Fethi GedikliFethiGedikli.com
  • Twitter
  • Facebook

T...

...

ta | very* | Gece festivali şehrin ta kendisi!, | 2013 | Arkadaşım güldü: -Aferin! Ta kendisi ile tanışacaksın biraz sonra., | ÖFToprak, 1979, 50




ing.



taaccüblü

s.



"Təəccüblü bir hadisə / Torqovı küçədəki evlərin birisində sükunət edən X. xanım vəzi-həml etdikdə [doğurduqda] ikisi oğlan, ikisi qız olmaq üzrə 4 uşaq doğ[ur]muşdur.", Azerbaycan g, Ağustos 1919 "



taaccüp etmek | Acılı baba fazla konuşmak istemedi. 'İnsanlar neyle uğraşıyor? ' diye taaccüp etti., | BTSalihoğlu, 2014, 131

f.






taahhütsüz

s.


ar. taahhüd + tr. -süz
xxx



taahhütsüz fiyatlar








taallükat | Benim de şu köyda taalikem (taallükatım) var diye heç şahındı mı ki? (telaşalanıp aramadı)., | FAtabek, DK, 135

a.






taamlaşmak | yemek halini almak | Borges'ten mülhem: 1574 yılı yazında, İranın Bandar Abbas limanına yanaşan Portekiz (portugal= port cale) bandıralı bir gemiden ilk defa çeşn-i narenç adıyla (ing: orange) tadımıza taamlaşan  portakal,-., | Mülteci TBozkurt, 19.12.2014, Rindan

f.






taarruzi | 17 Ağustos 2011 tarihinden beri yoğun bir şekilde Irak[ın] kuzeyindeki bölücü terör örgütü hedeflerine yönelik tarruzi hava harekatı ile topçu atışları icra edilmektedir., | NecdetÖzel, T, 25.10.2011

s.






taassupkârane | Bunun tek sebebi, taassupkârane siyaset yapılmasından, doğruyu görememekten neşet etmektedir. Gelişmiş ülkelerde hükümetler biteviye devam etmez., İsmail Müftüoğlu, MilliG, 24.04.2025

z.






taba | Çocuklara puslu, sağanaklı günlerde şirin, ışıl ışıl bir yağmurluk olur plastikten. Ya da yoğunlaşır, tabaya, oradan kahverengiye dönüşür. Dünya üzerindeki tüm diğer renkler ondan sorulur., Karin Karakaşlı, Cumba, 2017 (13 mart 1998) | taba rengi | Fr. tabac  (ta'ba) Kavuniçiyle kahverengi arasında ama kavuniçine daha yakın bir renk. Meral Saytekin, Mart 2011 | 1. Kuru tütün yaprağını andıran kızılımsı kahverengi, tütün rengi. | 2. sf. Bu renkte olan. | Gazete bir gün taba rengi ambalaj kâğıdına basılmış, sekiz sayfa çıkıyordu, bir başka gün, milimetrik kâğıtlara basılmış, mavi zeminli, dört sayfalık bir gazete ulaşıyordu okurların eline., | ÜmitKıvanç, T, 10.09.2011 | Yeni logo gibi kağıda bassan turuncu-mavi, kumaşa bassan taba-yeşil çıkacak kararsız iki renkten değildi., | SGenç, T, 02.08.2012

a.


fr.



tabak gibi s./z. | İlksizin ilkinde bir konuşan Balıkla bir Yalnız Kız vardı. Zaman ırmağında gecelerden o gece, tabak gibi bir ay doğdu, geldi, gitti bir dağ doruğunda durdu, karanlığı yalbırdattı., O Tansel, Konuşan Balıkla..., 2001, 21 | Bu soruların cevabı, yaşadığımız ülkenin sistemini tabak gibi ortaya koyar., | A Altan, T, 15.02.2012 ++








tabaka | Baktım bütün tabakayı Emel'le doldurmuştu. Öteki tabakayı da Mükerrem yazmaya başladı., | FAtabek, DK, 1972, 72

a.






tabakalı | Bu çalışma, şiddetin onaylanmasında değerlerin etkisini incelemektedir. Data, tabakalı-tesadüfî örneklem yöntemiyle üniversite öğrencilerinden toplanmıştır., | V Bozkurt/ H Gülerce, Values and violence endorsement ... 2019, 23.8.2019

s.






tabakasız | Dehlizsiz ve tabakasız / Kör bir hayvan gibi / Rızkına etiyle yanaşan / Karanlık birevDir gövdem, C Zarifoğlu, | Ayna, ? , ?

s.






taban (krampon) göstermek spor. ayak koymak; tehdit etmek 12.9.2011 Emre Aklin CNNTürk 9 suları








tabanca | tokat, şamar Kimse tabancasını yemeyen, kendü tabancasın demürden sanur atasözü | Eğer elçiye ölüm olsaydı, fil'hal seni depelerdim. Ol melun bunun gibi lâf ü güzâf ursa, acebmi ki İslâm kılıcın görmemişdür. Kimse tabancasını yemeyen, kendü tabancasın demürden sanur. Ve kedi karanu evde kendüyi arslan tevehhüm eder. İnşallah ana Türk erliğin gösterem., | Aşıkpaşazade/YHErdem, KararG, 18.12.2016 ışın tabancası | O da yetmez, nötron bombası, ışın tabancası, lazer kılıcı falan edinelim., | NecdetŞen, 2.9.2009

a.






tabancalı | tabancası olan. | Orta katın penceresinde ve avluda eli tabancalı üç haydut var. Her üç namlu da, delikanlının beyni bâlâsına çevrilmiş... Tablo müthiş! Ama ne pahasına olursa olsun, Pecos Bill bu kepaze vaziyetten kurtarılmalı, keklik gibi avlanmasına asla göz yumulmamalıdır., Besim Akımsar, Mehmet Efendi tuhaf adamdır, 1959, 14

s.






Tabancılık ğı | koşma işi. | Reis dedi gel ol benim uşağım / Tepiştim bir eyyam tabancılıkta., | Behçet, Doğan Kaya, 2019, Esnaf ve İş Destanları, 43

a.






tabanlı

s.
tabanı olan.


"Önce keyfi tabanlı bir silindirin hacminin ölçü sayısı tabanı ile yüksekliğinin ölçü sayılarının çarpımına eşittir . 2. Şimdi keyfi tabanlı bir koniyi göz önüne alacağız . Bilindiği gibi bu cisim keyfi bir konik yüzeyle bir düzlem tarafından ..", E Lindelöf, Analize giriş, 1961, 329 | "Ateş şekli yerine sekiz tane eşkenar üçgen tabanlı Hava Şekli veya yirmi tane eşkenar üçgen tabanlı Su Şekli veya on iki tane beşgen tabanlı Gök Şekli olacaktı dediğimiz takdirde , sen istersen Ateş Şeklinin doldurmadığını beyan et , bu sözünle Aristo- teles'in demiş olduğu gibi iki tane üç boyutlu şeklin doldurduğu... ", Araştırma, 1964, C 2, 47"



Tabanvay | yürüme | Bunun tabanvayından sonra tıramvayı, otobüsünden sonra taksisi, ortasından evvel ilkokulu var., | Çalıkoparan, 40

a.






tabasbuskar | ESKİLER, şimdi | yalakalık yahut | yağcılık dediğimiz işe | tabasbus, | yalakalıkyapana da | tabasbuskâr derlermiş. , | MBardakçı, HT, 23.11.2009, | http://entellektuel.s4.bizhat.com/entellektuel-ftopic2376.html, 22.11.2016g

s.






tabela şehirciliği | Mim. | Bu, iki kıtayı; konutla ticareti ve kültürü birbirinden daha da uzaklaştıracak. Tabela şehirciliği diyoruz buna. Bu yakada otur bu yakada çalış., | Gavcıoğlu, T, 16.10.2013

a.






Tabelalık








Tabelalık ++








Tabelasız | Yol ilerde ikiye ayrılıyor ve o şahıs hangi yola gideceğini bildiği için sorunsuz ve tabelasız yolunu bulabiliyor, herkesi de kendi gibi bulur zannediyor., | M İdris, KararG, 23.5.2019








tabiban

a.
tabibler, hekimler.

ar. Tabib + far -ân
"Ateş düşmüş damarıma kanıma/ Haber verin halim tabibanıma / Aman ver Azrail kıyma canıma / Dişleri bitmemiş kuzum var benim.", San, Hicranî, 166"



tabiikine z.* elbette, tabii olarak | Elinde, 'yalnız, güzel ve tabiikine çağdaş' ülkesinin teminatı olarak gördüğünü söylediği (...) Zühal Olcay'dan aldığı 'Altın Portakal Sanatta Sosyal Sorumluluk' ödülünü tutuyordu., | MAltınok, T, 11.10.2011








tabiiyetlilik -ği | uyrukluk. | Ayrıca dönem itibariyle devletler arasındaki hukukun yeterince gelişmemiş olması ve devletler arasında ihtilaflar meydana getirmesi sebebiyle çok/çifte tabiiyetlilik de uygun görülmemiştir., O H Sekmenoğlu, ylt, İÜSBE, 2025

a.






tabiiyetsizlik -ği | Bu dönemde tabiiyetsizlik uygun bulunmamış olup herkesin bir tabiiyeti olması gerektiği görülmüştür., O H Sekmenoğlu, ylt, İÜSBE, 2025

a.






tabilik -ği | Tabi + tr. -lik | basıcılık. | Bunlar dışında kitapçılık, tabilik mi kalıyor! Fakat yine malûm. Zorlayıcı baskılariyle o da bir devlet, hem de bir tüccar devlet değil midir? , R N Güntekin, 1953, 41




ar.



Tabiplik | hekimlik işi | Göz bebeğim iki perçin gariplik; / Hangi yüze baksam benden tabiplik!, | A Kabaklı? , Türk edebiyatı, S 339-344, 2002, 5

a.






Tabiplik | hekimlik işi | Göz bebeğim iki perçin gariplik; / Hangi yüze baksam benden tabiplik!, | A Kabaklı? , Türk edebiyatı, S 339-344, 2002, 5

a.






tabldot | Kamara ve tabldot hizmetkarları bile ona bir nevi sithkar ile bakıyorlar; bütün hal ve tavirlariyle onun hizmetinde bulunmayı bir zillet telakki ettiklerini gösteriyorlardı. | , | YKK, 1945, 19

a.


fr.



tablet (bilgisayar) | 16Gb veya 32Gb dahili hard disk seçeneklerine sahip bu tablet 10.1 inch slate ekran, çift çekirdek Tegra 2 Nvdia işlemci ve taşınabilir bir klavye ile birlikte ikinci bir pili de sunuyor-., | TheGate, | 136, Ağu2011

s.a.






Tabloluk








Tabloluk ++








tabucu | Bunlardan ilki açık siyasal söylemin nesnesiydi. İkincisi ise toplumla ilişkide, arka odalarda fısıldanan, dilden dile yayılan tabucu kışkırtmalar... 

s.






tabula rasa temizlenmiş/boş masa veya beyin | Acaba toplumdaki değişik kuşaklarla, değişik çevrelerdeki; | berrak bir gerçekçilik yerine, | Ortaçağlardan dahi uzantılı koşullanmaları, | hayatın bir pusulası gibi gören dostlara; bir | tabula rasa yelpazesi estirir miydi? | , | ÇAltan, M, 28.10.2011 | Bir cuma yazısında, bir | bilgiçlik gösterisi yapıyormuş gibi bir kanı uyandırmak istemem ama; 17'nci yüzyılın ilk yarısında yaşamış olan, matematikçi, fizikçi ve düşünür Descartes; | Yöntemle İlgili Açıklamalar kitabında, | aslı faslı bilimsel olarak kanıtlanmamış koşullanmalarla, inançları; kafamızdan şöyle bir silip süpürelim anlamında; | temizlenmiş bir masa, yahut beyin karşılığı olarak, | Tabula Rasa deyimini kullanmıştı. | , | ÇAltan, M, 28.10.2011








taburca

s.
tabur olarak.


"Yüzbaşım vardın mı yüzbaşılara? / Selâm eyle, unutmadık, buradayız. / Taburca, bölükçe, gönülce, / Hey aynı uğurdayız.", Dağlarca, ÜŞD, 25"



taburcu edivermek | Beni taburcu ediverin artık, deyiverdim., | S Şengil, 1983, 48

bf.






taburlarca

z.
tabur tabur olarak.


"Saldırıyorlardı taburlarca, üstüste, sayısız, / Bugün yine çarpışması vardı, çoğun azla." Dağlarca, ÜŞD, 39"



taburluk -ğu | Bir taburluk hazırlanan yemek, bir bölüğe göre çok çok fazla gelmiş, artmış, hattâ ertesi güne bile kalmıştı. Bir taburluk yatacak yer hazırlayan Havran Muhtarı, gelen askerleri sadece büyük evlere taksim ederek, küçük ve fakir evlere yük olmasın diye kimseyi göndermemişti. | , | E Güler Elverici, 24.7.2019, watsap

a.






tabutluk | Hatta gündüzleri kollarında kelepçe, geceleri de tabutluklarda yatırılıyor., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 129

a.






tac mahal | Bir havuzun başında Tac-Mahaldeyim., H A Dede, Şairler üzülmesin, 5. bs, 2009 (1973)

b.a.






Taciz olmak | Aşık çatak sen nacizsin / Kul olarak hem acizsin / Niye dünyadan tacizsin / Bu sırrına eremedik., | Develili, 20








tacizli | İçinde taciz sahnesi, anlatımı olan film, tiyatro, edebiyat eseri, vs. | [N]e kadar merakliymışlar tecavüzlü tacizli sahneler çekmeye ve bunları izlemeye., | www.tribundergi.com › Board index › Diğer › Sanatsal Kaygı,19.9.2010, 22.2.2015g

s.






taco | Yemekten hakikaten çok zevk aldığım ünlü Meksika turşu biberi. İştah açıcı olup fajitas ve taconun pezevengidir. flagg, EkşiS, 28.01.2003








taç II | Touch. Dokunmak'tan. Ayaktopunda topun taca çıkmasından mec. Geçerliliğini yitirmek, geçersiz hale gelmek. | Bir çok anlayış artık taca çıkacak., Sırrı Süreyya Önder, 03.05.2025, Star TV

a. mec.


ing.



taççı I

a./s.
taç üreten ve satan. 1. taç taraftarı, kıralcı.


"Taççı Dantel Kumaş"
İstanbul, Tabeladan



taççı II

a.
iyi taç atan.

ing. touch + tr. -çı
"Uzun taççı Knudsen'i İpswich'e aldıran teknik direktör Mick McCarthy, İrlanda ve Sunderland hocası olarak Rory Delap'ın uzun taç yeteneğinden maksimum faydalanmaya çalışan ilk hocadır. Kendisi de futbolculuğunda uzun taç ustasıydı bakınız."
@aliececom, Twitter, 1.7.2018



taçlandırılmak

f.



"Lezzet hikayelerinize sağlıkla ve keyifle eşlik ediyoruz. 2023'de de kalite ödüllerimizi almaya başladık... New York, Japonya ve türkiyedeki yarışmalarda altın madalyalarla taçlandırıldık.Asiltane zeytinyağı", Oksijen2, 9-15 haz 2023, 8"



taçlaşmak | Taçlaşan yeşil örtülü tahta kutu taşıdığı emanetten haberdar mı ki? , Nazik Erik, 20

f.




GTS-



Taçlı | tacı olan | Kıral, kıraliçe olurlar, başları taçlı., | N Ö Arpacı, 2006, 69

s.






Tadılmadık | Salahattin Bey, gençliğini deli gibi geçirdikten, hayatın tadılmadık zevkini bırakmadıktan sonra, birdenbire yorgunlaşacağını artık daha fazla koşacak kuvveti kaymadığını görmüş, beş sene kadar evvel, bu kendisinden tam on beş yaş küçük kızla evlenivermiştı., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 18

s.






tadılmamak | Gitmek kadar yorgunluğu tadılmadım, | YTaşdemir, Vaveyla, 14

f.






Tadılmamak | Gitmek kadar yorgunluğu tadımladım., | Yunus Taşdemir, Vaveyla, S 4, 14

f.






tadımcıbaşlık -ğı | Eski saray geleneklerinde olan, tadımcıbaşılık mesleğine olan ilginin bu dönemde arttığı, hatta bazı işsiz garibanların bu meslek dalından geçimlerini sağlamaya başladıkları dahi rivayet olunur., S Düzgün Bakır, 2007, 97

a.






tadilat





"Tadilat, tamirat işleri", 6.4.2024, Köyiçi-Güngören Merkez camisi, dükkan camından"



taf yapmak | Uslanmadım adam olmadım / Taf yaptım sandım tafına kandım / Uslanmadım adam olmadım / Taf yaptım sandım saf ola kaldım., | Grup Tomakinler [9.8.2011]

f. argo






Tafatır | Tafatır paylasımlar yapiyoruz ama kimse birşey demiyor... (sic), | Mehmet Ali, 31.08.2024, 18:31, facebook

a.






tafracı oğlu tafracı | Clemanceau, Lloyd George'dan –o da tafracı oğlu tafracıdır- yakasını kurtardıktan sonra, gerçekten özür dilenmesini istiyorsa kendisiyle kılıç ya da tabanca ile düello edebileceğini söyler., | SalahBirsel, Bitliler, NisanKitapDört, 8








tafta

a. / s.
1. a. Bir tür sert, ipekli kumaş. 2. s. Bu kumaştan yapılmış.

Farsça tafte
"Eskiden çatanaların, üç çifte piyadelerin sabah akşam yanaşıp avniye kaputlu, uzun sakallı paşa efendilerle atlas feraceli büyük hanımlar, tafta çarşaflı genç kadınlar beklediği düzgün taşlı rıhtımların şimdi yenik ve düşük kenarlarında şilepler, sebze kayıkları, odun kömür çektirileri uyukluyor.", R E Ünaydın, "Yalılar", Boğaziçi Yakından, 74 MReşit"



tag | etiket, başlık, yafta* | Başbakanın faiz lobisiyle ilgili çıkışından sonra da twitterda bendefaizlobisiyim diye tag açtı., | S[abah], 11.6.2013

a.






tağuti | Nur çok geçmeden dini literatürü çözüp kavradı, 'tağuti' diyor 'put' diyor 'şeytan' diyor, 'firavun' diyor, 'münafık' diyor, 'Ebu Cehil' diyor, 'cahiliyye' diyor., | NGenç, isenç, 97

s.






tahakkümcü | Utanmanız ancak karınız | namussuzluk yaparsa olur. Ödünüz kopar o yüzden tam bir tahakkümcüdür ruhunuz., hosnunun yabisi, 19.09.2019 21:19 ~ 21.09.2019 00:11, EkşiS

s.






tahammüllü | Ben birdenbire öyle zayıfladım ki, tahsili bırakmak zorunda kaldım. En tahammüllü kardeşim çıktı., | FAtabek, DK, 157

s.






tahammülsüzleşmek | [H]erkes 'öteki' gördüğüne tahammülsüzleşti., SÖney, T, 2.8.2014 | dur lan geliyorum sadede!! İşte frodo Gorki'nin sendeki etkisi bu çılgın zambırlar gibi lan... Okudukça tahammülsüzleşiyorsun o'lum hayata, insanlara, haksızlıklara..., | siyahmartı, 10.8.2011, | http://forum.memurlar.net/konu/1276026/3.sayfa, 28.7.2016g

f.






taharet musluğu

b.a.
Alafranga tuvaletlerde temizlenmek için suyun akmasını sağlayan musluk.


"Pisuyol Taharet musluğu damlalığı", Türkiye G, 30 eyl 1990 (1989?)"



tahdidî

s.
sınırlayıcı, tüketici.





tahin rengi

s.
tahin rengi.


"Tahin rengi fresko bir kumaşta mutabık kaldılar. Elbiseyi cuma akşamına yetiştirecekti, ilk provayı hemen, bir-iki saatte hazırlayıp yapmak şartıyla", R H Karay, Sonuncu kadeh, 64"



tahinli | içinde tahin bulunan | Kirli yüzlü iki çocukla gepegenç, görünüşü sağlıklı bir adam, sepetlere doldurdukları tahinli çörekleri, plastik kaplardaki yoğurtları yük katarına koşturuyorlar. Kısmet bir iç kazıntısı duyuyor, yine de canı tahinli çörek istemiyor: Lök gibi hamur ..., | A Ağaoğlu, Üç beş kişi, 1984, 331 | Chattering nonstop in Armenian, they mass-produce hundreds of loaves of tahinli, an ambrosial sweet Easter bread, as well as choereg, an egg-rich twisted roll similar in taste and texture to the Jewish hallah., | Joan Nathan, An American Folklife Cookbook, 1984, 253

s.






Tahirîler | Emre Kongar Hoca, Sabahattin Eyüboğlu ve Kemal Tahir'e gönderme yaparak, bu iki grubu Eyyubiler ve Tahiriler olarak adlandırıyor ve son yıllarda yazın ve düşün yaşamımızda bu iki grup arasındaki büyük tartışmasının altını çiziyor. Tahiri ekolünün oluşmasında İdris Küçükömer'in ciddi katkısını da göz ardı etmeyen Emre Hoca'nın parlak zekâsının ürünü olan bu tasnifte, Tahiriler, Cumhuriyet devrimlerini İslama karşı bir hareket olarak görenleri temsil ederken, Eyyubiler ise Cumhuriyet devriminin temellerini bu toprakların antikçağdaki uygarlıklarına kadar uzandığını savlayanları temsil ediyor., | Ali Sirmen, Cum, 11.6.2019

a.






tahkimli | tahkim edilmiş olan | Onun denizin ötesindeki dünya ile ilişki kurmak için burayı seçtiğini ve yarımadayı tahkimli bir ordugâha dönüştürdüğünü söyleyebiliriz., | D M Doğan, KararG, 10.2.2019

s.






tahlisiyeci

a.
kurtarmacı, kurtarıcı

ar. tahlisiye + tr -ci
"Şundan Bundan / 4000 hayat kurtarmış bir Türk tahlisiyecisi / Batum Tahlisiye istasyonunda elli senedenberi çalışmakta olan 70 yaşında Bayram oğlu Mehmet adında bir Türk tahlisiyecisi takaüde sevkedilmiştir. Elli yıl içinde bu tahlisiyecinin 4000den fazla insanı boğulmadan kurtardığı tesbit olunmuştur. Bu hizmetlerine mükâfat olarak Sovyetler Birliği Cum[h]uriyeti Reisi Bayram oğlu Mehmede Kızıl Bayrak nişanını göndermiş ve yerine oğlunu tayin etmiştir. Bayram oğlu Mehmede ayrıca para mükâfatı da verilmiştir.", | "İşte Kaptan Ritz'in (sonra Denizbank ve Gemi Kurtarmanın hizmetine girerek Türkiyede ölmüş olan değerli İngiliz tahlisiyecisi) daveti üzerine yanındaki genç ve güzel sekreteriyle İstanbul'a gelen ve günlerce benimle görüşen Ocean Salvage'in reisi beyaz sakallı İngiliz'in teklifi bu idi.", "
Türkdili G, İkinci teşrin 23 cumartesi 1935, 3 | A H Başar, Ahmet Hamdi Başar'ın hatıraları, 2007, C 1, 251



tahliye davası | Aleyhinde tahliye davası açılmış olan bütün vatandaşları, Okmeydanına toplayayım diyorum. –Buhurdan yakmak için mi? | , | GugukG, 17.5.1947, 1

a.

huk.




tahliyeci | türkü söylüyoruz tahliyecinin ardından nedense yanık, | NÇelik, 41








tahliyelik | tahliyeyi gerektiren. | tahliyelik bir durum vardı. Ne oldu? , Mustafa Aydın, 22.03.2025

s.






tahralı








Tahribatsız | Senkrotronlardan elde edilen ışıma çevre kirliliğinden ilaç tasarımına, doku görüntülemeden enerjiye, sanatta tahribatsız analizlere kadar birçok çalışmada kullanılıyor., | Hr, 18.10.2019, 5

s.






tahripçi | Sonra bu tahribat dönüp tahripçinin kendi geleceğini de karartır., | İÖksüz, KararG, 30.7.2016

a.






tahrirli | Gene çakmak çakmak olmuş / O tahrirli yeşil gözler;, | TFikret, HazanTeyze, EGŞA, 227 | Tahrirli iri gözleri, uzun siyah kirpikleri, omuzlarını döven kıvırcık lüle lüle saçları ve lüle lüle saçlarında yanar döner taftadan kurdelesi., | OrhanKemal, Sarhoşlar, 28 | Duru, pembe-beyaz cild ve tahrirli elâ gözler..., | NazikErik, 32

s.






tahsilli | eğitim görmüş, okumuş | Yavrum, senin vaziyetine bakıyorum, tahsillisin. Ama biraz tutuksun. Sükutsun bana geliyor ama nereye gidiyorsun sen? , | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 123

s.






tahşidat | Tahşidat emrini gerdi, kasmadı. ZGökalp, Kızılelma, 128

a.






tahta | tahta kalemi | sınıf ve sınıf benzeri öğretme amaçlı faaliyetlerde kullanılan tahtaya yazı yazmada kullınalan özel kalem | Tahta kalemi var mı acaba? , | AÖF Sınavında bir görevli, 22.7.2017g

a.






tahta at

b.a.
aynı. m. tahta ağaç. tabut.


"Ölüm ölene bayram, bayramda sevinmek var / Oh ne güzel bayram da tahta ata binmek var.", N F Kısakürek, ?"



tahta kurdu | Babam; -Ühüüü, dedi, tahta kurdu bunu yemiş bitirmiş..., M İzgü, AAG, 2007 (1994), 82

b.a.






Tahtacı | Tahtacı köyü derlerdi köylerine. Bütün köy, geçimini, ağaç keserek, tahta biçerek sağlardı., | DCeyhun, 118

a.






tahtakurulu

b.a.
tahtakurusu olan.

Farsça taxta+ rum. kuru + tr. -lu
"Tahtakurulu sedirlerde bıkkın ihtiyarlar", İlhan Geçer, 1986, 2"



tahtalı

s.
tahtadan yapılma.


"Küçük işçi kız ağlıyor, gözlerinden sızan yaşlar önündeki sigaraların beyaz kağıtlarını damla, damla ıslatıyor. Duran elleri, sarı tahtalı masanın üstünde. Kendini unutmuş gibiydi..", C Uçuk, DS, 1971?, 9"



tahtalı güvercin | Yağlı oğlak eti, yaban tavşanı, ceylan, geyik, kumru ve tahtalı güvercin ye; bunları hep biraz sirkeyle ye' direfktifi alıyoruz temmuz ayı için., | NÇintay, SabahPazar, 17.7.2016, 5

a.






tahtalık -ğı

a.
Kalbur, vs. gibi ev eşyasının konulduğu bölüm.

Farsça tahta + tr. -lık
"Tahtalıkta galbır var (a gızım haççanım) / Ak çuvalda bulgur var (al da gel al da gel) / Oğlan girdi bahçaya (a gızım haççanım) / Yağlığında lokum var (al da gel al da gel)", Burdur Türküsü"



tahtamsı | Yumuşak yeşillerle tahtamsı, kuru kahverengileri doğru oranda karıştırdığınız takdirde kompostun içinde hava rahatça dolaşabilir., | 22.7.2016, EvYapımıSebzeler, 4

s.






tahterevallisiz | tahterevali bulunmayan | Her yer salıncaksız, kaydıraksız, tahterevallisiz çocuk bahçesi., | ACılga, Sıpanın, 16

s.






tahtie etmekar. | hatâ'dan. Yanlışını bulmak, çıkarmak ve yanılışından ötürü suçlamak.Onları ve takip ettikleri hatalı yollarını ta yüzbaşılığından, Selanikten itibaren korkmadan, ürkmeden mütemadiyen tenkid etmiş, tahtie etmiş, kongrelerinde bütün idare tarzlarını şiddetle muaheze etmişti. Kılıç Ali, 1955, 17.

dey.






tahtlı | tahtı olan, padişah | Program, sadece bir taçlı tahtlı sanatkaraa tahsis edilmemiş, asırların üstünden sarkan türlü ses hevenklerinden derlenip devşirilmişti., | SAyverdi, MilliKültür 1957/1976, 231

s.






Tai chi | spor | Bunun etapları vardır: Karanlıktan korkmayla başlayıp ruh çağırmayla devam eden, oradan burçlara geçen ve yüksele yüksele yogaya, tai chi'ye, enerji sağaltımı, reiki, bioenerjive en nihayet çıkıkçılara varan, zevkli bir yoldur., | AyçaŞen, T, 4.11.2012

a.






tâil | Alemde kâdir, tâil, fâil, rahîm, rahmân, âdil bir Allah vardı., | Nazik Erik, 18

s.






tak kurmak| Yolun iki yanında iki zürafa durdu, / Kafa kafaya verip orada bir tak kurdu., Gonca Yayınevi, EGÇM, ? , 121 (30.05.2025)

dey.






tak tak

a.



"Hiç mi gelmem ben Feleğin aynına / Sikke girmez borçlu kulun koynuna / Beni davul etti taktı boynuna / Şimşir tokmak ile tak tak edindi.", San, Hicranî, İrşadî, 234"



tak tak

a.



"Kulağına gelen değirmen taşlarının sürtünme sesi ve gevşemiş kolların çıkardığı tak tak sesleri onu içeri çağırıyordu sanki.", Ersin Bulun, 2023, 47"



tak tak


keser, çekiç vb. aletlerin vurulmasıyla çıkan ses.
a. yans. ikileme.

“Ne bu kepaze kılığın halin, bir de elinde tak tak? (…) Tak tak alayım diye: kafan gibi boş mideyle gezersin. ”, (…) “Öyle olmasaydı: İner miydi elinde ki beynimize tak tak tak…”,
Ali Bozdağ, Üç Mevsim, 69



tak tuk /taktuk | Vurma, çarpma sırasında çıkan ses | Sema Kaygusuz'un edebi dergahından nefeslenen Karaduygun'un bu taktuk seslerini, okur da duyuyor bence., | PBarışta, T, 31.3.2012 | Vurma, çarpma sırasında tak tuk diye sesler çıkarma

a.z.






tak-çıkar kitap


resimleri çıkarılıp takılabilen çocuk kitabı


"Oyuncak Kitap Ali'nin Dinozorları, Ayakta duran dinozorlar tak-çıkar kitap Selam, ben Ali! Dinozorlarımı görmüş müydün? Haydi birlikte oynayalım", hz. Şeyma Kara, res. Feyzanur Can, Şub 2023 "



taka taka | ...lüks bir Amerikan malı otomobil, zincirli tekerlekleriyle taka taka diye sesler çıkararak hızla gelip karları iki yana savura savura birden yalının o kocaman bahçe kapısından içeri sapıverince* merakı daha da arttı., | DCeyhun, 106-7








Taka tuka



b.a.
yans.
“Bu ızgaraların en büyük faydası, oradaki bütün esnafa âdeta çok büyük bir taka - tuka hizmeti görmeleridir. Bunların birer sel süzgeci olduğu unutularak temizlik arabalarının biraz uzunca süren gelişlerini bekliyemiyecek kadar aceleci olanlar, elleri değdikçe süprüntülerini getirirler, bu ızgaranın üzerine boşaltırlar. Aralıklardan sığan parçalar...”, H R Gürpınar, Şıpsevdi, 1965, 15 || “Bunlar taka tuka tertibi, içlerinde kahveden başka her şey var. Vaktile alışılmış. Cigara müptelasıyım.. Tütünlerin cinsleri bozuldukça fiatları yükseldi.”, H R Gürpınar, Eti senin kemiği benim, 1963, 59 || Takatuka a. “…bugünkü tütün tablalarını andıran, fakat onlardan çok daha büyük, gümüşten veya pirinçten yapılmış düz tablalar konurdu ki, bunlara takatuka denirdi. Sonra lüleleri tütün doldurulmuş çubuklar, çubukçubaşı tarafından, lüleleri takatukaya, imame denilen ağızlıkları çubuğu içecek olanın ağız hizasına...”, Şevket Rado, Âletler ve âdetler, 1987, 21 Taka tuka yans. tak tuk sesleri. “Sözüngelişi: Arapçada «kalben», «aslen», «cebren» , «fiilen» ... gibi, sonu «en» ile biten sözler çoktur; böyle birkaç sözcüğü arka arkaya sıraladınız mı, şiir ‘taka tuka’ oluyor, mekanik bir havaya bürünüyor.”, Hüseyin Korkmazgil, Bağdat Basra yollarında, 1974, 163 | “Bir elinde satır, ötekinde maşa, Arnavut usta önündeki işkembelere öyle bir saldırış saldırıyordu ki, çıkan taka tuka, çat çut seslerinden sanırdınız ki Gene Krupa 78'lik bir plakta davul solosu yapıyor!”, Eser Tutel, Beyoğlu Beyoğlu iken, 1998, 90 | “Yine taka tuka bir konuşma, sonra içeriye davet. Komutan, er aracılığıyla kimin gazeteci, kimin yazar olduğunu sordu. Gece Topolovgrad'da kalacaklar, sabah Elhovo'dan trene binip, Burgaz'a gönderileceklerdi.”, K Anadol, Karşıyaka memleket, 1998, 162 Taka tuka gitmek “Nasılsınız? “-Taka tuka gidiyoruz.”, H Saytekin, Taka tuka sokağı



taka tuka yapmak



dey.
yans.
"Çok taka tuka yaptınız!",
Engin Poyraz, 14.06.2022



takacı | taka işleten kimse | Namiye takacıların meclisi nasıl altüst ettiklerini külhanbeyi ağzile anlatıyor, bilmediğim tabirler kullanıyor, soğuk taklitler yapıyordu., | Güntekin, Damga, 115

a.




GTS+



takarya | BTS- deniz* | Sabah ... gemi kaptanı arasındaki uyumsuzluk yahuthavuzlama subayının yanlış takarya dizimi olabilir diyorum., | www.denizhaber.com/HABER/22926/3/pompei-vezuv-bogaz-.html?, 22.6.2010

a.




bts-



takata

a.
dolaşma, gezme, dolanma.

x
"Takata: Dolaşmak gezmek. Sen otururken ben ortaluğu takataya vurdum. Yani dolaştım.", Veysel Şahin, 8.01.2024"



takatsuz





"Zira birkaç defalar pederine "barbar" ve "vahşi" sıfatını vererek zemmeylediği artık büsbütün takatsuz idiğinden bunun üzerine böyle bir kötü senyöre birkaç söz söyledim.7"



takatuka | Sininin altına konan yüksek tahta, sini altlığı, www.dersindir.net/.../erzincan-merkez-agzinin-ses-bilgisi-ve-soz-varligi-ph, 2.11.2013de girildi.

a.






Takatuka gitmek gitmesi gerektiği kadar rahat ve hızlı, güzel gitmemek; idare etmek | Takatuka gidiyoruz, | OrhanGürbaz, 18.10.2013








takdim / teklif ederlik | Teklif ve takdim ederlik müştereklerimiz çoğaldıkça şehir diye bir yerimiz olur., | TYılmaz, 26.6.2013 eposta

a.






takdim etmek -i

dey.
tanıtmak.


"Fırat önce yanındakileri Cemşite takdim etti, yaşlı dostuna büyük kıymet verdiğini anlatmak içindi bu.", R H Karay, Sonuncu kadeh, 1965, 64"



takdimcilik | Hazîne-i Evrak'ın ilk yayınlarından olan Osmanlı Arşivi Rehberi, İmlâ Usul ve Esasları ile ilk Tasnif Talimatnamesi'nin hazırlayıcılarından birisi olan, bir kaç müşterek eserin hazırlanmasında yer alan âcizleri, ilmî toplantılarda takdimcilik, konuşma ve Kuran-ı Kerim kırâ'ati yanında kurum personeline bir kaç dönem belge okuma dersleri verdiği gibi, üniversitelerden gelen yüksek lisans-doktora öğrencilerine belge örnekleri derslerinde hocalık da yapmıştır.

a.






Takdir | Takdir tedbire gülermiş., | ?




ar.



takı | Biraz zorlamayla Batı terminoljisinde aristokrat veya burjuva olarak tavsif edilecek olan bu insanlar bu vasıflarına ek olarak sosyalist takısını almışlardır., | Küçükkılınç, 14.9.2011 eposta








takık | 1. takılı, takılmış. | Voltmetre Değeri Sıfır? Muhtemelen kırmızı kablonuz yanlış yere takıktır. Diğer yere takıp tekrar deneyiniz. Eğer yine değer 0 ise Diod testi ya da kısa devre ölçümü bölümünü okuyup tekrar deneyiniz. Bip sesi yoksa aşağıları da okuyacaksınız., | www.izoelektronik.com 2. takıntılı. | Bu adam Naz Elmas'a fena halde takık! AÖzyılmazel, Sabah, 27.2.2005. | Ayşelere takık bir yazı, | tnrzclk.blogspot.com. | Aslında Ankaralı evin büyük çocuğu gibidir. ... Dakiktir. Gidiş, geliş saatlerine özellikle takıktır., | TÖzçelik, Akşam, 4.10.2008, , TÖzçelik, Akşam, 4.10.08 | Siz 118 33'ün 'gay'leri temsil ediyormuş gibi görünmesine mi 'takık'sınız!, | PSuda, HT, 16.4.2011

s.






Takık | Ama tek konumuz bu değil. Kendisi 'takık' bir insan. Her şeye takıyor. Evdeki yardımcılarıma taktı. Pembe Hanım evden gitsin istiyor., | Gönül Yazar, Hür, 1.12.2019

s.






takılgan | 1. şakacı İnsanı, şaka yollu üzecek veya uğraştıracak davranışlarda bulunmayı huy edinmiş olan, muzip. | Almanyada Brandenburg bölgesinin Eulenspiegel (bir çeşit şakacı ve takılganNasreddin Hoca) i. Trebbin şehrinde doğmuş ve Brandenburg'Iu II. Joachim'in gözdesi olmuştur., | İnönüA, 1943, C 1, 48 2. rahatsız edici | Muhtelif cins ve renkte olan bu muzib (azap verici, takılgan) hayvanlardan tamamiyle kurtulmak için soyunduk. Çamaşırlarımızı bir kadına vererek yıkamasını ve bilhassa uzun müddet kaynatmasını tembih ettik., | AdilHikmetBey/YusufGedikli, Asyada Beş Türk, İstanbul 1988, 108

s.




GTS+



takılı

s.



"Arkadan ellerinde meş'aleler, salipler, sırtlarında siyah külahlı domino, yüzlerinde üzerlerine salip resmedilmiş siyah maskeler takılı Papanın zabıta memurları sessiz ve korkunç yürüyerek karnavalcıları takip ederler, giderler.", M Celâl, Demirbaş Şarl, 11 | "Yolgay etrafı taradı. Gözleri beyaz kürekte takılı kaldı.", A Ergenekon, 71"



takılı | Yolgay etrafı taradı. Gözleri beyaz kürekte takılı kaldı., | AErgenekon, 71 | Sifon tuşu takılı kaldığından dolayı yavaş basılması gerekmektedir., MÜHF ayakyolunda, 27.05.2025

s.






takılık | takı eşyası konulacak kap veya düzenek 15.6.2016 SultanaahmetRamazanÇarşısı

a.






takılıvermek | Balık tutan birine / Benzer biraz şair / Bekler bekler gelmez de / Beklemediği bir anda, bakmışsın / Oltaya takılıvermiş bir şiir., İ Uyaroğlu, Şiir kitabı, 1982, 50

b.f.






takılmacalı | bir yerde bir süre kalmalı, oyalanmalı | Akılda kalır (YES) tipim havalı (ATEŞ) /Bu gece de hızlı takılmacalı (OKEY), Ben Fero - Demet Akalın, 26.02.2019, | http://www.sarkisozlerihd.com/sarki-sozu/ben-fero-akalim/, 16.7.2019g

s.






takılmak | 10. Geçici bir eğlenme hissiyle kadınerkek bir arada yaşamak? * | Aynı zamanda 'takılmayı' ilişki zannettiğimiz şu günlerde, bu yanılgı insanı hasta ediyor., | SedaDiker, StarPazar, 3.1.2016

f.






takılmışlık –ğı | Ay kıyamaam! Zamanında, kendi ergen yıllarımda bu akım daha dünyada yokken 10 gün emo takılmışlığım vardır! | , | Gülse Birsel, 11.3.2010'dan önce

a.






takım arkadaşlığı | Cumhuriyete, okuluma, öğretmenlerime ve öğrenci arkadaşlarıma ne kadar teşekkür etsem azdır. Sadece spor değil, hayat okulu, takım arkadaşlığı, takım ruhu ve birlikte başarmak gibi yaşam öğretileriyle, Cumhuriyetin 50. yılından sonra Atatürk'ün önümüze tuttuğu ışık, cesur ve yüksek becerili nesiller olmamızı sağlıyordu., Ekrem İmamoğlu, Cumhuriyetin ışığında büyümek, 21.04.2025

b.a.






takımdaşlık | takım arkadaşlığı. | Takım arkadaşının eşini davetine çağırmayan, onun olduğu davete gitmeyen, takım arkadaşının eşinin hastaneye girişine bile izin vermeyen bir takımdaşlık Koru'nun bahsettiği., | YOğur, T, 9.8.2011 | Beşiktaş Teknik Direktörü Samet Aybaba, Trabzonspor karşısında ortaya... ile kazanma direncini ve takımdaşlığı kazandıklarını söyledi, | SAybaba, 21.10.2012, basın

a.






takımlamak | Diğer yıllardan farklı bir şekilde jean şortu uzun elbiselerle takımlamak çok revaçta., | AslıBarış, HrCtesi, 8.7.2017, 10

f.






takımlanmak | Fırfırlı bluzlar şortla takımlandığında kent hayatında da plajlarda da çok sükse yapıyor./Zara'nın bu taşlı terlikleri indirimde... Mayo ve şortla takımlanınca çok havalı duruyor., | AslıBarış, HrCtesi, 8.7.2017, 10

f.






takımlı

s.
takımı olan. (spor takımına) taraftar olan kimse.


Sen hangi takımlısın? 14.2.2023



takımsız taklavatsız





"Bir gün, kendimi bir çöplükte buldum. Baktım bir sürü gariban... Ne arar, ne bulurlar bu çöplükte?. Neyse takımsız taklavatsız bir işmiş. Elime bir çomak alıp çöktüm yanlarına... ", Zeki Beyner Albümü Keşkül-ü Fukara, e yayınları, May 1970, 37"



takındırmak | umursamak, ilgi göstermek | -Durun! Ben cevherlerimi göstereceğim. Bakayım, Mecnun benim cevherlerimin kıymetini bilirse anlarım ki Mecnundur. Elinde bir kitap. Kitabın bütün cildi sade cevher. Bu cevhere Mecnun bakmadı. Sade içindeki yazıyı okudu. hiç takındırmadı. 'Bu nedir? ' dahi demedi. Cevherci baktı. –Allah Allah, bu nasıl adam!, | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 148

f.






takıntılı


takıntısı olan.


"Takıntılı tacizci durmak bilmiyor.", Hr, 8.6.2024"



takır takır | Tak tak sesinden | Dişi karatavuk durmadan yuvaya girip çıkıyor, mutluluktan takır takır ötüyordu., | VSevim, 172 | Takır takır birbirine vuran dişlerinin gürültüsünü duymasınlar diye korkuyla avcunu bastırıverdi ağzına., | DCeyhun, 116

z.






takır tukur

b.z.
kaba bir takırtı çıkararak.

tr. yansıma
"Tavan üstünde takır tukur, zannedersin halı dokur (Fare).", S Yurdatap, Karagözün ada sefası, 1975, 22"



takırdak

s.



"Gece sessizliklerinin içinde, derinden derine, ince, gevrek, takırdak sesler duyulur ki, kabuklarını zorlayarak büyümeye çalışan karpuzların sesidir bu", O Şahin, Bütün Öyküleri II, 74 "



takısal | Takıya dair, takıyla ilgili | Aynil gene Benin Sultanının eşi gibi giymiş giyiştirmiş, takmş takıştırmış, kostümsel ve takısal bakımdan yaklaşık otuz sekiz okkalık bir ağırlığın altına girmişti., | BPek, Leman, 10.3.2010, 8

s.






takış | takma işi | +Alımından, çalımından, kadeh bardak, çatal bıçak tutuşundan, lokmayı koparışı, çatalına takışı, salatanın, yemeğin suyuna batırışı, zıt zııt zııt yürüyüşü, masaya oturuşu, konuşuşu, hatta sekize katlı beyaz, kar gibi mendiline sümkürüşüne kadar belliydi bu., | OKemal, 1966, 44






GTS-



takip takip ışığı | 20. yüzyılın ikinci yarısından günümüze uzanan sürecin en etkili bestecilerinden biri olan Glass, sahneye adımını atıp takip ışığıyla aydınlatıldığı anda bir alkış tufanı başladı. | , | YektaKopan, HürKitapSanat, 26.5.2017

a.






takipçili | takipçisi bulunan kimse. | Bu az takipçili | alet edilenler dışında Cemil Barlas, Haşmet Babaoğlu gibi çok takipçililer için söylenecekler sonraya..., | http://firaterez.blogspot.com.tr/2017/04/pelikan-1-kisisel-tanklk-baslangc.html, 23.4.2017 | Çok takipçili, oturgaçlı (oturduğu yerde/götürgeçli (para kazanan) bişey (anlam ifade etmiyor, olsa da olur olmasa da), | feride twitter 29/12/2018 | Yüksek takipçili sosyal medya hesaplarından her ay yaklaşık 15 seyahat videosu paylaşan gezgin İbrahim Hayta (28) dolaşarak çektiği bu içerikleri düzenli olarak iki günde bir yayımlıyor., P Tahirler, HrSeyahat Söyleşi, 02.04.2023, 18

s.






takipleşmek | Tatilde takipleşelim twitterdan, 13.6.2013

f.




GTS-



takipsiz | Takipsiz gebelik anne ve bebek için risktir. | , Merter Aile Sağlığı Merkezi, 02.06.2025

s.






takipsizlik -ği | ... takipsizlik yüzünden, mahsullerimizde çıkan hastalıkların istihsal yekûnumuza yaptığı zararlar korkunçtur. Yalnız sürme(? ) ve buğday bitinin her sene memleket ekinlerinde yaptığı zarar, ortalama 200.000 tondur., Hep bu topraktan D, 1944, S 4-6, 19

a.






takke | takkeyi havaya atmak/ takke fırlatmak kepi havaya fırlatmak, sevinç belirtisi olarak başlığı havaya fırlatmak | Örneğin parti örgütüne Genel Merkezcilerin egemen olduğu bir ilde mi seçim kaybedilmiş, Yaylacılar ve Yeni Dünyacılar takkeyi havaya atıyorlardı./Kimine Genel Merkezciler sevindi, kimine Yaylacılar kına yaktı, kimine de Yeni Dünyacılar takke fırlattı, | NGüreli, 71 al takke ver külah | Al takke ver külah sonunda otuz milyona anlaştılar., | NGüreli, SO, 94

a.






taklak Atsız, Dalkavuklar Gecesi, 59.








Takma adlar: naylon adlar, argolar, gardrop sözcükler - Sayfa 118








tako | Lahmacunlar, dürümler, sucuklar, takolar, kokoreçler gönüllü organ bağışı yapan eceliyle ölmüş ineklerden yapılmıyor., | RamazanRasim, T, 19.10.2012

a.






Takografçı takograf satan kimse. | Yıldırım takografçı, | Otogar, 23.2.2020








taksi a ing yeni Uçağın kalkıştan önceki ve inişten sonraki pist üzerindeki hareketi. | Taksi kalkış ve iniş esnasında monitörü yerleştir ve kumandayı yerleştir ve kilitle. THY uçağındaki ikaz, ? | Taksi süresi | uçağın kalkıştan önce motoru ısıtmak için pistte hareket etme müddeti | Ne de olsa artık taksi süreleri uzun. Bol bol vakit var uçak içinde., | Onur Baştürk, HrKlbk, 26.8.2019 | durak taksisi | Y. Gökap, geçen hafta bir taksicinin kavga sırasında söylediği 'altı yıl yattım, altı yıl da senin için yatarım' cümlesini 'sadece durak taksilerine biniyoruz' diyerek noktalamış., | Ömür Gedik, HKelebek, 19.2.2015

a.






taksim | 1. nasip, kısmet, pay | Ey benim Rabbim benim taksimim mi böyle yoksa bende, ailemde bir arıza mı var? , | T/C, Mİhsanî, 72 2. yer adı İstanbul ve Trabzonda birer semt | Taksim'in göbeğinde oturalım çimenlere / Bir mayısı* bir mayısı bir mayısı seyredelim, | AlperÖzbek, 121

a.






taksonomi | ulamlaştırma ve sınıflandırma uygulaması ve bilimi. | Taksonomi (veya taksonomik sınıflandırma), nesnelerin gruplar ve türler halinde organize edildiği bir sınıflandırma şeması, özellikle de hiyerarşik bir sınıflandırmadır., Çağla Ünar, 217, n. 13

a.






takszilla | ing+j tax+zilla vergi canavarı | Japonların hayali canavar godzilladan ilham alarak taxzilla (vergi canavarı) dedikleri vergi artışı 1 Nisanda başlıyor., | Akşam, 29.3.2014, 9

a.






taktak kebabı | ayn m. Tak tak kebabı. | Tire Taktak Kebabı ve suyuna çorba! ... Babaoğlu 90 yılı aşkın bir süredir kebap yapıyor Tire'de. Fikri Babaoğlu duyduğumuza göre, zamanında Derekahve'de bir çoban, açtığı kuyuda pişirdiği eti sabah yoldan geçenlere ikram etmiş. Sonra da bu Tire'de alışkanlığa dönüşmüş. Zamanla Taktak Kebabı adını almış. Yani demem o ki lezzet dostları, Tire'ye bi sabah erkenden gidin. Taktak Kebabınızı yiyin, rastgelirseniz pazarını gezin, tarihi sokaklarında çayınızı yudumlayın., Fedai Ünal, Ml, 25.05.2017

b.a.






taktakçı | ayn. M. Tak takçı. | gaanın acıkıveediinde / tak takçıyı gitçeemin / tak tak kebabı yiycemin / misler gibi kokuveriyo / tak takçıya gitçeemin / tak tak kebabı yiycemin, mesecina 09.10.2008 17:06 ~ 17:08, EkşiS

a.






taktırtmak | Hal böyleyken Ziraat Bankası'nın bu olmayan köylümüze | Silikon taktırtma kredisi felan vermesi, süne zararlısıyla mücadelenin ..., L-Manyak, 2002, C 14, 65

f.






taktikli | Bırak artık bu taktikli konuşmaları rica ederim., | FAtabek, DK, 1972, 96

s.






taktiksel | taktikle ilgili | Bölgesel ve küresel konjonktür de dış politikada daha pragmatik bir yaklaşımla yeni taktiksel ayarlamalar yapmayı zorunlu kıldı., | SKohen, M, 9.7.2016

s.




GTS-



takvalı

s.
takva sahibi, takvası olan.


"... takvalı ruhların diyarı, artık seyyareler bitti. Sekizinci gök sabit yıldızlar medarıdır. Orada İsa ile Meryem'in zaferlerini görür. Nihayet dokuzuncu medar, billûr gök | meleklerin yaşadığı yer | burası öbür göklerden daha hızlı ... ", İ H Sevük, Avrupa edebiyatı ve biz: Garpten tercümeler, 1940, 446"



Takvasızlık -ğı | Müslümanların sosyo-ekonomik zayıflıkları ve ahlaki zaafları | takvasızlıklarından kaynaklanmaktadır., | Ali Bulaç, | https://alibulac.net/2019/01/12/pax-islama/, 18.1.2019

a.






takvimlendirmek | Bu durum ne zamandan beri böyle?

f.






takvimlenmek | Takvime bağlanmak | Avrupa Birliği süreci ve ona bağlı olarak sene sonuna takvimlenmiş 'iş planı'na Ermenistan'la ilişkiler girdi., | Aözgürel, R, 24.4.2005

f.






takviyelenmek | Ama ya hamsi yabandan yakalayıp una çevirip, içine bir dolu malzeme katılıp, hatta genetiği ile oynanmışlığından huzursuz olacağım soya ile takviyelenip levrek olur, çipura olur, ton olur ve gelirse tezgaha..., | DKoryürek, T, 27.4.2014








takyan türküsü | Bıraksanız eline bir mühür alıp şu caiz bu değil diyerek bize dinlemek için birkaç tane takyan türküsü bırakacak., | MKapkıner, T, 5.10.2012








talamak

f.
talan etmek, soymak.


"Doldurmuş zehirden nezzeti tadı / Gözde kalır çok civanın muradı / Felek bizim bağı kırdı taladı / Döküp küllerimi harman edindi.", San, Hicranî, 161"



talamak | talan* etmek, yağmalamak | Güçlüyü yere yıkarsın, / Sarayı yıkar talarsın, / Üstünde keman çalarsın, / Çıkılır mı başa dünya., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsani, 282

f.






talanlanmak | Altın kumlu kıyıları yağmalandı. Varsıllığı, içli, dışlı ortaklarca talanlandı. Tüm doğrular yalanlandı., O Tansel, Konuşan Balıkla..., 2001, 20-21

f.






talanlaştırma | talan nesnesi haline sokulma, talana maruz bırakma | Türkiyede dinin ideolojikleştirilme müsrifleştirilme gösterileştirilme ucuzlaştırılma talanlaştırma hikayesiyle atbaşı yarışan bir mekan., | NGenç, isenç, 48

a.






talassa | deniz | Ölümcül engelleri aşmayı başaran birkaç bin askerin Yunancada 'deniz' anlamına gelen o sözcüğü bir ağızdan haykırışını unutmayacaktı asla: 'Talassa! Talassa!', | TKiremitçi, 2005, 158

a.


yun.



talaşçı | talaş toplayan ve satan? | Nakliyeci, çaycı, lokantacı, seyyarsatıcı, tüpçü, sucu, kırtasiyeci, simitçi, sandviççi, ciğerci, kokoreççi, ayakkabı boyacısı, hatta hamallar, hurdacılar, talaşçılar, kağıt toplayıcıları..., | BTSalihoğlu, 2014, 70

a.






talaz | BTS+ dalga; kasırga 2. Hortum | Talaz oldu., | AliKoca, Akdağmadeni, 5.7.2014

a.




bts+



talazlanmak | 1. dalgalanmak. 2. İpekli kumaşın yüzünde iplikler büzülüp kabarıklıklar oluşmak. 3. Hortum olmak? | Bir karış toz kaplı yol, sanki alev alev yanıyormuş gibi gözle görülürcesine talazlanıp duruyordu uzaklarda. / Çocuk, sette dikilmiş, kentin üzerinde talazlanıp duran toz bulutuna bilinçsiz bir nefretle dalgın dalgın bakıp duruyordu ki, yanından geçiverdi birden, Baraj ya da İncirlik Hava Üssü inşaatına Mıdık'tan kum taşıyan o dev damperli kamyonlardan biri., | D Ceyhun, 77/79

f.






talebeli | öğrencili. | Bir köy mektebi için Köy kızları ve kadınları küpe ve yüzüklerini verdiler 300 talebeli, 15 bin liralık bir mekteb yapılacak, Ulus, ? , 1938, ?

s.






talebesizlik –ği | ... müşkilât çekilen mahallerde binlerce altın sarfıyla idâdiye mekteplerinin inşasına kıyam olunmuş ve ilk evvel inşaatı hitam bulan mekteplerin kısm-ı a'zamı talebesizlik itibariyle küşad olunamadığından o yoldaki ilk gayrete sekte ârız olmuştur., | B Emil, Son dönem Osmanlı aydını: Mizancı Murad Bey, Mizancı Murad, 2009, 240

a.






taleks | tavuk pirzola, Akçaabat, 31.3.2013

a.






talep toplama ++








talepkarcılık BTS- | [Kişiler] ... talepkarcılık, dayanamamcılık, suçlayıcılık, sevgi, aşk, cinsellik, karşı cins, tatmin, tahrik etme, öfke, özlem, şehvet, romantizm, beklentileri karşılama vb. gibi nedenlerden dolayı kıskanırlar., | | http://www.nlphaber.com/nlphaber-yazarlar-144/kiskancligin-esiri-olmayin.html, 14.8.2013de girildi

a.




bts-



Talepli | Tutuklama talepli

s.






talepname | taleb + far. name | Bu deklarasyon ayrılmanın ilanı değil ama ayrı bir topluluk iradesinin varlığı gerçeğinin kabul edilmesini resmen isteyen bir talepnamedir., | NYağcı, T, 8.8.2011




ar.



talepsiz | talepkar olmayan kimse, hırssız | Çünkü bir dolandırıcı olamayacak kadar kendi aleminde ve talepsizdi., | MEsayan, T, 9.9.2012

s.






Taler | para birimi | Vedat ELDEM hocamızın Osmanlı İmparatorluğunun İktisadi Şartlar?? Hakkında Bir Tetkik isimli kitabında (sayfa 155) kaynak belirtilmeden bazı para birimlerinin karşılıkları verilmiş (sterlin, frank, florin, mark, dolar), Şevket PAMUK hocamızın Paranın Tarihi isimli kitabında (sayfa, 226) 1850-1914 tarihleri arası için İngiliz arşiv belgeleri kullanılarak değerler verilmiştir. iki kitap arasında verilen değerlerde farklılıklar bulunmakta ayrıca her iki kitapta da taler değeri bulunmamaktadır., | ErsoyZengin, 10.7.2013 eposta

a.






Talihi yaver gidenlerine kol atmak derdiyle 








Talihsizleştirmek | Tarih zamanın matematiğidir. Geçmişten bugüne gelişimizin ilmidir. Tarihsiz toplum, talihsiz toplumdur. Türkiye uzun süre tarihsizleştirildi, bu demektir ki talihsizleştirildi., | D Mehmet Doğan, KararG, 23.5.2019

f.






Talika | Eve erzak getiren arabalar ya da talikalar buradan girerler, yüklerini boşaltırlardı., | ÖFToprak, 1979, 6

a.






talileştirmek | Demokrasiye yönelmek yerine tepeden inmeci kolaycılıklara kaçmış bir sürü mirasyediyi talileştirerek ve bir sürü vesayet kurumunu da adeta gizleyerek, netice itibariyle bu memleketin kurtuluşunda harcı olan birini bu ölçülerde itibarsızlaştırmak, akıl alacak, içe sindirilecek bir şey midir? , | NÇınar, T, 11.11.2013

f.






talim | Asker yolu beklerim / Günü güne eklerim / Sen git yârim talime / Ben burayı beklerim., Halk türküsü




ar.



talim | talim etmek –e deyim | Muazzam Beyciğim lokantaların yolunu unuttuk. Allah vermesin, kapısından girsek ceketimizi bırakıp çıkacağız. Biz sandöviçe simite talim ediyoruz. Lokantalar ateş pahası, ateş!., | NGüreli, SO, 82

a.






talim etmek -e II

dey.
1. teklifsiz konuşmada az para karşılığında çalışmak. 2. hep aynı şeyi yemek zorunda kalmak.


"Babamın işleri ilerliyordu. Evimiz bolluk görmüş gibiydi. Babam ekmek, zeytin ve peynir alıyordu bize. Bunlar bizi o kadar mutlu ediyordu ki. Kuru ekmeğe ve basit bir çorbaya talim ediyorduk ne zamandır.", İ F Ceylan, Bir Garip Adam, 2002, 48"



talim etmek I


öğrenmek, bilgi kazanmak.





talimatlandırılmak | (Bir kimseye) talimat vermek* | [T]arafımızla gerçekleştirdiği her türlü haberleşmeye azami derecede özen göstermesi yönünde talimatlandırılmış, olası harcamalar için 6 bin avro ödeme yapılmıştır., | 18.11.2012, MİT Notu/NazlıIlıcak, Bugün, 17.3.2015

f.






talimatlandırmak | Dr. Aylin Çiftçi ayrıca (...) Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı tarafından geçtiğimiz hafta talimatlandırıldığını ve 'engelli hakları izleme komitesi' oluşturması hakkındaki düzenlemeyi içeren bir genelgenin de hayata geçirilme aşamasında olduğunu vurguladı., | YeniOluşumSesi, 1.6.2013, 5.

f.






talipli

a.
evlenmek esteğini bildiren erkek.


"Henüz çok genç yaşta dul kalan Sevim teyzeye bir sürü talipli çıkmış yine ama o kimselere varmamış", İ F Ceylan, Bir Garip Adam, 2002, 17"



taliplik -ği

a.



"Gayrı güzel sevemem ilan ola tâlibliğim / Kendimi bilmem dahi şöyle ki gâibliğim / Yoluna dil vermesi cümleye galipliğim / Bazı ser-i kâkülü can ile râgibliğim / Yaz semender gibi yanmağa tâlipliğim / Ey kalem arz et eğer diler ise ol hü."



talipsizlik kararı | TAKİPSİZLİK KARARI Trabzonda münte?ir Halk gazetesinin 17/11/959 tarih ve 5570 sayılı nüshasının 1 ve 2 ci sütunlarında neşredilen (bir büyük adam geldi başlıklı yazı şumul ve manası itibariyle o tarihte Trabzon'a gelen Ticaret ..., Savulun, Amerikalı geliyor: Uşuktan [sic] ihtilâle kadar ..., 1960, 48

b.a.






talk show/tolk şov | [S]ırtlan gibi sırıta sırıta evlerine gidip ertesi gün işyerinde, kaavede, tolk şovlarda 'abi ne biçim karılardı ehi ehi' diye moron moron gülecekler., | AyçaŞen, T, 29.2.2012








talk şovcu | ing bk. tolkşovcu | ABDli ünlü talk şovcu Conan O'Brien, hedef tahtasına bu sefer kendisini oturttu., | T, 13.3.2011

a.






tam tam gaz | İşte o zaman Camgöz'ün aklına sahne kulisine, sanatçıların soyunma ve bekleme bölümüne girilen kapı geliyor. Ve tam gaz tornistan edip* dalıyor o kapıdan içeri., | TAral, SÖ, 141








Tama'an | Tamah ederek. | Hava parası olarak bir ay evvel eline geçen paraları yanında taşıdığından parasına tamaan bir cinayete kurban gitmesi ihtimali vardır., | GugukG, 17.5.1947, 2

z.


ar.



tamamlanış


tamamlanma.


"Bibliotheque National ve Raif Yelkenci nüshalarında eserin tamamlanış tarihi 789 rebiülâhır sonu (mayıs 1387) gösterilmesine mukabil, Hamidiye ve Manisa nüshalarında o yılın rebiülevvel sonu (nisan 1387) olarak kaydedilir. Eserdeki beyit sayısı nüshadan nüshaya değişmektedir.", İA, 1940, 483"



tamamlanmamışlık | Gerçekten de edebiyat bir tamamlanmamışlık ürünüdür, buna ben de katılıyorum, ama tarihin tamamlandığını kim söyledi? , | KenanTuğrul, Ocak2005, BiriD, 54

a.






tamamlanmışlık | Çünkü her şeyden evvel, albümlerimizde görsel hiçbir veriyi esas almadan sadece ses olarak, dinlenilmek üzere bir bütünlük kuruyorsunuz ve tamamlanmışlık oluşturuyorsunuz., | M/KKahraman, T, 5.3.2013

a.






tamamlaşmak

f.
anlaşmak, belli bir hususta mutabakata varmak, karşılıklı tamam demek, birbirini onaylamak.

ar. tamam + tr. -laş-
"Hobi bul pc başında. Kod yaz ama şirket için, kendin için. Oyun yap mesela. Freelancer olarak çalışmaya devam et. Yaklaşık olarak bir iki aydır bende de aynı durum vardı. Haziran başı çıkarım dedim şirkete. Tamamlaştık. Aynı şekilde iş falan yokken geçtim pc başına, indirdim gba'yı, dayadım pokemona zeldaya(aile var). Sonra onlar bitti çektim diablo 1. Kanser oldum ama olsun. Sonra WC 1 - 2 - 3. Şimdi metal slug x oynuyorum :D Arada iş yapıyorum tabi ama olsun zaman geçiyor en azından", eregon, Mayıs 27, 2016"



tamamlayıcı | Bilimsel ve alternatif | dışında yeni bir | şekli 10.7.200 Medical Park tanıtımı. | Alternatif tıptan ayrı değerledirilmesi gereken bir alandır. Zira adı üzerinde alternatif olan, bugün büyük ölçüde geçerli olan geleneksel tıbbın yerine uygulanmak üzere geliştirilmişken, tamamlayıcı olarak adlandırdığımız alan, geleneksel tıbbın yanında, geleneksel | ile birlikte uygulanır. Bir de bütünleyici tıptan söz edilir ki o da söz konusu üç farklı alanı birleştirmekle uğraşıyor, nasıl oluyorsa artık. (kuyu cadisi, 24.12.2007 Ekşi S



tıp




tamamlayıcılık | tamamlama hali | Karşımıza her şeyden önce 'sevgi' çıkarılıyor dizide; ve bu duygunun içinde kadın ve erkeğin birbirlerini tamamlayıcılığı, her türlü ayrımcılığa karşı olunması gerektiği, sosyolojik olarak da ortaya konulmuş oluyor., | Telesiyej, T, 26.9.2012

a.






Tamamlıkla | Vakıâ bazı devletler hukuku düvel zemininde tekevvün eden ihtilâfları halletmek için ne gibi kaidelere tevessül edileceğini kanunlarında az çok tamamlıkla göstermişlerdir., | Ayın Tarihi, 1930, S 75-81, 6620 | ... bir heykel yapdır- dığını bildiğinden Naime Hanımı o yaradılışda bir mahluk sayarak teaccübe mahal görmemiş, yalnız surat güzelliği ile ahlâk çirkiniliğinin bu derecede tamamlıkla birleşmesindeki hilkat garabetini dikkate şayan görmüşdü., | E H Tepeyran, Küçük Paşa, 1946, 49

z.






tambılır | Cübbeli Hatipgülen?@yokyaaw Denis (17) kucağında kedisi, aşk kitabı, renkli kulaklığı, kahve kupası ve posterleri ile yatağında ölü bulundu, tambılır seni unutmayacak, | 24.5.2016g twitter








tamil takımı | Fakat bilmelisin ki sen hizmet görüyorsan insansın, hizmetinin görülmesini gözetiyor veya bekliyorsan eğer tamil takımında bir malzemesin sade..., | TahsinYılmaz, 26.6.2013

a.






tamimlemek | tamim göndermek. | Eserle alâkalı mütalâalar, 1919 yılında 'Kürt Tamîm-i Ma'ârif ve Neşriyât Cemiyetinin' tamimlediği metin üzerinden yapılmaktadırlar., | Kürtler için cin kutudan çıktı, dünya bülteni, 11.12.2010 | Bunun için bir sonraki çekirge istilasında, askerlerinden çekirgeleri toplamalarım istedi. Daha sonra da tarihe 'Çekirge Tamimlemesi' olarak geçen şu bildiriyi yayımladı, 'Çekirgenin serçe kuşundan ne farkı var? ', | Betül Topçu 12/B, | https://archive.org/stream/konyaihl_ufuk_dergisi/UFUK%20DERG%C4%B0S%C4%B0%202011_djvu.txt, 5.11.2019g | Noter Kanununa göre noterler Cumartesi günü çalışamazlar. Adalet Bakanlığı bu hükmü hiçe sayarak her ilde 1 noterin nöbetçi olmasını tamimlemiş bulunuyor., | 10.7.2019

f.






tamirat








tamlama esresi | Kaybolmuş olan Yusuf Ken'an ülkesine geri gelir, gam yeme; hüzünler kulubesi bir gün güllük olur; gam yeme! beytinde kulba'-i ahzândaki tamlama esresi uzundur, çünkü fâ'ilâtun tef'ilesinin lâ hecesine karşılık düşmüştür., ? ? , Fatma Tapar @fatma_tapar, 16.03.2025, X

b.a.






tamperaman | Fr. | Yıldız Hanım'ın oyunculuğu alabildiğine dinamik; bir sahnesi var, eline üç beş kuruş geçince, eve yiyecek içecek bir şeyler alacak, telefon başında, 'tampereman'ı arttıkça artıyor, bir alkış kopuyor., Sİleri, ZCumartesi, 25.8.2012

a.


fr.



tamtam | tamtam ayini, tamtam dansı. | Üç katlı ahşap evin her katı ayrı âlem! / Üst kat: Elinde tespîh, ağlıyor babaannem, / Orta kat: Mavs oyanyan annem ve âşıkları, / Alt kat: Kızkardeşimin tamtamda çığlıkları., | NFK, EGŞA, 310

a.






tamzara bk. Tanzara | 1. Doğu Anadolu'da, toplu olarak oynanan bir halk oyunu. 2. Bu oyunun müziği








tan | Kıvılcımdır geziyor, ürpermeler derimde. / Hayallerim bir tanda gözlerini oğdular / Ben maddeyi dirilttim onlar öyle doğdular., | FSAsral, 20

a.






Tan gençliği yeni siy. | 1945'te Sertellerin çıkardığı Tan gazetesinin matbaasını basıp makineleri tahrip eden gençlikten bu tür baltacılara verilen isim. EBaşaran | -Siz de mi Başbakan gibi öğrenci protestolarının arkasında başka bir şey arıyorsunuz? MBelge-Öyle düşünüyorum evet. Çünkü Tan gençliğinden itibaren böyle bir gelenek var. Eğitimle yapıyoruz bunu. Türkiye'de faşizm aileden değil eğitimden gelir. 1968'den beri ben bu hareketlerin içinden geldiğim için biliyorum., | MBelge, R, 4.7.2011

a.






tandans | Bu tabir, sayın profesörün bu vakte kadar alışılan tasnifleri kabul etmediğine, felsefenin ve bilhassa hukuk felsefesinin mahiyet ve gayesi hakkında herkesten ayrı bir tandans taşıdığına da delâlet ediyor., | YA[badan], | Bibliyografya: Hukukun Umumî Esasları, İÜHFM, IV/16, 1938, | 777-781

s.a.


fr.



tandanslı | Fakir, İran kaynaklı, tandanslı olmayan kitap ve şahıslar kanalıyla mezkûr yaftalarla anılan telakkiye sahip olmuştu., | Küçükkılınç, 114.9.2011 eposta

s.






tandırlık | Tandır Tandırlık denilen genişçe ve kapalı bir alana yapılır., | RAltıntaş, www.rasimaltintas.com/? P=Kitap=1&BolumID=53. 30.1.2015g

a.






tandırname | Bundan başka halkın masallarını, fıkralarını, menkıbelerini, tandırname adı verilen eski töreden kalma akidelerini öğrenmek, | ZGökalp, TE, 1923, Halka Doğru

a.






tandoğanizm | siyaseti toplumla değil toplum adına yapma. | Tandoğanizm denen bu anlayışa göre, toplum talep etmemelidir; bir şey lazımsa yönetenler onu takdir ve icra ederler., | MSancar, T, 19.10.2011

a.






tangalı

s.



"Türkbüküne geldiğinde tangalı Çağla Hanımı göreceksin. Sanma ki geldiğin gibi gideceksin.Senden öncekiler de böyleydiler. Gözleri şaşı olup gittiler. Bence iyi olur.", Penguen, 2004, C 8, S 92-104."



tangırtılı | tangırtısı olan, gürültülü. | Hakkında şöyle deniyor: | Slavların sarı ve kaygan, Orta Asyalıların çekik ve tangırtılı, Afrikalıların siyah ve yankılı, Arapların esmer ve dumanlı konuşmalarının aynı anda tuhaf bir uğultu olarak duyulduğu bir dünya başkenti...,GülizArslan, HrKitapSanat, 26.5.2017g

s.






tangış | dansuk, tansık, mucize. | Varlık denen bu tangış iki duşman dizidir / Kötü, çirkin, karanlık, ölüm, çirken, sıkıntı / Yaratışın yolunda Ehrimen'in izidir., | Feyzullah Sacit Ülkü, C, 02.01.1935? B Ayvazoğlu, Z, 26.01.2012

a.






tangosuzluk -ğu

a.
tango şarkılarının bulunmaması hali.


"Arif Müfit evinden pek müşteki her halde / Tangosuzluk derdinden bahs etmede her yerde." A M Darga, E Çaykara, Arkeolojinin delikanlısı: Muhibbe Darga kitabı, 2002, 415"



tangur tangur tungurcu | O da tangur dungurcu! Enver uzun, 15.10.2018








tanıbilim | 2020 yılı çağrı kapsamındaki projelerin multidisipliner yapıda oluşturulması ve translasyonel araştırmaları içermesi gerekmektedir. Proje başvuruları aşağıda belirtilen konulardan en az birisiyle ilgili alanları kapsamalıdır: Yenileyici tıp, Tanı bilim, Hedeflendirilmiş taşıma sistemleri, [ARBİS]EuroNanoMed III 2020 Yılı Çağrısı Ön Duyurusu, 26.10.2019, eposta

a.






tanıdık | Balıkçılar, meyva ve marul satan bıçkın delikanlılar, her zaman tanıdık yüzlerdi benim için., | ÖFToprak, 1979,73 | Bizim köyden tanıdık tanımadık, hısım akraba kim olursa yardımına koşar; muayene ettirir; ilaçlarını alır; evinde misafir eder; otobüse bindirir; gönderirmiş., | BTSalihoğlu, 2014, 152 | Tanıdık tanımadık herkes bana bunun mümkün olmadığını söylüyor., | SbhGünaydın, 5.5.2017, 8

s.






tanılama

a.
tanımlama.

tr. tanıla-ma
"teşhis tanıma, tanılama.", Yaşar nabi, Kılavuz sözlük: osmanlıca-türkçe, türkçe-osmanlıca, 1961, 87 | Oyunların gene çağcıl bir önemli işlevi sağaltma, özellikle ruhsal tanılama ve sağaltma alanında görülür. Bu geçmişte de başvurulmuş bir yöntemdir. Örneğin bir efsaneye göre ünlü Yunan hekimi Melampus, Proteus'un kendilerini inek sanan kızlarını, koşmaca oyunuyla iyi etmiştir.", Metin And, Oyun ve bügü: Türk kültüründe oyun kavramı, 1974, 51| "Bu pasaja dayanarak, Boğazköy 'Kral Kapısı' savaşçı giyimli tanrıya bir ad vererek tanılama olanağı doğmuş oluyor. Bir heykel tasviri yazıtına göre de, özel bir DŠulinkatte "Tamarmara 43 40 H.-S ... tanılaması hakkındaki doğru görüş: burada tanrı belirtici işaretinin altındaki 'baş' bir yazı olup şehri tanrısı ... ", Anadolu sanatı araştırmaları, 1968, S 1-6, 156"



tanılgan | tanınmış, maruf, ünlü | Dünyada kadim zamanlardan tanılgan bir Türk Milleti var ve bu Türk Milletinin âzüne (özüne) hoş tarihi, kültürü, devletleri, toprağı var. Bu Türk Milletinde bir Türklük hissiyatı vardır. Bırak, komünizm, ayrıksa Sovyet komünizmi bu..., | TekinErer, LiderDemirel, CeylanMatbaası, 1977, 41 | Aynı ekle türemiş bir başka örnek de Konya'dan derlenen ve 'tanınmış, ünlü' anlamına gelen tanılgan sözcüğüdür (a.y.). dolayları, a.y.), | Doğan Aksan, Anadilimizin söz denizinde: sözcükler, ikilemeler, deyimler, 2002, 68 | soyadı ve Üsküdarda apartman adı

s.






tanımadık





"tanımadık Kitap fuarlarıyla seri ve tanımadık kişilere kitap imzalama merasimleri zuhur etmeden önce eserler tanıdık ve/ya münasebet hâlinde olunan yakın kişilere mzalanırdı. Bunun için de "eski" ithaf ifadeleri, yazma biçimleri ve tarihler birçok şeyi anlamak için önem kesbediyor. İzmir müftülerinden Akif Salı Hoca'nın tekpartili yıllarda basılan mütevazı kitabını Hasan Basri Çantay'a imzalaması kıymetli. Nerde buluşup görüşmüşler acaba? Yoksa posta ile mi gönderilmiş? O da bir başkasına imzalayıp hediye ediyor. Katmanlı imza ve ithaflar... "



tanımışlık -ğı | tanımış olma, tanışmış olma. | Dolayısıyla Eyüp adında bir kimseyi tanımadığım gibi başka bir sivili ya da Bingöllüyü de tanımışlığım yoktur., | EUslu, T, 29.9.2011

a.






tanımlanabilir | CHP liderliği, AKP liderliğinin attığı adımların yönünü anlayamayan, tanımlanabilir bir projeden, tutarlı bir ideolojiden yoksun, riskleri, kendi seçmeninin eğilimlerini okuyamayan, aynı hataları sürekli tekrarlayan siyasetçilerden oluşuyor., | EYıldızoğlu, C, 12.9.2016

s.






tanımlanış | authenticated tanımlanma işi | Araştırmalarda tanımlanmış hücre hatlarının kullanılmasının önemi, | AlperAkçalı, Türk Onkoloji Dergisi 2010; 25(3):119-123, 23.11.2016g

a.


ing.

GTS+



tanımlayıcı

s.
tanımlayan.

tr. tanı-m-la-yı-cı
"Cetvel Başlığı: Her cetvelin bir başlığı bulunur. Başlıksız cetvel düzenlenmez. Cetvel başlığı tanımlayıcı nitelikte ve mümkün olduğu kadar kısa olmalıdır. Cetvel başlığı , cetvelin en üst bölümünde ortaya gelecek biçimde düzenlenmelidir. Bir cetvel başlığı harf karakteri bakımından başlıca şu biçimlerde düzenlenebilir.", M Pamukçu, S Dilmen, Araştırma ve bilimsel yayınlarda temel ilkeler, 1967, 73 "



tanımlı | Devlet ile vatandaş arasındaki ilişkinin liberal demokratik bir zeminde tanımlı olduğunun ikrarı niteliğinde olacaktır., | DGürpınar/İDalkuç, T, 24.1.2013tanımsal | Karaduygun'u onore etmek için bilinen kültürel, tanımsal kavramlar kifayetsiz kalır bana göre., | PBarışta, T, 31.3.2012

s.






tanımlı | Oysa ki Akdeniz, varlıkla tanımlı bir sevdanın adıdır. | , | Ö Lekesiz, YŞ, 14.7.2019

s.






tanımsız | tanısız, teşhis edilememiş | Tanımsız, doktorların hakkında kapalı cümlelerle konuştuğu bir hastalığın pençesinde yorgun düşmüştü kadın., | TKiremitçi, 2005, 189

s.






tanımsızlık -ğı

a.
Bir tanımdan yoksun olan. Tanımsız, matematikte tanımı olmayan ifadeler için kullanılır. Matematik ve matematiksel analizin diğer dallarında, belirsiz bir formun belirli sınırlar bağlamında cebirsel ifadesidir. Bazı durumlarda vatansızlığı tanımlamak amacıyla kullanılan ifade.

tanı-m-sız-lık
"... kullanmak, giyinmek ve soyunmak hareketleri artık yapılamaz olmuştur. İkinci şekle agnosie "tanımsızlık" denir. Hasta burada görsel , işitsel ve dokunum anılarını tanıya- maz olmuştur. - II Paramnesie "Bellek karışıklığı": Henüz gördüğümüz , söylediğimiz veya işittiğimiz bir şeyi evvelce görüp söylediğimizi ve işitmiş ... ", Mithat Özgüç, Ruhbilim, Konya, 1944, 71 | "Baskılarınızda tanımsızlar" dizileriniz var. Nedir bu tanımsızlık? -Tanımsızlık, tanımsızlık demektir. Yani bir şeye, her türlü anlamı, o an içinde bulunan duruma bağlı olanı yüklemektir. -Çağın olanaklarına bir tepki diyebilir miyim? ―Sanat "niye olmasınlarla" var. Sizin söylediğiniz de niye olmasın? Bu belki de bir tepki değil de yanında olmalıdır (sic). Belki de tam bir karşı koymadır.", Feriha Büyükünal, Sordum, 1992, 284"



tanımsızlık -ğı | Matematikte Tanımsızlık ve Belirsizlik (Undefined / Indeterminate)02.06.2013, | https://yusufbilgen.wordpress.com/2013/06/02/matematikte-tanimsizlik-ve-belirsizlik-undefined-indeterminate/ | silen mod | tanımsızılık nedeniyle sildiyse gelsin bunu da silsin dedim ve tanım içeren entry girdim. hoooop uçuruldum. sence s2mde mi? değil. uygulamayı da ...EkşiS, 2744, 04.01.2025g | Tanımsızlık Nedir? – Belirsizlik Nedir? anımsızlık ve Belirsizlik genellikle karıştırılan iki kavramdır. Bu iki kavramı ayırt etmek aslında zor değildir. Tanımsızlık tanımlanmayan durum, belirsizlik ise tanımlı ancak tam belirli olmayan durumdur. | https://www.matematikciler.com/tanimsiz-nedir-belirsiz-nedir/, 04.01.2025g

a.






tanınır Tanınmış. Meşhur. | [B]irleşmede de Terakki ve İttihad Cemiyeti isminin alınmasının bu cemiyetin etkisinden ziyade daha çok 'tanınır' olmasından kaynaklandığı düşünüldüğünde..., | İKüçükkılınç








tanınırlık | Tanınma, bilinme hali. | Yoksa siyaseten, tanınırlık ve bilinirlik hatta örgütlü bir destek anlamında öncelikle Tuncay Özkan'ın aday yapılması gerekirdi., | EUslu, T, 2.7.2011

a.






tanınmamışlık | Tanınmamışlığı aşmanın bir yolu bir halkla ilişkiler uzmanı çalıştırmaktır., | FGedikli, 04.10.2012

a.






tanınmayışlık | Tanınmayışlıktan istifade ile herkesin içinde kız arkadışını öptü., | FGedikli, 04.10.2012

a.






tanınmazlık –ğı | BAŞKAN, Romanya temsilcisi sıfatıyla, Türkiye'nin, geçiş özgürlüğü ilkesinin yeni sözleşmede bilmezlikten gelinmediği ya da tanınmazlık edilmediği yolunda yapmış olduğu açıklamayı sevinçle karşılamaktadır., | Montreux boğazlar konferansı: tutanaklar, belgeler, 1976, 339

a.






tanınmışlık | tanışmış olma hali | O zamanlar ne Einstein amcayla tanışmışlığım var ne görelilik kuramıyla., | T, DOral, 26.9.2011

a.






tanısal | tanımaya dönük | Uğur tanısal sınav, | 23.12.2011 Adapazarı afişi

s.






tanışıklık | Birkaç yıldır, 'Ermeni sorunu' vesilesiyle bir tanışıklık doğmuştu bu konuyla kamuoyu arasında., | MSancar, T, 14.12.2011

a.






tanışıvermek

b.f.
hemen tanışmak.

tr.
"Pilot amca, sen o kızı bilmezsin / Ben de bilmezdim eskiden. / Bir gün okul sırasında tanışıverdik / Fizik dersini dinlerken.", Ş Belli, 1962, 53"



Tanıtlama | Mantık ve matematikte: Bir sav veya teoremin tanıtlanması sonunda kendiliğinden çıkan ve tanıtlanması gerekmiyen alt sav veya teorem., | İnönüAn, 1943, 173 (C harfi)

a.






tanıtlamak | Behçet'in annesine de oğlundan daha üstün olduğunu tanıtlamağa çalışırmış gibiydi biraz., | DCeyhun, 54

f.






tanıtlayıcı | Tamamiyle tesadüfün, kendiliğinden meydana gelen tesadüfün bütün tanıtlayıcı gücünü gösteren klasik bir örnek, öyle değil mi? , | K Çapek/ E Gürol, Yalanlanamayacak bir kanıt, ÇHA, 13

s.






tanıtmalık | [Fr. prospectus] [İng. handbill] [es. t. prospektüs] : Dile getirdiği söz konusu ettiği nesnelerin özelliği, satış koşulları ve benzeri diğer bilgileri kapsamak üzere düzenlenen ve satışta sürümü sağlamak amacıyla parasız dağıtılan ..., | M Uyguner / H Tuner, Tecim, maliye, sayışmanlık, ve güvence terimleri sözlüğü, 1972, 240 (Bir şeyin) Yararlanmasıyla ilgili bilgileri vermek için yazılmış tanıtma yazısı, | tarifname, | prospektüs: Kutunun içinden televizyonun nasıl kullanılacağını açıklayan bir tanıtmalık çıktı., | TDK/K Demiray/M Bakır, Resimli Türkçe Sözlük, 1977, 546

a.






tanjant geçmek deyim | Fikret'in mısraını tersine çevirmek de; 'gerçek'i tanjant geçmiyor gibiydi: Ağlarız gülünecek halimize, | ÇAltan, M, 14.7.2012








tanrı baba | Tanrı babanın ebedi huzur veren sakalları yolunmuş, sert yağmurlar, ölüleri kabir azabıyla bir daha öldüren şeytan gibi, bir ikinci ölüm haırlamış., | NGenç, İsenç, 10








tanrı hınzır üzerine köpeği musallat etti kalıp söz. | Biz bir saat ılgardan sonra gördük ki sekiz kişi at bırakıp bizim ileri varan yiğitlerimize 'Tanrı hınzır üzerine köpeği musallat etti' mucibince musallat oldular. Birkaç atlı yetişip sekizini de ortaya aldılar. Önceden hakire mızrak atan mel'unu bağlı olarak ve malım mülkümle dört kölemi bulup Çomar huzuruna getirdiler., R Durbaş, Şaka-nâme, 1983, 63








tanrı parçacığı | Higgs boson Higss bozonu. Evrenin oluşumunda büyük patlama sırasında ortaya çıktığı söylenen atomaltı parçacığı. | Ama bugün öğleden sonra, belki de ilk defa Higgs bozonunu veya popüler adıyla Tanrı parçacığını arayan iki büyük deney grubunun en tepe yöneticileri bir seminer verecekler., | İBerkan, Hürriyet, 13.12.2011 tanrının evi | gönül, kalp | Ne yapsın ki emir kulu,/ Ne kadar olsa da duygulu /Bitirecek görevini,/ Yıkacak tanrı evini., | SÇankaya, ElifİleYusuf, [Ankara] 1982, 37

a.


ing.

TDK-



tanrıcık -ğı | ilahcık. | Son süreçte yaşadıklarım neo-Kemalist kibir tanrıcıklarına karşı bir put kırma hamlesiydi., | EUslu, T, 21.4.2012

a.






tanrıcılık oynamakTanrı rolüne soyunmak. | Ben sadece insanım. Tanrıcılık oynayamadım. Kürtajı reddettim., | MUzelli, HrPazar, 25.08.2013

dey.






tanrıçalaştırmak | Japonya'nın başkenti Tokyoda, ilk imparatorları Meiji'nin ruhunu tanrıçılaştırmak için yapılan Meiji Shinju Tapınağı, Tokyo Tower'dan şehrin görünümü, Tokyo caddeleri ve Sakura ağaçlarından görseller. (Tokyo'nun nüfusu 38.500.000), Özcan Gedikli, 06.04.2025, Facebook

f.






Tanrılaşma | Hem kim demiş ki ördeğin suya aşkında bir tanrılaşma gayreti ve insanın Allah'a doğru yükselme iştiyakında büyük kuşların enginleri delen ilâhî kanat vuruşları yoktur? , P Safa, Sanat Edebiyat Tenkid: Objektif 2, ? , ?

a.






tanrılaştırma | Atatürk'ü Tanrılaştırma Temayülü, | 6.12.2012, belgelerlegercektarih.com/2012/12/06/ataturku-tanrilastirma-temayulu/, 8.7.2016g

a.






tanrılaştırmak | Bu akıl, gerçeği kendisinde gördüğünden sadece bir motif olarak kalan din karşısında kendisini tanrılaştıracak, kişi üzerinde bir tanrılık tavrıyla yer edinerek, bu halde kurduğu tüm toplumsal düzenlere de bu tavrı sirayet ettirecektir., | YavuzTürkoğlu, Sirayet, Mart2015, 14

f.






tanrılık | tanrıya özgü olan varlık, nitelik, uluhiyet | +ben de sizin bu hallerinizden bıktım / bundan böyle tanrılıktan istifa ediyorum, | TPamir, (1956) 1957, 38

a.




GTS+



tanrısallaştırılmak

f.
tanrısal bir hale getirilmek.


"Kant'ta tanrı ve tanrısallaştırılan akıl", kitap adı, 2016"



tanrısallaştırılmak | Kant'ta tanrı ve tanrısallaştırılan akıl, | kitap adı, 2016

f.






tanrısallık | Bak hatırla ki, bu şekilde davrandıkları için Diogenes, Herakleitos ve onlar gibi adamlar, hak ettiler Tanrısallığı ve hak ederek öyle anılıyorlardı., | RehaMaden, 2005, 71 | Şayet, bu şiltin üzerinde bir de kırmızı renkli haç işareti varsa, bunun anlamı, o kişinin Tanrısallığını belirtir. , | HYavuz, Z, 17.10.2012

a.






tansiyon | Tension: gerilim. göz tansiyonu | Görme dereceniz, göz bozukluğunuzun tespiti, göz tansiyonu ölçümü, biomikroskopik inceleme yapılır., | İstanbulGöz, tanıtım kitapçığı

a.


ing.



tansiyoncu | Adını bilmediğimiz, gizli titri konusunda ise iki ayrı rivayet olan yetkilimiz Nevizade'deki 'tansiyoncu' olsun., | DOral, T, 26.3.2012








tantalos | Utanıyor kalbim Tantalos soyundan, / Beni yad bir kucakta yad kodu vatan., S Batu, Güzel Helena, 1959, 35








tantik | erm. Teyze | [Y]a da 'komşu Mari tantiği' beraber mutlu yaşarlarken neden birden gitmişlerdir., | AlinÖzinan, Z, 30.1.2012

a.






tantrik seks | Belirli burçlarda doğan, ana adı ismi toplamına göre yıldızname yoluyla seçilen bakire kızlar tantrik seks ayininden sonra kurban edilecek dedik.








tantuna gitmekokkanın altına gitmek. (Biri) Gürültüye gitmek. Boşuna töhmet altında kalmak, doğrudan doğruya sorumlu olmadığı halde kabahatli sayılmak, suç haksız yere üstüne yüklenmek. | Okkanın altına ve tantuna gidenler, | Ç Altan, Ml, 07.10.2011 | Refik Halit hatıralarını anlattığı Bir Ömür Boyunca'da yavaş yavaş unutulan | tantuna gitmek ifadesini gün yüzüne çıkarır. Hemen hemen herkesin sürgün tehlikesiyle karşı karşıya kaldığı o dönemde gizli konuşmalarda geçen bir ifadedir bu. | Sürülmek, sürgüne yollanmak manasında kullanılır. Refik Halit Karay tabirin aslını bilmez ama cumburlop, pata küte, çat pat gibi seslerden elde edilmiş bir kelime değerlendirmesi yapar. Meşrutiyet'in ilanıyla başlayan aziller, değişiklikler, iç ayaklanmalar ve harpler neticesinde o da pek çok insan gibi | tantuna gitmek akıbetinden kurtulamaz., | https://gecerken.com.tr/icerik.php? articleId=254, Refik Halit Karay ile | tantuna Gitmek, 15.07.2022

dey.






Tanzanyalı özel | Tanzanya halkından olan kimse. | 2013'te Türkiye'de son yapılan olimpiyatlarda (olimpiyat ne demekse? ) Tanzanyalı çocuklar | Ankara'nın Bağlarını | Tanzanya'nın Bağları diye uyarlamışlardı da ne de çok hoşumuza gitmişti!, | MGültekin, | http://islamianaliz.com/yazi/kandirilmanin-psikolojisi-abi-adamlarin-160-ulkede-okullari-var-3377, 28.7.2016g

a.






tanzara | bk. tamzara | avuç avuç anadolu perçemlerini / alıp işlemek yepyeni bir yorumla / bir şiire başlamak / başbarı tanzarayla kucaklar gibi, | Tekin Sönmez, Yansıma35/1974, 282

a.






Tanzimci | Bu anlamda işverenin fesih bildiriminin tebliğden imtina edildiği tutanakların tutulduğu tarih, tutanak tanzimcilerinin doğrulaması halinde tebliğ tarihi sayılacaktır., | Yargıtay 9. HD., 18.2.2008, 2007/42394 E. ve 2008/208 K. sayılı kararı.

s.






tapa

a.
1. isim Şişe gibi dar delikleri tıkamaya yarayan mantar, cam, tahta veya plastikten tıkaç | tıpa. 2. isim, askerlik Top mermisinin ucuna takılan ve mermi atıldıktan sonra patlamasını sağlayan ayarlı başlık.

ita. tappo
"Tabii, biliyoruz hepimiz örneklerini, krizler, savaşlar birbirini kovalarken insanlık tapayı atar ve kapitalist düzenini alaşağı eder yer yer.", Kıvılcımlı, FK ve T, 14-15"



tapan | BTS+ Tohum atıldıktan sonra toprağı düzeltmek, dışarda kalan tohumları gömmek üzere toprağın üzerinden bir hayvan yardımı ya da elle gezdirilen, gözlerine çalı sokulmuş merdiven ya da büyükçe tahta. (Güllüce *Gümüşhacıköy -Amasya; Salman *Akkuş -Ordu; Bölükbaşı *Selim, *Çıldır, *Posof-Kars; *Ağın-Elazığ; Üreğil *Çankaya-Ankara; Emeğil *Pınarbaşı-Kayseri) BSTS / Zanaat Terimleri Sözlüğü 1976 | Tarla tapan, öküz davar çilesi de cabası., | Lütfiye Aydın, GaziantepDergisi, Oc0ak/Şubat2010, | 42

s.a.




bts+



tapanlanmak | 1. ekilen tarlayı araç, sürgü ve düz bir ağaçla düzlemek 2. Çevresi taş ve ağaçlarla çevrilmekTapanlanmış üzüm bağı / Hatırlattı eski çağı / Eridi yüreğin yağı / Sorum* olmuş bizim eller., | Develili, 29

f.






tapas isp. | Sevilla mutfağını tanımaya semtteki karakteristik tapas barlardan başlayın., | S Fowler/S Yedig, HrSeyahat, 24.6.2018, 11








tapdık | Başladı bu çocuğu emzirip büyütmeye. Gün oldu ki adını da Tapdık koydular. Tapdık'ın manası bulduk demek. Bulduk, tapdık., | Türkmen/Cemiloğlu, Mevlütİhsani, 166

a.






tape | Kaydedilen konuşma metinlerinin yazıya dökülmesi | Tape'yi alan Üsküdar'ı geçti ama..., | R, 23.8.2011

a.






tapering | ABD Merkez Bankasının (Fed) | taperinge başlamasının ardından küresel piyasalara paralel olarak yurtiçinde de yükselişi ivme kazanan dolar, TL karşısında tarihinin en yüksek seviyesi olan 2,0947 seviyesini gördü. Kaynak: Dolar rekor kırdı - Ekonomi - Star Gazete | http://haber.stargazete.com/ekonomi/dolar-rekor-kirdi/haber-818624#ixzz2o0M35NRl, | Star, 20.12.2013

a.


ing.



Tapım | tapma, ibaret | Eski Taş Çağının ruh tapımı üzerine kurulu animistik inançları, zaman içinde Şamanizme doğru evrilmiş., | Ö Acar, CumKitap, 23.5.2019, 16

a.






tapınak | mabed | O an bilmediği bir dinin tapınağına girdiğini duyumsadı., | TKiremitçi, 2005, 173

a.






tapınakçılar | Tapınakçıların üstad-ı azamının dikkatini çeken Roger, bu tarikata kabul edilerek 'birader' unvanını aldı., | A E Öktem, Katalanlar İstanbulda, Atlas TarihD, Aralık 2017, 92

a.






tapıncak | (tap+ın+cak) | Halk tapıncaklara koşarak Tutaşil'in 60 muhafızı ile 120 savaş arabasının askerleri için tanrılara yakarıyorlardı., | Atsız, Dalkavuklar Gecesi, 64.

a.






tapınç Cinsiyet: Erkek | 1. Geniş alan. 2. İn. 3. Kuş veya balık kümeleri. ++ | İçine doğduğumuz ve | Modernizm diye tarif edilen zaman eğer doğa ve insan üstünde hâkimiyet kurma temel düşüncesine dayanıyorsa bu zamanın insanlarının açık veya örtük olarak güç tapıncının etkisi altında kalması kaçınılmazdır., | NYağcı, T, 10.9.2011








tapını | tapınma, ibadet | Bi de mala-davara ne faydası var bi türlü anlayamıyorum bu paganist tapınının!, | Cafcaf, Bahar2013/54, 4

a.






tapınıcı | İstanbul'da işçi olarak çalışan babası ruhunu şeytana satmış bir sermaye tapınıcısı tarafından kurban olarak seçildi., | CAktaş, T, 15.11.2010








tapınmacılık | Milli iradenin keşfinden milli galeyancılığa, ulu öndercilikten yeni devlet tapınmacılığına kadar bunun bir dizi emaresini görüyoruz., | MBilici, T, 3.1.2015

a.






tapışlamak f.1 –i tapıklamak 2 hamurun üzerini düzeltmek için hafif hafif vurarak elle sıvazlamakGTS | Yani savaşa can pazarlıyorlar, savaşçıların sırtını tapışlıyorlar., | MAltınok, T, 9.10.2012








tapışlanmak | Çünkü hâlâ derdim, sırtımın tapışlanması değil her alandaki statüko ile hesaplaşmak., | MAltınok, T, 11.5.2012

f.






tapkın | abid, ibadet eden | Aka Gündüz, 'Atatürk'ün tapkınıyız. Her şey (O)'dur. Her yerde (O) var' diyordu., | HAlbayrak, KararG, 30.7.2016

a.






tapon | sıradan, değersiz, düşük nitelikli | Ne olacak. Tapon kaltağa eşek gibi kendimizi soydurduk, dedi., | Güntekin, Damga, 106 | Yoksa sürekli beklenen, bilinen, alışıldık talihinizi yaşamaya devam edersiniz. Felaketleriniz bile sürprizli olmaz, tapon olur., | MEsayan, T, 17.7.2011

s.






taponcu | değersiz şeyler alan kimse, zevksiz | Çok taponcusun. Kırklık karının nesine tutkunsun bilmem ki! –Onu ben bilirim (Mahmut Yesâri). (Kubbealtı, tapon maddesi örneği)

s.






tapşırma | Tapşırma olarak da bilinen mahlasla yazma geleneğinden cımbızladıklarımız..., | MŞÇoban, T, 16.7.2013

a.






tapşırmak | mahlas almak veya mahlas kullanmak (burada) | Tapşıran tapşırana, | MŞÇoban, T, 16.7.2013

f.






taptarihî

s.



"Bu taptarihi bi andır, bu nedir, biz bu gece ne izledik 85bin, neler oluyoooor. Abartısız ömrüm boyu canlı yayında izlediğim en iyi şeydi. #sarpapakbunuatlatamayacaksin hatta biz de atlatamayacağız..", @cakeshakesnmore, 7 May 2020 , Twitter "



tapulamak

f.


tapu-la-
Nefreti içimde ezdim. Dil-hûn iken Sevgiyi kendime tapuladım. Hoşgörüyü, karakterimdir diye, bedenime yerleştirdim 17



tapulandırma BTS- | Fikir, tüm ülkeyi bir tapulandırma sürecinden geçirerek daha adil bir toprak paylaşımı oluşturmaktı. , | 11.11.2012, | https://network23.org/outforbeyond/tag/kamulastirma/, 7.2.2015 | Tapulandırma olabilir mi? , | AydınYıldız, 4.2.2015

a.




bts-



tar

a.






tarab / tarap | sevinmekten gelen coşkunluk, sevinç, şenlik | Kefenimden bir parçacık yırtar da / Koynuna korsan / Sarhoşluğa kapılar açılır ardarda / Sarhoş tarapları duyarsın. / Kalbinden silinir beşerlik hırsın!, | BGocul, Mevlananın, 16




ar.



taraf -e yönüne, doğru | Gecenin birinde kalkar iki genç haydi bakalım. Amma nereye? Bir daha köylerine taraf dönerler. Yani Bardız derelerine dönerler. / Sabahtan olur, der ki 'Hele deniz kenarına taraf, ırmak kenarına taraf bir gideyim'. Gelir ırmağın kenarına ki, ırmağın kenarında bir büyük taş var., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 57/140








taraf tutuculuk -ğu | Tablo 3'e göre sıralanan sosyal taraf tutuculuk bakımından milletlerin tasnifi (en az taraf tutucu olan | 1. sırada yer almıştır,) ile matematik-fen ve edebiyat bölümlerinde okuyan bir yaş grubunun yüzdesi arasında (...) Tutuculuk ile Yaş Grupları Yüzdesi Arasında Sıra - Rütbe Korrelasyonu ( a ) Matematik - Fen grubu ( b ) Edebiyat ..., Ekonomik gelişmeyi hizlandıran etken olarak eğitim, 1967, 283

a.






tarafgidlik -ği

a.
taraftarlık, yandaşlık, taraf tutuculuk.


"Bazı kişiler ve olayların abartılı [olduğu] veya tarafgirlik sebebiyle çarpıtıldığı ortaya çıkıyordu.", İ Kalkan, Onlardan Biri, 2018, 17"



taraflaşma | taraf taraf ayrılma, guruplaşma | Dalmaçya adaları, günün gelip geçici taraflaşmalarının, tekrarlanmış davranışlarımızın, kalıplaşmış düşüncelerimizin ötesini, Gauguin'in Tahitide evrene seslenişini aklıma getirdi: 'Nereden geliyoruz, kimiz, nereye gidiyoruz? , | GVassaf, Hür, 2.10.2016

a.






taraflı | 1. eğilimli, yönlü. | Elimden geldiği kadar çabuk gelmeye çalışacağım; İstanbulda para kazanıp dönmek tarafısıyım., | İHınçer, 1946, 24 | 2. | yandaş, taraftar. | Bir vakit Midhat Paşa'nın taraflısı olduğu halde mücerred menâfi'-i zâtiyesi [şahsî menfaatları] mülâhazasıyla öbür tarafa geçmiştir., | Ahmet Saib, Tarih-i Sultan Murad-ı Hâmis, Kahire, Matbaa-yı Hindiye, 1322, 294

s.






taraflık | Taraflıkları ikiye sonra da yegâne ve kaçınılmaz olanın referandumuna dönüştürmek. Ey halkım ya benimsin, ya kara toprağın!, | MBilici, T, 12.7.2014

a.






tarafofobia | taraf (Taraf Gazetesi) +fobia Taraf Gazetesinden korkma. | Tarafofobia'nın ciddi bir şekilde incelenmesi gerekiyor., | MEsayan, T, 1.8.2011




ar.



tarafsızlaştırılmak | Bunlardan Kefalonya 1849'da ayaklandı. Yunanistanda I. Georgios, 1864 Martında tahta çıkınca İngiltere, adaları Yunanistan'a bıraktı. Korfu tarafsızlaştırıldı. 1915'de Sırp ordusuna barınak oldu., | ? , TTK Yayınları, 1980, S 1, 332

f.






taraftar seyirci | Sahada fiilen oyhamayan ama her karşılaşmada da takımlardan birisini tutan seyirci | Durumu en iyi yansıtan deyiş üstadım Raymond Aronun taraftar seyirci Utanımıdır., | Huluengin, T, 1.6.2012

s.






tarağa gelmek| Uluslar kendi tekil çıkarları doğrultusunda eylem koymaktadır. Gerçi ortak payda oluşturulan durumlarda, birlikte de harekete geçilmektedir. Kısacası yüzyılların birikimleri tarağa gelmiştir. Düğümlerin geçmelerine de olanak yoktur. Ancak geciktirilebilirdi, öyle de oldu., M Gökçeoğlu, İstihraç Şiirleri, Halkbilimi, 1989, S 14, 21

dey.






tarak | Karides, midye dolma, tarak filan sever misin? , | DCeyhun, 114-5

a.






taralı | taranmış | Parlak taralı saçı simsiyah sık örgüsüyle, bembeyaz ince boynuna doğru dökülmüştü., | Abay Yolu, BiligiYayınları, 1997, C 1, 168

s.






taramalı

s.



"Anam otuzsekizde taramalı karşısında ipince bir kızmış", Haydar Oğur, 50"



taramalı | Bomba yok ama füze var abi... Füze olur mu? Ucuna da taramalı bağlarız taraya taraya gider sonra da füze patlar..., | 30.4.2017 bir karikatürden? ? ?

a.






taraşlamak | –i halk ağzında | 1. Tarla, bağ, bahçe vb. yerlerden kaldırılan üründen artakalanları toplamak. TDK 2. didik didik aramak | İki yandan ip gibi sarkan örgülü saçları, kısa bir ekose etek, bir beyaz gömlekle evin içini taraşlıyor, 'yapacak bir şey arıyor'., | LeventYılmaz, T, 17.8.2011 | Sonra, sonra bütün evi karış karış en az on kere taraşladık., | LeventYılmaz, T, 9.11.2011

f.






tarator I halk | tiyatro | Bana ne garşuluk virse iyü. Taratordan geliyon, demesin mi!, | SErişen, Şinasi, 21

a.






tarator II | bir tür yemek sarmısaklı soslu havuç | Havuç tarator /carrot garlic sauce 4 TL, | Köfteci 1936dan günümüze, Merter, İstanbul el ilanından

a.






tarçınlı | içinde tarçın bulunan | Tatlı: bol üzümlü, tarçınlı cevizli elma tatlısı..., | İpşiroğlu, 11

s.






tarekh | erm. Van gölünde yaşayan bir balık | Vanlı olanlar gölün balığını sorarlar, | Van'a (sic) tarekh derlermiş o balığa, var mı hâlâ? , AÖzinan, Z, 3.9.2012

a.






tarhana otu | Rezene, başka bir örnek verilirse bulgurla yapılan dolmalara da yakışan bir ıtırlı ot dolayısıyla kullanım alanı genişletilebilir... Bu yeşillik bazı yörelerde tarhana otu olarak da bilinir ve özellikle Kütahya ve civarında yerel olarak | pişindiri denilen nohut ve bütün soğan ile bütün iri kırmızı biberle yapılan bir yemekte kullanılır. | , | Engin Akın, VatanG, 29.4.2007 | Nasıl gerçek tarhana otu arardın pazarda? Yeşilini, tazesini, mis kokanını? ., | Mİzgü, 98

a.






tarhun | Mesela Gaziantepliler baharı tarhun ile kutlarlar. Kışın kurusu kullanılan tarhunun bu mevsimde tazesinden yararlanılır., | Engin Akın, VatanG, 29.4.2007

a.






tarhunlu | Baharda ekmek hamuru ile yapılan peynir böreği için tarhunlu özel bir iç hazırlanır. | , | Engin Akın, VatanG, 29.4.2007

s.






tarımcı | Başka bir tarımcının kırdığı potu anlatıyordu., | ANesin, GözüneGözlük, İstanbul1974, 131 GTS | 1. Tarım işleriyle uğraşan kimse, ziraatçı. 2. Tarım mühendisi veya teknisyeni, ziraatçı.

s.a.






tarımcılık | ziraatçılık | Herkes istediğini okusun ama mevsime göre değişen şey olsa olsa tarımcılıktır., | SibelOral, T, 20.6.2012

a.






Tarımlaştırmak f.








tarıyla tarafıyla Bütün adamlarıyla | Derken padişahın oğlu tarıyla tarafıyla çıkıp geliyor., | HıbeyirKızları








tariflemek | tarif etmek | Londra'dan Lux'un küratörü Benjamin Cook ile birlikte küratörlüğünü yaptığın Baltik Trienali`ni, Taraf okuruna anlat desem? En basit ve yalın haliyle, nasıl tariflersin? , | AdnanYıldız, T, 4.9.2012

f.






tariflenmek | tanımlanmak tanımlanmış olmak | Böyle büyük ölçekli , zaman sınırlaması olmayan , sonuçları tariflenmemiş  yani nereye çeksen oraya gidebilecek iddialarda bulunanlara karşı kahvede bulduğumuz yöntemi burada da kullanalım., | AKanca, 27.6.2013

f.






tarih dışılık | Oysa güncel analizlerin aceleciliğinden sıyrılıp, daha tarihsel bir bakış açısı geliştirebilirsek, tarihi okuyamayan bir kurumun kendi tarih dışılığını hızlandırdığına şahit olduğumuzu söyleyebiliriz. / Korku Cumhuriyetini çoktan aşan Mısırlıların böylece sokakları boşaltacaklarına inanmak, Mısır Ordusu'nun tarihi okuyamayan tarih dışılığının en açık göstergesi..., | YükselTaşkın, T, 30.7.2013

a.






tarih düşürücü | Türâbî'nin iyi bir tarih düşürücü olduğu söylendikten sonra şairin devrini tenkid eden bir gazeli üzerinde durulur., | SadıkYazar, TurkishStudies, 2/4 Güz 2007, 25.3.2016g

a.






tarih yazmak deyim Genelde sporcuların büyük başarıları için kullanılan bir kalıp. | Altın Kız tarih yazdı., | 1.8.2010, Dünya G.








tarihçilik | 1. tarih yazma işi 2. tarihçilik, yaşamın ve güncelin sadece tarih üzerinden anlaşılabileceğini, geleceğin de tarihin ilerleme çizgisinin kavranması aracılığıyla tahmin edilebileceğini savunan bir dünya görüşüdür | Hanioğlu'nun tanımından hareket edersek | tarihçilik, yaşamın ve güncelin sadece tarih üzerinden anlaşılabileceğini, geleceğin de tarihin ilerleme çizgisinin kavranması aracılığıyla tahmin edilebileceğini savunan bir dünya görüşüdür. Emahçupyan, Z, 30.5.2012








tarihdaşlık | aynı tarihe sahip olma hali. | Kendisinin | tarihdaşlık kavramını geliştirdiğini söyleyen ve bu coğrafyadaki bütün insanların ortak tarih anlayışına sahip olduğunu vurgulayan Davutoğlu, şunları söyledi:, | Cm, 18.09.2009 | Davutoğlu'nun 'Hem vatandaş hem de tarihdaşlık bağımız var' dediğini ifade etti., | A Karakhanian, R, 20.07.2011 | Burada millet denilince, ortak vatana sahip olan, yani vatandaşlık, ortak dine sahip olan, yani dindaşlık ve ortak tarihe, maziye sahip olan, yani tarihdaşlık; bunların neticesinde de ortak bir harsa (kültüre) sahip olan topluluk anlaşılmaktadır., | C Bayram, Türk Milliyetçiliği: Tarihi Seyri, Yeni Hedefleri, 2014, ?

a.






tarihkırımı / tarih kırımı

b.a.
bilerek isteyerek tasarlayarak bir halkın, şehrin tarihini yok edip dünyadan silme işi.

ar. tarih + tr. kırım-ı
"Denebilir ki, zaman geçti, artık, Hırvatlar da değişmiş olabilir. Ama, daha bundan yaklaşık iki yıl önce Hırvatlar, Ustaşa örneği bir soykırımı Boşnaklara da uygulamaya kalkışmışlardır ve yalnız Boşnaklara soykırım uygulamakla kalmamış, aynı zamanda bir tarihkırımı da uygulamışlardır.Hatırlayınız, Mostar'daki o tarihî Osmanlı köprüsü, Hırvat militanlar tarafından havaya uçurulmuştur, Yani, bu konuda, Hırvatların da, Sırplardan pek geri kalmadıkları açıkça görülebilir.", Bülent Ecevit, TBMM Tutanak D, B: 148, 14.8.1995, 0:1, 425 | "Tarih Kırımı", U Uras, Sokaktan Parlamentoya: Özgürlükçü siyaset için notlar, 2008 |"Fransa'nın tarihkırımı yasası sığırların sayesinde iptal edilmiş öyle mi?, 5 Mart 2012 18701., https://www.sonsuzark.com/2015/03/sa1232sd232-seckin-deniz-twitter.html "



tarihlerce

z.
tarih kadar büyük.


"Biz nasıl dururduk, / Mülâzım, duracak mısınız, diye sordu. / Durmak kimin haddine, / Saldırırken tarihlerce ordu? / Düşerken şehit şehit üstüne, / Yaşamak zordu. / Hem biz nasıl dururduk, / Bayrak dalgalanıyordu." Dağlarca, ÜŞD, 57"



tarihleşmek | tarihi bir şahiyet halini almak | O Büyük Türk, kanlı savaş meydanlarında bilenmiş iradesi, Lozan'da İştiklâl beratımızdaki imzada gördüğümüz yüksek zekâsı ile tarihleşen Inönü, yirmi yıldır hükûmet ve devlet başında, millet ve memleket yolunda ağarttığı başıyla bugün ..., Ayın tarihi, S 124-126, 22

f.






tarihsellik | Claude Lefort'a göre tarihsellik | İnsanların geçmiş ve gelecekle kurdukları genel ilişki., | Lyılmaz, T, 27.6.2012 | [A]ydınlanma felsefesi gibi dünyayı algılama ve yorumlama yollarının, insanın biyolojik bir işlevinin iktidarlar tarafından, başka insanları, başka tarihsellikleri, başka kültürleri ötekileştirmek, gayrimeşru kılmak için nasıl sembolik bir önem kazandığı, nasıl özselleştiği ve mutlaklaştığı üzerine düşünmek bile önemli bir kapıyı aralıyor., | FKentel, T, 19.3.2011

a.






tarihsever

s.



"Bir tarihsever olan sade vatandaş olarak az sayıda akedemisyen takip ediyorum hocam. Sizi de uzun süredir takip ederim, sadece işiyle ilgilenen ve kaliteli çalışmalar yapan biri olduğunuzu gözledim hep. Emekleriniz zayi olmasın dileğim... ", @PrussiaGlory, 2.6.2024, X"



tarihsici | Tarihsici değil ama tarihsel bakış açısı bugünü gelişme içinde görmemize yardım eder., | NYağcı, T, 10.11.2011

s.






tarihsiz | Bu iktidar, farkında olarak veya olmayarak tarihsiz öğretimle geleceğin iktidarına geçiş yolunu açıyor. Genç nesillerin başka gidecek yeri kalmayacak. Gençler inkılâp tarihi ile alternatifsiz CHP zihniyetine yönlendiriliyor., | D Mehmet Doğan, KararG, 23.5.2019

s.






tarihsiz olmak | Yoksulluk tarihsizdir. Hep vardır, hep var olacaktır. AYıldız, T, 14.4.2013

f.






tarihsizleşme

a.



"Son 15 yılda sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla beraber Türkler "tarih"i keşfetti... Allah vergisi yorum kabiliyeti sayesinde herkesin kendine göre bir tarih anlatısı gelişti... İsimsiz veya fake hesaplar da bu yarışa katılıyor... Fhotoshop ile hazırlanan görseller gerçeklerinden daha fazla ilgi görüyor... Sürekli paylaşılıyor... Bu hesap da asenanın aslında kurt değil, keçi olduğunu yazmış... Ezcümle toplumda görülen tarih ilgisi de giderek enformatik bir cehenneme dönüşüyor... Bu durum bana tarihsizleşmenin başlangıcı gibi geliyor... yakın bir gelecekte, cumhuriyet döneminde iyi kötü inşa edilen ortak tarih dilini tamamen yitireceğiz... Zaten kurumsal süreklilik bakımından tarihsiz bir toplumduk... Artık bilgi ve bilinç düzeyinde de tarihsiz bir toplum olacağız... ", Y Z Başbay, 7.7.2024, facebook"



tarihsizlik | Yani diğerleriyle birlikte 'şehir' olmaktan çıkmış, unutmanın, tarihsizliğin, aynılığın izlerini taşıyan herhangi bir 'kent' olmuş durumda., | FKentel, T, 15.10.2011

a.






tarihyazımsal | tarihyazıcılığına ait, dair. | Güneş Işıksel (EHESS, Fransa): | Erken Çağcıl Dönem (ve Osmanlılar): Dönemleştirme mi Tarihyazımsal Ulam mı? , | TARİH VAKFI DOKTORA ÇALIŞMALARI KONFERANSI | Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Siyasal Alan ve Rejimler 2-4 Mayıs 2013, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Kültür ve Kongre Merkezi 

s.






tarîk çalınmak

dey.
menfi. sorulmak.

ar. tarîk + tr. çal-ın-
"Kamil yanında cahilin huyu bulunmaz / Şeriat ehline tarik çalınmaz / Yayan yürümeynen menzil alınmaz / Menzil almak İçin keskin at ister.", Arifoğlu, ?"



Tarikatdaş | aynı tarikat üyesi kimse | Şimdi tabi bu şeyler burda yürümüyo hep dışarıda yüroyo dedik. İşte o dışarıda; yandaş, yoldaş, yalandaş*, sırdaş, sırlaş, candaş, kandaş, belgedaş*, hiledaş*, kurgudaş*, kulakdaş*, hoydaş*, tarikatdaş, cemaatdaş* bir medyada aynen şu ifade geçti., Muzaffer Tekin, TC İstanbul 13. Ağır ceza Mahkemesi (CMK 250 Maddesi ile yetkili) Celse tarihi 21.09.2010 Esas No: 2008/209 Celse No: 158 Sayfa: 43

s.






Tarikatlı | tarikat mensubu | Peki neden mi elendim? ÇÜNKÜ AKP'Lİ YA DA TARİKATLI DAYIM YOK, HİÇBİR CEMAATE DE BAĞLI DEĞİLİM! Hakim savcı alırken bile torpil yapılıyor bilinsin istedim., | M Tanın, 3.8.219, tivitır

s.






tarîkdaş | aynı tarikata mensup olan kimse, yoldaş. | Muhabbet etmekle muvafâkat edeler ve tarîkdaş olan karındaşlar ile hüsn-i hulk ile geçineler. Avâm iken bildiklerinden rücu' edip fukara kavlin ve f ~ ahz eyleyeler . Ve hane katında olmayan fukarâ kaçan şeyhlerine gelseler izzet ve ikrâm ile ellerin bağlayıp selâm ... (Yiğitbaşı Velî Ahmed Şemseddin Marmaravî, Risâle-i Hurde-i Tarikat, Kurnaz, Tatcı, çeltik, 2000: 56), İ Çetin, A Yılmaz, A D Eskimen, Türk Halk Edebiyatı -Genel bilgiler, ? , 353 | tarîkdaş, Manastırlı Mehmed Ri'fat: Külliyât-ı Kavâid-i Osmâniye Fatih Kaya | Tâhirülmevlevî buna, | Bir kısa bir uzun âdemle tarîkdaş oldum / Ârif anlar ki bu yolda nelere dûş oldum beytini örnek vermektedir ki (Edebiyat Lügatı, | 161) burada kısadan maksat fitneci, uzundan maksat ahmaktır., DİA, | remiz

s.a.






tarkanlaşmak

f.
Tarkan gibi kendini çok güçlü hissetmek. Tarkan filmlerinden geliştirilmiştir.

türkçe özel ad olan Tarkan'dan -laş-
"götü kalkmak şımarmak... kendini bi bok sanmak. hayal dünyasında kendini ilah yapmak. tarkanlaşmak", spinapubica 29.09.1999, EkşiS



tarla kemiği Trabzon çok zayıf insan








tarla kuşu

ba.



"Getirir tarla kuşları saadetimi / Nemli dudaklardan silinir keder. / ve bir gelincik yaprağında seyreder / Nur yüzlü kızlar mevsimi.", Ş E Regü, Yağmur, 24"



tarla tapan | krş kaş kapan | Adamın tarla tapanı yokmuş.Yazları Ankara'ya gider inşaatlarda işçilik yaparmış., | VSevim, 150

a.






tarla tapan, öküz davar çilesi de cabası.Lütfiye Aydın, kadın öyküleri, | 62

s.






Tarlada izin yok ki harmanda yüzün olsun 25.6.2019 Turgay Bey,








Tarlalık –ğı | tarla. | İki tarafı tarlalık olan bir yere gelmişlerdi., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 131

a.






tarlalık | tarla | Tarlalıklar vardı uçsuz bucaksız, oraya yapardın., | AdnanGündüz, KüçükFahişe,1981,54

a.






Tarlatan | Fakat piyasada özellikle gelinlik ile ilgili olarak, kumaş çeşidi olmasının dışında bilinir. Genelde; gelinliğin kabarık olmasını sağlayan ve balen kullanılarak yapılan iç etek (jüpon) olarak tanımlanır. Eski dönemlerde bu balenlerin* yerine teller kullanılırmış. | [tarlatanın gelinliğini biçiyorlar, paslı [makaslar / içerisi daha güvenli çıkmayalım / uzun ve sesiz, Ş Bilsel / C Gündoğdu, Şiir defteri: şiir ve hayat - 2007, C 2, 165

a.






tartak martak | tartaklayarak, yaka paça | Adamı tartak martak getirip kocalarına ne olduğunu sormaya başlarlar., | SalahBirsel, Bitliler, NisanKitapDört, 6

z.






tartar | Somon tartar, imambayıldı vesaire..., | UKAltın, MCadde, 12.6.2013 | Bal ve karbonatın dişlerini tartarlardan bile temizlediğini bilmedin ve dişleri de o macunlarla çürüttün., | TanerAkman, 18.9.2016eposta

a.






tartarat | Deniz kültürüm zayıftır, tartarat gibi bir ismi olan motora bindik ve biraz açıldık., | Küçükkılınç, 25.7.2012 eposta

a.






tartım | 1. Dizem GTS 2. Tartma işi | [R]eji, tütünün fiyatlandırılmasından tartımına, depolanmasına kadr-., | KEmiroğlu, GündelikHT, 373, 2012 

a.

müz.




tartımsız | Tartımsız, anlamsız, edepsiz bir çan sesiyle üfledi son nefesini., | PEstukyan/PBarışta, T, 27.11.2011

s.






tartışıcı | Bunun için de milletçe mistik ve skolastik düşünce sistemini bir an önce geldiği yere gönderip Garbın yapıcı, tartışıcı, yaratıcı ve araştırıcı düşünce sistemini benimsememiz gerekiyor., O Hançerlioğlu, EK, 1953, 138

s.






tartışılagelmek

bf.
öteden beri tartışılmak.

tr. tartış-ıl-a-gel-
"İslam demokrasiyle bağdaşır mı sorusu yıllarca soruldu ve Müslümanlar ile demokrasi ilişkisi bugüne kadar hep bir dışarıdanlık ilişkisi olarak anlaşılıp tartışılageldi.", M Bilici, T, 13.11.2013"



tartışılagelmek | Türkiye'de arşivciliğe verilen değer hep tartışılagelmiştir., | SüleymanAşık, turkiye-tarihciler, 21.10.2016 eposta

bf.






tartışmasız | Tartışmasız fiyatlar, | afiş, 24.1.2019








tartölet | En sevdiğim de çilekli tartölet. Hele üzeri bir de krem şantili olursa. Fakat içimde bir korku var. Ya annem dönmezse? , | Aysu Erinç, Çocukluğumun öyküsü, 2009, 95

a.






tartüf | [B]ir tabak mercimek veya şekerli kuskus için hükümlerini satan kocaman gözlüklü kadıların, şeriat ve kanun tartüflerinin şuursuz adaletleri., | ADaudet, HNBoztepe, 1938, 64

a.






tarzan | Tarzan, Edgar Rice Burroughs tarafından yaratılmış bir öykü karakteridir. İlk olarak 1912'de Maymunların Tarzanı adlı romanla ortaya çıkmış ve daha sonra 23 devamı daha yazılmıştır. Tarzan gemideki isyancılar tarafından Afrika sahillerinde ıssız bir bölgeye bırakılmış İngiliz bir lord ve leydinin oğludur. O henüz bebek iken anne ve babası ölmüş ve onu bilimsel olarak tanımlanmamış bir maymun türünün üyeleri yetiştirmiştir. Kala onun maymun annesidir. Tarzan (beyaz adam) onun maymun alemi ismidir; İngilizce adı ise Clayton, Lord Greystoke'dur. Genç bir adam olduğunda, Jane ile tanışır, ve Jane Baltimore'ye döndüğünde gerçek aşkını bulmak için ormanı terkeder. Tarzan ve Jane evlenirler, ve bir süre İngilterede yaşarlar. Bir oğulları, Jack, olur ve bir maymun ismi olan Korak adını alır. Tarzan uygarlığın ikiyüzlülüğü karşısında dayanamaz ve Jane'le birlikte Afrikaya dönerler ve orada ölümsüzlüğe erişerek halen yaşarlar. | https://tr.wikipedia.org/wiki/Tarzan, 25.9.2016g. | Evle okul dışında iki telkin vasıta[sı] var: Sinema ve mecmua. Amerikan filmleri, kaç yıl, dağlarımızı, denizlerimizi, vahşi ormanların çığlıklarıyla doldurdu. Maarif Vekâleti, berber makasile mektep kapılarından içeri girmeseydi, sınıfları ensesi yeleli Tarzan sürülerinin istilâsından kurtaramıyacaktık., Y Z Ortaç, Beşik, 1943, 32 | Tarzan gibi | Umur Bey bu arada: 'Ötmesine öterim ama, sunucu Sunullah Bey Tarzan gibi güç durumda kalmıştı: 'Aman efendim' diyordu. 'Burası tavuk çiftliği değil, devlet televizyonu... Devlet adamlarından başka kimseyi burada öttüremeyiz.', | NGüreli, SO, 116

a.z.




TDK-



tarzanca | el kol hareketleriyle anlaşma | Bakalım tarzanca konuşmayı bırakıp, Bay Batum'u görevden alabilecek mi? , | MAltınok, T, 8.2.2011

a.






Tarziye | Bu çok ateşli tarziye şeklinden ziyadesiyle mütehassis ve müteheyyiç olan Şahinde, gözyaşlarına büsbütün cereyan verir; bütün bunlardan bir şey anlamayan ve şimdi yatağın kenarına bırakılıvermiş olan küçük Muazzez de şikâyet ve sitem dolu ağlamasına devam ederdi., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 21

a.






tasa | bin tasa (kaygı) bir borç ödemez atasözü | Deve deveyi yeder mi? / Deve de sarpta gider mi? / Bin kaygı bir borç öder mi? / Gam yeme gönül gam yeme., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 253

a.






Tasa etmek | !Yumurtayı, tavuğu, manda kaymağını yiyip at üstünde safa sürüyor., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, Karım ne yapıyor, ne ile karnını doyuruyor diye tasa ettiği var mı? , | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 190-191

f.






tasaffi | Gülen cemaati ise siyasi hırsının cezası olarak kaderin elinde bencil bir geçmiş için ödenmemiş zekatın ve safi bir gelecek için gerekli tasaffinin bedelini ödüyor., MBilici, T, 6.8.2014

a.






tasannusuz | yapmacıksız, samimi, içten. | Düşünüyorum ki, kaç şair Gaziyi bu kadar içten, tasannusuz ve saf, anlatmayı başarabildi. Behçet Kemal göynü budaksız bir köylü çocuğu yüreğiyle Gazinin hasretini çkiyor ve onu görünce: Gördüm ya, isterlerse mil çeksinler gözüme diyor., Kazım Nami, Bir kitap ve bir mülahaza,, Ülkü, Eylül 1933, 149

s.






tasar | bir iş, bir düşünce sırasını, düzeyini gösteren resim, yazı, plan | Bunca yıldır başka başka kişiler, başka başka tasarlarla yürütmüşlerdi herhalde yapı işini., | BKarasu, 117

a.






tasarılaştırmak | kanun tasarısı haline getirmek | Bunlar da yetmezmiş gibi, AK Parti Hükümeti, | YÖK Reformunu bahane edip, İmam Hatip'lilerin üniversiteye girişi meselesini tasarılaştırdı., | MBarlas, 11.5.2004, www.sabah.com.tr/yazarlar/barlas/2004/05/11/erdogan_2_nci__erbakan_olur_mu, 5.6.2016g

f.




TDK-



tasarımlamak | İbrahimGüçlü, HaberTürk, 28.10.2012

f.






tasarımsal | Mimarın tasarımsal iktidarı ile siyasal yöneticinin toplum mühendisliği yapma iktidarı arasındaki mesafe çok kısa olduğu için de totalitarizm tehlikesi büyür., | ÖmerErdem, Hr, KitapSanat, 5.5.2017

s.






tasarlanmak





"Kireçburnu'ndaki ev tasarlanan hayata hiç uygun değildir ama Cemşit için meseleyi halletmek kolay.", R H Karay, Sonuncu kadeh, 1965, 104"



tasarlatmak | Google haritalardan yaşadığım kent Edirne'ye baktım. Kaleiçi, büyük yangından sonra 1908 yılında dönemin Belediye Başkanı Dilaver Bey tarafından Fransız uzmanlara tasarlatarak yaptırıldı. İkinci kare ise kentin günümüzdeki yeni yerleşim alanı. Zamanın akışı bizi ileriye taşımıyor., Özay, @ozayersencan, 24.05.2025, X

f.






tasartı | tasarım sözcüğünün başka değişkesi; imaj. 8.1.2006, aksa, EkşiS

a.






tasdiklenmek

f.
onaylanmak.


"Eğer bu şart tahakkuk etmezse, fetva, bir mütehasıssın eserinde me'haz gösterilerek nakledilmiş olmalı veya fetvanın o müftiye ait olduğu, fetva heyeti tarafından tasdiklenmelidir. Eğer fetvalar bir mecmua halinde toplanmış ise, onun da bizzat müfti tarafından yazılıp toplanmış olması, eğer basılmış ise, aslına uygun olduğunun, bir hey'et-i ilmiye tarafından tasdik edilmiş bulunması lazımdır | yoksa fetva sahih ve muteber sayılamaz,", Y Z Yörükan, 141"



tasfiyeciler | çoğ. Dilden kökü öz türkçe dışında kalan kelimeleri tamamen atmmayı savunanlar. | Mesela dil komisyonlarındaki tasfiyeciler, arkalarındaki devlet kuvvetine rağmen kıvanç ile önem'i bu çocuklardan en zayıfının şiirine, hikayesine kabul ettiremediler., R N Güntekin, 1953, 41

a.






tasfiyehane | Türk Dil Kurumu, çalışmalarıyla, dilimize bir tasfiyehane, bir süzgeç vazifesi görmektedir., | Cm, 10.8.1942, 2

a.






tasfiyehane | Türk Dil Kurumu, çalışmalarıyla, dilimize bir tasfiyehane, bir süzgeç vazifesi görmektedir., | Cm, 10.8.1942, 2

a.






tasfiyelik

s.
tasfiye edilecek.


Tasfiyelik lüks mallar satışta, 17.4.2024



tashihli | düzeltilmiş, yanlışları giderilmiş. | Bursa: Bursa hamamları: İkinci defa ilaveli ve tashihli olarak basılmıştır., Bursa Halkevi, 1943 (Kitap adı)

s.






tasımına getirmek

dey.
punduna getirmek.


"Büyük efendinin bu maymuna sahip çıkmasından kızın maymuna olan kini büsbütün artar. Bir tasımına getirerek onu bir kaşık suda boğmak düşüncelerinden kendini alamaz. Rabia, İsneyn'e ocakta çıtır çıtır, için için alev saçan bir çıra gibi... ", H R Gürpınar, İnsanlan maymun muydu?, 1968, 150"



taslamak

f.



"Bana taslama!"



tasmalı | boğazında tasma olan köpek. 2. mec. Köpek gibi birine bağlanmış kimse. | Bozkurt zannedersin; baktım tasmalı,/ Kimi ülkücüyüm diyor; kimi Osmanlı,/ Şu Mevlevi musluğunu biraz kısmalı, / Türk'ün öz yurdunda; Türk arıyorum., Abdurrahim Karakoç, Türk arıyorum, ?

s. mec.






tasmasız

s.
tasması olmadan.


"Tasmasız köpek gezdirmek yasaktır.", 27.11.2023+"



tasmasız | 25.05.2025

s.






tastamam z.* | Demek ki, Baha Tevfik'e göre, edebiyat, dimağın [beyinin] her şeyin gerçek ve maddî olduğu bir dünyada, 'tamamiyle hayalî' bir varlık kazanacaktır ve bu, esef edilecek bir durumdur. Edebiyatın 'muzır' oluşu, Baha Tevfik'e göre elbet, işte tastamam bundan dolayıdır., | HilmiYavuz, Z, 15.2.2012








tasvir kırıcı | ikon kırıcı, ikonoklast | ...konuşmalarınızda eken Bizans etkileri var, nazlarınız tasvir kırıcılara dönüşüyor-., | NGenç; BuÇağınSoylusu, İletişim 1995, 5

s.






tasvirlemek | betimlemek, tasvir etmek | Videoda yaşananları tasvirlemek gerekirse: Bir tarafta en doğal haliyle ortalıktan olan, bunu sunmaktan kaçınmayan, hani dip boyası gelmiş saçların serseri mayınlığında bir özgün şarkıcı: Yıldız Tilbe., | OBaştürk, HürPazar, 13.1.2013

f.






taş attın da kolun mu yoruldu bedavadan, emek sarfedilmeden gelen şeyler için söylenir. Taş kesilmek deyim | Taş kesildim. Kalbim küt küt çarpıyor, yanaklarım cayır cayır yanıyor., | İpşiroğlu, 71








taş bağırlı

s.
acımasız, merhameti olmayan, sert.


"Ben toprak oldum yoluna / Sen aşırı gözetirsin / Şu karşıma göğüs geren / Taş bağırlı dağlar mısın.", Yunus Emre"



taş tozu | Alçı* taşı tozu, özellikle alçı taşının pişirilmesi ve öğütülmesiyle elde edilen, hızlı kuruyan ve kolay şekil alabilen bir malzemedir. Öte yandan, taş tozu daha geniş bir yelpazeyi kapsar ve mermer, granit gibi çeşitli taşların öğütülmesiyle üretilir ve genellikle dekoratif malzemelerde kullanılır. 8 Nis 2024 | KADEM Çorum, Anneler Günü'nde unutulmaz bir etkinliğe ev sahipliği yaparak katılımcılara keyifli anlar yaşattı. 20 Kursiyerin katılım gösterdiği Taş Tozu Atölyesi 15 Mayıs'ta gerçekleşti. / Programın devamında aksesuar tasarımcısı Bedirye Cengil, kursiyerlere Taş Tozu ile yapılan aksesuarları istedikleri renklerde boyama teknikleri konusunda detaylı bilgiler verdi. | https://kadem.org.tr/kadem-corumda-anneler-gunu-ozel-tas-tozu-atolyesi/, 19.07.2024

b.a.






taş yakından / akrabadan gelir





27.01.2021



taşak geçmek | deyim | Oyunun kuralına parmak atıyor kelimelerle / Taşak geçiyor yanılmış ruhunu hiçe sayarak., | CihanOğuz, taşaklışiir, Cazkedisi3 | Aq fakirleri bir şeyi de kompleks yapmadan taşak geçip devam edin yemesinden kıyafetinden kısıp drama queenlikten kısmıyorlar., Tekvando şov @metaharami, 2 ara 2024, X

argo






taşasıya | İhsan Rifat'le tanışıncıya kadar nevmit ve bomboş olan kalbi şimdi bu ilk ve ateşin sevda ile taşasıya dolmuş, hiçbir eksiği kalmamıştı., | AliEnver, 32

z.






taşbasması

b.a.


tr. taş+basması
Güle gülmeden güne giren, bir adım öne çıkar: taşı taşı. Taşbasması: Âd Ululu, Lût Ulusu herhalde pek benzerdi! Şimdi= Çürük patatese dönmüş diş 29



taşere etmek alt işverene vermek | Ana iş kalemi taşer edilemez. Yasa hükmü, | G Karakullukçu, 19.9.2018








taşeron








taşeronlaşma | Taksim'de DİSK ve KESK üyelerinin de aralarında bulunduğu bir grup, ''taşeronlaşmaya'' karşı eylem yaptı., | Zaman, 26.8.2011

a.






taşeronlaşmak | Taşeronlaşan ihanet: PKK, | STunalı, T, 23.10.2011

f.






taşeronluk –ğu | Onu Kudret'in ilkokula başladığı yıl taşeronluktan kazandığım parayla almıştım., | S Dölek, Kirpi, 55








taşı taşı laf taşıma demişler

dey.
söz götürüp getirmek çok kötüdür, asla yapılmamalı anlamında bir söz.


"Taş taşı lâf taşıma", G Aylan, Ömür biter yol bitmez: taşıt edebiyatı, taşıt folkloru, 1981, 63 "



taşıl | fosil. | Yarım yüzyılı aşkın bir süredenberi derlenegelen yerel ezgilerimiz karşılaştırılarak incelendiğinde, her derlemecinin ancak birtakım başkantılar (variante, version) saptıyabildiği görülür. Bu başkantıların karşılaştırılması, ortak niteliklerinin saptanıp bireştirilmesiyle elde edilecek ortalama ezgi sözkonusu türkü yada oyun havasının bilimsel açıdan geçerli biçimini oluşturur. (bk TFA 323. sayı, sf. 7671-7673)., G Oransay, Taşıl Bezeklerin Kodlanması, TFA, Mart 1973, Yıl 30, C 18, S 356, 8590

a.






taşılbilimci


taşılbilim uzmanı.


"Taşılbilim, taşılbilim uzmanı", T Saraç, FTBS, 1976, C 2, 922 | "Taşılbilimci Donald Johanson ve arkadaşları da özdeş yaşta bir kemik buldular Etiyopya'da. 1970'lerde Maurici Taieb ve Johanson başkanlığında bir Fransız-Amerikan Araştırma Kurulu yüzlerce taşıl ve iskelet parçası buldular.", A R Ergüven, Muhammed'in Tümceleri, 2017, 305"



taşıma kabı | kedi, köpek vs. koyup bir yerden bir yere taşımaya yarar özel yapılmış kap MuratSaytekin, 13.9.2016

a.






taşımacı | a. Başkalarının eşyasını istenilen yere taşımayı sağlayan kimse, nakliyeci, nakliyatçı | Önce taşımacılar hizmet yarışına girişti./ Sonra bu toprakları bulmak için taşımacılarımızın anası ağlıyordu., | NGüreli, 46/47 | +Öpüşüyorlardı. Dudaklardan beyne transit taşımacı sinirlerin cümbüşü duyuluyordu kulaklarında..., | YErdoğan, 22






GTS+



Taşın, ağacın, çamurun;








taşınabilirlik -ği | Telefonun boyutlarında büyük bir değişiklik yapılmadığından, LG G6 taşınabilirlik konusunda da iddialı., | Hür, 28.2.2017

a.






taşınım | taşınma. | Meteorolojiden toz taşınımı uyarısı geldi., | www.trt.net.tr, 03.05.2011

a.






taşınma | ev taşıma işi, göç. | İki taşınma bir yangına bedeldir derler., Nurgül Yılmaz, 20.04.2025

a.






taşış

a.
taşma hali.

tr.
"Susmak dolup taşış anlatılmazlarla", A Karatay, seni var saymak, 11"



Taşış | taşma işi | Dile candan başarışlar, / Dinle soydaş bir eğil de! / Ne kaynayış, ne taşış var, / Özleşiyor işte dil de!, | V C Aşkun, 93

a.






taşıtsız

s.
taşıtı olmadan.

tr. taş-ıt-sız
"Sonsuz uzay özgürlüğü, taşıtsız, havasız / Sevgindir teknem can simidim uzay gemim havam", Y Pazarkaya, Sen Dolayları, İstanbul 1983, 55"



Taşıtsız | Taşıtsız mallarda iktisadi mürururu zaman, | Ziya Ferit, İzmir Barosu, 1935, (I), 459

s.






taşıyıcı | eşya taşır kimse | Güneş yanığı esmer yüzü, bakımsız saçları ile dükkan aralarında dolaşır 'Taşıyıcı lazımsa ben varım.' der gibi sürekli göz önünde bulunurdu., | BTSalihoğlu, 2014, 70

a.






Taşıyıcı annelik –ği | ++

b.a.

huk.




taşıyıcı kolon ++








taşıyıcılı | HTC One'ı Turkcellden alın, çift taşıyıcılı internet teknolojisi ile 2 kat hızlı kullanın., | Turkcell ilanı, 4.6.2013

s.






taşıyış

a.
taşıma işi.

taşı-y-ış
"... taşıyış 1920 de yani 14 sene sonra 40 a mukabil 272 kilometre sürat , hava da kalış 22 saniyeye mukabil 24 saat 15 dakika , bir defada katedilen mesafede 1915 kilometredir.", Ayın Tarihi, 1935, S 17-18, 129"



taşikardi a. | Fr. tachycardie Kalp atım sayısının dakikada 100 atımın üstüne çıkması GTS | Şimdiye kadar daha tansiyoncuyu görür görmez taşikardisi başlayanların masasında tansiyon kaç çıkacak acaba? , | DOral, T, 26.3.2012



tıp
fr.



taşkafa | Sonunda, hangi içsel hesapla olursa olsun, Başbakan Erdoğan bir ilk'e imza atıp 'devlet adına' özür diledi ve CHP'nin, 'jandarma ve tahsildar zulmü'nün Tek Parti'si ile bağlarını koparamayan taşkafa zihniyeti, 1950 seçimlerinde ve sonra da kaç kere olduğu gibi, bir defa daha ayazda kaldı., | HBerktay, T, 3.12.2011

s.






taşkın | Sait, evet iyiydi, ama ona kimse taşkın diyemezdi; tartışmaları izleyen, akıllı akıllı katılan bir çocuktu., | RehaMaden, 2005, 90

s.






taşlamak

f.
mec. eleştirmek, kötülemek.


"İrşâd ehlin taşlayan, / Benlik yoluna kayan, / Nefsten bîhaber olan, / Nâdim olur âkıbet.", H Burkay, Hüdâverdi Divanı, 22"



taşlaşmak

f. nsz.
taş haline gelmek. 2. mec. Çok şaşırarak bir şey yapamaz, konuşamaz duruma gelmek | donakalmak.


"Efsaneye göre ay güzeli bir gelin bir öğle vakti sürülerini sağlak üzre dağa çıkar. (... ) Çaresizdir. Bir an ellerini göğe açar ve inandığına umarsızca bakar. Acı bir yalvarı sesiyle sonsuzca ama sonsunsuzca bakar. Sonra der ki, ey yaradanım: ya beni kurtar ya da sürülerimle birlikte hepimizi herkesi dondur. Taşlaşalım.", Haydar Oğur, 1994, 129"



taşlaşmak | Bu damarın, kendi esas işlevi olarak gördüğü bir kısım rollerin 'sınıf düşmanı' tarafından üstlenildiği sezgisiyle daha da taşlaştığını, bütün esneme yeteneğini kaybettiğini düşünmememiz için bir neden yok., | GÖzaltınlı, T, 10.4.2012 | Taşlaşıp kalan muhasebe çalışanları, korkudan bembeyaz kesilmiş yüzlerle olanları seyrederken bütün defterleri, faturaları ve tüm yazışma dosyalarını didik didik ettiler., | S Dölek, Kirpi, 96

f.






taşlaşmışlık -ğı | taşlaşmaktan sabitlik, değizmezlik | Ardından CHP tabanının taşlaşmışlğında parti siyasi elitiyle medyanın rolünü ele alan ikinci bir yazı daha yazdım., | Gümüş, T, 3.12.2010

a.






taşlatmak | 1. Bir yeri taşa tutmak, bir yere taş attırmak | Hattâ kendi teşvikiyle evi taşlatmak gibi hâdiseler vukua gelirdi!, | Ahmet Rasim, Fuh?-i atîk ve Hamamcı Ülfet, 1958, 223 2. Taşlayarak öldürmek, recmetmek | Sonradan onu Ankara meydanında yarı beline kadar toprağa gömdürerek taşlatmak suretiyle ortadan kaldırmağa muvaffak oldu., | Türk tarih, arkeologya ve etnoğrafyaD, 1949, C 5, 107

f.






taşlayıcı

a.
taşlama yapan araç.

tr. taşla-yı-cı
"Ama bu dükkanın iki yüz metre ilerisinden sağa dönünce Jewson's yapı gereci satıcısı var. Onlarda açılı taşlayıcılar, demirci testereleri ya da ne isterseniz o var.", Owen Jones, Bangkok'un kaplan zambağı: İntikam çicekleri açtığında!, 2023, ?"



taşlayıcı | ağır şekilde eleştiren kimse | Ahmet'e ve tahliye olan öbür meslektaşlara geçmiş olsun diyor, taşlayıcılarımdan da rica ediyorum; lutfen bu yazıları baştan sona okuyun ve bundan sonra diyeceklerinizi öyle deyin., | AGörmüş, T, 16.3.2012

s.






taşlı | taşlı köy | mezar; öbür dünya | Sayısız ümitlerle Mollanın tavsiyesini noksansız uygulamış. Fakat çocuğun gözleri açılmadığı gibi birkaç gün sonra da taşlı köyü boylamış., | MYağmur, 1957, 48

s.a.






taşmağazalar | Taşmağazalar'dan üç kümbetler akıyor / Çifte minareler'de* bir intihar saati, | AlperÖzbek, 117

a.






taşocakçılığı/taş ocakçılığı | taş ocağı işletmeciliği | Madencilik ve taşocakçılığı istatistikleri 2001, | TÜİK, Ankara2001

a.






taşralaşma | Kaldı ki, zorunlu koşullar dolayısıyla, İstanbul'a iç göç çoktan başlamış, İstanbul'da çoktan 'taşralaşma' hüküm sürmeye koyulmuş..., | Sİleri, ZCumartesi, 24.11.2012

a.






taşralaşmak | Taşralaşmak da işte böyle bir şey; yoksa olay büyük kentlerin | medeniyeti karşısında | taşranın geriliği gibi bir saçma ikilem değil. Taşralılık, dünyanın her yerinde, en modern görüntüler arkasına gizli de tezahür edebilen bir zihin yapısı, kısaca kendi kısıtlı düşünce yetisinin enginliğine inanıp, dar kalıplara sıkışarak, kendinden başkasını anlamaya çalışmayarak, bencil ve küçük düşünmek., | SÖney, T, 29.3.2012

a.






Taşsız | taşı bulunmayan | Zavallı pirinçlerin taşsız çıktığı günlerde ne büyük geçim sıkıntıları çekmişti., | Çalıkoparan, 97

s.






taşşak geçmek kaba. Dalga geçmek, alay etmek.








taştan su çıkarmak

dey.



"19. yüzyılda iyi kötü kapitalist dediğimiz bir girişkin adamdı. Gider, taştan su çıkarır, bir takım ileri adımlar atar, memlekette bir sanayi kalkınmasında hızlı gelişim sağlar, falan.", Kıvılcımlı, FK ve T, 14-15"



tat verici





"Sakkarin ve benzeri sun'i tat verici maddeler", AÜZF D, 1959, S, 159-162, 581"



tatak a? | Neyse işte, içleri kurumuş evlerimizde, bilmiyorum bilinçaltı sebeplerden mi ama hiç değilse yüzeysel bir tesbitle burun içi kurumalardan, tısır tısır*, nefes alamama sonucu gece uyanmaları bitecek, kurumuş tataklar bir sonraki kış uyandırmak üzere pıtır pıtır* dökülecekler., | AyçaŞen, T, 18.3.2012








tatanga | Adını bir Kızılderili kabilesinden alan Sakaryalı taraftar grubu. Fugaz. 3.2.2002 | Gazze'ye yardım götüren Mavi Marmara gemisinde yer alan avukat Cihad Gökdemir, fanatik bir Sakaryaspor taraftarı olarak Filistinli çocuklara vermek üzere yanına bir miktar da Tatangalar montu almış., | A.V.Şafak, 10.06.2010

a.






tatar | tatar ağası | Yaaa!' diye bıyık altından gülümsüyorlardı. 'Yalnız mazot, popoyu kurtarmıyor. Yolunuz olmazsa böyle yaya kalırsınız işte Tatar Ağaları!'., | NGüreli, 71

a.






tatar suratlı | [H]ani o pospıyıklı, tatar suratlı bir adam resmi vardı ya, çıkarıp gösterdikleri? , | Hacıhasanoğlu, 1954, 19








tatarcıklı | Tatarcık sinekli olan. | tatarcıklı çiçekler açan olgunlaşmadan / meyvesiz bir ağacın kendine küskün dalları, | MG, 13

s.






tatardaş. Kulakdaş. Gözlükdaş. Asli tam taş, | | https://bestofinsta.org/media/1222716202827520264_1098692437, 15.01.2017g








tatari titiri falan filan | Bu tuhaf davranış kültürünün fikri de, marka danışmanı Selim Akar'dan çıkmış... boy boy mizansen yaratılmış, smokinler çekilmiş üzerlerine... tatari titiri..., | Telesiyej, T, 22.2.2012








tatarizma | tatarcılık. | Kazan Tatarı buna fenâ içerler ve dırdıra başlar, Ben de siz kumandan değilsiniz desem ne kadar kırılırsınız. Benim Sorbon'da bile kürsüm var... kabilinden Tatarizma horozluğunu sürdürür!. Paşa susar; ve onca idealdaşlık ve türkçüdaşlık ve şarabdaşlık veee... ne kadar (daşlık ve insaniyetdaşlık varsa) bir anda hepsi de yakılıb kül edilir, biter; ve bir daha da görüşmezler..., Mehemmed Saffet, B.Vekil'in, Tatar Kazanı'nda Heykel Pereştişi!..., | http://www.turkcesi.biz/muharrirler/mehemmed-saffet/b-vekilin-tatar-kazaninda-heykel-perestisi.html, 07.12.2016/18.06.2018

a.






tatava | 1. boş laf, maval | Amacım vurmakmış, yaralamakmış. Karnım tok bu tatavalara., | NÇınar, T, 10.9.2012 | 2. | bayram arefesinin bir önceki gündür. tatavan mübarek olsun diyen kişiden öğrendim., | 7.8.2013, hayatinin kadinini terk eden adam, EkşiS tatava etmek deyim saçmalamak benekli, 12.3.2003, EkşiS tatava yapmak deyim | Bu kadar can sıkıcı sözden sonra sizlere Tivitre adlı sitede okuduğum bir sözle veda etmek isterim: 'Tatava yapma, favla geç'!, | AGGulguleli, Sirayet, mart2015, 15

a.






Tatavu | Baştan savma AAYörük, 6.6.2016

s.






tatbikatçı | Bir şeyi tatbik eden, uygulayan kimse, uygulayıcı. | İlekhanlar ve onlarla beraber gelenler bu kriz esnasında Orta Asyanın başına gelmesi, muhakkak olan hadiselerin icrasında, yalnız sun'î tatbikatçı rolünü oynadılar. Türkler bu harekâta yalnız bazı hususî vasıflar vermekle (göçebelikten oturak ziraat hayata geçmekle) onu tâcil etmiş oldular., A Y Yakubovskiy, çev. A Caferoğlu, Gazneli Mahmut Gazne devletinin menşei ve karakteri II, Ülkü, 1939, C 13, 53

a.






tatbiklenmek | Istılah denen o mefhumlar âleminin birbirinden çok ayrı iki mahiyeti var. Bunlar o kadar ayrı ki onlarda varılacak hedeflerle tatbiklenecek prensipler başka başkadır., | İ H Sevük, Dil Davası, 1949

f.






tatbiklenmek | Istılah denen o mefhumlar âleminin birbirinden çok ayrı iki mahiyeti var. Bunlar o kadar ayrı ki onlarda varılacak hedeflerle tatbiklenecek prensipler başka başkadır., | İ H Sevük, Dil Davası, 1949

f.






tatil | Bayram tatili ve okul tatili deyimleri sanırım 19. yüzyılın ikinci yarısında piyasaya çıkmış. Tatil yapmak 1950'lerden itibaren görülüyor, ama tatile gitmek ve tatile çıkmak ne zaman dilimize girdi, emin olamadım. TDK sözlüğünde ikisi de yok henüz, daha farketmemişler garibim; oysa bana sorarsanız en azından 1980'lerden beri varlar. Tatil köyü ilk 1970'lerde duyuldu, Club Méd sayesinde. Ya tatil beldesi?




ar.



tatilsizlik | tatil yapmamış olma hali | tatilsizlik=talihsizlik kuramı. hiçbir şey yapmamanın dayanılmaz hafifliği diye bi yazı okumuştum yıllar önce. hafızam yok, tek bi cümlesi bile yok şimdi. ama şimdi düşününce, başlığına saydırdığım bi yazıyı hatırlamama hakkım da-., | | http://reklamciinsankisisi.blogspot.com.tr/2010/07/tatilsizliktalihsizlik-kuram.html,30.7.2010, 12.7.2017g | Yaz rehavetinin sessizliği ve tatilsizliğin sessizliği..., | Yakup, 12.7.2017, whatsup | genellikle bilgisayarla alakali işlerde yaşanılan tatilsizlik sendromu.her gün işe gitmenin yanısıra sistemlerde yaşanan olası aksaklıklarda şirkete olur olmaz saatlerde yaşanan geri donüşlerde cabasıdır., | nyks, 22.7.2001, EkşiS,

a.






tatlandırıcı | yiyecek ve içeceklere tat vermek için katılan madde | Eşzamanlı yürüyen 'tatlandırıcı' ise referandum sonucunda belirleyici rol oynadı., | ÇToker, C, 12.9.2016 2. | çay, yiyecek vb.ne tat vermesi içinkatılan madde

s.a.




GTS++



Tatlanmak | tat kazanmak, tadı gelemk, olgunlaşmak | Revai esmerlerin / Eşiğidir evlerin / Bakışları pek derin / Tatlanır şekerlenir., | Molulu Aşık Revai

f.






tatlı dilli b.s. | Mezeki sakızını çıkardı, gösterdi. -Hafız'ın torunu satıyormuş. Bir de tatlı dilli oğlan ki..., M İzgü, AAG, 2007 (1994), 17








Tatlı mayasız | Son faytonla gitti Durak Ağa ve İhsan Paşa / Salepci'siz kaldı çarşı, 'tatlı mayasız'..., | Serhat Ünsal, 2.10.2010, | http://www.yozgat.org.tr, | 7.6.2019g

a.






Tatlı patates | tatlı bir patates türü | Tatlı Patates yumruları 31.8 0.2 26.1 Tatlı ilkbahar çayırotu 22.0 3.1 13.7 Çayır ..., | AÜ Ziraat Fakültesi Yayınları, 1959, S 156-158, 282

a.






tatlı sever b.s. | Coğrafi işaret tescilli Ulukale Dutu, doğallığı ve üstün kalitesi ile tatlı severlerin vazgeçilmezi. Hem sağlık hem de lezzet arayanlar için ise ideal bir seçenek. Bu çok özel yöresel ürünün eşsiz tadını keşfetmek için sizler de bu lezzeti denemelisiniz., Dr. Abdullah EŞİDİR/ Y Bayer, Hr, 03.10.2024








tatlık -ğı

a.



"Tandıra konan közün üzerine tandır kapağı kapatılır, onun da üzerine eski kumaşlardan dikilen tatlık denilen bir örtü konurdu.", Ersin Bulun, 2023, 107"



tatlılandırmak | tatlıyım, kokuluyum, / bütün elmalardan / daha sluyum. Kocamanım. / ben de tatlılandırabilirim / ağızlarını çocukların., | Hakkı Özkan, 6

f.






tatlılanmak

f.
tatlanmak., tatlı olmak.


"Dalda gördüm portakal / Tatlılandı oldu bal / Hicran der ki sevdiğim / Sen bu gece burda kal.", San, Hicranî, 224"



tatlılık –ğı | halevet II Dana, koyun gibi kasaplık hayvanların bağırsak ve ciğerlerinde bulunan kestane şeklinde ve büyüklüğünde, çok açık renkli yağ parçacıklarına verilen ad Bülent Nakip, Antakya ağzı, 2004, 121 Kuzunun meme bölgesine yakın yerindeki bölümcüktür; uykulukla ile birlikte pişirilir. Liman Uykuluk, 6.4.2019

a.






tatlımsı | Acılı, ekşili, tatlımsı hazır soslar ve devasa bardaklarda yarısı tuz kokteyller., | VMilor, HrCmrts, 8.7.2017, 12

s.






tatlısu frengi | Deminki tatlısu frengi bilgiç bir eda ile söze karıştı:, | YKK, 1945, 15

a.






tatlış | tatlı+ş ile pekiştirilmiş çok tatlı | Lütfen Yardım Edin!!! tatlış. Aldığınız kuşu sahibinden aldıysanız, sahibinin yokluğuna alışamamıştır ve yeni aldığınız için çevredeki-., | 28.3.2010, | http://www.evcilshop.com/forum/kusumuz-hic-yerinden-kipirdamiyor-t-4889.html, 30.3.2015g

s.






tatlış tatlış | - Seda Sayan, Topaloğlu ve sevgilisini stüdyoya konuk etmiş çiftin dertlerinitatlış tatlış dinlemişti., | 10.9.2014, www.sacitaslan.com/oncel-ozicer-yazdi-mormon-da-degilsiniz-neyin-pes..., 30.3.2015g








tatlişko | İmkânım vardı, delirdim ve bu tatlişko haberlere katkı sunmak isterim., | GBirsel, Hr, 19.7.2017

a.






tatmin edilememişlik | Sanki bir ihtiyacın tatmin edilememişliği hissi... elim böğrümde kaldılık...puslu bir baş ağrısı... Hah,buldum;-., | TBozkurt, rindan, 31.8.2014

a.






tatminsizlik -ği | Duyduğu arzunun bir başka tarafı da kendi yaşantısındaki boşluk, tatminsizlik duygusudur ki bunu anlamakla huzuru büsbütün kaçmıştır. Huzursuzluk duygusu öykünün her satırına sinmiştir., Aysun Kara, Çaprast Okumalar: Arzunun İzi, Parşömen, 06.01.2025

a.






Tatooine | Bilim kurgu başyapıtlarından Star Warsda (Yıldız Savaşları) hayal edilen iki güneşli gezegen, Dünyadan 200 ışık yılı uzaklıkta bulundu. NASA'nın yerküre benzeri karasal gezegenleri araştırmak için tasarladığı Kepler uzay teleskopu tarafından gerçekleştirilen gözlemde bulunan gezegene, Star Warsdaki iki güneşli gezegen Tatooine'den esinlenerek aynı isim verildi., | T, 17.9.2011

a.






tatsızlaşmak | Çocuklar için sokak çok tatsızlaşmıştı., | VSevim, 76

f.






tatsızlık tuzsuzluk | Bu sebeple neşriyat başlayıp sona erinciye kadar evde bir tatsızlık bir tuzsuzluktur gider., | GugukG, 10.5.1947, 3

a.






tatyan | Ve nihayet sözün sesle nakışlanması; şarkılar, türküler, maniler, hoyratlar, bozlaklar, tatyanlar..., | CÜHasannebioğlu, HeceTaşları, 17, 12.7.2016g

a.






taun | veba | Göğün bohçasına sığmayan / Rüzgarlar, yağmurlar, taunlar;/ Ve Tanrının rüzgarlara söylettikleri, /Yağmurlara söylettikleri, | CKoytak, T, 7.11.2011




ar.



Tav olmak | Kaçak gömleklerdeki ucuzluğa tav olan biri, ölçüsünü alması için boynunu uzattı., | Çalıkoparan, 56








Tava gelmekGürültüye pabuç bırakmamazlık edememişlerdi ama, tava da tam gelmemişlerdi., | Çalıkoparan, 81

dey.






tavan | tavan yapmak (bir şey)En yüksek seviyesine çıkmak, zirve yapmak. | Bu eleştirilerin tavan yapmasında, kuşkusuz Başbakan Erdoğan'ın Uludere sonrasında 'ordu millet el ele' klişesini sıkça sahiplenmesi oldu., | MAltınok, T, 13.1.2012 | Ehliyet sahibi olmayanlar da ahkâm kesmekte, gelişigüzel konuşmayı kâr zannetmektedirler. Bu hal ü pürmelâlimizden bîzarız. Mevcut vurdumduymaz halden de şikâyetlerimiz tavan yapmış durumdadır., İ Müftüoğlu, MG, 22.05.2025 | asma tavan | TDK+ Betonarme, çelik veya ahşap tavan iskeleti altında çeşitli tesisatın döşenebilmesi için birtakım boşlukları bulunan tavan biçimi

dey.b.a.a.






tavan yapmak | En yüksek seviyesine çıkmak | Bu süreç obama nın başkan olmasıyla bir sıçrama yaparak, Amerikan sağının kadim paranoya kültürü tavan yapmıştır., | DoğanGürpınar, T, 8.8.2011

f.






tavana kalmak

dey.
gerçekleşmeyecek olmak.


"Bahçevanlık ettim çiçek açmadı / Avcılığa çıktım bir kuş uçmadı / Han kahve işlettim yolcu geçmedi / Dedim bizim kısmet tavana kaldı.", Bayburtlu Hicranî/San, 9"



tavanarası | ...bu rüzgar onu yeniden karantina tavanarasına götürüyordu. / Yarın listede adınız olacak, dedi tavanarasına varınca., | Arnost Lustig / O Akbal, Stepan ile Anna, ÇHA, 90/93

a.






tavcı | Bu tütün tavlama da bir uzmanlık işiydi. Suyu az gelirse denk yaparken yapraklar kırılır, ufalanır, çok gelirse çürür, onca emek boşa giderdi. Bu nedenle herkes tütün tavlayamaz köydeki usta tavcılar aranırdı. Tütünlerin tava gelmesi sekiz on gün sürer, sonra diziler kesilip sandıklara basılarak denk yapılırdı. Tütün basımında Sakine, ablalarıyla birlikte, dizilerin sandığa göre kesilmesi, ip uçlarının düğümlemesi ve denkçiye yetiştirilmesi için çırpınıyordu. Denk yapma işi on gün içinde bitmişti., ., Naciye Poyraz, 1979, 57

a.






Tavır | Babası sağken bile memurların manalı fakat çekingen tavırlarından sinirlendiği halde, şimdi onların, sarih bir ehemmiyet vermeyiş ve küçük görüş halini alan, hatta bazen alay etmek derecelerine varan muamelelerine tahammül etmeye mecbur kalıyordu., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 173

a.






tavi yönetemi | Açık kalp ameliyatı yapılmadan kateter yöntemi kullanılarak kalbe biyolojik aort kapak takılması işlemine TAVI (Transcatheter Aortic Valve Implantation) adı veriliyor., | CErenoğlu, HT, 10.6.2012

a.

tıp




Tavizsizce | Nemlenmiş gözlerimiz tavizsizce direndikleri için kimi yıllardır, kimi aylardır sulu hücrelerde tutulan bu yoldaşların üzerindeydi., | İbrahim Açan, Yargılayan savunma, 1988, 266

z.






tavlanmak | Otlaklarda koyun kuzu tavlanır., | Develili, 18








Tavsatamak | etken Tavsamasına sebep olmak, yavaşlatmak, gevşetmek. | Tavsatmak yerine, dosdoğru bir kılavuzluk olan Muhammedi davet üzere sürdürme emrinden oluşmaktadır., | Ö Lekesiz, YŞ, 12.11.2019

f.




GTS+



Tavsiyeli | kayırılması istenen, kayırılan kimse 2. Tavsiye edilmiş olan, kayırılmış olan şey | Eserler Milli Eğitimce tavsiyelidir. Tavsiye kararları, 1825, 1826 ve 1887 sayılı Tebliğler Dergilerinde yayınlanmıştır., | A Uçman, Toker Yayınları, Muallim Naci, 1998? , 24.5.2019g

s.






Tavsiyeli | Peki yabancı dil derslerini kaldıralım. Fakat, bu kadar hatırlı, tavsiyeli lisan hocasını ne yapalım? , | GugukG, 24.5.1949, 2

s.






tavşan uykulu

b.s.
tavşan uyukusu olan.

tr. tavşan uyku-lu
"Biri kulağı delik tavşan uykulu / Biri ardı arkası gelmeyen o hep yakında", Y Pazarkaya, Sen Dolayları, İstanbul 1983, 44"



tavşansal | tavşanî | Kaldı ki tedavi amaçlı da olsa, tüketimini engellediğiniz bir insanın gözlerindeki tavşansal bakış, gözbebeklerinin büyümüş hipnotik acıklı embesilliği, içinde bulunduğu korkunun büyüklüğünü (...) gösterir., | AyçaŞen, T, 1.4.2012

s.






tavuk | Tavuk sersemken vurulur/kesilir ali çakman, 16.5.2013 Beç tavuğu | hayvanbilimi (eskiden Türklerin Viyana'ya verdiği addan) Tavukgillerden, başı küçük ve çıplak, tüyü mavimtırak kül renginde, tavuk büyüklüğünde, evcil bir hayvan (Numida meleagris) GTS | Orman ve Su İşleri Bakan Yardımcısı Dr. Nurettin Akman, bir beç tavuğunun günde 40-50 gramdan, 400 grama kadar kene topladığını söyledi., | T, 9.9.2012 deli tavuk gibi dolanmak | Kafası allak bullak olmuş saatlerce deli tavuk gibi dolanıyordu, | MKıranoğlu, | Ereksiyonist, | DuyguÇağıD, 1, 2016, 57 tavuk çiftliği | tavuk üretilen özel bir yer | Meclis cuma günü toplanacaktır. Ankara: A.A. – Ziraat Vekâleti tarafından orta Anadolu çiftçi ve köylüleri için damızlık cins horoz ve tavuk ile kuluçkalık yumurta yetiştirmek maksadiyle orman çiftliğinde büyük bir tavuk çiftliği tesis edilmektedir., | AyınTarihi, 1938, C 60-61, 16 | ziraatle beraber tavukçuluk yapılsın, küçük tutuldukda fazla paraya lüzum yoksa da, teşebhüs sahiplerini geçindirecek para kazandıracak geniş bir tavuk çiftliği kurmak istenildikte sermaye, hemen en ehemmiyetli faktör olarak göze çarpar., | AÜZF Yayınları, 1950, S 24-28, 46 | iki büyük (Yoğurt İmâlathanesi), (Şarap İmâlathanesi), (Değirmen), iki (Yağ ve Peynir İmâlathanesi), iki (Tavuk Çiftliği), iki özel (İskele ve Liman), beş (Satış Mağazası), Çeltik Fabrikasının %40 payı. On altı (Traktör), on üç (Komple ..., | MGoloğlu, TC Tarihi, 1974, C 2, 238 | Kümes hayvanları yetiştiren birkaç çiftlik (Davutpaşa Tavuk Çiftliği, Fikret Yüzatlı Tavuk Çiftliği gibi), küçük üretim üniteleri (sayıları bazen 200 olabilen küçük üretim yerleri bulunuyor) ile konutlarda beslenen birer, ikişer kümes hayvanı sayısının ..., | FaikAkçay, Zeytinburnu, 1974, ? | İlimizin en büyük tavuk çiftliği, Gölcük ilçesi, Hisareyn yönünde, yetiştiricilik yapan İsmail Zeytinoğluna aittir. , | Kocaeli 1973 il yıllığı, 1973, 327 | Tavuk çiftliği sahibi olmak ise, ticarî bir teşebbüstür ve az miktarda tavuk bakan bir kimsenin muhtemel olarak önemsemediği birçok masrafların karşılanması gerekir. TürkAnsiklopedisi, MEB, 1982, 4

a.






tavukburger hamburger gibi tavuk etiyle yapılan malum yiyecek 4.10.2016g aç tavuk kendini darı anbarında sanır | Dünyada bu ağrılara yüksünmeden katlananlar ahirette rahat edeceklermiş. aç tavuk rüyasında kendini buğday anbarında görürmüş hani., | MYağmur, 1957, 38








tavukgöğsü | Benden yine bir tane kızartılmış tavukgöğsü isteyecek biliyorum., | Ömer Say, 2010, 70

a.






tavuklu | içinde tavuk eti bulunan | ... yan tarafta koltuğa gömülmüş, tavuklu ekmeğini bitirmekte olan genel başkan yardımcısını görünce çığlığı bastı., | NGüreli, SO, 12 | tavuklu pizza, | Veznecilerde restoran camekanında, 14.6.2017

s.






tavukluk | tavuk olma. | Tavukluğun ne zor bir şey olduğunu o an anladım. O ibikli garip yaratığın tacizlerine ikide bir katlanmak yetmezmiş gibi, bir de sabun tadında yemle karnını doyur. HAlişanoğlu, M, 28.4.2011

a.






tavuksever | KFC ikili tavuksever menü 2 tavuksever burger –patates-içecek 14.99 TL, | 28.9.2019+/1.3.2020

s.






tavuksuz

s.
tavuk olmadan.

tr. tavuk-suz
"civciv olmayınca tavuk olur mu? köyümüz tavuksuz mu kalsın? tavuksuz kalırsak ne yaparız sonra?", A Cılga, 1980, 50"



tavuksuz | tavuk olmaksızın. | Oysa, atlar tavuktan hoşlanırlar. Onun için nalbant dükkanları tavuksuz, değirmenler domuzsuz olmaz., R Durbaş, Şaka-nâme, 1983, 36

s.






tavur

a.
eda, tutum, tavır.

ar. tavr
"-Ses çok değişik | tavurlar, bakışlar, hele gülümseyiş bambaşka.", R H Karay, Sonuncu kadeh, 1965, 98"



tay

a.
puan*


"bulamadıkları oyuncu veya oyuncular için, "Bir tay! / Bir tay!" diye bağırarak, onların meydana çıkmalarını sağlarlar. "Bir tay" demek, "bir kere kaybettim | bir puan kaybettim" anlamındadır.", Kırgız nariste oyunları, İstanbul 2014, 7 "



tay

a.
yük dengi.


"Al yeşil cevheri döktüm beğenmez / Açılmamış taydan dür ister gönül", San, Hicrânî, 91"



tay

a.
eş, denk.


Yüz bin Alim, ilim yüz bin manalı / Yüz bin Hakim'inen yüz bin davalı / Yüz bin Leylâ, Mecnun, yüz bin sevdalı / Meyhanede bir sarhoşa tay olmaz



tayalı 1994 | tayası, dadısı olan. | Yani gergefi taşıyamayacak kadar küçüktü ve o zaten lalalı-tayalı büyüyenlerdendi., | NazikErik, 41

s.






taygeldi evliliği | Konya ASavaş, 24.2.2014 analı-kızlı ya da içli-dışlı olarak tabir edilen taygeldi evliliği, farklı cinsiyetten çocukları olan iki dulun hem çocuklarının, hem de kendilerinin evlenmeleri ile oluşan evlilik | Araştırmada ele alacaımız dört evlilik çeşidini oluşturan taygeldi, levirat, kan bedeli ve berder evliliği geleneksel toplum yapısına özgüdür., | TPTacoğlu, 2011, | http://sobiad.odu.edu.tr/files/cilt2/cilt2sayi4pdf/poyraz_tacoglu_tugca.pdf, 25.2.2017g

a.






Tayin-i hakikat, Hakan Özalp








tayinci





"Çözüm bulamazsak üniversite sınavında öğretmen okulları sıralamasında sonuncu olmamıza kimse engel olamaz. Tayinini isteyen ve bekleyen "Biz de tayinciyiz!", 1.5.2011 | "O zaman tüm idare tayinci olur. Kepirtepeye tayin olsak neyse ama ben Ağrıdan yeni geldim. Bu defa Vana tayin çıkarsa ne benim hanım gelir ne de çocuklar.", Ersin Bulun, 2023, 82"



tayinci | Tayinini isteyen ve bekleyen | Biz de tayinciyiz!, | 1.5.2011

s.






taykonot | Çince astronot | Çinden uzaya biri kadın, üç taykonot, | S, 11.6.2013

a.






taylamak | Tarama D tevzin etmek. Denk duruma getirmek, denkleştirmek.

f.






taylan I BTS+ | çok yağmur yağmasına rağmen işlenebilir durumda olan toprak. | Taylanın keseklisi / Fistanın çiçeklisi / Çok hoşuma gidiyu / Gızların göbeklisi, | Türk Halk Kültüründen Derlemeler, 1990, 84

a.




bts+



taylan II | Gız-da : -Beni bir gör o zeman. Getirir gizi pâtşâ teslim eder. Pâtşah : -Haydi olum ğit-de, yarın gel dir. Oğlan gelir giz gıh - taylanı (tayları? ++) sağar. Havuzu doldurur. Zabahdan olur oğlan pâtşân huzürna varır. Pâtşah dir ki : -Oğlum, benim saya bir ...TDveED, 1946, C 1-2, 157 ve A Caferoğlu, Orta-Anadolu ağızlarından derlemeler: Niğde, Kayseri, Kırşehir, 1948, ?

a.






taylan III | endam. Kameti mevzun sahibi, tavîl. Tarama D | Köpük, suyun güzel taylanını [endam] kabalaştıran kof bir örtüdür., | R H Karay, Bir avuç saçma, 1939, 88 ++

a.






Tayland








Taylandçı | Taylandçı üniversite AYMye savaş açtı., | Cum, 29.7.2019

a.






Taylandlı | Taylandlı sempatik şef Ronnie kendi memleketinin usulü bıldırcın şiş falan yapıyor ama kırmızı etlere bittim., | SavaşÖzbey, Hr, 8.7.2017

a.






taylanmak | Tarama D muvazeneli olmak.

f.






taylasan

a.
sarığın omuza sarkan ucu.


"[Rüyasında] taylasan görmek (görse), âlî evladı doğa.", Tuhfetü'l-mülûk tercümesi"



taylorculuk -ğu | EYılmaz

a.






taylorizasyon |

a.






tayming

a.
zamanlama.

ing. timing: zamanlama
"Taymingle ilgili bir sıkıntı varsa onu da üst yönatime iletelim.", Y Işıktaç, 19.3.2024"



taymlayn | timeline oku: taymlayn zaman cedveli, çizelgesi | Tahrif ederek söylersek 'taymlayn'larımız mutlu insanların gülücüklerinin yer aldığı karelerle bezenmiş vaziyette., | AGGulguleli, Sirayet, mart2015, 15

a.


ing.



taytlı | tayt giymiş olan kimse | Tatytlı bir antikahraman, | Cmh, 12.2.2016

s.






tayyare | uçak tayyare meydanı | 1. havaalanı 2. geniş meydan, yer | Camgöz'ün kafada sekiz dikiş* vardı. Dikişlerinin atıldığı yerdeki saçları da kesilmiş. Camgöz'ün kellesinin üst tarafı tayyare meydanı gibi olmuştu., | TAral, SÖ, 60-61

a.






Tayyareci | pilot. | Tayyareci Orhan Sokağı, Fatih, İstanbul | Fotoğrafını gördüğü, tayyareci gence / Canevinden vuruldu., | N Ö Arpacı, 2006, 28

s.






tayyareden/teyyareden Uyduruk, boş. | Hatırlıyorum... bir zamanlar da Çölaşan'ın | Turgut Nereden Koşuyor diye bir kitabı yine böyle bir teyyareden kampanya ile bir kaç yüzbin satmıştı., | AKanca, 4.9.2010 eposta | Tayyareden adamların ucube komplo teorileriyle sizi yönlendirmesi kepazeliğinden de artık vazgeçin., | İKumbasar, Y, 20.10.2011








tayyibizm Recep Tayyip Erdoğan'ın adından Tayyipçilik | Tayyibofobi Tayyibizm doğurur, | HalimeKökce, Star, 9.6.2013








tayyibofobi | Tayyip korkusu | Tayyibofobi Tayyibizm doğurur, | HalimeKökce, Star, 9.6.2013

a.






Tayyipçi | Bu kadın bana Tayyipçi diyor. Heki gerçek ne? , | YBayer/RErduran, Hür, 21.6.2016

s.






Tayyipçilik | Tayyipçiliğe' gelince... Cumhurbaşkanımızı İBB başkanı iken tanıdım. Yalnız söylediklerine değil, tutumuna baktım. İddia edildiği gibi diktatör ruhlu falan olmadığını gördüm. Çok yazdım. Zaten istese de 'Hitler' olamaz. Çünkü ordunun yüzde yüz desteğini sağlamadan diktatörlük kurulmaz, | YBayer/RErduran, Hür, 21.6.2016

a.






tayyipist | Tayyipci | Hemen kızmayın ama daha yeni yeni Kemalist kişilik bozukluğu hastalığından kurtulmaya başlamışken bir de Tayyipist kişilik bozukluğu emin olun fazla gelir bu ülkeye., | KAltan, T, 15.3.2012

s.






tayyocu | Rcep Tayyip Erdoğancı | Hiç akıl almaz şekilde çevrenizde aklı başında zannettiğiniz insanların tayyocu olduğunu öğrenince şaşırmayın., | DKütükoğluYeğenoğlu, 24.3.2014facebook

s.argo






taze | Fatma şaşırmıştı. Odadaki yaşlı kadınlarla, kapının önüne toplanan tazeler de büyük bir hayret içinde birbirlerine bakıyorlar: Hem Enderunlu... Hem de çavuş..., | ZŞakir, Sadullah Ağa, 33

s./a.






tazeletmek | taze hale getirmek 2. Yeniletmek | O gün Hüseyin Efendiyi karısından boş ettirdi ve üç ay sonra kırk bir şefaatçi huzurunda nikâh tazeletti., | Aka Gündüz, Gazinin gizli ordusu, 1930, ?

f.






tazeleyici | Ama iki Türk markasının bu başarıları elbette göğüs kabartıcı, gurur tazeleyici., | O Baştürk, HrKlbk, 6.5.2019, 4








taziye çadırı/evi | Taziye evlerini'nin törenselliğinden kurtulup; kadim günlerimizdeki 'birlikte' yas tutmanın insaniliğine sığınarak..., | EmineUçakErdoğan, T, 25.9.2011

a.






tazminatsız | giderimsiz. 19.11.2018+ ++

s.






tazyik hapsi | yeni tck'da icad edilen, borcunu ödemeyenleri ödemeye zorlayan hapis türü. 05.06.2009, mabeynihumayunEkşiS

a.

huk.




TBM | İng. Tunnel boring machine tünel delme makinesi. kazı makinası. TBM çapı 1 metreden (mikto tünelcilik) 19 metreye kadar çıkabilen dairesel olarak çeşitli kayaç ve kum oluşumlarında sondaj atabilen kazı makinesidir. Geleneksel olarak kullanılan delme patlama yöntemine göre daha temiz ve hızlı, aynı zamanda uzun tünellerin açılmasında biçilmiş kaftandır.31 Oca 2017, vikipedi, 31.10.2019 | Projenin en kısa sürede vatandaşlarımızın hizmetine alınabilmesi için, ayrıca Türkiyede ilk defa bir metro projesinde 10 adet TBM kazı makinasını aynı anda kullanıyoruz., | M C Turhan, | , | Raillife, Ekim 2019, 13

kıs.a.


ing.



TC / tece Türkiye Cumhuriyeti








TCKN | Türkiye Cumhuriyeti Kimlik Numarası; T.C. kimlik numarası

kıs.






te'yîd-i hukukî /kuvve-i te'yîdiye | müeyyide, yaptırım | Elbette hukuku ihlâl olunan devlet dûçar olduğu tecavüze mukabele için kuvvetini istimâl etmekle meşru bir hareketde bulunmuş olur; lâkin bu bir te'yid-i hukukî değil, belki bir mukabele-i fiiliyedir./ Mehakim-i Yahudiyenin salâhiyeti pek mahdûd ve devamı meşkûk olduğundan işbu hukuk kuvve-i teyidiyeden heman mahrum idi, bununla beraber zamanımıza kadar devam etmiş ve esaslı tagayyürâta uğramaksızın yalnız ara sıra yeni teşriler ile şekli bir dereceye kadar teceddüd eylemişdir., MEsad, TİH.

a.

huk.




teab-ı nâ-pezîr | Ermenice anlar ve biraz konuşurum. Sa'yim ise teab-ı nâ-pezîrdir. Şimdiki Mülkiye heyet-i teftişiyesinin erkân-ı hamiyet-mendânı ile memurîn müdiriyetinden ahvâlim tezkiye olunabilir. Fî 7 Kânun-ı evvel sene (13) 32. Bu devir esnasında Ali Haydar Bey, bu sınıf arkadaşıyla dertleşmiş ve | mutasarrıflığın kanunî yetkileri içinde ve en küçük teferruata kadar olan işlere Vali Rahmi Bey'in istibdatlı bir müdahale yolu tutmasından usandığını ve her işe karışmasından işten çekildiğini anlatmıştı. Rahmi Bey'in İzmir valiliği hakkında bilgi için: Kâmil Erdeha, Millî Mücadelede Vilâyetler ve Valiler, İstanbul, 1975, | 371-373

s.






teallaam | 'Teallaam pazar pazar vampirler mampirler', AyçaŞen, T, 17.6.2012

ünl.






teallaam | te allahım gönderme (bkz: te allahım) (the beatles, 29.12.2008), EkşiS | Yazı dilinde kullanımı en itici ünlemlerden. Yaran Diyaloglarda felan yazıyolar bunu. Yarılasıcalar., | mabl, 27.01.2009, EkşiS

ünl.






teamülperver | Yeni Türkiye'nin gençleri, yazarları, aydınları, sendikacıları, genç vekilleri bile bu kadar aklı başında, makul oldukça, teamülperver hareket ettikçe, çıkıntılık yapmadıkça reform süreci nasıl sıçrama yapacak? , | MAltınok, 25.10.2011

s.






teaser

a.
x

ing.
"İngilizce singleını çıkarmak için gün Sayan Hande Yener, öncesinde sevenlerine sürpriz yaptı. Beni sev adlı yeni şarkısının teaserını sosyal medyada paylaştı.", Hürriyet Klbk, 27.07.2018"



teaser

a.


ing.
"İngilizce singleını çıkarmak için gün Sayan Hande Yener,öncesinde sevenlerine süpriz yaptı.beni sev adlı yeni şarkısının teaserını sosyal medyada paylaştı.", H Klbk, 23.7.2018"



teaser | İki farklı filme rekor teaser, | Star, 30.10.2012

a.


ing.



teatral | Tiyotravari | Teatral komedinin izleyici sıralarında ağzı açık oturan biz faniler bugün şunu anlıyoruz ki, TFF başkanımız Türk futbolunu kurtaracak iradeyi göstermekten aciz olduğu için değil-., | STunalı, T, 11.2.2012

s.






teatrallik -ği | Haksız sayılmaz çocuk; kendine özgü seromonisi, yeni gündemlerle beslenen teatralliği, sürüp giden şakaları, fondaki Barış Manço şarkısı (Bugün bayram erken kalkın çocuklar), bir fabrika gibi işleyen mutfağı, durmadan tazelenen çayları, merakla beklenen hediyeleri, küçük cepleri giderek kabartan harçlıkları, mendilleri, şekerleri ve nihayet olmazsa olmaz fotoğraflarıyla, o büyük bayram toplanması kendi içinde bir mucizedir., | Yenal Bilgici, Hr, 19.8.2018

a.






tebarekallah





"Şirindir sevdiğim hükmünde lillah / Dediler delilin dedim Beytullah / Zülfünün telinde Tebarekallah / Sure-i Necimin 'cim'i görünür.", San, Hicranî, 195"



tebeddün etmek | Bedenlenmek, vücut bulmak | Hüseyin Üzmez denilen bir adam, bir halt etti diye adama saldırmak yerine yıllarca Vakit gazetesine saldırıldı. Hatta saldırıyı o dereceye ulaştırdılar ki bu çirkinliği adam değil de tebeddün edip Vakit gazetesi yaptı diye algılanmaya başlandı., | ÜnalTanık, 11.5.2010, www.haber7.com

f.






tebelleş olmak musallat olmak | Bütün dertlerimizin üzerine tüy diken bir illet tebelleş oldu çocuklarımıza., | MahmutYağmur, 1957, 14








tebeşir





"Tebeşir a. "Uzatır göğü yosun, pencereden bakar güze / karnıbeyaz karnıserin geçer üst dudağı tebeşir / ağzında yaz ağzında kış aşktır durmaz adı.", S Koçak, 2001, 37"



tebliğci


davetçi, daî, bir dine, davaya çağıran kimse. Misyoner.
s./a.
ar. tebliğ + tr. -ci
…insan gönlüyle ve eliyle yazılanı Allahın kelamının yanına ve önüne koymayan gerçek tebliğcilere, nefsinin her türlü hile ve hurdasına şifa arayıp/bulanlara, sekülerleşmeyen, kapitalistleşmeyen, tekelleşmeyen insaf sahibi zenginlere-
Yusuf Hocaoğlu, AYH, 13.10.2015



tebliğname | Ancak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı şimdi bir tebliğname ile örgüte işaret edince davanın yeniden görülmesine-., | AyşeGözen, T, 17.1.2013

a.

huk.




tebrikname | Tebrikname-i milli, | kitap adı, İstanbul 2018 | Muallim Naci, bu kelimenin sözlük anlamına dayanarak 'Mektuplarım' adlı kitabında 'mektup, varaka, tezkire, tebrikname, cevapname, nasihatname gibi muhtelif namlarla yad edilecek şu müsveddelere unvan olarak (Mektuplarım) serlevhasını .../ 20 Beyazıt'ın vezirliğe atanması dolayısıyla Kemal Paşa'nın gönderdiği tebrikname | 84,TürkDiliD, 1974, C 30 / 371

s.a.






tecavüzcülük | Bir arkadaşım anlattı. Mahallede bir anne, çocuğunu sokaktan eve gelmesi için seslenince çocuk şöyle yanıt vermiş. | Bir dakika tecavüzcülük oynuyoruz! Demek ki doktorculuk oyunundan, tecavüz oyununa 'evrilmişiz'!, | 22.5.2011, | http://www.sabah.com.tr/yazarlar/pazar/sever/2011/05/22/tecavuzculuk-oyunu, 30.5.2016g

a.






tecavüzlü | İçinde tecavüz sahnesi, anlatımı olan film, tiyatro, edebiyat eseri, vs. | ... hatta taşınmazın 1957 senesinde gerçekleştirilen kadastro çalışmaları sırasında | üzerinde yola tecavüzlü harap sinagog binasını havi arsa şeklinde tespit edilmesine rağmen..., / | - Tapu kaydına göre dava konusu taşınmazın 25.01.1957 tarihli kadastro tespit tutanağında | ... üzerinde yola tecavüzlü olan harap sinagog binası işbu arsa belediyece hiçbir nama tahsis yapılmamış olduğundan çap ibrazına değin malik hanesi açık bırakılmak suretiyle... ifadesine yer verildiği..., 1957++ | [N]e kadar merakliymışlar tecavüzlü tacizli sahneler çekmeye ve bunları izlemeye., | www.tribundergi.com › Board index › Diğer › Sanatsal Kaygı,19.9.2010, 22.2.2015g

s.






tece | Türkiye Cumhriyet T.C. harflerinin kısaltmasının okunuşu. | Bütün bu hainliklere karşın, ayakta kalabilirse demokrasi ve tece, o zaman; biz onun devrimlerine ve gücüne inanırız, değil mi? , | İlhan İrem, Mektup, Kas 1999, Yeni İleriG | 2. TCKN = Türkiye Cumhuriyeti Kimlik Numarasının ilk iki harfinin okunuşu. | Onun bana tecesini yolla!, 05.11.2024

a.






tecelli | alın yazısı | Tecelli talihim yazılmış başa / Beni güldürmedi kaderim haşa / Bu sinem dönmüştür bir kara taşa / Yunus'u besledin umman içinde., | Türkmen/Cemiloğlu/YunusEmre*, Mİhsanî, 99

a.






Tecelli | Bak, daha yaşın on beş, diri diri mezara girdin. Senin bu halini gördükçe benim yüreğim kan oluyor., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, Nedir bu körpe yaşta kızımın tecellisi diyorum. Ben de anayım!, | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 190

a.






tecellî eylemez hak zât-ı nûr'u,








tecessüs | Halbuki, bu tecessüs sayesinde on yaşıma basmadan devrin en meşhur tefrika romanlarından biri olan | Ekmekçi Kadınla, Alexandre Dumas'nın | Monte-Cristosunu okuyup anlayabilecek bir irfan seviyesine erişmek imkanını bulmuştum., YKK, EK, 1953, 18

a.






tech house | Bodrum Hadigari, Pasha, Club 2019, Switch gibi mekânlarda başlayan DJ'lik serüveninde tech house ve progressive house tarzındaki çalışmalara yer veren Uncuoğlu'nun 'Mariachi' parçası çoktan türün klasikleri arasına girdi., | OnurAnul, Rİki, 24.7.2011

a.






techil | chl-den | Çok ısrar edilirse, Noel babanın karakteri konusunda 2011'in en iyi esprisini patlatan Keşan Müftüsü'nü Kültür Bakanı'nın, | Cahil diye techîle kalkışması bu cümledendir; kendisi farketmeyebilir fakat kendisiyle birlikte yüksek verim beklenen bir takım aksâma uzun bir tatilin iyi geleceği kanaatindeyim..., | ATAlkan, Z, 2.1.2012




ar.



tecim | ticaret. | Osmanlı İmparatorluğu içinde yaşayan Türkler –müslümanlar- savaştan savaşa koşarken yoksullaşırlar, azınlıklar ise tecim işleriyle uğraşırlar, zengin olurlarmış., | S Şengil, 1983, 47

a.






tecimsel | ticarî. | 2645 vazgeçen (Fr. cédant] [ | transferor, grantor ] [es. t. fariğ]: Buyrukçu ya da aktarımcı olarak tecimsel bir belgiti arkasını imzalayarak dönüştüren ve haklarından vazgeçen kişi., | M Uyguner, H Tuner, Tecim, maliye, sayışmanlık ve güvence terimleri S, 1972, 271

s.


ing.



tecir

a.
sergen, raf.


"Ev bark yapmak için tenli mereği / Düzüp kotardığın tepür eleği / Şu gavdan yaptığın tecir tereği / Divân-ı Barı'ya yadigar götür.", Bayburtlu Hicranî/San, 6"



teclid

a.
x


Gazi kütüphanesi kitaplarını teclide memur Ahali matbaası mücellidi A. Yesari, ? ? (25.02.2024)



tecrübecilik –ği | Tecrübeciliğin kuvvet ve zaafları, | M Ş Tunç, Cm, 06.09.1942

a.






tecrübelenmek | Sanki kocaman olmuş, gün görmüş bir adam gibi tecrübelenmişti., | AhmetEfe, FındıkOsman, 27

f.






tecvitli

s.






tedailenmek | Üstadım, hoş gelişler ola... hoş karşılanma ve karşılaşmalarla neşelerin şelale ola; sohbetlerden bin barlık tedailenmeni dilerim inşallah..., | TBozkurt, rindan, 11.9.2014

f.






tedariklendirmek | sağlamak, temin edilmek* | İhtiyaç durumlarına göre | insani yardım paketleriyle tedariklendirilip gönderiliyorlar gerisin geri..., | MehmetSami1.3.2014 rindan

f.






tedavi | tedaviye cevap vermektedavi hastaya iyi gelmek. | ... tedavisi kabil, salâhı müşahede edilmekte olan kronik pnömopatiler. ... Vazifevi beden teşevvüşü yapmıyan, tedaviye cevap veren bronşiyal astma., Resmî ceride, 1951, Bölüm 2, 1981 | Kanser şüphesi olan vakalar ve tibbi tedaviye cevap vermiyen inatçı ülserler de cerrahi tedavi indikasyonu içine girerler., Ankara Üniversitesi Tip Fakültesi yayınlarından, 1975, C 318, 256 ++

dey.a.






Tedavi edici | Koruyucu hekimlik açısından iyi ve doğru beslenmenin önemi büyük şüphesiz. Bazı gıdaların da (sarmısak gibi) bağışıklık sistemine güçlendirici etki ettiği malum. Ancak bu etki yıllar içinde, biriken bir etki şeklinde oluyor çoğu zaman. Bunun da koruyucu | açısından önemi var tabii ki. Ancak, bunları tedavi edici bir ilaç gibi, mikrop öldürücü bir antimikrobik madde gibi sunmak yanlış ve aldatıcı., | K Beşirli, 3.2.2020, Töl vatsappı



tıp




tedavi edilemezlik -ği

a.
tedaviye cevap vermeme hali.

ar. tedavi + edilemezlik
"Yenilgiye uğrayan bütün muhalefet ve devrimci partiler arasında, Bolşevikler en düzenli ricatı gerçekleştirdiler, "ordu"ları en az zayiata uğradı, çekirdeği en iyi korundu, (derinlik ve tedavi edilemezlik bakımından) en önemsiz bölünmeleri, en düşük demoralizasyonu yaşadılar ve en geniş ölçekli, en doğru ve enerjik çalışmayı yeniden başlatmak açısından bu dönemden en iyi durumda çıktılar.","
Lenin, Seçme Yazılar: Devrim, Demokrasi, Sosyalizm, 2014, 273



tedbirci | müdebbir, tedbir alan | ...ten arsasının mutasarrıfı, beden mülkünün tedbircisi olan aziz ruh, tabiat köşesinden, heyula ve suret merhalesinden geçip ülvi alemde ayrı ayrı nefislerle buluşunca-., | ŞKayaboğazı, 15.5.1953, 7-8

s.






tedbirlice | Ayrıca, bu önemli ve tehlikeli günlerde memur, halk, her Osmanlı'ya düşen en büyük görev, barış konferansınca geleceğimiz üzerinde karar verilirken ve beş yıldır yaptığımız deliliklerin hesapları görülürken, artık aklımızı başımıza devşirdiğimizi göstermek, akıllıca ve tedbirlice davranışları benimsemek, parti, mezhep, ırk ayrılıklarını gözetmeksizin her ferdin hayatını, malını, ırzını koruyarak, medenî dünyanın gözünde bu memleketi bir daha lekelememek değil midir? ..., | AliKemal/YOğur, 1919, TürkiyeG, 8.7.2016

z.






tedbirsizlik -ği

a.



"Oturduğu yerden, her ikisine de içten içe* dua etti İsmail. Sonra da bir önceki gün yaptığı tedbirsizliği hatırlayıp gülümsedi.", İ Kalkan, Onlardan Biri, 2018, 59"



TEDES | trafik elektronik denetleme sistemi Trafik akışının kontrol edilmesi, ulaşımın denetlenmesi ve trafikte düzeni bozan araçlardan kaynaklanan kazaların önlenerek can ve mal emniyetinin sağlanması amacıyla geliştirilen ve kural ihlali yapan araçların sensörler aracılığıyla tespiti sonrası görüntü işleme yazılımları ile plakaların kaydedilerek ilgili kanunda öngörülen cezaya tabi tutulması için tasarlanan sisteme Trafik Elektronik Denetleme Sistemleri yani TEDES | Akşam oldi çakayi da TEDESin filaşlari, | 6.1.2016, | https://www.youtube.com/watch? v=sVDzXfq2uu8, 20.9.2016

kıs.a.






tedirgin edici








tee tâ | [Z]aman zaman bir uçurumun kenarında kırk yılda bir tee uzaktan minicik bir şilebin geçtiği, yüzü Karadeniz'e dönük yabani lacivert sulara haykırıyorum., | AyçaŞen, T, 26.8.2012








teenager 13 ila 19 yaş arası yaşında olan kimse. 13-19 yaş arasındaki genç/lik. | Ey teenager, bu romanı sizler için yazıyorum., | İPala, 12.11.2010 | Ben nasıl 17'lik teenager'lere sorulan soruları bilemedim diye vahlanmayın., | YOğur, T, 3.4.2012








teessürsüz | Ali Bey bir buhran-ı şedidin zaman-ı indifaında bulunduğundan kanında tabii hasıl olan sükunet cihetiyle efkarının fiiliyatına gayet teessürsüz bir halde ibtida ederek hemen bir esirci davetine mahsus adam gönderdi., | N Kemal, İntibah, 184

s.






tefarik bir tür parfüm? | Bu Cuma hutbesi okunurken ayak kokusu, ter kokusu, halı kokusu, tefarik sürmüş ihtiyar amca kokusu almayacak, cep telefonları 'Kalbini mi kırdım affedersin' diye çalmayacak., | RamazanRasim, T, 09.09.2011








tefevvüh | O sırada padişah Mısırlılardan muhteriz olduğundan Cevdet Paşa, Mısırlı prensin ismini tefevvühden ictinab ve Mısırlıyı Tunusluya tahvil etmek suretiyle kallaşlık göstermiştir., İnal, Son Sadrazamlar, 3. bs., İstanbul, Dergâh Yay., I, 213




ar.



teff / tef çayı | Kalıcı kilo verme konusunda oldukça etkili olan teff çayı son zamanlarda birçok kişi tarafından tercih edilmektedir., | | https://orjinalteffcayi.com/teff-tohumu-cayi-kullanici-yorumlari/, 6.6.2019g

a.






teflon








teflon tava | Teflon petrolden imal edilen bir plastik türüdür; sathı teflonla kaplanan tava. | İç yüzeyi teflon ile kaplanmış tavadır., | (sycrone one, İTÜSöslük, 29.05.2006

a.






tefour | Ar.+ | [Murat] Yıldırım'ı da düğününde 'tefour'un üzerinde taşıyarak salona almışlar; hatta Yıldırım leğende taşıdılar diyenlere tepki gösterip bunun bir gelenek olduğunun altını çizmişti., | Onur Baştürk, Hr, 29.8.2018

a.






tefour | Ar.+ Yıldırım'ı da düğününde 'tefour'un üzerinde taşıyarak salona almışlar; hatta yıldırım leğende taşıdılar diyenlere tepki gösterip bunun bir gelenek olduğunun altını çizmişti., | Onur Başttürk, Hr, 29.8.2018

a.






teg ed. Gibi. | bağrışır Aynayşe diye diye / benim teg onun elinde ölüp. / | Cânâ, güyâ saman alevin teg yanar ahh., S Erözçelik, 1991, 54/67








teğelti | Teğelti: Kaltak'ın altına konulan, üstü deri kaplı ve geniş bir keçedir. Görevi, kaltağın hayvanın sırtını rahatsız etmesine mani olmaktır. ... teğelti manasında kullanıldığı şüphesidir. Terlik: Teğeltiden önce hayvanın sırtına konulan dörtgen şeklinde beyaz ve kalın bir keçedir. Terlik, atın terinin teğeltiye çıkmasını önler. Böylece teğelti temiz kalır., M Safran, Yaşadıkları sahalarda yazılan lûgâtlara göre Kuman/Kıpçaklar'da siyasi, iktisadi, sosyal ve kültürel yaşayış..., 1993, 132

a.






teh | üzüm reçeli. Afşın. | Ameleye | ırgat'' yokuşa | bayır'' / Çok bilmişe | eke'' kolaya | gayır'' / Bıkkınlığa | ateh'' sevaba | hayır''/ Üzüm reçeline | teh'' derler bizde..., H V Taşyürek, Lügatçemiz şiiri, 30.07.2002 02:57:00

a.






teh hayret nidası | -Teh, dedi, teh teh teh... Tüm delânnı olmuşsun bire herif., | ., | OrhanKemal, Sarhoşlar, 58








tehdikçi | Rus radyosu Sputnikte yaptığın programa Türkiyenin en azılı fişçisini, en ahlaksız hedef göstericisini, en alçak tehditçisini 'kanaat önderi' diye ağırlamayı içine sindirdin ya... Aferin Yavuz Oğhan., | AHCoşkun, Hr, 2.10.2016

a.






tehditvari BTS- tehdit gibi | [A]ğır abisi' Dengir Mir Mehmet Fırat'ın 'AKP'li kadınlar feminizmin esiri olmadılar' şeklindeki tehditvari açıklamalarını yutup oturmadılar;-, | www.tr.boell.org/downloads/PERSPECTIVES_TURKCE_S2.pdf?, 1.10.2012






bts-



tehî-kise | boş kese. | N'ola âlemde tehî-kîse isen ey Galib / Geldi ihvân ile hep tab'a gınâ-yı iflâs., Leskofçalı Galib

b.a.






tehirli | gecikmiş, gecikmeli, rötarlı | Üstelik, her zamankinden yarım saat tehirli geldi., | BTSalihoğlu, 2014, 63

s.






tehlikesiz | Tehlikesizlerin bütün dokuncası kendilerinedir., | SalahBirsel, Bitliler, NisanKitapDört, 10

s.






tehlikesizlik | Yalnızca. Herkes gibi olmanın dümdüz tehlikesizliği., | BUzuner, 1993, 28

a.






tek adam








tek adamcı | Darbe yapan bir asker olan Kenan Evren, kendisine göre Anayasada kotarılmış tek adamcı-vesayetçi geniş yetkilerin önemli bölümünü parlamenter geleneğe uyarak kullanmamıştı., | ÜKardaş, T, 12.7.2014

s.






tek adamlı b.s. tek şahıslı, tek kişili. | Meddah' tiyatronun muhtelif şahıslarını tek şahısta birleştirmiş bir aktördür. O yüksekçe bir yere oturur, buna, o 'tek adamlı tiyatro'nun sahnesi diyebiliriz ; o bir vak'a ve bir hikâye anlatır , bu piyesin mevzuudur ; o muhtelif şahısları , onların ırkî şivelerini taklit ederek kendi hançerelerile , ayrı ayrı tonda konuşturur , bu piyesin , kendi ..., İ H Sevük, Tanzimat devri edebiyatı, 1951, 84








tek adamlık -ğı | Yönetim demeyelim zira bizde her konuda olduğu gibi spor federasyonlarında da tek adamlık, yani başkanlık egemendir., | HalukÇetin, T, 15.10.2011

a.






tek başına kalmışlık -ğı | Ama ilginçtir, hem bu yavru kuşun, bu karakışta tek başına kalmışlığına, yalnızlığına, çaresizliğine üzülüyordu içtenlikle, hem de onun bu haline acırken kendiliğinden annesini düşünüp mutlu oluyordu., DCeyhun, 102

a.






tek be tek


tek tek, bir bir.


"Çoluk çocuğu ile, vedâlaşıp tek be tek / Sonra da herbirine, vasiyyetler ederek, / Dedi: (Yemin ederim, Allaha, ey insanlar, / Bâliğ olduğum günden, tâ ki bugüne kadar.", Abdüllatif Uyan, Şiirlerle Menkıbeler, TürkiyeG, 30 eyl 1990 (1989?)"



tek durana depik atan olmaz rahat durana kimse ilişmez | Dek durana depik atan olmaz. Nokta., | Aqua twitter, 29.8.2019








Tek düzelik –ği | Ey mevsimlerin güzelliği! / Tek düzeliği!, | E Alkan, Kuş Ormanı, 1981, 38

a.






tek gözlü

b.s.



*



tek I gibi | Şerh u tafsîl eylemiştir bahs-ı aşkı çokları / Kimse sen tek yapmamıştır inkılâb-ı Mesnevî | , | AhmedAvniKonuk | İplemezsen bu nasihatımı benden beter ol / Ahir ömründe benim tek yine berbad olasın., | Cafcaf, Bahar2013/54, 16








tek II tek başına | yalnız | Tek başına nereye gidiyorsun? , | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 46

s.a.






tek III keşke | Ah ana beni doğurmaz olaydın tek! Benim yerime kara bir taş doğuraydın sen!, | MYağmur, 1957, 22








tek ki yeter ki | Susturulmuş, öldürülmüş insanlardan referans alan orta sınıf ailelerimiz de ses etmediler; | varsın evlatlarımız ezbere beyin yıkamayla büyüsünler, tek ki bir sonuca ulaşamayan kavgalarda ölmesinler diye., | AyçaŞen, T, 1.7.2012








tek kullanımlık -ğı

s.
bir kez kullanılabilen şey.


"Türkiyede ilk defa! Amerikadan ithal edilen tek kullanımlık, macunlu özel diş fırçası Insta Brush şimdi Türkiyede", ", Sbhİstanbul, 7.8.2000, 4"



tek seslilik | Onlara da kırgın değilim. Fakat şunu söylemek isterim: Tek seslilik kötü bir şeydir., | MAkyol, T, 14.7.2014

a.






Tek-er | ASELSAN'ın kendi imkanları ile geliştirdiği CENKER sistemi, askeri özellikte giyilebilir bilgisayar, tek-er ve takım içi haberleşme sistemleri, akıllı güç yöntem sistemi, sağlık ve durum sensörleri, gündüz-gece görüş sistemleri, artırılmış gerçeklik uygulamaları ve teknolojik yelek gibi unsurları bünyesinde barındırıyor., | MilAselsan, 5.5.2017, 4

a.






tek'îb

a.
küpleme, küp haline koyma. TEK'İB [KÜP ŞEKLİNE GETİRME, KÜBAJ, OSMANLICA], https://literaturk.com/2291 | bir nesneyi çâr köşe eylemek, mik'ab şekline koymak. Lügat-ı Remzi, 319

ar.
"Eşcâr-ı Kaime ve Maktuanın Tek'ibi: Rviv, (Çev.: Mehmed Cemil). İstanbul 1327(rumi) 1911(miladi) Cihan Matbaası, 159+1, resimli | "Tek'îb eşcar ve meşacirin tek'îbi ve tecessümâtı ile hülasât cedvellerinin suret-i tanziminden bahs eder, Orman Mektebi âlîsi rektörü müdderris Neş'et, İstanbul Necm-i İstikbal Matbaası 1925-1341"



tekabüliyet | Eğer iktidar ve muhalefetin böyle bir deneyimi (ya da niyeti) yoksa, karşılaşma | tekabüliyet ilişkisi (hakikat) biçiminde inşa edilir. , | KGümüş, T, 11.11.2013

a.






tekamülcü | Ziyâ'nın üçüncü yazısı, Genç Kalemlerin üçüncü sayısında çıkan Hoffding'den mütercem Alfred Fouillée'nin 'Tekamülcü Felsefesi' makalesidir., | ASevgi/MÖzcan, AlicanipYöntem'in yen itürk edebiyatı üzerine makaleleri, 2005, 413

a.






Tekanlamlılık –ğı | Müphemlikleri götürsün, belirsizlikleri ve tekanlamlılığı bir hafta sonra getirsin., M İdris, 16.2.2020

a.






tekel | içki ve sigara satılan dükkan | Kashna Tekel [bayii].

a.






tekellemek | tekeline almak | Seksi erkeğini tekellemesi yerine sadece zevk almak ve üremek için yapmasına teşvik edecek kadar kızının özgürlüğünü* düşünen toleranslı ebeveynler gerek., | 13.09.2005 17:16 ~ 16.11.2008 06:05 loverdosed EkşiS

f.






teker kesmek (uçak) havalanmak








tekerek mekerek yürümek | Badiban küçük bir ördek / Yürür tekerek mekerek / Pek sevimlidir doğrusu., | VSevim, 189








tekerine taş koymakNeme lazım, çok faydasını gördüm bu haberin... (...) Hiç birisi arabamın tekerleğine taş koyamadı., | Çalıkoparan, 93

dey.






tekerlekli iskemle | Kapanan bir meyhaneden çıkmış, karlı kaldırımlarda, tekerlekli iskemlesini zorlukla sürerek açık bir meyhane aramıştı, | A Özakın, KB, 14-15

a.






tekerlekli sandalyeci 26.08.2024 şirinevler.








tekerleksiz | Tekerleksiz araba olmaz zaten İshak, | YErdoğan, 73

s.






tekerlemeli

s.
tekerlemesi olan.


"... hicivli, mizahlı, yer yer remizlerle tekerlemeli bir örgü içerisinde ham sofularla, insanlık kusurlarıyla alay eder : "Bu âdem dedikleri / El ayakla baş değil / Adem mânâya derler / Sûret ile kaş değil / Adem mânâ-yı mutlak ... ", S K Karaalioğlu, Resimli Türk edebiyatçılar sözlüğü, 1974, 221"



tekerlemsi / tekerlememsi | tekerleme gibi | (Masalımsı ve tekerlemsi bir ninni) II — Ninni ninnisi gelir Uyur uykusu gelir Uzun uzak yollardan Yavrumun babası gelir, III — Dandini dandini danadan Bağışlasın yaradan Ben kötü kavlak babadan Doğmuş bir şah balaban,, | SıvasFolkloru, 1975, S 1-25, ııı

s.






tekerlenivermek | Birdenbire yuvarlanmak | Birader üzüm koparmakla meşgul olduğu sırada ben merdivenin ikinci veya üçüncü kademesinden aşağı tekerleniverdim., M Naci, Ömer'in çocukluğu, 1969, 24-5

bf.






tekerlenmek | Nsz | Gırtlağından acayip gürültüler çıkararak ve tekerlenerek çırpına çırpına denize düştü. Ertesi günü, ıssız denizlerde bir beyaz tüy yüzüyordu ancak., | H Balıkçısı, MA, 1962, 8

f.






tekeş | taykeş, tekdeş (Konya)

s.






tekfîrci | tekfir eden, terk etmeyi alışkanlık haline getiren* Jeep binen başörtülü kadınların arabalarını Atatürk rozetleriyle çizen Kemalistlere şimdi de 'müslüman böyle yaşamazcı', yaşam tekfircisi dindar kanaat önderleri katıldı., | RamazanRasim, 14.10.2011

s.






tekin durmak deyim tek durmak (çocuklara) | ...yaramazlık yapmayın tekin durun!, | ASavaş, 2.6.2016g








tekinlik | Tamamen öyle, tekinsiz dünyada tekinlik arayışı gibi bir duyguyla yazıyorum, | KSayar, Z, 21.6.2012

a.






tekinsiz | uğursuz | Şimdilerde gençler bazen tanımlı bazen de tanımlanması kolay olmayan bir öfkeyle umursamadan tutuşturuyorlar maytap ve adını bilemediğim tekinsiz patlayıcıları, cadde ve sokaklarda., | CAktaş, T, 16.3.2011 | Beyninde uzayıp giden bu tekinsiz çağrışımlar onu çok korkutuyor, korku katıksız bir şiddet, köpeği sebepsiz geçen bir ihtiyara havladı., | NGenç, isenç, 118

s.






tekinsizlik | Karanlıkların rengi olması bir yanıyla tekinsizliklerle ilişkilendirilmesinin de sebebidir., | NBekiroğlu, Z6.5.2012

a.






tekir





"Davulumun ipi tekir / Benim adım Deli Bekir / Baklavayı bütün getir / Yiyemezsem geri götür. dan dan da dan dan.İstanbul, 22.6.2015", Gürbüz Yılmaz, 11.3.2024, facebook"



Tekkelik –ği | Yûnus ilâhisi okunmayan tekke, tekkelikten çıkmış demektir! | , | D Mehmet Doğan, , KararG, 26.3.2020

a.






Tekleme | tek | Fındık dalda tekleme / Kız saçların ekleme / Gidiyorum Ordu'dan / Gelir diye bekleme., | Ordu yöresi türküsü

s.






teklemek | 1. sık fideleri seyreklemek 2. nsz motorda pistonun biri çalışmamak | Biz diyoruz ki kaportası yamulmuş, motoru sürekli tekleyen, elektrik aksamı güven vermeyen bu arabayı bırakalım(...), | RTE, T, 26.6.2011 3. nsz tabanca bozulup tutukluk yapmak 4. mec. nsz kalp düzenli çalışmamak 5. nsz argo. kekelemek

f. mec.






tekli bk. singıl | single. Tek bir şarkıdan oluşan albüm. A Aldinç, 8.7.2011 TRT1/2 Server Gözüaçık izlencesinde. | Dijital teklilerin ele geçirdiği müzik piyasasında her yaştan dinleyicisi olan iyi bir şarkı yazarı ve bana kalırsa, 'bir albüm insanı' Yalın. /... aynı dönemde çıkardığı teklisi 'Bir Bahar Akşamı'nı da katarak o albümsüz dönemde yokluğunu hissettirmediğini söyleyebiliriz. Ancak eşzamanlı olarak bu albüm için canla başla çalıştı Yalın. İşin kolayına kaçıp yaptığı teklileri yeni albüme koymadı., | Tolga Akyıldız, HrCmts, 3.9.2016 | Asla bağımsız koğuşta değil, 105 gündür tekli hücredeydim., | Y Bayer/Pınar Aydınlar, Hr, 29.8.2018




ing.



teklifsiz | Doğrusu bu teklifsiz misafir masanın huzurunu büsbütün kaçırmıştı., | OğuzÖzdeş, DağBDA, 1964, 90

s.






tekme tokat turşusu


kıl biber, elma sirkesi, sarmısakla Rumelinde yapılan bir turşu türü.

tr. tekme tokat + ar. turşu + tr. s-u
"Pratik ve lezzetli olan tekme tokat turşusu adı ile müsemma adeta. Hazırlık aşamasından sonra biberler sararıncaya kadar fırsat buldukça sallanması gerekiyor Üstelik bir hafta gibi çok kısa bir zamanda da olgunlaşıyor. Pet şişe kullanımının zararlı olduğunu düşünenler cam şişe de kullanabilir.", https://www.cinilimutfak.com/2017/09/tekme-tokat-tursusu.html, 6 eyl 2017"



tekmeci | tekme atan | Tekmeci saldırgan hakkında yeni karar, | KararG, 22.12.2016






GTS-



tekmeleşme | Gaziantep'te başlatılan bomba, oslo masasının altındaki tekmeleşmeler bağlamındadır., | DPerinçek, Aydınlık, 28.8.2012

a.






tekmer | teknoloji geliştirme merkezi'nden kısaltma | Uşak Üniversitesi Bir Eylül Yerleşkesi içerisinde kurulan TEKMER'in hizmete açılması dolayısıyla tören düzenlendi., | www.sondevir.com, 9.3.2012

a.






tekmillemek

f.
tamamlamak.


"Güldalı yarın kereste gemileri işini tekmilliyor, kalkacaklar. Abdullah reis beni de almak istiyor. Çokça para verecek.", C Uçuk, DŞ, 1971?, 20"



tekne orucu | Çocukları oruca alıştırmak için yarım gün tuttturulan oruç.

b.a.






tekneci

a.
1. isim Tekne, özellikle deniz teknesi yapan ve satan kimse. 2. isim Sokaklarda balık satan kimse.


"Tekneci | Kar yağarken İstanbula tane tane, / Üsküdar açıklarında battı bir tekne. / Ağlar gökyüzü ama ne çare... ", Samet Serhat Sarı, 2017, 73"



teknesiz

s.
teknesi olmayan.

tr. tekne-siz
"Sende benim özgürlüğüm / Açık deniz özgürlüğü, teknesiz, can simitsiz / Sende benim özgürlüğüm", Y Pazarkaya, Sen Dolayları, İstanbul 1983, 55"



teknik








teknik adam | Teknik adamlık kariyerim, yoklukların, sınırlılıkların, belirlenmişliklerin kariyeri oldu., | ZiyaDoğan, 7.8.2011 teknik direktör | Teknik direktör Ziya Doğan, şike skandalıyla ilgili 'Yeni Türkiye'de, yeni bir futbol oynama ve yönetme kültürüne ihtiyaç var. Yeni olan her şey gibi futbol da kendi eskisiyle hesaplaşmadan yenilenemez' dedi., | AFIşık, 7.8.2011 teknik resim | Teknik resim bilmeyen sanatkarın ancak tamirci olduğunu yaşadığımız ortamda görüyoruz., | ÖKöylüoğlu, 15

a.






teknikbilimsel | teknolojik | Oysa çoğumuzun uzay bilgisi, TV'deki kurgu filmlerin belleğimizde bıraktığı gerçek dışı serpintilerden öteye gitmiyor. Teknikbilimsel evrim, uzayın giz yumaklarını çözdükçe, insanlığa kazandırılan yeni olanaklar, yeterince gelişmemiş ülkelerin kamuoyunda belirgin bir umutsuzluk yaratıyor., | Güney Dinç, 30

s.






teknikciler | Bugünkü teknikcilerin pratik ve teoretik her düşünüş ve davranışında (ayık ve uykuda)..., B S Oransay, Teknik ve endüstri: ilimde, ideolojide ve sosyal dirimde, 1965, 100

çoğ.a.






tekno-paganizm | TEKNO-PAGANİZMİN ZAFERİ! Artık fizikî sınırlar ortadan kalktı. İçeri-dışarı ayrımı ortadan kalktı. Ekonomi senkronize oldu: Millî ekonomiler, bitti ya da bitirildi. (...) Tekno-paganizm çağına hoşgeldiniz... | , | Y Kaplan, YŞ, 16.8.2019

a.






tekno-paganzim /neopagan | 12 yıl önce bu sütunda, 'Tekno-paganizm: Öküze Bakan Tren' başlığıyla tam on yazı yazmış, dünyadaki neopagan, yoz ve yozlaştırıcı postmodern kültürel dalganın Türkiye'yi de kasıp kavuracağını hatırlatarak, ilgilileri uyarmıştım., | YKaplan, YŞ, 13.12.2013








teknobilim | ... tekno-bilim kültürüne karamsarlıkla değil de, yarı şakacı, yarı olumlu yaklaşarak çağdaş kültürle barışık olma yolunu güder; tekno-kültür ürünlerine, özellikle alt kültür ürünlerine küçümseyerek bakmamızı engeller., Türk dili, 1995, C 517-522, 281

a.






teknojili | İleriyi gören bir adam, yüksek teknojili bir tren yapar ve dünya donduğunda, bu trene binebilenler, dünya üzerinde kalan son insanlar olur., | 25.9.2014, MKarakartal, Kelebek,

s.






teknokentler, tekmer, arge merkezleri 2011








teknolojisiz | cep telefonu, tablet bilgisayar, iphone vs gibi teknoloji ürünü aletler bulunmaksızın | Teknolojisiz 48 saatlik uyku festivali, | HTürk, 22.5.2016

s.






Tekrarlanabilir s.








Tekrarlı | Eğer ters evrişim öncesi frekans süzgeçlemesi çok gerekli ise kullanılan frekans süzgeci muhakkak en küçük fazlı olmalıdır. Önkestirimli ters evrişim ise tekrarlı yansımaları yok etmek için kullanılır., | JeofizikD, 1985, C 10, 4

s.






tekrîm | Ben hocalarımı çok saydım ve sevdim, onlara her şeyimi medyûnum. Ama onları bu tekrîmimin [iyilikle ve hayırla yâd etmemin] hayatta hep mükâfatını görmekteyim. Cümlesinin ruhları şad olsun., İ Kara, Süheyl Ünver Arşivleri, Derin Tarih, Mart 2025, 5




ar.



tekris edilmek | Yöntemince Masonluğa alınan kişilere yapılan katılma tören; | aydınlanma töreni, | tekris ya da | inisiyasyon diye de bilinir. | Robert Koleji bitiren Cem Mahruki Ülkü Locasında 1981 yılında tekris edildi. Mahruki 1992-94 yılları arasında Locanın Üstad-ı Muhteremlik görevinde bulundu., 21.11.2024, X'te birçok hesap.

b.f.






tekstoloji / textoloji | metinbilimi | Textografi bağımsız bir bilim dalı dünyada. 2014'de umarım bu bilim dalı bizim bilim disiplinlerimiz arasına girer. Tıpkı nörolinguistik, etnolinguistik, toplum dilbilim, dil felsefesi gibi., | KÜçüncü, 16.9.2014, turklukbilgisi

a.






tekstür | texture | [D]emek ki o puslu tekstür de başta göründüğü kadar sağlam durmuyor yerli yerinde. İhsanBilgin, T, 19.9.2012

a.


ing.



tektel amca | On yaşım neredesin? /.../ Oğlanlarla oynadığım çekişmeli / Tektel amca / Odamda, bazen bir ağacın altında / Evcik, evcik oynadığım / Mavi gözlü siyah kaşlı / Kırmızı ağızlı yattıkça uyuyan / Kalktıkça ağlayan içi talaş dolu bebeğim, E K Gökkaya, 1988, Hasan Baba, 74








tekteş | tekeş, taykeş | Konya A Savaş, 24.02.2014

a.






tektipleşme

a.



"Bütün mimarî gelenekler ve şehircilik/şehirleşme tecrübeleri gibi Osmanlı mimarisi ve şehirciliği de tektip ve tek etki-kültür altında teşekkül etmiş değil. "Tektipleşme"yi bir ideoloji haline getiren modernleşme öncesinde zaten bu "doğru" ve yerinde kabul edilen bir şey değil, ayrıca mümkün de değil. (Fakat modernleşme süreçlerinin bu tektipleşme politikalarının, farklı birçok coğrafyaya ve kültüre nüfuz eden / onların nüfuzu altında kalan dinlere, dinî kültür ve geleneklere bile sirayet ettiğini görmek lazım.).", İ Kara, Harem-i Şerif Minareleri ... , Derin Tarih, S 124, 34"



tektipleşme a | Günümüzde tektipleşme bitti; yeni kimlikler savaş halinde ortaya çıkıyor., | FErbulak, 1991, 62.








tektipleştirici | Çünkü geçmişin geleneklerini kendi eşitsiz yapısını sürdürmek için miras alan yaşadığı çağın zihniyet dünyası, baskıcı ve tektipleştirici atmosferi insan olmanın koşullarını ortadan kaldırmış, bireyi kendi özüne yabancılaştırmıştır. Neredeyse metafizik bir yabancılaşmadır bu., | AÖTürkeş, HrKitapSanat, 5.5.2017

s.






tektipleştirmek bir tipe indergemek, farklılıkları görmemek, ihmal etmek | Oryantalist bakış açısının Doğuyu nasıl tektipleştirdiğini anlatırken, bana kalırsa Batıyı hayli Okzidentalist bir bakış açısıyla ele alıyor ve tektipleştiriyordu yazar., | E. Bereketli, T, 9.3.2011








tektiplilik | tektipli olma | Böylece, araç (şiddet), artık kendi değerlerini (tektiplilik) yaratmış ve hâkim kılmış olur., | MSancar, T, 16.3.2011

a.






tekyelik -ği | [G]elinine kırap, muslin gibi beyaz, ince, üzeri urgan yaprağı renginde ufak güllü bir kumaş, Mehmed Galib'e tekyelik, zıbınlık bez, biraz da Yağlıkçılara uzanarak ipekli kundak, çarşıda gezinerek Yusuf'a gecelik, şam hırkası, çorap, fanila, donluk, patiska, firenk gömleği,... iştira etti., | ARasim, Asker oğlu, 42

a.






tel çekmek IItelgraf göndermek. Ayn. m. Tel vurmak. | Tel vurdum İstanbola / Telın aynı gelmedi / Döva (dua) etdım Allağa / Sari çiyan elmedi (ölmedi), Karadeniz manisi

dey.






tel çekmek Itelle çevirmek, tel germek.

dey.






tel kırma | Milli kültürümüzü yansıtan el sanatlarımızın en güzel örneklerinden olan Bartın yöresine ait gümüş tel kırma işlemesi araştırmalara göre ilk defa 1890-1900 yılları arası görülmüştür. İlk tel kırma işlemesinin Bartın'ın Asma Mahallesinde oturan Katip Kızı lakaplı Hatice Ağaçkıran'ca yapıldığı sanılmaktadır. Bu nedenle tel kırma Bartın işi olarak anılmaktadır. Tel kırma işleme tekniği ile diğer nakış tekniklerinden çok farklı ve görünüşü itibari ile de göz alıcı bir işleme çeşididir. Kumaş veya tül kasnağa gerilerek özel iğnesi ile işlenir. İplik olarak kullanılan tel işleme sonunda el ile bükülerek kırılır. Bu nedenle tel kırma adını almıştır. İlk zamanlarda tel kırma çeyiz amacıyla yatak yorgan takımlarına yastık ve kırlentlere, gelin bohçasına sünnet çarşaflarına yapılmakta idi. Günümüzde ise fantezi kıyafetlerde küçük ve büyük çantalarda kına örtüleri, Mevlit örtüleri, şal, fular, küçük keseler, aksesuarlarda hatta ayakkabı ve terlikte uygulanmaktadır. Sayılabilir özellikteki her tür nakış deseni başarı ile uygulanabilir. Her ne kadar siyah tül tercih ediliyor olsa da değişik renkte kumaş ve tül üzerine gümüş, altın ve bakır tel makaralarla işleme yapılabiliyor. Desenlerin işleyene göre isimlendirilmesi günümüzde de devam etmektedir: Kaymaktabağı, bağdagül, asmayaprağı, sarhoşsokağı, mihrap, değirmentaşı, lalezar, çarkıfelek, süpürgeli ve kemerköprü gibi... Bartın'a özellik katan bu el sanatı hem kamu kurum ve kuruluşlarınca hem de Bartın'da yaşayanlar tarafından yaşatılmaktadır., | | http://www.geldik.net/threads/tel-kirma-tel-kirma-nedir-hobiler-tel-kirma-sanati-hakkinda.48378/, 23.10.2013de girildi.

a.






tel maşalı saat





"Bakınız muallim efendi. Eski tel maşalı saatlere benzemez. Bu, günde bir dakikadan fazla ileri gider veya kalırsa vereceğin altmış liranın üzerine yirmi lira koyarak size verir, saati iade alırım.", Ersin Bulun, 2023, 16"



tel oya | Mendilimde tel oya / Gülmedim doya doya., Halk türküsü

b.a.






tel şehriye | Vermicelle yahut Vermicel n.m. Tel şehriye. Tel şehriye çorbası. Vermicellerie n.f. Tel şehriyecilik. Tel şehriye fabrikası., R N Güntekin, Fransızca-Türkçe resimli büyük dil kılavuzu, C 2, 1404 | ... şehriye yerine, eskiden tel şehriyenin satılmadığı zamanlarda, tel kadayıfından biraz atılmak suretiyle de tel şehriye çorbası hazırlanırdı., Türk folkloru, 1984, S 54-65, 11 | tel şehriye çorbası | tel şehriyeden yapılan çorba.

b.a.b.a.






Tel yaldız | Bazen kıvraklarını (siyah dimiden bir nevi yeldirme) başlarına atıp boşlukta sallanan yenlerini rüzgârda uçurarak birkaç yetişkin kız gelir ve pamukaki ile tel yaldız seçerdi., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 31

a.






tela

a.
Kumaşla astar arasına konularak giysinin dik durmasını sağlayan kolalı bez.

(te'la, l ince okunur), İtalyanca tela.



telâ





"Kalktı, civardaki eski hanlardan birine girdi, iki kat merdiven çıktıktan sonra üzerinde (terzi Ahmet Ustuplu) tabelâsı asılmış bir kapıdan içeriye daldı | bir kanadı açık duran kapıdan dışarıya ütü sıcaklığı, ıslak telâ kokusu, henüz kullanılmamış top kumaşlara sinmiş tutkal ve çirişi andıran o acaip hava yayılıyordu.", R H Karay, Sonuncu kadeh, 63-64 "



telâki

a.
1. buluşma. 2. kavuşma.

Ar. telāḳī
"Sigarayla ateşçisi biricik arkadaşı / Bir de telâkilerde düdük çalan meslektaş / Yazları beterdir baş belâsıdır kışı / Tünellerde hayallerle bakarsın sarmaş dolaş.", İlhan Geçer, 1986, 17"



telaşeci | Mesela, o da kısa boylu, göbekli, yuvarlak başlı, oldukça da telaşeci., | FAtabek, DK, 1972, 36








telaşsız | Köyden şehre doğru devam etmiş olan bu akın, Avrupada olmad mı, bundan neye üzülüyoruz, gibi sualler bir takım bilginlerimizi bu bahisleri telâşsız karşılamaya götürmektedir., | , A H Başar, Türkiyede köy-şehir tezadı, Cm, 8.9.1942, 2

s.






telbiye | Lebbeyk, Allahümme lebbeyk, lebbeyke lâ şerike leke lebbeyk. İnne'l-hamde ve'n-ni'mete leke ve'lmülke lâ şerike leke: Tekrar tekrar icabet sana Ya Rabbi, tekrar icabet sana, tekrar icabet sana. Senin ortağın yoktur. Her emrini ifaya hazırım. Hiç şüphe yok ki, hamd ve nimet sana mahsustur. Mülk (kâinatın mutlak hükümranlığı) senindir. (Bunların hiç birinde) senin ortağın (ve benzerin) yoktur. manasında Hac esnaında okunan bir dua.

a.






telcik -ği | Uğradığım haksızlığı asla unutmam. Ağımı örüp haftalarca, aylarca, yıllarca beklerim. Derken bir gün telcikler ansızın titreşmeye başlar., | S Dölek, Kirpi, 12

s./a.






Teldolap | Boş teldolap, boş torbaların yığıldığı yeşil sandık gözünün önüne geldi: | Ah, nasıl oldu? Nasıl olur diye dişlerinin arasından mırıldandı., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 185

a.






tele alınmak | Beşeri Şef'in on dakika süren yeni yüzyıl demeci tele alınmıştı. Her saat başında radyoda tekrarlanıyor ve vatandaşlar her seferinde bu demeçten yeni manalar ve hikmetler çıkarıyorlardı., | Atsız, Z Vitamini, 99








tele çalışma yeni hukuk isim | Önüüzdeki yıllarda bizde de yaygınlaşan tele çalışma, evde çalışma ve iş paylaşımı modellerine yönelik iş ve sosyal güvenlik düzenlemeleri ihtiyacı belirginleşecektir., | E. Özgür, T, 2.10.2010








tele dolandırıcı/tele-dolandırıcı | Tele dolandırıcı bankada yakalandı, | 11.8.2011, www.milliyet.com.tr › Gündem › Haber, 25.5.2016g Benim tele dolandırıcı, Ankara Mamak Asayiş Şube Müdürlüğü'nden aradığını söyledi misal. Adı da Duran Kaplan'mış., | 26.1.2012, aylagingunlugu.blogspot.com/2012/01/tele-dolandrc.html, 25.5.2016g | İstanbul'da 'tele dolandırıcı'ların son kurbanı, 'sözde' polislere altın, mücevher, nakit ve tapu dahil toplamda 1.5 milyon liradan fazla kaptıran 80..., | 19.1.2015, www.ensonhaber.com › İç Haber, 25.5.2016g | Esentürk, tele-dolandırıcılara 170 bin lira kaptırdı., | 1.2.2016, www.sabah.com.tr/yasam/2016/02/01/82lik-kurbani-iki-kez-dolandirdilar, 25.5.2016g

a.






telefon | telefon trafiği | bir meseleyi görüşmek üzere birden çok kişilerle yapılan telefon konuşmaları.

b.a.






telefon dolandırıcılığı | bkz. tele dolandırıcılık | telefon dolandırıcılığı genelde ağzı laf yapan insanların şans eseri ya da siteler üzerinden belirli veritabanlarına ulaşarak insanların telefon numaralarına ulaştıktan sonra bu telefon numaralarını çeşitli bahanelerle aramalarıyla başlayan bir dolandırıcılık şeklidir., | scafri, 18.5.2011, EkşiS ilk: basketboy8, 18.12.2009, UludağS

a.






telefon kabinesi | telefon odası. | Fakat ilk evvela işimizi daha ziyade aydınlatmak için bir telefon kabinesine giderek Bostondaki demiryollar müdiriyetine telefon ederek bazı malumat elde edelim. Bu sözleri müteakib biraz ileride bulunan bir telefon odasına girdiler. Pinkerton telefon makinesini eline alarak mükalemeyi açtı: -Allo. Allo. Kimsiniz? –Rica ederim bu günlerde maiyetinizde kullandığınız makinist ve şoförlerin isim ve şahıslarını biliyorsanız lutfen bildirir misiniz? / Hiç şüphesiz mister Pinkerton. / -Bu sene, ağustosun üçüncü gecesi saat 11'de Bostondan hareket eden lokomotifte kimler bulunuyordu? , | Elif Sin, Şoför Jimi, 1335, 14

a.






telefon odası | bk. Telefon kabinesi/kabini. telefon kabini. | Fakat ilk evvela işimizi daha ziyade aydınlatmak için bir telefon kabinesine giderek Bostondaki demiryollar müdiriyetine telefon ederek bazı malumat elde edelim. Bu sözleri müteakib biraz ileride bulunan bir telefon odasına girdiler. Pinkerton telefon makinesini eline alarak mükalemeyi açtı: -Allo. Allo. Kimsiniz? –Rica ederim bu günlerde maiyetinizde kullandığınız makinist ve şoförlerin isim ve şahıslarını biliyorsanız lutfen bildirir misiniz? / Hiç şüphesiz mister Pinkerton. / -Bu sene, ağustosun üçüncü gecesi saat 11'de Bostondan hareket eden lokomotifte kimler bulunuyordu? , | Elif Sin, Şoför Jimi, 1335, 14

b.a.






telefoncu | Telefon telefoncu! Gezginci telefoncunuz geldi!, | İpşiroğlu, 116

a.






telefonlaşmak | Telefonla birbiriyle konuşmak | Telefonlaştılar, Pariste oturan tanıdıkları da geldi., | MBelge, T, 17.6.2012

f.






telekızlık | Yazar Magnanati, Gündüz Güzeli ismiyle yazdığı blogda ve kitabında telekızlığının tüm sırlarını ortaya döküyordu., | M, 13.8.2013

a.






telekinetik | İkinci nesil bir telekinetik olan Nick Gant, babasının 10 yıl önce Division ekibince öldür[ül]mesinden beri saklanmktadır ve kendine sığınak olarak yoğun nüfusuyla meşhur Hong Kong'u seçmiştir., | T, 17.12.2011

a.






telekulak | Gizli telefon dinlemelerini tanımlamanın kestirme yolu. | Memleketimize özgü bilimsel 'tele'li kavramlardan. Bir de televole ve terelelli var ki onları es geçme arzusundayım.,14.05.1999 rotting horse on the deadly ground, EkşiS | İlk kez 1995'te, Faruk Bildirici'nin | Telekulak Dosyası adlı yazı dizisinde kullandığı tanım., | 09.06.2008 14:20 utopyaci, EkşiS

a.






telekulakçı | gizli telefon dinleyen kimse | Telekulakçıların maaşını kim ödüyor? , | Aydınlık, 18.12.2011Telekulakçı bakana basın boykotu, | T, 31.5.2013

s.






teleme/deleme: Isıtılmış keçi sütüne incir ağacı sütü damlatılarak elde edilen yoğurdumsu yiyecek. (Gökmenler, Çatak, Gedikli, Kızılağaç *Saimbeyli -Adana)  BSTS / Zanaat Terimleri Sözlüğü 1976



yılan ağacı (kökü) tesbihi




telepazarlama | Telepazarlama satışlarımızın başında olacak Howard LaRosse'la tanışmanızı istiyorum., | KB, PİG, 89

a.






telesik | acele, ivedi, becit. | Başımda toplananlardan telesik işi olanlar, yarım saat kadar sorup soruşturuyor, benim için sözde bilgi aldıktan sonra yollarına gidiyorlardı., | ANesin, ŞAvrupa, 152

s.






telesmek | acele etmek | Komşusunun oğlu Bilal'in Almanyaya işçi olarak gideceğini duyunca, Mustuva Emmi, -Çığırın onu bana, telessin gelsin! dedi./-Dur hele... Telesme! Şimdi anlatırım., | ANesin, ŞAvrupa, 85/87 | Ertesi gece tireni kaçıracağım da onları dinleyemeyeceğim diye telesiyorum., | ANesin, GözüneGözlük, İstanbul1974, 80

f.






teletabiler | Sadece Türkiye değil, müttefiklerin birbirini dinlettiği ortaya çıkan modern Batı dünyası da bizim zannettiğimiz kadar açık toplum, bir teletabiler dünyası değil mi yoksa? , | YOğur, StarAçıkGörüş, 11.8.2013

a.






Television | televizyon | Hem ses dinleniyor, hem manzara seyrediliyor! Avrupanın ekser memleketlerine Television (uzaktan görme) neşriyatı başlamıştır., | AkşamG, 8.5.1935

a.






televizyon alıcısı

b.a.
*

ing. television + tr. alıcı-sı
"Karşı duvara yerleştirilmiş iki televizyon alıcısı çalışmaya başladı birden. Renkli yayın yapıyorlardı.", A Cılga, 14"



televizyonlu | 1. Televizyonu bulunan yer 2. | Televizyondan söz eden şey | Neyse nostaljiden çıkıp kesin bilgiyi veriyorum; bundan sonra cumartesileri sinemalı, modalı, kitaplı, mekanlı, televizyonlu yazılarımla buradayım, beklerim., | AÖzyılmazel, SGünaydınG, 20.8.2016 3. Televizyonu olan şey | Burcu heyecanla kollarını savurarak, 'Televizyonlu telefonunun da var mı? ' diye sordu., | İpşiroğlu, 36

s.






televizyonsever

s.
televizyon seyretmeyi seven.

ing. television + tr. sever
"... müziksever, sanatsever, sinemasever, sporsever. Bunlar, Türkçe Sözlük'te yer alan örneklerdir. Biz bunlara, daha başkalarını da ekleyebiliriz: futbolsever, işsever, uykusever, televizyonsever ... Doğu kaynaklı terimlere ... ", 1. Balıkesir Kültür Araştırmaları Sempozyumu bildirileri: ... , 1999, 47"



telezmek | Bk. TTAĞS telesmek sıkılmak, heyacanlanmak. | Bahçe kapılarından içeri girince yüreğimde bir telezme başladı. Ayaklarım tutmayıp yıkılıvereceğim sandım., | Hacıhasanoğlu, 1954, 27

f.






telgraflamak

f.
telgraf çekmek.


"Her zaman Çorum postasını yapan otobüsler orada hazır durur. Bunlardan birisinin mutemedi bizim eski baş gardiyan muavinimiz Ömer efendidir. Geleceğin günü telgraflarsan sana yabancılık çektirmez sanırım.", K Tahir, C Yazoğlu, Notlar, 23.10.1947, s. 235"



telgraflamak | telgraf çekerek bildirmek | Babam bazı mühim işleri dolayısıiyle seyahatının daha on beş gün uzayacağından merak etmememizi telgrafladı., | AliEnver, 47

f.






telif yemekTelif ödemek zorunda kalmak 20.10.2018

dey.






teliflemek

f.



Kitap daha önce teliflendiriildi onu yeniden Telifleyebilmemiz için yarısının yeniden yazılması lazım.



teliflemek | Telif ödenmek. | Teliflenen kitaplar..., Levent Şahin, 17.04.2025

f.






teliflendirilmek

f.



Kitap daha önce teliflendiriildi onu yeniden Telifleyebilmemiz için yarısının yeniden yazılması lazım.



telis | 1. çuval. telis | 2. | Eskişehir, delikli çuval. Eren Gündoğan 28.1.2014 |Hırhızı görüyorlar amma yakalayamadan kaçıyor amma aşağı katta bekliyor kömür dolu telis de yukarıda kalıyor, | 05.04.2018, S Tozlu, Tvitter

a.






telkinci | 18. yüzyıl klasik Türk edebiyatı şairlerinden Diyarbakırlı Ahmedî'nin (1689-1760) | Kıssa-i Eyyûb Peygamber mesnevisinde hikâye kişisi olarak mesneviye dâhil olan şeytan, birçok anlatı metninde olduğu gibi kötülüğün temsil ve telkincisi olarak karşımıza çıkar., | Ayşesağlam, | Diyarbakırlı Ahmedî'nin Kissa-ı Eyyûb Peygamber Mesnevisinde Şeytanın Hikâye Kişileriyle İlişkisi, | ASOBİD, C 1, S 1, Haz2017, 77








telkinlemek | eskiden telkin etmek idi birine telkinde bulunmak | ne güzel keşke beni de teselli eden telkinleyen birileri olsa çok bunaldım artık hep ağlamaklıyım etrafımda beni anlayan kimsenin olduğunu düşünmüyorum psikoloğa mı gitsem ne, | 12.10.2009, www.kadinlarkulubu.com › ... › Mizah + Görsel Paylaşım › Geyik Sohbeti, 27.3.2016g

f.






tellaklık ğı | Külhanda dumandan bıktım boğuldum / Tellaklığı meşrebe aykırı buldum / Kaçtım da oradan bakırcı oldum / Çok tokmak salladım kazancılıkta., Behçet, Sergüzeştname-i Behcet (R E Koçu)

a.






tellaliye komisyoncunun hizmeti karşılığı aldığı ücret, komisyon, dellalliye. | Sen bir emlak komisyoncusunun kızı mısın / tellaliyesini almadan bir tek ev göstermeyen., | MGürpınar, 1981/1994, 55.








tellemek | Telgrafla haber vermek, bildirmek, telgraf çekmek. | O zamanlar Ulus'un Ankara muhabiri, ayni zamanda bir Adana gazetesinin de yazı işleri müdürü... Kedi olalı bir fare yakalıyor: Churchill'in Adanaya geleceğini... Ulus'a telliyor bu havadisi..., Ş N Berker, Matbuat Hazretleri, 1953, 47

f.






tellendirilmek | Yemekten sonra kahveler içildi, cıgaralar tellendirildi., | ANesin, ŞAvrupa, 63

f.






Tellendirip pullandırmakbkz. Telleyip pullandırmak | Konsolos naibi hükümetten yüz bulamayınca vakayı tellendirip pullandırarak Kaşgar'daki konsolosa telgırafla yetiştirmişti., | Adil Hikmet Bey, 2015, ?

dey.






tellendirmek | sigara vs. yi keyifle içmek | İki denizci, bir taraftan sigaralarını tellendirirken bir taraftan da konuşuyorlardı., | OÖzdeş, DağBDA, 1964, 144

f.




BTS++



tellenmek | 1. Kumaş tel tel olmak | Üstü başı toz toprak, bakla rengi yüzü, pörsümüş tellenmiş başörtüsü, uzun entarisi çamur renginde, ama yüzü, bakırcılar çarşısında dükkan önlerinde asılan kara bakırdan işlemeli güğümler gibi, bu ten rengi, bu dövülmüş bakır gibi biçimli., | NGenç, isenç, 154

f.






telleşmek | Telefonlaşmak. | Günler sıkıcı geçiyor ve ben azıcık aşk acısı çekiyordum. Telleştik ve geldi. Klasik şikayet geldi peşi sıra oğlum burayı bir türlü öğrenemedim gitti yaa., Gültekin Bayır, 14.09.2003, | https://www.izedebiyat.com/yapit/bir_ocak_gecesinin_kederinden_arta_kalanlar | Az önce Özden korsan ile telleştik bir aksilik olmaz ise yarın Zeus u ziyaret edeceğim (fotoğraf makinamla birlikte), 11.06.2009, 20:36:12, | https://www.gezginkorsan.org/forum/tekne-insasi-restorasyonu-dizaynlari-tanitimlari-ve-tekne-alim-hikayeleri/tersanede-kirlangic-i-zeus-yapmak/15/ | 3 gelinimiz oldu dimi zeyneple düğün günü telleştik ama eda denizim(eltim) haber varmı hiç., Elçinth, 15.08.2009, | https://www.kadinlarkulubu.com/konu/2011-gelin-adaylari-buyrun-sohbete.304198/page-3696#post-19359776 | On bir aralıkta seninle telleştik, / Uçuverdin sanki bir güzel halleştik, / Sen de ben de gayet pür-neşe güleş(ç)tik, / Bekçi efem benim; benim bekçi efem!, KÜÇÜK OZAN (Cemil Demir) KEPSUT 14.12.2011, YOLCU YOLUNDA GEREK'DEN

f.






Telleyip pullamak1. | Birçok süsle süslemek 2. Mec. Değerinden çok övmek

dey. mec.






telli

a.
sevgili.

tr. tel-li
Büyükler kafa kafaya tokuşuyorlar / Kanlı dövüşler oluyor sandalye için / Aç kurt diyorlar başkalarına / Kendilerini iyi kişi sayıyorlar / Öfkelendiklerini görüyoruz tellim / Dövüştüklerini birbirleriyle / Beslemek istemezsek onları daha / Anlaşıveriyorlar birden birleşiyorlar Bertol Brecht



telli | teli olan, saçlı | Emrah bir gedadır sen beyin kızı / Söyle sırma tellim kimin yârisin? , | Emrah

s.






telli pullu | Katmerler ettirdim yağlı ballı / O da atımın terkisinde bağlı / Pusatlar giydim telli pullu / Bin gidelim dağlara hey., Halk türküsü

s.






telos | bir varlığın veya eylemin içindeki derin anlamı ve nihai amacını ifade eden bir kavram. | Cumhuriyetin İlanı: 'Milli Mücadelenin Telosu', | Tunay Şendal, Atatürk Dönemi Demokratikleşme 1920-1938, 2021, 129

a.






telsik | Kanunun tayin ettiği şartları haiz olan bir yabancıya, talebi üzerine selahiyetli makam tarafından tabiiyet verilmesi. | Bu yaklaşımın doğal sonucu, daha önce çeşitli vesilelerle dile getirdiğim gibi, dedelerinden kalan kimlikleri ibraz eden herkese olağanüstü telsik yoluyla vatandaşlık vermek; vatandaş olanlara Osmanlıdan kalan tapuları varsa mülklerini ve çağdaş devletin vatandaşlarına tanıdığı hakları iade etmek, | AkınÖzçer, T, 27.12.2011

a.






telsizci | Vapur telsizcisiyle anlaşıp, sizin yolda olduğunuzu bize telsizle bildirdi., | OğuzÖzdeş, DağBDA, 1964, 84

a.






teltel | Ve telteli çekilen gecelerden artakalan; / İncir uyutmalı, taş kadayıflı, arabaşılı, | Serhat Ünsal, 2.10.2010, | http://www.yozgat.org.tr, | 7.6.2019g

a.






telveli

s.
telveleri olan kahve.

ar. telve + -li
"Paslanmış iğnesini batırdı bulut / Avucunda serinleyen güneşin gözlerine / Telveli fincanlarda ufaldı / Ümidin pembe kelebekleri gene", İlhan Geçer, 1986, 50"



telvesiz

s.
telvesi olmayan.


"Canı kahve istedi. Fakat evde kimseyi bu saatte uyandıramazdı. Banyo odasına girdi, elektrikli şofbende kaynayıveren su ile doldurduğu bardağa bir tutam Neskafe attı | nefis kokulu, telvesiz kahveyi zevkini çıkararak ağır ağır içti.", R H Karay, Sonuncu kadeh, 58"



temassızlık -ğı | Bir ağaca dokunduğu zaman ağaç ile elinin arasında bir temassızlık olduğunu hissediyordu Halil; ağacın ruhu artık kendisine akamıyordu., | TKiremitçi, 2005, 190

a.






temasük | Medeniyetde pek ziyâde ileri gitmiş olan asrî cem'iyetlerde ictimâ'î temâsükün en mühim unsur-ı esâsîsi, işte bu taksîm-i a'mâl sûretiyle olan tesânüd-i ictimâ'îdir., | Seyyid Bey, Hak.

a.






temaşalık | Şadi ağabeyin dikkat buyurduğu gibi,temaşalık kısmı konusunda pir olmuşsunuz da,bir de bilmem deyu...:)), | TBozkurt, 12.12.2014rindan

a.






tembel harcı | Sanat artık tembel harcı, ilham perisinin sevk ve idare ettiği iki üç cılız nefesi kâğıda dökme mahiyetinde bir eğlence değildir. Fikir işçisinin maden işçisi kadar sıkı ve dikkatli çalışması gerektir., M Körükçü, EK, 1953, 110

b.a.






tembihname | 19. yyda Osmanlı'daki evlilik ve nikahla ilgili devletin çıkarmış olduğu önemli fermanlar, tembihatnameler, ilannameler ve nizamnameler tarihsel bir perspektiften ele alınmıştır., Sümeyye Sarıtaş, İÜSBE, 2024, dr tezi, | mezhep-içi | Bu üçüncü yaklaşıma karşı çıkanları ikna etmek amacıyla kullanılan ilk argüman müfta-bih olmaması sebebiyle mezhep-içi bir görüşün ya da doğrudan mezhep-dışı bir görüşün alınmaması sonucunda insanların yabancı kanunları almak zorunda kalacak olmalarıdır. ||

b.a.a.






temcit pilavlı | Temcit pilavlı, iftar ikrâmlı, badem şekerli... / Top sesleri sustu susalı peksimet yavan., | Serhat Ünsal, 2.10.2010, | http://www.yozgat.org.tr, | 7.6.2019g

s.






temel duvarı

b.a.



"Gam bahrına düştüm yok mu kenarı / Sökülmüş ömrümün temel duvarı.", San, Hicranî, 244"



temellemek

f.



Olga Radova, 16.4.2024



temellendirim | | 1. ileri sürülen bir sav için temel, dayanak, gerekçe verme. 2. Temel dayanak: bir şeye varoluşunu ya da varlık nedenini veren şey. 3. kanıt, dayanak, ipucu. bilgi ya da davranış kurallarının kendisinden türetilebileceği daha genel ve daha yalın önerme. perceneige 03.05.2010 13.35 KötüS örnek, Muharrem Kılıç***

a.






temelleşmek nsz | 1. temel tutmak, bir yere yerleşmek, 2. Nsz Sürekli ve kalıcı bir duruma gelmek | Ne mümkün gitmezem gayri kalıp bunda temelleştim., | Hengamî, 36

f.






temelli | 1. büsbütün, iyice. | Zavallı Cinli Memet az kala altına kaçıracakmış. İşte o zaman temelli rezillik olacak, yürüse yürüyemez, dursa duramaz. Bunun üzerine uygun bir yer aramaya başlamış., | ANesin, ŞAvrupa, 90-91 | 2. | temeli olan. | Ülke temelli katılım yanında Aramco, Petrochina, Mercedes gibi firmaların aralarında bulunduğu 200'den fazla şirket de katılımcıydı., | GazeteDuvar, Mühdan Sağlam, 8.6.2019g

s.z.






Temellükat | Zira Zekâyi Beyin temellükat-ı zen-dostânesine Madame Mirsak Fransız ta- birince | galenterie yani kadınlar nezdinde nev'-i nisvâna iz- hâr-ı mağlûbiyet manasını verip hatta Zekâyi'nin aralıkta bir kere muallime cenaplarına dahi epeyce ... A Midhat Ef, Bütün eserleri, C 8, 110

a.






temerrüd | yeni | direniş | Mısır'da Temerrüd (İsyan) hareketinin yarattığı dalga ve ardından Mursi'nin devrilmesi, Tunus'taki kimi seküler çevreleri de etkiledi., | YTaşkın, T, 1.2.2014




ar.



teminatlı | güvenceli. | Hac Yolcularına Müjde!... Yolculuğunuzun daha rahat, teminatlı, intizamlı geçmesi ve farızaya vaktinde yetişmenizi temin kendi elinizdedir., Çorum G, 18.05.1959, Yıl 37, S 2464, 2 | Müsbet ilim ruhî ve ahlâkî kıymetlerle insanlık içinde bir Rönesans yaratacak yerde Avrupa milletlerinin insanlığı gittikçe daha mükemmel ve teminatlı şekilde istismar edebilmeleri için asrın hammaddeleri üzerindeki sarsılmaz saltanatını temin etti., | N Topçu, Rönesans hareketleri, HareketD, S 1

s.






teminatlı | teminatı olan. | ... avanslar veya hesab-ı cari küşadına veya istikraz akdine ve mukabili tayin olunacak şerit ile teminatlı evrak - 1 nakdiyye ihracına Maliye Nâzırı mezundur., Meclisi Âyan zabıt ceridesi, 1990, S 3, C 2, 330

s.






Teminlemek | temin etmek, sağlamak tahmini teklemeleri tenakuzsuz telafiyle teminleyerek teslimatı tezkereyle tamimleyip transit taşımacılığın tankerleriyle, TIR'larıyla Türkmenistan'a taşıtıyorlardı. Lütfi Kaleli - Business & Economics ...,Lütfi Kaleli, Sözcük üretkenliği ve tümce zenginliği: dil/sözcük / sözlük, ? ? ?

f.






temiz kağıdı | 1. Sabıkasızlık belgesi | Yani Allah'la yalnız kalmak isteyen bir kuldan bile önce temiz kağıdı ve ikametgah senedi isteyen bir devletimiz var., | RamazanRasim, T, 2.8.2012 | 2. Bir otomobilin fabrika çıkış belgesi GTS

s.a.






temizce | temiz bir biçimde. | Çöp konteynırına doldurmak yerine, temizce asıyorlardı., | BTSalihoğlu, 2014, 51 | Çok güzel orman yollarından ilerledik. Etrafında hiç kimsenin olmadığı bir sürü göl, gölete baktık, sakince ve temizce akan bir sürü ırmak yanından geçtik., | Alper Kanca, 13.8.2019, rindan epostası

s.




GTS++



temizlenmişlik -ği | Bazan ihtiyar bir apartmanın küçücük balkonundan bir sopa dışarıya uğrar ve sopaya iki yandan gerili iplerde, yıkanmışlığı, temizlenmişliği kuşku uyandırıcı çamaşırlar asılı dururdu. | , | Sİleri, ZCumartesi, 3.3.2012

a.






temizleyivermek | Kuaförün kapısının önü toz ve çamur içinde, Erdal'a bir süpürge verirse, girişi bir güzel temizleyiverirdi, pırıl pırıl yapardı., | İpşiroğlu, 60

bf.






temizlig temiz + lig kelime oyunu temiz+lik ve temiz lig kelimeleriyle | Ama; TFF'nin, Türk futbolundaki cerahati boşaltma beklentili | tarihî mıymıyı sonrası yaptığı | TFF doğruyu yapmıştır volesi, futbolda temizlig umudu taşıyanların doksanına takılmış ve orada asılı kalmıştır., | STunalı, T, 5.9.2011








temizlik bezi

b.a.
krş. taharet bezi.


Temizlik bezi, 16.3.2024, Tozkoparan pazarı



temizlik elemanı | temizlik şirketlerinde çalışacak kimse, temizlik işçisi. | Çay servisi ve temizlik elemanı alımları bu yılda devam ederken birçok kişi bu alımların içerisinde yer alabilir.,11.7.2016, | http://www.personelalimi2016.com/cay-servisi-ve-temizlik-elemani-alimlari-2016/, 29.9.2016g

a.






temizlikçi





"Bir şeycikler demem / İnşallah / Klif Barns gibi / sürüm sürüm sürünürsün" / diyordu içkici ve kumarcı kocasına / temizlikçi Ayşanım", G Aylan, DCD, 34"



temkinsiz | temkin olmadan. | Temkinli davranış insanın gönlünü okşar, şefkat kanatlarının açılmasına neden olur. Ülkemizde insanlarımız temkinsiz işlerden dolayı rahatsızdır. Temkinli davranış insanın gönlünü okşar, şefkat kanatlarının açılmasına neden olur. Ülkemizde insanlarımız temkinsiz işlerden dolayı rahatsızdır., İ Müftüoğlu, MG, 22.05.2025

s.






tempeh | Probiyotik zengini besinler arasında ... tempeh gibi besinler vardır., | M Öz, HrPzr, 24.6.2018

a.






temperleme | Menevişleme+ | çikolataları benmari usulüyle eritip herhangi bir yiyecekte kaplama malzemesi olarak kullanmaya kalkarsanız çikolata soğuyunca matlaşır ve kötü bir sertliğe ulaşır, ağzınızda erimez. işte temperleme işlemi dediğimiz şey çikolatayı çok yavaş ısıtıp çok yavaş soğutma mantığıyla yahut çok ısıtıp şok soğutma mantığıyla yapılabilen bir işlemdir. bu işi günümüzde çoğu insan, temperleme makinesi kullanarak yapmaktadır., | 29.10.2013 20:03 melalianlamayannesil, EkşiS, 4.7.2019g

a.






temperlenmek | Menevişlemek. | Pirolitik kaplama ne demek? Sert kaplamalı (pirolitik kaplama, hat üstü kaplama) olduğu için temperlenebilir, işlenebilir, raf ömrü çok uzundur, kenar sıyırma işlemi gerektirmez. Ticari soğutucularda ve bina cephe camlarında kullanılabilir., 28.07.2024

f.






temperli | Temperli cam işlemsiz cama göre yaklaşık 5 kat daha dayanıklı olup; kırıldığı zaman zar büyüklüğünde parçalara ayrılarak yaralanma riskini azalttığından güvenlik camı olarak kullanıma uygundur., | 12.02.2015, | https://forum.donanimhaber.com/cam-bugulanmasi-sorunu-temperli-cam--102716737-2








template | örnek, şablon, model | Böyle 400 küsur doküman, template çıktı. Hepsini ayrı bir usb'ye kaldırdım., | HBerktay, T, 1.5.2013

a.


ing.



tempocu | ... tempocu Lâvta'nın solisti olarak Kaba Saz denen oyun takımlarında, sonra herhalde yine Cemil Bey'in te'sîriyle İnce Saz fasıllarında, nihâyet Klasik Koro'larımızda ve Mevlevî mukaabelelerinde kullanılmağa başlanan Kemençe'nin ..., Kubbealtı akademi mecmûası, 1978, C 7, 69 ++

s.






tempura | Bakınız yemeklerinin önemli bir bölümünde soğan kullanmıyor. Ciğer tempura? Yok soğan!, | Hr, KAtkaya, 11.12.2016 | Patlıcan salataya özen gösterilmiş. Fenerbalığı tempuraya daha da özen gösterilmiş., | VMilor, HrCmrts, 8.7.2017, 12

a.






temren | Taşı deler mızrağımın temreni, Dadaloğlu

a.






temrinlemek | Tekrar ettirerek alıştırmak, egzersiz yaptırmak | Temrinli Bidaye İmam-ı Birgevi temrinleyen : Abdullah Hulusi Güzelyazıcıİstanbul 1957

f.






temsilî | Bu imperatif (kumanda şeklinde verilen) mandayı (vekâlet) temsilî denilen vekâlet (manda) usulü takip eyledi; temsilî vekâlette mümessil karar serbestisini muhafaza eyler. Temsilî vekâlet kumanda şeklinde verilmiş talimatlarla uyuşamaz., | V R Sevig, Türkiye Cumhuriyeti Esas Teşkilât Hukuku: Yüksek polis Enstitüsünde verilen dersler, 1938, 309-10

s.






temsiliyet | PKK-BDP hattı, sınıfsal ve ulusal olarak da bir temsiliyet gücüne sahip., | OMiroğlu, T, 14.4. temsillik? | Madem ki 'Gezi Parkı eylemleri' 90 gençliğinin hareketi, bu isimlerden oluşan bir heyetin gençleri temsiliyeti zorunlu., | AEyüboğlu, MCadde, 12.6.2013

a.






ten | on top ten/ten point tepedeki on/on numara, on puan | Bu gıcık soruları çoğaltabiliriz ama 'ten point'lik sorunun yanıtı bulunmadan Batının bölgeye ve Suriyeye yönelik büyük oyunu anlaşılamaz., | HMahalli, Akşam, 12.6.2012

a.


ing.



tenafür | Tenafür. Farkındayım, başlık pek anlaşılır bir kelime değil lakin mecburen seçtim. Zira 'kakofoni' dersem çağrıştırdıkları sizleri daha çok rahatsız edebilirdi, dedikten sonra konumuza geçiyorum., | Nedimhazar, Z, 16.10.2012




ar.



tenbih edici

b.s.
uyarıcı.


"Her diyarda tenbih edici bir nesne olan kahve bizleri uyutur.", R H Karay, Sonuncu kadeh, 1965, 61"



tend? | Türkiye'de sol ve sağ tendlerin durumunda da benzer hatırlamalar son derece önemli olmuştur., | AÇKöysüren, T, 15.7.2013

a.






tendinit | Fakat ilk seansta, bir defa bu uygulamayı kullanmak önerilmektedir. Hastalara kendi PRP'lerini yapmaları da öğretilir. Bu teknik akut tendinitlerde kullanılmamalıdır., | B R Mulligan, Manuel terapi, 2015, 115

a.

tıp




tendon | aşil tendonu | Kaçmaması için aşil tendonunu kesti asker. Oturdu sigarasını yaktı sonra..., | MEsayan, T, 11.7.2011

a.






tendon | tendon kiriş



tıp
fr.



tendresses | Mektubu bitirirken Yaşar Nabi'ye 'Baki tendresses aslanım' diyor., | Sİleri, Z, 1.1.2012








teneffu | ...ahaliyi ise hükümetteki mevkileriyle ihâfe ve bu suretle enva'-ı mezalim ve teneffua tasaddi eden bu ikiyüzlü siyasetçilerin..., | Şeyh Said Davası İstiklal Mahkemesi T, 482








Teneke | Biz Salahattin Bey'den evvel buna benzer kaymakamlar gördük, bu kasabada benden akıllısını yoktur diye dolaplar çevirmeye kalktılar da, defolup giderlerken halk arkalarından teneke çaldı., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 173

a.






teneke a.








tenekelemek | Sac ekmeği pişirirken haşlanmasını önlemek için sacın altına bir teneke geçirmek.

f.






teneni | Eski besteler duyarak bükülen / tenimi. Teneni / Teneni / teneni / ten / nen / nen / ni / naa, | BünyaminK, 61

a.






tengere | kirmanın kanatları. | Geleneksel Kültürümüzden: | Kirman. Yün ve kıl eğirmek için kullanılır. Bir ok (mil) ve | Tengere denilen kanatlardan oluşur., M. Nuri Gönüllü @Nuri_Mehmet07, 4.11.2024, X

a.






Tengricilik –ği | Türklerin Kadim İnancı ve Tengricilik Mi? Şamanizm Mi? , | Kenan Yelken, GECE KİTAPLIĞI,

a.






tenhalaştırmak | Issızlaştırmak | ... hırçın bir rüzgâr; ilk yıldızlar, üflenmiş köz kırıntıları gibi, kıpkızıl, bir parlıyor bir kösülüyor; bastıran gece, rüzgârın serinliği, savrulan su tozları, kıç güvertesini tenhalaştırdı: ağır kalçaları üzerinde yuvarlanan, mantolu, başörtülü birkaç kadın, ..., | A İlhan, Aynanın içindekiler, 1973, C 5, 250

f.






tenisci | Teniscilere... Atletizm Heyeti Başkanlığından 936 Tenis Çukurova mıntıka birincilikleri Bayanlar Baylar arasında (Singil Dabl) olmak üzere 6 Haziran cumartesi sabahı saat 6ya geçirildiği tebliğ olunur., Türk Sözü, 22 May 1936, 3

a.






tenli

s.
ıslak, rutubetli.

?
"Ev bark yapmak için tenli mereği / Düzüp kotardığın tepür eleği / Şu gavdan yaptığın tecir tereği / Divân-ı Barı'ya yadigar götür.", Bayburtlu Hicranî/San, 6"



tenli

s.
teni olan.


"2002 yılında Prof. Dr. Mehmet Cihat Alçiçek tarafından yürütülen çalışmalarda Denizli Hozan ilçesi Kocabaş Mahallesi'nde bulunan bir mermer ocağında, 'insanın atası' olarak bilinen 'Homo Erectus' (dik durabilen insan) fosili bulunmuş, 'Denizli Adamı' adı verilen fosilin 500 bin yıllık, 20-40 yaşlarında, siyah tenli bir erkeğe ait olduğu tespit edilmişti. 500 bin yaşındaki kafatası fosilinin keşfi insanlık tarihine, bilim dünyasına ilk insanların dünyaya dağılışları konusunda önemli bilgiler sağlamıştı.", Ml, 28.4.2024"



tenli | Karşıdan bir küme açık tenli, gürültücü okullu geliyor., | A Özakın, KB, 28

s.






Tens elektrodu | Eczaneden tens elektrodu dörtlü paket alın., | Akın Başkent, 12.11.2018

a.






tensellik | şehvet, erotizm | Müslüman Türk kadınlarına asla yakıştırmadığı bir tenselliği onlara izafe eder., | HBerktay, T, 28.6.2012

a.






tensör | Tensor. | mat. Matematikte çok boyutlu verinin simgelenebildiği geometrik bir nesne. | Tensör Analizi ve Fiziğe Uygulamaları, Murat Tanışlı, AnadoluÜ FBE, ylt, Dan. Kudret Özdaş, Eyl 1989

a.


ing.



tenteli

s.



"Bakkalları da ortada, yeşil tenteli... Daha düne kadar bu sokak nerede ise bütünüyle, karşılıklı birbirine bakan ahşap konaklarıyla 19. yüzyıldan kalma bir sokak gibi duruyordu. Ya bugün?! ve nasıl?!.", İ Kara, Süleymaniye Mahallesinin Terkedilmiş Hali ... , Derin Tarih, S 145, Nis 2024, 4"



tenten | çizgi film kahramanı | Velhasıl kelâm, çocukluğumuzun Tenten'i (orijinal ismi Tintin) meğer renk, ırk, cins, mins ayrımı yapan bir gazeteciymiş., | AŞen, T, 13.11.2011

a.






tenteneli | tentenesi olan. | Belki de, her akşam yassı kalesinden tellâllar çağıran, sokaklarında yaz boyunca yük yük üzüm, alaca mısırlar, tenteneli uzun kavunlar taşınan, sabahlara kadar büyük leğenlerde pekmez kaynatılan, bu yüzden kışa kadar sokakları sıcak sıcak üzüm kokan ve geceleri uzaktan, 'Şu Zilede gece geçtim görmedim aman' diye türüler duyulan Zile bana sanatı sevdirdi., C Külebi, EK, 1953, 140

s.






tenure | Geçmişte, | böylelerinin ABD üniversitelerinde tenure (kalıcı kürsü) almasını önlemek için yapmadığı kalmadı., | HBerktay, T, 19.4.2012 | ABD'de akademik tenure derecesinin ne demek olduğunu bir önceki yazımda açıklamaya çalışmıştım., | MahmutEkenel, www.mezun.com/mezunusa/Icerik/.../mezun.../printArticle.cfm? ..., 2012

a.


ing.



teofobi | Allah korkusu | Bütün korkuları yanı sıra nihayet teofobisine karşı da zafer kazanan külhanbeyi,-. İOAnar, 2013, 17

a.






teorileştirme | Tarihte büyük güçlerin yükseliş ve çöküş serüvenlerine baktığımızda, jeopolitik kavramının teorileştirilmeden kullanıldığını görebiliriz. 19. yüzyılda Sanayi Devrimi ve buna bağlı olarak gelişen sömürgeci düzene 20. yüzyılda ideolojilere bağlı

a.






teorileştirmek | Asıl mesele, yalanı teorieştirmekle ilgili., | HBerktay, T, 13.8.2011 | ['H]aklı şiddet'in genellenip teorileştirilebilecek düzeyde yaygın bir zemini kaldı mı? , | Hberktay, T, 10.3.2012

f.






teorize etmek | teorileştirmek | Bu da 'kendiliğinden sınıf olmak yerine, kendisi için sınıf olmak' gibi tumturaklı bir kavramla teorize edilmiştir., | GÖzaltınlı, T, 20.12.2012

f.






tepe | kel tepe | ormansız, ağaçsız tepe | Ama, o mutlu çağlarda bütün kel tepelerimiz ormanlarla kaplıymış., | MahmutYağmur, 1957, 13

a.






tepe başı/tepebaşı | Aşkta korkmak yoktur biliyorsun / Ve cinnet geçirmek tepebaşlarında / Yokuşlara bakmak, ağlara dadanmak..., | TevfikAladağ, Aşkta, Ocak2005, BiriD, 46

a.






tepe sersemine dönmek deyim | Türkiye, bir saçmalıktan bir saçmalığa koşmaktan babaannemin deyimiyle tepe sersemine döndü., | AAltan, T, 1.12.2012








tepeden bakıcı | üstenci Başta kanaat önderleri olmak üzere, toplumun geniş kesimleri, Başbakan'ın ötekileştirici, tepeden bakıcı, elitist-devletçi tavrına karşı seslerini yükselttiler. O güne kadar başbakana verdikleri krediyi geri aldılar. Yetti artık be dediler., | HüseyinErgün/EKoç, T, 6.7.2013

s.






tepek

a.
deli.


"Arsızdır bu gönlüm her sözden almaz / Aldırıp aklımı tepek olmuşam.", San, Hicranî, 81"



tepelenmek | Sarı ayva, kızıl kayısı, boz incir yapraklarından döşenmiş halı, güz güneşinde gevşeyip tepeleniyordu. | , | HKıyafet, 1984, 12

f.






Tepeleyiş | tepeleme işi | Ben taş değilim kent kaldırımlarına konmuş / Bunca tepeleyişler anlamsız deneyler gitsin., | Osman Sarı, 37

a.






tepelik

a.



"Arkasında da Kaptan Paşalar, sadrazamlar, muhafız subayları bulunacak... Gözler uzun bir müddet için üniformalara, süse, tepeliklere, tüylere doymuş olacak böylece... ", Kaptan Paşa, 1954, 126"



tepelik | tepesi çok olan (yer) 2. | Bir yapının veya bir mobilyanın en yukarısına süs olarak yapılan bölüm 3. | Anadoluda köylü kadınların kullandıkları, altın veya gümüş paralarla, bazı değerli taşlarla süslü aşlık 4. | Sorguç 5+. | yükselti | +Sadece bir ufak tepelik ve başucunda da bir tahta parçası vardı., | ÖmerÖztürk, Sirayet, Mart2015, 9 | Yalnız başlarında küçük birer tepelikleri vardı., | VSevim, 160

s.a.




GTS+



tepesini attırmak | Hoca demiş: 'Attırma tepemi. / Ben mi satacağım bu turşuyu, sen mi? ', Y A Ayçiçek, Nasrettin Hoca, 2009, 33

f.






tepir

a.



Eser-i âlemin tığı, tekdir / Çingenden aldığın çubuk kevgiri / Kalmağı kalburu elek tepiri / Oku knyelerin aşikâr göster., San, Hicranî, 99



tepişmek

f.



"Onlar da Hint yolu üzerinde tepişiyorlar. Ama, yukarıdan gelecek yeni antika haydutları Akdenize indirmek de istemiyorlar.", Kıvılcımlı, FK ve T, 21"



tepit

a.



"av köpeği besleyen evlerde bir de köpeğin beslenme rejimi sorunu vardır. avcı erkek köpeğe gözünün içi gibi bakar, evin kadınları ise bu çakırlara, kupaylara tepit yetiştirmekten, şuğul olmasından, yani işlerinin artmasından hiç hoşnut değildir.", ibisile, 27.02.2014-18.9.2017, EkşiS"



Tepit | tepit 'köpek ekmeği' olarak tanımlanabilir, özetlenebilir. büyüklüğü aşağı yukarı bir standart saç ekmeğinin çeyreği kadardır, çörek boyutlarında, köpeğin bir öğününe denk; bir tanesini verirsin, bölmen veya eklemen gerekmeden köpek onunla yetinir. ibisile, ekşiS, 27.02.2014-18.9.2017 tepitini alamamış köpek gibi zıngıldamak'zıngıldamakta andım, yöresel bir deyişimizde 'tepitini alamamış köpek gibi zıngıldayıp durma.' diye davranış betimlemeli, saptamalı eleştiri var., | ibisile, ekşiS, 27.02.2014-18.9.2017

dey.a.






tepkilendirmek yeni tepkiye sevketmek | Belki bazılarımızı şaşırtacak, belki tepkilendirecek, ancak beğenelim veya beğenmeyelim, gerçek budur. Ya bu gerçek kabul edilir ve ona göre politika izlenir., | MABirand, Milliyet, 25.11.2010








tepkilik | Mustafa ağabeye ithaf ve armağan ettiğim tamga marşının traşlanıp pürüzleri giderilmiş son halini-inşallah- :-valla som olmuş şairim ya! tepkilik beğeninize, | TBozkurt, rindan, 4.10.2014

a.






tepkiselsiz | Sakinleyeceksin, nevrotik başlayan ve 'kahve bahane' olan bu günde kendine geleceksin, hiçbir şeyin önemi olmayacak, tepki veremeyeceksin ve tepkiselsiz bir hayatı dışarıdan mis gibi seyredebileceksin., | AyçaŞen, T, 2.10.2011

s.






tepkisizce | İki kişi daha düşüncelerini paylaşmaya yanaştı, fakat diğer herkes tepkisizce oturuyordu ve toplantı sona yaklaşırken, Wes geri kalan herkesin onu ciddiye almadığının farkındaydı., | KB, PİG, 56

z.






tepkisizlik | Kuşkusuz, Tepkisizlik ya da Negatif Tepki balinalarla yapmaya çalıştıkları şey için zararlı olabilir., | KB, PİG, 40

a.






tepmek

f.
1. tekme atmak. 2. hayvan arka ayağıyla vurmak.


"Anası, babası, aranmazsa böyle, / Ya teper, ya ısırır, huyu böyledir. / Böylesine bir çöp emanet edilmez, / Ya satar, ya yer, ya inkar eder.", Celâl Beykal, 1956, 38"



tepmek | terk etmek, bırakmak | Elde bir sanat yok ki tepip gideyim, ben mazlum adamım... Çalışmaktan yılmam... ., | RNGüntekin, Damga, 53 2. Hastalık geri gelmek, nüksetmek | A, haberiniz yok mu? Müşarünileyh yolcu imiş. Son günlerde gene kanseri tepmiş., | YKK, 1945, 24

f.






tepsermek | Az kurumak, debinmek | ...gönlü alak bulak olur, dudağı kurur, dili tepserir. (Sir. XVI.) § El-ielabü [Ar.] : Yaranm üzeri tepsermek ve bitmege yüz tutmak, (?erce???. XVI.) § Etitamiye [Ar.] : Tepsermiş dudak. (Ah. XVI.), | Ö A Aksoy/D Dilçin, XIII. asırdan günümüze kadar kitaplardan toplanmış..., 1943 | Yastıklarda gözyaşları mı var yaş / Sağlam duvar tepserir güherçile yaş / Nice şiirler yıllar yılı açmaz / Parlar birden magnezyum yaş., | B Necatigil, Arada, 1958, 54

f.






tepsermek | Az kurumak, debinmek. | ...gönlü alak bulak olur, dudağı kurur, dili tepserir. (Sir. XVI.) § El-ielabü [Ar.] : Yaranm üzeri tepsermek ve bitmege yüz tutmak, (?erce???. XVI.) § Etitamiye [Ar.] : Tepsermiş dudak. (Ah. XVI.), | Ö A Aksoy/D Dilçin, XIII. asırdan günümüze kadar kitaplardan toplanmış..., 1943 | Yastıklarda gözyaşları mı var yaş / Sağlam duvar tepserir güherçile yaş / Nice şiirler yıllar yılı açmaz / Parlar birden magnezyum yaş., | B Necatigil, Arada, 1958, 54

f.






tepsermek | BTS+ nsz hlk | 1. kuruyup çatlamak | Dudaklarım hararetten tepserik / Suya olan hasretim yürek dolusu., | BGocul, Mevlananın, 12 2. Kurumaya yüz tutmak 3. Az kurumak, suyu çekmek (ıslak nesne) 4. Sıcaktan kabarıp pul pul olmak ?Siz hiç eski tahtalara yağlı boya yaptınız mı? / Bütün iş ilk çekilen boyadadır astarda. / Astar düzgün değilse tepserir boya / Islak duvarlar gibi dökülür pul pul? -B. Necatigil. 5. Olmak olgunlaşmak 6. Hamura su katmak 7. Şaşırmak

f.




bts+



Tepsermek | kurumak, kabarmak | tepsermek ile tepit eşkökenli olabilir. bilimsel olarak açıklayabilmekten acizim, sesi ve anlamları örtüşüyor yalnız., | ibisile, ekşiS, 13.02.2014-18.9.2017 | Yastıklarda gözyaşları mı var yaş / Sağlam duvar tepserir güherçile yaş., | B Necatigil, 54

f.






tepür

a.
tepir. Tahıldaki taşların ayıklanaması için kullanılan ağaçtan tepsi.

?
"Ev bark yapmak için tenli mereği / Düzüp kotardığın tepür eleği / Şu gavdan yaptığın tecir tereği / Divân-ı Barı'ya yadigar götür.", Bayburtlu Hicranî/San, 6"



ter | tere kesmek –ı deyim sırılsıklam terlemek | Bir an duracakmış gibi oldu yüreği. Sırtı tere kesti., | DCeyhun, 93

a.






Ter ter tepinmek | Hızır Hoca, vaziyeti bir türlü havsalasına sığdıramadığı için ter ter tepiniyordu., | M T Tan, Timur, 2017, ?








terabayt | Bu güne kadar Emniyetten 20 terabayt görüntü gelmiş., | AslıKazan, T, 16.7.2013

a.

bilg.




terakkici

s.



8.5.2019



teraryum | cam içinde bitki yetiştirme | terrain* kelimesinden türemiştir. susuz toprak akvaryumu denilebilir. cam kavanoz, akvaryum gibi bir şeyin içinde bitki yetiştirme, böcek, sürüngen beslemeye denir., | 27 anjelik, 6.9.2009, EkşiS | ...programın ikinci konuğu Rengin İyigün ile teraryum yapımını gösterecek., | MustafaDoğan, HTürk, 15.9.2016

a.






Terasalar | Karşıdaki tepenin eteklerinde birçok zeytinlik vardı ve bunlar dağa tırmandıkça, alt kenarları taş duvarlarla beslenmiş terasalar halinde yükseliyorlardı., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 107

a.






teraslama ali hikmet küçükloca 1961








terbiye | (< Moğ. delbegen) halk ağzı. Araba beygirinin dizgini. | Sol elini avuçlarıma aldım. Böylece kasabadan uzaklaştık. Düz bir yol takip ediyorduk. '–Terbiyeleri bana ver de ben götüreyim.' '–Olmaz emniyet edemem. Gel beraber tutalım.' Bir kolunu belimden geçirerek terbiyelere hakim olduktan sonra bana da tutturdu, | FAtabek, DK, 148

a.






terbiyece

z.
terbiye bakımından.


"Kafaca, ruhça, zevkçe, terbiyece, irfanca hâsılı hilkatçe ve bütün mânâsıyla eski adam diyebileceğimiz bir örnek alınız: Mesela merhum Ali Emiri Efendiyi." Y K Beyatlı, Edebiyata Dair, ? ? "



terbiyelenmek BTS- | terbiye görmek | [küşleme] genelde terbiyelenmeden yenir çünkü öyle bir ihtiyacı yoktur doğal olarak lezzetli yumuşak ve güzeldir., | mih, 15.1.2010, EkşiS

f.




bts-



tercih bilimi








tercümansız | Müdafi ile yabancı şüpheli veya sanık aynı dili konuşamadığında, cezaevinde tercümansız yapılan görüşmenin de yabancının savunma hakkını kullanmasına bir katkısı olmayacaktır., Buğra Şahin, | Yabancıların Ceza Yargılamasında Savunma Hakkı: Nitel Bir Araştırma, İÜSBE 2024, 12

s.






terek

a.
kavak.

kır. terek: kavak
"Hep birlikte "Ak terek, kök terek, bizden sizge kim gerek? / Beyaz kavak, mavi kavak, bizden size kim gelecek?" "Menekşe, menddim düşe, sizden bize kim düşe" diye bağırırlar.", Kırgız nariste oyunları, İstanbul 2014, 10"



terek -ği

a.
1. Evlerin veya dükkânların yüksekçe yerinde bulunan raf. 2. Şapka, kasket vb.nin önünde bulunan siperi | vizyer.

tr.
"Ev bark yapmak için tenli mereği / Düzüp kotardığın tepür eleği / Şu gavdan yaptığın tecir tereği / Divân-ı Barı'ya yadigar götür.", Bayburtlu Hicranî/San, 6"



terek -ği | 1. küçük raf Of, YaşarNuoğlu, Mayıs2016 evlerde ve dükkanlarda yüksekçe yerde yapılan raf 2. eski evlerde ocağın iki yanındaki kalın duvarlar oyularak yapılan ve ufak tefek şeyler koymaya yarayan göz | kalın 3. 1.Raf, sergen. 2.Tavuk kümeslerindeki tünek. 3. Köy evlerinde ocağın iki köşesindeki oturmaya yarayan küçük setler. 4.Dolap, sandık ve çekmecelerdeki raf biçiminde gözler. 5.bk. terece (I). Merdiven gibi set set olan dağ; nişasta ile yapılan bir çeşi tatlı; ağaç; kıyı (daha çok şapka için); asma; üzerinde yemek yenen büyük sini; (II) | 1. Mutbak eşyaları koymaya yarayan üç raflı dolap. (Derekuşculu *Görele -Çorum) 2. Tel dolap rafı. (*Aksaray -Niğde) 3. Duvar rafı. (Miri *Fatsa -Ordu); tabak sahanlar diziyor tereğe /gelin, | YMiraç, 1981, 28 2. Siper yapmak | Makbule Nine bir elini başına terek yapıp alttan yukarı hocayı aşağılayarak, 'Sen kimsun? ' dedi., | NGenç, İsenç, 14

a.






terelelli

s.
hafif kaçık, dengesiz olan.


"Bu delikanlı -delikanlı diyor ama kırkına yaklaşmıştır- eski tanıdıklarından ve Mısırçarşısı esnafından Hacı Halil Lütfinin oğludur. Oturduğu mahallenin kızları Erdoğan'a isim takmışlardır: Terelelli. Hoppaca giyinmesinden, yürüyüşünden, konuşmasından ve boyuna meslek ve eş değiştirmesinden dolayı... / — Aklı başında olan yapmaz | terelellinin biri | zaten mahallede onun için pek de iyi söylemiyorlar.", R H Karay, Sonuncu kadeh, 64/86"



terelelli | hafif ve hoppa | Sade biraz terelellidir ama ziyanı yok., | RNGüntekin GTS | Anneannem görse halimi, bu çocuk terelelli oldu, derdi; annem görse ağlardı., | YAbid, | Körelmek, | ÇığlıkD, Y 2, S 5, 33 | Adam Hakkı'ya bir daha baktı... Sonra yanındaki diğer görevliye eliyle şöyle bir terelelli işaret yapıp yürüdü gitti., | TAral, SÖ, 138 terelelli oynamak deyim delirmek, çıldırmak* AMSaytekin, 28.10.2012

s.






teremin | Prof. Leon Theremin'in icat ettiği bir müzik aleti | Sıra dışı bir düzeneğe sahip olan tereminin, kontrolü iki metal anten arasında sağlanır ve bu antenler aracılığıyla, aleti çalan kişinin ellerinin pozisyonu algılanır., | T, 20.9.2013

a.

müz. müz.




Terenos | Terörist | O terenos!

a.






teres | Pezevenk anlamında küfür sözü. | Şahinler yurdunu tuttu yarasa / Baklava yerine geçti pırasa / Şimdi rağbet deyyus ile terese / Zamane bunlara rağbet ediyor., Develili Seyranî (1800-1866)

a.






tereslik

a.



"ben ölürsem tereslik edip arkamdan ağlama nefinpera", @nefinpera, 25 Oca 2019, Twitter"



teressübat | Peki, ittifaklar ve birleşik cepheler neden hep sırf şimdi değil, geçmişte, 1960'lar ve 70'lerde de bu kadar anlaşılmaz bir şey, içinden çıkılmaz bir kördüğüm oldu, dönemin reel Solu ve bugün ondan arta kalan, artık bir Sol denmesi imkânsız, belki on yılda tamamen buharlaşacak (çünkü içinde yaşadığı küçük ve giderek daha tuzlu birikinti hiçbir yerden taze su almayan) zihnen sakat | solcu teressübatı için? , | HBerktay, T, 25.7.2012

a.






teressüm | Resm'den resimleşmiş | [S]ayın Çiçek, devlet dediğimiz şeyin adeta insan suretinde tecessüm ve teressüm etmiş şeklidir-., | ATA, Z, 29.8.2012




ar.



Tereşşuh | ar.

a.






terete | TRT | Ilık bir sela esiyor opera meydanı'nda / Tığdan iki jandarma tereteyi bekliyor / Ziverbey'in ikindisi donuyor birden bire / Yeraltı maden iş'te duvarlar yıkılıyor, | AlperÖzbek, 84

kıs.a.






Terete | TRT kısaltmasının okunuşu | Terete yayında dışa dönüştü / Gösterilen film soygun öpüştü / Bizim adet, töre çıkmaza düştü / Az söyledim çoğu bilse gerektir., | Develili, 60

a.






tergan deri şirketi markası*








terimleşme | terim haline gelme, kabul edilme | Bu kanaate göre Gökalp, folklor kavramını | halkiyat biçiminde bir disiplin terimleşmesi bağlamında ilk kez bu yazı vesilesiyle kullanmıştır, | MustafaAça, 7.1.2014eposta

a.






terimleştirilmek | Kestirilebilen veya kestirilemeyen olaylar üzerine olan tartışmamız | ad hoc ve dizgisel bilgi olarak terimleştirilen iki ayrı bilgiyi anıştırmaktadır. Örneğin, bir İngilizce konuşucunun yazmak için kullanılan bir aracın /p /, /e /, /n / gibi üç öğeden oluşması bilgisi, | ad hoc bir bilgidir-., | DoğanAksan, Dilbilim sec?kisi: günümüz dilbilimiyle ilgili yazılardan çeviriler, 1982, 117

f.




GTS-



teritori | ülke, toprak, arazi | Herkes kendi kapısının önünü süpürse, görecek ki, yaşadığımız toplumda merkeziyetçilik, merkezi iktidar, eril otorite, erkeğin teritorisi zaten kendini o kadar güçlü kurmuş ki, başka türlü bir dünya düşleyenlere nefes alacak alan kalmamış., | AdnanYıldız, T, 4.9.2012

a.


ing.



teritoryal | Bkz. territorial | Biliyorum ki; yeniden devinimlenen bu yurdun, ekonomik anlamda ne zaman birazcık biti kanlansa, | maddi enerjisini territorial bir tutkuyla,-., | NÇınar, T, 16.9.2011 | PKK bir yandan bağımsız devlet istemediğini söyleyip duruyor, ama bağlı kaldığı mücadele anlayışı, hayal ettiği toplum modeli ve yönetim şekli teritoryal bir bölge elde etmeden kurulabilecek bir model değildir., | OMiroğlu, T, 2.8.2012

s.






teritoryalite | Bir tek teritoryalite eksik., | Hberktay, T, 17.3.2012

a.


ing.



terkedilmişlik | Hanna ise, uzaktan, genç gitariste bakıyordu. Kırık bir anıyla yüklü gülümseyişiyle, dünle yarın arasında yaşadığı terkedilmişlik duygusuyla..., | A Özakın, KB, 14

a.






terkedilmişlik | Şöyle tanıdık bir önerme ileri süreyim: Edebiyat dediğimiz şey terkedilmişliğin acısını hafifletmek, içimizde yeri asla doldurulamayacak büyük boşluğu doldurabilmek için uydurulmuş bir ağıttır., | TevfikAladağ, Ocak2005, BiriD, 50

a.






terkedivermek 1992 | ...dünya nimeti olarak ne varsa müreffeh hayatı içinde hepsine ermiş, hepsini bulmuş, hepsini almış, lazım olduğu gibi kullanmış ve kimsecikler farkına varmadan layık olduğu şekilde terkedivermişti., | Nazik Erik, 34

bf.






terki | terk-i dünya | Nakşibendîliğin amentüsü olan 'seyr-i süluk-ı Nakşibendî'de bakın bu mertebeler nereye varıyor: Der tarîk-i Nakşibendî lâzım âmed çâr terk, terk-i dünyâ, terk-i ukbâ, terk-i hesti, terk-i terk., | RamazanRasim, T, 14.10.2011 Terk-i dünyâ Zâhid bütün dünyâ nîmetlerini, malı-mülkü âhiret için terk eder. Terk-i ukbâ Ârif cenneti ve nîmetlerini, ilâhi Cemâli temâşâ için terk eyler. Terk-i hesti Sâlik kendi varlığını da terk ederek, Hakk'da fânî olur. Terk-i terk Kâmil ârif terki de terk eder, aklında fikrinde terk diye bir kavram kalmaz. Bâzıları terk-i dünyâ eder ama, ikide bir dünyâyı terk ettiklerini söyler veya bunu düşünürler. Gerçek terk, dünyâyı terk etmeyi terkle olur. Burada terkle, terk etmeme birdir.(Gazzali, İhya, c. 4, | 220)

s.a.






Terkilemek | Neye dokunduysak terkiledik hayatı / ıssız kalacak yüzlerimizi terk ettik / terk ettik / içimizi kemiren nbaharı / bu yüzdendir, | A M Olcars, Terki, Vaveyla, S 4, 10

f.






terkilemek | Terki // neye dokunduysak terki'ledik hayatı / ıssız kalacak yüzlerimizi terk ettik / terk ettik / içimizi kemiren baharı / bu yüzdendir, | AMOlcars, Vaveyla, 11

f.






Terlik | evde ayağa giyilen hafif ayakkabı | Elimin emeğidir, layık değilse de, müsaade buyurunuz, hakipayinize yüz sürsün yollu nükteperdazlıklarla* her birinin üzerine yün ipeğinden gayet resimli bir kabartma tutî kuşu işlenmiş bir çift terlik vaz eyledi., | N Kemal, İntibah, 115

a.






terliksiz | Terlik olmadan, terlik giymeden | Kürklü terliksiz dışarı çıkmayın., | İdilDemirel, SCmts, 20.8.2016

s.






termin | Randevu, buluşma | Seninle ancak Perşembe altıda görüşebilirim. Hep termin... Rena artık bu terminlerden sıkılıyordu., | A Özakın, KB, 77

a.


alm.



terminal




ing. terminal
Sen Seç: MP bayi terminalinden, kupon doldurmadan rakamların sistemce rastlantısal olarak seçilmesine dayanan sayısal oyun özelliğidir.



terminal | istasyon, durak, odak | Zira daha önce yazdığım yazılarda Odatv'nin bir Ergenekon terminali olduğunu ortaya çıkarmıştım., | EUslu, T, 26.5.2011

a.






terminal ülke | Bu iki uçlu bir kama, diğer ucu İsrail! İsrail emperyalizmin terminal ülkesi, onun varlığı ve güvenliği o yüzden esas. Türkiye bu denklemden çıkarılamazsa, istenilen sonuca asla ulaşılamaz. | , | D M Doğan, KararG, 8.8.2019

a.






terminatör | yok edici | Robotlar aleminin en ağır abi'si. Arnold Schwarzenegger'dan daha iyi kim oynayabilirdi kestiremiyorum. Akıllıca kurulmuş mantık örgüsünün 1984 ve 1991 olmak üzere iki filmle efsaneleşmesi olarak da tanımlanabilir. (kusmuk, 24.09.1999 EkşiS)

s.






terminsiz | randevusuz | Son zamanlarda ikimiz de terminsiz görüşmeye karar vermiştik., | A Özakın, KB, 76

s.






Terminus | Son durak, ana durak. | Tıramvayla Lihoc'a, terminusa kadar gidip geri dönecektik., | Ludvig Askenazy /O Akbal, Güz, ÇHA, 82

a.






terminus | Terim, ıstılah, bilim söz | Evliya Çelebi araştırmaları (isteyen Batı terminusu kullanıp evliyaoloji ya da Osmanlı nostaljisine kapılıp Evliya-şinâsî de diyebiliriz) oldukça genç bir bilim dalıdır., | HYavuz, Z, 8.2.2012

a.






Terminus | Tıramvayla Lihoc'a, terminusa kkadar gidip geri dönecektik. 82

a.






termobarik

s.
Termobarik bomba, termobarik silah ya da vakum bombası, yüksek yanıcılığa sahip bir maddenin hedefin rakımına göre önceden ayarlanan belirli bir irtifada atmosferdeki oksijen ile termokritik bir hava-yakıt oranında karıştırılması, daha sonra bu karışımın bomba düzeneğine dahil elektronik bir fitil ile ateşlenmesi sonucu ortaya çıkan devasa alev topu ve basınç dalgası ile nüfuz alanındaki hedeflerin imha edilmesi esasını kullanan silah.

ing.
"BM'nin Haziran 2013 tarihli raporunda ise Suriye ordusunun muhaliflere karşı termobarik bomba da kullandığı açıklandı.", Yavuz Güçtürk, İnsanlığın Kaybı: Suriye'deki İç Savaşın İnsan Hakları Boyutu, 2014, 47"



termodinamik | mebhas-ı hararet-i harekiyye SalihZekiAktay, 1910 devinim sıcaklığı sıldevimbilim anlamı İng. thermodynamics Osm. termodinamik Alm.Thermodynamik, Wärmelehre Fr. thermodynamique Jap. Neturikigaku Özdeğin kimyasal ve fiziksel dönüşümlerinde erke, iş ve ısı arasındaki bağıntıları veren bilgi dalı. | http://www.sozce.com/nedir/161153-isildevimbilim, 15.8.2013

a.


fr.ing.jap.



termoelektrik teknolojiler ODRMİL








termokimyasal | Bu tez, katı yakıcı-yakıtlı (propellant) bir roket motoru yanma odasında meydana gelen termokimyasal olayların ve performans parametrelerinin bilgisayar yardımıyla simülasyonunu gerçekleştiren bir çalışmadır., Veli Çelik, | Erozif yanmanın katı-yakıcı yakıtlı roket motoru ..., 1989, ?

s.






termos | sıcak su torbası*

a.






teropot | Bilim insanları, teropot adlı dev etobur dinozorların elli milyon içinde küçülerek kuşa dönüştüğünü açıkladı., T, 2.8.2014

a.






terör








Terörcü | Şimdi bu sözlerim FETÖ'cü adi terörcülere ve bu milleti, bu teröre bulaştıran bütün hükümet ve bürokratlara..., | Nihal Olçok, 20.5.2019, twitter

a.






teröristan

a.
tedhiş yurdu

ing. terror + Farsça istan
"Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında güvenlik toplantısı yapıldı Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen güvenlik toplantısının ardından yapılan açıklamada, "Türkiye, hangi bahaneyle ve sebeple olursa olsun güney sınırları boyunca bir 'teröristan' kurulmasına kesinlikle izin vermeyecektir." denildi.", 14.01.2024, basın"



teröristbaşı | terörcülerin öncüsü, başçısı, başkanı | Sonraki günlerde de, darbeyi düzenleyen terör örgütü FETÖ ve teröristbaşı Fetullah Gülen'e yönelik yargısal süreçler hız kazandı., | RTErdoğan, M, 24.7.2016

a.






teröristbaşı terör örgütünü kuran ve yöneten baş terörcü | Eskiden 'teröristbaşı'ydı., | T, 19.9.2011








terörize etmek | Amaç, bu kesimleri kısa vadede korkutarak terörize etmek, orta ve uzun vadede ise 'siyaseten alıklaştırılmış' kalabalıklar haline getirmekti., | AGörmüş, T, 29.1.2013

f.






terörsüz | Dünya kurulduğu günden beri terörsüz diktatörlük görülme miştir . Bu hakikati Kubalı da duymuş olduğu içindir ki , Yüksek Divan huzurun daki ifadesinin bir yerinde kendi vekâlet emrine alınışı hikayesini anlatırken: ...Nazlı Ilıcak, 15 yıl sonra 27 mayıs yargılanıyor, 1975, C 2, 441| | Sosyal gerileme ve demokrasi dışı düzene geçmede terörsüz fikir nerede başarılı olabilmiştir? Şu halde, terör Marksizm ile daha doğrusu Leninleştirilmiş Marksizm ile özdeştir. Terör , Marksizmin Ruslaştırılmış şekli olan Marksizm - Leninizm ile özdeşlik gösterir., Türk Dünyası Araştırmaları D, 1981, S 10-12, 133

s.






territorial | Fernand Braudel muhteşem eseri Akdeniz'de, Avrupa'nın bir ucundaki Osmanlı ile diğer ucundaki İspanya'nın küresel hegemonyanın o dönemdeki kavgasını yaparlarken, 16. yüzyılın sonlarına doğru birdenbire bundan vazgeçerek yerel ve territorial sorunlara yönelmek suretiyle kendi içlerine kapandıklarını ve tarih sahnesinin daha sonraki perdelerinde artık ikincil, hattâ üçüncül rollerin aktörleri hâline geldiklerini nasıl da güzel anlatır., | NÇınar, T, 29.6.2012

s.


ing.



terrör | Tedhiş, korkutma | Bunlar, terrör, korku altında yetiştirilemezler ve böyle bir rejime sokulamazlar., | Taray, 112

a.






terrör | Tedhiş, korkutma. | Bunlar, terrör, korku altında yetiştirilemezler ve böyle bir rejime sokulamazlar., | Taray, 112

a.






ters

a.
tezek, gübre.


"Pencereden dışarıya baktı | avluda öküz arabası duruyordu... Yerde iki tavuk, beş civciv hayvan tersinin bulunduğu köşede eşeleniyordu.", İ F Ceylan, Bir Garip Adam, 2002, 64"



ters II BTS+ havyvan pisliği, gübre, insan veya hayvan dışkısı | +Odundan dönerken eşeği durup durup yol üstünde rastladığı havyan terslerini kokladıkça, Hoca:- ., | NHoca, 1967, 51 | ters kelepçe | Ters kelepçe (yüzüstü yatırılarak ellerin arkadan kelepçelenmesi) teröristlere yapılır., | MTezkan, M, 15.10.2014

b.a.




bts+



ters köşeye yatmak d | TSK-nın kasıtlı ihmali olduğunu iddia eden basın | mütareke basınınadan beter!, | HKaplan, T, 11.08.2010








ters yel

b.a.
lodos

tr.
"Bizim orda (Akdağmadeni) lodosa ters yel derler.", Ali Koca, 18.01.2024"



tersi dönmek| gecenin ortasında ne işin var / yıldızlara dokunma yanarsın / bak birazdan ay da batacak / karanlık bulaşmasın ellerine / tersine döner yolunu bulamazsın, Attila İlhan, Yalnızlığı Denemek, ?

dey.






tersine | Biraz duralım köşede / Allahına rüzgâr bir köşede / Tersine taranıyor saçları / Benden değilmiş / Kaybettiği ruhları., | SelimMahfuz, ŞişmanRuhlar, Ocak2005, BiriD, S 1, 14

z.






tersine mühendislik -ği

b.a.






tersineleme | Ayrıca yer yer gerçeği ve mantığı, ya gerçek üstücülük, ya da üslûplaştırma yoluyla çarpıtmaları, zaman ve yer bakımından soyutlaştırma eğilimi, taşlama, benzek, yansılama, tersineleme, nekrelik gibi çeşitli özellikleri taşımaktadır., | Metin And, 100 soruda Türk tiyatrosu tarihi, 1970, 56








tersinen | Tanrının mutlak gücü olan tersinen güç... bilgisi size yeni bir yaşam tarzı, yeni bir gelecek verecek., | MKarnas, 21.7.2011 eposta

s.






tersinleme i. | İnsanlara karşı duyduğu nefreti gizlemek için onlara iyi davranıyor. Tersinleme yoluyla dışa vuruyor kendini ve bunları da açık açık söylüyor., | FUludere, T, 20.7.2010








tersinmek |

f.






tersleyici

s.
azarlayıcı.

tr. ters-le-y--i-ci
"Hukuk kütüphanesi temizlik saatinden ve temizlikçilerinden rahatsız olmaktayız. İktisat kütüphanesinin temizliği 07.00-09.00 arasında yapılırken hukuk kütüphanesi temizliği 09.00-11.00 saatleri arasında yapılmaktadır. Bu saatler öğrencilerin kütüphaneyi doldurduğu saatlerdir. Diğer bir mesele ise kütüphaneyi temizleyen görevlilerin gergin ve kaba tavırları. Öğrenciler ders çalışırken yüksek sesli tersleyici uyarılar yapmaktadırlar.", S Çelik, 20.12.2023, eposta"



tersleyivermek | Dayısı gibi olsaydı, ne Güllü, ne Yasin Ağa, ne Gülizar azarlayamazlardı. Şimdi her önüne gelen tersleyiveriyordu., | OKemal, HÇ, 29-30

bf.






tersli | Zaten Talat Beyin de Coşkun'un da o günlerde herşey dışarıdan kolay gelmediğinden tersli yüzlü bir-iki makara bantları vardı (O zamanki teyp bantları sinema filmi gibi büyük makaralara sarılıydı.) Müzikleri değiştire değiştire bu makaralara çekiyorlardı., | TAral, SÖ, 23-24

s.






terso argo. | 1. ters, aksi. 2. | elverişsiz, verimsiz. 3. | kötü. | Arada sırada fevri ve terso bir mizacı varmış da kendini dışa dışa vuruyormuş gibi hissedebilirsiniz eğer İlhami Algör ile tanışıyorsanız., | LeventYılmaz, T, 13.07.2011

s.






tertele | Katliam dersim tertelesi | En doğrusunu | kurbanların kendisi bilir, söyler. Dersim'liler | Tertele Dersim diyorlar, 1937-1938'de olanlara. Bir Dersim'li anlatıyor: Eski (yaşlı) insanlarımız hep iki Tertele'den bahsederlerdi. Biri 1915'te Ermeni Tertelesi'dir. Yani Tertele Hermeniu. Diğeri ise, Tertelo péén veya Tertele Kırmancu dedikleri Dersim Tertelesi'dir. (Munzur Dergisi, sayı 30, s.55) Yani, isim belli: Tertele Dersim! , | 5.12.2010 | http://karakocan.info/tr/index.php? option=com_content&task=view&id=3836&Itemid=133, 15.5.2014g | 937-38 Dersim Tertelesi olur; 6-7 Eylül 1955 Yağması olur; 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül askerî darbeleri olur, Kürt milletine her türlü eziyet reva görülür... Eğer 1915 ile yüzleşilmezse, Allah göstermeye, bakın siz daha ne soykırımlar, ne depremler, ne terteleler olur ve hepsi aynı kapıya çıkar!, | Tulusoy, T, 13.5.2014

a.






Tertibat almak | önlem almak, tedbir almak. ++

b.f.






Tertibat almak önlem almak, tedbir almak








tertip | ufak tertip | azıcık, birazcık | Özellikle de gece saat on ikiye doğru, dönme dolabın son turlarını kolluyordu Taci... Çünkü o zaman demirci Kemal yatmış olduğundan kızla ufak tertip işaretleşmeye başlıyordu., | TAral, SÖ, 70

s.a.






tertipçilik | Askerde en zor ve pis işleri orduya en son katılanların yapması ve aynı konumda olmakla birlikte kendilerinden kıdemli olanların astı sayılmaları | Yapanlar bilir, askerde 'tertip'çilik diye bir bela vardır., | BŞirin, T, 2.8.2012

a.






tertiplenilmek | Yaya intikalde, karşılaşılan güçlükler nedeniyle gecikme olmuş ve daha yakın bir bölgede 'geçici üs bölgesi' tesis edilerek tertiplenilmiştir., | Genelkurmay, T, 27.7.2011

f.






terzi CodC xiii derzi ~ Fa darzi ???? dikici, terzi (< Fa darz ??? dikiş ) << OFa darzik terzi › derz . terzilik terimleri yastık kanbur yüksük ıspala dil: düplik/düblik








terzyozlançmak | kelime oyunu için | ve burdan artık (gördün mü) inemiyor/ bilen/ilenç/linç/tersyozlanç / amıyor / um sokak sokak., | FredStark/Rİmrahor, UŞA, 100

f.






tesadüf tesadüfün iğne deliği ferhan şensoy cümlelerinden biri... Çok az rastlanacak bir ihtimalle oluşmuş olayları anlatmak için kullanılır... hekimsabri, 7.6.2002, EkşiS, 12.6.2017g | Demek tesadüfen iğne deliği böylece gerçekleşivermiş, o an yakalanmamıştım., | YaşarAyaşlı, Adressiz*Sorgular, YurkKitapYayın, 1989, 313








tesadüfçü | Suali tesadüfçülerden 45 yaşına basmış olan birine tevcih ederek (siz niçin 45 sene évvel dünyaya geldiniz de 50 sene evvel gelmediniz? ) dersek bunlar da ictihadı aslilerinden derhal rücu ederek (kendilerinin 45 sene evvel yaradılmalarında âmil olan tesadüf değil ancak ana ve babalarının içtimaı olduğunu söyler ve kendilerini halk edenin ana ve babaları olduklarını beyan ederler değil mi? , A Korunan, Basair, 1941, 83

s.






tesâgur | Küçük görünme, küçülme | ...maddenin tesâguru nisbetinde âsâr-ı hayat nur-u ruh tezâyüd eder, teşeddüd eder., | Hülasatü'l Hülasa2, İÖzdikililer, 2014




ar.



tesbihat | tesbih+at çoğul eki | Örneğin sabah namazına kalktığımız zaman bir daha uyumayacaksınız, tesbihatlara katılacaksınız gibi., | EbubekirBaşelifadesi, 25.7.2016 genchukukcular




ar.



tesbihvari | Bazı müridlerine büyükler çirkin söz söylemişlerse de bunları müridlerden zuhur eden çirkin ahlakları yüzünden tesbihvari izah etmiş olmalarındandır., | İAlanka, 32

s.






teselli

a.
bir rakamla büyük ikramiye kaçıranlara ödenen bir avunma ikramiyesi.

ar. teselli ikramiyesinden kıs.
"Mahzun yeniçerilere teselli ikramiyesi / Sadrazam, yeniçeriler memnun edilmedikçe orduda huzur ve intizamın tesis edilemeyeceğini anlamıştı. Bu maksatla ertesi gün olan 23 Temmuz Perşembe günü | cenkte yararlık gösteren emektar yeniçerilerin, serden ... ", Hasan (Yeniçeri Katibi), H Yıldız, Prut Seferi'ni beyanımdır, 2008, 71"



Teselli vermek | Karısını kucaklayıp okşamak ve teselli vererek onu susturmak, birçok şeyler bildiğini, fakat onu mahkûm etmek istemediğini söyleyerek, aralarındaki buzdan duvarı çözmek istiyordu., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 208








tesellisiz | Sıhhatin fahiş derecede pahalı olduğu bir asırda, ucuz bir neşeyi tesellisizlere neden fazla görmeli? , A Haşim, Bize göre, 1926, ?

s.






tesellisiz | Tesellisiz, kimsesiz korkunç bir gariplik içinde geçen uzun ve sıkıcı kış ayları, neyse ki beni deli etmeden bitmişti., | FAtabek, DK, 1972, 107








tesettürlü | başı örtülü ve uzun elbise giymiş kadın | ...Aysun çok inatçı çıktı, beklediği tesettürlü kahraman Rabia Sultan olmadı., | NGenç, isenç, 59

s.






Tesirleştirmek | ++

f.






Tesisleşmek | Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, Ülkemizin sporda ... açık ve kapalı alanlara kadar her alanda devasa bir tesisleşmeyi..., | Hür, 25.10.2019

f.






teslacı








tespih | aytaşı tespihi / tesbihi | [V]e yaşama sevincini artırdığı inancı yaygındır. İkizler, terazi, yengeç ve balık burcu ile uyumludur. Aytaşı tesbihi satın almak için tıklayınız., | blog.lilapebbles.com, 15.7.2012 (9.9.2012de girildi) | zaza tesbihi | Bodrum marinasına inen prens koruma ordusu ile birlikte sokak sokak dolaştı. Meraklı bakışlar arasında yürüyen prensi kimse tanımadı. Kareli lacivert bir gömlek ve lacivert bir şortla dolaşan prensin elindeki Zaza tesbihi ise dikkatlerden kaçmadı. Prense, Başbakanlık danışmanı Taha Genç eşlik etti., | https://www.gzt.com/jurnalist/suudi-prens-40-korumasiyla-bodrum-sokaklarinda-2779989, Çağrı Saçaralp, 16.08.2016

b.a.a.






Tespihli | tespihi olan | Bıyıklı, kara yelekli / Elleri tespihli maço adamlar / Çok azı kitaplı / Okuyarak kısaltmak istiyorlar / Geçmek bilmeyen zamanı., | N Ö Arpacı, 2006, 107

s.






tessera | Sikke formlu fiş, jeton, oyun pulu. Sadece kurşun değil, pişmiş toprak, taş, kemik, cam vs. her türlü malzemeden tipleri vardır. Roma'ya indirgersek Augustus'la başlatırlar. Genelev için olanlarına 'spintria' veya erotik tessera denmektedir.13.01.2012 23:00 sagliginiz icin, | EkşiS

a.






testiye kurşun sıkmak bizde, keçeye pala çalmak| Testiye kurşun sıkmak bizde, keçeye pala çalmak bizde... «Keçeye pala» dedimse, «Ya hey» diye rastgele çalmak yoook . Yedi kat keçeden üç katını, dört katını ya da iki katını keseceksin. Onbaşı, diyelim ki, «Üç kat» dedi, ustura gibi palanın ağzı, dördüncü kata, şuncacık değmiyecek . Değdi mi, hiç değeri yok... Elinin terazisi öylesine dengeli olacak ki, yanında, sarraf başının terazisi para etmiyecek ... Kurşuna geldin mi, pireyi gözünden vurmadıkça, hiç . Evet, Okçular tekkesine yanladık. Az biraz talim ediyoruz, sonrası, yatıyoruz sırt üstü . Kazanlar kaynıyor ki, her birinin içindeki etten, mercimeği, fasulyası, nohudu, kompiri görünmüyor. Yağ dersen, tam dört parmak... Akşama kadar saçına sakalına sürsen, elinin yağ bulaşığını giderememektesin! Ben «Ulan iyi... Ulan kıyak» diye sevinmekteyim ve de Şirazlı Ktunm niollaya dua etmekteyim . Görüyor musunuz arada bir tstanbulda mı? Yok canım ... Bizden sonra, Ispartadan Konyaya geçmiş, birkaç din askeri de orda yazmış Sonra atlamış Hindiyaya . Deli Derviş, Ese e bardaklan doldurmasmı üçüncü defa isaret etti., Cm, 04.03.1965 | Derler ki, Nizam-ı Cedit kurulunca yeniçeriler ayaklanmışlar, biz böyle yeni usul talim, eğitim yapmak istemeyiz. Biz yine keçeye pala çalıp testiye kurşun atarak talim etmek isteriz. Kollektif şuuru itip bireysel tercihi öne çıkaran bu tutum sebepsiz değil elbette. Testiye kurşun armak bir gelenek. Çocukluğumun geçtiği kasabada, eski usul düğünlerde, ileri gelenlerin katıldığı testiye kurşun atmak yarışmasına şahit oldum sıklıkla. Ancak bu çok özel ve dikkat gerektiren yarışmada bütün tedbirler alınır adeta manevi bir havaya büründürülürdü. Tek başına gelişigüzel silah atmak toplum gücü tarafından önlenirdi. Arada kendisini tutamayıp da aşka gelenler nazikçe perdelenirdi., Ömer Erdem, Karar, 03.09.2018

dey.






testmatik | test sınavına alışmış | Testmatik öğrenciler, | NuranÇakmakçı, HürriyetİK, 25.8.2013

s.






testosteron | Sonra konuşmaların meşrebi hafiften hafiflesin, fısıltılarla iç gıcıklayıcı sesler, memleketin genç oğlanlarının nefesini kesmek, testosteronlarını yükseltip parasını tırtıklamak üzereyken, o da hepi topu bir ay boyunca, kapatılsın Alo Bilgi. Para çok. Ne yapılacak? , | LeventYılmaz, T, 8.82012

a.






tesviye törpüsü

b.a.



Kanca ev aletleri müzesi Tarihi mirasımıza sahip çıkıyoruz. 1. Osmanlı tarakçı tesviye törpüsü. 2. Saçı Bektaşi sikkesi işli kıl testere



teşaşür a şar şar işemekten Arapça kurallara yapılmış bir isim. İşeme Ha bir de katil aramak hakikaten meşakkatli bir iş, bırak teşaşürü, insan başını kaşıyacak zaman bulamıyor., | Doğan, 26.1.2011

f.






teşbihte hata olmaz kalıp söz. | Teşbihte hata olmaz derler, ben eskileri kafe şantanlarda keman çalan routine sahibi, tekniği kusursuz, fakat müptezel ifadeli kemancılara benzetiyorum. Şimdikilerde ise belki ne routine ne de teknik var. Fakat tonlarında, yay çekişlerinde, hakiki bir violonist, hakiki bir sanatkar klası kendini belli ediyor., Haldun Taner, EK, 1953, 132








teşki ünlem keşke/keşki'nin başka bir değişkesi? | -Nasılsın? -İyi. / -Teşki iyi ol da., | 23.12.2012 HavvaGedikli








teşkikat-ı mahsusacı | Bir Teşkilat-ı Mahsusacının Romanı, | kitap adı 2016








teşkilat-ı mahsusa a.Hükümetin, tıpkı Uludere sonrasında olduğu gibi, neo-Teşkilat-ı Mahsusa'nın kasıtlarını devlet adamlığının gereği olarak gerekçelendirme gayretkeşliği kendilerine zarar veriyor., | MelihAltınok, T, 10.2.2012








Teşkilatsızlık -ğı | Bu katillerin suçlusu, sosyolojik bakımdan teşkilatsızlığımızdır., | Taray, 105

a.






Teşkilatsızlık | Bu katillerin suçlusu, sosyolojik bakımdan teşkilatsızlığımızdır., | Taray, 105

a.






teşnid | Birader bir insan kalbinin gereği olan, kalbinin gereğini solukluyorken niye onu tan u teşnide tabi tutuyorsun, neden yadırgıyorsun onu., FGülen/EÖzkök, M, 27.6.2012

a.






teşrif etmek | şereflendirmek (bir yere gelerek). | Sanki ölecek gibiyim, sanki birazdan polisler gelecek ya da / Gelip alacaklar kitaplarımı, bu şiiri, sevgilimin / fotoğrafını duvarda / Soracaklar babanın adı ne, nerde / doğdun, teşrif eder / misiniz karakola / Dünyanın öbür ucundaki dostları düşünüyorum, öbür / ucundaki ırmakları, A Behramoğlu, Bir gün mutlaka, 1965

b.f.






teşvik








teşvik primi | Şike yapmak istiyorum, muhterem okurlar. Teşvik primi almak istiyorum., | ÜKıvanç, T, 6.8.2011

a.






teşvikçi

s.



"Bu cihet derin bir şükranla karşılanarak personelimiz için o zaman bu yüksek ilgi, en büyük çalışma teşvikçisi olmuştu. (s.14)", Mimaroğlu, 13, akt. L Duran, Atatürk Döneminde Danıştay, ?"



teşvikkâr | teşvik edici. | Namı müstearla | 7 Güne yolladığım bu hikayeye Sedat Simavi bey 5 lira ücret ve teşvikkâr bir mektupla cevap verince arkası kendiliğinden geldi., Haldun Taner, EK, 1953, 128

s.






teşviklendirmek | teşvik etmek | Angelina Jolie meme kanseri olma riski taşıyan kadınları teşviklendirmek için mastektomi olduğunu açıkladı, | (cümle yapısı bana ait) euronews, 14.5.2013, 23.45 haberleri

f.






Teşvikli | suya alışarak giriyor / peşindekiler / kelli ferli iki mütahit / teşvikli üç fabrikatör, | Koçlu, 30

s.






tetce | Koşum hayvanlarının ayaklarından birisini sakat yapan hastalığa köylüler 'Tetce' diyorlar. Tetcenin ilmi adı nedir bilmiyorum. (...) Zannıma göre, tetce bir adale kopmasından ileri geliyor. /Tetce olmuş diye onca hayvanın kanına girdin., | MYağmur, 62/64

a.






tete/titi olmak twitterda çok izlenmek* Ali Adem Yörük 1.7.2012








tétig | zeki. | Dehâ Türkolog, sevgili hocam Talat Tekin öleli dokuz yıl oldu (28 Kasım 2015). Türkiye ve Dünya Türkolojisinin en renkli dilcilerindendi. Zekî (tétig), çalışkan (tirişcañ), üretken ve demokrat bir insandı.Yeri bambaşkadır., @mehmetolmeztr, 04.12.2024, X

s.






Tetik –ği | Hilmi Bey ile Şakir'in bu Kübra meselesinden biraz fazla telaşa düştükleri, hatta hiç tetiğini bozmayan Hacı Etem'in bile bugünlerde suratı asık olduğu söyleniyordu., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 58

a.






Tetik olmak | Başından türlü işler geçti. Onun için tetik ol., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 176








tetir | 1. Cevizin yeşil kabuğu ve yaprağı 2. Yeşil ceviz kabuğu, nar vb. bitkilerin bıraktığı kalıcı boya lekesi | Cevizlerini olmadan toplar, yemeğe çalışırdık, ellerimiz tetir rengine bürünür sonra da öğretmenden dayak yerdik., | BTSalihoğlu, 2014, 110

a.






tetir* | 1. ağız. Cevizin yeşil kabuğu. 2. a., ağız. Yeşil ceviz kabuğu, nar vb. bitkilerin bıraktığı kalıcı boya lekesi. | Minicik ha, çitlenbik gibi bi' kız, kara lüle saçlı, kara boncuk gözlü, üstünde basma entarisi, elleri ya tetir boyalı ya koparmış şeytan tırnağını, dolama yapmasın diye., | A Kilimci, S, 7.4.2013

a.






tetkikçi/tedkikçi | | http://tetkikci.blogspot.com.tr/ böyle bir site var, 5.3.2017g iç tetkikçi |  internal audit | Eğitim sonunda yapılan sınavla terleyen çalışanlar, sertifika almaya hak kazanarak iç tetkikçi olma yolunda adımlar attılar., | 2011, | http://www.ilci.com.tr/sinavi-gecenler-ic-tetkikci-oldu.html, 5.3.2017g

a.


ing.



tetkiksiz | Yapılan her hangi bir işin murakabesiz ve ikinci defa tetkiksiz kalmasından hasıl olacak boşluğu doldurmak ve kurumun ilmî hüviyetine layık bir surette inceleme programına sadık kalmak maksadiyle Ferid Ayıter'in hazırladığı bu lûgatler ..., | Refik İnce, Hukuk Lugati, 1.3.1943, XI

s.






tetos | Biz paylaşmayı seviyoruz diye 'share', onaylanmadan duramıyoruz diye 'like', kalabalıklarla ölçülüyoruz diye 'followers', 'beni beğeniyorsunuz değil mi' diye 'selfie'. Halbuki Epiktetos bize tetos aşısı yapmak istiyor., | N Karaibrahimgil, HrKlbk, 15.4.2019








tetralex | dört katlı | Fakir özüm itibariyle düşününce; 'hastir seni kim düşünsün' desem de tetralex bir kaşanede her katta ayrı hatun ve dahi dört oda dolusu para mara olursa, ne yaparım bilemem; korkarım yani., | MehmetSami, 25.6.2014 Rindan

a.






tetrapleji | dörtlü felçlilik. | Eşi içerde bir tetrapleji kadın hastamın paylaşımı Tetrapleji; iki bacak ve iki kolun birden, 4'lü felç olma hali., | K Beşirli, 2.3.2020, Töl vatsapı

a.

tıp




tetris efekti | Çok oyun oynamanın, kişinin | garip şeyler görmesine sebep olabildiği saptandı. Birçok insanın oyun konsolları başında saatler geçirdikten sonra gördüğünü söylediği şekiller, ilk kez bir bilimsel çalışmayla kanıtlanmış oldu. International Journal of Human-Computer Interaction dergisi tarafından yayımlanan araştırmaya göre, uzun süre oyun ekranına bakmak | yalancı halüsinasyonlar görülmesine sebep oluyor. | Oyun transfer fenomeni adı verilen bu durumun birçok etkisi olduğunu belirten araştırmacı Angelica Ortiz de Gortari, | Algılarımız, zihnimiz ve davranışlarımız bu durumdan etkileniyor dedi. Uzun süren oyun seansları aniden sonlandığında ortaya çıkan | oyun transfer fenomeni, | kişinin gözünde bazı şekillerin canlanmasına ve algı dünyalarının bundan etkilenmesine sebep oluyor. | Tetris efekti olarak da bilinen bu durum, oyuncuların sanal dünyadan gerçeğine geçişte zorlanmasına sebep oluyor. Araştırmacı, çoğu insan için sadece birkaç saniye süren bu olayın, kimi oyuncularda günler boyunca devam edebileceğini söyledi.,13.1.2014, T,

a.






TETT

a.
Tavsiye edilen tüketim tarihi

tr. kıs.
"Üretim Tarihi (ÜRT), Tavsiye edilen tüketim tarihi (TETT), Parti No (P.N.) ambalaj üzerindedir." Carerfour Bergamot Aromalı Çay, 24.06.2024+"



TETT

a.
Tavsiye edilen tüketim tarihi

kıs.
"Üretim Parti No. ve tavsiye edilen tüketim tarihi (TETT) etiketin üzerindedir.", VeganMilk, 5.5.2024+"



tetümmat | tetimme+ât. | Bir şeyin tamamlanması için katılan şeyler, tetimmeler. | -İki saat boş vaktim var. Hadi oturayım da bir hikaye çırpıştırayım' diye masa başına geçip yazı çıkarabilen bahtiyarlardan değilim. İçimden gelmeli. Bunun da bir türlü tetümmatı var. Güzel havada, sevdiğim insanların muhitinde, tek satır yazamam. İlle canım sıkkın olacak. Tercihan dışarda yağmur yağmalı., Haldun Taner, EK, 1953, 130




ar.



tevafuk | Bu görüşmede tevafukdur ki Hava Harp Okulu Komutanının yüzüne İstanbul Üniversitesi olarak paralel yapıyla mücadelemiz ve bunlarla bağlantılı kurumlarla işbirliği yapılmaması konusunda da çok hassas olduğumuz ifade edilmiştir., | | http://www.istanbul.edu.tr/? p=66572, 7.9.2016g

a.






tevatür | 1. Bir haberin ağızdan ağıza yayılması, yaygın söylenti. | Gene 1 Mayıs 1977'nin biraz sonrasından itibaren tekrarlanan şu tevatür: 1 Mayıs sabahı İntercontinental oteline on kişilik bir Amerikalı grubu gelip yerleşmiş., | HBerktay, T, 24.5.2012 | O toplantıya gitti, buna gitmedi diye, birtakım tevatürler çıktığını duyduğum için açıklama yapma gereği duydum., | NMert, Cmh, 12.2.2016 2. in b. (***) Bir haberi, yalan olarak söylenmiş bir söz üzerine birleşmeleri mümkün olmayan ve her zaman kendilerine güvenilen kimselerin bildirmeleri.

a.




GTS++



tevatürcü | Tevâtürcü Cemil Beğ 11.08.2024

s.






tevekkül | Çalış! dedikçe Şeriat, çalışmadın, durdun,




ar.



tevellüdhane | doğumevi, doğumhane | Zibidiler sebep oldu bir iki akçe içün hayf / Tevellüdhaneden göçdü Kuburi bağ-ı rıdvane., | Cafcaf, Bahar2013/54, 16

a.






tevge tevge uçmak BTS+ deyim 1.Terbiyesiz, ahlaksız. 2.Yaramaz, haylaz, haşarı. 3.Şaşkın, düşüncesiz. 4.Kendi halinde, uysal. 5.Akıllı, işbilir | Kızkulesini geçtikten sonra tevge tevge uçan bir martı gördü., | BTSalihoğlu, 2014, 51-2






bts+



tevgende

s.
uyuntu


"Tevgende İş görmez, işe yaramaz onunla bununla gezip tozan. Uyuntu.", Ali Zeybek, 14.02.2024, Köyden Sözcükler, facebook"



tevhîdhane | Tevhîdhane-türbe, harem, selamlık, mutfak gibi bölümlerden olşan tekke 1925'de tekkelerin kapatılmasıyla bakımsız kalmış, harem ve selamlık ikametgah olarak kullanılmış ve oldukça harap vaziyette günümüze ulaşmıştır., Osmanlı toplumunda tasavvuf, 356

a.






tevhithane


Mevlevî tekkelerinde semâ ve bâzı tekkelerde âyin yapılan yer, semâhâne.

"(Ar. tevḥіd ve Fars. ḫāne "ev, yer" ile tevḥіd-ḫāne)"
" Şeyh Yahya Efendi Türbesine zamanla, cami-tevhidhaneyi, selamlığı, haremi ve Güzelce Ali Paşa Türbesini barındıran esas bina eklenmiştir.", TÜRÇEK, 8.3.2024+"



tevik -ği | 1. kızak. | ve savaş bitince eline küçücük memuriyetler sıkıştırılan / at tevik ve kızaklarla eşkıya taşımasa, | MG, 28 | 2. Sersem

a.






tevilatör | tevilci. | Olsa olsa yöntemini kullanalım ve gönüllü tevilatör olarak, hadiseyi çözmeye yahut en azından aydınlatmaya katkı niyetiyle, ışık tutmaya çalışalım., | MŞeker, YŞ, 22.12.09

s.






tevilci | Gerçi tasavvuftan söz açınca özellikle Bayezid-i Bistâmî, Hallâc-ı Mansûr, Muhyiddin İbn Arabî gibi mutasavvıfların geliştirdiği teorik tasavvufun Bâtınî ve tevilci bir boyutunun da bulunduğunu ve bu boyutun dinin temel karakterine ve öğretisine aykırı fikir ve uygulamalara yol açma riski taşıdığını da burada kaydetmek gerekir., | AliBardakoğlu, KararG, 28.7.2016

a.






tevir | renk FeyzullahSacitÜlkü, C, 2.1.1935/BAyvazoğlu, Z, 26.1.2012 | Genç yaşımda dağlar gibi kar oldum / Etrafımda tevir* türlü zar oldum / Gafil iken muhannete yar oldum / Sana ne diyeyim halimi baba., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 124

a.






tevnepîr mirov | kürtçe örümcek adam | Patentte 'tevnepîr mirov' açılımı., | R, 19.10.2012

a.






Textpectation | İngilizce bir kelime: Textpectation. Birine gönderdiğimiz mesaj, mail gibi yazılı bir metne cevap beklerken geçen zamanı, yanıt beklentisini ifade ediyormuş. Sözcük, 2016'da kabul görmüş., | 17.7.2019, twitter, Cansu Cansu Altaş @yenidenbaslasin

a.






Teyellendirmek | Teyellendirebiliyorsun hemen terziye verip., | dükkancı, 18.5.2019

f.






teyelli | teyeli olan, teyellenmiş olan. | ıssız bir Nedim olup / eyağına doldurmuş / gizi ve sözü teyelli., S Erözçelik, 1991, 24

s.






Teyidleşmek / teyitleşmek | bir şeyi karşılıklı doğrulamak | Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker, 'Türkiye'deki son gelişmelerin ardından yabancı ortaklarımızla yatırımların devamı konusunda teyitleştik' dedi., | 22.7.2016, | https://www.haberturk.com/ekonomi/is-yasam/haber/1270377-murat-ulker-yabanci-ortaklarimizla-teyitlestik, 18.8.2019g

f.






teyitçilik -ği | teyid + tr. -çi-lik.Teyitçilik ve Doğrulama Faaliyetleri Haber , içerikten bağımsız düşünülemez ve içeriğin doğruluğu , haberin sahip olması gereken niteliklerin başında gelmektedir. Durdulamaz bir hızla gelişen dijital çağ, hakikatin yitimi ve yalan haberlerin dolaşımda olması gerekçesiyle, haber doğrulama pratiklerine ihtiyaç duymaktadır., Burak Toraman, Post gazetecilik, 2022, 50




ar.



teyitli | Sayın Cumhurbaşkanımızın Sayın Bolton'a teyitli bir randevusu söz konusu değildi. Böyle bir talep vardı ama biz bunu teyit etmemiştik., | İ Kalın, Hürr, 8.1.2019

s.






teyitli | teyit edilmiş. | Sayın Cumhurbaşkanımızın Sayın Bolton'a teyitli bir randevusu söz konusu değildi. Böyle bir talep vardı ama biz bunu teyit etmemiştik., | İ Kalın, Hürr, 8.1.2019

s.






teytey








teyze bu dayıya benzemez








teyze bu dayıya benzemez ++








teyzemin sağ taşağı








teyzemin sağ taşağı ++








teyzezade

a.
teyzeoğlu.


"Sarışın genç kız, teyzezadesini kolundan tutarak sarstı: -İnan! İnan! Serbestiz. Haydi kalk, giyinip, sokağa çıkalım.", C Uçuk, DŞ, 1971?, 150"



teyzuş | Teyzuş dedim de Selda bak cidden geleceğiz kızım artık kurtuluşun da yok yani Azrail bile engel olamadı kavuşmamıza :), | idea-eidost.blogspot.com/2009/11/tum-dostlara-sonsuz-tesekkurler.html?/21 Kas 2009








tez | Tez sıçrayışla atına bindi ve Küçüm'e bir bakış fırlatıp uzaklaştı., | AErgenekon, 105 Tez zamanda çabucak, kısa süre içinde | Tez zamanda ortaya çıktı., | Cafer Solgun, T, 21.6.2013

s.






tezatlık

a.
1. çelişik, zıt. 2. tezad olma hali.

ar. tezad + tr.-lık
"böyle bir kelime yok türkçede. tezat sıfat zarf isim olarak ek almadan kullanılır. "adı ile tezatlık içeren bir davranış" "yaptıkları ile söyledikleri arasında tezatlık var" gibi cümleler hatalıdır. sadece tezat yazmak gerekli ve yeterlidir.", poturgilinpotur 20.11.2010 21:58 ~ 21:59, EkşiS"



tezatlık | çelişki | Geçen yıl 3 ay kaldım ve Türkiye'yi özleme fırsatım oldu. O tezatlığı fark edince genel bir insan çorbası olduğumu kabul edebildim., | YaseminAllen, M, 29.6.2016

a.






Tezbik | tespih | Tezbik çekmek lazım., | Havva Gedikli, 23.2.2020

a.






tezce | Bana biraz evvel verdiler. Ve senin tarafından tezce bir zaman zarfında bestelenmesini irade ettiler., | ZŞakir, Sadullah Ağa, 73

s.






tezcene | Tezcene büyümek için yeterince yiyip çokcana uyumalıdır çocuklar., O Tansel, Konuşan Balıkla..., 2001, 32

z.






Tezdirmek | Dünya için tezdirirsin / Sıhhat verir gezdirirsin / Hikmetlerin sezdirirsin / Şükrederim Allahıma., | Develili, 52

f.






teze | taze | Bu sese taraf yürüdü. Baktı, teze mezar. Mezara taraf yürüdü., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsani, 271

s.






tezek -ği | tezekten terazinin boktan olur dirhemi ÇetinAltan, M, 26.9.2004

a.






tezelden z*. | Onbaşılar tezelden çerilerinin sayımını yaparak ordunun vaziyetinin tesbitinin gerçekleşmesine yardımcı olurken, çavuşlar halkın arasına dağılıp ölüleri topluyorlardı., | AErgenekon, 51








tezeneli

s.
tezene ile çalınan.

tr. tezene-li
"Ülkelerde kopuz ve tezeneli sazlarımız", Mahmut R Gazimihal, 1975 (Kitap adı)"



tezenesiz | tezene olmadan | Perdesiz tezenesiz., | 10.5.2019

s.






tezgah üstü/tezgahüstü | Over-the-Counter – OTC | Tezgahüstü pazarda ise aracı kurumlar arasında yapılan işlemler borsaya bildirilmektedir. 2012

a.


ing.



Tezgâh yağlanır. Bezeler elle havada çevrilerek tezgâha açılır ve tepsi boyunca katlanır, yağlanmış tepsiye konulur. Diğer bezeleri aynı işlemden geçirilerek aynı tepsi içine 5 yufka gelecek şekilde üst üste konulur. 60 dk dinlendirilerek 250 derecedeki fırında yaklaşık 35-40 dk pişirilir. Hafif soğuduktan sonra pudra şekeri serpilerek servise sunulur.








tezgahçı | Otantikte çalışacak tezgahçı aranıyor, | 24.5.2014 duvar ilanı, Divanyolu

s.






tezgahlayıcı | 12 Eylül'ün ve tezgahlayıcılarının karanlık ruhlarında yeniden üreyen bu makineleşmiş takıntı kendilerinden önce de vardı; sonrasında da devam etti., | FKentel, T, 10.9.2011

s.






tezhiplenmek | Fermanların üstünde görülen ikinci tür tuğralar genellikle tezhiplenmiştir. Sere, tuğ, beyze ve kollarda aynı oranlar kullanılmış, harflerin aralarındaki boşluklar çeşitli naturalist çiçek, rumi, hatayi ve bulut motifleriyle doldurulmuştur., | Türkiyemiz, 1989, C 19, 19

f.






tezkereci | 1. Askerlik ödevini tamamlamış, terhis olmuş er. 2. | Dava özetlerini yazan görevli. 3. | Tezkere yazarı. | Yarım saatlik görüşme, imza sahibi tezkereciden başka hiç kimseyi alâkadar etmemiş idi., | Fındıkoğlu, Ordinaryüs profesör dr. Cemil Bilsel merhumu anma merasimi, İÜHFM, 1.2.1950, 21

a.






tezkereci | Yarım saatlik görüşme, imza sahibi tezkereciden başka hiç kimseyi alâkadar etmemiş idi., | Fındıkoğlu, Ordinaryüs profesör dr. Cemil Bilsel merhumu anma merasimi, İÜHFM, 1.2.1950, 21

a.






Tezlenmek | Acele etmek | DURSUN ÇAVUŞ — Dur hele biraz; tezlenme! Hallarını ben de pek beyenmem. (Veli çavuş, bir kaç askerle sahneye girer.) VELİ ÇAVUŞ — Selâmınaleykûm! ORADAKİLER — Vealeykûmselâm ! ULU BATLI — (Heyecanla) cenk ne oldu Veli ..., | Süleyman E Sönmezler, Fatih Sultan Mehmet: Oyun 3 bölüm, 1970, 13

f.






tezmek | gezmek tezmak ikilemisinde geçer. | Bana müsaade edin o zamana kadar, gezeyim tezeyim., | Hayrettin Karaman, | https://www.youtube.com/watch? v=NVOWqbwsFHM, 30.9.2019+

f.






tezviratçı BTS- | Yalan dolancı | Vakfın bir de ilginç şartı vardı; | kurtuluş parası verilecek olanların dolandırıcı, hilebaz ve tezviratçı olmamasına dikkat edilecek., | | http://www.pusulahaber.com.tr/osmanli-herkese-merhamet-gostermenin-adiydi-32260h.htm, 25.4.2014

s.




bts-



thanks to | sayesinde | Yunanistandan sonra son yıllarda Avrupadaki en büyük nefret objemizin (thanks to Sarkozy) Fransa olduğu aşikar., | BAltuğ, T, 18.3.2012




ing.



thanksgiving day | şükran günü | Yok yok Thanksgiving Day için değil. Bayram için., | , | RamazanRasim, T, 1.9.2011




ing.



the end | filmin sonu, son | Çakır Fato neyler bilmem, hayat herkeŞe başka the end'ler yazıyo be abem. | , | AKilimci, S, 7.4.2013

a.


ing.



thelemizm | Bu olağanüstü cesur düşünür ve yazar Rabelais, bu uğurda 'iyilik kendi çıkarını gözetmez' anlayışıyla bir ütopya üretir: Thelemizm. Gargantua'da bu felsefe, Thelem Manastırı'nda yaşamanın biricik düsturu olan 'ne istiyorsan onu yap' ilkesine dayanmaktadır. , | PBarışta, T, 18.9.2011

a.






tıb | Açıldığında, tabuttan güzel (tıb) bir koku etrafı istiab eder., | İAlanka, 9

a.






tıbbi kötü uygulama | malpraktis 19.7.2011 t ve 27999 | RGde

s.a.






tıbık -ğı | Kuş tutmak için kullanılan yapışkan madde, ökse. TD 2. Kuş tutmaya yarayan çöp ya da telden yapılmış tuzak. | | Gözaltında yapılan sorgulamada, Mehmet Tıbık'ın daha önce 16 farklı suç kaydının bulunduğu, Gülabi Çoban'ın ise 7 ayrı suç kaydına sahip olduğu ortaya çıktı. İki şüpheli, adliyeye sevk edildi., Hr, 27.04.2025

a.




DS



tıfılcan | Biz tıfılcanlara hep gülen gözlerle bakardı Işık Abi., | STunalı, T, 19.9.2012








tığ teber bırakmak (birini) deyim | Adamı ortalıkta tığ-teber ve borç içinde bıraktığınız yetmezmiş gibi..., | RTahiroğlu, T, 12.08.2010








tığlamak

f.
bir delikten gizlice gözetlemek.


"ildiğimiz "tığ" elişi yapılır, dantel örülür. Dervişler kurban kesmek yerine "tığladık" dermiş nazik olsun anlatım insanlar ürkmesin diye. Tıpta da kullanılırmış. Bir yeri sivri uçlu neşter ile açmak. Tığın açtığı kadar bir delikten birilerini gizlice gözetlemek anlamı da buradan geliyor, anlaşıldı.", Aysun Uysak, İbrahim'in gönderisi, ibrahim çelikli, evet bizde de saklanarak çaktırmadan dikkatle gözlemek", 10.3.2024, Köyden Sözcükler Y.T., facebook"



Tığlamak | Her cuma, canlar bölük bölük gelirler, el bağlayıp dara dururlar, ondan nasip alırlarmış. Kapısında koçlar tığlanır, açlar doyar, çıplaklar giyinip giderlermiş ..., | Asım Bezirci, Pir Sultan, 6. Bs., 1994, 45

f.






Tıha | kötü (Ermeni) 3.1.2015 Ali Koca

s.






tık I | 1. çekiç sesi. | O zaman ne yapıyor kunduracılar? Birerden iki teklik verip, iki de tık tık, topuklara oturtuveriyor* birer yumurtayı... | , | Çalıkoparan, 32 | tık yok1. | hiçbir ses-seda yok. 2. mec. hiçbir tepki yok. | Soru bugün de baki fakat CHP-BDP ittifakı söz konusu olduğunda, üstelik CHP-de tık yokken, Kürtlerin bu soruyu daha geniş bir tarihi dönemi akla getirerek soracaklarından hiç kuşku duymamak lazım., | O Miroğlu, T, 18.11.2010

dey.a. mec.






tık II | (Asansöre binerken) Bi' tık ilerlelebilir misiniz? , 21.04.2025 (Vezneciler metrosu)

a.






tıka basalık | Bazen olayların ağırlığı ve yoğunluğu, bir süreci diğerlerinden öylesine farklılaştırır ki, aynı zaman dilimi kadarlık olmalarına rağmen, vaktin dağarındaki o hınca hınçlık, o tıka basalık, bize sanki daha uzunmuş sanısı verir., | NÇınar, T, 8.8.2011

a.






tıkaçlık etmek tıkamak. | Türkiye'nin en belalı meselesinin çözümüne önderlik, olmadı ortaklık etmek yerine tıkaçlık ederek nereye gideceğini sanıyordu? , | AGörmüş, T, 9.4.2013








Tıkalı | Yarı tıkalı burun delikleriyle, bu kokuyu sonuna kadar içmek için, derin derin nefes alıyorlar ve ara sıra birbirlerine bakıyorlardı., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 135

s.






tıkama yapmak tıkamak, bir şeyin geçişi engellemek | Bir taktik tekerlekli zırhlı araç, iki zırhlı muharebe aracı, bir geliştirilmiş zırhlı personel taşıyıcı ile hududun muhtemel geçiş noktalarına tıkama yapıldığı ifade edilen açıklamada, kaçakçıların, hudut hattına yaklaşmamaları konusunda Arapça ve Türkçe ikaz edildiği vurgulandı., | 18.8.2013, M








tıkamak | parlamentoyu tıkamak deyim parlamentonun çalışmasını engellemek

f.






tıkanak | miz. Lokanta. Lokanta adı.

a.






tıkayıvermek | Çabucak tıkamak | +Örneğin, | Ya abi, öyle söylüyorsun da bu adamları CIA destekliyor. deyip | Öyle olmasa... diye devam etmek istediğinde karşıdaki kişi: | Abicim, geç bunları artık ya... Şu komplo teorilerinden vaz geçin artık ya... şeklinde lafı ağzına tıkayıverirdi., | MGültekin, | http://islamianaliz.com/yazi/kandirilmanin-psikolojisi-abi-adamlarin-160-ulkede-okullari-var-3377, 28.7.2016g

bf.




GTS+



tıkıdık tıkıdık yansıma dıgıdık dıgıdık. trenin hareet halinde çıkardığı ses. | Rayların üzerinde 'Kopuduk, kopuduk, tıkıdık, tıkıdık' sesleri arasında yalan yanlış ne söylesen gider., | BTSalihoğlu, 2014, 62








tıkılı | Kız, birden yengesinin koluna yapışıp, gelen dalganın üzerine uzanıverdi; yengenin çığlığı ağzında tıkılı kaldı; koca dalga köpüre köpüre üstlerinden aşıp geçmişti., | E Öz, Havada kar sesi var, İstanbul 1990, 43 | Burada tıkılı kaldık!

s.






tıkıntı | Tıkıntı fastfood Üsküdar

a.






tıkır da mıkır | Ayşecik hemen saman bulup korkuluğu Meko dikiş makinesi ile Nurhan Damcıoğlu'na tıkır da mıkır diktirirler ve bit pazarından bir takım elbise alıp korkuluğa giydirirler., | Fırt, Sayı 434, 3.7.1984, 14

a.






tıkır da mıkır | oysa kim Çukurbostan'da / yaşıyor şeker şiirlerini / bir kız tıkır da mıkır, S Erözçelik, 1991, 24








tıkır işler tıkırına girmek/işler tıkırnda gitmek deyim | Artık işler iyice tıkırına girmişti., | NGüreli, 52








tıkır tıkır

z.
sorunsuz, çok güzel bir biçimde.

tr.
Tıkır tıkır çalışan saatlerde / Akşamı hatırlatan / Karanlığın yayıldığı | / Uçsuz bucaksız semaları: 80



tıkırdamak | Tıkır tıkır ses çıkarmak, tıkırtı yapmak. | Kapının yavaşça tıkırdadığını işitiyorlar., | EMKarakurt GTS | Malum önümüz kış, soğuk kış günleri için lezzetli oldukça doyurucu bi çorba tarifi vermek istiyorum... malz: ... 2-3 diş sarmısak ... çorbadan alıp terbiyeyi ılıtalım ve çorbamıza ekleyelim..bi iki tıkırdadıktan sonra çorbamız hazır., | www.tarifdefteri.com/forum/sebze-Çorbası-1833.html, 29.12.2004 | 2. Çorba, yemek kaynamak | Atinada bir iki tıkırdadıktan sonra hareket etti. Cumhuriyet, 29.12.1937

f.






tıkırdatmak | Eve geldiğimde daha kapıyı tıkırdatır tıkırdatmaz, beni annem sandı: -Ay ay Nebahat, ben askere gidiyorum, dedi., M İzgü, AAG, 2007 (1994), 25

f.






tıkırı yolunda olmak (veya gitmek) deyim varlıklı olmak, parasal yönden sıkıntısı olmamak. TDK








tıkışık | çok kalabalık, iğne atsan yere düşmez hali. Polar maddesi Magna, EkşiS, 12.07.2002 | Arabalar hep tıklım tıkışık oluyordu., | FG, 26.3.2020

s.






Tıkışıklık –ğı | ++

a.






tıkıştırma | Güya edebiyat güya felsefe merakları acemi şairlik denemeleri hepsi abileri kendilerini esirgeyip korusun diye abilerine yakınlaşma için bir ön tıkıştırma hazırlık., | NGenç, isenç, 106

a.






tıklamasız

s.
tıklama yapmaksızın.

tr. tıkla-ma-sız
"Arama motorlarının istatistikleri, kullanıcının, sitenizde, hangi bilgileri aradığını, hedeflerini, amaçlarını size açıkça gösterebiliyor. Örneğin çalıştığım şirketlerin birinde, şirket websitesi içinde kullandığımız arama motoru Verity Ultaseek'te, "Tıklamasız arama kelimeleri", "En çok aranan kelimeler", "En çok tıklanan sonuç" gibi birçok yararlı bilgiye ulaşmak mümkündü ve bu bilgilerinin ışığı altında, site içinde defalarca değişiklik yaparak, siteyi kolay kullanılabilir hale getirmeğe çalıştığımızı hatırlıyorum.", Mehmet Doğan, Teknoloji Kimin Umurunda, 2006, 39"



tıklım tıklım tamamen dolu, dopdolu. | Bir Pazar günüydü. Plaj iyice yükünü almıştı. Tıklım tıklımdı./ Camgöz Taci kapıya gidip dışarı fırlayacak ama, kapı gelecek sanatçıları görmek için gelenlerle tıklım tıklım., | TAral, SÖ, 103/ 141








tıknazca BTS- | topluca, kısa ve kalınca | Tıknazcası arkasından seslendi: -Onbaşım, isterseniz bir de ahırı arayalım./Bu sırada yanlarında, orta boylu, tıknazca, bir erkek belirdi., | OğuzÖzdeş, DağBDA, 1964, 50/89

s.




bts-



tıktık

a.
hekim aletiyle muayene maksadıyla bedene tık tık vurma.

tr. yans.
" -önce senden şıkşık / sonra ben bedenine tıktık!-(19.yüzyıl hekimlerinden Husrev coccanî efendi birkaç kez, muayeneden sonra "param yok canımı mı alacaksın? kiminin parası / kiminin duâsı! diyenlerden bîzar olduğu için eniştesi hattat mâhir efendiye bu beytini ta'lik hatt ile yazdırub başının üstüne ta'lik eylemiş ve vizitası bervechi pîşîn virilmeksizin ev halkına dahi bakmamıştır)", @Elifhevav, 28.12.2023, X"



tıktıklamak | Tak tak vurulacak, dağ delme, yol açma, tünel kazma aletleri gibi sesler çıkaran bir ağaçkakanın bir dakikada tıktıkladığı sayı kadar dişinize dokunan aletler., | UfukBozkır, ZCumartesi, 4.2.2012 | Arkadaki ilk iki kişi parayı uzatmam için omzumu tıktıkladı., | AyçaŞen, T, 28.6.2012

f.






tıla etmek (gözlerini)? sürme çekmek | Yanındaki küçük şişeden gözlerini tıla et. Zira küre-i havayı yakında terk edeceğiz.', dedi. Filibeli Ahmed Hilmi, A'mak-ı Hayal, 58.








Tılsımlamak | Sihirli bir değnekti / Tabiatı uykusundan uyandıran / Dünyamızı yeşile boyayan / Bizlere aşkı, ümitleri dokunuşuyla tılsımlayan., | N Ö Arpacı, 2006, 36

f.






tılsımlı

s.
tılsımı olan.


"Dua et bu biten geceye anneciğim, / Açılsıno tılsımlı eller. / Getirdiler gagalarında ezan seslerini / Yorgun güvercinler... ", Ş E Regü, Yağmur, 6"



tılsımlı | Truvayı vasf eder sazı Homer'in / İşte harâbesi o şanlı şehrin; / Altında tılsımlı defineler var, / Üstünde sihrâmiz hayalî şi'rin., Hüseynzade Ali Turan, A H Bayat, Hüseyinzâde Ali Bey, 1998, 116 | Bu kitap sahibine tılsımlı, Tuğçe Işınsu, 05.07.2020, basında reklam

s.






tımar | al atını ver tımarımı | Sana otur diye mi para veriym eşşoğlu eşek! Hadi ben eşeğim; babamı ne karıştırıyor? Bir gün al atını ver tımarımı deyivereceğim..., | Hacıhasanoğlu, 1954, 72

a.






tımbırtı | Örnek 16, 17, 18 ve 19'a baktığımızda, aydınlık eylemine, çeşitli eğretilemelerle (mum yakma eylemi, bir tımbırtı, çanak çömlek konseri, teneke çalma), kılıcı rolünün yüklendiğini; ancak, kılıcı rolünün, fiilin gösterdiği hareketten ayrıştırılarak-., | 1990sonrasılaik-anti-laikçatışmasındafarklısöylemler, 2002, 45, | https://books.google.com.tr/books? id=RJRpAAAAMAAJ, 17.5.2017g nerde tımbırtı orda buluntu deyim | Nerde tımbırtı, orda buluntu: Eğlence fırsatını kaçırmayanlar için kullanılır., | UygarlıklarKapısıUrfa, İstanbul 2002, 201 | Ben ve Musa da, Kürt davasıyla ilgili olduğu için, DDKO'nun içindeydik. Nerede tımbırtı orada ..., | OMiroğlu, HevselBahçesindeBir DutAğacı:Canip Yıldırım'laSöyleşi, İstanbul 2005, 220

a.






tımgıt üniversitesi | | Genç adam belki tenor belki de çok öfkeli / Tünelin tramvayı karanlığa dalıyor / Yakut taşlı bir yüzük çakıyor şimşek gibi / Tımgıt üniversitesinde camlar parçalanıyor, | AlperÖzbek, 84

a.






tın

a.



"tınlı toprak / yaklaşık olarak eşit ölçülerde kum, kil ve mil (silt) içeren toprak ideal tındadır.", hayat aklini konusacak bir filozof uret, 21.01.2018 21:31 ~ 22.01.2018 13:16, EkşiS"



tın tın partici olmak

dey.



"Ama bu olayı bir romana konu etmeme rağmen "Ümraniye İçinde Vurdular Bizi" yazılış tarihinin üstünden 33 yıl geçmesine rağmen iki baskıda sadece altı bin satabildi. Çünkü ülkücü hareketin hafızasında Ümraniye şehitleri yoktu. Çünkü ülkücüler ülkücülükten uzaklaşmış tın tın partici olmuşlardı.", Alper Aksoy, facebbok"



tınaz tınaz

a.
yığın yığın

tr.
"Küçük dünyalarında önce / Bir sıcak somundu düşündükleri / Yalnız düşlerinde biçtiler / Tınaz tınaz gür ekinleri", İlhan Geçer, 4"



tıngır | Sıkı durun, ilk öykü Atinalıların suçlu kadınlara uyguladıkları tıngır saç bir cezadır., | SalahBirsel, Bitliler, NisanKitapDört, 6








tıngır mıngır | boş, bomboş | Mahmuz, çizme yerinde ama cepler tıngır mıngırdır güzelim, sen gene..., | HEAdıvar, KA, 25

a.






tıngırdamak

f.
metal nesneler kuru bir ses çıkarmak | tıngıldamak.


"Deehh!.." Araba tıngırdayarak hareket etti. Bir süre evlerin arasından geçtikten sonra köyün dışına yakın tarlalara giden yolun üstünde bulunan, geniş yalaklı, üç demir borudan su akan büyük çeşmenin yanına vardı.", İ F Ceylan, Bir Garip Adam, 2002, 66"



tıngırdamak | Dişleri tıngırdadı, yüz etleri gerildi, gözleri yıldırım gibi parladı Fındık Osman'ın., | AhmetEfe, FındıkOsman, 12








tınısal | Açtığı o kapılarda tınısal açıdan kimi zaman oda müziğine bile yaklaşır. . ErayAytimur, HrKitapSanat, 26.5.2017

s.






tınlamak | 1. 'tın' sesi biraz sürüp gitmek, çınlamak. 2. Dinlemek, dikkate almak. | Yapmayın etmeyin... Duygu sömürüsü yapmayın... Faili meçhuller üzerinden kendinize rant yaratmayın... İnsanları kandırmayın, acılı insanları kullanmayın dedik. Bu köşede dilimizin döndüğünce anlatmaya çalıştık. Tınlayan olmadı..., | A Aktar, T, 12.03.2012








tınlatıcılar

s.
tınlatma yapan.





tınlatmak | –i tınlamasına yol açmak, tınlamasını sağlamak | Aslında iyi bir hatiplik eğitimi almış, bu bakımdan hem yetkin hem de yetenekli olan Cumhurbaşkanı'nın da ifadeyi kulaklarımızda yine dinî (İslâmî) belagatle titreşimli şekilde tınlattığını düşünmek de mümkün..., | TayfunAtay, Cmh, 12.2.2016

f.






tınlayış | tınlama | 8000 yıllık ayak izlerini öpmeyi becerebildiğimizde başka bir tınlayış duyacağız, daha derinden bir kavrayışın farkına varacağız., | DCündioğlu, R, 8.12.2012

a.






tınlı toprak

b.a.
Tava gelmesi ve işlenmesi kolay, tarıma elverişli bir tür toprak


"tınlı toprak / yaklaşık olarak eşit ölçülerde kum, kil ve mil (silt) içeren toprak ideal tındadır. (... ) bu üçünün [kumlu, milli, killi toprağın] karışımı olan tınlı toprak | su tutma kapasitesi, havalanması, bitkiyi taşıması, gözenek yapısı, su hava dengesi özellikleriyle bitki gelişimi için ideal ortamdır.", hayat aklini konusacak bir filozof uret, 21.01.2018 21:31 ~ 22.01.2018 13:16, EkşiS"



Tıntın | 1. Bomboş, boş | Kafa tıntın, zekâ sıfır, irfan eksi bin beş yüz, niçin müellifliğe özendirilmişler, anladıysam semitizme sevdalanayım; herhâlde neşriyatı kartvizit belliyorlar., | Şenol Onay, Paramatör, ? , 85 (26.8.2019g) 2. Bilgisiz, cahil | Erkek çocuk olarak doğdu iseniz; o kadar hürmet ve alaka görür, dünya işlerinden soyutlanırsınız ki; tıntın bir adam olarak büyür, aşık olur, ..., | 28.4.2008, | https://forum.meleklermekani.com/threads/ah-bu-kadinlarin-erkeklerden-cektigi-alintidir.83553/, 26.8.2019g | şimdi hakan şükür'ü eleştireceğimiz nokta memleketin meselelerine 'ben bilmem büyüklerim bilir' şeklinde yaklaşması olamaz. zira cidden bu konularda tıntın bir adam olabilir, ki öyle görünüyor, biat kültürünün bir temsilcisi ..., | 3.1.2012, EkşiS








tıp | denk | Onun ise ağzı pek lâf yapıyormuş ki kendi askerlerini övmüş ve | Her bir erimiz bin Türk'e tıpdur [denktir] demiş ama canını zor kurtarmış..., | Aşıkpaşazade/YHErdem, KararG, 18.12.2016

a.






tıp | etmek Korkudan kalbim | etti.



tıp tıp




tıp | Su damlama sesi. | -Nasıl hikâyeci oldunuz? -Ne yazayım yani şimdi ben, diyordu. Musluk bozulmuştu , | damlıyordu . Tamirciyi çağırdım . Şıp şıp su sesinden sinirlerim altüsttü . Adam onarırken içeriye geçip ilk hikayemi yazdım... Böyle mi söyleyeceğim? , Ömer Lekesiz, Yeni Türk edebiyatında öykü, 1997, C 5, 398 | O andan beri, tam yirmi beş yıl, bu yaranın kanı, ölüm işkencesine mahkûm Çinlilerin tıraşlı tepesine akıtılan damlalar gibi | yüreğimin üstüne damladı, damladı, damladı., YKK, Atatürk, 1971, 12



tıp tıp




tıp | vurmak | mademki aylarda nisan, / yağmur değil yağan, / koku, renk, / umut, bereket, / bahardır, | tıp, cama vuran., | Hakkı Özkan, 19



tıp




tıp oyunu | mec. Sessiz ve hareketsiz beklemek. Bir oyun. Oynayanlar oyun alanında rahat bir pozisyonda oturur ya da uzanırlar verilecek | komutuyla herkesin olduğu gibi kalması, hareket etmemesi, konuşmaması, kendilerine sorulacak sorulara cevap vermemesi, verirlerse oyun dışında kalacakları belirtilir. Oyun sırasında ebe oyunculara kasti olarak sorular yönelterek yanıltmaya çalışır (ör. tamam arkadaşlar, oyun bitti vb.) | Bu andan itibaren | yapıyoruz, konuşmuyoruz., | Akmaral, 25.11.08. | CHPliler bir kenarda 'tıp' oynamaya devam edecek., | DOral, T, 4.7.2011

a. mec.

tıp




tıp tepmek | komplikasyon olmak.

b.f.






tıp tepmesi | komlikasyon; istenmeyen rahatsızlık. | Bu şiiri [Hekimlere Naz] derslerde okurdum ve şiirdeki | tepmesi ifadesini, | komplikasyonun Türkçesi olduğu şeklinde öğretirdim öğrencilerime ve asistanlarıma hep Cerrahpaşa'da. İnşallah yanlış yapmamamışımdır... K Beşirli, 27.05.2025, TÖL

b.a.

tıp




tıpatıp





"Murad Naci önce 1 numaralı Polinka macerasına İzmir vapurundaki kızı arkadaşına hatırlatmak için kısaca dokunduktan sonra o günkü gezintisine geçti | iki kızın birbirine tıpatıp benzemeleri noktasında özellikle durarak ne gördü, ne duydu, ne düşündü ve ne yaptıysa hepsini, hem de heyecanla anlattı | Cemşit'e sordu:", R H Karay, Sonuncu kadeh, 30-31"



tıpçı | hekimi. Hekim. | Dinçer, Dr. Mehmet: Adli tıpçı gözü ile baş travmaları . < Post mortem > . İstanbul 1954 İsmail Akgün Matbaası . 76 + [ 1 ] | 8 ° resimli Bibliyogafya [ 1 ] S., Türkiye bibliyografyası, 1954, C 21, 136

s.a.

tıp




tıpır tıpır

z.
hafif ses çıkararak.

yans.
"Yağmur da yağar tıpır tıpır yerlere / (Yerlere aman) / Ben ağlarım yalan gelir ellere de / (Ellere de sürmelim ellere) / Pusulam da çıkmış askere gidiyon / (Gidiyon aman) / Ben gidersem sarar mısın ellere de / (Ellere de sürmelim ellere)","
Eşme halk türküsü



tıpır tıpır

z.



"Meço çardağın ön üst çatmasında asılı duran keklik kafesini indirdi. Oynamaları için Ayşe ile Güvercin'in önlerine koyuverdi. Kırmızı, kınalı ayakları, gagaları kafeslerinin içinde tıpır tıpır gezinen kekliklere çocuklar yem attılar", O Şahin, Bütün Öyküleri II, 78 "



tıpır tıpır








tıpır tıpır yuvarlanmak | 1. Gürültü ile | Hafızanın kuyusunda uyuyan sözcüklerin derin bir uçurumdan aşağıya tıpır tıpır yuvarlanan taşlar gibi şimdiki zamanın içine düşüvermesi beni ürpertir., | EYalazan, T, 1.8.2010 2. | sessiz | Sadece tıpır tıpır ayak sesleri duyulan o kalabalıkta sükut, saygı, hürmet hakim., | BTSalihoğlu, 2014, 53



tıp tıp




tıpırtı | hafif hafif çıkan vurma sesi, tıpırdama sesi | Benim gibi salondaki diğer oturanlarda da sessiz bir bekleyiş var. Bir küçük tıpırtı oldu., | Nazik Erik, 15

a.




GTS++



Tıpırtı | Yolun iki tarafındaki ıslak söğüt ve hayıt ağaçlarına düşen yağmur damlaları hafif, melankolik bir tıpırtı çıkarıyor, atların kumlu yolda intizamsız izler bırakan ayakları gıcırtılı ve ezik sesler veriyordu., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 13

a.






tıpıtıpına | Tastamam | Bu kuklaların kukla olmadığı besbelli/Ne söyledilerse tıpıtıpına gerçek besbelli, | SKarakoç, Liliyar

z.






tıplı

s.
1. tıpta okuyan. 2. tıp mensubu.


"Çapa Tıplı derece öğrencisinden ders verilir.", 28.04.2024, duvar ilanı"



tıpsal bk. Tıpsal. | Sihirsel görünümlü olanlar: Dinsel ve tıbsal etkilerle görünüş ve bünyelerinde değişme meydana gelmemiş sağaltmalardır. Bunlar, sihirsel esaslara uygun bir şekilde uygulanmaktadır.,








TIR karnesi | Bu yılın ilk yedi ayında verilen geçiş belgesi sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3.68 azalırken, TIR karnesi sayısı yüzde 3.52 artış gösterdi., | T, 7.8.2011

a.






tırabzan babası | Cehenneme kadar kerata! Adam olmuş da kendi kendine kararlar veriyor. Biz burada tırabzan babası mıyız? , | FAtabek, DK, 1972, 44

a.






tıraşlayıcı san. ve | Lastik kaplamada | oliver tipi üretim teknolojisinde kullanılan makine ve teçhizatlardan biri: 0472 Model 30AG Tıraşlayıcı ve el tıraşlayıcı bıçak ve alet kidi. Ahmet Sarıgül, Ankara 1996 10.7.2010 Medical Park

a.

tıp




tıraşlı

s.
tıraş olmuş olan.


"Kıravatlı ve tıraşlı olduğu için memuriyete yeni başladığı belli olan birinci diğerine sordu.", Ersin Bulun, 2023, 97 "



tıraşlı | tıraş edilmiş olan. | O andan beri, tam yirmi beş yıl, bu yaranın kanı, ölüm işkencesine mahkûm Çinlilerin tıraşlı tepesine akıtılan damlalar gibi | yüreğimin üstüne damladı, damladı, damladı., YKK, Atatürk, 1971, 12 | Tarlanın taşlısı, kızın saçlısı, erkeğin tıraşlısı iyidir. / Oğlanın güzeli tıraşlı, kızın güzeli ilaçlı olur., T F Erdun, 8/13

s.

tıp tıp




Tıraşmatik ++








tırıklanmak | Kütahyada tırıklanmak kelimesinin eşanlamlısı olarak mıy mıy etmek, işten kaçınmak anlamında kullanılır., MEKalıpçı, 28.05.2012

f.






tırıl | Öyle ki, Fransız komutanlar kendisine tahtını bırakıp birlikte kaçmayı önerirlerse de Maksimilyen onlarınkinden başka hiçbir birliği olmadığı halde bu uyarıyı umurlamaz ve sarayının önünde yerli tırılların gelip kendisini kurşunlamasını bekler., | SalahBirsel, Bitliler, NisanKitapDört, 9

a.






tırım tırım | Hatta elinizden kayıp, kaçınılmaz olarak hapse düşseler dahi, sonunda tırım tırım villa gibi cezaevi aramak zorunda kalırsınız, böylelerine., | NÇınar, T, 9.7.2012








tırışkalık | İş mi bu şimdi yani? Bu kadar da | tırışkalık olmaz ki, canım. Sen de biraz çeki-düzen ver kendine, be | bilâder!, | RTahiroğlu, T, 12.10.2010

a.






tırıt | makineyi çevirme sesi | Kaydı tırıt geri aldık!, | Bekir Kayacan, 22.11.2019, Abant

a.






tırıvırı-Paraşüt | 1. Genellikle 70 cmx100 cm ebadında ve çeşitli göz aralıklarında örülmüş ince misina ağdan yapılmış dikdörtgen bir perdenin ucuna takılmış kurşundan oluşan balık ağı. 2. | Olsa da olur, olmasa da anlamına gelir. Önemsiz. | Türkiyeden çıkmış dünya çapındaki bir ihraç ürünü olan Cemaat'in hele de 'imaj' kaygısıyla bu küçücük ülkede tırıvırı işlerle uğraşması helhalde olsa olsa vizyonsuzlukla açıklanabilir., | EUslu, T, 16.6.2012 | Tırıvırı profesörler de var., Ömer Onay, 29.03.2025








tırlak -ğı

s.
tırlatmış olan kimse, deli.

tr. tırlat-'tan tır-lak
"Tırlak mı yani?" "Yok!... Yok!" dedi Tatar duraksayarak. "Tırlatmış değil. Akıllı adamdır. Her şeyi bilir, çok kitap okumuş, okumuş, okumuş, hepsini okumuş ve hakikati de söylüyor.", Dostoyevski, Yufka Yürek: Sürgün Öncesi Öyküler, 2014, ? | "... tırlak dedim. Biraz delidir yani." "Yalancıdır da dedin." "İkisi alakasız şeyler." "Bal gibi de alakalı.", J M De Vasconcelos, Şeker Portakalı, 2020, ?"



tırmata /tirmata 24.9.2016 AlperKanca Sürmene-Köprübaşı ekmek kırıntısı krş. Akçaabat Kuruçam köyü durmul/turmul bk. ekşi sözlük tırmata/tirmata








tırnaklamak | 1. –i tırmalamak. | Birden hatırına bu denizin İstanbul'dan geçerek buralara ulaşmış olması ihtimali geldi; Boğaziçi'ni yalayıp Sarayburnu'nu tırnakladıktan sonra Marmara'yı aşmış. Akdeniz'e yayılmış, sonunda Beyrut sahillerine düşmüştü..., R H Karay, Sürgün, ? ? | 2. Tırnaklarını geçirerek yolmaya, kazımaya veya çekmeye çalışmak. | Bir başka mizah doruğu olan Tristan Bernard ise, yürek yaralarının kabuğunu tırnaklıyor azıcık., | ÇAltan, M, 28.1.2006

f.




GTS+



tırnaklanmak

f.


tr.
Nasıl oldu | tırnaklanmakla bacaklanmak + baldırlanmak! Aşağı doğru inemem. Müthiş güzel bir cümle geldi dilimin ucuna. Sabnım taşmasın, diye bastırıp duruyorum 73



tırnaklarını yemek | Çok samimi olduğum bir arkadaşım var hepinizin bildiği, tv programlarından, köşe yazılarından tanıdığı... Türkiye'de polisiye roman yazarlarının öncüsü. Tırnaklarını yedi burada da araya birini sokmadan bir yayınevine okutamadı geçmişte romanını., | Orhan Karagöl, 19.9.2019, rindan analiz

b.f.






tırnaklı

s.
tırağı olan.


"Önündeki masada henüz kutulara yerleşmemiş bir yığın sigara, onun manolya rengindeki, ince uzun parmaklı, pembe sedef tırnaklı ellerinin arasından geçmek için bekliyorlardı.", C Uçuk, DS, 1971?, 9"



Tırnaklı | 1. Tırnağı olan 2. Tırnak izi atılan bir tür pide | Dürümlerimiz tırnaklı pide ve lavaştan yapılmaktadır., | Nano Dürüm ve Kebap Dürümcü Yusuf Usta, Bahçelievler, 15.8.2019








tırpan | kerenti.

a.






tırpan çekici

b.a.



ekim 1. amelî damgalı osmanlı orak. 2. tırpan çekici. 3. 18. yüzyl osmanlı nakışlı tırpan örsü.



tırpan örsü

b.a.



ekim 1. amelî damgalı osmanlı orak. 2. tırpan çekici. 3. 18. yüzyl osmanlı nakışlı tırpan örsü.



tırpanlamak | Ben de inkar etmiyordum sulfamide ilaçlarının gonokok mikroplarını tırpanladığını*. Fakat Hüseyinde yoktu bir metelik., | MYağmur, 1957, 23

f.






tırsak | Ürkek, korkak.

s.






tırsık | Ürkek, korkak. | Biz böyle tırsık davrandıkça herifler üzerimize geliyorlar. Nisan 2011 Öyle Bir Geçer Zaman ki.

s.






tırsıklık | ürkeklik, korkaklık | Lakin, memlekette fevkalade tarihi anlara tanıklık etmenin heyecanı; nedense 'Rindan'da tezahür etmiyor... miskinlik mi yoksa tırsıklık mı bu eylemsizlik..., | HBÇiçek, 20.8.2009 eposta

a.






tırsma | tırsmak işi | AKP, kurulan Meclis Alt Komisyonu'nu çalıştırarak elli senelik gıllıgışlı işleri çıkaracak mı ortaya; yoksa 'çarkçı Kemal'e parmak ısırtan tırsmalarla, artık çoğu konuda yaptığı gibi, vaz mı geçecek bundan da; göreceğiz bakalım., | Nçınar, T, 3.2.2012

a.






tırsmak (-den) | Ürkmek, korkmak, çekinmek. | Zaten, Ergenekon ve Balyoz'daki tutuklama evrelerinin ilk dalgalarında bir ara adı geçmiş, korkup tırsarak uzuncadır ortalıklarda görünmez olmuş, patlamayan bir 'geri tepmesiz top mermisi' gibi, 'istikamette kayıp'lara karışmıştı., | NÇınar, T, 8.8.2011

f.






tırşık | bitki Tirşik (bazı yörelerde Tirşik, Tırşık, Trişik) doğada bulunan yaban pancarı veya yılan yastığıdır. Çok zehirli bir bitkidir, çiğ olarak yenmez. Tırşik çorbası, bkz. Livig aşı* Tırşık otundan yapılan çorba. Bu çorba geleneksel usullerle yapılmalıdır, aksi takdirde ağzınız yara olur... Temizlenip doğranan yaban pancarı yaprakları; bir kase yoğurtla çırpılır, nohut ve Maraş tarhanası ile beraber biraz da ılık su ile kazana konur. Buna ekşitme* denir. Bir miktar tuz ilave edilir. İyice karıştırılır üzerine un eklenir. Bu karışım üzeri sıkıca kapatılarak mayalanmaya bırakılır ve bir gün sonra ateşte saatlerce yavaş yavaş iyice kaynatılarak yapılır. Tırşik, Akdeniz ikliminin uzandığı alçak ve yüksek yerlerde doğal olarak yetişir. Kahramanmaraş ve Osmaniye'de kışın çok sık yapılan bir çorba çeşididir. Aslen Gavur Dağı'na özgü bir yemektir. Emeği çoktur, çok zahmetli bir çorbadır, büyüklerimiz çok şifalı olduğunu söylerler, her derde deva bir içecektir. Yılda 7 defa içilmesi gerektiği söylenir (illeki gibi). Tırşik çorbasını bilmeyenler içemez, onlara tadı tuhaf gelir ama bizim gibi tırşik sevenler de olsa da içsek der. Çünkü çok emekli olduğu için kolay kolay yapılamaz. Özellikle de Osmaniye dışında olunduğunda da pek yenmez çünkü bitki her bölgede daha farklı bir özellik gösterir. vipedi, 11.7.2011

a.






tırşıkçı | beleşçi, bedavacı; yanaşma | Biri, bimbo rolünü kabul etmeyene milletvekilliği vermez, diğeri, tırşıkçı olmayanı, özel tırşık yemeğini sunduğu sofrasına oturtmaz., | MŞekeroğlu, 15.3.2010, www.odatv.com. | Bazı durumlarda bunlara | komprador denir; bazılarına | beşinci kol, | bazılarına | tatlı su frengi adı verilir. Orhan Kemal, | Murtaza demiştir; Urfalılar | tırşıkçı derler. Almanlar, | nützlicher Idiot (kullanılmaya müsait aptal) veya | Brückenkopf (düşman bölgesine sokulmuş, işbirlikçi askeri güç anlamında) kavramlarıyla ifade ederler. | Taşeron, | bilmem ne siviller gibi adlar verildiği, | kölemen ruhlu, | hatta, | Türk(iye) asıllı milletvekili falan dendiği bile olur bunlara..., | MŞekeroğlu, 15.3.2010, www.odatv.com-dan. | Referandumda | evet diyeceğini açıklayan Kürt aydınları, Kürt sivil toplum örgütleri, 'hain', 'tırşıkçı' 'Kürtlüğünden şüphe edilmesi gereken kimseler', 'psikolojik savaş unsuru' olarak gösteriliyor., | OMiroğlu, T, 8.9.2010 | [Sırrı Süreyya] Önder, boykot kararına ilişkin, 'Bizim tarihimizde şerefimizi, yoldaşımızı sattığımız görülmüş şey midir? Sayın Başbakan; bizi yanındaki tirşıkçilarla (sic) (yanaşmalarla) karşılaştırma' dedi., | M, 11.7.2011

s.






tırt | işe yaramaz şey | Avrupa Yakası iyiydi gerisi tırt, bir de gönülçelen ama onda da konu sıkışmıştı artık., | Aliİhsan21,M, 21.5.2012 2. Aptal, yaramaz kimse | Etrafta | hangi bilim adamısın? , | hangi edebiyatçısın? , | hangi filozofsun? gibi sikimsonik testler çözüp bir de gururla feysbuk'unda sonucunu paylaşan tırtlar görüyorum., | TimurDalmaz, facebook, 2.5.2017

s.






tırtıklayıcı

s./a.
1. bir nesneden küçük parçalar koparan. 2. azar azar aşıran, çalan. 3. çentikleyici. 4. seyrekleyen.

tr. tırtık-la-y-ı-cı
"İstanbul seçiminin kaderini tırtıklayıcı partiler belirleyecek.", Ahmet Hakan, Hr, 25.02.2024"



tırtıklı

s.
çentikli.

tr. tırtık-lı
"Ağzı tırtıklı, eğri, keskin bıçağını eline aldı.", O Şahin, Bütün Öyküleri II, 88"



tırtır

a.
2. tank paleti.

tr.
"Savaş geçti üzerlerinden. Tank tırtırları top arabaları, savaşçıların nalçalı çizmeleri altında kalıp çiğnendiler, eriyip tükenmediler gene.","
C Dağcı, Halûkun defterinden ve Londra mektupları, 1996/2005, 7



tıs geçmek | susmak. | Mesela ben, genelkurmay başkanı LAW'a 'boru', buz gibi belgeye 'kağıt parçası' derken güzelleme düzüp gerçekler ortaya çıkınca tıs geçmem., | EUslu, T, 30.7.2011

f.






tısır tısır | Neyse işte, içleri kurumuş evlerimizde, bilmiyorum bilinçaltı sebeplerden mi ama hiç değilse yüzeysel bir tesbitle burun içi kurumalardan, tısır tısır, nefes alamama sonucu gece uyanmaları bitecek, kurumuş tataklar bir sonraki kış uyandırmak üzere pıtır pıtır dökülecekler., | AyçaŞen, T, 18.3.2012

z.






tıska | soğan tohumu, küçük soğan, sıska | Bakarlar ki ne baksınlar. Bu eşkıya değil de tıska tohumu götürüyor. O zaman Köroğlu buna kızar. Bu tıska tohumunu alır, Soğanlı dağının çayırlarına bütün yüzüne serper. Soğanlı dağı bütün soğanı bundan sonra bitirmiştir., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 55

a.






tıslamak | Bu sefer çok ciddiyim diye tısladı. Sahiden bu kadar bol kazançlı işler varsa, bana da haber ver!, | S Dölek, Kirpi, 82

f.






tıslamak | Sevmek, dokunmak, okşamak istedi toplumu. Ona tısladılar., | LeventYılmaz, T, 17.8.2011








tıslatmak | parfüm, vs gibi şeyleri hafifçe* sıkmak | Parfümcü arkadaş, 'Nasreddin Hoca, gel tıslatayım' diyerek bana parfüm sıkar., | HCYılmaz, Denizli'nin NH, 44.

f.




GTS-



tısss | Ankara: Tısssssss! Vall Setreet Journal'ın Uludere haberi sonrası ankara gün boyu sustu., | T, 18.5.2012








Tıynet | Akrep sokar, kurt parçalar. Sokmak ve ısırmak bu hayvanların tıynet ve tabiatındadır., | Başgil, 37

a.






tibili BTS+ | tarla kuşu, küçük bir kuş | +Kocaman karınlı küçücük bal arıları, sarı arılar, binbir çeşit sinek, böcek, kelebek, cins cins, boy boy kuşlar, serçeler, tibililer, kuyruksallayanlar, kızılgerdanlar, artık bozulmağa yüz tutmuş bakımsız bağların içinde vızıldaya öte, sere serpe uçuşup duruyor..., | DCeyhun, 16

a.




bts+



tibit | tivit | Baksana şu nası bir tibit hesap ismi, 'oturtan sözler'? Ya da şu nası şii; 'atarlı sözler'? ., | Cafcaf, Bahar2013/54, 9

a.






tibitr | twitter | Artık görüşmeyelim Tarık! Bugüne bugün artık dörtbin takipçisi olan ünlü biriyim... Sen ne diyorsun ya Gülçin? Sevgin bu kadar mı yani? Bu yaptığın çok saçma! Başlarım tibitıra ha!, | Cafcaf, Bahar2013/54, 9

a.argo






ticanilik | 1. Ticani tarikatı. 2. a.Ticani olma durumu. 3. | Yobazlık, aşırı gericilik. | Bir Alman müslüman oldu. 'Gazetelerden' Müslüman olmuş olan Alman'ı gör, / Bir bere giymiş başa dersin: Yaşa. / Tez ticanilikte geçmiş yerliyi / Mürtecilik remzini koymuş başa., Abidin Uyar, Hicivler Tepkiler, 1960, 60

a.






ticarileştirmek | [P]atentini aldıkları buluşları ticarileştiriyorlar., | GSak, R, 28.2.2012

f.






ticcanî

s.
ticanî tarikatıyla ilgili.


"Ticcanî zevcelenmeler, / İktisadi birleşmeler, / Mecburi eşlenmeler, / ve aşkî evlenmeler.", F Telatar, Onlar, 27"



Tie-break spor. | Turnuvanın genelinde çok iyi oynadıklarını vurgulayan Eda, 'Final oynamamız beklenen bir şey değildi. Ama biz genç ekibimize rağmen Ankara seyircisinin muhteşem enerjisi ve desteğiyle final oynamayı başardık. 2-1 geriden gelip maçı tie-break'e uzattık. Dünya ve Avrupa'da bir numara olan takıma karşı bu şekilde mücadele etmek gurur verici.' diye konuştu., | Hr, 9.9.2019








tiftmek | tel tel ayırmak, ditmek | Hasan-(Hâkime doğru yumruklarını sıkarak) Yanıma gelme billahi. Şu pençelerle seni tuttuğum anda tiftik gibi tifterim? , | AMidhatEfendi, HasanMellahYahutSır, 131-132

f.






tight gap | Tight gap', diz kapakları birbirine değerken, iki bacak arasında oluşan boşluğa verilen isim. İki bacak arasındaki aralık ne kadar çoksa o kadar güzel olarak görülüyor., | M, 11.7.2016

a.


ing.



Tiğ-i sevda gibi yaralar beni








tih çölüne düşmek deyim | Türkiye İslamcıları, dindarları, cemaat ve grupları bu sınavda başarılı olamadı. Ortadoğu'daki mezhep grupları ve fırkalar da aynı durumdadırlar. Tih çölüne düştük, bunun 40 yıl cezasını çekeceğiz. Bu ilahi yasadır., | ABulaç, Z, 11.8.2014








tik I s.* | Buralar tik ağacı mı? ..., | BaşaltıÖyküleri, Leman, 10.3.2010, 8 | Arada lacivert kadife perdemi aralayıp terasa göz atıyorum bitmiştir belki diye; hayır, tik şezlonglar hâlâ karış karış karla örtülü., | BAltuğ, T, 31.1.2012








tik II | Whatsapp'ta mavi tikten sonra yeşil tik dönemi başlıyor. Peki yeşil tiki görünce ne anlayacağız? , | Hr, 2.8.2017

a.


ing.



tik taklamak | Toplumsal ihtiyaçların zamanı, sizin canınızın o an ne istediğine göre tik tak'lamıyor., | HGeviş, T, 1.11.2013

f.






tike | kuşbaşı kesilmiş etin tek parçası bi'tike zf. Biraz tike kebabı Az. Kuşbaşı etten yapılan kebap

a.






tikeli

s.
tike içeren.

tr. tike+li
"... pancarlı, kabaklı, patlıcanlı, pirpirimli, aşlarla, herise, meyhane pilavı bir de buğlama. Firik Pilavları: Bunun da kapamalı, tikeli, kıymalı, tavuk ve hindili, sade türleri vardır.","
II. Milletlerarası Türk Folklor Kongresi bildirileri: cilt. ... , 1983, 109



tikenleşmek | Eminim kendi de bu konuşmayı yaparken çok duygulanmış, şevklenmiş, coşkudan tüyleri tikenleşmişti., | AyçaŞen, T, 19.10.2011

f.






Tikıt | ticket | Öğle yemeğini nakit değil, tikıt olarak veriyorum., | G Gedikli, 9.2.2020

a.


ing.



tiki | Tikky? 12.03.2005 t İTÜ sözlük'te | tikky girl için şu kayıt var: | Söyleyenin tiki olması muhtemel (bkz: tiki kız) olan, tiki hatunları niteleme çeşidi... | Sevgili yapılmaması öpüşülmeyilesi hatta mümkünse sevişilmeyesi kızlar bütünü.bi öpüşüyüm bi sevişiyim desen sıçtın abi.bu türün yüzünde genelde 2 cm kalınlığında makyaj olmaktadır ve resmen o boyadır rujdur fondöten dir alayını yalarsınız içindeki 'c' atomları ağzınıza sıçar afedersiniz.görünmeyen taraflarına makyaj yaptıklarını görmedim o kadarını midem kaldıramadı çünkü.öyle olsa bile yine de uzak durun.sizin haydar mahallenin palyaçosuna döner sonra. İTÜ Sözlük 2009. sarı ya da boyalı kızıl saçları, en az mng, zara marka cicileri, renkli desenli nike ayakkabıları, pahalı cep telefonları, kısa marlboro light sigara içmeleri ile hemen farkedilirler. pahalı mekanlarda diğer tiki görls ile ya da zengin piçleri ile takılırlar. starbucks için | ayyy çook iğvvrençç orası, glooorğyaaa daaağaa güzellllll diye yorum yapar. %99 üniversite okur, çünkü babası onun düşük puanlı özel üniversitelerde okuması için yeterli kaynağı verir. ama hatunumuz derslere girmez ve peugeot marka arabalı zengin piçleri ile gezer. yaz tatillerinde yurtdışında ya da yurtiçinde pahalı otel ve mekanlarda konaklar, yurda döndüğünde bir ay boyunca tanıştığı fransız, italyan ve yunan erkeklerini ve yaptığı aktiviteleri arkadaşlarına anlatır. mezun olunca, gene baba yardımı ile iyi bir firmaya sizin üstünüzde girer ve müdireniz olacak kadar şanssızsanız, hayatı size zindan edebilir.




ing.



tikican | Peki, ne oldu da en Batılı İzmir Kürtlere recm cezası uygulayan tikicanların diyarı haline geldi, | SGenç, T, 26.11.09, 5.








tikka | Yalınayak sezonu kapanmış, topuklular bavuldan çıkmış. İlk gün. Gelin hariç kız tarafı, damat evinin bir hafta boyunca renkten renge girecek bahçesine gelmiş. Günlerden 'tikka'. Hep birlikte dua edilip damadın alnına safranla karıştırılmış su sürülüyor, hediyeler açılıyor, şekerlemeler ikram ediliyor, öğle yemeğine geçiliyor. Çocuklar kendilerine tutulan öğretmenle dans ediyor. Akşama arkadaşlar bara, bir nevi bekârlığa veda., | AslıGürkan, RSanat, 24.7.2011

a.






tikli

s.
tiki olan.

tr. tik-li
"aman Su Elın / canım Su Elın / ben sana yanmışım / tikli gözlerine / seksi yüzüne / fena sarmışım", G Aylan, DCD, 54"



tiksinçlik | Tiramisu yerken dişime bulaşan kakaonun yaratmış olduğu görsel tiksinçlik moralimin bozulmasına yol açar açmasına ama bir yandan da diş fırçalama düzenine baş kaldıran anarşist ruhum beni bu anti-estetik konumu korumaya sevkeder... | (madalyonunoburyuzu, 09.07.2001

a.






tiktak

a.
tik tak sesi. saatin sesi.

tr. yansıma: tik tak
"Kavuşma heyecanı ayrılık acısını / Susmayan tiktağında aramak gerek / Bazan kurtarır bizi sıkıntılardan / Bazan da gülüp geçer "Guguk" diyerek.// Kalbimizin tiktakları endişelerden uzak", İlhan Geçer, 1986, 18//27"



tiktaşlaşma








tilapia | balıkç. Afrika kaynaklı, protein zengini, kültür balığı; tatlı su çipurası 20.6.2004 excellency, EkşiS

a.






tilili | yansıma: aynı m. glıli, dilili. zılgıt çekme sesi. | Onlar da kadın-erkek, çoluk-çocuk, gılili, zıl­gıt, def çalaraktan hep bir ağızdan koşma, kaside söyleyerekten karşıladılar., | www.bilalnadir.com, 11.6.2011 | Gelinle damat sümbül gibi olunca / Davulla zurna Leylim leyi vurunca / Cazgır avratlar gılili çekince  / Ne güzel yakılır kınamız bizim , | | http://www.antoloji.com/aktepe-hassa-hatay-siiri/, HüseyinKurt, AktepeHassaHatay, 1.1.2016g

a.






tilki | gezen tilki yatan aslandan iyidir/ yeğdir | Gezen tilki, yatan aslandan iyidir' veya 'Yuvarlanan taş yosun tutmaz' hesabı onu böyle gayretli, rızkının peşinde ekmeğini arar görmek, beni bayağı memnun etti., | BTSalihoğlu, 2014, 12 | Tilki burnu mantarı, Kanlıca mantarı gibi mantar turşuları ve mantar kavurma genelde lezzetli ama bazen aşırı tuzlu., | VMilör, HürCmrts, 3.9.2016

a.






tilki gevene bir kez oturur atasözü İnsan bir tuzağa bir kere düşer. Tecrübelerimizden faydalanırız. | Erzurum'un sevdiğim bir deyişi vardır. Tilki gevene bir kere oturur. | Kalkmak için düşmek gerek mi acaba diye bir soru ile başlamak isterim yeni konumuza... Atalarımız demişler: Atın dört ayağı vardır ama yine de tökezler. Yani düşebiliriz, tökezleyebiliriz ve bundan dolayı en başta kendimizi veya çevremizi kırmamalıyız. Düştüğümüzde nereye düştüğümüze değil neye takıldığımıza bakmalıyız ki bir daha aynı hataya düşmeyelim, yapmayalım... Yine atalar dememişler mi? Tilki gevene iki kez oturmazmış ya da bir insan aynı delikten iki kez ısırılmazmış. GürbüzKarakurt, Sakarya, 31.1.2010 | Hani tilkiye sormuşlar ya, 'tavuk sever misin' diye, o da 'yaw gülmemden cevap veremiyorum ki' demiş., | STunalı, T, 10.3.2012








tilki selim | Bir kısmı taşra mantığının Türkiye'de olduğu gibi Avrupa'da da geçerli olabileceği yanılgısına düşmüş Tilki Selim kıratında olsa da himayesine girilen kurumun menfaatlerini koruma refleklerini doğallaştırılmış olanların sayısı çok daha fazlaydı., | STunalı, T, 10.9.2011








tilkice | Uzaklaştı sinsi, tilkice adımlarla. Giderek hızlandı yürüyüşü. İvecen...Suçluların telaşı içinde... Bezirhane sokağında kalabalığın arasına daldı; yitti gitti., Emrullah Güney, | Bayram öncesiydi, 28.04.2018, | https://www.fibhaber.com/bayram-oncesiydi#google_vignette

s.






tilkicik koyu | Akdeniz'in yeni nesil lüks adresi The Bodrum Edition, bugün sekizinci sezonunu Tilkicik Koyu'nun büyüleyici atmosferinde açıyor. Michelin yıldızlı restoranları, ödüllü SPA'sı ve çağdaş tasarımıyla dikkat çeken otel, 2025 yazında da gastronomiden güzelliğe, iyi yaşamdan modaya uzanan seçkin iş birlikleriyle Bodrum'un ruhunu yeniden tanımlamaya hazırlanıyor., Hr, 21.04.2025

y.a.






tilkilik -ği

a.
tilki gibi kurnaz olmaz hali.

tr. tilki-lik
Âlâ, ednâ hep kürk giymiş sırtına, / Gezerken zannedersin eser fırtına. / Tilki postu geçmiş arslan postuna / Ne tilkilik belli, ne arslanlık belli 36



tillahi ünlem BTS- yemin sözü, and olsun | Vallahi, billahi, tillahi, sillahi dokuz!, | OrhanKemal, Sarhoşlar, 12






bts-



tillolu | Tilloda doğan büyüyen kimse veya Tilloda yaşayan kimse. | Saddam'ı kim sünnet etti? | Savaş senaryoları ve ipe sapa gelmez varsayımların daniskaları Siirtte üretiliyor. Bu palavraların sonuncusuna göre Saddam'ı bir Tillolu sünnet etmiş te o da bunun hatırına bize elleşmeyecekmiş., (Siirt) Mücadele G, 14.01.1991

s.






tillolular | Tillo sakinleri. tillo halkı. | Savaş hali dışında, Tillolular hâlâ Iraka giderek belirli ailelerin çocuklarını sünnet etmektedirler., Siirt G, 14.01.1991

a.






tilt | Amerikalıların en sevdiği oyunlardan tilt için devasa bir ulusal müze açılıyor. [M]üzede 900 tilt makinesi ve tiltin tarihi gelişimi sergilenecek., | T, 23.9.2011 tilt olmak deyim | Fakat en ufak bir sarsıntıda makine TİLT oluyor, yani stop ediyor, paralar da yanıyordu tabii., | TAral, SÖ, 28 | [K]endilerine o sıralarda 'gazozcu'* denmesine tilt oldukları haletiruhiyelerden, şimdi artık aristokratik sınıfsal düzeylere taşınmışlardır, umarım., | NÇınar, T, 3.2.2012si

a.


ing.



timeline | İng. oku: taymlayn iş programı | Sokağa bakıyorum. Timeline yoğun. Ama ilgimi çeken bir şey de yok., | Onaydurgun, T.Etraf, 19.4.2014

a.


ing.



timeout | oku: taymaut | 1. spor mola, 2. bilgi teknolojileri zamanaşımı 3. mühlet | Bu değerlendirmelere karşın, sosyalistlerin ETA bildirisinin üzerine atlamadığı ve örgütü sonlandırma sürecinde | timeout talep ettiği gözlemleniyor., | AkınÖzçer, T, 29.10.2011

a.


ing.



Timin | (...) Tarladaki revaklardan (yığın-küme) kaç timin buğday çıkar? Tahsildar şöyle göz ucuyla bakar, 'buradan 10 timin çıkar' der. Şayet 5 timin çıkarsa, köylü 5 timin de başkasından bulup vermek zorunda. Yoksa 'vergi kaçırmaktan' suçlanır, hapis yatırılır. Şahna (vergi memuru) gelirdi. Harmanı savurur bekleriz. Şahna gelir mührü vurur. Herkes kendi malını hırsızlık yaparak alırdı. Çoğunu hükümet alır, azını bize verirdi (...), B Bozgeyik, İşte Zulmün Belgesi kitabından, | https://www.ahaber.com.tr/analiz/2016/07/11/chpnin-zulum-vergisi-sahna

a.






Timin | (...) Tarladaki revaklardan (yığın-küme) kaç timin buğday çıkar? Tahsildar şöyle göz ucuyla bakar, 'buradan 10 timin çıkar' der. Şayet 5 timin çıkarsa, köylü 5 timin de başkasından bulup vermek zorunda. Yoksa 'vergi kaçırmaktan' suçlanır, hapis yatırılır. Şahna (vergi memuru) gelirdi. Harmanı savurur bekleriz. Şahna gelir mührü vurur. Herkes kendi malını hırsızlık yaparak alırdı. Çoğunu hükümet alır, azını bize verirdi (...), Burhan Bozgeyik - İşte Zulmün Belgesi kitabından, | https://www.ahaber.com.tr/analiz/2016/07/11/chpnin-zulum-vergisi-sahna

a.






timponometri testi





Timponometri testi. 14.2.2023



Tin | ruh, maneviyat, moral | Çalgı, ademoğluntm, yeyecek, giyecek ve yatacak gibi temel gerekenlerinden birisidir. Kendi çeşitlerine göre, kişilerin tinlerini yükseltir veya alçaltır., | Arın Engin, Atatürkc?ülük savaşımızda Avrupa kültürü nedir ve ne degildir? , 1960, 126

a.






tin tin | Sonra ikisi de tin tin koşarak bavulumu almak istediler. Vermedim., | VSevim, 127








tinel | ruhi | ...eğer anlayabildimse Kamalizm: Bir dili söyliyen, bir tarihe bağlı olan, bir kültürü yaşıyan ve yaşatan, kara günleri, kara; ak günleri de hepsine birden ak olan bir ulusun, Türk ulusunun maddiğ, tinel (manevi) bahtiyarlığı için ulusçudur., | MEBozkurt, | Ulusçuluk Prensipleri ve İş Hakkı, | Tan, 19 Haziran 1935

s.






tiner a.








tinerci a.








tinercilik -ği | tinercinin yaptığı iş. | Çocuk ve gençlerin bir metafor olarak tiner ve tinercilik sözcükleriyle ifade edilen umutsuzluk, amaçsızlık, manevi uçurum ve düşüşe karşı korunması, ancak din yoluyla mı olabilir., | HBerktay,T, 9.2.2012

a.






tintirik | Muhterem Paylaşımcılar, Ramazan ayında gayet merhametli olduğum için Ali yakayı ve paçayı ucuz kurtardı; yoksa böyle ufak tefek tintiriklerle iktifa etmezdik., | Küçükkılınç, 25.7.2012 eposta

a.






tip box | Bahşiş kutusu Seyrantepe İbrahim Kavasoğlu cad. no.1 DadaşHacıoğluKebapSalonu, 2.11.2013g

a.


ing.



tipili | kar fırtınalı | Eyvah dağlar ben sizden daha kederliyim, daha gamlıyım, daha tipiliyim., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 37

s.




TDK++



tiplemek | tiplere ayırmak, tiplere sokmak | compilation: derleme, toplama, tedvin | [M]üftü ve molları, erkek ve kadınları, Müslümanları ve gayrimüslimleri tiplemeye, koleksiyon ve kompilasyonlar oluşturmaya koyulurlar-., | HBerktay, T, 15.1.2011

a.f.


ing.



Tiplendirme | Faj in tiplendirme diğer muhtelif bakteri guruplarında bilhassa stafilokoklarda inkişaf etmiş bulunmaktadır. Fajla tiplendirme aşağıdaki şekilde yapılmaktadır: | Uygun terkipte jeloz vasatı düz bir satıh husule getirmek üzere petri kutusuna..., | AÜ 1964, C 144, 328 | Doku tiplendirme laboratuarı, | 5.1.2020, Cerrahpaşa Tıp Fak.

a.

tıp tıp




Tiplendirmek | VI-Su durumuna göre: a) Akarsu kenarında olan köyler, b) Akarsuya uzak köyler olarak tiplendirmiş, bunların özelliklerini bir bir anlatmıştır. Sıra, kesime giren köylerin iş ve geçim vasıtalarına gelince; Rauf İnan'ın teklifı üzerine muhtelif ..., | Köy enstitüleri D, 1945, 157 | Şimdi kendisinden bira istediğim dükkâncı, hani genelikle akşamcı uğrakhanelerinde asılı, tipik, sempatik akşamcı tiplendiren tablolar vardır. Gözler aygın baygın, yanaklar kırmızı kırmızı. Tıpkı o tabloların birinden kopup gelmiş gibi duruyor., | Mustafa Bilgili, Ağrı dağına yolculuk, 1997, 106

f.






tipografçı

a.
tipograf baskıcı*

fr. tipograf + tr. -cı
"Mısırdan döndükten sonra, David Fresco'nun El Tiempo gazetesi için tipografçı olarak 8, 9 yıl çalıştı.", Tiryaki: aylık gazete-dergi, 1995, S 7, 19"



tiramisu/tiramusu | Bir tür İtalyan tatlısı. Pandispanya keklerinin arasına peynirli krema konularak ve kahve dökülerek ve içine çikolata likörü eklenerek yapılan tatlı. Ekşi S.te 1999 | Tiramisu için 799 kilo mascarpone* peyniri, 6 bin 400 yumurta, 350 litre krema, 189 kilo şeker, 300 litre kahve, 35 litre kakao, 66 litre likör ve 64 bin bisküvi kullanıldı., | T, 24.5.2010 | Tavuklu sandviç, tiramusu, martini bardaklarında servis edilen makaronlar..., | T, 1.2.2013

a.






tiren /tren | tren geçer öküz bakar kalıpsöz Aptal aptal bakmak | Bir grup akıl, fikir sahibi 'kapalı kafalar', 'tren geçer öküz bakar' gibi bakıyor eserlere... ve sanatkarının kreativitesinin muhteşemliğini, sonsuzluğunu hiç aklına getirmiyor, fikretmiyor; sanatkar bunlar hakkında ne düşünür zannediyoruz ki? , | K Beşirli, 17.10.2018 TÖL vatsap

a.






tirenci

a.
tirende görevli kimse.


"-Şu geçen bekçi miydi? –Hayır tirenci. / Tirenci gelirse gününü görürsün.", H Kıyafet, 1981, 8/9"



tirenci | -Şu geçen bekçi miydi? –Hayır tirenci./ Tirenci gelirse gününü görürsün., | HKıyafet, 1981,8/9

a.






tirenli | Trenli gelinler, | Y Mıstıkoğlu, ceres yayınları, 2019 (Kitap adı)

s.






tirfilli | ...başının ön tarafına iki yıldız iğne ile saç bağına tirfilli bir beyaz karanfil,... ., | N Kemal, İntibah, 101

s.






tiril | üç çingene tiril titre geldiler / geceye doğru // ey çılgın kemençeler deresi / tiril titre horonlar suyu can, | YMiraç, 1981, 9//77








tiril tiril | Anlaşılan bir eğlence yerine gidiyoruz. Beni böyle tiril tiril mi götüreceksin kuzum., | FAtabek, DK, 1972, 33 | Kumaşın tiril tiril olmasına dikkat edin, bunalmayın., | BaşakDizer, HrCtesi, 8.7.2017, 10 | çocukların bacaklarında / kırlangıç kanatları kırılırmış / bu yüzden basıp toprağa / tiril tiril büyürmüşsün., | NÇelik, 60








tiril tiril titremek | Beynine, sinirlerine, kalbine, kanına ârız olan ıstıraptan dolayı vücudu gah buz gibi kesilir, tiril tiril titrer; gah ateşler içinde kalır, baştan ayağa terler dökerdi., | N Kemal, İntibah, 96-7








Tirildemek | titremek | Anam Fadime Hanım, böyle soğuk havada ince giysilerle sokağa çıkıp tirildeyenler için: 'Tivriz dilencisi gibi giyinirsen işte böyle olur' derdi. Ben bugün Tivriz dilencisi gibiyim., | İ Ü Nasrattınoğlu/N Tan, Türk DiliD, haziran 2019

f.






tirim BTS- tirim tirim titremek deyimindeki ikiz sözlerden biri 29.5.2014den önce






bts-



tirişcañ | çalışkan. | Dehâ Türkolog, sevgili hocam Talat Tekin öleli dokuz yıl oldu (28 Kasım 2015). Türkiye ve Dünya Türkolojisinin en renkli dilcilerindendi. Zekî (tétig), çalışkan (tirişcañ), üretken ve demokrat bir insandı.Yeri bambaşkadır., @mehmetolmeztr, 04.12.2024, X

s.






tirit | Ben ne adaydım, ne delege. Biz vatardaşız oğlum, hep sade vatandaşız biz. Sade suya tirit gibi..., | NGüreli, 56

a.






tiriz tiriz kızarmak deyim | patlıcan tiriz tiriz kızardı, | ErolÜlgen, 3.11.2013








tiro pita | bir çeşit Yunan böreği? | Dolayısıyla bulunduğum ortaçağ kasabası Messa'da (Amerika keşfedilmeden önce bu köy kurulmuş) bir yandan | Tiro pita yiyor (muhakkak yemelisiniz, manyak bir börek) bir yandan da | Sen aslında Dukan rejimine ihanet etmedin, o senin aslına rücu edişin adlı şarkıyı seslendiriyorum., | AyçaŞen, T, 1.1.2012

a.






tirşe | 1. Yeşil ile mavi arası renk. 2. sf. Bu renkte olan: ?Rıhtım kenarlarında en taze yosunların tirşe çizgisi var.? -R. E. Ünaydın. 3. Parşömen | Şimşek çakan tirşe gözlerini rasgele sokağa dikip çocuk aklıyla annesine babasına tanrıya ilendi de ilendi..., | DCeyhun, 75-6

a.




BTS++



tirşeleşmek

f.



"En mükemmel tabiat manzaraları, içine kadın karışmadıkça bu yaşlı gönlü kandıramıyordu | hele eve dönünce Murad'ın zihninde kalan renkler çarçabuk soluyor, mavi gök bulanıyor, yemyeşil korular tirşeleşiyor, coşkunca donanmış erguvanlar bile tellere takılıp kalan uçurtma kağıtları gibi boyalarını atıyordu.", R H Karay, Sonuncu kadeh, 6 "



tirşikçi | Yavşaklara (çok özür diliyorum), tirşikçilere, makarnacılara ve insan görünümlü kenelere gün çıktı. Yıllardır her gün Kürdün her değerine hakaret edenler şimdi Kürdün gözünde sempatik olmaya çalışıyor., @FerhatEncu, 09.05.2025, X

s.






tiryak denizi





"Kimse bilmez ne bir güle benzerim / Çiçeksiz bağlara girmiş gezerim / Tiryâk denizine düşmüş yüzerim / Liman elin kaptan elin gül elin.", San, Hicranî, 163"



tiskinmek | Tiksinmek | Ve kimbilir kaç sevgili umduğunu bulamadığı hediyeler yüzünden birbirinden içten içe tiskiniyor olacak., | AyçaŞen, T, 15.2.2012

f.






tişört entari | T-shirt + | Entari | Uzun, beyaz, çizgili, tisör[t] entarisi her zaman temiz, beyaz tülbendi, belinde ince kuşağı ve daima kuşağa takılı tesbihi ile Dudu Teyzem., | NErik, 14




ar.ing.



titan | 1. bir element 2. | Ama 32 metrelik yatın arka güvertesindeki hava 4 yıl sonra başlayacak olan 'Titanlar savaşı'nın ilk karanlık gecesiydi., | EÖzkök, R, 24.7.2011








Titizce | Titiz bir biçimde | Sokaklar içlerinde titizce gizlediklerini / Taşırlar ta ecele kadar birlikte, gittikleri her yere., | N Ö Arpacı, 2006, 79

z.






titizcesine

z.



"Neler sürünsen, titizcesine temizliğe dikkat etsen gene maddi olarak değilse de maneviyatın kart teke kokuyormuş etkisi yapar. iğrenç şeydir, vesselâm!", R H Karay, Sonuncu kadeh, 32"



titizlendirmek | Kış ortasındaki bu nakil onu haklı olarak titzlendirmişti., | FAtabek, DK, 1972, 64

f.






titrek kavak | Btkibilim | Gürgen, akağaç, titrek kavak, üvez, kayın, kızılcık ve fındık, longozdaki diğer ağaç türleri..., | BAyvazoğlu, Z, 4.10.2012

a.






Titrembilim | ... kuramsal dilbilim (d). theory, kuram (d, g). theory of translation, çeviri kuramı (d). timbre, tını (d). timeless, geniş zaman (d). tone, titrem, ton (d). tone languages, titremli diller (d). toneme, titrembirim (d). tonetics, titrembilim (d). toponomasiology ..., | Dilbilim ve göstergebilim terimleri: Fransızca-Türkçe, , İngilizce-Türkçe, İtalyanca-Türkçe, Sözce y, 1988, 84

a.






Titrembirim | ... kuramsal dilbilim (d). theory, kuram (d, g). theory of translation, çeviri kuramı (d). timbre, tını (d). timeless, geniş zaman (d). tone, titrem, ton (d). tone languages, titremli diller (d). toneme, titrembirim (d). tonetics, titrembilim (d). toponomasiology ..., | Dilbilim ve göstergebilim terimleri: Fransızca-Türkçe, İngilizce-Türkçe, İtalyanca-Türkçe, Sözce y, 1988, 84

a.






Titremli | ... mesela içtimai kelimesinde etimoloji ç yerine c (Arapça cem = toplama) sesinin gelmesini gerektirdiği halde, ardından gelen t sesinin titremsiz (sourd) olması, titremli (sonore) c sesini de titremsiz ç değerine kaydırmıştır. Bir kelime veya kelime takımında ardarda gelen ..., | Türk Ans, 1949, C 13, 328 | ... bir parçanın kodunu, çözdüğümüzde, bilinçsizce yaptığımız ayırımlar bir ünlüyle ünsüzün, b gibi ötümlü bir ünsüzle p gibi ötümsüz bir ünsüzün, i gibi yüksek titremli bir ünlüyle u gibi alçak titremli bir ünlünün aralarındaki karşıtlıklardır., | D Aksan, Dilbilim seçkisi: günümüz dilbilimiyle ilgili yazılardan çevriler, 1982, 243 | ... kuramsal dilbilim (d). theory, kuram (d, g). theory of translation, çeviri kuramı (d). timbre, tını (d). timeless, geniş zaman (d). tone, titrem, ton (d). tone languages, titremli diller (d). toneme, titrembirim (d). tonetics, titrembilim (d). toponomasiology ..., | Dilbilim ve göstergebilim terimleri: Fransızca-Türkçe, İngilizce-Türkçe, İtalyanca-Türkçe, Sözce y, 1988, 84 | Titremli olmak veya olmamak, ünsüzlerde gözlenen bir özelliktir. Bu demektir ki ünsüzler bir dilde titremli olup olmamaya göre farklılaşabilir. Pek çok dilde belirli ölçülerde olduğu gibi Türkçede de /p/, /ç/, /t/ ve /ki gibi titremsiz ünsüzlerin yanı ..., | N E Uzun, Anaçizgileriyle evrensel dilbilgisi ve Türkçe, 2000, 11

s.






Titremli | ... mesela içtimai kelimesinde etimoloji ç yerine c (Arapça cem = toplama) sesinin gelmesini gerektirdiği halde, ardından gelen t sesinin titremsiz (sourd) olması, titremli (sonore) c sesini de titremsiz ç değerine kaydırmıştır. Bir kelime veya kelime takımında ardarda gelen ..., | Türk Ans, 1949, C 13, 328 | ... bir parçanın kodunu, çözdüğümüzde, bilinçsizce yaptığımız ayırımlar bir ünlüyle ünsüzün, b gibi ötümlü bir ünsüzle p gibi ötümsüz bir ünsüzün, i gibi yüksek titremli bir ünlüyle u gibi alçak titremli bir ünlünün aralarındaki karşıtlıklardır., | D Aksan, Dilbilim seçkisi: günümüz dilbilimiyle ilgili yazılardan çevriler, 1982, 243 | ... kuramsal dilbilim (d). theory, kuram (d, g). theory of translation, çeviri kuramı (d). timbre, tını (d). timeless, geniş zaman (d). tone, titrem, ton (d). tone languages, titremli diller (d). toneme, titrembirim (d). tonetics, titrembilim (d). toponomasiology ..., | Dilbilim ve göstergebilim terimleri: Fransızca-Türkçe, İngilizce-Türkçe, İtalyanca-Türkçe, Sözce y, 1988, 84 | Titremli olmak veya olmamak, ünsüzlerde gözlenen bir özelliktir. Bu demektir ki ünsüzler bir dilde titremli olup olmamaya göre farklılaşabilir. Pek çok dilde belirli ölçülerde olduğu gibi Türkçede de /p/, /ç/, /t/ ve /ki gibi titremsiz ünsüzlerin yanı ..., | N E Uzun, Anaçizgileriyle evrensel dilbilgisi ve Türkçe, 2000, 11

s.






Titremlilik | ... titremlilik özellikleri olarak ikiye ayıran bilgin, yukarda değinilen 12 karşıtlıktan ilk dokuzunu titreşimlilik, son üçünüyse titremlilik özelliklerine bağlamıştır. (Bu karşıtlıkların yetersiz olduğu saptanarak çeşitli uyarlamalar yapılmıştır.) ..., | B Vardar, N Güz, Açıklamalı dilbilim terimleri sözlüğü, 1988, 124 | Örneğin, R. Jakobson'un titremli-titremsiz gibi bir ayrımlar dizisi öneren ayırıcı özellikler kuramı, üretici dilbilgisinin sesbilim bileşeni için uygun bir tözel evrenceler saptaması olarak değerlendirilebilir. Seslerin bütün dillerde titremlilik, uzunluk, ..., | N E Uzun, Anaçizgileriyle evrensel dilbilgisi ve Türkçe, 2000, 12

a.






Titremlilik | ... titremlilik özellikleri olarak ikiye ayıran bilgin, yukarda değinilen 12 karşıtlıktan ilk dokuzunu titreşimlilik, son üçünüyse titremlilik özelliklerine bağlamıştır. (Bu karşıtlıkların yetersiz olduğu saptanarak çeşitli uyarlamalar yapılmıştır.) ..., | B Vardar, N Güz, Açıklamalı dilbilim terimleri sözlüğü, 1988, 124 | Örneğin, R. Jakobson'un titremli-titremsiz gibi bir ayrımlar dizisi öneren ayırıcı özellikler kuramı, üretici dilbilgisinin sesbilim bileşeni için uygun bir tözel evrenceler saptaması olarak değerlendirilebilir. Seslerin bütün dillerde titremlilik, uzunluk, ..., | N E Uzun, Anaçizgileriyle evrensel dilbilgisi ve Türkçe, 2000, 12

a.






Titremsiz | ... mesela içtimai kelimesinde etimoloji ç yerine c (Arapça cem = toplama) sesinin gelmesini gerektirdiği halde, ardından gelen t sesinin titremsiz (sourd) olması, titremli (sonore) c sesini de titremsiz ç değerine kaydırmıştır. Bir kelime veya kelime takımında ardarda gelen ..., | Türk Ans, 1949, C 13, 328

s.






titreşi | titreme | o nasıl ağlama canerik dalı / çıldırı çıldırı titreşilerde, | YMiraç, 1981, 19

a.






titreşimcik | jeofizik Mikrotremör | Mikrotremör (titreşimcik) ifadesi 0.05 ile 2 sn. aralıklı periyotlar için kullanılır., | www.edubilim.com/ana/odev-arsivi/...titresimcik-/details.html - 4.5.2008

a.






titreşimli | 1. titreşim yapan veya titreşim oluşturan | Aslında iyi bir hatiplik eğitimi almış, bu bakımdan hem yetkin hem de yetenekli olan Cumhurbaşkanı'nın da ifadeyi kulaklarımızda yine dinî (İslâmî) belagatle titreşimli şekilde tınlattığını düşünmek de mümkün..., | TayfunAtay, Cmh, 12.2.2016 2. Dilbilgisi yumuşak

s.




GTS+



titreşimlilik -ği | ++

a.






titretivermek | Damarlarında kan kalmayan koyunlar da titreti titretiverirler kuyruğu., | MYağmur, 68

bf.






tivit | Tikkat ettim attığınız her tivit anında feysbuka düşüyo..., | Cafcaf, Bahar2013/54, 9 | İsraili tivit ile vurmak, | BekirCoşkun, 20.7.2014

a.






tivitdaş/twitdaş bk twitdaş Sosyal paylaşım ağı | Twitterdaki üyeler. | [B]ütün okurlarımın, twitdaşlarımın ve insanlığın Kurban Bayramını kutlar, sağlıklı ve huzurlu nice bayramlar dilerim., | FTürkel, T, 17.11.2010 | Geçen gün twitterda bir twittdaş, | İnsan niye yeniden dünyaya gelmek ister ki diyordu, | canı sıkılır insanın, başka başka gezegenlere gelelim dünyaya geleceğimize., | MEsayan, T, 18.9.2011








Tivitemek / tivitmek | tivit yazmak | Bugün çok tivitedim, | F Gedikli, 12.1.2020

f.






tivitır | İng. twitter/tweetter | Nihayet tivitır'ı adam gibi kullanan bi ünlü çıktı şu memleketten. R, 4.7.2011 | Tivitırda saçmalayanadam'0dan araktır., | AyçaŞen, T, 18.9.2011 | Zira daha duyduğum anda bile tv'ler, tivitırlar, radyolar, tiner ve tinerin faydalarından bahsediyordu. | , | AyçaŞen, T, 8.2.2012

a.


ing.



tivitlemek/twitlemek | Twit. | Hayatım cemaati twitliyorum., | EElönü, StarPazar, 4.4.2010 | 12 Eylül'de Kenan Evren, Erdal Eren'i astırırken Türkiye'nin sağcıları, imam-hatip açsın diye Evren'le iş tutuyorlardı diye twitleyen Ahmet Hakan, | YOğur, T, 22.7.2010. | Twitlediysen böyle bir cümle, demek ki yapayalnız değilsin, mesela on bin takipçin var., | Telesiyej, T, 11.7.2011 Twitlemek | 14 Temmuz mitinginde ayağından yaralanan Pervin Buldan'ın hasta yatağında güncel olaylara ilişkin fikirlerini de twitlerken kullandığı | İçişleri Bakanı yine salak salak konuşmuş ifadesi şaşırttı., | M, 23.8.2012

f.


ing.



tivnik yer adı Yeni adı Ortaköy. | Erzincan'ın işgali (sic) ve Türkiye'ye katılması ile (sic) birlikte Tivnik'te yerleşik olan Ermeniler yurdu terk etmeye başlamış onlardan kalan evler ve araziler ise devlet tarafından Türk ailelere hibe edilmiştir. Köy nüfusunun çoğunluğunu başlangıçta her ne kadar Alevi aileler oluştursa da zaman içerisinde Karadeniz'den özellikle de Trabzon'dan aldığı göçlerle Alevi ve Sünni'lerin ortak yaşam sürdürdükleri bir köy haline gelmiştir. Tüm yurtta Alevi ve Sünni çatışmalarının en yoğun olduğu dönemlerde dahi komşuluk ve dostluk ilişkileri Tivnik'te gittikçe daha sıcak ve samimi bir hal almıştır. Günümüzde ekonomik sebeplerle Tivnik nufusunun %80'i göç etmiş İstanbul, Ankara, İzmir başta olmak üzere yurtdışı[na] ve diğer şehirlere dağılmıştır. Her yıl yaz aylarında yurtdışı[ndaki] ve diğer şehirlerdeki köylülerin köyü ziyaretiyle buluşup hasret gideren köylüler hâlâ dostluklarını yaşamaya devam etmektedirler. Kaynak | http://www.tivnik.com/index.php








tiyatrallik | Ben bu diziye arada sırada takılıyorum, ilk fragmanlardan yakaladığım - Atilla İlhan'ın | Ben sana mecburum dizelerini iyi bir tiyatrallikte ve dozunda verdiği için, sonra ilk izlediğimde Kenan İmirzalıoğlu hemen öne çıkan iyi oyunculuğu için... , | AYıldız, T, 14.4.2013

a.






tiyatrosever | Benim tiyatrocu babam bu kararı duyunca çıldırmalar yaşadı., GüneşÇağlayanIrmak, 4.10.2016

s.






Tiyatrosever | Çoğu hukuğu diye yazıyor. Sözlüğüme iki üç kelime devşirdim onlardan: tiyatrosever, karışıklaştırmak, kıl olmak., | F Gedikli, 11.10.2016, Günlük | ... oyunu Anadolu Efes katkılarıyla Ege ve Akdeniz bölgelerinde tiyatroseverlerle buluşuyor., | HrKlbk, 26.8.2019, 3

s.






tiyatrosuz | tiyotra olmaksızın. | Edebiyatımızın en büyük eksikliklerinden ikisi, roman ve tiyatrodur. Romansız edebiyat olamaz, tiyatrosuz da millet olamaz., C A Kansu, EK, 1953, 160

s.






tiye almak deyim | Sunucular yaşamı tiye alıyorlar. HKAlişanoğlu, 4.4.2011








tiyek ği | 1. Asma, kavun, karpuz, kabak vb. bitkilerin dalları. 2. | Asma yaprağı. 3. | Üzüm asmasının taze filizi. 4. | Üzüm kütüğü. | Oy ben beyaz ve göv kayalardan kaydım / Kesmelerden eğik serpenelerden / Ama elin bağını tepelemedim / Tiyeğini ezmedim siyecini sökmedim, Bünyamin K, Bak anne geliyor..., 2008, 9

a.






Tiyin gibi | Sincap gibi Akdağmadeni Ali Koca 3.1.2015

s.






tizleşmek | Neş'e, hayat ve hürriyetin nağmeleri. Susuyor gibi olup yeniden tizleşen türküler. Kalınlı inceli, erkekli, kadınlı, durmadan çevikleşen çiftçi halkasının insanı beraber oynamağa çeken hareketli ahengi., H Â Yücel, İçten, Dıştan Bizim havamız, ? ?

f.






TKP | siy. Türkiye Komunist Partisi | İkinci Dünya Savaşı arifesinde tuttu, gizli TKP'ye de girdi., | DCeyhun, 26

kıs.a.






Tobin vergisi | Tobin tax | Tobin vergisi, ülkelerin üretkenliğine hemen hiç katkısı olmayan, ama belirsizliklerin yoğun olduğu durumlarda riskleri ve kırılganlıkları arttırıp yeri geldiğinde ekonomileri krize sürükleyen son darbeyi vuran, çok kısa vadeli sermaye hareketlerini azaltmak için önerilmiş bir döviz işlemleri vergisidir. Burada önemli bir husus, verginin kısa vadeli sermaye hareketlerini tümden ortadan kaldırmaya yönelik olmaması, sadece ufak bir maliyet ortaya çıkartarak çok kısa süreli ve ani hareketlerin önüne geçmesidir. Verginin ana fikri | çarkların arasına bir miktar kum atarak sürtünmeyi arttırmaktır. Böylece sermayenin oynaklığı azalır., | dr. Jekyll, 4.7.2007 ilk kez 1978'de J. Tobin tarafından önerildi.




ing.



Toht | halk dilinde tasma

a.






tohum | Tohm. | e-tohum | E-tohum'umun farklı projelerinden olan tasartı.com 25 Haziran Perşembe Maçkolik Kompleks'te tanıtıldı., | www.aytacmestci.com › Blog, 30.6.2009




ar.



Tohuma kaçmak deyim | bir salatalık körpeyken kopmaz derdi / olmaz böyle şey / beklersin üç kez daha büyür / tohuma kaçar sararır, | MG, 88








Tohuma kaçmakEvlen artık be! Tohuma kaçmana şunun şurasında bir şey kalmadı. | , | Çalıkoparan, 38

dey.






tohumlamak

f.
1. -i döllemek. 2. -i Dişi bir hayvanı, erkeğinden alınan tohumla yapay olarak döllemek. 3. Ekmek, tarlaya tohum atmak.

ar. tohm + tr. -la-
"Bir türlü yeşermiyordu tohumladığımız tarla", İlhan Geçer, 1986, 34 | "Geldiler ve toprağı tohumladılar.", Ömer Say, 2010, 15"



tohumlamak

f.



"Kuru yıllara tohumladığım yarınları geçiyorum / Karanlığı perde perde açar gibi gün.", Hasan Şişli, Yelken D, S 141, kas 1968, 22"



Tohumlamak | Geldiler ve toprağı tohumladılar., | Ömer Say, 2010, 15

f.






tohumluk -ğu

a.



"Ekinlerin yarısı hiç çıkmadı. Kalan yarısı da yolda gördüğünüz gibi. Bu yıl köylü tohumluğu ile unluğunu çıkarabilirse ona şükredecek.", Ersin Bulun, 2023, 63"



Tohur | 1. Ürün, verim 2. Mısır püskülü 3. Daha gonca olmamış çiçek tomurcuğu. | Bu karpuz üreticisinin veya karpuzu tarlada tohur olarak alan aracının para bekleyen sevgilisi, ..., | Çalıkoparan, 23

a.






tok sözlülük -ğü





"Evvelki günkü nüshamızda acı bir hakikat ortaya atmıştık. Sayın bay belediye reisinin, şahsi hislerine kapılarak, sırf tok sözlülüğü, halkın dertlerini haykırması, ve belediyenin halka ıztırap veren işlerini tenkid etmesi yüzünden antipati beslediği Halkın Sesini, sayın misafirimiz Şükrü Kayanın tenvir ve irşatlarından mahrum etmek cür'etini gösterdiğini açıkca anlatmıştık.", Halkın Sesi, 29 haz 1936, 1"



tok tutucu

s.
açlık hissettirmeyen.

tr.
"... tok tutucu şeylerle... Pek kolay... Haa! bir de Hindistan'ı gezerken bir bilgeye rasgeldim ... EVHÂMÎ - Sizin de gezmediğiniz yer yok ki... ", Feraizcizade Mehmet Şakir, ‎Cevdet Kudret, Evhâmı̂: komedya, 3 perde, 1974, 27"



toka etmek

dey.
1. el sıkışmak. 2. den. Karşılıklı iki parçayı birbirine dayamak. 3. kadeh tokuşturmak. 4. argo vermek. pasa etmek (parayı).





tokalı | Sırtında mor atlastan ve güneşin altında pırıltısı gözleri alan bir elbise, ayağında iri tokalı rugan iskarpinler, iki örgü arkaya bırakılan saçlarının ucunda geniş, kırmızı kurdeleler vardı., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 35

s.






tokenizasyon

a.
tokenleşme, tokenleştirme.

ing.



Tokileşme | Toki'den TOKİ yapılarıyla donanma Kutluğ Ataman, HaberTürk, 16.7.2019, 20.00 suları

kıs.a.






tokmak -ğı

a.
1. ağaçtan yapılmış iri çekiç. 2. Kapıya asılı ve kapı çalmaya yarar, türlü biçimlerde demir veya tahta parça. 3. Dibeğin ağaçtan eli.


Gördü ki İrşadi hâil olmamış / Şu fani dünyaya mail olmamış / Gayrı işkenceye kâil olmamış / Kafdağı'n ezmeğe tokmak edindi



tokmakan otu | tabii semiz otu. Akdeniz bölgesinde Yörüklerin semiz otuna verdiği ad. Bahçelerin arasında çıkar, yoğurtlamak suretiyle mezesi muhteşem olur. Bol soğanlı kavurmasından da iyi yemek olur. 28.05.2011, rakinfish, EkşiS

a.






tokmaklayış | Ölüm gelmedi bu ülkeye, / Bu eksiksiz tepeler, günahla yumuşamadı / Güzün tokmaklayışını bilmediler / Kızarmış, izleriyle aşk görgüsünün., B Karasu, Eksiksiz ülke, Pazar ilavesi, Vatan'ın san'at yaprağı, Vatan, 13 ara 1953

a.






tokofobi | doğum yapma korkusu 18.10.2002 vic, EkşiS | Kadınları sezaryene iten korku: tokofobi, | Zaman, 15.12.2014

a.

tıp




Toksikoman | Dıştan sağlanan her türlü maddeye karşı fiziksel ve ruhsal bir bağımlılık duyan kimse | Bakırköy Akliye ve Asabiye Hastanesi adlî servisinde çalıştığım esnada oraya gelen toksikomanlar, bilhassa heroinmanlar ile çok mesgul oldum., Türk | cemiyeti M, 1950, C 16, S ? , 178

a.

tıp




Toktağan | toktamak: durmak fiilinden. duran, önceden kalan. | Van gölü etrafında tur attık. Erciş-Adilcevaz arası Süphan dağı tüm görkemiyle, toktağan karlarıyla arz-ı endam ediyor. Bastığımız yerin yüksekliği 1640 metre. Süphan, artı 3 bin metre...Ne kadar uğraştıysam da göze göründüğü kadar etkileyici bir fotoğrafını çekemedim., | @BVRAY, 25.08.2024, X

s.






toktamak | BTS+ dinlenmek, rahatlamak, serinlemek | Zuhal Topal İle İzdivaç programından bi tek şey anladım o da, biri Zuhal Topal çok sempatik ve esprili bi kadın, diğeri ise yaşlı insanlar gerçekten toktamış oluyolar. / Toktamak, kendine tüpe benziyorum diyebilmek galiba. /Aha, bi çırpıda kendime hem cahil hem de kocakafa diyebildim, ben de mi toktuyorum yoksa nedir!..., | NKaan, Leman, 10.3.2010

f.




bts+



toktor | doktorun halk ağzındaki biçimi | [O]nun senelerdir azap çekip ona buna cefa verdiği bu delilik illetine, yolunun düştüğü Diyarbekir'in Sur Mahallesi'ndeki bir pratisyen toktor ile, yine aynı mahalledeki bir radyo tamircisi derman bulmuştu., | İOAnar, 2013, 18

a.






tokyo/tokya | (Tokyo şehrinin adından kısaltma yoluyle) Genellikle plastikten topuksuz açık bir tür terlik. | şortum ve şıpıdık tokyalarımla (sic) gördünüz/ beni Haydarpaşa hastane girişinde beklerken, | NÇelik, 10

a.






Toledolaşma |

a.






Toledolaşmak | Sur Toledolaşacak son kertede. (Böyle giderse)/Ama kaydetmeli; huzur içinde yaşamıyorlardı işte./Not: Toledolaşma kavramını mimari açıdan ele almadım, | LAS PALABRAS, 2.2.2016, Zaman, | https://samostepesi.wordpress.com/2016/02/02/surun-toledolasmasi/ 4.7.2016g | Vietnamlaşan, Toledolaşan Kürdistan direnişidir., | 29.3.2016, | https://issuu.com/dengekurdistan/docs/deng___kurdistan_-_19._say____okuma, 4.7.2016g

f.






toleranssızlık | İslam'ın ortaya koyduğu her türlü toleranssızlığın muhakkak bir hikmeti vardır., | AHCoşkun, Hr, 17.7.2017

a.






tolerasyon | müsamaha, hoş görme | İslâm hoşgörüsü ve azınlıklar Azınlık denilince akla ilk gelen terimlerden biri olan | hoşgörü, Türkçede batı dillerindeki | tolerans veya | tolerasyon terimlerinin karşılığı olarak yer almıştır. Hoşgörü ... Hoşgörüsüzlük taassupta kendini gösterir., | M Görmez, Anadolu'da İslâm kültür ve medeniyeti, 2007, 33

a.


ing.



Tolerasyon | müsamaha, hoşgörü 28.9.2019+

a.






tolkşovcu ing talk show+ T –cu








toltek | fel. | Daha iyi yaşamak için dört anlaşma: Tolteklerin Bilgeliği Meksika Kızılderilileri tarafından hayata geçirilen Toltek bilgeliği, yalnızca efsanelerde ve hikayelerde varolan ölü bir gelenek değil, bugün hala bir kısım yerlerde (ve ülkemizde de) uygulanan canlı bir öğretidir. Daha iyi yaşamak için yapmamız gereken 4 anlaşma verilmiş Nil Gün tarafından Türkçeye kazandırılan ve Ötesi Yayınlarından çıkan, Don Miguel Ruiz'in kitabı Dört Anlaşma'da. Ben bu anlaşmaları uyguluyorum ve hayata geçirilebilir olduklarını gördüm., | | http://blog.milliyet.com.tr/daha-iyi-yasamak-icin-dort-anlasma--tolteklerin-bilgeligi/Blog/? BlogNo=76749, 20.11.2007, 22.2.2015g

a.






tom amca | 1. Amerikalı 2. Batılı sömürücü insan? | İnsan Haklarının emperyalist güçlerce bir argüman olarak kullanılmasına şahit olunurken 'Gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerdeki insan hakları savunucuları kendi ülkelerinin Tom Amcalarıdır diyebilir miyiz? / Tom Amcaya bence en son örnek Malala Yusufzai'dır./ Evet, maalesef bu anlayış ve sistem içinde insan hakları savunucularının, Batılı beyaz efendiye hizmet eden Tom Amcalara dönüşme riski her zaman yüksektir., | Aydemir/Türkoğlu/Karaşahan, Sirayet, Mart2015, 9

a.






toma | polis aracı* | Demokratik ülkelerde polisin, eylemlerde toma tekmeleme ve taşlama türünden 'gazetecilik faaliyetlerine' rağmen tahrik olmaya 'hakkı' yoktur, MAltınok, T, 12.4.2013

a.






tomalamak | Kendisini muhtemelen Prag baharında sovyetler tarafından kuşatılmış radyo evinde hisseediyordu ve dünyaya | yetişin, kurtarın. bizi tomalıyorlar, eziyorlar, öldürüyorlar diye çığlık atıyordu., | AKanca, 25.7.2013 eposta

f.






tombalacı | tombala çektirerek para kazanan kimse | +Erol'la ben 14-15 yaşlarında tombalacıda çalışıyoruz., | NGenç, isenç, 41

a.




GTS+



Tombalacık | O sırada gözüm, karşı duvarın dibinde arttırmacıların* yanıbaşında duran tombalacık bir hanıma ilişti., | H Taner, On ikiye bir var, 1954, 81

s.






tombaz | 1. (Kökü kesin olarak belli değildir; Slav dillerinden geldiğini ileri sürenler vardır) [Kelime Balkan dillerine de geçmiştir]  altı düz büyük kayık: Seyirci kayıklarından gûyâ nehr-i Tuna üzerinde tombazdan köprü kuruldu (Surnâme – T. S.) | Geceden üstü saç kaplanmış tombazlara doluşmuşlar ve ezanla birlikte de saldırmışlar., | DCeyhun, 44 2. Üzerine köprü kurulan duba. (Kubbealtı)

a.






tombi | far.* | Bir sekmenin etrafını çevreleyen sediri andıran bankta oturmuş liseli kızlar. Tombi yiyorlar döke saça, ellerinde Hemşehri Civan dergisi-., | CAktaş, T, 14.1.2013

a.






tombikto | tombik. memito | meme. | Abla memitolar da tombiktoymuş desem dava eder misin, @bayglasses, 01.01.2025, X

s.a.






Tombulacık | (sevimli) tombulcuk | Öyle ya Halime'nin köyün en yakışıklı genci Mehmet'i, Mehmet'in de onu sevdiğini nerden bilsinler? ... Kiraz aldım dikmeden (tombulacık Halime ) kiraz aldım dikmeden Halimem / Dallarını bükmeden / Bir armağan ver bana Halimem / ben gurbete gitmeden., | S Turhan, ?K Dökmetaş, ?L Çelik, Notalarıyla türkülerimiz ve hikayeleri, 1996, C 1, 116

s.






Tombulluk –ğu | tombul olma hali. | Gittikçe artan hayat pahalılığının, çok şiddetli kışların pek aranan 'tombulluğunu' geçmez hale getirdiği artık bir gerçektir., | Çalıkoparan, 109

a.






tomlaç -cı | 57 nolu hane reisi Tomlaç oğlu Hacı Mehmet, ..., A Yurtseven, XIX. yüzyılın ortalarında Kurşunlu Kazası'nın sosyal durumu, International Journal of Human Sciences, 2013, 10(1), 795-819. |

a.






tomlaç gözlü b.s. Görmede zayıf ve yaşarır gözlü.a'meş : Gözünün yaşı durmayıp akan. * Tomlaç gözlü., | https://www.halveti.tc/osmanlica_sozluk.php, 26.12.2024g | A'meş | 1. Gözünün yaşı durmayıp akan. 2. Tomlaç gözlü.

s.






tomofil | otomobil | Vatan sizden görev bekliyor... Sizin tomofilinize binelim yahu :)), | MehmetSami, 21.5.2012 eposta

a.






tomos dini ferman | Ukraynalı siyasetçiler dışında bu mesele Ukrayna kamuoyu açısından da önem arz etmektedir, zira kendisini dindar olarak tanımlamayan Ukraynalılar için bile Ortodoksluk Ukrayna ulusal kimliğinin önemli bir parçasıdır ve bu bakımından artık rakip (bazen de düşman) olarak algılanmaya başlanan Rusya'dan bağımsız bir Ukrayna Ortodoks Kilisesi bir gereksinim haline gelmiştir. Ukrayna basınında ve halk arasında otosefal ve tomos (dini ferman – bu konu bağlamında otosefali statüsünün verilmesinin ilanı) gibi kavramlar sıkça konuşulur hale gelmiştir., | M O Tulun, Hristiyan dünyasında ekümenizm sekteye mi uğruyor? , AVİM, 2018/26, 21.9.2018








tomson ask i makinalı tüfek?








tomurlu | Nilüferli göller hiçbirşey demek değil mi? Sapları tomurlu al al karanfiller? ..., | AdaletAğaoğlu, HadiGidelim, Karanfilsiz, 2008 krş. Fr. Gemmifère BSTS/TıpTerimleriKılavuzu

s.


fr.



ton I | tonne | 1. Bir metreküp hacminde ve + 4 °C'deki arı suyun ağırlığı 2. Bin kilogramlık ağırlık birimi. | bir ton zf. | çok fazla | AKP'yi Kürt sorununun esir almasıyla ilgili bir ton şey oldu bugne kadar, olmaya da devam ediyor ama bir nktada takıldım kaldım ben, Uludere'de. | , | DOral, T, 14.1.2012




fr.

GTS-



tonalite | tonality | Farklı müzikleri üst üste koymaktansa, o anda çalmaya karar verdikleri parçanın farklı bölümlerini eşzamanlı olarak duyurmak, cümlelerin süreleri ile bilinçli bir şekilde oynamak ve parçanın orijinal tonalitesini esnetmek gibi yöntemler öneren Oğuz Büyükberber 'Off Monk' için, | Ben sadece bu müziği beraber çalmak istediğim müzisyenleri bir araya getirdim. Amacım, önümüze nota koyma gereksinimi duymadan, içselleştirmiş olduğumuz Monk parçalarını yorumlamaktı. Beşimiz bu parçalarda kesiştik diyor. . ErayAytimur, HrKitapSanat, 26.5.2017

a.


ing.



tonbalıklı | Organik sebzelerle hazırlanan mezelerde İspanyol-Asya füzyonu görülüyor: Wok'ta çevrilmiş baharatlı et (25 TL), tonbalıklı carpaccio (25 TL), sarmısaklı badem çorbası (16.5 TL) için beklemeye değer., | S Fowler/S Yedig, HrSeyahat, 24.6.2018, 11

s.






tondalık | Tek malumat zaferin çığlıklarının gri tondalığıydı. Sen biliyorsun nedir grinin anlamı., | ÇığlıkD, Y 2, S 5, 14

a.






Tongaya basmak | Tongaya basmayı pek sevmediği ve namuslu kalmak niyetinde olduğu ziyafetlere, davetlere pek aldırış etmez; çok itimat ettiği, hukuk mezunu birkaç avukat ve bazen de Ceza Reisi ile sessiz sessiz içmeyi tercih ederdi., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 50

a.






Tonlama | tonlama işi

a.






Tonlamak | titremlemek A Püsküllüoğlu, Arkadaş TS, 1994, 1061 A Püsküllüoğlu, (-i) dilb. dilde, sesleri kuralına uygun bir biçimde çıkarmak eş. titremlemek. tonlanmak (nsz) Fr. T. dilb. (dilde sesler) kuralına uygun bir biçimde ..., | A Püsküllüoğlu, Türkçedeki yabancı sözcükler sözlüğü, 1997, | 408

s.f.


fr.



tonlanmak | Güneş altında renklerinin tonlanması sağlanıyor., | 22.07.2024, tv

f.






tonlu | içinde ton balığı eti olan | tonlu pizza, | Veznecilerde restoran camekanında, 14.6.2017

s.






tont

a.
Meriç ırmağının en önemli kolu Tuncanın eski çağdaki adı.

?
Sargun Ali Tont



tontiş

s.
kilolu, sevimli şişmanca.


Çok sempatik, tontiş bir diktatör ve faşist! Anlaşılan hepten ahmak ve eblehler! 20.4.2024, Rindan KS W



tontiş tatlı, sevimli şey, birazcık tombul? | Başka söze ihtiyaç var mı benim tontiş yüce makamlarım? , | Hr, KAtkaya, 11.12.2016








tontişlik | 1. sevimli şişmanlık. | görünce keyfim yerine geldi... Hele o şansalın tontişliği yok öyle bir insan yaa..., RubenMartin13 Eyl 2005, | https://www.soccercenter.net/forum/d/51369-erman-toroglu-lig-tv-den-kovuldu/37 | Birçokları lâfı eveleyip gevelemesine rağmen, darbe konusunda da çok net Celal Hoca. | Ordu gayet tabiî ki darbe yapabilir. Niye yapmasın? diye sorabiliyor. Ben tontişliği kadar bu denli açık fikirli olmasına da hastayım Celal Hocanın!, Serdar Murat, Celal Hoca, Yaşar Hoca hu huu, Yeni Asya, 11.10.2006 | 2. | aptallık. | Facebook tontişliği. - Her fotoğrafının altına kalp gibi bayık bayık şeyler koymayın. Kocaman insansınız ya ne öyle orta ikiye gider gibi. Seviyorsanız gidin dökülün bence., Ömür Özdemir(@Cerilevis), Sosyal medya flörtleşmesi, Gazete Vatan, 07.09.2013, | https://www.gazetevatan.com › omur-ozdemir-cerilevis

a.






Tontonlaşmak | Kimbilir bu halinle ne kadar tontonlaşmşsın!, | Çalıkoparan, 43

f.






top

a.
"ing. weblog'dan web: "1. ağ, doku, kumaş, 2. bilgisayar ağı" ve İngilizce log "1. kütük, tomruk, 2. geminin hızını ölçmeye yarayan bir araç, 3. gemi güncesi, seyir defteri, günce" sözcüklerinin bileşiğidir."

tr.



top | Tüm. | Topunuz gelin! Buradayız, Cumhuriyet gibi dimdik ayaktayız! Hepiniz bir, biz tekiz! Mustafa Kemal'in askerleriyiz!, M Dervişoğlu, @MDervisogluTR, 19.02.2025, X

a.






top | yan top | Dahası belli oldu ki Cim-Bom'un yan top zafiyeti devam ediyor ve Muslera yan toplara Dassaev, Mlynarczyk gibi hâkim bir file bekçisi değil., | FUraz, T, 13.9.2011

a.






top atmak| Anneannem kızıyor; -İnşallah sen topçu olursun bu yıl, topları atar, sınıfta kalırsın da ben de oh yüreğime, oh yüreğime derim! diyordu., M İzgü, AAG, 2007 (1994), 29

dey.






top çeviren | oyalayan, zaman kazanmaya çalışan* | Er ya da geç masa kurulacak, oturulup konuşulacak ve büyük bir ihtimalle masanın bir yanında, bunu bugünden gören ama henüz yeterli cesareti bulamadığı için top çeviren AK Parti hükümeti olacak..., | AGörmüş, T, 9.8.2011 topa girmek deyim | Nitekim F.Bahçe'den gelen kendisine yönelik sert sözlere karşılık vermemeyi tercih eti. Sordum ama 'Ben o toplara girmem' diyerek polemikten uzak duracağını söyledi., | İKüçükkaya, Akşam, 21.7.2012

a.






top eşcinsel | Sonra bir baktım alakasız bir cümlenin arasında | top; o sahne geçiyor başka bir sahnede ilk iki cümleden sonra | karı kılıklı; bitmiyor güzel hareketler, üçüncü sahnede bir bakıyorum | motor. Tabii ki bu sözler izleyenleri gülmekten kırıp geçiyor. Bayılanlar, ayılanlar, alkışlar., | Esmeray, T, 28.9.2011








top oynamak futbol maçı yapmak | Dersim'de top oynayan polislerle, onların sivil eş-dostuna yönelik PKK saldırısı ardında Kürt siyasetine ve yandaşlarına hakim olan sessizlik başka nasıl açıklanabilir? , | YÇongar, T, 9.9.2011 top sahası stadyum








top yapma | futbol | Tek top yapma becerisi hâlâ titrek ve hâlâ birkaç darbeden ibaret olan bir takıma, merak ediyorum Guus Hiddink ne öğretmeye çalışıyor., | AFIşık, T, 4.9.2011 topu taca atmak mec. Sorumluluktan kaçmak. Taşın altına elini sokmamak.

a. mec.






Top/trand'mer/Panpiş





"Metin Lokumcu'yu ya da çevresini, olmadı çevresinin çevresini Ergenekoncu ilan etmek nasıl bir komünistliktir? En temel masuniyet ve adilanelik kurallarını yok saymak bahsinde iktidardan daha istekli davranma hırsını hangi temel öğretiyle açıklarsınız?"



topacık | 1. küçük bir top.Dağ başında bir topacık kar idim / Gün vurdu da ılgıt ılgıt eridim., Halk türküsü | 2. | topluca.* | Onur, pembe çiçekli entarisinin göğsü bağrı açık, yassı burunlu, altı yaşında, topacık, esmer bir oğlan, askerce selam verip taş ve kiremitparçaları, mısır koçanları toplamak üzere arka sokağa koştu., | OrhanKemal, Sarhoşlar, 87 | 3. | Çiğdem vb. bitkilerin yumru kökleri. DS

s.a.






TOPAÇ ADLARI: Alalı, Angırşak, Arşak, Cicoz, Çini, Bozanak, Bireyme, Deleme, Dönbaba, Fırıldak, Fırdöndü, Kaytan, Tutturamanço, Vızırdak, Yanardöner., | Hüdavendigar Onur, 29.12.2019, epostası








topaçlamak | alaysı. yeni yumurtlamak | Çıkartmamızı istediklerini böye bir zihnin, zihniyetin tam olarak bilemeyeceğim: Topaçlıyor işte bir şeyler! PMağden, T, 21.06.2011

f.






topakdaş | (Hey nari) topak daşın kenarı / (Hey nari) dibinde yedik narı / (Hey nari) aldattı da gelmiyor / (Hey nari) seni alaram deyi, | Kırşehir/Yozgat, Çekiç Ali 2019+








topaklanmak

f.



"Topaklanan kedi kumu", Migros merter, 14.4.2024"



topal ördekleştirmek | Erdoğan, topu YSK'ya atıp, tabanında mağduriyet algısı yaratıp, İmamoğlu'nu 'topal ördek'leştirmeye yönelik hamlelere dayanak sağlamak ..., | 8 Nis 2019, | https://twitter.com/GokhanBicici/status/1115158367402713088, 2.7.2019g

f.






topalamak | Erkek milletini yeren, kız milletini öven mailler erkek icadıdır. Maksat kız msn'i topalamaktır arkadaşlar!, | 14.02.08-de B. Özgürden gelen iletiden.

f.






topan | Evleneli beş yıl oldu, gelinin bir türlü çocuğu olmuyor' diyordu. 'Mal mülk dersen yerinde, şükür Allaha. Bir topan etten başka hiçbir eksiğimiz yok. Gitmedik yer, adamadık adak bırakmadık. Bir de Hacıefendi'ye gidelim dedik. Belki hacet kapıları burada açılmıştır. Hacıefendi'nin başında bir oğlak kestik. Taşları kaldırıp altında bulabildiğimiz karıncaları şu çaputa düğümledik. İşimiz bitti. Gitmeden bir de sizi yoklayalım dedik., Naciye Poyraz, 1979, 54

a.






toparlanış a.








toparlanıvermek

b.a.



"Kötü adamlar hemen ellerini adamcağızın üstünden çekip hiçbir şey olmamış gibi toparlanıvermişler.", İ Kalkan, Onlardan Biri, 2018, 31"



toparlanmak | Güneşin dağlara doğru eğildiğini gören çiçekler hiç ses çıkarmadan toparlandılar., | VSevim, 50

f.






Toparlayıcı | Yönetim kurulu da yeni ve verimli insanlardan oluşmalıdır. İsvan – İnönü toparlayıcı bir lider., | Yenigündem, 1987, S 61-72, 19 | toparlayıcı krem |

s.a.






toparlayıcılık a.








topbac | olmac, ölemec vezninden. soğanı kavuruyorlar lavaşın ekmek kırıntısıyla ve peynirle ve maydanozla. Çayla yeniyor. AAYörük, 6.6.2016

a.






topbaş keleri

b.a.
Topbaş keleri 26.8.2019





topik | Önündeki kellik için topik kullanmaya başladım., | DAkalın, Hür., 19.9.2016

a.






topikal | Tıbbi özellikleri: Topikal olarak uygulandığında Kapsaisin, ağrının periferal sinir sisteminden merkezi sinir sistemine iletilmesini sağlayan bir kemomedyatör olan P maddesini bloke ederek ağrının azalmasına yardımcı olur., Şanlı Delikli Yakı, 19.07.2001+

s.






toplamak | kendini toplamak| Tam bu sırada kocaman, parlak bir yıldız, ışıktan bir çizgi çizerek akıp gidiverdi. Henüz o tek sözcük söyleyemeden kayıp gitmişti. Sözü ağzında, bakakaldı gökyüzüne. Bu her gün böyle oluyordu. Kendini toplayıp da dileğini tam yıldızın kaydığı anda söyleyemiyordu., Naciye Poyraz, 1979, 5

dey.f.






toplanma noktası | 1. birleşme yeri. | Bu görüşlerin toplanma noktası insanı sevk ve idare eden maddî veya manevî, insan dışında kuvvetlerin mevcut olduğu ve bu kuvvetlerin beşeriyeti bir tarihi zaruret yolunda yürüttüğüdür:, Nusret Kemal, | İradecilik ve Köycülük, Ülkü, 1934, C 4, 235 | 2. | Deprem, vb. afetlerde veya toplu seyahatlerde ilgililerin toplanacağı yer. ... Midilli ve Sakıza vaılır, ondan Rumeli kenarına salınıp Ağrıboz Ve Motondan Avarine (Navarin) varılır; bizim donanmanın toplanma yeri ve meydan başıdır ; iki yarar kalite , düşman yakasına dil almaya gönderilir . Mesine dahi Avarin'e karşı kar- şıya beşyüz mil yer ; düşman donanmasının toplanma noktası ve meydan başıdır . iki yarar kalite, düşman yakasına dil almaya gönderilir. H Tezel, M Erem Çalıkoğlu, Boğaziçi ve saltanat kayıkları, 1983, 44

b.a.






toplattırılmak | Yazıyı duvara yazan bulunmadı. Fakat mısraları tertip eden şairi bulmak lazımdı. Onun için memlekette şiirle uğraşanların hepsi toplattırıldı., T Toros, | Şair Ziya Paşanın Adana valiliği, Türk Sözü, 22.05.1936, 3

f.






toplayıvermek | ...sen yine avcunu, eteğin gibi toplayıver-., | NGenç, 1995, 6

bf.






toplu sözleşmesiz

s.



"Sendikasız, toplu sözleşmesiz, grevsiz memurluk yerine bu hakların olduğu işçilik daha cazip gelmektedir. Önümüzdeki yıllarda bu gençlerin giderek artan sayılarda işçi sınıfının saflarına katılmaları, Türkiye'de gittikçe gelişen işçi sınıfı hareketini daha da hızlandırıcak bilinçlendirecek ve militanlaştıracak... ", Tüm İktisatçılar Birliği, Türkiye işçi sınıfı ve mücadeleleri tarihi, 1976, 241"



Toplu tabanca | Şakir'in elinden alınan kocaman, toplu tabanca masanın üstünde uzanıyordu., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 99

a.






toplum | toplum hayatı | sosyal hayat Fakat muhafazakar bir Anadolu kasabası. Bu sebeple de toplum hayatından mahrum tabii..., | FAtabek, DK, 1972, 36

a.






toplum mühendisliği

b.a.






toplum mühendisliği siy. Toplumu istenilen kalıba sokmak için yürütülen çeşitli projelerin ve politikaların toplamı. | Zira bir lideri 'faşist' olarak nitelendirebilmek için ülkede sadece lider ölçüsüzlüğünün değil, iki savaş arası (1918-1939) dönemde görülen türden bir lider kültünün ve bu kült çerçevesinde anlam bulan (toplum mühendisliği ve dayanışmacılık eksenli) politikaların da var olması gerekir., | SKaya, T, 10.7.2011








toplumdilbilim | Bunlar; ? Tehlikedeki Türk dilleri ve toplulukları ile ilgili dilbilim, toplumdilbilim, antropoloji, kültüroloji vb. alanlardaki bilimsel çalışmalara, ? Türk dilleriyle doğrudan temastaki az konuşurlu Kafkas dilleri, Ural dilleri, Moğol dilleri, İrani diller ve bu dillerin konuşuru halkların kültürleri ile ilgilidilbilim, toplumdilbilim, antropoloji, kültüroloji vb. alanlardaki diğer bilimsel çalışmalara da açıktır., | İsaSarı, 12.1.2013 eposta

a.






toplumdilbilimsel | /chauffeur aynı zamanda bir | sürücüdür/driver, ama her | sürücü/driver | şoför/chauffeur olamaz. | Bu statü farkının sebebi yerli, yani daha düşük statülü | drivera karşılık | chauffeurun yüksek | prestijli Fransızcadan bir alıntı olması. Bu, toplumdilbilimsel bir olgu.@CuriousTurkish 10.01.2025, X

s.






toplumsallaşmak | Kürt sorunu, yanlış politikalar nedeniyle hızla toplumsallaşıyor ve bölgeselleşiyor., | SÖney, T, 25.8.2011

f.






toplumsallaştırma | Ulusal' denen eğitim sırasında ya da bir toplumu, halkı, milleti var eden ortak değerlerin benliklere yedirilmesini sağlayan toplumsallaştırma sürecinde nasıl bir sıkıntı ortaya çıkıyor ki kahramanlık ruhunu –doğası hilafına- sadece kışlaların sert terbiyesine bağlamayı anlayışla karşılamaya başlıyoruz? , | CAktaş, T, 15.12.2012

a.






toplumsallık | Toplulukların 'toplum' haline gelmesi yani 'toplumsallığın inşası' açısından da, bu köprüler çok önemlidir., | MSancar, T, 13.7.2011

a.






toplumsuz | Sosyal bilimler üzerine çok çalışmanın kişiyi bunalıma sürüklemesinin bir nedeni de huzuru kaçıran ve rahatı bozan etkisi. Kişi bunları okudukça dünyayı artık eskisi gibi göremez. Toplumdan uzaklaşma eğilimi artar. Ancak yine de dünyasız ve toplumsuz yapamaz. Onları anlamak ister., | Ali Osman Karaoğlu, @LawyerKaraoglu, 25.07.2024, x

s.






Topluöldürüm | katliam | Sivas kitabı: bir topluöldürümün öyküsü, | A Aşut, 1994, 210

a.






topoğrafik/topoğrafik harita:






GTS-de yok. İmla kılavuzunda var.



topoğrafya: Topoğrafya, bir arazi yüzeyinin tabii veya suni ayrıntılarının meydana getirdiği şekil. Bu şeklin kağıt üzerinde harita ve tablo şeklinde gösterilmesiyle ilgili ölçme, hesap ve çizim işlerinin hepsi.








toppuk küfte

b.a.
Arapgirde bir köfte yemeği.


"-Fattey Bibi, toppuk küfte yapsana / Soğanlı, mercimekli... ", Ş Belli, 1962, 91 "



Toprağı haber götürmesin.








toprak | memleketli, hemşehri | Toprağım, nasılsın?

a.






toprak bilimci | Komisyonumuz, Türkiye temsilcisinin SSCB'ye gelerek önceki milletlerarası toprak bilimi kongrelerinin birinde Sovyet toprak bilimcilere tevdi edilen vazifenin yerine getirilmesi maksadıyla gerçekleşecek olan bir sonraki Asya'nın toprak haritasını hazırlama toplantısına katılması için de tedbirler aldı, Samoyloviç/S Karaca, TürkDiliD, Mart 2019, 90

a.






topraklamak | Sebep arkadan gelir -ya da gelmez- ama dayak sporu Hamza eniştedeki negatif enerjiyi topraklıyor. NecdetŞen, 2.9.2009

f.






topraksal

s.
arazi bakımından, toprakla ilgili.

tr. toprak-sal
"Genç Türklerin pantürkist düşlerinin ve Ziya Gökalp'in Türklük ve İslamı birbirine bağlayan, dolayısıyla da topraksal niteliği olmayan ulusçuluğunun tersine , Mustafa Kemal'in ulusçuluğu topraksal , vatanı belirli sınırlar içinde gören bir anlayıştı . 1919- 1920'nin Misak-ı Milli'si Türk ulusçuluğunun topraksal niteliklerini belirlemiştir.", E Kalaycıoğlu, Türk siyasal hayatı: değişim ve süreklilik, 1995, 198 | "... topraksal soruna temas olunmadan, sadece askeri konularla meşgul olması lazım geldiğini eklemiştir . Çarpışmayı önleyecek tedbirler hakkında Gromyko , bunun mütarekeyi yapan komutanlar tarafından müzakere edilmesini önermiştir... ", Publications de la Société d'histoire turque: XVI. sér 1959, 254"



topraktan | Fuzul >> Topraktan aşamalı konut sahibi olma sistemi Ispartakule 2. lansman fırsatı Şaşırmayın fırsatı kaçırmayın 1 milyon 390 bin TY'ye evinizin toprak sahibi olun, 08.02.2025, reklam








topsöz: | Örneğin aklıma, | Türk'e, Türk'ten başka dost yok topsözünün resmi yaygınlığı geliyor...  Kazara böyle resmi bir topsözü tırnak içinde yazdıktan sonra, altına | Nanik diye bir ekleme yaparsanız; TCK 159. maddeden hakkınızda ağır cezada dava açılabilirdi., | ÇAltan, M, 30.09.02








topsuz

s.
top olmadan.


"Topsuz Alanda Kırmızı Kartlık Söylemler" adlı bir denemem ve "Ben Bende Değilim | Pek Çok Ben Varmış Bende Benden Dışarı" adında da anılardan öykülemem var.", Üstün Yıldırım, Bu da geldi başına, 2018, 4"



toptan yaklaşımcı b.s. | Dolayısıyla toptan yaklaşımcı tavır uygun değil!, Uğur Yıldırım, 29.04.2025








topuk kanı testi | Zorunlu topuk kanı alınması işlemi ve işlemin amacı nedir? Henüz birkaç günlük olan bir bebeğin topuğundan filtre kağıdından yapılmış bir test kartına birkaç damla kan damlatılarak kan örneği alınır. Test kartı kuruduktan sonra derhal bir laboratuvara gönderilir ve burada kan örneği bir dizi metabolik bozukluk ve endokrinopatiler açısından analiz edilir. Taramanın amacı, zamanında ve nitelikli bir takip tedavisi ile sonuçları en aza indirilebilecek belirli hastalıkların erken teşhis edilmesidir., | @MuhammedemirelL, 26.08.2024, X

b.a.

tıp




topuklamak

f.



Adam topuklayıp gitti. 19.2.2023



topuklamak I | argo. bir taşıtın süratini artırmak | Ve Camgöz Taci, şık ve de seri bir hareketle atın sırtına atladı ve Neslihan ve arkadaşlarının olduğu yan tarafa bir göz süzüp atı topukladı..., | TAral, SÖ, 128 | Ama tıpkı arkasına 'Babam sağolsun' yazdırmış kamyoncu gibi bizim kamyon da arkasına 'Vatan sağolsun' yazdırıp topuklamış gidiyor., | DOral, T, 14.1.2012

f.






topuklamak II | Argo. Terk etmek, boşamak* | ANCAK: Vay kanserli karısı varken topukladı muhabbetini harbiden iğrenç bulduğumu da ilan etmeliyim., | PMağden, T, 6.9.2011

f.






topuklular topuklu ayakkabılar | Yalınayak sezonu kapanmış, topuklular bavuldan çıkmış., | AslıGürkan, RSanat, 24.7.2011








topuksuz | düz tabanlı veya topuğu olmayan ayakkabı, terlik | Yakup'un çok beğendiği askılı beyaz buluzu ile turuncu bir yazlık pantolon ve topuksuz terlikler giymişti., | TKiremitçi, 2005, 19

s.






topuş gibi 4.12.2007 hoptilalium








topuzlatmak

f.
topuzla başına vurarak cezalandırmak.

topuz-lat-
"Kadı bağırmış: "Eğer vermezsen şimdi seni topuzlatırım!", Y Feyzioğlu, Cırttan ile Sihirli Topuz, 31"



topuzlatmak | topuzla başına vurdurarak cezalandırmak. | Kadı bağırmış: | Eğer vermezsen şimdi seni topuzlatırım!, Y Feyzioğlu, Cırttan ile Sihirli Topuz, 31

f.






tor

a.
ağ.


"Balık tutmak için tor istemirem.", San, Hicranî, 123"



tor | balık ağı. Ağ. | Kuşları, balıkları, ormanların sürmeli ayılarını, bıldırcınları, keklikleri, üveyikleri öldürmeyecek avcılar. Balıkların korkusu olmayacak ağdan, tordan., O Tansel, Konuşan Balıkla..., 2001, 33

a.






tor | tr. tuzak, ağ | Kün edip cihanı halk eden Allah / Gayet müşgüldeyim, gayet dardayım / Her yanım kan ağlar, geçilmez ada* / Balık gibi tuzaktayım, tordayım., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 107

a.






tor browser | Google'dan tor browser indirip bilgisayarınıza kurup istediğiniz siteye tor browser üzerinden rahatça bağlanın., | Zaman, 21.3.2014

a.






Torasan Deresi dere adı | torasan inciri








Torba yoğurdu | torba yoğurdunu ez bir güzel kızım, | MG, 92

a.






torbacı Uyuşturucu satıcısı. | İstanbul'da torbacı diye tabir edilen uyuşturucu satıcılarına yönelik yapılan operasyonda 60 kişi gözaltına alındı., | T, 27.3.10 | Torbacı Deniz Seki tahliye oluyor, | YeniAkitG, twitter, 30.5.2017g | Maltepe'de torbacılar hesaplaştı., | T, 5.8.2011








torbacılık | Yargılanmış, mahkum edilmiş, teslim olmuş, cezasını çekmiş. Topluma kazanıma uğraşmak yerine rencide etmek vicdani, ahlaki, hukuki torbacılıktır!, | AdemSözüer, 30.5.2017, twitter

a.






torbada keklik

dey.
Ele geçirilmesi, elde edilmesi kolay olan | çantada keklik. Elde edilmiş.*


"Hem de Türkiyeyi artık yüzde yüz torbada keklik haline getirdi. ve onun üzerine bir de baktık ki, daha Kırım harbi biterken kumpanyalar Türkiyeye akın etmeye başladılar.", Kıvılcımlı, FK ve T, 21"



torbalaşma |  kullandı göz altında torbalaşma ve morlaşma yaptı, yüzünde de sivilcelenme yaptı..., | 27.4.2007, www.kadinlarkulubu.com › ... › Kozmetik Markaları, 23.2.2015g

a.




GTS-



tork | torque motorlu araçlarda güç | Bir tane daha var ki, onu bu son tartışmamız vesilesiyle | sendrom olarak nitelendirenler de var. O da | hah buldum motivasyonu. Ki bence bu, gazetecinin torkudur., | MAltınok, T, 8.5.2012

a.


ing.



tork limitör | Ar-Ge faaliyetleri, akıllı cihazlar, bilgisayar yazılımı, mikro dalga antenler, model/kalıp tasarımı, manuel vitesli araçlar için debriyaj, hibrid araçlar için tork limitor, otomobil kablo tesisatı ve ilgili komponentlerin tasarımı, otomotiv dış aydınlatma, otomotiv ve ticari araç geliştirme, özel makine tasarımı, nano teknoloji / malzeme / makine tasarımı, özel araç tasarımı, kompozit araştırmaları, elektrospinning araştırmaları, tekstil makineleri geliştirmesi, dermokozmetik ürünler, yeni kumaş tipleri geliştirme, optik, savunma ve havacılık elektronik sanayi alanlarında yürütülmektedir., | VB/SAytaç, 2016, 30-1








torlamak | derlemek, toplamak | Yolu, kıvrım kıvrım, sarhoşlara,/ Yeri, parsel parsel ölülere / Göğü, incik boncuk, / Torlar toplar çerçilere, / Çingenlere satarlar., | CKoytak, T, 1.11.2010

f.






tornahane | 1927 Kendi dökümhanesi ve kalıphanesini kuruyor ve yeni açılan tornahanede işletimin başladığı duyuruluyor., | 2012? , | http://www.tes.cz/tr/tes/tarih/, 11.4.2016g

a.






tornalanmak

f.



" "... tornalanacak kil parçanın konduğu yatay küçük bir masa bulunan ve ayakla çalıştırılan yatay dönüşlü tabla.", Büyük lûgat ve ansiklopedi, 1985, C 12, 231"



tornistanlı den. 10.4.2016g








torpanmak

f.



"Gör nice torpandım, nice bulandım. / Bahar seli gibi dağlar başında / Bir darüşşifadan boşanmış gibi / Sürüyüp zenciri hayli dolandım.", Dertli, Yelken D, S 141, kas 1968, 27"



torpido/torpito | torpedo | 1. den. Torpido bot:  | Torpido ile hücum edip de Frenk zırhlısını batıranlar içinde Ahmet de vardı.,? A Gündüz. 2. Kiralık katil, para ile adam öldüren haydut? | Bu adamı ve nişanlısı rolündeki kızı temizleyiniz ve torpitoya haber veriniz. / Vapurumuzu yabancı bir torpito batırmak üzeredir. / Torpitoya hemen ateş emrini vermeli, sonra da torpillenen vapurla birlikte sulara gömülüp, şerefiyle ölmeliydi., | O Özdeş, DağBDA, 1964, 136/164/165 3.  Otomobillerde, içinde sürücü için gerekli şeylerin bulunduğu kapaklı küçük bölme, torpido gözü. 4. den. Torpil. Deniz mayını.

a.


ing.



torpidogeçer

a.
gambot.


"Bu gemilerde oldukça başarı elde edilmiş olup az tonajla filo harekatına iştirake elverişli surette seri ateşli toplar ve çeşitli torpido kovanları ile teçhiz edilmişlerdir. Torpido geçerlerin (ganbot) birinci vazifesi büyük gemileri torpido saldırılarına karşı müdafaa etmek, ikinci vazifeleri de filo harekatı esnasında fırsat düştükçe torpido hücumu yapmaktır. II. Abdülhamit devrinde bu tür üç adet gemi elde edilmiştir (Batmaz, 2002, s. 228-229). (Batmaz, Ş. (2002). "... eşkıya tecavüzatının ve barut ve esliha idhalatının men'i zımnında İnözde asker ikamesinin ikinci ordu-yı hümayun kumandanlığına tebliğ edildiği taraf-ı vala-yı seraskerinin ve Selanikte iki ve Taşozda dahi bir kıt'a seriü'l-seyr torpidogeçer-i hümayun bulunduğu, Gelibolu ve Ma'araz Körfezinden Karaağaç Limanına kadarki sahilin Taşoz'daki torpidogeçer hümayun ile korunması için Selanik Komodorluğu'na gerekli tebligatın Bahriye Nezareti tarafından cevaplandırıldığı bilgisi verilmiştir [BOA- Dâhiliye Nezareti Mektubi Kalemi (DH.MKT), 1192/33]. Hürü Sağlam Tekir, 20. Yüzyıl Başlarında Enez (İnoz) ve Çevresinde Çetecilere Yardım Faaliyetleri, EÜSBED 2013 [VI] 2, 433 (Batmaz, II. Abdülhamid Devri Osmanlı Donanması. Doktora Tezi, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kayseri) "



torpillemek BTS+ | 1. Torpille batırmak | +Bu gece kalkacak ve İzmir'e gidecek vapurdaki her türlü izin kaybolması ve Yüzbaşı Kudret'in akibetinin meçhul kalması için vapurun torpillenerek batırılması lazımdır., | OÖzdeş, DağBDA, 1964, 136 2. Sınıfta kalmak

f.




bts+



torsiyon | Torsion bükme, büküş, burma, burulma | Travers ve torsiyon doğrultma, | 22.6.2014 İstanbulda dükkan tabelasından BTS+

a.


ing.



tortellini | Bilal Erdoğan 'bolonez sos' ve 'tortellini' için uyardı TV konuğu oldu: - Bolonya'da bolonez sosda maalesef haram olan hayvanın yağını kullanırlar. Türkiye'de bir çok insan bunu bilmeden gider yer.- Tortellini'nin içinde, yemediğimiz, bize haram olan hayvanın eti olur., @haberaktifcom, 14.03.2025, X

a.






tortulamak BTS- | Böyle çocukçasına koşuşması, yaşına uymayan işlere kalkışması, hatta bir anlamda partallaşması, biraz da yılların bilinçaltında tortuladığı o, hep saklanma, ölçülü davranma, insanlardan uzak durma ölçülülüğünün bir patlamasıydı galiba., | DCeyhun, 22






bts-



tortulanmak

f.
1. Tortu durumuna gelmek | posalanmak. 2. Tazeliğini yitirmek, tortu haline gelmek.

tr. tortu-lan-
"Elinde değil... Babasının acısı zamanla tortulandı gitti içinde. Unuttu. Fakat, babasının acısı içinde tortulandıkça, annesine olan özeni, sevgisi de öyle bir büyüdü ki... ", DCeyhun, 104"



tortulanmak

f.
tortu durumuna gelmek, posalanmak.

tr. tortu-lan-
"Tam anlamıyla, serflere ya da özgür çiftçiye ait olmayan Lord toprakları "Kendine kasteder gibi bedenine aldığı korku yüzünden vebadan kaçan acılı bir yüzyılın Avrupalısı gibi nereye gittiğini bilmeden efendilik çağının demesnelerine tortulanıyordu gözleri.", Ömer Say, 2010, 34"



tortulanmak | tortu haline gelmek, tazeliğini yitirmek | Elinde değil... Babasının acısı zamanla tortulandı gitti içinde. Unuttu. Fakat, babasının acısı içinde tortulandıkça, annesine olan özeni, sevgisi de öyle bir büyüdü ki..., | DCeyhun, 104

f.






Torun tosun (torba) sahibi | 1. Torunu olmak 2. Yaşlı olmak | Halen hayatta. Torun torba dahibi oldu!, | bir konuşmadan, 18.5.2019

s.






tos

a.
bir yere çarpılınca çıkan ses, çarpma sesi.

yansıma,
"Burada benzetme yönünün "tos" olarak belirginleşmesi, benzeyen ve benzetilenin ortak özelliklerinin esenliksiz olduğunu gösteriyor. 402"



tos | keçi, koyun vs. kafa vurmak | Ardından tosu yiyince, uçmuş, tepetakla yuvarlanmış yere., | DCeyhun, 139

a.






tos | yansıma vurma, çarpma sesi | Üstün çile, dev gibi geldi çattı birden, tos! / Sen cüce san'atkarlık, sana büsbütün paydos!, | NFK, Muhasebe, EGŞA, 268

a.






tos vurmak| Sonra bu meydanlığa iki koç gelip durdu. / Karşılıklı koşarak birbirine tos vurdu. / | Atlas dağından gelen keçiler tos vurdular, / Yerdeki toprakları havaya savurdular., Gonca Yayınevi, EGÇM, ? , 149/151 (30.05.2025)

dey.






tosarmak

f.
bir durum karşısında bozulmak, bir nevi mors olmak.act naturally 17.08.2004 08:47, EkşiS | herhangi bir sebepten dolayı yaşanan kızgınlığı susarak, surat asarak veya kapris yaparak ifade etme eylemi. cmk84 31.01.2009 21:40 ~ 14.01.2010 15:24, EkşiS || tosum tosum tosarmak ile bir üst kademe etki yaratılabilecek kelime. nedendir bilinmez 07.08.2012 16:54, EkşiS | tosara tosara gitmek gibi bir kullanışı da mevcuttur.conack 21.07.2021 18:53, EkşiS | sana da bişey demeye gelmiyo ha hemen tosarıyon. -cümle içinde kullandım- ya da annem bana tosara aldı.toroslarheidisi 21.07.2021 19:06, EkşiS

tr.



toslak -ğı I

s.
erkek hindi

tr.



toslak -ğı II


1. yaşından daha iri, gürbüz (çocuk). 2. Bir yaşını geçkin dana. 3. solunum güçlüğü çeken kimse.

tr.



Toslamak | mec. Piyangoda ödül kendisine çıkmak | ... Salı piyango çekilecek, milyon toslarla zaten beni bulamazsın, ..., | Çalıkoparan, 33

f. mec.






tost

a.
Arasına peynir veya sucuk konmuş ve yağ sürülmüş ince iki dilim ekmeğin özel bir makinede kızartılması ile yapılan sandviç türü yiyecek.

ing. toast < Lat.
"Onların yelekli giysileri varmış. Hergün ayranla tost alıyorlarmış. Çok iş olmuş sanki.", A Cılga, 1980, 7"



Tostçu. Alper Alp. Cennet köşelerinden biri. Tenbel hayvan tembel ayı/kuals








tosun | tr. | 1. Danalıktan yeni çıkmış genç boğa 2. Mec. Sağlıklı tıknaz delikanlı 3+. Oğlan çocuk | Aman Ali, sen diyorsun. Sen babanın biricik tosunusun., | İHınçer, 1946,14 4. Üç yaşında öküz 5. İki yaşında öküz 6. Erkek sığır 7. Tosun, büyük baş hayvan 8. Haşarı 9. Erkek adı

a. mec.






tosuncuk –ğu | 1. Olması gerekenden daha iri doğmuş çocuk 2. Çok iri insan veya hayvan | Hrant Dink'in katledilişinin beşinci yıldönümünden iki gün önce tosuncukları yargılayan mahkeme adeta şaka gibi bir karar verdi., | TKöseoğlu, T, 20.1.2012

a.






toşarmak

f.
Soğuk soğuk durmak, küs gibi durmak.

tr.

C Kaya, 29.10.2023



totalci | İkincisi, yani Kürt sorunundaki tıkanmayı totalci bir AKP eleştirisini güçlendirmenin aracı haline getirmenin, onu bu eleştirinin aşındırıcılığından ürkerek inisiyatif almaya zorlayacağı ihtimali ise, doğrusu naif geliyor bana., | GÖzaltınlı, T, 18.8.2012

s.






totalleşme | Futbolun giderek totalleşmesi ve birkaç takım dışında nerede ise her takımın 'oynatmamaya' odaklanması, seyir zevkini diplere çekti., | STunalı, T, 15.10.2011

a.






tote bag





".", Derya Gürsel, Oksijen2, 9-15 haz 2023, 7"



toto I | örtmece. popo. | [T]witter ve köşe yazılarının başından kalkıp da kahve almaya mutbaklarına giderken totoları kocaman olmuş, bir sağa bir sola kaykıla kaykıla ağır vasıtalarını taşımaya çalışan, asansörde karşılaştıkları muhabirleriyle aralarında süper hiyerarşityiyenler., AŞen, T, 13.11.2011 | Peki, kanepeye oturan koca totolar bunun farkında mı? , | AŞen, T, 16.9.2012

a.






toto II spor totalizator sözünden kısaltma. Spor toto toto oynamak atmak* | Bu adayları tek tek değerlendirip kazanma şansları üzerinde toto oynamayacağız., | BŞirin, T, 1.5.2013








totoluk | popoluk. | Çünkü şimdi çok affedersiniz ama bütün ihtiyacınız olan bir totoluk yer olduğu hâlde sığınmaya çalıştığınız bu şehirde hepi topu iki yanaklık*, bırak iki yanağını, tek yanaklık bile size yer açılmıyor olduğuyla yüzleşince o anlamlar da, anlam arayan ideolojiler de saçmaaaa, sapaaaan, tekrar özür dileyerek, metan gazından tayyare geliyor., | AyçaŞen, T, 19.9.2012

a.






totoş Toplu, dolgun: Totoş yüzlü. TDK BS mec. | 1. Gerçek anlamının dışına çıkarak biseksüel ya da efemine tavırlar sergileyen erkekleri tanımlayan kelime (darki, 11.07.2001), Ekşi S 2. Popo. (13.11.2010 Yahşi Cazibe, ATV)

mec. argo






toy | düğün | Abdurrahim Karakoç'un 75. yaş toyunu kutlayacağız yakında. LŞehsüvaroğlu, www.haberarz.com, 9.6.2012de girildi

a.






toyca | sonra erir yeşilde tükeniverir / toyca uçuşu gür hecelerin // gül gül kızardı yüzü / şaşırdı toyca gönül / kalakaldı öyle mi, | YMiraç, 1981, 21//62

z.






toyga | bk. dovga. | Toyga çorbası haşlanmış nohut, haşlanmış buğday, yoğurt, un ve et suyuyla yapılan bir çorba. Günaydın, 5.5.2017, 8 | toğga veya toyga, Türk mutfağına ait bir çorbadır. Ana malzemeleri, tercihen süzme yoğurt, yarma veya dövme denilen bulgurdan büyük kabuksuz buğday ve taze nanedir., | Vikipedi, 24.7.2017g

a.






toygarca

z.
toygar kuşu gibi.


"Seni büyüten şarkıların dili / Uzak bir doruğun en umulmadık yerinden / Toygarca kopup gelmişken / Ben mağrur ve vahşi yalnızlığımı / Soylu bir süsenden nasıl sakınabilirim", Haydar Oğur, 1994, 119"



toylamak | Ziyafet vermek, ağırlamak | Lutfunla göster bize dîdârını / Ni'metinle toylagıl kullarını., | SÇelebi, Mevlid, Tazarru ve Müncaat'da, Mevlid-i Şerif, SüleymanÇelebi, 2012 [İstanbul],

f.






toyluk -ğu


acemilik.


"Şaşma, diyebilirdi, hayatımın uzun ve çileli bir devresi vardı ki onu senden saklamıştım | zira toyluğumdan, beceriksizliğimden, talihsizliğimden utanmıştım. Bütün derdimi içime yedirmiş, yedirdikçe hüviyetimi geride bırakarak alelacaip bir adam olmuştum. Cemiyet de beni yarı mecnun bir tip kabullenmişti.", R H Karay, Sonuncu kadeh, 1965, 103"



Toyluk | acemilik | Ama o yanda sen su taşırken yüreğime bu yanda benim toyluğumun elleri titriyor., | Ömer Say, 2010, 13

a.






toyluk | Böyle kolayca bozguna kapılıp kaçmayı düşünmek de, gençliğin bir toyluğu mudur, nedir? , | DCeyhun, 25

a.






Toz olmakSuriyeli gömlekçi, valizini kaptığı gibi, hemen yakınındaki bir sokağa yıldırım hızı ile dalıp toz oldu., | Çalıkoparan, 53

dey.






toz penbesi

b.a.
tozpembe.


"Simana, bu rengindeki toz penbesi azlık / Düşmüş acaba hangi gülün titremesinden.", M C Kuntay, Görsün, 1918 mütareke günleri"



tozlak -ğı

a.



"Sibernetik, multivizyon... elif/lâm/râ... / Kodlanır bilgisayarlara hafızamız ve sonra / Dağılır kar tozlağı gibi uçuruma hatıramız.", Olcay Yazıcı, ? ?"



Tozmak | köşe başları, akşamüstleri, kokular / tozar gider zamanın boşluğunda., | M Mungan, Yaz geçer, 1992, 88

f.






tozsuz | Hava serin, dumansız ve tozsuz olduğundan hepimizin ciğerleri tazelendi, | CEmiroğlu, Gökbayrak, 165

s.






tozutmak | Her kürekte kumların arasından irili ufaklı sürüyle yengeç çıkıyor, manzarayı gören Talat Bey, her geçen saniye biraz daha tozutuyordu., | TAral, SÖ, 63

f.






tozutuk

s.
çatlak, çılgın, deli, fıttırık, kaçık, sapık, sapıtık, tozutuk , üşütük | saçma , zırva Derleme Sözlüğü ve kavramlar dizini, 1995, C 1, 737


"çatlak, çılgın, deli, fıttırık, kaçık, sapık, sapıtık, tozutuk , üşütük | saçma , zırva Derleme Sözlüğü ve kavramlar dizini, 1995, C 1, 737 "Tozutuk adam" rs ne la, 24.02.2006 23:27, EkşiS"



töhmetlenmek | Şayınüddin, Gülşen-i Razı şerh eden ve ilhadla töhmetlenen, ileride bahsedeğimiz Ahmed-i Lor vakasında da töhmetli sayılan Şayınüddin Aliyy-i İsfahânî olsa gerektir., | AGölpınarlı, 16

f.






tökez

s.
yaşlanmış.

tr.
"Kayınvalide kadın tökez dedi, tökez demek dedim, yaşlanmış dedi."
Cemil Kaya, 23.11.2023



tökezlenmek

f.
x

tr. tökez-len-
"Tökezlenirim düz yollarda / Ulaştırmıyorsa sana", Y Pazarkaya, Sen Dolayları, İstanbul 1983, 56"



tömbüldek -ği

a.
Tömbüldek. kütahyadayım bıçak arası pide 20.4.2024





töpü

a.



"Bu süreçte Bilge Kağan, Tanrı tarafından töpüsünden tutulup yanına, göğe çıkarılmış, kendisine bilig, yarlık, küç, il beratı verip bodun üzerine kağanlık etmesine buyruk verilmiştir (sic).", D Yıldırım, Zaman Yolcuları Kitaplar II, Türk Yurdu, S 327, Kas 2014, 16"



tör?m?/türeme | Hamı danışır ki, o, Göyç?d?n g?lmiş bir ail?ni öz himay?si altına alıb. Bu insanlara o q?d?r yaxşılıq edib ki, onlar da sonralar M?ş?di S?m?din tör?m?l?ri kimi Hümb?tov soyadı götürübl?r., | ATahirzade, 525, 19.11.2011

a.






Töre | O günlerden Fatma Gelin dediği bu kadını iyi tanıyordu. Sabırlı, akıllı, töreye bağlı, evine düşkün birisi olduğunu biliyordu., | / | Töremizdeki oyunların yerini garip garip oyun şekilleri almaya başlar., | Y Akengin, Oğuz Dede, 30-31/ 43

a.






Töre | Yara doğru aktı gönül deresi / Sargı tutmaz imiş aşkın yarası / Böyle imiş bu dünyanın töresi / Bir derd-i sevdaya saldı yâr beni., | M Akarsu, ?

a.






törebilim

a.
ahlak. ahlakbilimi.

tr. töre+bilim
"Törebilim / Ethica", Spinoza, 2022 (Kitap adı)"



töreci | BTS+töreyi ilke edinen, töreyi amaç olarak alan kimse | O zaman kardeşim /Töreci bir yaşlı gibi yanıma gelir, | TanerÖzmen? Rİmrahor, UŞA, 98

s.






törecilik | Bu kötü gelenek kısmen devlet babacılık, törecilik ve örf-i sultanicilikle, kısmen de İran/Acem devlet geleneği ve Bizans müesseselerinden etkilenmişlikle ilgili olabilir., | MÖztürk, KararG, 30.7.2016

a.






törecilik | töreye bağlı olma hali | Bu kötü gelenek kısmen devlet babacılık, törecilik ve örf-i sultânîcilikle, kısmen de İran/Acem devlet geleneği ve Bizans müesseselerinden etkilenmişlikle ilgili olabilir., | MustafaÖztürk, KararG, 30.7.2016

a.






töreleşmek | hatemi 45 İHD

f.






töreleştirmek | Bu ikiyüzlülüğü, modern zamanların töreleştirilmiş bu egemenlik tezgahını, toplumun, kentin periferisinde yaşayan insanlar bozuyor., | PBarışta, T, 19.8.2012

f.






Töreli

s.
töresi olan.


"İMECİ Yarı geceden imeciye girdimm, / Dedim: ev sahibi, nereli kızlar? / İçeri girince güzeller gördüm; / Dedi: sana karşı töreli kızlar.", Talibi Coşkun, "İmeci", Ülkü, 1944, C 24, 13 || Hanif Türk Gök Millet ve Nuh'un Töreli Torunları, | Lütfi Bergen, YAZIGEN yay. (Kitap adı), 30.06.2022



törenleşmek | tören halini almak, tören niteliği kazanmak | ...daha önce İstivâ-nâmede de geçen ve Alınca'da yapılması törenleşen hac merasiminde de tavafın, 'Maktelgâhda* yapıldığının belirtilmesi, yalnız Fadl'ın gömüldüğü yere bir türbe bina edildiğini değil, öldürüldüğü yere de bazı şeylerin yapıldığını ve böylece Kabeye benzetildiğini anlatmaktadır., | AGölpınarlı, 11

f.






törensellik | Geçenlerde Atatürk büstünü devirerek tüm hemcinslerini utandıran Gülsüm İnek'i tekbir seslerine 10. yıl marşlarının karıştığı bir törensellik içinde anıtın önüne yatırsınlar., | SGenç, T, 26.11.09, 5.

a.






törensellik | Taziye evlerini'nin törenselliğinden kurtulup; kadim günlerimizdeki 'birlikte' yas tutmanın insaniliğine sığınarak..., | EmineUçakErdoğan, T, 25.9.2011

a.






törensiz | Gözaltı kararının, 'Sessiz, sedasız ve törensiz defnedilen Libya şehidi MİT mensubunun cenaze görüntülerine Odatv ulaştı' başlıklı haber nedeniyle olduğu iddia edildi., | Cum, 4.3.2020

s.






törensiz | Nasıl olsa, bayramsız, törensiz, yıldönümsüz, maçsız bi' günde Bay Sıtkı'yı bi'yerde kıstırıp neden az geliştiklerini* kendisinden öğreneceğim., | ANesin, ŞAvrupa, 106

s.






Törkün | Kadim Türk ailesinde 'törkün' kavramı, | H Demirci

a.






Törpüşüm | sürtünerek karşılıklı aşınma, karşılıklı törpülenme turkcesivarken.com/yazismalik/viewtopic.php? f=2&t=20527.1.2019

a.






Törpüşümlük –ğü | Tabii ki, hem herkesin bir psikiyatristi var; delleşimsel törpüşümlük, | Turan Bozkurt, 26.1.2019 vatsap (bk. | http://www.kmarsiv.com/sayilar/20050309.asp), 9.3.2005, (e.t. 27.1.2019)

a.






Törtük –ğü | Kayseri yemlik gibi otlarla yumurta katılarak yufkayla dürüm şeklinde bahar ve güzün yapılan bir yemek., | Bekir Işık, 11.1.2019 (1993 doğumlu)

a.






tövbe | tövbe etmekİşlediği bir hatâyı, suç veya günâhı bir daha yapmamaya karar vermek, söz vermek. | Her kim olsa söylerim doğrusunu etmem hicab / Tövbe ettim âriyet bir kimseye vermem kitâb.




ar.



tövbe tövbe

ünl.
allah allah


"-Essah da ne demek, tövbe, tövbe, / hâlâ düşünür düşünür oflarım, / -De Süleyman hepsini, bir bir, / Koma yarım." Dağlarca, ÜŞD, 7"



Töymeken | semizotu. | Töymekenleri kıydıktan sonra ayranın içerisine karıştırdı, yemeğin yanına konulmak üzere koca tasın içinde bekliyordu., | M Kızılca, 27.4.2016, | http://rasyonelhaber.com/makale/431/gargara-abduellatif-camii, 11.8.2018

a.






trabulus kuşağı | trablus kuşağı. Krş. Acem kuşağı, acem şalı kuşağı. | Sar beline beline Trabulus kuşağı / A kız sen değil misin alsam ha bu uşağı, Trabzon türküsü

b.a.






trabzon hurması


ayn. m. japon hurması (Artvin), Erdin Kılıç, 17.01.2024





trabzonluluk -ğu

a.
Trabzonlu olma hali.

yun.? +tr. Trabzon+lu+luk
"trabzonluluk -ğu a. "Gerçek Trabzonluluk budur. trabzon budur. denizi işlemez ve girilmez hale getiren belediyeler bu hasreti gidermek için ne yaptılar?", "
Mustafa Yazıcı, Günebakış, 4.10.2023



trade-off | Erol Katırcıoğlu iktisatçı. Marjda düşünme ve takaslar (trade-off'lar) mantığını iyi bilmek durumunda., | HBerktay, T, 18.1.2012

a.


ing.



traded goods/nontraded goods | Çünkü yüksek faiz-düşük kur politikası dış ticarete konu mallar (tradedd goods) yerine dış ticarete konu olmayan lüks konut, lüks avm, lüks lokanta türünden malların üretimini (nontraded goods) çoğalttı., SYaşar, T, 6.8.2014

b.a.a.


ing.



tradisyon | anane, gelenek. | Az yukarıda gördüğümüz gibi homerik eposlar da bu tradisyonun varlığını tasvir etmektedir ... Homerik eposların bir nevi monopolunu kurmuşlardı. Bunların başında Kreofülos adında biri anılmaktadır .Homer, Odüsseia (Odise), 1941, C 1, 23

a.






tradisyon | Basın 'körelmiş yaratıcılık tradisyonuna' uygun olarak, 'Türkiye'den Erivan çıkarması' başlığını da yine attı ama Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun Ermenistan ziyaretine bu ülkeden gelen okumalar Ankara'nın hızlı yaklaşma manevrasını, 'klasik taktik adımlar' olarak tanımladı., | NErsanel, iyibilgi.com, 17.12.2013

a.






trafaret | Çox görmüşük eyni q?libd?n çıxmış, trafaret kimi adamları..., | QanTuralı, 525-ciQ, 21.08.2014








trafaret | M?n R?şad M?cidi ifad? etm?k üçün bir söz tanıyıram: özün?m?xsus. 








trafikli 1987 | Ve dibi uzak, yolu trafikli bir eziyetti yokuş..., | YErdoğan, 29

s.






trafiksiz

s.






trajedileme | yeni | Yıllardır, iç parçalayan, özellikle de medya tarafından, sanki gencecik bir insanın ölümü yeterince trajik değilmiş gibi adeta hunharca bir trajedilemeyle sunulan | şehit haberlerinin varlığı toplumsal bir gelenek haline geldi., | SÖney, T, 8.9.2011

a.






trajedyen | Oysa Sadri Bey gazino programlarından hiç hoşlanmazdı. Kuliste görecektiniz: İşkenceye uğramış bir trajedyen!, | ZCumartesi, 25.2.2012

s.






Trajik | Lakin Elinos âleminde yeni bir unsur tevellüd ediyor; feylesoflar, hakîmler, şairler ve bilhassa trajik şairler irade-i cüz'iye, kader, adalet gibi bi'l-cümle mesâil-i mâneviyeyi meydana çıkarıyorlar,-., | MahmudEsad, TİH.

s.






traksiyon

a.
tıp. çekilme-gerilme.


"Bu gönderiyi okuyacaklara bilgilendirme amacıyla yazıyorum: 1- Biçerdöver yaralanması vb. kazalarda ampute olan parmakların genellikle replante edilmesi çok zordur. Yaralanmanın şekli nedeniyle hem ezilme hem kesilme hem de traksiyon (çekilme-gerilme) söz konusudur.", @mustafaaydinol, 11.06.2024, X "



traksiyon | 1. çekme 2. Kırık kol veya bacağı yataktan yukarıya doğru kaldıran araç:  traksiyon masası | Önce traksiyon masası adı verilen bir düzenek ile kalça eklemi gerdirilip eklem boşluğu büyütülerek  bir çalışma alanı yaratılır., | | http://www.kalcacerrahi.org/kalca-artroskopisi-nedir , 27.6.2017g

a.

tıp


TDK++



traktörlemek | Traktörle sürmek. | Banka buraları traktörlemeye geldi; onlara da yol göründü. Büyükbaban burada silâhını alıp durdu, traktörün lambalarını parçaladı, ama traktöre vız geldi., Steinbeck, Gülen Fındıklı, Gazap üzümleri, 2005, ?

f.






traktörlenmek | traktörle sürülmek. | Traktörle meralarımız yok edildi, dağ taş sürüldü; traktörlenen büyük toprak sahipleri, küçük köylülüğü topraksızlaştırarak, kentlere doğru sürdü. 1950 öncesi 10 yılda kent nüfusu %21 artmışken, 1950-1960 arasında %79 arttı. Kentlerde sanayi olmadığı için topraksızlaşan köylülerin şanslıları inşaat işçisi oldu; diğerleri işsizler ordusuna katıldı. Oya Köymen, Kapitalizm ve Köylülük, 2017, 137/139

f.






traktörleşmek | Tarımda traktör kullanmak. | Traktörleşme yüzünden işsiz kalan ortakçıların büyük çoğunluğu amele olarak ziraat işlerinde çalışmaya başlıyor. En büyük işsizleştirme Akdeniz ve Güneydoğu'da. [...] / Özetle, ABD'nin artık kullanmadığı birinci nesilden kalma traktörleri ABD kredileriyle almaya başladık; kredilerden en çok 600+ dönüm toprağı olanlar yararlandı. 1948'de 2000 olan traktör sayısı, 10 yıl içinde 40.000 arttı. Tanktan bozma traktörler, toprağı çok derin yaralıyordu; etkisi 20 yıl sonra keşfedilecek toprak erozyonu başlamıştı. Traktörle meralarımız yok edildi, dağ taş sürüldü; traktörlenen büyük toprak sahipleri, küçük köylülüğü topraksızlaştırarak, kentlere doğru sürdü. 1950 öncesi 10 yılda kent nüfusu %21 artmışken, 1950-1960 arasında %79 arttı. Kentlerde sanayi olmadığı için topraksızlaşan köylülerin şanslıları inşaat işçisi oldu; diğerleri işsizler ordusuna katıldı. Oya Köymen, Kapitalizm ve Köylülük, 2017, 137/139

f.






tram | Tamamı kuşe kağıda. Ayrıca 'ek'lerine pembe tram verilmiş., | HBerktay, T, 14.7.2011

a.






trambolin | Dün öğle saatlerinde denize giren ikili, suya kurulan trambolinde zıplamaya başladı. Havada dengesini kaybeden Batmaz, trambolinin kenarına boynunu çarpıp denize düştü., | M, 29.6.2013

a.




GTS-



trambüs / trambus | tramvay ve otobüsten yontma | Yerli üretim trambus Endonezya yolunda, | Sözcü, 7.9.2014 necivlu, 19.6.2012, EkşiS

a.






tramondana firsika





"... tüttürmeğe başladı. Şimdi yarı anlaşılır, yarı anlaşılmaz Türkçesiyle anlatıyor: "Fener geçti, sağanak yok. Şimdi 'tramondana firsika' pasam. Şimdi dümen eyi tutmak ister. Ben sana öğretir... ", A E Bolayır, M K Özgül, Ali Ekrem Bolayır'ın hâtıraları, 1991,7 8"



trampetçi | trampet çalan kimse | Merasim kıtasının başında bulunan iki trampetçi, büyük bir gürültü ile trampetlerini çalmağa başladılar., | OğuzÖzdeş, DağBDA, 1964, 11

a.






trance | bkz. trans | Yerel başlayan ürünlerin halktan, ilerledikçe satılanların en 'trance' halinin 'çekikler' ve İsraillilerden çıktığını görüyorsunuz. (sic), | AslıGürkan, RSanat, 24.7.2011

a.






tranç | Hele kılıç tranç! O lop lop, büyük parça ızgara kılıç! İstanbul'da pek ender bulunuyor, bulunsa da zaten Antalya'dan, başka denizlerden geliyor., | Sİleri, ZCumartesi, 27.10.2012

a.






tranç | kasaplık hayvanlarda butun gövdeye yakın kısmı 2013

a.






trand'mer | Türkiye'de top trand'mer arasında yer alan Hilal Cebeci sabahta | Günaydın panpişlerim:) ne güzel işte, hep kötü haberlerle mi başlıcaz güne :) hilalinizden size güzellik oldu, çok eğlenmişsiniz gece :) diye bir tweet attı., | R, 4.7.2011








trans | transseksüel | Trans olduğunu biliyordu., | TTekerek, 3.8.2011 | Ne gazetenin genel yayın yönetmeni savunma yaparken trans cinayetine değindi; ne de tepki gösteren köşe yazarları ya da başkaları bu konuya eğildi., | Esmeray, T, 12.10.2011

kıs.






trans ön ek |




lat.



Transandantal meditasyon | (kıs. TM) aşkınsal teemmül* | Benim kadar çatlak bir arkadaşım var. Birlikte Transandantal Meditasyon'a sarıyoruz, can sıkıntısından., | MEsayan, T, 18.9.2011

a.






transatlantik | Bir türlü bitmek bilmeyen transatlantik yolculuğu sonunda günün ilk saatlerinde 'ışıkları süzen gözenekli ve handiyse saydam bir kütle' olan New Yorkla göz göze gelir!, | ÇÇevik, HrKitapSanat, 5.5.2017

a.






transfer | bir takımdan öbür takıma geçen basketbol, futbol takımı oyuncusu | Piç Yavuz'un dediğine göre yeni transfere kaldığı Camgöz Taci'nin evinden dışarı adım attırmıyorlar, Kasap Hakkı'nın verdiği paralarla her dilediğini yapıp yağ bal ile besliyorlardı, | TAral, SÖ, 132-133

a.






transfer komisyonu | Duyan, | yanlış anlaşılan konunun çatı tamiratıyla falan ilgili olduğunu sanır. Konu, el altından transfer komisyonu götürme., | ÜKıvanç, T, 6.8.2011

a.






transfobi | Homofobi ve transfobi nereden gelirse gelsin karşı duralım. Özellikle, homofobik ve transfobik mekânları teşhir edelim., | Esmeray, T, 20.8.2014

a.






transfobik | Bkz. transfobi'nin örnek cümlesi

s.






Transgender | Travestilik ya da travestizm, genellikle cinsel haz almak amacıyla, karşı cinsin kıyafetlerini giymek. Travestilerin çoğunluğu erkektir. Travestilik bir transgender türüdür ve sıkça transseksüellikle karıştırılır. | Çünkü Türkiye'de eşcinsellik travestilik veya transseksüellikle özdeşleştirilmiştir., | Arslan Yüzgün, Türkiyede eşcinsellik, 1986, 426








transgenik | kopya | Ülkemizin ilk travgenik kuzusu çimen dünyaya geldi., | İÜ İletim*

s.






Transhumanizm | beşer-ötesicilik. İnsanlığın, hem fizikî, hem zihnî, hem de toplumsal açıdan çok daha üst seviyelere ulaşabiliceğine inanan, hatta ve hatta ulaşmasında yardımcı olacak felsefe akımı. | Transhumanizm ve karşılaştırmalı izdüşümü, kolektif, editör, Timuçin Buğra Edman, Kastaş Yayınları, Bu kitap, transhumanizmi anlamaya çalıştığı gibi popülerleşen konunun farklı yüzlerini ortaya koyuyor., | Burcu Aktaş, HrCmrts, 28.9.2019 ali yorgo, 11.2.2003, EkşiS

a.






transkripsiyonlama | Tarihi Türk Lehçeleri Metinlerinin Transkripsiyonlanmasında Kapalı É / İ Meselesi, | TKocaoğlu, TürkKültürü, 483-4, Ağustos 2003

a.






Transkripsiyonlamak | Biçurin'in Ajo diye okuduğu Kırgızların hükümdarının unvanını Schott A-se, Kyuner ise Aje diye transkripsiyonlamaktadır.

f.






transkripsiyonlamak | Çağatay ve Anadolu Türkçelerinin Arap alfabelerinde ı, ö, ü sesleri için ayrı harfler olmadığı halde, biz Çağatayca ve Anadolu Türkçesi metinleri transkripsiyonlarken, ayrı bir harfle gösterilmemiş olan bu sesleri ı, ö, ü harfleriyle yazıyor ve bu sesleri böylece i, o, u seslerinden ayırt ediyoruz, değil mi? , | TKocaoğlu, TürkKültürü, 483-4, Ağustos 2003

f.






transkripsiyonlu | Aslında, edebiyat tarihçileri, Mustafa Sami'yi ve risalesini, İbnülemin Mahmud Kemal İnal'ın ona Son Asır Türk Şairleri adlı anıtsal eserinde bir yer ayırmasından ve hele Ahmet Hamdi Tanpınar'ın On Dokuzuncu Asır Türk Edebiyatı Tarihi'nde tartışmasından dolayı oldukça iyi biliyorlar ve tabii ki ufkumuzu genişleten yorumlamalarda bulunmuşlardır. Temmuz 1840'ta, Gülhane Hattı'nın henüz yılı dolmadan Takvim-i Vekâyi Matbaası'nda basılan Avrupa Risalesi, Sayın M. Fatih Andı tarafından faydalı bir araştırma ve notlar eşliğinde transkripsiyonlu ve ayrıca günümüz Türkçesiyle yayımlanmıştır. | , | H Y Erdem, KararG, 23.6.2019

s.






transkript | veya transkript belgesi: Üniversiteden mezun olan öğrencinin öğretimi boyunca görülen derslerden aldığı notları/puvanları toplu olarak gösteren resmi cetvel. | 2022-2023 Akademik yılında Erasmus+ Değişim Programı ile Albert Ludwigs Universitat Freiburgda öğrenim görmeye hak kazanan ... numaralı ... ...'ın Albert Ludwigs Universitat Freiburgdan gönderilen trankripti ve ekleri incelenmiştir. Öğrencinin talep ettiği ve eş değerliliği uygun bulunan dersler ve notlarına ilişkin Erasmus Koordinatörü Dr. Öğr. Üyesi İrem Yayvak Namlı'dan alınan yazı ve ekleri:, 07.11.2023, İÜHF YK

a.






transmutasyoncu | Değersiz metalleri altına dönüştüren simyasal transmutasyoncular, | T, 14.7.2011

s.






Transponder | Transponder sinyali kapatıldı mı?

a.






Trap rap | Tokyo'dan bildiren Kufura, 'Don't Die on Me' ile hem Tokyo havası aldırıyor hem de trap rap'i yaşatıyor., | S Vural, Daha az Led Zeppelin daha çok Robert, Hr, 19.7.2018

a.

müz.




trapcı | spor | Bunlardan hiçbirinin oğlu (Macar ciritçi Nemethy ve İsveçli trapcı dışında) babaları gibi altın madalya kazanamadılar., | AliGümüş, YŞ, 31.10.2001

a.






trapez | SİRK Dünya dev bir cambazhane / İpte gösteri yapıyor tehlikeli / Trapezler / Yerde numara yapıyor / Palyaçolar / Başka oyun oynuyor / Seyirciler / Dünya insanlarla oynayan başka / Oyunbaz, E K Gökkaya, 1988, Hasan Baba, 77

a.






trash | müzik | Avrupa'yı ve özellikle Yunanistan'ı pençesine alan ekonomik kriz, Alman trash metal gurubu Kreator'u en son albümlerinde yer alan Civilasition Collapse isimli şarkıya ilham kaynağı oldu., | T, 1.12.2012

a.


ing.



Traves | Kimi de rayların arasında, traveslerin üstünde yürürken uzun uzun düşünmeye daldığım olur., | S Şengil, 1983, 3,7-8

a.






travesti | travesti Kadın gibi giyinip süslenen erkek eşcinsel | Travestilere yönelik nefret cinayetlerine bir yenisi daha eklendi., | T, 2.8.2011

a.


fr.



Travestilik –ği | Travestilik ya da travestizm, genellikle cinsel haz almak amacıyla, karşı cinsin kıyafetlerini giymek. Travestilerin çoğunluğu erkektir. Travestilik bir transgender türüdür ve sıkça transseksüellikle karıştırılır. | Çünkü Türkiye'de eşcinsellik travestilik veya transseksüellikle özdeşleştirilmiştir., | Arslan Yüzgün, Türkiyede eşcinsellik, 1986, 426

a.






travestilik yapmak | seks işçiliği, fuhuş? Erkekken kadınlığı seçmek? | Evet yanlış okumuyorsunuz travestilik yaptığı için! Travestilik nasıl yapılıyor ya? , | Esmeray, T, 12.10.2011

f.






Travmatik | 1. Travmayla ilgili 2. Travmaya yol açan | Travmatik ilişkiler, | 16.2.2020, konferans afişi

s.






travmatizasyon | örseleme, örselenme. | Bahsi geçen tedavi sürecinde müvekkilinin 22.12.2017 tarihinde Papiller Tiroid CA nedeniyle opere edildiği sırada süreçte cinsiyet/kimlik tartışmaları üzerinden travmatize olan olguların ve ailelerinin travmatizasyonlarının daha da artacağı kanaati ile bu hususta ayrı bir araştırmaya gidilmediği, Hastanın tarif ettiği senkoplar birçok sebepten kaynaklanabilir., İÜ Son Soruşturma Kurulu kararı, 31.08.2024

a.

tıp




travmatize olmak | İnsanlar travmatize oldular., | 19.10.2011 tvdeki bir konuşmadan








travmatoloji








trekking | En lezzetli restoranlar, en iyi aktiviteler, çocuklarla gidilecek oteller, en iyi terkking rotaları, en tarihi ve en huzurlu yerler, en güzel vadiler, adalar ve göller., | Hr, tanitim@bmail.hurriyet.com.tr, 23.6.2017

a.






Tren yapmak | deyim | Amiyane tabirle kim kime tren yapmış, kim kimin karısını baştan çıkarmış, hangisi Bizanz entrikacısı vs., | Ohan Karagöl, rindan (sohbet), 15.9.2019 | sıra sıra dizilip, tercihen ayakta sevişme işlemi. kişiler birbirlerinin arkasına geçtiğinden bir tren görüntüsünü andırırlar. Çocukları kandırmak için de kullanılır tabii. (bkz: trencilik oynamak) cem yılmaz bunu 'e hani marjinal bizdik bütün mahalle tren yapıyor' seklinde ifade eder. ...17.04.2009 14:11 harika metot defter, EkşiS

argo






trend topic | oku: trend topik | Sıla Cuma gecesi Twitterda altı kez trend topic listesine girerek adeta rakiplerini çatlattı., | 3.2.2013, Star

a.


ing.



trendi | trendy moda. | Hadi şimdi hep birlikte bu en trendi tekerlemeyi bir kerede söylüyoruz., DOral, T, 12.4.2010

s.


ing.



trendig topic | | yükselen/hakim konu | Boşuna mı Fişekçi yapsın diyorum kapak resmini Pamuk'un yeni romanının? Twitterda trending topic yapmaya bile hazırım konuyu!, | BAltuğ, T, 13.12.2011

a.


ing.



trendsetter | Trend oluşturucu | - TRENDSETTER BİR DOST: [Kravatı] Sadece cumaları takma... Ne de olsa | Free friday., | AHCoşkun, Hr., 14.1.2017

a.


ing.



trenimsi | Trene benzer, treni hatılatır | Trenimsi, dekovilimsi şeyler, kömür yüklü olarak caddelerin ortasından limana gidiyorlardı., | Hacıhasanoğlu, 1954, 17

s.






trensever

s.
tiren seyahatini seven.


"Ben de bu hafta size, bir trensever olarak, dünyanın en büyülü tren yolculuklarını derledim.", Bahar Akıncı, Oksijen2, 9-15 haz 2023, 9"



tres jolie [Ü]lkemiz şiş kebap- raki tres jolie kısmında mansiyon almakta ilelebet., | BAltuğ, T, 24.6.2012








Tres kaynak micro kaynak ombre balyaj ++








Triatlet spor. Üçoyun oynayan kimse | bisiklet etabını tamamlayan triatletler, bisikletlerini değişim bölgesine, aldıkları yere koyuyor., | Selin Akgün, Raillife, Ekim 2019, S 133, 51








Triatlon | spor olimpiyat ölçüsü 1,5 km yüzme, 40 km bisiklet ve 10 km koşu olan ve süreye karşı yapılan bir yarış | Alanya, Erdek, Çeşme, Ahlat, Eğirdir, Köyceğiz, Kütahya, Sinop ve Sapancada triatlon tutkunları önemli organizasyonlara* katılıyor. / Türkiyede ilk resmi triatlon denemesi ... 1988'de Eskişehirde, Nihat Aydın tarafından 2 saat, 59 dakika ve 43 saniye ile başarıyla tamamlandı., | Selin Akgün, Raillife, ekim 2019, S 133, 49/50

a.






tribute | Çuvallayan bir tribute gibi, | SedaNiğbolu, Radikal, 14.10.2012








tricontinentalcilik | Üçüncü dünyacılık | [S]ol-milliyetçi gençlik hareketleri, İttihatçılık, Kemalizm ya da Castro ve Guevara hayranlığı veya Tricontinental'cilik gibi farklı | devrimci konspirativizmlerden türemiş küçük fraksiyonları (...), | HBerktay, T, 29.9.2011

a.






tridaktil | üç parmaklı | ... Dr. Emma Nichols ise 2 ton ağırlığındaki megalosaurus'un ayak izinin | neredeyse karikatürlerde gördüğümüz gibi bir dinozor izi olduğunu belirterek, | Biz buna tridaktil (üç parmaklı) izi diyoruz. Hayvanın üç ayak parmağı izde çok ama çok net görülebiliyor dedi., Hr, 09.01.2025

s./a.






trienal | ing* Üç yılda bir yapılan sanat etkinliği | Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi gerçekleştirdiği 3. Uluslararası Öğrenci Trienalinde dünyanın dört bir yanından genç sanatçı ve tasarımcıları konuk etti., | Marmaranın Sesi, | 153, Ekim 2003

s.a.






trienal | üç yılda bir yapılan etkinlik | Litvanya'nın başkenti Vilnus'da, güncel sanat merkezinde gerçekleşen trienalin (üç yılda bir gerçekleşen sergi) küratörlerinden biri., | AdnanYıldız, T, 4.9.2012

a.






trifokal | trifocal üç odaklı | Optalmik lenslerin prensipleri: optik ve oftalmik camların dizayn ve üretim teknolojisi, 'monofokal-bifokal-trifokal ve (varilux-multifokal) gözlük lenslerinin dizaynı hesaplanması-üretilmesi, | MohammedJalie/NKayın, 1993, 690 s.

s.


ing.



trigliserid





"Kalp hastalıklarını erken teşhis eden tüm işlemleri: EKG, eforlu EKG, renkli Doppler, ekokardiyografi, lipid paneli, total kolestrol, total lipid, trigliserid, HDL, LDL, VLDL ücretsiz sunmayı kararlaştırmıştır.", Özel İstanbul Kardiyoloji Hastanesi, .", Sbhİstanbul, 7.8.2000, 3"



trigliserid | Tansiyon, kolesterol, trigliserid gibi yaşlılık dırıltılarına rağmen de vazgeçemiyorum., | Uluengin, T, 19.10.2012

a.






trik

a.
madeni para, jeton vs atınca turnikeden çıkan ses.

tr. yansıma.
"Sıraya girdik. Her beş lira uzatan için madeni bir ses çıkarıyordu geçiş yerinde. Bizim için de "Trik! Trik! Trik!" sesleri çıktı.", A Cılga, 1980, 14"



trillemek | BİR GÖZ KIRPIŞLIK KOŞU Bir göz kırpış, sorular çarptı ta uzaklardan, / adımı soprano trilleyince can telime yankılı-oy aman!- / ilgisiz kalamazdım anketlere, renkten nordikse üstelik;, | TBozkurt, rindan, 22.9.2014

f.






triloji | Hobsbawm'ın kendi üretimine gelince, başyapıtları tabii | uzun 19. yüzyılı kucaklayan trilojisi: Devrim Çağı 1789-1848; Sermaye Çağı 1848-1875; İmparatorluk Çağı 1875-1914. Bunlara daha sonra eklediği Aşırılıklar Çağı : Kısa Yirminci Yüzyıl, 1914-1991 ise günümüzde diğerlerine kıyasla çok daha fazla (kanımca, haklı olarak) eleştiriliyor., | HBerktay, T, 14.1.2012

a.






trilyon | Ortalık yolsuzluk söylentileriyle çalkalanıyor, trilyonlarla vergi kaçırılıyor, adamını bulanlar deve yüküyle* teşvik ve kredi alıp geri ödemiyor, çalışanlar enflasyonun altında ezilirken kimileri kılını kıpırdatmadan paradan para kazanıyor, hakkını arayanlar susturuluyor, siyaset hiçbir dönemde görülmemiş ölçüde yozlaşmış, memleket şeriatın kucağına itiliyor..., | S Dölek, Kirpi, 50

a.






trink derhal | Rahmetli İnönü de „Yeni bir dünyâ kurulur; Türkiye de o yeni dünyâda... yerini alır diye cümlesini bile tamamlayamadan trink..., | YAtsız, KararG, 30.7.2016








trio üçlü | Özellikle Osmanlıyı | 1. Dünya Harbine sürükleyen bu trio, parti içindeki diğer etnisite ve inançtan olan kişileri zamanla dışladılar., | DMFırat, T, 23.5.2013








trip hop | Soul, funk, jazz ezgilerinin harmanlandığı trip hop tarzı bir müzik yaptığı söyleniyor., | HGeviş, T, 9.1.2013

a.

müz.




triplenmek | Atarlanmak, triplere girmek. | Ben öyle deyince adam bi' triplendi!, Ali Koca, 07.12.2024

f.






tripo | -Yeter artık, burayı bir 'tripo'ya çevirdiniz, dedi ve Faik Beyin önündeki fişleri karıştırmak, dağıtmak istedi., | YKK, KiralıkKonak, 19

a.






triseps | [M]emelerimizin ya da spor salonlarında şişirilmiş triseps kaslarımızın üzerinde-., | AyçaŞen, T, 1.7.2012

a.


ing.



tritol





"Bu makinlar aracılığıyla 24 saatte, 1.500 kg tritol, 8 saat de 2.000 kg dinamit, yine 8 saate 1.000 kg nitroclicerin üretiliyor." S E Çiçek, http://www.kurdistan.nu/dk-yazilar/seve_evin_cicek_kocgiri.htm, 2009?"



tritol | Bu makinlar aracılığıyla 24 saatte, 1.500 kg tritol, 8 saat de 2.000 kg dinamit, yine 8 saate 1.000 kg nitroclicerin üretiliyor. SEÇiçek, | http://www.kurdistan.nu/dk-yazilar/seve_evin_cicek_kocgiri.htm, 2009?

a.






triumvirlik | Üçlü idare | Barışın temeli milattan önce 64 yılında Roma'nın triumvirlik (üçlü yönetim) sisteminin üç kıral ortaklığının (Sezar, Crassus ve Pompey) Amisos'taki (galiba şimdiki Samsun) zirvesinde atıyor., | YOğur, T, 11.9.2011

a.






trivela | ayaktopunda oyuncunun ayağının dışıyla vurduğu tepik* | Galatasaray'ın tecrübeli ismi Sabri Sarıoğlu'nun trivela vuruşu sosyal medyada gündem oldu., | M, 28.12.2013

a.






triyaj | Anadan doğma gazeteci, Fâzıl'ın elinde triyaj mükemmel, montaj ondan daha mükemmel, cân'ı gönülden nasıl yapmazısın o yazının tercümesini, sorarım size!..., Ş N Berker, Matbuat Hazretleri, 1953, 34 | MADDE 1- (1) Bu Tebliğin amacı; yataklı sağlık tesislerinde acil servislerin; çağın gerekleri ile günümüz ihtiyaç ve beklentilerine uygun olarak geliştirilmesi, personel ve hizmet kıstasları ile fiziki şartların, tıbbi teknoloji ve donanımın asgari standartlarının belirlenmesi, hastane öncesi acil sağlık hizmetleriyle etkin olarak koordinasyonun sağlanması, yataklı sağlık tesisinin statüsüne, hizmet verilen bölgenin ihtiyaç ve şartlarına göre seviyelendirilmesi, triyaj işlemleri, tedavi süreçleri ile konsültasyon, yatış, sevk ve nöbet hizmetlerine ilişkin usul ve esasların belirlenmesidir., RG, 13.09.2022, | Yataklı Sağlık tesislerinde...

a.


fr.



trofe | düşmüş geyik boynuzu | Her yıl tekrarlayan boynuz düşmesi, G. için acılı ve kan kaybına yol açan bir olaydır. 10-20 kadar olabilen boynuz dallarından G. in yaşı anlaşılır. Ormanlarda rastlanan düşmüş G. boynuzlarına «trofe» denir. G. in ortalama ömrü 10 yıldır., | TürkAnsiklopedisi, 1969, C 17, | 320

s.a.






trofe | TEB Özel'in desteğiyle bu yıl on üçüncüsü düzenlenen Türkiye'nin en uzun Yelken Kış Trofesi The Marmara BAYK KIŞ TROFESİ Bodrum Açık Deniz Yelken Kulübü tarafından gerçekleştiriliyor., VatanG, 6.5.2014

a.






trojen bilgisayar | Virüslerden daha tehlikeli bu trojen'ler için internet kullanıcılarının daha dikkatli olmasını istiyoruz., | 14.6.2011 eposta








trol hesap | bilgisayar | Neye niçin tepki gösterdiğini bilmeksizin diğer yazarların hassasiyetlerine taarruz eden 'troll' hesaplardan beslenen iğrenç sözlükler var., | BŞanlı, Star, 7.7.2013

a.






trol I denizc. | trawl Teknelerle suyun dibinde sürüklenerek çekilen, huni biçiminde geniş ağızlı balık ağı.




ing.



trol II (İskandinav folklorunda) olağanüstü güçleri olan ve mağaralarda yaşayan cüce ya da dev. Masallarda, çizgi filmlerde canavar. Troller ne kılıçtan ne de çekiçten korkmazdı. Bu silahlarla açılan yaralar çabucak iyileşirdi ve kopmuş bir kafa bile geri çıkardı. Aslında böyle hadiseler onların berbat türlerini çoğaltmalarına yarıyordu. Zira bir trol, kopan kolunu geri çıkarttığı gibi, kopan bir kol da başka bir trol meydana getirirdi! Birçok avcı kedi ya da kurt, bir trol cesediyle ziyafet çektikten sonra midelerinde yeni bir canavar büyümeye başladığında, berbat bir şekilde kendi ölümlerini hazırlamış olurlardı. (streams of silver'dan alıntı) (faervian, 28.08.2002 Ekşi | Oysa lekeleri gömlekten onun gibi yüz trol bir araya gelse de çıkaramaz./'Aman, bu da mesele mi? ' diye düşünmüş şatodaki troller., | Güneşin Doğusu AyınBatısı, çev. SAğıryürüyen, Redhouse, ts.

s.






trolcu | twitter kullanıcılarını dikkat çekmek için sahte hesaplarla rahatsız eden kişi | , | VatanG, 23.3.2013*

a.






troll II | ing.trolcu | twitter kullanıcılarını dikkat çekmek için sahte hesaplarla rahatsız eden kişi | , | VatanG, 23.3.2013

a.






trolleşme ++








trolleşmek | Yayın etrafınıza bu pozitif enerjiyi... O kötü ruhlu troller, trolleşmiş köşe yazarları bir bağırıyorsa, siz üç bağırın... Şu veya bu partiye oy versek de, hepimizin içinde aynı duygu var..., | EÖzkök, Hür, 10.1.2017

f.






trolluk bk. Trollük –ğü | ++

a.






trollük –ğü | Trollük de hoş bir şeymiş valla... Kafana göre bir vesile bularak istediğin partiye, guruba, görüşe, kişiye saldırmanın dayanılmaz güzelliği varmış., | A Kanca, 23.11.2017, rindan vatsap | HERMES27 Haziran 2019 08:53112 Ama adam parti trollüğü, fanatikliği yapıyorsa kocam belediyede çalışıyor, biz onlara hizmet edemeyiiiiiz naraları atıyorsa, belediyeyi 'topal ördek'leştirip çalıştırmayacaksa vs...vallahi topunu atsa hakkıdır., | D Mehmet Doğan/HERMES27 Haziran 2019 08:53112, okur yorumu

a.






trollük | AKP'nin meclisteki trolleri. | trollük nedir, nasıl yapılır? sorusunun cevabıdır bunlar.,12.03.2014, tanimadin mi ben, EkşiS

a.






trollük yapmak | deyim | Uzun süredir sitede yorum yapan ama son zamanlarda 2. bir nick'le trollük yapmaya kasan arkadaşlar, bir daha yorum yapabilmek istiyorlarsa bunu göz önüne alsınlar bir zahmet. / | Sırf farklı kullanıcı adıyla trollük yapmak için ikide bir IP değiştirecek kadar komikliğe aç olanlar varsa bilemeyiz tabii., | AhmetSaraçoğlu, 30.6.2011 www.pasifagresif.com

f.






trolümsü | / | troll olmaya çalışıp, 10 kasım itibariyle sol tarafın amına koymaya devam eden, sürüngengiller familyasından tipler., uludağS, 10.11.2011

s.a.






Tromboncu | 6 yıl tromboncu ve solist olarak TRT Hafif Müzik ve Caz Orkestrasında bulunan Erkoç, birçok müzik otoritesi tarafından ülkemizin yetiştirdiği en değerli sanatçılardan biri olarak gösteriliyor., | Raillife, ekim 2019, S 13374



müz.




Trombonist | Tromboncu | Bir Türk trombonist İsviçrede çok önemli bir müzik okulunun sınavına gider. Fransızcası yoktur. İngilizcesi tarzancadan hallicedir., | Mil, 1.1.2019

a.






Trombonist | Tromboncu. | Bir Türk trombonist İsviçrede çok önemli bir müzik okulunun sınavına gider. Fransızcası yoktur. İngilizcesi tarzancadan hallicedir., | Mil, 1.1.2019

a.






trompet | trompette müzik Bir ağızlık ve kendi üstüne kıvrılmış silindir bir borudan oluşan nefesli çalgı. pembe trompet | bitkibilim | Prof. Dr. Yücel, kentsel alanlarda süs bitkisi olarak kullanılan 'pelin otu, loğusa otu, pembe trompet, şimşir, şebboy, kasımpatı, gelinduvağı, kauçuk, lale ve siklemen' gibi çiçeklerin de meyve ve yumrularınnın zehirli olduğunu ifade etti., | T, 23.4.2012

a.


fr.



trotteuse

a.
sokak orospusu.

fr.
"Sahne pırıl pırıl, elbiseler, dekorlar, hepsi, her şey pırıltılı, ahenkli, gözalıcı ve gönül şenlendirici. Oraya tek başına gitmemiş | bir 'trotteuse' de yanındadır. Nisli bir kız bir müddet düşüp kalktıkları için adı da hatırında kalmış: Georgette Pounaut. Murad'ı yoldan çevirmişti | gene unutmamış, beraber Notre Dame de Lorette sokağında bir eve gitmişlerdir.", R H Karay, Sonuncu kadeh, 1965, 58-59"



troy


kredi kartı.


"Troy çok bariz bir Troya atı idi. Reklamlarında bile Türkiye'yi tamamen "nakitsiz topluma" dönüştürme vaadinde bulunuyor, Türk devleti kendi bastığı nakit parasını kerih görüyordu. Neden? Sahi, nakitsiz toplumu kim talep ediyordu? Bu kimin projesi idi?", 25.11.2023, ?"



troya | truva. | Yanıyor, Troya, kutsal şehri Friklerin, S Batu, Güzel Helena, 1959, 76

a.






trumpgil | Öyle anlaşılıyor ki Trumpgillerin popülizm grafiğinin yükseldiği yeni süreçte, artık milliyetçi refklekslerle yabancıların vebalı ilan edildiği, İslamofobinin acımasızca icra edildiği, vicdanları kanatan bir dünyada yaşamak zorundayız., | MOcaktan, KararG, 4.1.2017

s.






Trup | tiyatro takımı, kafile | Şehrimize muhtelit takım halinde gelen Fransız komedi artistleri, malumdur ki, şehir komedi tiyatrosunu beğenmemişler, hatta trupun başkanı, temsili vermekten vazgeçmeye kalkmış müşkülatla ikna edilebilmişti., | GugukG, 17.5.1947, 2

a.






Truva | bk. Troya

a.






Truva atı | İçerde reform, demokrasi, adalet, özgürlük, şeffaflık ve eşitlik gibi taleplerini dile getiren kesimlerin | köklerinin dışarıda olduğunu ve Truva atı vazifesi gören bu ağacın yaprakları vasıtasıyla memlekete sokulan zehirli besinin | düşman komşuların evinde piştiği umacısı tekrar tekrar dillendirilir., | MAltınok, T, 12.7.2011 Truva atı usulü | Kaleyi içten fethetmek (ya da Truva atı usulü sızma) çabası, alevli gözleri, kombinezonuyla pencerede belirivermesi, Evren'e duyduğu korkusuz aşkın metreslik hüznünü silip süpürmesi şahane., | CŞehirlioğlu, HürCmrts, 3.9.2016

a.






trübute | Trübute ya da cover albümlerde bile aynı şey geçerli., | HaykoCepkin, ZCumartesi, 1.12.2012

a.






trüf | toprak altında yetişen bir çok değerli mantar | Kilosu bir euro olan 'trüf mantarı' ormanda yetişecek, | 25.11.2012, Z | Setur Select, Ayhan Sicimoğlu rehberliğinde 30 Ekim-2 Kasım tarihleri arasında İtalyanın 'Yeşil Kalbi' olarak anılan Gubbioda trüf mantarı avı turu düzenliyor., | HrSeyahat, 2.10.2016

a.






trük

a.



"... İdare Davalarında yargıç muhakeme usulüne hakimdir, kanuni trüklere meydan vermez ve usulü ancak maksadın anlaşılmasına hasrederek daima müteyakkız bulunur." (s. 26-27), Mimaroğlu, 13, akt. L Duran, Atatürk Döneminde Danıştay, ?"



trük | a. | truc Sinema veya tiyatroda teknik ustalıkla yapılan gösteriGTS+ | İskender projesinin has edebi sulara ulaşamamasının ana nedenlerinden bir başkası da, bu romanın bir tasarım olarak bir trüğe (ikizler) sırtını dayamasıdır bana göre., | PBarışta, T, 14.8.2011

a.


fr.



trüst | Bu devrede Ankarada başında bazan Dilmenin, bazan Ağakayın, bazan Yücelin, bazan Atayın bazan şunun ve bunun, bazan hepsinden teşekkül eden bir kültür trüstünün hakim olduğu ve ekseriya telefonlarla İstanbul gazetelerine emir verildiği (bu emirlerden..., Ahmet Halil, Dil işi ve Matbuat, 1952 Bilgi, C VII, S 61, 12-14

a.






TS | Trabzonspor; Karadeniz fırtınası | Aziz Yıldırım, Nihat Özdemir ya da bir başka popüler kişiyle tokalaşmaktan haz duyan adamların TS yönetiminde işleri olamaz., | İHacıosmanoğlu, T, 13.9.2011

kıs.






TSK Türk Silahlı Kuvvetleri








tt olmak/trending topics olmak | [T]witter'in trending topics listesinin tepesinde ya İngiliz pop grubu One Direction ya da evlat olsa sevilmez Justin Bieber olacak./'Kıyamet kopuyor ne duyarsız bir toplum olduk' diye yırtınanlar, 'hadi arkadaşlar dünyanın son günü bari TT'de şunu, bunu bir numara yapalım' diye bütün ömrü hayatını TT listesine laf sokmaya adamışlar da belki o gün pes eder., | TMavikuş, T,23.8.2012








Tt olmaking. Trend topic: Mithat Bereket

dey.






TTK | 1. Türkiye Taşkömürü Kurumu. 2. Türk Tarih Kurumu

kıs.a.






TTM | Teknolojik Transfer Merkezi

kıs.






TTS





"Şubat ayında İngiliz Yüksek Mahkemesi'ne sunduğu yasal bir belgede aşısının "çok nadir durumlarda TTS'ye neden olabileceğini" kabul eden şirket, Kovid aşısıyla ilgili toplu bir davada birden çok iddiayla karşı karşıya.", Hr, 8.5.2024"



tu kaka/tukaka | Berbat, kötü, fena durumda olduğu belirtildiğinde kullanılan bir söz. Güncel Türkçe Sözlük. İstenmeyen, sevilmeyen kimse/şey | Tıpkı bizde Kürtlere ya da sosyalistlere yapıldığı gibi, faşistlerin, Almanya'nın Yahudiler, komünistler ve liberaller gibi | tukaka kesimlerine karşı yürüttükleri kıyım faaliyetleri cezasız bırakıldı., | M. Altınok, T, 2.10.2010

a.argo






tuaregler | 2011 Libya Savaşında Kaddafi'nin kullandığı paralı askerler. | Tuaregler Libyayı terk ediyor./ Bu aşiretlerden biri olan Tuaregler, Kaddafi karşıtı güçlerin olası bir saldırısından endişelenerek ülkeden kaçmaya başladı. Libyalı Tuareglerin, Mali ve Nijer'den gelip Kaddafi tugaylarında paralı asker olan Tuareglerin yaptıklarının da bedelini ödedikleri söyleniyor., | T, 4.9.2011 | Üniversitede okurken ruhumda çok derin izler bırakan Tuareg (1984) isimli bir film izlemiştim. Çöldeki çadırına sığınan misafirini zorla elinden almaya çalışan askerlere karşı tek başına savaş açan bir Tuareg'in hikâyesini anlatıyordu., | MehmetKamış, Z, 15.2.2012

a.






tuc

a.



"El atmasın amellerin tucuna / Gider bir gün suallerin gücüne / Muhammed çıkarken mihrap burcuna / O hüsn-ü gülzarda arasın beni.// Bana derler artık kaldır göçünü / Babam ağlar anam yolar saçını / Felek sillesini hasret tucunu / Yaman vurdu merhamet yok himmet yok.", San, Hicranî, 189//193"



tuç | tunç. | Merhamet sahibi olsun olmasın bir bağrı tuç., | Hengamî, 27 | Düşünme Mevlüt İhsani, / Devretti çok Süleymanı, / Acımadı hiçbir canı, / Bağrı dönmüş tuca dünya., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsani, 27

a.






tufaya gelmek/tufaya getirmek tufaya düşürmek | deyim aldatılmak, aldatmak | Habere çok az kişi inandı. Dalga geçenler, tufaya düşürmüşler sizi diyenler çoğunluktaydı., | YOğur, T, 2.12.2010

argo






tuğ | askeri kısaltma tuğgeneral tüm | Ordudaki generaller, özellikle orgeneraller (çünkü tuğ ve tüm'ler çırak, kor'lar kalfadır) şurada konuşulan konularla ilgili olarak, | yâni şimdi kalkıp yargılamalarını büyük oranda yanlış adamlarla yapmış olduğunuz hususlarda; âdet gereği, yâni öteden beri yürütülegelen bir görev anlayışıyla görüş alışverişinde bulunurlar ve ülkenin siyasal yapısını, iktidar ilişkilerini kendi aralarında müzakere ederler. | , | NÇınar, T, 6.8.2012

a.






tuğcubaşı





"Kendisini karşılayan mehter takımını görünce, 'Ben de bir zamanlar mehter takımında tuğcubaşıydım' diyerek bombayı patlatmış!", M Mutlu, Tuğcubaşı, Aydınlık G, 13.10.2013"



tuğcubaşı | Çünkü ben de bir tuğcubaşıydım. Mehteri biraz bilirim., | RTErdoğan, Akşam, 12.10.2013

a.






tuğlalı

s.
tuğladan yapılmış.

tr. tuğla-lı
Zincir zinci kulaç attı düşüncelerim iki milyon insan gözüyle, / Kırmızı tuğlalı kitap gibi sıralanmış evlerin dizili gönüllerde | / Rengarenk çiçek dolu bahçelerin cennete açılan bir pencere sanki 71



tuğluk | tuğgeneral olma hali | Dünkü oturumda | tümlükten | korluğa, | tuğluktan | tümlüğe ve kurmay albaylıktan | tuğluğa yükselecek personelin durumu da ele alındı., | T, 4.8.2011

a.






tuğralamak

f.



"Her uğraşıma test deyip / İnatçılığa rest deyip / Ben kum o everest deyip / Acziyeti tuğraladım", Nazım Tektaş, 1999, 52"



tuğralı | tuğrası olan. | Bürokraside emsal/istikrar: | Bu hususa veyahud bu makuleye tuğralı emr virmek(? ) mesbuk mudur derkenar oluna. İlamı mucebince hükm ve sahh buyuruldukda Divan-ı Hümayun kaleminden emr-i şerif(i) tahriri mesbuk olub ve tahririnde dahi bir mazarrat ve halel melhuz değildir..., | @KmrMuaz, 04.09.2024, X

s.






tûh (birine veya birinin yüzüne karşı) tükürme sesi | Tûh, Allah iyiliğini vermesin, e mi sizin!, | R. Tahiroğlu, T, 19.11.2010








tuh tuh | -Ben de diyordum ki sütçü niye bana öyle ters ters baktı, niye merdivenlerden inerken, tuh tuh bu yaştan sonra ayıp değil mi aa diye söylendi? , M İzgü, AAG, 2007 (1994), 53








tuh ünlem vah vah yazıklanma, üzülme ünlemi | Tuh tuh ne iyi bir kısmet çıkmıştı, bak şu şansa, o da hötöför çıktı, yaaa., | Mİzgü,








tuhafçı | tuhafiyeci hüküm 206, | 235-6

s.a.






tuhafsal | Benim korkum başlangıcım oldu / Hiç anlamadığım bir yerde, çocukluğumda / İki kardeştiler... tuhafsal olsada çocuk onlar, arkadaşım / Beyaz saç, kaş, ten / Her şey beyaz // Neden beyaz bezlerin içinde onları açılmış çukura / Koyduk, bu gün gördüğümün ötesiydi bu / Ben o gün anladım / torbasal bedenleri toprağa verdik. / Hayat bu, bilmeyenlere / Görmeyen yücelere, seslenişim olsun / Benim korkum sizlerde / B1954 lösemili çocuklara destek verin, onların yanında olun., bülent1954, 13.11.2006, | https://www.frmtr.com/amator-ask-siirleri/646076-benim-korkum-baslangicim-oldu.html | Ulusal kültür mü | tuhafsal kültür mü? , G Ö Çakır, Orkun, 04.01.2023, | https://www.orkundergisi.com/ulusal-kultur-mu-tuhafsal-kultur-mu-2290/

s.






tuka | Susuldu. Oturdukları yerin önünden tukalar geçiyordu. İki takatukacı tartışıyordu, havadan sudan., | YErdoğan, 31

a.






tukaş | marka adından. | Birincisi [senaryo] iyi oluyor. İkincisini, üçüncüsünü yapamıyorlar. Birbirlerine karıştırıyorlar tukaş oluyor. Kötülükler gene meydana çıkıyor., Hilal Saytekin, 06.10.2024

a.






tularemi | sağlık | Tularemiden korunmak için neler yapalım? Sağlık Bakanlığı afişi 9.12.2011

a.






tulğalı | tulgalı, tolgalı, tolga giymiş. Tolgası olan. | İri vücutlu, mavi gözlü bir adam bir kayanın üstüne oturmuş, karşısında kırmızı yüzlü, çelik tulğalı süvariler. Bir kollarını atlarının eğerlerine koymuşlar dimdik duruyorlardı., Enver Behnan, Bumin, Ülkü, Eylül 1933, 143

s.






tulhan eylemek








Tulhan eylemek | Kartol yahnısı da boynunu burar / Mercimek galoçoş sofraya sürer / Ander lobiya da kendini kurar / Nice kişileri tulhan eyledik., | Türk halk kültüründen derlemeler, 1991, 27

b.f.






tuluk | Koyun, keçi gibi hayvanları yüzerken derisini tulum şeklinde çıkarmak, 2. bu şekilde çıkarılmış deriye basılan peynir, 3. yayık derisi

a.






tulum | Bilemedim, ah bilemedim! dedi. | İyi peynirsen, bu köpek tulumunda ne işin var demeliydim ona!, Fahri Erdinç, Kore Nire, 2014, 151

a.






tulum | Üflemeli bir çalgı olup Doğu Karadeniz bölgesinin bilhassa Rize, Artvin bölgesinde üflenir.

a.






Tulum partisi | ...Şeyma Subaşı'nın boşanma sonrası ağırbaşlı takılıp sosyal sorumluluk balolarına gitmektense tulum partilerinde eğlenmeyi tercih etmesi... Magazinin yeni tadı bence gayet ilham verici., | O Baştürk, HrKlbk, 7.1.2019

a.






Tulumbacılık ğı | Tulumbacılığa uygundu çağım.

a.






tulumbalanmak | Suyun geçtiği açıklıkların büyük olmasından dolayı hayvan idrarı (şerbet), pis sular, tortulu ve her türlü koyu akıtların tulumbalanmasına pek ziyade uyğun gelir., AÜ Ziraat Fakültesi Yayınları, 1950, S 16-18, 195

f.






tuman | Beş sene boyunca bana aldıkları, verdikleri kadınla halvet olmadım; Ermeni bir papaza gittik, bizi hamaylının –hamaylı dairevi, yekpare kuşak, demek oluyor- içinden ve beni ayrıca zevcimin (sic) tumanının içinden geçirdi. Ondan sonra çocuğumuz oldu: Kız. Ama bir sene sonra da oğlan..., | RehaMağden, 2005, 137

a.






tummy time | karın üstü yatma | Her gün yaptığımız tummy time (karın üstü yatma) egzersizimiz sırasında gözlerinin küçüldüğünü fark ettim., | ElifKarslı, HKelebek2, 19.7.2016

a.


ing.



tump | 1. Evlek Sebzenin ekildiği, tumplarla çevrili alana verilen isim. Tump ise genellikle dikdörtgen şeklindeki evleğin etrafını çeviren toprak yükseltisine verilen isim. Hem suyun dışarıya akmasını engeller, hem de üzerinde gezinip sebzeyi çapalama imkanı sağlar. 17.8.2013 Tarla kenarlarındaki yüksekçe toprak bölmesi. Tarla sınırlarını belirler, tarla sulama sırasında su kanalları tumplardan geçer. Büyükbaş hayvanlar bu tumplarda otlar. 2. Tump, aynı zamanda iki tarlayı birbirinden ayıran kamuya ait, sürülüp ekilmesi yasak olan iki-üç metre genişliğindeki mer'a ve geçiş (yol ) alanı.

a.






tunç -cu

a.


tr. tuc'dan n türemesiyle.
"Sen ki yoktun, seni halketti bu heykel, yoktan! / Yoksa yurdunla Buharaya dönerdin çoktan! / Tunç adam binmemiş olsaydı eger tunç atına,/ Yurdun inmişti bugün bir otelin bir katına.", M C Kuntay, Onun heykelini kırana | DALKAVUKLUK Ezelî Nakkaş olan Cenâbıhak, kudretinin gönül açıcı boyası ile bütün mahlûkları ve eşyayı, duygu ve mânâ kâinatını azametiyle renk renk boyayarak beyaz, sarı, esmer, buğday, yağız, kara, kırmızı, tunç rengi, turuncu, al, mor, pembe, gül, mâvî, semavî, lepiska, kestane, fıstıkî, fındıkî, cevizî, gümüşî, altın rengi, güvez rengi, billur rengi, kâfur rengi, toz pembesi, lâ'l rengi ve bunlar arasındaki bütün nüansları canlılara ve ve güneş tayfına katılan bölüm bölüm ve belirsiz tekmil renkleri de eşyaya mahsus kıldığından dolayı, insanlar dahi tanrının lutufkar sanatinden nasib alarak öte beri boyadıkları gibi, bugünlerde dahi nakkaşlar beyi katipleri, hizmetçileri ve yardakları ile beraber on günlük yavrular boyamayı arzuladıkları ve bunun için de her şeyden önce bir ilan kağıdı ile göz boyamağa çıktıkları basına aid geçidlerde kulaktan kulağa çarpan nerkli havadislerdendir.", Ahmet Rasim, Şehir Mektupları, 1971, ?"



tunç (rengi)

a.
tunç rengi.


"Delikanlı, önüne bakıyordu. Keskin çizgili, tunç yüzünü ışıklandıran gülüşü yok olmuştu. Kırık bir sesle: -Affet Işık. Evvelsi gece, senden bu gezinti vadini alınca öyle sevindim, öyle çılgına döndüm ki, ertesi gün arkadaşlarımla beraber içtim. / Bahçenin, gölgeli yeşil yolundan, çıplak kollu, ayaklarında sandallar, ellerinde mayoları, tunç renkli üç genç kız, kahkahalarla gülerek bahçe kapısına doğru gidiyorlardı.", C Uçuk, DŞ, 1971?, 124/149"



tunç | Ebedi melâlini anlatamazsa sesin / Sihrinle bu semayı tunca kalbetmelisin.// Ve bu tunç gövde nasıl bulutlara yükseldi / Ezeli bir rüyanın ipek kanatlarında? , | FSAsral, 11//26

a.






tunçlaşmak

f.
tunç halini almak, tunç gibi güçlü olmak.

tr. tunç-laş-
"Mecliste kalpaklılar heyecanlı idiler! / Tunçlaşmış yüzlerinde bir sabırsızlık vardı. / Atiyi karşılarken ne de şanlı idiler / Cumhuriyet layhası bütün ruhları sardı.", Ahmet Muzaffer Gürkan, İ Sezer, İstiklal Gazetesinde Kıbrıs Türk Şiiri (1949-1954), ylt, 2003, C 1, 8.11.1949, 3"



tunçlaşmak

f.
tunç halini almak.

tr. tunç-laş-
"Tunçlaşmış kemiklerden müteşekkildi tayyaremiz, / Yorgun değildi kanatlar.", Latife Çelebi, 1966, 20"



tunçlaşmak

f.



"Genç kadın sandala atladı. İpini çözdü. Küreklere yapıştı... Tunçlaşmış kollarının kuvveti çoktu. Kıyıdan açıldı", C Uçuk, DŞ, 1971?, 91"



tunçlaştırmak

f.
tunç haline getirmek.

tr. tunç-laş-tır-
"Sanki karanlıkları parçalamıştı gecemizdeki hız, / Sihriyle semaları tunçlaştıran kuşumuz | / Yalpalı bir satıh yaratıyordu ilerlerken", Latife Çelebi, 1966, 20 "



tunçmatik | tunçmatik akım korumalı priz ile ilgili görseller, | 27.3.2015g








tunçtan | tunçtan yapılmış şey. | Zira bu cins eserleri sonraları Karlıovada bir odada tıkanıp kaldığımız günlerde, hasta olan karımı eğlendirmek için çok okudum. Bütün | Dumas Père, | Tunçtan Kızlar cinsinden kitapları hatmettim., M Körükçü, EK, 1953, 103

s.






tunik | Yine efsaneye göre Tann'nın biricik oğlu Mesih giysin diye bir melek tek parçadan örülmüş bir tuniği çobanların liderine vermişti. Parasız kalan çobanlar da bu tuniği satmak mecburiyetinde kalırlar., | MÇelik, Edessa'danUrfa'ya, 2007, 17

a.






tunnel | İng. oku: tanıl tünel |  DNS'ler, VPN'ler, modem restart'ları, botlar, tunnel'lar, shield'ler..., | OnayDurgun, T.Etraf, 19.4.2014

a.


ing.



tunuseli | maruf mağrip ülkesi; Tunus. | Tunuseli kelimesiyle kastedilen, kolayca tahmin edileceği üzere kaynaklarımızda Tunus diye geçen ülkedir. Osmanlıdan bu tarafa bizim kaynaklarımızda başkentiyle aynı adı taşıyan ve bu sebeple de zaman zaman çeşitli karışıklık veya bulanıklıklara sebebiyet veren ülkenin adı Batıda Tunisie, kendi kaynaklarında ise Tunisiyye biçimindedir. Bu sebeple ve bizdeki karışık/bulanıklığı gidermek düşüncesiyle Öcal Oğuz (2002: 7-9) tarafından ülkenin adı olarak | Tunuseli kelimesi önerilmiştir. Haklı gerekçeleri dolayısıyla yerinde bulduğumuz bu öneriye biz de katılıyor ve çalışmamızda | Tunuseli kelimesiyle ülkeyi, | Tunus sözcüğüyle de ülkenin başkentini kastediyoruz., | ŞBoyraz, | Tunuseli Ve Türkiye'deki Mezar Taşi Kültürü Hakkinda Karşilaştirmali Bir Değerlendirme, | | http://www.ayk.gov.tr/wp-content/uploads/2015/01/BOYRAZ-%C5%9Eeref-TUNUSEL%C4%B0-VE-T%C3%9CRK%C4%B0YE%E2%80%99DEK%C4%B0-MEZAR-TA%C5%9EI-K%C3%9CLT%C3%9CR%C3%9C-HAKKINDA-KAR%C5%9EILA%C5%9ETIRMALI-B%C4%B0R-DE%C4%9EERLEND%C4%B0RME.pdf, 25.3.2017g

a.






tur

a.
çevre gezisi, dolaşma.

fr. tour
"Karagözle Hacivat bu eski hemşerilerine teşekkür ederek, merkebi alıp tura çıkarlar. Yokuşun başında önce kim binecek diye aralarında kur'a çekerler.", S Yurdatap, Karagözün ada sefası, 1975, 8-9"



tur





"Mangalı yine aynı bezle tutarak odasına götürdü. Mangalı aldığı ve çok kömür yaktığı anlaşılmasın diye kapının anahtarını bir tur çevirerek kilitledi.", Ersin Bulun, 109"



tur kez, defa, sefer | Beş-altı dal fesleğeni mutfak doğrayıcısında iki tur çekin., | R Birgül, HrCmrts, 8.7.2017, 12 | tur bindirmek (birine/bir şeye)Sadece gazete kupürlerini arka arkaya eklediğinizde bile karşınıza Oscar'a aday olan John Le Carré'nin eserinden uyarlanan Köstebek'e tur bindirecek bir casusluk hikayesi bu., | Y Oğur, T, 19.02.2012

dey.






Tûr | Tûr'a bir gün cân olup aşk adlı nûr, / Düştü Mûsâ, kendisinden geçti Tûr., A Ö Hacıtahiroğlu, Mesnevi Mevlana Kendi Vezni ile Manzum Tercüme, 1972, ?

a.






tura | lakap, takılmış ad | [Soyadı alarak] ... İt Memiş, Aygır Mustafa turasından, böyle yaraşmaz lakırdılardan kurtarırlar., | RHKaray, BirAvuçSaçma, 95

a.






turaç | durrac? bir çeşit kuş. | Çukurova turaç senin öz kuşun/ Çiğ yağarken garip garip ötmez mi/ Senin sesin ilkbaharın nişanı/ Aşiretler yaylasına göçmez mi? Mahmut Taşkaya




ar.



turan tiyatrosu

a.
eski İstanbulda bir tiyatroevi.

tr.
"Şenlikli günlerinde gene Şehzadebaşı / Turan Tiyatrosunda ölümsüz Naşit / Oynamamış yerinden hatıraların taşı / Ramazan Bayramı bir başka çeşit", İlhan Geçer, 1986, 82"



turanlaşmak

f.
turan halini almak, turan olmak, turanda erimek.

turan-laş-
"Ünlü ozan Yurdakul haykırdı Türk Sazı'yla: / Meclisiyle birlikte ayağa kalktı millet | / Bir akınlar çağının turanlaşan hızıyla / Seslendiler tarihe: "Yaşasın Cumhuriyet!", Ahmet Muzaffer Gürkan, İ Sezer, İstiklal Gazetesinde Kıbrıs Türk Şiiri (1949-1954), ylt, 2003, C 1, 8.11.1949, 3 | "ve yumdum gözlerimi kara-kızıl akşama, bir güneş artığının üç bin yıllık börküme yamandığı sırada. sabırdan çarıklarla turanlaşan dedemin bir kağnılık ününden pay almağa giderken, susuzluğa pervane kesilen kırk-erenler söküp yüreklerinden en duraksız emeli, "al" dediler, 'bu tayı götür çile dağına | yemi yeşil azatlık, gemi tutsaklık olsun.", Yetik Ozan, Töre D, 1978+ | "Ortaasya Semerkant bölgesinde Turanlaşan Farsların - İranlaşmalarından sonra, aralarında Türkleşme başlamış ve bu mintıkada VIII. yüzyıldan itibaren Sogdiana devleti, tarihi sahneye çıkmıştır.", A Tacemen, Türk kimliği: Halkbilimi verileri zemininde Türk kimliği, 1998, 167 | "Bayrak şairimizi bir kez daha rahmetle, minnetle,şükranla anarken bayraklaşan Arifler, Türkleşen nesiller, Turanlaşan ülküler yetiştirmek ümidiyle bayraklaşan gönül ve ruhlara saygı ve hürmetlerimle.", Halit Kaya SAGRA, 5.1.2018, https://www.kamudan.com/sendika/arif-nihat-asya-olumunun-43yilinda-dogdugu-koyde-anildi-h22607.html |"



turban | türban. | ... güneş gözlüklerinin sapı ve camı hangi renkte olmalıdır, saçlara turban mı bağlamalı, yoksa şapka giyilmelidir? ... | , | GugukG, 10.5.1947, 3

a.






turbo | Aradan çok yıllar geçti, ben yurtdışında uzun müddet kaldım, buralarla ilişkim biraz azaldı; İstanbul Bilgi Üniversitesi Kültürel İncelemeler programına, o da sadece ikinci dönem, ve o da haftada iki kere ders yaparak, turbo ve sıkıştırılmış bir şekilde katkıda bulunuyordum. , | LeventYılmaz, T, 1.2.2012

a.






turcophile | Türksever, Türk muhibbi. | Ve o zaman düşünmüştüm: Şu memlekette bir gazete yok mudur ki, şu vasfı alabilsin: -Turcophile!..., Ş N Berker, Matbuat Hazretleri, 1953, 62

s.


fr.



Turing makinası | Ayrıca Manchester Üniversitesi'nde çalıştığı yıllarda, Turing makinası denilen algoritma tanımı ile modern bilgisayarların kavramsal temelini attı., | M, 23.6.2012

a.






Turing testi | Bilgisayar biliminin kurucusu sayılan [Alan] Turing, Geliştirmiş oldugu Turing testi ile makinaların ve bilgisayarların düşünme yetisine sahip olup olamayacakları konusunda bir kriter öne sürdü., | M, 23.6.2012

a.






turist hastalığı | turist diyaresi, turist ishali. Turist diyaresi, en basit tabiri ile sindirim sistemi bozukluğudur. Daha açık ifade etmek gerekirse bu sağlık sorunu, sulu kıvamlı dışkılama şekli oluşması, yoğun artış gösteren bağırsak hareketlerinin başlaması veya karın krampları belirtileri ile ortaya çıkar. 28.01.2025

b.a.

tıp




turistikleşmek | Hekimler endişelerini paylaşıyorlar. Güvenle sağlık hizmeti aldığımız bu hastane hızla turistikleşen Beyoğlu'nda hem yerel kullanım sağladığı için hem de şehrin hafıza mekanlarından biri olduğu için açık kalmalı. 150 yıllık bir kurumdan bahsediyoruz., Yaşar Adanalı @ysrdnl, 3.12.2024, X

f.






turka | it.* türk alla turca'dan | Kınıyor ama, biraz da 'Alaturkalık böyledir işte, bizler 'turka' olduğumuz için bizde böyle olur bu işler, n'apalım' diyor. RMargulies, T, 12.9.2012

a.






turkuazlamak | Her şey turkuazlanıyor, | Z, 29.7.2012

f.






turlamak spor tur atlamak* | Sivasspor uzatmalarda turladı., | T, 12.12.2012 | Trabzonda 5 gol, 3 kırmızı kart, 2 direk! Trabzonspor kupada uzatmalarda turladı!, Hr, 02.04.2025








turnuva | Memlekette dünkü spor hareketleri | C.H.F. futbol şildi maçlarına dün şehrimizde başlandı. Ankara ve İstanbulda at yarışlarına devam edildi, Hakimiyeti Milliye tenis turnuvası çarşambaya bitiyor Cümhuriyet Halk Fırkasının koyduğu şildin üçüncü senesi maçlarına dün İstiklal sahasında başlandı., Hakimiyeti Milliye (Ulus), 09.06.1934

a.






turp | al turpu vur turpa/türke* vah turpa vah turpa! hepsi aynı ++

a.






turplu

s.
turpu olan.


"Kahramanları devler değil, ince, uzun, eli misinaya dizili mezgitli, kırmızı turplu, marullu, akşam evine dönen amcalardır!", Rabia Gedikli Maltaş, faebook, 27.01.2024"



turquality Türk keyfiyeti, niteliği, kalitesi anlamında özentili bir kelime | Dünyada marka olmak isteyen şirketlere Ekonomi Bakanlığı'nın Turquality desteğini anımsatalım., | VMunyar, H, 19.2.2015








turquerie | Avrupa sosyetesinde Türk modası vardı. Avrupalı zenginler Türk kostümleri giyiyor, Türkçe öğreniyor, evlerinde şark odası yaptırıyor; hatta bazıları köşklerinin kulelerini minare şeklinde inşa e | 16-18. yüzyıllar arasında Almanya'dan İngiltere'ye, Avusturya'dan Hollanda'ya kadar bütün kıtayı kasıp kavuran ve Avrupalıların kendi dillerinde turquerie adını verdikleri bu trendin 19. yüzyıldan itibaren tersine dönmüş olduğunu söylemeye gerek yok., | İKiras, KararG, 3.1.2017

a.






turşulanmak | turşu halini almak/(bir şey) turşu yapılmak | Ocakta kaynayan reçeller, fırınlanan salçalar, turşulanan sebzeler, güneşe serili biberlerin dağınıklığında bir yaz sonu mutfağı ve terasında, bir de bir gazete haberi köşeye atılı duruyor., | SÖney, T, 15.9.2011

f.






turunculu |  1. Turunç renginde, kızıl sarı renkli şey | Mavili, turunculu, sarılı renkeleri seyretmeye başladım., | ÖFToprak, 1979,54

s.




GTS-



turunç memeli

b.a.



"Yar gidiyor gidiyor / Yar bana göz ediyor / Turunç memeli kızlar / Beni mecnun ediyor.", Kır atım oynamasın türküsü, Darülelhan Anadolu Şarkıları, 7. Defter, İstanbul 1928, 29"



tuş | tuşa gelmek| İnsan gibi yaşamaktı dileğim / Felek büktü tuşa geldi bileğim / Kim ne dese duyar oldu kulağım / Mırıltıdan durulmuyor Vali Bey., Aslan Avşarbey (Mülki), 18.03.2019, Eskişehir, @aslanavsarbey, 23.03.2025, X

dey.a.






tuş I | İnsafsız felek, küçükleri pes ettirmek için çift elle sallar zarını. Onlar yaptığı karşılaşmaların hepsinde tuşla kazanır. En gürbüz yarular ilk yumrukta nakavt olur., | MYağmur, 72

a.






tuş II | touche | 1. Piyano, org vb. müzik aletleriyle daktilo, hesap makinesi, bilgisayar ve telefon gibi makinelerde parmak vurulan yerlerin adı | Seniha 'tuş'lara daha büyük bir şiddetle bastı., | YKK, KiralıkKonak, 19 2. Yağlı boya ressamlığında fırçadaki boyanın tuvale sürülüş biçimi 3. spor Eskrimde kılıcın ucunun karşı oyuncunun göğüs ve karın bölgesini koruyan özel giysinin bir bölümüne değmesituşak/tuşşak Kz. tusavkeser Kazaklar yeni emeklemeye başlayan çocuk çabuk yürüsün diye ayaklarına | tusav yani ayak bağı, ayak prangası, ayak engeli manasında ip dolarlar. Sonra bunu atletik, çevik, iyi bir insana kestirirler. Buna tusavkesmek deniyor. Bununla çocuğun yürümeye çabuk başlayacağına inanılır., | AKara, 24.11.2010 eposta | Anadoluda da bu bağa tuşak denir., | AdnanAtabek, 24.11.2010 eposta Hayvanın sakıncalı yerlere gitmemesi için ön ayaklarına bağlanan ip. [Derleme Sözlüğü c: 10] Yassıören *Senirkent –Isparta Oğuz *Acıpayam, -Denizli-Antalya

a.


fr.



tuşe | Tv kanalları, yapımcılar, senaristler, dizi tasavvurlarında hiçbir sosyal açılıma yer vermedikleri gibi, en basitinden bir STK tuşesine bile tahammülleri yok., | Telesiyej, T, 31.1.2012

a.






Tuşlamak | Nisan yerine Eylülü tuşlamayayım diye azami dikkat gösterecektim., | NAG, 11

f.






Tuşlu | Eser bir gün ecel yeli / Tuşlu çıkarsam ağlarım., | Develili, 64

s.






tuta kelebeği | BTS- ?domates güvesi Güney Amerika'da ortaya çıkan, bir yumurtayla bir nesil bırakabilen | Tuta absaluta adındaki kelebek (domates güvesi), 2007 yılında İspanya'dan Akdeniz bölgesine giriş yaptı. Günde 35 km mesafe alabilen ve hızla yayılan bu kelebek, bitkinin sapında, yaprağında ve meyvesinde dokunun altına giriyor. Bitkinin sapı, yaprağı kuruyor.  | Tuta kelebeği (domates güvesi) adında bir zararlı, domateslerin yeşillerini yemeye başladı., | GUras, M, 2.8.2010

a.




bts-



tuta: Mahsuben.








tutabilmeklik -ği





"... sonra da elini tutabilmekliğim için önümde diz çöktü.", Kaptan Paşa, 1954, 80-81"



Tutacak –ğı | Hayatın tutacaklarını arıyorum. Nasıl kolaylaştırırım? Nasıl artırırım? Nefes alınacak yerler nerede? , | N Karaibrahimgil, HrKlbk, 28.09.2019 |Garanti koşulları ve uyarılar Ürünümüz 1 yıl garantilidir. Mekanizmalar, tutacaklar ve fermuarlar garanti kapsamındadır.", Wogard Türkiye, 09.06.2025 (Valiz markası)

a.
1.mec. Tutamak, tutunacak, dayanacak, güvenecek şey. 2. (Valizde) kulp.

tut-acak



tutaç –cı | 1. Laboratuvar maşası. 2. Tutacak. GTS | [S]por salonlarında 'body'lerini 'build' etmek için; kendilerinden önce binlerce terli el tarafından kavranmış tutaçları sımsıkı kavrayıp..., | SGenç, T, 14.7.2011 3. Fr. pince  pens (kimya). Ateş üstündeki kabı tutup indirmek için bez vb. şeylerden yapılan tutacak. TTAS 4. | İng. string retainer  Gitar kafası üzerine vidalanan, bazı açısız kafaya sahip bas gitar ve elektro gitarlarda akort kararlılığını artırmak amacıyla, burgusu eşikten uzak olduğundan dolayı yetersiz açılanan telleri baskılayarak bu tellerin eşikten yaptığı açıyı artıran dairesel veya kanca biçimdeki; kilitli eşiğe sahip elektro gitarlarda ise eşiğin kilitlenmesi esnasında oluşacak akort değişimini en aza indirmek amacıyla tüm telleri baskılayarak eşikten yaptıkları açıyı artırmak için kullanılan çubuk biçimindeki metal nesne. BSTS / Gitar Terimleri Sözlüğü

a.


fr.ing.



tutak deliği | Tutak deliklerinden parmaklarını geçirmiş açıp kaparken, sol elinin parmak uçlarıyla da makasın ağzını yokluyordu., | SKestel, ÜçüncüSes, 1976, 18

a.






Tutam | Hepsine birer tutam kaçak tütün ikram ederek havdan sudan ve Ali'yi kimin öldürdüğünden bahsetti., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 101

a.






tutamak | Gülümser Hanım balonları pencerenin perdesinin tutamağına bağlamaya çalışırken ayağı kayıp sendeledi, başı balonlara çarpınca 'paat!' diye bir ses ortalığı çınlattı., | NGüreli, 21

a.






tutamlanmak | Meselâ, mancılığın, tutamlanan buğday saplarını, tıpkı bir sevgilinin beline dolanan bir kol gibi kavraması ve onları keserken çıkardığı cızırtı, ekin biçmenin kendine has zevklerindendi., | Ali Galip Çavdaroğlu, Talebelerin aşkı: bir talebenin romanı, 1968, 29

f.






tutamlanmak | Yurt yerinde ocak gördüm külü yok, / Tutamlanan çimenliğin gülü yok, / Sıskalaşan pınarların dili yok, / Bu dünyanın oyunları var imiş., | H Kerimli, Bu Dünyanın Oyunları Var İmiş, Ahlat taşı, 2019 ?

f.






tutanakçı

a.
tutanağı düzenleyen kimse | vak'anüvis.


"Reşad Ekrem Koçu'nun altı kitabını bir araya getiren, baskısı, cildi, resimleriyle şık bir toplam. Tam bir kitaplık demirbaşı. Koçu, müthiş bir dil lezzeti taşıyan anlatımıyla gündelik tarihin farklı tutanakçılarından... ", Murathan Mungan, 2.7.2024, X"



tutanakçı | zabıt tutan kimse | Görüşmelerde üçüncü bir taraf ya da tarafsız bir gözlemci, tutanakçı var mıydı? , | Üaslanbay, T, 19.10.2012

s.






tutar

a.



Hiç bir tutarım yok!!!!



tutar | 1.  a. Nicelik bakımından bir şeyin bütünü 2. Para miktarı, meblağ 3. BTS- cezm 4. BTS- | Dağınıklığın arkasındaki tutarı, tufanın ardından zeytin ağacını, dehşetin mahiyetindeki saflığı fark etmek değil miydi alışkanlığın? , | NBekiroğlu, Z, 15.1.2012 asgari tutar | eko. sim, ekonomi Kredi kartıyla yapılan toplam harcamanın bir ay içinde en az ödenmesi gereken bölümü | tutar yeri kalmamak aslı §  iler tutar yeri olmamak (kalmamak) çok dağınık, kötü, bozuk veya berbat bir duruma gelmek. deyim | Birtakım yokuşlar tırmanıp bitmez tükenmez dönemeçleri kıvrılmak yüzünden tutar yeri kalmamış kamyonun tekmil vidalarından boğuk, kısık, paslı gıcırtılar yükseliyor, radyatöründeki suysa fokur fokur kaynıyordu., | OrhanKemal, Sarhoşlar, 22

a.




bts-



tutar tutarı kalmamak | Yarelerim göklere dayandı zarım, / Kalmadı sinemde asla tutarım. / Necip'e söyle ki o Telli yârim, / Yar oldu yadlara de bak ne deyim., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsani, 221








tutarlı | belli meblağlı, belli para mikdarlı | Geleceğini düşünüp küçük tutarlı bireysel tasarruflarını yatırıma dönüştürmek isteyen ve hayatını erken yaşta planlamak isteyen öğrencilere özel Kampüs Emeklilik Planı oluşturulmuştur., | Halkbankİlanı, 31.10.2016

s.






tutarlılaştırmak

f.
tutarlı hale getirmeyi yaptırmak





tutkulanmak | Ve Hoca'nın çamlarına daha bir bağlanıp tutkulanmıştım, | SKamuran, T, 12.12.2012

f.






tutlanmak | 1. Dutlanmak, dutlar olgunlaşmak*, dut ağacı çok dut vermek* 2. Başka bir ağaca dut aşısı yapmak* | Asla her adama denilmez yiğit / Beyni kaba adam alır mı ögüt / Yeniden aşlansa bademle söğüt / Aslı hariçtendir, tutlanmayınan., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 167

f.






tutma | 1. yanaşma. | -Ben şimdi eve ne götüreceğim? Anam beni yatırır, keser. Ölümü itlere yedirir. Aman emmi, beni yanına al, sana 'tutma' olayım. Değirmenci: -Peki, kal bakalım. Yalnız koşulum var. Ne yaparsak yapalım, kimse kimseye kızmayacak. Yanılıp da kızanın derisinden bir çarıklık deri çıkarılacak. Bunu böyle bilmiş ol, dedi., Ahmet Uysal, Köyün Ortak Malı, 2001, 40 | 2. | ikinci eş, dost, metres. | Gaziantepte, Şanlıurfada herkesin bir yandan tutması vardır., | M, 19.01.2015

a.






tutma ocağı

b.a.



"... tutma ocağı", Ali Kaya, Tunceli Kültürü, 1995, 6"



tutmacı

a.


tr. tutma-cı



tutmak

f.
sığırı boğaya götürüp çiftleştirmek.


"-Zamanında tutmadınız onu!" "-Geldi de mi tutmadık sığırı?"



tutmak | 1. –e saymak, -e mahsup etmek. | Bunu da bana verdiğiniz broşür ve gazetelere tutunuz, dedi., | YKK, 1945, 25 | 2. Yakalamak. | Reis: Haydar oğlu Nimet, seni nerede yakaladı asker? Nimet bin Haydar: Dağda beni tuttular. Sual: Dağda silahla mı yakaladı asker? Cevap: Evet, silahım vardı., | Şeyh Said Davası İstiklal Mahkemesi T, 212 | 3. öğrenmek. | Ankara kulislerini çok iyi tutan bir kaynağımla bu konuyu görüştüm ve Salih Müslim'im ziyaretinin arka planını öğrendim., | EUslu, T, 31.7.2013 | 4. Kalkmak, davranmak. | Türkiye Komunist Partisi | İkinci Dünya Savaşı arifesinde tuttu, gizli TKP'ye de girdi., | DCeyhun, 26 | deniz tutmak| tütün tutmaktütün kokusuyla midesi bulanıp öürüp kusmak. | Güneş, ateşten bir top gibi dağın sivrisinden yükseldi. Isınmaya başlayan tütünlerin kokusu daha ağırlaşıyor, mide bulandırıyordu. Sanki tek vücut gibi Sakine de Zehra yeniden öğürmeye başladılar. İçleri su kaynağıymış gibi, ağızlarına su doluyordu boyuna. 'Tütün tuttu' dedikleri buydu işte. Zayıfları, bakımsızları daha çok tutuyordu. Bir şeyler yeseler safralarını bastırabilirlerdi belki., Naciye Poyraz, 1979, 13

dey.f.






tutmamazlık -ğı | Bel kemiğinin içinde hasıl olan bir kanama yüzünden dizlerde tutmamazlık meydana gelmişti., | FAtabek, DK, 168

a.






tutmazlık –ğı | Daha o gün anlamalıydım bu ilişkinin yazgısını / Takvim tutmazlığını., | M Mungan, Yaz geçer, 1992, 14

a.






tutqac | T. maşa veya elbezi | ?lini yandırmısan? Evd? birc? tutqacın yoxdu s?nin? , | F?yziyy?, 525, 5.3.2011

a.






tutsat | Türkçe tut+sat | mortgage Morgıç | ABD Adalet Bakanlığı, 2008-2009 yıllarındaki finansal krize yol açan tutsat (mortgage) kredilerine değerinin üzerinde not verip vermediği konusunda S&P hakkında soruşturma başlatmıştı., | T, 24.8.2011

a.


ing.



tutsiler | çoğul. | Sana bakınca Atinalılarla Ispartalıları, Yahudilerle Hıristiyanları, Haçlılarla Müslümanları, Kuzey Korelilerle Güney Korelileri, Hutularla Tutsileri* görüyorum., | S Dölek, Kirpi, 66

a.






tuttturmak | ısrar etmek | Hastalığım anlaşılınca kaymakamlar, 'Seni bizim eve götüreceğiz.' diye tutturdular., | FAtabek, DK, 1972, 70

f.






tutturmacılar





El işçileri ve tutturmacılar alınacaktır



tutturmak

f.
5. nesnesiz Hedefe vardırmak, değdirmek, isabet ettirmek | yakalamak:

tr. tut-tur-
"30 yaşlarında bir şanslı adam / İkramiyenin çıktığı bayi işletmecisi Rıfat Umur: "30 yaşlarında birisiydi. Koşarak heyecanla içeri girdi. 'Tutturdum, tutturdum' diye bağırdı.Baktık 200 bin tl kazanmış, sonra parayı nasıl alacağını kendisine de izah ettik.", Şans Postası, 10.04.2021, 5"



tutturmak -i

f.



"Kalktı, piposu ağzında, Büyükdere yolunu tutturdu | canı deniz manzarasından ve hışıltısından ayrılmak istemiyor | Karadeniz Boğazından esen nemli rüzgardan da hoşlanıyor.", R H Karay, Sonuncu kadeh, 1965, 90-91"



Tutturmak | Evvela Şakir'le Ali'nin dostluğundan, çocukluktan beri aynı mahallede oynadıklarından tutturup, ortada düşmanlık doğuracak bir meselenin asla geçmediğini, hele birbirlerini öldürmeyi düşündürecek sebeplerin mevcudiyetini tasavvura bile imkân olmadığını söyledi., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 105








tutturmalık | 1. düğme, kopça, çıtçıt, toka gibi iki şeyi birbirine tutturmaya yarayan nesnelerin ortak adı. | Sol kolun yanında kemikten tutturmalık ve kolun yanında bir koça ait leğen ve iki ayak kemiği ele geçirilmiştir., | YaşarÇoruhlu, EskiTürklerinKutsalMezarlarıKurganlar, Ötüken, İstanbul 2016 2. | Kenan Timur @KenanT61 8 Nov 2015. Gün tam iddaa tutturmalık gün..., | 8.11.2015

a.






tutturuk | örneksiz inatçı, takıntılı | İnternet intirente şöye bana en güzel kim' diyen imaj tuturuğu tiplerdenseniz, derdinize derman bulundu., | T, 15.4.2012 2. Raptiye 3. cak, soba vb. şeyleri tutuşturmak için kullanılan çalı çırpı, çıra gibi kuru yakacaklar

a.




GTS+



tutucu | tutumlu, iktisatlı. | Alimin malı zalime, tutucunun malı savurucuya kalır., T F Erdun, 13 | Bu kelimeyi [muhafazakarlığı] birilerine atfen kullandığımda da kast etmek istediğim, onların 'tutucu' bir yaşam biçimi ve politik görüşe sahip oldukları değil, değerlere sahip çıkmakta ve görgülü davranmaktaki özenleri oldu hep., | R Soysal, T, 18.9.2010

s.






tutuculaşmak | Tutucu hale gelmek. |  İmparatorluk mirasından sadece rejim ve kimlik olarak değil, aynı zamanda dil, düşünce ve entelektüel miras olarak da kopmanın bedeli olarak, 50-100 yıl önce çıkan bir gazeteyi okuyamadığımızı; birlikte yaşadığımız zamanlardan dilimize giren Kürtçe, Ermenice, Yunanca ifadelerle zenginleşen dilimizden başka anadilin konuşulmasına izin vermeyecek kadar tutuculaştığımızdan bahseder., | AdnanYıldız, T, 4.9.2012 | [Z]amanla her şey zıddına dönüşüyor; bir dönem ileri olan zamanla tutuculaşıyor-., | HBerktay, T, 9.2.2013

f.






tutuk a.* | 1. tutuklu | Tutukların bir kısmı, sembolik ağırlığı büyük Diyarbakır cezaevinde., | SÖney, T, 25.8.2011 2. devingen olmayan, ağır hareket eden | Ama biraz tutuksun. Sükutsun bana geliyor ama nereye gidiyorsun sen? , | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 123








tutuklatmak

f.
tevkif ettirmek.

tr. tut-u-k-la-t-
"Fikri Lütfi beyin bu açıklamalarından iki şey öğreniyoruz. İttihat ve Terakki iktidarı, kişileri izleyen, tutuklayan ya da tutuklatan gizli ve yasa dışı, Sultan Hamit modeli bir örgüt kurmuştur.", A N Ölçen, 121 (1982, 2000)"



tutuklattırmak

f.
tevkif ettirmek.

tr. tut-u-k-la-t-tır-
"... gizli dernek işine en çok karıştığı iddia edilen Hafız Sami'yi postahaneden paketleri alırken gözetleyen ve tutuklattıran kisşinin... ", A N Ölçen, 120 (1982, 2000)"



tutuklu kalmak deyim | Bu tavırlarla, temelsiz 'hepimiz aleviyiz' sloganına tutuklu kalırız., | AÇınarKöysüren, T, 30.7.2013








tutuksuz | rivayettir ki; / tutuksuz bir insanı, iki seyyar melek yargılar komiser bey / bilimsel bir yalnızlığın erkekliği ve sonunda ömürlük sorgu odasındaki 'yemin etmek yasaktır' levhası., | ÇığlıkD, Y 2, S 5, 19

s.






tutulga | zabıt, tutanak. | Dördüncü Türk Dil Kurultayı 1942: toplantı tutulgaları, tezler, | TDK, 1943, 196

a.






tutulum | Cild tutulumu gerçekleşmişse... yani hastalıklı doku bütün deriyi sarmışsa anlamında. Orhan Gedikli, Nisan 2008.

a.






tutum | tutma. | Pirolitik mavi emaye -Yüksek ısı dayanımı -Homojen yüzey kaplama - Yağ ve kir tutumunu azaltan özel yüzey - Uzun ömürlü -Isı yansıtma özelliği ile % 10 daha fazla enerji tasarrufu, | Luxell, 21.07.2024, İstanbul Haznedar, Güngören Servisi+ 

a.






tutumsal | Zamanı tutumsal kullanmak, bir dakikasını bile boşa savmamak durumundayız., | AliDündar, TürkDiliDergisi, Yıl. 17, | 97, Tem-Ağu 2003.

s.






tutunç oğul

b.a.
evlatlık.

tr.
"Eski Türkler evlâtlıklarına "Tutunç oğul" , yani "Tutulmuş oğul" derlerdi. Evlâtlık alma, bir törene bağlı olur ve yazılı bir anlaşma ile yapılırdı. Bu yolla "Oğulluk"lar... ", | ... Tutunç oğul " adı verilmiştir . Bu oğulluk- lar , babanın soy adını taşıyabilir , hattâ Kağan olabilirlerdi . Bir savaştan sonra yenik düşmanın kaçarken bıraktığı erkek çocuklar da evlâtlık ola- rak alınabiliyordu . Bunun örnekleri pek ... ", "
B Ögel, Türk Kültürünün Gelişme Çağları, 1971, C 1, 100 | B Ögel?, Türk Kültürü, 1973, 872



tutunmak | İbn Batuta da der ki, dişi katırın terinden pamuk üzerine alub bir avret onu tutunsa, bir dahi gebe kalmaz. O.Ş.Gökyay, Güçlük nerede, | 340.

s.f.






tutunmak | İbn Batuta da der ki, dişi katırın terinden pamuk üzerine alub bir avret onu tutunsa, bir dahi gebe kalmaz., | O.Ş.Gökyay, Güçlük nerede, | 340.

s.f.






tutunum | cohesion karşılığı. | ... tutunum ideolojilerinden biridir. Bu odak noktaları Klân toplumunda Ataların Ruhları, Feodalite döneminde Din'i temsilen Papa , Monarşi döneminde Kral olarak ortaya çıkmıştır. Kapitalist toplumun tutunum ideolojisi olarak beliren ..., AÜSBF D, 1974, C 28-29, 248

a.


ing.



Tutunumsuz | Türkiyede devlet daha kendine bir düzen kuramadı. Her kurumun kendi kültürü ve habitusu var. Devlet hukuka vereceği yeri belirleyemedi. Yargı siyasi iktidarı hukuken denetleyecek mi denetlemeyecek mi karar vermemiş. Vermemiş diyorum çünkü anayasaya göre denetleyebilir. Tutunumsuz yani., | M Önderman, 7.8.2019, tivitır

s.






Tutuş I | Kızınca erkek çocuğuna tutuş derdi., | Zehra Topal, 12.10.2018

a.






tutuş II | 1. | tutma işi. | +Alımından, çalımından, kadeh bardak, çatal bıçak tutuşundan, lokmayı koparışı, çatalına takışı, salatanın, yemeğin suyuna batırışı, zıt zııt zııt yürüyüşü, masaya oturuşu, konuşuşu, hatta sekize katlı beyaz, kar gibi mendiline sümkürüşüne kadar belliydi bu., | OKemal, 1966, 44

a.




GTS+



tutuşturuvermek | Üstelemişler ve eline bir yayla ok tutuşturuvermişler., | NHoca, 1967, 49

bf.






tuvalet | tuvalet yapmak / küçük tuvalet yapmak | işemek, idrar dökmek. | Yedek kulübesinde otururken üzerimize küçük tuvaletini yapan erkek vatan evladına da, ağzından köpükler saçarak ana-avrat tüm sülalemize susmaksızın dümdüz giden kadın taraftarlara da ilk orada rastladık., | FUraz, T, 23.9.2011 | Buraya tuvalet yapmak yasaktır., Alay Emini Camii, Kuruçeşme, 20.03.2025

a.b.f.






tuvalet kağıdı b.a.








Tuvalu | pasifikte küçük bir ada. | Yıllardır dünyada iklim değişikliği yaşanıyor derken bundan Pasifik'teki Tuvalu gibi küçük adaların mı etkileneceğini sandınız? , | PCengiz,T, 10.8.2014

a.






tuyau | tüyo. | 1. Herhangi bir konuda verilen gizli bilgi. | Bir Pazar günüydü... Truman doktrinine mi,Marshall planına mı dair ne, bir 'tuyau' ele geçirmişim... Hem de, en sağlam yerden..., Ş N Berker, Matbuat Hazretleri, 1953, 45 | 2. | Sınavda başkasından yardım görme veya bir kaynaktan yararlanma, kopya. | 3. | spor Yarış öncesinde belirlenen veya tahmin edilen yarışmacı hakkında verilen gizli bilgi.

a.


fr.



Tuyurname/Kuşname olarak da bilinir., | AkifBeki, R, 27.7.2010 | Mesela, Feridüddin Attar'ın tasavvuf ve seyr-ü süluku remz ettiği Kuşname kitabında ona Simurg deniliyor., | 11.10.2014, | http://www.derindunya.com/2014/10/artik-o-ak-parti-degil-pak-parti-ya-da-huma-kusu/, 16.10.2016g








tuz | tuz biber ekmek –e | Bir Pazar sabahı plajda gördüğümüz manzara ise, hepsinin üzerine tuz biber ekti., | TAral, SÖ, 48 tuzu biberi olmak deyim | Karşılıklı sataşmaları belki yine ayıpladınız ama, bunlar bu açık oturumların tuzu biberidir., | NGüreli, SO, 120

a.






tuz ağusu | Muğla. tuz ağası K.Maraş. Aşırı tuzlu. Bk. Tuz bastariyası. A M Kömür, 27.01.2025

b.a.






tuzcul | Tuzlu ve sodalı sığ sularda yaşayan flamingolar için Türkiye sahip olduğu önemli tuzcul sulak alanlarla çok önemli bir coğrafyada., | Sİsfendiyaroğlu, R, 20.7.2011

s.






tuzculuk –ğu | Yıllar önce, Cahit bir ara tuzculukla uğraşmıştı., | S Dölek, Kirpi, 56

a.






tuzda pişmek d | İşte bu nedenle, 'tuzda pişmek' gibi feylesofluklarını aradığım ve beklediğim bu üst yöneticilerin, daha çağdaş, daha verimli, daha ekonomik, daha denetlenebilir ve daha demokratik bir Silahlı Kuvvetler yaratmak için..., | N. Çınar, T, 15.11.2010








Tuzlaşmak | tuzlaşmış kentlerin anısı vurur suyüzüne / üzerinden sessizce geçerken., | M Mungan, Yaz geçer, 1992, 41

f.






Tuzlayayım da kokma | Nah, tuzluyayım da kokma, e mi? Çakal geçiniyorsunuz ya, enayinin arkada kalanı da değil, en önde gidenisiniz!, | Çalıkoparan, 52








tuzlayıcı Balık tuzlayıcılığı, AhmetEnön, 71








tuzluk -ğu | 1. Bir çocuk oyununun adı. | İç taraftaki sekiz yüze potansiyel aşıkların adı yazılıp fal tutulmasına yarayan çocukluk aktivitesidir. Cornflakegirl, 22.01.2003 | Yapımı çok basittir. kare bir kağıt alınır. dörde katlanır. sonra açılır. karenin köşeleri merkeze dokunacak şekilde katlanır. bu katlama işlemi kağıt arka yüzüne çevrilerek tekrarlanır. ortadan köşelere doğru açılan kareler yukarı doğru yükseltildiğinde tuzluk elde edilir. Bilmece, 10.2.2003 | 2. | tuz konulan yer veya kap. | Öyle koca esik olsun. Torbasında unu yok, tuzluğunda da tuzu. Söyle, böyle kocayı öveyim mi? ., | MYağmur, 58 | 3. | tuzun bol olduğu yer, tuzla.

a.






tuzlukçu

a.
1. tuzluk yapan veya satan kimse. 2. Konyaya bağlı bir ilçe.





tuzluklu

s.
tuzluğu olan.


"Tuzluklu mahlepli laktozsuz", 30.5.2023"



tuzluklu

s.
tuzluğu olan.


"12 Mart darbesinden önceki günlerdi. "Sarayda her zaman yemek yediğimiz, altın tabaklı, altın tuzluklu sofrada değildik. Şahın ikinci kattaki bürosunun hemen yanındaki odadaydık. Arşidiri de bizimleydi. Daha özel bir hava. Alışılmış protokolün dışında. Şah, bana, 'Birkaç ay içinde ordu, Türkiye'de darbe yapacak ... ", C Arcayürek, Darbeler ve gizli servisler: (1950-1988), 1989, 160 | "Tuz tuzluklu", kasa fişi, Yeni Magazincilik AŞ, 6.4.2024"



tuzlulaşmak | Tuzlu hal almak | Özellikle kurak iklimlerde tarım alanlarının sulanması, drenaj sisteminin olmaması durumunda, toprağın giderek tuzlulaşıp çoraklaşmasına sebep olmaktadır., | İbrahim Sediyani, T, 27.4.2014

f.






tuzsuz | Ekmeğin bile tuzsuzunu yediriyorlardı., | NGüreli, SO, 91

s.






tübül

a.
*

*
"Dişin doğal yapı taşları ile birlikte hassasiyet ağrısına sebep olan deliklere derinlemesine nüfuz ederek dentin tübüllerin (sic) onarılmasına yardımcı olur.", Sensodyne GSK, 2020"



tüdülmek | Bir odada erkek katırın tırnağı buhur olunup tüdülse fareler ve haşerat ol odadan firar eder., | OŞGökyay, Güçlük nerede, | 340.

s.f.






TÜFE | TÜFE'nin ne olduğunu bilmezsiniz ama Anelka'nın dün geceki kafa golünü hepiniz anlatırsınız.

kıs.






tüfekli

s. / a.
1. asker. 2. tüfek taşıyan kimse.

tr. tüfenk + -li
"Ben varmam inekliye / Yoğurdu sinekliye / Allah nasip eylesin / Omuzu tüfekliye", Burdur türküsü"



tüh nida yazıklanma, üzülme, pişmanlık ünlemi | Aaa, yoksa iyisi olmuyor mu sizin kasapta; tüh!, | NÇintay, SabahPazar, 17.7.2016, 5 | (N)den karlı, fırtınalı bir günde ayrıldım. Yadigâr Hanım vahlanıyordu. –Tüh olsun. Hava da ne kötü ki... Acep yollar nasıl ola usta, diyordu., | FAtabek, DK, 1972, 63








tühlenme | tüh tüh etme, yazıklanma | Greer'i sat istersen de sonra tühlenme benim gibi, para insanı tahrik eder aldanmamak lazım..., | | http://www.batug.org, 15.10.2004/17.12.2005

a.






tükellendirmek | Bu biçim İngilterenin ağır ağır anıdığı ve İsviçrenin bugün yaşadığı 'Directorial' rejimi de aşarak Fransız ile İngiliz tarihinde eşi bulunan 'conventionnel' şekildir ki Kud ile konun birleşmesi neticesini sağlam olarak tükellendirir., 330 baylavlı | Bugün Türkelinin içinde bulunduğu tükellenme kısalığı ve baylavlı oluşu dolayısile gerçekten uz içinde geçen bir devrimdir., 331

s.f.






tükeniş

a.



"yitirmek vazgeçmek ya da sevilmemek / tanrım sen bu tükenişlerden koru", A Karatay, seni var saymak,"



tükenişim | Ve herhalde onların da öfkesinin ardında, alıştıkları evrenin bitiş ve tükenişimin çaresizliği, güvensizliği yatıyor..., | HBerktay, T, 28.10.2010

a.






tükenivermek | uzaktan taşınır konuşmaların / dalları saran gümüş sesleri / sonra erir yeşilde tükeniverir / toyca uçuşu gür hecelerin, | YMiraç, 1981, 21

f.






Tükenmek bilmez | Tükenmek bilmez bir sabırla bir meçhulü beklemek., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 153

s.






tükenmezlik -ği

a.


tr. tüken-mez-lik
İçimde volkanlarla öksüren, zelzelelerle kımıldıyan, tufanlarla, tayfunlarla büyük kıyametinden bir zerre duyuran tükenmezlik var 26



tüketilebilirlik –ği | Genel olarak biçim ve içerik düzeyinde şu matrisleri ilke ediniyor: | 1. Yazma eylemi bir entelektüel hobidir. | 1. l. Hoşça vakit geçirilen bir fictiondur yazın. | 1. 2. Metnin işlevi, ideolojik tüketilebilirlik değil, oyundur., | Nüket Esen, Kara Kitap üzerine yazılar, 1996, 203

a.






tüketimci | İkinci olarak, serbest rekabete dayanan iktisad düzeninde, büyük sermayeli teşebbüsler, üretim masraflarını düşürmek suretiyle piyasaya benzerlerine oranla daha ucuz ve daha iyi nitelikte emtia arz ve böylece sürümü artırmağa gayret ederek sonuçta tüketimcilerine yararlı olurlar, onların menfaatlerine de hizmet ederler., | Oİmregün, AnonimOrtaklıklarDers Notları, İstanbul 1966, 1

s.






tüketimcilik | Tüketim kültürünün yükselişiyle birlikte, boş zaman, büsbütün tüketimciliğin ve metalaşmanın kıskacına girmiştir., | ÖmerAytaç, | Tüketimcilik ve Metalaşma Kıskacında Boş Zaman, | KocaeliÜ SBE Dergisi (11) 2006 / 1 : 27-53

a.






tüketimperest | Ertuğrul Özkök tam bir 'lüks-tüketimperest'tir., | EgeCansen, Sözcü, 7.9.2014

s.






tüketimsel | Boş zaman endüstrisinin sunduğu sınırsız seçenekler sayesinde, boş zaman, neredeyse tümüyle tüketimsel/maddi bir boyut kazanmıştır., | ÖmerAytaç, | Tüketimcilik ve Metalaşma Kıskacında Boş Zaman, | KocaeliÜ SBE Dergisi (11) 2006 / 1 : 27

s.






tükürmek | (arabadan) indirmek. | Abi gecitte tükür bizi., | Minibüs yolcusu, 2.3.2020

f. argo






tükürük | tükürük köftesi | İçerde siyah, tiftik olmuş gemici ceketleriyle yorgun, yaşlı garibanlar suskun, 'tükürük köftesi' tabir edilen küçük köfteleri yiyor, alüminyum maşrapalarda ayran içiyorlardı. | , | CemSancar, Sabah, 17.7.2016

a.




GTS-



tükürüklemek | Şu kayışı bir tükürüklesene!, | NGüreli, 36

f.






tükürüklü | Yığınlar normal seslenişlere değil ancak çığlıklara tepki verdiklerinden, söz konusu ajitasyon da zikrettiğimiz blar altında, AK Parti iktidarının dış politikasını Siyasal İslamcılık suçlamasıyla dövmeye, Türkiye'yi uluslararası dengeleri gözetmeyen Yeni Osmanlıcı bir maceraperest konumuna yerleştirmeye kadar, öfkeden köpürmüş ağızların tükürüklü kelimeleriyle ortalığa boca edilir. | , | Ö Lekesiz, YŞ, 14.7.2019

s.






tükürüvermek | Tıpkı büyük adamlar gibi, omuzlarını kasıp, böbürlene böbürlene dişlerinin arasından tükürüverdi yere., | DCeyhun, 77

bf.






tüllenmek | Tüllenen mağribi akşamları sarsam yarana... / Yine bir şey yapabildim diyemem hâtırâna., | MAkif, ÇanakkaleŞehitlerine, EGŞA, 244 | Ayrıca çok silinmekten tüllenen tarihi halılar metrekaresi 10 TL'den tıraşlanarak ilk günkü canlılığına kavuşturulabilir., | 3.2.2009, | http://www.experhali.com/index.php? MenuID=68, 7.8.2017g

f.






tüllerce | Tüller gibi.masallarca | Masallar gibi. | Yıldız gözlü, ay yüzlü oğlanlar, kızlar, Karanfil Kızlar, Güvercin Kızlar, Kartal Oğlanlar masallarca çoğalmalı. Ancak o zaman dirlik düzenlik bulutları mavi tüllerce kaplar yeryüzünü., O Tansel, Konuşan Balıkla..., 2001, 33

z.






tüllü

s.
tülü olan.

tr. tül-lü
İçimde birşey kuşlarla kanatlı, / Çok çırpınıyor isteklere karşı | / Yaşamak yüzel (sic) duymaksa saadet / Dünya bembeyaz tüllü perdem kadar... 88



tülü

a.
deve.

tr.
"Kervanlar geliyor karşımdan merkep pusat tülü", Y Pazarkaya, Sen Dolayları, İstanbul 1983, 21"



tülü | erkek deve ARemziPijli, 29.9.2016

a.






tüm | tümgeneralın kısa hali | Fakat güvenlikle ilgili birimlerimizin daha hayati meşgaleleri var bu sıralarda. Orlar, korlar, tümler... falanlar, filanlar, feşmekanlar..., | DOral, T, 4.8.2012 tükürük elde etek belde hamarat, çalışkan kadın | Kadınım tükürük elde etek belde, cevval biriydi., | RehaMaden, 2005, 60

a.






tümegidim | Tümevarım. Eren Gündoğan'dan. 3.6.2010

a.






tümlük | 1. Tüm olma hali, tamamlık, bütünlük | İhtilâller tarihi, bize, herhangi bir ihtilâlin bir milletin tümlüğüyle başarıldığına dair bir işaret vermiyor., | MEBozkurt, Türk Köylü ve İşçilerinin Hakları (Eski Adliye Vekili Profesör Mahmut Esat Bozkurt Tarafından İzmir Halkevinde 25 Şubat 939 ve sonra Konya ve Adana Halkevlerinde Verilen Konferans), İzmir, 1939, 27 2. tümgeneral olma hali | Dünkü oturumda | tümlükten | korluğa, | tuğluktan | tümlüğe ve kurmay albaylıktan | tuğluğa yükselecek personelin durumu da ele alındı., | T, 4.8.2011

a.






Tümörleşme | İshal yaparak beynimizden aşağıya doğru inen tüm toksinleri boşaltım yolu ile atar ve bağırsakları da onarır. Gribi kesici ilaçlar içeride tümörleşme yapar., | M İdris, KararG, 19.1.2019

a.






Tümörleşme | İshal yaparak beynimizden aşağıya doğru inen tüm toksinleri boşaltım yolu ile atar ve bağırsakları da onarır. Gribi kesici ilaçlar içeride tümörleşme yapar., | M İdris, KararG, 19.1.2019

a.






tümtek | Caz çalıyor Adanalı tümtek / Göbek atıyor ortada fingirdek / Göğsü kalçası mavi kolyelik / Gözü süzük ağzı açık / Atıyor portakalcı kulüp tek / Oynuyor oynak keklik gibi sekerek / Göğsünden giriyor iki binlik tek, E K Gökkaya, Hasan Baba, 1988, 31








tün | gece. | Işıklandı gündüz, tünü boğuyor, / Yol verin yeni bir sabah doğuyor! | , | V C Aşkun, 105

a.






tünek | Gece demedik, gündüz demedik, düştük yollara. Uykuyu tüneği yitirdik. Yirmi dört saatte iki saat uyuduk mu, o bile şüpheli. Tütün işlemekten yemeye, kaçmaktan kovalamaya vakit bulamadık., Naciye Poyraz, 1979, 68 | Evin, tüneğin, annen, baban yok mu? , | BTSalihoğlu, 2014, 11

a.






tünel | Galata ile Şişhane üstünü (Asmalımescidi) hızlı çıkıp inmek için yapılan özel tiren yolu | Son tünel gideli yarım saat olmuştu., | YKK, KiralıkKonak, 29

a.






tünel sera | Eğer kış bahçeniz ya da tünel seranız yoksa, küçük bitkilerinizi bahçenizde kaliteli, tarıma elverişli topraktan oluşturacağınız yastıklarda yetiştirebilirsiniz., | 22.7.2016, EvYapımıSebzeler, 3

a.






tünelleşme

a.






tüngümek | Sıçramak AAYörük, 6.6.2016

f.






tünnelik -ği

a.
sahur.


"Biz sahura tünnelik diyoruz.", Orhan ELMAS @_KUKUYNOT_ , X, 09.04.2024"



tüp bağlatma | Peygamberimizin (sas) çocukları ve tüp bağlatma konusu, | AhmedŞahin, Z, 5.6.2012

a.






tüp bağlatmak | | Fazla çocuk sahibi olmayı önlemek için tüp bağlatmak caiz olur mu? , | AhmedŞahin, Z, 5.6.2012

f.






tüpleme


1. bitki ve hayvan tüp içine alma. 2. (hasta) beslenme veya solunum için tübe bağlama.
a.
tüp+le+me



tüplenme


1. bitki ve hayvan tüp içine alınma. 2. (hasta) herhangi bir vücut kanalına veya boşluğuna özellikle solunum yoluna tüp yerleştirme.
a.
tüp-le-n-me
Havayolu tüpleme gereksinimi sıklıkla ağır KY olgularda yaygın kabul gören bir uygulamadır. Bu çalışmada da tüplenme gereksinimi tespiti öncelikle bu bilgi doğrultusunda değerlendirildi ve sonuç olarak tüpleme gereksininin ölüm oranı üzerinde etkin olduğu görüldü.|| ... tüplenmesi sırasında, çok yüksek sıcaklıklarda (1 000°C'ın üstünde) yağlama yapmak için, sıcaklık etkisiyle sıvılaşan cam tozu kullanılır.
Serkan Akyel, Kafa travmalı olgularda prognosu belirleyen etkenler, Trakya Ü Beyin ve Sinir cerrahisi Abd, Edirne 2010, 21 || Büyük lûgat ve ansiklopedi, 1985, C 12, 688



tüplenmek


1. fideleri veya bazı böcekleri tüp içine alınmak. 2. hastaya beslenme veya solunum için tüp bağlamak veya takmak.
f.
fr. tube + tr. -le-n
1 yılda 9 bin fidan tüplendi.| ... birime entübe olarak gelen olgu sayısı 18 (% 5,1) idi. Acil birimde ilave olarak 35 (% 9,8) olgunun daha tüplendiği ve toplam 53 (% 14,9) olgunun yaralanma sonrasında entübasyona ihtiyaç duyduğu görüldü.
15.02.2011, https://www.ozgurkocaeli.com.tr/haber/4498383/1-yilda-9-bin-fidan-tuplendi, 06.06.2025 || Serkan Akyel, Kafa travmalı olgularda prognosu belirleyen etkenler, Trakya Ü Beyin ve Sinir cerrahisi Abd, Edirne 2010, 11



tür








türcü | Her şeyden önce... insanın türcü ideolojisinde bir kusurlu söylem ve davranış var çünkü., | PBarışta, T, 26.6.2011








türcüleştirmek | Aslında söz konusu uygarlığı oluşturan, hayvan düşmanı olan, insanı türcüleştiren daha nice Batılı filozoflar var ya..., | Telesiyej, T, 10.5.2012

f.






türcülük | Batı modernitesinin yapıtaşlarından olan Kartezyen düşünce bize kadar uzandığında; bu türcülük ideolojisinin etkisi, hatta hakimiyeti altına girmiş olduk biz de. | Hayvanların da, bitkilerin de, duyarlı insanların da başına bela olan türcülüğün bir gün yok olması umuduyla..., | PBarışta, T, 26.6.2011

a.






türdaş bk. Türdeş. | Kanada'daki Jasper Ulusal Parkı'nda bir yer sincabı, türdaşının boğazına sarılırken görüntülendi., | T, 31.1.2014








türdenlik -ği | | Durkheim, Comte'ça öngörülen insancıl ilerlemeyi modern kişinin | düşmancıl yönelimleri ve ayrı türdenliğine karşın ortaya çıkabilmiş olan, kollektif bir birimin ürünü gibi kabul etmiştir. Ne varki bu olumsuz koşullar altında sözkonusu kollektif birimin ancak bir dışsal düzen tarafından ..., Seminer, 1983, S 2-3, 136

a.






türdeş bk. Türdaş. | Onun için senenin gayet şahsiyetsiz ilk günü yazı yazmaktan daha kötü tek şeyin, senenin ilk gerçek gününü yaşayan türdeşlerime yazı attırmak olduğu kanatindeyim., | DOral, T, 2.1.2012








türeli

s.
hukuklu?

tr. türe+li
"Bu, yalnız kurumlarında değil, düşüncelerinde temelli bir inkılâp yapmış olan büyük Türk milletinin dinamik idealidir. Bu ideali en kısa bir zamanda başarmak için, fikir ve hareketi, beraber yürütmek mecburiyetindeyiz. Bu teşebbüste başarı ancak, türeli bir plânda ve en rasyonel tarzda çalışmakla mümkün olabilir. Bu sebeple, okuyup yazma bilmiyen tek vatandaş bırakmamak | memleketin büyük kalkınma savaşının ve yeni çatısının istediği teknik elemanları yetiştirmek ... ", Kemal Atatürk, Atatürk'ün maarife ait direktifleri, 1939, 40"



türetimsel | İngilizcede 'empty-boş' ve 'to empty-boşalt' arasında nasıl bir türetimsel ilişki vardır? , | AÜAÖFGenelbilimAraSınavı, 7.12.2014

s.






türetmişlik -ği | türetmiş olma hali. | sözlük ile tanışmadan önce, bla bla ya da vesaire anlamında kullandığım (hatta cem yılmazın kullandığını da sözlükten öğrendiğim) kelime dizini. ayrıca hedere hödörö ve höttürü büttürü (o ve u'lar noktalı olacak) şeklinde versiyonlarını da türetmişliğim vardır. (little red riding hood, 18.08.2002

a.






türev | 1. müştak, türemiş 2. Eş anlamlı* | Gerçi Halil 'yazgısız' olduğunu düşünmüştü hep. Bunu, sözcüğün Türkçedeki eski türevi olan 'kadersiz' ile aynı anlamda kullanmıyorum., | TKiremitçi, 2005, 166 | TC Kimlik Kartı ve Türevindeki Belgeler, | 11.1.2020 günlü AUZEF Sınav Yöngergesi

a.






türevleşme | Ancak buna rağmen kavramlaştıktan sonra da edebiyâtın, hep tartışmaların odağında kalabildiğini ve günümüzde bile hala üzerinde görüş biriliğine varılan ortak bir tanıma kavuşturulamadığını, terminolojik türevleşmesi ve ilişkileri bakımından ise (...) vb. gibi her biri müstakil birer çalışmanın konusu olabilecek genişlikte olan bir çok terime kaynaklık ettiğini söylemek gerekir., M Yalar, | Arap Edebiyatı Bağlamında Edebiyat Kavramına Analitik Bir Bakış, Uludağ ÜİlahiyatFD, C 14, S 2, 2005, 21 | Eserde işlenen bu dünyanın mümin için ıstırap kaynağı olduğu düşüncesi deyimlerdeki türevleşme eğilimini de etkilemiştir. Bunun sonucu olarak aynı olguya vurgu yapan bağrı köy-, bağrın dağla-, bağrın kebâb it-; cefâ çik-, cefâ tart-, derd tart-, elem tart-, ğam yi- kaygu yi- gibi deyimler bir arada kullanılabilmiştir., Serkan Şen, | Deyim Varlığı Açısından Divan-ı Hikmet'te Dil İçi Dünya Görüşü, Geçmişten Geleceğe Hoca Ahmed Yesevi, C II, 2016, 1209

a.






türk | türk işi | olumsuzlama Türkün yaptığı tarzda, türk usulü | Bağırış, çağırış, gözyaşları kavgalar,tenditler, meydan okumalar, yalanlar arasına yine türk işi bir süreçten geçilip bugünlere gelindi., | KeremAltan, T, 13.9.2011

a.






Türk edebiyatı Türklerin yarattığı edebiyat. | Çünkü asıl sorun , bir edebiyatın hangi dilde yapıldığı. hangi dille yazılıyorsa, o edebiyat kendini dilinin adıyla tanımlar zaten. Türkçeyle yazılan edebiyat da türk edebiyatıdır. SGümüş, 11.2.2011, TarafKitap








türk kalkışı

b.a.



"Tek dirsek üzerinde, öbür kol "çok yüklü"yken yerden yükselerek ayağa dikilme fiiline sporda #TürkKalkışı deniyormuş. Nacizâne bendeniz de 1öykücü+romancı olarak küllerinden daima ayağa kalkıp dikilen bir millet ile BU hareketin mecazî 1 ilişkisi var mı,diye düşündüm? #TurkishGetUp "



türk semenderi | Yaygın Mahallesi'nde Eyüp Taşer, bahçesinde sarı benekli bir canlının çalılar arasında hareket ettiğini gördü. Kertenkeleye benzettiği sürüngenin olduğu yere giden Taşer, daha önce görmediği renklerde olduğunu fark etti. Fotoğrafını çektiği sürüngeni internette aratan Taşer, nesli tükenmekte olan ve nadir görülen Türk semenderi olduğunu anladı., | Hr, 15.4.2019

a.






Türkan Şoray meşhur sinema artisti. | Türkan şoray gibi şafaklamak deyim çok şaşırmak, afalamak, donup kalmak Telesiyej, T, 20.11.2012 | Türkan şoray eteği | lunaparktaki balerinin ikinci ismi. Türkan şoray göbeği | 1. bir çeşit hamur tatlısı 2. Yuvarlak ortası hafif çukur bir tür emilen şeker (2. Anlamı GülGedikli, 24.11.2012) Türkan şoray kirpiği | delikli bir örgü motifi

a.






Türkçe edebiyat Türk olsun olmasın Türkçe yazanların yarattığı edebiyat. | Hem ülkemizde yaşayan farklı etnik kökene sahip olan edebiyatçılarımızı hem de yurtdışında yaşayan ancak Türkçe yazan edebiyatçılarımızı kuşatacak bir Türkçe edebiyat kavramı ortaya sürülebilir mi? | Oral, 11.2.2011, TarafKitap

s.






türkçeci

s.
yabancı kelimelerden arınık bir türkçe kullanmaya çalışan kimse.

tr. türk-çe-ci
"Prof. Dr. Mehmet İlgürel Türkçeci bir bilim insanıdır.", F Gedikli, 14.03.2024"



türkçeci | Türkçeyi seven ve onun derdine düşen. | Türedi değil, elli yıllık bir Türkçü ve Türkçeci olmak sıfatiyle büyük bir dil gururuna ve gönül heyecanına düştüğüm için bunu yazmaktan kerdimi alamadım, Ş N Berker, Matbuat Hazretleri, 1953, 31

s.






türkçesiz | türk dili olmadan. | Türkçesiz Türkçe allâmeliği satanlarla Türkçesiz münekkitleri topyekûn utandırıp susturacak bir hüner ve ve eser verdin, Ş N Berker, Matbuat Hazretleri, 1953, 31

s.






türkçüdaşlık -ğı | Kazan Tatarı buna fenâ içerler ve dırdıra başlar, Ben de siz kumandan değilsiniz desem ne kadar kırılırsınız. Benim Sorbon'da bile kürsüm var... kabilinden Tatarizma horozluğunu sürdürür!. Paşa susar; ve onca idealdaşlık ve türkçüdaşlık ve şarabdaşlık veee... ne kadar (daşlık ve insaniyetdaşlık varsa) bir anda hepsi de yakılıb kül edilir, biter; ve bir daha da görüşmezler..., Mehemmed Saffet, B.Vekil'in, Tatar Kazanı'nda Heykel Pereştişi!..., | http://www.turkcesi.biz/muharrirler/mehemmed-saffet/b-vekilin-tatar-kazaninda-heykel-perestisi.html, 07.12.2016/18.06.2018

a.






türkçüleştirme | 15 sene sonra ise 1923'de, Lozan'da bu katletme işi protokollara mı bağlandı ne olduysa oldu, bir İslamsızlaştırma ve Türkçülükleştirme (!) faaliyyeti sökün etdi!..., Mehemmed Saffet, B.Vekil'in, Tatar Kazanı'nda Heykel Pereştişi!..., | http://www.turkcesi.biz/muharrirler/mehemmed-saffet/b-vekilin-tatar-kazaninda-heykel-perestisi.html, 07.12.2016/18.06.2018

a.






türkelmek

f.



"Türkelmek f. Yigirmi üçinci bâb, kul karavaş almağı bildürür. ... Çün bu gizlü 'illetleri gördü? | âşikârasın dahı ara. Ağzı kokusın ve burnı kohusın ve kulağı berkligin ve dişi dibin gör | tâ seni aldamayalar. Andan gerü satun al. ve çün alasın | sâlih kişilerden al ki senü? evü?deki sâlih ola. ve 'Acemî bulıcak T/türkelmiş alma | zîrâ T/türkelmişe hûyu? ögredemezsin. (47a/4-8) 99ed || ve çün alasın | sâlih kişilerden al ki senü? evü?deki sâlih ola. ve 'Acemî bulıcak Türkelmiş alma | zîrâ Türkelmişe hûyu? ögredemezsin. ve kula karavaşa şehvet göziy-ile bakma ki ol vakt çirkîn dahı gökçek görinür. Şehvetü? sâkin edü? bak. (Şeyhoğlu, 47a/4-9) Eger Türkemiş ise hod hûyını / Komaz oynar ögrendügi oyunı MURAD-NAME, beyit 7600-7606 (Ceyhan 1997: 888-889) // 1) Niçin Şeyhoğlu ve Bedr-i Dilşâd çevirilerinde "tâzî-gûy" karşılığı olarak "Türke-, Türkel-" denmiş de doğrudan doğruya Türk denmemiş? Çünkü "Türk" ve "Türkleşmiş" kelimeleri anlam bakımından birbirinden çok farklı. Maalesef net bir cevap veremiyor, sadece "Türk olmadığı hâlde zamanla Türkleşen kul/köle" anlamının akla geldiğini söylemekle yetiniyoruz. Ancak Şeyhoğlu'ndaki "Türkel-" ve Bedr-i Dilşâd'daki "Türke-" fiillerinin yapısının izahında bir sorun yok: "Türk" isim köküne /+el-/ ve /+e-/ isimden fiil türetme ekinin getirilmesiyle oluşmuş (az+al-, çoğ+al-, yön+el-, dik+el-, dar+al- | yaş+a-, oy(u)n+a, dil+e-, kan+a- gibi... ). "Türk'e benzemiş, Türkleşmiş" anlamında bir kelime. / "türkelmiş" kelimesiyle de "işinde ustalaşmış, çok bilmiş, çok bilgili" anlamlarının hedeflenmiş olabileceği Türkçe sözlüklerde "türkelmiş" kelimesinin kökü olan "türk"ün anlamları arasında [güç, kuvvet | vakit, gençlik çağının ortasında olan genç (Gülensoy 2007: 948) güzel, civan (YTS 1983: 215) | köylü (Paçacıoğlu 2006: 595)] "usta, bilmiş, becerikli vb." gibi bir anlam bulunmuyorsa da, -şimdilik- "türkelmiş" kelimesinin "işinde ustalaşmış, çok bilmiş vs." şeklinde karşılanması makul ve mümkün görünmektedir Enfel DOĞAN, "Fars Klasiği Kabus-Nâme'de Türklere Bakış ve "Türkelmiş" Kelimesi Üzerine", AVRASYA Uluslararası Araştırmalar Dergisi, C. 8 S. 23 s. 94-107, Eylül 2020 Türkiye"



türkırım | Kendisini | yaratılmışların en şereflisi saya saya insan, | hayvanî tevazudan koptukça koptu, insani kibrin izinde bir yoldan çıkmış | sapkın-canlı olarak çevrekırım, soykırım, türkırım aygıtı haline geldi., Tayfun Atay @ataytayfun, 15.08.2021, Twitter

a.






Türkilizce | İngilizceden alınmış kelimelerle konuşulan özenti dili. Plaza türkçesi 11.9.2001, EkşiS | Ancak soruna plaza Türkilizcesini konuşanları yargılayarak değil, bir teknoloji firmasında çalışanların neden tüm okumalarını İngilizce yapmak zorunda olduğunu sorgulayarak yaklaşmakta fayda bulunmakta., | PÖzdemiroğlu, H, 31.1.2015

a.






türkist | Türkçü | Anadolu çocuğu dedim de; ne fena günler yaşıyoruz değil mi? Mesela yan masadaki, Kürt olduğu her halinden belli Arif Sağ fizikli heybetli adam, entelektüel konuşmalar biriktirmeye çalışıyor belli ki amel defterine; Türkist (bu mahallenin yüzde 90'ı genel geçer kavramlarla Türkçülük peşindedir, özellikle emekli devlet memurları ve eskinin askerlerinin popülasyonu oluşturduğu bu mahallede, Kürtler ve başörtüsü takanlardan hoşlanılmıyor,) bu kafede PKK ile Kürtlerin nasıl da karıştırıldığını anlatmaya çalışarak bölünmenin tehlikeli boyutlara vardığı yüzyılımız Türkiye'sinde sosyal çevresini korumaya gayret ediyordu. , | AyçaŞen, T, 23.10.2011

s.






Türkistan | Türkiye, Türk yurdu, memalik-i mahrusa, Osmanlı İmparatorluğ toprakları. | Gülhane Hattı'ndaki 'devlet ve millet gayreti ve vatan muhabbeti' şeklindeki tarifin de en az Sami'ninki kadar kullanışsız olmasına rağmen 'milliyetçilik' kelimesini karşılamak için kullanıldığı düşüncesindeyim. Hayrullah Efendi'nin de Sami'den aldığı temaları işlediği ve genişlettiği görülüyor: 'Bizim memleketimiz yani Türkistan'ımızda çuha imaline yarar tiftik ve yapağı mı yoktur? (...) Yahut şeker istihsaline yarar nebatat mı yetişmez? , | H Y Erdem, KararG, 7.7.2019 | Osmanlı padişahı Abdülmecid'in, Kırım Harbi'nden sonra imzalanan Paris Antlaşması'nın girişinde Osmanlı topraklarını 'Türkistan', kendini 'Türkistan padişahı' olarak tanımlaması karizmatik hareket olmuş. Padişah ağzıyla devletin bir adının da Türkistan olduğu kabul edilebilir., | Buğra Han Yerli, 13.8.2019, tivitır

a.






türkiş | turkish'in okunuşundan Türk, Türke ait | -On beş dakika da Türkiş gecikmeye sayın... dedi. (...) –Dua edin ki, dedi, bakan makan, başkan maşkan çağrılmamış. Yoksa akademik gecikme, Türkiş gecikme derken, bir de demokratik gecikme yüzünden bir saat daha onların gelmesini beklerdik..., | ANesin, ŞAvrupa, 71-72

a.


ing.



Türkiye edebiyatı Türkiyede üretilen veya Türkiyelilerin ürettiği edebiyat. Bu ifade öbür yandan Türkiye dışında Türkçenin diğer kollarınca üretilen edebiyatı da | Türk edebiyatı saymayı mümkün kılar; Türk edebiyatıyla sadece Türkiyede üretilen edebiyat anlatılırsa, diğer Türk cumhuriyetlerinde ve coğrafyalarında üretilen edebiyatı nasıl ifade etmek gerekir? | 1970'lerde ve 1980'lerin başlarında milliyetçiliğin gölgesinden çıkmak için Türkiye edebiyatı ya da Türkçe edebiyat kavramlarını kullanıyorduk., | SGümüş, TarafKitap, 11.2.2011. | Türkiye edebiyatı açısından, Yusuf Atılgan'ın, Latife Tekin, ve Metin Kaçan'ın nasıl özel bir yeri varsa, bence aynı türden özel bir yer de İlhami Algör'e ayrılmalıdır., | Levent Yılmaz, T, 13.7.2011








türkiyeli

a.
Türkiyede doğanş veya yaşayan.


"[-lI] eki Türkçede eklendiği bir köy, kasaba, ilçe, il ve ülke isim tabanlarına o yerleşim alanlarının sınırları içinde ikamet etme anlamı eklemek için de kullanılır. Türkçenin imkânını siyaset malzemesi yapmak doğru değildir. Türküm | ama, yerine göre "Türkiyeliyim!" diyebilirim.", @ibrahimdelice, 18.06.2024, X"



Türkiyeli | Ben Türkiyeliyim, Türkiye benim adesem, ölçüm ve realitemdir. Kâinâta, insana, her şeye oradan, onun arasından bakmak isterim., AhmetHamdiTanpınar 








Türkiyelileşmek | Türkiyelileşmek ve KCK, | A Altan, T, 04.04.2012 | Çok uzak olmayan bir geçmişte bilhassa Anadolu'da Ramazan ayında açık lokanta, kahvehane gibi dükkanları bulmak neredeyse imkansızdı. Açık olanlar da içeridekilerin dışarıdan görülmemesi için ya perde çekerler, çoğunlukla camekanlarını gazete kağıtlarıyla kaplarlardı. Tabii ki bu anlattığımın dışında aleni yiyip içilen yerler de olurdu ama eser miktarda. Dini bütün cemaat böyle yerlerin önünden dişlerini gıcırdata gıcırdata geçerdi. Şimdilerde işler değişmiş. Adını bildiğiniz o kahveci dükkanı Ramazan ayında tam zamanlı faaliyette olduğu halde | yerli ve milli ilan edilebiliyor ve neo-islamistler tarafından canhıraş bir şekilde savunulabiliyor. Galiba neo-islamizm de Türkiyelileşiyor. (Türkleşiyor demedim, o iş mümkün değil)., S Çuluk, 27.03.2025, Facebook

f.






türkiyesiz

s.
Türkiye olmaksızın.


"Eski Şam Büyükelçisi Robert Ford, CNN TÜRK Dış Haberler Muhabiri Elif Zeynep Özipekçi'ye değerlendirdi ve 'Washington, Ankara ile ilişkilerini bozmak istemiyor' dedi. Türkiyesiz bir Suriye çözümünün mümkün olmadığını açıkladı.", Hr., 27.02.2024"



Türkler'de hükümdar tacı geleneği








Türkleştirilmek | Türk kılmak, Türk eylemek, Türk yapmak. | Eserin konu bakımından, Arap kaynaklarından gelme olduğunda hiç şüphe yoktur. Fakat dinî ruh, halk dili ve zevki bakımından, çok Türkleştirilmiştir., | V M Kocatürk, 1964, 272

f.






Türkosfer | türk nüfuz sahası | Financial Timesdan David Gardner'in burada pek hoşa giden tabiri 'Turcosphere' yani Türk nüfuzu alanı Suriye Sünnileriyle kurulacaksa bu, Türkosferden ziyade Sünnosfer olur., | CAktar, T, 21.5.2013

a.






türksüz

s.
türk olmaksızın.


"Eğer necm ü hilâl olsaydı âfil, muzmahil, Türksüz, / Kalırdı bizce yıldızlar kamerler kimsesiz öksüz.", S Nazif, İlahi, ?"



türkü vurmak deyim türkü okumak. krş. gayde vurmak | Ey gemi acaba senin içinde de benim gibi bir bahtı siyah mı var ki böyle yanık yanık türkü vuruyorsun., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 102 türkü tutturmak deyim türkü okumak | Bu sırada Ömer ağa dedikleri âşık delikanlı yeni bir türkü tutturmuştu., | FAtabek, DK, 1972, 32








türküdaş | Türküdaş olanların vatandaş olduğu bir ülkedir burası, ebed müddet vatanımız..., | G Karakullukçu, 15.7.2019, rindan vatsapı

a.






türküevi / türkü evi | 2000lerden beri İstanbulda açılan türkülü bar | Radyo May ile Küçükarmutlu'daki Gardaş Türkü Evi'nde proğramlar yapmakta., | FKaraman, Sivas-Tokat tozanlı Kazası, 2003, 346 | İngilizce ad verme merakı bakın nereye kadar uzanmış. Türkü evlerinden birinin adı | My Way Türküevi. Kapısında da öteki pahalı eğlence yerlerinde görülen güvenlik görevlileri var. Kapıda yüzümüze bakıp türkü dinleyip dinleyemeyeceğinize karar verecekler., | NSAtmaca, Çırpınış: Türkçenin Çırpınışı, 2004, 230

a.






türkülenmek | türkü mırıldanmak* | orda gölgede türkülenir de / oturur iki yalnayak çocuk, | YMiraç, 1981, 41

f.






türküleşmek | türkü halini almak | alnım parmaklığa gömülü alnımda tarifsiz hasret / dörtbir yanım idam dörtbir yanımda türküleşen müebbet, | NÇelik, 37

f.






türkülü | türküsü olan. | Besteci Nevit Kodallı'nın isteği üzerine ayni zamanda türkülü bir esere söz olacağını da hesaba katarak, yazdığım bu şiirin tek başına bir kitap halinde yayımlanması uygun olacaktı, ama olmadı. Son günlerde yazdıklarıma beş-on şiir daha katabilirsem, artık hepsini bir arada yayımlarım., C Külebi, EK, 1953, 144-145 | dizilmiştirler yol kıyısında / yaban türkülü kamyonlar, | Y Miraç, 1981, 67 |Türkülü muhabbetler Muharrem türküleri Cuma 20.30 Seher Alp Salih Emrah Kayapa Aziz Mahmud Hüdai Mh Uncular Sok No: 41/A 34672 Üsküdar İstanbul, | Uğur Canbolat, 29.08.2019, Facebook

s.






türkün iti şehre inince

atasözü?
köylü şehre inince şehrin dilini -farsçayı konuşur anlamında Selçuklular devrinden kalma bir söz.


"1466 yılındaki bir derlemede şöyle bir deyim varmış. Öztürkçe sevdalısı Rahmetli Emin Özdemir de sık sık tekrar ederdi: "Türk'ün iti, şehre inicek Farisice öter!" Buradaki "Türk", köylü veya Yörük Türkmen'dir. Farisice ise Farsça'dır. Deyimin Selçuklu veya Anadolu Selçuklu döneminden kalma olduğu anlaşılıyor. Bu devletlerin resmî dili Farsça idi. Memurlar Farsça bilmek zorundaydı. Benzetme olağanüstüdür.", | "Türk iti şehre gelicek Farsîce ürer." "Köylünün (Türkçe konuşanın) iti şehre gelince Farsça havlar." İstanbul Oğuznamesi'nde geçen bu atasözü 14. asır öncesine aittir ve Türk kelimesinin pejoratif kullanımlarından birine örnektir. Semih Hocam durumu şöyle açıklıyordu:","
Zeki Sarıhan, Türkün iti şehre inince, Milas önder g, 2.12.2020 | @ercanakyol86, 23.3.2021



türküsüz 1989 | ...çıkması önlendikten sonra derin ve anlamsız bir sohbete yol açan kavgaları, türkülü türküsüz kusmaları, turistlerle konuşurken heba edilen Türkçeleri..., | YErdoğan, 16

s.






türler-arasılık | [F]ilmin ruhlar arasında dolaşan 'türler-arası'lığının bir cazibesi de yok değil., | AdnanYıldız/FıratYücel, T, 18.12.2012

a.






türleştirilmek | Postmodern edebiyatın 'gizemli kitap' motifini çok iyi kullanmasına, büyülü gerçekçiliğin, gerçeküstücülüğün ve Dadaizm'in sınırlarında dolaşmasına rağmen kolayca türleştirilebilecek bir anlatı değil. 'Öteki Şehir' hem çok katmanlı bir metin hem de bir dil şenliği. | , | AÖTürkeş, HrKitapSanat, 26.5.2017

f.






türlü çeşitli | Git başımdan, beni kendi halime bırak!' diye türlü çeşitli yersiz ve münasebetsiz sözler söyleyip küfür bile ederek kalp kırıcılık etti., R Durbaş, Şaka-nâme, 1983, 13

s.






türüm türüm tütmek | buram buram tütmek; çok özlemek | Fakat kırkından sonra gün dönümü gibi olgunluk seviyesi başlangıcından sonra memleket, türüm türüm tütmeye başladı., | BTSalihoğlu, 2014, 41

f.






tüteklikli | tütekliği olan. | Erzurum,tüteklikli merkez mekan, ocak ve mutfak. Tüteklikli mekan yurt (çadır) gibi ateşin çevresinde toplanan ailede kuvvetli bir birlik duygusunun oluşmasına neden olur ve onu anılarında saklayan topluluklar için devlet birliğini sembolize ettiği düşünebilir der Günkut Akın Hoca. Seda Özen Bilgili, 26.10.2019, tivitır

s.






tütmek | Koklamak. | Büyüklerimiz | Nergis tütmek (koklamak) kalbe şifadır derlerdi. Açma zamanı., M. Nuri Gönüllü @Nuri_Mehmet07, 19.12.2024, X

f.






tütsümek | Bekler durur, makamı İbrahim, babusselam / Kokuyor misk gibi, tütsü yor buram buram. / Günde yüz yirmi şifanın indiği Bey tül Haram. // Gönlümde ruhum da, özlediğim yer sensin., | http://www.emreberlin.com/Konu/282/Gonlumde-ruhum-da,ozledigim-yer-sensin-, 21.6.2019

f.






tütün | 1. duman. | Bülbül gibi düştün zara / İçin yanar tütün tütmez., | Develili, 55 | 2. | Patlıcangillerden, birleşiminde nikotin bulunan otsu bitki. Nicotiana tabacum. 2. Bu bitkinin kıyılıp kurutulduktan sonra sigara veya puro şeklinde içilen yaprağı: | Tütün içmek: Sigara içmek. | tütün kırmaktütün bitkisinin sigara yapılacak yaprağını devşirmek. | İşler sıkışıktı. Sıtma tutmadığı günlerde onu da tütün kırmaya yollamadan edemiyorlardı., Naciye Poyraz, 1979, 4 | tütün kırımı (kırım) | İki aylık tütün kırımı döneminde birkaç kez yıkandıkları halde, her yıkanışın ardından iki günde yine zifleşiyorlardı ., Naciye Poyraz, 1979, 11 | tütün dizmek | Yine böyle, tütün satımında alınacak şeylerin hayaliyle [tütün] dizmeyi hızlandırdıkları bir gündü. Önlerinden fırt diye bir yeşil keler geçiverdi., Naciye Poyraz, 1979, 32

dey.a.b.f.






tütün basımı | Bu tütün tavlama da bir uzmanlık işiydi. Suyu az gelirse denk yaparken yapraklar kırılır, ufalanır, çok gelirse çürür, onca emek boşa giderdi. Bu nedenle herkes tütün tavlayamaz köydeki usta tavcılar aranırdı. Tütünlerin tava gelmesi sekiz on gün sürer, sonra diziler kesilip sandıklara basılarak denk yapılırdı. Tütün basımında Sakine, ablalarıyla birlikte, dizilerin sandığa göre kesilmesi, ip uçlarının düğümlemesi ve denkçiye yetiştirilmesi için çırpınıyordu. Denk yapma işi on gün içinde bitmişti., ., Naciye Poyraz, 1979, 57

b.a.






tütün dizimi | Böyle şeyler anlatıldıkça uykuları dağılıyor, tütün dizimi hızlanıyordu. Anaları da bunu bildiğinden nazlanmadı:, Naciye Poyraz, 1979, 38

b.a.






tütün tavlama | yumuşatma. | Güze doğru tütünlerin kırması, dizmesi, kurutması... bitti. Sıra denk yapmaya gelmişti şimdi. Denk yapmak için tütün dizilerini kapalı bir yere alıyorlar, yığına koymadan önce her sıranın üstüne makineyle kararınca su püskürtüyorlardı. Bu tütün tavlama da bir uzmanlık işiydi. Suyu az gelirse denk yaparken yapraklar kırılır, ufalanır, çok gelirse çürür, onca emek boşa giderdi. Bu nedenle herkes tütün tavlayamaz köydeki usta tavcılar aranırdı. Tütünlerin tava gelmesi sekiz on gün sürer, sonra diziler kesilip sandıklara basılarak denk yapılırdı. Tütün basımında Sakine, ablalarıyla birlikte, dizilerin sandığa göre kesilmesi, ip uçlarının düğümlemesi ve denkçiye yetiştirilmesi için çırpınıyordu. Denk yapma işi on gün içinde bitmişti., ., Naciye Poyraz, 1979, 57

b.a.






tütüncübaşı

b.a.
"1. Padişah'ın çeşitli işlerini yapan görevliler ve bunların başı. Bu işler arasında ocakları yakmak ya da mangal taşımak da vardı. | 2. Tütüncübaşı, vezirin tütününü temin eder | yamakları da çubuk ve lüle gibi levazımı saklar, bunların temizlikleri ile uğraşırdı.", Türkk Yurdu, 1956, 214"


"Baştakini kendime evlâtlık , arkadakini kendime tütüncübaşı yaparım , ortadaki herifin başını keser bostan korkuluğu yaparım.", C Kudret, Karagöz, 1969, C 2, 331"



tütünlük | dumanlık. | Erzurum'un da var böyle vurgun türküsü. 'Değirmen başında vurdular beni / Kirli tütünlüğe sardılar beni' Hisarlı Ahmet'i 'yarin çevresine' sarıyorlar, Erzurumlu'yu 'kirli tütünlüğe'! Ne olabilir 'kirli tütünlük? 'Muhtemelen, ocağın çevresinde, dumanın odaya dağılmasına mani olsun diye sarkıtılmış, siyah çaput., | Y Z Cömert, KararG, 2.6.2019

a.






tütünsü

s.
tütünü andırır, tütün gibi.

tr. tüt-ün-sü
"Tütünsü kokuyordu Cibali sokakları", İlhan Geçer, 1986, 85"



tütüş

a.
tütme hali.


"Aşık Çatak sana olunca hayran / Şanına yakışır yapılan bayram / Develim eylesin doyası bayram. / Bizler Seyrani'yi anmaya geldik. // Doyası seyredin aşk tütüşüne.", 13//19 */"



tüü yansıma. Şaşma sesi. | Bir yandan bastonuna dayanır, bir yandan bana, durup durup; -Tüü üç ay da nasıl çabuk geçmiş gitmiş, der. Ama, üç aylık maaşını amaya yakın bir sevinçtir başlar., M İzgü, AAG, 2007 (1994), 87








tüvit

a.
tweet'in yerli söylenişi.


"Tüvit", Kanat Atkaya, Hr, 24.07.2018*"



tüvit | 1. Taranmış yünden yapılan, çoğu iki renkte, spor giyecekler yapımında kullanılan kumaş türü. 2. | Bu kumaştan yapılmış: Tüvit tayyör. | Şöyle bir süzdüm tepeden tırnağa... Tüvit ceket. Nyltest gömlek vardı sırtında... Alt yanında dar tiril tiril kaşe pantalon... Trevira bir kıravat sarkıyordu, kayışının pırıl pırıl yanan tokasına doğru... Doğruydu, iklimi çok başkaydı buraların!, | R Ilgaz, Altın ekicisi, 1972, 34

s.a.






tüy dikimi tüy dikmek'ten | [H]erşey halloldu, hatta o kadar | halloldu ki , jet aday Aydınlar, özerk olduğunu unuttuğu Federasyon Başkanlığı seçiminde karşısına aday çıkmaması gerektiği de | deklare ederek eksiklik hissi veren tüy dikimini de tamamlamış oldu., | STunalı, T, 26.6.2011








tüy dikmek –e deyim | Galiba biraz da bu olay, tüy dikti bütün bu olanlara., | DCeyhun, 139








tüy dökücü | ZIRNIK : Tüy dökücü (Epilatuoire) olarak acı kirece katılarak kullanılır., | SivasFokloru, 1974, S 1-23, 28  Ruj, pudra, krem, cımbız, tüy dökücü pomat, losyonlar, saçbalları (şampuanlar-BG.)... Neler aldım. (...) Lavabo aynasının karşısı. (...) Aldıklarımın bir bölüğünü kullandım ve yine aynanın karşısına geçtim., | BurhanGünel, BenzerRomanlar: inceleme, 1986, 102 | Yahut... acaba Mühendisler, moda olduğu için tüy dökücü krem veya benzeri bir şey mi kullanıyorlardı? , | LarryNiven, HalkaDünya, İstanbul 1999, 275

a.






Tüydürülmek | Memleketi asıl idareleri altında bulunduran bu adamların karşısında bir hükümet memurunun ne kadar az kıymeti olabileceğini; bir kaymakamı, aşağı yukarı, kendisine itibar edilen, fakat işlerine engel olmaya başlayınca derhal tüydürülen bir kukla olduğunu bildiği için, vaziyetten tamamen ümidi kesmiş gibiydi., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 62-63

f.






tüylü kalem | Yeteri kadar starbucks kupası, tüylü kalem, wayfarer gözlük, moleskine defter ve stars wars figürünü bu boş arsaya boşalttık mı iki aya kalmaz burası kendiliğinden reklam ajansı olur., | Cafcaf, Bahar2013/54, 5

a.






tüymek

f.
süratli şekilde gitmek. sıvışmak.


"Şimdi tüy bakalım. Tenha yolları seç. Berthier'yi çarşının kapasında bulacaksın. Yolda kimseyle konuşma. Vapurun düdüğünü bir duysam benden mesudu olmayacak.", Kaptan Paşa, 1954, 193"



tüysü

s.
tüye benzer, tüy gibi.


"Yapraklar orta damara kadar tüy gibi dilimli, dilimlerin hiç olmazsa bir kısmı geniş / Yapraklar sarmal dizilişli basit tüysü dilimli... / ... dilimli, üçüzlü. 4 zählig: 4 dilimli, dördüzlü. Doppelt 3 zählig: Bileşik üç dilimli yaprakcıklı. Yaprak kenarı Ganzrandig: Düz kenarlı Knorpelrandig: Seyrek çıkıntılı kenarlı, katıca kenarlı. Gevimpert: Kirpikli. Gezähnt ... ", Ankara YZE D, 1947, S 17-18, 152?/153-252"



tüysü | Göğün donuk mavisiyle insanda üfleme arzusu uyanadıran tüysü bulutlar, sıcak geçecek günün habercisiydi., | TKiremitçi, 2005, 88 | Ağacımın tepe kısmında bulunan ince yapraklarla dolu, yaklaşık 3 metreye kadar uzayan ince ve tüysü dallarım, gösterişli bir tacı andırır., | TuğbaKaya, Rüzgargülü, Sayı10, Tem2013, 2

s.






tüysüzlük –ğü | Yalnızca, tüysüzlük; fakat serçe gibi kanatlıdır, uçar. Yeşilliklerle beslenir. Serçe gibi huysuz, serçe kadar asabidir. Yediği şeyleri titizlikle seçer, temiz ve taze şeyler yer. Hem tiryakî hem keyif sahibidir. Bedeviler sağlamlıklarını, çevikliklerini çekirgelere borçludurlar.

a.






tüzbilim | yeni. Folklor. İsmet İmamoğlu'nun önerisi. | İnevi Tüzbilimi: Budunbilim, Ağıtlar; İ İmamoğlu, Türk Folklor Araştırmaları; Mart 1950, C 1, Yıl 1, S 8, 117 | Folklor yerine öztürkçe olarak | tüzbilim demeği öneriyorum (tercih ediyorum)., İmamoğlu İsmet, İnevi Tüzbilimi Budunbilim, Ağıtlar, TFA, Mart 1950, S 8, (kapakta Cihanbeyli Folkloru: İnevi Budunbilim ve Ağıtlar), 117

a.






tüze hukuk anatüze anahukuk








tüzel hukukî, hukuksal, hukukla ilgili | Açıklanan görüşler | her olayın tüzel hükümleri, o olayın oluştuğu günde yürürlükte bulunan Yasa hükümlerine bağlıdır kuralını öngören 22.5.1946 tarih, 26/9 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararı ile de uyum halindedir., | Y HGK. T. 17.2.1993, E. 1992/1-750, K. 1993/56 | Bizim 'çelişki' olarak adlandırdığımız bu toplumsal-tarihi durumların antagonist-olan/olmayan diye ayrılamayacağını, tüzel olarak antagonistik-olan/olmayan diye bir şey olmadığını söylemiştim., | MBelge, T, 13.1.2012








tüzel kişilikli

b.s.
tüzel kişiliği olan.

tr. tüz-el kişi-lik-li
"Mevcut tüzel kişilikli işyeri olanlar ve gerçek kişilere ait işletmelerin yanı sıra gezici bayi olmak isteyen vatandaşlar, MP oyunları bayisi olmak için başvuru yapabiliyor.", Şans Postası, 10.04.2021, 6"



tüzükleme a.Bununla beraber, Mısır'da ve Fransa gibi benzer sistem uygulayan memleketlerde bir takım genel hükümler vardır ki parlâmentodan çıkmamıştır, parlâmentonun hiç bir müdahalesi olmadan hükümet tarafından çıkarılmıştır. Bu genel hükümler Fransız terminolojisinde reglemento tüzükler adını almaktadır. Bunun için, devlet başkanının tüzükleme yetkisi (pouvoir eglementaire) vardır denir. Fakat bu tüzüklerin ve tüzükleme yetkisinin mevcudiyeti oraya ağır ve güç meseleler çıkarmaktadır., L Duguit, S Derbil, Kamu hukuku Dersleri, Ankara 1954, 84-85








tüzüksel | tüzükle ilgili | Köy çalışmalarında tüzüksel anlamda sona gelindi; Web sayfasında ise önce blog site denemesi yapılmasına da karar verildi..., | Filozofbilim, facebook, 7.2.2012 | O maddeler ortada duruyorken seçilmiş cumhurbaşkanının o maddelerin gereğini yapmadan o yasal gereklikleri yerine getirmeden Sayın Davutoğlu'nu görevlendirmesinin aday olarak göstermesinin yasal anlamda, anayasal anlamda, tüzüksel anlamda hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur., | AKart, 22.8.2014

s.






Tüzün | 1. Soylu 2. Yüce duygularla yapılan | 1932-1934 yıllarında daha çok, sözcük yapısındaki ekler üzerinde çalışmış olan Gramer-Sentaks kolu, Sentaks Anketi Programı başlıklı bir soruşturma broşürü çıkararak çalışmalarını genişletmiştir. ... anlamına kullanılmakta; tüzün (=asil) çok güzel bir sözcük olarak eski lehçelerde bulunduğu halde buradaki sözlüklere girememiş, soyadı olarak kalmış; eski tükel (=tam, bütün) sözcüğü de benimsenmemiş; yaltırıklı (= nurlu), özenç (= gıpta), kıldacı (=amil) gibi sözcükler tutunamamıştır. A Dilaçar, Türk dil kurumunun 40 yılı, 1972, 67

s.






TV'ci | televizyoncu | Tv: tivi+ Türkçe –ci tivici | TV'cilere meraklı hırsızlık şebekesi bakalım ne zaman bulunacak ve kimler çıkacak!, | AIşıklar, Bugün, 17.3.2015

a.


ing.

TDK-



tvitır

a.
şimdi X adını olan toplumsal mecranın eski adı.

ing. twitter
"Tivitır ing. tweetter "Nihayet tivitır'ı adam gibi kullanan bi ünlü çıktı şu memleketten." R, 4.7.2011"



tweet |

a.


ing.



tweetlemek | tweet+le- | Birileri, yazdıklarımı okumadan, 'mış muş' diyerek yazdı, çizdi, konuştu, bol bol da tweetledi., | AGörmüş, T, 16.3.2012

a.


ing.



Twerk | Ödülünü alması için Solveig tarafından sahneye çağrılan 23 yaşındaki genç kadın futbolcu Hegerberg, ünlü DJ'in 'Daha önce Mbappe için küçük bir dans gösterisi hazırladım ve aynısını senin de yapıp yapamadığını merak ediyorum. Twerk yapmayı (kalça dansı) biliyor musun? ' sorusuyla şaşkına döndü., | Hürr, 4.12.2018

a.






twist yapmak | Kayınvalidenin ihtiyacı için damat kendi evine dava açabilir mi? Aslında hayır ama davacı vekiline helal olsun müthiş bir twist yapmış olmazı oldurmuş :)), @yankibuyuksezer, 13.02.2025, X

b.f.






twit kısa yazı, özlü söz? | twit atmak twit mesajı yazmak. | Twit atıp, ALEMİ düşündüklerinden, yediklerinden içtiklerinden ve yaptıklarından haberdar etmeden birkaç saat bile geçiremeyen twitter bağımlısı kardeşlerin, kendi tesbitlerine göre hangi dertlerine dermandır bu etkinlik, bir de bu kadar vakti nasıl bulurlar merak ederim doğrusu., | Telesiyej, T, 11.7.2011 | twit insanı | Korkarım ki, twit insanlarını gelecekte yeni ve daha derin ontolojik boşluklar bekliyor!, | Telesiyej, T, 11.7.2011 | twit yazmak | Bununla da yetinmeyen Bozkır, bir twit daha yazarak askerlerin yardımlaşma kurumu OYAK'a yüklendi, | | http://qr.cx/nz8d, 5.8.2011 | Twit yürümesi | Tespit edebildiğim kadarıyla son yıllarda Türkçeye kazandırdığımız iki yeni fiil şunlar: Twit yürümesi Eto bitmesi., | 31.8.2019, A Sefa Özkaya, twitter

a.f.






twitçi | Hızlı twitçilerden biri olan Ali Atıf Bir davete eşiyle birlikte geldi., | HıdırGeviş, T, 31.12.2010 | Twitter, yeni bir hayat manası bulduğunu ya da yaşama sanatını zenginleştirici bir aleme daldığını sandırıyordur belki de twitçilere; bir imtiyaz ya da armağan gibi., | Telesiyej, T, 11.7.2011

s.






twitdaş | Kıymetli twitdaşlarım, Biraz önce aldığımız Covid hastasının bir kalpdamarı tam tıkalıydı, stent ile açtık..ama korkmadım desem yalan olur..Üstümüzde kurşun yelek,onun üstünde beyaztulum,onun üstünde de steril mavi forma,N95 maske,ventilli gözlük..vakadan çıkınca sırılsıklamdıkİfadesiz surat , Erhan Tenekecioğlu, 1.4.2020 twitter

a.






twitter | Türkiye'nin ilk Twitter partisi yapıldı., | HıdırGeviş, T, 31.12.2010








twitter-mani | Şan ve şöhret hastaları da 'twitter-mani' halinde., | SinaKoloğlu, MCadde, 22.7.2011








twittercı | Twitircı | Dış basının ve dış güçlerin bu olaylarla ilgisini görmezlikten gelerek ve hatta üstünü örterek, işi çevreci twitırcı oğlanlara bağlayarak yapılan her analiz, hatalıdır , ŞAbak, 24.6.2013eposta | Kendisinden merakla beklediğimiz o fenomene de el atmış, yerle bir etmiş twitter ve twittercıları., | MEsayan, T, 14.7.2011

s.






twitterkeş | Bir twitterkeş olarak, kendi basit cümlelerimle şeytanın kulağıma fısıldadıklarını sufle edeyim. MEsayan, T, 14.7.2011

s.






twittersız | Twittersız olmaz diyen danışmanlarınızla da ilişkinizi yeniden gözden geçirin., | EFındık, DirilişP, 11.9.2015, 2

s.






Fethi Gedikli

  • Özgeçmiş (pdf)
  • Sözlük
    • Dizin(A - Z)
    • Konulara/Alanlara göre
    • Hukuk
    • Edebiyat
    • Dil
    • Tarih
    • Yöreler
    • Kişiler

İletişim

  • fgedikli@istanbul.edu.tr
  • (90) (212) 440 0000 Dahili: 10902
  • İstanbul Üniversitesi
    Hukuk Fakültesi Dekanlığı
    Beyazıt / İSTANBUL
 Okuyucu, Araştırmacı
 Şu an: 2  |  Bugün: 77

10 Temmuz 2025 itibariyle
9864
kez ziyaret edilmiştir.