tr/mekatronik/program-hakkinda-30.html, 15.11.2014g | 20 Nisan 1995'te Ljubljana'da sıfır yer çekimi koşullarında gerçekleştirilen ilk biyomekatronik tiyatro-., | PCengiz, T, 22.1.2014
s.
meke | Adana-Bahçe Mekkeden gelmiş darı? ARPijli, 17.3.2017
a.
mekerû | Eğer böyleyse | ve mekerû ve mekerallah ya da | lâ gâlibe illallah demekten ve lâyığımızı beklemekten başka yapacak şeyimiz yok demektir., | EAyyıldız, 22.7.2015rindan
ar.
mekrilistan | meğri ülkesi, meğri-eli. | Bütün gücümle Tanrıya şükürler ettim. O Tanrının keremine bakın ki, Mekrilistan, Abaza diyarı ve Kırımda on sekiz tane tutsak bağışlayıp, yine aldı. Can ve cihandan umut kesmişken bu amansız deniz içinde yine dört tutsak bağışladı. Her biri binde bir kabilinden seçme, müstesna delikanlı ve cariyelerdir., R Durbaş, Şaka-nâme, 1983, 59-60
a.
Meksika biberi, | mexican pepper. Hapı zayıflama amacıyla kullanılır. Turşusu yapılır. İspanyolca, (jalapeño) halapenyo diye okunan ve süper acı biber anlamına gelen kelime. (Aslında yeşil olurlar bildiğim, ama Burger King'deki jalapeno sosu nedense kırmızı...), (zomzom, 26.04.2000, EkşiS
ing.
Meksika dalgası Breakdance'in çıkış noktası. Kollar önce iki yana açılır, sonra bir uçtan diğer uca dalga hareketi yapılır. (bkz: electric boogie) (crown, 28.04.2008 Ekşi S
mektepdaş
a.
okuldaş. aynı okulda okuyan kimse.
ar. mekteb + tr. -daş
"Madem muhayyilemi çalıştırarak İmam Hatipler konusunu işliyorum bugün, aynı konuya farklı açılardan da yaklaşabilirim. Sözgelimi, İmam Hatipliler, Muhtar Bey ve Orhan Bey ile Arzuhan Hanım''ın mektepdaş olduklarını öğrenselerdi, buna nasıl tepki verirlerdi? Memnun mu olurlardı, yoksa hayat tarzlarına bakarak rahatsızlık duyar ve kendilerini aforoz mu ederlerdi?", Taha Kıvanç, 17.12.2007, YŞ, | "İkinci grupdan gelmeyen oyun kaç misli fazlası kararsızlardan ve o grupdan nefret edenlerden gelir. Aslında, belki bir akşam kısa da olsa Ali Koç, Ömer Koç gibi kişileri tartışmak gerek. Bu hususda bilhassa mektepdaşım Verçin ne der çok merak ederim. ", M F Gezgin, 7.01.2024, Rindan (Sohbet)"
mektepli | 1. mektebe giden kimse 2. Okumuş kimse | Ben üniversiteye falan gitmedim tabii, dedi Kamil Bey vaizlere yakışır tiz sesiyle. Ama ne bileyim, bu iş biraz yaş görünüyor bana. Sen mekteplilerin laflarına boşver., | S Dölek, Kirpi, 35
s.
mektuplu | mektubu olan | Oteldeki odamın önü eli mektuplu gençlerle dolu, kimi Hindu, kimi Müslüman, hepsi öyle sanıyor ki biz herhangi birinin davetine gitmezsek, Hindistan için hiç bir şey öğrenemeyeceğiz., | TürkDiliD, 1972, C 27, 639 | Aytaç Yalman, Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na atandıktan sonra, hasta olduğuna ve görevi bırakacağına dair mektuplu bir kampanya başlatıldığını da hatırlatıyor., | NazlıIlıcak, Bugün, 17.3.2015
s.
mel mel dinlemek deyim | Konferansa çağırmalar, mel mel dinlemeler, yok efendim 'sen bizim babamızsın, sen ne dersen o olur' tezahüratları tabiri caiz ise sahte zevk çığlğkları., | SGenç, T, 12.4.2012
mela | molla | Xeme Teyze Mela'dan önce uyanır her sabah. Ve herkesler Mela'nın sesiyle... Allahüekber..., | YErdoğan, 37
a.
Melaike | melek. | Hem o eskiden, daha Çine'den çıkmadan, melaike gibi adamdı. Ona buralarda ne ettilerse ettiler. İçirdiler, sarhoş ettiler., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 45
a.
melalli | melali olan | Her köşesine ilahi ateşten kıvılcımlar serptim ve sükununu melalli bir ahenkle besteledim., | YKKaraosmanoğlu, EB, 30
s.
GTS-
melanetkarane | Esasen mebus iken de bunun melanetkârâne efkârı vardı. | , | Şeyh Said Davası İstiklal Mahkemesi T, 431
s.
melanin | İnsan teninin koyu renk olması deride bulunan melanin adlı maddeden kaynaklanıyor., | RMargulies, T, 18.8.2012
a.
melanistik | kara | Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi'nden öğretim görevlisi Yasin İlemin, Türkiye'de ilk defa melanistik (kara) kurdu görüntüledi., | M, 13.1.2014
s.
melanizm | Karalık | Bilindiği gibi kurtlarda melanizm iki nedenden kaynaklanabilir, köpeklerle çok uzak geçmişte hibritleşme veya post renginden sorumlu genlerin doğal kombinasyonu sonucu., | M, 13.1.2014
a.
melanom | Hastalarının cilt kanserini fark etmesi çok zor olduğu belirtilirken, baş ve boyunda bulunan melanom, yani deri tümörlerini görmek için kuaförlere daha fazla iş düşerse erken teşhis konma şansının artabileceği öne sürüldü.(sic), T, 21.3.2012
a.
melatonin | Araştırmalara göre; yetersiz ve yanlış uyku, iştahı tetikleyebiliyor, melatonin hormonu da bu döngüde önemli rol oynuyor. MCadde, 15.10.2014
a.
melaz
a.
1. barınacak yer, sığınacak yer, melce, penah. 2. Melaz öşrü.
ar.
"Sen. Ey!... Penah-ı ümem astan-ı "Mevlana" / Melaz-ı kalb-i hazin, saye-ban-ı aşk-ı Hüda. / Kuşandı gönlümü zucret bulutlarıyla hümum. / Açıl!... Bu bî-kese dervaze-i nevahi-i Rum.", Neyzen Tevfik, Hiç, 2008, 71"
melcem mülcem | Farkında mısın, tamamlanmamış birer proje gibiyiz dünyada. İçimizde Tanpınar'dan kalma bir telaş – Li Po'dan gelme bir umur böyle melcem mülcem bir yaşantıyı sürdürmekten sanki ne anlıyoruz? Bir estetik formun peşinde bakışımız sözün gözüne değmiyorsa o padişah şairlerden ne farkımız kalır? , | Mustafa Gazi, Kent Vaizi, 2024
s.
meldonyum | Rusyada meldonyum depremi, | M, 26.3.2016
a.
TDK-
melek | VS meleklerinden Candice Swanepoel yine büyüleyici bir performans sergiledi. Öyle mükemmel bir fiziği var ki bunu doğal olarak koruduysa kıskanmamak elde değil. Balerinlik geçmişini ve sıkı antrenmanlarını göz önünde bulundurursak en ufak estetik müdahale bulunmadığı da bir gerçek., Pelin Kaya, Sbh Günaydın, 20.10.2024, 2
ar.
melekleştirmek
f.
melek gibi görmek, melek işlemi yapmak.
ar. melek + tr. -leş-tir-
"Kur'ân ise insanları melekleştiren bir ahlâk düzeni getirmiştir. Kur'ân-ı Kerim'i okuyup gereğince amel eden kimse melekleşmiş, Hz. Peygamber'in örneğinde bir insan olmuş olur. İçinde kötülükten eser kalmaz. Kâinatı merhametle kucaklar.", S Ateş, Muhtasar İslâm İlmihâli, 1972, 428"
meleksi | 1. 17. asırda İstanbulda kullanılan bir tür gemi | Ne pereme'ye, ne çember'e, ne mayistra'ya, ne şayka'ya, ne meleksi'ye ve ne de çekeleve ile mavona'ya bindik; sadece bir kayıkla bu hayal-alûd seyranı yaptık ve şehri uzaktan temaşa etmekle iktifa eyledik., EÇKömürciyan,İstanbulTarihi: XVII. asırdaİstanbul, 1988, 55/BurhanOğuz, TürkiyeHalkının Kültür Kökenleri: teknikleri, müesseseleri, inanç..., 1976, 128 2. melekse, hamur topağı, pazı* TTAS 3. | melek gibi, meleği andırır, feriştehî Bir meleksi kıza gönül verdim ben. Evlerimin önü yoldur geçilmez, dar kafeste güzel çirkin seçilmez, şişe dolu amberiye içilmez. Kömür gözlü kıza gönül verdim ben., | IKunos, 1889, Oszmán-török népköltési gyujtemény, 2. bölüm, 293 | mardalak mardimalak marman mapsinma- mak masil masik maya maymana mazalak mazi mecek melefe meleksi menemeze menik merek •meres mereslemek mertak mertlek mertlemek meses met mil milek Seraeri Yabanî semiz otu, | HHüsnü, KayseriSözlüğü, 1934, 66 | 1. | 2. besi kazına yedirilen - ), hodala [bk. fitil: 2], kaysak, kır, kunt ~ künde ~ künt (topak halinde -), küt, melekse, meleksi, melevse. melevsi, meze, öllek, pazı, pezi, pözü, yumak, zıvala. — 155 — hamur açmak : bazlamak, evirmek, yazıyazmak, | Türkiyede Halk Ağzından Söz DerlemeD, 1957, C 5, 155 | Tomurcuk yaprak yaprak fısıldayıp çiçeklere açsa Çocuklar bir meleksi gulûşle seslense doğuşlara Göverseler, büyüseler Biz niyetlenip yatsak en güzel gerçeklerin ruyasına Aynı şeytan gelip geçse aramızdan Aynı elmayı dişleyip bölüşsek, | SYırcalı, ÜçüncüKatınİnsanları, 1959, 79 | Bunlar arasında, dinsel olmıyan bir günâh kompleksini dile getiren C. Sılay (1914), mistik ve yabansar bir snobizmi temsil eden | H. Çelebi (1907-1958), şiiri saf ve meleksi bir iklime götürmek istiyen Z. O. Saba (1910- 1956), fizikle fizik ötesi, ..., | YeniUfuklar, 1961, 49 | Oh! Şu dakika pîşimde (önümde) üç şehit validesi bu kadın ne ulvi, ne feriştehî (meleksi) bir letafete büründü!, | MüftüoğluAH/HDizdaroğlu, 1964, 54 | Bütün renklerdi altın var / Toprağın yeşili / Göğün mavisi / Su berraklığı / O gizli altını özenle saklar / Ve güneşin ışınları / Som altınıdır renklerin / Onu sezmek bana vergi / Meleksi bir duygunun bıçağıyle / Bir yudum şarabın lâl kımıltısından / Dilmek onu., | TürkDili, 1972, C 27, 233 | Çünkü bugüne kadar dünyayı yırtıcı ve ezici bir pençede tutan Avrupanın birdenbire meleksi bir çehreye bürünüvermesi hem olağan değildir, hem de bir çare değil., | SKarakoç, Sütun, 1969, C 2, 509
s.a.z.
melekülmevt | Azrail, can alıcı, ölüm meleği | Vermem sana çek benden elin ey melekülmevt / Cânânıma nezr eylediğüm câna dokunma, | AşıkÖmer, 53
a.
melelodramatik | Gerçi, henüz teşekkül etmeğe başlayan bir çocuk kafası üzerinde bu gibi melodramatik romanların hayırlı bir tesiri olacağı tahmin edilemez., YKK, EK, 1953, 18
s.
melemen | menemen | İbrahim ile dört yıl aynı evde aynı odayı paylaşmış, kırdıkları yumurtayı, melemeni beraber yemişlerdi., | BTSalihoğlu, 2014, 67
s.
meles
a.
"Billur bardak gibi bir ten / Meles gömlek giymiş keten / Tanrıdan istese bir ben / Sokuverse döş üstüne.", Âşık Mehmet, Ülkü, 1947, C 28, 23"
meleşme | Mart ayı gelip de oğlaklar olunca / Her bir tarafı meleşmeler sarınca / Ayakları ayrılıp bir çoş deyince / Ne güzel sağılır keçimiz bizim., Hüseyin kurt, Aktepe Hassa Hatay, 26.03.2008, | https://www.antoloji.com/aktepe-hassa-hatay-siiri/, 1.12.2024
a.
melez
melezleme
a.
"... melezlenmesi, yeşilimsi renkli hayvanları meydana getirir ki bu , kanaryaların yabani ecdat rengidir. Aynı yabani renk, muhtelif nevilerin melezlemesinden de elde olunmaktadır.", AÜZF yayınları, 1950, S 23-25, 294"
melezleme | Arzu olan orta tipteki ırkın meydana geldiğine karar verilince melezleme bırakılarak yavruların kendi aralarında yetiştirilmesine geçilir. ... Melezleme yolu ile yeni ırkların meydana gelmesine ilmi bakımdan imkan yoktur. ... Orta tipler elde etmek için yapılan melezleme ayrı ayrı hayvanlar üzerinde bulunan ıraları bir hayvan, | ZiraatFakültesiYayınları, 1950, S 23-25, 403
a.
melezlemek | a) Fı* melezlerini babaları ile (çavdarla) geri melezlemek suretiyle. b) Fı melezlerini analariyle (buğdayla) geri melezlemek suretiyle. c) Fı melezlerini buğday ve çavdar anaçları arasında yetiştirip spontan* geri melezlemeye bırakmak suretiyle., | YüksekZiraatEnstitüsü, Çalışmalar, Ankara 1943, S 139-143, 81
f.
melezlenme
a.
"... melezlenmesi, yeşilimsi renkli hayvanları meydana getirir ki bu , kanaryaların yabani ecdat rengidir. Aynı yabani renk, muhtelif nevilerin melezlemesinden de elde olunmaktadır.", AÜZF yayınları, 1950, S 23-25, 294"
melezlenmek | Ö- | Melezlenen 300 yerli koyun sahiplerine verildi, | | http://www.kentselhaber.com/V6/News/3302/0, 9.10.2006 | Bir bütün olarak Diyarbakır'ın günlük dili sol-yurtsever bir dille melezlenmektedir., | LeventCantek, ÇizgiliKenarNotları, İstanbul 2007, 98
f.
GTS+
melezleştirme | Her şeyi melezleştirme soysuzlaştırma ve çığırından çıkarma tezgâhı. (İskenderiye mektebi ) isimli Neo-Plâtonizma felsefesini burada yuğurdular., | NFK, O ki o yüzden varız, İstanbul 1961, 18
a.
melezleştirmek | Melezleştirmek üzere biri Zea mays alba (beyaz düz daneli) diğeri Zea mays coeruleodulcis (mavi buruşuk daneli) gibi iki kromozom çiftinde fark gösteren, | AÜZiraatFakültesiYayınları, Ankara 1950, S 23-25, 179 | Yerli cinsi koyunları Dolper cinsi koyunlarla melezleştirecek., | TGRTHaber, 28.7. 2012
f.
melheme | 22 gün 22 gece devam eden bu büyük muharebeyi kendi tabirince, 'Sakarya melheme-i kübrası'nı kırık kemiği ile idare ediyor, düşmanı yeniyor, Meclis kendisine çoktan hak ettiği müşir (mareşal) ve gazi unvanını veriyor., | Taray, 20
a.
melhuf | 1. Hasrette kalan. | 2. Kederli, tasalı. | 3. İmdad bekleyen. | Necatü'l-melhuf, | Mehmed Osman, 1923 (kitap adı)
s.
melhuf | Hasrette kalan. * Kederli, tasalı. * İmdad bekleyen.
s.
melil s/a*. Melil melil ağrıyor!
Melillik –ği | Kızcağızım sesini çıkarmazdı ama onun bu sessizliği, bu melilliği benim yüreğime büsbütün dokunurdu., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 47
a.
Melisa | Aya Yorgi gününden kalma / kuru bir melisa dalıyla elinde, | MG, 106
a.
Melisa | oğul otu | Melisa aslında Türkçe adı oğul otu olmasına karşılık ülkemizde melissa officinalis olarak Latince bilimsel adıyla tanınıyor., | EYeeşilada, StarPazar, 3.1.2016 bodrum melisası | Bir de Bodrum melisası olarak adlandırılan ve akşamları çiçekleri hoş kokan bir çalı var ki eğer bunun yaprakları fazla kullanılırsa taşıdığı alkaloitler nedeniyle insana çok zararlı olabilir., | EYeşilada, StarPazar, 3.1.2016
a.
Melisalı | melisa otlu | Yine Muvakkithane Caddesi'nde ve Hacıbekir'in karşı sırasında, meşhur Bestekâr ve şekerci Cemil Bey'in oğlu tarafından açılmış bulunan ve bir zamanlar lokum ve şekerlemesi kadar melisalı saray limonatası ve ekşi karadut şurubu ile tanınan küçük şekerci dükkanı vardır., | Adnan Giz, Bir zamanlar Kadıköy: (1900-1950), 1988, 30
s.
melle | molla Kürtçede molla | Basına yansıdığı biçimiyle bu çalışmanın hedefini 'melle' alımı gibi sunmak doğru değildir., | DİB açıklaması, T, 13.12.2011
ar.
melodika BTS- | Hem üflemeli hem de tuşlu bir müzik aleti | Sena bebek melodika çalıyor, | | http://www.dailymotion.com/video/xnrkz9_sena-bebek-melodika-caliyor_fun, 2.9.2014
a.
müz.
bts-
melodili | ezgisi olan. Ezgili. | Türkçe dünyanın en çok konuşulan diller arasında beşinci veya altıncı sıradadır. 220 milyondan fazla insan Türkçe konuşmaktadır. Ve yabancı filologların yazdıklarına göre Türkçe melodili ve matematiksel bir dildir., Orhan Aras, Yeni Çağ, 12.04.2025
s.
melodramatik | İng. | Bu melodramatik kurgu 'aşk üçgeni'ydi., | Sİleri, Z, 4.3.2012
s.
ing.
GTS-
melodramik
s.
"Birincisini unutmaya ve aslı olmayan nomantik, daha doğrusu melodramik hikâyeyi aklından çıkarmaya bak!", R H Karay, Sonuncu kadeh, 57"
melonlu | melon şapka giymiş kimse | Onun artık benim için herhangi bir melonlu, bir fraklı, bir hususi otomobilliden farkı yoktu., | Tez, TTE, 60
s.
meltemlemek | Hüsam Hocam yine ''hamaset'' diskuruyla ''kendi mahallesi''ne haklılık meltemlemiş!!!..., | MülteciTB, 23.6.2013
f.
meltemli
s.
meltemi olan.
"Perran hanım: -Ne hoş bir gece bu, diye başladı, İstanbul'un rüzgârsız geçen gecelerine bayılırım, hele hırçın, meltemli, uzun, sıcak günlerden sonra ne kadar dinlendirici oluyor! Annem de severdi.", R H Karay, Sonuncu kadeh, 1965, 98"
melting pot | eritme potası | Kemalistlerin uyguladığı politika, ABDnin ilk zamanlarda uyguladığı 'melting pot' politikasına benziyordu., | OMiroğlu, T, 11.8.2011
a.
ing.
meluncanlar ABD'de, Brent Kennedy'nin araştırmalarına göre, Türk esirlerin aslından geldiklerine inanan bir topluluk. | Gurbetteki Osmanlılar: Meluncanlar, | T, 18.1.2012
melüllenmek
f.
üzülmek, kederlenmek.
ar. melûl + tr. -len-
"Melüllenme deli gönül / Gez bir zaman gör nic'olur / İndir tahtını yüceden / Yık bir zaman gör nic'olur.", Hatayî"
melüş
Mevlude'nin kısaltılmış ve sevimlileştirilmişi.
mem | Davranışlarımızın, fikirlerimizin, buluşlarımızın, şarkılarımızın, becerilerimizin, velhasıl sahip olduğumuz kültür kodlarının kopyalanarak bir başka insana geçmesi ve onda sürmesidir özetle. Memetik miras budur anlayacağınız./ | Mem, Memetik dalının kurucusu Richard Dawkins'in ortaya attığı kültürel iletim birimidir., | Telesiyej, T, 22.2.2012
a.
membran | zar**
a.
tıp
membran 2012 | PVC (membran) kapak nedir? Ham sunta veya MDF üzerine balon presle PVC folyo kaplanmasıyla elde edilen kapaklardır. Renk seçeneği çoktur ve kapaklara model uygulanabilmektedir. Maliyeti profil ve laminat kapağa göre daha yüksektir. Membran kapak parlak değil lake kapak parlak. | http://www.erguvanim.net/blog/mutfak-dolabi-alirken-nelere-dikkat-edelim/ 6.1.2013'de girildi.
meme | 1. 2. bir şeyin yumuşak kısmı: kulak memesi 3. balonun ucu | Balonun alt ucundaki memesini tutarak aşağı doğru çekti, Gülümser Hanım da aynı şeyi yaptı., | NGüreli, 20
a.
memelenmek | 1. genç kız memeleri büyümek. | [S]onra herkes büyüdü, sakalları çıktı erkeklerin, kızlar memelendi, makyajlandı., | | https://eksisozluk.com/metallica--31874? focusto=38510712? 13 Kas 2013. 8.2.2014g | 2. yeni doğuranın memeleri sütle dolmak. | 3. basur olmak | 4. mec. büyümek, genişlemek. | 5. şişmek. | ?[Y]alnızlık küçücüktü önce çocuktu ben çocuktum dünya küçücüktü önce çocuktu ben çocuktum kederde öyle karanlıkta öyle derken büyüdü yalnızlık memelendi, | ekart.antoloji.com/1/prepare.asp? id=602027; | [Y]azar direk konuya girmek gerekirse götüm memelendi. İlk defa böyle bir şey oldu. Basur diyorlar., | www.tribundergi.com? 5 Ara 2013;
f. mec.
memeli
s.
"Hey Lusi Lusi / var mı senin gibisi / Yuing ailesinin / en iri memelisi", G Aylan, DCD, 63"
memeli mayasıl | basur. | memeli mayasılı içün üç dane ma'ıza (ma'aza) kobalağı üç dirhem göktaşı üç kırmızı büber üç baş sarmusak havruza koyup içine koya ve çapuk büberi ve sarmusağı içine ata ve gene çakıl taşını koyup üstüne ma'ızı (ma'azı) ve göztaşını döğüp üstüne eke yarım dirhem afyon koya üstüne otura bunlar kül olup yanınça gayet mücerrebdir., tsz. el yazması, Fethi Gedikli, 07.05.2025, Facebook
b.a.
memen
a.
"Hicranî öz vatan memenden emir / Sancakla dayanmış beklerim emir / Kemiğim mermerdir sinirim demir / Öyle çelik tokmak ezemez beni.", San, Hicranî, 183"
memetik | Bunları gerçekleştiren insanların genlerinde de memetik yapılarında da böyle bir Batı öğretisi kaynağı vardır.,, | Telesiyej, T, 10.5.2012
s.
memiş
a.
argo. meme, göğüs.
"Hakan Şükür'ün milletvekili olduğu bir ülkede yaşıyorsanız, Hilal Cebeci'nin memişlerini halka arz etmesini normal karşılamalısınız." R, 4.7.2011"
memiş argo.küçültme ve sevimlilik için meme, göğüs | Dün gece benim memişleri emzik niyetine kullanmaya başlayınca sabrım kaçtı vereceğim artık dedim ama d[okto]r[u]muz hiç önermedi enfeksiyon çok kapılıyo[r] emzikten diye., | itek, www.kadinlarkulubu.com/.../334613-2009-kasim-anneleri-61.html, 17.12.2009 | Hakan Şükür'ün milletvekili olduğu bir ülkede yaşıyorsanız, Hilal Cebeci'nin memişlerini halka arz etmesini normal karşılamalısınız. R, 4.7.2011
memito | meme. | Abla memitolar da tombiktoymuş desem dava eder misin, @bayglasses, 01.01.2025, X
a.
memleketli
s.
aynı memleketten olan, hemşeri, yerdeş.
ar. memleket + tr. -li
"Evimize konuk gelince hemen odasına çekilir. konuklara göstermez kendini. ancak "Memleketlim" dediği konuklar gelince odasına çekilmez. onlarla konuşur. daha sık gelmedikleri için gücenmişliğini belirten sözler söyler memleketlisi konuklara.", A Cılga, 1980, 58-59"
memleketli
"Hele ecnebi bir kadın geçerse o zaman herkes birden başını kaldırıyor alaycı sözlerle söyleniyorlardı. "Rezalet! Peçesiz geziyorlar." Kendi memleketlilerine karşı ise saygı gösteriyorlar.", Kaptan Paşa, 1954, 72"
Memleketseverlik –ği | İşin tuhafı memleketseverlikte mangalda kül bırakmayan, en ön sıraları kimselere kaptırmayan gene bunlar!, | Çalıkoparan, 33
a.
memmecim giliği | Sivasta arefe ve bayram günleri dağıtılan veya komşulardan istenen susamsız, hafif tatlı, pişirilmiş kurabiyeye benzer simit. | öpüyim tiyze / mendilim teze / memmecimin giliği / amin amin. Kendisine verilmezse 'Kazanınızda kurtlar kaynaya' diye beddua eder., | HTaşkömür, 23.7.2015
a.
memnunluk verici
b.s.
"Çalâk'tan korktukları için uzakta bekliyen çoluk çocuk, işin memnunluk verici olduğunu anlatmak istediler. Ben de alayla sordum: -Peki, senin işin tam olarak nedir?", Kaptan Paşa, 1954, 66"
memnunsuz
s.
"Daha ciddi bir sorun olarak ahlaksızlığı, fuhuşu, edepsizliği ortaya çıkartır. İnsanları birbirinden uzaklaştırır. Sosyal ilişkileri zedeler. Stresi, mutsuzluğu, şiddeti yükseltir... Memnunsuz ve mutsuz insanların oluşumuna sebep olur.", M Küçükkural, İlginç bir gerçek, 31 Ekim 2022 - 01:39, https://www.fatihhaber.com/yazarlar/mustafa-kucukkural/ilginc-bir-gercek/8555/"
memnunsuz | memnun olmayan | Çok mutluydum, kıpır kıpır, / Gör ki, içim yine buruk, yine mahzun./ Güldüremedim, sen yine memnunsuz, / Bende mi var, sende mi bilmiyorum., | İbrahimİnce, 1.10.2010, | http://www.antoloji.com/gulduremedim-3-siiri/, 3.2.2017g
s.
memnunsuzluk | Konferans, burada bulunmamış olan devletlere de memnunsuzluk verebilecek bir şey yapmamıştır, bu devletlerin de barışçı menfaatleri tamamıyla gözetilmiştir. sözleriyle ifade etmiştir., | Litvinof/CemilBilsel, Türk Boğazları, İstanbul, 1948, s.23-24 ( | http://www.cumhuriyetarsivi.com/katalog/192/sayfa/1945/9/21/3.xhtml geçiyor)
a.
memo | olumsuzlama olarak köylü, Anadolu köylüsü, kürt köylüsü | Küresel tarihin o konjonktürlerindeyken, ulus-devlet rüzgârlarının savurduğu imparatorluğun etinden kırk kere koparak, yeni devletlerin kurulduğu bir sırada; Hüseyin Avni Ulaşlarla simgelenen Anadolu inisiyatiflerine ve ulusal önderliğin girişimi ve etkisi dışında olarak kendiliğinden (spontane) oluşmuş bulunan yerel kongre iktidarlarına, gelip katıldıktan kısa bir süre sonra punduna getirip, Hasolarla Memolar edebiyatı çerçevesinde, ittihatçılarca el konulmuştur., | NÇınar, T, 5.12.2011
a.
MEMS ORDMİL
Memuniye yemeği | Halife Memun'un adından Gazali, AS, 30 ++
a.
Memurlar | Babası sağken bile memurların manalı fakat çekingen tavırlarından sinirlendiği halde, şimdi onların, sarih bir ehemmiyet vermeyiş ve küçük görüş halini alan, hatta bazen alay etmek derecelerine varan muamelelerine tahammül etmeye mecbur kalıyordu., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 173
a.
memurlaşma | Bu gün sanayi memleketlerinde «sanayici tipi» ile «sermayedar tipi» aynı şahısta birleşmiyor. Bu itibarla sanayicinin memurlaşma hâdisesini ..., | KadroD, 1933, C 13-24, 14 | Vazife Türk milletine hizmettir. İçtimai heyetimizin nizamı dış ticarette Devletle tacirin elbirliği ile çalışmasını emrediyorsa, Parola: Ne ticaretin memurlaşması, ne de devletin tüccarlaşması... Hayır, ikisinin elbirliği etmesidir., | KemalPeker, Fındık: tarihce, tarımsal, kültürel, ticaret, istihlâk bakımlarından, 1948, 207
a.
memurlaşmak | Amalrik, Sovyetler Birliğinde bir çok temizliklerin «orta sınıf» üzerinde bıraktığı «renksizlik ve iktidarsızlık izlerinden», 2chgeçen aydınların fatalizminden ve «memurlaşmış» olmalarından bahsetmektedir (s. 15 ve 17)., | DergiD, 1970, C 16-17, 24
f.
memurluk –ğu | Memurluğun mesleklerinim* tt., | Stainof, P. / Hasan Şükrü, Mülkiye 1934, Nr. 35, 26-35.
a.
men çî goyem, tamborem çî zened Ben ne diyorum tanburam ne çalıyor/diyor? * | Tekrar edeyim: Büyük harfle 'Medeniyet'ten, Bay Özel'in anladığı manada Büyük harfle 'Medeniyet'ten söz etmiyorum ben;- İslam medeniyetinden ve onun Vahye ve Sünnete dayanan bir Ahlak ve Estetik medeniyet olduğundan söz ediyorum: Men çî goyem, tamborem çî zened!, | HilmiYavuz, Z, 22.1.2012
men dakka dukka atasözü | Eden bulur | PKK'nın da üstün gayretleri neticesinde, müzakere yerine muharebeyi seçen AKP hükümetine şimdi Kürt sorunu mesaj sarkıtıyor adeta: Men dakka dukka (Eden bulur)., | DOral, 11.2.2012
ar.
mencâ* | 1. necat, kurtuluş yeri, 2. Necat bulma, kurtulma | Zaten senden başka sığınacak, senden başka dayanacak melce' ve mencâ (kurtulma yeri) da yoktur., | Tabirnâme-i Muhyiddin-i Arabî, evvelki bab
ar.
menderes | Ormanların arasından menderesler yaparak akan Krka nehri, tepelerden aşağıya doğru yol alırken tam 17 şelale oluşturuyor. | , | MehmetYaşin, Hür, 2.10.2016
a.
menderesçi | Demokrat Partisi başkanı siyasetçi Adnan Menderes yanlısı | Hem miting meydanlarında Menderes'in boy boy resimlerini gösterip onun devamıyım de, ardından NATO'dan çık; olmaz. Hani Menderesçi'ydin diyerek sorarlar adama., | SYaşar, T, 18.8.2014
s.
mendilci | mendil satan | Mendilci kızı sakinleştirmek için hepi topu üç-beş adet mendili satın aldı, sonraki gün mendilci kız yer tezgahını yine dükkanın önüne kurdu, Erol, kızı kollamaya başladı, bazen dükkandan ayrılıyor, dükkana göz kulak olmasını söylüyor., | NGenç, isenç, 58
a.
mendilli
s.
mendili olan.
"Köşe başındaki elektrik lambası yanmış, eli mendilli, paketli erkekler, yakalarını kaldırmış, omuzları kısık evlerine dönüyorlardı.", C Uçuk, DŞ, 1971?, 110"
Mendilli | Mendili olan | Senin mendilli, rugan pabuçlu, bayram elbiseli hikayelerin var mı? , | Ayşe Arman, Hr, 19.8.2018
s.
Menekşe gülü | sahipsiz kalan ıhlamur ağaçlarının ağlayışını / menekşe güllerinin iniltisini, | MG, 114
a.
menekşe kokulu
"O görünüş hoşa gider, arzuyu o hayal-i fener, hülyalı ve ümitsiz çehreler tahrike yarardı. Edebiyat-ı cedide, dekadan ve zamanın roman tipi bunlardı | bunlara âsik olunur, bunlar için ağlanır, inlenir, menekşe kokulu kâğıtlara nameler yazılır, gözyaşiyle ıslanmıs mendiller atılır, göğüsler kabarır, ahlar, oflar çekilirdi.", R H Karay Sonuncu kadeh, 1965, 102"
menekşelenmek | Menekşelendi Sular, | AfetMuhteremoğluIlgaz, 1997 (roman adı)
f.
Menekşeli | menekşesi olan yer/şey | Menekşeleri Sait Faik de çok severdi. Sait, onların öyküsünü de yazmıştır: Menekşeli Vâdi. Öyküyü okumuşsanız, bu Menekşeli Vâdi'nin, Mecidiyeköy dolaylarında bir yer olduğunu bilirsiniz., | S Birsel, Kendimle Konuşmalar, 1969, 38
s.
GTS-
menemen | ben ben demeklik, övünme* | Şimdi şimdi de yazımız öyle bir noktaya gelip takıldı ki hükümdarların tafralarını, menemenlerini, avur-zavurlarını ve de kocamandan kocaman burunlarını yanımıza almamız gerekiyor., | SalahBirsel, Bitliler, NisanKitapDört, 7
a.
menengiç kahvesi | masamızda ölü bir sessizlik / katıksız bir menengiç kahvesi / dudaklarımda çiğniyorum her cümleyi, | SAğbalık, Vaveyla, 7
a.
menevişlenivermek | Tam, bahçenin ortasında, soluğunun buğusuna çarptıkça menevişleniveren karlarla oynaşıyordu ki, gene kuşun ayrımına vardı., | DCeyhun, 105
bf.
menfaatsel | Devletten dayak yememek veya bir iki kadro kapmak olarak tanımlanabilecek dindarların devlete yönelik menfaatsel tutumunu, devlet eliyle dayak atmak ve mümkün en geniş kadro ve kitlelere fayda sağlamak olarak değiştirmek., | MBilici, T, 12.7.2014
s.
Menfaatsizce | Şu hayata keyif almak, kendini ve sevdiklerini şımartmak, arzularının, hedeflerinin peşinde koşturmaktan başka bir şey için geldiğini hissetmeyen, bir başkasına menfaatsizce derman olmayı içinden geçirmeyecek insanlara gönlümüz aşina değil..., | Ayşegül Büşra Çalık, 27.8.2019 tivitır
z.
menfi ayıklanma | (Selection negative)e yani menfi ayıklanmaya gidildi., | Taray, 10
a.
menfileşmek | Hilal-i Ahmer cemiyeti başta olmak üzere yardım cemiyetleri muhacirlere yardım ediyordu ama yıllar geçtikçe, muhacirler artmaya başladıkça İstanbul'un yerleşik ailelerinin muhacirlere bakışı menfileşmişti:, | Yoğur, TürkiyeG, 10.7.2016
f.
GTS-
mengildek | 1. kilim dokumak için kullanılan kalın ağaçlar? tr.wikipedia.org/wiki/Mengensofular,_Şarkışla, 26.2.2012degirildi 2. İnekleri bağlamak için ağaçtan yapılmış yuvarlak alet, basal.
a.
meni II menekşe? | Bahçelerde mor meni / Verem ettin sen beni / Ya sen İslam ol Ahçik / Ya ben olam Ermeni Gaziantep türküsü
menkû' | na?' | suya bandırmaktan men?u'. | 1. Suda kaynatılmış, haşlanmış. 2. i. Haşlanmış bir bitkiden elde edilen su. ? Menkuat (???????) i. (Ar. çoğul eki -at ile) Haşlanmış bitkilerin suları. | ...yatakda mütâla‘a ve kırâat edilmeyeceğini beyân zâiddir... Uykusuzlukda papatya, ıhlamur gibi ıtrî ve sıcak bir menkû' yâhûd melisa ve çiçek suyu pek münâsibdir., Yeşim Yarar @yesimyrr, 19.10.2024, X
ar.
menkul kıymetleştirme
b.a.
menkul kıyemt haline getirme.
"Menkul kıymetleştirme: ABD uygulaması ve bankacılık ... ", Saadet Tantan, 1996 (Kitap adı)"
menkup / menküp | O an gördük ki Menküp kadısı Ali Efendi, deniz kızı gibi yüzerek bizim sandala doğru geliyor. Durduk. Sanki Tanrı onu bizim sandala kaptı kondurdu. Şimdi on kişi olmuştuk., R Durbaş, Şaka-nâme, 1983, 56
y.a.
menkûpluk -ğu | 1. Felâkete uğramış, tâlihsiz, bahtsız, düşkün, bedbaht olma hali. 2. | Gözden düşmüşlük, mevki ve îtibârını kaybetmişlik. | Anafartalar Kumandanlığından sonra, Mustafa Kemal Paşaya verilen hizmetleri birer menkûpluktan ayırt etmek müşküldür. Bir takım ücra ve ıssız cephelerde hiç-bir şey yapmamağa ve yavaş yavaş unutulmağa mahkûm edilen bu emsalsiz askeri , günün birinde , ordusuz ve mevkisiz bir kadro harici general halinde esir ..., YKK, Atatürk, 1946, 44
a.
menstrüasyon | Erkeklerden farklı olarak ödem, menstrüasyon sıkıntılarını da ekleyin. Bende durduk yere safra taşı oldu mesela. Yani bu işin faturası kadınlara daha ağır çıkıyor., | EbruÜnsal, Hür, 13.11.2016g
a.
tıp
menşın | mention
a.
ing.
menşınlamak | mention + tr. lamak | @sibumici @akmaralgedikli @OzenGozde Hoppaa hep braber seviniyoruz hem de Ege'yi de menşınladım!!HazalBayhan, 19.7.2013 twitter
f.
ing.
menşınlaşma/mentionlaşma | mention+laşma | Twitter adlı sitenin net en iyi menşınlaşması, | MHaznedar, 9.4.14, 19.5.2015g | cem y. ?@y__cem 9 Temsitedeki en keyifli okudugum mentionlasmalardan | kalktiginda disini fircala asjdhasdasddsakjldajkl, | 12.7.2016g
a.
ing.
menşur | geom. prizma | Su yolu oynar gibi çizgiler çizdi. Müsellesler mikapları, menşurlar müseddesleri takip etti., | KTahir, AşkÇetesi, 41
a.
mentalizm | Mentalizm, altıncı his, akıl okuma, telekinezi tv.de, 18.1.2014 fga
a.
mention | (okunuşu menşın) anma, zikir, değinme, söz etme | Muhalefet partisi yöneticilerine mention çekerken | sayın kullanmak @akparti ekibinin yazılı olmayan kurallarının başında geliyor..., | ABudka, T, 24.5.2011 | Seni mahkemelerde sürüm sürüm süründürürüm, it!' yazıyorum kendime 'alper2014' hesabımla. Yumurtayım, foto koymaya gerek kalmadan hırsızı korkutmak niyetim. 'it'i siliyorum. Ünlem işaretini üçe çıkarıyorum. Ben mention'ı basıyorum 'alperderki'ye., | OnayDurgun, T.Etraf, 19.4.2014
a.
ing.
mentolümsü | Ses tellerinde kısılma gibi problemlerde mentolümsü bir tadı vardır. 21.2.2014, | https://www.memurlar.net/haber/458050/ses-kisikligi-icin-kebabiye.html, 9.11.2019
s.
mentor | | Bu suretledir ki , o zamana kadar bana hep tek plân üzerine kurulmuş bir satıhtan ibaret gözüken dış alemin derinliğine bir buudu olduğunu ve yanımdan gelip geçen her insanın yüzü arkasında bir başka yüzün gizlendiğini sezmeğe başlamıştım . Ne yazık ki bu genç mentor'umla münasebetim pek az sürdü., YKK, EK, 1953, 21
a.
mentor | mentor Yönder: Herhangi bir iş yerinde farklı görevlerde çalışarak deneyim kazanmış olan, danışan kişinin hedefine ulaşmasını sağlayacak yolu bulmasına yardımcı kimse, mentor. GTS
a.
fr.
mentorluk -ğu
a.
"Cartier 2006 yılında başlattığı Cartier Women's Initiative kadın girişimi programıyla yaşadıkları toplumlara değer katan, güçlü, sürdürülebilir bir sosyal ve çevresel etkiye sahip olmayı amaçlayan kadınları finansal olarak destekliyor ve liderlik becerilerini geliştirerek yarattıkları farklı iş modellerini büyütmeleri için mentorluk veriyor.", .", Derya Gürsel, Oksijen2, 9-15 haz 2023, 7"
Mentorluk –ğu | Zaman zaman konuşmacı olarak geliyorum ama hayalimde mentorluk yapacağım bir workshop çalışması gerçekleştirmek var., | Refik Anadol, Raillife, ekim 2019, S 133, 61
a.
mentorluk/mentörlük | Yönetim kurullarında daha çok kadın için şirketlerarası mentorluk programıydı konu., | AyçaŞen, T, 16.10.2011 | Bu kurum öğrencilere yönelik danışmanlık ve mentörlük çabalarını desteklemektedir., | 20.6.2012, İÜRektörlüğü Anketi
Menvî | amaç, gaye, erek | ... bu muvaffakiyât ve istihzaratından hâsıl eylediği hiss-i gurur ile artık menvî-i zamirini ketm ve ihfaya lüzum görmeyerek..., | Şeyh Said Z, 1925, 505
a.
menzil arabası
b.a.
"Budinden köprü üstünden Tunayı geçip Pestiye kalesine geldik. Orada defterdara, kale ağalarına emri şerifleri, fermanları gösterdik ve elli adet seçme atlı, yirmi araba içinde piyade tüfenkli aldık. İki adet menzil arabası, kafi miktarda yiyecek ve içecek alıp kuzeye Peşte ve Geçkemet sahralarında giderek Sen Gotar köyüne geldik. Rakoş nehri kenarındadır. Bu nehir Macaristan'ın Fülek dağlarından çıkar Vac kalesiyle Peşte arasında ... ", Evliya Çelebi Seyehatnamesi, 1971, C 11, 19"
ar. menzil + tr. araba-sı
menzilsiz
s.
"Yerler gökler derununda menzilsiz mekân benem.", San, Hicranî, 208"
menzul
s.
inmeli, felçli.
ar.
"Menzul kadın, koltuk değneklerine vurarak sallanan cansız vücudunu bir koltuğa bıraktı.","
P Safa, Canan, 1925, ?
merak -ğı | sevgi. | Ekine gidiyor elinde orak / Ekini kurumuş tarlası ırak / O yâri görünce artıyor merak / Ben güzel sevmedim onun üstüne., Sivas türküsü | merak getirmek deyim aklını oynatmak | Ben doğmadan evvel bir vapur kazasına uğramış, merak getirmişti. / En küçüğümüz kızamıktan öldü. Annem o vakit merak getirdi., | Güntekin, Damga, 64 / 101 merak insanı öldürür/çatlatır kalıp söz merak kötüdür, merak etmemek gerek manasında bir deyiş (HOnur, 8.2.2017 konuşma)
a.
merakari | Türkiye'de bugün mevcut hayvancılıkta % 90 nını aşan bir ölçüde merakâri hayvancılık yapılmaktadır. Bilesiniz ki bugün, hemen hemen bütün dünya, merakâri hayvancılığı terk.etmiş, kısmı küllisi ile damkâri hayvancılığa dönmüştür. Biz de bir an evvel köylerde ve istihsal merkezlerinde merakâri hayvancılığı terk edip damkâri hayvancılığa dönmeye mecburuz./ | Merakâri hayvancılık dedik. Maalesef Türkiye'ye 1945 senesinden bu tarafa çok traktör girdiği için, başıboş olarak herkes önüne gelen merayı sürdüğü için Türkiye'de, şu anda dahi, mera katliâmı vardır, mera yağması vardır, meralar mütemadiyen sürülegelmektedir., | İhsanKabadayı, www.tbmm.gov.tr, 3.2.1970
s.
meraklanmak -i
f.
merak etmek.
"Güldalı gülmekle ağlamak arasında sesi titreyerek: -Seni meraklandım Duran... Dün akşam görünmedin... başına bir kötülük geldi diye korktum. Beni bekletmen ilk defa | nasıl meraklanmam... ", C Uçuk, DŞ, 1971?, 19"
meraklanmak | çok üzülmek, kedere boğulmak | Sözüne devam edecekti. Fakat ocağın yanında dalgın dalgın alevleri seyreden genç kız başını çevirdi, mahzun bir şikayetle: -Anne, dedi, yine meraklanacaksın., | Güntekin, Damga, 98
f.
meraksızlaşmak
"En bildik şekillerde iş, eş, statü, mülk, çocuk, vs. sahibi olmaya yönelirler | "sahip" oldukça korkularıyla birlikte daha da büyür, kırılganlaşır, yaşlanırlar. Korkuyla büyümek demek, meraksızlaşmak, kendinin ve başkalarının varoluşuna duyarsızlaşmak, sığınılan özel alan içinde hatları iyice belirgin bir yaşam tarzına ve dar bir ilişkisel çerçeveye sıkışmak, kamusal alandaki her deneyimi, her bilgiyi kendi hayatından dıştalamak, yalnızlaşmak demektir. Emine Ayhan, ürkiye'de Korkuyu Yenmek İçin Bir Adım: 13 Aralık'ta Pınar Selek'le, 10.12.2012, Birikim D | "Artık merakım yok. Akademiye yok, para kazanmaya yok, sevmeye ve sevilmeye yok, yaşamaya yok, deneyimlemeye yok. Meraksızlaştım." @muaccel_, 24.06.2024"
Meraksızlık -ğı | Meraksız olma hali. | Aksi takdirde böyle bir niyetle başlanır, gazete ve dergi gelmeye başladıktan sonra da posta işlerinin aksaklığı, meraksızlık dolayısiyle şunun bunun cebinde kalması, öğrenciyi, farkında olmadan yanlış itiyatlara sevketmekten başka neye yarar? , | İvriz: Eğitm D, 1947, S 1-30, 18
a.
Meraksızlık | Meraksız olma hali | Aksi takdirde böyle bir niyetle başlanır, gazete ve dergi gelmeye başladıktan sonra da posta işlerinin aksaklığı, meraksızlık dolayısiyle şunun bunun cebinde kalması, öğrenciyi, farkında olmadan yanlış itiyatlara sevketmekten başka neye yarar? , | İvriz: Eğitm D, 1947, S 1-30, 18
a.
meral | maral | Yolum düştü sana Soğanlı dağı, / Hani koç kuzulu meralın hani? , | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 57
a.
merâm
a.
"Sükuta sarıldım sensiz gecede / Merâmı söyledim birkaç hecede", Yasin Şen, Bir Sevda türküsü, 32"
meramdaş s.* | A.Ali Ural 'dan... kalemdaşım, meramdaşım..., | TuranBozkurt, 21.10.2012 eposta
merbutiyyet | bağlılık, bağlanma | Birkaç günlük yol arkadaşına hatta alelade bir arkadaşa bu kadar merbutiyet göstermek tabii değildi., | Güntekin, Damga, 103
a.
Mercan | Çıplak ayaklarında mercan terlikler ve sırtında yakası, kolları ve eteği fistolu beyaz ve uzun bir gecelik vardı., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 83
a.
mercan | mec. Gözyaşı. | Seni seven oğlan neylesin canı / Yumdukça gözünden döker mercanı / Burnu fındık ağzı kahve fincanı / Şeker mi şerbet mi bal Acem kızı, Acem kızı, Kırşehir
a. mec.
mercanlı
s.
mercanı olan.
"Yetmiş bin bahçeli yüz bin bağbanlı / Doksan bin sunalı yüz bin mercanlı / Altmış bin bakire yüz bin nişanlı / Demhanede bir cıbıla kar olmaz.", San, Hicranî, 198"
mercimekli
s.
içinde mercimeği olan.
"-Fattey Bibi, toppuk küfte yapsana / Soğanlı, mercimekli... ", Ş Belli, 1962, 91"
merdânelik -ği
a.
mertlik, yiğitlik.
far. merd+âne + tr. -lik
"Aşk külüngün vur çelikten delsin yedi mermeri / Vur hancer-i sevdaya sen çekme giruben geri / İşte mertlik merdanelik geldi aslanlık yeri / Delip yetmiş bin hicaptan gecip fenafillah ol.",
San, Hicranî, 200
Merdanelik | Düşüp hâke olup peyveste dil merdânelikten geç., | Hengamî, 35
a.
merdanelik etmekerkeklik etmek, kocalık etmek. | Saka kuşu kanatlarını açarak gagasını eğriltti ve horoz gibi merdanelik ederek yatan köpeğin üzerine çıkıp çiftleşti. Yoksul köpek asla ses çıkarmayıp boyun eğdi. Meğer bu, her gün böyle olurmuş. Acayip bir doğa sırrıdır ve hakir kendim de görmüşümdür., R Durbaş, Şaka-nâme, 1983, 32
dey.
merdiven | far. nerdüban merdiveni dikine koymak/merdiveni dolayı koymak deyim | Bu fikri; 'O adamı bir içimlik suda boğar diye reddettim. Fakat karım, 'Hacı Ağa çok merhametlidir' diyerek merdiveni dikine dayadı., | MYağmur, 1957, 55
a.
merdivenaltı/merdiven altı: | 1. Katlar arasındaki merdivenlerin altında kalan boşluk. 2. mec. Gerekli koşullara oluşturulmadan çalışan iş yeri: Merdiven altı matbaası. Merdivenden kayanlar kalıp söz espri amacıyla kullanılır | Sevgili vatandaşlar, baylar, bayanlar, merdivenden kayanlar!, | KAtkaya, H, 19.2.2015
a. mec.
Merdivenci | 1. yapılardaki merdivenleri yapan kimse 2. Yangın esnasında merdiven kuran ve taşıyan itfaiye eri* | Merdivenciler beş adım aralıkla açııılll, mars marşşş., | S Şengil, 1983, 66
a.
merdivenci | bir an belki dalacağımı düşünürken / kapı tereddütle çalar ve merdivenci kadına / bir kova su verip odama dönerim / adımlarımı şaşırarak., | ÇığlıkD, Y 2, S 5, 29
Merdivenli | merdiveni olan | Göz açıp kapayıncaya dek merdivenli, tankerli otolar, başları miğferli görevlileri taşıyan, üstü açık kırmızı renkli araçlar bir biri ardına gelip biriken halkın, iplik kaçığı yuvarlak bir kumaş oluşturduğu yerin kenarına dayandı., | S Şengil, 1983, 65
s.
merdivensiz | merdiveni olmayan. | New York Belediyesi de, Batı Yakası'nın Öyküsü filminden sonra okul bahçeleri çevresindeki tel örgüleri tümden kaldırmaya karar vermiş. Çünkü bu okullarda yetişmiş çocukların 2-3 katlı binalara merdivensiz tırmandıkları görülmüş., Bozkurt Güvenç, İnsan ve Kültür, 2016
s.
merek | hayvan yiyeceği konulan tahtadan büyük kulube | kızılcık dalları sarkardı / harman sonundaki mereğe / ağaca çabuk çıkardım / dal uçlarına ermeğe, | YMiraç, 1981, 66
a.
merhabalı
s.
selam veren.
"Bu gelen abalıdır, ağzı merhabalıdır / Herkeslen güler oynar bir bizimlen tövbelidir.", Kerkük türküsü"
merhabayın
ünl.
merhaba.
"Merhabayın çocuklar. Nasılsınız, iyi misiniz?", H Kıyafet, 1981, 16"
merhabayın | merhaba | Merhabayın çocuklar. Nasılsınız, iyi misiniz? , | HKıyafet, 1981, 16
a.
merhemlemek | Merhem vurmak, sürmek. | Toplumun hangi sorunu olursa olsun, sözün büyülü gücü şiirleştirilip, yaraları merhemlemiştir., M Gökçeoğlu, | İstihraç Şiirleri, Halkbilimi, 1989, S 14, 16
f.
merhemsiz | Aynen o yarası sulandırılmış ve merhemsiz günlerin kalp ağrısına çağrıldığı günlerde bana öğretildiği gibi öğrettim., | Ömer Say, 2010, 34
s.
merihliler | Başka küreye düşmüş bir adam gibiydim; Merihliler arasında ömür sürmüştüm; bizimkine hiç benzemeyen bir insan soyu yaşayan, çatlaklarından hep duman ve gazlar fışkıran bambaşka dünya üzerindeydim!, R H Karay, Anahtar, 1949, 202
a.
merinosçuluk | merinos yetiştirme işi | Türkiyede Merinosçuluk, | İAAkıncı, Ankara 1940
a.
merkezci | Herşeyin özeti: TKP dahil Sol, öyle özel bir jargonla da değil, herkesin anlayabileceği bir | normal politika diliyle demokrasiyi ve orta yolcu uzlaşma icaplarını savunmuyor; tam tersine, böyle her merkezci uzlaşma olasılığını yoketmeye çalışıyordu., | HBerktay, T, 11.02.2012
s.
merkezden yönetim | 1960* Bahri Savcı merkeziyet | ...nihayet Anayasa Profesörü Bahri Savcı arkadaşımızın teklifi üzerine 'merkezden yönetim', 'yerinden yönetim' ve 'yetki genişliği' terimlerini kabul ettik., | HVVelidedeoğlu, 1961AD, 22
a.
huk.
merkezileştirici
merkezileştirmek | [A]ltyapı, sistem ve uygulamalarını yapıyor ve işlemleri tek bir merkezde toplayarak merkezileştiriyor., | NÇınar, T, 3.2.2012
f.
GTS-
merkezlenmek | Yollar hep Halep'e uğradı, yollar hep Halep'ten uğradı. Doğunun bütün ticareti, ipek yolları hep burada kervanlandı, merkezlendi. | , | İPala, 9.10.2012 | Kıvrık civatalar resimde görüldüğü şekilde kapak üzerine takılıp klozet üzerinde merkezlenir., | EfesKlozetKapağıMontajTalimatı, 15.2.2015g
f.
merkezleşmek | nsz | 1. Merkez haline gelmek 2+. toplanmak, birikmek | Sonra da; 'şunu bilesin ki, ilm-i zâhir ile ilm-i bâtın birleşerek âid olduğu kalbde merkezleşti., | | http://mahmudsaminiesrari.com/index.asp? git=icerik&menu=a&id=95, 8.7.2015g
f.
GTS+
merkezli | üslü | ABD Merkezli | Bilim İnsanı Kurtarma Fonuna başvuran Türk akademisyenlerin sayısı 65'i bulmuş., | MAşık, M, 22.9.2016
s.
merkozy Fransız cumhurbaşkanı Sarkozy ve Alman başbakanı Merkel'in soyadlarının kısaltılıp birleştirilmesiyle oluşan ve Angela Merkel ile Nicolas Sarkozy arasındaki işbirliğini yansıtmak amacıyla kullanılan 'soyadı'. | En iyi 10 ifade arasında Fransa cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ile Almanya başbakanı Angela Merkel arasındaki işbirliğini yansıtmak amacıyla kullanılan Merkozy de yer aldı., | T, 17.12.2011
mermerci | Mermercilerin Sıtkı epeydir Salacak Plajına göz koymuştu*..., | TAral, SÖ, 151
mermili
s.
mermi kullanılarak.
"Mermili, gecelikli işkence sanıkları: Keşke yaşanmasaydı, pişmanız | Bursa'da Erhan M.'yi dövüp, ağzına tabancanın namlusunu sokan, mermi yutturup, gecelik giydirerek cep telefonu kamerasıyla işkenceyi kaydeden tutuklu sanıklar (... ), 4 yıl 7 ay ile 20 yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırıldı.", T24, 23.04.2024"
mermisiz | mermi olmaksızın. | Süngüsüz, mermisiz, dipçiksiz, / Hücum bir kuvvetle, bin kuvvet üzre! Dağlarca, ÜŞD, 55
s.
Mers virüsü | Tıp | MERS virüsü panik yarattı., | T, 19.4.
a.
tıp tıp
merserize | Giydiği mayo, merserizeden yapılma örme bir mayoydu., | TAral, SÖ, 144
s.
Mersin ağacı | Yaz aylarında öğleden sonraları, bahçesinin gölgeli bir yerine hasır koltuğunu çeker, mersin agacının altındaki renk renk yıldız çiçeklerini seyrederek mutlaka iki bardak çay içerdi., | SKamuran, T, 8.8.2012
a.
mersin yer adı. Akdeniz bölgesinde bir il. eller gider mersine biz gideriz tersine| Hangi akla hizmet ettiyse etti, ama, ben derim ki, Füruzan [Husrev Tökin] bugün birinci sınıf bir foto muhabiri olurdu!... Herkes gider Mersin'e, Füruzan gitti tersine!..., Ş N Berker, Matbuat Hazretleri, 1953, 70 | Bu dikiş tutmaz, tez zamanda patlar. Eller tersine, siz tersine gidemezsiniz., | BŞirin, T, 29.2.2012
dey.
mertçe | Şimdi sizden bir ricam var. Parayı kim aldıysa, mertçe öne çıksın, 'Parayı ben aldım Müdür bey,' desin., | İpşiroğlu, 86
z.
Mertçesine | Her zaman aynı, hiçbir değişiklik olmaz, hayır, biri gelip de mertçesine şöyle dese: seni istiyorum, hoşuma gidiyorsun, güzelsin, geceyi seninle geçirmekten zevk duyacağım, hem bunun sana da bir kötülüğü dokunmayacak! 148
z.
Mertçesine | Her zaman aynı, hiçbir değişiklik olmaz, hayır, biri gelip de mertçesine şöyle dese: seni istiyorum, hoşuma gidiyorsun, güzelsin, geceyi seninle geçirmekten zevk duyacağım, hem bunun sana da bir kötülüğü dokunmayacak!, Ladislav Mnacko / O Akbal, Cumartesi akşamı, ÇHA, 148
z.
mertçesine | İşte bunlar yurdumun efendileri / Dert çeken – çile çeken mertçesine., | MahmutYağmur, 1957, 12
z.
mertebelik | yakîn mertebelik yarışı, | AntD, 1.7.1969
a.
mertek | Yapıda kullanılan dört köşe veya yuvarlak, kalınca ağaç 2. Mezarda kullanılan tahta? | Hemen acele çocuk mezara kendini attı. Taşını toprağını, eliyle tırnağıyla kaldırdı, attı. Mertekleri buldu. Açtı., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsani, 271
a.
mertlik | Böylesine bir mertlik karşısında halkımız onları canı gönülden alkışlamaktadır., | İpşiroğlu, 87
a.
merzenguş 1922 | far. | (merzengû:şu) bit. b. esk. Mercanköşk: | Havada kekik ve merzengûş kokuyordu.,YKKaraosmanoğlu, EB, 20
a.
mesafelenmek | mesafe koymak | Sorun bugün Hrant Dink'i öldüren devlet biçimine ne kadar mesafelendiğimiz, o devleti ne kadar tasfiye ettiğimiz, tasfiyesine ne kadar daha izin vereceğimizdir., | MEsayan, T, 17.1.2013
f.
mesafeli sözleşmeler | Mesafeli Sözleşmelerde İade Masraflarının Tüketiciye Yansıtılmasına İlişkin Düzenleme Bir Yıl Ertelendi, | Legal yayıncılık AŞ, 12.08.2024
b.a.
huk.
mesafelilik | Belirli bir mesafeliliğin içinde derinlerde buluşmak ve çeşitli manalar yüklenmiş derinlerden ışık hızıyla uzaklaşarak oradan bakabilmek aynı zamanda... ben bunu anlıyorum., | Telesiyej, T, 10.5.2012
a.
mesaidaş yeni çalışma arkadaşı | Türkiye'nin önünde Avrupa'nın hiçbir gerçek alternatifi yok; Erdoğan ve mesaidaşları da 2011'de bunu görecek., | Radikal, 27.11.2010
mesaj | ileti
a.
mesajcı | Meşhur laf sokucu, çok süper bir hızla barışçı mesajcıya dönüşmek zorunda kalmıştı., | AHCoşkun, Hr, 2.10.2016
a.
GTS-
mesajlamak | yeni | Benim algılamama göre mesele şudur: Aradan geçen zaman içinde Necmettin Erbakan, başında bulunduğu hareketin fikriyatını, 28 Şubatçılığın bugünkü hedefi olan Adalet ve Kalkınma Partisi'ni berhava etmede bir araç olarak kullanılabilecek kadar esnetti... Birileri bunda maden buldu ve kendi amaçları açısından gayet isabetli bir siyasi hamlede bulunarak önce mesajladı, ardından da komutanladı ve çelenkledi., | AGörmüş, T, 4.3.2011 | Bu yasayı böyle bir (milli!) mutabakatla çıkartarak futboldan 'hüpletilen' bunca kara paranın kontrolünde pek de titiz olunmayacağının mesajını bize yollamakla kalmıyorlar; Balyoz ve Ergenekon'da üstteki köpüğün alınmasıyla yetinilmesini de mesajlamış oluyorlar., | PMağden, T, 15.12.2011
f.
mesajlaşmak | karşılıklı mesaj göndermek | Cep telefonlarında mesajlaşırken sessiz (sic) harfleri yutarak Türkçeye büyük bir zarar vermektedirler., | İBVergili/RDBerçil, TürkçeNereyeGidiyor? , AtaköyCumhuriyetLisesi 2010*
f.
mesame | halk mesane | Tekmil neş'em uçuyor, midem bulanıyor, sanıyorum ki, deminden beri tekmil mesamelerimden nüfuz eden terkibi - izafili aruzları kusacağım., | OrhanKemal, Sarhoşlar, 35
a.
mescidleştirmek | Mescid haline getirmek | Yağmurlu havalarda ise ihyâ edilecek Topçu kışlasına girer, orayı da çaktırmadan mescidleştiririz. Kekâ! | , | ATAlkan, Z, 11.2.2012
f.
Meselâ dükkânın birisine gittiğinizde bir sigara istediniz. Ezcümle şu suallere duçar olursunuz. -Kaçlıktan? -Hangi fabrikanın? -Zıvanalı mı olsun zıvanasız mı? A M Efendi, Bütün eserleri: Romanlar, 2000, C 7, 36
meselâleyim | Bi'daaki sefere sizin küs olduklarınız arasından seçeriz. Ama o zaman da meselâleyim Putin'le papaz olma tehlikesi var., | Yatsız, kararG, 30.7.2016
mesele hukuku/mahkeme hukuku | case law | Bu dikkate şayan meselelerden biri, İngilizlerin 'mesele hukuku' yahut 'mahkeme hukuku' dedikleri hukuk nev'ile Tanzimattan önce bizde cari olan hukuk arasındaki şeklî münasebetlere ait bulunanıdır., | ÖLBarkan, HVV**
a.
ing.
Mesele: Bir camide imam olub bir muallimhanenin muallimi olan Zeyd ol mektebde Kur'an-ı azimü'ş-şan iden Amr-ı emrede cebren livata eylese Zeyd'e ne lazım olur?
Mesele: Zeyd nehar-ı Ramazan'da Amru emrede cebren livata eylese Zeyd'e ne lazım olur?
Meseleler çok, mesela, Sami'nin avam-ı milleti kimlerdi? Dahası buradaki millet, Osmanlıların bildiği eski millet miydi, yoksa bugün | ulus kelimesiyle de karşıladığımız yeni millet miydi? | , | H Y Erdem, KararG, 23.6.2019
meselsiz
s.
meseli olmayan.
"Meselsiz bir yılandır işte bu upuzun hayat / Kısalığı her zaman ilandır", Haydar Oğur, 1994, 47"
meses
a.
halk.
Meses. Çift öküzüyle çift sürerken bir ucu çivili (ki öküzlere dürtmek için) öteki ucu da yassı demirli (o da kayıta yapışan toprağı, otu kazımak için) bir karasaban takım malzemesidir.
mesihçi
s.
"Museviliğin ve bu dinin mesihçi gerekirciliğinin Yahudi milliyetçiliğinin... ", M K Öke, Osmanlı İmparatorluğu, Siyonizm, ve Filistin sorunu (1880-1914), 1982, 33"
mesina | Bütün dikkati mesinayı tartıp duran parmağında, gerçekten de daldı gitti., | DCeyhun, 31
a.
mesiregah | mesire yeri | Bunlardan en önemlisi yeşilliği, piknik alanlarını yani mesiregahları çok sevmesi., | SŞentürk, ZPazar, 15.7.2012
a.
mesiyanik | Messianic 1960'larda ortaya çıkan bu akımın takipçileri, Yahudiliğin vecibelerini ve ritüellerini benimseyen Hıristiyanlar ile İsa peygamberin, Mesih ve 'Tanrının oğlu' olduğuna inanan Yahudilerden oluşuyor. Bu akım, 'Hıristiyanlık öğretisi ile Yahudiliğin birbirini tuttuğunu' savunduğu için diğer Yahudi toplumları tarafından sıklıkla eleştiriliyor. | Mesiyanik Yahudilik, ilk olarak 1960'larda ortaya çıktı., | T, 10.11.2013
s.
ing.
mesken tutmak -iBir yere yerleşmek, bir yerde devamlı olarak oturmak. | Yârim İstanbulu mesken mi tuttun / Gördün güzelleri beni unuttun / Sılaya dönmemeye yemin mi ettin / Gayri dayanacak özüm kalmadı / Mektuba yazacak sözüm kalmadı., Kayseri türküsü
dey.
meslek hastalıksız
b.s.
meslek hastalığı olmaksızın.
ar. meslek + Farsça hasta + -tr. -lık-sız
"İş kazasız ve meslek hastalıksız günler geçirerek hep böyle gülmeniz dileklerimizle "Kadınlar Gününüz" kutlu olsun!", https://www.linkedin.com/posts/bayrakliosgb_x130x15f-kazasx131z-ve-meslek-hastal-activity-5979624489254662144-W-DM, 3.02.2024+"
meslekileşme | Bu telaş hali, hakikatin bilgisine erme amacıyla deneyimlenmesi gereken 'yaşamın meslekileşmesi' tehlikesini taşıyor., | MKılıç, Türkiye, 27.8.2015
a.
meslekileşmek f.
meslekli | meslek sahibi, mesleği olan kimse. | Liberali, demokratı, muhafazakârı, sendikacısı, artisti, sanatçısı, mankeni, mesleklisi, mesleksizi; herkes ama herkes varmış., S Düzgün Bakır, 2007, 55-56 | Kötümserlerde ise ilkokul 2. sınıfı başarıyla geçmiş, iyi meslekli, ilerici, | memleketin irticacıların elinde felakete sürüklendiğinin farkında olan | aydın şahsiyetlerle karşılaşabilirsiniz., | GÖzaltınlı, T, 9.2.2013
a.
mesleksiz | | Liberali, demokratı, muhafazakârı, sendikacısı, artisti, sanatçısı, mankeni, mesleklisi, mesleksizi; herkes ama herkes varmış., S Düzgün Bakır, 2007, 55-56
s.
mesleksizlik | 1. Dinsizlik* | Laubaliler iyi bilsinler ki, dinsizlikle kendilerini hiçbir ecnebiye sevdiremezler. Zira mesleksizliklerini göstermiş olurlar. Mesleksizlik, ..., | SNursi, DivanıHarbiÖrfi 2. Herhangi bir mesleği olmama hali | Türkiye'de insanlar genellikle vasıfsızdır. Geçimlerini yalan dolanla, gayri meşru yollarla, dayıyla, eşle dostla sağlar, işlerini iş yapmayarak aşırırlar. Türkiye'de bir mesleksizlik hastalığı vardır. Toplumumuzun birçok sorununu doğuran asıl dişillik de burada yatmaktadır..., SelahattinYusuf, 10.8.2000, | http://www.yenisafak.com/arsiv/2000/agustos/10/syusuf.html, 15.1.2017g
a.
GTS+
mesnetlendirmek | dayanak temin etmek | Ne dediği kadar nasıl dediğine, nasıl analiz yaptığına, vb. özellikle dikkat çekmek istedim. Bir de seviyeye dikkat edin lütfen. İddiasını nasıl formüle etmiş, nasıl mesnetlendirmiş, nasıl savunmuş..., | GünhanKarakullukçu, 10.5.2016rindan
f.
mesoJet | Kabukların çabuk atılması ve cildin nemlendirilmesi için cilde MesoJet uygulaması ile nem verici vitaminlerin yedirilmesi çok önemlidir., | D Avşar, HrKlbk, 26.8.2019
messianik | bkz. mesiyanik | Bu itibarla Hıristiyanlık, messianik (mesihi) yani halas getiren bir din olarak teşekkül ediyor., | İHTökin, Sohbet, Haz1952, S.7, 8
s.
mestâlenmek
f.
mest olmak, kendinden geçmek.
"Bazı güzel görür mestâlenir / Bazı çirkin görür hem mahzunlanır / Bazı turap olur yerde sınanır / Bazı sükut, bazı tayyardır gönül.", San, Hicranî, 105 "
mestan
1. s. savruk. 2. mest, kendinden geçmiş. 3. aşırı sarhoş.
Farsça mestâne
"Ya Lâtif, lutf-u Yezdan, / Ya Lâtif de sen her an. / Ya Lâtifle ol mestan / Ya Lâtif de ey cânân.", H Burkay, Hüdâverdi Divanı, 49"
Mestânelik | Yeter rüsvâ-yı âm oldun mey ü mestânelikten geç., | Hengamî, 35
a.
mestanlık/mestanelik | sarhoşluk, mestlik, kendine geçme hali | Göre ki, Safa ile Merve ortasında görse tavaf kılıyor, mestanlığı tamam ola., | Tuhfetülmüluk, 1331, 17 | Yazarken vasf-ı çemenin pây-i hâme satırdan çıkmış / Meğer mestânelik te'sîr edip güm-kerde-i râh olmuş. (Nâbî). KubbealtıL
a.
meste
s.
sarhoş, mest.
"Gedâ hicranîyem olmuşam meste / Dilimiz yangındır dimağım hasta.", San, Hicranî, 84"
meşa'leci | A. Himmet Berki, türk ruhunun ana temeli olan, cidden mukaddes kaaidelerden teşekkül eden, Osmanlı İmparatorluğunun altıyüz sene hukuk mevzûâtını teşkil eden | Ahkâmı Fıkhiyenin son meşa'lecilerindendir. H. Basri Erk, Berki (Ali Himmet), İstanbul Ans., ? , C 5, 2543
a.
meşalemsi | Meşaleye benzer | İçerde meşalemsi bir şey yanıyor, cılız, kara yüzlü, çocukla genç arasında insan yüzleri kah görünüyor, kah kayboluyordu., | Hacıhasanoğlu, 1954, 17
s.
meşe /mişe | orman | Gaza mişesinin böbr ü pelengi / Fi-sebilillahdır gazası cengi, | Gevheri, EGŞA, 45 | Gelen geçen seyran eder meşesin / Beline kondurmuş beyin paşasın, | AşıkKerem, EGŞA, 71 meşe yiyesiz olanda donuz tepeye dırmaşır atasözü Orman sahipsiz olanda domuz tepeye tırmanır | Röş?ni b?y unudulsun, Süleyman Nuril?r başa keçsin. Bizd? dey?rl?r ki, meş? yiy?siz olanda donuz t?p?y? dırmaşar!., | ATahirzade, 13.2.2012 eposta
a.
meşgul sesi | telefonun meşgul olduğunu gösteren özel ses. | Bu kere telefon meşgul sesi veriyordu... Kadın, yaptığı hatayı anlamış olacaktı ki, telefonu ya açık bırakmıştı, yahut başka birisi ile konuşuyordu... İşler böylesine o kadar
ters gidiyordu ki, Allah'tan sabır dilemekten başka..., | Cavit Ersen, Kara zindanlar, 1975, 307 | Telefon meşgul sesi veriyordu. Ne olduğunu anlayamadı. Numarayı bir daha çevirmesi işe yaramadı. Arızaya sordu. Hatta bozukluk
olmadığı karşılığını aldı. Memur, | Açık kalmış olabilir, dedi . Doğrusu da oydu., | N Cumalı, Aşk da gezer, 1975, 38 | Örneğin telefon kullanılmaya başlandığında, kente göçmüş kişilerin sözcük dağarcığına | meşgul sesi vermek, |
istihbarattan sormak, | numarası düşmemek, | falancayı bağlamak vb gibi yeni sözcükler girecektir., | Nesin vakfı edebiyat yıllığı, 1982, 936
a.
Meşhedîlik –ği | Size şaka gelmiştir bu kadarı... Beni Meşhedîlikle suçlamaya başlayanlarınız bile olmuştur., | Çalıkoparan, 73
a.
meşîmet yed-i meşîmetde olan 244*
meşin yuvarlak | mecaz futbol topu | Yaklaşık 38 sene önce o dönemlerdeki popüler adıyla meşin yuvarlağa kulüp bazında merhaba dediğimiz günlerde..., | FUraz, T, 23.9.2011
a.
GTS+
meşinleşmek | Üstünde, yağdan meşinleşmiş ceketinin ceplerinde sigara aradı bir süre., | Necati Güngör, 1980, 7
f.
meşiyyet | meşiyet. | 1. Dileme, isteme, istek, arzu, irâde: 2. Allahın iradesi, takdiri. 3. (Yazılışları aynı olduğu için meşyet kelimesiyle karıştırılmasından ötürü) Yürüme, yürüyüş. Bk. MEŞYET | Meşiyyetin sana zulmetmek ihtimâli mi var? / | Çalış! dedikçe şeriat, çalışmadın, durdun, / Onun hesâbına birçok hurâfe uydurdun! / Sonunda bir de | tevekkül sokuşturup araya, / Zavallı dîni çevirdin onunla maskaraya! M A Ersoy, Vaiz Kürsüde, ?
ar.
meşk | Sadullah Ağa harem dairesinde meşklere başladı., | ZŞakir, Sadullah Ağa, 57
a.
meşk etme/meşketme | Sadullah'tan meşketmelerine müsaademi istediler., | ZŞakir, Sadullah Ağa, 56
a.
meşk etmek |
f.
meşkhane | Enderun meşkhanesinden feyiz alan Sadullah Ağa'nın sanat ruhu birdenbire o kadar inkişaf etti ki Üçüncü Selim artık onun küme fasıllarına iştiraki için emir verdi., | ZŞakir, Sadullah Ağa, 46
a.
meşruiyetsizlik | Devlet, hak sistemine uygun biçimde işlediğinde meşruiyetini; hukuktan saptığı ölçüde de meşruiyetsizliğini ortaya koyacaktır., | MEBozkurt, DevletlerArasıHakHukukuDüvel, | 13
a.
meşrulayıcı | Bu noktada yurttaşlar açısından uyrukluğun, emre itaatin ve yasal şiddetin açıklanmasında kamu gücünü içeriklendiren meşrulayıcı iradeye gereksinim vardır., | MustafaKutlu, 17.4.2004 (Makale 2003 tarihlidir) www.turkhukuksitesi.com/makale_80.htm
s.
meşveretsiz | Meşveretsiz kim ki bir işleye / Şol nedamet parmağın çok dişleye., | Zarîfî, EGŞA, 358
s.
met
a.
"Met diye Çetince'de biri uzun birisi kısa iki değnekle oynanan oyundur. Uzuna çomak, kısaya çelik denir. Bu sebeple oyuna "çelik-çomak" da denir. Çetince'de bir de "gömmeli met" oyunu var. Oyuncular bir daire çevresinde ellerinde bir opsalı değnek veya öğendire ile durur, yanındaki çeliği atar, o çeliğe değnekle vurur. Atan gidip çeliği getirene kadar durduğu yeri diğer oyuncular eşer. Bu her oyuncu için uygulanır. Kimin çukuru dizi boyuna gelirse çukuruna dizine kadar gömerler, koyup giderler. İşin kötüsü oyuncu içinde terbiyesiz kişiler varsa çevresine işerlerdi. Her hali ile tatlı bir hatıra olarak kaldı. Bir de çomakla oynanan "tektirme" oyunu vardı: Oyuncular çomağı tektirirler, en geride kalan, metin vardığı yere şapka, yoksa pabucunu diker. Oyuncular çomakla atar, vururlardı. Pabucu delinen de, şapkası yırtılan da olurdu.", Köyden sözcükler, 4.6.2024"
met | GTS met II'den 1. A. Çelik çomak oyununda kullanılan değnek parçası 2. Bu oyunda kullanılan, 10-15 santimetre uzunluğundaki değnek 3. Eskişehirde sıkıştırılmış pişmaniyeye verilen ad, parmak helvası*, EkşiS | Met helvası | Eskişehir. | Keşkeği ayrı güzel, göcesi, dutmacı, ya baklavası / Kıymalı su böreğinin bambaşkadır havası. / Pırasa dolması bile, ayrı lezzet ağızda, / Gartalca dürülmüş güzelim met helvası, | Orhan Keskin, Sivrihisar, 2001, 346
b.a.a.
meta | ? | Her yana bıraktı meta yası / Kanlı yas döküyor gelmiş anası, / Çıkmaz hatırımdan el sallaması,/ N'ettin Karadeniz Kanarya'yı., | Türkmen/Cemiloğlu/Lutfi, Mİhsanî, 238
a.
meta-zoo | O her başmalalesini şu meselelere tahsis ededurdu: -Hayvancılığımız!... -Sürüngenler!... -Et yiyen hayvanların iç güdümü!... 'Başmuharrir' Ankarada değilse, Samih Tiryakioğlu bunları sepete atar, burada ise, içinden söylene söylene, bunları koyar... Meta-zoo!..., Ş N Berker, Matbuat Hazretleri, 1953, 66
b.a.
metabolik | metabolizma ile ilgili | Viroloji dalında 14 araştırma projesi Metabolik ve Toksikolojik Hastalıklar dalında 16 araştırma projeleri, | TarımOrmanveKöyişleriBakanlığıD, 1989, 47 metabolik sendrom | ortak genetik ve çevresel ortamlarda gelişen, bel çevresi kalınlığı, yüksek tansiyon, kan yağlarında niteliksel ve niceliksel bozukluk, kan şekeri yüksekliği ile karakterlenen kardiyometabolik risk faktörleri demeti
s.a.
tıp
ing.
Metabolik hastalık
metabolit | 1. Herhangi bir maddenin doku ve organlarda yıkımı sonucu oluşan madde, yıkım ürünü, metabolizma artığı. 2. Metabolik yol olarak adlandırılan ve ardı ardına gerçekleşen reaksiyonlarda öncül moleküller üzerinden oluşan ara ürünler. BSTS / Veteriner Hekimliği Terimleri Sözlüğü
a.
ing.
metabolit a. İng. metabolite Metabolizmanın enzimle katalizlenen reaksiyonlarında oluşan madde. BSTS / Su Ürünleri Terimleri Sözlüğü | Enkaz altında kalanları bulacak olan dedektör; nefes alma, terleme veya idrar yapma durumlarında vücudun ürettiği 'metabolitler'in kokusunu alıyor., | T, 13.9.2011
ing.
metabolize etmek | AKP hükümeti, devletin bir organizma olarak işlemesi için gereken girdilerle (personel, finans vb.,) bu girdileri metabolize eden (işleyen) ideolojiyi, kültürü, organlar networkünün düğüm noktalarındaki güçler arasındaki dengeleri özellikle hedef aldı..., | EYıldızoğlu, C, 12.9.2016
Metafizik'de: Akıl ve muhakemeye duygu ve faaliyetten fazla ehemmiyet veren meslek. Böylece enteüektualizm bilgi edinmekte, zihnin (müdrike) duygu veya iradeye üstünlüğünü ve zihnin ontolojik değerini ileri sürer. Bu durumda entellektualizm, Volontarizm ve Pragmatizm'e zıt bir anlayışa sahip olmaktadır. Çünkü bu mesleklerin ikisi de fiiliyatı, fayda veren işi, mücerret fikre tercih ederler. Bu büyük akım, Eflâtun'dan Kant'a, Leibniz ve Bergson'a kadar çeşitli filozoflar tarafından değişik şekillerde temsil edilmiştir. Ahlâkî bakımdan, zihincilik, ahlâkî arzu ve fiillerin akıl ve düşünce ile tayin edildiğini ileri sürer.
metafiziksizleşme | Belli ki pozitivizme ve metafiziksizleşmeye doğru seyreden Edebiyat Fakültesi Felsefe koridoru ve yeni felsefe çevreleri hem Mehmet İzzet'in öne çıkarılmasına hem de milli bir düşünce inşasına karşı bir merkez, bir çevre olmaya doğru gitmektedir., | İKara; Somar'a mektup
a.
metafor
a.
"Anıl "adım atmazsan yerinde sayarsın" diyor. Bence harika bir metafor bu. Ben hayatımın en verimli dönemlerini hareket halindeyken aksiyon ve risk aldığımda yaşadım.", Defne Akman, Oksijen Ekran, 9-15 haz 2023, 17"
Metaforlaşmak | Renkleri ve çiçekleri mavide, morsalkımda, mimozada metaforlaşan bir aşkın nabzında söylenceler kadar katmanlı yol alıyor Dürdane Hanım ile Mesut Cemil Beyin hikâyesi., | Gamze Akdemir, CumKitap, 23.5.2019, 4
f.
metaforlaştırılma | BTS- | O yüzden Berkin'in öldürülmesinin metaforlaştırılma süreci konusuna girmeyeceğim., | EErgüder, 17.6.2015rindan
a.
bts-
metaforlaştırmak | Kadın ve erkek üçüncüsü yaratmak için bir araya geliyor' sloganıyla dikkat çeken Loewe 001, çocuğun doğumunu parfümle metaforlaştıran modanın harika çocuğu Anderson'ın dahiyane ve romantik zekasına somut örneği., | 5.9.2016, | https://vogue.com.tr/guzellik/loewenin-kadinlari-ve-erkekleri-birlestiren-kokusu | Çocukluğu ömrün yazı olarak metaforlaştıran, bir taraftan kişisel mevsimlerimize, bir taraftan da sıradan bir anın, bir kokunun, bir şarkının koca bir hayat içinde bıraktığı izlere değinen yazar, okurlarını, biriktirilen her anla biraz daha zenginleşerek geçip gitmekte olan hayatın farklı hikâyelerine konuk ediyor. 13.2.2017, | https://www.bilgiyayinevi.com.tr/dil-eril-mi-disil-mi | Toplumsal gerçekliği ekonomik gerçeklik dolayımıyla aslında metaforlaştıran Marx, döngüsel ve görünmez olan ekonomik gerçekliğin sermaye, emek ve sömürü ilişkisini görünür kılmaktadır., | Mustafa Ertürk/ E Göka, YŞ, 14.7.2019 | Efsanelere böyle olağanüstü görüntüleriyle mi konu oldular yoksa çift başlı yılan o devirde gerçekten var mıydı da insan aklı onu bu şekilde metaforlaştırdı... hep merak etmişimdir... | https://twitter.com/HavvaIskan/status/1150318740942282752 ... @muradcobanoglu, tivitır
f.
metakurmaca | Bu bahçede, kendi içine doğru genişleyen resimler, sonsuzluğa doğru düşme hissi veren hikâyeler, roman kahramanı olduğunun farkında olan metakurmaca karakterler, kendinin aynası olan metinler arasında gezinirken, bir yandan da kendi edebiyatının köklerini arıyor. MGülsoy, 602. gece (Eylül 2009)
a.
metal uçlama
metalaştırmak | 20. yüzyılda gerçekleşen sanayi devriminden sonra aşkın hallerinin ve kendisinin ciddi boyutlarda metalaştırıldığı görülür., | YOdabaşı, Küllük, 2013, 1/7.
f.
metamfetamin | bk. Metanfetamin. Bağımlılık etkisi çok yüksek olan ve özellikle Uzak Doğu ülkelerinde kulanılan bir uyuşturucu. | Laptopta beş kilo metamfetamin, | T, 7.8.2012
a.
metamorfoz
" "-Allah Allah, diye söylendi, sanki ben yokken o çirkin tırtıl kozaya girmiş, şimdi kozadan zarif bir kelebek olarak çıkmış. Ne metamorfoz bu? Hayret!.", R H Karay, Sonuncu kadeh, 1965, 73"
metampsikoz | Ruh. | Şu bizim Ksaverciğimizi duyunca, metampsikoza inanasım geliyor., Y Haşek / E Gürol, Ksaver domuzun hikayesi, ÇHA, 25
a.
metampsikoz | Ruh. Şu bizim ksaverciğimizi duyunca, metampsikoza inanasım geliyor 25
a.
metanfetamin | Cinayet mahallinde, bir miktar esrar ve sentetik uyuşturucu metanfetamin de vardı., | Hr, 8.2.2017
a.
metapsişik s. ruh bilimi Fr. métapsychique ruhötesi | Kafkasya göçmeni bir doktor olan Bedri Ruhselman ilk psişik çalışmalarına İstanbul'da kurduğu | Metapsişik Tetkikler ve İlmi Araştırmalar Cemiyeti' ile başladı., | AtaNirun, T, 27.8.2012
fr.
metasal BTS- | Boş zaman terminolojik anlamından uzaklaşarak maddi, ticari, tüketimci, metasal bir içeriğe sahip olmuştur., | ÖmerAytaç, | Tüketimcilik ve Metalaşma Kıskacında Boş Zaman, | KocaeliÜ SBE Dergisi (11) 2006 / 1 : 27
s.
bts-
metastas /metastatik
Metastatik | yayılmacı, yayılmasal. | Metastatik kalb ve perikard neoplazmaları. ... metastatik kalb tümörü vakasından ibaret bir seride, 23 karsinoma, 7 sarkoma, tesbit edilmiştir. 30 vakanın 20sinde teşhis antemortem konmuştur., AÜTFM, 1960, ? , 47
s.
Meteliğe kurşun atmak deyim | Düşün!... Bir meteliğe nasıl atardın göbek? ... / Bak; şimdi paralısın... Hey gidi eski köçek!... | , | N R Efe, GugukG, 17.5.1947, 1
meteliksizlik -ği | Gözlerim ışıl ışıl parladı... Muvaffak Sunal, gönlümü almak için elinden geleni yaptı: Tahsisattan ikramiye olarak bir de 25 lira zula etti... Koşup Baba Karpiç'in yanaklarından öpecektim: Hem iyi bir gazeteci olduğum kanaatini uyandırdı, hem de ay sonu olduğu için, meteliksizlikten kurtardı diye..., Ş N Berker, Matbuat Hazretleri, 1953, 43
a.
meteris | Meteris önü bağlar / Kız söyler gelin ağlar / Niye ben ölmüş müyem / Güllüm karalar bağlar., Bize Harputlu derler, Elazığ
a.
metin madenciliği | kr. Veri madenciliği. | Bâbür divanının metin madenciliği ile incelenmesi, | Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü H Coşkun
b.a.
metindilbilimsel | Çalışmamızda, 'Tıp dili' kapsamında Almanca ve Türkçe 'ilaç prospektüsü' metindilbilimsel açıdan karşılaştırılmıştır., | NZBerçin, KesitAkademi, sa.3, Mart2016, 128.
s.
metinlerarasılık | Ben kendi adıma kaynak belirtmenin önemine inanıyorum; yalnızca dürüstlük ve hakbilirlik adına değil, gerçek bir 'metinlerarasılık' yaratabilme adına da. Hegemann ve yayıncısı, 'metinlerarasılık' savnusu yapmış, hangi metinlerin arasında dolaştığınızı bilmeden metinlerarasılık olmaz, | CAktaş, T, 20.3.2010
a.
metinlerarasındalık | Böyle bir cümle kurmuşum Şimdi'nin Dar Odasında, metinlerarasındalıktan da faydalanarak..., | MEsayan, T, 23.11.2011
a.
metinleştirmek | usulüne uygun basılabilecek bir yazı yazmak | Bu çalışmaları üniversitemiz bünyesideki bir hocamızdan alacağımız bilimsel makale ve tez nasıl yazılır dersinden [yüksek lisans düzeyinde] sonra metinleştireceğiz inşallah., | AdaletCanlıAkbaş, genchukukcular, 23.2.2017
f.
Metinlik –ği | metanet | Her zamanki gibi iyi, uslu, gene her zamanki gibi biraz beylik sözlerle efendisini bütün gün çok çalıştığı için avuttu,bir yandan ayağı acırken böyle işlerinin çok olmasınıncanını sıktığınısöyledi; gösterdiği sabrı, metinliği övdü., | C Bronte, Jane Eyre, 14. bs, İstanbul 2019, 171
a.
metinsel | metinle ilgili. | Bu metinsel topluluğu, üç-beş ideolojik kitap etrafında toplanmış kalabalığı, retorik canbazlarını karşısına alıyor., | NGenç, isenç, 118 | Mehmet Narlı'nın ifadeleriyle 'romandan anlatıya geçiş aynı zamanda kahramandan bireye, bireyden metinsel varlıklara geçiştir' (125).
s.
metocu tekstil | Makastar yardımcıları ve metocular alınacaktır., | 20.3.2011 el ilanından
a.
metodik | 1. Yöntemli 2. Düzenli | Metodik olarak aynı şeyleri yapmaktan hoşlanan, karakteri bu olan biriydi., | BarışÜregülAkan, Hür, 25.9.2016
s.
GTS++
metofolklorik | Bugün sizlere metofolklorik asit düzenleyicilerin insan folkloruna olan katkısından bahsetmezden evvel, iki genç âşığın sahil yolunda martılara ekmek atmadan önce ve sonraki inanılmaz değişimini anlatacağım., | AyçaŞen, T, 12.2.2012
s.
metonomi | metonymy düz değişmece. | Çevirmen ve yazar Kaya Genç'in Radikal Kitap'ın 537. sayısında Elif Batuman'ın 'Ecinniler' kitabını zarif bir şekilde tanıtmasına sevindim; ama kitabın çevirisi için açtığı parantez, yeteneğine saygı duyduğum birinden gelince beni üzdü. Birincisi, 'metonymy' karşılığında 'düzdeğişmece' kullanmanın | okurun iştahını kaçırabileceğini söylüyor Genç ('metaphor' karşılığında 'eğretileme'ye itiraz etmiyor). Tahsin Yücel'den Enis Batur'a dille uğraşan çok sayıda kimsenin iştahla kullandığı bir sözcüğün bunu nasıl yapacağını anlayamadım., | SabriGürses, RKitap, 8.7.2011
a.
ing.
metraj | métrage | 1. Mat. Metre olarak uzunluk 2. Metre ile ölçme | Bina Metraj Yazılımı 2005 yılından beri metraj ve yaklaşık maliyet işini profesyonelce yapan şirketler ile birlikte geliştirilmiş olup,-., | 29.5.2014, www.nzn.com.tr › Ürünler, 31.10.2015g
a.
fr.
metrdotel
"Murad'ı çok eskiden tanıyan metrdotel önlerine düştü, deniz üzerindeki çıkıntının sağ köşesine götürdü | burası o mevsimde lokantanın en makbul yeridir.", R H Karay, Sonuncu kadeh, 49"
metrdotel | Yemek odasında metrdotel ona sabah kahvaltısı için yer vermek bile istemedi., | YKK, 1945, 19
a.
metrelenmek | Metre ile ölçülmek | Taksim edilecek malvarlığının türlerine göre (para, ölçülen mallar, tartılan mallar ve metrelenecek mallar) taksim edilmesinde uygulanacak esaslar için İ. Büyükçelebi | 83., | FGedikli, İnanŞirketi, 1998, n.323
s.f.
metreslik | metres olma hali | Kaleyi içten fethetmek (ya da Truva atı usulü sızma) çabası, alevli gözleri, kombinezonuyla pencerede belirivermesi, Evren'e duyduğu korkusuz aşkın metreslik hüznünü silip süpürmesi şahane., | CŞehirlioğlu, HürCmrts, 3.9.2016
a.
GTS++
metrik
a./s.
metrik
ing.
"... öz etkin eğitimler. Anahtar metrikler | eğitilmiş çalışanlar, memnun katılımcılar (Board of Innovation, 2022). İnşa Edici / Organizasyon Dönüştürücü Strateji İnovasyon Laboratuvarı: Yüksek potansiyele sahip şirket içi girişimleri kârlı ... ","
Ali Yıldız, Sosyal ve Beşeri Bilimlerde Güncel Araştırmalar, 2002, 101
metronom | Demir tekerleklerin, rayların ek yerlerine rastladıkça çıkardıkları düzenli sesler, her geçen saniye içimizde büyüyen gurbet türküsüne, âdeta ritim tutan bir metronom gibiydi., | NÇınar, T, 4.7.2011
a.
metroseksüel | Bir arkadaşım da metroyu kullanamıyor. Metroseksüel değil, ama Metrofobisi var; yerin ikiüç kat altına inmek onu ürkütüyormuş., | Ssomersan, T, 17.7.2012
s.
metrukca | terk edilmiş gibice | Köyün tepe semtindeki boş, metrukca bir evi gözüme kestirmiştim ki, evin, bu tanıdığım adamın olduğunu öğrendim., | RehaMağden, 2005, 45
s.
mev'id-i mülakat
b.a.
randevu.
"Şehriban mektubunda -bu mektup kırk beş sene sonra hâlâ Cemşit'in gözü önünde duruyor gibiydi- o vaktin edebi tabiriyle bir "Mev'id-i mülâkat" yani şimdiki ismiyle randevu istiyor, yerini de gösteriyordu: İki ev arasına sokulmuş kimsenin geçmediği daracık, kalın duvarlarla büsbütün daralmış sokak.", R H Karay, Sonuncu kadeh, 1965, 79"
mevce | Yüzeriz sabaha değin / Sevdâ mevcelerinde., | BGocul, Mevlananın, 13
a.
mevcudlu / mevcutlu | sanığın bir güvenlik görevlisiyle birlikte bulunması. | mevcutlu olarak ,mevcuden şeklinde de söylenebilen bir adliye-kolluk deyimi. bir yere çağrılan kişinin yanında bir memur ile birlikte sevki. bu şahsın | kelepçeli veya | kelepçesiz olması memurun takdirine bağlıdır. EkşiS | Ermeni propagandası yapmak suçundan sanıklar ayrı ayrı yerlerden bulunarak hakimliğimize mevcutlu olarak gönderildikleri görülmekle(...), | RMargulies, T, 15.10.20111 | 2. | mevcudu olan. | İstanbulun en kalabalık mevcudlu semt ocaklarından biri olan Defterdar semt ocağının bu kongresinde birçok aza ehemmiyetli mevzular üzerinde söz almış..., | A H Başar, Türkiyede köy-şehir tezadı, Cm, 8.9.1942, 2
s.
mevçli | dalgalı. | Üstat elinden çıkma sanemlerden mütenasip yapılı, siyaha mail samurî saçlı, incerek düz kaşlı, noktalı yeşil gözlü, siyah ve uzun kirpikli, hafif sarı üzerine mevçli koyu al yanaklı, irice çekme burunlu, ufak ağızlı, (şiddet-i şehveti gösterir surette) ateşî kırmızı kalınca dudaklı, her karşısına geleni kucaklayacak gibi önüne mail yürür, insanın kalbine girecek gibi karşısındakine dikkatle bakar bir afet, | Namık Kemal, İntibah, 1876,
s.
mevki | birinci mevki ikinci mevki | üçüncü mevki | Her yer karanlık, üçüncü mevki / Lambalar söndü, nerdesin Zeki? , | GünaydınUstura65, 1970? , (kapakta)
a.
mevki yapmak
dey.
"Zaten o sebeptendir ki bu kibar fahişe yabancı çevrelerde mevki yapmış, dünyayı en mükemmel şartlarla gezmiş, bir söylentiye göre Ağa Hanı bile elde etmiştir.", R H Karay, Sonuncu kadeh, 47"
mevkidaş | 1. Aynı makam ve mevkii paylaşan kişiler. Mesela Türkiye ve İngiltere dışişleri bakanları mevkidaştır. 2. | Eşit puandaki mevkidaşların karşılaşması: orta sıraların balkonunda Antepspor-Bursaspor ile, küme düşme hattının sahanlığında Denizlispor-Ankaragücü., | TBora, R, 23.12.2009
mevkili
s.
mevkisi, yeri, itibarı, saygınlığı olan.
"Bu kadın, ara sıra birlikte gezdiği ve yardımda bulunduğu bir 'dömi-monden'dir | taze sayılmaz ama hâlâ geçer akçedir | hele yabancılar çevresinde daha da mevkilidir, ne hacıağa harcıdır, ne de pamukçu zengin çocuklarının caka vasıtası.", R H Karay, Sonuncu kadeh, 47"
mevlam sabırlık versin
Bakar idim medresinin yoluna / Kuzum gelir idi salına sal'na / Mevlam sabırlık versin bu kuluna / Kitapları garip kalan oğullar 22
mevlanacılık -ğı | Kendi aralarında Hz. Mevlana'ya küfrediyorlar ama toplum önünde Mevlanacılık oynuyorlar., | MEKılıç, ZP, 25.3.2012
a.
mevlid | doğum. | Türk Vatandaşlığı hakkındaki ahkâmı ihtiva eden 11 kânunusâni 1284/24 kânunusâni 1869 tarihli kanun tabiiyet-i asliye tevfizi hususunda mevlid esasını pek zayıf olarak nazarı itibare almıştır., Tevfik Kamil (Koperler), 27 Kasım 1926 BMM konuşma
ar.
mevlit | Çünki ben çok eksik bir mevlit / çağrısıyım, | TanerÖzmen? Rİmrahor, UŞA, 98
a.
mevlitlik/ mevlütlük | a./s. | Mevlüt İhsanî'yim dert perde perde / Bunlar hikayedir geçen eserde / Nece âşık anlar mevlitlik yerde / Aldı da götürdü vade Şirin'i., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 161 | Bunlar gelirin tamamını alıyor, vakfedilmiş olan kuruma «Mevlütlük, ya da Niyaz payı» adı altında az miktarda bir para verirlerdi. Bunda usul şöyle idi: Bin Türk lirası gelir getiren bir mülk için Mevlütlük örneğin 15 lira tutuyordu, geriye kalan 985 lira ise yönetici mirasçıya kalıyordu., | PaulGentizon/FethiÜlkü, MustafaKemal ve UyananDoğu, Ankara* 1983, 193 | Tuğrul bebek şehzade mevlitlik sünnet takim, | www.sunnetkiyafeti.com/tugrul-bebek-sehzade-mevlitlik-sunnet-takimi, 11.6.2017g
Mevlüd / mevlüt | sünnet mevlüdü doğum mevlüdü
a.
mevsimsellik -ği | mevsim+ türk sel+lik | OECD'nin büyüme verileri, ülkelerin mevsimsellikten arındırılmış GSYH'ye göre hesaplanıyor., | T, 24.8.2011
a.
mevsuklaşmak
f.
mevsuk hale gelmek, belgeli hale gelmek.
"Bu istişmam dünden beri mevsuklaşan bir haber oluyor, bu haftalarda tahakkuk edeceğine bile ihtimal verilebilir.", Yahyâ Kemal, Eğil Dağlar, 1966, ?"
mevzileniş | Bütün büyük anlatıların çöktüğü, tarihin belirli bir yöne (sosyalizme) doğru aktığı varsayımına göre mezilenişlerin sona erdiği, her şeyin çok daha karmaşık ve bulanık bir hal aldığı, ak ve karaların grileştiği (hatta yer değiştirdiği) bir çağda, hem en çok olanak, hem en çok ihtiyaç –tam zamanı, belirli 'çizgi'lerin dışına çıkarak düşünebilen bağımsız eleştirel aydınların., | HBerktay, T, 15.10.2011
a.
mevzuât-ı mesâil | meseleler mevzuları. | Ayrıca kitabın sonunda bir | mevzuât-ı mesâil (içindekiler) kısmı vardır., Ali Turan, +
b.a.
mevzuatsal
s.
mevzuatla ilgili.
"Mevzuatsal altyapı", 8.5.2029+"
Mevzulu | Yusuf Ziya Bey iki oturuş süren 'Mısır din ve ilâhlarının Türklükle alâkası' mevzulu konferansını (Sf. 243-260) verdi., | Türk Tarih Kongresi: Kongrenin çalışmaları, kongreye sunulan tebliğler, 1932, ?
s.
mevzusuzluk -ğu
a.
konusuzluk., konusu olmama hali. konusuz kalma hali.
"Seni, hanım hanım örgü örerken hayal etmek epi müşkül... Sen benim için daima beli tabancalı amazonsun... Halbuki eskiden incecik, güler yüzlü, bir nazik kadındın.", K Tahir, C Yazoğlu, Notlar, 23.10.1947, s.237"
meyaba
çoçuk dili. merhaba
Afişten, Topkapı, 8.4.2024
meydan | Bektaşi ayininin icra edildiği büyükçe oda | ...XX. yüzyılın başlarında, biz daha çocukken, bir Arnavut Bektaşiden Bektaşilerin içinde müstait olanların, ihrama büründürülerek 'meydan'da ibtidai bir hac töreni yapılmak, iki mumun arasında yedi kere gidilip gelinerek sa'y edilmek suretiyle Hurufiliğin alındığını duymuştuk., | AGölpınarlı, 33 söz meydanı | mec. Serbestçe konuşulacak yer 2. Söz söyleme bahsinde, işinde | Gerçi, söz meydanında, insanlardan hiçbirine seni ve senden evvelkileri geçmek nasip olmadı., | YKKaraosmanoğlu, EB, 33
mec.
ar.
GTS+
meydan almak
dey.
yayılmak.
"... İdare davaları işleri yürür-dururken, evvelce açılmış olup bir aralık duran tariz yolu yine işlemeğe başlamış velev küçük bir azlık da olsa, bazı taraflardan söylenen sözler meydan almıştır." (s.18).", Mimaroğlu, 13, akt. L Duran, Atatürk Döneminde Danıştay, ?"
meydan almak deyim TDK deyimde+ gelişmek, yayılmak, geniş ölçüde olmak. | Eğer arif isen dünyadan el çek / Yalan meydan aldı tükendi gerçek / ***Ama bir adam kalacaktı / Ve bu David ve o meydan aldı / Goliath öldürmek ve bu o yemin ediyorum / Şimdi kral Saul David söyledi, | | http://sarkilarin-cevirileri.com/sarki/gostermek/482047/easy-rider/sarki-sozleri-ve-ceviri-goliath/, 7.4.2014g
meydan okumak++
dey.
meydan okuyuculuk -ğu | Buradan eylem söylem arasındaki farkı.gücümuzü aşan meydan okuyuculuğumuzu kastediyorum., | AÇetiner, 22.9.2016 rindan
b.a.
meydan vermek
dey.
yolu açmak, izin vermek, müsaade etmek.
ar. meydan + tr. ver-
"Dilenmekten daha iyidir. Sonra mademki başka işlerimi karıştırmamak hoşuna gidiyor, o halde tercümanlık yaptığımı da ekle... Eğer kıskançlığın meydan verirse.", Kaptan Paşa, 1954, 68"
Meydan vermek | Ama şehirde bu meselenin duyulduğu ve birçok rivayetlere meydan verdiği muhakkaktı., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 58
meydancı | 1. Avlu, bahçe vb. yerleri süpürüp temizleyen hizmetli 2. Hapishane koğuşlarında ayak işlerini gören kimse. | O kimseyi beklemezdi, böyle olduğu hâlde meydancılar birini çağırmaya geldikleri zaman, kalbi şiddetli şiddetli çarpmaya başlardı. - | Derviş 3. Mevlevi tekkelerinde konukları karşılayan, meydanı açan, Mevlevi raksını düzenleyen tarikat adamı 4. Güreşi yöneten kimse* | Biliyorsunuz pehlivanlar güreşe tutuşmadan önce meydancı şu sözlerle bir peşrev çeker: İki pehlivan çıktı meydane, biri diğerinden merdane., | OMiroğlu, T, 11.2.2012
s.a.
meydancılık ğı | Tutup bir mürşitten aldım ikrarı / Yerleştim tekkede meydancılıkta.
a.
meyhane | koltuk meyhanesi | Yolumun üstünde sefil manzaralı koltuk meyhaneleri vardı., | Güntekin, Damga,86
a.
meyil düşürmek -e
dey.
gönül vermek, sevmek.
"Yazın bir nâme ki ehl-i âşıka / Her güzele meyil düşürmesinler / Tebliğ edin yahu bağrı yanığa / Her güzele bir gül aşırmasınlar.", San, Hicranî, 191"
Meykeş | Meyfüruş olmuş varıp meyhaneye mestan kılıp / Meykeş ile şârib ü ayyâş-ı mey hüşyâr-ı mey., | Hengamî, 30
a.
meyl etmek | mail + etmek eposta göndermek | Yazarlar editörümüz dünya iyisi, İstanbul beyefendisi, nedense ses tonundan Babıâli tınısı aldığım, henüz yüz yüze tanışma fırsatı bulamadığım ama telefonda konuştuğum Tamer Kayaş bugünkü yazılarımızı öğlene kadar acil yollamamızı meyletti (mail etmek.), AyçaŞen, T, 1.1.2012
f.
ing.
meyl/meyil ing mail e-posta.
meyletmek
b.f.
1. eğilmek. 2. mec. sevmek.
ar. meyl + tr. et-
"Bu gözler seni gördü / İlvanlım, ilvanlım / İlvanlım, amman amman / Gayrısına meyletmez de / Al fistanlım, gaytanlım / Gayrısına meyletmez de / Al fistanlım, gaytanlım","
Çorum türküsü
meylleşmek/meyilleşmek | mail+ Türkçe –leşmek e-postalaşmak.
ing.
meyroke | garzane | Bitlis ekibi sahneye kükreyen aslanlar takımı gibi çıkar, son derece tempolu, figürleri, jest ve mimikleri neredeyse vücut diliyle oynanan hızlı bir pandomim tiyatrosuna dönüşür. Sepe, Meyroke, Harkuşla, Garzane diye diye bir hışım ile gelip geçer oyunlar, seyredenler de müthiş keyif alır tıpkı ekipteki elemanlar gibi. | , | SavaşAy, Takvim, 2.3.2012
a.
meyusiyyet | Meyusluk. | -Öyle deme!... Sevdadan olmadık şey yok dünyada . Ben perdenin arkasında durup bu sözleri dinliyordum ve her saniyede gönlüm bir ümit tarafına sapar ve bir me'yusiyyete dönerdi ., Ş Sami, Sedit Yüksel, Taaşşuk-i Tal'at ve Fitnat, 1964, 19
ar.
Meyusluk -ğu | osm. Meyusiyet. Ümitsizlik, hayal kırıklığı. | Meşrutiyet Meşrutilik Metbuiyet Metbuluk Mevcudiyet Mevcutluk Varlık Mevkufiyet Mevkufluk Mevsukiyet Mevsukluk Meyusiyet Meyusluk Mezuniyet Mezunluk İzinlilik Muafiyet Muaflık Muayyeniyet Muayyenlik Muhtariyet Muhtarlık Mutlakiyet ..., | T Banguoğlu, Dil bahisleri: Dil inkılabının neresindeyiz? , 1942, 16 | Edebiyatımızda yalnız netâyicini (= sonuçlarını) müşâhede ettiğimiz bir bedbinlik, bir meyusluk var; bunun esbâbını (= sebeplerini) yazmak kadar güzel bir roman zemini olur mu? Hücra mahalleler gezilse, büyük hâneler görülse, Onlara bir ..., | M Rauf/E Coşkun, Mehmet Rauf, 1976, 59
a.
Meyusluk | osm. Meyusiyet. Ümitsizlik, hayal kırıklığı | Meşrutiyet Meşrutilik Metbuiyet Metbuluk Mevcudiyet Mevcutluk Varlık Mevkufiyet Mevkufluk Mevsukiyet Mevsukluk Meyusiyet Meyusluk Mezuniyet Mezunluk İzinlilik Muafiyet Muaflık Muayyeniyet Muayyenlik Muhtariyet Muhtarlık Mutlakiyet ..., | T Banguoğlu, Dil bahisleri: Dil inkılabının neresindeyiz? , 1942, 16 İ H Danişmend, Fransızca-Türkçe resimli büyük dil kılavuzu, 195? , 356 Hâlbuki meselâ edebiyatımızda yalnız neticelerini müşahade ettiğimiz bir bedbinlik ve meyusluk var. Bunun sebeplerini yazmak kadar güzel bir roman zemini olamaz B Ercilasın, Servet-i fünunda edebi tenkit, 1981, 324 | Edebiyatımızda yalnız netâyicini (= sonuçlarını) müşâhede ettiğimiz bir bedbinlik, bir meyusluk var; bunun esbâbını (= sebeplerini) yazmak kadar güzel bir roman zemini olur mu? Hücra mahalleler gezilse, büyük hâneler görülse, Onlara bir ..., | M Rauf/E Coşkun, Mehmet Rauf, 1976, 59
a.
meyvacı | evlenmeyin bekarlar naylon kızlar çıkacak / ayvacı geliyor ayvacı / ayvacı değil meyvacı / evlenmeyin bekarlar / şimdiki kızlar dalgacı / (...) ayva sarı olacak / evde darı olacak / evlenmeyin bekarlar / naylon kızlar çıkacak / ayva turunç narım var / ne derdim ne zarım var / evlenip ne yapayım / aklımdan ne zorum var, exper 25.01.2002 23:58 ~ 12.04.2002 23:33, EkşiS
s.
Meyveci | Mevyveciler meydanına geldiğimizde başka bir buket daha aldım, kendimi tutamayarak., | Vitezslav Nezval / E Gürol, Güllü kadın, ÇHA, 46
a.
Meyveci mevyveciler meydanına geldiğimizde başka bir buket daha aldım, kendimi tutamayarak. 46
Meyvelemek | Meyve vermek, meyvelenmek. | Hele gel de Kağızmanı gör hele / Gül karışmış lale nergis sümbüle / Kağızmana ısmarladım nar gele / Meyvelemiş dağı düzü Kağızman, | Aşık Sinan'dan Kağızman'a övgü, 18.04.2012, | https://www.gazetekars.com/asik-sinandan-kagizmana-ovgu-8292h.htm, 31.08.2024 | Armut ağacı o kadar meyveledi ki yükünü taşıyabilmesi için üç yandan dayaklandı! Dallarından bereket akıyoor..., | Fethi Gedikli, 31.08.2024, X
f.
meyvelik –ği | BTS+ | 1. Meyve ağacı dikili, belirli büyüklükte yer, yemişlik. 2. Meyve konulan kap, yemişlik: Meyvelikte portakallarla bir tek elma vardı. -S. | Abasıyanık. BTS- 3. Meyve oluş | Meyve diyorum limona sadece bir meyve olmadığını bilerek fakat yine de meyvelik yakışıyor ona., | ÖErdem, Z, 30.3.2013
a.f.
bts+ bts-
meyvemsi | Meyvemsi tatların ağır bastığı bir hasat olacakmış., | EÖzkök, Hür, 16.9.2016
s.
mezak
a.
"Şikâyetim vardır Çark-ı Felekten / Bilmem neden bize mezak edindi / yazın sebabetlik etmedi bize / Kışın zemheride sazak edindi.", San, Hicranî, İrşadî, 234"
mezar soyucu | mezar soyan, nebbâş. | YAKUP (Kamçısını çizmelerine vura vura odayı arşınlıyarak) Alçak herif, rezil, pespaye... Mezar soyucu. (Durur, Fehmi'ye bir saniye bakar) Merhaba... FEHMİ (Dalmıştır birden silkinir) Merhaba..., | C F Başkut, Cevat Fehmi Başkut Külliyatı, 1972, C 14, 96
b.a.a.
mezarlık -ğı | mezarlık orospusu | Osmanlı'nın son dönemindeki fuhuşun mekânını en iyi tanımlayan yazarlardan biri de Ahmed Rasim'di. Onun yazdıklarına göre, Kemeraltı, Kömu¨rcu¨ sokağı, Yu¨ksekkaldırım, Kuledibi, Kalyoncukuluğu, Çiçekçi, Yenişehir ovası köpru¨nu¨n diğer yakasındaki yeni camii civarı şırfıntı takımını yu¨ze çıkarmıştı. Şehrin sur haricinde, Üsku¨dar'ın tepelerinde, Haydarpaşa'ya doğru sarkan serviliklerde 'mezarlık orospusu' diye adlandırılan meslek erbabı çok eskiden beri 'icra-i sanat' eyliyordu..., Halûk Uluhan, | Zürafa Sokak: İstanbulda fuhuşun belleği, T24, 13.02.2022
b.a.a.
Mezarlıksal | Üstelik Eyüp Sultan gibi göz önünde bir yerde dizi dizi kaçak mezarlar yapılmış. Artık oraya da bir mezarlıksal dönüşüm planı mı olur mezarlıksal barış mı olur birşey yapmak lazım :), | M Önderman, 7.8.2019, tivitır
s.
mezarlıktan geçerken korkusunu bastırmak için yüksek sesle türkü söyleyenlerden farkı yok., | AydınENgin, DüzceHaber, 30.6.2011
mezarsız
s.
kabirsiz, sinsiz, gömütsüz.
"Bir an geldi ki dört can dört cihana bedeldi / Yüceydi hepsi... / O dört canı karanlık bir gecede kaybettik / Ezansız selâsız kefensiz yatıyor hepsi / Feryat ve figân nedir oradan biliriz / Sonrası meçhul, sonrası malumunuz / Mekânınız cennet olsun, mezarsız yiğitler..", @LeylaSerifEmin, 27.02.2024, X"
mezatmalcı seyyar satıcı, sokak satıcısı | İki asır önce Mahmutpaşa'da, İstanbul'un ticaret hayatının renkli simalarından olan İranlı mezatmalcılar, 'Ne alırsan bir kuruş' sloganıyla envai çeşit ürünlerini satmaya çalışıyordu. Tezgahlarında oyuncaktan dikiş malzemesine, lavantadan kaleme her şey vardı., | MKutlu, StarPazar, 26.1.2014
mezden gelmek | Belki hissetmedin baktığımı ya da hissetmezden geldin., | Ömer Say, 2010, 23
mezeleştirmek | Çünkü başkaldırı yaşamsal bir etkinliktir. Otoritenin en çok korkacağı DURUŞ VE ANLAMI böyle kaypak ve sıradan hale getirerek mezeleştirilmesi ve buna alkış tutulmaması gerekiyor... , | İEfe, 23.4.2014R
f.
mezenne
a.
"Herkeste bulunur hüsn ü mezenne / Zem ile okunmaz ilm ü mezenne / Asla er kadrini bilmeyen zenne / Söndürür ocağı külü kaybeder.", San, Hicranî, 135"
Mezesiz | Meze olmadan | Mezesiz yemek de aşk da olmaz, | Selen Sevigen, HrKlbk, 7.1.2019
s.
Mezesiz | Susuz ve mezesiz bir kadeh... İşte böyle, boğazım yırtılarak, ciğerlerim yanarak... Beni en çok kim anladı, bana en çok kim ağladı bilir misiniz? Onu size söylesem gülümsersiniz diye korkarım. Hayır, gülümsemeyiniz. Ona hürmet ediniz., | Aka Gündüz, Bu toprağın kızları, 1935, 74
s.
mezgeldek | En son 2002 yılında Tuzgölü çevresinde görülen, Ege Bölgesi'nde ise yaklaşık 40 yıldır rastlanmayan 'Toygillerden mezgeldek' (Tetrax tetrax) türü bir kuşun da vurulduğu ortaya çıktı., | M, 14.12.2013
a.
mezgitli
s.
mezgit balığı olan.
"Kahramanları devler değil, ince, uzun, eli misinaya dizili mezgitli, kırmızı turplu, marullu, akşam evine dönen amcalardır!", Rabia Gedikli Maltaş, faebook, 27.01.2024"
mezhepdaş
a.
aynı mezhepden olanların her biri.
"Ancak, Tahran'ın çıkarları uğruna "iki yüzlü politikalar" gütmekten kaçınmadığını da belirtmiş. Bu çerçevede, "Azerbaycan-Ermenistan sorununda çoğu mezhepdaşı olan Azerilerden yana tavır almak yerine örtülü ya da açık şekilde hep Azeri topraklarını işgal altında tutan Ermenistan'dan yana tavır almasına" işaret etmiş.", S İdiz, M, 8.8.2011"
mezhepdaş | aynı mezhepten olan | Bu çerçevede, | Azerbaycan-Ermenistan sorununda çoğu mezhepdaşı olan Azerilerden yana tavır almak yerine örtülü ya da açık şekilde hep Azeri topraklarını işgal altında tutan Ermenistan'dan yana tavır almasına işaret etmiş., Sİdiz, M, 8.8.2011 | Çünkü Suriye rejimini kendi mezhepdaşlarının yönettiği bir rejim olarak görüyorlar., | VeyselAyhan, T, 30.7.2012
a.
mezheplerarası | II. Meşrutiyet öncesi mezheplerarası yaklaşımın arkaplanını ele aldığımız bu bölümün ardından, Mecelle ile birlikte aile ahkamının kanunlaşmaması sebebiyle ortaya çıkan kitabu'n-nikâh literatürü ele alınacaktır., Sümeyye Sarıtaş, dr.tezi, 2024
a.
mezhepleşme | Ancak hangi bağlamda olursa olsun, dini inanç ve değerlerin farklı anlaşılıp yorumlanması, mezhepleşme/farklılaşma hareketlerini beraberinde getirmiş ve | dinde çoğulculuk olarak adlandırılan çoğulluk durumunun ortaya çıkmasına neden olmuştur., | İAşlamacı, | ÇocuklukveDinEğitimi, | Haz2008, SakaryaÜ, ylt, 53 | Hele bir de buna mezhepleşmeler, 'benim mezhebim, senin mezhebin' diye, kapanması imkansız hale gelen ayrılmalar, ihtilaflar eklenince, iş çığırından çıkmış, din büyüklerinin görüşleri dinin merkezine yerleştirilmeğe başlamıştır., | BBayraklı, KararG, 28.6.2016
a.
TDK-
mezhepsel | Mezhebî, mezheple ilgili | Altında imzası olan mezhepsel raporlardan biri, dönemin bir bakanının eline geçti-., | MBaransu, T, 19.9.2011 | Suriyede yaşanan ihtilafın etkisinin de mezhepsel ayrışmayı pekiştirecek şekilde yansıyacağı herkes için malumun ilamıydı., | CerenKenar, T, 21.5.2012
s.
mezîd Mesele: Zeyd ve Amr ve Bekir ve Beşir Halid-i sagire cebren livata idüb mezburların fiil-i şeniden Halid fevt olsa Zeyd ve Amr ve Bekir ve Beşir'e şer'an ne lazım olur?
mezire | tarla, ekenek | Kainat Mevla'nın bir zerresidir / Dünya ahiretin meziresidir., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 119
a.
mezleğe | bk. mezdeği, mezleği, mecla sakızı | Ladin, iledin ve köknar sakızı olrak da bilinir. Mükemmel kokusu ve harika rengiyle doğa mucizesi olan bu damla sakız inanılmaz değerli bir ürün, | | http://www.andizpekmezi.com/mezda-mezlegi-sakizi-ndzpk14.html, 22.7.2017g | Mezleğe yeşili, kestane kızılı, çınar sarısı / bir ağacı / olmalı da olmalı, | BünyaminK, 28
a.
mezmur | Daha doğramam yeni pozlar ulaştır / Türkü mezmur sure ulaştır, | BünyaminK, 50
a.
mezopotamya | Yazarlarının başyapıtı niteliğinde muazzam bir çalışmayla karşı karşıyayız: 'Mezopotamya Mitolojisi'., | YKayıran, Hr, KitapSanat, 5.5.2017
a.
mezopotamyabilimci | Yazarlarının başyapıtı niteliğinde muazzam bir çalışmayla karşı karşıyayız: 'Mezopotamya Mitolojisi'. Yazarları Samuel Noah Kramer ve Jean Bottéro; her ikisi de, biri Sümer dili diğeri Akkadca üzerinden Mezopotamyabilimcisi. | , | YKayıran, Hr, KitapSanat, 5.5.2017
a.
Mezopotamyalı | Mezopotamya arazisinde doğan veya yerleşen. | Hanedan dahilinde -bilhassa Mezopotamya'lı sülâlede- kavga ve serkeşlik eksik olmayordu., | Ülkü, 1939, C 13, 488
a.
mezosefal | orta kafa | Genç kadının kafası ise 'mezosefal' denen 'orta kafa' grubundan sayılırdı., | NGüreli, SO, 81
a.
MFN
"En ziyade müsaadeye mazhar millet/en çok gözetilen ulus" kaydı"
ing. kıs. most favoured nation.
"MFN'in bütünleştirdiği kapitülasyon rejimi,önce tek taraflı olarak, sonra antlaşmayla bir bütün olarak lağvedilecektir. 8 Eylül 1914 tarihli İrade-i Seniye, "kapitülasyon namı altındaki bilcümle imtiyazat-ı ecnebiyeyi ref ve ilga" eder.", Emre Öktem, Osmanlı Diplomasi Tarihinin En Eski Tanığı 1387 Osmanlı-Ceneviz Antlaşması, Atlas Tarih, s. 81"
mıç mıç olmak deyim | Bu hali de genç kızların gözünde onu daha çekici yapıyor. Sevgilisiyle mıç mıç değil., | OnurBaştürk, HKlbk, 11.12.2016
mıdık -ğı y.a. | Bir karış toz kaplı yol, sanki alev alev yanıyormuş gibi gözle görülürcesine talazlanıp duruyordu uzaklarda. / Çocuk, sette dikilmiş, kentin üzerinde talazlanıp duran toz bulutuna bilinçsiz bir nefretle dalgın dalgın bakıp duruyordu ki, yanından geçiverdi birden, Baraj ya da İncirlik Hava Üssü inşaatına Mıdık'tan kum taşıyan o dev damperli kamyonlardan biri., | D Ceyhun, 77/79
mıh | mıhsıçtı | cimri mıh etti | mıhsıçtının örtmecesi | İskoçyalılar dünyanın en mıh şey etti insanları olduğu bilinir., | ANesin, ŞAvrupa, 22
s.a.
mıh gibi çömelmek deyim olduğu yerde sinip oturmakHoca gelir gelmez herkes mıh gibi çömeldi kaldı., | BTSalihoğlu, 2014, 126
mıhallemi/mıhellemi | Midyat ve çevresinde Turabdin olarak bilinen bölgede yaşayan bir halk. (whitebird, 14.05.2010) EkşiS [M]ardin başta olmak üzere Türkiye'nin birçok şehrinde kadim bir kültüre sahip, Mıhallemi adıyla bir halkın yaşadığını ve bu halkın Arapçanın Qıltu lehçesiyle konuştuğunu çoğu kişi bilmez., | OMiroğlu, T, 27.1.2011 | Ayrıca başta rahibeler olmak üzere Hıristiyan vatandaşlarımızın hak ettiği özrün geç de olsa dileneceğini umuyor, sivil toplumdan bu yönde ilk çağrıyı gerçekleştiren Dünya Mıhellemi Birliği kurucu başkanı Mehmet Ali Aslan'ı ve çağrısına destek veren sivil toplum kuruluşlarını kutluyorum., | HKaplan, T, 8.9.2010
a.
mıhallemice | Sabro. Bıssabır, Mııhallemice sabırla beklemek anlamına gelir., | OMiroğlu, T, 24.3.2012
mıhlı | GTS + | 1. Mıhı olan 2. Mıhlanmış, mıhla tutturulmuş 3. Dimdik, sabit örneğim eski | Kemâl-i telâş ile odadan içeriye girerek henüz uyanmış olan gelininin yüzüne bakıp olduğu yerde mıhlı gibi durdu., | ARasim, Asker oğlu, 34
s.
mıkhitarist | Mıkhitaristlerin yazıp Venedik'teki San Lazzaro Adası'nda ve Osmanlı ülkesinin çeşitli şehirlerinde açtıkları okullarda sahneledikleri Türkçe oyunların ise sürekliliği olmuştur., | YBManok, T, 19.12.2013
s.
mına koymak argo. Amına kaymaktan örtmek amaçlı sövgü sözü. | Bööhüüaaa daraaaal!... Mına koyım senin!... Bitirdin beni ulan bitirdin. Yanlış öğreti verdin bana! Yaktın beni., | MÇağçağ, Leman, 10.3.2010
Mıncırma | Annem, her Türk annesinin uzmanı olduğu 'mıncırma' hamlesini oldukça sert ve uyarısız gerçekleştirmişti. Mıncırma, malumunuz evlat artık poposuna terlikle vurulmayacak kadar büyüdüyse, ancak tekdir ile de uslanmıyor ve hakkı kötekse kullanılan, konu komşu, bitişik ev duyar ihtimaline karşı avaz avaz bağırmak yerine geçen bir terbiye şeklidir. Tercihen bel veya bacak bölgesinden bir alan seçilir, elle kavranır ve et, 180 derece çevrilir! Hemen ardından, daha acım ve şaşkınlığım hüküm sürerken, annem kısık sesle, yüzünü yüzüme yaklaştırarak | Alırım ayağımın altına, diye başladı ve | Karnın tok sırtın pek! Aklını başına topla! Sıkılıyorsan da git bakkala evin alışverişini yap, sonra da gel yemek kitabından bir kurabiye pişir, akşam misafir var, hadi yallah, şeklinde bitirdi! | , | Gülse Birsel, 11.3.2010'dan önce
a.
mıncırmak | bkz. mıncıklamak | boyuna bosuna bakmadan gürdüğüm her yerde atlayıp mıncırasım gelen hayvancıklardan biri., | siesta, 17.10.2001, EkşiS, 21.6.2015g
f.
Mıncırmak | NE DERDİM KALDI NE DE TASAM Malumunuz eti mıncırılan ergen olay yerinde fazla kalamaz, mıncırandan tırstığı için kendisine yalakalık yapar, arzu ettiği aktiviteleri gerçekleştirir. | , | Gülse Birsel, 11.3.2010'dan önce
f.
mınçıka | nunchaku'nun yurdumdaki binbir değişik söylenişinden beri... (ssg, 4.1.2000)EkşiS | Bildiğim kadarıyla yüzden fazla ismi olan tek alet yani mınçıkayı kim uydurdu burada bilemiyorum da; mamçıka, mamçaku, mançaku, nunçaku, nançuka, mançuka kısacası m n ç ve k harfleri ile a ve u harflerinin kombinasyon permitasyon ve ogazyonlarıdır. sam ogazyon ama. all ogazyon değil! karıştırmayınız. (uykutozu, 28.2.2012 İTÜ S | Karate filmlerinde sıkça gördüğümüz iki ucunda sopa veya demir bulunan birbirlerine zincirle bağlı alet. (aquantass, 16.6.2006)Uluda??S
a.
mınnak Çorum Kedi yavrusu. Mehmet Akman, 04.06.2008 | Hâlâ sinirimi alamıyorum. İnsan hakları savunucuları tutuklanmış tek bir tepki yok, | minnak adlı kediyi okşamak suretiyle hayvan hakkı savunuyo-., | Ece.? @eccecece, 20.7.2017g
mırhız | - mırhız: cimri bıhçı: testere ömücü: korkulan sanal yaratık. cağ: pencere demiri düyeme: topaç bartıç: evin girişi. 4.12.2007, www.nizip.com › ... › Tarihimiz Kültürümüz › Geleneklerimiz Anılarımız;
mırıl mırıl sürdürmek (işlerini) sessiz sakin çalışmak | Mırıl mırıl işlerini sürdürürler, sabır küpü gibi bir şeydirler., | ., | TOral, T, 21.9.2014
mırıldanadurmak | Birkaç huysuz ihtiyar mırıldanadursun Katibim'i., | Mevlanaİdris, KararG, 4.3.2017
bf.
mırıldanmacı
a.
mırıldanarak konuşan.
tr. mırıldanma-cı
"Hayır, az işitenler aksine, bağırarak konuşurlar. Mırıldanmacılar ise söylediklerini çok önemsiyor ve "sen de gürültü yapmadan kulağını dört aç, söylediklerimi önemse" demek istiyor olabilirler.", Şaban Abak, Rindan (Kültür Sanat), 28.11.2023"
mırıldanmak | Türküler mırıldanaraktan*, mutlu, dalgın, ayaklarını sürüye sürüye, İskeleye geldi., | DCeyhun, 21
f.
mırıltılı BTS+ | 1. alçak ve anlaşılmaz sesli 2. Mırıl mırıl ses çıkaran | +Ortalık iyice kararmış olduğu için göz gözü görmüyor, sahile çarpan dalgaların mırıltılı hışırtısından başka bir ses de işitilmiyordu., | OÖzdeş, DağBDA, 1964, 140
s.
bts+
Mırın kırın | Babam razı oldu gibi, dedi | Anam biraz mırın kırın ediyor., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 79
mırın kırın etmeka.m. ırın kırın etmek. bir isteği yerine getirmemek için çeşitli sebepler ileri sürmek, nazlanmak. | Rânânın avdetini ve kararını müjdelemişti. Bir parça mırın kırın ettikten sonra, Pesend hem Nevedayı bulmayı, hem de ertesi sabah için gelmeyi vâdetmişti. Bu muvaffakıyetle eve dönen kambur kollarını sığadı., | E E Talu, Beyaz şemsiyeli, 1939, 209 | Sadelerin ve az şekerlilerin gıkı bile çıkmıyormuş, orta şekerlilerden bir iki kişi mırın kırın eder gibi olmuşsa da gene de ayağa kalkmış., | İpşiroğlu, 83
dey.
mırız | dudak; yüz, surat Munzurlarını/mırızlarını asmak bozulmak, üzülmek
a.
mırlamak | Kedi mırıl mırıl ses çıkarmak. | Ne konuştuğu hiç anlaşılmazdı. Sinek gibi vızlar, kedi gibi mırlardı., R Durbaş, Şaka-nâme, 1983, 19
f.
mırlamak | mırıldanmak. ZGökalp, Kızılelma, 45 | Tekir hiç yanıt vermiyor, anneannemin dizinde yalanıyor, mırlıyordu, ama kedi yerine anneannem yanıtlıyordu., M İzgü, AAG, 2007 (1994), 19
f.
mırmır | kedi | Yani alem algımızın referanslarında, her köşesinde sevimli mırmırlar varlar... Ama Panda yok:)), | HBÇiçek, 20.10.2013eposta
a.
mırmır | yansıma | 1. Bediüzzaman Said-i Nursi gibi bazı alimler kedilerin çıkardığı mırmırların | Ya (Er) Rahim, Ya (Er) Rahim şeklinde bir dua olduğunu, kedilerin bu şekilde şükredip, zikrettiklerini söylemektedirler. Said-i Nursi'nin kendi kedileri de vardı ve hayatının her döneminde kedileri çok sever ve beslerdi., | www.haber7.com, 2. Kedi
a.
mırnav | 1. miyavlama sesi 2. mec. Kedi, Ayla Çınaroğlu, Mızmız Mırnav 1: Okulda İlk Gün, 2011 16.06.2011
a. mec.
Mırnav | kedi | Sanki az önceki korkunç aslan gitmiş, yerine sevimli bir mırnav gelmişti., | Sihirli Gül, 17
a.
mırnav s.+ | Yalnız kalan yengeme, psikolojik terapi uyguladığının farkında olmayan, sevildiği, sırtının müşfik ellerle biteviye sıvazlandığı bu hanede kalmak hoşuna giden mırnav kedi, yengemin kucağında uyumuş rolü yaparak mırıl mırıl mırıldanıyorken uyandı bülbül çanağındaki suyunu içmeyi ve yemini ibiklemeyi bıraktı., | BTSalihoğlu, 2014, 140
mırtıp | Çingene Mardinli yönetmen Halil Aygün, Güneydoğu'da | Dom, | Karaçi ve | Mırtıp olarak adlandırılan vatandaşların hayatlarından etkilenerek hazırladığı | Dom isimli belgesel filmi ile UNESCO'ya başvurdu., | T, 10.12.2013
a.
mısır bilimci | Alman Mısır bilimcisi Adolf Erman'ın Handbook of Eygptian Religion adlı eserinde İsis kendini Hermes'in öğrencisi olarak tarif ediyor. | , | F Ünlü, Sbh, 10.3.2019
a.
mısırbilimci
b.a.
Mısırı araştıran, öğrenen kimse.
ar. mısr + tr. -bil-im-ci
"egiytologue ad. Eski Mısır üzerinde çalışan bilgin, *Mısırbilimci.", T Saraç, Fransızca-Türkçe büyük sözlük: A-k, 1976, 44 || "Değerli Alman Mısırbilimci Karl Richard Lepsius anıtın bir Mısır anıtı olabileceğini düşündü. Ama kabartmanın yalnızca resmini görmüştü. Ünlü coğrafyacı Kiepert 1843 yılında Herodotos'un yorumunu çürüttü.", Boğazköy'den Karatepe'ye: Hititbilim ve Hitit dünyasının keşfi, 2001, 151 (Kitap adı)
Mısırunlu s.
Mısmıl | 1. Eti yenilebilen, murdar olmayan. 2. mukaddes, mübarek. | Yay Türk soyunun mısmıl kanıdır, / Sağlamdır havası, suyu yaylanın., | V C Aşkun, 45 | mısmıl | bk. Mismil | Mısmıl', iyi, uygun, işe yarar anlamında kullanılır., | HAToptaş, Şarkı, 2017, S 1, 19
s.
Mısmıl | Yay Türk soyunun mısmıl kanıdır, / Sağlamdır havası, suyu yaylanın., | V C Aşkun, 45
mıstakor zazaca? jet uçağı | [Y]öresinde | mıstakor denen pırpır uçaklarının, ebabil kuşları gibi tepelerine ölüm yağdırdığı Dersimli hemşehrilerin derdine düşmüştü., | MAltınok, T, 16.11.2010 Mustafa Kemal'in pırpır uçakları aynı yazar T, 18.11.2011
mış/muş | Mış ve muş ile biten cümlelerin, eh o kadar da kötü değil durum canım ihtiyaçlarının, altın fiyatlarını gölgede bıraktığı demler., | Feryal Pere, R, 23.8.2011 | mış olmak yeni. gerçekte yapmanız gereken şeyi yapmadan üstünkörü yapmış gibi göstermek. | Mış olursunuz., | 19.7.2018 | mışla mış ile | Günler aylara, aylar yıllara eklenmiş. / Gitmiş elden hepsi. / Saçlar beyazlaşmış, kış gelmiş, / Nihayet bir gün, bir mışla hayat, / Sona ermiş., | ZMısırlı, Bahçemden Bir Demet (BBD), İstanbul 1968, 24 | mış gibi yapmak | Vermek istemediklerimizi sakladık, bazen daha sonra kullanmak üzere toprağa gömdük, mış gibi yaptık, maske taktık, bazı biriciklerimizi ise kurban verdik, yola devam etmek adına., | MEsayan, T, 13.12.2011 (2010? ) | Birileri, yazdıklarımı okumadan, 'mış muş' diyerek yazdı, çizdi, konuştu, bol bol da tweetledi., | AlperGörmüş, T, 16.3.2012
mıymıy / mıy mıy | 1. Ama; TFF'nin, Türk futbolundaki cerahati boşaltma beklentili | tarihî mıymıyı sonrası yaptığı | TFF doğruyu yapmıştır volesi, futbolda temizlig umudu taşıyanların doksanına takılmış ve orada asılı kalmıştır., | STunalı, T, 5.9.2011 2. | Eveleme geveleme. | Bizim zavallı Patrikhane, Patrik seçme hakkını gasp eden hükümete sesini çıkarmazken, otomatik olarak harekete geçip | Daha aşure yapacaktık, aşure kabımızı kırmayın noolur türünden mıy mıy bir açıklama yapıyor., | MEsayan, T, 22.12.2011 3. | Uyuşuk kimse. | Miskin mıymıy ayak parmaklarını saatlerce ovalayarak abdest alan, oyalanarak bir namazı ancak bir saatte kılan, hızdan telaştan taşkın enerjiden alevden kızgınlıktan susuzluktan yangından habersiz yüzlercesi hayata önce ihtiyarlayıp yeni başlamış gençler., | NGenç, isenç, 56 | mıy-mıy etmekeveleyip gevelemek. | Demem o demek ki öfkelenir, hırslanırdım, söylenirdim, hiç değilse pes perdeden biraz mıy-mıy ederdim., | YAtsız, Star, 6.4.2014 | mıy mıy edebiyatı | Çete, benim açımdan, mıy mıy edebiyatına ve liberalleşme trendine bir tepkiydi., | HakanAlbayrak, DirilişP, 6.10.2015 | Küçük gönül kırıklarını savaş sebebi sayan; sinsi Abdullah, dev aynalı Ahmet hoca, Mıymıy Ali'yi düşünürsek..
dey.s.a.
mıymıylanmak | Yakın zamana kadar 'Hükümet keyfimize zam yapıyo!' diyo mıymıylanıyorlardı, şimdi rahat bir nefesi arıyorlar., | Cafcaf, Bahar2013/54, 4
f.
mızık | bir yangın merdiveni kullanıyorsun son günlerde. kendi çocukluğun yerine mızık mızık benim çocukluğuma iniyorsun o merdivenle., | ÖnderKızılkaya, KunduzD, ıı, 37
mızıka | Arada bir, karpuz dilimini ağzına götürüyor dilimin üzerine yumduğu kırcıl bıyıklarını oynata oynata karpuzu mızıka çalar gibi kemiriyordu., | NGüreli, 91
a.
mızıka kuşu | Mızıka kuşu gelip güzel bir konser verdi. / Ağaçkakan ağacı gagasıyla döverdi., Gonca Yayınevi, EGÇM, ? , 153 (30.05.2025)
b.a.
mızımak | nsz mızıkçılık etmek, mızıldanmak | Oğlum mızıma bakalım! Seni ben esir aldım..., | Gürman, 72
f.
mızırdanmak
f.
1. –den yakınarak konuşmak, sızlanmak, mızıldamak, sızıldamak. 2. Ağrımak.
"Ömer: Ya yakalanırsak? Ya gelen bekçiyse? diye mızırdandı.". H Kıyafet, 1981, 6"
mızırdanmak | 1. –den yakınarak konuşmak, sızlanmak, mızıldamak, sızıldamak | Ömer: Ya yakalanırsak? Ya gelen bekçiyse? diye mızırdandı... HKıyafet, 1981, 6 2. ağrımak 2. homurdanmak 3. ağlamaklı konuşmak, söylenmek TDK | Ve acından dişlerini kendi derisine geçirip mızırdanan bir tırtıl gördü..., | CKoytak, T, 23.08.2010 | Asıl bu işlere yatkın olduğu ortada çünkü:/ 'Gece' denen o muazzam çalgıya/ Dokunur dokunmaz daha,/ Köpek söz dinliyor, bakar mısınız!/Ve mızırdana mızırdana çekiliyor kabına., | C. Koytak, T, 22.11.2010
f.
GTS+
mızırdanmak | Oysa torunu ... kimi zaman acıkmanın içgüdüsel dürtüsüyle mızırdanıp yolu gözleyerek, gün boyu onu beklemişti., | DCeyhun, 36
f.
mızrak | mızrağa yumruk vurulmaz deyim | Kerkük halkı döküldü mahkemeye geldi ama ne yapabilirdi. Mızrağa yumruk vurulmazdı., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsani, 267
a.
mızrak ucu | Eskiden sol cenahta bir 'mızrak ucu' tabiri vardı. Herhangi bir olayın veya eylemin stratejik açıdan en ileri safha olduğunu ifade eder, 'düşmana' dokunulan noktayı betimlerdi. Dolayısıyla 'mızrak ucu' aynı zamanda riskin alındığı yer ve zamana da işaret etmiş olurdu. Çünkü ideolojik 'ilerleme' mızrağın sürekli ileri itilebilmesini gerektirir, buna karşılık söz konusu çabada başarısız olunması halinde geri adım atılması ve yenilgi ihtimalinin artması kaçınılmaz olurdu. Bu nedenle 'mızrak ucu' olan siyasetin çok iyi hesaplanması şarttı..., | EMahçupyan, T, 24.3.2010 | CHP Kemal Kılıçdaroğlu ile sadece bir Truva Atı değil bizzat Ergenekon'un Koçbaşı veya Mızrak Ucu'na dönüşmüş görünüyor., | EUslu, T, 2.7.2011
mızraklamak | Dülger balıklarının rüyasında / yüzyıllar boyunu mızraklamış, | TektaşAğaoğlu/Rİmrahor, UŞA, 38
f.
mızraklaşmak | mızrak gibi sivri ve delici olmak | Teğet sandığımız kriz mızraklaşıyor., | MuratÇetin, T, 24.9.2012
f.
mızraksı | O zaman iki terim yazılır ve araya - konur, paralel kenarlı-mızraksı (linear-lanseolat) gibi. Holandada I. | P. T. veya «Milletlerarası Bitki Sistematikçileri Birliği»nin birçok üyesinin isteği üzerine «Sistematik Birliği Komitesi»nin 1962de Taxon dergisinde yayımladıkları tavsif edici veya nitelendirici terminoloji (Descriptiv)..., Türk Biyoloji D, 1972, C 21-23, 77
s.a.
mızraksız BTS+ | mızrağı olmayan kimse | +kırk arap kısrağı girdi sahraya / mızraksızdılar / demir donları yoktu süvarilerin, | HasanHüseyin, Yansıma35/1974, 279
s.
bts+
mızzıklanmak
"Arkadaşının gözden yitmesiyle, telaşlanmaya başladı Güvercin. Avucunda tuttuğu kuş yavrularını yuvalarına geri koydu. Mızzıklanarak: "Geç kaldım. Korkarım. Bırak gideyim!", O Şahin, Bütün Öyküleri II, 81"
mi I soru eki | ...mi ederim? , | OKemal, 1966, 14
mi II –diğinde | Bunların bir devlet kuşu gibi bir manası vardı. Devlet kuşunu uçururlardı. Bu kimin başına konarsa bunu bir de imtihana tutarlardı. İmtihanı verdi mi padişah olurdu. | ++ | Bir gün öğleden sonra saat üçe doğru ajansa gittim... Muhabirler odası iğne atsan yere düşmiyecek: Kerami, Fazıl, Ruhi, Mücahit, Bülent, Ferhunde, Nevnihal, herkes mi herkes var... Bizim 'üç silahşorlar' da orada... Beni görür görmez, üçü birden:, Ş N Berker, Matbuat Hazretleri, 1953, 71
mibzer | Be-ze-ra'dan tohum eker | Traktörlerimizin yüksek cer kuvvetlerine nazaran, mibzerlerdeki cer mukavemeti fevkalade küçük olduğundan, en küçük traktörler için dahi, tek mibzer kullanmak, kuvvet ve zaman israfından başka bir-. / ...şekil 191-192'de görüldüğü üzere ... veya disk narrow, mibzer ve tırmık gibi aletleri arka arkaya bağlıyarak muhtelif ziraat işlerini bir arada yapmak da mümkündür./ Bundan sonra mibzerin sıkleti, genişliği ve dolayısı ile ekme ayaklarının adedi ve bu ayakların basit-./, | 240-241, Çalismalar - 139-143. sayılar - Sayfa 239, | https://books.google.com.tr/books? id=wetMAAAAYAAJ, Ankara (Turkey) Yüksek ziraat enstitüsü, 7.5.2017g
ar.
michelin | Michelin yıldızlı restoranları, ödüllü SPA'sı ve çağdaş tasarımıyla dikkat çeken otel, 2025 yazında da gastronomiden güzelliğe, iyi yaşamdan modaya uzanan seçkin iş birlikleriyle Bodrum'un ruhunu yeniden tanımlamaya hazırlanıyor., Hr, 21.04.2025
a.
michelin yıldızlı | oku: mişelin yıldızlı az müşterili ama üstün nitelikli lokantaların derecelenmede birincisi | Evet Batıdaki michelin yıldızlı lokantalarkadar pahalı lokantalar var., | VMilör, HürCmrts, 3.9.2016
s.
micoz
a.
1. çocuk oyunlarında kullanılan yuvarlak taşlara verilen ad. 2. bu taşlarla oynanan bir çocuk oyunu. 3. Tokat Kızık köyünde bir dere adı. 4. Hoş görünüp kandırma. Türk Folkloru, 1981, S 25-36, 29
?
"2. MİCOZ(*) Önce bu oyun için oyun alanı hazırlanır. Su ile önce iki, iki buçuk metre çapında geniş daire, daha sonra da bu dairenin içine 30-40 cm. çaplı küçük bir daire çizilir. Dış dairenin çizgisinden başlamak üzere uygun bir yönde yuvarlak taşlardan seçilen "micoz" a, "enek" denilen yassı, daire şeklindeki taşların atılacağı ... ", | "Micozkadıoğlu", | ... Miçoz deresi ile kesişmektedir . Alüviyal toprak grubu , Kargın köyüne kadar Tokat- Sivas karayolunun doğusunda ... Micoz deresine kadar olan bölümü ile ayrıca Kızık köyünün kuzey- batısında yer alan alüviyal I sinif topraklar ise ... D Taraklı, Otuzbeş yıl sonra Tokat ilinin Kızık köyü, 1994, 45 | "Micoz : Hoş görünüp kandırma.", | "... -maç, bilya, topaç (fırıştak) çember çekirdek, ceviz, aşık micoz (lebi) oyunu ) birdirbir, dört dümbek) halk oyunları (halay) halk takvimi doğum, çocuk sünnet, evlenme, ölüm, yağmur duası ile ilgili âdet ve inanmalar, nazar ve nazar sağaltıcılığı | bibliyografya.", "
S Burhanettin Akbaş, Bünyan ve yöresi halk edebiyatı, folklor ve etnografyası, 1994, 219-220 | 11.11.2023, Soyadı (Kadıköy, İstanbul) | Türk Folkloru, 1981, S 25-36, 29 | Gülten Çetin, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nde yapılan folklorla ilgili ... , 1986, 55
microblading | Microblading uygulaması / Buna rağmen istenen görünüm olmuyorsa kaşlara microblading uygulanabilir. Microblading uygulaması işin uzmanı tarafından ve steril olarak yapılması gerekir., | Ömür Gedik, HrKlbk, 15.4.2019
a.
micromanager | mikromenejer, mini-yönetici | Geçmiş icraatına binaen, biat etmemiş tek bir kuruma dahi tahammülü olmayan, en ast işi kendi tasarrufunda gören bir | micromanager, | bir | aydın despotun muradı., | CAktar, T, 12.3.2013
a.
microtower | bilg. minitower, mini kule | Teklif edilecek sistem microtower/minitower veya tower kasa yapısında olmalıdır., | 19.8.2014, dokuman.osym.gov.tr/pdfdokuman/2014/.../TeknikSartname19082014, 10.9.2015g
a.
ing.
mide koruyucu
mideli
s.
midesi olan.
"İkincide varıp aldık zerdali / Sanarsın ki bütün zehirden dolu / Zavallı halk zaten zayıf mideli / Para ile sıtma aldık ne dersiz?", San, Hicranî, 169"
Midesizlik –ği | Onur kelimesi ağır olmuş. Burada büyük bir sapkınlık ve midesizlik yürüyüşü var., | Esra Çavuş, 30? .6.2019, tivitır
a.
Midyeci | 1. midye avlayan | Kıyıdaki midyeci // Bir balıkçı yanaştı sandalıyla köhne iskeleye / Yaktı ateşini, başladı kızarttığı midyeleri / Özenle ekmeklerin arasına dizmeye., | N Ö Arpacı, 2006, 104 2. Midye satan kimse Alacalı | Kırmızılı yeşilli sarılı alacalı yaprakları / Hele yemyeşil, mis kokulu / Portakal bahçeleri., | N Ö Arpacı, 2006, 94
s.a.
midyum | Kara Kefali'nde ise bir bilim insanının bilimsel ve anti değerler manzumesi içinde oluşturduğu fikirleri, bir edebi dil içinde harmanlaması, enerjisinin başka bir midyumda savrulup harcanması değil, tam aksine mevcut edebi yapıların da altüst edilmeleriyle ortaya çıkan değerli bir edebi biçimlendirme olmuş bence., | PBarışta, T, 17.7.2011 | Farklılık, midyumda ve biçimlendirmededir sadece., | Telesiyej, T, 24.9.2012
a.
ing.
migren taşı | Baş ağrısı ve migrene doğal pratik çözüm migren taşı, Merter Eczanesi, 02.06.2025
b.a.
mihmandarlık etmek | –ğı rehberlik etmek, yol göstermek, kılavuzluk etmek | +Naçar Beyoğlunun barlarında, tiyatrolarında arkadaşıma mihmandarlık etmeğe başladım.** | Ayrıca Salacaka ne zaman bir turist düşse, Piç Yavuz başına tebelleş olur, mihmandarlık havalarına girerdi., | TAral, SÖ, 98
a.
GTS-
Mihnethane | Binaenaleyh bu cihetlerin nazar-ı dikkate alınarak bir an evvel şu mihnethaneden tahlisim yoluna gidilmesini istirham eylerim. | , | Şeyh Said Mahkemesi, 469
a.
Miho | sıradan martılardan çok daha büyük ve kanatları çok daha uzun açık deniz martısı | Yüksek bir kayanın tepesinde yumurtlayan bir miho kanada kalkmıştı. Hacı Süleyman birdenbire çiftesini havaya dikti ve çiftenin iki gözünü birden ateşledi., | H Balıkçısı, MA, 1962, 7
a.
Miho | Sıradan martılardan çok daha büyük ve kanatları çok daha uzun açık deniz martısı. | Yüksek bir kayanın tepesinde yumurtlayan bir miho kanada kalkmıştı. Hacı Süleyman birdenbire çiftesini havaya dikti ve çiftenin iki gözünü birden ateşledi., | H Balıkçısı, MA, 1962, 7
a.
mihrabi | (Burada) İmamlık | 1324 tarihinde Evliya Camii imamı Hasan Efendi mihrabî vazifelerini ihmal eder; gah gelir gah gelmez./ Ben günahkar, mihrabî vazifelerimi ifa ederken her gün bir cüz Kuran-ı Kerim okumayı adet haline getirmiştim., | İAlanka, 20 / 33
s.
mihreli
s.
"Nakkaş-ı billâhtır zülfünün teli / El değmemiş yanakları mihreli / Yirmi sekiz toka, yedi düğmeli / Kaldırıp çözmenin imkânı mı var?", San, Hicrânî, 89"
mihverleşme
a.
mihver veya eksen haline gelme.
ar. ḥavr “geri dönmek”ten mihver + tr. -lEş-mE
“Modern zamanlarda Şam, daima mihverleşmelerin ve kutuplaşmaların merkezinde olmuştur. Önce 1958 ile 1961 arasında Birleşik Arap Cumhuriyeti’nin ortak çatısını temsil etti ve şemsiyesi altında yer aldı.”, Mustafa Özcan, Syrian mihver, https://www.yeniasya.com.tr/2008/03/31/yazarlar/mozcan.htm
mik art | micro art'dan mic/mik art mikro sanat | Mik art, sanatta farklı bir bakış açısı ve değişik pencereler açarak yepyeni bir konuşturma dili oluşturma çabası., | HasanKale, StarPazar, 3.1.2016
a.
ing.
mik olmak | sik olmak; hiçbirşey olmamamak | Ondan bir mik olmaz!, | 16.7.2013
argo
mikadovari | mikado gibi, mikadoleyin | Kendim üzerine söyleyebileceğim tek şey benim, her vakit, az buçuk mikadovari bir tiyatro hekimi olduğumdur., | SalahBirsel, Bitliler, NisanKitapDört, MaxJacob'tan, 12
s.
miki | Bir kere Cumhuriyet Bayramında sinemaya gitmiş, üç filim seyretmiş, mikileri, silli senfonileri görerek çılgınca sevinmişti., | CUçuk, CB, 111 | Miki Taksi Telefon: 25444-25334 Abonelere hususi tarife tatbik edilir Sahibi: Âdil İLTEKİN, | , Ş N Berker, Matbuat Hazretleri, 1953 (sonunda reklamlarda)
a.
miki mavs
b.a.
miki fare.
"Miki Mavs" karikatür filmleri kadar "Silli senfoni" karikatür filmleri de, bilhassa son zamanlarda bütün dünyada o kadar rağbet kazanmıştır, ki bir çok yerde sekizer dakika süren bu filmlerin daha uzun olması yolunda temenniler tesbit edilmiştir.", Vakit G, 17 ikinciteşrin 1934, 9"
mikro mikro art | Hasan Kale bir mikro art sanatçısı. Kibrit, gazoz kapağı, ilaç kapsülü, diş, vida, fındık, muz... hepsi onun tuvali., | SonerCan, StarPazar, 3.1.2016
a.
mikro-fragmantasyon | Ölçek artık daha fazla küçülemez derken habire küçülüyor, mikro-fragmantasyona uğruyor., | HBerktay, T, 18.2.2012
a.
mikrobiyalit | Van Gölü'ne dalan Sualtı Görüntü Yönetmeni Tahsin Ceylan, | Boyu 30 metre olan mercanlara rastladık. Dünyadaki mikrobiyalitlerin en büyüğü burada' dedi., | M, 12.6.2013
a.
mikrobiyel BTS-s. | microbial mikropların sebep olduğu olay | Mikrobiyel ajanlar / safra yollarına yerleşen ve idrar yollarındaki bazı parazitlerde kansere yol açabilir., | MedicanaBülten, Şub2015, sayı74
ing.
mikrobiyom | Beynin de Mikrobiyomu Var! Sağlıklı bir beyinde hangi mikropların bulunduğuna dair tam bir harita henüz çıkarılmış değil. Beyindeki bazı mikroorganizmaların faydalı olup olmadığı da tam olarak bilinmiyor., Bilim ve teknik, Ara 2024
a.
mikroblading
Mikrofiş | Tıpkıbasımın ekinde Millî Kütüphane'deki nüsha ile (nr. B-64) Bor nüshasının mikrofişleri de verilmiştir., | DİA, C 10, 1994, Ebülhayr Rumi
a.
mikrofonlu | mikrofonu bulunan | mikrofonlu kulaklık, | Medya Markt, 18.9.2016
s.
mikroiklim | Herşey böyle, ancak gerçek olan yerel seviyede projeleri hayata geçiren Türkiye ve Ermenistan objektif bir şekilde ikili ilişkiler için psikolojik olumlu bir mikroiklim yaratmakta olduklarındadır. AVİM, 20.03.2013, sayı. 1131
a.
mikroiktisatçı
a.
"O röportajdan hatırladığım kadarıyla hikâye şöyle idi: Divitçioğlu'na sorulan sorulardan biri de mikroiktisatçı biri olarak tarihle irtibatının, tarihçiliğinin nereden çıktığı, nasıl geliştiği meselesi etrafında idi.", İ Kara, Divitçioğlu'nun tarihe dahil oluş tarzı, Derin Tarih, Haz 2022, S 123, 3"
mikrokozmos | Kanısınca bir ilâhî veri (donnee) ydi bu... Ve bütün aşklar gibi, bunun da târif ve ifadesine imkân yoktu. Bununla Cenab-ı Hak, Mikrokozmos denilen madde âleminde insan hayatının devammı sağlıyordu; vatan ve aile sevgileriyle , -ana, baba, kardeş, torun, eş, v.s.- hukukun her çeşidi de ..., | Haydar Berköz, İkinci Ergenekon, 1965, 192
a.
mikrokozmos | Kanısınca bir ilâhî veri (donnee) ydi bu... Ve bütün aşklar gibi, bunun da târif ve ifadesine imkân yoktu. Bununla Cenab-ı Hak, Mikrokozmos denilen madde âleminde insan hayatının devammı sağlıyordu; vatan ve aile sevgileriyle, -ana, baba, kardeş, torun, eş, v.s.- hukukun her çeşidi de ..., | Haydar Berköz, İkinci Ergenekon, 1965, 192
a.
Mikromekanikçi | Hepimizin kolundaki saatte işleyen mekanizmanın ardında koca bir sanayi var ve bizde okulu yok. Bu yüzden meslek liselerimizde mikromekanik* alanında eğitim vermeye başlıyoruz. Artık otomotiv, endüstri, biyoteknoloji, havacılık ve saat sektörü için mikromekanikçilerimiz yetişecek., | Z Selçuk, 31.1.2020, twitter
s.
mikronezya
a.
Mine Kırıkkanat'ın düşlediği ülkenin adı.
"Mikronezya adasının en çok sevdiğim özelliği , tüm dinlerin insan toplulukları üzerindeki ahmaklaştırma etkisini bir çırpıda açıklıyor olması.", M G Kırıkkanat, 6.7.2023, 6"
Mikroorganizma | ...incelendiğinde de dört milyar yıl öncesine ait mikroorganizma fosilleri içerdiğinin anlaşıldığını anlatırdım., | S Dölek, Kirpi, 138
a.
mikroorganizma | Günümüze kadar süren incelemeler sonunda da, bu Mars kayasının üç buçuk milyar yıl öncesine ait mikroorganizma fosilleri içerdiği saptanmış., | S Dölek, Kirpi, 67
a.
mikrop neyin Mikrop falan. | Meg Ryan'a bir bardak suyumuzu bile içiremedik, neme lazım mikrop neyin kaparım diye korktu bizden., | Telesiyej, T, 11.2.2010
Mikrop öldürücü | Antimikrobik. | Ancak, bunları tedavi edici bir ilaç gibi, mikrop öldürücü bir antimikrobik madde gibi sunmak yanlış ve aldatıcı., | K Beşirli, 3.2.2020, Töl vatsappı
s.
mikropluk | Mikropluk yapmadan çalışıyor musun lan? ... Bi numaranı görürsem parçlarım Allama!... Az sonra çıkıyorum benim kabineye su getir., | TAral, SÖ, 9
a.
Mikropsuzlaştırılma | ...mikropsuzlaştırılma, | Büyük lûgat ve ansiklopedi, 1985, C 1, 714
a.
mikroskopikler | Uçaktayken, tâ onbin metre yukarılarda, mesafeler sonsuz bir hızla katedilerek gidilirken; bir katre sudaki mikroskopikler gibi, insanların milyonlarcasını meselâ savaşırlarken tahayyül edersiniz aşağılarda, sanki yoklarmışçasına ve göremeyerek., | NÇınar, T, 22.8.2011
a.
mikrotonal | Avusturyanın başkenti Viyanada Yunus Emre Enstitüsünde (YEE) gitarist Alper Yakın, ayarlanabilir mikrotonal gitarla klasik Türk ve Batı müziği, tasavvuf ve flamenko türlerinden eserlerin yer aldığı konser verdi., Sabah, 20.10.2024, 18
s.
müz.
miks/mix | karma | Mix [division]'te belli oranda kadın kesinlikle sahada olmak zorunda., | GArslan, MCumartesi, 14.7.2012
s.
ing.
miksaj | Sese gelince... bir dizide bugüne kadar uygulanmış en defolu ses-kayıt ve miksajla karşı karşıyaydık-., | Telesiyej, T, 9.2.2012
a.
ing.
mikserlemek | Mikser ile karıştırmak+ | Yumurta ve şekeri iyice mikserleyin ve erimiş ılık margarini ekleyin..., | 9.3.2014, | https://www.google.com.tr/webhp? sourceid=chrome-instant&ion=1&espv=2&ie=UTF-8#q=mikserleyin, 23.8.2014g
f.
miktarımca Kabiliyetimce, birikimimce | Toparlanıp haddime avdet ve söze miktarımca devam edeyim., | HDevrim, R, 23.8.2011
mil | Yafada grevin iptidasından bu güne kadar (Arap hayır cemiyetinin) topladığı para 1956 lira, 751 mildir., Türk Sözü, 22.05.1936, 1
a.
mil taşı
b.a.
Farsça mil: madeni çubuk. + tr. taş-ı
"Bir ufacık mil taşı, dolaşır dağı taşı. (Göz).", S Yurdatap, Karagözün ada sefası, 1975, 22"
Miladileşmek | Sözde Müslümanız lakin hicri değerlerimizden hızla uzaklaşıp, miladileşmeye meylimiz çok daha fazla. 11 Eylül 2018 Salı günü Müslümanların Hicri Yılbaşısı (1 Muharrem 1440) yani Efendimiz (S.A.V)in Mekke'den Medine'ye hicretinin 1440. yılı., | Ahmet Köksel, Rasyonel Haber, 11.9.2018
f.
milatlandırabilmek f. | Türkiye dış politikasında | Yükselen Batı karşıtlığı/Rusya'ya yanaşma diye tarif edilebilecek büyük bir kırılmanın yaşandığı, BB Ahmet Davutoğlu'nun istifasıyla milatlandırılabilecek bir anda müdahaleleri olduğu (Pelikan Bildirisi) ve etkilerini özellikle Medya ile AkParti içinde o günden bu yana yüksettikleri izleniyor., | Cum, 25.4.2017
f.
milatlı | doğumlu, ilk başlangıçlı | Cumhuriyet döneminin ilkokul çocukları her ne kadar resim defterlerinin sayfalarını dikey bir çizgiyle ortadan ikiye ayırarak, Cumhuriyetin öncesi ve sonrasından ibaret olan 1923 milatlı bir dünyanın görsel anlamda bir karşılaştırmasını yapmaya zorlansalar da, Türkiye'nin Batılılaşması, sıklıkla referans verilen 20 ve 30'lardaki devrim sürecine indirgenemeyecek kadar uzun bir zaman dilimine yayılmıştı., | SerdarKaya, | http://derinsular.com/yakin-tarih-2-lale-devri-ve-cumhuriyet/, 16.10.2016g
s.
milföylü | içinde milföy bulunan. | Her hafta Burgazada'da Ergün Pastanesi'nden vişneli milföylü yiyerek diyeti bozuyorum. Lakin buna değiyor. Bu dediğimi bu tatlının tadını bilenler anlar., @saydambey, 08.11.2024, X
s.
milim milim | azıcık azıcık, gıdım gıdım | Erol kendisiyle ilgili arkadaşlarının bir mahrem rüyayı bahane edip delirdi diye konuştuklarını duyduğunda zaten milim milim delirmişti-., | NGenç, isenç, 110
z.
milinit | [Ş]ehrin çeşitli yerlerinde baskınlar yapılmış, iddialara göre değişik mekanlarda depolanmış 148 kilo 'Milinit' adlı patlayıcı malzeme ile Osmanlı Bankası ve Galata Köprüsünü uçurmak üzere kazılmış yer altı tünelleri bulunmuştu., | AHür, T, 10.7.2011
milisievert | çekirdek enerji | Kısa süre içinde 500 milisievertin üzerinde radyasyona maruz kalmak kanser riskini artırıyor., | R, 2.4.2011
a.
militanlaşmak | Militan olmak, militan durumuna girmek | +Laikler en az İslamcılar kadar Batı karşıtı oldular, bu konuda militanlaştılar., | SoliÖzel, HaberT, 1.2.2013
f.
GTS+
militari devlet | siy. Asker/i devleti | Yurttaşlar olarak çok çalışırsak, militari devlet ve polis devleti tanımlaması da bir an önce son bulsun [bulur]., | Ö. Aytaç, T, 5.4.2010
a.
militarizasyon | Lakin Osman Can aynı yazıda toplumun demokratik taleplerinin zayıf ve yetersiz kalması ihtimalini de kayda değer buluyor, –benim paradigma sorunu dediğim– 100 yıllık militarizasyon ve milliyetçilik endoktrinasyonunun yarattığı yanlış bilinç ve ideolojik kirlenmenin yarattığı | sur içine dönüş psikolojisinin varlığını da bir ihtimal olarak yazısına alıyordu. | , | Mesayan, T, 26.3.2012
a.
militarizmler | Bilginin yerine ucuzuna yöntemlerle duyguyu koymaları, militarizmlerini doktrinlere yaslamadan, bu ülkenin canına okumalarına yetmiştir., | NÇınar, T, 29.8.2011
a.
milivoltluk | Kardiyoloji Uzmanı Dr. Mustafa Kemal Erol ise | Teorik olarak 12 milivoltluk bir elektrik kalbe direkt verilmediği sürece böyle bir sonucun olması muhtemel değil., | M, 24.6.2015
a.
Millerce | kara görünmüyordu yokluğumuzda / kara çok uzakta / sahiller millerce., | M Mungan, Yaz geçer, 1992, 52
z.
millet
Millet kelimesini dinî değil siyasî bir manada istimal eden Büyük Reşid Paşa, şehid Midhat Paşalar, e'âzım-ı siyasiyyûnumuz, Şinasi, Kemal, Ziya Paşa gibi üdebâmız hep hata etmiş de yalnız Mahmud Esad Efendi hazretleri mi doğru söylemiş? Bunlar da avam mı?
millet meclisi | Çocuklar, biz Osmanlıların en büyük bir meclisimiz vardır ki adına Meclisi Mebusan – yahut- Millet Meclisi denir. Bu mecliste Müslümandan, Rumdan, Ermeniden, Yahudiden hasıl cümle Osmanlılardan üç yüze yakın aza vardır. (Müstecabizade İsmet, Rehber-i İttihad, 1909: 11)
a.
milletçek milletle birlikte | Milletçek Sonra bom! zat ! çort! buuuum! o | happeninge maruz bırakıldık milletçek. | , | PMağden, T, 6.9.2011
Milletdaş / millettaş | Bahtiyar addolunmasın mı o insan ki, gaybubeti milletdaşı olmayan insanları da müteessir eder? , | M Naci, 1969, 20
a.
milletdaş millettaş | 1. aynı milletten olanlardan her biri 2. Aynı dinden olanların her biri, dindaş | Bahtiyar sayılmasın mı o insan ki, kaybı millettaşı olmayan insanları da üzer? , | MNaci/OSevim, 21 | Türklerin hariçten kendi içlerine gönüllü bir tek 'milletdaş' celbedecek böyle ehemmiyetsiz kayışçıkları bile olmadığını düşündüm., | ÖSeyfettin, BirKayışınTesiri, ZamanG, 13.2.1335/1919
s.a.
TDK++
milletleştirilmek
f.
"8-Nogayların, Çerkes adı altında milletleştirilmeye çalışılan dilleri ve ırkları birbirinden tamamen farklı diğer Kafkasyalı topluluklarla uzaktan yakından hiçbir ilgisi yoktur. Geneli açık tenli ve renkli gözlü olan Nogaylar öz be öz Türk'türler.", @KoktenNecattin, 21.4.2024, X"
milletlik | millet olma hali | Bu zorunluluk, Türkün 'ümmet'lik yani, 'din kardeşliği' bilincinden, milletlik yani 'ulus kardeşliği' bilincine geçerek kendi ulusal değerini bilecek bir düşünce düzeyine ulaşmasıyla kendini daha da güçlü olarak duyuracak ve Türk devletinin kamusal dili de arı ve duru Türkçe olacaktır., | HVVelidedeoğlu, 1961AD, 29
a.
milletsel
s.
"Türkçeyle yazılmış bir metni kelime karşılığı olarak onlarca farklı dile çevirebilirsiniz ama sözcüklerin taşıdığı duyguları asla çeviremezsiniz. Duygular milletseldir ve çevrilmez.", Gülden Kalın, Değer, Y 7, Mar 2021, S 87, 50"
milletsever | Millet içinde ortaya çıkan milletsever halk şairleri bu kahramanların hayat hikâyelerini şiirle dile getirirler/yüceltirler, onlar hakkında destanlar yazarlar. Bu suretle kahraman, milletin mukaddesat hazinesinde yer alır (Arsal 1979: 80-81)., | NErgan, 2016
s.
milli korunma mahkemesi | Yemişte Hamayak isimli bir tacirin mazot ve makine yağı ihtikarı yapmaktan İstanbul Birinci Milli Korunma mahkemesinde muhakemesine başlanmıştır., | Cm, 8.9.1942, 2
a.
milli park | Mevzuatımızda ilk defa milli park kavramı, 1956 yılında çıkarılan 6831 Sayılı Kanunda yer almıştır ki bu kanunun da adı Orman Kanunu'dur. Ülkemizin ilk milli parkı, 1958 yılında ve | Yozgat Çamlığı Milli Parkı adıyla kurulmuştur ve kuran idarenin adı Orman Genel Müdürlüğü'dür., | KenanOk, fuarhabercisi.net, 6.5.2013
a.
millik -ği
a.
mil birikintisi, milin bol olduğu yer.
tr. mil-lik
"Cebel köylüleri, her yıl sel sonu topluca milliğe gelerek, kavun karpuz eker giderler. Yörenin en iri, en ballı karpuzları o milliklerde yetişir", O Şahin, Bütün Öyküleri II, 74 "
millilik | Yahya Kemal, söz konusu portrede, Ali Kemal'in yakışıklılığından, sportmenliğinden, güzel gülüşünden, eski şiire vukufundan, Türkçeyi kullanmadaki maharetinden, rahat, hızlı ve hatasız yazışından övgüyle söz eder. Onun hiç anlamadığı tarafı, | millîliklerimize birçok milliyetperverlerden fazla âşina olan bu adamın kendini nefsaniyetinin galeyanlarına kaptırarak Türk milliyetperverliğinden nefret etmesidir., | YahyaKemal/BAyvazoğlu, KararG, 29.9.2016
a.
milliyet
milliyetçi
milliyetçileşme | Elbette ki, milliyetçileşmeleri olumlamıyorum., | NÇınar, T, 17.1.2011
a.
milliyetçileşmek
milliyetçilik
milliyetsizlik | Çünkü bunlar milliyetsizlik mikroplarının yer yer kemirerek tahrip ettiği, içinden çürümüş birer vücuttur (Arsal 1979: 195-196)., | NErgan, 2016
a.
milos | değirmen küçük bir çeşme, karşılıklı iki kahve. Birinin adı milos (değirmen)., | HBerktay, T, 22.3.2012
yun.
milyoncuk azca | Yüz milyoncuk istedik baba! Senin gibi koskoca bir Baba için çok mu? , | NGüreli, SO, 92
mim | Filmin son sahnesinde aynı parkta iki mim sanatçısı hayali top ve raketlerle tenis oynamaktadır., | EÖzkök, H, 27.6.2013
a.
mim | Filmin son sahnesinde aynı parkta iki mim sanatçısı hayali top ve raketlerle tenis oynamaktadır., | EÖzkök, H, 27.6.2013 | Mim, bir şeyi mim ettiği sürece, model ise mim edildiği sürece kendilerini var edebilirler. Kısacası, mim aynı anda hem üreten, hem üretilen hem de üretimdir., | ÖzgürÖzakın, 27.3.2006, | http://www.kaosgl.com/sayfa.phpid=21, 13.2.2015g
a.
mim | Mim, bir şeyi mim ettiği sürece, model ise mim edildiği sürece kendilerini var edebilirler. Kısacası, mim aynı anda hem üreten, hem üretilen hem de üretimdir., | ÖzgürÖzakın, 27.3.2006, | http://www.kaosgl.com/sayfa.phpid=21, 13.2.2015g
a.
mim duası | Kaşlarına Mim Duvası Yazılır / Cemaline Türlü Benler Dizilir / Seni Sevmeyenler Haktan Üzülür/ Pir Balım Sultana Benzersin Durnam, Dedem oğlu, Gitme Durnam Gitme (Kırklar Semahı), Tercan
b.a.
Mimarca | 1. Mimar tarafından | Projenin bir başka mimarca uygulanması halinde ortaya çıkan yapı ise, mimari fikir ve tasarım merkezinde ustaya ait olsa bile, aslında inşaatı yürüten kalfanın mimari kaabiliyet ve sezgisi ile orantılı oluyordu., | Boğaziçi ÜniversitesiD: Humanitar bilimler, 1973, ? 2. Mimar anlayışı, mimara yakışan. | Tarihsel yapıların iç görünümlerine eğilen düzenlerinde bu mimarca duyuşun, mimarca yorumlayan pek özgün tadlarına varmak mümkündür., | S Tansuğ, Beş gerçekçi Türk ressamı, 1976, ?
mimari
Finansal mimari nebati.
mimessis | Temsil | En azından sanat konusunda, bir noktayı belirleyelim: Batı sanatının hâkim düşüncesi temsil (mimesis) idi., | LYılmaz, T, 8.2.2012
a.
mimetik | Galiba, şiddetin mimetik olduğunu düşünmek daha doğru olur tarihsel açıdan., | LeventYılmaz, T, 29.2.2012
s.
Mimiksiz | duygularını, düşüncelerini belirtmeyen bir halde. | Sylvester Stallone kadar olmasa bile ben de 'mimiksiz' sayılabilirim., | M Y Yılmaz, Hr, 19.8.2018
z.
TDK-
Mimiksiz | Sylvester Stallone kadar olmasa bile ben de 'mimiksiz' sayılabilirim., | M Y Yılmaz, Hr, 19.8.2018
s.
TDK-
mimlemeç | Altıncı giriş: Gizlemli* kelimelerin nevileri, sınıfları; ve her birinin halleri, hükümleri ki iki neviden ibarettir. Yedinci giriş: Mimlemeç isimlerin nevileri ve hükümleri., | AÜElöve, Mıkyasüllisan ve Kıstasülbeyan, İstanbul 1942, 43
a.
mimlik | mim olma hali | Bu eylemden sonra ne yılan yılandır, ne ölüm ölümdür, ne de mim mimdir; süreç içinde ister istemez yılanın yılanlıktan, ölümün ölümlükten, mimin mimlikten kaçan tarafları da ortaya çıkar./ Toplumsal arenadaki temsiliyet mevcut yapıyı daha da güçlendiren GLTB kimliklerinin temsiliyeti üzerinden değil, kimliklerin kurgusallığını, çoğulluğunu ve değişkenliğini garantileyen mimliğin ve aktörlüğün ön plana çıkarıldığı eylemler üzerinden yeniden düşünülebilir., | ÖzgürÖzakın, 27.3.2006, | http://www.kaosgl.com/sayfa.phpid=21, 13.2.2015g
a.
min | Fr miniskül küçük harf Maj-min yapmak | İçerik hep büyük harfti (yani internet dilinde bağırıyordu) ama ben maj-min yapıp | normalleştirdim:, | HBerktay, T, 6.9.2012
kıs.a.
minâ | Alışmış kaşların var mı karası / Ala idi gözlerinin minası / Kocaldın mı on beş yılın sunası / Yok mudur takatin hallerin hani, | KağızmanlıHıfzı, EGŞA, 81
a.
minalanmak | gezip tozup etrafı seyran etmek* | Gayet müşküllüdür Sinan'ın hali / Odana döşenmiş Pakistan şali / Hindistan sergisi Horasan hali / Gerdan yaylasında minalanırsın.// Ah ile geçirdim ben de bu çağı / Oydu bu sinemi aşkın bıçağı / Çıkıp dolanmadım bahçeyi bağı / Serin yaylalarda minalanmadım., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 114//114 | Mahperi gurbette geçirdi çağı. / Oydu bu sinemi aşkın bıçağı. / Sensiz dolanmadım, bahçeyi bağı. / Güllü bahçelerde minalanmadım., | ÜKaftancıoğlu, KöroğluKolları, İstanbul 1974, 332
f.
minareli
s.
minaresi olan.
minder tuhafı | Minder komiği. Minder üzerinde oturarak takltli hikayeler anlatan meddah E. Günaydın. 2 eki 08 TRT 2 erkan minderi | Câ-be-câ içi yün dolu erkan minderleri., | ARasim, Asker oğlu, 41
a.
minderli | minderi olan. | içi minderli sepetler su tasları, | MG, 66
s.
minderlik | minder? + tr. -lik minder konulan yer, kerevet? | Genç adam, sobanın yanındaki minderliğe oturdu. | -Etmez işte... Belki sen, onları sermayesiz bile aldın? Satıcı külhanbey, irkilmişti: -Yaniya, nasıl ki sermayesiz? , | CUçuk, CB, 137
a.
mine
a.
"Enginde yavaş yavaş günün minesi bozuldu. / Derdim bana arkadaş, bugün de akşam oldu, / Gölgeler indi suya, kuşlar vardı uykuya, / Gurbeti duya duya bugün de akşam oldu. / Su uyur fısıldaşır, gider yare ulaşır. / Yolcu yolda yaraşır bugün de akşam oldu.", 3.6.2024+"
minecikler | çoğ. Mine çiçekleri. | Bu mecmuanın ondan sonra tek sayısını dahi görmedim. Anneciğim, bu mecmuadan bir şiiri, kendine göre bestelemiş, yanık ve içli bir sesle söylerdi. Bir tek mısraı aklımda kalmış: 'Yerde açmış minecikler gözlerinin rengidir.' Annem bunu söyler, söylerken de ağlardı., B S Kunt, EK, 1953, 71
a.
minelenmek | İlahi bir adasın yoktur dünyada eşin; / Mavi sular üstüne minelenmiş sedefsin./ Solmayan çiçeklerin, bol ışıklı güneşin; / Gönülleri büyüleyen, füsun dolu bir yersin..., | T Baykara, 1987, 15
f.
minelenmek | Mehtâb mı hâlelendi / Sular mı minelendi / İnce yüzlü çiçeğim / Solmadan zedelendi., güfte Yıldız Hanım, beste Sadettin Kaynak
f.
mineralli
s.
mineralli | içinde mineral bulunan şey | Abant mineralli su, | 6.4.2016g
s.
minez | seciye | Mesela 2 İkincikânun [Ocak]1935 tarihli Cumhuriyet gazetesinin birinci sayfasında Feyzullah Sacit Ülkü imzasıyla yayımlanan | Değişim Uzu: Uzun Minezi ve Yumuşları adlı uzun | koşuğ şöyle başlar:, | BAyvazoğlu, Z, 26.1.2012
a.
mini | kısacık etek mini etekten kısalma | Kızın miniler giyer üzer bildiğin gibi, | OsmanErdem, 57
a.
mini | mini-van | 100 kilometre hızla giderken mini-van'ın lastiği patladı..., | CSemercioğlu, Kelebek, 25.9.2014
s.a.
minik kuşluk –ğu | Kırk uzun yıl Aydınlık Gazetesi'ne belgeler taşıyan Ünal İnanç'tır! Şu Emin Çölaşan'ın meşhur 'minik kuşu'! Kılıçdaroğlu'na da 'minik kuşluk' yaptığı haberleri çıkmıştır!, | Nihat Genç, 2.09.2024, X
b.a.
miniksel | minik gibice | ispanyoletleri inik vernik evinin / panjurları serin serin örtük gölge / içerde miniksel peri pıtırtıları, | EceAyhan/Rİmrahor, UŞA, 60
s.
miniksiz
s.
mavi gözlü kimse.
"Gem gemi-durnam / Kemiksiz durnam, / Min mini durnam / Miniksiz durnam. (BİT)",D A Emir, Mâniler, bilmeceler, 1993, 65"
minili | Mini etekli | Yıllarca, Miami'lerde filan, minili kızların yolunu kese kese sorduğu hiçbir anlam içermeyen (ya da bizi aşan anlamlar içeren) sorularla,-., | PMağden, T, 10.8.2014
s.
minili | Mini etekli | Yıllarca, Miami'lerde filan, minili kızların yolunu kese kese sorduğu hiçbir anlam içermeyen (ya da bizi aşan anlamlar içeren) sorularla,-., | PMağden, T, 10.8.2014
s.
minimalist
s.
küçükçü.
ing.
"... minimalist " ve emsâli gibi kuyruklar takan bazı partiler ortaya çıkıp , sağda solda ufak tefek başarılar elde ettilerse de , sonunda iktidarı yine komünizme yol açan "işçi ve erler" teşkilâtlarına terke mecbur kaldılar.", Türk Kültürü, 1962, S ?, 29"
minimalist | Resim, minyatür sanatçısı, mücevher tasarımcısı Hasan Kale de minimalist dünyasında sanatseverleri hayatın ayrı dingin kuytuluklarına davet ediyor., | SonerCan, StarPazar, 3.1.2016
s.
minimalizim | Minimalizm, aynı zamanda hayatı manasızca tüketmemek., | SonerCan, StarPazar, 3.1.2016
a.
Minimini | Bu minimini yeşil mevcudiyetler bile içlerinde bu kadar kuvvetli bir mücadele mukavemet kabiliyeti taşırlarken, kendisinin karanlık düşüncelere dalması doğru olamazdı., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 181
s.
minimize etmek | İşte biz bunu minimize etmenin mücadelesini, bedeli ne olursa olsun vereceğiz ve bunu sürdüreceğiz, | RTE, R, 20.7.2011
f.
minimize etmek | İşte biz bunu minimize etmenin mücadelesini, bedeli ne olursa olsun vereceğiz ve bunu sürdüreceğiz., | RTErdoğan, R, 20.7.2011
ministro
a.
nazır, vekil, bakan.
fr.
Sahak Paşa Abro, Avrupa'da Meşhûr Ministroların Tercüme-i Hâlleri, 1855
miniş
"Elinin ayasıyla sildi ağzını. Kuyruğunu sallayarak ağzının içine bakan Miniş'in [köpeğin] önüne de peynir topaklarından birini atıverdi. Minişçik, kulaklarını kısarak, gözlerini sevinçle açarak, ön ayaklarının arasına aldığı peyniri iştahla yedi", O Şahin, Bütün Öyküleri II, 78"
miniş | mini+ş küçültme ve sevgi bildirme ekinden. sevimli minik şey 2. Küçük ve sevimli hayvan figürlü oyuncak. 30.7.2011 ADGedikli
a.
minişim sevgi sözü | Minişim sana Arapça konuşan kurmalı Elvis Presley ikonu aldım., | E. Elönü, StarPazar, 4.4.2010
minnet | minnet vurmak –e deyim sitem etmek, serzenişte bulunmak; suçlu çıkarmak* | Bülbül ötmez, gül bitmez./ Yıkılsın böyle bağlar, deyince gelin anladı ki kaynatam bana minnet vurdu./Bu defa da köle tüccarı minnet vurmaya başladı. –Yahu! Sen ne uğursuz insansın. Bak ki satılıyor musun, dedi., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 34/103
ar.
minnoş ünlem. | 1. Küçük ve sevimli kimselere söylenen bir seslenme sözü. 2. köpek | Bu zavallı klavye delikanlısına ve kerameti kendinden menkul, dün küfrettiğine bugün | yanaşma olan great great minnoşlara, namuslu adamların vicdanlarından başka mahkemelerinin olmayacağını söylemenin bir anlamı olur mu bilmem., | STunalı, T, 29.9.2011
minnoşluk | kedi sevimliliği | Hayvanseverlerin Her Yerinden Fışkıran 11 Minnoşluk, | @hicnesesiyokk, twitter, 22.5.2016
a.
minotor | Yunan mitolojisinde yarı insan-yarı boğa olarak kabul edilen efsanevi yaratık. ÖSGedikli 3.4.2016
a.
minör | küçük | Leviathan'ı okudunuz mu? Her bir unsuru bir sosyal-minör canlı organizma
s.
mintakslamak | Ne yazık ki devletin mintakslamasından geriye, bugün 40 bin olarak telaffuz ettiğimiz insan ölüsünden başka bir şey kalmadı., | DOray, T, 24.3.2012
f.
Mintancılık ğı | Kaçtım ordan terzi yanına girdim / Şimdi [k]alfa oldum mintancılıkta.
a.
minüskül | Küçük harf. | Bilindiği gibi, telgraf dilinde müjüskül yoktur... Hep minüskül yazılır..., Ş N Berker, Matbuat Hazretleri, 1953, 67
a.
fr.
miraç eylemek | Gökyüzüne ağmak, miraca çıkmak. | Hayyam Gibi Bana mey kâsesini çok görme / O ki bâlim uçarım bâlimle / Çıkarır ruhumu miraç eyler: / İstişare ederim hâlimle, Abidin Uyar, Hicivler Tepkiler, 1960, 21
b.f.
Miraçlama | Cuş havalarının bitiminde doğuda dede zamahı, baba samahı, pir samahı, Muhammet Miraçtan indi samahı, batıda ise kısaca 'miraçlama' adı verilen kısa bir samah var., | Folklor ve etnoğrafya araştırmaları, 1984, 42
a.
miraçlamak | Damla damla ıslanırken acziyetin kollarında bir 'amin'le taçlandırıp miraçlamak istiyorum bir duayı. Bir dua ki gecemde, yağmurla birlikte ve ellerim açık göğe; 'Rabbim! Ben senin bana indireceğin hayra öylesine muhtacım ki..., Secde EdebiyatD, 15.1.2011, | http://edebiyatdergi.secdegulleri.net/2011/01/15/yine-aksam-yine-gurbet-yine-basimda-efkar/, 9.4.2019g
f.
miras
a.
kalıt.
ar.
"Anneannem derdi ki saç ile diş insana miras değildir.", Balkandan biri, 9.12.2023"
mirasçı | varis, | Kavganın çıkmasına sebep olan bağı ise mirasçılar ekip biçecekler., | MYağmur, 1957, 19
a.
miraslanmak | Guéant'ın lafları, | Güneş Kral hikâyesi çok tanıdık değil mi? | Ben ki... diye hitaba başlayan, neredeyse | bu dünyaları ben yarattım diyerek bitiren Osmanlı padişahlarından miraslanan Türk jakobenlerinden, Cumhuriyet mitingcilerinden, 28 Şubat kafalılardan, yeminli din düşmanlarından ne kadar çok duyduk buna benzer lafları..., | FKentel, T, 18.2.2012 | Başka koordinatlarda doğmuş olsaydım, yine, başka kodlanmış ülkü, inanç, taam ve libas ve miraslandığımız huylarım olmayacak mıydı? ... ey, nerede kaldı şimdi ''ben''..? , | TuranBozkurt, 9.1.2013 eposta
f.
Mirav su yollarına bakan kimse, su yolcu | Geçen gün gördüm, bir CHP aday adayı hükümet suyu yönetemiyor demiş, ah benim çevrecim dedim. Talip olduğun şeye bak: miravlık., | Fevzi Özlüer, 20.3.2015, twitter, 26.11.2019 | Şimdi Ahmet'in [Ahmet Aygün] tezini okuyordum. İthaflardan biri; 'Kayseri'de 30 yıl miravlık yapmış dedesine'. Mirav, su yollarına bakan kimse, su yolcu demekmiş. Tezinin konusu ise; 'Kırkçeşme ve Taksim Su Yollarına Ait Anıtsal Yapıların Belgelenmesi ve Koruma Önerisi'. Armut dibine düşmüş., | Seda Özen Bilgili, 26.11.2019, twitter
Miravlık –ğı | Geçen gün gördüm, bir CHP aday adayı hükümet suyu yönetemiyor demiş, ah benim çevrecim dedim. Talip olduğun şeye bak: miravlık., | Fevzi Özlüer, 20.3.2015, twitter, 26.11.2019
a.
mirek | Kürtçe prens. | Safevi Devletine karşı Kürt mirekleri (prens) Osmanlıların yanında mücadele vererek Safevileri mağlup edinceye kadar birlikte hareket ettiler., | Abdulilah Fırat, T, 10.10.2011
a.
mirîşk | kürd tavuk | Bunun üzerine dişi teröristlerin isyanı, telsiz konuşmalarına yansıdı: 'Siz korkak birer mirîşksiniz (tavuk)', | M, 31.3.2012
a.
mirket | Afrikaya özgü bir gelincik türü | Afrikaya özgü bir gelincik türü olan ve oyunculukları ile tanınan mirketler, 2011 takvimi için ilham kaynağı oldu., | Milliyet, 29.10.2010
a.
mirlik | emirlik, beylik | 19. Yüzyıl boyunca imparatorluğun farklı bölgelerinde güçlenen ayan* ve kürdistanda mirlikler yok edildi., | CAktar, T, 9.4.2013
a.
mirtlemek
f.
Kırşehir. hareketlenmek, kıpırdamak*
"TDK- "Ali ağabey haydi bir Almanca konuş. Konuş, konuş da ben anlayım. Ali toparlandı: -Sus ulan, mirtleyip durma. İyice bir anlayıp dinleyelim. / Ömer yerinden mirtlendi: -Tombul teyzeyi kandırdık hehe!... ", H Kıyafet, 1981,16/24"
mirtlemek | Kırşehir hareketlenmek, kıpırdamak* | Ali ağabey haydi bir Almanca konuş. Konuş, konuş da ben anlayım. Ali toparlandı: -Sus ulan, mirtleyip durma. İyice bir anlayıp dinleyelim./Ömer yerinden mirtlendi: -Tombul teyzeyi kandırdık hehe!..., | HKıyafet, 1981,, | HKıyafet, 1981,16/24
f.
TDK-
mirtlenmek
f.
Kırşehir. hareketlenmek, kıpırdamak*
"TDK- "Ali ağabey haydi bir Almanca konuş. Konuş, konuş da ben anlayım. Ali toparlandı: -Sus ulan, mirtleyip durma. İyice bir anlayıp dinleyelim. / Ömer yerinden mirtlendi: -Tombul teyzeyi kandırdık hehe!... ", H Kıyafet, 1981,16/24"
mirülümera
a.
beylerbeyi,
" Önce adı: Abdüssamedan paşa. Paşalığı Abdülhamid devrinin böyle sıcak iklim ve çöl aşırı diyarlarda mülkiye âmirliği eden yarı yerli ricaline verilen ve büyük şehirlerde, hele İstanbul'da esamesi okunmayan paşalıklardan, yani mirülümera payesi. Ama "paşa" işte, müşirler, vezirler gibi unvan, bedeviler ve aşiret reisleri üzerinde tesir yapsın sözü dinlensin diye tevcih olunmuştur. 71"
mis
a.
misk gibi'den kısalmayla mis. 1. Temiz ve güzel kokulu, misk gibi. 2. Çok iyi, mükemmel.
ar. misk’ten Çok güzel kokulu madde, misk.
“Bu işlemi yapmak onun için çok kolay olurdu elbet. Bir an önce de atardı dertleri yanı başımdaki suyun akışına… Su nasıl temizler. Oh mis! Akıp giderdi.”, Emine Atasay, Barbar D, Mart 2019, S XXXII, 34
misafir | musafir konuk, konak misafir inmek deyim konuk gelmek, konuk olmak | Çekil bu gölgeli yolda gezinme, / Bahar bakışların yine pek sarhoş. / Yanılıp gönlüme misafir inme. / Kapısı kilitli, mihrabı bomboş., | HNZorlutuna, EGŞA, 260
ar.
misafir kısmetini de beraber getirir
kalıp söz.
"Adam: 'Misafir kısmetini de beraber getirir derler' dedi. 'Sizinkinden önce çaldığım kapılarda ya açmadılar, ya da Allah versin dediler. siz kalbi temiz eli açık insanlarsınız.", İ F Ceylan, Bir Garip Adam, 2002, 45-46"
misafir umduğunu değil bulduğunu yer
"Babam: 'Efendi, buyur,' dedi. 'Misafir umduğunu değil, bulduğunu yermiş. Siz yoksulluk zamanımıza denk geldiniz. Artık kusurumuza bakmayın.'.", İ F Ceylan, Bir Garip Adam, 2002, 41"
Misafirlik -ği | Bu türden derlemelerde, yayımlarda genellikle şu hatalar yapıldığı görülmektedir: | 1. Atasözü veya deyim olmayan söz varlıklarına yer verilmesi 2. Atasözünü deyim, deyimi atasözü gösterme, yanlış misafirlikler., | Nail Tan, TürkDiliD, ocak 2019, 96
a.
misafirsever
b.s.
konuksever.
ar. + tr. sever
"Çok misafirsever olan Doğulu en lüzumsuz ve en orta halli bir ziyaretçiyi bile en büyük bir sıcaklıkla karşılamayı vazife sayar, fakat gecenin bu saatinde bilinmeyen birine kapıyı açmak da ihtiyatsızlık olmaz mı?", 1954, 11"
misâk-nâme | sözleşme, antlaşma, bağlaşma. | Rodos şövalyelerinin kendisine gönderdiği | misâk-nâmenin her şeyden önce bir | güvenli geçiş belgesi (salukondud) olması da bu noktayı doğruluyor. Ne var ki hiçbir şey planlandığı gibi gitmedi. Vâkı'at'dan izleyelim. | , | Hakan Erdem, KararG, 30.12.2018
a.
misallendirici | Tıpkı Nâzım Hikmet'i, 'haptetmek' dedikleri şekilde süt dökmüş kediye çeviren Emin Âli nüktesine eş, Burhan Âsaf'ı da, Ankara'nın güya Bâbıâlisini misallendirici Ulus gazetesinde Yahya Kemâl, basit bir espriyle o türlü yere çalmıştır ki, keyfine doyulamaz., | N F Kısakürek, Babıali, 2014, ?
s.
miserable | sefil | Halleri o kadar miserable ki yurtta ve dünyada tek adam diktatörlüğüyle suçladıkları Başbakan'ı partisi içindeki muhalif seslere karşı 'olur mu böyle olur mu? ' marşlarıyla kışkırtmakta bir beis görmemekteler., | YOğur, T, 13.12.2011
s.
ing.
misillenmek | Katlanmak. | Yazılan yazılara ve bilhassa tercüme kitaplara suiniyet pertavsızı ile bakılacak olursa yanlışlar misillenir., | Şakir Berki, Roma hukuku tenkidi dolayısiyle, AÜHFD, ? , ? , 275
f.
Misinalı | Şöhreto yanlarına geldiğinde abisi onu 'Sakın ağların üstünde dolaşma, misinalı sepete elini sokma. Oltalar elini cız eder, parmağını koparır,' diye korkuturdu., | B Ö Koparanoğlu, Karşı kıyılarda bodruma, 2006, 265
s.
misir I | karadenizde mısır, lazut
a.
misir II Tutak hindi
misirğa Konya hindi bk. Culuk
misirlik -ği | mısır ekilmiş tarla. | bir misirlikten çıkmış peştemal / ben onu görmeden un taşıyorum, | YMiraç, 1981, 12
a.
Misket limonu a.
Misketleriyle oyalandığım avaraların yalancısıyım ben
miskinane | Burada maznun sandalyesinde huzur-ı celilenizde miskinane oturan, fakat isyan günlerinde her bir zehirli bir yılan, dalayıcı* bir çıbandan başka bir şeyh olmayan bu melunlar toplanılan yüzlerce ve binlerce âsi, pür-heyecan cepheye gitmek üzere Piraliyan tarafında saldırırken, bu vaziyet-i vahşiyane karşısında hakaret ve tecavüz altında inlemekte bulunan bendenize iki müsellah şahıs gelip camiye gitmekliğimizi söylediler. | , | Şeyh Said Mahkemesi, 475
z.
miskinletmek | miskin hale koymak | daha meyhaneler bitmedi şişeler bitmedi / insanı uyuşturan uyuzlatan sersemleten miskinleten / radyolar programlar söylevler gazeteler bitmedi, | NBüyüm, 1968, 30
f.
GTS-
mismil | mısmıl. Murdar/mundar zıddı. eti yenir, murdar olmayan | -A aaaa! Mundar hayvanı nasıl da kucaklıyor!... Yüzüne yüzüne nasıl da değdiriyor! Mismil olsa neyse, demişti., | ACılga, Sıpanın, 36
s.
miso | Probiyotik zengini besinler arasında ... miso, tempeh gibi besinler vardır., | M Öz, HrPzr, 24.06.2018
a.
mister | bay. | Mister Whyte, Reuter ajansının Türkiye mümessili..., Ş N Berker, Matbuat Hazretleri, 1953, 58 | Hiç şüphesiz mister Pinkerton., | Şoför Jimi, çev. ElifSsin, 1335, 14
a.
mistifikasyon | Mistikleştirme | [K]emalist ideolojinin yurt sathında oluşturduğu mistifikasyonun toplumsal etkileri üzerine çarpıcı gözlem ve tespitleri var., | , | CAktaş, T, 20.2.2012
a.
mistikleştirme | O değil de gezi olaylarından sonra olanlar daha ilginç. Tam bir mistikleştirme durumu söz konusu., | AUysal, 16.2.2014
a.
mistikleştirmek
f.
mistik hale sokmak.
fr. mystique + tr.-leş-tir-
"... ıstılahlarla sahnede görünmek isteyişi hep o "edebî hüviyetîni maskeleyerek mistikleştirmek ve korumak kaygısındandır.", Kemal Sülker, Nâzım Hikmetʼin polemikleri, 1968, 99"
mistir | Mister: bay. | Mistir Davenport'un Peygamber Efendimizi ve Kur'an-ı Kerîmi mevzuu bahis ederek batı âleminin taassubunun dinimiz ve Peygamberimiz hakkında uydurdukları hurafeleri, isnad ettikleri fenalıkları red edip çürüten bu eser bir asırdan evvel Londra'da yayılmıştı, ondan sonra nüshaları İngiltere ve Avrupa kitaplıklarında bile bulunamamıştı., M E Şahin, Hazret-i Muhammed ve Kur'an-ı Kerim, Sönmez D, May Haz 1971, Y 8, S 70-71, 23
ing.
mistral | angela nanetti, çev: Nilüfer dalay, günışığı kitaplığı, TarafKitap, ekim2014
a.
misyonculuk -ğu | Evet, ütopya güzellemesinin merkezinde, ne dersek diyelim çoğunluğun gündelik isteklerini ve yaşantı ufkunu küçümseyen bir misyonculuk vardır., | GÖzaltınlı, T, 20.12.2012
a.
misyonlaştırılmak | belli bir misyon kazandırılmak | Özellikle 17/25 aralıktan sonrası, kapatılan üniversitelere, özellikle hukuk fakültesine gönderilen öğrenci misyonlaştırılmıştır, | ASözüer, eposta, 31.7.2016g
f.
mişere | Harput bk. maşara/maşala Erzurum | Mişereleri ayaklamayınız, | 17.8.2013 Maşala/maşara, bostanlarda ekili mahsülün birbirinden ayrılması ve ayrıca kolay sulanması için alanın halı büyüklüğünde küçük bölmelere ayrılmasıdır. Daha doğrusu bu bölümlerden her biridir. Mesela ev bostanında fasulye, ıspanak bir iki maşara ekilir, ama maydanozun veya terenin yarım maşaralık bir yere ekilmesi kafidir. Fazlası yer israfıdır, tüketimi azdır çünkü., | ŞAbak, 19.8.2013eposta
a.
mişgal
a.
işgal mişgalden mişgal.
"Çok şükür, şimdi işgal yok. Ama belli bir 'mişgal' var ki, iktidar sahipleri milletimizi 'beka tehdidi' ile korkutuyorlar, Ahmet Tan, Cm, 19.5.2019"
mişgal | işgalin ikilemesi | Çok şükür, şimdi işgal yok. Ama belli bir 'mişgal' var ki, iktidar sahipleri milletimizi 'beka tehdidi' ile korkutuyorlar., | Ahmet Tan, Cum, 19.5.2019
a.
mişli | Aşık Çatak çeker acı / Ölüm haktır rbaşım tacı / Acizim halime acı / Mişli çıkarsam ağlarım., | Develili, 64
s.
mişmiş | kayısı | Gece mişmiş/kaysı bekleyen, Hacı/Haci adlı bir delikanlı öldürülüyor, kim bilir ne sebebe..., | CÜHasannebioğlu, HeceTaşları, 17, 12.7.2016g
a.
mişvar | Lâkin giyiminden kuşamından, konuşma tarzından, eskilerin tabiriyle tarz u mişvarından ilk bakışta bunu çıkarmak zordu. Sade, telaşsız, halktan biri gibi yaşardı. Hakiki derviş gibi... | , | İ Kara, Dost bir göze âşinalık dedikleri, Dergâh, | 348, Şubat 2019
s.a.
MİT | Milli İstihbarat Teşkilatı
kıs.
Mitari | Uy mitari bacaklı, uuy gidi de gelmeyesi-güzel ve küçük doz beddua. Hem de yüksek sesle okunursa âhenkli. Asabımız bozulunca deşarj olmaya yarar. Sağ olsun Karadenizli vatandaşlar. Böyle soft beddualar da üretiyorlar., | Hüsrev Hatemi, tivitır, 5.9.2019
a.
Mitbilim | mitoloji | Kültürlerde şahmeran: kıyıda köşede şahmeran kültür izleri Mitbil-im kitapları, | Tankut Sözeri, yayıncı İm Yayın Tasarım, 2000, 278 sayfa.
a.
MİTçi | Milli istihbarat teşkilatı mensubuHande Soner GÜREL Tamer ERKİNER ANKARA ÖZAL-Bush görüşme tutanaklarını Dışişleri Bakanlığından dışarı sızdırdığı iddiasıyla yargılanan Hande Şevkat Mumcu'nun emniyet sorgusuna eski MlT'çi ve-., | M, 26.5.1990
a.
mite | bkz. akar II | Toz akarı (mite) tetiklediği hastalıklar arasında; astım, egzama ve alerjik hastalıklar vardır., | istanbulilaclama.wordpress.com, 12.11.2011
a.
mitil | yatak yorgan | ...o zaman seçim gününe kadar İstanbulda bulunacağım, karargâhımızı İstanbulda kuracağım. Yani İstanbula mitili (yatak yorgan) atacağım., | D Bahçeli, Hr, 6.5.2019, 18
a.
mitil | yun? | 1. Yüz geçirilmemiş yorgan, şilte, minder, yatak. 2. Yatak kılıfı. 3. Yorgan astarı. 4. Çok eskimiş, paçavra durumuna gelmiş yatak, yorgan, giysi vb. 5. minder, yatak, yastık doldurmaya yarayan kırpıntı 6. giysi astarı 8. Antakya dövülerek yassılatılmış et 9. Bolvadin Koyunların ciğerinde sulu kabarcıklarla beliren hastalık, kelebek hastalığı 10. Ankara, Aydın, Burdur, Denizli tıpkı, tastamam | Burnu sümüklü, gözleri çapaklı, mitil urbalı birisi karşıladı beni., | MYağmur, 51
a.
miting | Meeting. Toplantı. Leskovikli Mehmed Rauf
ing.
mitingçi | Ki İzmirli mitingçi atalarından kalan mirasın savunucusu Cumbul koşmakla yetinmemiş elbette-., | BAltuğ, T, 24.6.2012
s.
mitkondri | Buna göre, yüzde 99.8 oranında ebeveynlerinin DNA.sını, yüzde 0.2 oranında da başka donörlerden elde edilmiş embriyo mitkondrisini taşıyan yeni bir embriyo [elde] ediliyordu., | M, 13.6.2012
a.
tıp
mitleştirme | mit haline getirme | Böylece mitleştirmenin kaynağı olan derin siyasi irade tarafından da bir güzel kullanılmış olur., | Telesiyej, T, 14.12.2011
a.
mitokondri | Mitochondrie: iplik taneciği. Hücrede enerji üretiminden sorumlu olan ve oksijenli solunumun gerçekleştiği organcık. | Mitokondri, İnönü Ans, 1943, C 19, 41 | c - Protoplazmadaki oluşuklar: I - Mitokondriler, [Milliyet (gazete), 1978] , Nişanyan | Mitokondri, hücredeki enerji odağıdır. Bazen negatif enerji verir. Bu durumda hücrede darlanma yaşanır. Ağzımızdan küfür çıktığı anlar, bu anlardır. Bazen de pozitife keser. Böyle anlarda nasıl bir insan oluruz? , LeMan: krönik hastalığımız, 1991, C 36, ?
a.
tıp
fr.
mitokondriyal | mitokondrisel, mitokondri ile ilgili. | ... vakual kontraksiyonlarının mitokondriyal tenbih ile izah etmek isteyenler de olmuştur (BUVAT 1952). g ) Vakuolun parçalanması: Uyartı halinde amino asidlerinin tesiriyle bazı fizyolojik olayların vuku bulduğu ve süratli plazma sirkülasyon hareketinin (Chemodinese) hasıl ol-, Türk Biyoloji D, 1958, C 8-11, 48
s.
mitra | kadın. | Köprüyü geçip Kasımpaşaya doğru yürürken aksi gibi, mitraların, gacoların ela, yeşil, kara gözlerindeki zührevi ateş daha şimdiden gönlünü tutuşturuyordu., | İOAnar, 2013, 18
a.argo
mitra okulu | Hall'un kitabına göre bu gelenek, Masonluğun yedi basamaklı merdiveninin, Romanı[n] gizem okulu olan Mitra Tarikatı'nın bir sembolünden kaynaklanıyordu. Mitra Tarikatı'na kadınların girmesine izin verilmezdi, fakat erkek çocuklar ergenlikten çok önce alınırdı. Hall kitabında şöyle diyor: 'Kadınların Masonluğa katılmasına izin verilmemesi Mitra kültlerinde verilen gizli öğretilere dayanıyor olabilir'. | , | F Ünlü, Sbh, 10.3.2019
a.
mitsel | Bugünkü düşünme biçimine, mitsel düşünme biçiminden kavramsal/zihinsel düşünme biçimine, Karl Jaspers bu dönüşüm evresini biraz bulanıklaştırsa da, MÖ 6 yüzyılda Antik Yunanda geçilmiş olduğunu hesaba katarsak, mitoloji, yaygın biçimde bu dönemden önceki evreye işaret eder., | YKayıran, Hr, KitapSanat, 5.5.2017
s.
mix | Miks | Vokaller hariç bütün kayıtları kendi bilgisayarımda yaptım, tabii dinleyiciyle buluşmadan önce mix ve mastering ihtiyaçları vardı., | ElifÇağlar, kararG, 4.1.2017
a.
müz.
ing.
miyopi | Bakın uyarayım, doktorum, gözlerimi kısarak miyopime çözüm bulamayacağımı, bozukluğun daha da ilerleyeceğini söylüyor., | MAltınok0, T, 22.5.2012
a.
miyosen | miocéne. | 1. Üçüncü Çağ'ın memeliler ve maymunların gelişmiş olduğu bölümü. 2. | Bu zamanla ilgili. | Bağcılar'da bir binanın hafriyat kazısı sırasında, miyosen dönemine ait yaklaşık 10 milyon yıllık deniz minaresi fosili bulundu. İnşaatta çalışan ekip tarafından bulunan tarihi eser, alt tarafı betonlaşmış kum yığının arasından çıkarıldı. Buluntunun beklenen büyük Marmara depremine karşı ipuçları verdiğini aktaran Jeolog Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, | Depreme karşı İstanbul'un en zayıf bölgesini miyosen dönemine ait 10 milyon yaşlı deniz fosili tabakalar oluşturuyor. İstanbul'da Avcılar, Küçükçekmece, Bakırköy, Bağcılar, Esenler ve Topkapı'ya kadar uzanan bu istif depreme karşı en zayıf bölgeyi gösteriyor dedi., Hr, 17.11.2024
s.a.
fr.
mizaçgirlik -ği | nabza göre şerbet verirlik. | Nüfuzlu akrabasının yardımı ve kendi mizaçgirliği sayesinde bir iki senede parlamış, büyük bir hariciye memuru olmuş., | RNGüntekin, Damga, 36
a.
GTS-
mizahçı | Azerbaycanın en mizahçı şairi olan bu Sabir bile her an milliyetle meşguldür., | ÖSeyfeddin/BilalKapısız, | Hariçteki Türk Edebiyatını Tanımak Lazım!, | ZamanG, 17Şubat1335(1919), sa.313, | 2, Ağustos2016
s.
mizahlı
s.
mizah içeren.
"... hicivli şiiri felâketine sebebolmuştur. İddialıca ve şümullü bir alegori olan bu eserinde, Dante'nin Divina ... mizahlı hikâyeleri Povídky arabesky a bumoresky (Arabesk ve mizahlı hikâyeler) [1878-1883] başlıklı seride ve Několik ..", İnönü Ans, 1943, C 13, 89 | "... hicivli, mizahlı, yer yer remizlerle tekerlemeli bir örgü içerisinde ham sofularla, insanlık kusurlarıyla alay eder : "Bu âdem dedikleri / El ayakla baş değil / Adem mânâya derler / Sûret ile kaş değil / Adem mânâ-yı mutlak ... ", S K Karaalioğlu, Resimli Türk edebiyatçılar sözlüğü, 1974, 221"
mizahşör | Mizah + far. şor. | Çok mizahşörsün!, | Asiye Dolunay Gedikli, 16.02.2020
ar.
mizampile
mizanplili | Selma banyoya koştu. Mizanplili saçlarının bozulmaması için başına kıyıları dantelli başlığını geçirerek duş aldı., | A Özakın, KB, 62
s.
mizar | İçinde ise bizim için önemli, onlar için önemsiz olan, mizar dediğimiz ve röportajlarda yüz ışığı yapmaya yarayan iki küçük lamba vardı. :)) Açılıp da bu ufak lambaları gördüklerinde yüz ifadelerini görmek ise ayrı zevkti tabi:)))), | İsmailÜmitÇiçek, 8.3.2014
a.
mizojini | Mizojini & Dünyanın En Eski Önyargısı - Kadından Nefretin Evrensel Tarihi, Erdoğan Okyay, Jack Holland İMGE KİTABEVİ YAYINLARI [2016 6.6.2016]
a.
mizojinizm | kadın düşmanlığı. | Mümkündür. Schopenhauer iki evreye ayırdığı ömrünün hiç olmazsa ilk yarısında 'münzevi olmayan' bir hayat yaşamıştı. Paracelsus örneğindeki gibi 'kadınsız', dolayısıyla tuhaf ve muhtemelen sapkın yaşayan Tapınak Şövalyeleri'ninki misali bir hayatın Mizojinizm (kadın düşmanlığı) üretmesi şaşırtıcı değil. | , | F Ünlü, Sbh, 10.3.2019
a.
mob | kalabalık | Gelmiş geçmiş bütün Lincoln filmlerinin yazara göre en iyi sahnesinde, genç Lincoln rolündeki Henry Fonda, hapishane kapısında dikilmiş, içerdeki iki genci bir lynch mob'dan, onları linç etmek isteyen bir güruhtan korumakta. , | HBerktay, T, 31.1.2013
a.
ing.
mobbing | İng. İşyerinde üst konumda olanın işyönelttiği psikolojik taciz; yıldırkaç/yıldırgaç; bezdiri. | [İ]şyerinde kendisine mobbing uyguladığı iddiasıyla emekli Albay Hasan Basri Vural'ı AİHM'e şikâyet etti., | T, 30.6.2010 | Ancak bu sefer cinsel taciz değil, mobbing şeklinde bir yaklaşım geliştirdi bana karşı., | A.E, T, 7.12.2010 | İşyerlerinde Psikolojik Tacizin (Mobbing) Önlenmesi. 19.3.2011 t. Başbakanlık genelgesi
a.
ing.
mobeselik | MOBESE + -lik | Hocam orası mobeselik bir yer değil. Ara bir dönüş., | C Yaltırak, 3.9.2018, vatsap
kıs.a.
mobil | seyyar. mobil formasında | Bu ?msal mü?ssis?nin s?r?ncamında olan xüsusi v?saitl?rin hansı hiss?sinin az v? ya çox d?r?c?d? manevretm? qabiliyy?tin? malik mobil formasında olmasını gösterir., | Q.N.Liferenko, Mü?ssis?nin Maliyy? T?hlili, Bakü 2010
s.
mobil olmak | Böyle bir yapılanmanın avantajı, savaşılan kuruma nispeten daha ele geçmez ve mobil olmaktır., | SerdarKaya, T, 13.11.2011
mobilize olmak | Seferber olmak, harekete geçmek | Birkaç retweet ile sokakta istenilen noktaya mobilize olabiliyorlar., | ABudka, T, 24.5.2011
f.
mobillemek | 1. internet uygulaması geliştirmek. 2. internet bankacılığı uygulamasını telefona indirmek. | Yaşarlı gençler İzmir'i 'mobil'ledi, 4.12.2013, | https://haber.yasar.edu.tr/...r-izmiri-mobilledi.html | Şimdi telefonunuz ne olursa olsun alışverişte Axessle Mobilleyin, Temassız ya da QR ile ödeyin. Üstelik Axess Mobil'den hemen ..., | 13.3.2020, | https://www.picburn.net/axess/
f.
mobingsiz
s.
yıldırı olmaksızın, aşırı rahatsızlık olmaksızın.
ing. Mobbing+ tr. -siz
"Yahu hakkaten delirmiş bir memleketteyiz... hocam üniversiteler cadı kazanı... kavgasız, mobingsiz rahat çakışan bir akademisyen arkadaşım yok... bir dokun bin ah işit... yargının hali ortada... ","
Y Z Başbay, Rindan sohbet, 8.11.2023
mobingsiz / mobbingsiz | mobing olmaksızın. | Hastaların güler yüz beklentisini yanıtlayan sağlık çalışanları, içlerinde bulundukları koşullardan mutlu olmadıklarını savunuyor. Son dönemde artış gösteren doktora karşı şiddet olaylarına atıfta bulunarak, Twitter'da | Mutlu olan, sorunsuz, mobingsiz sağlıkçılar verimli çalışabilir yorumunu yapıyorlar., Erdem Sevgi, | Sağıklı Ankara için, Hr, 22.12.2012 | #Mobbingsiz günler diliyorum öncelikle. | hashtag#Mobbing ve hashtag#EkonomikEtkilerini tartıştığımız bir çalışmayı, hashtag#YÖK Denetleme Kurulu Üyesi hashtag#SıddıkTopaloğlu ile birlikte hazırladık., İbrahim Attila Acar, 07.04.2025, linkedin | ajanda, takvim, not defteri, laptop ve tüm gereçleri, özel sağlık sigortası, birikim hesabı, yatırım portföyü. bolca boş vakit ve mobingsiz bir iş hayatı. bence en güzeli son ikisi. sahandasaksagandansanane 15.10.2022 00:27, EkşiS, 163. sayfa
s.
mocumentary | ing sahte belgesel Belgesel gerçeklik gibi yansıyan bu anlara sinema dilinde 'mocumentary' yani 'sahte belgesel' deniliyor., | T, 29.7.2011
a.
mod
1. Biçim, durum, tarz. 2. İçinde bulunulan ruh durumu, hâletiruhiye. 3. Kimi cihazlarda belli değerlerin ve özelliklerin bir araya getirildiği kullanım biçimi.
a.
fr. mode
... elle ve/veya aynı zamanda ÖSYM tarafından temin edilen ses modu açık olan el dedektörü ile üst kontrollerini/aramalarını yaparak sınav binasına alınız.
", ÖSYM Hizmete Özel 2024 görev talimatı
mod | hal, hava, kip. | Ben 'olacaklar olacak' modundayım., | Teoman'dan, AGörmüş, YeniAktüel, 2008 | Bir temaya kapılıp çalışmıyorum. Daha duygusal modlarda iş yapıyorum., | B H Karakaya / S Akgün / F Makasçı, Raillife, ekim 2019, S 133, 67
a.
mod medyan yeni 24'den? marttan sonra internet sitelerinde dolaşmaya başlamış bir söz birliği. | İşte sınavın şifresi: mod medyan., | YGS'deki seçenekleri, büyükten küçüğe doğru sıralayın, üstteki seçenekle hangisi çıkışıyorsa, o mod medyandır.AGüçlü, M, 5.4.2011
Moda I | ye adı İstanbulun Kadıköy yakasında bir semt | Eşi pek kalmamış ahşap bir Moda evinin ikinci katında uyanmakla uyumak arası kalakaldı., | B Uzuner, 1986, 3
a.
moda II | Moda dinsizlerinin bak hepsi / Eski erbab-ı nifakın tersi, | TahirülMevlevi, 1252
a.
modaevi
"2019'da Coty'yle ortaklık yaparak güzellik dünyasına ciddi bir giriş yapan İtalyan modaevi, daha ilk kampanyasıyla duygulara hitap eden stratejisini belli etmişti.", Oksijen Ggüzellik, 9-15 haz 2023, 5"
modalanmak | Moda halini almak. | Sirkat çoğalıp lâfz-ı sadâkat modalandı,
f.
modalaştırma | Bazı kelimeler vardır moda olur. Entelijansiyamız bayılır böylesi modalaştırma operasyonlarına!, | Telesiyej, T, 10.5.2012
a.
modalaştırmak
f.
Moda durumuna getirmek.
"1- "KASSERİA AVM": Kayseri ismini, Roma –Bizans ismi ve üstelik de İngilizleştirmek suretiyle işyerleri isimleri olarak değiştirmek, "zorunlu alımlar ve değişimler" den değil de, "özentili ve modalaştırmak" tan olarak, Türkiye'de "milletimize yabancılaşma ve kimlik kaybı" nın iyice zirve yapmaya başladığı 1990'lı yılların sonlarında kendisini gösterdi."
modalı (moda I) | Modada doğup büyüyen veya Modada yaşayan kimse. | İki yüzyıldır Modalı atalarından bu yana yaşanan, şimdi sinsi soğuğa ve yıkılmasına karşı direndiği bu eve alışması beklenirdi alma, alışamamıştı işte., | B Uzuner, 1986, 3
s.
modalı (moda II) | modadan söz eden şey. | Neyse nostaljiden çıkıp kesin bilgiyi veriyorum; bundan sonra cumartesileri sinemalı, modalı, kitaplı, mekanlı, televizyonlu yazılarımla buradayım, beklerim., | AÖzyılmazel, SGünaydınG, 20.8.2016
s.
modalite | modality. modalite. | Sanıyoruz Ankara ile Washington arasında bu işbirliğinin modaliteleri üzerinde istişareler yapılıyor.,SKohen, M, 26.10.2011 | Hem devlet, hem vakıf, hem de ileride mutlaka devreye girecek olan özel üniversitelerin bütçe kaynaklarından sadece öğrenci sayısına göre değil de, bölümlerin, fakültelerin performansları ölçüsünde de pay almalarının modaliteleri aranmalıdır., | EKarakaş, Star, 20.3.2011 | Ben modalite önerisi olarak şunu dedim; şimdi bir defa eylemsizliği, -bunu çok samimi olarak söylüyorum, Başbakan'ın da fikri budur- bir zaman kazanma parametresi olarak ortaya koymuyoruz., | Hakan Fidan, 13.9.2011 basın | Bürokrasinin toplumla ilişkisinin | antagonistik karakteri hiç değişmemişti ama ilişkinin mahiyeti, | modalitesi değişmişti. | , | MBelge, T, 16.3.2012
a.
ing.
modasal | modaya dair. | Kaldı ki burada modasal ya da estetik değerlerden değil, halkın iyiliği için verilen kararlardan bahsediyoruz., | KSezyum, R, 20.7.2011
s.
modasever | Modayı izleyip takip eden kimse. | Modasever, sinemasever, doğasever, sporsever, uzaysever aileler İncekLoft'u çok sevecek., | | http://www.slideshare.net/AkfenHolding/strategy-dergisi-ocakmart-2015-say-5, 23.3.2015g
s.
modda olmak | mod+ türk -da olmak. Hal, durum. | Dokunsan ağlayacak moddaydım., | A Altay, T, 31.08.2010
ing.
model
model | modele. numune, örnek, meşk. ŞS, KT | faydalı model b.a.* | Patent başvurusunda birçok kural var, örneğin başvuru yapacağınız konu bir problemin çözümünde işe yarayan teknik özellikleri olan yeni bir buluş ise Patent ya da Faydalı Model başvurusunda bulunulabiliyor., | HT, 3.4.2011
a.
fr.
modelasyon | Ama parçanın başındaki kuvvetli girişten sonra sonlara doğru giderken bir modelasyon istiyor. Küçük bir dokunuş... Düzenleme güzel amabelki bir yabancı prodüktör gözüyle bir kez bakıp görüş almada yarar var., | FuatGüner, Z, 24.2.2012
a.
modelleme | model+ türk le+me | Türkçe üzerine bir matematik modelleme. İngilizcesi ile birlikte bana değişik geldi. CavlıÇulfaz
a.
ing.
modellemek | modelini çıkarmak, aynısını yapmak | Japonya tüm dünyada ne kadar iyi şey varsa gocunmadan hepsini modelledi., | SGenç, T, 15.9.2011
f.
modelleştirmek | [D]evletçiliği, piyasa düşmanı bir emir-kumanda ekonomisini, bunların zorunlu siyasi karşılığı olarak 'prolaterya'nın tek-parti diktatörlüğünü modelleştirip savunmaya girişiyor., | HBerktay, T, 22.9.2011
f.
moderasyon | moderation. bir açık oturumu, bir paneli yönetme işi. oturum başkanlığı, idarecilik, yöneticilik. | Evet, bu arada Başak da moderasyonunu yapıyordu zaten., | abmuzakere.bilgi.edu.tr/docs/20_04_07.doc?, 20.4.2007 | Dersim katliamı, Gökçeada'daki 'eritme planı', İskilipli'nin infazı, Bahçelievler, 1 Mayıs katliamları, Kürt faili meçhuller, ordudan irticacı diye ihraç edilen askerler, Kürtlere uygulanan zorunlu göç ve tezahürleri, Ermeni tehciri, Başbağlar, Madımak, Maraş katliamları, ikna odaları, gazeteci cinayetleri vs. Hepsi şimdi bu moderasyonumuzun nesnesi., | L İpekçi, T, 26.11.2010 | Bir şeyi kontrol etmek, düzenlemek, yanlışlarından arındırmak vs. vs. (bkz: moderator), | 12.04.2001 bloody, | EkşiS | Çünkü bu tür seçimler doğası itibariyle 'kazananın hepsini kazandığı, kaybedeninse hepsini kaybettiği', arası, moderasyonu, ortalaması, parçalısı, ikinciliği, üçüncülüğü olmayan seçimlerdir., | S Eraslan, S, 21.8.2015
a.
ing.
moderatörlük -ğü | moderatörün yaptığı iş | Görüşmelere muhtemelen karşılıklı güven sorununu aşmak için ve çok büyük bir olasılıkla da pkknın talebi üzerine üçüncü ve tarafsız bir ülkenin moderatörlüğü altında yeni bir formatta devam ediliyor., | , | YOğur, T, 15.9.2011
a.
moderin alay alt sınıf konuşmasında | modern | Burası moderin bir mahalle kafesi, | AyçaŞen, T, 23.10.2011
s.
modern-dışılaşma | Son zamanlarda şike meselesiyle tekrar gündeme oturmuş olan futbol,Türkiye toplumunun modern-dışılaşması bağlamında okunmalı.
a.
modern-dışılaştırıcı | Ancak, futbola böyle bir modern-dışılaştırıcı rol veren de toplumsalın tutunmasına engel olan kültürelci tutuculuktur., | İbrahimKaya, Rİki, 24.7.2011
s.
modernistleştirilme | Benedict Anderson'ın, 'Hayalî Cemaatler' Tezi Bağlamında Ulus Devlet İnşa Etme Sürecinde Türkçenin Modernistleştirilmesi, | Özgür İldeş,
a.
modernleşmeci | Açıkça ideoloji yüklü bir kısım siyasal İslâmcı akım ve hareketler; modernleşmeci ve Soğuk Savaş Dönemi ideolojilerinin de etkisi ile asırlardan beri var olan sahih Sünni geleneğin Ehli Sünnet omurgasının, Batı ve modernizmin bütün yıkıcı etkilerine rağmen varlığını sürdürebilen unsur ve bakiyelerini tasfiye etti., | MüfitYüksel, İslamsızKürdistanHayaliveOrtadoğu, Etkileşim, Kasım2015, İstanbul
s.
GTS-
modernlik | kahvelerin içinde ağaç kütükleri modernlik! / sana bakarak aldığım ilhamın aslı: diyalektik., | YalımAydın, | Maşrapa, | ÇığlıkD, Y 2, S 5, 31
a.
modifikasyon | Araçta modifikasyon yaptık., | 23.3.2014
a.
modifiye | Aracı kullanan kişi görülmezken sürekli şarkı çalarak geziyor ve karakterleri takip ediyor. Yani dizi modifiye araç gibi., | BetülTansel, T, 15.7.2013 | 1980-1990 yılları arasında Sağlık Bakanlığı Ankara Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Kliniği'ne başvuran, hallux valgus tamstyla modifiye Mc Bride ameliyatı uygulanan 40 hastanın 45 ayağı incelendi., | CTetik/İÖzkan/ŞTuğrul, ActaOrthpTraumTurc 25, 1-3, 1991, 28.4.2015
s.
ing.
modifiye etmek | değiştirilmiş, (yeni duruma) uydurulmuş | Biri, ne pahasına olursa olsun çıkarılan bir Tamil gazetesini, öteki, akaryakıt dâhil pek çok hayatî maddenin askerî abluka yüzünden sokulamadığı Tamil bölgesinde insanların araba motorlarını nasıl modifiye ederek icabında hayvansal yağlarla çalışır hale getirdiklerini konu alıyordu., | ÜmitKıvanç, T, 10.9.2011
f.
modifiye etmek | İng. modify tadil etmek, değiştirmek
f.
ing.
modigliani tablosu | Yalnız, yorgun yüzünde Modigliani tablolarındaki kadınların hüznünü taşıyan birisiniz., | TKiremitçi, 2005, 123
a.
Modus operandi | Öğrenilmiş bilgi. ++
lat.
modus vivendi | Ortak paydada uzlaşma. | Bu durum karşısında konuğumuz birden 'ne muhteşem modus vivendi' dedi., | HUluengin, T, 20.6.2012
a.
lat.
modüler | modülsel. | Mükemmel detay çözümleri ile sağlıklı, fonksiyonel, uzun ömürlü, nefes alan 'modüler çatı sistemi'nin öncüsü., | Braas, R, 24.7.2011 | Sistem modüler bir hale geliyor., | Levent Şahin, 22.11.2019 Abant
s.
Moğol göz | çekik göz | Moğol gözlerim inceldikçe inceldi, | AlperÖzbek, 114
a.
mohavk | a.? | [P]olis bir konserde gözaltına aldığı punkçı gençlerin mohavk tipi saçlarını tıraş etti., | T, 15.12.2011
s.
ing.
moher | Moher, gri renkli, güzel bir atkıydı. Engin görünce sevinecek miydi? Neden hep bir şeyler armağan etmek istiyordu ona? , | IÖzgentürk, Hançer, İstanbul 1981, 40
a.
mohi | Sürpriz atı Mohi hiç gelmedi./ Ahmet Kaya ve Mohi öldüğünde varoş delikanlısı olup atlar gibi ağladı!, | HAlemdar, Cazkedisi3, 2015
a.
mohikan | yarın sen bana bir anne bir baba biraz da Ege olsan / yarından sonra en sonuncusu mohikanların / yok yok sen en kal, en kal, maşallahmış bize., | YaseminErtuğrul, İzafi, Aralık-Ocak 2012-2013,32 | Gitmeliyim ve mohikanlara sapan taşı hediye etmeliyim / ipekten bir mızrak bir de yel değirmeni / savaşan askerlere kestane şekeri sunmalıyım. | , | NamıkKuyumcu., | KunduzD, ıı, 43
a.
mohikan saç modeli | O dönem Mohikan saç modeli modaydı. Kadınlar da erkekler de, sivri bir horozibiği kalacak şekilde kafalarını tamamen tıraşlayıp rengârenk boyalı saçlarını japon yapıştırıcısıyla havaya dikerdi., | AFinkel, T, 20.5.2012
a.
mohito | BTS-Babutsadan reçel nefis oluyor, (...) Mohito veya bellini yapmak isteyenlere de çok yakıştığını söylemek isterim., | RefikaBirgül, 20.9.2014, HürrCumartesi
a.
Mojito | Güler'i karşınıza alıp yemek yiyebilir, meşhur profiterolcü İnci Pastanesi'nde profiterol yiyebilir, yahut J'Adore Pastanesi'nde çikolataya boğulabilir, akabinde Mandabatmaz'da okkalı bir türk kahvesi içebilir
ve kibarca tabirle | restorasyon gören Emek'te bir performans izleyebilir; akşam da Asmalı Mescit'te birer mojito içebilirsiniz., | Tuğşah Bilge, İstanbulu benimle keşfet, ? ? [14.3.2022]
a.
mok | örtmece bok | Neymiş dünya leş gibiymiş medeniyet yapalım derken atmosferin mokunu çıkarmışız., | Fırt, Sayı 434, 3.7.1984, 15 | Bir 'mok'a batış hikayesi/ 'Mok' kokusu zaten uzun süredir burnumuzun direğini çatır çatlatacak şekilde geliyordu. | , | KAtkaya, Hür, 20.8.2015
a.
moka | Hande Solakoğlu'nun şekeri az, doğal malzemelerle yaptığı zencefilli, mokalı, balkabaklı, dondurma ve sorbelerinin tadını çıkardım., | FKarahasan, M, 25.7.2011
a.
moktan | örtmece boktan | Nasıl düştüğümüzü anlatayım bu 'moktan' duruma..., | KAtkaya, Hür, 20.8.2015
z.
mol | 1. Ocak. Küme. Ör. Fındık molu, diken molu.
mol 2 gebeliği: tam ve kimsi. Halk. Üzüm gebeliği.
mol 3: Avogadro sayısı (6,0221415 · 1023) kadar atom ya da molekül içeren maddeye 1 mol denir. Hiçbir zaman belli bir kütleyi ifade etmez.
Mol gebeliği çeşitli nedenlerle gebelik ürününün sağlıklı gelişiminin aksadığı ve uterus içinin üzüm tanesi şeklinde bol miktarda şişmiş vezikülle dolduğu anormal bir gebelik şeklidir.
Molameze etmek | Tefekkür yelkenimizi Sümbülzade misali molameze ederek, yarım boşa alarak yarım kürek çekerek kaleme aldığımız ilk eser raflardaki yerini aldı, Ramazan pidesi niyetine..., | Ferhat Küçük, 11.5.2019, facebook
molla
Molla Fenari a.a. | İlim dünyasının yoktur kenari / Bunu bilemedi Molla Fenari, 28.12.2024
mollalaşmak | Eğitim mollalaşırken yurttaş sahipsiz..., | MFaraç, Aydınlık, 28.8.2012
f.
moloh | mit | Ne gürültücü Zevs, ne sarhoş Diyonizos, ne korkunç Moloh, ne suratsız ve intikamcı Yehova bize yar değildirler., | YKKaraosmanoğlu, EB, 32
a.
molotof | rus. Molotof kokteylinden kısalma yoluyla | Diyarbakır'da yüzbinler sokaklara dökülüp Öcalan'ı | tecriti protesto etmiyor, molotoflarla sokaklar alev topuna döndürülmüyor., | EUslu, T, 27.8.2011 molotof bombası | Molotof kokteyli | Molotof Bombası Artık Atanı da Yakacak!, | TRTHaber, 1.5.2012
a.
molotoflama | [A]raç yakma, kundaklama, molotoflama-., | 18.1.2012 TRT Haber
a.
molotoflamak | rus. Molotof +la- | [Cepheliler] Bağcılar Yenimahalle'de Ganyan Bayii isimli yeri molotofladılar ve | Yasal Kumara Son sloganı ile eylemlerini imzaladılar ve aynı sloganın yanında | Umudun Adı DHKP-C sloganını da atarak eylem yerinden ayrıldılar., | 19.9.2010, | http://www.halkinsesi.tv/index.php/component/content/article/331-cephelilerden-molotoflama-eylemi.html, 18.1.2012
f.
moma | Moma zat. Jerg. Ortası ayazdanıp turatın, şiki pisken, qara unnan dayarlangan nan. Köregi yeki vakıt beretin bir tostoğan kara su men jügerinin kebeginen kaynatılğan umaş, şiki moma ( T. Memeseyit, Tanjarık, 2, 227). Kündegi yel katarlı işetin kara su men şiki momadan da kağılış, her tatpastan küni boyı tınım körmey jer kazdı (Bul da, 306) | 427
s.a.
moma | yerel ekmek cici moma has ekmek, beyaz undan pişirilen ekmek, çarşıdn alınan ekmek | Annem yayığı vurur, taze yağı yeni pişmiş ekmeğin üzerine sürer ve o sihirli kelimeyi söyler, | Yağlı momalarınız hazır diye bizi çağırırdı., | SYakupoğlu, T, 31.8.2010 bk. cici moma Fırında pişirilen kabuğu alınmış buğdaydan yapılan somun ekmeği.
a.
moment | an | 30 yıllık kanlı bilançosuna rağmen Kürtler bugün milli uyanış momentini yakalamış direnen bir halktır., | NAvcı, T, 23.08.2010 | Demek ki bir kere, şu aldatıcı 'burjuva demokrasisi' statükosu ile 'proleterya diktatörlüğü=demokrasisi' geleceği arasında, adam gibi politika yapılacak bir moment, bir konak, bir mekan yok; muadilinde, net bir politika teorisi de yok., | HBerktay, T, 25.7.2012
a.
momentum | ing.* etkinlik VÖzdemiroğlu, 20.10.2011 Mcadde
a.
momoyda ++
monad | (Yun. monas = bir olan) | 1. (Eski Yunan felsefesinde) Bölünmez birlik (Platon'da idea). 2. (Giordano Bruno da) Fiziksel ve ruhsal gerçekliğin öğelerinden her biri. 3. (Leibniz'de) Artık bölünemez bir birlik olan sonsuz sayıdaki tözlerin her biri. | ...bütün filozoflar kirpiklerinden şeyler, hiçler, cevherler, monadlar koparıyor-., | NGenç, BuÇağınSoylusu, 6
a.
monarklaşmak | Yapıları iyice monarklaşmış bu partilerin genel başkanlarının yerinde olsam; 'bundan iyi çözüm mü olur' deyip hiç hoşlanmadıklarımı, sesini kısmak ya da kendilerini kontrolüm altında tutmak, hatta tasfiye etmek istediklerimi dahi derhal milletvekili yaparak canlarına okur, tozunu attırırım valla hepsinin., | NÇınar, T, 30.12.2011
f.
moncler | Havalar serinlemeye başlayınca... Parasına kıyanın Moncler montlara... Kıyamayanın Uniqlo montlara bürünme vakti geldi., | MAlphan, HürKelebek, 16.9.2015
a.
monden
s.*
1. s. sosyete yaşamıyla ilgili. 2. s. yüksek sosyete yaşamını seven.
"Yabancı diyarlarda iyi gezip tozmuş, oraların keyfini çıkarmış, monden hayat sürmekte berdevam. Bu katın misafirleri çok, gelip gidenin hesabı yok. Senin kızlar büyük bir ihtimalle oraya gelip giderlermiş. Seni de görmüş.", R H Karay, Sonuncu kadeh, 38"
monden
"Bütün bunları bilen, bilgisine her gün yeni bir bilgi katan, bildiklerini az bulup durmamacasına öğrenmeye çalışan artist kadının, amatörüne 'monden' denir, profesyoneline 'dömi-monden'. İstanbulda öyle kaç tane var? Hele dömisi hiç yoktur. Selâmet dışında!", R H Karay, Sonuncu kadeh, 47"
monden | Günün monden yaşamına gönderen 'gitar ve mandolin'den 'kara kefen'e geçiş hiçbir şiirsel incelik içermez. Herşey kurgusaldır., | Ahmet Oktay, Cumhuriyet dönemi türk edebiyatı, 1993, 620
s.
mondenlik | Eski Milli Mücadelecilerden bazıları gibi Hakkı Bey için de kıyafet değişiminden sonra milli dava adeta böyle bir mondenlik iddiası şekline girmişti. Bir Avrupalı gibi giyinip süslenmek, bir Avrupalı gibi dans etmek, bir Avrupalı gibi yaşayıp eğlenmek, ve hele bu iddiada Avrupalılar nezdinde, Avrupalılar arasında muvaffak olmak bunlara büyük bir zafer kadar ehemmiyetli görünüyordu., YK Karaosmanoğlu, 'Ankara', 2016, ?
a.
monetize etmek –i | 1. para sağlamak*, 2. bir işi paraya çevirmek | Fakat Merkez Bankası açık finansman imkanını sonuna kadar kullanma eğiliminde olan Refahyol hükümeti, kaynak paketlerinden elde ettiği toplam 3.1 milyar dolarlık parasal imkanların da tümünü kullanarak ekonomiyi monetize etti., | M, 16.2.1997
Mongollaştırılmak
f.
aptallaştırmak.
ing. mongol + tr. -laş-tır-ıl-
"Mongollaştırıldığını biliyoruz.", (11.02.2028de kaydedildi) "
mongollaştırılmak
f.
aptallaştırılmak.
"Mongollaştırıldığını biliyoruz.", 17.04.2018"
mongollaştırılmak | Mongollaştırılan insanların zihnine anahtar kelimeler kazıtılır. O kelimeler kullanıldığında düşünmez sorgulamaz mutlak itaat eder. Örnek kelimeler din elden gidiyor İsrailin oyunu dış güçler şeriat gelecek vs uzar gider... Hepsi algıyı bozan kelimeler #EmeklilikteYaşaTakılanalr, | Taşar_Ahmet @EytTasar, 5 Haz 2021, Twitter | S Uludağ mongollaştırıldığını biliyoruz
f.
monist | Tekçi | Ama uluslar arası Komünist hareket gayet katı ve monist bir 'parti çizgisi' anlayışına sahipti., | HBerktay, T, 17.9.2011
s.
monitorizasyon | Epilepsi cerrahisi minimal monitorizasyon altında güvenli tedavi, | MedipolÜniversiteHastanesi, reklamı, 12.4.2017g
a.
monitorize etmek | Yaşamsal bulgularını takip etmek amacıyla, hasta acil durumlarda uyarı vermesi için programlanmış elektronik makinelere bağlanmak. 3.1.2006, agustos13, EkşiS | Monitörize edilmiş veya tanık olunmuş bir kardiyak arrestle karşılaşıldığında, sternumun orta kısmına yumruk şeklindeki elin yumuşak kısmı ile 20-30 cm yukardan tek bir darbe vurulmasıdır., | ZeminÖzköse, GaziTıpDergisi, 2005: Cilt 16: Sayı 2: 55-65.
f.
monitör etmek | Yüzün üzerinde insansız hava aracı ile Suriye semalarını 7x24 monitör etmeyi sürdürecek., | Akdoğan Özkan, | http://m.t24.com.tr/yazarlar/akdogan-ozkan/turkiye-suriye-politikasinda-u-donusune-mi-hazirlaniyor,14150, 22.3.2016g
monitörizasyon | monitoring Hastanın önemli değişkenlerini belli aralıklarla tekrarlayarak/devamlı şekilde duyularımız/elektronik aygıtlar aracılığıyla ölçme işlemine denir. 'Monitor' kelimesi Latince 'uyarı' anlamına gelen 'monere' kelimesinden türetilmiştir.HasanKoçoğlu, Monitorizasyon, www.ibtf.ibu.edu.tr/eskisite/bolumler/anestezi/belge/7.ppt? 9.3.2014de. | Yoğun bakım ünitesi (YBÜ)'nde solunum monitörizasyonu ile hastadaki klinik değişiklikleri erken fark ederek, zamanında tanı koymak, etkili tedaviye başlayabilmek, böylelikle de morbidite* ve mortaliteyi* azaltmak amaçlanmaktadır., | Sait KARAKURT Yoğun Bakım Ünitesinde Solunumsal Monitörizasyon, | http://www.yogunbakimdergisi.org/managete/fu_folder/2002-01/html/2002-2-1-005-015.html, 25.07.2001
a.
ing.
monklamak | monk + tr la-mak | Kafam monkluyor./ Off Monk' dinlerken insanın kafası yepyeni biçimlerde doya doya Monk'luyor. / Oğuz Büyükberber ve onun uzun soluklu yol arkadaşlarının doğumunun 100'üncü yılında Amerikalı besteci ve piyanist Thelonious Monk'un parçalarını yorumladığı 'Off Monk' durduğu rafın yüzlerce ışık yılı ötesinden geliyor. Dinlerken insanın kafası yepyeni biçimlerde doya doya Monk'luyor../ Zihnimde ise Jazz dergisi yazarı Serdar Karabatı'nın Monk'un 67 tarihli 'Straight, No Chaser' plağının nefis kapağıyla bütünleşerek verdiği eğlenceli poz ve bunun altına yazdığı Kafam Monkluyor* cümlesi yanıp sönüyor. ErayAytimur, HrKitapSanat, 26.5.2017
f.
ing.
Monna | her sürgün / biraz monna / her ağıt / biraz anne kalır şimdi, | A M Olcars, Terki, Vaveyla, S 4, 10
a.
monna | her sürgün / biraz monna / her ağıt / biraz anne kalır şimdi, | AMOlcars, Vaveyla, 11
a.
mono
mono | tek. | Metrobüs hattında beş adet iade validatörü Akbil cihazı, güvenlik monosu, bir adet raket camı, 42 adet üstgeçitte ve üstgeçit rampasında bulunan korkuluk camları, E-5 üzeri karşılıklı otobüs durağı camları göstericiler tarafından kırıldı.,T, 20.3.2012 ++
a.
monoblok | monobloc tekgövde/li Monoblok kültürler, içlerindeki yabancıları kendilerini ölçmek üzere değerlendirdiğinde ona anlam atfetmeye başlar ki bu anlamlar daima zedeleyici içerikleler taşır., | SKaygusuz, T, 25.1.2011
fr.
monogamı | Döneminde saray tarafından kullanılan orijinal ve tarihi eser kitapların, Hz. İsa'nın monogamının (simge ve harflerle oluşturulan nakış) bulunduğu, 8 kollu haç ve 8 kollu yaldız tasvirlerinin olduğu belirlendi., | Hr, 9.4.2019
a.
monokratik | siy. Tek kişinin yönetimi. | Anayasalcılığın esas amacı, monokratik, tekçi yönetimi sınırlamaktır ve anayasalcılık tarihi bize, (yönetimde) 'teklik' kavramının son derece sorunlu bir potansiyel içerdiğini söylemektedir., | TŞirin, T, 25.9.2015
a.
monolit
a.
Yekpare taş veya kayadan meydana gelen, görünüşte dağ benzeri bir jeolojik veya teknolojik, büyük boyutlu kitle.
ing.
"Böylece monolit hazır duruma getirilir. İyice kuruduktan sonra, monolitin rengini kaybettiği görülür. Bu sırada iyice inceltilmiş plastik, bir filitle doğal haldeki yüzeye püskürtülerek hem yüzey stabilitesi sağlanır, hem de toprağın doğal rengi ... ", Ziraat D, 1973, C 4, 124"
Monotype | Monotipleme, pürüzsüz, emici olmayan bir yüzey üzerinde çizim veya boyama ile yapılan bir çeşit baskıdır. Yüzey veya matris, tarihsel olarak bir bakır gravür plakası idi. | İlk monotype baskı tekniği Türklere aittirve ilk baskı örnekleri Türkçedir., | Ergun Göze/Emel Esin, 63
a.
ing.
monsenyör | monsenior, hr. | İstanbul Latin Katolik Cemaatinin eski şansölyesi monsenyör Georges Marovitch Beyefendinin vefat ettiğini öğrendim., | FGülen, Z, 24.3.2012 | İçkili mekanlarda lüks, ihtişamlı, israflı, papazlı, patrikli, monsenyörlü, zangoçlu iftar ziyafetleri... Para para para, cerrû yecirrû..., | MŞEygi,MilliG, 26.7.2012
a.
monşerleşme | Bakan Çavuşoğlu: Monşerleşme sürecimle beraber golfe geçtim., | cum, 21.8.2019
a.
montajcı | Bu montajcılar yaptıkları malların yarısını hatta 2/3'sini dışarıdan dövizle getiriyorlardı., | Taray, 97 | Bu raporlar; 1960lı yıllardan itibaren Türk ekonomisinde ortaya çıkan dönüşümlerin (yabancı sermaye ve petrol yasalarının çıkarılması, montajcı çokuluslu şirketlerin ülkede yatırımlar yapması vb.) yasal, ekonomik ve mali altyapısının oluşturulmasında çok etkili olmuştur., | ostorado, Sirayet, Mart2015, 6
a.
GTS+
montanlı | Hani personel alımı, küçük montanlı ihale, maç gününü değiştirmekg gibi olağan faaliyetlerden haberi olmasa neyse de-., | Furaz, T, 3.2.2012
monte etmek | Dilenci, sanki sonradan monte edilmiş (Bilirsiniz, elaleminkileri burada monte ederler, montaj sanayii acaip gelişmiştir) elini öne uzatmış, iki gündür aç olduğunu söylüyor,- ., | YErdoğan, 31
montelemek | montajını yapmak. | ... olan bazı binaların muhtelif kısımları Avrupa'da imal ettirilmiştir. Yerinde, vidalar ile montelenen ve % 50 daha pahalıya mal olan bu yapılar, yangın ve deprem gibi afetleri daha az zararla atlatmıştır., Fatma Ürekli, İstanbul'da 1894 depremi, 1999, 41 |... montelediler ... Tarihte ilk defa dep- reme karşı ciddi bir önlem alındı ve Şe- ner Üşüsebilebelliet- mezsoy isimli üçgen MART 23 1986 vücutlu bir deprem uzmanı , evini dev vidalarla zemine vidaladı ... EYLÜL 7 1953 08088 Tarihte ilk ..., Lombak, 2005, C 10, S 55-60
f.
monteli
s.
kuraştırılmış. kurulumuş.
"Akıncının [insansız hava aracı] üstünde ne monteli bilmiyorum.", Mete Yarar, tv, 20.5.2024"
Montessori sınıfı | Gülen çocuk ana okulu tanıtım afişinden, 7.6.2012 Z ile verildi.
a.
montgomeri | mont sözünün özgün hali | Başında hasır şapkası, bacağında bacak araları sarı meşin, kül renkli gabardin külotu, sırtında meşin montgomerisi, ayağında kahverengi çizmeleri ve ince bıyığıyle her sabah kendisini Holivut hava kuvvetlerinin yenilmez Coni'si, yahut Yukarı Paranalı bir kovboy sanarak, kırmızı John Deerinin direksiyonunda, kız lisesinin önündeki parke caddeden geçer., | OrhanKemal, Sarhoşlar, 63
a.
montluk -ğu
a.
mont yapmaya uygun veya onun için ayrılmış.
memory %100 polyester, naylon gruplar montluk ve kabanlık kumaşlar, Esenteks, Merter
montluk | -Montum nerede? –Montlukta!, | G Gedikli/A D Gedikli, 2.11.2019
montörlük yapmak | Kemal Aydın ve Neriman Aydın adlı iki kardeşin aralarında hiçbir akrabalık komşuluk ilişkisi yokken, nedeni anlaşılmayan biçimde montörlük yaptıkları, kariyerlerini yönettikleri teğmenlerden oluşan bir yapının genç | komutanı o., | YOğur, T, 5.10.2010
mood | KAFA'nın karşılığı İngilizcede | mood gibi bir şey oluyor. Mood dediğin de yaşadığın hayatın sendeki duygusal karşılığı., | YılmazErdoğan, M, 28.8.2016
ing.
mor | Başına geldiği kelime öbeğine kadın dostu anlamı veren kelime*. Mesela mor bayrak, mor çatı | CHP, toplumsal cinsiyet eşitliğini güçlendirmek için belediyelerinde yeni bir proje başlattı. Toplumsal cinsiyet eşitliği kriterlerini yerine getirmiş belediyelerine 'mor bayrak' asacak.,MAlphan, HKelebek, 19.2.2015 mora kesmek deyim morarmak | Kan damardan çekilir, ten mora keser ve bunu yapanın zaman olduğunu korkuyla anımsarız., | TKiremitçi, 2005, 128 | Bizim bir hoca vardı. Derdi ki: Benim öküzüm de mor olmasa çekmez. Evet Ahmet Ağa Senem'in elinden kahveyi aldı., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 32
s.
mor salkımlı | mor salkım çiçeğinin bulunduğu, sardığı veya kuşattığı şey | Mor salkımlı ev, | HEAdıvar, 1955
s.
mor sümbüllü
b.s.
mor sümbülü olan şey/yer.
mora | 1. Çilek 2. Böğürtlen | Ey gidi Hacessanun Mekbule, kim saysın seningarşidan yüklenip geldiğin odunları, elinde bizim için yolda topladığın moralar, sırtında onca yük varken hem. Kim öpsün o elleri, kim... | , STunalı, T, 18.8.2012
a.
mora patlıcanı | Burnu asma burun gibi olup Mora patlıcanı büyüklüğündedir., R Durbaş, Şaka-nâme, 1983, 46
b.a.
moral
Moral motivasyon | Kıza moral motivasyon olsun! ++
moralamak | morlamak, moraltmak, morartmak* | gözlerini moralama / bağrına kına yakarak / ağlama nene /ağlama nene, | YMiraç, 1981, 46
f.
Moralist | Meslekten terbiyeci ve moralist olmayan için bu mevzularda bir esercik olsun yazmak kolay değil., | Başgil, 11
s.
moralize etmekFr. moralise* moralini yükseltmek | Toplumu moralize etmeleri gerekirken karşıt güçlerle beraber demoralize etmenin gayreti içerisine giriyor., | RTErdoğan/AAltan, T, 9.9.2012
dey.
morallenmek moral kazanmak | Alışveriş edin morallenin., | EAlkin, CnnTürk, 09.15 6.9.2011 | Örgüt morallendi, | MelihAşık, M, 11.9.2013
moralmak | morarmak | şenlenmek şenelmek kararmak karalmak morarmak moralmak sararmak saralmak., | ÖAAksoy, Gaziantep Ağzı I, 1945, 188
f.
moralmen | Moral olarak | Büyük kaleci olmak istiyorsa senelerce bu düzeyde performans göstermesi, moralmen ve fizikman çöktüğü anlarda çabucak ayağa kalkması gerek., | FUraz, T, 17.9.2011
s.
morarık | morarmış | Yaran tam iyileşmemiş; biraz morarık., | ÖSGedikli, 24.7.2011
s.
Moratoryum | Ya beş sene moratoryum yahut yeni çıkarılan %4,5 faizli istikrazla değiştirmek. İsteyen beş sene bekledi. Tercih eden eski tahvillerini verip yenilerini aldı., | Taray 89
a.
Moratoryum | Ya beş sene moratoryum yahut yeni çıkarılan %4,5 faizli istikrazla değiştirmek. İsteyen beş sene bekledi. Tercih eden eski tahvillerini verip yenilerini aldı., | Taray 89
a.
morgıç | mortgage | Küresel krizin yaşanma sebebi, ev alma arzusu. Morgıçı herkesin kullanma arzusu, kendi sarayının imparatoru olma hırsı., | AŞen, Radikal, 10.02.2009 üst morgıç | prime mortgage | Üstelik üst (prime) mortgage'lar da bu gelişmeden etkilenebilir... HGüneş, Milliyet, 17.8.2007
a.
ing.
mori / more çağırma edatı* | -Çuuuş mori!... –Dur be, acele etme (...), | OCKaygılı, | Bir eski tüfek, | GünaydınUstura65, 1970? , 13 | -Ha more, yaşa vallayi... Haydi oyle ise işkopor para tido* başak mahkeme!, | OCKaygılı, | Bir eski tüfek, | GünaydınUstura65, 1970? , 13 | Korkuluk kurtulduğu için sevinçten 'Bir evler yaptırdım mori Ramizem sazdan samandan türküsünü söylemeye başlar., | Fırt, Sayı 434, 3.7.1984, 14
morisonluk | özel ad Morrison+luk | S. Demirel de halkın kendisine göndereceği kınayı hasretle bekler, netekim kına gecikmeden gönderilir. Türkiye güllük gülistanlık olmasa da morisonluk postallık olur her yanında., | Murat Uzun, 16.05.2009, SabahG
a.
ing.
morlanmak | O, gitgide kızaran, allanan, morlanan beyazlanan ve renkten renge giren bulutlarla çevrelendikçe denizde koyulaşıyor ve... Visaline doyamadığı bir sevgili gibi güneşin..., | E İ Benice, Beş hasta var, 1932, 260
f.
morlu
s.
moru olan.
"İlkbaharca // ... Elleri çok denizli bir kız / Morlu giysiler içinde / Saçlarında çam kokusu", A Karatay, seni var saymak, 22"
morlu | üstünde mor renk bulunan | ...şu mavi, morlu minderler, yerinde duramayan, çığlık atan çocuklar-., | NGenç, 1995, 12 | Ertesi gün üçe doğru Mahmutpaşa esnafının allı, yeşilli, sarılı, morlu ses kalabalığı içinden Tahtakaleye indi., | OKemal, 1969, 18 | allı, yeşilli, morlu kayalar. Üst üste konmuş kayalar., | AErgenekon, 83
s.
GTS-
mormonlar | Rus devleti iç ve dış politikalarında Moskova Patrikhanesi'nin verdiği manevi destekten yararlanmakta, Moskova Patrikhanesi ise Rus devletinin gücünü arkasına alarak Rus toplumu ve Slav toplumları üzerindeki nüfuzunu arttırmakta ve Rusya'da faaliyet gösteren yabancı kaynaklı kiliselerin (örneğin Amerikalı Mormon misyonerlerin veya Yehova'nın Şahitleri misyonerlerinin kurduğu Protestan kiliselerin) yayılmasını engellemektedir., | M O Tulun, Hristiyan dünyasında ekümenizm sekteye mi uğruyor? , AVİM, 2018/26, 21.9.2018
a.
moron | Ve zaten arkadaşın kuzeni yeterince morondu., | AŞen, T, 21.9.2011
s.
moronlaşmak | Ya da denizi bulsun diye kaplumbağalara deniz kenarından ışık tutarsam kaplumbağalar moronlaşabilirdi., | AŞen, T, 21.9.2011
f.
mors | Yunuslara Özgürlük Platformu, İstarnbul'daki yunus gösteri merkezindeki Sara isimli morsun 'yaralar içinde ve hijyenden uzak bir ortamda gösteri yapmaya zorlandığı' iddiasıyla kampanya başlattı., | Star, 20.3.2011
a.
mors dişi | morsun dişinden yapılmış olan | Morsdişi tespih, | 15.6.2016, SultanahmetRamazanÇarşısı
a.
mort | Ölüm | Nayn nayn, mort mort, deyip diyordu., | Kıyafet, 1981, 79
a.
alm.
mort olmak | ölmek | [Ö]bürü sırf kendisi gibi düşünmediği için bir yazara 'mort olursun' tehdidi gönderiyordu., | Gümüş, T, 3.12.2010
a.argo
mortgage | bk. morgıç tutsat | Dün Kuzey Carolina'nın Charlotte kentinde başlayan Demokrat Parti Kurultayı'ndaki etkileyici konuşmasında kendisini bin bir güçlükle Harvard Hukuk'ta okutan MS hastası pompacı babasından, evlendikten sonra üniversite kredilerini ve mortgagelarını geri ödemek için Barack'la çektikleri çilelerden bahseden Michelle Obama'dan etkilenmiş olabilirim., | YOğur, T, 6.9.2012
a.
ing.
moskito
Moskito adlı bombardıman uçağı.
a.
ing. mosquito: sivrisinek
“Seyrüsefer ve Muhabere branşlarında da yetişerek Eskişehir 1. Hava Üs 112. Filoya uçucu olarak atandım 1853 küsür saat (6 yıl) uçuştan sonra Bombardıman uçaklarının (Moskito) seferden çıkarılması ve Hava Kuvvetlerimizden Avcı Jet sisteme geçişiyle uçuştan ayrılarak Ankara’da Uluslararası Hava Trafik Kontrol Kursuna katılıp branşımı değiştirdim.”
Ali Bozdağ, 78
moskovalılık | Moskovalı olma hali | Parislilik, Moskovalılık, Berlinlilik, New Yorkluluk... Her şehrin kendine has bir kokusu, dokusu olduğunu düşünüyorum., | HGence, HürCmrts, 3.9.2016
a.
mostra
a.
"Bu sokak süpürgesi de kim? keresteyi bıraktın, paçavra ticaretine mi başladın? Mostrasını mı yokluyordun?.", R H Karay, Sonuncu kadeh, 29"
Mostra | Biz belayı Yusuf'un başına sardıralım derken, kahpenin kızı mostrayı meydana vurdu, ne edeceğimi şaşırdım., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 74
a.
motamo kelime kelime | Bizde yeni ama aslında eskidir! Artı, yaratıcı falan değil motamo tercümedir!, | Uluengin, T, 21.6.2013
motivaksiyon | motiv + aksiyon : güdü + hareket | Motivaksiyon. Faruk Öndağ. | Binlerce genci sınava hazırlayan bir uzman olarak söylüyorum: Korkacak hiç bir şey yok. Aslında sınavlar kolaydır., | FarukÖndağ, 1.1.2015
a.
motivasyoncu | moral veren, güdüleyen, güç aşılayan | Jerry, doğal bir motivasyoncuydu; yanındaki insanlardan biri o gün, kötü bir gündeyse, Jerry yanına koşar, duruma nasıl olumlu bakılacağını anlatırdı., | 11.7.2011 İDemir eposta
s.
motive
s.
güdülenmiş.
Berlinli Türkler hazır! 'Motiveyiz', Hr, 6.7.2024
motor | eşcinsel* | Sonra bir baktım alakasız bir cümlenin arasında | top; o sahne geçiyor başka bir sahnede ilk iki cümleden sonra | karı kılıklı; bitmiyor güzel hareketler, üçüncü sahnede bir bakıyorum | motor. Tabii ki bu sözler izleyenleri gülmekten kırıp geçiyor. Bayılanlar, ayılanlar, alkışlar., | Esmeray, T, 28.9.2011 | motoru bozmak deyim Bağırsakları bozulmak, sürgün gitmek.
a.
motor yat / motoryat* | Motor yat Motor yacht. ~ yelkenli gemi Motor sailing ves- scl. Motor ... ~ mesnedi (schpası) Engine bed, engine bearer, engine bracket, engine lug, | NuriÖzbalkan, Türkçe-İngilizce teknik terimler sözlüğü, 1984, 733 |Havaalanından motoryatla yarım saatte ordayız., | U K Altın, MlCadde, 12.6.2013
a.
motorcu | 1. Deniz motoru işleten kimse 2. Motorsiklet kullanan kimse | A2 ehliyetli motorcu aranıyor., | 1.10.2015, yapıştırma ilan
a.
motorize | motorlu, motorla donatılmış | Motorize birlik, | 2.9.2019
s.
Motorlaştırmak / motörleştirmek | [Atatürk] Milleti frenleyen bağları çözdü. Onu dinamikleştirdi ve motörleştirdi. Topluma kudret ve enerji sağladı./Atatürk, her sene milleti dinamikleştiren, motorlaştıran devrimlerinden sonra Türkün şahsiyet ve gururunu yükseltecek dil ve tarihe kendisini vermiştir., | C H Taray, 1971, 11/25
f.
motorlatmak | harman işinde motor kullanmak | +Fakat bir gün / Hayalimin yakışıklı köyünü / Akıllatmış tarlasını, / Motorlatmış harmanını / Ve hasılı:/ Yeniletmiş dört yanını /Görmek için yaşıyorum..., | BHakkı, YürüyüşD, Sayı9, Sene1, Mayıs 1931, Samsun, 5
f.
GTS+
motosikletli | 1. Motorsikleti olan 2. Motorsiklet kullanan | +Motosikletli özgür kız olarak Meryem, | OBaştürk, HürKelebek, 15.1.2016
s.
GTS+
motörlü | bk. Motorlu. | Tur-İş Turizm ve Seyahat Acentesi. Dünyanın en büyük hava yolları şirketi Continental Airways Şirketinin 4 motörlü, 72 kişilik dev uçaklarını hazırladı., Çorum G, 18.05.1959, Yıl 37, S 2464, 2
s.
motto
a.
şiar, özdeyiş, slogan
ing.
"İlhan Efe dostumuzun "Sen bilirsin bu tabiri." diyü mevzu-u bahs itdüği "ahlak isyanı" sakın Nurettin Topçu üstadımızın "isyan ahlakı" şeklinde maruf olan ve maneviyatçı ve mukaddesatçı cümle hareketlerin mottosu olması lazım gelen tabiri olmasın?" E Akyıldız, 22.6.2011 eposta"
motto | şiar, özdeyiş, slogan | Sol cenahta 'sivil vesayet geliyor' mottosuyla özetleyebileceğimiz bu akıl tutulmasından yakasını bir nebze de olsa sıyırabilmiş bazı isimlerse son günlerde hükümeti ağırkanlı olmakla eleştiriyorlar., | MAltınok, T, 5.8.2011 | İlhan Efe dostumuzun | Sen bilirsin bu tabiri. diyü mevzu-u bahs itdüği | ahlak isyanı sakın Nurettin Topçu üstadımızın | isyan ahlakı şeklinde maruf olan ve maneviyatçı ve mukaddesatçı cümle hareketlerin mottosu olması lazım gelen tabiri olmasın? EAkyıldız, 22.6.2011 eposta
a.
ing.
GTS-
mousa | ilham perisi. | Onlara sanatı, tarihi, gökbilimi sevdirecek Mousalar (ilham perileri) çizdirmek istiyor evinin duvarına., | YOğur, T, 11.9.2011
a.
moya moya hastalığı | Onların hayatını değiştiren kaçak olmaları kadar oğlu Arthur'un yakalandığı moya moya hastalığı., | Taraf, 27.4.2010
a.
Mozaikleme | Reklamda iki ürünün de görüntüsüne yer verildiği hallerde rakip ürünün görüntüsü üzerine mozaikleme yapılmadan karşılaştırma yapılmamalıdır. Bu mozaiklemenin rakip ürünün şekli, markası belli olmayacak ve onu algılatmayacak biçimde yapılması gerekmektedir., G Üçışık / F Üçışık, H Tokbaş, 2. tüketici hukuku sempozyumu, 2013, 589
a.
Mozaiklemek | Görüntüler üzerindeki kapatılmak istenen bölüm bulanıklaştırılmak. | görüntüler üzerindeki kapatılmak istenen bölümün bulanıklaştırılması suretiyle gerçekleştirilen hede. çoğu efekt bulanıklaştırma işini mozaik deseniyle yaptığı için mozaiklemek olarak anılır., | 10.12.2009, UludağS
f.
Mozaiklemek | görüntüler üzerindeki kapatılmak istenen bölümün bulanıklaştırılması suretiyle gerçekleştirilen hede. çoğu efekt bulanıklaştırma işini mozaik deseniyle yaptığı için mozaiklemek olarak anılır., | 10.12.2009, UludağS
f.
mozurka
a.
"Maskeli, muhtelif kıyafetle kadın ve erkekler kitara ve mandolinle polka mozurka havaları çalarak ve oynıyarak gelirler.", M Celâl, Demirbaş Şarl, 6"
möhlüzlük -ğü | müflis + tr. lük müflislik. | Koyununu seçer ele katarsan / Gaylesiz olarak evde yatarsan / Fukaranın arkasından yetersen / Arkası möhlüzlüğe varılır oğul, | Geycekli 1977, 3
ar.
möhöbbet
a.
muhabbet, sevgi.
"Çar bucağı möhöbbetten doyurdum.", San, Hicranî, 108"
mps hastalığı | 2.3.2014 tv
a.
tıp
mpv | İng.* | İlk iki neslinde küçük bir MPV olan, ama sınıf değiştirerek C'ye geçen Mercedes A serisi Türkiyede satışa sunuldu., | T, 1.10.2012
kıs.a.
mr. İng. mister'dan kısaltma bay | Bugün barış sürecine dönük en sert muhalefet artık güçlerini kötülük için kullanan siyasi bir mizah kahramanına dönüşen Bahçeli'den, Dr. İnce-Mr. Kılıçdaroğlu arasında bir borderline vakasına dönmüş CHP'den değil, böyle bir sürece omuz vermesi beklenenlerden geliyor., | YOğur, T, 5.3.2013
ing.
muadillik -ği | muadil olma hali. eşdeğerlik. | Bir sembolle bir | kuvve sayısı, daha umumi olarak mücerret sayı ile ameliye sayısı arasında değiştirilebilme, muadillik vardır. Bütün tabiî sayı problemi bu muadilliğin esası ve kanunlarını izah etmekten ibarettir. Bu problemin bir hal şekli, tabiî sayıların ameliyevî olan müşahhas sayıları temsil temsil ettiğini söylemekten ibarettir., | H Z Ülken, Mantık tarihi, 1942, 292 | 12 Eylül'ün zulmüne uğramış insanların 12 Eylül davasına müdahilliklerinin ne politik ne de ahlaki olarak eleştirilecek bir yanının olmadığı muhakkak., | AGörmüş, T, 6.4.2012
a.
muakkiplik -ği | takipçilik. | Fakat bu şüphesiz gözü kapalı bir muakkiplik olmamalıdır. Realist mektebe mensup yazarların eserlerini daha çok sevdim. Fakat hikayelerimde romantizmden de koku bulanlar var..., U N Yiğiter, EK, 1953, 116
a.
muamele çekmek [C]enazesi kaldırılmadan Temo'ya çekilen 'Türkiyenin adamıydı zaten' muamelesini tarih bir kenara yazmadı mı? , | YOğur, T, 15.11.2011
muammalı
"Muammalı s. "akışkan kağıda yırtıldım muammalı bendeniz", S Koçak, 2001, 61"
muammalık | Kalın ve yuvarlak başına bir isfenks kafasının muammalığı çöktü. | , | YKK, 1945, 25
a.
muare | Yanar döner (kumaş) 1959 Hayat, Nişanyan419 | ...ooooo-o kol ağızlarına yeşil muare kumaştan farbala geçirtebilirsin-..., | NGüngörmüş, 1999, 78
a.
fr.
muaythai | spor | Türkiye Muaythai Federasyonu Başkanlığı 2006, | 22.7.2012, Z.
a.z.
muazzamlık -ğı
a.
ululuk.
"Dizide İtalya'nın küçük kasabalarının muazzamlığı çok iyi yansıtılmış.", A H Coşkun, Hr, 8.4.2024"
mucitlik | mucit olma hali | +Edison ile başlayan | mucitlik, | yaygın biçimde dünyayı sardı ve her yeni teknolojik üretim kendine pazar bulma sevdasına düştü., | Mİdil, odatv, 12.7.2015
a.
GTS+
mucizeli
s.
tansıklı.
ar. mucize + tr. -li
"Manas Destanında Satuk Buğra Hanın İslamiyeti kabul eden mucizeli başarılarını kaynaştıran motifler görülür.", S K Karaalioğlu, ?, ?, 333"
mucizelik -ği
a.
mucize olma niteliği.
ar. mucize + tr. -lik
"Kur'anın mucizeliği", DİB Takvimi, 26.03.2023"
mucizelik –ği | Türk milletinin dirilişi, sırf kendi eseridir ve ona mucizeliği veren de budur., | C Birsel, Lozan, İstanbul 1933, C 1, Önsöz
a.
mucuk | 1. İnce bir sinek. Kumuç, kumluç? | Eşek arıları, mayısböcekleri, bulut gibi uçuşan mucuk sürüleri, boy boy sinekler, kelebekler... Uğul uğul kendisine sesleniyorlarmış gibiydi., | DCeyhun, 18 2. mec. beceriksiz, ağır hareket eden kimse.
mec.
mucuk mucuk | 1. öpüşme sesi taklidi 2. öperim veya öptüm | Amman havanı da atıp atıp kaçıyorsun / Uzaktan mucuk mucuk öpüyorsun.
muçhul nefer | meçhul asker | Cebhede kalbinden vurulan benim / Bende can çekişen 'meçhul nefer' var!, | RTevfik, EGŞA, 233
a.
muço
a.
"Ben yalnız ve yalnız Kaptan Paşa olmak için yaratılmıştım, halbuki şimdi asla Kaptan Paşa olamayacaktım, asla, asla!... Bir muço bile olamayacaktım.", Kaptan Paşa, 1954, 187"
muçoluk -ğu
a.
"Akşamları da büyük babamla "provalar" yapıyoruz. Büyük babam muçoluğu kabulleniyor. Ben, büyük amiral, ona nişanlar veriyorum.", Kaptan Paşa, 1954, 114"
mudârebe | Münâza'a, mudârebe ve bazen de mukâteleler meydana gelirdi. Ahmed Kemal [İlkul], İsporad Adaları ve Tarihçesi, 1331 [1915], 20
Mûdil | dad ile saptıran, saptırıcı
a.
mûdilleşmek | Sözün kısası, Yörükân bu keyfiyeti makalesinin bir tarafında inkar etmiş, diğer tarafında ise 'İbn-i Teymiye, İbn-i Kayyim İbn Kemal ve Ebussuud gibi fikir adamları fetva şartlarının ve müftü resminin zamanla daha mûdilleştiğini ifade ederler' (S. 141) cümlesiyle, tam aksine terviçeylemiştir., OKiç, BTT, 332
f.
mudul | krş. Nodul. Hayvanları teşvik için kullanılan ucuna iğne geçirilmiş sopa. Boyutuna göre ögündere de denebilir. | ... günde ne kadar yol gidersin, demişler; o da: mudul (ucu çivili değnek) bilir demiş. Merkep ne kadar yol alsa, yine merkep. Merkep merk?bi ya yolda, ya handa tanır. Mermer iyi taştan, iyilik iki baştan olur., Hasan Çeki, Ataların dilinden, 1945, 79
a.
mudullama | halk zorla iş yaptırma | Halk arasında olarak mudullama olarak kullanılır. Zorla iş yaptırmak anlamına gelir., | master of code, 6.6.2013, EkşiS
a.
muffin | Küçük bir kek türü. Kağıdın içinden pörtleyip fışkırmış gibi... çukulata parçalısı, böğürtlenlisi ve hatta peynirlisi mevcut... 14.03.2000 penguen, EkşiS | Muffin kalıbı, | 30.4.2014, Tedi
a.
muğayyebat | Bu yüzden de hangi konuda ne düşündüğü, gerçekte neye inandığı ve neyi savunduğu gibi hususlar adeta 'muğayyebât' mesabesindedir., | M Öztürk, KararG, 10.8.2019
a.
muhabbet | Der ki muhabbet bir elma, onlar da gönül alma., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 208
ar.
muhabbet açmak
"Bülbül olmuşam ki güle tüccarım / Hicran dağlarına düşmüş kaçarım / Nere gitsem bir muhabbet açarım / İşret elin sohbet elin dil elin.", San, Hicranî, 173"
muhabbet kuşu | Kendisine çok muhabbet beslenildiğini bilen; kafesinde cik cik öten; renk cümbüşü, şirin, şımarık muhabbet kuşu aynanın karşısında aşık olduğu hayali eşine kakül taramayı, bülbül çanağındaki suyunu içmeyi ve yemini ibiklemeyi bıraktı., | BTSalihoğlu, 2014, 140
a.
muhabbetleşmek | biriyle karşıklı muhabbet etmek | Muhabbetleştik, halleştik, helalleştik. Ve Nihal'in dudaklarından şu ezgi döküldü, Kabe'nin şahitliğinde:, | FatmaAksu, Hür, 11.9.2016
f.
GTS-
muhabirli | 2013'de gerçekleştirdiğimiz büyüme ile muhabirli işlemlerde Türkiyenin en büyük, FCI (Factors Chain International) üyeleri arasında da dünyanın 2. büyük ihracat faktöring şirketi olduk., | Çağatay Baydar, HrKlbk, 21.9.2014, 14
s.
muhacır
a.
muhacir, göçmen.
ar.
"Bulutlar seni getirsin gene bir gün / Muhacır kuşlar gibi gittiğin uzaklardan", İlhan Geçer, 1986, 58"
muhacırlık -ğı | halk. Muhacirlik. | Nene Hatunum ben! Muhacırlık zamanında cephedekilere lavaş ekmek götürdüm., | YErdoğan, 91
a.
muhacir haşhaşın üç nitelikli türünden biri | Haşhaş yani afyon, malumunuz, eroinin hammaddesidir. Coğrafyamız bu bağlamda dünyanın en nitelikli haşhaşını üretir. Drogst, Soft ve Muhacir çeşitleri yüksek oranlarda morfin ihtiva ederler ve kimya sanayi içinideal ürünlerdir., | DKoryürek, T, 21.9.2014
muhacirname | muhacirname defterleri arşivlerdeki yerini bulmuşken /göğsündeki emperyalist nefreti tercih edemez bir insan komiser bey-., | ÇığlıkD, Y 2, S 5, 19
a.
muhafazacı | muhafazakar, tutucu, koruyucu muhafaza eden, muhafazakar | Cahil insan muhafazacı, gelenekçi ve statükocudur., | HVV, 1968, 9 | Bu anıyı sizlere aktarmaktan maksadım, hukuk dilimizin bu konuda en muhafazacı kalpleri bile fethedebilecek yeni Türkçe terimler sayesinde gelişebileceğini belirtmektir., | HVVelidedeoğlu, 1961AD, 17
s.
GTS-
muhafazakârımsı | muhafazakara benzer. | Şükretsinler ki... Bir ara ortacı, muhafazakârımsı aday arayışına giren CHP, Muharrem İnce'de karar kıldı., Ahmet Hakan, Şutlayın gitsin, Hr, 31.05.2018
s.
muhafazakarlaşmak | Adap bir kamusal alan kodu olmaktan çıkıp ailenin dar kalıplarına hapsolduğu ölçüde, yenilenemedi ve muhafazakârlaştı., | Mahçupyan, Akşam, 9.9.2014
f.
muhafazakarlık | Nedense benim zihnimde muhaazakarlık, şehirli ve köklü ailelere dair bir özellik olarak yer etmişti çünkü. Bu kelimeyi birilerine atfen kullandığımda da kast etmek istediğim, onların 'tutucu' bir yaşam biçimi ve politik görüşe sahip oldukları değil, değerlere sahip çıkmakta ve görgülü davranmaktaki özenleri oldu hep., | RSoysal, T, 18.9.2010
a.
Muhakemece | Fakat müstantik, Şakir'in bu katilde alakasını tespit edemedikten sonra, muhakemece yapılacak iş kalmamıştı., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 103
Muhakkirâne (????????) sıf. ve zf. (Fars. -ane ekiyle) Hor ve hakir görür bir tarzda, aşağılarcasına
muhalefet düğmesi | gömlekte normal olarak dikilen yana değil de ters yana dikilen düğme | İki yakasız gömlek, bir de cübbe diktirdi. Gömleği günaşırı değiş tokuş giyecekti. Düğmeleri 'muhalefet düğme' cinsindendi./Gömleği yakasız, muhalefet düğmeli miydi? , | BTSalihoğlu, 2014, 130-1
a.
muhalefetli | karşı çıkma yazısı olan, karşı oylu olan D.P. nin protesto toplantıları 22/VIII/1955 tarihli (Zafer) den: Eğer demokrasinin ne olduğu ve bir Parlâmento rejiminin bütün teamüllerine uygun olarak iktidarlı - muhalefetli ne türlü işlediği meçhul olsa, karşımızdaki muhalefetlere bu vâdide yapamayacakları tağşiş kalmayacaktır., Ayın tarihi, 1955, S 258-261, 139 | Daha sonra 9. Hukuk Dairesi kararlarının muhalefetli çıktığını görüyoruz. Zannediyorum üçe iki muhalefetli ve muhalif oy kullananların 9. Hukuk Dairesinin 10. Hukuk Dairesine geçmesi üzerine olsa gerek., Yargıtayın 1975 yılı iş hukukuna ilişkin kararlarının..., 1976, 105 | Oysa ki bu tasarı, bilimsel kürsü faaliyeti; sendika hareketleri; Anayasanın mahfuz tuttuğu mülkiyet - teşebbüs - çok partili ve sosyal muhalefetli laik sayasal hayat gibi müesseseleri tahrip etmemek şartiyle hür parti çalışmaları gibi yollar ile halk efkarını uyanık tutan merkezleri boğma amacındadır., | B Savcı, Hürriyetler üzerine düşünceler, 1968, 57
s.
muhalifimsi | Zaten devlet halkını ezmeye başladığında bu muhalifimsiler, halkın yanında yer almaz, aradan sızma girişimi yaparlar iktidara., | TKöseoğlu, T, 17.2.2012
s.
muhallebi | su muhallebisi | Nişasta ve su ile koyuca pişirilip pudra şekeri veya pekmezle tatlandırılan, üzerine gül suyu dökülerek yenilen muhallebi. | Oralarda tavukgöğsü, muhallebi, su muhallebisi, aşure, sütlaç, keşkül ve de kazandibi satılırdı., | NazikErik, 40
a.
muhallebi yerken dışı kırılmak | Kimin ters giderse bir zaman işi / Muhallebi yerken kırılır dişi, Figanî
muhallebili | Tatlılara ciddi emek harcanmış. Dondurmalı ve fıstıklı burma favorim. Muhallebili katmer ve ev baklavası da başarılı. Sıcak çikolatalı dondurma ve beyaz çikolatalı 'volkanik' bana göre değil, | VMilor, HrCmrts, 8.7.2017, 12
s.
Muhammedi ruh | Evet zalimi ilmek ilmek devirecek, dayanak noktalarını tek tek çökertecek böylesi Muhammedi ruhlara ne çok muhtacız bugün., | YenerDönemze, YAkit, 25.8.2013
a.
Muhammediye | Büyükannesinin ara sıra diğer ihtiyar kadınlarla beraber okuyup ağlaştığı Muhammediye'yi sıkıcı buluyor, Şube Reisi'nin oğlu Vasfi'de pek bol bulunan, iki sütun üzerine basılmış,
tercüme romanları da pek anlamıyordu., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 79
a.
muhammediye | Dün akşam eve gelince sandığı açtım. Muhammediyenin kalın cildini çakı ile ayırdım, arasına planı yerleştirdim. (...) Neden sonra Muhammediyeyi ele aldım. Evirdim çevirdim. Birdenbire kabındaki yarığı görmüş oldum. Çektim ayırdım. Evvela ikisi birden: -Ne yapıyorsun bre habis diye bağırdılar. Fakat plan ortaya çıkınca gözleri yuvalarından dışarı uğradı. Ben hayretten hayrete düşen bir adam gibi: -Allah Allah bu da nesi? dedim. ... Bu büyükbabamın son zamanlarda bahsettiği definelerin planı olmasın sakın? ... | -Kim kopardı ise eli kırılsın, kahrolsun! Keramet durur mu? Hemen yerinden sıçradı, sandığa koştu. Muhammediyeyi çıkardı, parça parça etti. Fakat pederle teyze kendilerinden o kadar geçmişlerdi ki, bu günah-ı kebairin farkına varamadılar. Sadece: -Bulamadın mı? yarısı yok mu? Diye inlediler. Keramet bitkin cevap verdi: -Yok, Allah belasını versin. KTahir, AşkÇetesi, 50-51, 54 | Dinim Rabbena hakkı için enfes. Muhammediye'nin kabından koca plan çıkar da yutulmaz mı? | , | KTahir, AşkÇetesi, 104
a.
muharremiye
Muharrem ayı hadiselerini anlatan mersiyeler ve benzeri manzume.
ar.
muharrem+iyye
Eşref Divanı'nda en çok yer verilen konulardan biri de âl-i âbâ mersiyeleri ve methiyeleridir. Şair muharremiye ve maktel türlerini divan şiiri geleneği çerçevesinde kaleme almış, Bektaşilik neşvesiyle bu dini-mistik türlere dair pek çok şiir yazmıştır."]
Seyfettin Ünlü, 05.06.2025, Facebook
muhasebecilik -ği | ön muhasebecilik | 2012
b.a.a.
muhasebeleştirme | İnşaat sözleşmelerinin muhasebeleştirilmesi ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? , | SMMM StajaGirişDenemeSınavı, 11.7.2015
a.
GTS-
muhataplık –ğı | 1316 tarihinde Huzur Dersleri muhataplığına tayin edilmiş ve Sultan İkinci Abdülhamid'in kitabçısı olmuştur. Huzur derslerinde muhataplığı 1332 senesine kadar devam etmiştir., | Mustafa Sabri, Dini mücedditler: reformcular, 1969, 11
a.
muhataplık | muhatap oluş. | Çözüm sürecinde kimse, | sahte muhataplıklar tesis etmemelidir., | Zentürk, Star, 20.08.09
a.
Muhayyile | Bu sırada muhayyilesi onu başka bir geceye, şimdi kendisine asırlarca* uzakta gelen bir zamana götürdü., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 218
a.
muhbir | muhabir
a.
muhbirlik | muhabirlik, muhbirin/muhabirin yaptığı iş | Şimdilik bir muhbirlik açık., | Güntekin, Damga, 76
a.
muhibbanname | dostlar kitabı. | MUHİBBANNAME Mutad-ı şehr cem oldu Beyezidde muhibban / Mihmandarı Rizevi şeyhül kütüp Ramadan./ Çay nüş edüp def-i gamla kahvaltı eylediler / Ba'de't taam sohbet ü ayş nice kıssa söylediler., Hulusi Üstün, Ara 2022, facebook
a.
muhkemce | Peri ise yarasını muhkemce tutup dağ yamacına taraf gitmekte(dir)., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 172
z.
muhkemlik -ği | muhkem olma hali. | Mülhid-mürted ile mücadele ilmî sahada olur. Hamdolsun, Müslümanların müktesebatı cümle münkir-mülhid-mürtedin müddeasını çürütecek zenginlikte ve muhkemliktedir., İ Küçükkılınç, 09.01.2025, Facebook
a.
muhtar çakmağı
"Muhtar çakmağı ile tutuşturulan soba ince sacdan olduğu için hemen kızarır.", Ersin Bulun, 2023, 107"
muhtarlaşmak | Özerkleşmek | Hele şu 'sömestr'i de söküp alabilirsek bir kat daha muhtarlaşacağız. Fakat ne yalan söyliyelim, gene tam manasiyle muhtarlaşacağımıza inanmıyoruz., | Guguk, B F A, 1947, 2
f.
muhtasarlık -ğı | Süheyl'in Bağışları notu üzerinde tarih yok maalesef, ne zaman yazdığını bilmiyoruz. Bütün muhtasarlığına rağmen birçok bakımdan çok kıymetli bir not. Özellikle de sadeliği, tevazuu, mahviyetkârlığı itibariyle..., İ Kara, Süheyl Ünver Arşivleri, Derin Tarih, Mart 2025, 4
a.
muhtebir | 1. Yoklayan, deneyen, tecrübe eden 2. Sağlam haberi olan. İyice bilen. | Muhtebirlere suret-i müracaat ve bunların müstahak olacakları ücret ve tazminat miktarları hakkında Sıhhiye ve Adliye Vekaletlerince müşterek bir talimatname tertip olunur., | 1219 R.G. Tarihi: 04.04.1928 R.G. Sayısı:863 Tababet ve Şuabatı San'atlarının Tarzı İcrasına Dair K, md.11
a.
muhteremlik -ği saygıdeğerlik. | Baba Cafer Cem Mahruki, Mason Ülkü Locasının 1992-94 yıllarında Üstad-ı Muhteremliğini yürütmüş, 21.11.2024, X'te birçok hesap.
muhteşemlik | görkemlilik. | Şu üç Portakallı 'muhteşem' film. Ama ne yazık ki bütün muhteşemliği sadece film şirketinin isminde gizli. Yoksa filme işleyen bir muhteşemlik söz ..., | VarlıkD, 1993, C 1024-1029, 172 | 1980 darbesinin neredeyse tüm kültür-sanat dinamiklerini kesintiye uğratan baskı ortamını hazırlamadaki rolü malum. Ayrı bir muhteşemlikler tarihidir, ama o günlerden başlayarak rejimlerin kalıtsal hassasiyetleri bağlamında kültür pratikleri üzerinde oluşturdukları kontrol mekanizmalarına dair | uzun listeyi buraya copy-paste etmeye gerek görmüyorum., | TSerttaş, T, 2.3.2012
a.
muhtevaca | içerik bakımından. | ... binaenaleyh «Vespasianus zamanında» demek lâzımdır; ısrarla her yerde söylenilen «senatusconsultus» ise «senatus consultum»'dur), müellifleri zikretmekteki dikkatsizlik (gerek muhtevaca -yukarda verdiğimiz misallerdeki gibi- gerek şekilce: sah. 567, n. 88: Giannetto: bu müellifin adı Giannetto LONGO'dur; babası Carlo LONGO'dan ayırmak için küçük adı olan Giannetto tasrih edilir., Ziya Umur, İÜHFM, 1957, C21, S 1-4, 502
s.
muhtevalı | (Söz, yazı ve konuşma için) Boş ve anlamsız olmayan, fikir yönünden zengin ve doyurucu, anlamlı, özlü. 2+. Olgun, derin kimse | Âmir, yetişmiş, bilgili, görgülü, otoriter, kendi iç dünyasında muvazeneyi kurmuş, muhtevalı, iradeli, olgun insan değil mi idi? , | Nazik Erik, 25
s.
muhtevasızlık -ğı a | Şekil, dış görüntü onun için her bakımdan çok öne çıkıyor.Bütün çelişkileri, biçimsizlikleri ve muhtevasızlıklarıyla..., İ Kara, | Tarihçiyi Unutan Tarih!, Derin Tarih, Oca 2025, 3
muînsizlik -ği | | Zorunlu askerliğin resmi çerçevesini belirleyen kanunlardaki bireysel muafiyet kategorilerinden birisi olan muînsizlik, askerlik hizmetinden kaçınmak isteyenler için önemli bir araç olmuştur., R Özbölük, | Osmanlı Devleti'nde Zorunlu Askerliğe Direniş: 'Muînsiz' Efrad Problemi, Akademik Bakış D, Kış 2022, C 16, S 31
a.
mujo Jap. | Peki nasıl oldu da insanlar korkudan aklını kaybetmedi? Japoncada | mujo diye bir kelime varmış... Budizmde, her şeyin geçici olduğunu ifade etmek için kullanılıyor. Bu dünyada can bulan her şey, eninde sonunda yok olacak anlamında... Bizdeki | fanilik kavramı gibi. Murakami'ye göre | mujo, | dini anlamından öte, Japon insanının ruhuna kazınmış. Doğaya karşı gelmenin anlamsızlığına derinden inanan Japonlar, belki de bu yüzden bunca felakete karşın halen sükuneti koruyabiliyor., | MEvin, M, 17.3.2012
a.
jap.
Mukaddesiyet | mukaddeslik, kutsallık. | Hafız, rind oldğu için, kültürümüzdeki mukaddesat dışında, bazı şeylere de mukadesiyet yüklemiştir. Şarap, hancı ve sevgili vb., | Muhammed Çelik, | Hafız Şirazi'nin rindliği, | EtkiD, S 2, 2016 Eki/Kas, 11
a.
mukaddeslik | kutsallık. | Mesleğin mukaddesliğine inanmış bir idealistti, | RNG, Acımak, 6
a.
mukarnas | Hilmi Bey, (...) mukarnasların ilk defa hem ana kubbede, hem yarım kubbelerde bu ölçekte birlikte kullanıldığını ve çok etkili bir mimari unsur olarak vurgulandığını, yine ilk defa bu camide halısından aydınlatma araçlarına, minberinden çinilerine kadar üslûp, zevk ve mimari dil birlikteliğinin sağlandığını söyledi., | BAyvazoğlu, Z, 26.7.2012
a.
mukattaât | Tekili Mukattaa. Kat' edilmiş, kesilmiş şeyler. Kısaltmalar. Çeşitli gazel ve kasidelerden seçilmiş beyitler. Herbiri bir kelimeye delâlet eden harfler. | Kamus-ı Fransevi'de müstamel mukattaâtın tefsiri:, | ŞS, Kamus-ı Fransevi, 4. bs., İstanbul 1905, 7. yaprakta.
a.
muktedirleşme | muktedir hale gelme | Bu bir restleşme değil, halkın tek ve meşru temsilcisi parlamentonun içinden çıkan siyasal iktidarın olması gerektiği gibi muktedirleşme kararlılığının beyanatıdır., | MAltınok, T, 10.2.2012
a.
muktedirleşmek | Askerî ve bürokratik vesayetin tasfiye olmadığına, dolayısıyla AK Parti'nin muktedirleşemediğine dair ısrarlı vurgumuzun ne kadar yerinde olduğunu gösteren açık gelişmelere şahit oluyoruz., | MAltınok, T, 10.2.2012
f.
multi-kulti | çokkültürlü | Buradaki çokkültürlülüğü, 'multi-kulti' durumunu seviyorum., | SılaŞahin, R, 23.8.2011
s.
alm.
multi-slice
çoklu-dilimli.
a. tıp.
ing. multi: çoklu slice: dilim
"HSG (Rahim filmi) Girişimsel Radyoloji Multi slice bilgisayarlı tomografi kontrastlı mamografi volumetrik 3D diş tomografi",
Tesla Emar Merkezi HSM Radyoloji İleri Görüntüleme ve Tanı Merkezi, 05.06.2025
multidisipliner/mültidisipliner | obstetric anal sfinkter hasarına multidisipliner yaklaşım ve anorektal ultrasonografi kursunun organizasyon komitesinde görevli olması nedeniyle doçentlik jüri üyeliğinden muaf tutulmasına dair teklif,, | İÜYK
s.
multienstrümantalist | Dünya müziğinin en yetkin isimlerinden, Alman besteci ve multienstrümantalist Stephen Micus, Salon takipçilerini iki gecelik kültürlerarası bir müzik yolculuğu[na] davet ediyor., | T, 13.11.2013
s.
multiflasyon
b.a.
çoklu enflasyon.
"Mahfi Eğilmez: Enflasyonla mücadelede 22 yıl geriye gittik Türkiye için 'multiflasyon' uyarısı", 19.02.2024, tv"
multijet | Multijet dizel motorlar, | YeniFiatLinea reklamıZ, 6.5.2012
s.
multiplayer
a.
çok oyunculu.
ing.
"Eğer Tetris'in 520 milyonluk rakamını pas geçersek, 238 milyon ile tüm zamanların en çok satan oyunu Minecraft da başarısını 'multiplayer' özelliğine borçlu.", Alper Bahçekapılı, Oksijen2, 9-15 haz 2023, 10"
multipoliglot | çok dil bilen kimse | En az 60 dil bilen fenomenal multipoliglot Prof. Cristian Pettersson ve 38 dil bilen poliglot dilbilimci Giuseppe Gasparo Mezzofanti, bu 30 günlük yöntemin oluşturulmasında esinlenilen dahi kişiliklerdir., | Hr, 25.4.2019 Fenomenal | Fenomenal Multipoliglotlar Formülünün dil okullarının sonunu nasıl getireceğini görün., | Hr, 25.4.2019
s.a.
multitouch | 10.1 inç ve 1280x800 çözünürlüğündeki bu minik dev on parmak multitouch çalışabiliyor., | TheGate, | 136, Ağu2011
s.
Muma dönmek | Evde yıllarca babası ile çatışan, özgürlüklerini elde etmeye çalışan, oğlu ise eşinin yanında muma döner., | R karakuş, Evin en öksüzü babalardır, 16.6.2019 messenger
mumifikasyon | N.'lar infarkt bölgelerinde bulunur. | Mumifikasyon (organların uçlarında bulunan dokuların kuruyup dökülmesi) ve | Gangren (dokunun çürüyüp cerâhatlenmesi) de N. anlamına girer., Türk Ans., 1946, C 25, 181
a.
mumlayan | Hayatı boyunca eşitlik ve adalet için mücadele etmiş, her yaptığını insanın insana kulluğunu ortadan kaldırmak için yapmış, ömrünü | büyük insanların yaptığı tarihi değiştirmeye adamış bir adamın mumyasını görmek bir yana dursun, mumlayanları bir kez daha lanetledim., | RMargulies, T, 16.3.2013
s./a.
mumlu mühür
b.a.
"Vedat bey masanın başına geçti. Bir tabaka kâğıda kırmızı mumlu mühür bastı.", Kaptan Paşa, 1954, 154"
mumluk | 1. Şamdan 2. Herhangi bir sayıda mumu olan 3. fiz. | herhangi bir mum gücünde olan | Kuru yemişçinin yüz mumluğu altında fitil gibi bir ihtiyar, kızlara bir avuç tuzlu fıstık uzattı., | OKemal, 1969, 43 | Ben o gün New Cross'un ana sokağından geçerken, bir mumluk cimri öğlen ışığını yutuveren bir karanlık, bulamaç gibi yapıştı etrafa., | F Kayacan, SONY, 17
s.a.
GTS++
mumsuz | mumsuz baldır şeriat / tortsuz yağdır tarikat / dost için balı yağa / pes niçin katmayalar., | Yunus Emre
s.
mumyalanan | Mumyalananlar ve mumyalanmayanlar, | RMargulies, T, 16.3.2013
a.
munbarî
s.
x
munbarî arkasında dar bir setri ve ayağında ise mumbarî bir pantolon ile cambaz çırağı gibi sıçramakta 3
muncur | bkz. Munzur. dudak. | Yomurcak vursun o bet muncurlere diye sevile sevile büyüduğumuz içun, bağa sevilmayi değil sevmeyi oğret ballisi, | @rizeağzi, twitter, 22.5.2016g
a.
munkabızlık -ğı | Gülünmesi mi ağlanması mı gerektiğini bilemediğimiz bu kanun, dar anlamda Fransız sosyaldemokratlarının, geniş anlamda da sosyaldemokrasinin saftırıklığına, munkabızlığına, yetersizliğine güzel bir örnektir., | EArdıç, Sabah, 9.4.2016
a.
munzur | bk. mırız dudak Akçaabat Munzur, Şavşat (Erdin Kılıç, 30.7.2019)
a.
murakabeci | murakabe eden. | Anadan, babadan, mektepten, cemiyetten meccanen alınan hazırlop inanışlarla vicdan arasındaki büyük hesaplaşma; atacağını dibinden söküp atma, tutacağını da köküne kadar yapışıp tutma hassası... İmanın böylesine tahkikî iman denilir; ve inanmanın makbul şekli bu olduğu gibi, inkar ve sözde yenilik, ilerilik palavralarına mukavemet etmenin, onları yutmamanın murakabeci kuvveti budur. Fransızların (egzamen dö konsiyans) dedikleri bu hassa üstün mütefekkir ve sanatkârın biricik sermayesidir. Batı dünyasının, bir adale kıvranması şeklinde resmettiği meşhur 'Düşünen Adam' heykeli, deminki ıstırap tezimizle karışık olarak nefs muhasebesinin timsalidir., | Necip Fazıl, Sahte kahramanlar: imam ve aksiyon, özlediğimiz nesil, İslâm ve öbürleri, 1976, 181
a.
murakabesiz | Yapılan her hangi bir işin murakabesiz ve ikinci defa tetkiksiz kalmasından hasıl olacak boşluğu doldurmak ve kurumun ilmî hüviyetine layık bir surette inceleme programına sadık kalmak maksadiyle Ferid Ayıter'in hazırladığı bu lûgatler ..., | Refik İnce, Hukuk Lugati, 1.3.1943, XI
s.
mural | çok geniş alanlara yayılabilen duvar resmi. 21.09.2001, ravena, EkşiS | Aile Bakanı Kristina Schröder ile Sağlık Bakanı Daniel Bahr, Almanya'nın yeni kanser yasasını ekspresyonist bir muralin önünde tartıştıktan sonra onayladılar., | T, 23.8.2012
a.
ing.
murat | Murad gerdek | Cuma akşamı iki genci murat odasına koydular., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 34 murat alıp murat vermek deyim | Tebrizde toyunu, düğününü yaparak tekrardan nikahını kıydırıp Muzaffer Beyle iki genç bir odaya gerdeğe girip Cenabı Hakkın taksim ettiği muradını alıp murat verdiler., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 130 murat odası | gerdek odası | Çocuğu gece de murat odasına koydular. Telli'ye, muradına kavuşmuş oldu, lakin, bilemezsin kader ne estiriyor., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 213
ar.
muratsız | nâmurâd Muradına çatmamış kimse evlenmemiş, evlenmiş ama çocuğunun doğumunu görmemiş veya sünnetini, evlenmesini görmemiş kimse; dünyaya doyamamış kimseMezar taşlarında namurad gitti diye yazılır.
s.
GTS-
muratsız gitmekdeyim | Tarih bin dokuz yüz otuz dokuzda / Çok felaket oldu şehr ü nüfusta / Muratsız gittiler gelin de kız da / Bu hususta sur u mizan ağladı, | SüleymanRuhi, EGŞA, 65
TDK-
murç -cu
Nisan 1. 19. yüzyıl keski murcu. 2. Demirci damgalı murç. 3. Osmanlı dönemi tokmak.
Murç | kalın çivi | Erzurumun Horasan ilçesindeki Yazılıtaş köyünde yer alan 3 bin yıllık Urartu yazıtına murç (kalın çivi) çaktılar., | İ Yılmaz, Hr, 18.10.2019, 5
a.
murphy kanunları | Oku. Mörfi | Meclis, Murphy kanunlarını değiştirebilir mi? , | ATAlkan, Z, 30.7.2012
a.
ing.
Murt | çirkin. mecaz yoluyla galiba. | Projelere baktım, mimari de çok güzel, çok estetik. O eski SSK konutlarımız gibi suratsız ve 'murt' değil. Rusyadaki gibi hiç değil., E Ardıç, SbahG, 10.3.2019
s.
murtuğa | Van'a özgü kahvaltı; yağda kavrulan una yumurta kırılarak pişirilen bir yemek. | Kavrulmuş buğdayın dövülmüş haliyle yağın üzerine dökülmesiyle yapılan, bizim Sümelek'e benzeyen ama şekerli tadı olmayan 'kavut' ile un, süt ve yumurtadan yapılan 'murtuga' ve 'otlu peynir' kahvaltıdaki yöresel lezzetlerden aklımda kalanlardan bazıları., | M Yassa, 05.07.2011 e-posta | Yağda kavrulan una yumurta kırılarak pişirilen murtuğa, tereyağlı çökelekli cacık, kavrulmuş buğday unuyla yapılan kavut, vana özgü kahvaltılıklardır., | S Soysal, Kelebek, 24.6.2018, 7
a.
muruz | bk. Munzur | muruzlarını tökmeksurat asmak. | Gena Tökmüş Muruzlarini, Yörenin Diliyle Şavşatlı Bir Halk Şairi ve Karadeniz Hanımlarının Bozuk Havaları, | III. Uluslararası Türkiyat Araştırmaları Sempozyumu, 26.-29. Mayıs 2010, Bildiriler Kitabı, Uwe Blaesing, 2010, C 1, 141-160
dey.a.
mus kup | yumurta, bitter çikolota, portakal kabuğu rendesi şeker, neskafe, krem şanti süt ile yapılan ve soğuk servis edilen yemek+ | Türkiyenin en iyi şeflerinden Ramazan menüleri Çikolatalı mus kup, | HKelebek2, 21.6.2016
a.
musab/p kendisine musibet isabet eden kimse, hasta, sayrı | Biz, büyük harbin asla şifa bulmaz musaplarıyız., | Tez, TTE, 97
musabaka
musabakacı | Musabakacılar tetkiklerini üç nüsha olarak yazı makinesiyle hazırlayacaklar ve bunları nihayet ilk teşrin 1936 ayının sonuna kadar Ankara (Hukuk İlmini Yayma Kurumu Posta Kutusu No. 44) adresine göndermiş bulunacaklardır., | 1936
musafahalaşma | 2019'daki yerel seçimin ardından da buna tıpa | benzeyen bir hadiseyle karşılaşmıştık çünkü. Çok sert geçen bir seçim sürecinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan çıkıp | Dönem kızgın demiri soğutma, musafahalaşma, kucaklaşma, birlik ve beraberliğimizi yeniden perçinleme dönemidir... Siyasi görüş ayrılıklarımızı bir tarafa koyup 82 milyonla Türkiye ittifakı olarak hareket etmeliyiz demişti..., 18.04.2019, AA
a.
tıp
Musahabalaşma
"Musahabalaşma dönemidir.", 8.5.2019"
musahib/musahip a .ar. padişahın hususi nizmetlerinde bulunan, başlıca vazifesi padişahın iradelerini tebliğ eden saraydaki itibarlı görevli | Bu zat, padişahın musahiblarından –ve o devrin en mühim musikişinaslarından- Sait bey idi., | ZŞakir, SadullahAğa, 12
musahibelik -ği
a.
"Kaynaklar onun II. Selim ve III. Murad döneminde sarayda kaldığını ve iki padişaha da musâhibelik yaptığını bildiriyor.", @hhalilsolak, 27.01.2024, X"
Musandıra | 1. Evlerde yatak yorgan konulan yer, yüklük. | ?Ocağın soluna gelen alçak musandıraya el yordamıyla çıktı. Büyük bir ayı pöstekisinden ibaret olan yatağına uzandı.? -Ö. Seyfettin. TDK | 2. Mutfakta yüksek ve geniş raf. | ...o biraz kavrulunca musandırada kedilerden saklamak için ağzı kapalı dolaptan kavurma tepsisini getirdi, bıçakla tavanın üzerine birazını kıydı., | M Kızılca, 27.04.2016, | http://rasyonelhaber.com/makale/431/gargara-abduellatif-camii, 11.8.2018
a.
TDK++
musarraha | İtiraf Yeni | Siyasette temsil hakkı olan tüm tarafların katılımıyla oluşturulan bu model, üç ayağa dayanıyordu; Musarraha, Muhasaba ve Musalaha. Yani, itiraf, yargılama, uzlaşma... », Söney, T, 28.6.2014
ar.
Musevi | Musevi dinine itikat eden kimse | Demek ki bu güzel musevî kızının da bir gönül yarası vardı., | FAtabek, DK, 174
a.
Mushaflaştırılma | Kur'an-ı Kerim'in Mushaflaştırılması ve nüzul döneminden uzaklaşılmasından sonra, bazı Kur'an kavramları anlam kaymasına uğramıştır., | SevimGelgeç, HzPeygamberinTebyinGörevi, DinBilimleriAkademikAraştırmaD, c.15, sa. 1, 2015, | 275
s.a.
musikileştirmek | Soğuk bir suyun çeşme taşlarını yalayarak reçineli tekneye dökülmesinden çıkan billûr ses tabiatın sessizliğini musikileştiren yegâne hareketti!, T Toros, | Şair Ziya Paşanın Adana valiliği, Türk Sözü, 22.05.1936, 3 | Dışarda kar yağıyordu. Hepimiz şiirin sesiyle önce Varşova'daki ıztırabı duyduk. Sonra İstanbula döndük. Sözü böylesine mûsikîleştiren şaire bizzat mûsikinin bir cevap vermesi lazımdı., N S Banarlı, | Altmışbeşinci Yılda, Yahya Kemal Yaşarken, 1959, 63
f.
musiplikle | Yine aynı muziplikle bıyıklarını sıvazladı: 'Hiç kuyruk olmayan yerde yağ olur mu Safinaz Teyze.', | NGüreli, 55
z.
muslin | BTS+ | [G]elinine kırap, muslin gibi beyaz, ince, üzeri urgan yaprağı renginde ufak güllü bir kumaş, Mehmed Galib'e tekyelik*, zıbınlık* bez, biraz da Yağlıkçılara uzanarak ipekli kundak, çarşıda gezinerek Yusuf'a gecelik, şam hırkası*, çorap, fanila, donluk, patiska, firenk gömleği*,... iştira etti., | ARasim, Asker oğlu, 42 | kapılarından yanık çöreotu kokuları yayılan / muslin çamaşırlar asılan avlusuna / kafeslerin ardından uykulu kadınlar, | MG, 11
a.
bts+
Musluk –ğu | kapı | ...Allaha şükretmek ve hastalığın açtığı dua musluğunu, afiyeti kesbetmekle kapamamak gerektir., | S Nursi, Hastalıklar risalesi, 29
a.
musluklanmak* | Sayın Gökberk'e bir meslektaşı olarak önerim, bu cümlelerine rağmen kılını bile kıpırdatmayan ve menfaat çeşmesine musluklanmayı her şeyin üstünde gören figürleri kendi hallerine bırakmasıdır., | STunalı, T, 29.9.2012
f.
Mustabey Armudu | Meşhur bestekâr Mustafa Itri Bey'in Bakırköy gibi boş arazilerde bahçesi varmış, bilir misiniz? En kokulu armutlardan birbirine aşılaya aşılaya Mustabey Armudu'nu türetiyor. Ama Mustabey Armudu'nu devam ettiren bahçıvanlar kalmadı... Bu armutlardan gördünüz mü?
a.
Mustabey armudu | örneğin yüz on yedi mustabey armudu diye / kş armudu iri ve seyrek olur, | MG, 88
a.
Mustafa Kemal'in ayağında ise, Canonica'nın Zafer Meydanı'na yaptığı Mareşal üniformalı heykelinden farklı olarak | kapaklı getir değil, çizme var. Yalçın Ergir: Ankara 1920 ve ötesinden beriye.
musul | ahırda hayvanların yem yedikleri tahta yemlik. | Bir sepet ot getirip kısrağın, ala keçinin, mor koyunun, boz eşeğin musullarına koydu., | NDadaloğlu, Meyro ileMemo, ts., s.21
a.
Muşamba feneri | bir tür el feneri | Peder validenin yaktığı mşamba feneri alarak aşağa indi., | M Naci, 1969, 17
a.
muşmula muşmula gibi | asık suratlı | Üstelik yeni uyanmıştım, muşmula gibiydim ve hiç de gülecek halim yoktu., | AyçaŞen, T, 1.7.2012
s.
muşmulalaştırmak | muşmula şekli vermek | Büyükbaş müdürün elinin sallanması durmadan telefonu yeniden çaldı; büyükbaş müdür suratını muşmulalaştırarak konuşmaya başladı., | NGüreli, 62
f.
muştalı | muşta kullanılarak. | Diş hekimine muştalı saldırı: Husumetlimi nasıl tedavi edersin? , Karar G, 29.09.2024
s.
muşuldak | burun. | Ayaklar, karın, ağız, burun, gözler, kafa: İki sırık, bir tuluk, üst tarafı şıpırtak (şapırdak), daha üstü muşuldak, daha üstü ışıldak, daha üstü dana buzağı yaylası (Cevap: İnsanın ayakları, karnı, ağzı, burnu, gözleri ve başı), | Naki Tezel, Türk Halk Bilmeceleri, 1969, 4
s.
mut
a.
mutluluk.
Sizin yanınızda bulunmak benim için bulunmaz bir muttur. Dostlarımı size tanıtmak isterdim.
mut | Mut olsun savaşımız / Anaya babaya oğla kıza, yiğitler., | Dağlarca, 1971, 83
a.
mut mut da armut! ++
Mutabelli | Mutabelli mini köfte, | , F Makasçı, Raillife, ekim 2019, S 133, 46
Mutabıklaşmak | Sormayın arkadaşım, böyle insanların olduğu yerde bulunmam, bilgi de vermem, adamın tarzına bak, sonra da piyasada adamım dıye gezer bunlar, ben bir şey yazmışım sana hakaret etmemişim, sen neden saldırıyorsun, daha bugüne kadar herkes hizmet dökümü yeterli SGKdan bunu verdiler, SGK herkese bunu veriyoruz diye mutabıklaşan insanlar şimdi hımm demek böyle diye bildiklerinden şaşıyorlar., | Ha-Ta, 11.8.2012, | https://forum.memurlar.net/konu/1606742/4.sayfa, 30.6.2019g
f.
mutaf | Bu kelleyi, kalpak serpuş gibi şeyler örtemeyeceğinden mutaflarda keçi kılından dokunmuş bir tür çul at torbasını başına takke yapmışlardı., R Durbaş, Şaka-nâme, 1983, 46
a.
mutancana | kuzu eti ve kak (bilhassa erik kurusu) ile pişirilen bir Osmanlı mutfağı yemeği | Kuzu ciğer sarma, mutancana, hünkarbeğendi, elbasan tava, kuzu yahni, kuzu tandır, kuzu kapama, çok güzel ve lezzetli örneklerdir., | Salim Temel, Medya KeşanG, 21.2.2017
a.
mutantlaşma
a.
mutant hal alma.
ing. mutant + tr. -laş-ma
"Vasatlaşma, bayağılaşma, yığınlaşma Bu bir ülkenin toptan ayaktakımına dönüştürülmesi ve halkın ulaşmak için çabalayacağı değerler sisteminin, kültürel formların ortadan kaldırılması sonucu kristalize yozlaşma diyebileceğimiz bir mutantlaşma durumudur.", İ O Sönmez, Doğa, tarih ve insan üzerine aykırı düşünceler, 2018, 180"
mutasyonlu | mutasyon, başkalaşım geçirmiş olan. | M694V homozigot mutasyonlu ailesel Akdeniz ateşi tanılı hastaların sağlık durumlarının değerlendirilmesi, 25.10.2024+
s.
ing.
mutatabbib | tabip taslağı.Biyoloji ve fizyoloji kitaplarını daha ders yılının iptidasında başından sonuna kadar okur, arkadaşlarım arasında mutatabbib geçinirdim., B S Ediboğlu, EK, 1953, 120
a.
mutavvif
a.
"Sözlükte "tavaf eden" anlamına gelen ve hadis kaynaklarında da bu anlamda kullanılan mutavvif kelimesi (Buhârî, "Şürûṭ", 15) daha sonra "tavaf ettiren" mânasını kazanmış ve hacıların kalacak yerleri, yeme içme, sağlık vb. meseleleriyle ilgilenen, haccın rükünlerini yerine getirmelerine yardımcı olan kişiler için bir görev unvanı haline gelmiştir. Bu anlamda ayrıca delîl, muallim ve şeyhü'l-hac tabirleri de kullanılmaktadır. Nebi Bozkurt, Mutavvif, DİA"
ar.
"Herhâlde mutavviflik dışında da hizmetleri, yardımları olurmuş."
mutbak -ğı
a.
mutfak.
"O gün ancak ekmek alabilecekdi. Mutbakta yiyecek bir lokma ekmek yoktu", C Uçuk, DŞ, 1971?, 84"
mutbak | mutfak. | Padişah gene öfkelenir kıza. Adamlarını çağırır: 'Atın bunu da, sarımsak soysun mutbakta...' der. Atarlar ortanca kızı da ablasının yanına sarımsak soymaya., P N Boratav, Çan-Kuşu Çor-Kuşu, 2001, 48 | Duvarlarına 'Gazetecinin hası muhabir olur' yazacaktır köşelerinden hor gördükleri otuz muhabirin maaşını alan ve Twitter ve köşe yazılarının başından kalkıp da kahve almaya mutbaklarına giderken totoları kocaman olmuş, bir sağa bir sola kaykıla kaykıla ağır vasıtalarını taşımaya çalışan, asansörde karşılaştıkları muhabirleriyle aralarında süper hiyerarşityiyenler. (Muhabirler burada aslında gazetenin mehmetçikleri olarak gazlanmaktadır.), | Ayça Şen, T, 13.11.2011
a.
mute | İng. sessize almak twitterda Sessize al durumu | Twitterın üzerinde çalıştığı 'mute' yani 'sessize al' uygulaması, kullanıcılara bir süre ara verme imkanı tanıyacak., | T, 3.5.2014
f.
ing.
Muteberlik –ği | geçerlilik | Zira gayrımümeyyizlerin yapacakları akitler ve hukukî muameleler velînin izin ve icazeti ile dahi muteberlik kazanamaz., | Ankara şehrinin sınırları -belgeleri ve mahalle, bölge..., 1945, 48 | Yalnız onlar da kütleler tesiri kanununu daha çok sezin yolu ile bulmuş olduklarından kanunun gerekli ispatları sonradan yapılmış ve muteberlik sınırları sonradan kesin olarak çizilmiştir., | A G Parts, Fizikokimya, 1952, 304
a.
mutenalaşma | Nitekim, tüm diğer kültür sanat ortamları gibi 'mutenalaşmaya' başlayan edebiyat ortamımızda da-, KemalYılmaz, R, 4.10.2010
a.
mutenalaştırıcı | Ak Partinin mutenalaştırıcı siyaset serüveni/Diğerleri gibi, bugün Ak Partinin de deneyimlediği bu mutenalaştırıcı siyasetin de sınırlarına geldik, | KGümüş, T, 18.12.2013
mutenalaştırma | [K]avrama başta | soylulaştırma olmak üzere | mutenalaştırma, | seçkinleştirme, | nezihleştirme, | ehlileştirme, | kibarlaştırma, | burjuvalaştırma hatta | jantileşme gibi birbirinden farklı kelimeler ile önerilen karşılıkların hiçbirine de o kadar sıcak bakmaksızın., | CAktaş, T, 15.3.2012
a.
muteriz | Mu'eriz itiraz eden, karşı çıkan | Bir gün muterizin biri Mevlana'ya bu gün geldiğinde ne söylerse itiraz edecem der., | HBurkay, 44
ar.
mutfaklık
"Köşede çiçekli basma perdelerle ayrılmış, ona mutfaklık yapan yana baktı. Dudaklarında bir gülüş dolaştı.", C Uçuk, DŞ, 1971?, 11"
Mutîk/a ve itâka | 1875 tarihli? TŞSnde geçiyor, evlenmeye güç yetirecek büyüklüğü/bedeni ifade etmek için. Aslında sabır anlamı var. (Ercan Karaismail)
ar.
Mutlak açıdan mı bağıl / göreli/ izafi açıdan
mutlakçı | saltçı | Bunlar Çarlık Rusyada yaşayan halk ile ilgili masallar, mutlakçı egemenliğin ve sömürücülerin despotluğunun eleştirildiği masallar, aydın sınıfın eleştirildiği masallar ve yeni bir ülkünün, yeni bir ahlakın savunulduğu masallardır., | PTuran, İzafi, Aralık-Ocak 2012-2013, 88
s.
GTS+
mutlaklaşma | Bir kez iktidar kötüye kullanılmaya başlandığında giderek mutlaşma başlıyor, mutlak iktidar ise mutlaka çürütüyordu., | ÜKardaş, T, 19.8.2014
a.
mutlandırıcı | mutluluk veren | Dört yumurtadan yaptığı yağda yumurta yemeğinden mutlandırıcı bir koku yayılıyordu., | ACılga, Sıpanın, 19
s.
GTS-
mutlanmak
f.
mutlu olmak, sevinmek.
tr. mut-lan-
"Böylesi konuşmaları, benim büyümüş olduğumu söyleyişi çok sevindirir beni. Birlikte olacağımız günleri düşünür mutlanırım.", 28"
mutlanmak | mutlu olmak, mutluluk duymak | +Mutlanmıştım ya? Hoyrat, yorucu olarak algıladığım tren sesi, türkü gibi gelmeye başlamıştı kulaklarıma., | ACılga, Sıpanın, 6
f.
GTS+
mutlulamak | Örtüyordu başını açılan kanadiyle, / Çağırıp mutluluyordu adiyle, S Batu, Güzel Helena, 1959, 30
f.
mutluluk çubuğu İktidarsızlık sorunu bulunan erkeklere sağlıklı cinsel yaşantı için özel olarak takılan yapay organ. | Gazete, yüzlerce emekli subay ile polisin | viagra kullanmayı bırakarak, erkeklik organlarına | mutluluk çubuğu taktırdıklarını kaydettiği haberinde, hastane bütçesinin aleyhine olan bu yolla iktidarsızlık sorununa çözüm arandığını belirtti., | M, 2.7.2011 mutluluk ekonomisi | ikt. İng. happiness econimics Mutluluk ekonomisi, bireylerin mutluluğunu artırıcı kamu politikalarının neler olabileceği üzerinde araştırmaların yapıldığı bir alan | Son dönemlerde iktisat bilim dalının da ilgilenmeye başladığı bu alan, özellikle kamu ekonomisi çerçevesinde incelenmekte ve mutluluk ekonomisi temalı kitaplar kamu ekonomisi kitapları arasında yer almaya başlamaktadır., | MŞeker, file:///C:/Users/Pc/Downloads/5914-16227-1-SM.pdf, 25.5.2017g
a.
ing.
mutmainlik | Temizler, kalbimiz mutmainliği arar, Bir rahmettir, aşktır, sevdadır, hatta ummandır..., | MustafaCilasun, 15.8.2008, forum.kanka.net › ... › Arşiv › Kültür & Sanat & Yaşam › Genel Kültür › Güldeste, 24.3.2017g
a.
mutnab | Yine aynı eserde, | Kur'an kadar ifrat derecede mutnab ve usandırıcı olan bir kitap tanımıyorum şeklindeki ifadesini naklettiğimiz Dozy hakkında, | Hollandalı şarkiyatçı Reinhart Dozy'in insaf ölçüsünden son derece uzak olan ve bir o kadar da husumet kokan eleştirisine göre şeklinde bir ifadeye yer veriyoruz., Mustafa Öztürk, KararG, 5.1.2019
s.
muvafaklık a. Böyle olduğu halde neden yine muhalif gazeteci çıkar; muvafıklığın nimetini teper? , EsraYalazan, Refik Halit Karay'ın 'Memleket Yazıları'yla iyileşmek, T24, 17.11.2016g
Muvaffakiyetsizlik | Eğer olacaksa, vaktiyle 1400 yıl evvel Büyük Peygamberimizin yaptığı inkılâbın devamı mahiyetinde ve onu muvaffakiyetsizliğe uğratmak için aramıza girmiş bulunan bir takım bâtıl molozların kaldırılması nevinden ve yine inşallah bir defa yapılacaktır., | K Mısıroğlu, 1972+/U mumcu, rabıta
a.
muvakkit | zamanı ölçen kimse | Bu adamın evimin önünden geçtiği zamanların muvakkiti olmaya karar verdim., | RehaMaden, 2005, 69
ar.
muvakkithane
a.
Muvazene-i umumiye | Genel bütçe. Osmanlı devletinin genel bütçesi
a.
muvman | movement? klasik müzikte uzun bir eserin sessizlik ile ayrılmış bölümleri. | Birinci muvmanda nefeslilerin zayıf telaşı sessizliğin üstünde ve altında dalgalanan güçlü bir fırtınayı habaer veriyor hatta bu durum ikinci muvmanda dahi devam ediyor., | MFilinte, rindan, 28.7.2016 (bkz. thedwil, 7.7.2008, EkşiS)
a.
ing.
Muytablk ğı | Gördüm ki soğanlar çürüyüp gider / Dedim bu iş değil sermaye ister. / Muytablığı koydum zihnimde ezber. / Vardık biz soyunduk kolancılıkta.
a.
muz cumhuriyeti
muz cumhuriyeti | Burası güç sahiplerinin milleti aptal sandığı, her şeyi yapıp sonra üste çıktığı bir 'muz cumhuriyeti' değilmiş., | GAltınsay, T, 16.7.2011
a.
GTS-
Muzafferane | ...ben de başka yaz çieklerinden meydana gelmiş başka bir buket çiçek alıp ona verebilmekten büyük zevk duydum, özellikle kolları birden çiçeklerle dolan genç kadının muzafferane bakışlarını gördüğümde., | Vitezslav Nezval / E Gürol, Güllü kadın, ÇHA, 45
z.
Muzafferane | ...ben de başka yaz çieklerinden meydana gelmişbaşka bir buket çiçek alıp ona verebilmekten büyük zevk duydum, özellikle kolları birden çiçeklerle dolan genç kadının muzafferane bakışlarını gördüğümde. 45
z.
muzırat
a.
muzurlar, zararlılar.
"İsveç'e kıtlık yıllarında, İngiltere'ye hastalıkların şehirleri istila ettiği bir demde buğday yardımında bulunan "Beklenen Türk" ise Suriyelinin çeyrek ekmeğine göz koyan sefile nasıl "Beklenen Türk" diyebiliriz. Diyeceksiniz ki onlar bu ülkenin muzıratları, onlar asla "Beklenen Türk" olamaz.", Mahmut Ensar, DoğruHaber, 6.7.2024, https://dogruhaber.com.tr/mobil/yazar/mahmut-ensar/24306-beklenen-turk-neredesin"
muzırca
s.
"Nasrettin Hoca'nın biri biraz yaşlı, öteki hayli genç iki eşi varmış. Bir gün adamın biri "Hocam kayık devrilse ve Akşehir gölüne düşseniz önce hangi hanımınızı kurtarırsınız" diye muzırca bir soru sormuş. Hoca yaşlı karısına dönüp "hatunum, sen biraz yüzme biliyordun değil mi?" demiş. (Nasrettin Hocamız tek eşlidir ama bu fıkraya uydurmak için çift eşli yapmışlar.)", Sinan Çuluk, 12.3.2024, facebook"
muzırca | Yüzüne gönüllü bir bayağılık bulaştırmayı önceden muzırca planladığını belli eden, çok bilmiş bakışlar., | BUzuner, 1993, 24
z.
TDK-
muzip | sıf. ve i. (Ar. i'?ab azap, sıkıntı vermek veya u?ubet söz, su vb. tatlı ve hoş olmaktan i'?ab > mu'?ib)Çok şaka yapan, insanlara takılmaktan hoşlanan, şaka yollu ve genellikle üzücü, rahatsız edici davranışlarda bulunmayı huy edinen (kimse): muzip muzip gülmek deyim alayla gülümsemek | Saraya muhafız kumandanı olmam Sultanımız Selim Han tarafından da arzu edildiğini Serdarımız söylediler. Suzy muzip muzip güldü: — Saraya mı muhafız kumandanı olacaksın? Hayır, asla!, | OğuzÖzdeş, Kıbrıs Kanı, 1974, 110
a.
muzmer
a.
Gizlenmiş, saklanmış, dışarıya vurulmamış (şey)
"Cebininde anın envar-ı devlet zahir ü bahir / Nihadında bunun asar-ı isti'dad muzmerdir." Metin Akkuş, Nef'i Divanı. Akçağ, Ankara, 1993, 108-109 | "Milletin teyakkuz ve intibahını muzmerlerinin [gerçek niyetlerinin] tahakkukuna mani gören, muhitlerinde dalkavukluktan başka mevcudiyet görmek, tasdikten başka seda işitmek istemeyenler, şehid-i muhteremin şahsında, milletin hukuk-ı tabiiyye ve esasiyyesini imha etmek istemişler, bu taarruzun herhangi bir su-i emele karşı müheyya-yı feveran olan kalpleri sindirmeye kifayet edeceğine zahip olmuşlardır.", Eken, age. 325-326, Trabzon eski valisi Deli Hamid, 4 nis 1923, İstikbal G, Trabzon "
Mübareklemek | Tabii kandili mübarekliyoruz., | E Erken, 7.10.2022
f.
mübarekleştirme
a.
mübarek sayma, mübarek görme.
ar.+ mubarek + tr. -leş-tir-me
"... mübarekleştirme tasavvurunun eseridir. Belki çocukluğunda "Meclis"in* kadar girebildiği, fakat daha kuvvetli bir ihtimalle, kendisine gelen "Mevlâna efsanelerine" dayanarak tasarladığı bir Mevlâna ve onun yaşayışı ... ","
A kabaklı, Yunus Emre, 1972, 13
mübarekleştirmek
f.
mübarek saymak, mübarek görmek.
ar.+tr. mübarek+leş-tir-
"... mübarekleştiren mübarek masumların ve muhterem ümmi ihtiyarların ve üstadlarının bu defa gönderdikleri kıymetdar risaleleri beş cild olarak güzelce cildlettirerek tanzim ettik. İnşâallah onlardan çok istifade edilecek.", "
Said Nursi, Kastamonu Lahikası, 2014, ?
mübareklik | mübarek, kutlu olma | Muhtar, nereden bulunduğu belli olmayan bir sandalyeye [kürsü, oturak], kudsî hatıralar ve mübâreklik atfetmenin doğru olmadığını elbette bilen biriydi, ama...Şimdi, şu sandalyenin âkıbeti hakkında erişebildiğim son ayrıntıyı naklediyorum; yine aynı eserden, (s. 593), | ATA, ZPazar, 9.9.2012 | Sizin de işaret ettiğiniz gibi sık sık medeniyetin mübarekliğini canlandıran seyyar sinemalarla köylüyü irşat etmelidir., | MYağmur, 1957, 28
a.
mübhemce | Yarı rüyada dinle türkümü / Yatağından hiç kıpırdama, kal. / Senden bir şeyler götürdüğümü / Mübhemce sezin ve uykuna dal., | YKKöni, UfukÇizgisi, Sebat Matbaası, 1940
z.
Mücellat | kötü cilt yapıp kitabı öldüren cilçilere mücellid ve cellad ile oynayarak denir. | Mücellit değil mücellat bunlar!, | 27.3.2019
a.
Mücessemleşmek | Mermer sertliği ve soğukluğu ifade eder dii mi? Alın size zarifliğin ve sıcaklığın mücessemleşmiş bir hali! Sanatı ve sanatçıları ne engelleyebilir? Mermer dantel gibi işlenmiş, inanılmaz bir işçilik. Sanat başka bir şey... 1626, İtalyan Barok heykeltraş Giuliano Finelli'ye ait Maria Duglioli Barberini büstü. Louvre Müzesi, | K Beşirli, 9.12.2019, töl vatsapı
f.
mücevher kuşu
b.a.
mücevher kuşu
ar. mücevher + tr. kuş-u
Yaz olunca çayır çimen bürünür / Cümle hayvanat da anda barıınur / Mücevher kuşları yunmaz arınur / Sefa-y-inan gelür yazı dağların 61
mücevherli
s.
"Kıyafeti: Bosna asilzadegânı gibi sırmalı çuha esvap, başında ipek sarık, belinde ipek kuşak, silâhlık, mücevherli piştov ve hançer.", M celâl, Demirbaş Şarl, 3"
müdafaaname
a.
savunma metni.
Yazılmışını görmediğim ve meâlini öğrenemediğim o müdafaanamenin kıraatı epeyice uzun sürmüştü ki o mahkemede okunurken biz merdiven altında bekliyor, mahbesimizin kapısı kapalı olduğu için de okunan şeyi işitemiyordukYahut tarihi sadece hissiyat-hamaset üzerinden kurmak, İ Kara, N F K, Dergâh, S. 372, Şubat 2021, 30
müdafilik -ği | 1. savunuculuk. 2. | avukatlık, vekillik.
a.
müdahalesizlik -ği
a.
"Hollandaya maça müdahalesizlikten yenildik.", İsmail Bayram, 6.7.2024"
müdahaneci | Müdahanecilerin hükümferma olduğu zamanları yaşıyoruz. Zor iş!..., | Çarsancaklı, 27.6.2013
s.
Müdahillik –ği | İster âdiyen ve ister meşhud suç yoliyle takip edilsin iddianame ile açılan davalarda Usulün 365 inci ve müteakip maddelerindeki müdahale hükümlerini ve bilhassa dava açıldıktan sonra müdahele talebinde bulunmak lüzumunu ortadan kaldıracak kanuni sebep olmaması itibariyle verdiği 11-10-950 günlü dilekçesi üzerine mağdurun müdahillik sıfatı hakkında bir karar verilecek yerde dâvanın meşhud suçlar yoliyle tâkib edilmesi itibariyle buna lüzum olmadığına karar verilmesi savcılığın esas ..., | S Perinçek / F Tüzün, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu şerhi ve ilgili Yargıtay içtihatları, 1951, 318
a.
müdahillik | müdahale | Böyle bir kurultayın düzenlenmesine öncülük ederler veya etmezler, bu mesele tamamen KTV'ye aittir. Bizim bu konuya mudahilliğimiz yoktur., | AbdulvahapKara, 20.11.2011 eposta
a.
müdahinlik -ği dalkavukluk. | Böyle bir zatın Kâmil Paşa'nın müdahinliğinden bahsetmesine ne demek lazım geleceğini erbab-ı insaf takdir eder., | İnal, Son Sadrazamlar, 3. bs., İstanbul, Dergâh Yay., I, 213
müdana / müdena | İçinden geçmekte olduğumuz küresel/tarihsel değişimin bu topraklara yansıyan paragrafını yazanlar, hanidir itilip kakılarak dışlandıkları için, bu yalancı devlete karşı şimdi müdanası olmayan karabaş Türkler ile Kürtlerdir, o yüzden., | NÇınar, T, 20.2.2012 | müdanası kalmamak deyim. | Daha yetti gayrı. Buna da halk arasında 'müdanası kalmamak' deniyor sanırım., | AyçaŞen, T, 9.9.2012 | İşinin gücünün başında, köyün eşrafındandı ve çoktan büyüttüğü, şikayet edecek bir şeyi olmayan çocuklarına müdenası yoktu., | RehaMağden, 2005, 45
a.
müdanasız / müdenasız | Bir de Kur'an ayetlerinde peşine düşme sorumluluğu yüklenen müdanasız yoksullar..., | CAktaş, T, 20.8.2012 | Müdenasız ve küskün duruyordu. Onun koltuğu koridor yanıydı ve ben ona döndüm, çocuklar pencere yanlarını sever ya, 'Benim yerime geçmek ister misin, yeğenim,' dedim., | RehaMağden, 2005, 108
s.
müdavimlenmek | Biz Kamer abiye müdavimlendik., | Murat Can, 21.01.2019
f.
müddei-i umumi 1864 tarihli Vilayet Nizamnamesi' ile başlayan düzenleme süreci 1870 tarihli Dersaadet ve Mülhakat-ı İdare-i Zabıta ve Mülkiyye ve Mehakim-i Nizamiyesine Dair Nizamname ile devam etti ve ilk kez | müdde-i umumi' teriminin kullanıldığı bu nizamname'de, | Divan-ı Temyiz'de erbab-ı cinayet aleyhinde müddei sıfatında bulunmak üzere devlet namına umur-i hukukiyye ve kanuniyyeye vâkıf bir memur... bulunacağı hükme bağlandı13. Savcılık kurumu anayasal zemindeki yerini de 1876 Anayasası'mn, | Umur-i cezaiyyede hukuk-i ammeyi vikayeye memur müdde-i umumiler bulunacak ve bunların vezaif ve derecatı kanun ile tayin kılınacaktır şeklindeki 91. maddesiyle buldu.NevinÜnalÖzkorkut
Müddei-umumi | savcı. | Güya gizli olarak yapılan bu müsaadeyi kaymakam, müddei-umumi ve ceza reisine kadar herkes biliyor ve bir şey demiyordu., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 102.
a.
müddetli | süreli. | ... müddetli bir kursta tahsilleri mecburiyetinin konması ve bu kurs tahsilinin yalnız matbuat için yüksek tahsil yerine kaim addedilerek bundan başka bir sahada hiç bir hak temin vasıtası sayılmaması. Müzakere neticesinde: Kanunun ..., S R İskit, Türkiyede matbuat rejimleri, 1939, 102
s.
Müdmin | mümin | Müdmünin durağı sonunda ahret / Gözüm yoktur boş dünyanın malında., | Develili, 21
a.
müdrir | İşetici | Bu hikayemin biraz ayıbımsı bir yanı da var. Bilirsiniz çay müdrirdir., | ANesin, GözüneGözlük, İstanbul1974, 84
s./a.
müellif nüshası | el yazmalarında müellifin kaleminden çıkan nüsha
a.
müesseseleşmişlik | ... önemli olanın bu makamların yetkilerinin sınırı ve daha da önemlisi bu yetkilerin nasıl bir olgunluk ve müesseseleşmişlik içinden kullanılabildiğidir., | EKarakaş, Star, 23.12.2012
a.
müessesevî | kurumsal | Avrupadan alınan şekillerin memleket bünyesine bir dereceye kadar uymağa, fikir hareketlerinin biraz canlanmağa ve hukuka bağlı devlet fikrinin müessesevî bir mahiyet almağa başladığı asıl İkinci Meşrutiyetten sonradır ki idare hukukuyla alakalı neşiyatın belirdiğini ve bazı değerli müelliflerin gayretiyle ilmî bir karakter almağa doğru yöneldiğini görüyoruz., | Hüseyin Nail, Cm, 8.9.1942, 2
s.
müessesevî | kurumsal. | Avrupadan alınan şekillerin memleket bünyesine bir dereceye kadar uymağa, fikir hareketlerinin biraz canlanmağa ve hukuka bağlı devlet fikrinin müessesevî bir mahiyet almağa başladığı asıl İkinci Meşrutiyetten sonradır ki idare hukukuyla alakalı neşiyatın belirdiğini ve bazı değerli müelliflerin gayretiyle ilmî bir karakter almağa doğru yöneldiğini görüyoruz., | Hüseyin Nail, Cm, 8.9.1942, 2
s.
müessislik -ği
kuruculuk.
ar. te’sіs “kurmak”tan mu’essis
“.. hasılatı satılacak eşya bedeli emrazı zühreviye hasılatı tahmil ve tahliye şirketi müessislik hissesi 7.000 3.000 5 100 On dördüncü faslın yekûnu 21.100 600 1.500 15 16 17 18 Mazuliyet tevkifatı Evkaf hissei tedrisiyesi Cezayi naktî ...”, 1927 senesine mahsus olarak Vilâyat Umumi Meclisleri, 1930, 813
Müeyyideli | yaptırımlı başka bir deyişle kelime ile ifade edilmedikçe herhangi bir hak, cemiyet içinde müeyyideli bir değer kazanmış sayılamaz., H Â Yücel, 14.12.1943
s.
müezzinbaşı | ...müezzinbaşı şakir ağa vesaire gibi emsalsiz hanendeler iştirak ediyorladı., ZŞakir, Sadullah Ağa, 50
a.
Müezzinbaşı | Cuma saati geldi, ezan okundu ve ilk sünnet kılındı. Müezzinbaşı iç ezanı da benim okumamı işaret etti. Bu teklifi kabul ettim. Bütün vücudumu dinî bir heyecan sarmıştı. Hicaz makamında müessir bir ezan okudum., | M Serin, Kemal Batanay, Bestekâr, Tambûrî, Hattat, Hâfız, İstanbul 2006, ?
a.
Müezzinbaşılık –ğı | Efendimiz'e intisap ederek müezzinbaşılık ve müsahiplik hizmetlerine girdim. Bana | Rum nahiyesi hası ihsan olundu. Ulak olarak Bağdad'a gitmeye karar verip hazırlık görmeye başlamıştım. O sırada 8 Şaban 1060 Cuma günü (=5 ağustos 1650) ..., | H N Atsız, Evliya Çelebi Seyahatnamesinden Seçmeler, ? , 942-943?
a.
müfekkire | Açtın içerimdeki mahzeni bir kuyuya / Kanmadın asırlarca kalbimden sızan suya, / Derinleştikçe şeklin, kaldı müfekkiremde., Nazım Kemal, 33
a.
Müge | bir demet müge ve saçsız bir beyle / düğün resmi çektirir gibi ciddiyetle, | MG, 105
a.
mühannes a ve s kadınlaşan erkek, kekez. Zıddı. Simaî a ve s erkekleşen kadın. K. Miras, Sahih-i Buhari muhtasarı tecrid-i sarih tercümesi, c. 12, 118.
mühendislik edebiyatı | Yama işi, kumaş artıklarından dikilmiş (yorgan) | Bunun sonucunda da, kusurlu bir patchwork çıkıyor ortaya tabiatiyle; gereğinden fazla derlenmiş, kurgulanmış, parçaları eklemlenmiş, hesaplı kitaplı bir mühendislik edebiyatı diyebileceğim, derinliği olmayan yatay bir odaklanmayla karşılaşıyoruz., | PBarışta, T, 14.8.2011
a.
mühimleştirme | Annesinin vefatı üzerine barışmakla / anlaşmakla (da) kalmadı 'anne imajıyla'; birden (ki, o kadar birden de değil) annesini bir kutsama / zorla kutsatma / mühimleştirme / bayraklaştırma harekatına girişti ki -bu kadar olur hakikaten., | PMağden, T, 27.11.2011
a.
mühre | far. | Çivi mühresi ve keski örsü., Kanca Takvimi, 2024
a.
mühür
a.
yeni mühür*.
ar. mühr
"Sınav Kutusu Mühür Kullanma Talimatı 1 - Palistik mühür tek kullanımlıktır bu nedenle binadaki tüm sınav evrakını kutulara yerleştirmeden hiçbir kutuyu mühürlemeyiniz. 2- Sınav evrakını kutulara yerleştirip kapakları kapattıktan sonra her kapağın üzerindeki delikler ile kapağın deliklerinin karşılıklı geldiğini kontrol ediniz. 3- Mühürün kulağı sınav kutusunun üst kısmında kalacak biçimde kuyruğunu kapağın deliklerinden geçiriniz, dışarıdan döndürüp diğer delikten iç tarafa alınız. 4- Mühürün doğru olarak konumlandığından eminseniz mühür kulağının* üzerinde "ENTER" yazan taraftaki delikten mühürün kuy[r]uk* kısmını geçirip sona kadar çekerek kutuyu mühürleyiniz ve kontrol ediniz.", Ekim 2023+"
mühür
mühür ağacı / mühür askısı | mühürleri asmak için kulanılan ağaç. Mühür tutan. Yazıhanelerde çeşitli mühürlerin asıldığı küçük askılık. sıcak mühür | Sıcak mühürlerin yazılı kısımları pratik bir şekilde 1 dk.'dan az bir sürede sökülüp takılabilmek suretiyle değiştirilir., | | http://www.enigmaenerji.com/agacsicakmuhur.asp, 30.6.2011
a.
müjde | Ordunun içinde yüksek subaylarımız var' lafları Müslüman cemaati mut[lu]luktan uçuran hayallere gark eden müjdelerin müjdesiydi., | NGenç, isenç, 91
a.
müjdeleşmek | Feyz ü envâr ile doldu hep cihân / Müjdeleşti sâkin-i kevn ü mekân, | | http://www.sosyalarastirmalar.com/cilt6/cilt6sayi26_pdf/asik_nazan.pdf, EdirneMüftüsüMehmedFevziEfendi'nin İcmâlü'l-Kelâm Adlı Mevlidi, NazanAşık, 1309/1893
f.
müjdeleyici | sevindirici haber getiren, müjdeleyen, muştulayan, tebşir eden | Müminleri rahmet ile müjdeleyici, kafirleri azapla korkutucu olarak gönderilen Efendimiz, Allah'ın Resulü Hz. Muhammed'e (SA) ve onun âl ve ashabına salat ü selam ederim., | BedirY, İst 1970, 3
s./a.
TDK-
mükâbere | 1. Büyüklük taslama, ukalâlık etme. 2. 2. Bir tartışma veya münâzarada haksız olduğunu bildiği halde sürekli konuşarak muhâtabını alt etmeye, susturmaya çalışma. | Şimdiki tertîb-i Mecelle Cem'iyyeti a'zâsının hîn-i içtimâlarında birbirleriyle beyhude muhavere ve ukâz-ı riyâ-furûşî de zühd-i bârid ve taassub-ı fâsid satarak yekdiğere muhalefet ve mükâbereleriyle iş görülmez, Mecelle yapılmaz. | , | Cemiyyet-i Fıkhiyye Nizamnâmesi, 1870
ar.
mükebbire | 1. Fakat Hugo'daki o hassa-i mükebbire acaba pîr-i mugana hizmet ve mülâzemet ile mi olur? Yoksa bira kadehleri içinde mi bulunur? Burasını bir güzel düşünmeliyiz. O hassa-i mükebbire ki ulûm olacaktır., | AliKemal/BahriyeÇeri, SorbonDarülfünundaEdebiyatıHakikiyeDersleri, 2007, 59 2. Mikroskop | Zira âlet-i mükebbire ile binler defa büyütülen sonra görünen bir mikroba dikkat edilse görünür ki, maddenin tesâguru nisbetinde âsâr-ı hayat nur-u ruh tezâyüd eder, teşeddüd eder., | Hülasatü'l Hülasa2, İÖzdikililer, 2014 3. Büyük camilerdeki müezzine mahsus yüksekte bulunan yer. | Yalnız, kıble duvarı ortasında altta mihrap nişi; kuzey duvarı ortasında altta cümle kapısı, üstte mükebbire kapısı ve batı duvarı ortasında da altta yan kapı, üstte kadınlar mahfili kapısı vardır., | RüçhanArık, Batılılaşma dönemi Türk mimarîsi örneklerinden Anadolu'da üç ahşap cami, AnkaraÜniBasımevi, 1973, 11 4. | Camii girişinin iki yanındaki galerilerde son cemaat yerine bakan ikinci sıra pencerelerden dışarıya açılan balkoncuğa mükebbire adı verilir., | İlknurAktuğ, Nevşehir DamatİbrahimPaşaKülliyesi, KültürBakanlığı, 1992, 25 | Son cemaat mahalline pencerelerle açılan mükebbire, caminin yapıldığı dönemden değildir., | DoğanKuban, İstanbulYazıları, Yapı-EndüstriMerkeziYayınları, 1998, 98
a.
mükemmelleştirmek | Bizim Zoyabaş köyünde zenginler sanayideki değişikliği görüp işlerini değiştirip mükemmelleştirirken bu gibi büyük bir şehirde neden böyle bin yıl evvelki gibi kalmışlar?
f.
mükerret
"Bir melek oturmuş eyler adalet / Dokuz esma ile çeker mükerret / O nasıl fermandır, o nasıl hikmet / Kalem yazar, imlâ noksan, el bile.", San, Hicranî, 203"
mükeyyifat | keyif verici maddeler. | Mükeyyifatın hiçbir türlüsünü sevmem. Asabım onlarla ülfete müsait değildir., A Haşim, Bize göre, 1926, ? |Bu, kendi zamanımızı unutturmak bakımından mükeyyifattan bir şey teşkil ediyor., A Ş Hisar, EK, 1953, 29
a.
mülaane | Sonra da, Eşbaşkan Selahattin Demirtaş'ın yalanlarla ve mülaanelerle örülü açıklamalarına genişçe yer vererek meselenin esasında ne olduğunu anlatmaya çalışıyorlar. | , | AKekeç, Star, 14.4.2015
s.
mülaaneci | Dün, mülaaneci kanallardan birinin haber bültenini izledim. / Mülaaneci arkadaşların bu sorulara cevabı var mı? , | AKekeç, Star, 14.4.2015
s.
mülaj
a.
fr.
mülakatımsı | mülakatı andırır, mülakat benzeri. | Niyazi Acun'un Yarım Ay adına yaptığı | Mehmet Âkif'in Yanıbaşında adlı mülakatımsı yazı, anlaşılan Akif ile yapılan son mülakat., İ Küçükkılınç, 30.12.2024, X
s.
mülakatsız
s.
mülakat yapılmaksızın
ar.+tr. Mülakat+-sız
"Tarih Öğretmenleri Mücadele. Tarihe mülakatsız 5 bin atama. Çağdaş Türk ve dünya tarihi dersinin zorunlu yapılması. İslam tarihi dersinin tarihçilere verilmesi. Ücretli çalışan tarih öğretmenlerine son verilmesi. Adil Atama", @kaleli_saadet, 06.11.2023, X "
mülakatsız
s.
mülakat yapılmaksızın.
"İŞKUR üzerinden mülakatsız personel alımı. Bakan Koca duyurdu: Noter kurası ile gerçekleşecek.", Hr, 5.3.2024"
mülayimleştirmek | yumuşatmak, tatlılaştırmak | Sonra sesini mümkün olduğu kadar mülayimleştirerek: -Kalk artık, diye yalvardı, artık kalk..., | KTahir, AşkÇetesi, 43
f.
GTS-
mülksüzleştirilme | emekçi ve alt gelir grupları ile kent yoksullarının da yaşam alanlarından, mahallelerinden zorla tahliyeleri. mal sahipliğini kaybettirme, mülkünü kaybettirme, yoksullaştırma | Bu, kurumlarımızın pek çok haksız ve ırkçı uygulamayla mülksüzleştirilmesiyle oldu., | GaroPaylan, T, 2.9.2011 Prof.Michael Goldman ile Mülakat: Kentin Finansallaşması, Emekçilerin Mülksüzleştirilmesi, | AçıkRadyo, 11.5.2015
a.
mülteci | iklim mültecisi | Uluslar arası Göç Örgütüne göre, çevre kirliliği, çölleşme, su taşkınları, kıyı erozyonları ve doğal afetler nedeniyle evlerini terk etmek zorunda kalan iklim mültecilerinin sayısı çığ gibi artıyor., | PCengiz, T, 28.8.2011
ar.
mültecili | Savaşa sevinilmez ama Suriyeden bize yansıyan 2 milyon mültecili büyük insanlık dramı da tamamen önlenemese bile çok daha sınırlı kalabilirdi., | İBerkan, Hürr, 25.7.2015
s.
mültecistan | mülteci-eli, mülteci yurdu Burada mültecilerden oluşan bir futbol takımının adı | Mültecistan olmpiyatta, | Hür, 28.10.2015
a.
mültecistan | Mültecistan' madalya peşinde / Afrika kıtasıyla Ortadoğu bölgesinde içsavaşlar yüzünden ülkelerini kaybeden çok sayıda sporcu, tabiri yerindeyse 'Mültecistan' olarak oyunlara katılacak., | NerdunHacıoğlu, Hür, 28.10.2015
a.
mülteka | Bu kasaba Hanovre dokalığında Fulda ile Wera nehirlerinin mültekasında kaindir., | BVedat, YürüyüşD, Sayı9, Sene1, Mayıs 1931, Samsun, 7
ar.
mültimilyardar | Umut bu projeyle günün birinde mültimilyarder olacağımızdan en küçük bir kuşku bile duymuyor., | İpşiroğlu, 117
a.
mümatıl | Dişi. Mümatıle. İddiacıyı, alacaklıyı bir vaat veya mazeretle oyalayan, savsaklayan kimse.
ar.
Mümince | mümine, inançlı insana uygun, ondan beklendiği gibi | Çeker miyim eteğinden elimi / Hak katında kabul ettim ölümü / Doğru sürsek erenlerin yolunu / Mümince kulların sevsem yâ Ali, | C Öztelli, Bektaşi gülleri: Alevi-Bektaşi şiirleri antolojisi, 1973, 207
s.
müminlik -ği | Mümin olma durumu. | Geçti bin üç yüz küsur yıl bitmedi nakli kelâm / Hep keramet dinledik rü'ya, hikâyet bitmedi. / Pest kulaktan duyma müminlikten artık elâman / Elde Kur'anı mübin varken rivayet bitmedi., Abidin Uyar, Hicivler Tepkiler, 1960, 9
a.
mümkünat | mümkin+ât: mümnkün olanlar. | mümkünatı yok | On yedi on sekiz yaşlarında bi de kızları var ki, tarif etmenin mümkünatı yok... Öylesine güzel... Felaket bir şey..., | TAral, SÖ, 12 | mümkünatı bulunmamak | Kendisi ile çalışma fırsatı bulmuş olmamın bu eserin ortaya çıkmasında ne kadar esaslı bir rolü olduğunu ifade etmenin ise mümkünatı bulunmamaktadır., | Yavuz Can Aslan, Gemi Hazci, İÜSBE, 2024, dr. tezi
b.f.
ar.
mümkünleşmek | Belki birçok şeyin ayrımına varmış olabilselerdi konuşmaları mümkünleşirdi., | Ömer Say, 2010, 54
f.
mümkünleşmek | Olanaklı olmak, mümkün hale gelmek. | Bernard da doğumcu olmak zorunda kaldı. Müşterek sosyal hizmetimizin iyi sonuçlar vermesi de bilhassa benim fitiziyolog olmam ve onun doğumcu olması sayesinde mümkünleşti., H Dilevurgun, Sosyal Ijiyen, 1947, 516
f.
münakaşacı | Biraz sükun bulunca kendi hareketime kendim de şaştım. Cüretkar ve münakaşacı değildim., | RNGüntekin, Damga, 24
a.
GTS-
Münasebetsiz | Yusuf bunları düşünürken burada, eski kaymakamın oğlu veya damadı sıfatıyla, ne kadar münasebetsiz bir vaziyette olduğunu hissetti., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 172
s.
münasibe (doğru söze / haklı söze) hacı emmin ne desin! Konya Doğru, haklı söze ne denebilir manasında kalıplaşmış bir söz A Savaş, 10.5.2019 | Haklı söze hacı emmin ne desin...// Tam bu noktada bir emekli bankacı kardeşimizin sanalda paylaştığı veciz söz geliyor aklıma..; 'Böcek olmayı kabullenenler ezilince şikayet etmemeliler... - F Shiller' Ve bizim Orta Anadolu'nun meşhur bir deyişi peşinden; 'Haklı söze hacı emmin ne desin..', | H Taşdemir, YeniMarmaraG, 12.8.2014
Münasipçe | Tabii bu evlenmede herhangi bir müşterek hayattan ziyade, erkekler için evde bir kadın bulunması; kız için de | münasipçe bir kısmet kaçırılmaması düşünülmüştür., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 18
s.
münavebeli
s.
münazır
a.
münazır ar. münazara yapan, münazaracı, 26.3.2016g münazarada
münazır | münazara yapan, münazaracı , 26.3.2016g münazarada
ar.
münevverlik -ği | Aydın olma, aydın oluş. | Dergide dil ve harf konularının dışında milliyetçilik, münevverlik, ahlak, cumhuriyet inkılabı, matbuat, eğitim, kadın, müzeler ve müzecilik, içtimai hayat, teknik vb. konularda sosyal muhtevalı yazılar yazılmıştır., | Nuran Öztürk, Siyasetten Edebiyata Türk Basınında Dergiler (1883-1957), 58
a.
münhasır ekonomik bölge | Münhasır ekonomik bölge tek taraflı ilan edilemediği gibi, sahildar devletlerin anlaşma sağlamaları gerekiyor., | PCengiz, T, 18.9.2011
a.
münhasırlık -ğı
a.
münhasır olma hali.
"Biz, ne yaparsak yapalım, kendimizi ne kadar zorlarsak zorlayalım bu çemberin dışına çıkamayız. Çıksak neye yarar? Nevi şahsına münhasırlık, şahsiyet sahibi olmak değildir . Biz ancak devrimizi , muhitimizi en enmuzecî bir tarzda temsil ettiğimiz vakittir ki , bir şahsiyet sahibi sayılabiliriz.", Kadro, 1932, C 1, 25"
münhasırlık -ğı | tekel, monopol? | Soruşturma, söz konusu şirketin | en çok kayrılan müşteri şartı uygulamaları ve fiili münhasırlık uygulamaları yoluyla rekabeti ihlal edip etmediğinin tespitine yönelik açılmıştı. M, 15.6.2016
a.
Münihli | münihte doğan veya yaşayan kimse | Uzun ve verimli bir dönem geçiren yazar, 1905 yılında Münihli varlıklı bir ailenin kızı olan Katja Pringsheim'le evlendi., | ŞebnemSoral, TarafKitap, Ağu2011, 17
a.
münkad /münkat | inkiyad boyun eğmekten munkâd boyun eğen, boyun eğmiş, ram olmuş, tabi, itaatkar | Niçin dedim bilmiyorum, Göksuya giderken Azizeye nasıl münkat gözlerle baktığını hatırladım galiba., | HEAdıvar, KA, 29
ar.
müntehir | Ben hâlâ bu kanaatdeyim ki, amm-i azizim müntehir değil, maktuldur., | MZPakalın, Midhat Paşa, 1940, 105
s.
münzevileştirmek | münzevi hale getirmek | Dinci ise özden ziyade söze, mantıktan ziyade şekle odaklandığı için tutucudur, taassup içindedir, değişime kapalıdır; ama bu durum onu dünyevi işlerden geride bırakıp münzevileştirmez., EmrahÇelik, T, 7.8.2014
f.
müon | Müon haritası çıkarmak, | YeşimÖktem, 20.2.2017 konuşması
mürâat | ...kanaat-i umumiye-i millete müteallik vech-i nezih-i hürmet ve mürâatini işitmekle..., | Şeyh Said Davası İstiklal Mahkemesi T, 479
ar.
mürâhiklik -ği | fıkıh. | Resmi ağızların vaadettiği ve benim bütün mürâhiklik devrince hulyasını kurduğum zafer bile bundan bizi kurtaramazdı., Tanpınar, EK, 1953, 59
a.
mürd olmak
"Ruh bir çark olmuştur yıkılır bendin / Yapılmaz üstat yok bulsun menendin / Her daim mürd olmuş bilmeli kendin / Karanlık mekâna girmezden evvel.", San, Hicran3i, 139"
mürde | ölü | Ne yerdeyim ne gökte ne mürdeyim ne zinde / Her yerde her zamanda çağırırım dost dost, NMısrî, EGŞA, 104
s.
mürdüm
"Kızıl, pembe ve mürdüm tonlarında renk paletine sahip "First Emotions" (İlk Duygular) koleksiyonundan satın aldığım "State of Emotions" (Duyguların Durumu) adındaki far paleti, "Ambivalent" (Kararsız) göz kalemi ve "Mixed Emotions" (Karışık Duygular) maskara son zamanlarda en severek kullandığım makyajlarım arasında. (... ) Beni etkileyen şey renklerin tonu mu yoksa ürünlerin isimleri mi, bilemiyorum fakat gözlerimi Byredo mürdümüne buladığım her akşam kendimi bir hayali güzellik şiir kulübünün parçası gibi hissediyorum.", Oksijen Ggüzellik, 9-15 haz 2023, 5"
müreffehen | gönençle, sıkıntısız bir biçimde, bolluk içinde | +Bugün çok şükür biz kadınlarımızı müreffehen geçindirecek haldeyiz., | KTahir, AşkÇetesi, 107 | Bir aileyi müreffihen geçindirebilecek derecede yüksek maaşı ve iyi kötü müemmen bir istikbali vardı., | AliEnver, 12
z.
ar.
GTS+
mürettebatsız
s.
mürettebatı olmayan.
ar. mürettebat + tr. -siz
"Kaptansız, mürettebatsız, yolcusuz bir vapurun başkaldırı serüvenidir öykü. Bir yandan İstanbul'un tarihinde, göz alıcı yalılarında gezdirir bizi Leyla Erbil, bir yandan da kıyı boyunca onu izleyen halkın arasına karıştırır.","
Necla Akdeniz, Kuir edebiyat nedir?, Parşömen edebiyat, 14.11.2023
mürevvihlenmek | Tarihçilik etmek, tarihçilik taslamak | Karacaahmed mezarlığına gittikleri zaman ise epice müverrihlendi, | SF, KaragözNelerGörmüşKaragözÜsküdarda, İstanbul 1330/1914, 12
f.
mürteciane | Ve dün, onun tabutunu takip eden cemaatin içinde, göze çarpan ipekli zarif kadın esvapları; Müslümanlığa, softaların kattıkları mürteciane bir ananeyi yıkmış bayraklar gibi dalgalanıyordu. Dün, Ağaoğlu Ahmet'in münevver kızları, babalarının şerefli cenazesine, bu ikinci zaferi de kazandırdılar!, Naci Sadullah, Tan, Yıl 5, No. 1366, 21 Mayıs 1939
z.
mürüvvetsiz
s.
Genç yaşımda bir mürüvvetsiz beni katleyledi / Âh kim gâm almadan şu kabre defnoldu tenim
mürver | bikib. | Turşular sardalyeler, lakerda vb. balık pazarından, şerbetler, şuruplar (gül, reyhan, mürver) Erenköy Şerbetçisinden alındı., | NÇintay, SabahPazar, 17.7.2016, 5
a.
Müsaitlik | müsait olma hali | Aslında 2 ya da 3 hafta yapmayı planlıyorduk ama salon müsaitliği ve turnenin tarihleri sadece bir haftayı mümkün kıldı., | A Arman/C Demirok, Hr, 18.10.2019, 5
a.
müsaitlik | müsait olma hali | Mustafa, ortamın müsaitliğine göre Ak Parti il başkanlığında Gürsel'in yanında olacam., | SÖztürk, Rindan, 7.6.2015
a.
müsameresel | olumsuz anlamda müsamereye benzer, yapmacık, | Yıllar geçiyor, Dil bayramlarında Karamanoğlu Mehmed Bey müsameresel şekilde anılıyor, yüzeysel hesaplarla sözcükler oranı veriliyor, yine de ruhlara bir inşirah gelmiyordu., | HüsrevHatemi, YozlaşmadanUzlaşmak, Dergah, 2 bs., 1992,146 (1. Bs. 1988)
s.
Müsavat | Lakin derhal anladı ki, bu kızcağız kendisini hiç de küçük, basit görmemekte, bir musavat istemektedir. / Ona evlat ve kardeş muamelesi yapacak oldu ve çirkin bir alayla karşılandı; efendi ve hakim muamelesi
yapacak oldu, ya isyan, yahut da, daha ileri gidecek olursa, bayılma nöbetleri ile karşılaştı; en nihayet de ona tam bir müsavat vermek isteyince de bir sürü yersiz taleplere,
saçma hareketlere ve sonradan görme arzulara tahammül mecburiyetinde kaldı., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 18-19
a.
müseddes | altıgen | Su yolu oynar gibi çizgiler çizdi. Müsellesler mikapları, menşurlar müseddesleri takip etti., | KTahir, AşkÇetesi, 41
ar.
müsellim
a.
"Himmeti bu imiş bize pirlerin / Hizmetini ettim nice mirlerin / Hayli müsellimin, çok vezirlerin / Sayesinde bir dertlilik kazandım.", Dertli, Yelken D, S 141, kas 1968, 27"
müsevviğ vakıf temlik-i sahihin yapılabilimesi için vücudu aranan bir şart demektir.
müsilajlı | deniz salyalı, deniz sümüklü. | Müsilajlı denizde yüzülebilir mi? (...) Deniz üzerinden baktığınız zaman yukarıya çıkmış müsilaj var ama bir de denizin dibinde var. Onun için yukardan temiz gördüğünüz yerin altının da müsilajlı olmadığını bilemezsiniz açıkçası..., O Onultan, Hr, 31.07.2023
s.
müsli
a.
"VeganMilkinizi | -gronola, müsli veya yulaf ezmesi ile öğünlerinizde ... -Smoothie yapımlarınızda, - Ya da direkt olarak barağınıza doldurarak tüketebilirsiniz.", VeganMilk, 5.5.2024+ "
Müslüman | İslam dinine inanan, bu dinin mensbu. kendine Müslüman: Sadece kendi hakkı ve hukukunu koruyan, kollayan, kendi çıkarını düşünen. HKaplan, taraf, 23.09.2009
s.
Müslümancı | (eleştirili) | [G]ayrimüslimlere karşı Müslümancı, Müslümanlara karşı laik bir tutum sergileyen sistemin ötekileştirdiklerine uzaktan bakan en makbul 'beriki'lerden biriydim., | ÖzlemKandemir, T, 27.7.2011 (ve 4.7.2011 www.ozgundurus.com-da) 15.8.2011de girildi
s.
müslümanistan | yeni | 1. Müslümanların yaşadığı ülke. 2. Müslümanların oluşturduğu bütün | Belki de asıl hayal kırıklığı yaratan, Müslümanistan ülkelerinin ve diğer uluslararası siyasi kuruluşların, bu eylemleri kınama ve bunların aslında ne olduğunu tanımlama konusundaki isteksizlikleri ve Müslümanlara karşı yapılan ayrımcılığın resmi olarak kurumsallaştırılmasıdır. / Şüpheci biri, Müslümanistan elitinin Paris butiklerine duyduğu muhabbeti ve prensipler için iyi alışveriş fırsatlarını tehlikeye atmamasını buna sebep olarak gösterebilir./ Fransa'daki yasağa, Belçika'da önceden çıkarılmış yasağa ve Hollanda ile İspanya'daki yasaklama önerilerine göz yuman Müslüman hükümetler, Müslümanistan'ın büyük bölümünde, yöneten ve yönetilen arasında bulunan uçurumu yeniden ortaya koyuyor., | BSSayyid, Star, 17.4.2011
a.
müslümanzade | Müslüman, Müslüman oğlu | Hey gidi din-i İslam hey! Durur durur da müslümanzadenin kalbine nasıl damlarsın., | KTahir, AşkÇetesi, 50
a.
Müsrifçe | Bu kadar cömertçe ve hatta müsrifçe devlet eliyle, millet hazinesiyle bazı mutlu vatandaşlar zengin edilebilir mi? , | Taray, 72
müsrifleştirilme | müsrif hale getirilme | Türkiyede dinin ideolojikleştirilme müsrifleştirilme gösterileştirilme ucuzlaştırılma talanlaştırma hikayesiyle atbaşı yarışan bir mekan., | NGenç, isenç, 48
a.
müstahsil ve müstehlik üretici ve tüketici
Müstebitleşmek | Belki de bu yüzden ülkemizde akademisyenler yükseldikçe müstebitleşiyor, tembelleşiyor, fikir ve sanat adamları çabuk ahkâm kesmeye başlıyor yahut davayı satıyor., | İ Kara, www.dunyabizim.com, 10.11.2018
f.
müstehâse | fosil, taşıl. | Edebiyat hocası, eskiyi, antikayı ve müstehaseyi korumakla ödevli olan memurdur. Bir siyasi ve sosyal inkılap rejiminin edebiyat ve sanata da uzayan dirijizmi? Ancak her yerde devletin sanattan ne isteyebileceği malum... Mümkün olsa da keşke gölge etmese..., R N Güntekin, 1953, 40-41
ar.
müstehziyane | Ben sıkıldığımı göstermemeğe çalışarak emirler verirken o yan gözle kadına bakıyor, müstehziyane gülümsüyordu., | Güntekin, Damga, 112
z.
müsteinen billâh | En mühim şer'î ahkâmın en vazıh ve müfid bir ifade ile beyanını havi olmak üzere | Vesâili'l-felâh fi mesâili'n-nikâh namıyla mevsûm olan şu kitabı müsteinen billâh cem ve tertib eyledim. Manastırlı İsmail Hakkı, Vesâilü'l-Felâh, 4.
müstemkeleştirmek | sömürgeleştirmek | +Milletimiz, büyük inancı, feraseti ve sağduyusu ile zihinlerini ve gönüllerini müstemlekeleştirmiş güruha karşı demokratik bir mukavemet göstermiştir., | MKılıç, TürkiyeG, 21.7.2016
f.
GTS+
müstenidgah | dayanma yeri; dayanak | Bu inançladır ki kırk yıllık Rus esaretinde bile türbe-yi Ebülhasan Harakani gönüllerin tek müstenidgahı olmuş-., | İAlanka, 34
a.
müstenitli
s.
dayanaklı.
"Taraflar arasında tüm uyuşmazlıklarda, Banka'nın defter.", Gül Gedikli, Ziraat B Hesaptan fast dekontu, 28.01.2022 kayıtları ve belgeleri, müstenitli olsun olmasın, kesin ve aksi ileri sürülemez delil niteliğindedir."
müsü
a./ ünl.
mösyö. Fransız erkek isimlerinin başına getirilen “bay” anlamında unvan ve saygı sözü. 2. ünl. Batılı yabancılar için “bey, efendi” anlamlarında hitap sözü.
fr. monsieur: mösyö'den halklaşma.
“Serkildoryan’ın tuvana tıramvaylara bakan akçıl kırlenti / Niye biz geleli eflâtuna çalıyor, a müsü, a madama? / Ama dosdoğru, ama yalan, döve/döve anlattırırlar adama; / Yoksa zavallı Necdet de veremi gammazlamaya mı gitti?”, E Cansever, Ninelere dedelere şiirler, ?
müsvedde | karalama, ilk çalışma. | insan müsveddesi | Etraf Hrant Dink'in katillerine alkış tutan insan müsveddesi kaynıyor., | FDoğan, T, 19.01.2011
a.
müşahitlik -ği | ... zabitlik ve müşahitlik derecesine çıksın da sonra kabre gidip rahatla yatsın ve uyandırılmasın? Küçük büyük her amellerinden sual edilmesin? Mahşere gidip mahkeme-i kübrayı görmesin? Hayır ve aslâ!, S Nursî, Sözler: risale-i Nur, ? , 96
a.
müştereklik | ortaklık | Bu bağın koparılması sadece jeostratejik ilişkiler bağlamında değil, kültürel müşterekliklerin de kesilip atılmasıdır. Osmanlı'yı parçalayan emperyalizmin | evrensel medeniyet değerleri ile devralınan mirasın tarihi ve kültürel kökleri arasında yapılan bir tercihti bu., | AkifEmre, YŞ, 8.10.2016
a.
GTS-
müşteri memnuniyeti 30.3.2014
müşterileştirme | Kocaeli Üniversitesi'nde (KOÜ) okuyan bir grup öğrenci, | Müşterileştirme ve Piyasalaştırmaya Karşı Üç Talep kampanyası çerçevesinde yaptıkları eylemde, yürüyüş yoluna yatarak | Müşteri değil öğrenciyiz yazısı oluşturdu. 23 Nis 2006, www.turkforum.net. | Taraftarı müşterileştirme hamlesi bir gün gelecek bayacak ve ben kendi adıma şimdiden sıkılmaya başladım bile ve gördüğünüz üzere yeni fikirler peşinde koşmaktayım. MForutan, Akşam, 4.10.20 08
mütahit | halk müteahhit, yüklenici | Neden geldiler acaba? Belki de mütahit bunlar..., | Fırt, Sayı 434, 3.7.1984
a.
mütalaa | hukuki mütalaa bir uzman hukukçunun (avukat, hakim, akademisyen) bir hukuki meselede mahkemeye veya ilgilisine sunulan hukuki görüşü.
ar.
mütalaalı | bu kişi mekteb-i mülkiyeyi bitirmiş, çok iyi Fransızca öğrenmiş, çok mütalaalı, alim muharrirlerden sanılmakta olan halebli bir arap idi. 38
s.
mütareke basını | düşmanla işbirliği yapan basın? | TSK-nın kasıtlı ihmali olduğunu iddia eden basın | mütareke basınınadan beter!, | HKaplan, T, 11.08.2010
a.
müteahhitleşme | müteahhit haline gelme | Tabii ki bu sadece bir temayül. Ama Adnan Üstadın partiye musallat olmuş hırsız üyelerine ve müteahhitleşmiş yerel yöneticilerine küfrederek bu sonuca ulaşması bile büyük başarı., | AKanca, 3.3.2015, rindan
a.
mütearife | Peki, bir mütearife gibi tekrarlanan bu zırvalığı kim, nerede demiş, Marx mı demiş, Engels mi, Lenin mi, Sovyet Bilimler Akademisi'nin hangi İlkeler cildi, derlemesi veya elkitabında varmış, lütfen görmek istiyorum. , | HBenktay, T, 30.10.2010
a.
Müteberri | 69 yıl önce 'ilme hizmet bir ibadettir' düsturuyla başlattığımız eğitim çalışmalarımızda bugüne kadar bizimle birlikte olan üye, öğrenci, veli, çalışan, eğitimci, müteberri ve gönüldaşlarımızın emeklerini, her daim koruyacağız ve bu emeklerin siyasi çıkarlara alet edilmesine müsamaha göstermeyeceğiz., 6.9.2019, İYC, www.iyc.org.tr
a.
Müteessirâne | üzüntülü | Müteessirâne bir tavır ile o kadar alacağı oldğuunu söyledi., | M Naci, 1969, 20
s.
mütefernicîn | mütefernicler, frenkleşmişler. | ...sırf alafranga efkâra tâbi' olan mütefernicîn ise code napolyon'nun tercümesiyle, aynen mehâkim-i devlet-i aliyye'de mer'iyyü'l-icra olması fikrinde idiler..., A Cevdet Paşa, Maruzat | Ammâ vükela ve rical-i devlet idâdında bulunan bazı mütefernicîne ne diyelim ki..., A Cevdet Paşa, Tezâkir, 4/95
a.
mütegallibelik -ği | zorbalık. | Yeni yeni fikirlerle, teşebbüslerle aşılanmak, iğnelenmek için her vakit başında yeni yeni adamların bulundurulması lazımdır. Göreneğe ve sahiplik emniyetinden gelen mütegalibeliğe bırakılmamalıdır., | Taray, 142
a.
mütemadilik | mütemadiyet, devamlılık | BBP İstanbul İl Başkanlığından yapılan yazılı açıklamada, | BBP Beykoz İlçe Teşkilatımız yönetim kurulu ile birlikte, süreklilik ve mütemadilik arz eder bir şekilde parti politikalarımıza, parti içi disiplin ve hiyerarşi kurallarımıza, müesses ve kadim ahlaki değer ve kurallarımıza aykırı söz ve eylemleri nedeniyle Genel Merkez Teşkilat Başkanlığımızın 14.03.2017 tarih ve 2017/114 sayılı kararıyla feshedilmiştir. denildi., | Hr., 16.3.2017
a.
mütemadiyet | devamlılık | Sadece bu bile devrim'den çok, mütemadiyet yani devamlılık arzu eden bir bağlam değil mi? Millet olabilmek biraz da bu bağlamı topyekun hissedebilmekten geçiyor., | SEraslan, Star, 21.8.2015
ar.
mütemehdi | mehdi taslağı | Askerlerin vaizinden vaizin askerlerine, bu otodidakt mütemehdinin kırık dökük aynasından Türkiye'nin yakın geçmişinin çirkinlikleri yansıyor., | HakanErdem, KararG, 21.8.2016
a.
müteneffizâna | nafiz, etkili bir biçimde. | Zira onun dediği gibi 'her tarafa temayül ve müteneffizâna müdahane' eden bir âdem, padişah hakkında alenen öyle ağır söz söyler mi ve hakikatın padişaha anlatılması sadakat ve anlatılmaması ihanet olduğunu,padişahın hafiyesine ücellidâne
bir tavırla anlatır mı? , İnal, Son Sadrazamlar, 3. bs., İstanbul, Dergâh Yay., I, 213
z.
müteşekkirlik | Müteşekkirliğimin adama tavan yaptığı bir noktada beni eşekten düşmüş karpuza döndürdü., | PMağden, T, 15.7.2013
a.
mütevazıane | alçakgönüllüce. | Bu üyelik, askerlik gibi mecburi bir vazife değildir. Şartları ile halka mütevazıane hizmeti kabul edenlerin gönüllü ödevleridir., | Taray, 76
s.
mütevazıane | Sadullah, Üçüncü Selim'in karşısında mütevazıane eğilmiş: -Acizane, kulunuz besteledim şevketlü hünkarım, diye cevap vermiş., | ZŞakir, SadullahAğa, 20
z.
mütevazi | bk. müvazat. paralel, koşut. | Bu nokta-i nazardan Savigny'nin tesis edip de fevkalade mer'iyet ve nüfuz kesb etmiş olan ve sanat ve lisanla hukukun mütevazi (koşut) olduğuna müstenid bulunan nazariyeyi suret-i kat'iyede reddetmek lazımdır., M C Kuntay, Jhering, 17
a.
mütevikkilane | Sadullah ellerini iki tarafa açtı. Mütevekkilane bir eda ile boynunu bükerek: Huzur-ı hümayunda ağzım açmak haddim değil ama... Şayet ferman buyururlarsa... Allah utandırmasın!, | ZŞakir, SadullahAğa, 17
z.
müthişlik | Japonya'da haberiniz olmayan müthişlikler., Evreni Merak Ediyoruz @evrenseImerak, 16.04.2025, X
a.
müttefikçe
z.
müttefiğe yaraşır biçimde.
"[Almanya] Müttefikçe davranmalı:", R T Erdoğan, 24.4.2024, basın"
müünlü > muinli | Devlet efendimiz bize emretti / Müünlü, müünsüz olanı gitti / Genç, koca demedi umumu çekti / Gümlemiz böyle askere toplandık., Silleli Âşık Figânî (Kemal Akça, Folklor, İstanbul 1944, 9)
s.
müünsüz > muinsiz | Babası, oğlan kardeşi olmayan kızlarla evlenen erkekler ile babası olmıyan ve annesine, kız kardaşına bakan erkekler, askere gitmezlerdi. | Devlet efendimiz bize emretti / Müünlü, müünsüz olanı gitti / Genç, koca demedi umumu çekti / Gümlemiz böyle askere toplandık., Silleli Âşık Figânî (Kemal Akça, Folklor, İstanbul 1944, 9)
s.
müvazat | /a. hatların ve satıhların tam karşı karşıya olması, paralel, koşut. | Bu noktadan, lisan ve sanatla hukuk arasında umumi bir 'autorité'nin mevcudiyetine müncer olan Savigny'nin müvazat nazariyesini tereddüdsüz reddetmek lazımdır., Rasih Yeğengil, Jhering, 12
s.
Müveccef | Bir rivayetde şöyle rivayet olunmuşdur kim Ayasofya'yı bina iden ... Hoca Sa'düddinde 'Ol bünyan-ı bülend erkânın dahi tahtını müveccef idüb ..., | S Yerasimos, Türk Metinlerinde Konstantiniye ve Ayasofya Efsaneleri, İstanbul, ? ?
s.
Müvekkil | vekil eden kimse müvekkil muamelesi yapmak (birisine) deyim müşteri yerine koymak | Bana müvekkil muamelebi yapma!, | 12.1.2020, Çapa Tıp Fakültesi mensubu
a.
tıp tıp
müz | Yunan mitolojisinde ilham perisi. Ben, münhasıran şairden bahsedildiği vakit, miyar olarak, umumi bir şiir mefhumu kabul eder, şairi ona göre tarif eylerim. Onun için, müzleri birbirine çok aykırı bakan şairleri, şair olarak göstermekten çekinmem. Nevileri, akideleri, bilmem neleri başka başka da olsalar yine şairlikleri vardır., Kazım Nami, Bir kitap ve bir mülahaza,, Ülkü, Eylül 1933, 148 | Sonra Platon benim için [Lesbos] 'Onuncu müz' dedi., | CanerFidaner, Rİki, 24.7.2011
a.
müzayedelik
müzayedelik Geniş odanın neredeyse üçte birini kaplayan geniş ve üstü hayli kalabalık bir masa, iki cephedeki boydan boya raflarda müzayedelik çokça şey var, ayrıca yerler kitap,koli, efemera, fotoğraf, hat, levha,antika malzeme ile dolu. Bereket... Bir kısmı da müzayedeye koyulmak üzere başkalarının verdiği kitap, hat vb. imiş.
MÜZECCEC: Sırçalanmış ince uzun nesne. | http://www.osmanlicanedemek.com/rufat-88814
müzelenme | Somut Olmayan Kültürel Mirasın Müzelenmesi Sempozyum Bildirileri. Ankara,: GÜ THBMER Yayınları, 2004
a.
müzelenmek |
f.
Müzevirlik –ği | Bu çocuğu, biraz yılışık ve korkak olduğu için, pek aralarına almak istemezlerdi., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, Bilhassa mektep arkadaşları müzevirliğinden şikayetçi idiler.,
Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 30
a.
müzeyyid | (Ebu İshak el-Medenî) Hoca Nasreddin gibi garip-ahvâl ve fıkarâtıyla ve buhul ve hissetiyle meşhur bir zat olup hakkında pek çok nevâdir menkuldür.Ş Sami, Kamusu'l-Alam, 272
a.
müzik seçicisi | Ben, Fransız-Türkiye ortaklığı olan bu filmin Türkiyeli yapımcısı, senaristi, yönetmeni, montajcısı, sesçisi, müzik seçicisi ve jenerik tasarımcısı olduğumdan bu süre bence anlaşılmaz değil..., | MAYıldız, T, 10.11.2013
a.
Müzikalci | İngiliz müzikalciler türkiyeye gelmeyi seviyor mu? , | A Arman, Hr, 18.10.2019, 5
müzikçi | Girişimcilerin aralarında bir iki tiyatro sanatçısı, ressam, mimar, müzikçi de vardı., | ANesin, ŞAvrupa, 67
a.
müziklemek
f.
müzik aleti çalmak, müzik yapmak.
ing. music + tr. -le-
"Ozaman biraz müzikleyelim şimdi."
müziklemek
f.
müzik yapmak.
"O zaman biraz müzikleyelim şimdi.", 17.04.2028, tv"
Müziklemek | O zaman biraz müzikleyelim şimdi., | 17.04.2018+ ++
f.
müzikli
s.
Bazı bölümlerinde müzik kullanılan (film, oyun):
"Yanık Efe: müzikli komedi, üc̣ perde", Yusuf Süruri Eruluc̣, 1936 (kitap adı) "
Müzikli | Goethe ve sanatı: şairin müzikli dram sanatındaki rolü, | Ş M Altar, 1935 (kitap adı)
s.
müzikofili | Müzikofili : Müzik ve Beyin Öyküleri, Sacks, Oliver Yapı Kredi yay., 22.7.2014g
a.
müzikologluk | Müzikologluk mesleğinden sonra toplum mühendisliği de yapma arzusu içini harıl harıl yakarken-, APalabıyık, T, 22.4.2013
a.
müziksever
b.a.
müzik seven. müzik tutkusu olan, müziği seven kimse
fr. musique + tr. -sever
"Merdivenin sağ tarafında, saz çalan bir adamın etrafını, müziksever bir halka çevirmişti. Bu taraf şimdi, hasret kokuyordu, aşk kokuyordu, düşünce, keder kokuyordu: "Yanar ağlarım oy ... oy" Parmakların altında büyüyüp küçülen teller, hastaların, kahrolanların hüznünü, ambarın ... ", Yeni ufuklar, 1953, C 2, 156 | "Bu günlerin birinde Keçecilerden geçerken orada Mezarlıkbaşı ile Tilkilik* Hatuniye Camisi arasındaki yolda müziksever Adil'in musiki dükkânına uğradım. O da konser dinlemiş. Beni samimiyetle tebrik ettikten sonra en iyi cinsinden bir takım Ud ve bir takım Keman telini yine samimi bir edâ ile fakire hediye etmişti.", Musiki mecmuası, 1978, S 339-362, 8"
müziksever | Fransızca musique + Türkçe sever.müzik tutkusu olan, müziği seven kimse
s.
GTS+
müzikseverlik | ...öyle bir albüm yapmış ki, 2016'yı bu albümü dinlemeden kapatmak müzikseverliğe yakışmaz., | HrKeyf, 2.10.2016, 8
a.
mv | Milletvekili | Üstelik bu, baraj üstü kalması halinde MHPnin mv sayısına dair bir tahmindir., | ŞOğuz, Sbh, 19.8.2015
kıs.a.
MYK | Haftaya mevzuun AKP MYK'sında görüşülüp, Erdoğan'ın kararını açıklamasını [bekliyor]., | T, 7.5.2012
kıs.a.
mythe
a.
mit.
fr.
"Şehrin dışında Paris bir mythe olup çıkıyor. O zaman da öğrencilerin ondan eedindikleri ne olabilir?", Lefevre'e sorarsanız, Yelken D, S 141, kas 1968, 13"